Ana Sayfa Blog Sayfa 694

Medialyzer: Geleneksel medyadaki reklamların etkisini ölçen platform

Geçtiğimiz hafta 3.2 milyon TL değerleme üzerinden aldığı yatırımla sizlerle ilk kez paylaştığımız yerli girişim Medialyzer‘ı daha yakından tanıyalım.

Medialyzer, TV ve radyo reklamlarının performanslarının dijital veriler üzerinden ölçülmesini ve optimize edilmesini sağlayarak ROI artışı vaadeden SaaS bir attribution aracıdır. Rating gibi geleneksel verilerin aksine verinin niteliğini ön planda tutar. Makine öğrenmesi ve imaj tanıma teknolojisi ile medya etkinizi analiz eder, ölçer ve raporlar. Böylece reklam verenlere yeni bir ölçümleme perspektifi sağlar.

Mustafa Güllü, Abdurrahman Beşinci, Emre Gönültaş ve Can Üzüm tarafından Eylül 2019’da İstanbul’da kurulan girişimin yaklaşık 10 kişilik bir ekibi var ve B2B olarak çalışmalarını sürdürüyor.

Reyting ölçümlemesi Türkiye’de ilk kez 1989 yılında başladı

Reyting yani izlenme oranları aslında herkesin bildiği üzere kabaca bir program veya saat dilimine düşen ortalama seyirci adedini temsil eder. Bazı hanelerde bulunan ölçümleme cihazları sayesinde veri toplanır ve bu veriler tüm Türkiye’ye uyarlanır. Reyting ölçümlemesi Türkiye’de ilk kez 1989 yılında 150 haneyle başladı. Son 30 yılda kayda değer bir teknolojik değişim geçirmese de bu süreçte hane sayısı 150’den 4000’e çıktı. Yine de sağlanan veri sadece izleme oranlarına dair fikir verir, reklamı izleyen kişilerin ürünleri satın alıp almadığı veya markayla ne tür bir etkileşim içinde olduğuna dair bir veri sağlanmaz.

Ülkemizde TV hala en çok yatırım yapılan medya mecrası olmasına rağmen Televizyon uzun yıllar boyunca şeffaflık ve ölçümleme anlamında diğer medya formlarından geride kalarak bir kara kutu olarak günümüze kadar geldi. Markalar, medya ajansları, yayıncılar ve hatta izleyicileri ortak bir paydada buluşturan geleneksel reyting ölçümleme verilerinin tamamen kullanışsız olduğunu söyleyemeyiz. Ancak online hedefleri olan TV reklam verenleri dijitalin sağladığı iç görülerden mutlaka faydalanmalı.

Reklam verenlerin TV ve radyoya yaptıkları yatırımların sonuçlarını ölçememesi, dijital reklamlar gibi optimizasyon yapamamasından ötürü kurucular bu girişimi hayata geçirdi.

Girişimin kurucu ortağı Mustafa Güllü “Türkiye’de rakibimiz bulunmuyor. Rating ölçümlemesine kıyasla verinin niteliğini önceliklendiriyoruz. Avrupa ve Amerika’da bulunan rakiplerimizin Türkiye pazarına yönelik hizmetleri kısıtlı. Biz ulusal ve yerel tüm TV ve radyo kanallarına track etme kapasitesine sahibiz.” dedi.

Sistem nasıl kullanılıyor?

Reklam verenin kullandığı web veya uygulama analitik platformuna erişim alıyor. Medya planlama ajansının sağladığı gerçekleşen spot listesini excel olarak paneline yüklüyor. Bu sayede TV reklamlarının karşılığında gerçekleşen online aktiviteyi her bir spot için belirlemiş oluyor. Tvlyzer TV Attribution ürünü bu şekilde kullanılıyor. TV Tracking ürünü ise logo tespiti yapıyor. Müşterilerin takip edilmesini istediği kendi veya rakibine ait reklamı takip ediyor ve reklam yayın anlarını tespit ediyor. Daha sonra API üzerinden Google Ads hesabına gerçek zamanlı ve olarak bağlanıp TV reklamı sonrasında tetiklenmesi istenen anahtar kelimeleri Google reklamlarında domine ediyor. Tüm süreç otomasyon ile ilerliyor.

Medialyzer’la ilgili tüm gelişmelere artık egirişim üzerinden ulaşabilirsiniz.

Eskişehir’de kurulan girişim Entekno, İngiltere merkezli Croda’dan 1.5 milyon sterlin yatırım aldı

Teknoloji odaklı yeni girişimlere yatırım sağlayan Deep-Tech fonu Diffusion Capital Partners’ın (DCP) portföyünde yer alan yeni nesil fonksiyonel malzeme teknolojisi şirketi Entekno‘ya yüksek performanslı malzeme sektörünün dünya devi İngiliz şirket Croda, 1.5 milyon Pound yatırım yaparak ortak oldu.

Diffusion Capital Partners’ın 2017 yılında yatırım yaptığı Entekno, MicNo® tanecik teknolojisi kullanarak, yeni nesil kozmetik ve kişisel bakım ürünleri geliştiriyor.

Bu yeni ortaklıkla birlikte Croda, Eskişehir’de ”Dünyaya Saygılı Ol” sloganıyla kurulan Entekno’nun, geliştirdiği yeni MicNo® tanecik teknolojisi ile güneş kremi ve kozmetik alanında geliştirdikleri malzemenin uluslararası önde gelen kozmetik markalarına satılması konusunda önemli rol oynayacak. Entekno da Croda’nın ‘İnovasyon ve Yeni Ürün Geliştirme Merkez’lerinden biri olarak sürdürülebilir bir gelecek ve dünya için özgün ürünler yaratacak.

Entekno’nun yeni teknolojiyle geliştirdiği güneş kremleri etkin UV koruma etkisi ile diğer güneş kremlerine göre daha az aktif malzeme ile daha yüksek koruma sağlarken transparan ve çevreci özelliğiyle cilt üzerinde kalıntı görüntüsünün oluşmasını engelliyor. Hem düşük maliyetli üretilen hem de daha güvenli UV koruması sağlayan MicNo® tanecik teknolojisi, güneş altında şeffaf görünen ve deri altına nüfuz etmeyen güvenli tozlar oluşturulmasına etki ediyor. Hassas ciltlerde ve bebeklerde de kullanılabilen üstün teknoloji ile üretilmiş güneş kremi yeni nesil ve özgün bir buluş.

Diffusion Capital Partners (DCP) kurucu ortağı Haluk Zontul; “DCP ekibi olarak, her zaman derin teknolojide dünya çapında rekabet edebilecek Türk şirketleri bulma kabiliyetimizle hayata geçirdiğimiz yeni girişimleri, aramıza katılan yeni yatırımcıların da desteğiyle dünyaya açmaya hedefliyoruz. Özellikle tüm dünyanın ciddi bir ekonomik değişim yaşadığı günlerde ve derin teknolojinin öneminin bir kez daha arttığı bu dönemde, Eskişehir’deki Entekno firmasının, Croda gibi yüksek performanslı malzeme sektörünün önemli bir oyuncusundan uluslararası bir yatırım almış olmasından mutluluk duyuyoruz.” dedi.

Entekno Kurucusu, Prof. Dr. Ender Suvacı; “Çevreci ve inovatif ileri teknoloji malzemeleri sektöründeki çalışmalarımız, MicNo® tanecik teknolojisi ile yarattığımız yeni nesil kozmetik ve kişisel bakım hammaddeleri yaklaşımlarımızın Croda tarafından ilgi görmesi ve Croda’nın ortağımız olması bizi çok mutlu etti. Bu işbirliğinde bizi daha da mutlu eden bir diğer olgu, Entekno’nun ve Croda’nın değer ve ilkelerinin birbiriyle tam olarak örtüşmesi ve her iki kuruluşunda ana gayesinin yaşamları kolaylaştıracak, dünyaya ve insana saygılı bilimsel temelli malzeme çözümleri geliştirmeye kendilerini adamış olmalarıdır.” dedi.

Croda EEMEA Ülke ve Bölgeler Direktörü Mine Enüstün; ”Dünyada özel kimyasallar konusundaki çok güçlü bir üretim ve satış ağı bulunan Croda Kimya olarak stratejimiz sürdürülebilir teknolojik yatırımlar aracılığıyla büyümek. 1925 yılında İngiltere’nin Yorkshire bölgesinde kurulan firmamız dünyada birçok üretim tesisinde ve laboratuvarda müşterilerimizin hayatını daha da iyileştirmek için çalışıyor. Kişisel bakım, ilaç, tarım ürünleri ve endüstriyel gibi birçok alanda üretim yapan birçok Türk firmasına 2011 yılından beri İstanbul’daki ekibimizle servis veriyorduk. Şimdi Entekno ile olan işbirliğimiz sayesinde ülkemize yaptığımız yatırımın güçlenmesi bizleri de çok mutlu etti. Hedefimiz hep birlikte iklime, toprağa ve insana pozitif katkıda bulunacak yenilikçi ürünleri üretim sektörüne sunmak. Entekno’nun inorganik güneş filtre teknolojisi de hem hedefimize hem de ürün gamımıza çok büyük bir katkı sağlayacak. İşbirliğimizin ilerde daha da büyümesi benim de kişisel olarak en büyük dileklerimden biri. ” dedi.

DCP’nin ekibinin yatırım yaptığı şirketler arasında; Mikro Biyosistemler, Tazi.ai, Magspin, V-Count, Appsilon, Mavilab, SBS Beeo, Episome, Paraşüt, BMT BAPS, NUBIGON, Medrics, Virasoft, Burgeon, Atarlabs ve son olarak Entekno yer alıyor.

Plastic Move: Atık ekmeklerden biyoplastik katkı hammaddesi üreten yerli girişim

İş Bankası’nın girişimcilik programı Workup‘a seçilen girişimleri paylaştığımız serimizde, programın yenş başlayan yedinci dönemine Plastic Move ile başlıyoruz.

Büşra Köksal ve Mert Sugür tarafından Mart 2019’da İstanbul’da kurulan Plastic Move, yılda 5 milyar gibi sayılara ulaşan atık ekmeklerden biyoplastik katkı hammaddesi üreten bir yerli girişimdir. Ürettiği her 1 kilogram plastik ile 6 kilogram karbondioksit salımını önler. B2B olarak hizmet vermektedir. Bu madde filament, tek kullanımlık plastikler ve esnek-sert ambalajlama alanlarında kullanılabilmektedir.

Atık ekmeklerden biyoplastik

Plastik pazarının dünyada 568 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğu söyleniyor. Biyoplastik pazarı ise 35 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşmış durumda ve 2030 yılına kadar da çok hızlı büyümesi bekleniyor. Plastiklere çözüm olarak gösterilen PLA hammaddesi mısır tarımı yapılarak üretiliyor. Mısır tarımı esnasında gıda, arazi, su ve petrol kaybı yaşanıyor. Bu da sanıldığı kadar çevreci bir çözüm değilmiş.

Bu noktada gördüğü soruna çözüm üretmek isteyen Plastic Move, ekmek atıklarından biyoplastik üreterek arz güvenliği ve döngüsel ekonomiye katkı sağlıyor.

Ekmeğin tamamını kullanarak içindeki nişastayı işleyerek polimer bir yapı haline getiriyor, daha sonra da bu yapıyı biyoplastik dolgu hammaddesine dönüştürüyor.

Girişimin kurucu ortağı Büşra Köksal “Rakiplerimizden farklı olarak biyoplastik üretimi sırasında kullanılan nişastayı mısır tarımı yerine atık ekmeklerden sağlıyoruz. Biz 1 kilogram ekmekten 1.2 kilogram biyoplastik üretebiliyoruz. Ve 1 kilogram biyoplastik üretirken 6 kilogram karbon salımını önlüyoruz.” dedi

Plastik tedarikçileri ve kurumsal firmaları Avrupa Yeşil Anlaşması’nda bulunan karbon vergisi gibi regülasyonlara karşı hazırlıklı kılıyor ve aynı zamanda Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında yüksek değer önerisi sunuyormuş.

Girişim bugüne kadar; Hamdi Ulukaya Girişimi Girişimci Adayı Programı 2019, TÜSİAD Bu Gençlikte İş Var 2020 final, Social Impact Award ve son olarak da Workup’a kabul edildi.

Plastic Move girişimiyle ilgili artık tüm gelişmeleri egirişim üzerinden takip edebilirsiniz.

Kripto para borsası Bitexen, Fibabanka ile iş birliği yaptı

Sektöründe küresel bir oyuncu olmayı hedefleyen dijital para alım satım platformu Bitexen, hayata geçirdiği iş birliklerine bir yenisini daha ekledi.

Bitexen ve Fiba Grup bünyesinde hizmet veren Fibabanka iş birliği kapsamında, Bitexen müşterileri Fibabanka aracılığı ile dijital para alım-satım platformuna transfer ücreti olmadan 7 gün 24 saat havale yapabilecek. Böylelikle transfer işlemlerini gerçekleştirebilecek.

Hayata geçirilen iş birliği kapsamında Bitexen’de alım satım yapan yatırımcılar Fibabanka ile sisteme çok daha pratik şekilde para yatırma olanağına kavuşurken, Fibabanka müşterileri dijital para dünyasıyla tanışma olanağına da sahip olacak.

“Dijital para yatırımı daha pratik hale geliyor”

Bu iş birliği ile çözüm ortağı oldukları finans kuruluşlarına bir yenisini daha eklemekten duydukları mutluluğu ifade eden Bitexen Teknoloji A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Cenk Erdem,

“Yıllardır finans ve özellikle FinTek alanında çalışan deneyimli bir kadroya sahibiz. Bu güçle temellerini oluşturduğumuz Bitexen Teknoloji, attığı yenilikçi adımlarla sektörde dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Dijital para alım satım platformumuz Bitexen ve ilk milli kripto paramız EXEN Coin bu adımların önemli çıktıları oldu. Dijital para yönetiminde en doğru adres olan Bitexen platformumuzun sunduğu hizmetleri geliştirmek ve daha erişilebilir kılmak adına finans sektörünün güçlü markalarından Fibabanka ile el sıkışmak bizim için çok değerli. Bu iş birliği sayesinde dijital para yatırımı yapmak isteyen müşterilerimize, para aktarımında daha hızlı ve pratik hizmet sunabileceğiz. Türkiye’nin yıldızı parlayan yenilikçi FinTek şirketi olarak çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz” dedi.

Kripto para piyasasında yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Endeavor girişimlerinden MURAL, 118 milyon dolar yatırım aldı

İnsanların büyük bir çoğunluğu görsel zekaya sahip ve uzaktan çalışma süresince işbirliği yapabilmek o kadar da kolay değil. Bu sorunun çözümü için görsel düşünme ve uzaktan işbirliği için dijital bir çalışma alanı geliştiren San Francisco merkezli girişim MURAL, 118 milyon dolarlık Seri B yatırım turunu bitirdiğini duyurdu.

Çevrimiçi bir beyaz tahtadan daha fazlası olan MURAL, müşterilerin; ürün stratejisi ve planlaması, araştırma ve tasarım işbirliği, satış ve danışmanlık görevleri için dijital bir çalışma alanına erişmesini sağlayan yaygın işyeri üretkenlik uygulamaları ile entegre olur, çevik ve tasarım odaklı düşünme metodolojilerinin kullanıldığı atölye çalışmalarını kolaylaştırır.

Suarez-Battan aldıkları Seri B yatırımıyla;  ürün üzerinde çalışmak, pazara giriş stratejisini genişletmek, müşterileri desteklemek ve talebe göre proaktif olmak için daha fazla yetenek işe almak istediklerini açıkladı.

2011 yılında kurulan MURAL, bu süreçte yıllık gelirini üç katına çıkardı ve yılın bu zamanına kadar dünya çapında 1 milyondan fazla aylık aktif kullanıcıya ulaştı.

Suarez-Battan; şirketin teknolojisinin, pazarın teknolojisine yetişmesini beklemekte sabırlı olduğunu söyledi. Artık buna sahip oldukları için, şirket küreselde ölçeklenmeye hazır. Bu nedenle Amerika ve Batı Avrupa’da daha fazla ürün ekibi işe alınacak.

Kurucu, “Artık gelir yoluyla büyümek için müşterilere satış yapmaya odaklandık.” diye ekledi. “Trendler birbirleriyle uyumlu: Görsel yöntemler çok popüler ve uzaktan çalışma standart haline geldi. Şimdi daha sonra ne olacağını tartışıyoruz. Dijital bileşenin hiçbir zaman ortadan kalktığını görmüyorum.”

Doktorlar arasında iletişim sağlayan platform: Doctor Follow

Çalışmalarına Türkiye’de başlayan yerli girişim Doctor Follow, doktorlar arasında iletişimi sağlayan yeni nesil uygulamadır.

Türkiye’deki doktorlara hizmet veren girişim, önümüzdeki yakın süreçte global pazarlarda da yer almayı planlıyor. Sahip olduklarını kendileri ifade ettikleri fonksiyonlar ve üst düzey yazılım altyapıları sayesinde; 2021 yılı ilk çeyreğinde önce Arap Körfezi, Türki Cumhuriyetler, Batı Avrupa’ya; 2021 son çeyrekte ise bütün Avrupa ülkeleri ve Amerika’ya açılmayı hedefliyor.

Bekir Çakmak ve Enes Güler tarafından kurulan girişim, ilk çalışmalarına Mayıs 2019’da başladı.

Doktorlar arasında iletişim

Kurucuların yaptığı ortak açıklamaya göre; “Sahip olduğumuz geniş doktor ağı sayesinde özellikle halk sağlığını ilgilendiren konular başta olmak üzere hem ülkemizde hem uluslararası perspektifte projeler yol haritamızda yer almaktadır.” diyor.

Doctor Follow, doktorların birbirleri arasındaki bilgi alışverişini kolaylaştırdığı için mesleki ihtiyaçlarını kolay bir şekilde çözmesini sağlıyor. Ve bunu da bir web uygulaması yerine anında heryerden erişim sağlayabilecekleri mobil uygulama üzerinden gerçekleştiriyor. Ancak Yakında web uygulamasının da yayına alınacağı aldığımız bilgiler arasında bulunuyor.

Kurucuların açıklamasına göre, uygulamanın fonksiyon ve kapasitesi itibariyle Türkiye pazarında rakibi bulunmuyormuş, ancak dolaylı olarak; Facebook, LinkedIn ve WhatsApp gibi grup oluşturulabilen platformları rakip olarak görüyor.

Doctor Follow uygulamasını App Store veya Google Play‘den indirebilirsiniz.

Sadece resmi belgeler ile verifiye edilmiş kullanıcıları bulunyormuş. Doktorlar, diş hekimleri, tıp ve diş hekimliği öğrencileri bu platform üzerinden online tıp eğitimi alabiliyor, video ve fotoğraf gibi görsel öğeler ekleyerek bilimsel verileri meslektaşları ile paylaşabiliyor, PDF formatında dijital makaleler paylaşıp okuyabiliyor, hashtag ve mentioned altyapısı sayesinde dijital tıp kütüphanesi şeklinde araştırmalar yapabiliyor, vaka sunumları ile tecrübesini arttırabiliyor, ilgi alanına göre özel gruplar oluşturup efektif bilgi alışverişi yapabiliyor, kendi branşına ait dernekler ile etkin bir iletişim sağlayabiliyor, canlı yayın, toplantı ve kongrelerden anında haberdar olabiliyor, direk mesajlaşma sayesinde telefon numarasına sahip olmadan meslektaşı ile iletişime geçebiliyor.

1 milyon TL’lik yatırım

Nisan 2020 tarihinde İstanbul’dan Tazefikir Grup tarafından 1 milyon TL yatırım yapılan Doctor Follow, İTÜ Çekirdek’in 2019 girişimlerin arasında da yeri aldı ve aynı yıl düzenlenen Big Bang 2019’da çeyrek finale kadar yükseldi.

Yerli biyoteknoloji girişimi GENZ, COVID-19 için yeni antikor test cihazını duyurdu

Yeni nesil tanı kitleri geliştiren diyagnostik girişimi Genz Biotechnology, Opto-akışkan ve imunokromatografi tabanlı yeni antikor test cihazını resmi olarak duyurdu.

Geliştirilen Covid-19 Biochip’ ve masaüstü otomatize okuyucu sistem; laboratuvar testlerini küçük taşınabilir cihazlara indirgeyebiliyor ve maliyetleri düşürüyor.

Edindiğimiz bilgilere göre; hızlı antikor testleri için halen dünyada en çok 1950’lerde geliştirilmiş olan Lateral Flow tabanlı testler kullanılıyormuş. Genz’in geliştirdiği yerinde test cihazı bu testler ile karşılaştırıldığında, daha yüksek doğruluklarda sonuç verebiliyormuş. Hızlı antikor testleri kişinin bağışıklık kazanıp kazanmadığını anlamak için kullanıldığı söyleniyor. Halen dünyada hızlı antikor testi için yüksek doğrulukta yanıt veren bir testin de bulunmadığı aldığımız bilgiler arasında.

CVD-19 Corona BioChip Testleri

Dünya genelinde birçok biyoteknoloji şirketi bu testlerin verimliliğini arttırmak için çalışıyormuş. Bu konuda yaklaşık 6 aydır çalışan Genz, dünyaya öncülük eden birkaç girişimden biri olduğunu da söyleyebiliriz.

CVD-19 Corona BioChip testleri özellikle sağlık personeli ve laboratuvar alt yapısı yetersiz ülkelerde sağlık kurumlarının ihtiyaçlarına cevap vermek için tasarlanmış.

GENZ Biotechnology kurucusu ve CEO’su Umut Ağyüz ise dünyada ses getirecek bir teknoloji geliştirdiklerini, ve bu teknolojinin sadece korona salgını ile sınırlı olmadığını, belirtti. Genz, Türk biyogirişimcilerine bir miras bırakma düşüncesi ile kendine 10 yıllık hedefler koyan bir girişim. Firma genç biyogirişimcilere bilimsel bir zemin hazırlamayı kendine misyon edinmiş.

Toplamda 550 bin dolarlık yatırım

Ülkemizde biyoteknoloji alanında böyle bir bayraktar şirket olmadığını, bu misyonu kendileri ile beraber bir kaç firmanın üstlenmesi gerektiğini belirten Ağyüz, geçtiğimiz Haziran ayında TÜBİTAK tarafından desteklenen 10 Tanı şirketinden biri olmuştu. Şirket geçtiğimiz ay 100 bin dolarlık yeni yatırım turunu duyurdu şimdiye kadar aldığı yatırım ve hibe miktarı ise 550 bin dolarmış.

Yatırımcılar arasında, StartersHUB (HUBVC), Boğaziçi Ventures, Ebru Dorman ve A1 Yaşam Bilimleri gibi çok önemli isimler olduğunu belirtelim.

Şirketin Korona pandemi süreci öncesinde Sağlık Bakanlığı onaylarını aldığı 3 test kiti daha bulunuyor. Bu test kitleri arasında meme kanseri risk taraması, erken dönem fetal cinsiyet tayini ve RH kan uyuşmazlığı var.

Pandemi etkilerinin azalması ile birlikte ürün portföyüne antikor testini de dahil eden GENZ yurt dışı ile ticari ilişkiler kurmaya başlamış.

Girişimin AR-GE ekibinin yaptığı ortak açıklamaya göre; “İnsanların tahmin ettiğinden çok daha zor ve kompleks bir iş yapıyoruz, bu çalışmalar çok zaman istiyor, bu noktadaki en önemli kasımız ülkemizdeki sayılı bilim insanları ile kurduğumuz ekiptir. En önemli kazancımız, onlar için çalıştığımız halkımızın kendi yetiştirdiği değerlere inanması ve sahip çıkmasıdır.” dediler.

Bakalım bu başarılı biyoteknoloji girişiminden yakın zamanda yeni müjdeler duyabilecek miyiz? Yeni gelişmeleri heyecanla bekliyoruz.

Vinci beşinci yatırımını sesli iletişim platformu Mobilus Labs’e yaptı

Vinci Girişim Sermayesi, yeni yatırımlarla büyümeye devam ediyor. 2018 yılının son çeyreğinden bu yana Türkiye, Almanya ve İngiltere’de endüstri 4.0, mobilite, enerji ve lojistik alanlarında yatırım yapan Vinci, portföyüne Londra merkezli Mobilus Labs’i de kattı.

Vinci’den tohum yatırımı alan Mobilus Labs, sesli iletişim platformu ile kemik titreşimi kullanarak mikrofon ve kulaklık olmak üzere çift yönlü iletişim kurmaya olanak sağlıyor. Platform, cihaz ve üzerine geliştirilen bulut tabanlı bir ekip iş birliği uygulaması yazılımından oluşuyor. Cihaz standart güvenlik kaskına takılınca çalışanlar birbirleriyle iletişim kurmak için ellerini ve kulaklarını kullanmaya gerek duymuyor. Sesli asistan görevi gören yazılım ise konuşmaları yazıya dökebiliyor ya da yazılanları sese çevirebiliyor, saha çalışanlarının platform üzerinden iletişimi sırasında dijital hareketlerini de saklayarak, sonradan aranabilir hale getirebiliyor. Şirketlerin halen analog olan telsiz ve güvenlik kasklarını dijitalleştiren platform, dikkat dağınıklığını azaltıcı etkisiyle de saha çalışanları için iş kazası riskini azaltan bir destek fonksiyonunu da sunuyor.

Radyo, GSM, Wi-fi gibi iletişim altyapılarını destekleyen teknoloji, çeşitli endüstriyel alanlarda kolayca kullanılabiliyor. İlk aşamada büyük inşaat şirketlerinin ilgi gösterdiği Mobilus Labs, kritik altyapı ve enerji şirketleriyle de iş geliştirmeyi sürdürüyor. Amerikan teknoloji şirketi Trimble ile partnerlik anlaşması yapan Mobilus Labs, XR10 Hololens ürününün iletişim altyapısını da sağlıyor. Mobilus Labs kurucusu ve CEO’su Jordan McRae, yatırımın ardından yaptığı açıklamada “Vinci’yi yatırımcılarımız arasında görmekten ve etkileyici endüstriyel teknoloji şirketlerinden oluşan portföylerine katılmaktan çok mutluyuz. Vinci’nin sanayi alanındaki tecrübesi ve uzmanlığı ile Mobilus Ses Platformu’nu bir sonraki seviyeye taşımamıza ve ticarileştirmemize yardımcı olacağına eminiz” dedi.

Vinci Yatırım Komitesi Başkanı Şelale Zaim Gorton da yeni yatırımla ilgili şunları söyledi: “Vinci Girişim Sermayesi olarak beşinci, İngiltere’de ise ikinci yatırımımızı gerçekleştirdik. Mobilus Labs’ı portföyümüze kattığımız için çok mutluyuz. Pandemi sürecine operasyonlarımızı adapte ederek yaptığımız bu yatırımla Vinci’nin endüstriyel teknolojilere yatırım yapma hedefini ve kararlılığımızı bir kez daha göstermiş olduk. Bu kararı almamızda önceki yatırımlarımızda olduğu gibi en önemli etmenler ölçeklenebilir ürün, yetkin ve adanmış takım, müşteriye değer sağlayan ürün odağı ve sağlam teknolojik inovasyonlar. Ürünün potansiyel ilave kullanım alanları, Mobilus Labs ekibinin vizyoner bakışı ve Vinci’nin deneyimi ile birlikte büyüyeceğimize eminiz.”

Mynet yeni nesil mobil oyun şirketi Rare Forge’un yüzde 50 hissesini satın aldı

Türkiye’de bir oyun stüdyosu ekosistemi oluşturmaya girişen Mynet, tüm gücünü yerli stüdyolar için devreye sokuyor.

Türkiye’de önemli potansiyel taşıyan oyun stüdyolarına finansal ve pazarlama ihtiyaçlarının yanı sıra mentorluk, koçluk, oyun tasarımı gibi alanlarda verdiği destekle lider bir ekosistem kurmayı hedefleyen Mynet, son olarak yeni nesil oyun mobil şirketi Rare Forge’un yüzde 50 hissesini satın aldı.

Mynet Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Aksoy, amaçlarının Türkiye’deki oyun ekosistemini desteklemek olduğunu belirterek, ”Ülkemizdeki sektöre baktığımızda birçok yetenekli oyun stüdyosu ve bu işe gönül vermiş gençle karşılaşıyoruz. Bunların büyük çoğunluğu oyun stüdyosu olarak ekonomik kar ve büyümenin sınırlı kalacağını bilmelerine rağmen, finansal sıkıntılar nedeniyle hypercasual dediğimiz kısa soluklu oyunlar yapmak zorunda kalıyor. Mynet olarak bu stüdyoların hayallerini gerçekleştirerek uzun dönemli marka oyunlar yaratması gerektiğine ve bu sayede Türk oyun sektörünün bir üst seviyeye çıkabileceğine inanıyoruz. Mynet vizyonumuz hem içimizde bulunan hem de ortak olduğumuz kardeş oyun stüdyolarıyla birlikte casual ve midcore oyun kategorilerinde uzun ömürlü, katma değeri yüksek ve orijinal global mobil oyunlar üretmek. 2021 yılında 5 yeni oyunun global lansmanını planladık ve bunların bazıları üzerinde iki yıldır çalışıyoruz” diye konuştu.

Mynet’in finansal gücünün yanı sıra mentorluk, koçluk, oyun dizaynı, pazarlama ve kod yazımı gibi teknik alanlarda Funpac markasıyla sağladığı destekle oyun stüdyolarının arkasında durduğunu vurgulayan Aksoy, “Mynet burada tüm gücünü bu stüdyolar için kullanıyor. Oyunun yapım aşaması ve sonrasında ihtiyaç duyulan tüm destekleri, dünya çapında yayınlanması dahil Funpac aracılığıyla veriyor” dedi.

“Bu tipte başka ortaklıklara da açığız!”

Beş kişilik çekirdek bir ekiple yola çıkan ve ileride ekibi hızlı bir şekilde büyütmeyi planlayan Rare Forge’un çok dinamik bir şirket olduğunu söyleyen Gökhan Aksoy, “Bize fikirlerini anlattıklarında vizyon ve ekibi çok beğendik. Birlikte çalışmak için ortaklığın en doğru yol olduğuna karar verdik. Bu tipte başka ortaklıklara da açığız!” dedi.

Rare Forge oyun dünyasında marka olmak istiyor

Rare Forge’u arkadaşları Batuhan Işık ve Erim Ergin ile kuran Buğra Yahya Arasıl da amaçlarının oyun dünyasında kalıcı bir marka haline gelmek olduğunu ifade ederek şunları söyledi: “Mynet’in vizyonu, bizim hayallerimizle çok eşleşti. Konuştuğumuz dilin aynı olduğunu gördüğümüz noktada da her şey pozitif ilerledi. Rare Forge’ta hepimiz oyun yazılımı üzerine diploması ve tecrübesi olan kişileriz. Kendimizin de eğleneceği oyunları yapmak, bunların arkasında durmak istiyoruz. Bu alanda fabrikasyona dönüşmeden gerçekten oyuncular için oyun tasarlayan, yaptığı işten zevk alan, sektörde bilinirliği olan iddialı işlere imza atan bir yöne doğru gitmeyi hedefliyoruz. Bu sektörde iddialı şirketler yeni bir oyun çıkaracağı zaman bütün oyun dünyası merakla bekliyor. Bizim de amacımız, bu alanda bir marka haline gelmek. Hem sektöre yön vermek hem de ürettiğimiz oyunların sektörde bilinir olmasını sağlamak…”

Fotoğraf: Erim Ergin, Batuhan Işık ve Buğra Yahya Arasıl

Şirket çalışanlarına zihinsel sağlık hizmeti sunan Lyra Health, 110 milyon dolar yatırım aldı ve Unicorn oldu

Şirket çalışanlarına zihinsel sağlık hizmeti sunan ABD merkezli Lyra Health, şirket değerlemesini 1.1 milyar dolara çıkaran 110 milyon dolarlık D Serisi yatırım turunu tamamladı ve unicorn girişim haline geldi.

Adams Street Partners tarafından yönetilen yatırım turuna Howard Schultz, Casdin Capital, Glynn Capital, Greylock Partners, IVP, Meritech Capital Partners, Providence Ventures ve Tenaya Capital katıldı. Alınan yeni yatırım dahil olmak üzere şirket, 2015’teki başlangıcından bu yana toplam 288 milyon Dolar yatırım aldı.

1.5 milyondan fazla ABD’li çalışana hizmet sunan Lyra Health, alınan yatırımı teknolojinin etkin olduğu akıl sağlığı tedavilerine odaklanmak, daha fazla müşteriyle ortaklık kurmak ve ağ sağlayıcılarını genişletmek ve çeşitlendirmek için kullanacağını söyledi. Şirketin sunduğu ürünler arasında, kişiselleştirilmiş dijital dersler ve bilişsel davranışçı terapi ilkelerine dayalı egzersizler içeren ‘Lyra Blended Care’ isimli video terapi seansları yer alıyor.

Yürütülen araştırma sonuçları, ABD çalışanlarının %83’ünün zihinsel sağlık sorunları yaşadığını ortaya koydu. Akıl ve ruh sağlığına dijital çözümler üreten pazarın ise 2026 yılına kadar 240 milyar Dolar artış göstermesi bekleniyor.

Lyra Health’in kurucu ortağı David Ebersman, pandemi sebebiyle semptomları artan akıl ve ruh sağlığı sorunlarının sürekli olarak var olduğunu söyledi. Sağlığa öncelik veren ve çalışanlarının sağlığını desteklemesine yardımcı olan işverenleri desteklemekten gurur duyduklarını da belirtti.