ChargeIQ, Borusan Otomotiv’in ‘Türkiye’nin Elektrifikasyon Dönüşümüne Öncülük Etmek’ sürdürülebilirlik vizyonu doğrultusunda markalar üstü bir yaklaşımla, tüm sektör için geliştirilen ve Türkiye’de faaliyet gösteren elektrikli araç şarj istasyonlarının anlık uygunluk durumlarını gösteren, tüm elektrikli araç kullanıcılarının deneyimlerini iyileştirmeyi ve şarjlanma endişelerini gidermeyi amaçlayan bir mobil uygulamadır.
“Türkiye Otomotiv Sektörünün Elektrifikasyon Dönüşümünde Öncü Olmak” vizyonuyla sektörde yenilikçi hizmetler sunmaya devam ettiklerini belirten Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, ChargeIQ’nun elektrikli otomobil sahiplerinin en önemli ihtiyaçlarından birini karşılayacağını söyledi.
Bugün Türkiye’de 180 civarında şarj hizmeti veren marka olduğunu ve her birine ayrı uygulamalar üzerinden erişilebildiğini belirten Tiftik;
“Elektrikli otomobil kullanıcılarının yaşadığı bu karmaşayı ChargeIQ ile çözmeyi hedefliyoruz. Yapılan araştırmalar tüketicilerin telefonunda şarjlanma ihtiyacına yönelik ortalama 18 uygulamanın yüklü olduğunu gösteriyor. ChargeIQ sayesinde ülkemizin 81 ilindeki tüm hizmet noktalarının konumlarını ve önde gelen operatörlerin soketlerinin anlık uygunluk durumunu filtrelemek, harita üzerinden görmek, seçilen istasyona rota oluşturmak ve tarife karşılaştırması yapmak mümkün. Ayrıca, elektrikli araç sahiplerinin en büyük beklentilerinden biri olan tek uygulamadan ödeme imkanı da Borusan Otomotiv güvencesiyle devreye alınmış olup, ödeme iş ortağı sayısının artırılmasına yönelik çalışmalar devam etmektedir.”
“Elektrikli Araç Kullanıcılarının Dostu”
ChargeIQ uygulamasının şarj haritası ile tüm istasyonlar ve konumları görüntülenebiliyor; AC/DC soket tipine, kW gücüne, istasyon sağlayıcısına, yeşil enerji seçeneğine ve istasyon puanına göre filtreleme yapılarak en uygun istasyonlar kolaylıkla bulunabiliyor.
Yolculuğun başlangıç ve bitiş noktaları belirlenerek en uygun rota oluşturulabiliyor. Filtreler aracılığıyla istenilen istasyonlar seçilebiliyor ve rotaya eklenebiliyor. Gelişmiş filtreleme seçenekleriyle istasyonların rota üzerindeki uzaklıkları ayarlanabiliyor ve otoyollar, ücretli geçişler veya feribotlar gibi rota seçenekleri belirlenebiliyor.
En yakın şarj istasyonları kolaylıkla görüntülenebiliyor ve yol tarifleri alınabiliyor, istasyonun sunduğu soket tipleri ve müsaitlik durumları kontrol edilebiliyor. Ayrıca kullanıcılar, şarj istasyonları hakkında fotoğraf paylaşarak, puanlama yaparak ve yorumda bulunarak deneyimlerini paylaşabiliyor ve diğer kullanıcıların yorumlarını görebiliyor.
Uygulamada şarj işlemlerinin kolaylıkla yönetilmesini sağlayan bir profil sayfası da sunuluyor. Kullanıcılar ad ve profil bilgilerinin yanı sıra kendi araçlarının marka ve model bilgileri seçerek sisteme ekleyerek, soket tipi ve menzil gibi detaylı bilgilerin yer aldığı sayfa üzerinden aracın şarj bilgileri, AC/DC şarj gücü, şarj süresi ve enerji tüketimi gibi veriler incelenebiliyor.
Tarifeler ekranında tüm şarj sağlayıcılarının fiyat tarifeleri görüntülenebiliyor. ChargeIQ sayesinde seçilen aracın marka ve modeline göre istenilen şarj aralığının farklı tarifelere göre maliyeti önceden hesaplanabiliyor. Böylece elektrikli araç şarj süreçleri daha verimli ve ekonomik hale getirilebiliyor.
Ayrıca ChargeIQ uygulamasında seyahat ipuçlarından araç güvenliğine, sürdürülebilirlikten en yeni teknolojilere kadar geniş bir yelpazede blog yazılarının sunulduğu “keşfet” bölümü de yer alıyor.
Borusan Otomotiv güvencesiyle sunulan ChargeIQ, App Store ve Google Play üzerinden ücretsiz olarak indirilebiliyor.
Kale Grubu’nun kurucusu İbrahim Bodur‘un, değerlerini yaşatmayı ve sosyal girişimcilik ekosistemini destekleyerek yaratılan etkiyi büyütmeyi amaçlayan İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın bu yılki kazananları açıklandı.
Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı (KSV) tarafından, Impact Hub İstanbul’un iş birliğiyle düzenlenen programın dokuzuncu yılında, 373 sosyal girişim arasından yapılan değerlendirmeyle Erken Aşama, İleri Aşama, İş Birliği ve Gençlik kategorilerinde ödüller sahiplerini buldu.
Alanında yetkin isimlerden oluşan Seçici Kurul’un yaptığı değerlendirme sonucunda; Erken Aşama kategorisinde Türk İşaret Dili’ni zenginleştiren, farkındalığı artıran ve kapsayıcı öğrenme araçları geliştiren bir sosyal girişim olan Hadi İşaret; İleri Aşama kategorisinde güneş enerjisi santrallerinin denetimini otonom drone ve yapay zeka çözümleriyle dijitalleştiren bir teknoloji girişimi olan Hummingdrone; İş Birliği kategorisinde sıfır atık ve döngüsel ekonomi odaklı ileri dönüşüm teknolojileri geliştiren AMANOS ile Migros; Gençlik kategorisinde ise sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı ve kırsal bölgelerdeki çocuklara yönelik deneyimleyerek öğrenme fırsatları sunan bir girişim olan KEÇİ ödüle değer bulundu. Bu yıl ilk kez bünyesinde sosyal girişimcilik kulübü bulunan liselere de açılan ödül programında, Özel İzmir Amerikan Koleji’nden Brick-Up, Jüri Ozel Ödülü’nü almaya hak kazandı.
Kale Grubu Başkanı ve CEO’su, KSV Mütevelli Heyeti Başkanı Zeynep Bodur Okyay;
Zeynep Bodur Okyay, Kale Grubu Başkanı
“İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nı dokuz yıl önce başlatırken tek amacımız, girişimcilere ödül vermek değildi, Türkiye’nin farklı bölgelerinde ortaya çıkan sosyal değer üretme çabalarını desteklemekti. Bugün geldiğimiz noktada bu program, sosyal girişimler ve etki odaklı girişimlerim gelişimine katkı sağlayan, kendi paydaş ekosistemini oluşturan bir yapıya dönüştü. Bu yıl aramıza katılanlarla birlikte 100’e yakın sosyal ve etki girişimi, bu programın bir parçası oldu. Birbirinden öğrenen, birlikte değer üreten, kolektif fayda yaratan bir ‘İBSG Topluluğu’ oluştu. Bu topluluğun gücüne inanıyor, sosyal fayda ekosistemini büyütüyoruz. Yeni dönemde girişimcilerimizi hem Türkiye’de hem dünyada daha görünür kılacak adımlar atarak, finansal ve finansal olmayan destekler sunmaya devam edeceğiz.”
Rana Birden: “Bugünün sorunları yarının iş modellerine dönüşüyor”
Kale Grubu Kurumsal İletişim ve Etki Yatırımları Bölüm Başkanı, KSV Genel Müdürü Rana Birden de şunları söyledi: “İBSG Topluluğu, ‘hepimizin gördüğü ancak sosyal girişimcilerin farklı değerlendirdiği’ günlük sorunlara ürettiği yaratıcı ve sürdürülebilir çözümlerle ülkemizde sosyal inovasyonun en canlı örneklerini sergiliyor. Kale Grubu olarak yalnızca sosyal girişimcileri desteklemekle kalmıyor; onların fikirlerinden, yaklaşımlarından biz de ilham alıyoruz. Çünkü ortaya koydukları modeller, sadece bugün sosyal fayda yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğin iş dünyası için de önemli ipuçları barındırıyor. Bugünün sorunları yarının iş modellerine dönüşüyor. Bu program sayesinde, birlikte düşünmenin, üretmenin ve harekete geçmenin ne kadar güçlü bir etki yaratabileceğini gördük. Biz bu etkiyi büyütmeye, çoğaltmaya ve yaymaya devam edeceğiz.”
Sosyal girişimcilik dünyasında kadınlar ve Anadolu yükselişte
İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’na sosyal girişimcilerin yoğun ilgisi devam ediyor. Bu yıl dört kategoride toplam 373 başvuru alınırken, programın başlangıcından bu yana başvuran sosyal girişim sayısı 2.500’ü aştı. Başvurular eğitim, iklim, afet iyileştirme, kırsal kalkınma, kadın ve gençlerin güçlenmesi ile sürdürülebilir üretim gibi alanlarda yoğunlaştı. Kadın sosyal girişimcilerin oranı bu yıl yüzde 59’a ulaşarak dikkat çekici bir ağırlık oluşturdu. Ayrıca toplam başvuruların yaklaşık yüzde 40’ı İstanbul, Ankara ve İzmir dışındaki şehirlerden geldi. Üç büyük ilin ardından en fazla başvuru gelen il ise Hatay oldu. Deprem bölgesinden yapılan başvurular, toplam başvuruların yaklaşık yüzde 4’ünü oluşturdu. Bu başvurularda özellikle kadın emeğinin değerlendirilmesi, kültürel mirasın korunması, topluluk temelli iyileşme, çocukların eğitimi ve sosyal dayanışma temaları ön plana çıktı.
Kazananları, sosyal girişimcilik ekosistemine yön veren kurul belirledi
İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programında bu yıl başvurular, Kale Grubu ve proje ortağı Impact Hub İstanbul’un ön değerlendirmesinin ardından, sivil toplum ve iş dünyası liderlerinden oluşan Seçici Kurul’un bilgisine sunuldu. Seçici Kurul’da İDEMA Kurucu Ortağı Dr. Ali Ercan Özgür, Esas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, Vispera Bilgi Teknolojileri Ortağı ve CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil, TÜBİSAD ve Arena Yönetim Kurulu Üyesi Barış Karakullukçu, Alethina Impact Investments Kurucusu Can Atacık, This is Mana (2022 İş Birliği Kategorisi Kazananı) Kurucusu Damla Özenç, Kale Holding Yönetim Kurulu Üyesi Esra Yazıcı Tözge, ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgehan Şenyuva ve Kuika, System Optima, System Capital Yönetim Kurulu Başkanı Süreyya Ciliv yer aldı.
Ödülün yanında yatırıma hazırlık ve kapasite geliştirme desteği
İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı Ödülleri kapsamında Erken, İleri Aşama ve İş Birliği Kategorisinin kazananları 350.000’er TL, Gençlik Kategorisi kazananı ise 100.000 TL ödül almaya hak kazandı.
Program kapsamında kazananlara maddi ödülün yanı sıra geliştirici destek de sağlanacak. Erken, İleri ve İş Birliği Kategorilerinin kazananlarına, Kale Grubu ve Impact Hub Istanbul tarafından ekibe özel iş geliştirme ve yatırıma hazırlık desteği verilecek. Gençlik kategorisi kazananı olan ekip ise tohum destek ödülüne ek olarak, Social Impact Award Türkiye ‘25 programına geçiş ve program kapsamında kapasite geliştirme desteği alma hakkını elde etti.
‘Görünmeyeni Görenler’ sahnedeydi…
9. İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın ödül töreni, aynı zamanda bir sosyal girişimci olan sanatçı Mert Fırat’ın sunumuyla DasDas’ta gerçekleştirildi. Gecenin teması ‘Görünmeyeni Görmek’ olarak belirlenirken, her biri toplumun farklı sorunlarına yaratıcı ve sürdürülebilir çözümler sunan sosyal girişimler, görünmeyenin ardındaki potansiyeli ve umudu sahneye taşıdı.
Konukların ‘Ne Görüyorsun Sergisi’ ile salona alındıkları ödül töreni, görme engelli soprano Çağla Kıcır’ın etkileyici performansıyla başladı. Mert Fırat ve Kale Grubu Başkanı ve CEO’su, KSV Mütevelli Heyeti Başkanı Zeynep Bodur Okyay, arasında gerçekleşen samimi sohbetle sosyal girişimciliğin Türkiye’deki yolculuğuna ışık tutuldu. Görünenin Ardındakiler Paneli, bu yıl ilk kez sosyal girişimcilerin faydalanıcılarının sahneye çıkarak sürece nasıl katkı sunduklarını anlattıkları bir alan oldu. Sanatçı Gizem Akdağ’ın yapay zeka ile oluşturduğu dijital eserler ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğrencilerinin dans performansı, gecenin sanatsal zenginliğini pekiştirdi.
Kazanan Projeler
İleri Aşama Kategorisi: HUMMINGDRONE
Hummingdrone, güneş enerjisi santrallerinin denetimini otonom drone ve yapay zeka çözümleriyle dijitalleştiren bir teknoloji girişimi. Enerji üretim kayıplarını azaltmayı, güvenlik risklerini önlemeyi ve yatırım getirisini artırmayı hedefliyor. Otonom drone’lar ve yapay zeka destekli analiz yazılımıyla dijital ikiz oluşturularak, yüzde 99 doğrulukla anomali ve kök neden tespiti yapılıyor. Bu sayede hızlı müdahale, verimli bakım ve daha güvenli, yüksek performanslı santraller sağlanıyor. https://hummingdrone.co
Erken Aşama Kategorisi: HADİ İŞARET
Türk İşaret Dili’ndeki terminoloji eksikliğinin sağlık, eğitim ve iş hayatında iletişim engellerine ve eşitsizliklere yol açmasından hareketle Hadi İşaret, uzmanlarla birlikte bu terminolojiyi geliştiriyor ve içerikleri dijital ortamda yaygınlaştırıyor. Etkileşimli eğitim araçları ve kurumlara yönelik farkındalık programları ile toplumsal kapsayıcılığı artırıyor.
https://www.instagram.com/hadisaret
İş Birliği kategorisi: AMANOS&MİGROS
Sıfır atık ve döngüsel ekonomi odaklı ileri dönüşüm teknolojileri geliştiren AMANOS, Migros ile perakende kaynaklı gıda israfını azaltmak amacıyla mağazalarda kayba uğrayan meyve ve sebzeleri yerinde kurutmaya başladı. Geliştirilen özel sistem sayesinde Migros mağazalarının soğutma sistemlerinden çıkan atık ısıyı enerji olarak kullanarak, yüzde 90 enerji tasarrufu ile kurutma yapıldı. Pilot uygulamada, tek bir mağazada ayda 2 ton atık önlenerek yeniden satış sağlandı. Model, dağıtım merkezlerine ve diğer zincirlere yayılabilir şekilde tasarlandı. https://www.amanosmuhendislik.com
Gençlik kategorisi: KEÇİ
KEÇİ, sosyoekonomik açıdan dezavantajlı ve kırsal bölgelerdeki çocuklara yönelik deneyimleyerek öğrenme fırsatları sunan bir girişim. Bilim, teknoloji ve tasarım alanlarında interaktif kitler ve kamplar aracılığıyla çocukların potansiyellerini keşfetmelerini ve farklı disiplinlerde gelişim göstermelerini hedefliyor. https://www.keciforkids.com/
Jüri Özel Ödülü: BRICK-UP
Brick-Up, Lego’nun eğitim ve sosyal inovasyon gücünü kullanarak engelli bireyler ve özel gruplar için erişilebilir eğitim materyalleri ve sosyal projeler geliştiren bir sosyal girişim. Lego’yu eğitsel ve sosyal bir araç olarak kullanarak, engelli bireyler için Braille alfabesi, seçici mutizm yaşayan çocuklar için sosyal etkileşim, Alzheimer hastaları için hafıza güçlendirici aktiviteler sunuyor. Ayrıca lösemili çocuklar için hastane süreçlerini eğlenceli hale getiren projelerle moral desteği sağlıyor.
Sürdürülebilirliği uzun vadeli bir dönüşüm anlayışı olarak ele alan Boyner, kaynak verimliliği, yenilenebilir enerji ve yeni nesil mağazacılık adımlarıyla doğaya duyarlı, ölçülebilir ve kapsayıcı bir etki yaratmayı hedefliyor. Marka, yenilenebilir enerji üretiminden ürün yaşam döngüsüne kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir uygulamaları hayata geçiriyor.
Bugüne kadar 16 bin ton karbon emisyonu engellendi
Her ürünün yeniden bir kaynağa dönüşebileceği inancıyla hareket eden Boyner, milyonlarca ürünü yeniden ekonomiye kazandırarak ölçülebilir bir çevresel fayda sağlıyor. Bu doğrultuda, döngüsel dönüşümün temsilcisi Nivogo iş birliğiyle yürütülen proje kapsamında, satışa sunulamayan ürünler yenilenerek ekonomiye kazandırılıyor ve yeni kullanıcılarıyla buluşturuluyor. 2021’den bu yana yenilenen 1,6 milyon ürün sayesinde yaklaşık 12,8 milyar litre su tasarrufu sağlandı, 16 bin ton karbon salımı engellendi. Bu kazanımlar, 17 binden fazla hanenin yıllık enerji tüketimine ve 23 milyon kişinin yıllık içme suyuna denk geliyor.
Mağazalarda sıfır atık ve enerji verimliliği hedefi
Boyner, mağazacılık operasyonlarında da sürdürülebilirliği ön planda tutuyor. Elektrik tüketimleri anlık olarak izleniyor, gece saatlerinde oluşan gereksiz enerji kullanımı önlenerek karbon ayak izinin azaltılmasına katkı sağlanıyor. Marka, Boyner Cadde mağazasında, atık kumaşlardan elde edilen sanat eserleri ve yağmur suyu arıtma sistemleri gibi çevreci uygulamalarla sürdürülebilirlik yaklaşımını mağaza deneyiminin bir parçası haline getiriyor. Bu çalışmalarıyla Boyner Cadde mağazası “Sıfır Atık Belgesi”, Boyner Merkez Ofis ise “Yeşil Ofis” belgesi almaya hak kazandı. Boyner, 2012’den bu yana “Yeşil Ofis” uygulamalarını sürdürüyor.
Lojistikte doğaya saygılı dönüşüm
2024’te geri dönüştürülmüş kasalar kullanarak yaklaşık 3.400 ağacın kesilmesini engelleyen Boyner, kullanılmış kartonları da dolgu malzemesi haline getirerek yeniden kullanıyor. Lojistik depo alanlarında sensörlü aydınlatma sistemleri ve ortak atık üniteleriyle enerji tüketimi ve atık miktarı minimuma indiriliyor.
Sürdürülebilirliği toplumsal faydayla birleştirdi
Mağazalarda teşvik ettiği çok kullanımlı çanta uygulamasıyla Boyner, son 3 yılda 22 milyonu aşkın naylon poşet kullanımının önüne geçti. Çantalardan elde edilen geliri ise çeşitli sivil toplum kuruluşlarının projelerine aktararak çevresel sürdürülebilirliği toplumsal faydayla birleştirdi.
2025’te de gezegen için pozitif etki odağı devam ediyor
Boyner, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel bir sorumluluk değil, iş yapış biçiminin ayrılmaz bir parçası olarak görüyor. Marka, yenilenebilir enerji yatırımları, döngüsel ekonomiye katkı sağlayan projeler, ölçülebilir lojistik dönüşümler ve topluma değer katan iş birlikleriyle sürdürülebilirlik vizyonunu güçlendiriyor. 2025’te de bu alanda daha güçlü bir etki yaratmayı hedefleyen Boyner, çevresel etkilerini azaltmaya, sosyal fayda üretmeye ve ekonomik sürdürülebilirliği destekleyen uygulamalarıyla gezegen için pozitif bir etki yaratmaya devam edecek.
Çok lokasyonlu markalara hizmet veren pazarlama platformu Branchsight, Teknoloji Yatırım A.Ş. liderliğinde gerçekleşen 550 bin dolarlık ikinci yatırım turuyla Avrupa pazarındaki büyümesini ve ürün geliştirmelerini hızlandırıyor.
Yatırım turuna Berkay Mollamustafaoğlu ve Yaman Tunaoğlu da katılırken, ilk yatırım turunda yer alan Arz Portföy 4. Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, bu turda devam yatırımı gerçekleştirdi. Bir önceki yatırım turunda Ali Servet Eyüboğlu, Bilal Kabaklı, Emre Fadıllıoğlu ve Necip Murat erken aşamadaki yatırımcılar arasında yer almıştı.
Branchsight Kurucusu ve CEO’su Emre Gökşin, bu yeni yatırımın şirketin global büyüme hedeflerine önemli katkılar sunacağını belirttiği demecinde;
“Bu yatırım, Branchsight’ın küresel ölçekte ölçeklenebilir ürün vizyonunu hızlandıracak. Avrupa pazarındaki mevcut konumumuzu daha da güçlendirmek, ürünümüzün self-servis yeteneklerini derinleştirmek ve yapay zeka Ar-Ge’si için ekibi büyütmek öncelikli hedeflerimiz arasında.”
Teknoloji Yatırım A.Ş Yatırım Direktörü Elif İnalkoç Gedikli, bu yeni yatırımın Branchsight’ın küresel büyüme hedeflerini hızlandıracağını vurgulayarak şu değerlendirmede bulundu:
“Branchsight’ın çok lokasyonlu markaların dijital pazarlamada yaşadığı standardizasyon ve yönetim eksikliği gibi kritik bir problemi başarıyla çözdüğünü gördük. Girişimin kısa sürede elde ettiği müşteri kazanımları ve organik olarak uluslararası pazarlara açılması, iş modelinin gücünü ve pazar potansiyelini açıkça ortaya koyuyor. Kurucunun derin pazar bilgisi ve vizyonu bizi bu yolculukta yanlarında olmaya teşvik etti. Yatırım turunun Branchsight’ın Avrupa’da başlayan global genişlemesini hızlandıracağını ve uçtan uca bir pazarlama yönetimi platformu olma vizyonlarını destekleyeceğine inanıyoruz.”
Arz Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş Yönetici Ortağı Murat Onuk ise demecinde;
“Yatırım portföyümüzde yer alan veri odaklı pazarlama teknolojileri alanındaki yenilikçi çözümler sunan Branchsight’ı mevcut başarılı performansı ve global pazarlarda sürdürülebilir büyüme potansiyeli ile birlikte değerlendirdiğimizde devam yatırımı yapmaktan ve girişimin büyüme yolculuğuna katkı sunmaktan memnuniyet duyuyoruz. Gerçekleştirilen bu devam yatırımıyla birlikte, Branchsight’in ürün geliştirme, yurt dışı açılımı ve ekip büyütme hedeflerine daha güçlü bir şekilde ilerlemesini bekliyoruz.”
ODAŞ, gençlerin fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri, yaratıcı projelerle toplumsal farkındalık yaratabilecekleri yepyeni bir dijital platform kurdu: odaspeople.com
Üniversite öğrencilerine yönelik yarışmalar, tasarım projeleri ve fikir üretimi süreçlerine ev sahipliği yapacak bu platform, gençlerle daha samimi, üretken ve sürdürülebilir bir iletişim kurma hedefiyle hayata geçirildi.
Platformun ilk adımı ise, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) temalı “Dikkat: Fikir Çıkabilir! Afiş Tasarım Yarışması” oldu.
“ODAŞ People, gençlerin sesiyle şekillenen bir dünya hayalimizin ilk adımı”
odaspeople.com‘un ODAŞ’ın gençlerle kurduğu yeni iletişim alanı olduğunu belirten ODAŞ Kurumsal İletişim Yöneticisi Yasemin Aydınlar verdiği demeçte;
“odaspeople.com yalnızca bir yarışma platformu değil; gençlerin potansiyellerini görünür kılabilecekleri, fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri bir alan olarak tasarlandı. Bu platform aracılığıyla gençlerle empati kuran, onları anlayan, eşitlikçi ve dinamik bir iletişim yaklaşımı benimsiyoruz. Sadece dinleyen değil, birlikte üreten, birlikte öğrenen bir yapı kurmayı hedefliyoruz. odaspeople.com, gençlerin sesiyle şekillenen bir dünya hayalimizin ilk adımı. İSG temalı bu yarışmayla başladık ama önümüzde pek çok farklı temada birlikte üretip fark yaratacağımız yeni projeler var.”
Toplamda 220.000 TL ödül verilecek
“Dikkat Fikir Çıkabilir” sloganıyla başlatılan afiş tasarım yarışması, gençlerin enerjisi ve özgün bakış açısıyla güvenli çalışma kültürünü görünür kılmayı hedefliyor. Yarışma kapsamında katılımcılar “İş Sağlığı ve Güvenliği” mesajı içeren özgün afişler tasarlayacak. Yarışma hakkında konuşan Aydınlar, “Dikkat: Fikir Çıkabilir! mottosuyla başlattığımız afiş tasarım yarışmasıyla, İş Sağlığı ve Güvenliği konusuna yeni bir bakış açısı getirmeyi hedefliyoruz. Çünkü İSG, yalnızca sahada değil; zihinde başlar. Bu yarışma, gençlerin yaratıcı bakış açılarını bu hayati konuya yansıtmalarını sağlayacak. Bir fikir, bir afiş, hatta sadece bir görsel çağrışım bile bir hayatı değiştirebilir. Biz de bu değişimi, gençlerle birlikte başlatmak istiyoruz.”
Son başvuru tarihi 29 Haziran 2025 olan yarışmanın değerlendirme süreci 3 Temmuz’da tamamlanacak, sonuçlar ise 14 Temmuz’da açıklanacak. Birinci olan afiş tasarımcısına 100.000 TL, ikinciye 60.000 TL, üçüncüye 30.000 TL ve jüri özel ödülünü kazanan katılımcıya 20.000 TL para ödülü verilecek.
Bireysel yatırımcılara en iyi deneyimi sunma vizyonuyla yola çıkan ve Türkiye’nin öne çıkan yatırım uygulamalarından Midas, bugün kurucusu ve CEO’su Egem Eraslan’ın duyurusuyla yeni ürünü Midas Pro’yu tanıttı. Analizlerinde derinleşmek isteyen yatırımcılar için tasarlanan Midas Pro, şimdiye kadar sunulan en güçlü yatırım araçlarını bir araya getirerek ileri seviye piyasa verisi analizine yeni bir boyut kazandırıyor.
Midas Pro’yu benzersiz kılan en dikkat çekici yenilik, önümüzdeki günlerde kademeli olarak kullanıcılara sunulacak olan yapay zeka ile çalışan gelişmiş analiz motoru. Bu ürünle birlikte kullanıcılar Derinlik Verisi, Takas Analizi ve Aracı Kurum Dağılımı (AKD) verilerine erişmenin yanında bu verilerin analiz ve yorumlarına da ulaşabilecekler.
Bu teknoloji sayesinde Midas, bireysel yatırımcılara piyasadaki işlem dinamiklerini anlık olarak inceleyen, olağandışı hareketleri tespit eden ve potansiyel fırsatları öne çıkaran profesyonel analiz gücünü sunuyor. Her yatırımcıya, karar alma süreçlerinde yanında olan akıllı bir dijital analiz ortağı sağlıyor. Şirket, bu adımıyla yatırım deneyimini bir üst seviyeye taşıyarak, bireysel yatırımcıyı profesyonel araçlarla buluşturmayı amaçlıyor.
Bugün itibarıyla erişime açılan Midas Pro’nun, yatırım dünyasında nasıl bir dönüşüm yaratacağı merakla bekleniyor.
Kurumsal perakende şirketlerinin siparişe dair tüm süreçleri için yapay zekâ destekli otomasyon ve verimlilik çözümleri sunan yerli girişim Omnitive kurucusu Aslı Kubilay, Big Bang Startup Challenge 2024 serimizin konuğu oldu.
Başakşehir Living Lab Kuluçka Merkezi tarafından hayata geçirilen Kadın Girişimcilik Hızlandırma Programı 2025 yılı başarıyla tamamlandı.
Kadın girişimciliğini teşvik etmek, yenilikçi iş fikirlerini ticarileştirmek ve sürdürülebilir iş modellerine dönüşüm sağlamak amacıyla tasarlanan program, güçlü eğitim içerikleri ve mentorluk desteğiyle katılımcılarına yoğun bir girişimcilik deneyimi sundu.
Program sonunda, sağlık teknolojilerinden yapay zekâ destekli çözümlere, geri dönüşüm temelli ürünlerden giyilebilir cihazlara kadar birçok farklı alanda geliştirdikleri projelerle öne çıkan 12 kadın girişimci, mezuniyet belgelerini almaya hak kazandı. Bu girişimler, sadece ekonomik değil aynı zamanda sosyal etki yaratma potansiyelleriyle de dikkat çekiyor.
Mezun olan girişimciler ve girişimleri:
Berfin Doğrul – Prolit: Fonksiyonel ve inovatif sakız çeşitleri geliştiren bir gıda girişimi.
Canan Tiryaki – Vegg Foods: Artık gıdalardan yüksek proteinli ve lifli bitkisel bazlı sporcu içeceği üretimi.
Vesile Bahtiyar: KOBİ’ler için gerçek zamanlı karbon ayak izi takibi ve AI destekli raporlama.
Handenur Tomaşoğlu – BiQuenn: Aromatik bitki ekstraktlı, nano biyobozunur yara örtüsü geliştirilmesi.
Melike Arslan – SynbioHarvest: Atıklardan yüksek sindirilebilir bitkisel protein elde eden biyo-teknolojik çözüm.
Yasemin Nur Aydın: %100 geri dönüştürülmüş malzemeden estetik yapı malzemesi üretimi.
Züleyha Demirci – Exosentia: Anadolu bitkilerinden doğal, kimyasal içermeyen bitkisel eksozom temelli kozmetik ve sağlık ürünleri.
Zeynep Karakaşlı – DoodleMind App: Çocukların ve engelli bireylerin çizimlerinden duygu analizi yapan mobil uygulama.
Aslı Yılmaz – ClinVR: Sağlık eğitiminde kullanılmak üzere sanal gerçeklik tabanlı klinik simülasyon platformu.
Sanem Koçak – Fermente Bahçem: Doğal ve katkısız sirke çeşitleri başta olmak üzere geniş bir fermente gıda yelpazesi sunan girişim.
Ümran Sever – Diabetolog: Kişiselleştirilmiş dijital diyabet yönetimi sağlayan sağlık teknolojisi çözümü.
Başakşehir Belediyesi öncülüğünde kurulan Başakşehir Living Lab, yenilikçi fikirleri destekleyen bir teknoloji ve girişimcilik merkezidir. Kadın girişimcilerin güçlenmesini ve teknolojiyle bütünleşik iş fikirlerinin gelişmesini hedefleyen merkez, bugüne kadar birçok girişimciye ev sahipliği yapmıştır.
Kadın Girişimcilik Hızlandırma Programı ile hem bölgesel hem de ulusal düzeyde kadın girişimciliğinin yaygınlaştırılmasına katkı sunan Başakşehir Living Lab, bu başarı hikâyeleriyle geleceğe ilham vermeye devam ediyor.
2025 yılının ilk çeyreği, Türkiye ekonomisi genelinde ve özellikle yiyecek-içecek sektöründe kendine özgü dinamikleri ve zorlukları beraberinde getirdi. Enflasyonist baskılar, artan maliyetler ve yasal uyum gereklilikleriyle mücadele eden işletmeler için dijital dönüşüm ve verimlilik arayışı her zamankinden daha kritik hale geldi. Bu zorlu zeminde, sektörde 12 yıllık deneyimiyle öne çıkan ve 10 ülkede 14 binden fazla işletmeye hizmet veren NarPOS, sunduğu yenilikçi ödeme ve yönetim altyapısı hizmetleriyle önemli bir büyümeye imza atarak, işletmelerin direnç kazanmasına ve geleceğe hazırlanmasına rehberlik etti.
Talep yavaşladı, kârlılık baskısı arttı
2025’in ilk çeyreği, yiyecek-içecek sektöründeki işletmeler için maliyetlerin yükselişi ve değişen yasal düzenlemelerle geçti. TÜİK verilerine göre, 2025 yılının ilk çeyreğinde saatlik işgücü maliyeti endeksi %8,5, saatlik kazanç endeksi ise %8,8 arttı(1). Bu artışlar, işletmelerin personel giderleri üzerinde ciddi bir baskı oluşturdu. Sektördeki bazı büyük oyuncuların finansal sonuçları da talepteki yavaşlamayı ve kârlılık baskısını doğruladı².
2025 itibarıyla restoranlara gelen adisyon sistemi kullanma zorunluluğu, sektöre yeni bir uyum ve ek maliyet kalemi getirdi. İşletmeler, artan vergi yükleri ve kârlılık baskısıyla başa çıkmak için operasyonel verimliliği ve gider minimizasyonunu önceliklendirmek zorunda kaldı.
Sektörün çözüm arayışına yanıt veren NarPOS’tan rekor büyüme
Yiyecek ve içecek sektörünün çetin koşullarla mücadele ettiği bu dönemde NarPOS, 2025 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre %240 gibi etkileyici bir büyüme kaydetti. Bu büyümenin ardındaki ana itici güç, 2024 yılında hayata geçirilen ve hızla benimsenen restoranlara sağlanan ücretsiz ödeme altyapısı hizmetleri oldu.
NarPOS Kurucu Ortağı ve CEO’su İlyas Akça verdiği demeçte;
“2025’in ilk çeyreği, sektörümüz için önemli zorlukların yaşandığı ancak aynı zamanda dijitalleşme ve verimlilik arayışının zirveye çıktığı bir dönem oldu. NarPOS olarak bu dönemde elde ettiğimiz %240’lık rekor büyüme, geliştirdiğimiz ‘uçtan uca’ ödeme altyapısı çözümlerimizin işletmelerin kritik ihtiyaçlarına ne denli güçlü bir yanıt verdiğinin en somut kanıtıdır. Özellikle yasal adisyon sistemi zorunluluğu gibi yeni regülasyonlar ve artan maliyetler karşısında, restoranlar sadece yasal uyumu sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda operasyonel giderlerini düşürerek ve kârlılıklarını artırarak ayakta kalmaya çalışıyorlar. Biz de tam bu noktada, ödeme altyapımızı işletmelere ücretsiz sunarak onların en büyük maliyet kalemlerinden birini ortadan kaldırıyoruz, böylece hem yasal uyumu hem de operasyonel verimliliği tek bir platformdan sağlıyoruz.”
İlk çeyrekte NarPOS’un yeni kullanıcı sayılarında da istikrarlı bir artış yaşandı, 246 yeni işletme NarPOS altyapısını kullanmaya başladı. Cihaz kurulumlarında da güçlü bir ivme yakalandı; 4 ayda 410 adet Pavo cihazı kurulumu gerçekleştirildi. İşlem hacmi tarafında ise son dört ayda 161 milyon TL (NÖS) ve 23 milyon TL (ücretli) işlem hacmi yönetildi. NarPOS, yaz aylarında aylık işlem hacminin 465 milyon TL seviyesine ulaşacağını öngörüyor.
NarPOS, 2025 yılında da iddialı büyüme hedeflerini sürdürerek yıl sonunda %160’lık bir büyüme ile toplamda 2000 noktada ödeme altyapısı hizmeti sağlamayı hedefliyor. İstanbul’daki büyümesini sürdürürken, İzmir, Antalya ve Ankara’da da yeni ekipler oluşturarak yayılımını hızlandıracak.
Sektörel zorluklara entegre yanıt
NarPOS, 12 yıllık deneyimiyle ve 10 ülkede 14 binden fazla işletmeye hizmet vererek, restoranların adisyon sistemi zorunluluğu, artan maliyetler ve kârlılık baskısı gibi zorluklarına entegre çözümler sunuyor. Ücretsiz ödeme altyapısıyla işletmelerin önemli bir gider kaleminden kurtulmasını sağlayan NarPOS; Yazarkasa POS, el terminali ve işletme yönetimini birleştiren hibrit sistemleriyle siparişten stok takibine, yasal uyumdan operasyonel verimliliğe kadar tüm süreçleri optimize ediyor. Bu sayede işletmeler, zayiatı minimuma indirirken, müşteri deneyimini de geliştirebiliyor.
Yasal uyumu büyüme fırsatına dönüştürmek
Yiyecek ve içecek sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için operasyonel çevikliğin ve dijitalleşmenin artık hayati bir öneme sahip olduğunu vurgulayan İlyas Akça, “2025’te devreye giren adisyon sistemi zorunluluğu ve artan maliyetler, işletmelerimizi daha verimli çalışmaya itiyor. NarPOS olarak biz, bu zorlu süreçte işletmelerimizin yanında duruyor, onlara sadece yasal uyum değil, aynı zamanda büyümelerini sağlayacak kapsamlı çözümler sunuyoruz. Dijitalleşmeyle gelen verimlilik, kârlılık ve rekabet avantajları, bu yeni dönemin anahtarıdır. Türkiye’de ve dünyada bir ilk olacak yeniliklerimizle işletmelerimizin bu anahtarı en doğru şekilde kullanmaları için tüm desteği sağlamaya devam edeceğiz.” dedi.
Dijital dönüşüm çağında içerik üreticiliği yalnızca bir hobi değil, küresel ekonominin en hızlı büyüyen alanlarından biri haline geldi. Ancak erişim büyüse de, üreticilerin büyük çoğunluğu sürdürülebilir ve ölçeklenebilir gelir modelleri geliştirmekte zorlanıyor. Creamind, bu soruna çözüm getiren yenilikçi yapısıyla sahneye çıkıyor.
Creamind, ilk olarak Amerika ve Dubai pazarlarında faaliyetlerine başladı. Şimdi ise Türkiye’deki yaratıcı profesyonellere dijital görünürlüklerini doğrudan kazanca dönüştürme fırsatı sunuyor.
Creamind daha önce uluslararası teknoloji girişimlerinde yer almış, yatırım almış ve başarılı exit’ler gerçekleştirmiş, alanında oldukca deneyimli girişimciler olan Reyhan Çepik, Atakan Atalar ve Ali Vargönen tarafından 2024 yılında kuruldu.
Creamind: Uzmanlar için gelir getiren dijital alt yapı
Creamind, içerik üreticilerinin uzmanlıklarını dijital ürün ve hizmetlere dönüştürerek doğrudan takipçilerine sunabilecekleri, teknik bilgi gerektirmeyen bir platformdur. Kısaca, içerik üreticiliği ekonomisine odaklı bir “Shopify for creators” çözümüdür.
İçerik üreticileri, danışmanlar, eğitmenler, koçlar, diyetisyenler, astrologlar, PT’ler, mikro influencer’lar, tanınmış kişiler ve yaratıcı profesyoneller Creamind üzerinde kendi markalarına özel profiller oluşturarak; dijital ürün satışı, bire bir ücretli seanslar, tek seferlik soru – cevap, üyelik bazlı içerikler ve kişiselleştirilmiş danışmanlıklar sunabilir.
Dakikalar içinde aktif hale gelen kullanıcı dostu arayüzüyle Creamind, içerik üreticilerine:
Kendi dijital markalarını kurma ve büyütme özgürlüğü,
Creamind Kurucu Ortağı ve CEO’su Reyhan Çepik; “İçerik üreticiliği artık görünürlükle sınırlı kalmamalı”
Reyhan Cepik
“Amerika’da hızla büyüyen içerik üretici ekonomisinin, Türkiye’deki yaratıcı bireyler için de büyük bir fırsat sunduğuna inanıyoruz. Artık yalnızca görünür olmak yetmiyor; bu görünürlüğü gelir modellerine dönüştürmek gerekiyor. Creamind tam da bu noktada devreye giriyor: Kullanıcılarımızın sahip oldukları bilgi ve deneyimi sürdürülebilir, kontrol edilebilir ve ölçeklenebilir bir dijital işe dönüştürmelerine olanak tanıyoruz.”
Milyar Dolarlık Ekonomi, Dönüşümün Eşiğinde
“Goldman Sachs’ın verilerine göre içerik üreticisi ekonomisinin 2025 itibarıyla 250 milyar dolara, 2027’de 500 milyar dolara ve 2034’te 1,49 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bugün dünyada 50 milyondan fazla kişi kendini içerik üreticisi olarak tanımlıyor. Her gün 7 milyondan fazla kişi dijital gelir elde etme amacıyla içerik üretiyor ve bu sayı her yıl %20’nin üzerinde artıyor. Creamind, içerik üreticilerini yalnızca paylaşım yapan figürlerden çıkarıp, profesyonel dijital girişimcilere dönüştürmeyi hedefliyor.