Ana Sayfa Blog Sayfa 750

Bankalararası Kart Merkezi, kullanıcıları Corona Virüs dolandırıcılarına karşı uyarıyor

Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla birlikte, dolandırıcılık faaliyetlerinde de yeni yöntemler ortaya çıkmaya başladı. İnsanların korku, endişe, merak gibi duygularını istismar eden dolandırıcılar; koronavirüs için bağış toplama, sahte siteler üzerinden hijyen ürünleri satma gibi bahaneler kullanıyor.

Bankalararası Kart Merkezi (BKM) ve siber güvenlik uzmanları kullanıcıları dolandırıcılara karşı daha dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.

Dolandırıcıların kullandığı yeni yöntemler

  • Kendilerini banka çalışanı gibi tanıtabilirler

Telefonla ya da sahte sosyal medya hesapları üzerinden sizinle iletişime geçerek; faiz indirimi, borç öteleme, aidat iptali gibi birtakım vaatlerle bankacılık ve kredi kartı bilgilerinize erişebilir, sizi sahte internet sitelerine yönlendirebilir, sizden şifre ve kişisel bilgilerinizi talep edebilirler.

  • Koronavirüs salgınını kullanabilirler

Sahte siteler üzerinden eldiven, maske, dezenfektan, kolonya vb. ürünlerin satışını yaparak, şifre ve kişisel bilgilerinizi almak isteyebilirler.

  • Bağış talep edebilirler

Salgını fırsat bilen dolandırıcılar yardımseverlik duygularını istismar ederek sosyal medya üzerinden yardıma muhtaç kişiler için “yardıma muhtaç kişiler var”, “acil yardım fonu oluşturuldu” gibi söylemlerle bağış toplama çağrısı yapabilirler.

Dikkat!

Finans kuruluşları güvenlikle ilgili her türlü önlemi alsa da kişisel verilerin güvenliğiyle ilgili özellikle kullanıcıların dikkatli olması gerekiyor. Çünkü ülkemizdeki dolandırıcılığın yüzde 86 gibi büyük bir bölümü, sosyal mühendislik yöntemleriyle yani kullanıcıların duygularına hitap eden yöntemlerle yapılıyor. Dolayısıyla dolandırıcılığa karşı tedbir alma konusunda en büyük iş kullanıcılara düşüyor.

Siber güvenlik uzmanlarından 6 tavsiye

  • Mesaj ve e-postalardaki linkleri kontrol etmeden tıklamayın.
  • Koronavirüs ile ilgili sahte sitelere, kampanyalara ve reklamlara karşı dikkatli olun.
  • Koronavirüs salgınına yönelik bağışlarınızı devlet kurumlarına yapın.
  • Banka veya devlet kurumlarından yapıldığı iddia edilen aramalarda arayan numaranın doğruluğunu internetten teyit edin.
  • Şifrelerinizi, kişisel ve finansal bilgilerinizi kimseyle paylaşmayın.
  • İki adımlı doğrulama özelliğini destekleyen internet sitelerinden alışveriş yapmayı tercih edin.

Turkcell’in ödeme platformu Paycell, Mart ayında tüm zamanların en büyük hacmine ulaştı

Ödeme alışkanlıkları dijitalleşen Türkiye, yeni nesil ödeme platformu Paycell’in sunduğu çözümlere Mart ayında yoğun ilgi gösterdi.

Mart ayında Paycell üzerinden geçen ödeme işlemlerinde tüm zamanların en büyük hacmine ulaşırken, Paycell Mobil Ödeme, kurum faturaları ödeme adedi ve Paycell Kart kullanım hacminde rekor kırdı.

Yerli ödeme platformunda Mart ayında gerçekleşen işlem hacmi, 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 146 artarken, bu artışta kullanıcıların dijital içerik harcamalarının artışı ve ödeme işlemlerini evden yapmak istemeleri etkili oldu.

Kullanıcılara Turkcell hatlarına yansıtarak ödeme imkanı sunan Paycell, anlaşmalı üye iş yerlerinde banka kartına ya da kapıda ödeme işlemine ihtiyaç duymadan alışveriş yapmayı ve ücreti faturaya yansıtma servisi sağlıyor. Özellikle dijital içerik alışverişlerinde yoğun kullanılan faturadan ödeme deneyimi, Paycell’in anlaşmalı olduğu n11.com başta olmak üzere popüler hale geldi. Mart ayında hiçbir temasa gerek olmadan ödeme yaptırabilme imkanı sunduğu için tercih edilen mobil ödemede hacim, geçen seneye göre yüzde 74 oranında arttı.

Paycell hem uygulaması üzerinden hem de Turkcell mağazalarından kurum faturalarının ödenmesine yönelik bir servis de veriyor. Bu kategoride fatura ödeme işlem adedi geçen yılın aynı zamanına göre yüzde 151, fatura ödeme hacmindeki artış ise yüzde 217 olarak artış gösterdi.

Özellikle banka müşterisi olmayan kişiler ile 18 yaşın altındaki nüfusa kart kullanabilme imkanı sunan Paycell Kart’ın işlem hacmi de internet üzerinden yapılan alışverişlerin artmasıyla beraber yüzde 54 yükseldi.

“Ödeme alışkanlıklarımız dijitalleşiyor”

Turkcell Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri Genel Müdürü Melike Kara, Paycell’in sunduğu çözümlerle her geçen gün daha fazla kişiye ulaştığını söyleyerek şöyle devam etti: “Tüm alışkanlıklarımız gibi ödeme alışkanlıklarımız da değişerek dijitalleşiyor. Özellikle bu günlerde hepimiz daha az temas ile yaşamanın koşullarını öğreniyoruz. Nakit para ve herkesin dokunduğu POS cihazlarından şifre girme işlemleri gibi temas gerektiren ödeme yöntemleri yerini tamamen temassız, telefonlarımız üzerinden çalışan ödeme yöntemlerine bırakıyor. Paycell olarak tam da bu noktada yıllardır teknoloji altyapımız ve yenilikçi ürünlerimizle nakitsiz topluma geçiş için yatırım yapıyoruz. Müşterilerimiz Paycell platformu üzerinden birçok ödeme işlemini evlerinden çıkmadan yapabiliyor. Bu yenilikçi bakış açımız tüm zamanların en yüksek işlem hacmine ulaşmamızı sağladı. Bu yükseliş trendimiz önümüzdeki dönemde de devam edecek.”

Kara kullanıcıların Turkcell faturasına yansıtarak ödeme yapabilmelerini sağlayan servislerinin, banka müşterisi olmayan ya da kart kullanmayan bireyler için önemli bir hizmet olduğunu belirterek “Daha çok e-ticaret ve dijital içerik alışverişlerinde kullanılan mobil ödeme ile üye işyeri sayımızı artırarak daha çok yerde müşterilerimize bu hizmeti götürebilmek için çalışıyoruz. Paycell olarak yakın gelecekte üye işyerlerimizde sunacağımız QR kod ile ödeme sayesinde temassız bir ödeme deneyimi de sunmaya başlayacağız” dedi.

Cambridge merkezli sağlık girişimi ElevateBio, 170 milyon dolar yatırım aldı

Tüm dünya için zorlayıcı geçen bu zamanlarda ekonomik belirsizlik sürmesine rağmen yatırımlar durmuş değil. Cambridge merkezli girişim ElevateBio, 170 milyon dolar Seri B yatırım aldı.

Halihazırda yatırımcıları arasında F2 Ventures, MPM Capital, EcoR1 Capital, Redmile Group ve Samsara BioCapital bulunan ElevateBio; The Invus Group, Surveyor Capital, EDBI ve Vertex Ventures gibi isimleri de yatırımcıları arasına ekledi.

Resmi olarak halka arzı henüz bir seneyi geçmemiş olan ElevateBio, yeni hücresel ve genetik terapiler üzerine uzmanlaşırken her biri belirli bir iyileştirici yaklaşımın geliştirilmesine ve üretilmesine adanmış portföyü altında yeni şirketler yaratarak çalışmaya devam ediyor. Aldığı son yatırım ile ElevateBio topladığı yatırımı 300 milyon doların üzerine çıkararak, geçen yıl İsviçre Yatırım Bankası UBS’NİN Onkoloji etki Fonu liderliğindeki 150 milyon dolarlık bir seri a turunu geride bıraktı.

Massachusetts’te tamamlanmak üzere olan 140.000 metrekarelik bir alanı tamamen Ar-Ge çalışmalarına ayıracak şirketin, özellikle kök hücre transplantasyonları ortaya çıkan virüslerle mücadele için T-hücresi immünoterapisi üzerine başlattığı AlloVir klinik çalışmalarının son aşamalarında. Son olarak, aynı zamanda T-hücresi tedavilerini kullanarak kök hücre ile ilgili hastalıkların tedavisine yardımcı olmayı amaçlayan HighPassBio adlı başka bir şirket kurdu.

Tüm bunlar olurken hepimizin birinci gündemi olan COVID-19’u ihmal etmeyen ElevateBio, bünyesindeki AlloVir, T-hücresi iyileştirmesi üzerine olan araştırmasını, hastaların bağışıklık sistemini COVID-19’a karşı güçlendirmek üzere genişletti.

Akakçe, esnafların platform üzerinden sipariş almasını sağlayacak

Tüketiciye mümkün olan bütün fiyat seçeneklerini sunmayı hedefleyen Akakçe, dijital gücünü dağıtım yapabilecek olan tüm yerel esnafın hizmetine sundu. Böylece esnaf, kendi bölgesinde dağıtım yapabilecek ve o bölgedeki siparişleri kendisine yönlendirebilecek.

Akakçe yeni başlattığı proje ile bakkal, market, eczane, petshop gibi dağıtım yapabilecek tüm yerel esnaf ile çalışmayı hedefliyor. Bunun için bir başvuru sayfası oluşturan Akakçe, kaydını yaptıran yerel esnafı da listelerine dahil ederek ücretsiz sipariş almasını sağlayacak.

“Bugünler içindir Akakçe!” sloganıyla hareket ederek küçük perakende esnafının zor günlerinde önemli bir misyon üstlendiklerini belirten Akakçe Genel Müdürü Koray Karataş, “COVID-19 salgını nedeniyle ticaretin olumsuz etkilendiği bir dönemde, işleri azalan bakkal ve market gibi yerel satıcıları da güçlü sipariş ağımıza ekleyerek, bu zor günleri hep birlikte atlatmak için çalışacağız. Salgın nedeniyle fiziken el ele veremediğimizden, dijital dünyada güç birliği yaparak tüm zorlukların üstesinden birlikte geleceğiz” dedi.

Yandex Navigasyon, COVID-19 döneminde kurum aramalarındaki değişiklikleri yayınladı

Türkiye’de koronavirüs COVID-19 salgınının yaygınlaşmasıyla insanlar evlerine kapanırken, yollardaki trafik yoğunluğunda da büyük oranda azalma meydana geldi. Yandex Navigasyon’da yapılan aramalar, yaşanan düşüşü çarpıcı oranlarla gözler önüne serdi.

29 Şubat – 1 Nisan tarihleri arasında kaydedilen verileri analiz eden Yandex Navigasyon şu bilgilere ulaştı:

Dönemin koşullarına bağlı olarak Yandex Navigasyon’da yapılan aramalarda yaşanan düşüşten en çok restoranların ve lokantaların etkilendiği görüldü. 29 Şubat – 1 Nisan tarihleri arasında geçen bir aylık zaman içerisinde restoranların ve lokantaların arama yoğunluğu Mart ayının ilk iki haftası ortalaması ile karşılaştırılınca -%89 oranında azaldı.

Zorunlu ve günlük ihtiyaçlar için eczaneler, nöbetçi eczaneler ve market aramalarında ise trend yine aşağı doğru olsa da düşüş oranı diğer sosyal nedenlerle yapılan aktivitelere göre daha farklı gerçekleşti.

Eczane/nöbetçi eczane aramalarındaki düşüş oranı, yine Mart ayının ilk iki haftasına göre -%46 olarak kaydedildi. Eczane kategorisinde farklı olarak salgının başladığı hafta ve hafta sonu trendi, normal zamanlarla benzerlik gösterdi. Market aramalarındaki düşüş ise -%61 olurken, özellikle son haftalarda bu kategorideki aramaların standart bir seyirde ilerlediği görüldü.

Karantina günlerinde espor ve oyun dünyası, gittikçe artan bir ilgi görüyor

Covid-19 salgınına yönelik alınan önlemler kapsamında birçok ülkede sokağa çıkma yasağının ilan edilmesi ve karantina uygulamaları başta hizmet sektörü olmak üzere birçok sektörü olumsuz etkiledi. Spor ve müzik gibi eğlence sektörlerinin de olumsuz etkilendiği bu dönemde dijital oyun ve espor endüstrisinin büyüme trendi ise daha da ivme kazandı.

  • 9 Mart 2020 tarihinden itibaren video oyunlarına harcanan rakamın bir önceki seneye göre %60 arttığı bilgisine yer verildi.
  • Video oyunlarına olan ilginin artması ile olağanüstü internet yoğunluğunun önüne geçilmesi için alınan tedbirlere de değinildi.
  • Raporda yer verilen bilgiler arasında Akamai dağıtım ağının Microsoft ve Sony ile anlaşarak internet kullanımının yoğun olduğu saatlerde Xbox ve PSN’lerde oyun indirmeyi kısıtlama kararı alması da dikkat çekiyor.

İnsanlık, sosyalleşmek için dijitale sarıldı; anlık oyuncu sayılarında tüm zamanların rekoru kırıldı

En büyük oyun dağıtım ağı olan Steam’deki anlık oyuncu sayısının istatistiklerine yer verilen rapora göre, krizin başladığı mart ayı başı itibariyle yükselişe geçen oyuncu sayısı ilk kez mart ortasında 20 milyonun üzerine çıkarken 29 Mart itibariyle 23.434.674 oyuncu ile tüm zamanların rekoru kırılmış oldu.

Dünya genelinde ülkelerde evde kalan sayısı arttıkça anlık oyuncu sayıları da rekorlar kırarak yükseliyor. Steam’in yanı sıra Epic, Origin, Uplay gibi platformalarda zaman zaman kapasite sorunları yaşanıyor. Oyuna gösterilen ilgideki bu artış aynı zamanda bilgisayar ve donanım tüketimlerine yansıyarak oyun bilgisayarları alanında satışların artmasına da sebep oluyor.

Salgının şu anki merkezi olan Avrupa ve Amerika’da online oyun trafiklerinin artışta olduğuna dikkat çeken rapora göre İtalya’da 9 Mart’ta gelen karantina kararından sonra oyun trafiğinde %70 artış görüldü. Verizon’un verdiği rakamlara göre ise ABD’de en yoğun saatlerde oyun oynayan sayısındaki artış %75’e ulaştı.

Oyun Şirketleri Değerini Koruyor

Amerika’da Nasdaq’ın çok kısa sürede %19,6 değer kaybetiği, borsada işlem gören tüm firmaların derinden sarsıldığı mart ayının ilk yarısında aynı dönemde “Call of Duty: Warzone” oyunu ile 30 Milyon adet indirme sayısını yakalayan Activision şirketinin değer kaybı yalnızca %6,5 ile sınırlı kaldı.

ESL Türkiye Şampiyonası’nın canlı yayın izlenme saatleri rekor kırıyor

Rapora göre, ülkemizde salgına yönelik önlemlerin arttığı 15-16 Mart tarihinden itibaren Intel ESL Türkiye Şampiyonası’nın canlı yayın izlenmesi ve sosyal medya gösterim rakamlarında ciddi bir artış gerçekleşti. Raporda, son 14 günde canlı yayın platformu Twitch üzerinde Türk yayıncılarının ürettiği oyun içerikleri arasında en çok tüketilen 10 oyundan 6 tanesinin espor oyunu olduğu bilgisi verildi. Bu oyunlara ait canlı yayınların saat bazında izlenme istatistiklerine göre; League of Legends 1,364,834 saat, CS:GO 932,894 saat, Call of Duty: Modern Warfare 617,884 saat, PUBG 349,627 saat, Teamfight Tactics 226,076 saat ve Fifa 20 141,808 saat izlendi.

Corona Virüs ile değişen online ödemeler, hacker tehditleri ve siber güvenlik sorunları

Kurumlara online ödemeler esnasında siber güvenlik çözümleri sunan PCI Checklist’in kurucu ortağı Kıvanç Harputlu, konuk yazar olarak; Corona Virüs’le birlikte ödeme alışkanlıklarındaki değişim, hacker tehditleri ve siber güvenlik sorunlarını ele alan bir yazıyı egirişim için hazırladı.

Sosyal mesafemizin artması, hayatımızı evlerimizde geçirmemizle birlikte kredi kartlarımız da daha fazla online alışverişlerde kullanılmaya başlandı. Ancak burada şimdiden söyleyelim bu artış ciro olarak rakamlara yansımayacaktır. Çünkü online ödemeler yaptığımız uçak bileti, otel, mobilya alışverişlerimiz yerini daha çok market, sağlık ve kitap gibi daha az tutarlı alışverişlere bıraktı. Bu yüzden, online ödemelerin sayısı artsa da, cirolara bunun yansımadığını gözlemleyebiliyoruz. Bununla birlikte bu süreçte BKM’nin verilerine göre 3 milyon kart ilk kez online ödeme ile tanıştı. Tüm bu bilgileri toparlayacak olursak;

  • Daha fazla online alışveriş yapıyoruz.
  • Daha düşük tutarlı alışverişler gerçekleştiriyoruz.
  • Kredi kartlarımızı daha fazla sayıda online alışveriş sitesinde kullanıyoruz.
  • Online ödemelere yeni kullanıcılar ekleniyor.

Kısacası biz sosyal mesafemizi korurken, kredi kartlarımızın online seyahati artıyor.

Bu durumu şimdi bir de siber güvenlik açısından ele alalım; online seyahat eden daha fazla kart verisi ve ilk kez online alışveriş ile tanışan kullanıcılar… Bu, hackerlar gözünde avlanılabilecek daha fazla kart verisi anlamına geliyor. Bunun birçok sebebi var ancak biz üç ana sebepten gidelim;

  • Online ödeme ile yeni tanışmış kişilerin oltalama e-postalarına veya tehlikeli sitelere fazla alışık olmaması
  • Hackerların, siber güvenlik zafiyetleri olan online alışveriş sitelerini ele geçirdiklerinde toplayabileceği kart sayısının daha yüksek olması
  • Hackerların, banka veya ödeme sistemcisine kıyasla, daha kolay hackleyebileceği online alışveriş sitelerine odaklanıyor olması (Kaynak: Verizon 2019 – Veri Sızıntısı Raporu)

Bu durum ilerleyen süreçte özellikle kart üreticisi bankalar ve sanal POS sağlayıcıları için ciddi bir tehlike anlamını da taşıyor. Çünkü cirolar artmazken, kartların atak yüzeyi artmış oluyor ve aldıkları riskler de artıyor. Zaten hali hazırda The Nilson Report’a göre her sene yaklaşık %20 fraud kayıpları artıyor. Bu durum ise bu kayıpları daha da arttıracağa benziyor.

Bu süreçte kart üreticileri ve sanal POS sağlayıcıları nelere dikkat etmeli?

Bankaların ve sanal POS sağlayıcılarının hizmet verdikleri üye işyerlerinin (online ödeme alan siteler) güvenlik denetimlerini arttırması gerekmekte. Çünkü bu efor hem e-ticaretin gelişimi hem de şirketlerin risk yönetimi açısından ciddi bir öneme sahip. Bu süreçte tabi ki en büyük görev de online ödeme alan sitelere düşüyor. Siber güvenlik tarafında mutlaka yatırımlarını arttırmaları ve güvenlik seviyelerini arttırmak için çaba sarf etmeleri oldukça önemli. Tabi tüm bunları anlatması kolay, uygulaması ise zor. Aslında bu durumlar bizim neden PCI Checklist’i kurduğumuzu anlatıyor.

PCI Checklist olarak bu süreçte çözdüğümüz sorunlar neler?

Online ödeme alan sitelerin çoğunun siber güvenlik önlemleri için ayırabileceği büyük bir bütçesi yoktu, bununla birlikte bankaların ve sanal POS sağlayıcılarının, üye işyerlerini siber güvenlik analizlerini ve yönetimini yapabileceği bir yapı da yoktu.

Tüm bu sorunlardan yola çıkarak hayata geçirdiğimiz PCI Checklist, bugün Türkiye’nin en büyük bankaları tarafından kullanılmaya başlandı ve online ödeme alan sitelerin denetimlerini her geçen gün sayısı artarak yapmaya devam ediyoruz. Burada en sevindiğimiz noktalardan biri de bu denetimleri yaparken e-ticaret sitelerine açıkları hakkında bilgi vermek ve nasıl çözülebileceklerini hazırladığımız makaleler ile anlatmak. Böylece şu zor süreçte ayakta kalmaya çalışan KOBİ’lerin ve onların müşterilerinin daha güvenli alışveriş yapmasını sağlarken, kart üreticileri ve sanal POS sağlayıcılarının risklerini de minimize edebiliyoruz.

Evden çalışmanın şirketlere etkileri nasıl oldu?

Bu yaptığımız güvenlik testleri hiçbir entegrasyon gerektirmediği için şu an tüm ekibimiz evlerinden çalışıyor ve müşterilerimizle dirsek temasımız aynı şekilde devam edebiliyor. Hatta şu an aramıza yeni müşterilerimiz de katılıyor ve onların da kurulumlarını uzaktan gerçekleştiriyoruz. Bu süreçte genel olarak startupların evden çalışmaya geçişinin diğer firmalardan çok daha hızlı gerçekleştiği kanaatindeyim. Bunun sebebi muhtemelen bulut tabanlı yazılımların startuplarda daha fazla tercih edilmesi olmuştur. Ancak bu süreçte kurumsalların uzaktan çalışmaya geçişi biraz daha sancılı oldu.

Yöneticilere ve Evden Çalışanlara Tavsiyeler!

Hem I.T. ekiplerinin hem de uzaktan çalışanların dikkat etmesi gereken birçok konu var. Aşağıda sizin için tavsiyelerimizi derledik;

Yöneticiler için Tavsiyeler:

  • Personel erişimi için SSL VPN kullanın: Günümüzdeki modern güvenlik duvarı cihazlarının birçoğunda yerel ağ ile uzaktaki cihazlar arasında tünel oluşturmak için SSL VPN kullanılmaktadır. Bu erişim teknolojisi ile verileriniz internet üzerinden hedefine giderken adeta bir tünel içerisindeymiş gibi dış kaynaklarla etkileşim kurmadan verinin güvenli bir şekilde akışını sağlar. SSL VPN denenmiş ve güvenilirliği kanıtlanmış bir uçtan uca şifreleme yöntemidir.
  • Çalışanların VPN ile erişebildiği alanları sınıflandırın: Active Directory ya da LDAP gibi kullanıcı yetkilendirme protokolleri kullanılabileceği gibi, küçük işletmelerde SSL VPN ile erişilebilen yerler kullanıcıların alanlarına göre sınırlandırılabilir, örneğin
    • Yazılımcı: Yazılım geliştirme sunucuları
    • Devops: Yedek ve yönetim hariç tüm sunucular
    • Backoffice: Muhasebe sunucusu
    • CTO: Tüm sunucular
  • Güçlü parola ilkesi uygulayın: İçerisinde harfler, sayılar ve noktalama işaretlerinin de olduğu güçlü parolalar için gerekli güvenlik ilkesi yapılandırmaları sağlanmalıdır.
  • Çok faktörlü kimlik doğrulama kullanın: MFA olarak da bilinen bu yapı sayesinde ek bir güvenlik katmanı sağlanabilmektedir. Kullanıcılar şifrelerini bir yere yazmaya ya da otomatik doldurma ile kaydetmeye eğilimli oldukları için artık tek başına şifre koruması yeterince güvenli olarak düşünülmemektedir. MFA için cep telefonunuza yükleyeceğiniz Google Authenticator ya da Microsoft Authenticator gibi uygulamalarla, kullanıcı adı ve şifre girişinin ardından bu uygulamalardan alınacak 6 haneli, zaman içinde kullanımı dolan ek şifreleme servisini web sitenize ya da servislerinize entegre edebilirsiniz.
  • SSL kullanın: Web siteleri, servisleri ve API’ler tarayıcılar tarafından desteklenen SSL sertifikaları ile koruma altına alınmalıdır.
  • Güvensiz iletişim protokollerini kapatın: Telnet, SMTP, HTTP ve FTP gibi protokoller yerine SSH, SMTPS, HTTPS ve SFTP kullanılmalıdır.
  • DNSSEC kullanın: DNS Sunucularında DNSSEC uzantısı aktif hale getirilmelidir, DNSSEC uzantısı aktif hale getirildiğinde Man-in-the-Middle (MitM) saldırılarına karşı ek güvenlik sağlamış  olursunuz.
  • Buluta geçiş yapın: GSuite, Slack, Confluence, Jira ve Trello gibi uygulamalarla bir çok iş sürecini kolayca buluta taşımaya başlayabilirsiniz.
  • Mutlaka yedek alın: Almış olduğunuz yedeklerin mutlaka farklı bir ortamda tutulmasını, mümkünse ikinci bir coğrafik konumda tutulmasını sağlayın. Herhangi bir siber güvenlik saldırısı sonucunda verileriniz silinebilir ya da şifrelenebilir, bunun yanı sıra uzaktan çalışma nedeniyle hırsızlık olaylarında da artış görülebilir.

Uzaktan çalışanların alması gereken önlemler

  • SSL VPN kullanın: Mümkünse SSL VPN ile ofis kaynaklarına bağlanmaya çalışın, eğer firmanız bu erişim tipini desteklemiyorsa Google Chrome Remote Desktop eklentisi ile istediğiniz yerden ofis bilgisayarınızdaki oturumunuza ulaşın.
  • Ortak kullanılan bilgisayarlar üzerinden ofis kaynaklarına bağlanmayın: Ortak kullanılan bilgisayarlarda virüs ve truva atı gibi zararlı yazılımlar olabileceği gibi klavyeden yazdıklarınız loglanıyor ya da ekran hareketleriniz kaydediliyor olabilir.
  • Oturumunuzu aile bireyleri ile paylaşmayın: Bilgisayarlarınızı aile bireyleri ya da çocuklarınızla paylaşıyorsanız mutlaka kendinize ait bir kullanıcı adı ile giriş yapabilecek şekilde bilgisayarınızı yapılandırın, özellikle çocuklar bilmeden zararlı linklere tıklayarak zararlı yazılımların bilgisayara yerleşmesine neden olabilmektedir.
  • Güvenli olmayan web sitelerini ziyaret etmeyin: Chrome, Firefox ya da Internet explorer gibi tarayıcılarda adres çubuğunda yazılı olan alan adının yanında kilit işaretinin olmasına dikkat edin. Özellikle kahve dükkanları ve restoranlar gibi ortak ağların kullanıldığı yerlerde, eğer tarayıcınızda kilit işareti bulunmuyorsa, iletimi sağlanan verileriniz aynı Wi-Fi ağını kullanan bilgisayarlar tarafından okunabilir.
  • Güçlü şifreler kullanın: Harfler, sayılar ve noktalama işaretleri içeren güçlü şifreler kullanın, Örneğin: 74wDC:!`V8H+>Vpg:
  • Olta e-postalarına dikkat edin: Eğer bir e-posta içerisinde link ya da buton varsa, tıklamadan önce fare ile sırasıyla hem gönderen kısmının hem de butonun üzerine gelin, gönderen e-posta adresinin ve butonun yönlendirdiği alan adının tutarlı olup olmadığına dikkatle bakın, eğer şüpheleniyorsanız tıklamayın. Bazı şüpheli alanadları kısaltma kullanılarak gönderilmektedir. Bağlantıya tıklamadan önce kopyalayıp, kısaltmayı açan servisler ile nereye yönlendiğini kontrol edin.
  • Antivirüs yazılımı kullanın: Antivirüs yazılımları hafızadaki ve diske yazılmakta ya da okunmakta olan tüm verileri tarar, böylelikle hem uzaktan gelebilecek virüslere karşı koruma sağlayacağınız gibi, bilgisayarınızdaki virüslerin de geçişini engellemiş olursunuz.
  • Sistemlerinizi güncel tutun: Bilişim ve siber güvenlik sektörünün sürekli ve hızlı bir şekilde gelişen yapısı sebebiyle güncel tutulmayan hiç bir yazılımın güvenli kalması mümkün olmuyor. Dolayısıyla sisteminiz için bir güncelleme takvimi belirleyip, belirli aralıklarla güncelleme yapmalısınız.
  • Oturumunuzu kapatın: Bilgisayarınızın başından uzaklaşmadan önce oturumlarınızı mutlaka kapatın. Pek çok servis, hangi cihazlarda aktif oturumlarınız olduğunu gösterecektir, aktif olarak kullanmadığınız veya şüheli görünen oturumları kapatmayı ihmal etmeyin.

CY Vision, Revo Capital’den 2 milyon dolar yatırım aldı

Patent korumalı holografik görüntüleme teknolojisi kullanarak Sanal ve Artırılmış Gerçeklik konularında geniş yelpazeli çözümler üreten yerli girişim CY Vision, Revo Capital’den 2 milyon dolar yatırım aldı.

CY Vision, Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) hazırladığı Türkiye’nin Otomobili projesinde üstlendiği hologram teknolojisi ile yer alıyor. Bu yatırım Revo Capital’in 41 milyon euro’luk yeni fonunun da ilk yatırımı oldu.

Bayrakdar, bunun yanı sıra 6 firma ile yatırım süreçleri için görüşmeleri sürdürdüklerini vurgulayarak “Küresel anlamda yatırımların hepsi durdu kimse yatırım yapmak istemiyor ama bu hastalık bir şekilde yenilecek ve ortam yıl içinde değişecek. Biz ülkenin yarınından ve kendi çapımızda can suyu vermekten sorumluyuz. O nedenle gündelik sıkıntıların moralimizi bozmaması gerekiyor” diye konuştu.

“Otomotiv devleri bu teknolojinin peşinde”

Yeni yatırım yaptıkları CY Vision şirketinin sahiplerinin Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hakan Ürey ve Akbank’ın eski Dijitalden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Orkun Oğuz’un olduğu bilgisini verdi. Şirketin Ar-Ge’sinin Türkiye’de, satış ve pazarlamasının Silikon Vadisi’nde olduğunu söyleyen Bayrakdar, “Bu start-up AR-Hud yani arıtılmış gerçeklik teknolojisi ile görüntüyü hiçbir ek araç kullanmadan görmenizi sağlıyor. Yani Google haritaya bakmayıp ön camı reflektör gibi kullanarak sürücü ve yolcular yol hakkında bilgi sahibi oluyor. Proje şu an araştırma geliştirme aşamasında ve tüm küresel otomotiv devleri bu teknolojinin peşinde” ifadelerini kullandı.

10 şirketimiz sektörlerinde lider

Cenk Bayrakdar, Revo Capital’in 2013’te ilk fonunu kurduğunu ve 66 milyon dolarlık bir fon olduğunu hatırlatarak, ilk fonda 19 yatırım yaptıklarını hatırlattı. Bu fondaki kendisinin kurduğu diğer bir şirketle birlikte 20 şirkete ulaştıklarını dile getiren Bayrakdar, “Üç şirketimizi de sattık. Bulut bilişim üzerinde çalışan bir diğer start-up’ımızın da satışı yakın. Şirketlerimizin 10 tanesi kendi sektörünün lideri” diye konuştu.

Honda, 300’den fazla ürününü sanal gezebileceğiniz Honda Koleksiyon Salonu’nu yayınladı

Japonya’daki Twin Ring Motegi pistinde bulunan Honda Koleksiyon Salonu, Honda tarafından geliştirilen 300 adedin üzerinde ürüne ev sahipliği yapıyor ve bunların 360º sanal tur üzerinden ziyaret edilmesine imkân sağlıyor.

Ziyaretçiler burada otomobiller, motosikletler, güç üniteleri ve hatta yarış otomobillerine kadar uzanan geniş bir koleksiyonu yakından inceleyebiliyor.

Honda tarihini gözler önüne seren üç kat

Honda’nın yeni yaklaşımı ile sanal ziyarete açılan Honda Koleksiyon Salonu, markanın seri üretim modellerine ve yarış makinelerine ilham veren tutkuyu gözler önüne serme amacı ile 1998 yılında açıldı.

Honda’nın 70 yıllık tarihine damga vuran en ikonik ürünlerin sergilendiği Honda Koleksiyon Salonu’nda 3 ayrı kat bulunuyor. Bu katları koltuklarından kalkmadan gezebilecek olan sanal tur katılımcıları markanın tarihini video ve fotoğraflarla yaşama şansını yakalıyor.

Honda severler otomobil, motosiklet ve güç ürünleri bölümlerini 2’inci katta görebiliyor. 1963 yılında tanıtılan ilk ‘kompakt spor’ model olan S500 bu alanın yıldızı olarak öne çıkıyor. Markanın Prelude, NSX ve Civic gibi efsanevi modellerinin yanı sıra aynı zamanda Japon otomobil pazarının gelişiminde önemli bir yere sahip olan mikro otomobillerden Kei Cars gibi modeller de sergileniyor. Ayrıca 1967 yılında satışa sunulan ilk seri üretim mikro otomobil olan Honda N360 gibi Honda’nın en eski modellerinden bazıları da burada sergileniyor. Sergilenen ikonik iki tekerlekli araçlar arasında dünyanın ilk seri üretim dört silindirli motosikleti CB750 ve oval pistonlu NR de yer alıyor.

Honda Koleksiyon Salonu’nun 3’üncü katı, Honda’nın yarış geçmişini sergiliyor. Bu alanda bugün de hala yarışan Honda’nın tek koltuklu yarış otomobilleri, GT’ler ve motosikletler bulunuyor. Honda’nın yarış dünyasındaki önemli başarılarını gözer önüne seren yarış otomobillerinin de sergilendiği kat pist heyecanını yaşatıyor. Bu katta sergilenen araçlar arasından Brezilyalı pilot Ayrton Senna’nın yarıştığı McLaren-Honda veya Mike Hailwood’un Man Adası TT zaferlerine koştuğu altı silindirli RC166 gibi modeller öne çıkıyor.

Hayallerin Fabrikası

Honda Koleksiyon Salonu, kökleri 1940’lı yıllara dayanan Honda tarihindeki önemli gelişmeleri sergiliyor. Teknoloji ile ulaşım araçlarını birleştirerek insanlara daha konforlu bir hayat sunmayı amaçlayan kurucu Soichiro Honda’nın o dönemlerdeki imkanlarla radyo vericisi için kullanılan bir jeneratör motorunu bisiklete takarak başladığı yolculuğun tüm kilometre taşları bu salonda anlatılıyor. Attığı ilk adımı daha da geliştirerek ilk önce motorları herhangi bir bisiklete uygulanacak şekilde; yakıt deposu, gaz kolu, teller ve diğer parçalar dahil hazır kit olarak satmaya başlayan Soichiro Honda’nın 1948 yılında kurduğu Honda Motor’un 70 yıllık tarihinin tüm başarıları Honda Koleksiyon Salonu’nda görülebiliyor.

Market ürünlerinizi kapınıza getiren Hint merkezli ​​BigBasket, 60 milyon dolar yatırım aldı

Kişisel veya evsel ihtiyaçlarınızı kapınıza kadar getiren online market BigBasket, müşterilerin artan talebini karşılamak için ülkedeki işlerini ölçeklendirme yolunda 60 milyon dolar yatırım aldı.

Alibaba, Mirae Asset ve CDC Group dahil olmak üzere mevcut yatırımcılarla birlikte, BigBasket’in kurucu ortağı Vipul Parekh bu tura katıldı. Parekh, girişimin önümüzdeki altı ila dokuz ay içinde daha büyük bir finansman turunu kapatmak istediğini söyledi.

CBInsights’a göre, geçen yıl Unicorn statüsüne ulaşan sekiz yaşındaki girişim, bugüne kadar yaklaşık 720 milyon dolarlık girişim sermayesi ve borç finansmanı sağladı.

Parekh, girişimin agresif bir şekilde müşterilerin artan talebini karşılamak için daha fazla dağıtım personeli istihdam edeceğini söyledi. Yeni Delhi geçen ay ülke çapında COVID-19 nedeniyle evlerine kapandı ve bu durum birçok işletmeyi aksattı.

Parekh, BigBasket’teki siparişlerin hacminin son haftalarda beş kat arttığını söyledi. Ancak girişim, birçok işçinin memleketlerine taşındığı veya mevcut ortamda çalışma konusunda temkinli olduğu için müşterilere ürün teslim etmek için yeterli insan bulmakta da ayrıca zorlanıyor.

Bu dağıtım sorundan ötürü BigBasket, son bir hafta içinde Hindistan’ın bazı bölgelerine yiyecek dağıtmak için Uber ve iki tekerlekli mobilite şirketi Rapido ile ortaklık kurdu.

BigBasket, Hindistan’da 20’den fazla şehirde faaliyet gösteriyor ve müşterilerine on binlerce market ürünü sunuyor. Stokları güvence altına alma konusunda Parekh, girişimin şu anda herhangi bir sorun yaşamadığını söyledi.

BigBasket’in rakibi SoftBank destekli Grofers’ın sipariş adetlerinde de bir artış görülmüş. Girişim son üç hafta içinde 1 milyon eve teslimat yapıladığını söyledi.

Ancak büyümeye rağmen, Grofers kurucu ortağı ve genel müdür Albinder Dhindsa çevrimiçi bakkalın genel perakende pazarının sadece yüzde 0.2’sini oluşturduğunu söyledi. “Bu krizin sonunda muhtemelen% 0,5’e ulaşacağımızı düşünüyorum, ama bu hala önemsiz bir pay” dedi.