Ana Sayfa Blog Sayfa 543

Yemeksepeti, yerel esnafı dijitalleştirmeyi hedeflediği Yemeksepeti Mahalle için ilk adımı Marketyo’yu satın alarak attı

Türkiye’nin hızlı ticaret platformu Yemeksepeti, önümüzdeki günlerde kullanıcılarına sunacağı “Yemeksepeti Mahalle” hizmeti öncesinde aldığı stratejik karar doğrultusunda, yerli girişim Marketyo’yu satın aldı.

60 ilde tüketicilere online market alışverişi hizmeti veren Marketyo satın alımı ile; yerel marketlerin çevikliği, kampanya çeşitliliği, geniş ürün gamı ve ürünlerin tazeliği “Yemeksepeti Mahalle” hizmetinin önemli bir parçası olacak. Esnafın da bu hizmetten faydalanması için mahalle.yemeksepeti.com adresinden ön başvuru yapması gerekiyor.

Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, “Yemeksepeti Mahalle ile kullanıcılarımıza mahallelerindeki esnaflardan ve yerel market zincirlerinden istedikleri ürünlere kolaylıkla ulaşmalarını sağlamakla kalmıyoruz, aynı zamanda esnafı da dijitalleştirerek yerel ekonomiye katkı sağlamayı hedefliyoruz.” dedi.

Yemeksepeti Mahalle

“Yemeksepeti Mahalle” adını alacak bu yeni hizmet ile kullanıcılar, Yemeksepeti uygulaması üzerinden mahallelerindeki esnaflardan ve yerel market zincirlerinden istedikleri her ürünü anında sipariş edip, ihtiyaçlarını dakikalar içinde giderme kolaylığına sahip olacaklar. Yemeksepeti Mahalle ile hizmet yelpazesini genişletmeyi hedefleyen Yemeksepeti, “hızlı ticaret” olarak tanımlanan ve kullanıcıların istedikleri her ürüne kısa sürede ulaşabildikleri hizmetleri kapsayan bu pazardaki liderliğini pekiştirmeyi amaçlıyor.

Diğer yandan Yemeksepeti yeni hizmeti ‘Mahalle’ ile esnafı dijitalleştirerek esnaf ve zanaatkarların sürdürülebilir şekilde büyümesine katkı sağlamayı hedefliyor. 20 yıllık tecrübe ve güvencesiyle yemek sektörünü dijitalleştirip restoranların çağı yakalamasını ve gelişmesini sağlayan Yemeksepeti şimdi de mahalle esnafını dijitalleştirerek yerel ekonomiye katkısını arttıracak.

Yemeksepeti, Yemeksepeti Mahalle’deki hedefleri doğrultusunda, 60 ilde online market alışverişi hizmeti veren ve yerel zincirlere teknik altyapı ve yazılım desteği sağlayan e-ticaret platformu Marketyo’yu kendi bünyesine katıyor. Yemeksepeti bu yatırımı ile sektördeki en önemli lokal satın almalarından birine imza atarak, girişimcilik ekosisteme katkısı açısından da ciddi bir örnek teşkil ediyor.

Nevzat Aydın: “Mahalle esnafının dijitalleşmesini sağlayarak yerel ekonomiye katkıda bulunacağız.”

Yemeksepeti CEO’su Nevzat Aydın, “Yemeksepeti Mahalle ile kullanıcılarımıza mahallelerindeki esnaflardan ve yerel market zincirlerinden istedikleri ürünlere kolaylıkla ulaşmalarını sağlamakla kalmıyoruz, aynı zamanda esnafı da dijitalleştirerek yerel ekonomiye katkı sağlamayı hedefliyoruz. Marketyo uzun süredir dikkatimizi çeken bir uygulamaydı. Marketyo’nun hedeflerimizle uyuşan doğru organizasyon yapısı ve sistemlerindeki çok sayıda yerel marketi Yemeksepeti kullanıcılarına ulaştırabilecek olmamız satın alma kararını olumlu etkiledi. Bu satın alma ile birlikte Marketyo ekibi Yemeksepeti’nin bir parçası olacak. Yemeksepeti’nin Türkiye’den yaptığı bu satın alma Türk e-ticaret sektörünün en önemli yatırımlarından biri olarak önemli bir örnek teşkil ederken, Türkiye’de girişimciliğin değerlenebildiğini gösterebilmek açısından da genç girişimcilere ilham verecektir. Yeni dönem için heyecanlıyız.” dedi.

Yemeksepeti İş Geliştirme’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mert Baki ise “2019 yılında hayata geçirdiğimiz ‘Yemeksepeti Banabi’nin hızla büyümesinin ardından, hizmet ağımızı genişletmek amacıyla, ‘Yemeksepeti Mahalle’yi kullanıcılarımızla buluşturmaya karar verdik. Sektörün hızlı ticarete evrimi ile kullanıcılarımız, iş ortaklarımız ve paydaşlarımızın beklentilerini karşılamak için hiç durmadan geliştirmelere devam ediyor ve geleceği şekillendiriyoruz. Hem kullanıcılarımıza fayda sağlamak hem de iş ortaklarımızla birlikte sağlıklı bir şekilde büyümek her zaman önceliğimiz olmaya devam edecek. Yemeksepeti olarak mahallenin esnafına sahip çıkarken tüketicilerimize bildikleri ve tanıdıkları ürünlere ulaşabilme fırsatı sunuyoruz. Mahallenizde alışık olduğunuz ve tanıdığınız kasap, manav, şarküteri, bakkal, kuruyemişçi, petshop, aktar, balıkçı vb. küçük işletmeler artık gerçek bir dijitalleşmeye adım atıyor. Mahalle esnafını dijitalleştirmek ve sürdürülebilir şekilde yeni çağa hazır olmalarını sağlamak bizim şirket olarak yeni dönemdeki hedefimiz. ‘Yemeksepeti Mahalle’ye iş yerlerinin hızla entegrasyonlarını sağlayabilmek için geliştirdiğimiz mobil aplikasyon sayesinde esnaflar akıllı telefonları aracılığıyla iş ve sipariş takibini kolaylıkla yapabilecekler.” dedi.

Marketyo CEO’su Özer Fırat, Yemeksepeti’nin gerçekleştirdiği yatırım kararından son derece mutluluk duyduklarını ifade ederek sözlerine şöyle devam etti: ‘’Yemeksepeti sektörünün kurucusu ve fark yaratan bir şirket. Bu noktada gerçekleştirilen satın alma konusunda çok heyecanlı ve gururluyuz. Yıllardır yerel market zincirleriyle bir aile olduk ve şimdi onlarla daha büyük bir iş birliğine girebilme şansına sahibiz. Yemeksepeti’nin bilgi birikimi ve kaynakları ile yerel zincirlerin büyümesinin önemli ivme kazanacağına eminiz. İş ortağı marketlerimizle birlikte yeni dönemde yapabileceklerimiz bizi çok heyecanlandırıyor. Bu vesileyle, yarattığı başarı hikayesiyle Türkiye’de çok önemli bir yeri olan ve tüm girişimcilere ilham veren Nevzat Aydın’a ve Yemeksepeti ailesine teşekkür ediyorum.”

Yerel marketlerin dijital dönüşümüne katkı sağlama fikrinden doğan ve sahip olduğu tam entegrasyon ve gelişmiş teknolojik altyapı sayesinde, SaaS (Software as a Service) modeliyle 2015’ten beri yerel marketlere hizmet veren online market alışveriş platformu Marketyo, 2015’te kuruldu. Yerel market zincirlerinin dijitalleşmesine katkıda bulunduktan sonra, kendi platformunu ilk kez geçen yıl Haziran ayında tüketiciler ile buluşturdu. Perakende uygulamaları arasında coğrafi yaygınlık açısından ilk sıralarda yer alan Marketyo, “bildiğin market” anlayışı ile 60 ilde 2.000’den fazla market noktası aracılığıyla hizmet veriyor.

Apple, yeni özelliklere sahip iOS 15 beta 5’i yayınladı – İşte Yenilikler

Teknoloji devi Apple, mobil işletim sistemi iOS’in en güncel sürümü olan iOS 15 için yeni güncelleştirmelerini paylaşmaya devam ediyor. iOS 15 kararlı sürümünün paylaşılmasına çok az bir süre kala Apple’ın iOS 14.8 sürümü için hazırlık yaptığı ortaya çıkmıştı. Bu haberi okumak için tıklayın.

iOS 15’e gün geçtikçe yaklaşan Apple, 10 Ağustos 2021 tarihinde ise yeni beta sürümü olan iOS 15 beta 5’i tüm geliştiriciler için paylaştı.

Güncelleme kullanıcıların karşısına 1.05 GB gibi bir boyut ile çıkıyor. Apple’ın her zaman olduğu gibi güncellemesi Türkiye saati ile 20.00’da geliştiriciler tarafından indirilebilir oldu.

iOS 15 beta 5 ile Gelen Yenilikler

Yeni Hava Durumu Simgesi

iOS 15’in Haritalar uygulamasına benzeyen bir derinlik efektini Hava Durumu uygulamasına da ekleyen Apple, ikon tasarımlarını macOS’de olduğu gibi onlara derinlik katmayı amaçlıyor gibi duruyor.

Yeni Başlangıç Ekranları

Güncelleştirilen Ayarlar

  1. Apple, Safari’de yer alan ve iPadOS’de yaşanan bir görsel sorunu iOS 15 beta 5 ile giderdi.
  2. “Ekran ve Parlaklık” bölümünde bulunan “Büyük Simgeler” özelliği “Ana Ekran ve Dock” sekmesine taşındı.
  3. Safari ayarları içerisinden Erişilebilirlik bölümüne “Rengi Üst ve Alt Çubuklarda Göster” seçeneği eklendi.
  4. Kapanma ekranına “Kapatıldıktan Sonra iPhone Bulunabilir” mesajı eklendi.

Diğer Yenilikler

  • TestFlight uygulamasından beta bir uygulama indirdiğinizde o uygulamanın ana sürümü için App Store’da yeni bir uyarı ekranı çıkıyor.

  • Yeni Akıllı Listeler özelliğini daha iyi tanımlayan bir ön karşılama ekranı Anımsatıcılar uygulamasına eklendi.

  •  App Store’da konum izni için artık kullanıcıları yeni bir açılır ekran karşılıyor.

iOS 15 beta 5 ile gelen özellikler halen ortaya çıkmaya devam ediyor. Yeni iOS 15 beta güncellemesinin ise 2 hafta sonra yayınlanması bekleniyor.

Decacorn olan Trendyol, KOBİ’ler için 150 milyon TL’lik yeni destek paketini duyurdu

Trendyol, Nisan 2020’de başlattığı Trendyol KOBİ Destek Paketi ile platformunda yer alan esnaf ve KOBİ’leri güçlendirmeye, işlerininin devamlılığına katkı sağlamaya devam ediyor. Yaklaşık 1,5 yılda toplam 600 milyon TL değerinde finansman, pazarlama ve eğitim desteği sunan Trendyol, 2021 Ekim sonuna kadar uzattığı yeni KOBİ Destek Paketi ile 150 milyon TL değerinde katkı sağlayacak. Ekim sonunda Trendyol’un esnaf ve KOBİ’lere sağladığı destek toplam 750 milyon TL’ye ulaşacak.

Finansman ve pazarlama desteği

Trendyol, KOBİ Destek Paketi kapsamında vade sürelerini yeniden düzenleyerek tüm kategorilerdeki on binlerce esnaf ve KOBİ’ye erken ödeme yaparak güçlü bir nakit akış desteği sağlıyor. Pazarlama destekli kampanyalar ile platformda satış yapan esnaf ve KOBİ’lerin ürünlerini daha fazla müşteriye ulaştırmalarını sağlayarak satış hacimlerini arttırıyor.

180 binin üzerinde esnaf ve KOBİ’ye 350’den fazla eğitim

Trendyol Akademi ile esnaf ve KOBİ’lerin dijital dönüşümünü hızlandırmayı hedefleyen şirket, 180 binin üzerinde satıcısını farklı eğitimlerle buluşturuyor. Eğitime katılan esnaf ve KOBİ’ler, e-ticaret operasyonları, satış arttırma yolları ve müşteri memnuniyetini yükseltme gibi birçok farklı konuda gelişim olanağı buldu. Trendyol satıcıları, Trendyol Akademi’de 350’den fazla eğitime ve içeriğe ulaşıyor, canlı yayınlara ve konferanslara ücretsiz katılabiliyor.

İş Bankası’ndan tarım odaklı yeni girişimcilik programı: WorkupAgri

Türkiye İş Bankası, ülkemizde girişimciliğin gelişmesi ve ekosistemin büyümesi adına sunduğu kapsamlı desteklerini tarım alanında düzenlenecek girişim hızlandırma programı WorkupAgri ile genişletiyor.

4 yıldır kesintisiz devam eden bağımsız girişimcilik programı Workup’ın çatısı altında tarım alanında değer önerisi geliştirerek ülkemizde tarım ekonomisinin gelişmesine yönelik çözümler üreten sürdürülebilir ve ölçeklenebilir teknoloji startup’larının büyümesine destek olmayı amaçlıyor.

9 Eylül Perşembe gününe kadar başvurulabilecek programda, tarım alanında enerji, su tasarrufu, gübreleme, ilaçlama lojistik, üretim, tedarik zinciri vb. alanlarda akıllı teknolojileri kullanarak verimliliği artıran, doğayı koruyan veya iklim değişikliği ile mücadeleye katkı sunan bir çözümü olan 5 girişim seçilecek. Seçilen girişimler altı ay sürecek eğitim, mentorluk, İş Bankası ve grup şirketleri ile iş geliştirme, ulusal ve uluslararası geniş iş ağına erişim ile yatırımcılarla buluşma imkânına sahip olacaklar.

Tarım ve Sürdürülebilirlik alanında 6 ay süren program; girişimcilere özel mentorluk ve işletmelerini büyütmek için fırsatlar sunan, geniş bir network ile küresel olarak açılmalarını destekleyen bir hızlandırma programıdır. Programa katılacak girişimlere;

  • Kavram kanıtlama ve Müşteri Edinim Fırsatları: Türkiye İş Bankası ve ortakları sayesinde geniş mentor ve kurumsal ortak ağı ile çözümleri doğrulama, test etme ve kavram kanıtlama çalışması yapabilme imkanları
  • Yurt Dışı Pazarına Açılma: Bölgesel ve yerel ortakların desteğiyle küresel pazardaki iş fırsatlarına erişim, ilişkili ortaklar ve hızlandırıcılarla uluslararası yeni pazarların ve bağlantıların derinlemesine analizi, yeni başlayanların büyümesi ve uluslararasına açılmasına yardım edilmesi
  • Eğitimler ve Mentorluk: Alanında uzman mentorlar ve sektör paydaşları ile bir araya gelme imkanı
  • Finansmana ve Yatırım Ağlarına Erişim: Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’daki yerel ve küresel melek yatırımcılar ve fonlar ile tanışma fırsatları, finansman süreci ve görüşmeleriyle ilgili destek alma.

Şimşek: “WorkupAgri sürdürülebilir değer üretme yaklaşımımızın bir ürünü”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek, WorkupAgri programı ile girişimcilik ekosistemine katkı sunmaktan mutluluk duyduklarını aktardı. Şimşek sözlerine şöyle devam etti: “İş Bankası olarak tüm faaliyetlerimizi çevreye ve topluma sürdürülebilir değer üretme yaklaşımımızla yürütüyoruz. Workup ile şimdiye kadar 107 girişime ev sahipliği yapıldı. Mezun olan her 4 girişimden 3’ünün girişimcilik yolculuğuna devam ettiği programa dahil olan 29 farklı girişim, şimdiye kadar toplam 6,2 milyon dolar yatırım aldı, yurt dışına açılanlar oldu. Bu alandaki tecrübemiz ve kazanımlarımızın yanı sıra, iş ortağımız ve hızlandırıcı partnerimiz Hackquarters desteği ile banka olarak çok önem verdiğimiz tarım alanına özel bir programla ekosisteme destek olmak istedik. Tarım girişimciliği alanında iki senedir düzenlediğimiz yarışmalarda da burada çok daha uzun soluklu bir sistem kurabileceğimizi gördük ve Workup yapısına tarıma özel bir alan ekledik. Tarım odaklı girişim hızlandırma programımız WorkupAgri ile teknolojiyi doğanın hizmetine sunacak fikirlerin, girişimcilerin yolunu açmayı hedefliyoruz. Bu alanda çalışmalarını sürdüren tüm girişimlerimizi WorkupAgri programımıza davet ediyoruz”.

Oyun geliştiren girişimciler için Oyunla Gelecek kampı, 16 Ağustos’ta Konya’da başlıyor

Dijital Türk Oyunları Platformu (DiTOP), oyun geliştiricilerinin kuluçka merkezi Game Factory ve Konya Büyükşehir Belediyesi ortaklığında Oyunla Gelecek kampını düzenliyor. Dördüncü kez yapılacak olan “Oyunla Gelecek” kampı, bu yıl 16 – 29 Ağustos tarihleri arasında Konya Beyşehir kamp alanında gerçekleşecek. Oyun sektörüne giriş yapmak isteyen herkes, “Oyunla Gelecek” kampıyla sektöre adım atabilecek.
Hem fiziksel hem online olarak katılım sağlanacak

Son dönemde dijital sanatların en önemli alanlarından biri olarak görülen ve milyarlarca dolarlık bütçelere ulaşan oyun sektörüne yeni girişimcilerin dahil edilmesi amacıyla düzenlenen “Oyunla Gelecek” kamplarına oyun tasarlamak, dijital sanatların farklı alanlarında kendini geliştirmek, özellikle dijital sinema ve animasyon üretim süreçlerine dahil olarak yüksek gelirli bir iş sahibi olmak isteyen yazılımcı ve tasarımcı gençler başvurabiliyor. Kampta buluşacak olan 500+ katılımcının yanı sıra online olarak da takip edilebilecek eğitimlere; yatırımcılar, akademisyenler ve sektör ustaları da katkı sunmak adına kayıt yaptırabiliyor.

Girişimciler, oyun yatırımcılarıyla buluşacak

Kamp sonunda dijital oyun sektörüne yatırım yapmak isteyen yerli yabancı yatırımcılarla, genç girişimcilerin buluşabileceği bir oyun ekosistemi buluşması da gerçekleştirilecek. Geçtiğimiz mart ayında Hazine ve Maliye Bakanlığının düzenlediği ekonomi reform paketi programında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkemizin kalkınmasını hızlandıracak başlıklar arasında dijital ekonomiye ve alt kırınımlarında oyun ekosistemine özel vurgu yapmıştı. Genç istihdamının gelişmesi konusunda da oyun geliştiricileri ve yazılım sektörü önemli bir konuma sahip.

Türk oyun pazarı 880 milyon dolara ulaştı

Dünya dijital oyun pazarı 2020 yılında salgının ektisiyle %9,3 büyüyerek 159 milyar dolara ulaştı. Bu büyüme Türkiye’de de etkisini gösterdi ve 32 milyon olan oyuncu sayısı 36 milyona, 830 milyon dolar olan toplam hasılat 880 milyon dolara yükseldi. Türk oyun pazarında 450 milyon dolarla mobil, 230 milyon dolarla bilgisayar ve 200 milyon dolarla konsol oyunları yer alıyor. Bunun yanında Türkiye’de mobilde 35 milyon, bilgisayarda 22 milyon, konsolda ise 17 milyon oyuncu bulunuyor.

Oyun sektörünün en büyük ihtiyaçlarından biri nitelikli iş gücü

Oyun geliştiricilerine yönelik kuluçka merkezi Game Factory’nin CEO’su Efe Küçük, bu kadar yatırımın yapıldığı bir sektörde nitelikli iş gücü ihtiyacının arttığını ve bundan dolayı bu tarz etkinliklerin sektörün büyüyebilmesi için kritik önem taşıdığını söyledi.

“Türkiye olarak global oyun sektöründe özellikle mobil alanda önemli bir yere sahibiz. 2021’in ilk yarısında Türkiye’deki 20 tane oyun girişimine toplamda 236 milyon dolarlık bir yatırım yapıldı. Böylece bu yılın ilk yarısında oyun sektörüne yapılan yatırımlar, finans sektörünü dahi geride bıraktı. Bu kadar yatırımın yapıldığı, ivmeli bir şekilde büyüyen bir sektörde oldukça önemli bir açık doğdu: nitelikli iş gücü. Biz de bundan dolayı, sektöre yeni insanları dahil edebilmek için kuluçka merkezimiz Game Factory’nin yanında Oyunla Gelecek kampı gibi etkinliklere de destek olup oyun sektöründeki bilgi birikimimizi yeni yetişecek olan insanlara aktarıyoruz.”

“Gençlere, dijital okyanusta en büyük balıkları nasıl avlayacaklarını öğretiyoruz”

Dijital Türk Oyunları Platformu (DiTOP) Kurucu Başkanı Okan Özbay, Türkiye’nin dijital oyun sektöründe adını küresel pazarda duyurduğunu ve rekor denebilecek başarılara imza attığını vurguladı.

“Dijital ürünleri tasarlayacak daha fazla insan kaynağını nasıl eğiteceğimiz ve disiplinli bir üretim için nasıl motive edeceğimiz, hızlıca çözmemiz gereken süreçler. Disiplinli, becerikli ve tasarıma ilgi duyan, farklı alanlardan arkadaşlarımızı da bu kamplarımıza bekliyoruz. Kamplarımız, genç arkadaşlarımızın hem kendilerini hem de dijital ekonomiye dair farklı sektörlerde yapılan üretim biçimlerini keşfetmeleri için önemli bir fırsat sunuyor. Derler ya balık tutmayı öğretmek gerek diye. İşte biz tam onu yapıyoruz, genç arkadaşlarımıza dijital okyanusta en büyük balıkları nasıl avlayacaklarını öğretiyoruz.”

Beğenilen oyunlar ticarileşecek

DiTOP, “Oyunla Gelecek” kampını; Game Factory, TRT Çocuk, ANFİYAP, OYUNDER, Üretken Akademi, Üniversiteler gibi birçok kuruluş ile gerçekleştiriyor. Ayrıca Hit and Boom’un yapımcısı ve AAA seviyesinde oyunlar üretmeyi hedefleyen Funmoth Games de kampın destekçileri arasında. Kamp boyunca yeni oyunlar üreten ekipler kamp sonunda sektörün ünlü firmalarının yöneticileri karşısında sunumlar yapacaklar ve oyunlarını pazarlamaya çalışacaklar. Bir yarışma havasında geçen sunumların sonunda, beğenilen oyunların ticarileşmesi sağlanacak.

Xiaomi, CyberDog adını verdiği 4 ayaklı robotunu tanıttı

Son zamanlarda mobil tarafta satış rekorları elde eden Xiaomi, farklı türden cihazlar ile kullanıcıların karşısına çıkmaya devam ediyor. Son duyurusu ile şirket, Boston Dynamics tarafından üretilen robotların benzeri 4 ayaklı bir robot ile karşımıza çıkıyor.

4 ayaklı robot formu ile Xiaomi, güncel trendleri takip ederek böyle bir tasarım tercih ettiği anlaşılıyor. Boston Dynamics tarafından üretilen ve bir süreliğine sosyal medyalarda popülerleşen Spot robotu, geçtiğimiz sene satışa çıkmış, şu anda askeri alandan sağlık alanına kadar çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Ayrıca Spot’un ordu için de test edildiği söyleniyor.

CyberDog için Xiaomi, herhangi bir spesifik kullanım amacı sunmuyor. Tasarımı gereği pek çok amaca hizmet edebileceği vurgulanıyor. Xiaomi hayranları, mühendisleri ve robotik meraklıları için üretildiğini söyleyen şirket, CyberDog robotundan yalnızca 1000 adet üretildiğini söylüyor.

Şirket, satın alan 1000 kullanıcının dört ayaklı robotların gelişimi ve potansiyellerini ilerletebileceklerini umuyor. 9999 yuana satın alınabilen robotun Türkiye fiyatı ise tahmini olarak 13.263 türk lirası olacak. Tabi ki bu fiyata vergiler dahil değil.

Sesli komutlara yanıt verme ve gerçek bir köpek gibi takip etme yeteneklerinin yer aldığı CyberDog, kullanıcılara bir evcil havyan deneyimi sunacak gibi duruyor. Şık tasarımı ile futuristik bir bakış açısı belirleyen Xiaomi, robotunun ters taklalar atabilecek kadar çevik olduğunu söylüyor.

“CyberDog çevresini gerçek zamanlı olarak analiz edebilir, navigasyon haritaları oluşturabilir, hedefini çizebilir ve engellerden kaçınabilir. İnsan duruşu ve yüz tanıma takibi ile birleştiğinde CyberDog, sahibini takip etme ve engellerin etrafından dolanma yeteneğine sahip.”

3,2 m/sn’ye varan hızlara kadar hareket edebildiğini ve sadece 3 kg ağırlığa sahip olduğunu söyleyen şirket, robotun Nvidia’nın Jetson Xavier AI platformu tarafından da desteklendiğini açıklıyor. Bir dizi kamera ve sensörle donatılmış CyberDog, bu sensörler yardımı ile otonom olarak gezinmesini sağlıyor. Sensör ve kameraları detaylandıracak olursak CyberDog’un içerisinde dokunmatik sensörler, bir GPS modülü, ultra geniş açılı balık gözü lens ve derinlik algılama için Intel’in RealSense D450 kamerası yer alıyor.

Mobil uygulaması ile bağlantı kurulabilen robot için Xiaomi, kullanıcıların robotu güncelleştirmeleri için 3 adet USB-C bağlantısı ve 1 adet HTML girişi yerleştirmiş. Bu bağlantı noktaları ile robota lidar sensörleri, panoramik kameralar ve arama ışıkları eklenebiliyor.

Ürünün kullanıcılar tarafından ne amaçlarla kullanılacağı veya iyi bir kullanıcı deneyimi sunup sunmayacağı ise merak konusu. 1000 kişilik test grubundan sonra beklentileri karşılar ise CyberDog, belki de yeni bir neslin başlangıcı olabilir: Dijital Evcil Hayvanlar.

Amazon, bağımsız satıcıların sattığı kusurlu ürünler için tüketicilerin hasarlarını doğrudan karşılayacak

Amazon, üçüncü taraf satıcılar tarafından kusurlu ürünlerle ilgili sorunları gidermek için A’dan Z’ye garanti korumasında önemli bir değişiklik yapıyor.

Önceden, Amazon.com aracılığıyla satılan kusurlu bir ürünün maddi veya herhangi bir hasara yol açması durumunda tüketicileri satıcıya yönlendirme politikasını uyguluyordu. Yapılan açıklamaya göre 1 Eylül’den itibaren Amazon, maddi veya kişisel hasara yol açan bir ürünü kimin sattığına bakmadan 1,000 doların altındaki taleplerde müşterilerine doğrudan ödeme yapacak.

Amazon, müşterilere üçüncü taraf satıcılar tarafından satılan ve gönderilen ürünler için kusursuz bir iade süreci sağlamak amacıyla 20 yıldan uzun bir zaman önce A’dan Z’ye garanti korumasını kullanıma geçirmişti. Müşterilerin satıcılardan daha güvenle alışveriş yapmasına yardımcı olarak müşteri deneyimi çıtasını yükselten A’dan Z’ye garanti politikası, bu yeni değişiklikle tüketicilere doğrudan ve daha kolay bir iade süreci sağlamayı hedefliyor. Ayrıca, Amazon Insurance Accelerator‘ı kullanıma sunarak satıcıların işletmelerini korumasını daha kolay ve daha uygun maliyetli hale getiriyor.

Masrafları Amazon üstleniyor

Böylece Amazon, satışlarının neredeyse %80’ini oluşturan 1,000 doların altındaki talepler için ödeme yaparak satıcıların zamandan ve paradan tasarruf etmesini sağlayacak. Tüketicilerin Amazon Müşteri Hizmetleri ile doğrudan iletişime geçmesinin ardından Amazon, satıcıyı bilgilendirir ve müşterinin endişesini gidermek için hak talebini ele almalarına yardımcı olur. Bunun yanı sıra, satıcı yanıt vermiyorsa veya Amazon’un geçerli olduğunu düşündüğü bir talebi reddediyorsa, satıcılardan daha yüksek tutarlar talep edebilir.

Amazon, bu masrafları üstleneceğini de belirtiyor. Böylece, geçerli bir sigortaya sahip olan ve Amazon politikalarına uyan satıcılardan geri ödeme talep edilmeyecek. Satıcılar, ürünlerinin güvenli olduğundan emin olabilmeleri için her adımda bilgilendirilecek.

Sony, Crunchyroll’u satın almak için 1,175 milyar dolarlık anlaşmayı tamamladı

Geçtiğimiz yılın son aylarında Sony, 1,175 milyar dolara anime yayın hizmeti Crunchyroll‘u AT&T’den satın almayı planladığını duyurmuştu. Bugün yapılan açıklamayla birlikte satın alma işlemi resmileşti. Böylece anime yayıncısı ve distribütörü Crunchyroll, Sony’nin mevcut anime akış özelliği olan Funimation ile birleşecek ve iki şirket bir çatı altında hizmet verecek.

2006 yılında çoğunlukla korsan olan hayran altyazılı içeriklerin hayranlar tarafından yüklendiği bir site olarak başlayan Crunchyroll, sektörde önemli ölçüde büyüme sağladı. Giderek daha fazla resmi lisanslı anime, oyun ve mangalara ev sahipliği yapan bir platform haline geldi. Crunchyroll genel müdürü Joanne Waage, aralık ayında yaptığı açıklamada platformun şu anda 90 milyon kayıtlı kullanıcısı ve 3 milyon ücretli abonesinin mevcut olduğunu belirtmişti.

Satın alma anlaşmasının ardından Sony Pictures CEO’su Tony Vinciquerra, şirketin hedefinin en kısa sürede “birleşik bir anime abonelik deneyimi yaratmak” olduğunu söyledi. Bunun ne zaman ve ne şekilde olacağına dair detay verilmese de, şimdilik Funimation ve Crunchyroll, anlaşmanın aboneler için ne anlama geldiğine dair birkaç ayrıntıyla ayrı akış platformları olarak var olmaya devam edecek.

Vinciquerra, Crunchyroll’un eklenmesiyle, anime sever Sony kullanıcılarına daha önce hiç olmadığı kadar anime deneyimini tiyatro, etkinlikler, ev eğlencesi ve oyunlar her yerde ve her şekilde seçtikleri herhangi bir platformda sunmak için benzeri görülmemiş fırsata sahip olduklarını vurguladı.

Crunchyroll tarafından yapılan açıklamada, iki ünlü markanın bir çatı altında birleşmesinin hem sektör hem de hayranlar için harika bir şey olduğuna inandıkları belirtildi.

Nöroteknolojik ürünlerle el titremesi gibi hastalıklara çözümler üreten yerli girişim: Alea

Alea, tedaviye dirençli el titremesi, epilepsi, migren, depresyon ve diyabet rahatsızlıklarına nöroteknolojik ürünler ile çeşitli çözümler üreten yerli girişimdir.

Tremor olarak da adlandırılan el titremesi, sıklıkla ellerde olmakla birlikte kol veya bacak gibi uzuvlarda görülen, istemsiz, kontrolsüz ve tekrarlayıcı şekilde ortaya çıkan salınım hareketidir. Uzuvlarda yaşanan tremorü azaltan Alea, Üsküdar Üniversitesi BrainPark Kuluçka Merkezi’nde şirketleşme için ilk adımını attı. Prof. Dr. Sultan Tarlacı, Pusat Furkan Doğan ve Metehan Kaya tarafından kurulan ALEA, geliştirdikleri özel bileklikle el titremesine tedavi imkanı sunuyor.

Hayat Kalitenizi Artırın

Yaşlanma, kafein-alkol gibi uyarıcı maddelerin tüketimi, stres, kan şekerinin düşmesi, hipertiroid, inme, travma, parkinson veya ilaç yan etkileri gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanan tremor, hastalara; yeme-içme eylemelerini gerçekleştirmede, günlük aktivitelerin genelinde aksama, yazı yazma ve alet (elektronik, mekanik) kullanmada, halsizlik ve yorgunluk, denge kaybı gibi zorluklar yaşatmakta. ALEA, sıvı kütle sönümlemesi tekniğini kullanarak ortaya koyduğu Titreme Sönümleyici Bileklik Tedavisi ile hastaya ağırlık yapmadan titremeyi azaltarak kaliteli bir hayat imkânı sunuyor.

“Yerel ve global pazarda kolay ve uygun giyilebilir teknoloji sunmanın gururunu yaşıyoruz.”
Şiddetli el titremesini hafif ve kullanımı kolay tek bir bileklikle azaltan ve hayat kalitesini artıran ALEA Kurucu Ortağı Prof. Dr. Sultan Tarlacı; “Yaş ve cinsiyetten bağımsız olarak gerçekleşen, uzuvlarda yaşanan titremelerin, hayat kalitesini düşürdüğünü ve bu titreme yüzünden birçok sorunla baş etmeye çalışan insanların daha depresif olduğunu gözlemledik. Geliştirdiğimiz bileklik ile titremeleri azaltarak hayat kalitesini artırmayı hedefliyoruz. Şimdilik sadece el bilekliği ile başladığımız yola diğer uzuvlardaki titremeyi iyileştirecek giyilebilir teknolojiler ile devam edeceğiz. Bunun yanısıra epilepsi, migren, depresyon, ülseratif kolit, atriyal fibrilasyon,hipertansiyon, diyabet ve tinnitus (kulak çınlaması) gibi nörolojik hastalıklar için de geliştirdiğimiz ürünleri çok yakında tanıtacağız. Üsküdar Üniversitesi BrainPark Kuluçka Merkezi’nde şirketimizi kurduk. Ticarileşme, yatırım ve globale açılma konularında Kuluçka Merkezi’mizle birlikte hareket etmekten ve verdikleri destekten ötürü çok memnunuz. Yerel ve global pazarda kolay ve uygun giyilebilir teknoloji sunmanın gururunu yaşıyoruz.” dedi.

Muhasebecilik platformu FreshBooks, 130 milyon dolarlık yatırımla 1 milyar değerlemeye ulaştı

Küçük ve orta büyüklükteki işletmeler odaklı muhasebe platformu FreshBooks, 130 milyon dolar yatırım alarak Kanadalı unicorn girişimler arasında yerini almayı başardı.

Toronto merkezli bir bulut muhasebe yazılımı şirketi olan FreshBooks, bugün yaptığı açıklamada 80,75 milyon dolarlık E serisi finansman ve 50 milyon dolarlık borç finansmanı sağladığını duyurdu. Bugüne dek 200 milyon dolar yatırım alan girişimin öz sermaye finansmanına Accomplice liderlik ederken J.P. Morgan, Gaingels, BMO Technology & Innovation Banking Group ve Manulife da katılım sağladı.

160’tan fazla ülkede 30 milyondan fazla müşteriye hizmet verdiğini söyleyen 17 yaşındaki girişim, faturalama, harcamalar, ödemeler, bordro ve finansal raporlama gibi şeyleri küçük işletme sahipleri ve müşterileri için kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış bulut tabanlı bir muhasebecilik platformu. FreshBooks, yeni sermayesini satış ve pazarlama, araştırma ve geliştirme ve stratejik satın alımlar geliştirmek için kullanmayı hedefliyor.

2003 yılında FreshBooks’un kurucu ortağı Mike McDerment, küçük bir tasarım ajansı yönetirken profesyonel faturalandırma işlemleri için FreshBooks’un şu anki yazılımını kodlayarak girişimin ilk adımlarını atmış. 2014 yılına kadar kendi kendine finanse eden şirket, Kanada, Hırvatistan, Meksika, Hollanda ve Amerika Birleşik Devletleri’nde 500 çalışana istihdam sağlıyor.

FreshBooks CEO’su Don Epperson, 2019’daki son finansmandan bu yana pandemi döneminin işletmeleri muhasebe sistemlerini dijitalleştirmeye zorlaması ve daha fazla insanın serbest çalışma seçeneklerine yönelmesi veya kendi girişimini başlatmasıyla, FreshBooks muhasebecilik sistemine olan talebin arttığını belirtiyor.

Epperson, işletme sahiplerinin işlerini dijital olarak yönetme ihtiyacının hızlanmasıyla küçük işletme sahiplerinin muhasebecilerle çalışma şeklinin değiştiğine dikkat çekerek şirketin işletmeleri dijitalde etkinleştirme hedefine olan güvenin bir göstergesi olarak bu finansmanı aldıklarını vurguladı.