Ana Sayfa Blog Sayfa 850

KOD Ödülleri Yarışması’nın Oyun ve Fikir kategorisini kazanan projeler

Türkiye Bilişim Vakfı (TBV) tarafından ilki geçen yıl gerçekleştirilen, Türkiye’de matematik ve fen bilimleri alanlarındaki eğitim oyunlarının ödüllendirildiği KOD Ödülleri Eğitim Oyunu Yarışması’nın kazananları belli oldu.

Birincilik ödülleri; Oyun kategorisinde Kağıt Makineler’e, fikir kategorisinde ise Sayıların Efendisi‘ne verildi.

Eczacıbaşı Topluluğu’nun ana sponsorluğunu üstlendiği yarışma, ilkokul, ortaokul ve lise eğitim düzeylerinde, dijital oyunların eğitimdeki önemini ve katkısını vurgulamak, bu alanda fikir üreten, oyun geliştiren ve uyarlama yapan kişi ve kurumların çalışmalarına güç katmak ve yetişmekte olan kuşakları özendirmek amacıyla düzenlendi. Yarışmaya, matematik ve fen bilimlerinde öğrenmeye katkı sağlayacak dijital oyun ya da dijital oyun fikri üretenler katıldı.

Toplam ödüllerin 90 bin TL’yi bulduğu yarışmada, Oyun ve Fikir kategorilerinde ilk 3’e girenler ödüllendirilirken, tüm katılımcılara da sertifika verildi. Oyun kategorisinin birincisi olan Kağıt Makineler, ödülünü TBV Başkanı Faruk Eczacıbaşı’nın elinden aldı.

Ödül Kazanan Projeler

Oyun Kategorisi Ödülleri

Birincilik Ödülü – Kağıt Makineler: Bir çocuğun rüyasında geçen fizik simülasyonudur. Kağıt Makineler; 2 boyutlu, fizik tabanlı, öğretici bir platform oyunudur. Oyunda oyuncu, fiziksel bilgiye dayanan bulmacaları çözerek ilerlemeye çalışır. Oyunda ki bulmacalar genel olarak bozuk denge ve engellerle oyuncunun ilerlemesini önleyecek şekilde dizayn edilmiştir. Her bir bulmacayı geçmek için oyuncu dengeyi sağlamalı veya engeli kaldırmalıdır. Oyuncu bulmacaların çözümlerini oyun sırasında öğrendiği fizik bilgilerini kullanarak yapar.

İkincilik Ödülü – Bir Kimyagerin Macera Günlüğü: Oyun içerisindeki karakter Kimyager Korhan, mahsur kaldığı ormanda kurtulmak için sunulan çeşitli engelleri kimyasal bileşikleri birleştirerek ve kullanarak geçebilmektedir. Bu şekilde oyuncuya doğrudan bir soru sormadan oyun oynama hissiyatı vererek dolaylı yoldan kullanılan bileşiklerin pek çok kez tekrar ettirilmesi amaçlanmaktadır. Bu şekilde öğrenenler kolaydan zora doğru, geribildirimlerin de bulunduğu ortamda kendi öğrenme hızlarında, seviyelerine uygun olarak öğrenme süreçlerini ilerleteceklerdir. Ayrıca ipucu-geribildirim sistemi de kolaydan zora giden oyunda zor bölümlere yaklaştıkça azaltılır ve öğrenende hedef kazanım test edilir.

Üçüncülük Ödülü – Tesla’nın Sırları: Tesla’nın Sırları tek kişilik bir macera, aksiyon ve platform oyunudur. Oyun’un amacı oyunculara Fizik alanındaki; dalgalar, elektrik ve manyetizma konularını eğlenerek öğretmektir. Oyunda, oyuncu meşhur mucit Nikola Tesla’nın gizli laboratuvarlarındaki, Tesla’nın gün yüzüne çıkmamış icatlarını interaktif bir şekilde test edecek ve bir yandan da laboratuvarı ele geçiren düşmanları çeşitli stratejilerle yenmeye çalışacaktır.

Fikir Kategorisi Ödülleri

Birincilik Ödülü – Sayıların Efendisi: Oyun, öğrencilerin zorlandığı ve eğlenceli bulmadığı bir konunun kazanımlarına keyif alarak ulaşmayı sağlıyor. Bunun yanında oyuncuyu Türkiye’nin Dünya Mirasları Listesi’ne girmiş tarihsel zenginlikleri ile tanıştırıp heyecanlı bir yolculuğa ortak ediyor. Planlanan fikrin çıktıları:

  1. Matematiksel kazanımları keyif alarak pekiştirirken yerel değerlerinin bilincinde olan ve daha fazlasını öğrenmek adına içinde merak uyanan çocuklar edinebilmek.
  2. Gerek tarihsel zenginlikler gerek bunların farklı matematik konularıyla bağdaştırılabilirliği açısından üretkenliğe ve geliştirilmeye açık bir oyun üretmek.

İkincilik Ödülü – Hücreni Yarat: Oyuncu tarafından yaratılacak bir hücre simülasyonu ve Sayısal Adak isminde; öğrencilere çarpım tablosunu bir adak seremonisi şeklinde sunarak çarpım tablosunun öğrenimini oyunlaştırmayı hedefleyen bir oyun fikri projesi ile katıldı.

Üçüncülük Ödülü – İlham Perisi: Oyun boyunca, tarihte yaşamış farklı bilim insanlarına “yardımcı olunur”. Oyuncu bilim insanlarının düşünmesine nöronları bağlayarak, çalışırken hastalık kapanların da bağışıklık sistemini kontrol ederek bilim insanlarının günümüzde kullandığımız icatları yapmasını sağlar. Bazen gerekli matematik işlemlerini yapar, bazen de bozulan aletlerini tamir eder. Sonuç olarak oyuncu bilim insanlarını tanır, yaptıkları icadı ve onun için yaptıkları çalışmaları öğrenir. Eylemleri temsil eden oyunlar ise biyoloji (bağışıklık sistemi kontrolü, nöron bulmacaları), matematik (4 işlem) ve fizik (elektrik devreleri oluşturma, ışığın yansıması ve kırılması) alanlarında eğlenerek ve düşünerek bilgi sahibi olunmasını sağlar, kişi bu konulara merak duyar.

GittiGidiyor’un süpermarket kategorisine CarrefourSA dahil oldu

GittiGidiyor, 53 şehirde 612 marketi bulunan Türkiye organize perakende sektörünün öncü markası Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA‘yı kullanıcılarıyla buluşturdu.

Gerçekleştirilen işbirliğiyle CarrefourSA, ilk kez bir online pazaryerinde mağaza açtı ve ticarette kendi sitesi dışında ilk kez farklı bir kanal kullanmaya başladı. CarrefourSA’nın GittiGidiyor’daki mağazasında temizlik ürünlerinden kozmetik ve kişisel bakıma, ev aletlerinden anne-bebek kategorisine kadar uzanan geniş bir yelpazede yüzlerce ürün seçeneği tüketicilere sunuldu.

E-ticarette süpermarket alışverişi 3 yılda 7,5 kat

Son yıllarda platformlarında ciddi bir büyüme trendi yakalayan süpermarket kategorisine CarrefourSA’yı dâhil etmekten büyük memnuniyet duyduklarını ifade eden GittiGidiyor Genel Müdürü Öget Kantarcı, sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin öncü e-ticaret sitesi olarak hem ekosistemimizi geliştirmeye hem de perakendenin güçlü markalarını e-ticaret kanalıyla daha geniş kitlelere ulaştırmaya odaklanıyoruz. GittiGidiyor’da hızla yükselen kategorilere baktığımızda süpermarketin ilk sıralarda yer aldığını görüyoruz. Öyle ki, süpermarket kategorisi son 3 yılda 7 buçuk kat büyüdü. Tüketicinin süpermarket alışverişinde eskisinden çok daha fazla online kanalları tercih ettiğini görüyoruz.”

Gelişen ve büyüyen e-ticaretle tüketicilerin internetten alışveriş yapmanın kolaylığına alıştığını belirten Kantarcı, günümüzde süpermarket alışverişlerinde de ihtiyaç duydukları ürünleri tek tıkla evlerine ulaştırabildiklerini söyledi. Bu kapsamda kullanıcılarını daha fazla ürünle buluşturmak için çalışmaya devam ettiklerini söyleyen Kantarcı, “Biz de bu trendin farkındalığıyla süpermarket kategorisini daha çok zenginleştirmek için önemli işbirlikleri gerçekleştiriyoruz. Bu çerçevede Türkiye’nin önde gelen markalarından CarrefourSA’yı kullanıcılarımızla buluşturmaktan son derece mutluyuz” dedi.

“GittiGidiyor ile güçlerimizi birleştirdik”

CarrefourSA Genel Müdürü Kutay Kartallıoğlu ise “GittiGidiyor’da mağaza açarak ilk kez bir online pazaryeri platformunda yer aldık ve kendi sitemiz dışında bir e-ticaret kanalını kullanmaya başladık. Sektördeki 18 yıllık deneyimiyle Türkiye’nin önde gelen e-ticaret platformlarından biri olan GittiGidiyor sayesinde ürünlerimizi çok daha fazla kullanıcıya güvenle sunabileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.

Blockchain odaklı yerli girişim MenaPay, Hande Enes’ten yatırım aldı

Son dönemlerde yatırımlarını sık sık duyurduğumuz, Engin Grup Yönetim Kurulu Üyesi Hande Enes, token satışını yakın zamanda tamamlayan Türkiye çıkışlı Blockchain girişimi MenaPay’e yatırım yaptı. Yatırım miktarı henüz açıklanmadı.

Türkiye ve Orta Doğu pazarına odaklı blockchain tabanlı ödeme platformunu geçtiğimiz aylarda mobil uygulamalar üzerinden hizmete açan MenaPay, Mayıs ayında token satışını tamamlamıştı.

Alınan yeni yatırımı değerlendiren MenaPay Genel Müdürü Tolga Odoğlu, “Hande Enes Türkiye’de girişimcilik ekosistemine yön veren en önemli aktörlerden biri. MenaPay’i Türkiye ve Orta Doğu’da hızla büyütmek için kendisinin tecrübelerinden faydalanacağız.” dedi.

MenaPay’in yeni yatırımcısı Hande Enes, “MenaPay bir süredir çok yakından takip ettiğim bir Blockchain girişimiydi. MenaPay’in Orta Doğu’dan çıkan ilk Unicorn olma hedefi beni heyecanlandırıyor” diye konuştu. MenaPay Yönetim Kurulu Üyesi Burak Balık ise MenaPay yatırımcıları içerisine Hande Enes’in katılması ile ilgili cok mutlu olduğunu dile getirirken; “Hande Enes için melek yatırımcı yerine “Archangel” terimini kullanmamız daha yerinde olacaktır. Gücümüze güç kattık, hep birlikte bölgenin ilk milyar dolarlık fin-tech şirketini çıkaracağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.

MenaPay kripto para ve ödeme teknolojileri arasında yeni nesil bir bağ kuruyor. Nüfusunun %84’ü geleneksel bankacılık hizmetlerini kullanmayan Orta Doğu ve Afrika için geliştirilmiş Blockchain tabanlı, İslami Finans esaslarına uygun olan bu platform üzerinden elde edilen gelirin önemli bir bölümü ile borsalardan MPAY tokenları geri alınarak “green mining” rezervi doldurulacak. Bu tasarımla, kripto para dünyasına yenilikçi bir yaklaşım ve yatırımcılara platformun gelirine ortak olma imkanı sunulmaktadır.

MenaPay’in yenilikçi modeli olan “Green Mining” ile yatırım yapmayan kullanıcılar bile MenaPay’i kullanarak yaptıkları her işlemde MPAY token kazanma şansı buluyorlar.

Blockchain tabanlı mobil ödeme uygulamasını geçtiğimiz Nisan ayında piyasaya süren MenaPay Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki bankacılık sistemine uzak kitleyi dijital ödeme dünyası ile tanıştırıyor. MenaPay’in kurduğu geniş bayi ağı sayesinde herhangi bir banka hesabına veya kredi kartına gerek duymadan mobil cüzdanlarına stabil dijital para yükleyebilen kullanıcılar QR kod okutarak kolayca ödemelerini yapabiliyorlar. Kasım 2017’de lanse edilen MenaPay projesi, bölgedeki 18 ülkede yaşayan 420 milyon kişiye gelişmiş ödeme hizmetleri sunmayı amaçlıyor. Yeni gelişmeler oldukça paylaşmaya devam edeceğiz.

Oyun dünyasının buluşma noktası olmak isteyen Playz, 3. yatırım turunu kapattı

Oyun dünyasındaki tüm paydaşların buluştuğu bir platform olmak isteyen Playz, 3. yatırım turunu kapattı.

Daha önceki turda Kaan Kayabalı, Kaan Kural ve Barış Karadenizli’den yatırım alan Playz’in bu yatırım turuna Hande Enes, Kaan Kalıpçı, Rıfat Elhadef, Demirhan Büyüközcü ve Erdem Gezer gibi ağırlıklı yurtdışı büyüme odağına yatırım yapan yatırımcılar katıldı. Playz aldığı bu yatırımla birlikte global büyümeye odaklanacak.

9 kişilik ekibe sahip olan girişim, merkezini yakında Estonya’ya taşımayı planlıyor. Bir sonraki hedefinde global isimlerden yatırım almak var.

Playz, önceden sadece League of Legends oyuncularına hitap ediyorken, 1 Ocak 2019’dan itibaren 22 farklı oyunun oyuncularına hitap etmeye başladı. Sonrasında IOS uygulamasını da hayata geçirip oyunculara ulaşmak isteyen bir çok firma ile işbirliği gerçekleştirdi. Son 4 ayda kullanıcılar tarafından 250 binden fazla gönderi paylaşılan uygulamada, bu gönderilere 1 milyonun üzerinde beğeni ve 400 binin üzerinde de yorum yapıldı. Bugüne kadar kullanıcılar tarafından paylaşılan 80. binin üzerinde video toplamda 34 milyondan fazla izlendi.

Yatırım ile ilgili Kurucu Ortaklarından şirket Genel Müdürü Engin Sever; “Yeni versiyona geçtikten sonra yurt dışındaki kullanıcıların ilgisi ve bağlılığını da göz önünde alarak sürekli denemeler yaptık. Playz’in yurtdışı pazarında ilgi görmesi ve hızla büyümesi ile 54 farklı ülkeden 80.000’den fazla kullanıcıya ulaştık. Bu yatırımı, yurtdışından daha fazla kullanıcıya ulaşma ve gelir modellerini devreye almak için kullanacağız. Uygulamayı tamamen oyuncuların isteklerini göz önüne alarak geliştirdik ve bu vizyona uygun olacak şekilde İninal ile birlikte Playz Pro Gamer Kart’ı devreye alacağız. Oyuncu odaklı fayda sağlama stratejimiz ile oyuncular için vazgeçilmez bir platform olmak istiyoruz.” dedi.

Girişimi yakından takip ediyoruz. Gelişmeler oldukça paylaşmaya devam edeceğiz.

DHL, EHang iş birliği kapsamında Çin’de drone ile dağıtıma başlıyor

Uluslararası hızlı taşımacılığı hizmet sağlayıcısı DHL Express ile Çin merkezli akıllı otonom hava aracı üreticisi EHang stratejik bir ortaklığa imza attı. Sizlere ayrıca EHang’ın geçtiğimiz yıl İnsan taşıyan drone’u da tanıttığından bahsetmiştik.

Çin’in büyük şehirlerinde kapıya teslimat konusunda yaşanan zorlukların üstesinden tam otomatik ve akıllı drone’larla gelmeyi mümkün kılan ortaklık kapsamında DHL ülkenin drone ile teslimat hizmeti veren ilk uluslararası hızlı hava taşımacılığı şirketi oldu.

Teslimat süresi 40 dakikadan 8 dakikaya indi

İlk etapta bir DHL müşterisi için DHL Liaobu, Dongguan hizmet merkezi ile müşterinin tesisleri arasında özel bir rota oluşturuldu. EHang’in yeni piyasaya sürdüğü Falcon serisi İHA’ların akıllı otomasyon kabiliyeti ve güvenliği sayesinde, şehir trafiği ve yolların karışıklığı gibi sorunların üstesinden gelinmiş oluyor. Tek taraflı teslimat süresini 40 dakikadan 8 dakikaya indiren sistem, teslimat başına maliyeti yüzde 80’lere varan oranda azaltırken, karayolu taşımacılığına göre daha az enerji tüketilmesini ve karbon ayak izinin küçülmesini sağlıyor.

Şehir içinde zamanında teslimat için etkili çözüm

Akıllı drone ile teslimat çözümü DHL’in teslimat kapasitesini geliştirirken, lojistik sektörüne getireceği yeni müşteri deneyimi ile sürdürülebilir büyüme ve ekonomiye katkı için yeni fırsatlar doğuracak. Çin’de son kullanıcıya hizmet veren işletmelerin (B2C) ve adrese teslim uygulamasının yaygınlaşmasıyla birlikte teslimat hizmetlerinde drone’ların kullanılması, özellikle şehir içinde kapıya teslim uygulamalarında giderek artan zamanında teslimat taleplerini karşılamak açısından önemli bir çözüm olarak dikkat çekiyor.

Sefer başına 5 kilogram taşıma kapasitesi

Dört kolunda sekiz pervanesi bulunan EHang Falcon, akıllı ve güvenli uçuş kontrol modüllerinin yanı sıra yedek sistemleriyle uçuş emniyetini ön plana çıkarıyor. Dikey kalkış ve iniş, hassas GPS ve görsel tanımlama sistemleri, akıllı uçuş rotası planlama, tam otomatik uçuş ve canlı ağ bağlantısı gibi özelliklere sahip. Sefer başına 5 kilograma kadar yük taşıyabilen drone’lar, tam otomatik ve akıllı çözümler olarak sevk edilen ürünün otonom bir şekilde yüklenmesini ve indirilmesini sağlayan akıllı istasyonlar arasında sefer yapıyor. Ekspres gönderilerin ayrılması, taranması ve depolanması gibi otomatik süreçlerle bağlantılı olan istasyonlar, yüz tanıma ve kimlik tarama gibi fonksiyonları da yerine getirecek.

Türkiye’de öğrenci başına düşen aylık burs miktarı 418 TL

Öğrenciler için burs sistemi E-Bursum tarafından, burs ekosisteminde detaylı bir analiz eksikliğine istinaden hazırlanan Türkiye Burs Analizi Raporu‘nun sonuçları açıklandı.

Türkiye Burs Analizi, ilk düzenlendiği yıl olan 2018’de birçok kurumu bir araya getirip ekosistemin ilk geniş kapsamlı analizini yaptı. 2018-2019 dönemi analizinde ise “Geleceğe Yön, Topluma Fayda” temasıyla, burs ekosisteminin yarattığı etki kapsamlı bir şekilde ele alındı. Burs ekosisteminin daha şeffaf ve bilgilendirici olması amacıyla hazırlanan raporda; Türkiye’deki büyüklüklerine, kuruluş tarihlerine, burs verdikleri alanlara göre çeşitlilik gösteren 30 burs veren kurumun verilerinin analizi yapıldı. Hem kurumların hem de bursiyerlerin detaylı olarak incelendiği raporda; bursiyerlerin cinsiyet dağılımları, şehirlerin, üniversitelerin, bölümlerin ve sınıfların burs alma oranları, kurumların yaşları, dağıtılan burs miktarları gibi veriler analiz edildi.

Aynı zamanda, bu yıl raporun kapsamı genişletilerek kurumların şeffaflık ve yenilikçilik durumları analiz edildi. Bağımsız denetim yaptırma, finansal tabloların paylaşımı, burs dışı programların uygulanma durumları ve daha fazlası tespit edildi. Raporu inceleyen kurumların, şeffaflık ve yenilikçilik durumlarını analiz edebilmeleri için Yenilikçilik ve Şeffaflık Testi oluşturuldu.

En fazla burs verilen fakülte: Tıp Fakültesi

Rapor sonucuna göre, 30 kurumun verdiği burs miktarı 115 milyon 839 bin 400 TL. Bu miktar 33 bin 943 öğrenciye dağıtılıyor. Lisans öğrencileri için öğrenci başına düşen aylık burs miktarı ise 418 TL. Tüm fakülteler arasında ise Tıp Fakültesi tüm bursiyerlerin yüzde 14’ünü oluşturarak en fazla burs alan fakülte oldu. En fazla bursu İstanbul Üniversitesi alırken, sahip olduğu öğrenci sayısına oranla en fazla burs ise Boğaziçi Üniversitesi’nin. Rapora göre burs verilen öğrencilerin yüzde 65’i kadın öğrenciler olurken, yüzde 35’ini ise erkek öğrenciler oluşturuyor. Sınıf bazlı dağılımda ise üniversite seviyesindeki bursiyerlerin yüzde 24’ünü oluşturan 1. sınıf öğrencileri en çok burs alan öğrenciler. Hakkari 5 bursiyerle en az burs verilen şehir olurken, onu sırasıyla 13 öğrenciyle Tunceli ve 14 öğrenciyle Bitlis izledi. İstanbul ise tüm bursiyerlerin yüzde 19’unu barındırmasıyla en fazla burs verilen şehir oldu.

Rapora Verilerini Paylaşan Kurumlar

  • Afyon Eğitim Vakfı
  • Atlas Sağlık ve Eğitim Vakfı
  • Aydın Doğan Vakfı
  • Bitlis Eğitim ve Tanıtma Vakfı
  • Bolu Bağışçılar Vakfı
  • Borusan Vakfı
  • Buldan Eğitim ve Dayanışma Vakfı
  • Çelikel Eğitim Vakfı
  • Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği
  • Daruşşafaka Cemiyeti
  • Dr. İbrahim Bodur Kaleseramik Eğitim, Sağlık ve Sosyal Yardım Vakfı
  • Eget Vakfı
  • Erenköy Kız Liseliler Derneği
  • Hasan Faydasıçok Eğitim Vakfı
  • Hayat Sende Derneği
  • Eget Vakfı
  • Ege Çağdaş Eğitim Vakfı
  • Hüsnü Özyeğin Vakfı
  • İstanbul Sanayi Odası Vakfı
  • İzmit Burs Derneği
  • Köksal Eğitim Vakfı
  • Limak Vakfı
  • Macahel Eğitim Kültür ve Dayanışma Vakfı
  • Mehmet Zorlu Vakfı
  • Rumeli Eğitim Vakfı
  • Sabancı Vakfı
  • Toplum Gönüllüleri Vakfı
  • Türk Böbrek Vakfı
  • Türk Eğitim Derneği
  • Türk Eğitim Vakfı
  • Vehbi Koç Vakfı

Donanım odaklı yerli güvenlik girişimi Smart Mimic, Indiegogo’da kitlesel fonlamaya açıldı

Sizleri daha öncesinde yerli donanım odaklı girişim Smart Mimic ile ilgili birkaç defa bilgilendirmiştik. Şimdi ise Smart Mimic’in ilk taşınabilir güvenlik sistemi ürünü Mimic Go, dünyanın önde gelen kitlesel fonlama platformlarından Indiegogo üzerinden 30 bin dolar hedefli fonlamaya açıldı.

2017 yılında Noyan Berker ve Serdar Serttop tarafından kurulan Smart Mimic, güvenliğin herkes ve her yer için kolay, rahat erişim sunan ve taşınabilir olması prensibine sahip. Smart Mimic’in ilk ürünü Mimic Plus, 2017 yılında Türkiye ve Avrupa’da çıkışını gerçekleştirdi. Smart Mimic gelişmiş en yeni ürünü Mimic Go ile bireysel güvenlik sistemlerine olan kişiselleştirilmiş yaklaşımlarını genişletmeye ve geliştirmeye hazırlanıyor.

Dünyanın ilk taşınabilir kişisel güvenlik sistemi Mimic Go dünyanın her yerinde çalışan GPS izleme birimi, eSIM ve LTE-M ile internet bağlantısı, akıllı alarmlar ve 4 farklı tipte güvenlik sensörü barındırıyor. Sahip olduğu teknolojiyle güvenli alanlar oluşturan Mimic Go, koruma, bulma ve kişisel güvenlik ihtiyacını etkin biçimde karşılıyor. Taşınabilir güvenlik sistemi sürekli internet bağlantısıyla, kullanıcılarının her an her yerden uyarı ve bildirim alabilmesini sağlıyor.

Suya ve toza karşı dayanıklı: Mimic Go

Smart Mimic kurucu ortağı ve CEO’su Noyan Berker “İnsanlar artık her zamankinden daha çok hareket halinde. Kafelerden çalışıyor veya aileleriyle seyahat ediyor. Konu ister Airbnb’de konaklayan aileniz isterse halka açık bir alana bıraktığınız dizüstü bilgisayarınız olsun; güvenlik ve güvende hissetmek hiç olmadığı kadar önemli bir hale geldi.”

Taşınabilir güvenlik sistemi küçük boyutlarının yanı sıra iç ve dış mekanların zorlu koşullarına dayanacak şekilde geliştirildi. Suya ve toza karşı dayanıklılığı olan Mimic Go, 3 aya kadar ömrü olan şarj edilebilir pillere sahip. Smart Mimic mobil uygulamasıyla eşleşebilen kişisel güvenlik cihazı titreşimi, hareketi, yakınlığı ve sıcaklığı algılayabiliyor. Eşyalarını bırakarak herhangi bir yere ayrılması gereken kullanıcı, taşınabilir güvenlik sistemini güvence altına almak istediği odada kapı üstü, pencere yanı ya da doğrudan koruma altına almak istediği eşyaya iliştirerek koruma sağlayabiliyor.

Bu amaçla müşterileri için iOS ve Android mobil uygulamaları geliştiren Smart Mimic, kullanıcı dostu ara yüzüyle programlanabilir senaryoların sunulmasını sağlayacak. Bu özel senaryolar diğer Mimic Go kullanıcılarıyla paylaşılabilir olacak.

VR oyunlara yeni hareket alanı sağlayan WalkOVR, Kickstarter hedefini 4 saatte tamamladı

Tuğra Şahiner tarafından hayata geçirilen San Francisco merkezli yerli girişim WalkOVR, dünyanın en büyük kitlesel fonlama platformu Kickstarter‘daki 25 bin dolarlık hedefini 4 saatte tamamladı. Son durumda ise topladığı fon 55 bin doları aştı.

WalkOVR, sanal gerçeklik (VR) oyun dünyasındaki hareketliliği yeniden tanımlamayı hedefliyor. Kullanıcıların bulunduğu yerde istediği şekilde hareket etmesini sağlıyor. Bütün vücuda yerleştirilen cihazları ile kullanıcının oyun esnasında tüm vücuduyla olaylara tepki vermesini sağlıyor. Böylelikle sadece ellerini değil, tüm vücudunu oyuna dahil ediyor.

Sanal gerçeklik gibi devrimsel bir teknoloji kullanıcılar tarafından halen klavye&fare ikilisi veya gamepad ile deneyimlenmekte, insan hareketlerinin kullanılamamasından dolayı sanal gerçeklikteki görsel ve işitsel deneyim yarım kalmaktadır.

İnsan hareketlerinin sanal gerçeklik uygulamalarına aktarılamamasının diğer önemli sonucu ise mide bulantısıdır. Beyin görsel olarak hareket ettiğini gözlemlese de fiziksel olarak sabit olduğunun bilincinde olduğundan vücut doğal bir reaksiyon gösterir ve mide bulantısı ile tepki verir. İki problemin de çözümü için HTC ve Oculus gibi markalar kendi kontrol cihazlarını piyasaya sürseler de kullanımı odanızın duvarları ile sınırlı kalmakta, büyük alanlarda hareket edilmesi gereken oyun ve uygulamalarda VR deneyimi için aykırı yöntemler kullanılmaktadır.

WalkoVR bu problemlerin tamamına çözüm getiren, sanal gerçeklik teknolojisi için geliştirilmiş ve kullanıcı hareketlerinin sanal gerçekliğe olduğu gibi aktarılmasını sağlayan hareket platformudur. Sanal gerçeklik gözlüklerini takan kullanıcıya sonsuz alan sağlar. Kullanıcının gerçek dünyada yer değiştirmeden serbestçe hareket edebileceği, aynı gerçek dünyadaki gibi: Yürüyebildiği, koşabildiği, zıplayıp eğilebildiği, 360 derece dönebildiği bir kontrol arayüzüdür.

WalkOVR hareket çözümleri için geliştirdiği teknolojileri, yan donanımlarında da uygulamayı amaçlamakta kablosuz silah başta olmak üzere ürün yelpazesini genişletmeyi planlamaktadır. Call of Duty, Battlefield, Crysis, Counter Strike gibi dünya çapında milyonlarca kişinin oynadığı ve takip ettiği oyunların birebir kullanıcı hareketleri ile oynandığını; FIFA gibi ekran karşısında oynanmaya alışılmış bir oyunda Messi, Ronaldo, Suarez gibi dünyaca ünlü Futbolcuların yerine geçtiğinizi düşünün. WalkOVR sanal gerçeklik deneyimini iyileştirmeyi, hatta “oyunun şeklini değiştirmeyi” hedeflemektedir.

Huawei Türkiye’den Google kararına ilişkin ilk açıklama geldi

Amerika Birleşik Devletleri’nin uzun süredir Çinli şirketlere uyguladığı yaptırımlar sonucunda ABD Ticaret Bakanlığı, geçtiğimiz haftalarda Huawei‘nin kara listeye eklendiğini duyurmuştu. Verilen bu karar, ABD merkezli firmaların Huawei ile olan ticari ilişkilerinin de kısıtlanması yönündeydi.

Karar sonrasında Android işletim sisteminin mimarı Google, Huawei ile olan Android lisans anlaşmasının askıya alındığını duyurmuştu. Bu kararla birlikte Huawei, açık kaynak kodlu yapıya sahip Android Open Source Project (AOSP)‘den herkes gibi yararlanabilecek ancak lisanslı Google hizmetlerini telefonlarında sunamayacak. Bu hizmetlerin başında Google Play Store uygulama marketi, Gmail ve diğer Google servisleri geliyor.

Huawei akıllı telefon sahipleri verilen karardan etkilenecek mi?

Google tarafından Huawei’ye ilişkin verilen lisans anlaşmalarının askıya alınması kararıyla birlikte birçok Huawei kullanıcısı mevcut telefonlarında Google özelliklerinden yararlanamayacağını düşünmeye başladı. Ancak Google ve Android yetkilileri tarafından yapılan resmi açıklamalara göre mevcut Huawei kullanıcıları bu karardan etkilenmeyecek. Tüm Huawei ve Honor telefon sahipleri aynı şekilde Google servislerini kullanmaya devam edecek ve güvenliği için Android güvenlik güncellemelerini alacak. Yine de şimdilik verilen kararlar, mevcut Huawei telefonların Android sürüm yükseltme güncellemeleri alamayacağını işaret ediyor.

ABD Ticaret Bakanlığı’nın verdiği kararlara ve ABD Başkanı Trump’ın açıklamalarına ilişkin olarak sadece Huawei’nin değil; Intel, Qualcomm, Broadcom gibi diğer ABD’li teknoloji şirketlerinin de Huawei ile olan ticari ilişkilerini keseceği belirtiliyor. Aynı zamanda Trump, NATO müttefiki olan diğer ülkelere de çağrı yaparak Huawei’nin altyapı çözümlerini kullanan ülkelerle istihbarat paylaşımı yapmayacağını öne sürüyor.

Ayrıca Huawei Türkiye tarafından basın mensuplarıyla paylaşılan ilk resmi açıklamayı aşağıda sizlerle paylaşıyoruz:

HUAWEI, Android’in dünyadaki gelişimine ve büyümesine önemli katkılarda bulunmuştur. Android’in en önemli küresel iş ortaklarından biri olarak hem kullanıcılara hem de sektöre fayda sağlayan bir ekosistem geliştirmek için açık kaynaklı platformlarıyla yakın bir şekilde çalışmaktadır.

HUAWEI, tüm dünyada bugüne kadar satılan ve halihazırda stokta bulunan tüm HUAWEI ve Honor akıllı telefon ve tablet ürünleri için kullanıcılarına güvenlik güncellemeleri ve satış sonrası hizmetler sunmaya devam edecektir.

Dünya çapında tüm kullanıcılara en iyi deneyimi sunmak amacıyla güvenli ve sürdürülebilir bir ekosistem kurmaya devam edeceğiz.

Ayrıca referans için Google ve Android’den gelen açıklamaları sizinle paylaşmak isteriz:

Google:

“Kanuna uyuyor ve sonuçları gözden geçiriyoruz. Hizmetlerimizin kullanıcıları için Google Play ve Google Play Protect’teki güvenlik korumaları mevcut HUAWEI cihazlarında çalışmaya devam edecek.”

Android:

“ABD hükümetinin son eylemlerine uymak üzere attığımız adımlarla ilgili olarak HUAWEI kullanıcılarından gelen sorulara istinaden, ABD hükümetinin tüm gereksinimlerine uymakla birlikte, tüketicilerin halihazırda kullanmakta olduğu mevcut cihazlarda Google Play ve Google Play Protect’in güvenliği gibi hizmetlerin çalışmaya devam edeceğini garanti ederiz.”