Ana Sayfa Blog Sayfa 935

ASUS’tan kripto para madenciliği yapanlara özel yeni anakart: ASUS H370 Mining Master

Kripto para madenciliği bilgisayarınızın işlemci ve ekran kartı gücünü kullanarak bitcoin üretmenize olanak sağlayan bir sistem. Haliyle günlük kullandığımız teknolojik cihazların yazılımları böyle gelişmiş bir teknoloji için yetersiz kalıyor. Var olan teknolojilerin maliyetleri ise astronomik boyutlara çıkabiliyor. Bunu mümkün kılabilmek için ise lider yazılım şirketleri yeni olanaklar arıyor. Buna en son örnek ise ASUS’tan geldi. Şirket, kripto para madenciliği donanımlarına özel bir anakart ürettiğini açıkladı.

ASUS H370 Mining Master

  • Geliştirilen ürün 20 adet ekran kartı slotuyla Ethereum üretimini destekliyor.
  • Var olan ekran kartlarının çalışma ve hasar durumları ile ilgili detaylı bilgiler sunuyor.
  • Ekran kartları sürekli kontrol edilebilir hale geliyor.
  • Makinenizi korumak için daha az zaman harcanması, daha fazla madencilik demek.
  • Kullanım özelliklerine ek olarak bir takım kripto para özellikleri barındırıyor.

Bahsedilen anakartların 2018’in üçüncü çeyreğinde satışına başlanması düşünülüyor. Ayrıca kartların fiyatının ise 100 dolar civarında olması planlanıyor. Eğer bu gerçekleşirse pek zahmetli olan kripto para madenciliğinin maliyetleri azalacak ve gittikçe popülerleşecek.

200 milyon doların üzerinde satışı gerçekleşmiş 4 Türk girişimi

Herkesin hayalidir, bir girişim kurup büyütüp, sonrasında tüm hisselerinin satışını gerçekleştirmek. Bu satış kelimesini startup ekosisteminde “Exit” terimiyle de sık sık görebilirsiniz.

Türkiye’de büyüklü küçüklü rakamlarla satışı gerçekleşen girişimler olsa da, birazdan aşağıda isimlerini sayacağımız 4 girişim, 200 milyon doların üzerinde bir miktarla hisselerinin tamamını global markalara toplamda 1 milyar doların üzerinde sattı.

Bu satışların gerçekleşmesi, yabancı yatırımcıların bakışlarını Türkiye’ye çevirdiğini söyleyebiliriz. Biz Türkiye olarak yeni girişimlerimizle, yapılan yatırımlarla henüz emekleme aşamasındayız. Düşe kalka öğreniyor, bu tür satışlar ile yeni adımlar atıyoruz. Önemli olan yabancı sermayenin bu ülkeye girmesi, gözlerin bu topraklara çevrilmesi. “Demek Türkiye’den de böyle girişimler çıkabiliyor?” sorusunu sordurmamız en güzel örneklerden biri olarak verilebilir.

Yemeksepeti: 589 milyon dolar

2001 yılında Nevzat Aydın, Melih Ödemiş, Gökhan Akan, Cem Nufusi tarafından kuruldu. 14 yıllık bir sürecin ardından 589 milyon dolara Delivery Hero‘ya satıldı.

Gram Games: 250 milyon dolar

2012 yılında kurulan Kaan Karamancı ve Mehmet Ecevit tarafından kuruldu. 5 yıllık bir sürecin sonunda 2018 yılında 250 milyon dolara Zynga‘ya satıldı.

GittiGidiyor: 217.5 milyon dolar

2000 yılında Serkan Borançılı, Burak Divanlıoğlu, Tolga Kabataş tarafından kuruldu. 2011 yılında dünyanın en büyük eticaret sitelerinden eBay‘e 217,5 milyon dolara satıldı.

Markafoni: 200 milyon dolar (%71 hissesi)

2008 yılında Sina Afra, Tolga Tatari ve Ahmet Emre Sarı tarafından kuruldu. 2011 yılında Allegro tarafından %71 hissesi 200 milyon dolara satın alındı.

Biz de Yemeksepeti, Gram Games, Gittigidiyor ve Markafoni kurucularını tebrik eder, yeni girişimcilere ilham olmasını dileriz.

Ön muhasebe programı Paraşüt’e yeni eklenen özellikler’i Sean Yu anlattı

Şirketlerin finansal operasyonlarını ofislerine bağlı kalmadan yönetmelerini sağlayan ön muhasebe programı Paraşüt, yeni eklenen özellikleriyle KOBİ’lerin dijital dönüşüm süreçlerini daha verimli yönetmelerine imkan tanıyor.

Yaptıkları tüm çalışmalarla KOBİ’leri ön muhasebenin yükünden kurtarmak ve yalnızca işiyle ilgilenen mutlu patronlar haline getirmek istediklerini vurgulayan Paraşüt Kurucu Ortağı ve CEO’su Sean Yu, yeni eklenen özellikleri şu sözlerle anlattı:

Teklif Yönetimi Modülü en önemli yeniliklerimizden biri. Bir KOBİ’nin gün içerisinde sıkça tekrarladığı teklif oluşturma süreci artık Paraşüt’e entegre hale geldi. KOBİ’ler bu özellik sayesinde tekliflerini hazır şablonlar ile kolayca oluşturabilecek, paylaşabilecek ve onaylanan teklifleri tek tıkla faturaya dönüştürebilecekler.

Kritik Stok Özelliği ile de stok takibi özelliğimizi zenginleştirmenin ilk adımı attık. Bu özellik sayesinde işletmeler Paraşüt’e kayıtlı ürünleri için kritik stok seviyesi belirleyip stokları belirledikleri seviyenin altına düştüğünde de e-posta ile anında bilgilendiriliyorlar. Bu özellik ile artık kullanıcılarımız, stoklarında ürün kalmaması nedeniyle satış kaçırmıyorlar.

Ürünleri Fotoğraf ve Barkod ile Ekleme Özellikleri de stok takibi için attığımız önemli adımlardan biriydi. İşletme sahipleri bu özellikler ile ürünlerini fotoğraflarından tanıyarak ya da barkod okuyucu kullanarak kolayca bulabiliyorlar.

Diğer bir yeniliğimiz de üretim modülü entegrasyonumuz Fabrikatör. Bu entegrasyon sayesinde ham maddeden son ürüne kadar tüm üretim süreçlerinin takibi artık kolayca yapılabiliyor. Kullanıcılarımız, Paraşüt hesabını Fabrikatör uygulamasına bağlayarak, her ürüne özel üretim reçetesi hazırlayabiliyor. Kaydettikleri reçeteleri sayesinde tek tıkla üretim yapabiliyorlar. Üretilen ürün stoka eklenirken kullanılan ham madde de stoktan otomatik olarak düşürülüyor.

Bu özelliğimiz ile üretim yapan ve mamul ile son ürün stoklarını takip eden işletmeler için büyük bir fayda sağlamış olduk.

Stok takibi konusundaki son değişikliğimiz de yeni yayına aldığımız irsaliyeler menüsü oldu. Bu özelliğimiz ile kullanıcılarımız artık faturalarını irsaliyeli ya da irsaliyesiz şekilde oluşturabiliyor. Daha farklı ihtiyaçlara çözüm sunabilmek için irsaliye menümüzü geliştirmeye devam edeceğiz.

Türkiye’deki işletmelerin %99,8’i ve istihdamın %73’ünü oluşturan KOBİ’lerin rekabette güçlenebilmeleri Türk ekonomisi için çok önemli. Bu dönüşüm süreçlerinde işletmelere destek vermek için her gün ekibimizle birlikte yeni özellikler geliştirmeye devam ediyoruz.”

Metlife Foundation Türkiye sahnesine çıkan 11 fintech startup

MetLife Foundation ve Village Capital tarafından, BUBA desteğiyle düzenlenen “MetLife Foundation Financial Health Forum Türkiye”, Türkiye’deki düşük-orta gelirli ailelerin ve KOBİ’lerin finansal refahını iyileştirmek, kredi ve diğer kaynaklara erişimlerini arttırmak amaçlı ürünler geliştiren 11 erken aşama FinTech girişimini bir araya getirdi.

Programın sonunda, Tekkredi ve Microfon girişimleri ile, MetLife Foundation’dan 10 bin‘er dolar ödül kazandı.

31 Mayıs’ta düzenlenen etkinlik, finansal refah üzerine çalışan start-up’ları desteklemek için Polonya, Ukrayna, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye‘yi kapsayan 4 etaplı bir program kapsamında gerçekleştirildi. Dördüncü ve son forum ise önümüzdeki aylarda Ukrayna’da düzenlenecek.

MetLife Foundation Financial Health Forum Türkiye’de sahne alan 11 fintech startup:

  • Akaunting: Küçük işletmelere ve serbest meslek sahiplerine yönelik ücretsiz, açık kaynaklı ve çevrimiçi muhasebe yazılımıdır.
  • ComPay: Bankalar, üye işyerleri ve müşterileri entegre bir sistemde bir araya getirerek finans deneyimlerini genişletmenin daha iyi bir yolunu yaratır.
  • Fongogo: Yaratıcı projeler ve start-up’lara hibe olarak ve hisse karşılığı fon toplayan bir kitle fonlama(crowdfunding) platformudur.
  • Kiraplus: Ev sahipleri, kiracılar, emlak komisyoncuları ve emlak yöneticilerini bir araya getirerek kiralama sürecinde stresi ve riski azaltan, farklı ödeme yöntemleri geliştiren ve sigorta ürünleri sunan bir dijital platformdur.
  • Kredico: Şirketlerin vadeli satış yapmadan önce müşterilerinin ya da iş ortaklarının risklerini ölçebileceği, kullanıcı dostu bir kredi notu platformudur.
  • Manim: Banka hesaplarını birleştiren ve ERP (kurumsal kaynak planlama) yazılımlarını senkronize eden benzersiz bir platformdur.
  • Microfon: Öğrencilerin bireysel bağışçılar ve bankalar üzerinden finansal ihtiyaçlarını karşılamalarına yardımcı olan bir kitle fonlama platformudur.
  • Miks: Küçük ve orta ölçekli yatırımcıların, şimdiye kadar sadece kurumsal yatırımcılara açık olan portföy yönetimi hizmetlerinden yararlanmasına olanak sağlayan yenilikçi bir yatırım platformudur.
  • Nakitex: Kullanıcıların mağazalar, kafeler, perakende satış noktaları gibi yerlerden nakit çekebilmesini sağlayan bir mobil uygulamadır.
  • Paym.es: Kullanıcılara bir dizi soru sorarak ürün almalarına ve satmalarına yardımcı olan, anında mesajlaşma uygulamalarıyla bir arkadaşla sohbet etmek kadar kolay kullanılan güvenli bir chatbot’tur.
  • Tekkredi: Borç konsolidasyonu için kişileri bankalarla bir araya getiren, risk temelli sigorta üzerine odaklanan bir kredi platformudur.

Katılan 11 fintech startup, yaklaşık 40 başvuru arasından ölçeklenebilme potansiyeline göre seçildi. Girişimciler, Village Capital’ın başarılı işletmelerin ölçeklendirilmesi ve yatırım sermayesi bulmasına odaklanan “VIRAL Çerçeve” uygulamasına dayalı iki günlük eğitimden geçtiler. Girişimciler mentorlar, yatırımcılar ve MetLife’ın üst düzey yöneticileri gibi sektör uzmanlarından rehberlik aldılar. Forumun öncesinde ise, İstanbul’da dokuz MetLife gönüllüsü tarafından start-up’lara iş modeli geliştirme, piyasaya çıkma stratejisi ve paydaş çekim planı oluşturma konularında danışmanlık verildi.

Çocuk Yeri: Çocuk etkinlikleri ve hizmetlerine odaklanan girişim

Çocuk etkinlik ve hizmetlerini ebeveynlerle buluşturan platform cocukyeri.com, geçtiğimiz haftalarda kullanıma açıldı. Şu an sadece İstanbul’da faaliyetlerini sürdüren Çocuk Yeri, çocukların kültürel, eğitim ve sosyal ihtiyaçlarını tek bir platformdan ebeveynlere ulaştırmayı hedefliyor.

Emrah Uzunok ve Necmi Erdil tarafından hayata geçirilen girişim, web tabanlı ve mobil uyumlu bir ara yüze sahip. Sosyal medya hesaplarınız ile üyeliğinizi gerçekleştirebilir, çocuklarınız için güncel etkinlikleri, kursları ve kampları keşfedebilir, rezervasyon yapabilir ya da kolayca bilet alabilirsiniz.

Yaklaşık 1.5 aylık süreçte büyük bir ilgi gören ve 300 üyeliğe ulaşan platformda, 20’den fazla etkinlik türünü listeleyebilirsiniz. Bilim, Sanat, Yoga, Robotik Kodlama, Oyun Atölyeleri gibi günlük veya aylık düzenlenen atölyeleri kursları, kampları saniyeler içerisinde çocuğunuzun yaş gurubu ve şehrinize göre listeleyebiliyorsunuz.

Etkinlik listeleyen firmalar arasında Şehrin Çocuk Hali, Anneysen, Aktif Çocuk gibi rakipleri olan Çocuk Yeri, firmalara sunduğu SAAS panel sayesinde güncel etkinlik bilgilerini yönetebilme, direkt rezervasyon ve online ödeme imkanıyla hem firmanın kendi etkinliklerini hem de Çocuk Yeri üzerinde yayınladıkları etkinlikleri yönetebilme avantajlarıyla rakiplerinin önüne geçmeyi hedefliyor.

Çocuk Yeri Kurucu Ortağı Emrah Uzunok; Türkiye’de 0-15 yaş aralığında 20 Milyon çocuk bulunuyor, çocukların etkinlik ve hizmetlere ulaşılabilirliğinin zor olduğunu ve maalesef maddi anlamda eşit sayıda yararlanamadıklarını görüyoruz. Sunduğumuz etkinlik ve hizmetleri maksimum fayda ve ücretsiz / minimum fiyatlarla ulaştırabilmek için ekip olarak çalışıyoruz. Sosyal sorumluluk kapsamında şu ana kadar kendi çabalarımızla 3 etkinliğe sponsor olduk ve çocukları etkinliklerle buluşturduk daha çok çocuğun hayallerini gerçekleştirmesi için firmalarla iş birliği yapmaya devam edeceğiz.

Çocuk Yeri’nin büyüme hedefleri

İTÜ Çekirdek programına kabul edilen Çocuk Yeri, İTÜ çekirdek ile birlikte çalışmalarını hızlandırmış ve sistemine yeni hizmetler eklemeye devam ediyor. Amaçlarının Türkiye pazarından sonra global pazarda yer almak olduğunu ileten Necmi Erdil, ileriye dönük birçok yeniliği platformlarına eklemeyi planladıklarını, yakalayacakları büyüme ivmesiyle yurtdışına açılmak istediklerini de iletti.

Madrid merkezli startup OnTruck, 25 milyon Euro’luk seri B yatırım aldı

Madrid merkezli OnTruck, karayolu taşımacılığı sektöründe arz ve talebi daha iyi karşılayabilmek için “Taşımacılık Teknoloji Platformu”nu oluşturan şirket değerini arttırdı. OnTruck, B Serisi fonlama turunda 25 milyon Euro yatırım aldı.

Yatırım turu Cathay Innovation tarafından yönetildi. Atomico, Idinvest, All Iron Ventures, Total Energy Ventures, GP Bullhound, Point 9 Capital, Samaipata Ventures gibi birçok yatırımcı ortaklığıyla gerçekleşti.

2016 yılında kurulan startup OnTruck, geleneksel olarak oldukça gizli bir endüstri olan taşımacılık pazarını dijitalleştirmeye çalışan sayısız girişimden sadece biri. İspanya ve İngiltere’de karayolu yük taşımacılığı ihtiyacı olan firmalara 2.200’den fazla kamyon şoförünün kendi ağına bağlanmasını sağlıyor.

StartUp, kamyon sürücüleri ve işverenleri için uygun fiyatlı bir iş akışı sunuyor. Bunun yanında nakliye yolculuklarını daha verimli bir hale getirdiğini iddia ediyor. Asıl amacı ise taşınacak yüklere uygun kamyonları birbirleriyle eşleştirmek ve eş anlı GPS özelliği ile onları izlemek.

OnTruck CEO’su Iñigo Juantegui, bölgesel kamyon taşımacılığıyla ilgili: “Göndericilerin ve kamyon sürücülerinin, en verimsiz olduğu, % 40’ın üzerinde kilometrelerce boş alanın olduğu sektör. Bizim amacımız ise kamyoncuların sürdüğü boş kilometreler için tedarik zinciri maliyetini düşürecek bir değer oluşturmak.” açıklamasında bulundu.

OnTruck şimdiye kadar İngiltere ve İspanya’da 400’den fazla orta ölçekli şirket ile ortaklık gerçekleştirdi. Bunun yanında olarak Procter&Gamble ve Decathlon gibi çok uluslu şirketleri de bünyesinde barındırıyor. Juantegui, edinilen yeni yatırımın bu iki ülkedeki pazar konumlarını pekiştirmek ve daha fazla Avrupa’ya yayılmak için kullanılacağını belirtti. Plana Fransa ve Almanya’yı da dahil etme olasılıkları yüksek.

ABD’de ilk satışını yapan Gmply, tüm ABD sürecini egirişim’e anlattı

Gmply kurucu ortaklarından Kalde Ernart ve Gökçen Karan, ABD’de ilk satışlarını gerçekleştirerek yurt dışına resmen açıldı. Yaklaşık 22 dakikalık bu özel girişim röportajında, ABD’de yaşadıkları tüm süreci anlatıyor.

ABD pazarı hakkında detaylı bilgi veren kurucu ortaklar, diğer tüm girişimleri aydınlatacak tüyolara özellikle değindiler. ABD pazarına açılmak isteyen girişimciler bu röportajı mutlaka izlemeli.

Elektrikli scooter paylaşım girişimi Bird, Sequoia Capital’den 150 milyon dolar yatırım aldı

Los Angeles merkezli elektrikli scooter şirketi Bird, yatırım arayışını tamamlayarak Sequoia Capital‘den 150 milyon dolar yatırım alarak değerlemesini 1 milyar dolara taşıyarak Unicorn oldu.

Bunun yanında Bird, geçen mart ayında 100 milyon dolar bir yatırım daha almıştı. Hemen ardından şirket scooterlarını San Francisco, San Jose ve Washington dolaylarına da dağıtmaya başladı. Rakipler arasında yer alan diğer şirket Lime’ın ise değerini 500 milyon dolar kadar yükseltmeye çalıştığı biliniyor.

Tabloda ise Bird ve rakiplerinin onaylanan yatırım rakamlarını içeriyor;

Kaynak: Techcrunch

Yeni yatırımları garantilemek için yarışırken bile, scooter paylaşım şirketleri hızla genişledikleri bazı şehirlerde bir baskıyla karşı karşıya. Buna en doğru örnek olarak San Francisco’yu verebiliriz. Şirketlerin 4 hazirana kadar scooterlarını sokaklardan temizlemeleri gerek çünkü San Francisco yönetimi yeni şartlar duyurdu.

Buna göre Bird, Lime ve Spin, San Francisco Belediye Taşımacılık Komisyonu’ndan gereken izinleri alırlarsa sokaklara geri dönebilirler.

Türk mobil oyun şirketi Gram Games, 250 milyon dolara Zynga’ya satıldı

2012 yılında kurulan İstanbul merkezli Türk mobil oyun şirketi Gram Games, dünyaca ünlü oyun geliştiricisi Zynga tarafından 250 milyon dolar nakit ve ek ödemeler karşılığı satın alındı. Çalışanlarının yıl içerisinde sınırsız tatil hakkına sahip olduğu, mesait saati ve alt üst ilişki kavramları olmayan Gram Games, sıradışı ekip yapılanması ve yönetim anlayışıyla da bir çok gencin çalışmak için hayalini süslüyor. Türkiye’nin en başarılı 100 Startup’ı arasında gösterilmişti.

1010! ve Six! gibi ünlü bulmaca oyunlarının üreticisi olan ve dünya çapında 170 milyondan fazla oyuncuya sahip Gram Games, bugüne kadar pek çok oyununu Amerika ve Avrupa mobil platformlarında da birinciliğe taşıma başarısını gösterdi.

Geçtiğimiz sene geliştirdikleri yeni oyunları “Merge Dragons!” ile de en çok kazanan ilk 50 oyun içerisine giren Gram Games’in Kurucu Ortağı ve CEO’su Mehmet Ecevit satınalma ile ilgili; “2012 yılından bugüne başarıyla yarattığımız Gram Games kültürünü, İstanbul ve Londra’daki stüdyolarda çalışan yetenekli takımımızı ve başarılı sayısız oyunumuzu; Zynga şirketinin dünya çapında etkin organizasyonuyla birleştirmekten gurur duyuyoruz. Zynga’nın dünyayı oyunlarla bağlama misyonuna derinden inanıyoruz ve takımları ile birlikte çalışmaya başlamak için çok heyecanlıyız” dedi.

Gram Games Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Karamancı ise Gram Games’in oyun geliştirmekteki özgün ve etkili yaklaşımını, Zynga’nın uzmanlığıyla birleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek; “Ürettiğimiz “1010!” ve “Six!” gibi oyunlar ile dünyanın en başarılı bulmaca oyunu üreticileri arasında yer alıyoruz. Geçtiğimiz sene “Merge Dragons!” oyunumuz mobil oyun pazarında oldukça ses getirdi. Geliştirdiğimiz oyunlar ile milyonlarca insana ulaşmak istiyoruz. Bizler için bu paylaşım paha biçilmez bir keyif ve motivasyon kaynağı.”

Satınalma işlemini gerçekleştiren Zynga CEO’su Frank Gibeau; “Türk mobil oyun şirketi Gram Games ekibinin özgün kültürü ve yaratıcı oyun geliştirme yöntemleri açıkçası bizleri çok etkiledi. Hızlı hareket ederek, zevkli, oynaması kolay ve bağımlılık yaratan oyunlar üretiyorlar.” dedi.

Kiwi robotları Berkeley öğrencileri için yemek teslimatı yapıyor

Kaliforniya Üniversitesi’nin Berkeley kampüsünde gün içinde robot görmek artık sıradan bir olay. Sayısız donanım startup’ının aksine, Kiwi ekibi ürünlerini gerçek hayata karışıp ürünlerini test etmek için daha fazla bekleyemezdi.

Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Felipe Chavez Cortes’e göre şirket, robot teslimat ekibi ile 10.000’den fazla sipariş gerçekleştirdi.  Kaldırımlardan geçerek sipariş teslimi yapan robotlar ise test aşamalarına yeni bir soluk getirdi. Geçen yılın aralık ayında San Francisco, robotların kaldırımları tamamıyla işgal edeceği endişesi ile robotları yasaklamak üzereydi.

Berkeley merkezli girişim, hem yemek siparişi veren öğrencilere bir fırsat hem de robotların test edilebilmesi için mükemmel bir birleşim yarattı. Diğer rakipleri gibi kaldırımları işgal etmeyecek kadar küçük boyutlarda olması ise diğer bir artısı.

Şirket, Kiwi’yi şu şekilde tanımlıyor;

Cortes, ‘Kaldırımların yayalar için kutsal olduğuna inanıyorum. Bu sebeple ürettiğimiz robotların boyutlarının küçük olması ve yayalar ile kolay etkileşime girebilmeleri gerekiyor. Robotlarımızın yaklaşık %80’i ise bu amaca hizmet ediyor’ diyor. ‘Bunun yanında bizi diğer firmalardan ayıran önemli etken ise robotların modüler tasarımı. Tüm teslimatları için tek robot yerine, yol hafızası 300m kadar olan birkaç robot teslimatı hızlandırıyor ve kendi bölgelerinde görevlerini gerçekleştiriyorlar.’

‘İşe önce restoranlardan eve yemek teslimatı yapan robotlarla başladık fakat sonraları bunu iyi bir fikir olmadığının farkına vardık. Böylece çok modlu bir sistem oluşturduk. Üç robotumuz var; bunlardan biri restoranın içinde, biri sokaklarda gezinen ve biri asıl teslimatı yapan. Robotlarımız teslimat yapan insan kuryelerden daha ucuza geliyor ve şirketler teslimatların kontrolünü elinde tutuyor.’

Startup’ın faaliyetleri ise şimdilik sadece okul sınırlarında. Robotlar Berkeley kampüsünün ötesine geçtiğinde, daha geniş ölçekte anlam ifade etmesi gerek. Şirket ise bunun için daha çok çalışmalı. Ama her şeye rağmen bu alanda umut verici bir başlangıç olduğunu söylemek gerekiyor.