Dünyadaki AIDS/HIV hastalığıyla mücadele etmeyi amaçlayan RED Vakfı, uzun süredir birçok markayla (PRODUCT)RED kampanyasını yürütüyor. Bu markalar, (PRODUCT)RED için tasarlanan kırmızı renkli ürünlerden elde ettiği gelirleri AIDS/HIV hastalığıyla mücadeleyi sürdürmesi için RED Vakfı‘na bağışlıyor.
Sosyal sorumluluk alanında önemli faaliyetler yürüten ve bugüne kadar (PRODUCT)RED kampanyasının en büyük destekçisi olan Apple, günümüzün felaketi olarak nitelendirebileceğimiz COVID-19 ile ilgili yeni bir desteğini daha açıkladı. Daha önce COVID-19 ile mücadelede önemli yardımlar yapan Apple, bu kez (PRODUCT)RED ürünlerinden elde edeceği geliri COVID-19 ile mücadele için bağışlayacağını duyurdu.
(PRODUCT)RED gelirleri COVID-19 ile mücadeleye harcanacak
Apple bu kez COVID-19 araştırmalarının hızlandırılması ve tüm dünyada önlemlerin arttırılması için 30 Eylül 2020’ye kadar satılan (PRODUCT)RED ürünlerinin gelirlerini COVID-19 ile mücadeleye ayıracak. Pandemi döneminin atlatılmasıyla birlikte AIDS/HIV savaşı için elindeki tüm desteği sağlamaya devam edecek.
Ayrıca Apple’ın daha önce açıkladığı Apple Store’ların kapatılması, tüm dünyada 15 milyon dolar destek verilmesi, WWDC’nin fiziksel olarak düzenlenemediği San Jose yerel halkına 1 milyon dolar ayırması gibi desteklerin yanı sıra hem sağlık çalışanlarına maske desteği için harekete geçmiş hem de Google ile önemli bir iş birliğine gitmişti.
Apple’ın aldığı geniş önlemlerle ilgili hazırladığımız içeriğe bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Türkiye’nin hekimler arası iletişim ve konsültasyon platformu HippocrApp; Hekim, Diş Hekimi ve Adayları tarafından binlerce tıbbi vaka ve verinin kapalı sistem paylaşılıp tartışıldığı mobil bir uygulama olmakla beraber yetkinliği onay kurulu tarafından doğrulanmış gerçek hekimlerin kullandığı bir girişimdir.
Ülkemizin son günlerde yaşadığı Corona Virüs salgını sürecinde sağlıkta iletişimin ne kadar gerekli ve önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Corona Virüs salgınından büyük dersler çıkaran Çin Halk Cumhuriyetinde “WeDoctor” adlı mobil uygulama aracılığıyla 6000 kadar hekim, COVID-19 vakaları konusunda birbirlerine akıl danışarak süreci iyi yönetmiş ve birçok insanın hayata tutunmalarını sağlamışlardır.
Fikir ve yazılım süreci dahil 5 yıllık büyük bir emeğin ürünü olan ve sizlere daha öncesinde haberini yaptığımız HippocrApp’te hali hazırda farklı branşlardan 600 den fazla öğretim üyesi bulunmakla beraber kayıtlı hekim sayısı bugün itibariyle 21.000 rakamına ulaşmıştır. Günde ortalama 100-350 hekim daha eklenmeye devam ediyor.
Kuşkusuz bu zor günlerde en büyük yükün düştüğü sağlık çalışanlarımızdan Hekimlerimiz için 2017 yılından bu yana aktif olarak faaliyet gösteren HippocrApp uygulamasında Dünyadan ve Türkiye’den gerçek COVID-19 vaka ve verileri paylaşılmaya başlanarak meslektaş dayanışmasının hekimler arasında ne kadar önemli olduğunu kanıtlamıştır.
Uygulamada paylaşılan vakalara uzman ve öğretim üyesi düzeyinde yorumlar yapılarak hastaların tedavisine katkı sağlanmakta, yapılan tedavilerin doğruluğu ya da yanlışlığı ile ilgili hekimlere destek verilmektedir.
Bu kapsamda ülkemizde yaşanan salgında hekimler arası meslektaş dayanışmasının, doğru sağlık bilgisinin yetkin hekimler arasındaki iletimi ve bu özel uygulamanın daha fazla hekime ulaşmasının elzem olduğu görülmüş buradaki eksik ise HippocrApp tarafından kusursuzca tamamlanmıştır.
Kosgeb desteği ile başlayan HippocrApp uygulaması; 15 kişilik bir ekibin çalışmasıyla Kocaeli Üniversitesi Teknopark Kampüsünde geliştirilmiştir. Kurulduğu günden bu yana yapılan profesyonel alt yapı ve güncellemelerle hekimlerimizin üst düzey beğenisini kazanan HippocrApp’ın ülkemizin yaşadığı zor süreçte hekimlerimizin yanında olmasını, bilgi ve deneyim paylaşımı ile hayat kurtarıcı rol üstlenmesinin girişim camiası tarafından da ilgiyle izlendiğini bildirmek isteriz.
Şuan Google Play ve Appstore market Tıp Bölümünde 5 tam puan ortalaması ve 402 yorum ile üst sıralarda yer alan uygulamanın yakın zamanda önemli bir yatırım haberini vereceğimizi söylemek isteriz.
Sadece doğrulanmış Hekim, Diş Hekimi ve Hekim Adaylarının olduğu kapalı sistem uygulamaya App Store veya Google Play‘den üzerinde tamamen ücretsiz olarak kullanıma açıktır.
Corona Virüs sebebiyle yaşanan izolasyon dönemi, hem tüketici hem de satıcılar için online alıverişin önemini bir kez daha ortaya koydu. Online alışverişe henüz geçmemiş veya yeterli yatırımı yapmamış olan satıcılar ise maddi kayba uğramamak için çözüm yolları arıyor.
Üye iş yerlerine ve tüketicilere eticaret dünyasında çözümler sunan yerli fintech girişim iyzico’nun geliştirdiği iyzico Link ürünü, tüm dijital platformlarda hızlı ve güvenli satış yapma ve gerçek temassız ödeme deneyimi sunuyor.
Mağazası kapalı satıcılar için fırsat
Yerel ekonominin dijitalleşmesi için yenilikçi finansal çözümler üreten yerli fintek şirketi iyzico’nun iyzico Link ürünü ile hem online hem offline iş sahipleri bu dönemde sosyal mesafeyi koruyarak ödemelerini saniyeler içinde alabiliyor.
Covid-19 salgını sebebiyle çoğu işyeri sahibinin mağazasını kapatmak durumunda kaldığı bu dönemde; Link Yöntemi, tüm dijital mecralarda tüketicilere ulaşmaya olanak tanıyor. iyzico müşterilerinin satışlarını artırmasını ve işlerini büyütmesini sağlayan iyzico Link, tüm ödeme işlemlerinin saniyeler içinde gerçekleşmesini sağlıyor.
Link oluşturup satışa başlamak çok kolay
Şirket sahibi olmayan bireysel satıcıların da yararlanabildiği iyzico Link’te ödemeler üç adımda, peşin veya taksitli olarak gerçekleştirilebiliyor. iyzico İşim hesabı oluşturup ürünün fotoğrafını, fiyatını ve diğer bilgilerini sisteme girerek bir ödeme alma linki oluşturmak ve linki paylaşmak ödeme almak için yeterli oluyor.
Link oluşturmak için web sitesinde herhangi bir değişiklik yapmak gerekmediği gibi web sitesinin olması da gerekmiyor. iyzico Link oluşturmak için iyzico İşim hesabı açıp üye iş yeri paneline giriş yapmak yeterli oluyor.
Entegrasyon gerekmiyor
iyzico Link ile şirket sahibi olmadan veya herhangi bir entegrasyon gerekmeksizin tüm online mecralardan ödeme almak mümkün oluyor. Ödemeler, havale ve EFT gibi geleneksel yöntemlerle zaman kaybetmeden alınabiliyor. Oluşturulan link tüm sosyal medya platformlarında paylaşılabiliyor.
Link her sektöre hitap ediyor
Fiziksel kart harcamalarında yüzde 35’lik düşüş yaşanan Covid-19 döneminde iyzico Link ile her sektörde fiziksel sınırlar ortadan kalkıyor. Kendisini ve müşterisini korumak için yüz yüze temastan kaçınan mahalle esnafından ücretli özel ders veren yoga eğitmenleri veya spor hocalarına, online danışmanlık hizmeti verenlerlerden üçüncü nesil kahve dükkanı işletmecilerine her sektörde ürün veya hizmet için ödeme almak Link ile mümkün oluyor.
Şirketler arası tahsilat işlemleri de hızlanıyor
Kimi zaman zorlu bir süreç haline gelebilen ve operasyonel yük olabilen tahsilat işlemleri iyzico Link sayesinde hızlanıyor. Nakit akışının önem kazandığı bu dönemde, iyzico Link ile temas kurmadan kredi veya banka kartıyla ödeme almak mümkün oluyor. Bu sayede bilgi güvenliği açısından risk oluşturabilen mail order yöntemine de gerek duyulmuyor.
Kargo ile temassız ödeme alınabiliyor
Kargo yetkilisi tarafından takip koduyla birlikte gönderilecek link üzerinden veya kutunun üzerinde yer alan QR kodu okutarak da ödeme almak mümkün oluyor. Bu sayede artan kargo operasyonlarında da sosyal mesafe korunmuş oluyor.
Bahşiş ve bağış için de link oluşturulabiliyor
iyzico Link bahşiş için ve yasal mevzuatlara uygunluğun sağlanması koşuluyla bağışlar için de oluşturulabiliyor.
Ödemeler güvenle alınıyor
iyzico ödeme altyapısı ve Sahtecilik Koruma Sistemi teknolojisine sahip iyzico Link ile oluşturulan linkler hiçbir güvenlik riski taşımıyor. Yapay zeka destekli sahtecilik koruma sistemi sayesinde online satış dünyasındaki tüm şüpheli işlemlere karşı 7/24 koruma sağlanıyor. Alıcılar link üzerinden saklı kartlarıyla birçok farklı para birimiyle saniyeler içinde ödeme yapabiliyor. Yurt dışından ödeme almak için ödeme kabul edilecek olan ülkenin para birimiyle linki oluşturmak gerekiyor.
Paylaşımlı ofis girişimi Kolektif House, kurumsal şirketlere özel iki yeni hizmetini duyurdu.
Kolektif Enterprise ve Kolektif Suites
Konuyla ilgili Kolektif House’tan yapılan açıklama:
Önümüzdeki dönem; evden, uzaktan ve ortak alanlarda çalışma gibi pek çok iş yapış şekli yaygınlaşırken, yeni ofis dünyası da hibrit olmayı gerektirecek. Biz de bunu göz önünde bulundurarak vizyonumuzu ve ürünlerimizi bu değişim ile paralel şekilde yeniden inşa ettik.
Bugün Kolektif Enterprise ve Kolektif Suites ürünlerimizle karşınızda olmaktan ve bu heyecanımızı sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz!
Bir süredir büyük ölçekli kurumsal firmalara hizmet verdiğimiz Kolektif Enterprise modelimizle istediğiniz adreste kurumunuzun ihtiyaç duyduğu büyüklükteki ofisinizi buluyor, sizin tercih ve ihtiyaçlarınıza uygun olarak tasarlıyor ve tüm operasyonel süreçlerinizi verimli bir şekilde yönetiyoruz. Böylece kurumlar minimum yatırımla kendi ihtiyaçlarına özel yapılandırılmış bir ofis alanına sahip olacak ve aynı anda Kolektif’in sağladığı tüm esneklik ve avantajlardan faydalanmaya devam edecekler.
Haziran ayı itibari ile hayata geçireceğimiz Kolektif Suites çatısı altında ise Kolektif dokunuşu ve hizmetleri eşliğinde taşınmaya hazır daire ofisler sunmaya Maslak lokasyonumuzla başlıyoruz. Bu model ile daire ofis modellerini tercih eden orta ve büyük ölçekli şirketlere ortak çalışma alanı esnekliği ile farklı bir çözüm sunmuş oluyoruz.
Tüm modellerimizde olduğu gibi bu iki modelimizde de; birçok partiyle çalışmak yerine tek ortak ile konsolide çözümlere ulaşarak; sizleri yeni nesil ofislerle buluşturuyoruz. Kira, aidat, su, elektrik, ısınma, temizlik gibi operasyonel tüm giderlerden ikramlara, her şeyi tek faturada çözüyoruz. Esnek sözleşme şartları ile yasal maliyetler ve uzun süreçlere takılmadan, değişen şartlara ayak uydurabilen yenilikçi ve üretken bir çalışma alanına sahip oluyorsunuz.
Pazarlama operasyonlarını yaratıcı ve inovatif teknoloji çözümleriyle hızlandırmak amacıyla bu yılın başında Çağdaş Önen tarafından Toronto’da kurulan Oppsense, Türk teknoloji girişimlerinin Kanada pazarına giriş noktası olması misyonunun adımlarını PulpoAR ile yaptığı iş ortaklığıyla gerçekleştirdi.
Bu anlaşmayla beraber Türk girişimciler tarafından kurulan PulpoAR, İngiltere ve Brezilya açılımları sonrası bir uluslararası pazara daha açılmış oldu.
Oppsense.Digital kurucusu Çağdaş Önen konuyla ilgili görüşlerini şu şekilde paylaştı:
“İçinde bulunduğumuz bu dönem, dijital transformasyonun artık kaçınılmaz olduğunu gösterdi. Biz de şirket olarak, ‘dijital katalizör’ rolümüzle Kanadalı firmalara bu yönde çözümler sunuyoruz. PulpoAR’ın başta arttırılmış gerçeklikle ürün deneme olmak üzere yüz tanıma, sosyal medya filtresi gibi teknolojik çözümlerini Kanada pazarına sunmaktan çok mutluyuz.Arttırılmış Gerçeklik (Augmented Reality) çözümlerini sunan firmaların müşteri bağlılığı %70 oranında. Özellikle sanal ürün deneme ile klasik perakendecilikteki ürün deneme deneyimini tamamen dijitalleşe taşımış olacağız. Profesyonel iş hayatımda, şirketlerin global yolculuklarının planlama, strateji ve uygulama aşamasında elde ettiğim tüm deneyimimi, Oppsense.Digital ile Türk teknoloji firmalarının Kanada’ya açılımlarında kullanmak benim açımdan inanılmaz heyecan verici.” dedi.
PulpoAR kurucusu Onur Candan ise ‘Müşteri yolculuğu doğrusal olmadığını hem dijital hem de fiziksel dünyada birçok farklı temas noktasından geçtiğini biliyoruz. Bu noktada tüketici için duygu uyandıran ve harekete geçmeye teşvik eden kişiselleştirilmiş ve yenilikçi bir müşteri yolculuğu sağlamak çok önemlidir. PulpoAR olarak, işletmelere sunduğumuz AR ve AI çözümleri ile e-ticaretteki en büyük eksiklik olan ‘ürün deneme’ deneyimini oluşturmalarında yardımcı oluyoruz. Oppsense.Digital ile Kanada pazarı için yaptığımız bu açılımla, çözümlerimizin Kanadalı şirketler tarafından da kullanılacak olmasından çok mutluyuz.’ yorumunu paylaştı.
Oppsense.Digital 2020 yılından bu yana Toronto’da faaliyet göstermektedir. Ekibinin 10 yılı aşan deneyimiyle, Dijital Katalizör olarak creative tech, augmented-shopping, data-driven transformation çözümleriyle firmaların dijital dönüşümlerine katkı veren Oppsense.Digital, Shopify Partner ve Clearbanc Trusted Agency Partner’ıdır.
PulpoAR ise eticaret platformları başta olmak üzere şirketler için AR SaaS plugin ve dijital ekran çözümleri sunan bir teknoloji şirketidir. Türkiye, Brezilya, İngiltere ve ABD’de 4 ofiste faaliyet gösteren PulpoAR, arttırılmış gerçeklikle alışveriş (augmented reality shopping) alanındaki tüm bilgi ve deneyimiyle, dünya çapındaki şirketleri dijital dönüşüm ve müşteri deneyimi açısından bir sonraki seviyeye geçirmek misyonuyla SAP, Watsons, Rossman, Lojas Renner, Kiehls’ ve Zubizu gibi alanında öncü şirketlere hizmet vermektedir.
Türkiye girişim ekosisteminde yatırımların durmadığını, yatırım şirketlerinin girişimcilere can suyu olma noktasında hız kesmeden yollarına devam ettiğini söylemek isteriz. İçerisinde bulunduğumuz süreçte yatırımlar durmadı, sadece yeniden şekilleniyor ve yakında belirsizlik kalktığında tekrardan artmaya devam edecek.
11 Nisan’da Türk Telekom’un kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures‘ın dijital patoloji alanında yenilikçi teknolojiler üreten yerli yapay zeka firması Virasoft’la güç birliği yaptığının haberini sizlere ulaştırmıştık. Elimize ise tüm yatırım turunun detayları özel olarak ulaştı.
Kurucu ortaklar Gökhan ve Samet, aldığı yatırımla, egirişim’e yaptığı açıklamada hedefleriyle ilgili: “Aldığımız bu yatırımı ülkemizde daha çok hastanenin, daha çok doktorun faydalanabileceği erişim ve hizmet ağını kurmak, ülkemizden aldığımız güç ile de uluslararası pazara açılmak için kullanacağız. Kanser teşhis ve tedavisinde yapılan harcamaları düşürecek ve hızlı tanı imkanı verecek sistemler sunmayı; derin öğrenme modellerimiz ve telepatoloji yazılımları ile başta Amerika olmak üzere birçok ülkede örnek uygulama olmayı hedefliyoruz.” dedi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ne göre her yıl 20 milyona yakın kişiye kanser teşhisi koyulurken, yine her yıl 10 milyona yakın kişi kanserden hayatını kaybediyor. Kanserin ekonomik etkisi 1.2 trilyon doların üzerinde ve her yıl yeni kanser vakalarında %60’ın üzerinde artış oluyor. Virasoft, geliştirdiği algoritmalar ile bu mücadelede ön saflarda yer alıp dünya çapında etki eden bir oyuncu olmak istiyor.
Paylaşımlı yolculuk girişimi Scotty, yaptığı son açıklama ile COVID-19 nedeniyle yolculuk ve paket servisi hizmetlerini durdurduğunu açıkladı.
Girişimin mobil uygulamasına giriş yaptığınızda, “Sağlık tedbirleri sebebiyle yolculuk servisimiz geçici olarak hizmet dışıdır.” açıklamasını görüyorsunuz. Paket hizmetini ise kurumsal müşteriler görebildiğinden, siz son kullanıcı olarak uygulamaya girdiğinizde böyle bir açıklama ile karşılaşmayacaksınız. Ancak onun da hizmetleri şimdilik geçici olarak durduruldu.
Süreci takip ediyoruz, bakalım ilerleyen haftalarda neler olacak, yine sizleri anlık olarak bilgilendireceğiz.
Evcil hayvan sahipleri ile bakıcıları buluştran PetSurfer, hizmetleri arasına online alışveriş bölümünü de ekleyerek eticaret alanında da çalışmalarına başladı. Shop sayfasına shop.petsurfer.com adresinden ulaşabilirsiniz.
PetSurfer, evcil hayvan bakıcıları ile evcil hayvan sahiplerini buluşturan Türkiye’nin yeni nesil pet platformudur. Sistemde 5 temel hizmet mevcut olup, bu hizmetler host(evcil hayvan bakıcısı) evinde bakım, surfer (evcil hayvan sahibi) evinde bakım, köpek anaokulu, köpek gezdirme ve ev ziyareti şeklinde yer almaktadır.
Pet’ler için 5000’den fazla ürün
Evcil hayvan sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik mottosuyla yayın hayatına başlayan, geliştirmelerini sürdüren ve sektör güncellemelerini takip eden PetSurfer, evcil hayvan ürünleri satışını da sistemine dahil etti. Online mağazada mamadan oyuncağa, tasmadan bakım ürünlerine kadar 5000’den fazla ürün bulunuyor ve ilerleyen zamanlarda özel tasarım ürün satışlarına da yer vermeyi amaçlıyor.
Özellikle karantina altında olduğumuz şu günlerde eticaret, önemini katlayarak büyütmekte. Girişimcilerden Shop özelliğinin yanı sıra; evcil hayvan sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik diğer bölümler de çok yakında hizmete açılacağının bilgisini aldık.
Yayın hayatına yeni başlayan Fast Company Türkiye dergisi tarafından, Türkiye’de cirolarına göre sıralanmış ve içerisinde kadın “kurucuların da” olduğu “Kadın Kurucular 100 Listesi” yayınlandı. Tabiki bu şirketleri tek başlarına kurmadılar ancak tek başlarına yola çıkanlar da var.
Fast Company Türkiye bu listeyi hazırlarken bazı girişimcilerin açık kaynaklarda yer alan verilerini dikkate almış. Birkaç girişimcinin şirketine ait veriler ise sektördeki kaynakların desteğiyle tahmini olarak eklenmiş.
Listede özellikle ciro aralıkları verilmiş. Çünkü net bilgileri paylaşmanın girişimcileri, anlaşmaları olan yatırımcıları ile zor duruma düşüreceğinden tam rakam verilmemiş. Listeye eklenmeyen ancak bu aralıkta olan farklı kadın girişimciler var mı bilmiyoruz, dediğimiz gibi bu liste Fast Company Türkiye ekibi tarafından hazırlandı. Yeni yıllarda bu listenin güncelleneceğini ve yeni listeler yayınlanacağını biliyoruz. Eğer sizin aklınıza gelen kadın girişimciler varsa, yorumolarak yazabilirsiniz.
Arasındaki birçok ismi tanıyor ve yakından görüşüyoruz. YouTube kanalımıza bu girişimcileri yavaş yavaş konuk edeceğiz.
Dünyanın önde gelen teknoloji devleri, dijital dönüşümle birlikte fintech alanında ses getirecek projelere imza atıyor. Bugüne kadar Google Pay, Apple Pay ve Samsung Pay gibi ödeme servisleriyle birlikte teknoloji devleri finansal ödemeleri kolaylaştırırken ilk kez Apple bir kredi kartı duyurusu gerçekleştirmişti.
Apple Card ile birlikte üstünde kart numarası, son kullanma tarihi, güvenlik kodu hatta imza bulunmayan yeni nesil güvenli kredi kartı tüm dünyada dikkatleri üzerine çekerken ortaya çıkan bilgiler TechCrunch’ın haberine göre Google‘ın da bir kart hazırlığında olduğunu gösteriyor.
Google Card nasıl olacak?
Ortaya çıkan bilgilere göre Google Card, Google Pay sistemiyle senkron bir şekilde çalışacak. Kartın üzerinde ad soyad, kartın altyapını sağlayan banka / finans şirketinin logosu ve özelleştirilmiş bir kod olacağı tahmin edilen QR’a yer verilecek. Kullanıcılar bu karta parmak izi ve PIN korumasıyla bakiye yüklemesi yapabilecek. Kart, fiziksel olduğu gibi Google Pay yazılımıyla da kullanılacak.
Ayrıca Apple Card’ta da olduğu gibi kullanıcılar sadece alışveriş yaptığı kurumun adını değil markanın ve alışveriş detayının bilgilerini de Google Pay uygulaması üzerinden görebilecek. Bununla birlikte Google Card ile yapılacak alışverişlerde belli kampanyalar olacağı da tahmin ediliyor.
Google Card’ın çıkış tarihi ile ilgili henüz bir bilgi yok ancak yeni Android sürümünün kullanıma sunulmasıyla birlikte Google’ın Google Card duyurusunu da resmi olarak gerçekleştireceği tahmin ediliyor.