Ana Sayfa Blog Sayfa 749

MENA bölgesinde çalışmalarını sürdüren fintech Mamo Pay, 1.5 milyon dolar yatırım aldı

Sade ve kullanışlı olmasıyla kendini öne çıkaracağı düşünülen ödeme uygulaması Mamo Pay, mevcut yatırımcılarından 1.5 milyon dolar yatırım aldı.

Global Founders Capital (GFC), Global Ventures, VentureSouq, MSA Capital, Dubai Angel Investors (DAI), 500 Startups gibi yatırım şirketleri dışında birçok melek yatırımcının da destek verdiği Mamo Pay, eski Google çalışanları Mohammad El Saadi, Asim Janjua ve Imad Gharazeddine tarafından kuruldu. Kuruculardan Asim, Careem’in eski ekip liderlerinden biri.

Mamo Pay, birkaç dokunuşla ve ücretsiz bir şekilde ailenize, arkadaşlarınıza ve işletmelerinize ödeme yapma imkânı sunan bir fintech girişimdir. Para transferi için gerekli olan bilgiler sadece mail adresi ve telefon numarası, böylece kullanıcılar IBAN numarasına bile gerek kalmadan güvenli ve hızlı bir şekilde ödeme işlemlerini gerçekleştirebilecek.

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli girişim, bölgesel katılımcıların %87’sinin para transferi konusunda zorlandıklarını fark ederek MENA bölgesinde (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) banka işlemleri ile ilgili zorlukları ortadan kaldırmayı ve sadece işlemleri kolaylaştırmayı değil aynı zamanda bölgeye finansal farkındalık, eğitim ve olgunluk getirmeyi amaçladıklarını da belirtiyorlar.

Mamo Pay ekibinin üstesinden gelmek istediği bir diğer konu, bölgede banka hesapları açamayan düşük gelirli işçilerin neden olduğu nakit tabanlı ekonomiyi teknoloji tabanlı ekonomiye çevirmek. Mamo Pay’ın vizyonu ise para göndermekten, bir restoranda faturayı bölmeye, KOBİ’ler ve girişimciler için ödemeleri hızlandırmaya kadar her şeyi basit hale getirmek. Mamo Pay şu anda Android’de bu yıl piyasaya sürülmek üzere test ediliyor, ardından iOS ve web sürümleri de yer alacak.

Deliveri: Online teslimat hizmeti veren mobil uygulamalar arasında fiyat karşılaştırma servisi

Günümüzde online teslimat uygulamalarının oldukça yaygınlaştığına ve kullandığımız şahit oluyoruz. Değişen alışveriş alışkanlıkları, yeni çıkan mobil veya web uygulamaları, bizi karar verme sürecinde oldukça zorluyor. Markete mi gitsek, online teslimat uygulamasından mı söylesek? veya getir‘den mi söylesek yoksa banabi‘den mi? gibi sorularla bazen karar veremediğimiz oluyor.

Market ürünlerini sipariş verebileceğiniz online teslimat uygulamaları kendi aralarında bazen fiyat bazen kampanya bazen de teslimat süresi rekabetine giriyor. Tabi bu noktada önemli olan: fiyat.

Çiğdem ÖztabakErsan BilikNadir Can KavkasOzan Onur TekRaşit Özdoğlar ve Rıfat Arıcanlı tarafından Aralık 2019’da kurulan yerli girişim Deliveri, bu uygulamalar arasında fiyat, süre, kampanya vb. karşılaştırmalar yaparak sizin sipariş sürecinde karar vermenizi sağlıyor. İlk olarak; Getir, Banabi, istegelsin, Migros Hemen, Migros ve Hepsiexpress’le başlayan girişim, bu uygulamalar arasında almak istediğiniz ürünlerin karşılaştırmasını yaparak, size en uygun olanını bulmanıza yardımcı oluyor.

Deliveri kurucularının bu uygulama ile son zamanlarda insanların ihtiyaç duyduğu girişimlerinden birini hayata geçirdiğini özellikle söylemek isteriz.

Deliveri, kurumsal hayatta yolları kesişmiş, birlikte projelerde çalışmış bir ekipten oluşuyor. Ekibin şu an kurumsal hayat tecrübeleri devam ediyor. Fikrin ilk ortaya çıkmasındaki ilk katkıyı sağlayan Ersan, kurucu ekibi bir araya getirip bu uygulama fikri ile diğer kurucu ortakları ikna ettikten sonra, hep birlikte Deliveri’nin hayata geçirilmesi için kolları sıvıyorlar.

Uygulama, kurucuların tam zamanlı işlerinden kalan boş vakitlerinde -yani evlerinde geçirdikleri zamanlarda- hafta içi akşamları ve hafta sonu tam odaklı slack grubunda tartışarak ortaya çıkarılmış.

Ekipteki her bir kurucunun kendine özel uzmanlık alanı var. Tasarımcı, pazarlama, iş geliştirme, finans ve strateji rolü haricinde herkesin bir de yazılım kökeni var.

Kuruculardan Çiğdem; “Kurumsal hayattan yıllardır birbirini tanıyan insanların olması da işimizi ve iletişimi kolaylaştırdı.” açıklamasını da ayrıca yaptı.

Deliveri uygulaması kullanıcılar tarafından kullanılacak mı, bir kere mi yoksa sürekli mi kullanılacak diye ilk etapta MVP olarak ilerlemiş. Karşılaştırma yaptıkları online market alışverişi pazarında su dikeyini de eklersek 24-25 oyuncu var. Biz en çok kullanılan 6 tanesini ekledik. Şu an, Getir, Banabi, istegelsin, Migros Hemen, Migros ve Hepsiexpress’i hem ürün fiyatları hem de teslimat süreleri açısından karşılaştırıyoruz.

Uygulama hem App Store’da hem de Google Play’de 18 Mart 2020’de yayınlandı. Prototip olarak çıktıkları versiyon, kullanıcılardan aldıkları geri bildirimler ve kullanım alışkanlıkları doğrultusunda şu an sürekli güncelleme yaparak geçiyor. Kurucular iyi bir ilgi gördüğünü özellikle dile getiriyor. Uygulamanın tutundurma oranı günlük (DAU) şu an için yüzde 35’ler seviyesinde olduğu söyleniyor.

Girişiminizi rakiplerinden ayıran özellik nedir? 

Kuruculardan Çiğdem; “Deliveri’nin kendi dikeyinde şu an bir rakibi bulunmuyor. Online market uygulamaları ülkemizde hızlı büyüyen bir sektör. Dolayısıyla bir çok oyuncu bu sektöre girmeye başladı, oyuncular arttı. Getir ile başlayan bu girişim, yakın zamanda diğer oyunculara sıçradı. Şu an hem market hem de su dikeyinde yaklaşık 25-26 adet oyuncu var. Yerel girişimleri de ekleyince bu sayı artıyor. Bu sektörün hedef kitlesi de bu seçenekler arasında karar vermede zorlanmaya başlamıştı. Biz MVP için en çok kullanılan 6 oyuncuyu karşılaştırmaya başladık. Hatta Glovo’yu da eklemiştik listeye ancak onlar pazarı terk edince uygulamadan çıkardık.

Özellikle ürünlerin fiyatları, sağlayıcılar arasında değişkendi. Teslimat süreleri de ihtiyaca yönelik olarak önemliydi. Biz deliveri ile kullanıcının bu seçenekler arasından kendi ihtiyacına en uygun market servis sağlayıcısını bularak tasarruf etmesini sağlıyoruz. Değer önerimiz çok net; tasarruf etmeni istiyoruz. deliveri online market alışverişinin kimden daha hızlı geleceğini sana söyler, böylece zamandan tasarruf edersin, ya da aradığın ürünün en düşük fiyatla sağlayanı bularak bütçenden tasarruf edersin.” dedi.

Girişimin hedefleri

Kurucular, girişimin hedefleriyle ilgili yaptığı ortak açıklamada; “Şu anda globalde fizibilite aşamasındayız. İspanya, Fransa, Almanya ve Avusturya pazarlarını inceliyoruz. Bir “deliveri – global” indeksi üzerinde çalışıyoruz. Global’de ilk hangi ülke deliveri için en uygun hedef olmalı sorusunun cevabını vermek için bir metodolojiye ihtiyacımız var. Şu anda online market alışverişi pazarında ürünün ayağına hızlıca gelmesi anlamında Türkiye en ideal ve rekabet anlamında da en hareketli pazar. Dolayısı ile çok doğru bir yerde olduğumuzu düşünüyoruz.” dediler.

Biz de girişimi artık yakından takip ediyoruz. Yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşacağız.

Öğrenciler için iş fırsatlarını listeleyen Pangea.app, 400 bin dolar ön tohum yatırımı aldı

Okul ücretini karşılamak isteyen ya da günlük hayatına destek olacak paraya ihtiyaç duyan üniversite öğrencileri, çareyi yarı zamanlı işlerde çalışmakla buluyor. Maddi gereksinimlerin dışında birçok üniversite öğrencisi, öğrencilik döneminde iyi şirketlerde önemli tecrübeler edinerek özgeçmişine katkı sağlamayı hedefliyor.

Öğrencilerle şirketleri buluşturan girişim Pangea.app, Boston merkezli PJC Ventures ve Underdog Labs‘ten 400 bin dolar ön tohum yatırımı aldı. Daha önce melek yatırımcılardan da farklı tutarlarda yatırım alan Pangea.app özellikle uzaktan çalışmaya uygun iş fırsatlarıyla karantina süresince işlerini büyütmeyi hedefliyor.

COVID-19 döneminde uzaktan çalışmaya uygun iş ilanları dikkat çekiyor

Şimdiden yüzü aşkın kolej ve üniversitenin dahil olduğu Pangea.app ile birlikte öğrenciler grafik tasarım gibi evden çalışabileceği alanlarda iş fırsatı yakalıyor. Özellikle COVID-19 salgını nedeniyle stajı iptal olan birçok öğrenci, Pangea.app ile freelance çalışabileceği işlere yöneliyor.

Pangea.app yapısı gereği garsonluk ve baristalık gibi işler yerine çevirmenlik, web geliştirme, arayüz tasarımı, grafik tasarım, yazılım geliştirme, office programları gibi uzaktan çalışmaya uygun alanlarda iş fırsatları sunuyor.

Bu dönemde her ne kadar birçok şirket için işe alma süreci durmuş olsa da uzaktan çalışmayla faaliyetlerini yürütebilen şirketler, yetenekli öğrencilerden destek almaya devam ediyor. Ayrıca öğrenciler de gelir elde etmenin yanı sıra iş deneyimlerini geliştirerek tecrübelerini arttırıyor.

Endeavor Türkiye’nin COVID-19’un girişimcilere olan etkisini ölçtüğü anketin sonuçları

Endeavor Türkiye, COVID-19’un girişimcilere etkilerini ölçmek amacıyla Nisan başında bir anket gerçekleştirdi. Yaklaşık 250 girişimcinin katıldığı online ankette katılımcılara, COVID 19 salgını sonrasında ticari hayatlarının nasıl etkileneceğine ilişkin sorular soruldu.

Gelen yanıtlara göre süreçte girişimcilerin en büyük endişesinin yüzde 70 ile müşteri kaybı ve yeni müşteri bulamama olduğu ortaya çıktı. Müşteri kaybını yüzde 49 ile ödemelerin gecikmesi, yüzde 37 ile fon sürecinin sekteye uğraması, yüzde 27 ile yerel ve uluslararası ulaşımın kısıtlanması/önemli toplantıların ertelenmesi, yüzde 25 ekiplerin yönetimi/ çalışan güvenliği ve yüzde 23 ile tedarik zincirinde aksamalar izledi. Öte yandan COVID-19 sürecinin geçmiş krizlere göre benzersiz olması ve gelecek öngörüsünün yapılamaması da katılımcıları endişelendiren konular arasında.

Girişimcilerin yüzde 70’i, 2020 kar hedeflerinde azalma beklerken, yüzde 65’i giderlerini kısmak için şimdiden önlemler almaya başladığını ifade ediyor. Hangi giderlerin kısılacağı sorulduğunda ise yüzde 50 ile operasyonel giderler birinci sırada yer alıyor. Operasyonel giderleri yüzde 40 ile pazarlama giderleri, yüzde 29 ile ödemelerin ertelenmesi, yüzde 12 ile çalışma saatlerinin düzenlemesi ve yüzde 10 ile üretim kısıtlaması takip ediyor.

Girişimciler evden çalışmaya hızlı adapte oldu

Bu zor durumu atlatmak için önerileri sorulduğunda ise katılımcıların yüzde 73’ü devlet hibe desteğinin faydalı olacağı görüşünde birleşiyor. Öte yandan yüzde 67’si vergi muafiyeti, yüzde 36’sı banka kredisi, yüzde 19’u mentörlük desteği öneriyor.

Girişimciler evden çalışmaya da hızlı adapte olmuş görünüyorlar. Şirketlerin yüzde 90’u evden çalışmaya geçerken, geri kalanlar ise bir iki haftaya geçme planları yapıyorlar. Genel olarak, evden çalışmanın şirket verimliliğine katkısını olumlu olarak değerlendiriyorlar.
Girişimciler mevcut durumun devam etmesi halinde kaynaklarının tükenmesinden de endişeli. Girişimcilerin yüzde 27’si en fazla 1-3 ay dayanabileceğini belirtirken, yüzde 36’sı 3 -6 ay, yüzde 26’sı ise 9 aydan az dayanabileceğini söylemiş.

Anketi birçok farklı sektörden girişimciler yanıtladı. Ticaret, perakende, kurumsal yazılım teknolojilerinin yanı sıra, oyun/e-spor, turizm, reklam/medya gibi sektörlerden de katılımlar oldu. Katılımcıların yüzde 65’ten fazlasının şirket yaşı 5’ten küçük ve büyük çoğunluğu 25 kişinin altında çalışan sayısına sahip.

“Bu Dönemde Ayakta Kalan Güçlenecektir”

Son dönemde yaşananlar tüm sektörler gibi girişimcileri de oldukça etkiledi. Bir yandan ticari zorluklarla boğuşan, bir yandan da çalışanların moralini yüksek tutmaya çalışan girişimciler oldukça zorlu bir dönemden geçiyorlar. Fakat olumsuzlar kadar olumlu gelişmeler de oluyor. Bu gelişmeler doğrultusunda online kanallara yönelen iş geliştirmeye odaklanan veya hemen harekete geçerek değişime adapte olmaya odaklanan girişimciler de mevcut. Süreci değerlendiren Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Emre Kurttepeli bu dönemde girişimcilere 6 maddelik önerilerini şöyle sıralıyor:

  • İlk önceliğinizin çalışma arkadaşlarınız ve müşterilerinizin sağlık ve emniyeti olması gerekiyor. Bundan hiçbir durumda taviz vermeyin.
  • Bu kriz döneminde nakit akışı, karlılıktan veya büyümeden çok daha önemli. Hızla nakit akışı yönetimine geçin. Küçülüp ayakta kalmak, küçülmeden şirketinizi kapatmaktan her zaman daha iyidir.
  • Şu anda masraf kısmak kaçınılmaz. Geçmiş krizlerin bize verdiği derslerden biri, masraf kısmak konusunda en hızlı davrananın ayakta kaldığı. Unutmayın ki böyle dönemlerde, ne kadar zor olsa da masrafları düşürmek finansal kaynak bulmaktan çok daha kolay ve hızlıdır.
  • Her gider eşit değildir. Giderleri düşürürken miktardan ziyade stratejik (core-competency) olup olmadığına bakın. Stratejik giderler en son kısılacak olanlardır çünkü kriz sona erdiğinde ve yeniden büyüme dönemi başladığında bu giderlere tekrar ihtiyacınız olacak.
  • Tahsilatlarınıza çok dikkat edin, onları yakından takip edin.
  • Bu dönem sonunda ayakta kalanlar daha da güçlenecekler. Yani bu dönemi atlatınca öncesinden daha iyi günler sizi bekliyor. Bunu aklınızdan hiçbir zaman çıkarmayın.

Infografik

Kuantum teknolojisi üzerine çalışan Seeqc, M Ventures’tan 5 milyon dolar yatırım aldı

Kuantum işlemcileri yönetmek için klasik bilişimin en iyi şekilde nasıl kullanılacağını araştıran, nispeten yeni bir kuantum bilişim sistemleri sınıfının da parçası olan Seeqc, stratejik kurumsal risk sermayesi şirketi M Ventures‘tan 5 milyon dolar yatırım aldığını açıkladı. Almanya ilaç endüstrisinin dev isimlerinden Merck, Seeqc için stratejik bir ortak olup uygulamaya özel kuantum bilgisayar geliştirmek için Ar-Ge çalışmalarını geliştirmesine yardımcı olacak.

M Ventures’ın yaptığı bu yatırıma ek olarak Seeqc; BlueYard Capital, Cambium, NewLab ve New York için Ortaklık Fonu dahil olmak üzere, 6,8 milyon dolarlık tohum turu da dahil olmak üzere toplam 11 milyon dolar yatırım almış oldu.

Kuantum işlemciler, yeni ilaçlar geliştirirken de sıkça kullanılmaya başlandı. Dolayısıyla büyük ilaç şirketlerinin Seeqc gibi şirketlere stratejik yatırımlar yaparak rakiplerinin önüne geçmeye çalıştığını gözlemleyebiliyoruz.

Seeqc’in arkasındaki büyük fikir, günümüzün devasa kuantum bilgisayarlarını daha yönetilebilir bir boyuta getirmek. Bunu Hypres’in süperiletkenler konusundaki uzmanlığı ile beraber analog ve dijitalin birleşiminden oluşan hibrit bir yaklaşım ile yapmak istiyor.
Şirket, klasik hesaplamanın kuantum işlemciyle birlikte konumlandırılmasının, en iyi performansı elde etmek için kritik olduğunu, kendi fabrikasını işlettiği için süperiletkenlerin tasarım test ve inşa sürecinde doğru altyapı ve uzmanlığa sahip olan nadir şirketlerden biri olduğuna inanıyor.

Seeqc’in CEO’su John Levy; “Seeqc’in hibrit yaklaşımıyla, kuantum bilgisayarların gücünü dijital bir çip üzerinde sistem ortamında kullanıyoruz; daha fazla kontrol, maliyet azaltma ve enerjide büyük bir azalma sağlayarak ticari ölçeklenebilirliğe daha uygulanabilir bir yöntem sağlıyoruz.” dedi.

Büyük ölçekli kuantum bilgisayarlarda maliyeti 400’de 1’e düşürmeyi planlayan şirket, elindeki fonu, sistemin küçük ölçekli bir versiyonunu oluşturmak için kullanacak.

M Ventures başkan yardımcısı bu yeni iş birliği için heyecanını dile getirirken “Şu anki süper iletken kuantum bilgisayarların gürültülü orta ölçekli kuantum döneminin ötesinde ölçeklenmesinin, kübit kontrol ve kablolamada temel değişiklikler gerektireceğini biliyoruz. Kuantum teknolojilerinde derin uzmanlığa dayanan Seeqc, mevcut zorlukların üstesinden gelmeye ve analog, mikrodalga kontrollü yapıları bozmaya yönelik net ve önemli ölçüde düşük maliyetli bir yönteme sahiptir.” diye ekledi.

Daha verimli kuantum kontrol şemaları üzerine çalışan tek girişim elbette Seeqc değil. Quantum Machines özel bir işlemciyi de içeren donanın/yazılım kuantum düzenleme platformu için girişim sermayesi yarattı ancak şirketin genel yaklaşımı Seeqc’den oldukça farklı.

Facebook, insanların birbirine destek olabileceği Topluluk Yardımı özelliğini hayata geçirdi

İnsanların yaşlı komşuları için market alışverişi yapmak, ihtiyacı olanlara yemek dağıtmak ya da bağış kampanyalarına katılmak gibi yardımlarda bulunabileceği “Topluluk Yardımı”na, facebook.com/covidsupport adresi üzerinden ya da Facebook’un geçtiğimiz günlerde Türkiye’de dahil olmak üzere 30’dan fazla ülkede kullanıma sunduğu Koronavirüs (COVID-19) Bilgi Merkezi’nden erişilebilecek.

Facebook’un, insanların doğal afetler sonrasında ihtiyaç duydukları yardıma ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla ilk olarak 2016 yılında Kriz Yardım Merkezi bünyesinde hayata geçirdiği “Topluluk Yardımı”, insanları harekete geçmeye ve acil ihtiyaçları için yardım almaya teşvik etmeyi amaçlıyor.

Yardım İste veya Yardım Teklif Et

Konuyla ilgili konuşan Facebook Türkiye Kamu Politikaları Departmanı Başkanı Çağatay Pekyörür, şöyle dedi: “Salgının ortaya çıkmasından ve özellikle insanların sosyal mesafe kuralını uygulamaya başlamasından bu yana, birçok kişinin bağlantı kurmak ve yerel topluluklarını desteklemek için Facebook’a yöneldiğini gördük. Türkiye’de de risk grubunda olan ya da salgın ile en ön safta mücadele eden birçok insan, acil ihtiyaçlarını karşılamak ve destek almak için ‘Ev Hayat Dolu’ gibi Facebook topluluklarını aktif olarak kullanıyor. Bu durum, insanlara topluluk kurma gücünü misyonu haline getirmiş bir şirket olarak bize inanılmaz bir ilham verdi. ‘Topluluk Yardımı’ ile daha önce benzeri görülmemiş bu zor zamanlarda insanların en kolay şekilde yardım istemelerini ve yardım etmelerini sağlamayı umuyoruz. Önümüzdeki süreçte, insanların platformlarımız üzerinden en güncel bilgilere ve kendilerine yardımcı olacak içeriklere erişebilmelerini sağlamak ve onlara salgına karşı harekete geçmeleri için daha fazla yol sunmak için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”

Facebook’un, insanların ulusal ve küresel sağlık otoritelerinin en son güncellemelerine ve hastalıkların önlenmesiyle ilgili en doğru içeriklere ve uygulamalara ulaşabilmeleri adına geçtiğimiz günlerde hayata geçirdiği “COVID-19 Bilgi Merkezi” ve Facebook ve Instagram’da çıkan öğretici açılır iletiler, şimdiye kadar 1 milyardan fazla insanı sağlık kuruluşlarının sunduğu kaynaklar ile bir araya getirdi.

TT Ventures, yerli yazılım firması Virasoft’un yüzde 12,2’sine ortak oldu

Türk Telekom’un kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures, dijital patoloji alanında yenilikçi teknolojiler üreten yerli yapay zeka firması Virasoft’la güç birliği yaptı.

Türk Telekom Strateji, Planlama ve Dijital Genel Müdür Yardımcısı Barış Karakullukçu, geliştirdiği son teknoloji ürünleriyle kanser teşhisinde doğruluk oranını yüzde 60’lardan yüzde 96’lara çıkaran Virasoft’la yaptıkları iş birliğinin sektörde öncü niteliğinde olduğunu belirtti.

Yerli ve millî üretim anlayışıyla Türkiye’nin dijital dönüşümüne öncülük eden Türk Telekom, kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures ile dijital sağlık hizmetleri alanındaki yatırımlarına bir yenisini daha ekledi. TT Ventures, sağlık sektörüne yönelik yenilikçi çözümleriyle başarılı projelere imza atan yerli yazılım firması Virasoft’un yüzde 12,2’sine ortak oldu. Bu güç birliğiyle TT Ventures, Virasoft’un dijital patoloji alanındaki ürünlerinin geliştirilmesinde önemli rol üstlenecek.

Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Telekom Strateji, Planlama ve Dijital Genel Müdür Yardımcısı Barış Karakullukçu; “2018 başında kurduğumuz, sektörün ilk kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures ile büyüme aşamasındaki yenilikçi teknoloji girişimlerine yatırım yaparak ülke ekonomisine katma değer oluşturmayı hedefliyoruz. Dijital sağlık hizmetleri, öncelikli yatırım alanlarımızdan biri. Bu kapsamda, özellikle dijital patoloji alanında geliştirdiği ürünlerle fark yaratan yerli yapay zeka şirketi Virasoft’a ortak olduk. Sağlığın ve bu alana yapılan yatırımların ne kadar önemli ve stratejik olduğunu yeniden hatırladığımız bu günlerde, sağlık sektöründe fark yaratacak proje ve girişimlerimiz devam edecek” dedi.

TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan ise iş birliği hakkında: “Sağlık, enerji ve eğitim alanlarında parlak fikirlere ve başarılı girişimlere verdiğimiz destekler doğrultusunda bugün dijital patoloji alanında hem yurtiçinde hem de yurtdışında önemli başarılara imza atacağına inandığımız Virasoft’a yatırım yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Yerli girişimleri desteklemek ve onları global pazara hazırlamak adına üzerimize düşen görevi yerine getirmeye devam edeceğiz” dedi.

Orthero, sağlık personelinin maske ihtiyacı için 3D yazıcı üretim bandıyla destek oluyor

Yerli girişim Orthero, sağlık personelinin maske ihtiyacını karşılamak için 3D yazıcı üretim bandını seferber etti. Koruyucu maske üretimine destek olan ORTHERO, maskelerin aralarında İstanbul, Tekirdağ, Ankara, Bursa ve Gaziantep’in yer aldığı 12 ildeki hastanelere ulaştırılmasında önemli bir rol aldı.

Tüm Türkiye Corona Virüs salgınına karşı canla başla mücadele eden sağlık personeli için seferber olmuş durumda. Birçok kurum ve kuruluş, sağlık çalışanlarının acil ihtiyaç listesinde yer alan ürünler konusunda onlara destek oluyor. Türkiye’nin ilk yerli ve 3D yazıcı teknolojisiyle kişiye özel ortodontik şeffaf plaklarını üreten Orthero, sağlık çalışanlarının maske ihtiyacını karşılamak için 3D yazıcılarını ve üretim bandını seferber etti. İTÜ ARI Teknokent’te 50 kişiyi aşan ekibi ve üretim kapasitesiyle Türkiye’nin en büyük 3D üretim merkezlerinden birine sahip Orthero, sağlık çalışanlarının ihtiyaç duyduğu koruyucu maskeleri ücretsiz üretiyor.

Maskelerin yüzde 20’sini üretti

Konuyla ilgili konuşan Orthero Genel Müdürü Yonca Eldener, “Corona Virüs ile mücadele için üretim merkezimizi açtık ve ülkemizin bu zorlu dönemi aşması için elimizden gelen desteği veriyoruz. Türkiye’nin en büyük 3D yazıcı ile üretim kapasitesine sahip şirketlerinden biri olarak, Corona Virüs ile mücadelede ihtiyaç duyulan koruyucu maskelerin deneme üretimini gerçekleştirdik. Deneme üretiminin tamamlanmasıyla birlikte üretim sürecine geçildi. İTÜ bünyesinde bugüne kadar ihtiyacı olan sağlık birimlerine gönderilen maskelerin yüzde 20’si ORTHERO tarafından üretildi. İTÜ ve Sağlık Bakanlığı koordineli çalışarak, koruyucu maskeleri aralarında Afyon, Ankara, Bursa, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Konya, Sakarya, Tekirdağ ve Yalova’nın yer aldığı illerdeki hastanelere ulaştırdı” dedi.

Farklı meslek grupları için de üretilecek

Eldener, “Bundan sonraki süreçte Corona Virüs ile mücadele sürecinde aktif olarak yer almaya ve ihtiyaçlara yönelik üretime devam edeceğiz. Öncelik sağlık çalışanları olmak üzere, farklı meslek grupları için de maske üreteceğiz” diye konuştu.

Avansas’ın bireysel sipariş veren müşteri sayısı yüzde 400 arttı

Toplum sağlığı için herkesin evde kaldığı ve sosyal izolasyonun bir sorumluluk olarak kabul edildiği bu dönemde tüketiciler, günlük ihtiyaçlarını karşılamak için eticaret sitelerine yöneldi. Vatandaşların temel gıda ürünlerini de evden çıkmadan alma ihtiyacı; Avansas’ın temizlik ve gıda kategorilerindeki ürünlerine olan talebi yüzde 70, bireysel sipariş veren müşteri sayısını ise yüzde 400 artırdı.

Corona Virüs pandemisi nedeniyle; toplum sağlığı için evde kalmanın bir sorumluluk olarak kabul edildiği bu dönemde, Türkiye’de de sosyal izolasyona riayet edenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Salgının yayılımını en aza indirmek ve risk grubundaki kişileri tehlikeye atmamak için eve kapanan tüketiciler, tüm ihtiyaçlarını e-ticaret platformlarından karşılamaya başladı. Bu süreçte tüketicilerin beklentilerini en sağlıklı şekilde karşılayabilmek için satın alma davranışlarını gözlemlediklerini belirten Avansas Genel Müdürü Sedat Anak, “Ülke genelinde sosyal izolasyon uygulayanların sayısının hızla artmasıyla, daha önce hiç ‘eve teslim’ sipariş vermeyen tüketicilerde bile ciddi bir talep artışı gözlemlendi” dedi.

Temizlik ve gıda kategorilerinde yüzde 70’in, bireysel sipariş veren müşteri sayısında ise yüzde 400’ün üzerinde artış yaşandı

E-ticarette yaşanan talep artışını değerlendiren Anak, “Sektöre dair daha kapsamlı ve somut bir projeksiyon önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır. Ancak bize gelen sipariş detayına bakarak şimdiden temizlik ve gıda kategorilerinde yüzde 70’in, bireysel sipariş veren müşteri sayısında ise yüzde 400’ün üzerinde bir artıştan söz etmemiz mümkün. Bu artışı ise 1 iş gününde dağıtım yapabilmemize olanak sağlayan kendi lojistik filomuza bağlıyoruz” dedi.

Anak, Avansas olarak tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçlarını en önemli öncelikleri kabul ettiklerini belirterek, “İçinde bulunduğumuz bu süreçte gerek firmaların gerekse bireysel tüketicilerin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanıyoruz. Taleplerin oranları bize gösterdi ki, tüketicimiz bizden temel ihtiyaçlar konusunda da hizmet bekliyor. Biz de bu ihtiyaca sessiz kalmadık ve her bütçeye uygun ‘Temel İhtiyaç Paketleri’ hazırladık” bilgisini verdi.

Yerli girişim Ecording, drone’ları ile 250 bin tohum atarak #EvdeKalOrmanı kuruyor

Workup’ın 8. dönemine seçilen girişimlerden Ecording ekibi, Corona Virüs nedeniyle #evde kal hareketini desteklemek amacıyla drone’larla 22 futbol sahası büyüklüğünde alanı ağaçlandıracak. 250 bin tohumun atılacağı alan #EvdeKalOrmanı adıyla hayat bulacak.

Bahçeşehir Üniversitesi Kuluçka, Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde (BAUICE) çalışmalarını sürdüren Ecording ekibi, Covid-19 virüsünün yayılma risklerine karşı ‘Evde kal’ hareketini desteklemek amacıyla 250 bin tohumu toprakla buluşturmaya hazırlanıyor. Daha yeşil, sağlıklı ve yaşanılabilir bir dünya bırakma yolunda farkındalık yaratmayı hedefleyen projede şirketler ve kişiler adına tohum atışı da yapılacak.

Orman Genel Müdürlüğü ve partner marka destekleriyle koronavirüs salgınını önleme kapsamında evde kalınan her gün, Ecording tarafından geliştirilen tohumlama ve ağaçlandırma yapan insansız hava araçları (ecoDrone) ile Ankara’da kurulacak olan Evde Kal Ormanı’na bir tohum topu atacak. Dünyaca ünlü teknoloji şirketlerinden Dell ve Intel’in de sponsor olduğu ve sosyal medya üzerinden yaratılacak kampanyada #EvdeKalOrmanı etiketi ile evde yapılan her paylaşım için ecoDrone’lar aracılığıyla #EvdeKalOrmanı’na bir tohum topu atışı gerçekleştirilecek.

Evde Kal Ormanı Projesi ile ilgili açıklamalarda bulunan Ecording’in kurucusu Mert Karslıoğlu, “Bugünlerde sağlığımızın ve sevdiklerimizin benzersiz kıymetini bizlere fazlasıyla hissettiren günlerden geçmekteyiz. Tüm bunların yanı sıra insanlık olarak; dünyamızın, yaşamımızın ve doğamızın üzerindeki rolümüzün önemini de daha fazla kavramaktayız. Ecording olarak bu süre aralığında devam eden çalışmalarımızın belirli bir kısmını durdurup, koronavirüs ile mücadele için çözümler üretmeye başladık. Marka olarak en büyük avantajlarımızdan biri, hali hazırdaki ağaçlandırma çalışmalarını insansızlaştırıyor olmamızdır. Bu sebeple #EvdeKalOrmanı projesi ortaya çıkmış olup, insanları virüsün yayılım risklerine karşı önlem olarak tavsiye edilen sosyal izolasyonun teşvik edilmesinin sağlanması amaçlanmıştır” ifadelerini kullandı.

Bireysel ve kurumsal çevre bilincini ve farkındalığını arttırmaya yönelik çalışmalar yapan ve buna yönelik çevre teknolojileri geliştiren bir sosyal girişim olan Ecording; geliştirilen ecoDrone adlı insansız hava aracı ağaçlandırmaya hızlı ve teknolojik bir alternatif oluşturuyor. Gövdesinde bir depo ve tohum topu atıcısının bulunduğu droneların yaptığı iş, ulaşılması zor alanlara havadan tohum topu atışları gerçekleştirmek. ecoDrone’lar her uçuşunda 15 dakika havada kalıyor ve 2 hektarlık alana, öngörülen sıklıkta ve sürede 2500 tohum topu atışı gerçekleştirebiliyor. Tohumların atışı gerçekleştirilen yüzeye yapışıp tohumun tutunmasını sağlayacak bir karışım ve içindeki tohumdan oluşan tohum topu atışlarını gerçekleştiriyor. Tohum toplarının üretimi iklim değişikliğinden kaynaklı gelir eşitsizliği yaşayan kadınlar tarafından gerçekleştiriliyor ve böylece hem kadın istihdamına destek sağlanıyor hem de iklim değişikliğiyle toplu olarak mücadele ediliyor.

“Türkiye’nin ve dünyanın karbon emisyonunu azaltmak için mücadele ediyorlar”

Ecording, perakende sektöründe satılan her ürün veya hizmet için tohum topu atıp, Ecording etiketli satılan ürün modelini geliştirmeye ve her sektörden marka ve kurumla bu çalışmayı amaçlıyor. Şirket, kısa vadede ağaçlandırmayı kurum, dernek ve şirketlerle bağımsız bir model üzerinden gerçekleştirmeyi, uzun vadede ise işbirliği içinde olduğu ihracatçı ve global partner firmalarla yurtdışı pazarına açılmayı hedefliyor. Bu, Türkiye’nin ve dünyanın karbon emisyonunu azaltmak anlamına da geliyor. Ecording, ayrıca 2 yıldır her bir sosyal medya takipçisi için ağaçlandırılması gereken alanlara bir tohum topu atışı gerçekleştirerek çevre farkındalığı yaratıyor.