Ana Sayfa Blog Sayfa 508

GoPro, yenilenen işlemcisi ile dikkat çeken HERO10 Black aksiyon kamerasını tanıttı

Aksiyon kameraları ile adından sıkça söz ettiren GoPro, üst düzey kullanıcılarına premium deneyimler yaşatmak için yeni ürünlerini tanıtmaya devam ediyor. Türkiye özelinde çoğunlukla sosyal medya içerik üreticilerinin tercih ettiği bu aksiyon kameraları, küçük ve kolay taşınabilir olması nedeniyle tercih ediliyor.

GoPro, bu aksiyon serilerinin sevilen tasarımını koruyarak içindeki işlemciyi güçlendirdiği yeni bir kamera ile meraklıların karşısına çıkıyor: HERO10 Black. Gerçekleştirdiği bir etkinlikte yeni kamerasını duyuran şirket, bu kamerasındaki en büyük değişikliği yeni işlemcisi ile yapıyor.

GoPro, 2016 yılında tanıttığı HERO6 Black modelinden bu yana GP1 adını verdiği ve kendi üretimi olan işlemciyi kullanıyor. Şirket, bir değişikliğe giderek GP2 işlemcisini piyasaya sürüyor ve bu modelinin içine de yeni işlemcisini yerleştiriyor. Hem görüntü kalitesi hem de performansı ciddi oranda etkileyen bu işlemci için şirket, kullanım deneyimin de değişeceğini söylüyor.

HERO9 Black modelinde yer alan 20 MP kamera yerine GoPro bu kamerada 23 MP’lik bir kamera tercih ediyor. 60 fps’de 5.3K’ya kadar video çekebilen bu model 120 fps’de 4K ve 240 fps’de 2.7K video çekim performansı sunuyor. Çekilen video ve fotoğrafların telefona veya bulut depolama sistemine %30 daha hızlı aktarıldığını söyleyen şirket, GoPro Quick ile bu hızı %50’ye kadar arttırabileceğini de söylüyor.

Türkiye’de de satışa çıkması beklenen cihazın Amerika Birleşik Devletleri’ndeki fiyatı 499$. Aylık ve yıllık abonelik sistemini kullanan kullanıcılar ise cihaza 399$’lık fiyat etiketinden sahip olabiliyor.

E-ticarette yeni trend: Canlı alışveriş platformu Whatnot, unicorn girişimler arasında yer almayı başardı

Canlı akışlı bir alışveriş platformu olan Whatnot, 150 milyon dolarlık C serisi finansman turunun ardından değerini 1,5 milyar dolara sabitleyerek unicorn girişimler arasında yerini almayı başardı.

Çin’in ardından ABD’de de popülerleşen canlı alışveriş trendine hizmet eden Whatnot, doğrulanmış satıcılara istedikleri zaman canlı yayın açarak ve açık artırma düzenleyerek ürün satma imkanı sağlıyor. Başlangıçta sıradan bir satış platformu olarak faaliyet gösteren şirket, pandemi dönemiyle birlikte canlı satış konseptine yönelmeyi tercih etti ve hızla büyüdü. Herkesin tutkusunu bir işe dönüştürmesini sağlamak istediğini söyleyen Whatnot, insanları ticaret yoluyla bir araya getiriyor.

A16Z ve Y Combinator’ün Continuity fonu tarafından yönetilen turda CapitalG yeni yatırımcılar arasında yer aldı. Ayrıca, Golden State Warriors’tan Andre Iguodala, New Orleans Pelicans’tan Zion Williamson ve YouTube’dan Logan Paul dahil olmak üzere bazı tanınmış melek yatırımcılar da katılım sağladı. Bu tur, şirketin toplam yatırımını neredeyse tamamı geçen yıl içinde sağlanan 225 milyon dolara çıkardı. 2020 yılında pazarda bir boşluk görerek bunu doldurmak amacıyla piyasaya giriş yapan şirket, o yılın son ayında 4 milyon dolarlık finansman turunu kapatmıştı. Ardından bu yılın mart ayında 20 milyon dolar, mayıs ayında 50 milyon dolar yatırım almıştı.

Whatnot, her kategori için kendi alanında başarılı ve güvenilir olan satıcılarla çalışmayı tercih ediyor ve her canlı yayın öncesi dolandırıcılık gibi sorunları minimum tutmak için bazı incelemeler yapıyor. Başlangıçta yalnızca Funko Pop koleksiyon ürünlerine odaklanan girişim, zamanla vintage giysilerden spor ayakkabılara ve daha fazlasına kadar her türlü koleksiyon ürünlerine odaklanıyor.

Gayrimenkul yatırımının önündeki coğrafi engelleri kaldırmaya odaklanan Mynd, 807 milyon dolar değerlemeye ulaştı

Mynd Property Management, bugün QED Investors‘tan 57,3 milyon dolar yatırım alarak 807 milyon dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

2016 yılında Doug Brien ve Colin Wiel tarafından gayrimenkul yatırımını daha erişilebilir kılmak amacıyla kuruldu. Kaliforniya, Oakland merkezli şirket, küçük konut gayrimenkul sektöründe mülk sahipleri için verimliliği artırmasının yanı sıra, konut sakinleri için kiralık yaşam deneyimini geliştiriyor. Brien ve Wiel, yatırımcıların kiralık mülkleri bulmaları, finanse etmeleri, satın almaları ve yönetmeleri için %100 uzaktan bir platform ile hizmet veriyor. Gayrimenkul yatırımının önündeki coğrafi engelleri kaldırdığını söyleyen şirket, masaüstü arayüzü ve mobil uygulamaları aracılığıyla, ABD’nin her yerinden 25 şehirde yatırım yapmayı mümkün kılıyor.

Şu anda, ülke çapında 16 pazarda yaklaşık 8.000 birimi yöneten firma, coğrafi konumları ne olursa olsun yatırımcıların yatırım portföylerini genişletebilmeleri için önümüzdeki üç yıl içinde Indianapolis, Indiana ve Memphis, Tennessee dahil olmak üzere 15 ek pazara genişlemeyi planlıyor. Mynd, “yatırımcılara yüksek kaliteli mülk yönetimi ve mülkleri hakkında gerçek zamanlı veriler sağlayarak onları güçlendiriyoruz” diyerek gayrimenkul yatırımına ve müşterilerine verdikleri öneme dikkat çekiyor.

Mynd kurucu ortağı ve CEO’su Doug Brien, TechCrunch’a verdiği demeçte, geçen yıl platforma 1.849 ev eklediklerini, bu yıl ise hem perakende hem de kurumsal olarak yaklaşık 8.500 ekleme yolunda olduklarını söyledi. İşin perakende tarafında 4 binden fazla yatırımcıya sahip olan şirketin en büyük kurumsal müşterisi ise Invesco’dur. Pandemi döneminde insanların daha fazla esneklik istemesiyle kiralamanın yaygın hale geldiğini vurgulayan Brien, gayrimenkulü demokratikleştirmek için çalıştıklarını ve daha önce konumları gereği kısıtlanmış yatırımcılara erişilebilir olmak istediklerini belirtti.

Tek kullanımlık plastiğe sürdürülebilir alternatif bulan Sulapac, kozmetik sektöründe önemli yeniliklere imza atıyor

Biyomalzemelerde uzmanlaşan biyokimyacılar olarak Suvi Haimi ve Laura Tirkkonen-Rajasalo, plastiğe sürdürülebilir bir alternatif bularak Sulapac‘ın temelini attılar. Sürekli artan tek kullanımlık plastiğin çevremizi ve denizleri doldurduğunun farkında olan ikili, bu soruna bir çözüm bulmak amacıyla yola çıktıklarını söylüyorlar.

Sulapac, geride mikroplastik bırakmadan tamamen biyolojik olarak parçalanabiliyor ve bunun için yeni bir ürün yerine mevcut plastik parçalama makineleri kullanılabiliyor. Sürdürülebilir kaynaklı ahşap ve bitki bazlı bağlayıcılardan yapılmış bir malzeme yeniliği olan Sulapac, endüstriyel kompostlama yoluyla geri dönüştürülebiliyor. 2016 yılında Helsinki’de kurulan girişim, ilk olarak ambalajlama alanına odaklanmış olsa da, zamanla malzemenin çeşitli uygulamalarda kullanılabileceğini fark ederek faaliyetlerini genişletmişler.

Şirket, sorumlu zihniyete ve birinci sınıf tasarıma değer veren çevreye duyarlı müşterilere sahip şirketlerin güçlenmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Haimi, 2019 yılında verdiği bir demeçte, “Sulapac’ı plastiğin yerini alan bir numaralı sürdürülebilir malzeme yapmak istiyoruz” sözlerine yer vermiş ve şu anda piyasada kullanımı devam eden sürdürülebilir ve seri üretilebilir Sulapac pipetlerinden bahsetmişti.

Bunun yanı sıra, şirket geçtiğimiz mayıs ayında kozmetik sektöründe çığır açan bir yeniliğe imza attığını duyurdu. Artık su bazlı ürünler, kalıcı mikroplastikler bırakmadan biyolojik olarak parçalanan yeni bir biyo-bazlı Sulapac bariyeri ile paketlenebilir. Güzellik ve kişisel bakım endüstrisinin yılda 500 milyar doların üzerinde bir değere sahip olduğu ve her geçen gün katlanarak büyüyen bir sektör olduğu düşünüldüğünde, geride kalıcı mikroplastikler bırakmadan biyolojik olarak parçalanan su bazlı ürünler için bir alternatif bulmak oldukça zor. Sulapac bariyeri tamamen sürdürülebilir olmasının yanı sıra endüstri standardı gereksinimlerine de uygun olan malzemesi için patent bekliyor.

Elektrikli ticari kamyon üreticisi Volta Trucks, 37 milyon euro yatırım aldı

Volta Trucks, 37 milyon euro değerindeki B serisi finansman turunu duyurdu. Luxor Capital Group LP liderliğinde yürütülen tura Proterra ve Agility gibi şirketin stratejik ortakları da katılım sağladı.

Tam elektrikli ticari araç üreticisi ve hizmet sağlayıcısı Volta Trucks, sıfır emisyonlu bir gelecek vizyonunu ve bunu er ya da geç gerçekleştirme kararlılığını gösteriyor. Volta, ağır yük araçları olarak adlandırılan büyük kargo araçlarını elektriklendirmek ve yeniden tasarlamayı amaçlıyor. Sürdürülebilirliğin zararlı egzoz emisyonlarından fazlası olduğuna inandığını söyleyen şirket, “tedarik zincirimize ve üretim ayak izimize kadar araçlarımızın ve bunların üretildiği bileşenlerin genel çevresel etkisini sürekli olarak azaltmaya çalışıyoruz” sözlerine yer veriyor.

Volta’nın kurucu ortağı ve İsveçli girişimci Carl-Magnus Norden yaptığı açıklamada, Volta’nın yılın başında Londra ve Paris’te altı Ar-Ge aracından oluşan bir filoyu piyasaya sürmeye hazırlandığını söyledi. Bu kamyonları dahili doğrulama için kullanan şirket, önümüzdeki yılın ortasına kadar bu iki büyük Avrupa kentindeki müşterileriyle 33 araçlık bir pilot program başlatmayı planlıyor. Volta, geçtiğimiz hafta tüm araçlarını Avustralya’da üretmek için Steyr Automotive ile üretim ortaklığı imzaladığını duyurmuştu. Bu planın 2022’nin sonuna kadar Volta’nın tam ölçekli üretime başlamasına zemin hazırlaması bekleniyor.

Volta, 2023’e kadar 5 bin, 2024’e kadar 15 bin ve 2025’e kadar 27 bine kadar tam elektrikli ticari kamyon üretmeyi hedefliyor. Şirket ayrıca, sigorta, şarj altyapısı, servis onarım ve bakımını içeren bir kiralama sözleşmesi olan “hizmet olarak kamyon” modelini de ilerleyen zamanlarda piyasaya sunmayı planladığını söylüyor. Doğrudan kamyon satmaya odaklanmış olsa da, Volta’nın kiralama modelinin işin yarısından fazlasını oluşturabileceği ilerleyen aylarda beklenen bir durum olarak değerlendiriliyor.

Online yerli eğitim platformu Kunduz, ABD pazarına açılıyor

Eğitimi demokratikleştirmeyi ve yüksek kaliteli eğitimi erişilebilir fiyatlarla herkese sunmayı hedefleyen mobil eğitim platformu Kunduz, Hindistan pazarının ardından ABD pazarına açılıyor.

Silikon Vadisi’ndeki ofisini New York’a taşıyan Kunduz, bir yıllık hazırlık sürecinin ardından uygulamayı kullanıma açtı.

Başta YKS ve LGS sınavlarına hazırlananlar olmak üzere tüm öğrencilerin soru çözmelerine yardımcı olmak için geliştirilen mobil eğitim platformu Kunduz’un global büyüme hamlesi devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Eczacıbaşı Momentum’un liderliğindeki yatırım turunu tamamlayan Kunduz, Hindistan pazarının ardından ABD’de de uygulamayı kullanıma sundu.

Kısa sürede ABD’nin tüm eyaletlerinden öğrenciye sahip olan Kunduz, Türkiye’de lise ve üniversite sınavlarına hazırlanmanın maliyetini 15 bin TL’den 500 TL seviyesine düşürdü. Soru cevap ürününün yanı sıra, yapay zeka temelli kişiselleştirilmiş testler, ülke çapında deneme testleri, videolu konu anlatımı, özel ders ve rehberlik desteği de sunan Kunduz, öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği yenilikçi yaklaşımıyla, 5. sınıftan lise sona kadar farklı sosyo-ekonomik seviye ve öğrenim düzeyindeki öğrencilere ulaşıyor.

Kunduz Kurucu Ortağı Melih Şener: “Kunduz’u globale taşımak için doğru zaman”

Global pazarlara açılma konusunda yatırımcıları tarafından teşvik edildiklerini söyleyen Kunduz Kurucu Ortağı Melih Şener, “Biz hem Türkiye’de, hem de faaliyet gösterdiğimiz global pazarlarda öğrencilerin sahip olduğu eğitim olanakları arasındaki makasın daralmasına yardımcı olmak istiyoruz. Türkiye’nin ardından ilk olarak Hindistan’da faaliyete başladık. Amerika pazarında da, 1 yıldır araştırmalarımızı sürdürüyorduk. Son 6 ayda yoğun geçen deneme sürecimizi başarıyla tamamladık. Bu süreçte, ABD’deki rakiplerimize göre daha hızlı, daha kaliteli ve daha ekonomik bir hizmet sunduğumuzu gördük” dedi.

“Kişişelleştirilmiş eğitimi herkese ulaştıracağız”

ABD operasyonunu yürütmek için özel bir ekip kurduklarını belirten Melih Şener, “Ekibimiz, Kunduz’un kişiselleştirilmiş eğitimi herkesin erişebileceği fiyattan sunma hedefimize sadık bir şekilde çalışmalarını yürütüyor. Amerika’ya olan yatırımımız yükselen bir ivmeyle devam edecek” dedi.

Personel yönetim hizmetiyle zaman tasarrufu sağlamayı amaçlayan girişim: Skello

Şirketlerin çalışma programlarını yönetmelerine yardımcı olan Fransız girişim Skello, hem yöneticiler hem de çalışanlar için çevrimiçi bir hizmet platformu olarak hizmet sunuyor.

2016 yılında Quitterie Mathelin-Moreaux, Emmanuelle Fauchier-Magnan ve Samy Amar tarafından kurulan Skello, restoran işletmecilerinin ve otelcilerin zamanlama sorunlarını çözmek için oluşturulmuştu. Amacının tüm profesyonelleri İK yönetiminde desteklemek olduğunu söyleyen Skello, personel organizasyonunun zaman alıcı ve tekrarlayan görevlerinden kurtarıyor. Ayrıca, şirket içi iletişimi ve çalışma yöntemlerini iyileştirmeye odaklanan bir paket sunuyor. Bugün Fransa, Belçika ve İsviçre’de günlük olarak 7.000’den fazla satış noktasını desteklediğini söyleyen şirket, 120 binden fazla kullanıcıya erişim sağlıyor.

Sadece birkaç yıl içinde kullanım kolaylığı ve üstün otomasyon yetenekleriyle müşteriler tarafından takdir edilen bir iş gücü planlama ve yönetim çözümü olarak karşımıza çıkıyor. Şirketin son yeniliklerinden biri olan “Smart Planner” özelliği, sözleşmeye dayalı kurallar, çalışma süresinin tahsisi ve iş istasyonlarıyla ilgili kısıtlamalar dikkate alınarak kişiye özel programların oluşturulmasına olanak tanıyor. Böylece, çalışanlara ayda ayda tahmini 20 saat zaman tasarrufu yaptırıyor.

Skello perakende, konaklama, spor salonları, eczaneler ve daha fazlası gibi birçok sektördeki şirketlerle çalışmalarını sürdürüyor. Personel yönetim hizmeti için daha öncesinde yalnızca Microsoft Excel kullanan birçok işletme, şimdi Skello’nun başarılı otomasyon hizmetinden yararlanıyor.

2018 yılında 6,9 milyon dolarlık A serisi yatırım haberine yer verdiğimiz Skello, geçtiğimiz gün 47,3 milyon dolarlık bir finansman turunu kapattığının haberini duyurdu. Partech tarafından yönetilen tura XAnge ve Aglaé Ventures da katıldı. Şu anda 7.000 satış noktasında kullanılmakta olan Skello, daha fazla Avrupa ülkesine açılmak ve 2022 yılına kadar ekibin büyüklüğünü 150 çalışandan 300 çalışana çıkarmak istiyor.

Antalya’da faaliyetlerine başlayan yeni paylaşımlı çalışma alanı: Work C

Bir zamanlar paylaşımlarına yer verdiğim mobil uygulamalar geliştiren girişimci dostum Alptekin Can, bu sefer kendi yaşadığı bölge olan Antalya’da yeni bir ortak çalışma alanını hayata geçirdi, ismi Work C.

Antalyada konumlanan Work C özellikle dekorasyonu, kendine has sanat eserleri ve sosyal alanları ile oldukça dikkat çekiyor. Açık ve Kapalı ofis, toplantı odası, etkinlik alanı, telefon odası ve sosyal alanları mevcut.

İster özel ofisinizde ister gezgin üyelikle Work C ailesinin bir parçası olabilirsiniz. Ayrıca sanal ofis hizmeti de mevcut. Etkinlik programları ise epey ilgi çekici ve katılım oranı yüksek. Workshop’lardan sabah yogasına kadar geniş bir yelpaze çıkıyor karşımıza. Size kalan ise ofisinizde özenle seçilmiş kahve çekirdeklerinden yapılan ücretsiz taze kahveniz ile arkanıza yaslanıp motivasyonun tadını çıkartmak kalıyor.

Edindiğimiz bilgiye göre Work C’nin ilk şubesine özellikle yazılım ve internet girişimcileri oldukça talep gösteriyormuş. Ayrıca Work C’nin girişimciler için yarattığı fırsatlar büyük; yatırımcı bağlantılar, muhasebe, avukatlık, ajanslar ve daha bir çok çeşitli alanda network ağını genişletmek isteyen girişimcilere büyük destek veriyor.

Aynı sektörlerdeki işinde başarılı insanları aynı çatı altında toplayarak işbirliklerinin artması ve kendi içinde hızla büyüyen bir network ağı yaratmayı arzulayan Work C’nin büyümesini önümüzdeki günlerde izleyeceğiz.

Work C kurucusu Alptekin Can: “Antalyada co-working space bulamadığımız için ofise çıkmak zorunda kaldık. Ve bir çok probleme göğüs germek zorunda kaldık. Operasyona vakit ayırmaktan işlerimiz hep aksıyordu bundan dolayı teknoloji alanında çalışan insanların bir arada olduğu bir co-working space yani ortak çalışma alanı açtık.”

Zoom, gelecek yıl 12 farklı dile daha gerçek zamanlı çeviri özelliği getirecek

Pandemi nedeniyle artan kullanımı ve çok da hızlı kendini bu sürece adapte edebilen Zoom, kullanıcılarına yeni hizmetler sunmaya devam ediyor. Görüntülü konuşma deneyiminin yanında AR ve AI gibi teknolojiler ile farklı özellikler deneyen Zoom, 18 dile anlık çeviri yapabilme sınırını 30’a çıkarmaya hazırlanıyor.

12 Eylül Pazartesi günü gerçekleştirilen Zoomtopia etkinliği sırasında bu yeni eklemesini duyuran Zoom, görüntülü video görüşmelerinin dil engellerini ortadan kaldırmaya yardımcı olacağını savunuyor. Şirket çalışanları etkinlik sırasında bir demo gerçekleştirerek İngilizce’den Japonca’ya, Çince’den İngilizce’ye çeviri özelliğini göstermiş oldu.

Hangi 12 dili destekleyeceğini belirtmeyen Zoom, Portekizce ve Korece’nin de demo esnasında görüntüledi. AI destekli algoritmalar yardımıyla bu çeviriyi başarılı bir şekilde gerçekleştiren Zoom, makine öğrenmesi de kullanarak o dili doğru kavrayabilmeyi sağlıyor.

Zoom’un gerçek zamanlı çeviri özelliği, Haziran ayında şirketin satın aldığı Kites adlı alman girişimi sayesinde gerçekleştiriliyor. Uygulamada hali hazırda yer alan 18 dil, uygulama içerisinden aktif hale getirilip kullanılabiliyor. Alt yazı şekilde belirtilen bu çeviriler için Zoom’un farklı bir fikri daha bulunuyor.

İşitme engelli kişilerin de konuşabilmesini sağlamak amacıyla Zoom, alt yazının seslendirilme durumunu da değerlendirdiği söyleniyor. Bugüne kadar anlık çeviri konusunda herhangi bir ücret talep etmeyen Zoom’un buradan maddi gelir elde etmesi beklentiler arasında.

Önümüzdeki yılın başlarından itibaren şirletin, bu 12 dil için otomatik transkripsiyon ve çanlı çeviriyi test edeceği söyleniyor. Şirket ayrıca el hareketlerini algılamak ve bir Zoom oturumu sırasında bu tepkileri emojilere dönüştürecek bir teknoloji üzerinde de çalışıyor.

Bu teknolojinin iPad’in Ana Sahne özelliğini desteklemesi ve hatta Zoom’un tüm cihazlar için Ana Sahne özelliğine benzeyen bir özelliği de hayata geçirmesi bekleniyor. Bu özelliklerin kullanıcılara sunulup sunulmayacağı için ise sadece beklemek gerekiyor.

Tokyo merkezli SmartNews, 230 milyon dolar yatırım alarak 2 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Tokyo merkezli bir haber toplama web sitesi ve uygulaması olan SmartNews, 230 milyon dolarlık F Serisi finansman turunu tamamlayarak 2 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

Çok sayıda yatırımcının ilgi gösterdiği finansman turuna SmartNews’ın vizyon ve büyüme stratejisiyle uyumlu yeni yatırımcılar da katılım gerçekleştirdi. ABD’li yatırımcılar Princeville Capital, Woodline Partners, JIC Venture Growth Investments ve Green Co-Invest Investment gibi isimler karşımıza çıkıyor. 2012 yılında Japonya’da kurulan ve geçtiğimiz sene yerel habercilikte konumunu güçlendiren şirket, bugüne kadar toplamda 400 milyon dolar yatırım almış oldu.

SmartNews, içeriklerinde tarafsızlık yansıtmak adına her taraftan haberlere yer verdiğini iddia ediyor ve makine öğrenimi kullanarak okuyuculara kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyor. Haberlerin güvenilir ve sürdürülebilir olmasına inandığını belirten şirket, kalifiye ve güvenilir içerik üreticilerle çalışarak kaliteli haberciliği desteklediğini söylüyor. SmartNews uygulaması dünya çapında 150’den fazla ülkede iOS ve Android’de kullanılabilir.

SmartNews CEO’su ve kurucu ortağı Ken Suzuki yaptığı açıklamada, “Hem ABD’deki hem de dünyadaki yatırımcılarımız, SmartNews’in bilgiye erişimi demokratikleştirme ve tüketicilere, yayıncılara ve reklamcılara fayda sağlayan bir ekosistem yaratma çabalarının muazzam büyüme potansiyelini ve değerini kabul ediyor” sözlerine yer verdi.

Şirket, içeriği web sitesi ve mobil cihazlarda paylaşılabilen 3 binden fazla küresel yayın ortağıyla birlikte çalışıyor. Gelir elde etmek için şirket, gelirin yayıncılarla paylaşıldığı satır içi ve video reklamlar sunuyor. 2019 yılında ABD ve Japonya’daki aylık aktif kullanıcı sayısının 20 milyonun üzerinde olduğunu söyleyen SmartNews, bugün ABD’deki aylık aktif kullanıcı sayısının geçen yıla göre ikiye katlandığını vurguluyor.

“SmartView” özelliği ile şirket, uygulamaya hızlı okuma modu getirerek okuyuculara çevrimdışı olsalar bile makaleyi yükleyerek okuma imkanı veriyor. SmartNews, yayıncı ortaklarının neredeyse %75’inin bu özellikten yararlandığını söylüyor.