Ana Sayfa Blog

Diştedavim, 15 milyon dolar değerleme üzerinden 440 bin dolar yatırım aldı

Diş kliniklerinin randevu, ödeme ve hasta yönetim süreçlerini dijitalleştiren sağlık teknolojisi girişimi Diştedavim, yeni yatırım turunu başarıyla tamamladı.

Girişim, 15 milyon dolar değerleme üzerinden 440.000 dolar yatırım alarak büyümesini hızlandırdı.

Bu yatırım turuna, Dubai merkezli Casta Healthcare tarafından yeni kurulan VC fonu liderlik etti. Tura, önceki yatırımcıların bir kısmı da devam yatırımıyla katıldı.

Hizmet vermeye başladığı 2022 yılından bu yana Türkiye genelinde 70 milyon doların üzerinde dental ödemeye aracılık eden Diştedavim, hasta tarafında online randevu ve taksitli ödeme çözümleri sunarken, klinik tarafında dijital hasta kazanımı ve yönetim altyapısı sağlıyor.

Yeni yatırım, şirketin yapay zeka entegrasyonlarını arttırmak, “dentalprices” ve “dtPAY” markalarının global açılımın ilk fazını başlatmak için kullanılacak.

Diştedavim’in kurucusu ve CEO’su Efe Çelebi yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“Bu yatırım, yalnızca bir finansman değil; global hedeflerimiz için önemli bir başlangıç. Türkiye’deki güçlü altyapımızla edindiğimiz deneyimi şimdi uluslararası pazarlara taşıma zamanı. Casta Healthcare gibi stratejik bir yatırım ortağı ile bu yolda ilerlemek bizim için büyük bir fırsat.”

Göz hastalıklarını yapay zeka ile erken aşamada tespit eden PerVision, 3 milyon dolar yatırım aldı

Her yıl milyonlarca insan, glokom ve uzun süre fark edilmeyen diğer göz hastalıkları nedeniyle görme kaybı riskiyle karşı karşıya kalıyor. Küresel ölçekte görme kaybının ekonomik maliyetinin yılda 400 milyar ABD dolarını aştığı ve yaşlanan nüfusla birlikte bu yükün daha da artacağı öngörülüyor. Günümüzde kullanılan standart göz testleri ise yoğun kaynak gerektirmesi, zaman alıcı olması ve birçok hastaya ulaşamaması nedeniyle yetersiz kalıyor.

İsviçre merkezli medtech ve yapay zekâ girişimi PeriVision, göz testlerini yeniden tanımlamak için geliştirdiği VisionOne platformu ile bu soruna çözüm sunuyor. VisionOne, ticari VR gözlüklerini ileri düzey yapay zekâ algoritmalarıyla birleştirerek dünya genelinde 100 milyon glokom hastası için daha hızlı, güvenilir ve hasta dostu görme alanı testleri sağlıyor.

Şirket, platformunu retina hastalıkları için yeni testlerle genişletmek, gelişmiş yapay zekâ destekli analiz araçları ve klinik entegrasyon çözümleri eklemek amacıyla 2,4 milyon CHF (3 milyon dolar) tohum yatırım turunu başarıyla tamamladığını duyurdu.

Yatırım turuna; ARYA VC liderlik ederken, DART Ventures, Zühlke Ventures, MEDKAP, SICTIC, Yapay Zeka Fabrikası, Venturekick, InaTec, Juchum Foundation, CADFEM ve OOMNIUM gibi yeni ve mevcut yatırımcılar da katıldı. Teknoloji, sağlık ve girişim ölçeklendirme konularında geniş uzmanlığa sahip bu yatırımcı çeşitliliği, PeriVision’in büyüme yolculuğuna stratejik bir katkı sağlıyor.

Son üç yılda birçok hibe ve ödülle de desteklenen PeriVision; EIT Health Wild Card kazandı, Innosuisse tarafından iki proje hibesi aldı, FIT’ten kredi desteği gördü, Switzerland TOP100 Startups listesine girdi ve Venture Leaders Medtech 2023 programında yer aldı. Ayrıca Innosuisse Scale-up Coaching ve Biopôle Vanguard Accelerator programlarına kabul edilerek sektörde güçlü bir konum elde etti.

Yatırım kapsamında PeriVision yönetim kuruluna DART Ventures Genel Müdürü Arijana Walcott katılırken, ARYA VC Genel Ortağı Sanem Tatlıdil Özal ise gözlemci üye olarak yerini aldı.

PeriVision CEO’su Patrick Kessel, “Böylesine deneyimli bir yatırımcı grubunu bünyemize katmaktan gurur duyuyoruz. Bu yatırım, yalnızca hedeflerimize ulaşmamızı sağlayacak sermayeyi değil, aynı zamanda yönetim kurulumuza paha biçilemez bir uzmanlık da kazandırıyor” dedi.

Şirket, halihazırda AB, ABD ve İngiltere’de sertifikasyonlarını aldığı ilk ürününün lansmanını gerçekleştirmiş olup, 2025’te bu pazarlardaki varlığını genişletmeyi hedefliyor.

Bugüne kadar 98 girişimi mezun eden Lonca Girişimcilik Merkezi, 8. yılını kutluyor

Lonca Girişimcilik Merkezi, sekiz yıldır Türkiye girişimcilik ekosisteminde teknoloji odaklı girişimlerin yanında yer alıyor.

2017’de Kuveyt Türk öncülüğünde kurulan Lonca, bugüne kadar 4 bini aşkın başvuru arasından seçilen 98 girişimi mezun etti. Program kapsamında girişimcilere 500 bin doları aşan hibe desteği, eğitim ve mentorluk olanakları, Ar-Ge ve açık ofis imkânları sunuldu.

Mezun girişimler, Kuveyt Türk ile yürüttükleri iş birlikleri sayesinde büyümeye devam ediyor. Mezun girişimlerden 30’u, Lonca’nın bugüne kadar sağladığı desteklere ek olarak çeşitli yatırımcılardan toplamda 16,5 milyon doları aşkın yatırım alarak yollarına devam etti. Lonca Girişimcilik Merkezi, farklı sektörlerde üretilen yenilikçi çözümleri destekleyerek girişimcilik ekosisteminin gelişimine katkı sağlamayı sürdürüyor.

“Lonca Girişimcilik Merkezi olarak girişimcilerle birlikte büyümeye devam ediyoruz”

Kuveyt Türk Dijital Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Okan Acar, verdiği demeçte;

“Lonca Girişimcilik Merkezi sekiz yılda güçlü bir ekosistem oluşturdu. Bugün sadece finans alanında değil, yapay zekâdan sağlığa, hukuk teknolojilerinden sigortacılığa kadar pek çok farklı alanda girişimcilerle yan yana yürüyoruz. Onların geliştirdiği yenilikçi çözümleri desteklerken biz de bu yolculuktan öğreniyoruz. 11. dönemde aramıza katılan 13 girişimle birlikte etkimizi daha da genişletiyor, girişimcilere sürdürülebilir iş modelleri geliştirmeleri için gereken tüm desteği sunuyoruz.”

11. dönemden öne çıkan başlıklar

Bu yıl Lonca’ya seçilen 13 girişim, özellikle yapay zekâ tabanlı çözümleriyle dikkat çekiyor. Ankara merkezli 5 girişimin de yer aldığı 11. dönemde; kod inceleme süreçlerini hızlandıran araçlardan işitme engelliler için anlık çeviri teknolojilerine, kamp ve glamping rezervasyon platformlarından veteriner klinikleri için bulut tabanlı yönetim sistemlerine kadar geniş bir yelpazede teknoloji geliştiren girişimler programa dahil oldu.

Yeni dönemde seçilen girişimler, 300 bin TL’ye kadar nakit hibe desteğinin yanı sıra kapsamlı bir hızlandırma programına dahil olacak. Girişimler, Kuveyt Türk’ün API servislerinden faydalanarak ürünlerini geliştirme imkânı bulacak, açık ofis alanlarından yararlanabilecek ve Kuveyt Türk ile potansiyel iş birlikleri geliştirebilecek. Ayrıca, girişimlerin ekosistemde daha fazla görünürlük kazanması için etkinlik ve fuar katılımlarında da destek sunulacak. Lonca, her dönem olduğu gibi bu dönemde de girişimcilerin ihtiyaç duyduğu alanlarda yenilikçi çözümler üretmeleri için yol arkadaşı olmayı sürdürecek.

Ekosistem partnerliği ve iş birlikleri

Başta girişimciler olmak üzere daha geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen Lonca, önümüzdeki dönemde partner ağını genişletmeyi hedefliyor. Ulusal ve uluslararası kurumsal firmalar, girişimcilik merkezleri ve akademik kurumlarla ortak programlar ve etkinlikler düzenleyecek. Kuveyt Türk, Lonca programında yer alan girişimcilerin müşterisi ve iş ortağı olarak bankacılık süreçlerinde yenilikçi ürün ve hizmetleri deneyimliyor.

1 milyon 860 bin TL’den başlayan fiyatla Togg’un ikinci modeli T10F satışa sunuldu

‘Bir otomobilden fazlası için’ yola çıkan Togg, Münih’teki IAA Mobility 2025’te dünya kamuoyuna tanıttığı ikinci cihazı T10F’i Türkiye’de satışa sundu. Avrupa pazarındaki otomobillerin güvenliğinin değerlendirildiği bağımsız Euro NCAP programının tüm testlerinden en yüksek seviye olan 5 yıldız alan T10F, kullanıcıların ilgisine sunuldu. 160 kW / 218 beygir güç ve 350 Nm tork üreten T10F RWD (arkadan itiş) versiyonları, iki farklı batarya seçeneğiyle 350 km’ye (52,4 kWh batarya) ve 623 km’ye (88,5 kWh batarya) varan menziller sunuyor.

T10F’in fiyatları şöyle:

  • V1 RWD Standart Menzil: 1 milyon 860 bin TL
  • V1 RWD Uzun Menzil: 2 milyon 170 bin TL
  • V2 RWD Uzun Menzil: 2 milyon 345 bin TL

T10F V2 için bireysel ve kurumsal kullanıcılara kampanya devrede

Togg, T10F V2 için özel finansman seçeneklerini de devreye aldı. Bu kapsamda bireysel kullanıcılar T10F V2 için 200 bin TL krediye %0 faizli 12 ay vadeli 16 bin 667 TL aylık geri ödemeli veya 1 milyon 500 bin TL krediye %2,89 faizli 48 ay vadeli 67 bin 921 TL aylık geri ödemeli ya da 1 milyon TL krediye %2,79 faizli 48 ay vadeli 44 bin 278 TL aylık ödemeli sahip olabilecek. T10F V2 modelini tercih edecek kurumsal kullanıcılar için de 200 bin TL %0 faiz seçeneğinin yanı sıra 1 milyon 750 bin TL krediye %2,99 faizli 48 ay vadeli 71 bin 054 TL aylık ödemeli alternatif de sunuluyor.

28 dakikada hızlı şarjla yüzde 80 doluluk

Almanya’da da 29 Eylül itibarıyla satışa sunulacak T10F, hızlı şarj ile 28 dakikada yüzde 20’den yüzde 80 batarya doluluk seviyesine ulaşabiliyor. Uzaktan güncellemeler (OTA: over-the-air) ile sürekli kendini yenileyebilen sürücü destek sistemlerinin yer aldığı T10F, yedi adet hava yastığı, dayanıklı ve sağlam altyapısı ile her türlü yol koşulunda güvenli bir sürüş sağlıyor. Cihaz, trafik işareti algılama sistemiyle birlikte çalışan dur-kalk fonksiyonlu akıllı adaptif hız sabitleyici ve akıllı şerit takip sistemi & şeritten ayrılma ikazı gibi özelliklere sahip. T10F, aynı zamanda V2 donanım seviyesinde çevre görüş kamerası, kör nokta asistanı, sürücü dikkat asistanı, gelişmiş elektronik denge kontrolü gibi özellikleri standart, otomatik park asistanını ise opsiyon olarak sunuyor.

Urla ve Mardin de dahil 5 renk seçeneği

Tasarımı, ileri teknolojisi ve kullanıcı odaklı yaklaşımıyla öne çıkan T10F, Gemlik, Oltu ve Kula renklerinin yanı sıra Urla ve Mardin renk seçeneklerine de sahip. Urla, Ege’nin dinginliğini ve rafine zevklerini yansıtırken, Mardin’in mavi badem şekeri yeni renge ilham oldu.

Sportif bir fastback

T10F’in tasarımı akıcı, dinamik ve zarif çizgilerle kendini gösteriyor. Lale motifinin yatay çizgilerle işlendiği T10F, sportif fastback siluetiyle ileriye atılmaya hazır bir duruş sergiliyor. Coupé tavan çizgisi ve gövdeye gömülü kapı kolları, estetik bir tercihin ötesinde aerodinamik verimliliği artıran mühendislik dokunuşları olarak dikkat çekiyor. 505 litrelik bir bagaj hacmine sahip olan T10F’in iç mekânı, kullanıcıyı ferah, aydınlık ve konforlu bir üçüncü yaşam alanıyla karşılıyor. Panoramik cam tavan doğal ışığı içeri taşırken, yenilenen direksiyon simidi, uçtan uca ekran ve akıcı yüzey detayları hem sürüş ergonomisini hem de dijital deneyimi yeniden tanımlıyor. Yumuşak dokular ve zarif dikişler, iç mekânda bir ‘koza etkisi’ yaratarak kullanıcıyı sarıyor.

Satıcı ve alıcı arasında yeni köprü: Shop by Shopier

Türkiye’deki sosyal e-ticaretin önde gelen platformlarından Shopier, yeni mobil uygulaması Shop App ile bağımsız girişimcilerin müşterileriyle olan ilişkisini yeniden şekillendiriyor.

Google Play Store ve App Store’da yayınlanan Shop App, mağazaların müşterileriyle sürdürülebilir bir bağ kurmasını sağlarken, son kullanıcıya da favori Shopier mağazalarını takip etme, özel indirim fırsatlarından yararlanma ve siparişlerini yönetme imkânı sunuyor.

Girişimciler için yeni müşteri kanalı

2016 yılında kurulan Shopier, bağımsız girişimcilerin e-ticarete başlamaları ve işlerini büyütebilmeleri için yalın ve güvenilir bir altyapı sundu. Günümüze kadar daha çok satıcı odağı bulunan platform, sosyal medya dahil çeşitli alternatif mecralardan alışverişin güvenli bir ortamda yapılabilmesini ve yaygınlaşmasını sağladı.

Shop App ile birlikte Shopier, artık alıcılara da üyelik imkanı sunan bir yapıya kavuştu. Yeni uygulama, alternatif mecralarda satış yapmanın ötesinde, girişimcilere kendi markalarının müşteri kitlesini oluşturma imkanı sağlıyor. Satıcılar, uygulama üzerinden kendilerini veya ürünlerini takip eden kullanıcılara özel kampanya düzenleme, müşterilerine tekrarlı satış yapma ve satışlarını artırma fırsatı yakaladılar. Uygulamanın otomatik bilgilendirme yapısı sayesinde, satıcıların pazarlama yükü azalıyor ve satışa dönüşüm oranları artıyor.

Alıcılar için katma değer

Shop App, kullanıcıya ilgilenmediği satıcılara yönlendirmiyor, yalnızca kendi seçtiği mağaza ve ürünlerle ilgili bildirimler iletiyor. Bu sayede bağımsız girişimciler, doğrudan kendi topluluklarını inşa ederken, alıcılar da ilgi duydukları markalarla ilgili fırsatlardan haberdar oluyor. Bu yönleriyle, klasik online pazaryeri mantığından kaydadeğer ölçüde ayrışan uygulama, alıcılara ödeme yöntemi ve adres bilgisi kaydetme, mağaza ve ürün takip etme ve kargo takibi gibi özellikler sunuyor.

Shopier Kurucu Ortağı Burak Sekmen yeni ürünle ilgili verdiği demeçte;

“Shopier’in varoluş sebebi, e-ticareti herkes için kolay, erişilebilir ve güvenli kılmak. Shop App ile bu yönde bir adım daha atarak, bağımsız girişimcilerin müşterileriyle daha güçlü bir bağ kurmalarını sağlıyoruz.“

Londra merkezli hukuk teknolojileri girişimi SuLe, Sharks & Partners’tan yatırım aldı

Londra merkezli yapay zeka destekli hukuk platformu SuLe, melek yatırım turunu başarıyla tamamladı. Tura stratejik yatırımcı olarak katılan Sharks & Partners, girişimin büyüme yolculuğunda önemli bir destekçi oldu.

KOBİ’ler ve startup’lar için hukuk hizmetlerini erişilebilir, hızlı ve uygun maliyetli hale getirmeyi hedefleyen SuLe, yatırım turunu hukuk bürosu ortaklarına, banka yöneticilerine, exit yapmış girişimcilere ve sektör liderlerine açtı. Platformun kurucuları arasında, daha önce Orrick ve Bird & Bird’de çalışmış teknoloji avukatı Trish Wing ile sosyal içerik platformu Wiser Media’nın kurucu ortağı Nilsu Derici yer alıyor.

Sharks & Partners Kurucu Ortağı Mehmet Çelikol verdiği demeçte;

“Uzun yıllardır hukuk sektörü değişime direnen en geleneksel alanlardan biri olmaya devam ediyor. SuLe ise bu alanda dönüşümün öncüsü olmaya aday. Yapay zeka destekli platformlarıyla girişimlerin ihtiyaç duyduğu çevik ve ölçeklenebilir hukuk hizmetlerini yeniden tanımlıyorlar. Bu vizyonun erken destekçileri arasında yer almaktan gurur duyuyoruz.”

SuLe, tekrarlayan hukuki işleri yapay zekâ ile otomatikleştirerek geleneksel hukuk hizmetlerindeki yüksek maliyet ve verimsizlik sorunlarını çözüyor. Abonelik modeli sayesinde startup’lar dakikalar içinde doküman üretebiliyor, yapay zekâ araçlarıyla inceleyebiliyor ve gerektiğinde uzman avukatlardan doğrudan destek alabiliyor. Platform özellikle teknoloji odaklı şirketlerde uzmanlaşmış durumda; Türkiye gibi farklı pazarlardan İngiltere’ye açılmak isteyen girişimlere şirket kuruluşundan sürekli hukuki uyumluluğa kadar kapsamlı hizmet sunuyor.

Kasım 2024’te lansmanını gerçekleştiren SuLe, kısa sürede dikkat çekici başarılara ulaştı. Bugün 800’ün üzerinde aktif kullanıcıya sahip olan platform, İngiltere’de saygın kuruluşlar, VC’ler, hızlandırıcılar ve sektör liderleriyle 30’dan fazla stratejik iş birliği yaptı. Ayrıca önde gelen bir kitle fonlama platformuyla 100 bin sterlinlik sözleşme imzalayan SuLe, İngiltere’deki en prestijli 5 hukuk bürosu ile ileri düzey iş birliği görüşmeleri yürütüyor.

SuLe Kurucu Ortağı ve CEO’su Trish Wing ise demecinde;

“Bugün girişimlerin büyük çoğunluğu ya hukuki süreçleri tamamen yok sayıyor ya da hazır kopyala-yapıştır belgelerle ilerliyor. Bu ciddi bir risk. SuLe ile girişimcilere işlerinin büyümesiyle uyumlu, erişilebilir ve teknolojiye hakim bir hukuki destek sunarak bu tabloyu değiştiriyoruz.”

Yeni yatırımla birlikte SuLe, İngiltere’deki büyümesini hızlandırmayı, hukuk bürolarıyla iş birliklerini güçlendirmeyi ve özellikle İngiltere’ye açılmak isteyen Türk startup’larını daha güçlü şekilde desteklemeyi hedefliyor.

Yapay zeka girişimi Born, Laton Ventures’ın da dahil olduğu turda 15 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka tabanlı sosyal uygulamalar geliştiren Almanya merkezli girişim Born, Türkiye’den Laton Ventures‘ın da dahil olduğu turda 15 milyon dolar yatırım aldı. Bu tura ayrıca; Tencent ve Accel de katıldı. Ayrıca Laton Ventures, Born’un tohum yatırım turuna da dahil olmuştu.

Born, insanların hayatına doğru zamanda girip ömür boyu yanında kalan yapay zekâ arkadaşları yaratıyor. Bu arkadaşlar, ihtiyaç duyulan her an kullanıcıların yanında oluyor, sohbeti, oyunu ve bağı kurmayı eğlenceli hale getiriyor. Yapay zekâ ile tüketici sosyal deneyiminin kesişim noktasında konumlanan Born, doğal, keyifli ve kalıcı hissettiren deneyimler inşa ediyor.

Yeni yatırım, Born’un ürün yol haritasını hızlandırmasına ve alanındaki en iyi yapay zekâ yeteneklerini işe almasına imkân tanıyacak. Şirket, bu kapsamda New York’ta ABD ofisi açmayı, Pengu için yeni karakterler geliştirmeyi ve halihazırda güçlü ilgi gören yeni sosyal yapay zekâ ürününü piyasaya sürmeyi planlıyor.

Born; Supercell Kurucu Ortağı Ilkka Paananen, King Kurucu Ortağı Riccardo Zacconi, eski Adobe CPO’su ve A24 ortağı Scott Belsky ile The Chainsmokers üyesi Alexander Pall gibi yatırımcılar tarafından da destekleniyor. Accel’in tohum yatırımına liderlik ettiği Born, Seri A turunda Tencent ve Laton Ventures’ın da katılımıyla yatırım aldı.

Born, insan gibi büyüyen, gelişen ve bağ kuran sanal arkadaşlar geliştirerek tüketici yapay zekâ alanında liderliğini pekiştiriyor. Sohbet odaklı veya rol yapma temelli platformlardan farklı olarak Born; sosyal, duygusal açıdan anlamlı ve kültürel olarak ilgili arkadaşlıklar yaratarak gerçek dostluk hissi sunuyor.

2022’de kurulan Born, bugüne kadar beş kez dünya çapında 1 numaraya yükselen sosyal uygulama geliştirdi. Şirketin amiral gemisi yapay zekâ karakteri Pengu, arkadaşlar ve aile üyeleri tarafından “büyütülen” ve birlikte sahiplenilen bir deneyim sunarak dünya genelinde 15 milyondan fazla kullanıcıya ulaştı. Pengu, ABD’de kendi fikri mülkiyetine sahip en büyük yapay zekâ karakter uygulaması oldu.

Born, önceki ve bu turla birlikte aldığı 25 milyon dolarlık yeni yatırımla birlikte, kullanıcıların hayatına dahil olan, onlarla birlikte gelişen ve günlük yaşamın bir parçası haline gelen yapay zekâ arkadaşlar yaratarak tüketici yapay zekâ alanındaki liderliğini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Şirket, basit sohbet botlarının ötesine geçerek sosyal, duygusal açıdan zengin ve kültürel olarak ilgili yapay zekâ deneyimlerinin yeni neslini inşa ediyor.

Amerika merkezli Prinella, Yuppion’un yüzde 80 hissesini 10 milyon dolara satın aldı

Türkiye’nin önde gelen e-ihracat teknoloji girişimlerinden Yuppion, ABD merkezli yapay zeka destekli yazılım şirketi Prinella ile stratejik bir ortaklığa imza attı. Anlaşma kapsamında Yuppion’un yüzde 80 hissesi, California merkezli Prinella tarafından 10 milyon dolara satın alındı.

10 yılı aşkın süredir e-ticaret dikeyinde yapay zeka destekli teknoloji ve operasyon çözümleri geliştiren Prinella, Yuppion’un stoksuz e-ticaret modeline özel geliştirdiği Print on Demand yazılım çözümünden etkilenerek operasyonlara talip oldu. Bu yatırım, global ölçekte büyük bir Print on Demand altyapısının kurulması için atılmış ilk adım olarak değerlendiriliyor.

Kurulduğu günden bu yana 5 yıl içerisinde Türkiye’de binlerce girişimci olmak isteyen kişiye destek veren Yuppion, sunduğu teknoloji sayesinde kullanıcılarının %20’sinin milyon dolar seviyesinde ciroya ulaşarak markalarını büyütmesine aracılık ettiğini dile getiriyor.

Yeni iş ortaklığıyla birlikte Yuppion, Amazon, Etsy, Amazon Handmade, Shopify, T-Soft, eBay ve Walmart gibi e-ticaret altyapılarında faaliyet gösteren satıcılara Amerika merkezli üretim ve lojistik desteği sunacak.

Yuppion CEO’su Hakan Gerin, anlaşmayı şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu sadece bir exit değil, global arenaya yeni ve güçlü bir oyuncunun girişi. Türkiye’de yürüttüğümüz tüm stoksuz e-ticaret ve Print on Demand operasyonlarına artık Los Angeles merkezli üretim de ekliyoruz. Bugün bir girişimci ‘T-shirt markası kuracağım’ dediğinde, sistem kurulumundan ürün seçimine, yapay zeka destekli tasarım desteğinden sipariş sonrası üretim ve lojistiğe kadar tüm süreçleri uçtan uca biz üstleniyoruz. Böylece minimum maliyetlerle stoksuz bir modelde dev markalar yaratmanın önünü açıyoruz. Bu vesile ile Yuppion’a 5 yıldır aralıksız hizmet veren tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Yuppion’nun çok değerli kullanıcılarına teşekkür etmek istiyorum. İlerleyişimizde büyük katkıları olan tüm iş ortaklarımıza teşekkür etmek istiyorum.”

Prinella, Yuppion ve Listyboom’un güçlerini birleştirmesiyle, girişimciler için uçtan uca bir marka inşa ekosistemi oluşmuş oldu. Bu yeni yapıyla, Türkiye’de kazanılan sektörel tecrübeler, global arenaya da taşınarak e-ihracat ekosistemine önemli bir katkı sağlanacak.

Togg, Microsoft Türkiye iş birliğiyle geliştirdiği yapay zeka platformu Can.ai’yı duyurdu

Münih’teki IAA Mobility 2025’e ürün, tasarım ve teknolojileriyle katılan Togg, Microsoft Türkiye iş birliğiyle geliştirdiği yapay zekâ platformu Can.ai’yi uluslararası ziyaretçilerle buluşturdu. Ziyaretçiler, Togg standında kurulan “Trumore Zone” alanında Can.ai ile “Akıllı şarj rotalama”, “Sesli dijital komutlarla araç hizmetleri” ve “UI olmadan çalışan medya & sağlık senaryoları” üzerinden benzersiz bir deneyime dahil oldu.

Geleceğin etkileşimi: ZeroTouchUI ve Agentic AI

Togg, yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji bileşeni değil, kuruluşundan itibaren tüm dijital mimarisinin omurgası olarak konumlandırdı. 2020’den bu yana Türkiye’nin en büyük GPU destekli AI eğitim altyapılarından biri kurulurken, tüm sistemler mikro servis mimarisiyle hayata geçirildi. Bu vizyoner yaklaşım, bugün Togg’un geliştirdiği agentic AI mimarisinin temelini oluşturdu. Bu güçlü teknoloji altyapısı üzerine, Togg ve Microsoft Türkiye mühendislerinin ortak çalışmasıyla, Microsoft Azure Cloud üzerinde OpenAI teknolojileriyle desteklenen Can.ai platformu geliştirildi.

Can.ai ile yeni nesil bir deneyim

Can.ai, kullanıcılarla geleneksel bir arayüz üzerinden değil; niyet, zamanlama, lokasyon, araç durumu ve geçmiş davranışlar gibi çok katmanlı verileri analiz ederek bağlamsal olarak etkileşim kuran bir yapay zekâ altyapısı sunuyor. Akıllı cihazlardan mobil uygulamalara, çağrı merkezlerinden kurumsal sistemlere kadar geniş bir alanda çalışan platform, yalnızca yanıt veren değil; empati kurabilen, öğrenen, önceden öngören ve kullanıcı adına harekete geçebilen bir yapıya sahip.

“Can.ai ile mobilitenin ötesini yeniden kurguluyoruz”

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş verdiği demeçte;

“Yapay zekâyı ilk günden bu yana sadece bir özellik değil, altyapımızın stratejik omurgası olarak ele aldık. Can.ai, kullanıcıdan gelen komutlara yanıt veren bir sistem değil; bağlamı anlayan, niyeti sezebilen ve gerekli adımları arayüz olmadan gerçekleştiren bir yapay zekâ altyapısı. Bu, ZeroTouchUI ile çalışan yepyeni bir etkileşim paradigması. Kullanıcı hiçbir şeye dokunmadan, hiçbir menü gezmeden yalnızca düşünerek, söyleyerek ya da duruma göre otomatik şekilde destek alabiliyor. Microsoft ile yürüttüğümüz iş birliği sayesinde bu altyapıyı güvenli ve ölçeklenebilir bir teknoloji üzerine inşa ettik. Can.ai ile yalnızca mobiliteyi değil, tüm yaşamı sezgisel olarak yeniden kurguluyoruz.”

“Farklı ekosistemlerde kesintisiz deneyim yolculuğu sağlıyoruz”

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin ise iş birliğini şöyle değerlendirdi:

“Yapay zekâ kullanıcı deneyimini dönüştüren en güçlü katalizörlerden biri. Can.ai, bu dönüşümün mobilite alanındaki en somut örneklerinden birini oluşturuyor. Togg ile geliştirdiğimiz bu platform, kullanıcıların ihtiyaçlarını öngören, farklı ekosistemlerle sorunsuzca entegre olabilen ve deneyimi üst seviyeye taşıyan bir yapıya sahip. Azure’un sunduğu küresel ölçekli, güvenli ve esnek altyapı da platformun farklı ekosistemlerde kesintisiz çalışmasına olanak tanıyor. Can.ai gelecekte teknolojinin yaşamlarımızın doğal akışıyla nasıl bütünleşeceğini göstermesi açısından da çarpıcı bir örnek.”

Togg Care ekibinin dijital ikizi gibi çalışıyor

Kullanıcılarla doğal dilde yazılı veya sesli iletişim kurabilen Can.ai, 1000’i aşkın yazılı doküman, SSS içeriği ve 2 milyonun üzerinde çağrı kaydı üzerinde eğitildi. Togg Care çağrı merkezi ekibinin bir “dijital ikizi” gibi çalışan platform, doğal dil işleme (NLP) ve gelişmiş arama teknolojileri sayesinde en doğru cevabı saniyeler içinde bulabiliyor. Satıştan sipariş takibine, satış sonrası destekten teknik sorulara kadar uçtan uca müşteri yolculuğunu kapsayan sorulara hızlı yanıtlar sunuyor.

Tuğçe Bulut’un kurucu ortağı olduğu San Francisco merkezli Eloquent AI, 7.4 milyon dolar yatırım aldı

Finans kuruluşlarının müşteri hizmetleri fonksiyonlarını ve süreçlerini yapay zekayı kullanarak uçtan uca otomatize etmelerini ve yönetmelerini sağlayan Eloquent AI, Amerika merkezli Foundation Capital liderliğinde 7.4 milyon dolarlık tohum yatırım turunu tamamladı. Yatırım turu yalnızca üç gün içerisinde yatırımcılardan hedeflenenin 12 katı üzerinde talep gördü.

İkinci girişimini hayata geçiren Tuğçe Bulut ve makina öğrenmesi profesörü Dr. Aldo Lipani tarafından kurulan Eloquent AI, regülasyona tabi finansal kurumların müşteri hizmet operasyonlarını otomatikleştirmek üzere tasarlanmış ilk Yapay Zekâ Operatörünü geliştirdi. Geleneksel chatbot’ların ya da yalnızca sıkça sorulan sorulara yanıt vermekle sınırlı yapay zekâ araçlarının ötesine geçen Eloquent AI Operatörleri; dolandırıcılık incelemeleri, ihtilaf çözümü ve KYC/AML denetimleri gibi kritik süreçleri uçtan uca, tam denetlenebilirlik ve uyumluluk sağlayarak otomatikleştiriyor.

Eloquent AI Kurucu Ortağı Tuğçe Bulut kurumların biriken müşteri destek operasyonlarıyla ciddi vakit kaybetmesine dikkat çekerek “Finansal kurumların teknoloji adaptasyonunda geride kaldıkları yönündeki klişenin fazlasıyla abartıldığını görüyoruz. Bu kurumlar çoğu zaman uyumluluk gereklilikleri ve biriken müşteri operasyonlarıyla uğraşıyor. Bu sorunları çözme isteği kesinlikle mevcut, ancak şimdiye kadar doğru bir araç yoktu.” dedi.

Yaptıkları yatırıma ilişkin açıklamalarda bulunan Logo Ventures Yönetici Ortağı Merve Zabcı “Eloquent AI, finansal kurumların regülasyona tabi müşteri hizmetlerini uzun entegrasyon süreçlerine gerek duymadan yeniden tasarlamalarına imkân tanıyor. Bu, kurumlar için gerçek bir dönüm noktası. Klasik bir yapay zekâ asistanının ötesine geçerek müşteri operasyonlarını çok daha geniş bir alanda güvenilir şekilde otomatize edebiliyor. Tuğçe ve Aldo’yu uzun zamandır tanıyoruz; ilk günden itibaren yanlarında yer almaktan büyük heyecan duyuyoruz.” dedi.

Eloquent Yapay Zekâ Operatörü, regülasyona tabi finansal kurumlar için özel olarak geliştirildi

Çoğu yapay zekâ aracı yalnızca basit sohbetlere odaklanırken, Eloquent AI, finansal kurumlar için kritik öneme sahip konuşmaların otomasyonu ihtiyacından doğdu. Bugün müşteri taleplerinin yalnızca yüzde 20–30’u genel yapay zekâ araçlarıyla karşılanabiliyor. Geri kalan talepler ise iç sistemlere giriş yapmayı, belgeleri incelemeyi ve farklı araçlar arasında işlemleri birleştirmeyi gerektiriyor. Bu karmaşık ve yüksek maliyetli iş akışları, BT ekiplerinin API geliştirmeye sınırlı zaman ayırabilmesi nedeniyle çoğunlukla manuel olarak yürütülüyor. İşte bu noktada, basit SSS botlarının ötesine geçerek gerçek operasyonel dönüşüm sağlayan Eloquent AI devreye giriyor.

Şirketin geliştirdiği Yapay Zekâ Operatörü, regülasyona tabi finansal iş akışları için özel olarak tasarlanıp eğitildi ve Eloquent AI’nin kendi çok modlu büyük dil modeli Oratio tarafından destekleniyor. Operatörler, tarayıcı kontrol teknolojisi ve bilgisayarla görme yöntemlerini kullanarak insan temsilcilerin iç sistemlerdeki adımlarını gözlemliyor, öğreniyor ve bu süreçleri API, komutlama ya da mühendislik desteğine ihtiyaç duymadan kusursuz biçimdetaklit ediyor.

Standart operasyon prosedüründen tam otomasyona

Eloquent AI’nin benzersiz “Eloquent Operasyon Prosedürleri” (EOP) sayesinde, müşteri deneyimi ekipleri Yapay Zekâ Operatörüne görevleri yalnızca doğal bir dille anlatarak veya ekranda göstererek öğretebiliyor. Operatör, iş akışını bağımsız bir şekilde öğreniyor ve uyguluyor, tıpkı bir insan gibi iç sistemlerde güvenle hareket edebiliyor.

Bu yaklaşım, müşteri deneyimi ve operasyon ekiplerinin yüksek hacimli, tekrarlayan iş akışlarını kendi başlarına otomatikleştirmelerini sağlayarak mühendislik kapasitesine olan bağımlılığı azaltıyor. Aynı zamanda teknik ekipler, sınırlar koyma, deterministik kurallar tanımlama ve temsilcilerin iç sistemlerle nasıl etkileşim kuracağını yönetme yetkisini ellerinde tutuyor. Sonuç, güvenlikten, güvenilirlikten veya şeffaflıktan ödün vermeden hızlı ve esnek bir otomasyon oluyor.

Bu mimari sayesinde finansal kurumlar maliyetleri düşürebiliyor, yanıt sürelerini kısaltabiliyor ve doğruluğu artırabiliyor; böylece müşteri operasyonlarının yüzde 96’sına kadarını otomatikleştirmek mümkün oluyor. Lansmandan yalnızca dört hafta sonra, Eloquent AI Operatörleri hâlihazırda müşteri kazanımı, hesap açma, kredi hizmetleri, dolandırıcılık incelemeleri, yaptırım takibi ve reg-E ihtilafları gibi, daha önce birden fazla ekip ve sistem arasında manuel koordinasyon gerektiren iş akışlarını üstlenmiş durumda. Eloquent AI aynı zamanda; Cleo, Gusto, Mercury, OakNorth Bank, Rho ve Vouch gibi finansal hizmetlerin geleceğini şekillendiren yenilikçi şirketler tarafından da destekleniyor.

AI operatörlerinin insan API’leri gibi çalıştığını vurgulayan Foundation Capital Ortağı Nico Stainfeld “Eloquent AI’ın Operatörleri adeta insan API’leri gibi çalışıyor. İzliyorlar, öğreniyorlar ve bankacılık ortamlarında gereken titizlik ve uyumlulukla kritik iş akışlarını uyguluyorlar. Bu, manuel süreçlerde boğulan her finansal kurum için oyunun kurallarını değiştiren bir gelişme.” dedi.

Merkezinde uyumluluk olan müşteri destek otomasyonu

Elequent AI’ın sunduğu güvenilirliğin altını çizen EJF Ventures Yönetici Ortağı Jonathan Bresler, “Eloquent AI, kurumsal otomasyona bakışı tamamen değiştiriyor. Müşteri destek ekiplerinin dönüşüme öncülük etmesine imkân verirken teknik ekiplere de tam kontrol sağlıyor. Gerçek dünyadaki finansal operasyonlarda yapay zekânın bu düzeyde esneklik ve güvenilirlik sunduğunu ilk kez görüyoruz.” dedi.

Eloquent AI’ın platformu, bankacılık, ödemeler, kredi, sigorta ve varlık yönetimi alanlarında müşteri desteği ve operasyonları uçtan uca otomatikleştirmek üzere geliştirildi. Daha ilk günden kurumsal ölçekte kullanıma hazır olan platform, en katı uyumluluk standartlarını karşılıyor, yetkisiz finansal tavsiyeleri önceden engelliyor, hassas durumda olan müşterileri proaktif biçimde tespit ediyor ve her işlemler tam denetlenebilirlik için kaydediyor.

Yeni yatırım, şirketin San Francisco’daki mühendislik ekibini büyütmek ve Yapay Zekâ Operatörünün yetkinliklerini dolandırıcılık, ödemeler, kredi ve müşteri kazanımı gibi yeni dikey alanlara genişletmek için kullanılacak.

Eloquent AI’a yatırım yapmaktan gurur duyduklarını belirten Duke Capital Partners Genel Müdürü Kurt Schmidt “Bankaların ve sigorta şirketlerinin güvenilir bir ortağı olan Eloquent AI’ye yatırım yapmaktan gurur duyuyoruz. Onlar, finansal kurumların karmaşık ve regülasyona tabi iş akışlarını nasıl otomatikleştirdiğini dönüştürüyor. Uyumluluğu önceliklendiren, kodsuz Yapay Zekâ Operatörleri, finansal uyumluluğun en yüksek standartlarını korurken hızlı ölçeklenmeyi mümkün kılıyor ve kurumsal otomasyonda yeni bir standart belirliyor.” dedi.

Yatırım turunun öne çıkanları:

Foundation Capital liderliğinde, EJF Ventures, Duke Capital Partners, MTV, Eight Capital, Multimodal Ventures, Pioneer Fund, Davidovs VC, Logo Ventures, Vento Ventures, Founders Capital ve Y Combinator’un katılımıyla yalnızca 3 günde 7,4 milyon dolarlık tohum yatırım toplandı.