Ana Sayfa Blog Sayfa 933

Hamdi Ulukaya Girişimi 2. dönem New York Programı başladı

Türkiye’de hayallerini gerçekleştirmek isteyen girişimci adayları ve dünyaya açılmak isteyen startuplara destek veren Hamdi Ulukaya Girişimi’nin ikinci dönem katılımcıları için Amerika macerası başladı. Başarılı girişimci Hamdi Ulukaya’nın 2017 yılında 5 milyon dolar yatırımla kurduğu HUG’ın ikinci dönemi için; 17 jüri üyesinin, 2 bin 126 startup, 7 bin 489 girişimci adayı başvurusu arasından 3 ay süren değerlendirme sonucu belirlediği 18 girişimci adayı ve 6 startup’ın Amerika Eğitim Programı başladı.

Girişimciler, Hamdi Ulukaya ile buluştu

Eğitimin ilk gününde Chobani kurucusu Hamdi Ulukaya’yla Chobani Genel Merkezi’nde buluşan adaylar, başarılı iş adamının girişimcilik serüvenini ve Chobani’nin kuruluş hikayesini kendi ağzından dinleme şansı buldu. Amacının kendi deneyimlerini paylaşmak olduğunu söyleyen Ulukaya, girişimci adayı ve startuplarla buluştuğu toplantıda, “HUG, girişimcilik serüvenimde yaptığım en heyecan verici işlerden biri. Birinci sene gelen arkadaşlarımız doğru bir şey yaptığımızı gösterdi, bu sene inanıyorum ki daha da güzel şeyler olacak. Ben Amerika’ya geldiğimde neyi nasıl yapacağımı bilmiyordum, iki senemi buraya alışmak için harcadım. Siz bu kaybı yaşamayın diye HUG’ı kurduk” dedi. Herkesin girişimcilik serüveninin farklı olduğunu söyleyen Ulukaya, “İşin özünde, risk almak, kendi öz sesini dinlemek, çok çalışmak, mükemmeliyetçi olmak ve kendine güvenmek var” diyerek konuşmasına devam etti.

Hamdi Ulukaya: “Nereden geldiğinizi unutmayın”

Girişimcilere başarılı olmak için hiçbir eksikleri olmadığını söyleyen Hamdi Ulukaya, “Nereden geldiğinizi unutmayın, siz zaten yetiştiğiniz topraklarda edindiğiniz birikimi yanınızda getiriyorsunuz. Her birimizin geldiği o kültür bir hazine, onu bir yere koyun. Üzerine daha neler koyabilirsiniz, neler öğrenebilirsiniz düşünün ve en önemlisi çok çalışın” dedi.

Herkese eşit hayal kurma hakkı

Özel olarak geliştirdiği algoritma ile dil, coğrafya, eğitim düzeyi gibi kriterlerden bağımsız olarak herkese eşit hayal kurma hakkı tanıyan HUG’ın New York programı kapsamında startup kurucuları, şirketlerini geliştirmek ve Amerikan pazarına hazırlamak üzerine Chobani’nin üst düzey yöneticilerinden ve uzman mentorlardan destek alacak. Girişimci adayları ise New York Üniversitesi’nde katılacakları eğitim ve kendilerine atanan mentorlar ile birebir görüşmeleri sayesinde projelerini ilerletme imkânı bulacak. Google, Kickstarter, Grand Central Tech gibi şirketleri de ziyaret edecek katılımcılar Chobani’nin New York’un kuzeyinde yer alan üretim tesisini de ziyaret ederek, şirketin kuruluş hikayesi ve ilk günden bugüne kadarki büyüme süreciyle ilgili bilgi alacak.

Vücudunuzu duvarda gösterebilen yeni teknoloji, hareket kısıtlayan hastalıkların tedavisinde kullanılacak

Bilgisayar Bilimi ve Yapay Zeka Laboratuvarı-MIT, RF dalgalarını kullanarak vücut duruşunuzu duvardan görebileceğiniz çubuk şeklinde bir figür oluşturuyor ve bu figür RF-Pose olarak adlandırılıyor.

RF-Pose, Parkinson ve Multipl Skleroz (MS) hastalarını izleyerek hastalıkların ilerleyişi hakkında daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilmeyi sağlıyor. Araştırmacılar, insanların bedenlerini saran radyo sinyallerini analiz etmek için bir sinir ağı kullanarak hastanın eylemlerini gerçekleştiren, bacaklarını gezdiren, durduran, hareket eden dinamik bir çubuk figürü oluşturuyor.

Doktorlar bu çubuk figür sayesinde elde ettikleri sonuçlara göre ilaçları ayarlayabilecek aynı zamanda yaşlıların daha bağımsız yaşamalarına yardımcı olurken, düşme yaralanma ve aktivite örüntülerindeki değişiklikler için de ek güvenlik sağlayabilecek. Hastaların odalarına yerleştirilen kameralar ve gözlemciler tarafından pasif olarak sürekli izlenmesi ile oluşturulan sistemin öncelikli olarak sağlık hizmetlerinde kullanılması düşünülüyor.

Tedavi süresince toplanan veriler için hastalardan izin alınıyor ve kullanıcı gizliliğini korumak için şifrelenerek saklanıyor. Tedaviye başlama aşamasında, hastanın fiziksel tanımlanmaları için bir dizi hareket yapması istenilerek tedavi sürecinin başlatılması planlanıyor.

Ekipte yer alan araştırmacı Antonio Torralba, “Vücut dalgalarından oluşturulan çubuk figür sistemini öğretmen olarak düşünürseniz bu öğretmen öğrenci için ilginç bir örnektir” dedi. Şimdilik sistemin herhangi bir ticari amaç için kullanılıp kullanılmayacağı konusunda ise bir açıklama yapılmadı.

Sera Kapadokya Kuluçka Merkezi, Nevşehir’de girişimci yetiştirecek

Kapadokya Teknopark bünyesinde yer alan Sera Kapadokya Kuluçka Merkezi, Nevşehir’de girişimcilik alanında farkındalık oluşturmak ve girişimcilik kültürünü yaygınlaştırmak üzere Girişim Hareketi işbirliği protokolü imzaladı.

“Türkiye’nin Girişimcilik Hareketi” sloganı ile çalışmalarını sürdüren Girişim Hareketi Nevşehir’de girişimcilik programını Sera Kapadokya Kuluçka Merkezi ev sahipliğinde başladı.

Nevşehir’deki çalışmaların liderliğini üstlenen Mustafa Melih Tarlacı görevi ile ilgili, “Girişim Hareketi Nevşehir’in somut adımlar atarak kısa sürede etkinliklere başlamasından dolayı mutluluk duyuyorum. Geliştirdiğimiz iş birlikleri ile çalışmalarımızı yaygınlaştıracağız.” açıklamasını yaptı.

Sera Kapadokya Kuluçka Merkezi, girişimci adaylarına ihtiyaç duydukları her aşamada destek vererek ülke ekonomisine katma değeri yüksek ürünler sunmak ve girişimcilere hem ulusal pazardaki hem de uluslararası pazardaki başarılarında pay sahibi olmayı hedefliyor. Merkezin Koordinatörü Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Ünsalan, “Vizyonumuz sadece Kapadokya Bölgesindeki değil Türkiye’deki tüm girişimci adaylarına destek olmak, Kapadokya Teknoloji Geliştirme Bölgesini girişimci fabrikası haline dönüştürmek, katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesinde ve geliştirilmesinde katkıda bulunarak Türkiye Ekonomisinin büyümesine katkı sağlamak. Bu iş birliğimiz de bu hedefe doğru bir adım olarak değerlendiriyoruz.” olarak merkezin gelecek hedeflerini özetliyor.

Gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Vietnam’ın yeni siber güvenlik yasası, özgür internetin önüne geçiyor

Vietnam’ın 1 Ocak 2019’da yürürlüğe girecek internet yasası kişisel özgürlükleri kısıtlar nitelikte. Bu haftaki yeni yönetmelik, hükümetin interneti sansürleme konusundaki tutumunu güçlendiriyor. Bu yasayla birlikte hükümet yetkilileri ülkedeki internet kullanıcılarının kişisel bilgilerini ortaya çıkarmaya zorlayabilecekler ve interneti izleme konusunda geniş yetkilere sahip olacaklar.

Yasaya olan tepkiler ise artıyor

Uluslarası Af Örgütü bu kararı ‘insanların internette özgürce hareket edebilmek için güvenli bir yer bırakılmaması’ nedeniyle kınadı. Google, Facebook, Linkedln ve Twitterın da aralarında bulunduğu dev teknoloji şirketleri ise bu karardan oldukça endişeli. Bahsedilen internet sitelerini temsilen Asya İnternet Koalisyonu (AIC), hükümeti ülkenin dijital ekonomisinin zarar göreceği konusunda uyardı. ‘Bu karar Vietnam’da ifade özgürlüğü açısından yıkıcı sorunlara yol açıyor. Ülkenin baskıcı atmosferinde, online platformlar kullanıcıların fikirlerini paylaşabilecekleri tek sığınaktı.’

İnternetin sansürlenmesi Vietnam için yeni bir olay değil, ancak yasa devletin bu konularda yetki ve müdahale potansiyelini arttırıyor. Geçen yıl yaşanan tutuklamalardan sonra çıkarılan yasa halkı şaşırtmadı. Bu tutuklanmaların sebepleri ise çevrimiçi ortamda yaşanan tartışmalar, politikacıların eleştirilmesi.

Oluşturulan siber yasa online ortamlarda fikir ifade etmeyi önüne geçiyor. Ayrıca önümüzdeki sene hükumet resmi bir bina oluşturacak ve kullanıcıların kişisel bilgilerinin kendine verilmesi için yabancı internet şirketlerine baskı uygulayacak.

Vietnam halkı, yeni yasa hakkındaki hoşnutsuzluklarını dile getirdi. Bloomberg yasayı kınamak için yapılacak gösterilerin bu Pazar yasa oylamasından hemen önce gerçekleştiğini bildirdi.

CapitalG, Hindistan’daki fintech girişim Aye Finance’a 21.5 milyon dolar yatırım yaptı

Hindistan, Google’ın küresel hedefleri arasında önemli bir parçadır. Google geçen hafta Hindistan’da yeni bir hizmet programı başlattı ve bu program 400 tren istasyonuna ücretsiz Wi-Fi sağlamayı da kapsıyor. Şimdi ABD’li teknoloji devi CapitalG‘den sonra – eskiden Google Capital olarak bilinen bir girişim kolu- küresel hedeflerini daha da derinleştirerek Hindistan’da ilk yatırımını bir küçük kredi girişimi olan Aye Finance ile yapıyor.

CapitalG 2016’da 10.5 milyon dolarlık bir yatırımın parçası da olarak, yatırımcılarından SAİF Partners ve LGT’nın de katılımıyla 21.5 milyon dolarlık C seri turunu yönetmiştir. Crunchbase’den alınan veriye göre Aye Finance bu turdan beri borç yatırımı tabanlı antlaşmalar üzerinden 30 milyonu aşan büyüme kaydetmiştir.

Aye Finance bankaların ve geleneksel finansman şirketlerinin radarında olmayan ve ayrıca Flipkart ve Amazon gibi şirketlere katılma hakkına sahip olmayan küçük işletmelere küçük krediler öneriyor. Firmanın amacı resmi olmayan borç verme ve kredilendirme gibi harcama pazarını dijilalleştirmek. Bu tür harcamalar genel olarak KOBİ’ler için işletme sermayesi olarak kullanılıyor.

Şirket dört yıllık operasyonlar boyunca 60.000’den fazla kredi ödediğini öne sürüyor. Bugün, 72 şubeden oluşan bir ağ yoluyla Hindistan’daki 10 eyaleti kapsadığını iddia ediyor. Firma özellikle veri için bu teknolojiyi kullanarak işletme maliyetlerini düşürüyor ve verimliliği arttırıyor.

Özellikle, endüstri sektörü olarak da bilinen endüstri kümeleri hedefleniyor. Bu hizmet sadece bir işletmenin potansiyelini analiz etmek için geleneksel takipçilerin takip ettiği kriterlerden daha kesin ölçütlerin geliştirilmesine izin vermekle kalmayıp ayrıca kulaktan kulağa yeni potansiyel müşterilerin de oluşmasına yardımcı oluyor.

Aye Finance kurucusu ve genel müdürü bir açıklamada; ”Hindistan genelinde finansal olarak dışarıda tutulan küçük işletmelere kredi sağlamak için veri modelleri ve teknoloji kullandık ve Google da CapitalG’nin analiz ve teknolojiyi kullanan işletmeler için uzmanlıklarına erişmemizi güçlü bir şekilde destekleyecektir. Biz iş modelimizin kendisini kanıtladığı ve üstelik iyi bir şekilde ölçeklendiği  heyecan verici önemli bir noktadayız.” diyor.

Google bundan önce bir Hintli girişim için ilk direkt yatırımını Aralık 2017’de Dunzo uygulamasını desteklediğinde yapmıştı. Şimdi ise CapitalG Hindistan topraklarındaki ilk antlaşmasını yakalıyor.

San Francisco merkezli Türk girişimi Miops, Capsule360 ile Kickstarter’da fonlamaya başladı

Yıldırım fotoğrafı çekme isteğiyle yola çıkan iki Türk gencin kurduğu girişim Miops, bugün Capsule360 ürünüyle dünyanın en büyük fonlama platformu Kickstarter’da fonlanmaya başladı. Miops’un daha öncesinde ABD ordusuna ve NASA’YA geliştirdikleri cihazı satmayı başarabildikleriniz de sizlerle paylaşmıştık.

Capsule360, SLR gibi makinelerde aktif video çeken kullanıcılar için pürüzsüz çekimler yapabilmeyi ve videografi efektler üretmeyi sağlayan bi donanım ürünüdür. 360 derece hareket edebilen çekim alanına sahip.

Miops’un kurucu ortağı Onur Çelik ile doğrudan iletişime geçtik ve hedefleriyle ilgili şu bilgileri aldık:

Fotoğrafçıların ve video çekenlerin hayatını kolaylaştıracak inovatif ürünler geliştirmeye devam ederek, MIOPS markasını Dünya çapından bilinen bir marka haline getirmek öncelikli hedefimiz.

Capsule360

Siz de Kickstarter’daki bu kampanyaya destek verebilirsiniz.

İzmir’de girişimciler için kuluçka merkezi BAMBU’ya başvurular devam ediyor

BAMBU Oyun Hızlandırma ve Ön Kuluçka Merkezi; Dokuz Eylül Üniversitesi ve Netmarble Türkiye işbirliğinde, İzmir başta olmak üzere dijital oyun sektöründeki tüm yaratıcı kişileri ve oyun geliştiricileri buluşturmak amacıyla Dokuz Eylül Teknoloji Geliştirme Bölgesi (DEPARK) ve Dokuz Eylül Teknoloji Transfer Ofisi (DETTO) bünyesinde kuruldu.

İzmir mobil oyunda öncü olacak

Netmarble EMEA CEO’su Barış Özistek ise İzmir’deki ilginin fazla olmasından dolayı mutlu olduklarını belirterek, BAMBU’nun Türkiye’deki dijital oyun sektörünün gelişmesi ve dünyada başarılı oyun projelerini hayata geçirmeye önemli katkı sağlayacağını söyledi.

350 bin dolar yatırım desteği

Gamer’s Qube, hali hazırda mobil oyununu geliştirmiş, hatta yayınlamış oyun geliştirme ekiplerine açık bir program. Programa başvurmak için en az iki kişiden oluşan bir ekibe sahip olmak gerekiyor. Haziran sonuna kadar sürecek başvuruların ardından, Netmarble EMEA tarafından yapılacak ön elemeyi geçen 25 oyun geliştirme ekibi arasından 5 tanesi Netmarble’ın profesyonel mentorları tarafından seçilerek programa katılma hakkı kazanacak. Programa katılan her ekibe 70 bin dolar, toplamda ise 350 bin dolar yatırım desteği verilecek.

Bambu Oyun Hızlandırma ve Kuluçka Merkezi’ne başvurunuzu bu bağlantıdan yapabilirsiniz.

Microsoft, E3’te Halo Infinite oyununu duyurdu

Microsoft, bu yılki E3 etkinliğinin ikinci konferansını yeni bir Halo oyunundan bahsederek açtı. Sadece Xbox’a özel oyunların öne çıkmasından hemen sonra duyurulan Halo Infinite sevenlerinin yüzünü güldürdü. Çünkü oyun Xbox’ın yanı sıra Windows 10’a da gelecek. Oyunun tanıtımı için gösterilen fragmanda oyunun yeni versiyonuyla ilgili çok fazla bilgi verilmedi. Microsoft tanıtımda sadece yeni oyun motorunun özelliklerini öne çıkardı.

Xbox biriminin başında bulunan Phil Spencer ise oyunun içeriği hakkında bazı tüyolar verdi. Spencer,  Ana karakter Master Chief’in ‘insanlığı kurtarmak için en büyük macerasına çıktığını’ söyledi. Halo Infinite, 343 Industries tarafından geliştirildi ve Slipspace oyun motoru üzerine kuruldu.

Türk Startup’ları öldüren 12 sebep

Bu içerik melek yatırımcı Fırat İşbecer‘in medium hesabında yayınlanmıştır.

Uzaktan bakınca bizim girişimcilik mahallesi çok çekici gözüküyor.

Son beş yılda sürekli artan bir basın ilgisi, melek yatırımcılar, milyon dolarlık raundlar, ürün ve yeni şirket lansmanları, konferanslar, partiler, yurtiçi ve yurtdışı ödüller sayesinde bitmek bilmeyen başarı hikayeleriyle bezeli bir dünyadaymışız gibi bir hava var…

Hele arada patlatılan bomba satınalmalar, “exit”ler, girişimciliğe ve startup’lara olan iştahı her geçen gün daha da kabartıyor.

Ancak gerçekler yukarıdaki reklam panosundan çok daha farklı, girişimciler için ekmek, değil aslanın ağzında hatta midesinde…

Kurulan her 10 startup’tan dokuz tanesi ilk 18 ay içerisinde kapanıyor. Yani startup ölüm oranı yüzde 90 civarında…

Ben de aktif bir girişimci ve yatırımcı olarak çok başarılı girişimlerin yanı sıra başarısız girişimlere de yakından tanıklık ediyorum.

Bugüne kadar kuruluşunda parçası olduğum veya yatırım yaptığım firma sayısı 45’in üzerinde, bu şirketlerden 10 tanesi gözlerimin önünde can çekişerek yok oldular.

Bazıları faturası çok yüksek dersler olsa da, bu sayede startup’ları öldüren ve hayatta tutan sebepleri çok daha yakından görme şansına eriştim.

Aşağıda Türk startup’ların başarısızlık sebeplerini, biraz da alaturka olanları ön planda tutarak mercek altına aldım:

(1) Güven Sorunu

Türkiye’de maalesef iş hayatında en büyük ihtiyaç duyduğumuz unsur güven. Ödemesini zamanında yapmayan firmalar, sözleşmesine sadık kalmayan girişimciler, çekleri karşılıksız çıkan tüccarlar bu coğrafyada genel bir güvensizlik atmosferinin ortaya çıkmasına sebep oluyor.

İş veya sosyal hayat fark etmiyor, güvenin olmadığı yerde müşterek herhangi bir başarıdan bahsedilemez. Aynı şey girişimler için de geçerli… Karşılıklı güven tüm paydaşlar arasında sağlanamazsa o girişim ölü doğar.

(2) Cahil Cesareti

Türkiye’de çoğu girişimci ezbere iş yapıyor, sektörüne tam olarak hakim değil.

Teknik ya da değil, girişimci hiçbir dokümanı başından sonuna kadar dikkatli okumuyor, dolayisiyla kendisini geliştiremiyor.

Türk girişimcisi yine de nereden geldiği belli olmayan bir cesaret ile altyapısı olmadan çok riskli işlere girişebiliyor. Risk almak ile cahil cesareti arasında ince bir çizgi varsa, sanırım bunu göremiyor.

(3) Yanlış Ortaklıklar

Bu kısmı uzun uzun yazmaya lüzum yok. Vizyonunuzu paylaşmayan, azminize ayak uyduramayan, icraat yerine siyaset yapan ortaklarla kesinlikle yola çıkmayın.

Türkiye’deki temel yanlışlardan bir tanesi ortaklıkların yukarıdaki temeller yerine fazlasıyla farazi ve duygusal temeller üzerine inşa edilmesi.

Diğer problem ise çok konuşup az iş yapan sözde ortaklar…

(4) “Öz” Girişim Trendi

Mahallede yeni açılan Kardeşler kuruyemişçisinin yanına hemen bir kuruyemişçi daha açıp “Öz Kardeşler Kuruyemiş” diyoruz.

“Bizim taksi”nin yan sokağına “Öz Bizim Taksi”, Urfa kebabçısının karşısına “Öz Urfa”…

Türkiye’ye özgü klasik bir start up hatası “Öz Startup” zihniyetinden kurtulamamaktır.

Her şeyin kayıtsız şartsız kopyasını yaparak daha olgunlaşmamış bir pazarı gereğinden fazla kalabalıklaştırıyoruz. Sonuç olarak da kimsenin kâr edemediği ve katma değerin ortaya çıkmadığı bir ekosistem oluşuyor.

Bu “öz” mantığından kurtulup “özgün”e doğru gitmemiz gerek. Özgün fikirler ve uygulama yöntemleriyle yola çıkmayan start up’lar, ya ölüme mahkum olacaklar ya da fazlasıyla kalabalıklaştırdıkları pazardaki diğer oyuncuları da yarattıkları girdapta boğacaklar.

(5) Hesap Kitap Sıkıntısı

Bugüne kadar yatırım yaptığım Türk startup’larından neredeyse hiçbirisi düzenli bir finansal raporlama sistemi kuramadı. Aylık, çeyreklik gelir tablosu, nakit akışı ve bilançolarını paylaşmaları için özel olarak markaja almamız, hatta başlarında durmamız gerekiyor.

Bir çok Türk girişimcisi ürününe aşık olmasına, pazarını da çok iyi bilmesine rağmen, finans ve muhasebe konusunda sınıfta kaldığı için şirketlerini sürdürülebilir bir yapıya oturtamıyor.

Yatırımcılar da doğal olarak hesap kitap bilmeyen girişimciye yatırım yapmaya yanaşmıyor.

(6) Sözleşme veya Mevzuat Korkusu

Hukuki metinler bir girişimcinin hayatının merkezindedir.

Şirketi kurarken, yatırımcı alırken, satarken, müşteri ile anlaşırken, çalışanları işe alırken, kısaca bir çok kritik dönemeç kontratlarla bezeli.

Bazı kontratlar işinizi az bilen, dışardan destek veren avukatlara emanet edilmeyecek kadar önemlidir.

Sözleşmelerden, hukuki metinlerden korkmayın. Faaliyet gösterdiğiniz alandaki tüm mevzuatı avucunuzun içi gibi bilin.

(7) Yatırımcıyı Kaz gibi Yolmak

Bir girişimin tohum veya melek yatırım almasını dünya turuna çıkan bir motosiklet sürücüsünün sadece ilk 500 kilometre için deposunu doldurması olarak özetleyebiliriz.

Oysa bizim coğrafyada ilk tur yatırımı adeta bir “exit” gibi değerlendiren girişimciler var, ilk kaynaklarını çar çur ettikleri için daha sonra gerçekten ihtiyaçları olacak sermayeye ulaşamıyorlar.

Yanlış harcamalarla yatırımcılarını hayal kırıklığına uğratırken, bazen de finansal gerçekleri onlardan saklayarak yatırım parasını kişisel harcamalarında kullanıyorlar. Bu hareketler hem girişimlerin ölmesine neden oluyor, hem de tüm ekosisteme zarar veriyor.

(8) İcraat’ın Dışında Kalmak

80’li yıllarda Turgut Özal’in “İcraatin İçinden” programını çok karikatürize etmiştik ama bugün o vizyonu takdir ediyorum.

Bir girişimi kurmak veya hayata geçirmek kolay değil, ancak o girişimin işleyen ve icra eden bir kurum haline gelmesi kuruluş aşamasından belki de beş kat daha zor.

İngilizcede “Execution” olarak ifade edilen ve Türkçe’ye en güzel “icraat” olarak çevirebileceğimiz kavram, herhangi bir girişimin başarısının temelini oluşturuyor.

Biz Pozitron çatısı altında mobil teknoloji alanına girerken, rakip olarak adlandırabileceğimiz en az beş tane firma vardı.

Benzer teknolojilere sahip olmamıza ve aynı alanda faaliyet göstermemize rağmen kısa zamanda pazar lideri olmamızı “icraat” odaklı yönetime borçluyuz.

(9) Yanlış Ürün Israrı

Girişimcilik serüvenimde çok değerli, çok potansiyeli olan rakipler gördüm, ancak yanlış ürün ve platformda ısrar ettikleri için o potansiyellerine ulaşamadan silinip gittiler.

Esnek yapılar darbelere daha dayanıklı olur, Türkiye gibi darbenin nereden ve ne zaman geleceği belli olmayan pazarlarda esnek bir ürün ve esnek bir yapı kurmazsanız orta şiddetteki ilk depremde yerle bir olursunuz.

(10) Hızlı Büyümeyi Yönetememek

Doğru zamanda, doğru pazarı yakalayıp, rüzgarı arkasına almışken kapasitesi sınırlı bir ürün çıkartarak yükselen talebe karşılık kaliteyi, tedariği ve beklentileri yönetememek ölümlerin en acıklısı olabilir.

Global örnek: 15 yıl öncesinin en popüler sosyal ağı olan Friendster’ın çöküşü… Friendster, Facebook’tan çok daha önce piyasaya çıkıp kitlelere ulaşmaya başlasa da sunucu, tasarım ve kapasite kaynaklı sorunlar dolayısıyla kendi kendini imha ederek hiçbir zaman arzu edilen noktaya gelememiştir.

Dijital tüketici nankördür, bir kere sizden soğudu mu tekrar gönlünü almak çok zordur.

(11) Tutkunun Ötesine Geçememek

Türkiye’de bir start-up kurucusu olmak beklentinin aksine bütün gün boyunca en sevdiginiz işi yapmak anlamına gelmiyor.

Eğer bir işe girişiyorsanız yukarıda saydığım gibi muhasebe ve finanstan tutun, insan kaynaklarından operasyona, satın almadan tedarik zincirine kadar her şeyde az da olsa bilgi sahibi olmanız gerekiyor.

Ortaklarınızla birlikte şirketinizin tüm süreçlerine hakim olmazsanız, daha fırtına bile çıkmadan ilk dalgada alabora olabilirsiniz.

Başarı ancak, tutku ile icra edebilme yeteneğinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkıyor.

(12) Şeffaflık Sorunu

Herkeste gördüğümüz “confidential” hastalığı sanırım 90’lı yıllardan kalma bir gelenek. Merak etmeyin, insanlar sizin o parlak fikrinizi çalmak için sıraya girmiyor.

Türkiye’de start up geçmişi olmayan çaylak girişimcilerin başarılı olabilmek için şeffaf olmaları, yurt dışındaki literatürü takip ederek girişimlerinde yaşadıkları sıkıntıları mentor olarak gördüğü insanlarla paylaşmaları gerekiyor.

Confidential tuzağına düşmeyin. Fikrinizi paylaşın ve geri bildirimleri değerlendirin.

Kıssadan hisse: Türkiye hayal etmesi kolay fakat icra etmesi zor bir ülkedir.

Kendimiz kandırmayalım, hiçbir StartUp yukarıda saydığımız yanlışlardan en az bir tanesini yapmadan finiş çizgisine gelemez.

Bu nedenle girişimciler yanlış yapmaktan korkmasınlar, ama yanlışlardan ders almazlarsa o zaman hurda girişim mezarlığında yerleri şimdiden hazır olur.

Yerli girişim Foriba’dan şirketlere hız kazandıran yeni e-Beyanname çözümü

Şubat ayında yatırım aldığını duyurduğumuz, Türkiye’nin en çok elektronik belge işleyen lider e-Dönüşüm firmalarından olan Foriba, dönüşüm uygulamalarına bir yenisini daha ekledi. Foriba’nın SAP müşterilerine özel olarak sunduğu e-Beyanname çözümü, günlerce süren beyanname hazırlama ve kontrol etme zahmetini ortadan kaldırıyor. Şirketlerin Gelir İdaresi Başkanlığı’na iletmek zorunda olduğu beyannameler için kullandıkları beyanname düzenleme programına da ihtiyaçları kalmıyor.

Yılda 100 milyondan fazla beyanname iletiliyor

Gelir İdaresi Başkanlığı 2018 Şubat ayı istatistiklerine göre, Türkiye’de faal 767.534 adet kurumlar vergisi mükellefi bulunuyor. Bu şirketlerin her ay düzenli olarak 8 temel beyanname verildiği düşünüldüğünde, ayda 6 milyonun üzerinde beyannamenin e-Beyanname sistemi üzerinden oluşturulduğu görülüyor. Faaliyet konusu kapsamında verilen diğer beyannameler de dahil edildiğinde, yılda toplam 100 milyonu aşkın beyanname başkanlık sistemine iletiliyor.

Hızlı ve kolay e-Beyanname nasıl hazırlanır?

Foriba, manuel olarak hazırlanan tüm beyannameleri otomatize ederek SAP paketi içerisinden yönetilmesini sağlıyor. Foriba’nın e-Beyanname çözümünü kullanan şirketler, SAP dışına çıkmadan beyanname hazırlayabiliyor ve paketleyip İnternet Vergi Dairesi’ne yükleyebiliyorlar. Her beyanname özelinde kontrol raporları sunuluyor ve gönderim öncesi önizleme imkânı ile süreç kolaylaştırıyor. Geçmişe ait tüm beyannamelere de istendiği zaman ulaşılabiliyor. Hızlı ve kolay olan bu çözüm sayesinde şirketler zamandan büyük oranda tasarruf sağlarken, hata riskini de ortadan kaldırıyor.