Ana Sayfa Blog Sayfa 932

Walt Disney, Fox’u 71.3 milyar dolara satın aldı

Walt Disney, Fox’un film ve dizilerini satın almak için Comcast ile rekabet ediyordu. Şirket bu rekabeti kazanmak için 71.3 milyar dolarlık yeni bir teklif verdi ve bunun sonucunda Fox, Disney ile anlaşmaya vardı. Verilen teklif Disney’in geçen aralık ayındaki kendi teklifinden 18.9 milyar dolar daha fazla. Ayrıca Disney, hisse başına Comcast’in 35 dolarlık teklifinden daha fazla olarak 38 dolar önerdi. Şirket bu sefer Fox hisse sahiplerinin, kazançlarını nakit ya da hisse olarak seçmesine de olanak tanıyor.

Aralık ayında Disney’in 52.4 milyar dolarlık verdiği teklif ile şirketler arasında zaten bir anlaşma sağlanacaktı fakat Comcast’ın teklifiyle işler değişmişti. Disney’in son hamlesi Fox ile anlaşmayı sonuca erdirmesini ve bu yarışı sonlandırmasını sağladı.

21st Century Fox’un yönetim kurulu başkanı Rupert Murdoch, Variety’e verdiği röportajda anlaşma için şu ifadeleri kullandı; ‘Şirketimizin ikonik varlıkları ve markalarının Disney ile birleşmesinin en büyük ve yenilikçi şirketlerden birini oluşturacağına inanıyoruz.’

Ancak bütün bu olaylara rağmen Fox, başka şirketlerden daha büyük teklifler gelmesi halinde teklifleri değerlendirme hakkını koruyor. Bu yüzden henüz her şey bitmemiş gibi görünüyor. Satın alımın tamamlanması için de ABD Adalet Bakanlığı’nın onayı bekleniyor.

Otonom araç uygulamalarını optimize eden Silexica, 18 milyon dolar yatırım aldı

Çevremizde akıllı olmayan cihaz görmek gittikçe güç bir hal almaya başladı. Mal varlığımızın büyük bölümünü oluşturan ev ve arabalar da akıllı sistemlerle entegre edilmeye devam ediyor.

Kullandığımız araçların birçoğunda akıllı sistem uygulamaları mevcut yeni üretilen araçlar ise neredeyse tamamen akıllı bu araçların programlanabilir donanım olarak sunduğu karmaşıklıklar, navigasyon kontrolleri, yüksek performanslı bir sistemde çalışan hava sensörleri gibi yaklaşık 250 özellik içeriyor.

Silexica, çok merkezli işlemciler arasında geniş bir uygulama yelpazesini haritalamaya ve optimize etmeye yardımcı olacak bir dizi araç geliştiren yeni bir girişimdir. Almanya’nın Köln şehrinde faaliyet gösteren Silexica, özellikle otonom arabalara güç sağlayan uygulama ve donanım geliştiriyor.

B Serisi, EQT Ortakları tarafından yönetilen bu turda mevcut yatırımcılar Merus Capital, Paua Ventures, Seed Fonds Aachen ve DSA Invest de yer aldı. Şirket bugüne kadar 28 milyon dolar topladı.

Silexica optimizasyonu ne kazandıracak ?

Silexica’nın CEO’su Maximilian Odendahl (Johannes Emigholz ve Weihua Sheng ile birlikte ekibi kurdu) TechCrunch’a yaptığı açıklamada, “sadece optimizasyon özelliklerini arttırmak için değil, aynı zamanda izlenmesi ve teşhis edilmesi için gittikçe artan hizmet ve işlevselliklere olanak tanımak için kullanılacak aynı zamanda bir araç üzerindeki bilgileri nasıl izlediğine ve işlediğine dair takibi için bir bulut bileşeni eklemektedir, dedi.

Şirket aynı zamanda bir simülatör üzerinde çalışmalar yürütüyor, böylece birden çok ortak hizmetlerini ve araçların nasıl performans gösterdiğini tek bir platformda test edebilecek. Şirket, teknolojisinin potansiyel müşterisi olarak Denso, Toyota, Fujitsu ve Huawei‘yi gösteriyor.

Silexica ilgi odağındaki diğer bir alan otonom araçlar ile meydana gelen beklenmeyen kazalar. Araçların sahip olduğu sistemlerin istenilenin dışında hareket etme nedenlerini ve uygulamaların birbiriyle nasıl iletişim kurup yanıt verebileceklerini geliştererek sistemin daha iyi çalışmasını, kullanıcı güveninin yanı sıra satıcı güvenini de sağlamak.

Odendahl, 2025 yılına kadar tam otonom kullanımının mümkün olmadığını tahmin ediyor.

Lonca Girişimcilik Merkezi ikinci dönemine seçilen 9 girişimi açıklıyoruz

Kuveyt Türk Katılım Bankası tarafından hayata geçirilen Lonca Girişimcilik Merkezi‘nin bir süre önce başvurularının başladığını duyurmuştuk. Teknoloji odaklı ve ölçeklenebilir iş fikirlerine sahip girişimcilerin proje fikirlerini sürdürülebilir bir modelle ticari faaliyete dönüştürmelerine destek olmak amacıyla Eylül 2017 tarihinde Workinton ile işbirliği yaparak kurduğu Lonca Girişimcilik Merkezi, ikinci dönem eğitimlerine başladı. Genel ve FinTech olmak üzere iki ayrı kategoride başvuru kabul eden Lonca Girişimcilik Merkezi, yeni dönemde, 400’ü aşan başvuru arasından jüri tarafından belirlenen 9 yeni girişim seçildi.

İkinci dönemine seçilen 9 girişim:

  • Fikir Değirmeni: Türkiye’nin ilk bilim odaklı çocuk ve genç kuluçka merkezi olan Fikir Değirmeni’nde 9-18 yaş grubuna fikir, proje ve iş geliştirme alanlarında eğitim veriliyor. Fikir Değirmeni’nde yenilikçi ve inovatif iş modellerinin geliştirilmesine katkı sağlanarak geleceğin girişimcileri yetiştiriliyor.
  • Akaunting: KOBİ’lerin nakit akışını takip etmeleri için tasarlanan açık kaynak kodlu ve ücretsiz online ön muhasebe programıdır. www.akaunting.com/tr
  • Payfull: İşletmelerin tahsilât süreçlerini kolaylaştıran, ödemelerini daha hızlı, kolay ve güvenli bir şekilde yapabilmeleri sağlayan online tahsilat sistemidir. www.payfull.com
  • Keyzy: Bulut tabanlı ve kolay kullanımlı bir lisans yöneticisi olan Keyzy, lisansları güvenilir sunucular üstünde en kolay yöntemle otomatik olarak oluşturma, aktifleştirme ve dağıtma görevini üstleniyor.
  • Socivy: Instagram’daki aksiyonlarınızı otomatik olarak gerçekleştirerek hesabınızın organik bir şekilde büyümesini sağlayan bir Instagram otomasyon aracıdır.
  • Lyncert: Blok zinciri tabanlı bir ağ yönetimi ve kimlik denetimi çözümü sunan bir uygulamadır.
  • ArgeX: WatchX, Arduino ve Scratch ile programlanabilen giyilebilir bir geliştirme kartıdır. Saate benzer giyilebilir yapısı sayesinde bileğe takılabilen WatchX, 9 yaşından itibaren çocukların STEM (Fen, Teknoloji, Mühendislik ve. Matematik) eğitiminde robotik ve kodlamayı öğrenmeleri için kullanılan bir eğitim aracıdır.
  • Uservision: Marka ve ajansların, tüketicilerin bilinçaltı ve bilinçli ihtiyaçlarını ve algılarını hızlı ve doğru şekilde anlamalarını sağlayarak, daha kullanıcı odaklı ürünlerin ve servislerin ortaya çıkmasını sağlayan bulut tabanlı bir platformdur.
  • Pie2pie: Gayrimenkule yatırım yapmayı demokratize ederek herkesin bütçesi ölçüsünde yatırım yapabilmesini sağlayan bir girişimdir.

Lonca’nın ikinci döneminde, ilk dönemden farklı olarak, ürünü hazır olan ve/veya müşteriye gitmeye hazırlanan girişimlere öncelik verildi. Workinton’un 14 merkezinde çalışmalarına başlayan startup’lar, hem Kuveyt Türk üst yönetimi ve çalışanlarının hem de sektör uzmanlarının mentorluk desteğini alıyor. Startup’lar, Türkiye ve dünyanın önemli şirketlerinden server bulut desteği, mesleki eğitim, çok lokasyonlu kuluçka hizmeti, Ar-Ge desteği, API konusunda özel mentorluk, yatırım fonu başvurusunda öncelik, diğer yatırım networkleriyle işbirliği, kurumsal satın alma süreçlerine dahil olma gibi birçok imkan ve fırsattan faydalanıyor.

Kişisel kimlik hizmetleri girişimi Veriff, 7.7 milyon dolar Seri A yatırım aldı

Estonyalı kişisel kimlik hizmetleri girişimi Veriff, 7.7 milyon dolar A serisi yatırım aldı. Yatırım turu Mosaic Ventures tarafından yönetildi ve yatırımcı listesinde de etkileyici isimler yer aldı. Bunlar; Taavet Hinrikus, Ashton Kutcher, Paul Buchheit, Elad Gil, SV Angel, ACE Ventures, ve Superangel oldu.

Veriff’in 23 yaşındaki kurucu ve CEO’su ise Kaarel Kotkas. Kendisi bankalar ve Fintech gibi şirketlere, birinin kimliğini çevrimiçi olarak kolayca doğrulayabilmeleri için SaaS(Software as a Service) temelli teknolojiyi geliştirdi. Geliştirici API(Uygulama programlama Arayüzü) olarak tanıtılan Veriff kimlik çözümlerinin dakikalar içinde gerçekleştirebileceklerini vaat ediyor. Uygulamayı aylık kullanmak için 49 Euro, herhangi bir doğrulama başına ise 2 Euro ödeniyor.

Kotkas, asıl amacın sadece yüksek entegrasyon maliyetlerini kolayca karşılayabilecek büyük şirketlere değil, küçük şirketlere de ulaşmak olduğunu söylüyor. Bununla beraber Veriff’i rakiplerinden ayıran diğer bir özellik ise gerçek kimliği doğrulamak için canlı video özelliğini kullanması. Amaçlarının çevrimiçi ortamda güven oluşturmak olduğunu belirten CEO, resimlerin güvenilir olmadığını düşündükleri için video özelliğini kullandıklarını belirtiyor. Bu arada Veriff kullanıcıların verilerini toplayarak makine öğrenimini de kullanıyor.

Kotkas video tabanlı yaklaşımının bir sonucu olarak, Veriff’in güvenlikten ödün vermeden piyasadaki en yüksek dönüşüm oranına sahip olduğunu iddia ediyor. ‘Güven oluşmak için çevrimiçi bir doğrulama akışı oluşturduk. Bu nedenle eleme yöntemi ile sahtekarlıkların önüne geçebiliyoruz’ diyor.

Bu arada Veriff dünyada 40’tan fazla büyük şirketle ortaklık halinde. Ortakları ile finansal girişimleri, pazar yerlerini, ekonomi şirketlerini ve e-ticaret sitelerini paylaşıyorlar. Şirket, Estonya’da bulunan site geliştirme ve müşteri hizmetleri ekibini, satış ve pazarlama operasyonlarını da yakın zamanda ABD’ye taşıyacak.

Theranos’un CEO’su Elizabeth Holmes, dolandırıcılık ile suçlanıyor

“Başarılı bir insan olup olmadığınızı belirleyen şey insanların hayatında bir değişiklik yaratıp yaratmadığınızdır” demişti ünlü biotech girişimcisi Elizabeth Holmes. Şimdilerde ise İnsanların hayatında yarattığı bu değişikliklerin iyi niyetle mi yoksa art niyetle mi yaptığı konuşuluyor.

Çıktığı zirveden düşen bu girişimcinin zirveye çıkış hikayesine bir bakalım. Henüz daha 7 yaşındayken kendi zaman makinesini tasarlamasıyla başladı Holmes’un hikayesi. 9 yaşına geldiğinde mottosu hazırdı bile “ciddiyet ve kararlılık” ile geleceğin milyarderi olmayı hedefledi. Bu hırsı ve azmi onu hiç yalnız bırakmadı. Üniversite hayatına başladığında hayatında radikal bir değişikliğe gitti. 19 yaşında Stanford Üniversitesi Kimya bölümü 2. sınıf öğrencisiyken okulu bırakma kararı aldı ve dünyada olmayan yeni bir teknoloji yaratarak kendi şirketini kurdu; Theranos

Theranos (therapy and diagnose) 2003’te Palo Alto (Kaliforniya) da kurulan bu şirket sadece birkaç damla kanla kan gerektiren özel bir teknolojiyi kullanarak kan testlerini gerçekleştirebilme fikrine dayanıyordu. Holmes, testlerin kanser ve yüksek kolestrol gibi tıbbi durumları önceden teşhis edebileceğini savunuyordu. Aslında bu icat tıp dünyasında çığır açacak nitelikteydi. Ağır tedaviler gören kanser hastaları tarafından kan testleri için onlarca tüp kan vermek bir hayli yorucu oluyordu. Bu teknoloji sayesinde parmaktan lanset ve minik tüpler sayesinde alınan birkaç damla kanla onlarca test yapılabiliyordu. Üstelik 9.90 dolar gibi çok cüzi bir fiyata.

Hal böyle olunca Theranos dev yatırımlar alarak kısa sürede 9 milyar dolar değerine ulaştı. 2014 yılında Elizabeth Holmes tamamen kendi malvarlığıyla milyarder olan en genç kadın girişimci olarak Forbes listesinde ilk sırayı kaptı ve derginin kapağını süsledi. Ancak bütün bu başarılı işin arkasında büyük soru işaretleri vardı.

Gizlilik takıntısı kendi krallığının sonunu hazırlamaya başladı

Holmes’un gizlilik takıntısı kendi krallığının sonunu hazırlamaya başladı. Yatırımcıları ve tıp dünyası ile bilgi paylaşmadığı gibi testlerin güvenilirliği konusunda soruları da cevapsız bırakıyordu. Suçlamalar ardı ardına geliyordu. Bütün bu olayların sonunda geçtiğimiz Cuma elektronik dolandırıcılıkla suçlanan Theranos’un CEO’su Elizabeth Holmes görevi bıraktı. Bu esnada eski başkan Ramesh Balwari de soruşturma kurulu tarafınca suçlu bulundu. Holmes hakkında bulunan 11 suçlamadan 2’si doktorları ve yatırımcıları dolandırmak için komplo kurmaktan ve geri kalanı da gerçek elektronik dolandırıcıklıktan yargılanıyor. Laboratuvar testlerinden tutunda milyon dolarlara kadar…

Davayla sorumlu özel FBI ajanı John Bennett şirketin “finansal yatırımcıları dolandırmak için kurumsal bir komplo gerçekleştirdiğini ve tıbbi testlerin güvenilirliği konusunda doktorları ve hastaları yanlış yönlendirdiğini” söyledi. Holmes’un yerine şirketin yeni CEO’su David Taylor oldu. Yeni CEO Taylor olurken Holmes ise yönetim kurulu başkanı olarak kaldı.

Milyarder olma hayali pek çok hastanın testlerin güvenilirliği yüzünden yanlış sonuçlar vermesine, yanlış teşhis konulup belki de hayatlarını kaybetmelerine sebep oldu. Bir girişimci olarak en önemli unsurunu yani güvenilirliğini kaybeden Holmes krallığının sonunu kendisi getirdi.

BitTorrent’i Justin Sun ve TRON, 140 milyon dolara satın aldı

BitTorrent, Çinli girişimci Justin Sun ve onun blockchain startupı olan TRON tarafından satın alındı. Dün kapatılan satıştın maliyeti belirtilmemişti fakat bugün BitTorrent’in 140 milyon dolara TRON’a satıldığı öğrenildi. Bahsedilen miktarın ise tamamının nakit olarak ödeneceği söyleniyor. Satışın gerçekleştiğine dair iki şirket de bir açıklama yapmadı.

BitTorrent Now isimli uygulamaya da sahip olan BitTorrent genel olarak müzik, video ve yaratıcı içeriklere odaklanıyor. BitTorrent, yakın zamanda 170 milyon kullanıcıya sahip olduğunu açıklamıştı. Şirket bugün bile günlük internet trafiğinin %40’ını taşıdığını iddia etse de artık çeşitli streaming uygulamalarının popülerleşmesi BitTorent’in kullanımı azalttı. TRON ise basit ticaret için tasarlanmış blockchain dünyasındaki yeni oluşumlardan biri. Misyonlarının ise ‘eğlence sektörünü merkezsiz hale getirip, TRX’i temel ödeme aracı haline getirmek’ olduğunu belirtiyorlar.

TRON’un ise BitTorrent’i kendi bünyelerine nasıl entegre edecekleri ise henüz net değil. Ama TRON’a yakın bir kaynaktan alınan duyumlara göre şirketin öncelikle Filecoin ve Ethereum‘dan çalıntı olduğu düşünülen TRON’u yasallaştıracağı düşünülüyor. Daha sonra da BitTorrent’in P2P protokolü ve geniş kullanıcı yelpazesinden yararlanarak şirketi kripto para madenciliği ağı olarak kullanacağı da elde edilen bilgiler arasında.

Her şeye rağmen BitTorrent’in uzun zamandır bir alıcı aradığı bilinmekte. Bir süre önce Akamai ve TiVo BitTorrent’i satın almayı düşünmüştü ancak bu düşünce hiçbir zaman eyleme geçmedi. Bunun yerine Akamai, BitTorrent’in rakibi Red Swoosh’u satın aldı.

ABD Silahlı Kuvvetleri, Savunma Bakanı’nın itirazları üzerine bir Uzay Gücü oluyor

ABD Başkanı Donald Trump, ABD Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yeni bir Uzay Gücü oluşturmayı planlıyor. Sürpriz açıklama bugün Beyaz Saray’ın yeni oluşturulan Uzay Konseyi’nin üçüncü toplantısında geldi.

Uzay Gücü kurmanın maddi ve askeri anlamda çok önemli olduğunu belirten Trump, “Çin’in ya da Rusya’nın ya da başka ülkelerin bize liderlik etmelerini istemeyiz. Biz her zaman lider olduk, bu liderliği daha da öne çekeceğiz” dedi.

Uzay Konseyi Başkan Yardımcısı Mike Pence tarafından yönetilen  toplantıda Jack Schmitt, Buzz Aldrin ve Eileen Collins gibi ünlü astronotlar yer alıyordu. Ayrıca Gwynne Shotwell, Northrup Grumman’dan Wes Bush ve Blue Origin’in  baş yöneticisi Bob Smith de toplantıya katıldı. Trump, “Amerika’yı savunmak söz konusu olduğunda, uzayda sadece bir Amerikan varlığına sahip olmak yeterli değil uzayda Amerikan hakimiyetine sahip olmalıyız ” dedi.

Başkan için Uzay Gücünün kurulması, Ay’da ve sonunda Mars’ta kalıcı bir Amerikan varlığı yaratmak güvenlik stratejisi için önemli bir durum ifade ediyor. Uzay konusundaki gelişmeler için servet harcayan iş adamlarına da seslenen Trump, “Sadece devam edin. Eğer Mars için bizi yenerseniz, çok mutlu oluruz ve daha ünlü olacaksınız.” dedi.

Aklımıza gelen ilk soru Elon Musk’ın SpaceX şirketi ile ortak bir çalışma yürütecekler mi?  Sorunun cevabını ilerleyen günlerde göreceğiz.

Yerli girişim Miops’un ürünü Capsule360, Kickstarter hedefini tamamladı

Sizlere 12 Haziran’da Kickstarters’da fonlanmaya başladığını duyurduğumuz 2 Türk girişimcinin kurduğu Miops‘un yeni ürünü Capsule360, Kickstarter’da 75 bin dolar ile başladığı hedefini tamamladı. Fonlama süreci devam ediyor.

Capsule360’a sahip olmak ve Miops’un kampanyasına destek vermek için tıklayabilir; Miops’un ürünleriyle çekilmiş inanılmaz fotoğrafları incelemek için Instagram hesabını inceleyebilirsiniz.

Fransa cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 76 milyon dolarlık Afrika startup fonunu duyurdu

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron VivaTech 2018‘de, 76 milyon dolarlık Afrika startup ​​fonunu duyurdu. Ardından AFD (Fransa Fon Ajansı) Dijital Görev Lideri Christine Ha, bahsedilen fon hakkında açıklamalarda bulundu. Ha’ya göre 76 milyon dolar olan fon üç parçaya bölünecek.

‘Afrika teknik ekosistemini geliştirmek için yapılacak yardım 11.7 milyon dolar. 5.8 milyon dolar ise yüksek potansiyele sahip tohum yatırım alan startuplara faizsiz krediler olarak sunulacak. Kalan 58 milyon dolar da A’dan C serisine kadar tüm startup yatırımları için kullanılacak.’

Bahsedilen yardım geliştiricilere, kuluçka merkezlerine ve kodlama programlarına hibe şeklinde dağıtılacak. Tohum yatırım alan startuplara prototiplerini geliştirmek ve lansmanlarını yapmaları için 100.000 dolara kadar destek sağlanacak. Risk sermayesi startup finansmanını yönetecek olan isim ise, kısmen AFD’ye ait bir özel sektör finansmanı olan Proparco.

Proparco zaten TLcom Capital ve Partech Ventures gibi Afrika odaklı fonlara yatırım yapıyordu. Christine Ha ise Proparco’nun öz sermaye hisselerini alacağını ve Risk Sermayesi fonlarına yatırım yapan sınırlı bir ortak olacağını belirtiyor.

Afrika’daki startup şirketleri ise bahsedilen hibeler için Proparco’nun Afrika’daki ofislerine başvuracak.

AFD ve Proparco Startup adaylarında Hangi kriterleri arayacak?

‘İş tasarımı, finansal hizmetlere erişim, enerji, sağlık, uygun fiyatlı ürün ve hizmetlere dair sorunları çözebilen genç, yenilikçi şirketleri hedefliyoruz.’ diyor Christine Ha. Hibeler ise 2019’dan itibaren hak kazanan startuplara verilecek.

Digital Africa, (Afrika’daki teknoloji ekosistemini desteklemek için kurulan bir Fransız hükümet girişimi.) kasım 2018’de startup girişimcilerine yönelik kaynaklarla yeni bir çevrimiçi platformu da piyasaya sürecek.

Facebook, yapay zeka ile gözü kapalı çıkan bir kişinin gözlerini açıkmış gibi gösterebiliyor

Birçok alanda yapay zeka araştırmaları yürüten Facebook, yeni yapay zeka yazılımı ile fotoğrafta gözü kapalı çıkan bir kişinin gözlerini açıkmış gibi gösterebilmeyi sağlıyor.

Selfie yığınları arasında yaşamaya çalıştığımız bu dönemin en büyük sorunu kapalı çıkan gözler ve aynı fotoğrafı tekrar çekmek için harcadığımız zaman

Eğer sorun kırmızı çıkan gözler ya da lens yansımaları ise düzeltmenizi sağlayacak birçok alternatif sistem mevcut ancak kapalı çıkan göz sorununu çözmek pek kolay değil.

Benzer düzeltmeler için kullanılan Adobe’ın ‘bağlama göre doldurma‘ In-paiting olarak adlandırılan yazılımı, görseldeki boşlukları orada olması muhtemel olan görüntülerle dolduruyor. Ancak gözlerin değişken ve karakteristik yapısı nedeniyle aynı yöntemi kullanmak kolay değil

Facebook sahip olduğu geniş kullanıcı kitlesi ile doğru orantıda insan yüzüne sahip olması sayesinde Generative Adversarial Network sistemini kullanarak bu soruna çözüm geliştirdi. GAN, sürekli olarak yüz tanımayı öğrenebilen bir yapıya sahip sürekli yüze benzer görseller üretirken diğer taraftan yüz tanıma bölümünden gelen tepkiler doğrultusunda benzer şekilde yüz üretmeye devam ediyor bu sayede en gerçekçi sonuçları elde ediliyor

Kapalı gözlerin düzeltilmesi konusundaki ilk çalışmalarda yapay zeka gözün açık olduğu fotoğraftaki gözleri doğrudan kapalı fotoğrafa yapıştırıyordu yapılan bu düzeltme aslında pek de düzeltilmiş gibi görünmüyordu elde edilen sonuçlar sonrasında GAN’ın gözlerin o insanın yüzünde nasıl durduğunun yanı sıra gözlerin şeklini ve rengini de öğrenmesi de sağlandı.

Böylece hedef kullanıcının açılan gözlerinin bir yazılım tarafından yapıldığı anlaşılmayacak kadar iyi sonuçlar elde edildi.

Hayatımızı kolaylaştırmayı vaad eden her yenilik ürkütücü senaryo fikirleri ile birlikte geliyor. Facebook yeni özelliği başka hangi konular için kullanacak henüz bilinmiyor ama hepimiz biliyoruz ki sadece fotoğraf çekmeye ayırdığımız zamanı kısaltmak için üretilmedi.