Ana Sayfa Blog Sayfa 800

GoDaddy, girişimcilere verdiği desteğin bir yansıması olan GO isimli yeni logosunu açıkladı

Dünyanın dört bir yanındaki girişimcilerin online dünyada başarılı olması için gerekli araç ve yardımı sunan GoDaddy, dünyanın dört bir yanındaki, girişimci olarak kendi yolunu çizen kişi ve kuruluşlara sağladığı desteği temsil eden yeni logosunu yayınladı.

GoDaddy’nin “GO” isimli yeni logosu şirketin farklı geçmiş ve kültürlerden girişimcileri her alanda destekleyişinin, insan ve teknolojiyi bir araya getirerek sunduğu ürün ve hizmetlerin neşeli bir yansıması olarak konulandırılıyor.

GoDaddy CMO’su Fara Howard, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “GoDaddy, kapsayıcı girişimcilik konusunda öne çıkan bir marka olarak çalışma şeklini değiştirmek isteyen, fikirlerini hayata geçirerek daha iyi bir yaşam sürmeyi hedefleyen herkese yardımcı oluyor. Online dünyaya ilk adımı atmaktan ilk siparişlerini göndermeye veya yeni bir pazarlama kampanyası oluşturmaya kadar girişimcilerin yolun neresinde oldukları fark etmeksizin GoDaddy tavsiyeler, destek ve başarılı olmak için ihtiyaçları olacak araçları sağlayarak onlara yol gösteriyor.”

GoDaddy’nin bunu başarabilmesinin özünde girişimcilerin fikirlerini online ortamda hayata geçirmesine yardımcı olan sezgisel ürünler ile eşsiz rehberlik hizmetleri yer alıyor. GO, GoDaddy’nin teknoloji ve insanlığı bir araya getirerek müşterilerinin yeni fırsatlar değerlendirmesine yardımcı olmaya olan bağlılığını pekiştiriyor:

  • GoDaddy’nin dünya genelinde 6 binden fazla çalışanın görev aldığı GoDaddy Destek Ekipleri bulunuyor ve onlar müşterilerle ayda yaklaşık 2 milyon görüşme yapıyor. GoDaddy, destek ekipleriyle müşterilerine işlerine isim verme, iş kurma, işlerini büyütme ve yönetme gibi adımlardan oluşan yolculukları boyunca yardımcı bilgi ve desteği sunuyor.
  • GoDaddy, girişimcilerin online dünyada büyüme ve ilerleme elde etmesine yardımcı olacak yeni ürünler geliştirmeye de devam ediyor. Bunun en yeni örneklerinden biri olan Web Siteleri + Pazarlama Araçları, kolay kullanılabilir web sitesi kurulum aracı ile online pazarlama araçlarını bir araya getiriyor.

KolayBi ile Paynet iş birliği, KOBİ’lere yeni bir çözüm sunacak

Türkiye’deki girişimlerin büyük kurumlarla yaptığı iş birliklerini sizlerle paylaşmak bizi oldukça heyecanlandırıyor. Ekonomiyi etkileyecek ve büyütecek girişimlerin artması da en büyük temennimiz.

KOBİ’lerin dijitalleşme sürecini destekleme hedefi ile kullanıma sunulan ön muhasebe programı girişimi KolayBi’ ile ödeme hizmeti sağlayıcılarından Paynet, işletmelerin finansal ihtiyaçlarını kolaylaştıran bir iş birliğine imza attı.

Yapılan iş birliği kapsamında, bulut tabanlı KolayBi’ programını kullanan işletmeler aynı platform üzerinden Paynet’in güvenli altyapısı ile tüm kredi kartlarından taksitli ya da tek çekim ödeme alabilecek.

KolayBi’ tarafından müşterilerden bu hizmet için herhangi bir entegrasyon ücreti talep edilmeyeceği gibi, Paynet’in hali hazırda üye işyerlerine sunduğu teknolojik ve finansal faydalarına da erişim imkanı verilecek. KolayBi’nin her sektöre uyumlu geliştirilmiş çözümleri ile işletmeler; cari hesap takibi, fatura takibi, stok yönetimi, gelir gider takibi, e-fatura/e-arşiv ve online banka entegrasyonuna ek olarak Paynet’in güvenli altyapısından online ödeme alarak ticari süreçlerinin önemli bir kısmını düşük maliyetlerle dijitalleştirmiş olacak.

Paynet; uzaktan ödeme almanın en hızlı yolu PayLink, ödemelerin anlık olarak izlenebildiği ve tüm tahsilat akışının yönetilebildiği PayPortal, mobil cihazları POS cihazına dönüştüren Paynet CepPOS ve ana firmaların bayileri ile olan cari hareketlerini izleyebildiği ve yönetebildiği PaySmart gibi ürünleri ile binlerce KOBİ ve kurumsal ölçekli işletmenin hayatını basitleştiren bir şirkettir.

Turkcell Yapay Zeka İlkeleri’ni açıkladı, geleceğe yedi büyük taahhüt verdi

Dijital operatör Turkcell 2020’lerden itibaren teknolojideki gelişmelerin odak noktası olması beklenen yapay zeka çalışmalarında uyacağı yedi ilkeyi açıkladı. Türkiye’de bu adımı atan ilk kurum olan Turkcell, yapay zeka etiğine katkı sağlayan küresel oyuncular arasına katıldı.

Türkiye, önümüzdeki 10 yıl boyunca teknoloji alanında çok konuşulacak ve ülkelerin küresel liderlik iddiasını etkileyecek kavramlardan yapay zekada bir dönüm noktasına şahitlik etti. Turkcell yedi maddelik Yapay Zeka İlkeleri ile iş süreçlerinde de kullandığı ve geliştireceği teknolojilerin etik ve sorumlu şekilde kullanılacağına dair taahhütlerini açıkladı. Türkiye’de ilk kez atılan bu adım, dijital operatör Turkcell’i global dev şirketler arasında da öncülerden biri yaptı.

İlkeler yapay zekanın sesi ile dünyaya duyuruldu

Dünya çapında pek çok sektörde köklü değişim yaratacak olan yapay zeka, özellikle tüketicilerin davranışlarını takip ederek onların ihtiyaçlarını henüz ortaya çıkmadan gidermek, sistemlerde oluşması muhtemel aksaklıkları öngörerek engellemek, yüksek ve kesintisiz fiziksel güç gerektiren işleri hatasız tamamlamak gibi devrim niteliğinde işlevler sunuyor. Özellikle son beş-altı yılda hızlanan çalışmalar bir yandan da kitlesel iş kaybı, kişisel veri güvenliği ve makinelerin bir tehdide dönüşmesi gibi endişeler de yaratıyor.

Turkcell hukuk ve regülasyon ekibi bir taraftan bu endişeleri gidermek diğer taraftan da yapay zekanın olumlu etkilerini artırmak için uzun süredir UNICEF, WEF (Dünya Ekonomik Forumu), IEEE (Uluslararası Elektrik ve Elektronik Mühendisliği) gibi küresel organizasyonlarla iş birliği yapıyor. Yapay zekanın ilkelerin ve geleceğinin tartışıldığı uluslararası platformlarda aktif rol alan Turkcell’in katkı sağladığı çalışmalar arasında çocuk hakları ve yapay zekaya ilişkin küresel ilkeler, yüz tanıma sistemlerinin sorumlu kullanımı ile duyguları işleyen yapay zeka sistemlerinde etik standartların belirlenmesi gibi çalışmalar bulunuyor. Kişisel Veriler Koruma Kanunu’na göre titizlikle hareket eden Turkcell, ayrıca bu alanı temel insan haklarının önemli ve gelişmeye açık bir unsuru olarak görüyor.

Turkcell Yapay Zeka İlkeleri

1. Çevre ve İnsan Odaklıyız

Yapay zeka çözümlerimizi insan onuruna, temel hak ve özgürlüklere saygılı olarak, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na katkı sağlayarak ve daha yaşanabilir bir dünya oluşturmak amacıyla geliştiririz.

2. Profesyonel Olarak Sorumluyuz

Yapay zeka çözümlerimizin sosyal refaha ve kamu yararına katkısını gözetiriz. Geliştirilen teknolojiden kimin sorumlu olacağını ortaya koyarız. İnsan kontrolünde ve denetiminde olmasına ve ilgili tarafların geri bildirimlerine açık olmasına özen gösteririz.

3. Veri Gizliliğini Gözetiriz

Kişisel verilerin korunması için gerekli tedbirleri alırız. Kişisel verilerin işlenmesi konusunda Turkcell Gizlilik Politikası’na uyarız.

4. Şeffafız

Ölçütlerimizin, süreçlerimizin ve teknolojilerimizin doğurabileceği sonuçların öngörülebilir, açıklanabilir olmasını hedefleriz.

5. Güvenliği Esas Alırız

Yapay zeka çözümlerimizin kötüye kullanımını önlemeyi amaçlar, güvenlik testlerine tabi tutarak olası riskleri tespit etmeyi ön planda tutarız.

6. Adil Davranırız

Ayrımcılık yapmayız; eşitlik ilkesi çerçevesinde kapsayıcı şekilde hareket ederiz.

7. Daha İyi Bir Gelecek için Paylaşır ve İş Birliği Yaparız

Yapay Zeka teknolojileri ile ilgili tecrübelerimizi daha iyi bir gelecek için paylaşır, iş birlikleri için heyecan duyarız.

MenaPay, ZULA oyunu içerisinde satın alma işlemlerinde kullanılmaya başlandı

Dünyanın farklı coğrafyalarında başarılı projeler hayata geçiren MenaPay, dijital oyun sektöründe iş birliği yaptığı firmalara bir yenisini ekledi.

InGame Group çatısı altındaki MadByte Games tarafından geliştirilen ülkemizin en çok oynanan oyunlarından biri olan MMO FPS oyunu Zula’da, oyuncular artık çok pratik bir ödeme yöntemi olan MenaPay’i de kullanabiliyor. Zula Online karakterini güçlendirmek isteyen oyuncuların, Zula Altın satın alarak hesaplarına yükleme yapmaları gerekiyor. MenaPay’in sabit kripto parası MenaCash ile QR kod kullanarak birkaç saniyede Zula Altın satın alınabiliyor.

Blockchain teknolojisi ile oyun esnasında hızlı ödeme

Nakit parayı dijitalleştirerek cep telefonuna taşıyan MenaPay, ZULA oyuncularına oyun esnasında kesinti yaşamadan hızlı bir şekilde ödeme yapma deneyimini sunuyor. QR kod okutarak birkaç saniye içinde hızlı ve güvenli ödeme yapma imkânı sunan MenaPay, dijital dönüşümün en belirgin şekilde yaşandığı oyun sektöründe hızla büyümeye devam ediyor.
Oyun sektöründen küresel ölçekli çok farklı firmalarla yapılan iş birliklerinin ardından yerli bir oyun firması ile de çalışan MenaPay, büyük bir pazar olan ve çok fazla sayıda oyuncunun yer aldığı oyun sektörüne özel yeni çözümler sunma hazırlanıyor. Teknoloji ve altyapı geliştirmelerine öncelik veren MenaPay dijital dönüşüm ve gelişmelerin çok etkili yaşandığı oyun sektöründe kullanıcı deneyimini iyileştirme odaklı çalışmalarını hayata geçirmeyi planlıyor.

McKinsey Türkiye’nin ‘İşimizin Geleceği: Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü’ raporu

McKinsey & Company, son 10 yıldır dünya genelinde işlerin geleceği ve yetenek dönüşümü alanında çalışmalara imza atıyor. McKinsey Türkiye ve McKinsey’nin iş ve ekonomi araştırma kolu McKinsey Global Enstitüsü iş birliği ile hazırlanan “İşimizin Geleceği: Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü” raporu; otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerle birlikte yaşanan değişimi ve bunun işgücü üzerindeki etkilerini inceliyor.

> İşimizin Geleceği Türkiye Raporu Özeti (PDF)

McKinsey Global Enstitüsü, dijital teknolojilerin benimsenmesini gelecekteki ekonomik büyümenin en önemli faktörü olarak görüyor. Araştırmalara göre, 2030 yılına kadar potansiyel verimlilik artışının yüzde 60’ı bu alandan gelecek. Türkiye için de durum farklı değil. Otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin ülke ekonomisini güçlendirme potansiyeli var. Bu potansiyeli gerçekleştirmek için işgücü ile ilgili fırsatların ve zorlukların iyi anlaşılması Türkiye’deki işgücünün yaklaşmakta olan dönüşüme hazırlanması açısından son derecede önemli.

McKinsey Türkiye, geçtiğimiz 6 ay boyunca 250 çalışanı ve McKinsey Global Enstitüsü’nün ortaklığı ile getirdiği uzmanlık ve deneyimle “İşimizin Geleceği: Dijital Çağda Türkiye’nin Yetenek Dönüşümü” raporunu hazırladı. Çalışmada, 800 meslek ve 2.000 iş aktivitesi 18 yetkinlik bazında analiz edildi ve her bir aktivite için detaylı otomasyon potansiyeli belirlendi. Ülke geneline ait ayrıntılı meslek ve maaş verileri ile eğitim, enerji, altyapı, teknoloji ve makroekonomiyle ilgili Türkiye’ye özgü göstergeleri de içeren zengin bir veri seti kullanıldı. Çıkan sonuçlar 46 ülke sonuçları ile kıyaslandı. Çalışma, en büyük 15 sektör için detaylandırıldı. Sonuçları yorumlamak, olası etkilerin netleştirilmesini sağlamak ve paydaşlar tarafından atılabilecek potansiyel adımlar ile ilgili fikir alışverişinde bulunmak için iş dünyası, akademi çevreleri, medya, sivil toplum ve kamu temsilcileriyle görüşmeler yapıldı.

McKinsey’nin paylaşmış olduğu verilere göre, dünya genelinde mevcut teknolojiler işlerin %50’sinin otomasyonla yapılmasına olanak sağlayacak nitelikte. Türkiye’de mevcut teknolojilerle her 10 meslekten 6’sı %30 oranında otomatize edilebilir durumda. Bu doğrultuda çalışma, 2030 yılına kadar Türkiye genelinde ortalama %20-25’lik bir otomasyona geçiş seviyesini temel alarak gerçekleştirildi.

Bu çalışmalar ışığında, Türkiye’nin gelecek 10 yıl içerisinde otomasyon, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin yaratacağı ekonomik fayda ve sosyal değişimler ile 3,1 milyon iş artışı yaratma potansiyeli olduğu öngörülüyor. 7,6 milyon iş kaybolarak yeni işlere dönüşebilecek ve 2030 yılına kadar 8,9 milyon yeni iş oluşabilecek. Ayrıca, başta teknolojiyle ilgili alanlarda olmak üzere, tamamı yeni 1,8 milyon iş oluşturulabilecek. Örneğin dijital hizmet tasarımcıları, sürdürülebilir enerji uzmanları, siber güvenlik uzmanları ve yapay zekâ destekli sağlık bakım teknisyenleri gibi yeni rollerin yaygınlaşması bekleniyor.

Bu değişim tüm çalışanları etkileyecek. Türkiye’de işgücünde bulunan 21,1 milyon kişinin mevcut mesleğinde teknolojiden tam olarak yararlanması için yetkinliklerini geliştirmesi gerekecek. Yeni yetkinlikler kazanma ve meslek değişimi nedeniyle otomasyon ve dijitalleşmenin etkisinin 7,6 milyon çalışan üzerinde daha fazla olması bekleniyor. Bu grup içerisinde 5,6 milyon kişinin farklı yetkinlikler geliştirerek rolünü değiştirmesi ve 2 milyon kişinin farklı sektörlerde çalışmak ya da yeni meslekler edinmek için yetkinlikler kazanması gerekecek. İşgücüne yeni katılacak 7,7 milyon çalışanın gerekli yetkinliklerle donanımlı olması önemli olacak.

2030 yılında, öngörülen yetenek dönüşümü gerçekleştiği takdirde, en büyük yetkinlik gelişiminin yüzde 63 oranı ile teknoloji yetkinliklerinde gerçekleşmesi bekleniyor. Sosyal yetkinliklerde yüzde 22 ve ileri seviye bilişsel yetkinliklerde yüzde 7 artış beklenirken; temel yetkinliklerin ve fiziksel yetkinliklerin sırasıyla yüzde 10 ve 8 oranında daha az kullanılacağı öngörülüyor. Dolayısıyla çalışanların teknoloji yetkinlikleri ile sosyal yetkinliklerini geliştirmeleri büyük önem taşıyor. Duygusal zekâ, yaratıcılık, yeniden öğrenme, girişimcilik, empati kurma, ileri iletişim ile teknolojiyi kullanma, ileri veri analizi ve teknoloji geliştirme gibi yetkinliklerin ön plana çıkması bekleniyor.

Apple yapay zeka odaklı girişim Xnor.ai’yi 200 milyon dolara satın aldı

Amerika Birleşik Devletleri merkezli teknoloji yayını GeekWire’ın yayınladığı rapora göre Apple, yapay zeka odaklı girişim Xnor.ai‘yi satın aldı. 2017 yılında kâr amacı gütmeyen Allen Enstitüsü tarafından kurulan Xnor.ai yüksek verimli makine öğrenimi algoritmaları geliştiriyor.

GeekWire tarafından yayınlanan raporda Xnor.ai’nin Apple tarafından 200 milyon dolara satın alındığı belirtilirken Apple ya da Xnor.ai satın alma bedeliyle ilgili sessizliğini korudu. Satın alma süreci öncesinde ya da sonrasında şirketler tarafından duyurulmazken Apple, Xnor.ai’yi satın aldığına yönelik iddiaları doğrularken genellikle küçük teknoloji şirketlerini satın aldıklarında amaçları ya da hedefleriyle ilgili bilgi paylaşımı yapmayı tercih etmediklerini belirtti.

2017 yılında 2.7 milyon dolar ve 2018 yılında 12 milyon dolar yatırım alan Xnor.ai’nin her iki yatırım süreci Madrona Girişim Grubu liderliğinde ilerledi. Seattle merkezli şirket her iki turda da istikrarlı bir şekilde büyümesini sürdürdü.

Xnor.ai’nin CEO’su satın alımdan sonra şirketten ayrıldı

Apple satın almasından sonra faaliyetlerine Apple’ın Seattle ofisinde devam edecek olan Xnor.ai, mevcut ofisinden taşınmaya hazırlanırken Allen Enstitüsü, şirketin kurucusu ve CEO‘su Ali Farhadi‘nin artık şirkette çalışmaya devam etmeyeceğini de doğruladı. Ali Farhadi, Allien Enstitüsü’nün bağlı olduğu Washington Üniversitesi‘ndeki doçentlik görevini sürdürecek.

Xnor.ai satın alması Apple için neden önem taşıyor?

Apple piyasaya sürdüğü cihazlarda yüz tanıma, doğal dil işleme ve arttırılmış gerçeklik gibi teknolojileri tamamen buluttan bağımsız olarak cihazın içine yerleştirilecek bir yonga ile yapmak istiyor. Bu teknolojilerin özel bir yonga ile kullanılması hem cihazlar için performans artışı sağlıyor hem de verilerin barındırılması konusunda buluta göre daha güvenli bir ortam sunuyor.

Cameralyze: Fiziksel mağazalardaki ziyaretçileri analiz eden ve raporlayan girişim

Sizlerle geçtiğimiz yakın zamanda Aksel Kastoryano’dan 1.2 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldığını paylaştığımız yerli girişim Cameralyze‘ın kurucusu Ufuk Dağ, egirişim’e özel girişimin hikayesini anlattı ve tüm detaylarını paylaştı.

Cameralyze’ın hikayesi

Web üzerindeki site ziyaretçilerini ölçmek için Google Analytics, Hotjar vb. birbirinden farklı çeşitli uygulamaların olduğunu biliyoruz. Ancak aynı ölçümlemenin fiziksel mağazalarda yapılması o kadar da kolay olmuyor. İlk aklıma gelenlerden Udentify, V-Count vb. girişimler de alışveriş merkezlerinde veya cadde üzerindeki mağazaların kameralarına entegre olarak, fiziksel mağaza ziyaretçilerinin analitik verilerini ortaya çıkarıyor.

Hangi reyonda ne kadar gezmiş, mağazanın yoğun olduğu veya seyrek olduğu bölümler neresi, ziyaretçiler ne tür davranışlar sergiliyorlar gibi ölçümlemeler yapıyorlar. Dolayısıyla çıkan bu sonuçlar neticesinde marka, mağazanın satışlarını artırmak için çözümler üretiyor. Bazı durumlarda da ziyaretçilerin yüz ifadelerini ölçerek mağazadan mutlu/mutsuz ayrıldığının raporunu çıkarıyor. Elbette aldığımız bilgiler doğrultsunda ifade etmek gerekirse; KVKK ve GDPR kapsamında bu verilerin analizini çıkardıktan sonra, yüz verilerini kayıtlı tutmuyorlar.

Türkiye’den böylesine güzel yüksek teknoloji odaklı daha fazla girişimin çıkmasını temenni ediyoruz. Yeni girişimleri keşfettikçe de sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Elektrikli hava taksi servisi Joby Aviation Toyota’dan 394 milyon dolar yatırım aldı

Önümüzdeki beş yıl içinde hayata geçmesi beklenen ve tüm dünyada yaygın hale geleceği düşünülen elektrikli hava taksileriyle ilgili en iddialı girişimlerden Joby Aviation, Toyota Motor Corporation‘ın 394 milyon dolarla katıldığı Seri C turunda toplam 590 milyon dolar yatırım aldı.

Aldığı yatırımın yanı sıra Toyota Motor Corporation ile önemli bir stratejik iş birliği gerçekleştiren Joby Aviation, Toyota’nın araç üretim deneyiminden yararlanacak ve Toyota’nın Joby Aviation için geliştirdiği elektrikli dikey kalkış ve iniş uçaklarını kullanacak.

Toplam yatırımı 720 milyon dolara ulaştı

Seri C turuyla birlikte toplam fonuna 590 milyon dolar ekleyen Joby Aviation toplamda 720 milyon dolar fona ulaştı. Şirketin daha önceki yatırımcıları arasında Intel Capital, JetBlue Technology Ventures ve Toyota AI Ventures gibi şirketler de yer alıyor. Ayrıca bu satın almayla birlikte Toyota Motor Corporation’ın Genel Müdür Yardımcısı Shigeki Tomoyama da Joby Aviation’ın yönetim kuruluna katıldı.

2009 yılında California‘da kurulan Joby Aviation, tüketici elektroniği ürünlerine yönelik aksesuarlar üreten Joby şirketinin kurucusu JoeBen Bevirt tarafından hayata geçirildi. Joby Aviation’ın tescilini aldığı eVTOL ilk hava taksisi tek şarjla 200 mil uçabiliyor. Ayrıca bu hava taksilerinin diğer uçaklara göre 100 kat daha sessiz çalıştığı belirtiliyor.

Elbette Joby Aviation alanında faaliyet gösteren tek şirket değil. Havacılık konusunda deneyimli Çin merkezli EHang ve Airbus gibi şirketler de elektrikli hava taksileri konusunda çalışmalar yürütüyor. Yine de Joby Aviation’ın bir girişim olması büyük yapılara göre pazarda onu daha şanslı kılacaktır.

Anadolu Hayat Emeklilik’in fon danışman robotu Fonmatik ROBO, 3 ayda 20 bin kişiye ulaştı

Türkiye’de hem sigorta şirketlerinde hem de girişimlerde özellikle fonunu yönetmek isteyen insanlara yönelik çözümlerin geliştirildiğini görüyoruz. Bunun bir örneğini geçtiğimiz günlerde paylaşmıştık.

Anadolu Hayat Emeklilik’in bireysel emeklilik katılımcılarının fon dağılım değişikliği hakkındaki çekincelerini ortadan kaldırmak amacıyla sunduğu Fonmatik ROBO, kısa sürede binlerce katılımcının tercihi oldu. Katılımcıların bireysel emeklilik birikimlerini yatırımcı karakterlerine en uygun fonlarda değerlendiren ve piyasa koşullarına göre fonlarını otomatik değiştiren bu yeni hizmet, Anadolu Hayat Emeklilik tarafından ücretsiz olarak sunuluyor.

18-35 yaş grubu

Fonmatik ROBO’dan yararlanan 20 bini aşkın bireysel emeklilik katılımcısının yaklaşık üçte biri 18-35 yaş grubunda yer alıyor. Hizmetten yararlananların yüzde 67’si mobil şubeyi kullanarak bireysel emeklilik hesaplarını Fonmatik ROBO’ya dahil etti.

Şirketin genç katılımcı oranının sektöre kıyasla her zaman yüksek seyrettiğinin altını çizen Anadolu Hayat Emeklilik Genel Müdürü Yılmaz Ertürk, “Fonmatik ROBO’nun gençler tarafından yoğun olarak tercih edilmesi, bu segmentin ihtiyaçlarına da cevap verebildiğimizi göstermesi sebebiyle bizi mutlu ediyor. Öte yandan kullanıcıların büyük kısmının mobil şubeyi tercih etmesi, dijital deneyimlerde ağırlıklı olarak cep telefonlarının kullanıldığını bir kez daha kanıtlamış oldu” dedi.

“Amaç sistemin getiri potansiyelinden fayda sağlamak”

Fonmatik ROBO’nun temel amacının fon seçimi kaynaklı müşteri memnuniyetsizliklerinin önüne geçmek olduğunu söyleyen Anadolu Hayat Emeklilik genel müdürü Yılmaz Ertürk, “Amacımız müşterilerimizin uzun vadeli bir yatırım aracı olan bireysel emeklilik sistemine duyduğu güveni sağlamlaştırmak ve sistemin getiri potansiyelinden tam olarak faydalanmalarını sağlamak. Hayata geçtiği tarihten bugüne kadar geçen 3 ay gibi kısa bir sürede, Fonmatik ROBO’nun katılımcılarımıza önerdiği ve gerçekleştirdiği fon dağılım değişikliklerinin sonuçlarına baktığımızda, söz konusu dönem için getiri oranlarının %4 ila %9 bandında gerçekleştiğini görüyoruz. Fonmatik ROBO hizmetini kullanan katılımcılarımız için getiriler, başta enflasyon olmak üzere, repo, mevduat ve BIST endekslerinin üzerinde performans göstermiştir” dedi.

VR tabanlı girişim Immersive Factory, WaterStart Capital’den 1 milyon Euro yatırım aldı

Bir Vive X şirketi olan ve çevrim içi platformlar üzerinden endüstriyel grupların iş birliğiyle sanal gerçeklik tabanlı mesleki sağlık, güvenlik ve çevre eğitimleri sunan girişim Immersive Factory, WaterStart Capital’den (NCI) 1 milyon euro yatırım aldığını duyurdu.

Üç yıl önce dört girişimci; Olivier Pierre (CEO), Bertrand Pierre (CCO), Philippe Timsit ve Francis Savic tarafından kurulan Immersive Factory, Londra’da HTC VIVE X programı ve Fransa’da Shell LiveWIRE tarafından destekleniyor. Paris’teki yönetim ve satış merkezi ile Albi’deki Ar-Ge merkezinde yaklaşık 30 çalışana sahip olan şirket, sanal gerçeklik tabanlı eğitimlere odaklanarak bu eğitimleri sunduğu platformu da geliştirmeye devam ediyor.

Immersive Factory’nin VR eğitimleri tehlikeli durumların simülasyonunu gerçekleştirerek geleneksel eğitimlere göre çok daha etkili oluyor. Eğitime katılanlara işlerinde karşılaşabilecekleri riskler ilk elden gösterilerek kaza oranının azaltılması ve çalışan davranışlarının iyileştirilmesi hedefleniyor. Eğitimlerde gerçekçi bir sanal ortama giren çalışanlar, iş prosedürlerini deneyebiliyor ve güvenlik kuralları ihlal edildiğinde neler yaşanacağını görebiliyor. Eğitimin sonunda yöneticiler, çalışanların yaptıkları hatalar hakkında ayrıntılı istatistikler elde edebiliyor. Kurumlar sanal gerçeklik tabanlı eğitimleri yalnızca çalışanların davranışlarını değerlendirmek için değil, iş yerinde değişime öncülük edecek ve güvenliği artıracak hedefler hakkında bilgi vermek için de kullanabiliyor.

Immersive Factory bugün yaklaşık yüz önemli müşteriye hizmet veriyor. Bunlar arasında Shell, Colas, Siemens, Moët Hennessy, Suez, Volvo, P&G, Engie, Airbus, EDF, Veolia, Saint Gobain, Orano, Eiffage, Bureau Veritas ve Air Liquide gibi şirketler yer alıyor. Şirket, sanal gerçeklik kurulumlarında müşterilerine destek olmak ve platformun tanıtımını yapmak için kurduğu perakende ağında 40’tan fazla iş ortağıyla birlikte çalışıyor. Immersive Factory, aldığı yatırımla çalışmalarını global düzeye taşıyıp her bölgede müşterilerine destek sunmayı ve mesleki sağlık ve güvenlik eğitimlerindeki yöntemleri yenilemeyi hedefliyor.