Ana Sayfa Blog Sayfa 956

Etohum, girişimcileri dev markalarla ve melek yatırımcılarla buluşturdu

Etohum’un ikincisini düzenlediği “Early Customer Demo Day” etkinliğiyle girişimciler, dev markalar ve melek yatırımcılarla 22 Şubat’ta Yemeksepeti’nin yeni ses getiren ofisi Yemeksepeti Park’ta buluştu.

Early Customer Demo Day’e başvuran girişimciler, bu etkinlikte Tüpraş, Deloitte, Allianz, Tofaş, Opet, Aygaz, Vestel Ventures, ING Bank, Arçelik ve Koç Sistem gibi büyük firmalar ile melek yatırımcılara satış sunumlarını yaparak, yenilikçi ürün ve hizmetlerini anlattılar.

Etkinlik hakkındaki görüşlerini dile getiren Etohum Kurucusu Burak Büyükdemir, “İlkini Mayıs 2017’de gerçekleştirdiğimiz Early Customer Demo Day’in sonunda birçok ciddi iş birlikleri oluştu. Bu etkinliğimize Türkiye’nin inovasyona ve girişimciliğe önem veren kurumları ilgi gösteriyor. Onlarla birlikte melek yatırımcıların da ilgisinin artarak devam etmesi bizi çok mutlu ediyor. Geçen sene oluşan iş birliklerinin yanına yenilerini eklemeyi dört gözle bekliyoruz” dedi.

Yerli FoodTech Meal Box, Hasan Aslanoba’dan 500 bin dolar yatırım aldı

Türkiye’nin ilk FoodTech girişimlerinden biri olarak Nisan 2014’te kurulan Meal Box, 2017 sonunda Hasan Aslanoba’dan aldığı 500 bin dolarlık yatırım ile birlikte bugüne kadar aldığı doğrudan sermaye yatırım tutarını 5 milyon dolara çıkardı.

“Bugün ne yesek?” sorununu her gün yaşayan küçük ofislere taze, sağlıklı ve lezzetli öğünler sunarak son iki yılda hızla büyüyen Meal Box, aldığı yatırımla kendi ürün ve teknolojilerini geliştirerek hizmet kalitesini artırmayı planlıyor.

Aldıkları yatırımın yeni abonelik modellerini test etmek için kendilerine önemli bir fırsat sunduğuna değinen Meal Box CEO’su Murat Demirhan, “2017 yılında gerçekleştirdiğimiz yeniden yapılanma sonucunda ‘yemek aboneliği’ modelinde geçiş yaptık. Bu sayede 2018 başı itibarıyla yaklaşık 2.500 aboneye ulaştık. Bu yeni yatırım bizim için mevcut hizmet modelimizde ürün ve servis kalitesini artırmak için fırsat sunarken, yeni iş modellerini değerlendirmek için de oyun alanı bırakıyor,” diye konuştu. 500 bin dolarlık yatırımı bir ‘ara yatırım’ olarak değerlendiren Demirhan, 2018 yılının ikinci çeyreğinde 2 milyon doların üzerinde büyük bir yatırım turu planladıklarını sözlerine ekledi.

Yemek abone sayısını 2017 yılı içinde 400’den 2.500’e çıkaran Meal Box, aynı yıl içinde Meal Box Fit markasıyla diyet beslenme alanında yenilikçi ve zahmetsiz bir çözüm geliştirdi. Küçük ve orta ölçekli ofislere abonelik modeliyle hizmet veren FoodTech girişimi, her gün değişen ve dört çeşit yemek içeren taze, sağlıklı ve lezzetli menülerini üçüncü partilerle iş birliği yapan özgün dağıtım modeliyle İstanbul’un her yerine vaktinde ulaştırıyor.

KOBİ’ler e-ticaretle satışlarını yüzde 30 artırıyor

Türkiye’de e-ticaret sektörünü geliştirmeyi ve KOBİ’lerin dijitalleşen dünyaya katılımını artırmayı hedefleyen Türkiye’nin lider e-ticaret platformlarından GittiGidiyor, “Türkiye’de KOBİ’lerin E-Ticarete Yaklaşımları” araştırmasının sonuçlarını kamuoyu ile paylaştı. Eylül 2017’de Yöntem Araştırma Danışmanlık işbirliğiyle yapılan ve Türkiye’deki KOBİ’lerin e-ticarete dair algıları, motivasyonları ve bariyerlerine ışık tutan araştırma kapsamında İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Gaziantep ve Trabzon illerinden toplamda 500 KOBİ ile yüz yüze görüşüldü. Türkiye’de e-ticaret alanında gerçekleştirilen en geniş kapsamlı KOBİ araştırması olarak dikkat çeken çalışmanın sonuçları, GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı ve GittiGidiyor Pazar Araştırma Müdürü Peren Pelis’in katılımıyla düzenlenen toplantıda açıklandı.

“E-ticaret platformu üzerinden e-ticarete girenlerin başlangıç maliyeti ortalama 3.500 TL”

Türkiye’de e-ticaret sektörünü geliştirecek ve KOBİ’leri destekleyecek projeler gerçekleştirmeye devam ettiklerini vurgulayan GittiGidiyor Genel Müdürü ve eBay MENA Bölge Direktörü Öget Kantarcı, “GittiGidiyor olarak, bir eBay şirketi olmamız bize global tecrübe katarken, Türkiye’nin en köklü pazaryeri olmamız da önemli bir deneyimi beraberinde getiriyor. Bu niteliklerimiz sayesinde, Türkiye’de e-ticaret sektörünün başarıyla büyümesine katkı sunuyor ve KOBİ’lerimizin değişen dünyaya ayak uydurarak hedef büyütmelerini destekliyoruz. Bu gelişimi sağlamak hem e-ticaret sektörü hem de KOBİ’lerin geleceği açısından çok önemli. Biliyoruz ki, satıcılarımız ne kadar güçlüyse biz de o kadar güçlüyüz” dedi. KOBİ’lerin e-ticarete entegre olma aşamasında hangi bariyerlerle karşı karşıya kaldıklarını ve e-ticarete bakış açılarını çok iyi kavramak gerektiğine dikkat çeken Kantarcı, sözlerine şöyle devam etti: “Yöntem Araştırma Danışmanlık işbirliğiyle yaptığımız bu araştırmanın sonuçları gösteriyor ki, e-ticarete entegre olan KOBİ’lerin yüzde 90’ı satışlarını artırıyor. Satışlardaki ortalama artış oranı ise yüzde 30 oluyor. KOBİ’ler, e-ticaret sayesinde ürünlerini Türkiye’nin tüm illerine ulaştırabiliyor, çok daha fazla müşteriye erişiyor ve 7/24 satış yapabiliyor. Üstelik bir e-ticaret platformu üzerinden e-ticarete girmenin başlangıç maliyeti de ortalama 3.500 TL. Araştırmadan elde ettiğimiz bir diğer bulgu ise henüz e-ticarete dâhil olmayan KOBİ’lerin bu fırsatlarla ilgili farkındalık sahibi olmadığı. KOBİ’lerin yüzde 70’i önümüzdeki 1 yıl içinde e-ticarete girmeyi düşünmediğini ifade ediyor. Şirketinin e-ticarete uygun olmadığını düşünenler için de gerekçe olarak ek bütçe ayıramamaları, internet ve dijital dünya ile ilgili bilgilerinin bulunmaması ile yeterli ve kalifiye insan kaynağı olmaması öne çıkıyor. GittiGidiyor olarak tam da bu noktada hedefimiz, KOBİ’lerimizi e-ticareti nasıl kullanabilecekleri konusunda bilgilendirmek ve elde edebilecekleri faydayı onlara anlatmak.”

Geleceğim E-Ticaret ile bu yıl en az 1500 KOBİ e-ticarete başlayacak

E-ticarete dâhil olmayan KOBİ’lerin önemli bir kısmının e-ticaret konusunda bilgisi olmadığını ifade eden Kantarcı, GittiGidiyor’un ilk adımını 2017’de attığı Geleceğim E-Ticaret projesinin KOBİ’leri bilgilendirme amacına hizmet ettiğini vurguladı. “Yedi ay önce Türkiye’nin e-ticaret potansiyelini açığa çıkarmayı hedefleyerek başlattığımız Geleceğim E-Ticaret projesinde kısa zamanda çok yol kat ettik” diyen Kantarcı, şu bilgileri paylaştı: “İzmir, Bursa ve Gaziantep’te Geleceğim E-Ticaret ofisleri açtık. Yalnız ofislerimizin bulunduğu illerden değil, çevre illerden gelen KOBİ’lerimizi de e-ticaretle tanıştırıyor ve onların e-ticaret ekosistemine sağlıklı bir şekilde entegre olmaları için eğitimler düzenliyoruz. Araştırma sonucunda ortaya çıkan bir diğer önemli nokta, e-ticaret yapmayan KOBİ’lerin yüzde 76’sının bu konuda eğitim almak istemesi oldu. Geleceğim E-Ticaret projesi şehir şehir KOBİ’lerimizle buluşarak işte tam da bu ihtiyaca karşılık veriyor. Önümüzdeki dönemde de proje kapsamındaki ofislerimizin sayısını hızla artırarak e-ticarete dâhil olma yolunda KOBİ’lerimizin destekçisi olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz. Ankara’daki Geleceğim E-Ticaret ofisi mart ayının sonunda faaliyete geçecek. Bu yıl en az 4 ofis açacağız. 2017 yılının son 5 ayında 584 KOBİ, Geleceğim E-Ticaret projesiyle e-ticarete başladı. Bu yıl hedefimiz en az 1500 KOBİ’yi e-ticarete başlatmak.”

KOBİ’ler e-ticarete adım atmadan önce bilgilenmek istiyor

Toplantıda, GittiGidiyor Pazar Araştırma Müdürü Peren Pelis, araştırmanın sonuçlarına ilişkin detaylı bilgiler paylaştı. 500 KOBİ’den 200’ünü e-ticaret yapanların, 300’ünü ise yapmayanların oluşturduğu çalışmanın öne çıkan başlıkları şunlar oldu:

  • Araştırma kapsamında yöneltilen “E-ticaret size neyi çağrıştırıyor?” sorusunun yanıtına KOBİ’lerin yarısı “İnternet üzerinden satış” yanıtını verirken, yüzde 16’sı ise “Kolay yoldan daha çok kişiye ulaşmak” dedi.
  • E-ticaret yapan KOBİ’lerin yüzde 95’i, “Önümüzdeki 5 yıl içinde e-ticaretin firmanıza hangi katkıları sağlamasını bekliyorsunuz?” sorusuna “İşlerimi büyütmek ve satışı artırmak” yanıtını verdi. Bu yanıtı yüzde 44 ile “Kârı artırmak” ve yüzde 20 ile “Çağa ayak uydurmak” izledi. Araştırma, e-ticarete adım atarak işlerini büyütmek isteyen KOBİ’lerin hedeflerine ulaştığını kanıtladı. Araştırmaya göre, e-ticaret yapan KOBİ’lerin satışları yüzde 30 oranında artarken, yüzde 90’ının internet üzerinden satış yapmaktan memnun olduğu ortaya çıktı.
  • Satış kanalı olarak e-ticareti kullanan KOBİ’lerin bu kararlarında yüzde 51 ile “daha çok kişiye ulaşma”, yüzde 42 ile “7/24 satış yapabilme” ve yüzde 34 ile “kârlılığın artması” gerekçeleri öne çıktı.
  • E-ticaret yapan KOBİ’lerin yüzde 60’ı online satışa başladıklarında teknolojik yatırım yaptıklarını belirtti. E-ticarete girerken kendi web sitesini kuranların ortalama 8.000 TL, başka bir platform üzerinden e-ticaret yapanların ise yalnızca 3.500 TL yatırım yaptıkları ortaya çıktı.
  • Araştırma sonuçlarına göre, kendi web sitesi dışında bir platformdan e-ticaret yapan KOBİ’ler yüzde 40’lık bir oranla en çok GittiGidiyor üzerinden satış yapmayı seçiyor.
  • E-ticaret yapmayı düşünmeyen KOBİ’lerin ilk üç gerekçesi “İhtiyacım yok”, “Konuyu bilmiyorum”, “İşime uygun değil” şeklinde sıralandı. “Önümüzdeki 1 yıl içinde e-ticaret yapmayı düşünüyor musunuz?” sorusuna e-ticarete henüz katılmayan KOBİ’lerin yüzde 70’i “Hayır” derken, e-ticarete girmeme nedeni olarak “Bütçem yok” yüzde 18 payla ilk sırada yer aldı.
  • E-ticaret yapmayan KOBİ’lerin e-ticaret kanalını kullanmayı düşünmesini sağlayacak ilk üç konu ise e-ticarete başlayan KOBİ’lerin neden sıralaması ile benzerlik gösterdi: Yüzde 42 ile daha çok kişiye ulaşmak, yüzde 32 ile kârlılığın artması ve yüzde 31 ile az maliyetle hızlı kurulum.
  • E-ticarete henüz atılmamış KOBİ’lere “E-ticareti kullanabilmek için eğitim almak ister miydiniz?” sorusu sorulduğunda yüzde 76 gibi yüksek bir oranla “Evet” yanıtı alındı. KOBİ’lerin yüzde 50’si, e-ticaret konusunda hizmet veren firmaların kendileriyle “İşyerlerinde, yüz yüze” iletişim kurmasını tercih etti. Bunu yüzde 42 ile telefon ve yüzde 7 ile e-posta izledi.
  • E-ticaret hakkında bilgisi olmadığını ifade eden KOBİ’lerin yüzde 75’i e-ticaret ile ilgili bilgilendirilmek istediğini belirtti. “Hangi konularda bilgi edinmek istersiniz?” sorusuna ise bu KOBİ’lerin yüzde 53’ü, “Nasıl satış yapıldığını öğrenmek istiyorum” yanıtını verdi.

İcat ettiği Isı Reaktörü’nü 5 yıllığına 5 milyon dolara kiraladı

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin ilk girişimcilerinden olan Mekatronik Yüksek Mühendisi Doğukan Esener, icat ettiği Isı Reaktörü’nü 5 yıllığına 5 milyon dolara kiraladı. Esener, satıştan elde edilen kardan da yüzde 20 pay alacak.

Esener, Isı Reaktörü projesinin patentini 5 milyon dolara 5 yıl süreyle Türkiye’nin lider önde elen makine üreticisi firmalarından birine kiraladı. Esener bu süre zarfında, söz konusu firmanın Isı Reaktörü‘nü kullanarak ürettiği makinelerin satışlarından elde edeceği kârdan da yüzde 20 pay alacak.

Gıda devi de ilgileniyor

Esener’in geliştirdiği Isı Reaktörü, su, yağ, tüm sıvı gıdalar, endüstriyel sıvılar, asitler, yanıcı parlayıcı petrol ürünleri gibi sıvı ve akışkan olan her şeyi ısıtabiliyor. Üstelik bu işlemi 30 metrelik değil, 3 metrelik kazanlarda istenilen süre içinde yaparak hem yerden hem de zamandan tasarruf edilmesine olanak sağlıyor.

Makine üreticisi firma ise bu reaktörün asitli gıda işleme kısmını kiraladı. Esener, asit olmayan gıda ürünleri kısmının kiralanması konusunda da şu an Türkiye’nin en büyük gıda üreticisi gruplarından biri ile önemli bir aşamaya gelmiş durumda.

Faaliyetleri İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) tarafından da desteklenen BTM’nin ilk girişimcilerinden olan Esener, Ağustos 2017’den beri BTM’nin Hızlandırma Kampı’nda yer alıyor.

BTM ile fuara katıldı, icadını sattı

6-7 Eylül 2017’de gerçekleştirilen MMG Ar-Ge ve İnovasyon Zirvesi’nde BTM Standı içerisinde yer alan Esener, bu fuarda “Isı Reaktörü” projesini detaylı bir şekilde tanıtma fırsatı buldu. Projesinin patentini kiraladığı makine firması ile görüşmelere de bu fuar sayesinde başladığını belirten Esener, BTM’ye gelmeden önce icadının fiziksel hesaplarını yapmış ve tasarımlarını tamamlanmış olduğuna vurgu yaparak, “Ancak BTM ile birlikte ürünü MVP’ye dönüştürme, iş fikri yaratma ve pazarlama stratejisi oluşturma süreçleri gerçekleşti. Patenti dahi olsa, ürüne nasıl sahip çıkılacağını ve hukuki süreçleri BTM ile öğrendim” diyerek BTM’nin kendisine yaptığı katkılara dikkat çekti.

BTM Direktörü İbrahim Elbaşı da fikri olan ve fikirlerini ticarileştirmek isteyen herkese kapılarının açık olduğunu kaydetti.

İnternet girişimciliği düşünenlere Onedio kurucusu Kaan Kayabalı’dan kısa tavsiye

Türkiye’nin başarılı internet girişimlerinden biri olan Onedio‘nun kurucularından Kaan Kayabalıkonuya şöyle yaklaşıyor:

“İnternet girişimciliği her zaman çok zordur. Ama zorluklar sürekli değişiyor, artık rekabet çok fazla. Mesela eskiden bu kadar fazla rekabet yoktu. İyi bir fikriniz varsa kendisi güzel bir şekilde ilerliyordu. Ama şimdi çok fazla rekabet olduğu ve teknik bilgi de artık her yerden erişilebilir olduğu için, örneğin artık üniversiteler çok iyi öğrenciler yetiştiriyor, öğrenciler ise daha okurken bir takım şeyler yapmaya başlıyorlar, bu nedenle işin teknik kısmı kolay.

Şu anki asıl en büyük zorluğu; eskiden güzel bir proje yapmak için kaliteli adam bulmak çok zordu, şimdi ise zor olan şey güzel bir projeyi insanlara ulaştırmak çok ciddi maliyet gerektiren bir durum.

Çünkü herkes bir proje yaptıktan sonra aynı araçları kullanıyor. Bir uygulama da yapsanız Onedio gibi bir web sitesi de yapsanız bunu insanlara ulaştırmak için ya Google’a ya Twitter’a ya da Facebook’a reklam vereceksiniz. Böyle insanlarda kulaktan kulağa yayılmasını beklemek biraz hayalperestlik olur ve işlerinizi çok yavaşlatır. O yüzden şu anki internet girişimciliğinin en büyük zorluğu çok ciddi bir nakit ihtiyacı olması. Cebinize 500.000$ koymadan bir internet projesi yapmak biraz hayalperestlik olur ve onu başarıya götürmek çok zordur.”

Kaan Kayabalı ile yakında bizzat röportaj yapıp, egirişim TV‘de yayınlayacağız

Girişim hızlandırma programı Hackquarters kurucusu Kaan Akın ile röportaj

Türkiye’de çalışmalarını sürdüren girişim hızlandırma programı Hackquarters kurucusu Kaan Akın ile üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. egirişim TV’ye konuk olan Kaan, bize program hakkında detaylı bilgi verdi.

Hackquarters: Girişimcilerin başvurabileceği hızlandırma programı

Fitness Studio startup’ı Life Fitness koşu bandı sesli derslerini de beraberinde getiriyor

Fitness Studio, koşu bandı kullanan koşucuların akıllı telefonlarına ve akıllı saatlerine koçluk, müzik ve rekabet sağlayan bir startup, koşu bandı üreticisi Life Fitness’tan yeni haberler geliyor.

Studio kurucusu ve CEO’su Jason Baptiste, Studio sınıflarının, şirketin Discover SE3 HD konsollarıyla donatılmış olanlarından başlayarak, spor salonlarındaki Life Fitness koşu bantlarında da mevcut olacağını söyledi. (Dersler yalnızca ses niteliğindedir, ancak ekran görüntüleme gibi şeyler koçluk için kullanılabilir.)

Studio geçen yıl başlatıldığında, Baptiste Studio’nun tekliflerini Peloton’un canlı yayın akışlı bisiklet sınıflarıyla karşılaştırdı. Ve Peloton’un bu sonbaharda bir koşu bandı göndermeyi planladığı sırada Baptiste, Studio’nun kendi donanımını kurup satmak zorunda kalmadan Studio’nın donanım entegrasyonunun güzel sonuçlar verdiğini, aynı zamanda Life Fitness’ın dijital fitness ile deneme sağladığını belirtti.

“Bu spor salonları ve Life Fitness için ne anlama geliyor? Onlara, çalışan dünyanın en iyi eğitmenlerinden müthiş bir grup getiriyoruz, “diyor Baptiste. “Bu bizim için ne anlama geliyor? Önümüzdeki aylarda, bir numaralı ekipman üreticisi ile başkalarından daha fazla insanın önüne geçeceğiz. “

Ve bu entegrasyon, içerik yayınlamanın ötesine geçiyor . Kullanıcıların sıralamadaki puanlamalarını belirleyen yazılım ekrandan görülebiliyor. Aynı zamanda koşulan mesafeyi ve biyometrik verileri de görebiliyorsunuz.

Şirketin başkan yardımcısı Jason Worthy  “Studio ile olan ortaklığımız, geleneksel bir koşu bandının sunduğu şeyin ötesinde heyecan verici bir dijital deneyim yaratıyor ve koşucuların yeni egzersizleri denemek, yeni eğitmenler deneyimlemek gibi kişisel zevklerini en iyi şekilde yerine getirecek.” diyor. 

Studio, geçen yıl yatırımcılardan 1.3 milyon dolarlık yatırım aldığını da açıkladı.

4 kolay adımda içerik pazarlamada nasıl daha iyi olunur

Pazarlama stratejileri, eskisi kadar basit değil. Reklam panoları, gazete ilanları ve broşürlerin kullanıldığı günleri geride kaldı. Çevrimiçi içerik pazarlaması, geniş kitleye ulaşma yeteneğinden ötürü öncü bir pazarlama seçimi olarak hızlı bir şekilde öne geçiyor. Ancak, stratejik bir planla ve düşük maliyetle birçok küçük işletmeye faydası olduğunu da biliyor muydunuz ?

İstatistikler, giderek daha fazla işletme sahibinin her yıl içerik pazarlamacılığındaki değerin daha fazla anlaşıldığını kanıtladı. 2017’de yapılan içerik pazarlamayla ilgili bir Twitter anketinde, ankete katılanların yüzde 91’e ulaşması sonucunda çevrimiçi içerik pazarlama popülaritesi ve etkisi güçlü bir şekilde kanıtlandı. İçerik pazarlama stratejinizi nasıl yürüteceğinizi öğrenmek deneyim gerektirir, ancak anket katılımcılarının yalnızca yüzde 53’ünün bordrosunda bir içerik uzmanının olduğu sonucuna ulaşıldı. Bu, pek çok işletme sahibinin kendi içerik pazarlamacılığını kendi yürüttüğünün kanıtıdır.

Başarılı içerik pazarlama sürecinde kendinizi yetiştirmeye çalışan binlerce küçük işletmeden biriyseniz, bütçenizi aşmadan ayak uydurabilmek için aşağıdaki dört ipucunu kullanabilirsiniz.

İpucu 1: Strateji Geliştirin

Pazarlama planının sektörler arası işletmeler için bir zorunluluk olduğunu bilmek için Pazarlama 101’i almanız gerekmez. Pazarlamanın amacı, mümkün olan en geniş kitleye ulaşmaktır, bu nedenle platformunuz geniş ve çeşitli olmalıdır.

Çok katmanlı bir strateji geliştirmek için çalışmalısınız, böylece içerik pazarlamacılığını kullanarak daha geniş bir kitleye ulaşabilirsiniz. Pazarlamanızı, en uygun maliyetli araçları kullanarak ilgili kitleye ulaşmak için aşağıda listelenen yöntemleri kullanın:

1. Kitlenizi tanımlayın

Henüz yapmadıysanız, hedef yaşı, cinsiyeti, yaşam tarzı ve geliri belirleyerek ulaşmak istediğiniz her kitle için ayrı bir strateji oluşturmalısınız. İçerik pazarlamacılığınızı bir büyüteçten geçen ışık olarak düşünün ve ışık huzmesini belirli bir bölgede yoğunlaştırın. Bu, size tepki vermeyen kitlelere pazarlama ile ilgili maliyetlerden tasarruf sağlayacaktır. Buradan, bu kişinin vakitlerini nasıl çevrimiçi olarak harcayacaklarına karar verin. Blog, sosyal medya veya haber içeriğinin keyfini çıkarıyorlar mı? Bu, karşılarına çıkacağınız içeriğin türünü belirleyecektir.

2. Bir Yayın Takvimini Oluşturun

İçeriğinizi sunarken tutarlı olmanızı sağlamak için bir editör takvimi oluşturun. İçeriğin ne zaman oluşturulması gerektiğini ve ne sıklıkta dağıtılması gerektiğini size bildirecektir. Kitleniz tutarlılığınıza bağlı kalacak ve siteniz müşterileriniz için güvenilir bir kaynak olacak.

İpucu 2: İçeriğinizi Değiştirin

Çeşitlilik, özellikle düşük ve esnek olmayan bir bütçeyle çalışırken içerik pazarlamanın en önemli kurtarcısıdır. İçerik konularınızı ve sunum yönteminizi değiştirmelisiniz. Web sitenizin blog’una veya sosyal medya hesabına kısa mesajlar vermeyin. Hedef kitlenize neden bahsettiğinizi anlatmak için web sitelerine ve zaman çizelgelerine göz atın. Kitlenizi etkileyen endüstri haberleri ve eğilimleri her zaman yararlıdır.

İçeriğiniz bir hafta sürecek bir makale ise, videoyu bir video ile birleştirmeyi düşünün ya da bir sonraki videoyu podcast olarak yayınlamayı düşünün. Hedef kitlenizin onlardan memnun olacağını düşünüyorsanız, memes oluşturun.

İpucu 3: Misafir Posterler 

İçerik oluşturmak için yaratıcı ve ücretsiz bir teknik, misafir posterlerinizi medya platformlarına katkıda bulunmaya davet etmektir. Pek çok işletme uzmanı, blog yazarı veya diğer profesyoneller adlarını duyurmak için yardım etmekten memnuniyet duyarlar. Misafir posterler siteleriniz için orijinal yayınlar oluşturduklarında, halka arz edilirken ücretsiz içerik alırsınız. Bu her iki taraf için de kazan-kazan durumu olur.

Ve misafir tercihlerinizde yaratıcı olmayı unutmayın. İşinizin geçmiş müşterileri, alanınızdaki uzmanlar ve yerel ünlüler tüm olası seçeneklerdir. Kitlenizin ilgisini çekecek yüksek kaliteli, ücretsiz içerik sağlayabilecek herkese açık olun. Bu seçenekle pazara girmeyi seçerseniz, misafirlerin işe alınmasına yardımcı olmak için web sitenizde misafir gönderimleri için bir alan eklediğinizden emin olun.

İpucu 4: Dışarıdan Yardım Alın

İçeriğinizin pazarlanması görevi göz korkutucu veya zaman alıcı gibi görünebilir, ancak her zaman sizin için yapacak birini işe alma seçeneği bulunmaktadır. Bu seçtiğiniz yolda ise, özellikle de sıkı bir bütçeyle içerik pazarında çalışıyorsanız, birkaç kırmızı bayrağın farkında olmalısınız. Freelancerlar bir seçenektir. Ancak bulacağınız ajanslar da size sundukları fiyatlarla sizi ikilemde bırakabilir.

Geçen yılki pazarlama eğilimleri, 2018’de içerik pazarlamasının ne kadar önemli olacağının bir göstergesi. İşletmeniz, dikey kategorileriniz arasında rekabet içinde kalabilmek için içerik pazarlamasına katılmalıdır. Çok meşgulseniz veya strateji ve içerik oluşturacak personeliniz yoksa, sizin için bunu yapmak için uygun bir şirket bulmayı öncelik haline getirin!

Yemeksepeti’nden 6 milyon dolarlık geleceğin ofisi: Yemeksepeti Park

Yemeksepeti, yeni ofisi Yemeksepeti Park ile çalışanların hiç çıkmak istemeyecekleri bir ofis tasarımına imza attı. Uyku odalarından, hamaklı kütüphaneye, 1950’ler ilham alınarak ‘diner’ temasıyla tasarlanan yemekhaneden tribüne, spor salonundan oyun odalarına kadar her metrekarede yeni nesil çalışanların motivasyonu ve mutluluğu düşünülerek hayata geçirilen Yemeksepeti Park, Türkiye’deki ofis standartlarını baştan tanımlıyor.

Çalışanların mutluluğunu ve konforuna her zaman öncelik verdiklerini ve çalışırken mutlu olan kişilerin daha verimli çalıştıklarına inandıklarını belirten Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın; “Yemeksepeti Park ile ‘home office’ yerine ev konforunda ofis deneyimi yarattık. Yalnızca mesai tamamlamayı bekleyen değil, ofiste kaldığı süre boyunca orada olmaktan mutluluk duyan bir çalışan profilini görmeyi hedefliyoruz. Yemeksepeti Park içinde konumlandırılan sosyal alanların bazılarına başka ofislerde ayrı ayrı rastlayabilirsiniz. Fakat hepsini bir arada, bütünsellikle planlanmış bir biçimde ve tek bir ofis içerisinde görmeniz mümkün değil. Yemeksepeti Park’ta yer alan bu sosyal alanlar incelikle belirlendi ve uygulandı. Farklı zevklere ve tarzlara aynı anda hitap edebilecek bir ortak değer olarak tasarlandı. Bu yüzden Yemeksepeti Park’ı Türkiye’nin en iyi ve en yenilikçi ofisi olarak tanımlıyoruz.”

Global trendlerin bir yansıması olan Yemeksepeti Park, sosyal alanlarıyla geleneksel ofis ortamlarından ayrışıyor. Yemeksepeti Park; kafe, oyun odaları, kütüphane, fotoğraf stüdyosu, salıncaklar, hamaklar, kütüphane, bilardo masası, masa tenisi, spor odası, satranç, yemekhanede jukebox, Playstation odası gibi eğlenceli sosyal alanlara sahip. Çalışanlar bu alanlarda hem mesai boyunca hem de mesai saatleri dışında birlikte hoş vakit geçirebiliyorlar.

Yemeksepeti Park’ın en üst katında yer alan ihtişamlı tribünü ise Nevzat Aydın şöyle tanımlıyor: “Bu tribün Yemeksepeti’nin birlikteliğini, gücünü ve her daim coşkulu tarafını yansıtıyor.”

Yemeksepeti Park’taki bir diğer farklılık ise uyku odaları. Her katta yer alan toplam 8 adet uyku odası günün her saatinde çalışanlar tarafından kısa bir uyku molası için kullanılabiliyor. Ayrıca uyku odaları, içindeki çalışma masaları ve başarılı ses izolasyonu sayesinde, çalışanların masa başında odaklanamadıkları konulara burada yoğunlaşabilmelerine de imkân tanıyor.

Uyku odalarının çalışanlara sağladıkları bir hoşluk olmanın ötesinde verimliliği sağlamak için önemli olduğunun altını çizen Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, “Power nap olarak da bilinen gün içerisindeki kısa uyku molalarının daha fazla sabır, daha az stres, daha iyi reaksiyon süresi, daha fazla öğrenme kapasitesi ve daha fazla verimlilik sağladığı artık biliniyor. Çalışanlarımızın bu uyku molaları sayesinde performanslarının arttığını ve daha verimli çalıştıklarını çok net gözlemliyoruz.” diye ekliyor.

Uludağ Ekonomi Zirvesi, 10 girişimi Stars of Region yarışmasına davet ediyor

İş ve ekonomi dünyasının bir araya geldiği etkinliklerden biri olan Uludağ Ekonomi Zirvesi, 2018 yılıyla birlikte büyük bir startup yarışması’na ev sahipliği yapacak. Galata Business Angels, Endeavor işbirliği ile gerçekleştirilecek yarışmaya, Türkiye’nin yanı sıra Avrupa, Afrika, Ortadoğu ve bölgeden girişimcileri bekliyoruz.

Yarışmaya son başvuru: 19 Şubat 2018

Yarışmaya başvurular 19 Şubat tarihine kadar bu bağlantı üzerinden gerçekleştirilebilecek. Girişimlerini, Türkiye’nin en büyük melek yatırımcıları, startup dostu liderlerinin karşısında anlatıp yatırım çekmeyi ve büyük ödülü almak isteyenlern bu yarışmaya başvurusu bekleniyor.

İlk 10’a kalan girişimciler, canlı sunum için Uludağ Ekonomi Zirvesi’ne davet edilecek. Ahmet Faralyalı, Ali Sabancı, Hasan Aslanoba, İhsan Elgin, Nevzat Aydın, Mehmet Kutman, Ömer Erkmen, Paul Doany, Rina Onur, Saruhan Tan, Uğur Şeker, Varol Civil ve Yılmaz Yıldız’ın da aralarında bulunduğu GBA yatırımcıları, Endeavor üyeleri ve iş dünyasının başarılı liderlerinden oluşan jürinin karşısında canlı sunum gerçekleştirecek.

İlk 3’e kalmayı başaran girişim, iş dünyasının en önemli liderlerinden yatırım çekme fırsatının yanı sıra iş dünyasının en önemli isimleriyle networking şansı da yakalayacak.

Jüri; fikrin özgünlüğü, ölçeklenebilirliği, pazarın büyüklüğü, girişimin yarattığı giriş bariyeri, girişimcinin ve ekibinin geçmiş deneyimlerine dayanarak değerlendirmesini yapacak.

Şimdi başvurabilirsiniz.