Ana Sayfa Blog Sayfa 570

McKinsey & Company tarafından hazırlanan pandeminin tüketiciler üzerindeki kalıcı etkileri raporu

Yönetim danışmanlığı firması McKinsey & Company, COVID-19 salgının farklı alanlar üzerindeki etkileriyle ilgili raporlarını paylaşmaya devam ediyor. McKinsey’nin işletme ve ekonomi araştırma kolu olan McKinsey Global Enstitüsü (MGI), ‘Tüketici Talebindeki İyileşme ve COVID-19’un Kalıcı Etkileri’ raporunu yayınladı.

Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD’de yapılan araştırmalara dayanan bu raporda; pandeminin, toplumun değişik kesimlerinde ekonomik açıdan yarattığı etkiler inceleniyor. Bu amaçla, tüketiciler; harcanabilir gelir ve yaşlarına göre dokuz gruba ayrılıyor. Bunun yanı sıra tüketici harcamalarının neredeyse dörtte üçünü oluşturan sektörlerden, altı vaka derinlemesine analiz ediliyor. Raporda, bu analiz sonuçlarına bağlı olarak, tüketici talebinin nasıl gelişeceğine ve pandemiye bağlı davranışsal değişikliklerden hangilerinin ‘kalıcı’ olacağına ilişkin öngörüler ortaya konuyor.

Biriken tasarruflarla beslenen bastırılmış talep, hızlı bir toparlanma sürecine işaret ediyor

Pandeminin ilk aylarında, Çin, ABD ve Batı Avrupa’da; tüketici harcamalarındaki ani ve derin düşüş, sağlık endişesiyle vazgeçilen hizmetlerden kaynaklandı. Seyahat, eğlence ve yemek gibi yüz yüze hizmetlerin, kısıtlamalarla birlikte birden durması, yüzde 11 ile 26 arasında değişen talep düşüşünün sebebi oldu.

McKinsey raporuna göre; bu kategoriler uzun vadede büyüyor ve tüketici anketleri, pandemiden sonra güçlü bir talep toparlanmasına işaret ediyor. McKinsey uzmanları, bu noktada; tüketicilerin bastırılmış talebinin, bazı kesimler için oluşan önemli miktardaki tasarruf birikimleriyle birleştiğinde ‘intikam alışverişine’ dönüşebileceğini belirtiyor. Zira ABD ve Batı Avrupa’da, tasarruf oranındaki yüzde 10 ile 20 puan arasında değişen artışın, birçok haneyi harcama yapmaları için güçlü bir konuma getirdiğine vurgu yapılıyor. Bu artış oranının, ABD’de yıllık tasarrufların ikiye katlanmasına denk geldiği belirtiliyor.

Bu tablo, pandemiyi sona erdirecek etkili bir aşı uygulamasının; artan tüketici güveninin, bastırılmış talep ve birikmiş tasarruflarla beslenerek, talepte pandemi öncesi seviyelere ulaşılmasında etkili olabileceğini gösteriyor. Ayrıca Çin’de salgının kontrol altına alınmasıyla birlikte tüketici harcamalarında gözlemlenen toparlanma, çoğu ülke için iyimserliğin başka bir nedeni olarak öne çıkıyor. Bütün bu olumlu tablonun yanı sıra raporda; bu ölçekte bir krizin beklenen olumsuz yanlarından birinin de düşük gelirli hanelerdeki iş kayıpları ve gelir belirsizliği olduğuna dikkat çekiliyor. Yüksek gelirli haneler pandemi döneminde tasarruf miktarlarını artırarak ya da büyük ölçüde zarar görmeden atlatabilse de düşük gelirli hanelerin yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle toparlanmanın özellikle ABD’de düzensiz olacağı öngörülüyor.

Pandemi, tüketici davranışında kalıcı değişikliklere yol açıyor

Pandemi, bir yandan tüketicilerin tercihlerinde dijitali daha fazla benimsemesini hızlandırırken, diğer taraftan da ev dışında harcanan zaman ve paranın kesintiye uğramasına neden oldu. Bu dönemde yaşanan davranış değişikliklerinin kalıcı olup olmayacağını belirlemek için McKinsey uzmanları; geniş bir yelpazeyi kapsayan sektörlerden alınan altı tüketim grubunu inceledi. Bunlar arasında; çevrimiçi market alışverişinin hızlanmasının, evin varsa bahçenin; spor, oyun, hobi gibi farklı etkinlikler için yeniden düzenlenmesinin ve buna yönelik ekipman alışverişlerin yükselen trendler arasında yer aldığı görüldü. Ayrıca, uzaktan eğitime geçiş ve sanal sağlık hizmeti ziyaretlerine talepteki artış da dikkat çekiciydi. Bunlarla birlikte, canlı eğlencedeki ciddi düşüş ve uçak yolculuklarındaki azalma da madalyonun diğer tarafında yer aldı.

Pandemi dönemindeki tüketici davranışlarının kalıcılığını ölçmek için bir test geliştiren McKinsey & Company, 2020-2024 dönemine odaklanarak, tespit edilen değişimlerin büyük ekonomiler örneğine uyumunu değerlendirdi. Sonuç olarak raporda; çevrimiçi market alışverişinin, sanal sağlık hizmetlerinin ve tüketicilerin ev için yaptıkları yeni düzenlemelerin kalıcı olacağı belirtiliyor. Pandemi öncesindeki değerlerine dönmesi beklenen değişimlerin ise; uzaktan eğitim, uçak yolculuklarına ve canlı eğlence etkinliklerine olan talepte yaşanacağı öngörülüyor.

Şirketlerin ve hükümetlerin uygulamaları da kalıcılıkta belirleyici rol oynuyor

Kalıcılık için önemli bir ön koşulun da yeterli altyapı yatırımlarına bağlı olduğunun altını çizen raporda, bu durum; tüketici, şirketler ve hükümetler açısından ele alınıyor. Örneğin; tüketiciler için güvenilir internet erişimi ya da uzaktan eğitimle ilgili yaşadıkları deneyimler kalıcılıkta belirleyici rol oynuyor. Endüstri söz konusu olduğunda; çevrimiçi markette teslimat yetenekleri yüksek ve veri tabanını başarılı şekilde yönetebilen şirketler, tüketicilerin sahip olduğu seçenekleri belirleyerek yeni ortama hızlı ve etkili bir şekilde cevap verebiliyor. McKinsey uzmanları, bütün bunların yanı sıra tüketiciler nezdinde sürdürülebilirlikle ilgili yükselen hassasiyetin de kalıcılık üzerinde etkileri olacağını belirtiyor.

McKinsey & Company Ortağı İlke Bigan: “Çevrimiçi market alışverişi ve sanal sağlık hizmetlerinin yükselişi, pandemi sonrasında da kalıcı olacak.”

Pandeminin tüketici alışkanlıklarında büyük değişime neden olduğunu vurgulayan McKinsey & Company Ortağı İlke Bigan raporla ilgili yaptığı açıklamada; “Sektör ayrımı olmaksızın dijital ürün ve hizmetlerin benimsenmesi, bu dönemde önemli bir hız kazandı. Araştırmalarımız, örneğin ABD’de, bu hız sayesinde; e-ticaretin pandeminin ilk üç ayında 10 yıllık gelişime eş değer büyüme kaydettiğini ortaya koydu. Araştırmamızda ayrıca; tüketicilerin tercihlerindeki değişimin, marka sadakatlerine yansıdığını da gördük. Tüketicilerin yüzde 40’ı, bu dönemde yeni bir marka ya da perakende şirketini denediğini belirtiyor. Bu arada e-ticaretin yaygınlaşmasının ve büyüme trendini sürdürmesinin her ülkede aynı şekilde geçerli olduğunu söylemenin de mümkün olmadığının altını çizmek isterim. Zira bu dönemde tüketicilerin yaşadığı e-ticaret deneyimi de kalıcılıkta belirleyici rol oynuyor. Örneğin, pandemi döneminde tüketicilerin yüzde 60’ının internet üzerinden alışveriş yaptığı İtalya’da, bu deneyimi tatmin edici bulanların oranı yüzde 10’dan az. Bu durum nedeniyle; İtalya’da, yeni normalde e-ticaret kullanım oranlarında artışın sınırlı olacağını söylemek mümkün. Çin’de ise tam tersi bir tablo var ve online alışveriş eğiliminin uzun vadede süreceği tahmin ediliyor” dedi.

Tüketici davranışlarındaki değişimin kalıcılığında, şirketlerin bu sürece yanıtı kadar hükümetlerin üstlendiği rolün de etkili olduğunu belirten McKinsey & Company Ortağı İlke Bigan sözlerini şöyle sürdürdü; “Sağlık hizmetlerinin sanallaşması, çevrimiçi market alışverişinin neredeyse ikiye katlanması, evde vakit geçirme alışkanlığının yaygınlaşması dijitale yönelen tercihlerin örnekleri arasında yer alıyor. Ayrıca evden çalışmanın beraberinde getirdiği ev içi harcamaların artması, evlerin tadilatı gibi yeni tüketici davranışları yaygınlaşıyor. McKinsey & Company olarak; pandemi dönemi ortaya çıkan yeni tutumlardan hangilerinin devam edeceğini kapsamlı bir analizle belirlemeye çalıştık. Araştırmamızın sonuçlarına göre; çevrimiçi market alışverişi ve sanal sağlık hizmetlerinin yükselişi kalıcı olacak. Ayrıca, pandemi döneminde en güvenli alanımız olan evlerimize kazandırdığımız yeni fonksiyonların da kalıcı olacağı anlaşılıyor. Tüketici davranışlarındaki değişimde ve bunların kalıcı olmasında, şirketlerin ve hükümetlerin eylemlerinin de önemli etkileri olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu çerçevede, şirketlerin iş modellerini ve hükümetlerinse altyapı politikalarını yeni normale göre yeniden ele almalarında büyük fayda bulunuyor.”

Tüketiciler gelir ve yaş gruplarına göre dokuz bölüme ayrılıyor

Araştırmada tüketiciler; düşük, orta ve yüksek gelir gruplarının yanı sıra gençler, orta yaşlılar ve 65 yaş üstü olarak üç grup altında ve çapraz tablolar halinde dokuz bölümde toplanıyor. Tüketim toparlanmasına ilişkin davranışsal varsayımlar için Oxford Economics iş birliğiyle geliştirilen ekonomik senaryoların baz alındığı raporda; McKinsey küresel iş liderleri paneli tarafından ortaya konan en yüksek ihtimalli üç iyileşme senaryosuna odaklanılıyor. Bunların üçünün de ekonomiye yapısal bir zararın gelmediği ancak farklı iyileşme hızlarını öngören senaryolar olduğunun altı çiziliyor.

ViewSonic tarafından geliştirilen dijital sınıf platformu: myViewBoard Classroom

ViewSonic tarafından geliştirilen, internet tarayıcı üzerinden, cihaz fark etmeksizin çalışan myViewBoard Classroom, öğretmen ve öğrencilerin birbirleriyle gerçek bir sınıfta kurabildikleri etkileşimi dijital ortama taşıyor.

Platform sayesinde zenginleşen dijital etkileşim olanakları, uzaktan eğitimin başarısını artırıyor. İnternet tarayıcının iki farklı sekmesinde eş zamanlı çalışabilen myViewBoard Classroom, hem öğretmen hem de öğrencilerin çalışmaları için dijital beyaz tahtaların yanı sıra canlı öğretmen video aktarımı, gerçek zamanlı ortak çalışma ve öğrenci etkileşimini yönetmenin etkili bir yolunu içerir. Sekmelerden birinde ders materyallerini gösterirken, ikinci sekmede ise öğrencilerin etkinliklerin takip edilmesini sağlıyor.

Uzaktan eğitime etkileşim gücü

Geleneksel eğitim ve teknoloji temelli uzaktan eğitimin önümüzdeki dönemlerde bir arada eğitim sisteminin içerisinde yer alacağının herkes tarafından fark edildiğini belirten ViewSonic Türkiye, Orta ve Doğu Avrupa Bölge Müdürü Hasan Koçyiğit, ViewSonic’in uzaktan eğitimde etkileşimin önemini kavradığını ve bu alana yoğunlaştığını kaydediyor. Koçyiğit, sözlerine şöyle devam ediyor: “Uzaktan eğitim teknolojileri konusunda tüm dünyada edindiğimiz deneyim, uzaktan eğitimde etkileşimin rolünün ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bu sebeple, çözümlerimizi bu anlayış temelinde geliştiriyoruz. myViewBoard platformumuz, aslında birbirini tamamlayan birçok özelliği ile dört dörtlük bir uzaktan eğitim ekosistemi. Gerçek zamanlı birlikte çalışma, parmak kaldırma, öğrencinin derse katılımının takibi ve grup çalışmalar için toplantı odası, reklamsız Youtube entegrasyonu, tüm dünyada üretilen ders içeriklerinin paylaşımı, 70’in üzerinde dilin birbirine çevrilebilmesi ve sık kullanılan tüm dosya biçimlerinin desteklenmesi gibi birçok özellikle ekosistemimiz, örgün ve uzaktan eğitim arasında kusursuz dengeyi yakalamak isteyenlerin tercihi oluyor.”

Gerçek sınıfın dijital ikizi

myViewBoard, gerçek bir sınıfın dijital ikizini oluşturarak, öğrencilerin tümünün eğitmen tarafından görülebilmesini sağlıyor. Gerçek bir sınıf görüntüsünün dijital yansıması olan bu ekran üzerinden, öğrencilerin derse gösterdikleri ilgi takip ediliyor. Öğrenci belli sürelerde işlem yapmaz ise yahut farklı ekranlara geçiş yaparsa eğitmen uyarılabiliyor. Bu etkileşim temelli özellik ayrıca, öğrencinin bağlantı ve dersi takip durumunu da gösterirken, soru sormak isteyen öğrencileri de bildiriyor.

Türkiye’de ücretsiz olarak sunuluyor

Küresel salgın nedeniyle myViewBoard ekosistemi Türkiye’de ücretsiz olarak kullanıma sunuluyor. Ekosistemi kullanmanın hiçbir koşulu bulunmuyor. Bu süreçte platforma üye olan herkes platformdan ömür boyu ücretsiz olarak faydalanabiliyor. Bu fırsattan yararlanmak isteyenlerin 21 Haziran’a kadar myviewboard.com adresine girip kayıt yaptırmaları yeterli.

Kripto varlıkları saklama platformu Finoa, 22 milyon dolar Seri A yatırım aldı

AB merkezli bir kripto varlık saklama platformu FinoaBalderton Capital liderliğinde aldığı 22 milyon dolarlık Seri A yatırımıyla hedeflerine doğru hızla ilerliyor.

2018 yılında Christopher May ve Henrik Ebbing tarafından kurulan Finoa’nın hedefi, yatırımcıların ve şirketlerin kripto varlıklarını yönetmeleri için en düzenlenmiş platform haline gelmek.

Şirket, kurumsal yatırımcıların ve şirketlerin dijital varlıklarını yönetmeleri için düzenlenmiş bir platform olma planını ve bir ön kripto saklama lisansı aldığını ve Alman Federal Finansal Denetleme Kurumu (BaFin) tarafından denetleniyormuş.

Şirketin 22 milyon dolarlık yatırım turu Balderton Capital tarafından yönetildi. Balderton Capital’in yanı sıra yatırımcılar arasında Coparion, Venture Stars, Signature Ventures ve adı açıklanmayan bir yatırımcıda vardı.

Berlin merkezli girişimin, en önemli faaliyetlerinden biri, kripto varlıkları için hızla standart haline gelen Dapper Lab’in FLOW protokolü, NEAR ve Mina ile çalışması. Aynı zamanda Anchorage, Coinbase Custody, Bitgo gibi büyük oyunculara, Binance ve Kraken gibi borsalara ve Ledger gibi kendi kendine varlık saklama çözümlerine karşı çıkıyorlar.

Fiona şu anda T-Systems, CoinList gibi DeFi yerlileri ve Bankhaus Scheich gibi finans kurumları dahil 250’den fazla müşteriye sahip olduğunu söylüyor.

Christopher May: “Finoa’yı, kurumsal katılım için Avrupa’nın önde gelen servis sağlayıcısı olarak kurduğumuz için gurur duyuyoruz ve büyümemizi daha da hızlandırmaktan inanılmaz heyecan duyuyoruz. Yeni heyecan verici protokolleri ve projeleri desteklemeyi, yenilikçi kurumsal kullanım durumlarını güçlendirmeyi ve platformumuza ek (merkezi olmayan) finansal ürünler ve hizmetler eklemeyi dört gözle bekliyoruz.” dedi.

Balderton’un kripto yatırımlarının çoğuna liderlik eden Balderton Capital yöneticilerinden Colin Hanna, “Chris, Henrik ve tüm Finoa ekibi, en yüksek profesyonellik seviyelerini radikal inovasyonla birleştiren son derece etkileyici bir iş kurdu. Finoa’ya hem kripto varlık anahtarlarının güvenlik yönetimi hem de müşterilerinin yerel kripto varlıkların gücünden tam olarak yararlanmalarını sağlayan ürün ve hizmetler konusunda güvenilmesi gerekiyor. Bir araya getirdikleri ekip, tam da bunu yapmak için benzersiz.” dedi.

May ayrıca, “Kurumsal yatırımcıların ihtiyaçlarını başarıyla karşılayan blockchain tabanlı kripto varlıkları korumak ve yönetmek için sofistike saklama ve varlık hizmeti çözümlerinin eksikliğini belirledik. Fiona, kripto varlıklar dünyasına sorunsuz, güvenli ve düzenli erişim sağlayarak boşluğu dolduruyor.” dedi ve ekledi, “Avrupa Birliği’nde olmak, temelde farklı bir organizasyonel yapı gerektirir. Finoa’nın Avrupa bağlamında yaptığını yapmayı başaran çok az kişi var ve bu nedenle şimdi kendimizi lider bir konumda görüyoruz.”

DHL Express Türkiye’nin yeni CEO’su Mustafa Tonguç oldu

Dünyanın lider uluslararası hızlı hava taşımacılık şirketlerinden DHL Express, Türkiye’de yaklaşık 4 yıldır Claus Lassen liderliğinde yürüttüğü başarılı faaliyetlerine Mustafa Tonguç ile devam edecek.

DHL Ailesi’nde çalışmaya 1997’de DHL Almanya Operasyonları’nda başlayan Mustafa Tonguç, Almanya’daki ayrıştırma merkezi ve havaalanında operasyonel alandaki görevlerinin yanı sıra müşteri hizmetleri ekibinin yöneticiliğini de yürüttü. Tonguç, Türkiye’deki görevine terfi etmeden önce, DHL Express Avrupa’nın Dağıtım Merkezleri ve Havaalanı Performans ve Programlar Genel Direktörü olarak çalıştı.

Operasyondan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olduğu dönemde Tonguç, DHL Express Türkiye’nin bölgesel ve yerel operasyon hedeflerine ulaşmasına büyük katkı sağladı ve ekibiyle beraber mükemmel sonuçlara imza attı. Tonguç aynı zamanda DHL Express Türkiye’nin İstanbul Havalimanı’ndaki tesisinin projesi gibi pek çok inisiyatife öncülük etti.

Son rolünde Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Tonguç, kısa bir zaman diliminde gerek satış ekibinin yapılandırılması gerekse yeni satış stratejisinin belirlenmesi konusunda önemli adımlar attı.

Başarılı performansıyla son iki yıldır Yetenek Gelişim Programı kapsamında global yetenekler arasında yerini alan Tonguç, 20 yılı aşkın DHL Express deneyimiyle, DHL Express Türkiye’yi daha da iyi noktalara taşıyacak.

Türkiye’nin dünyada en çok tanınan markalarından Nusr-Et, ABD’deki 5. restoranını açtı

Türkiye’den çıkan ve başarısı tüm dünyaya yayılan; 6 ülkede 24 restoranı ve 2 bin çalışanıyla hizmet sunan Nusr-Et, pandemi döneminde yürüttüğü titiz çalışmalarla büyümeye ve yatırımlarına devam ediyor. Nusr-Et’in 24’üncü restoranı 29 Nisan’da Beverly Hills’da kapılarını açtı.

Hatırlarsanız Nusr-Et, geçtiğimiz yıl yaptığımız bir haberde menü uygulamaları geliştiren yerli girişim FineDine‘ın ürünlerini restoranlarında kullanmaya başlamıştı.

150 kişilik kapasiteye sahip yeni restoran, iç mekan ve bahçe kısmı olmak üzere 2 bölümden oluşuyor. Dallas’ta 3 Mart’ta açılan restoranın ardından Amerika’daki 5’inci restoran olma özelliğini taşıyan Beverly Hills, ikonik “Golden Triangle” içindeki Canon Drive’da yer alıyor.

Tüm Nus-ret restoranlarının önemli simgelerinden olan tezgah ve ürünün ön planda olduğu Açık Mutfak konseptiyle, etler özel bir sergileme alanında “sanat objeleri” formunda sunulacak. Misafirler, özel pişirme teknikleri kullanılarak hazırlanan en kaliteli et seçkilerini, Nusr-et imzasını taşıyan yaratıcı yemek sunumları ile deneyimleyebilecek. Estetik, samimiyet, aşinalık kavramlarıyla şekillenen restoranın dekorasyonu, yemek deneyimini ön plana çıkaracak şekilde zamansız ve modern bir çizgide tasarlandı. Özgün mimari tasarımıyla öne çıkan restorandaki kırmızı kapı ve seramikler Nusret Gökçe’nin doğduğu bölgeden esinlenilerek hazırlandı.

Restoranın en önemli özelliklerinden biri de ülkemizin ünü dünyaya yayılmış ünlü foto muhabirlerinden büyük usta Ara Güler’in eserlerine yer veren özel bir sergileme alanına sahip olması. Türkiye’de kültür ve sanata önemli katkılar sağlayan Doğuş Grubu’nun hayata geçirdiği Ara Güler Arşiv ve Araştırma Merkezi ve Ara Güler Müzesi iş birliğiyle Ara Güler’in fotoğraflarından oluşan özel bir seçki de restoranın duvarlarında yer alıyor.

Umarız Nusr-Et bu gelişmelerin yanı sıra, restoranlarında yerli girişimlerin daha ürünlerini daha fazla kullanmaya devam eder.

CrazyLabs, Hyper Summer Challenge yarışmasına mobil oyun geliştiricilerin başvurularını bekliyor

CrazyLabs, 2021 yazına özel planladığı Hyper Summer Challenge adındaki yeni yarışmasına mobil oyun geliştiricilerin başvurularını bekliyor.

Hyper Summer Challenge’ına katılacak olan mobil oyun geliştiricilerinden bu yaza damgasını vuracak, yaz sporlarının temel alındığı birbirinden yaratıcı ve eğlenceli hyper-casual oyunlar geliştirmeleri bekleniyor.

Hyper Summer Challenge nedir?

Yaz mevsiminin büyük bir hızla yaklaşmasıyla beraber CrazyLabs, bu yaz da mobil oyun geliştiricilerini heyecanlandıracak muhteşem bir yarışma ile mobil oyun sektörünü canlandırmaya devam ediyor. Bu seneki heyecan dolu hyper-casual yarışması CrazyLabs ile MoPub partnerliğinde gerçekleşecek. Yarışmada yer alacak olan mobil oyun geliştiricileri, oyun yapımındaki hünerlerini sergileyerek oyunlarının CrazyLabs tarafından yayınlanıp, App Store listelerinde üst sıralarda yer almayı hedefleyecek.

Mobil oyun geliştiricilerini teşvik etmeyi amaçlayan ve bununla beraber her başarılı oyun prototipinin ödüllendirileceğini belirten CrazyLabs, mobil oyun geliştiricilerinin sundukları oyun fikirlerinin testlerinde Cost Per Install(CPI) değeri oranı düştükçe para ödülünün daha da artacağını söylüyor. Bunun yanı sıra CrazyLabs, mobil oyun geliştiricilerine istedikleri kadar oyun testi yapmalarına olanak tanıyor. Bu sebeple de, ödüllerinizi kat kat artırabiliyorsunuz.

Hyper Summer Challenge yarışmasının ilk üç sıralamasına dağıtılacak olan ödüller üç farklı isimdeki kategorilere bölünmüş. Üçüncü sırada 5 bin dolarlık ödül ile “Harika Sonuçlar” (Amazing Results), ikinci sırada 15 bin dolarlık ödül ile “Olağanüstü Sonuçlar” (Phenomenal Results) ve son olarak birinci sırada da tamı tamına 50 bin dolarlık büyük ödül ile “Çılgın Sonuçlar” (Crazy Results) yer alıyor. Ayrıca CrazyLabs, CPI ve CTR değerlerinin test edildiği her oynanış videosu için mobil oyun geliştiricilerine 500’er dolarlık ödüller verecek.

Hyper Summer Challenge yarışmasında sunulacak olanaklar

CrazyLabs, düzenlediği Hyper Summer Challenge yarışması ile mobil oyun geliştiricilerine oyunlarını geliştirebilmeleri için olabildiğince destek sağlamayı amaçlıyor. CrazyLabs, yarışma boyunca geliştiricilere “360 Profesyonel Destek” (360 Professional Support) adını verdiği bir destek programını sunacak. Mobil oyun geliştiricilerinin kendi “Self-Servis Kontrol Panelleri” (Self-Serve Dashboard) olacak ve bunun yanı sıra potansiyeli olan oyunlara “Oyun Tasarımı Ekipleri” (Game Design Wizards) destek verecek.

CrazyLabs ve MoPub önderliğinde gerçekleşek ücretsiz web seminerlerine katılabilirsiniz!

CrazyLabs ve MoPub, yarışmanın yanı sıra, katılmak isteyenler için düzenlenen web seminerlerine ücretsiz bir şekilde katılabilineceğini belirtiyor. Web seminerlerinin konu başlıklarından bazıları hyper-casual oyunlar için para kazanma ipuçları, oyuncu profilleri ve sektörde uzlaşma olarak verilmiş. Eğer ücretsiz web seminerlerine katılmak isterseniz, seminerlere bu linkten ulaşabilirsiniz.

CrazyLabs Türkiye Lideri Onur Uça: “CrazyLabs olarak hyper-casual oyun geliştiricilere hit oyunlar yaratmak ve bu oyunları global olarak yayınlamak için ihtiyaçları olan tüm ortamları sunuyoruz. CrazyLabs ile çalışmak için ilk dönemi Mayıs ayı içerisinde başlayacak ve her dönem düzenleyeceğimiz CrazyHubs İstanbul programına katılıp hyper-casual alanda alacağınız eğitimlerle kendinizi geliştirip CrazyLabs ile çalışmaya başlayabilirsiniz, veya Yaz Sporları temasıyla geliştireceğiniz hyper-casual oyun prototipi ile Hyper Summer Challenge’a katılabilirsiniz.” dedi.

Renault Trucks’ın dünya genelinde düzenlediği tasarım yarışmasında Enes Bolat, 5 finalist isimden biri oldu

Renault Trucks’ın yeni araç lansmanı kapsamında dünya genelinde düzenlediği tasarım yarışmasında Türkiye’den Enes Bolat, ilk beş finalist arasında yer almayı başardı. Açık oylama ile belirlenecek En İyi Tasarım, gerçek bir çekici üzerinde sergilenecek.

Euro Truck Simulator 2 oyunu içinde düzenlenen tasarım yarışmasında oyuncular, özelleştirme aracı ile kendi Renault Trucks T High modellerini tasarladı. Dünyanın dört bir yanından yüksek katılımın olduğu yarışmanın ilk beş finalisti açıklandı. Türkiye’nin de aralarında yer aldığı finalistler, Hindistan, Fransa, Sırbistan ve Slovenya’dan katıldılar.

Kazanan isim 8 Temmuz’da belli olacak

İlk beş finalist, Renault Trucks Tasarım ekibi tarafından belirlenirken En İyi Tasarım, açık oylama ile seçilecek. 30 Nisan Cuma ve 2 Mayıs Pazar günleri arasında yapılacak oylamalar doğrultusunda kazanan tasarım, 8 Temmuz’da dijital bir etkinlikle ve SCS Software ile Twitch’te gerçekleştirilecek canlı yayında açıklanacak.

Bu bağlantıdan finalistlerin tasarımlarını görebilir ve beğendiğiniz tasarım için oylama yapabilirsiniz;

Finalistler

  • Enes Bolat, Türkiye
  • Das Anirudh, Hindistan
  • Christophe Pérocheau, Fransa
  • Rajko Junkar, Slovenya
  • Stefan Pajkic, Sırbistan

Yarışmanın kazanan tasarımı, gerçek bir kamyona uygulanacak ve yarışmanın birincisi, Fransa Lyon’da Renault Trucks fabrikası ile Berliet Müzesi’ni ziyaret ederken yeni araçlarla test sürüşü yapacak. Yarışmanın diğer dört finalisti ise Thrustmaster’dan T150 paketi (yarış direksiyonu+pedal seti) kazanacak.

getir, 7 milyar dolar değerlemeli yeni bir yatırım turuna çıkıyor [Duyum]

Son zamanlarda hem aldığı yatırımlar ile hem de yurt dışı açılımlarıyla adından sıkça söz ettiren yerli girişimimiz getir, edindiğimiz bilgilere göre 7 milyar dolarlık bir yatırım turuna çıkıyormuş.

Duyumlarımıza ve bu konuyla ilgili kaynakların gizli tutulduğunu göz önünde bulundurarak, görüşmeler başlamış ve yeni yatırım turundaki hedef en az 500 milyon dolar civarındaymış. Önümüzdeki Ay kapanması beklenen tur ile birlikte getir, edindiğimiz bilgilere göre bu fonu ABD pazarına açılmak için kullanacakmış.

Hedefte halka arz var

Bildiğiniz gibi getir, Ocak 2018’de 38 milyon dolarlık Seri A, Ocak 2021’de 850 milyon dolar değerleme ile 128 milyon dolarlık Seri B ve Mart 2021’de 2.6 milyar dolar değerleme ile 300 milyon dolar Seri C yatırım aldı ve unicorn oldu.

Şimdi ise getir, eğer planları istediği gibi giderse ve yatırım turlarını başarılı bir şekilde kapatırsa, 2 yıl sonra New York Borsası’nda halka arz olmayı hedefliyormuş.

Bu yıl global açılımına Londra ile başlayan şirket, eğer pandeminin etkilerinde bir azalma olursa, ikinci yarıda, Brezilya pazarına da açılmak istiyormuş.

Tüketicilere, yiyecek-içecek ve çeşitli ihtiyaçları anında ulaştırarak teslimat yapan şirketler, pandemiyle birlikte yüksek bir talep artışı gördü. Getir ve Berlin merkezli market teslimat uygulaması Gorillas da dahil olmak üzere, hızla milyar dolarlık değerlere ulaştılar. İngiltere’de, Londra merkezli Deliveroo, yaz sonuna kadar ülke çapında 150 mağazaya teslimat hizmetini genişletmek için Waitrose ile iki yıllık bir ortaklık imzaladı.

getir’le ilgili yatırım turu netleştiğinde bunu sizlerle paylaşacağız. Şirket şu an için doğrulamadı.

Askıda Kod: Teknik desteğe ihtiyaç duyan dernek ve kurumlar ile gönüllü yazılımcıları bir araya getiren platform

TalentGrid, Türkiye’de teknik desteğe ihtiyaç duyan dernek ve kurumlar ile, onlara gönüllü destek olmak isteyen yazılımcıları bir araya getiren Askıda Kod isimli projesini başlattı.

TalentGrid tarafından başlatılan Askıda Kod projesi; çocuk hakları, kadın hakları, hayvan hakları, eğitimde eşitlik ve doğa koruma alanlarında hizmet veren, kar amacı gütmeyen kurum ve dernekleri, yazılım ihtiyaçları doğrultusunda gönüllü yazılımcılarla buluşturan bir sosyal sorumluluk projesidir.

Yazılımcıları ve teknoloji şirketlerini, kriterlerine göre eşleştiren bir HR Tech platformu olan TalentGrid, Askıda Kod projesi ile birlikte, bu eşleştirme yaklaşımını gönüllü yazılımcılar ve dernekleri buluşturmak için de uyguluyor.

Yazılım kaynakları maliyetlerinin arttığı bu dönemde, sosyal fayda üretmeyi amaçlayan kurumların, maddi limitler nedeniyle gerçekleştiremedikleri projelerini hayata geçirmeleri, websitelerinde çalışmayan kısımları toparlamaları, kendilerini dijital dünyada daha iyi ifade edebilecekleri vitrinlerini iyileştirmeleri gibi geliştirmelere olanak sağlamak projenin ana amacı.

Askıda Kod

Askıda Kod’a nasıl destek olabilirim?

Askıdan Proje Al: Gönüllü yazılımcı başvurusu yaparak boş vakitlerinizde teknik desteğe ihtiyacı olan, çocuk, kadın, hayvan, eğitim ve doğa alanında çalışan kurumlara yardımcı olabilirsiniz.

Askıya Proje Bırak: Desteğe ihtiyacınız mı var? Sosyal fayda odaklı işinizi tanıtın, sizi gönüllü destekçiler ile eşleştirelim.

Çağımız, istediği kadar zayıf veya güçlü olsun, herkesin sesini dijital platformlardan duyurabildiği bir çağ. Paylaşım yaparak, kod yazmadan da bu seslerin daha çok duyulmasına katkı sağlayabilirsiniz.

Askıda Kod’dan kimler faydalanabilir?

Askıya kod projesinden şu an için sadece, Türkiye merkezli, teknik desteğe ihtiyacı olan, sosyal sorumluluk üzerine fayda üreten dernekler faydalanabilmektedir.

George Bush, başarılı göçmenleri konu alan kitabında Hamdi Ulukaya’ya yer verdi

43. ABD Başkanı George Washington Bush, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki çok başarılı göçmenleri konu alan ‘Out of many, one’ (Çokluktan birliğe) isimli kitabında Hamdi Ulukaya’ya da yer verdi. Kitaba Türkiye’den giren tek isim olan Ulukaya, “Bu sadece bana verilmiş bir hediye değil, aynı zamanda çocuklarıma bırakabileceğim özel bir anı” dedi.

ABD’nin önde gelen girişimcilerinden ve en cok satan yoğurt markası Chobani’nin kurucusu Hamdi Ulukaya, Türkiye’den Amerika’ya uzanan başarı öyküsü ile Amerika’ya örnek oldu. 43’üncü ABD Başkanı George Washington Bush, fırsatlar ülkesi olarak bilinen Amerika’da başarılı olan 43 göçmenin hikayesini kaleme alırken, Hamdi Ulukaya’nın başarılı iş yaşamına da yer verdi.

Bush, “Out of many, one” (Çokluktan birliğe) ismini verdiği kitabında Hamdi Ulukaya’nın yanı sıra dünyaca ünlü basketbolcu Dirk Nowitzki, aktör ve politikacı Arnold Schwarzenegger, savaş gazisi Juan Carlos Hernandez ve politikacılar Henry Kissinger ile Madeleine Albright gibi profilleri kaleme aldı.

Kitapta yer alan 43 önemli ismin yağlıboya tablolarını çizen Bush, bu eserlerin sunulduğu bir sergiyle “Out of many, one” kitabının tanıtımını yaptı. Sergiyi, 43’üncü ABD Başkanı George Washington Bush ile birlikte gezen Hamdi Ulukaya, “Daha önce çizilmiş bir portrem olmamıştı, bu hediye benim için çok özel ve anlamlı” dedi. Bush ise, “Amerika Birleşik Devletleri tarihi boyunca göçmenlerinden aldığı güçle başarıya ulaştı. Yetenekli, çalışkan ve özgür bireyler ile Amerika büyüyor” dedi.