Ana Sayfa Blog Sayfa 502

TT Ventures’tan 4 girişime yatırım: Syntonym, B2Metric, Optiyol, QuantWifi

Türk Telekom’un kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures, yaptığı yatırımlar ile özellikle global pazarlarda büyüme potansiyeli olan yerli girişim ekosistemini uçtan uca büyütmeyi ve güçlendirmeyi hedefliyor. TT Ventures yakın zamanda, yapay zekâ temelli çözümler üreten ve özellikle yurtdışı pazarlarda yer almak üzere stratejilerini oluşturan Syntonym, Optiyol, QuantWifi ve B2Metric şirketlerine yatırım yaparak girişim portföyünü genişletti.

Türk Telekom Strateji Planlama ve Dijital Genel Müdür Yardımcısı Barış Karakullukçu, “Bizim için teknoloji insana, iyilik ve fayda olarak dönüyorsa değerli. Türk Telekom olarak odak alanlarımızdan biri de yerli olarak geliştirilen teknolojilere ivme kazandıracak girişimlere yatırım yapmak. Türkiye’de özel sektör tarafından hayata geçirilen ilk kurumsal girişim hızlandırma programı olan PİLOT ile girişimleri, bilgi birikimimiz ve finansal kaynaklarımızla destekliyoruz. Kurumsal girişim sermayesi şirketimiz TT Ventures ile de bu girişimlere yatırım yaparak global büyüme potansiyeline sahip inovatif ürün ve servisler geliştiren girişimlerin dünya pazarında rekabet edebilmesini sağlamaya çalışıyoruz. Yakın zamanda 4 girişime daha yatırım yaparak, toplamda 8 girişime ulaştık. Yerli üretimi canlandırarak, ülke ekonomisine katma değer sağlayacak yatırımlarımıza devam edeceğiz” dedi.

Yapay zekâ odaklı girişimlere yatırım

TT Ventures, geliştirdiği kendine özgü yatırım modeli ile finansal yatırımlara ek olarak girişimlere, Türk Telekom üzerinden satış, pazarlama, altyapı ve teknoloji gibi çeşitli destekler sunuyor. Yakın zamanda yatırım yapılan girişimlerden biri, sentetik veri anonimleştirme teknolojisini geliştiren Syntonym oldu. Syntonym, geleneksel yöntemlerin aksine analitik metrikleri koruyarak hem anonimleştirme sürecindeki yapısal ve işlevsel kayıpların önüne geçmeyi hem de elde edilen verilerin yapay zekâ eğitimlerinde kullanılmasını mümkün kılıyor. Optiyol yapay zekâ teknolojisi ile e-ticaretten taşımacılığa, lojistik operasyonları yürüten pek çok farklı sektöre rotalama çözümü sağlıyor. Diğer yatırım yapılan girişimlerden biri olan QuantWifi, özellikle Covid19 sürecinde hızla artan evlerdeki internet ihtiyacı ve buna bağlı Wi-Fi bağlantı deneyimini ölçümleyerek, müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkartmayı hedefliyor. B2Metric ise yapay zekâ tabanlı müşteri hareket anlamlandırma platformu ile otomatik makine öğrenmesi modelleme alt yapısını kullanarak farklı kaynaklardan verileri bir araya getirme, temizleme ve gelecek öngörüleri üretmede çözümler sunuyor.

Yatırım yapılan 4 girişim

Syntonym: 2019 yılında Batuhan Özcan ve Emre Çavunt tarafından kurulan Syntonym, yapay zekâ-görsel veri işleme alanında faaliyet gösteriyor. Şirket, veri anonimizasyonu yapan teknoloji ürünü ile bireylere ait tüm analitik değerleri azami oranda koruyarak, bireylerin yüzlerini mevcutta var olmayan yüzler ile değiştiriyor. Yapay zekâ destekli girişim şahısların demografik özelliklerini korurken hiçbir gizlilik ihlali yapmıyor. 8. dönem PİLOT mezunudur.

B2Metric: Yapay zekâ alanında faaliyet gösteren bir girişim olan B2Metric, Murat Hacıoğlu ve Tuna Sönmez tarafından 2018 yılında kuruldu. Müşteri yolculuğu öngörü analitiği yapan, risk skorlama, müşteri hareket tahmini, segmentasyonu, kampanya ve fiyat optimizasyon sürecinin yönetimini sağlayan yapay zekâ temelli bir analitik çözüm sağlayan şirket, yüksek doğruluk ve tahmin oranları sağlıyor. Yapılandırılmış ve yapılandırılmamış dağınık büyük veri ortamlarında yapay zekâ tabanlı aktif öğrenen adaptif büyük veri analitiği sistemleri üzerine uzmanlaşmış platformlar sunuyor. Şirketlerin verilerini anlamlandırarak gelecek tahminlemelerini yapan B2Metric, finans, sigortacılık, telekomünikasyon, dijital uygulamalar, e-ticaret, otomotiv, perakende, mobil oyun gibi farklı alanlarda başarılı sonuçlar elde ediyor. 6. dönem PİLOT mezunudur.

Optiyol: Yapay zekâ-rota optimizasyon alanında faaliyet gösteren Optiyol, Tuba Yılmaz Gözbaşı ve Ozan Gözbaşı tarafından kuruldu. Lojistik ve dağıtım şirketleri için rota optimizasyonu çözümü ile müşterilerine zaman ve maliyet açısından verimlilik sağlayan firma 2019 yılından beri Optiyol Rota optimizasyon ürününü sunuyor. 5. dönem PİLOT mezunudur.

QuantWifi: Telekomünikasyon alanında faaliyet gösteren QuantWifi, Ali Sayinta tarafından kuruldu. Şirket, internet servisi sağlayıcı telekom firmaları için ev içi kablosuz bağlantı ve internet bağlantı kalitesini ölçen, sorunları tespit edip giderme yolları öneren bulut ve makine öğrenmesi tabanlı çözümler geliştiriyor. QuantWifi, internet hizmetini Türk Telekom’dan alan müşterilerin kablosuz (Wi-Fi) bağlantı memnuniyetinin ölçümlenmesi ve iyileştirilmesi çalışmalarını Türk Telekom ile olan iş birliği kapsamında sürdürüyor. Aynı zamanda ürünlerini global pazara, özellikle de Avrupa ve Uzak Doğu’daki Telekom firmalarına sunma yönünde faaliyetlerde bulunuyor.

Instagram, yaşanan bağlantı kesintilerinde kullanıcıları bilgilendirmek için uygulamasına yeni bir özellik ekliyor

Facebook çatısı altında görevlerini sürdüren Instagram, uygulamasına yeni özellikler eklemeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Facebook, Instagram ve WhatsApp platformlarında yaşanan 6 saatlik bağlantı sorunu, şirkete oldukça pahalıya patlamış ve kesinti hakkında yanlış bilgilerinde hızla yayılmasına neden olmuştu.

Twitter, Reddit ve diğer aktif sosyal medya platformları üzerinde kimi kullanıcılar Facebook’un DDOS saldırısına uğradığını söylerken, kimi kullanıcılar ise Facebook’un silindiğini iddia etmişti. Facebook’un ise kullanıcıları bilgilendirmek için Twitter üzerinden duyuru yapması ise kullanıcılar tarafından alay konusu olmuştu. Instagram, bu sürecin tekrarlanmaması adına uygulamasına bağlantı sorunlarını için yeni bağlantı bildirimi özelliğini başlattı.

Şirket bu özelliği ile yaşanan kesinti ve teknik problemlerde kullanıcıları bir bildirim yardımı ile uyaracak. Bu şekilde farklı bir platformdan duyuru yapma ihtiyacı duymayacak. Henüz test aşamasında olan bu özellik, uygulamada yer alan “Hareketler” kısmında gösterilecek.

Konu hakkında önemli bir detayı daha açıklayan Instagram, kişisel bağlantı sorunları gibi daha özel sorunlar için bu bildirim mekanizması çalışmayacak. Ancak ciddi bir problem olması ve problemin uzun süreli olması durumlarında bu hizmet çalışmaya başlayacak.

“Topluluğumuzla yaptığımız konuşmalar ve kapsamlı araştırmalar sayesinde Instagram’da geçici sorunlar yaşandığında bunun ne kadar kafa karıştırıcı olabileceğini biliyoruz. Katılımı veya dağıtımı etkilediklerinde, insanların, gönderilerine bağlı olarak sorunların kendilerine özgü olduğunu düşünmelerine yol açabileceğini de biliyoruz. Bu netlik eksikliği sinir bozucu olabilir, bu yüzden neler olup bittiğini doğrudan bizden öğrenmenin daha kolay olmasını istiyoruz.”

Özelliğin henüz ABD üzerinde test edildiği belirtiliyor. Önümüzdeki aylarda ABD’deki test sürecinin tamamlanması ile test süreci diğer ülkelerde başlayacak ve gün geçtikçe tüm kullanıcılara açılacak.

Red Bull Basement, 24 Ekim’e kadar üniversite öğrencisi girişimcilerin başvurularını bekliyor

Red Bull Basement, üniversiteli girişimcileri destekleyerek kampüs hayatını değiştirecek projelerini geliştirmeleri için fırsat tanıyor.

Öğrencilerin kampüs deneyimini ileri götürmeyi amaçlayan, teknoloji odaklı çözümü olan fikir ve projelerini anlattıkları bir dakikalık video ile başvurabilecekleri Red Bull Basement’in bu seneki jürisinde Onaranlar Kulübü Kurucu Ortağı Doğukan Güngör, İBB Akıllı Şehir Departmanı Direktörü Burcu Özdemir ve UnoMoi Kurucu Ortağı Gözde Atasoy yer alıyor. Jüri değerlendirmesinin ardından Türkiye Finali’nin kazananı olan proje, bu yıl Türkiye’de gerçekleşecek Red Bull Basement Dünya Finali’ne davet edilecek.

Brezilya’nın Sao Paulo şehrinde doğan Red Bull Basement, bugün pek çok ülkede daha iyi bir gelecek inşa etmek amacıyla teknolojinin gücünden yararlanan üniversite öğrencisi girişimcileri, kod yazarlarını ve inovasyon alanındaki fikir önderlerini desteklemeyi sürdürüyor. Fikirlerini gerçeğe dönüştürmek isteyen üniversiteli girişimciler, Red Bull Basement’a “Erişilebilirlik, Temiz Su, Güçlendirme, Beden & Zihin, İklim Faaliyetleri, Enerji, Kariyer, Eğitim ve Akıllı Şehirler” olmak üzere 9 farklı kategoride teknoloji odaklı çözümü olan projelerle başvuru yapabiliyor. İngilizce bilen, lisans ve yüksek lisans öğrencileri, başvurularını 24 Ekim 2021 tarihine kadar redbullbasement.com adresi üzerinden bireysel veya iki kişilik takımlar halinde gerçekleştirebiliyor.

Dünya Finali Aralık’ta İstanbul’da

Her yıl genç girişimci adaylarını; sosyal inovasyonun gelişimi için sektörün önde gelen isimleri ile çeşitli konuşmalar, paneller ve atölyeler aracılığıyla buluşturan Red Bull Basement etkinliğinin bu seneki jürisinde, Onaranlar Kulübü ve Gelecekburada.net Kurucu Ortağı ve Sosyal Girişimci Doğukan Güngör, İBB Akıllı Şehir Departmanı Direktörü Burcu Özdemir ve Türkiye’nin ilk ve tek “Lüks Kiralık Kıyafet Aboneliği” platformu UnoMoi Kurucu Ortağı Gözde Atasoy yer alıyor. Jürinin değerlendirmesinden geçen bir finalist takım veya bireysel katılımcıya ödül olarak projelerini geliştirmeleri için uygun bir zemin sunuluyor. Finale kalan proje sahibi, global sosyal inovasyon çevresi ile bir araya gelme imkânı da yakalıyor.

Her ülkenin finalisti Kasım 2021 tarihinde açıklanacak. Aralık ayında İstanbul’da gerçekleştirilecek Red Bull Basement Dünya Finali’ne katılmaya hak kazanan projelerin sahipleri ayrıca büyük final öncesinde mentörler eşliğinde projelerini geliştirme fırsatı bulacak.

Kurumsal seyahat ve gider yönetimi platformu TripActions, 275 milyon dolar yatırım alarak 7,25 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Küresel salgından en çok etkilenen sektörlerden biri olan seyahat sektörünün önde gelen isimlerinden TripActions, F Serisi finansman turunda 7,25 milyar dolar değerleme ile 275 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Palo Alto, Kaliforniya merkezli şirket, sadece dokuz ay önce firmaya 5 milyar dolar değer biçen 155 milyon dolarlık bir finansman turunu kapattığını paylaşmıştı. Salgın döneminin başında birçok çalışanını işten çıkarmak zorunda kalan şirketin bugün başarısını ve büyümesini sürdürmeye devam etmesi, bu dönemde akıllıca kararlar aldığına bir işaret niteliğinde.

2015 yılında kurulan TripActions, küresel bir seyahat acentesi ağı tarafından desteklenen uçuşlar ve konaklama dahil olmak üzere her büyüklükteki şirkete seyahat hizmeti veriyor. Şirket, Mart 2020’deki karantina kararlarından öncesinde TripActions Liquid adlı uçtan uca harcama yönetimi platformunu başlatmaya yönelik bir karar almıştı. Her ne kadar salgın başında çalışanlarını işten çıkaracak seviyeye gelse de, bu kararın akıllıca olduğunu söyleyebilmek mümkün çünkü şirket, kurumsal harcama eğilimlerine ilişkin daha geniş, büyük veri içgörüleri arayan finans departmanlarına daha büyük bir giriş sağladı.

5 binden fazla şirket için seyahat ve harcama raporlaması yönettiğini belirten şirket, TripActions Liquid harcama yönetimi platformu için son altı ayda işlemlerde %500 ve aktif kullanıcılarda %400 büyüme kaydettiğini de ekledi. Zoom, Medium, Pinterest ve Box gibi mevcut müşterilerle çalışan girişim, Snowflake ve Heineken de dahil olmak üzere bir dizi yeni müşteriye kurumsal seyahat hizmeti vermeye başladı.

TripActions kurucu ortağı ve CEO’su Ariel Cohen bir basın açıklamasında, “Tıpkı TripActions kurumsal seyahat pazarını bozmaya devam ederken, TripActions Liquid de geleneksel harcama yönetimi çözümlerinin yerini almaya hazırlanıyor” sözlerine yer verdi. Şirket, geçen yıl boyunca sürdürdüğü ürün genişletmeleri nedeniyle rezervasyon hacminin şimdi pandemi öncesi seviyelerinden daha yüksek olduğu söyledi.

Günümüzün önemli kripto para borsaları arasında yer alan Coinbase, kendi NFT platformunu kuracağını açıkladı

Geçtiğimiz senelerden itibaren adını sıkça duymaya başladığımız NFT, gün geçtikçe daha da büyümeye ve gelişmeye devam ediyor. Büyük markaların da yoğun ilgi gösterdiği bu kavramda kripto para borsalarının oldukça önemli bir yeri bulunuyor.

Bugüne kadar NFT pazar yerleri arasında öne çıkan platformlar her ne kadar OpenSea ve Mintable siteleri yer alsa da Coinbase, tüm ilgiyi kendine toplamaya odaklamış görünüyor. Şayet şirket kendi NFT platformunu kurarak diğer platformlar ile yakında rekabet edeceğeceğini açıkça belirtiyor.

Hızla büyüyen NFT pazarına hızlı bir giriş yapmak için çalışmalar yapan Coinbase, kuracağı NFT platformunu yıl sonunda hizmete sunmayı hedefliyor. Kurulacak bu platfromun ismi ise Coinbase NFT olarak belirlenmiş.

Şirket, şu an bile platforma yoğun bir ilgi yaşandığını belirtiyor. Bu sebeple olacak ki Coinbase, öncelikli giriş yapmak isteyen kişiler için bir bekleme listesi de oluşturmuş. Bu listede yer almak için buradaki bağlantıya tıklayarak kayıt olabilirsiniz.

Coinbase tarafından paylaşılan diğer bilgiler incelendiğinde ise Coinbase NFT platformu ile NFT satın almak, sergilemek ve yeni içerikler keşfetmek oldukça kolay hale gelecek. Platformda NFT üretmek isteyenler içinde bir imkan sunulacağını da belirtelim. Uzmanlara göre NFT platformu başarılı bir şekilde pazardaki payını alırsa şirket için potansiyeli yüksek bir gelir kapısı da olacak.

NFT alanında dikkat çeken bir diğer konu ise komisyon oranları. OpenSea, platformunda gerçekleşen her işlemden yüzde 2,5 oranında komisyon alıyor. Coinbase’in ise bu işlemlerden ne kadar komisyon alacağı ise bilinmiyor. Eğer şirket 2,5’in altında bir komisyon alacağını duyursa kullanıcıların, OpenSea platformdan Coinbase NFT’ye geçiş süreci hızlanabilir.

500 milyon dolar yatırım alan MindBody, sağlık ve fitness sektörünün önde gelen isimlerinden ClassPass’i satın alıyor

Önde gelen sağlıklı yaşam deneyimi platformlarından olan Mindbody, dün yaptığı açıklamada fitness ve sağlıklı yaşam ağına erişim sağlayan aylık abonelik hizmeti ClassPass‘i satın almak için kesin bir anlaşma yaptığını duyurdu. Mindbody, aynı açıklamada Sixth Street liderliğinde 500 milyon dolar değerinde stratejik bir yatırım aldığını da paylaştı.

Satın alma, açıklanmayan bir fiyata tamamen hisse senedi anlaşması şeklinde olacak. Her iki şirketin birleşmesiyle birlikte, ClassPass uygulamasını ve web sitesini işletmeye devam edecek.

MindBody’nin entegre yazılım ve ödeme platformu, fitness stüdyoları, salonlar, kaplıcalar ve bütünleştirici sağlık merkezleri tarafından tercih ediliyor. Tüketiciler ise dünyanın her yerindeki sağlık sağlayıcıları bulmak ve onlarla etkileşim kurmak için kullanıyor. 2013 yılında kurulan ClassPass ise, tek bir üyelik kullanarak spor salonları, egzersiz stüdyoları, vücut geliştirme, yoga, pilates gibi egzersiz sınıfları, boks ve spa uygulamaları dahil olmak üzere geniş bir seçenek yelpazesi arasından seçim yapılmasını sağlıyor.

Sağlık ve fitness sektörlerinin önde gelen iki isimlerinin bir araya geldiğini söyleyen Mindbody, hem işletme sahipleri hem de tüketiciler için tek bir platform üzerinden hizmet vereceklerini açıkladı. Mindbody, dünyanın birçok yerindeki sağlıklı yaşam işletmelerine güç veren bir SaaS platformuna sahip. Şirket yaptığı açıklamada, “Mindbody’nin mevcut tüketici pazarı ve ClassPass ağının erişimi ile birleşen bu lider B2B teknolojisi, sektördeki en kapsamlı ve entegre platformu yaratacaktır” açıklamasında bulunuldu.

Daha fazla yerde, daha fazla insana sağlıklı yaşam deneyimleri sunmaya odaklanan şirketin CEO’su Josh McCarter yaptığı açıklamada, “her iki şirketin teknolojisi ve uzmanlığından en iyi şekilde yararlanarak, stüdyolara büyümelerine ve gelişmelerine yardımcı olmak için sınıfının en iyisi araçları sağlama konusunda her zamankinden daha fazla kararlıyız” sözlerine yer verdi.

Şirketlerin mülakat ve işe alım süreçlerini yöneten Karat, 110 milyon dolar yatırımla 1,1 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Şirketleri ve çalışanları birbirine bağlayan SaaS platformu Karat, bugün yaptığı açıklamayla birlikte C Serisi fonlamada 110 milyon dolar yatırım alarak 1,1 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

Tiger Global tarafından yönetilen Seri C finansman turuna şirketin mevcut yatırımcılarından olan Norwest Venture Partners, 8VC, Exor, Base Partners ve Sempervirens Fund gibi isimler de katılım gösterdi.

İş mülakatlarının adaylar ve kuruluşlar arasındaki iletişimi bozduğuna ve adayların potansiyellerini engellediğine inanan şirket, tutarsız mülakatlar, kısıtlayıcı tarama süreçleri ve önyargıyı ortadan kaldırarak verimli bir mülakat süreci yaratmayı hedefliyor. Seattle merkezli bir girişim olan Karat, “Interviewing Cloud” adını verdiği özelliğiyle, adayları deneyimli çevrimiçi mülakat ekibine yönlendirmenin yolunu bulan bir platform olarak faaliyet gösteriyor.

Şirket, çok sayıda kuruluşun üst düzey yetenekleri işe alabilmeleri için gereken ölçek ve hızda mülakat ve işe alım yapamadıklarını paylaştığını söylüyor. Bununla birlikte, çoğu kuruluşun işe alım hedeflerini karşılamak ve aday deneyimini farklılaştırmak için gereken kalite ve tutarlılık konusunda yeterli görüşme yapamamaları sebebiyle azımsanmayacak bir boşluk oluşuyor. Eski tip görüşme yöntemini alt üst ettiğini belirten şirket, Compass, Bank of America, Ford Motor, Schlumberger ve Amgen gibi dünyanın en büyük şirketlerinin teknik işe alımlarını dönüştürmek için Karat’a yöneldiğini vurguluyor.

Karat kurucu ortağı ve CEO’su Mohit Bhende son finansmanın hangi amaçlarla kullanılacağı hakkında yaptığı açıklamada, görüşmecileri eğitmek ve yönlendirmenin yanı sıra, mülakat sürecini analiz etmek amacıyla bu sürece daha fazla teknoloji ve veri bilimi eklemeye devam etmek için kullanmayı planladıklarını söyledi.

Türkiye’den 5 girişimin yer aldığı Microsoft’un global odaklı GrowthX Accelerator programına seçilen 15 girişim

Microsoft ile Abu Dhabi Yatırım Ofisi’nin (ADIO) ortaklığında geliştirilen startup destek programı GrowthX Accelerator’a katılmaya hak kazanan ilk 15 startup belirlendi.

Türkiye’nin de dahil olduğu Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ndeki startup ekosistemine can suyu olması beklenen GrowthX Accelerator programı kapsamında kurumsal şirketlerle teknoloji alanında B2B faaliyet gösteren startup’lar arasında iş birliklerinin güçlendirilmesi amaçlanıyor.

Programın ilk döneminde Etihad Airways, Unilever, Akbank, KPMG ve İKEA, Kurumsal Uyumluluk Partnerleri olarak startup’lara destek verecek. B2B modelde uzman 15 startup, söz konusu kurumsal şirketlerin yaşadığı problemlere teknolojik çözümler üretmek üzere, program süresi boyunca şirketlerle iş birliği içinde çalışacak.

GrowthX Accelerator’a seçilen 15 girişim. İlk 5 tanesi yerli girişim.

  1. Udentify
  2. Oplog
  3. Poltio
  4. Artiwise
  5. Barakatech
  6. Spitch
  7. Gener8 Ads
  8. Fero.AI
  9. Getbee
  10. Urbantz
  11. Hi Group
  12. NymCard
  13. B2Brain
  14. AlphaSense
  15. NexDegree

Programla ilgili görüşlerini paylaşırken Abu Dhabi’nin dijital ekonomiye sürdürülebilir katkı sağlayabilecek startup’ları güçlendirmeye odaklandığını belirten Abu Dhabi Ekonomik Gelişim Departmanı Başkanı H.E. Mohammed Ali Al Shorafa, “GrowthX Accelerator’ın kurucu ortaklarından olan ADIO, Microsoft ile iş birliği yaparak vizyoner girişimcileri ihtiyaç duydukları teknoloji, mentorluk ve Pazar erişimiyle güçlendiriyor. Bu iş birliği Abu Dhabi’nin özel sektörü destekleme konusundaki adanmışlığıyla birleştiğinde inovasyonu ve girişimciliği yükselten bir iklim oluşuyor” dedi.

MEA Bölgesi Startup’lardan Sorumlu Microsoft Yöneticisi Roberto Croci ise potansiyellerini gerçekleştirmek isteyen startup’ların Growth Accelerator programı sayesinde direksiyona geçme şansı yakaladığına dikkat çekerek “İş ortaklarımızla birlikte, ilk startup grubumuzu programa dahil etmiş olmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu sayede Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’nin teknoloji ve girişimcilik için öncü bir merkez haline geleceğini umuyoruz” dedi.

Growth Accelerator programı kapsamında seçilen 15 şirketin 5’inin Türkiye’den olduğunu ifade eden Microsoft Türkiye Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı ise, “OPLOG, Artiwise, Udentify, Poltio ve BARAKATECH adlı Türk şirketlerinin onlarca başvuru arasından Growth Accelerator programına seçildiğini görmek bizim için büyük bir gurur. Yazılım, yapay zeka, veri ve uygulama geliştirme alanlarında faaliyet gösteren bu startup’larımızın Growth Accelerator programından büyük kazanımlarla ayrılarak Türkiye’deki teknoloji girişimcilerine ilham vereceklerine şüphem yok” dedi.

Beslenme uzmanları tarafından onaylanmış menüler sunan vegan gıda dağıtım şirketi: Planty

Londra merkezli vegan gıda dağıtım şirketi Planty, sebze temelli bir diyetin insanlar ve gezegen için nasıl iyi olabileceğine dair algıları değiştirme kararlılığıyla 2019 yılında Alexander Sheehan-Dare, Joseph Lovell ve Andrea Cavallo tarafından kuruldu.

Planty, şu ana kadar yalnızca dondurulmuş vegan gıdaların dağıtımına odaklanmış durumda. Müşteriler, Planty’nin beslenme uzmanları tarafından onaylanmış menüsünden sağlıklı vegan yiyecekleri seçebiliyor. Şefler, taze malzemelerle hazırlanmış yemekleri besin maddelerini korumaları için donduruyor ve seçilen teslimat tarihi ve saatinde müşterilere siparişlerini teslim ediyor ve müşteriler fırın veya mikrodalga fırın aracılığıyla yiyecekleri ısıtabiliyorlar.

Planty’de müşteriler, abonelik oluşturabiliyor veya tek seferlik siparişler verebiliyor. Şirket, 6, 8 ve 10 öğünlük seçeneklerle abonelik özelliği sunuyor. Müşteriler, 6 öğünlük abonelik için 6,70 sterlin, 8 öğünlük abonelik için 5,75 sterlin, 10 öğünlük abonelik için ise 4,95 sterlin ödeyerek sipariş verebiliyorlar.

Planty kurucu ekibi, “İnsanlara daha kaliteli ve lezzetli yemek seçenekleri sunarak bu olumlu değişimi gerçekleştirmeye çalışan insanların taleplerini karşılamamız gerekiyor. Neyse ki, son birkaç yılda hem çevrimiçi hem de sahada mağaza açan çok sayıda bitki bazlı gıda şirketi oldu ve bu kararı herkes için biraz daha kolay hale getirmeye yardımcı oldu” açıklamasında bulundu.

Şirket yakın zamanda Veg Capital ve Kale United liderliğinde yürütülen finansman turunda 770.000 euro yatırım aldığını duyurdu. Planty, 2020’nin Eylül ayında 180 bin euro tohum finansmanı almıştı. İki yaşındaki girişim, yeni sermayeyi daha büyük bir tesise taşınmak, tatlı ve kahvaltıların yanı sıra ürün yelpazesini genişletmek ve İskandinavya’ya genişlemeyi planlamak için kullanmayı hedefliyor.

Dikey tarım teknolojileri geliştiren yerli girişim Plant Factory, 10 milyon Euro değerleme üzerinden 2 milyon Euro yatırım aldı

Türkiye’nin öncü tarım teknolojileri girişimlerinden Plant Factory, 10 milyon Euro değerleme üzerinden 2 milyon Euro’luk ilk yatırımını aldı.

Dört farklı yatırımcıdan yüzde 20 hisse karşılığında toplamda 2 milyon Euro yatırım alan Plant Factory, kendi geliştirdiği teknoloji ile ilaçsız ve besin değeri yüksek gıdaları şehir çiftliklerinde üretiyor. İlk şehir çiftliği PF001’i Dragos’ta konumlayan Plant Factory, tesis sayısını arttırarak üretim kapasitesini yükseltmeyi hedefliyor.

Şehir içinde tarımsal üretimi elverişli kılan Plant Factory, topraktan, güneşten ve yatay alandan bağımsız üretim teknolojileri geliştiriyor. Bu sayede birim m2 alanda ortalama 315 kat daha verimli üretim yapabiliyor. Doğa dostu teknolojisi, donanımlı mühendis alt yapısı ve AR-GE yatırımları ile Türkiye’de tarımın geleceğini şekillendirmeyi hedefleyen firma, kendi geliştirdiği dikey tarım teknolojisini dünyaya ihraç etmek için de çalışmalarını sürdürüyor.

Yatırım süreci sonrasında kurucu ortaklar; Halil Beşkardeşler, Ahmet Güney, Anıl Sönmez ve Emre Kaynar süreçle ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştılar: “Pandemi ile birlikte gıda güvenilirliği ve sürdürülebilirliğinin, ülkemiz ve dünya gündeminin en önemli sorunlarından biri olduğunun altı çizildi. Temiz içerikli gıdaların, mevcut kaynakları en verimli şekilde kullanarak yaşam alanlarına en yakın yerlerde üretilmesinin ihtiyaç değil, bir zorunluluk halini aldığını düşünüyoruz.

Plant Factory olarak 2015 yılında başlamış olduğumuz yolculuğumuz 2021 yılı itibariyle önemli bir noktaya geldi. Kapalı alan dikey tarım sistemleri konusunda, kendi geliştirdiğimiz donanım ve yazılım alt yapımız sayesinde hem deneysel boyutta hem de sanayi ölçeğinde üretim yapabiliyoruz. Sürekli iterasyonlar ile mevcut üretim reçetelerimizi daha verimli hale getirmek için çalışmalarımıza son hızımızla devam ederken, pazardan gelen tüketici taleplerini dikkate alarak ürün çeşitliliğimizi de arttırıyoruz. 2020 yılının 2. çeyreğinde devreye aldığımız PF001 tesisimiz, teknolojik alt yapımızı ve tarımsal üretim yeteneklerimizi test etmemize olanak sağladı. PF001 tesisi, şirketimizin tarımsal üretimde taahhüt verebilme gücüne sahip olduğunun önemli bir göstergesi. 2021 yılı Kasım ayı itibari ile tesisleşme ve büyüme planlarımıza İstanbul ile başlıyoruz.

Tamamlamış olduğumuz yatırım turu, Türkiye’nin en değerli tarım firması olma misyonumuz için önemli bir adım. Bu doğrultuda ilk günden itibaren girişimimizi destekleyen ailelerimize, çalışanlarımıza ve danışmanlarımıza, en önemlisi değerli yatırımcılarımıza teşekkür ederiz.’’ dediler.

İlaçsız ve besin değeri yüksek ürünler

Plant Factory, nüfus artışı, gıda güvenliği ve erişilebilirliği, azalan ekilebilir araziler, mevsimsel sınırlı üretim ve yüksek su tüketimi gibi problemleri kendi geliştirdiği tarım teknolojisi ile minimize ediyor. İnsana ve doğaya zarar vermeyen üretim prensiplerini benimseyerek kapalı ve kontrollü ortamda, bitkileri değişen iklimden koruyarak sürekli üretim sağlıyor. Kapalı alanda ilaç kullanmadan yaptığı üretim ile gıda güvenliğini en üst seviyede tutuyor. Geliştirdiği sirkülasyon sistemleri ile geleneksel tarım yöntemlerine göre %95 daha az su tüketiyor.