Ana Sayfa Blog

Satıcı ve alıcı arasında yeni köprü: Shop by Shopier

Türkiye’deki sosyal e-ticaretin önde gelen platformlarından Shopier, yeni mobil uygulaması Shop App ile bağımsız girişimcilerin müşterileriyle olan ilişkisini yeniden şekillendiriyor.

Google Play Store ve App Store’da yayınlanan Shop App, mağazaların müşterileriyle sürdürülebilir bir bağ kurmasını sağlarken, son kullanıcıya da favori Shopier mağazalarını takip etme, özel indirim fırsatlarından yararlanma ve siparişlerini yönetme imkânı sunuyor.

Girişimciler için yeni müşteri kanalı

2016 yılında kurulan Shopier, bağımsız girişimcilerin e-ticarete başlamaları ve işlerini büyütebilmeleri için yalın ve güvenilir bir altyapı sundu. Günümüze kadar daha çok satıcı odağı bulunan platform, sosyal medya dahil çeşitli alternatif mecralardan alışverişin güvenli bir ortamda yapılabilmesini ve yaygınlaşmasını sağladı.

Shop App ile birlikte Shopier, artık alıcılara da üyelik imkanı sunan bir yapıya kavuştu. Yeni uygulama, alternatif mecralarda satış yapmanın ötesinde, girişimcilere kendi markalarının müşteri kitlesini oluşturma imkanı sağlıyor. Satıcılar, uygulama üzerinden kendilerini veya ürünlerini takip eden kullanıcılara özel kampanya düzenleme, müşterilerine tekrarlı satış yapma ve satışlarını artırma fırsatı yakaladılar. Uygulamanın otomatik bilgilendirme yapısı sayesinde, satıcıların pazarlama yükü azalıyor ve satışa dönüşüm oranları artıyor.

Alıcılar için katma değer

Shop App, kullanıcıya ilgilenmediği satıcılara yönlendirmiyor, yalnızca kendi seçtiği mağaza ve ürünlerle ilgili bildirimler iletiyor. Bu sayede bağımsız girişimciler, doğrudan kendi topluluklarını inşa ederken, alıcılar da ilgi duydukları markalarla ilgili fırsatlardan haberdar oluyor. Bu yönleriyle, klasik online pazaryeri mantığından kaydadeğer ölçüde ayrışan uygulama, alıcılara ödeme yöntemi ve adres bilgisi kaydetme, mağaza ve ürün takip etme ve kargo takibi gibi özellikler sunuyor.

Shopier Kurucu Ortağı Burak Sekmen yeni ürünle ilgili verdiği demeçte;

“Shopier’in varoluş sebebi, e-ticareti herkes için kolay, erişilebilir ve güvenli kılmak. Shop App ile bu yönde bir adım daha atarak, bağımsız girişimcilerin müşterileriyle daha güçlü bir bağ kurmalarını sağlıyoruz.“

Londra merkezli hukuk teknolojileri girişimi SuLe, Sharks & Partners’tan yatırım aldı

Londra merkezli yapay zeka destekli hukuk platformu SuLe, melek yatırım turunu başarıyla tamamladı. Tura stratejik yatırımcı olarak katılan Sharks & Partners, girişimin büyüme yolculuğunda önemli bir destekçi oldu.

KOBİ’ler ve startup’lar için hukuk hizmetlerini erişilebilir, hızlı ve uygun maliyetli hale getirmeyi hedefleyen SuLe, yatırım turunu hukuk bürosu ortaklarına, banka yöneticilerine, exit yapmış girişimcilere ve sektör liderlerine açtı. Platformun kurucuları arasında, daha önce Orrick ve Bird & Bird’de çalışmış teknoloji avukatı Trish Wing ile sosyal içerik platformu Wiser Media’nın kurucu ortağı Nilsu Derici yer alıyor.

Sharks & Partners Kurucu Ortağı Mehmet Çelikol verdiği demeçte;

“Uzun yıllardır hukuk sektörü değişime direnen en geleneksel alanlardan biri olmaya devam ediyor. SuLe ise bu alanda dönüşümün öncüsü olmaya aday. Yapay zeka destekli platformlarıyla girişimlerin ihtiyaç duyduğu çevik ve ölçeklenebilir hukuk hizmetlerini yeniden tanımlıyorlar. Bu vizyonun erken destekçileri arasında yer almaktan gurur duyuyoruz.”

SuLe, tekrarlayan hukuki işleri yapay zekâ ile otomatikleştirerek geleneksel hukuk hizmetlerindeki yüksek maliyet ve verimsizlik sorunlarını çözüyor. Abonelik modeli sayesinde startup’lar dakikalar içinde doküman üretebiliyor, yapay zekâ araçlarıyla inceleyebiliyor ve gerektiğinde uzman avukatlardan doğrudan destek alabiliyor. Platform özellikle teknoloji odaklı şirketlerde uzmanlaşmış durumda; Türkiye gibi farklı pazarlardan İngiltere’ye açılmak isteyen girişimlere şirket kuruluşundan sürekli hukuki uyumluluğa kadar kapsamlı hizmet sunuyor.

Kasım 2024’te lansmanını gerçekleştiren SuLe, kısa sürede dikkat çekici başarılara ulaştı. Bugün 800’ün üzerinde aktif kullanıcıya sahip olan platform, İngiltere’de saygın kuruluşlar, VC’ler, hızlandırıcılar ve sektör liderleriyle 30’dan fazla stratejik iş birliği yaptı. Ayrıca önde gelen bir kitle fonlama platformuyla 100 bin sterlinlik sözleşme imzalayan SuLe, İngiltere’deki en prestijli 5 hukuk bürosu ile ileri düzey iş birliği görüşmeleri yürütüyor.

SuLe Kurucu Ortağı ve CEO’su Trish Wing ise demecinde;

“Bugün girişimlerin büyük çoğunluğu ya hukuki süreçleri tamamen yok sayıyor ya da hazır kopyala-yapıştır belgelerle ilerliyor. Bu ciddi bir risk. SuLe ile girişimcilere işlerinin büyümesiyle uyumlu, erişilebilir ve teknolojiye hakim bir hukuki destek sunarak bu tabloyu değiştiriyoruz.”

Yeni yatırımla birlikte SuLe, İngiltere’deki büyümesini hızlandırmayı, hukuk bürolarıyla iş birliklerini güçlendirmeyi ve özellikle İngiltere’ye açılmak isteyen Türk startup’larını daha güçlü şekilde desteklemeyi hedefliyor.

Yapay zeka girişimi Born, Laton Ventures’ın da dahil olduğu turda 15 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka tabanlı sosyal uygulamalar geliştiren Almanya merkezli girişim Born, Türkiye’den Laton Ventures‘ın da dahil olduğu turda 15 milyon dolar yatırım aldı. Bu tura ayrıca; Tencent ve Accel de katıldı. Ayrıca Laton Ventures, Born’un tohum yatırım turuna da dahil olmuştu.

Born, insanların hayatına doğru zamanda girip ömür boyu yanında kalan yapay zekâ arkadaşları yaratıyor. Bu arkadaşlar, ihtiyaç duyulan her an kullanıcıların yanında oluyor, sohbeti, oyunu ve bağı kurmayı eğlenceli hale getiriyor. Yapay zekâ ile tüketici sosyal deneyiminin kesişim noktasında konumlanan Born, doğal, keyifli ve kalıcı hissettiren deneyimler inşa ediyor.

Yeni yatırım, Born’un ürün yol haritasını hızlandırmasına ve alanındaki en iyi yapay zekâ yeteneklerini işe almasına imkân tanıyacak. Şirket, bu kapsamda New York’ta ABD ofisi açmayı, Pengu için yeni karakterler geliştirmeyi ve halihazırda güçlü ilgi gören yeni sosyal yapay zekâ ürününü piyasaya sürmeyi planlıyor.

Born; Supercell Kurucu Ortağı Ilkka Paananen, King Kurucu Ortağı Riccardo Zacconi, eski Adobe CPO’su ve A24 ortağı Scott Belsky ile The Chainsmokers üyesi Alexander Pall gibi yatırımcılar tarafından da destekleniyor. Accel’in tohum yatırımına liderlik ettiği Born, Seri A turunda Tencent ve Laton Ventures’ın da katılımıyla yatırım aldı.

Born, insan gibi büyüyen, gelişen ve bağ kuran sanal arkadaşlar geliştirerek tüketici yapay zekâ alanında liderliğini pekiştiriyor. Sohbet odaklı veya rol yapma temelli platformlardan farklı olarak Born; sosyal, duygusal açıdan anlamlı ve kültürel olarak ilgili arkadaşlıklar yaratarak gerçek dostluk hissi sunuyor.

2022’de kurulan Born, bugüne kadar beş kez dünya çapında 1 numaraya yükselen sosyal uygulama geliştirdi. Şirketin amiral gemisi yapay zekâ karakteri Pengu, arkadaşlar ve aile üyeleri tarafından “büyütülen” ve birlikte sahiplenilen bir deneyim sunarak dünya genelinde 15 milyondan fazla kullanıcıya ulaştı. Pengu, ABD’de kendi fikri mülkiyetine sahip en büyük yapay zekâ karakter uygulaması oldu.

Born, önceki ve bu turla birlikte aldığı 25 milyon dolarlık yeni yatırımla birlikte, kullanıcıların hayatına dahil olan, onlarla birlikte gelişen ve günlük yaşamın bir parçası haline gelen yapay zekâ arkadaşlar yaratarak tüketici yapay zekâ alanındaki liderliğini sağlamlaştırmayı hedefliyor. Şirket, basit sohbet botlarının ötesine geçerek sosyal, duygusal açıdan zengin ve kültürel olarak ilgili yapay zekâ deneyimlerinin yeni neslini inşa ediyor.

Amerika merkezli Prinella, Yuppion’un yüzde 80 hissesini 10 milyon dolara satın aldı

Türkiye’nin önde gelen e-ihracat teknoloji girişimlerinden Yuppion, ABD merkezli yapay zeka destekli yazılım şirketi Prinella ile stratejik bir ortaklığa imza attı. Anlaşma kapsamında Yuppion’un yüzde 80 hissesi, California merkezli Prinella tarafından 10 milyon dolara satın alındı.

10 yılı aşkın süredir e-ticaret dikeyinde yapay zeka destekli teknoloji ve operasyon çözümleri geliştiren Prinella, Yuppion’un stoksuz e-ticaret modeline özel geliştirdiği Print on Demand yazılım çözümünden etkilenerek operasyonlara talip oldu. Bu yatırım, global ölçekte büyük bir Print on Demand altyapısının kurulması için atılmış ilk adım olarak değerlendiriliyor.

Kurulduğu günden bu yana 5 yıl içerisinde Türkiye’de binlerce girişimci olmak isteyen kişiye destek veren Yuppion, sunduğu teknoloji sayesinde kullanıcılarının %20’sinin milyon dolar seviyesinde ciroya ulaşarak markalarını büyütmesine aracılık ettiğini dile getiriyor.

Yeni iş ortaklığıyla birlikte Yuppion, Amazon, Etsy, Amazon Handmade, Shopify, T-Soft, eBay ve Walmart gibi e-ticaret altyapılarında faaliyet gösteren satıcılara Amerika merkezli üretim ve lojistik desteği sunacak.

Yuppion CEO’su Hakan Gerin, anlaşmayı şu sözlerle değerlendirdi:

“Bu sadece bir exit değil, global arenaya yeni ve güçlü bir oyuncunun girişi. Türkiye’de yürüttüğümüz tüm stoksuz e-ticaret ve Print on Demand operasyonlarına artık Los Angeles merkezli üretim de ekliyoruz. Bugün bir girişimci ‘T-shirt markası kuracağım’ dediğinde, sistem kurulumundan ürün seçimine, yapay zeka destekli tasarım desteğinden sipariş sonrası üretim ve lojistiğe kadar tüm süreçleri uçtan uca biz üstleniyoruz. Böylece minimum maliyetlerle stoksuz bir modelde dev markalar yaratmanın önünü açıyoruz. Bu vesile ile Yuppion’a 5 yıldır aralıksız hizmet veren tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. Yuppion’nun çok değerli kullanıcılarına teşekkür etmek istiyorum. İlerleyişimizde büyük katkıları olan tüm iş ortaklarımıza teşekkür etmek istiyorum.”

Prinella, Yuppion ve Listyboom’un güçlerini birleştirmesiyle, girişimciler için uçtan uca bir marka inşa ekosistemi oluşmuş oldu. Bu yeni yapıyla, Türkiye’de kazanılan sektörel tecrübeler, global arenaya da taşınarak e-ihracat ekosistemine önemli bir katkı sağlanacak.

Togg, Microsoft Türkiye iş birliğiyle geliştirdiği yapay zeka platformu Can.ai’yı duyurdu

Münih’teki IAA Mobility 2025’e ürün, tasarım ve teknolojileriyle katılan Togg, Microsoft Türkiye iş birliğiyle geliştirdiği yapay zekâ platformu Can.ai’yi uluslararası ziyaretçilerle buluşturdu. Ziyaretçiler, Togg standında kurulan “Trumore Zone” alanında Can.ai ile “Akıllı şarj rotalama”, “Sesli dijital komutlarla araç hizmetleri” ve “UI olmadan çalışan medya & sağlık senaryoları” üzerinden benzersiz bir deneyime dahil oldu.

Geleceğin etkileşimi: ZeroTouchUI ve Agentic AI

Togg, yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji bileşeni değil, kuruluşundan itibaren tüm dijital mimarisinin omurgası olarak konumlandırdı. 2020’den bu yana Türkiye’nin en büyük GPU destekli AI eğitim altyapılarından biri kurulurken, tüm sistemler mikro servis mimarisiyle hayata geçirildi. Bu vizyoner yaklaşım, bugün Togg’un geliştirdiği agentic AI mimarisinin temelini oluşturdu. Bu güçlü teknoloji altyapısı üzerine, Togg ve Microsoft Türkiye mühendislerinin ortak çalışmasıyla, Microsoft Azure Cloud üzerinde OpenAI teknolojileriyle desteklenen Can.ai platformu geliştirildi.

Can.ai ile yeni nesil bir deneyim

Can.ai, kullanıcılarla geleneksel bir arayüz üzerinden değil; niyet, zamanlama, lokasyon, araç durumu ve geçmiş davranışlar gibi çok katmanlı verileri analiz ederek bağlamsal olarak etkileşim kuran bir yapay zekâ altyapısı sunuyor. Akıllı cihazlardan mobil uygulamalara, çağrı merkezlerinden kurumsal sistemlere kadar geniş bir alanda çalışan platform, yalnızca yanıt veren değil; empati kurabilen, öğrenen, önceden öngören ve kullanıcı adına harekete geçebilen bir yapıya sahip.

“Can.ai ile mobilitenin ötesini yeniden kurguluyoruz”

Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş verdiği demeçte;

“Yapay zekâyı ilk günden bu yana sadece bir özellik değil, altyapımızın stratejik omurgası olarak ele aldık. Can.ai, kullanıcıdan gelen komutlara yanıt veren bir sistem değil; bağlamı anlayan, niyeti sezebilen ve gerekli adımları arayüz olmadan gerçekleştiren bir yapay zekâ altyapısı. Bu, ZeroTouchUI ile çalışan yepyeni bir etkileşim paradigması. Kullanıcı hiçbir şeye dokunmadan, hiçbir menü gezmeden yalnızca düşünerek, söyleyerek ya da duruma göre otomatik şekilde destek alabiliyor. Microsoft ile yürüttüğümüz iş birliği sayesinde bu altyapıyı güvenli ve ölçeklenebilir bir teknoloji üzerine inşa ettik. Can.ai ile yalnızca mobiliteyi değil, tüm yaşamı sezgisel olarak yeniden kurguluyoruz.”

“Farklı ekosistemlerde kesintisiz deneyim yolculuğu sağlıyoruz”

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Levent Özbilgin ise iş birliğini şöyle değerlendirdi:

“Yapay zekâ kullanıcı deneyimini dönüştüren en güçlü katalizörlerden biri. Can.ai, bu dönüşümün mobilite alanındaki en somut örneklerinden birini oluşturuyor. Togg ile geliştirdiğimiz bu platform, kullanıcıların ihtiyaçlarını öngören, farklı ekosistemlerle sorunsuzca entegre olabilen ve deneyimi üst seviyeye taşıyan bir yapıya sahip. Azure’un sunduğu küresel ölçekli, güvenli ve esnek altyapı da platformun farklı ekosistemlerde kesintisiz çalışmasına olanak tanıyor. Can.ai gelecekte teknolojinin yaşamlarımızın doğal akışıyla nasıl bütünleşeceğini göstermesi açısından da çarpıcı bir örnek.”

Togg Care ekibinin dijital ikizi gibi çalışıyor

Kullanıcılarla doğal dilde yazılı veya sesli iletişim kurabilen Can.ai, 1000’i aşkın yazılı doküman, SSS içeriği ve 2 milyonun üzerinde çağrı kaydı üzerinde eğitildi. Togg Care çağrı merkezi ekibinin bir “dijital ikizi” gibi çalışan platform, doğal dil işleme (NLP) ve gelişmiş arama teknolojileri sayesinde en doğru cevabı saniyeler içinde bulabiliyor. Satıştan sipariş takibine, satış sonrası destekten teknik sorulara kadar uçtan uca müşteri yolculuğunu kapsayan sorulara hızlı yanıtlar sunuyor.

Tuğçe Bulut’un kurucu ortağı olduğu San Francisco merkezli Eloquent AI, 7.4 milyon dolar yatırım aldı

Finans kuruluşlarının müşteri hizmetleri fonksiyonlarını ve süreçlerini yapay zekayı kullanarak uçtan uca otomatize etmelerini ve yönetmelerini sağlayan Eloquent AI, Amerika merkezli Foundation Capital liderliğinde 7.4 milyon dolarlık tohum yatırım turunu tamamladı. Yatırım turu yalnızca üç gün içerisinde yatırımcılardan hedeflenenin 12 katı üzerinde talep gördü.

İkinci girişimini hayata geçiren Tuğçe Bulut ve makina öğrenmesi profesörü Dr. Aldo Lipani tarafından kurulan Eloquent AI, regülasyona tabi finansal kurumların müşteri hizmet operasyonlarını otomatikleştirmek üzere tasarlanmış ilk Yapay Zekâ Operatörünü geliştirdi. Geleneksel chatbot’ların ya da yalnızca sıkça sorulan sorulara yanıt vermekle sınırlı yapay zekâ araçlarının ötesine geçen Eloquent AI Operatörleri; dolandırıcılık incelemeleri, ihtilaf çözümü ve KYC/AML denetimleri gibi kritik süreçleri uçtan uca, tam denetlenebilirlik ve uyumluluk sağlayarak otomatikleştiriyor.

Eloquent AI Kurucu Ortağı Tuğçe Bulut kurumların biriken müşteri destek operasyonlarıyla ciddi vakit kaybetmesine dikkat çekerek “Finansal kurumların teknoloji adaptasyonunda geride kaldıkları yönündeki klişenin fazlasıyla abartıldığını görüyoruz. Bu kurumlar çoğu zaman uyumluluk gereklilikleri ve biriken müşteri operasyonlarıyla uğraşıyor. Bu sorunları çözme isteği kesinlikle mevcut, ancak şimdiye kadar doğru bir araç yoktu.” dedi.

Yaptıkları yatırıma ilişkin açıklamalarda bulunan Logo Ventures Yönetici Ortağı Merve Zabcı “Eloquent AI, finansal kurumların regülasyona tabi müşteri hizmetlerini uzun entegrasyon süreçlerine gerek duymadan yeniden tasarlamalarına imkân tanıyor. Bu, kurumlar için gerçek bir dönüm noktası. Klasik bir yapay zekâ asistanının ötesine geçerek müşteri operasyonlarını çok daha geniş bir alanda güvenilir şekilde otomatize edebiliyor. Tuğçe ve Aldo’yu uzun zamandır tanıyoruz; ilk günden itibaren yanlarında yer almaktan büyük heyecan duyuyoruz.” dedi.

Eloquent Yapay Zekâ Operatörü, regülasyona tabi finansal kurumlar için özel olarak geliştirildi

Çoğu yapay zekâ aracı yalnızca basit sohbetlere odaklanırken, Eloquent AI, finansal kurumlar için kritik öneme sahip konuşmaların otomasyonu ihtiyacından doğdu. Bugün müşteri taleplerinin yalnızca yüzde 20–30’u genel yapay zekâ araçlarıyla karşılanabiliyor. Geri kalan talepler ise iç sistemlere giriş yapmayı, belgeleri incelemeyi ve farklı araçlar arasında işlemleri birleştirmeyi gerektiriyor. Bu karmaşık ve yüksek maliyetli iş akışları, BT ekiplerinin API geliştirmeye sınırlı zaman ayırabilmesi nedeniyle çoğunlukla manuel olarak yürütülüyor. İşte bu noktada, basit SSS botlarının ötesine geçerek gerçek operasyonel dönüşüm sağlayan Eloquent AI devreye giriyor.

Şirketin geliştirdiği Yapay Zekâ Operatörü, regülasyona tabi finansal iş akışları için özel olarak tasarlanıp eğitildi ve Eloquent AI’nin kendi çok modlu büyük dil modeli Oratio tarafından destekleniyor. Operatörler, tarayıcı kontrol teknolojisi ve bilgisayarla görme yöntemlerini kullanarak insan temsilcilerin iç sistemlerdeki adımlarını gözlemliyor, öğreniyor ve bu süreçleri API, komutlama ya da mühendislik desteğine ihtiyaç duymadan kusursuz biçimdetaklit ediyor.

Standart operasyon prosedüründen tam otomasyona

Eloquent AI’nin benzersiz “Eloquent Operasyon Prosedürleri” (EOP) sayesinde, müşteri deneyimi ekipleri Yapay Zekâ Operatörüne görevleri yalnızca doğal bir dille anlatarak veya ekranda göstererek öğretebiliyor. Operatör, iş akışını bağımsız bir şekilde öğreniyor ve uyguluyor, tıpkı bir insan gibi iç sistemlerde güvenle hareket edebiliyor.

Bu yaklaşım, müşteri deneyimi ve operasyon ekiplerinin yüksek hacimli, tekrarlayan iş akışlarını kendi başlarına otomatikleştirmelerini sağlayarak mühendislik kapasitesine olan bağımlılığı azaltıyor. Aynı zamanda teknik ekipler, sınırlar koyma, deterministik kurallar tanımlama ve temsilcilerin iç sistemlerle nasıl etkileşim kuracağını yönetme yetkisini ellerinde tutuyor. Sonuç, güvenlikten, güvenilirlikten veya şeffaflıktan ödün vermeden hızlı ve esnek bir otomasyon oluyor.

Bu mimari sayesinde finansal kurumlar maliyetleri düşürebiliyor, yanıt sürelerini kısaltabiliyor ve doğruluğu artırabiliyor; böylece müşteri operasyonlarının yüzde 96’sına kadarını otomatikleştirmek mümkün oluyor. Lansmandan yalnızca dört hafta sonra, Eloquent AI Operatörleri hâlihazırda müşteri kazanımı, hesap açma, kredi hizmetleri, dolandırıcılık incelemeleri, yaptırım takibi ve reg-E ihtilafları gibi, daha önce birden fazla ekip ve sistem arasında manuel koordinasyon gerektiren iş akışlarını üstlenmiş durumda. Eloquent AI aynı zamanda; Cleo, Gusto, Mercury, OakNorth Bank, Rho ve Vouch gibi finansal hizmetlerin geleceğini şekillendiren yenilikçi şirketler tarafından da destekleniyor.

AI operatörlerinin insan API’leri gibi çalıştığını vurgulayan Foundation Capital Ortağı Nico Stainfeld “Eloquent AI’ın Operatörleri adeta insan API’leri gibi çalışıyor. İzliyorlar, öğreniyorlar ve bankacılık ortamlarında gereken titizlik ve uyumlulukla kritik iş akışlarını uyguluyorlar. Bu, manuel süreçlerde boğulan her finansal kurum için oyunun kurallarını değiştiren bir gelişme.” dedi.

Merkezinde uyumluluk olan müşteri destek otomasyonu

Elequent AI’ın sunduğu güvenilirliğin altını çizen EJF Ventures Yönetici Ortağı Jonathan Bresler, “Eloquent AI, kurumsal otomasyona bakışı tamamen değiştiriyor. Müşteri destek ekiplerinin dönüşüme öncülük etmesine imkân verirken teknik ekiplere de tam kontrol sağlıyor. Gerçek dünyadaki finansal operasyonlarda yapay zekânın bu düzeyde esneklik ve güvenilirlik sunduğunu ilk kez görüyoruz.” dedi.

Eloquent AI’ın platformu, bankacılık, ödemeler, kredi, sigorta ve varlık yönetimi alanlarında müşteri desteği ve operasyonları uçtan uca otomatikleştirmek üzere geliştirildi. Daha ilk günden kurumsal ölçekte kullanıma hazır olan platform, en katı uyumluluk standartlarını karşılıyor, yetkisiz finansal tavsiyeleri önceden engelliyor, hassas durumda olan müşterileri proaktif biçimde tespit ediyor ve her işlemler tam denetlenebilirlik için kaydediyor.

Yeni yatırım, şirketin San Francisco’daki mühendislik ekibini büyütmek ve Yapay Zekâ Operatörünün yetkinliklerini dolandırıcılık, ödemeler, kredi ve müşteri kazanımı gibi yeni dikey alanlara genişletmek için kullanılacak.

Eloquent AI’a yatırım yapmaktan gurur duyduklarını belirten Duke Capital Partners Genel Müdürü Kurt Schmidt “Bankaların ve sigorta şirketlerinin güvenilir bir ortağı olan Eloquent AI’ye yatırım yapmaktan gurur duyuyoruz. Onlar, finansal kurumların karmaşık ve regülasyona tabi iş akışlarını nasıl otomatikleştirdiğini dönüştürüyor. Uyumluluğu önceliklendiren, kodsuz Yapay Zekâ Operatörleri, finansal uyumluluğun en yüksek standartlarını korurken hızlı ölçeklenmeyi mümkün kılıyor ve kurumsal otomasyonda yeni bir standart belirliyor.” dedi.

Yatırım turunun öne çıkanları:

Foundation Capital liderliğinde, EJF Ventures, Duke Capital Partners, MTV, Eight Capital, Multimodal Ventures, Pioneer Fund, Davidovs VC, Logo Ventures, Vento Ventures, Founders Capital ve Y Combinator’un katılımıyla yalnızca 3 günde 7,4 milyon dolarlık tohum yatırım toplandı.

Moka United, FCA onayı ardından Affiniture Cards Limited’ın satın alımını tamamladı

Finansal çözüm anahtarı anlayışıyla fintek ekosisteminde fark yaratmaya devam eden Moka United aldığı onay ile global büyüme stratejisinde kritik bir eşiği geride bıraktı. Bu gelişme, şirketin uluslararası pazarlarda daha etkin şekilde konumlanmasına zemin hazırlarken, RUUT markasıyla yürüttüğü dijital banka yolculuğuna da yeni bir ivme kazandırdı.

Satın alımla birlikte küresel bir ödeme ağına doğrudan erişim elde edecek olan şirket, Affiniture Cards Limited’ın Diners Club iş birliği sayesinde, uluslararası ölçekte prestijli bir ailenin de parçası oldu. Böylece Moka United, müşterilerine uluslararası alanda yenilikçi ödeme çözümleri, kısa vadeli kredi imkânları ve seçkin ayrıcalıklar sunmak üzere yeni bir adım attı.

Uluslararası pazarda dijital bankacılık yolculuğu hızlanıyor

FCA onayı ve satın alımın tamamlanması, Moka United’ın küresel büyüme stratejisinde önemli bir dönüm noktasını temsil ediyor. Bu kritik adım, Moka United’ın uluslararası pazarlardaki konumunu güçlendirmesinin yanı sıra, RUUT markası altında dijital bankacılık yolculuğunu hızlandıracak bir platform sunuyor. Moka United, dijital bankacılık hizmetlerini genişletmeyi, finansal erişimi demokratikleştirmeyi ve hem kurumsal hem bireysel kullanıcılar için yeni nesil finansal çözümler sunmayı hedefliyor. Türkiye’den doğan başarı hikayesini küresel pazarlara taşıyan şirket, yenilikçi ürünleri, yapay zeka destekli altyapısı ve kapsayıcı hizmet yaklaşımıyla sektöre liderlik etmeye hazırlanıyor.

Sınır ötesi genişlemenin yol haritasını oluşturuyor

Stratejik bir satın alım olarak FCA’nın onayı, Moka United’ın sınır ötesi genişleme yol haritasını doğruluyor ve şirketin uluslararası pazarlardaki güçlü düzenleyici uyumunu vurguluyor. Bu gelişme, Moka United’ın küresel vizyonunu, finansal teknolojideki liderliğini ve dijital bankacılığın geleceğini yeniden şekillendirme taahhüdünü pekiştiriyor. Satın alımın tamamlanmasıyla birlikte Moka United, Birleşik Krallık ve diğer pazarlarda daha çevik ve kapsayıcı bir iş modeliyle faaliyet göstermeye hazır hale geliyor.

“Güvenilirliğimizin uluslararası bir teyidi”

Moka United CEO’su Halim Memiş, konuyla ilgili olarak verdiği demeçte;

“Gerçekleştirdiğimiz bu stratejik satın alım global büyüme hedeflerimizi ve İş Bankası’nın İngiltere’de dijital banka kurma vizyonunu destekleyen önemli bir adım. Moka United olarak, inovasyona dayalı fintek yaklaşımımızla sadece Türkiye’de değil, uluslararası pazarlarda da katma değer yaratıyoruz. Bu onay, sadece bir regülasyon geçişi değil; aynı zamanda fintek alanındaki uzmanlığımızın ve güvenilirliğimizin uluslararası bir teyidi niteliğinde. Yeni pazarlara açılırken kullanıcı odaklı, hızlı ve güvenli çözümlerimizle fark yaratmayı amaçlıyoruz. RUUT ile dijital banka yolculuğumuzu şimdi çok daha güçlü ve güvenilir bir altyapıyla sürdüreceğiz. Affiniture Cards Limited’ın İngiltere’deki entegrasyonu ve FCA uyumluluğu sayesinde, Avrupa’daki iş birliklerimizi ve hizmet ağımızı genişletmeye hazırız.”

Affiniture Cards Limited CEO’su Jonathan Back ise demecinde;

“Birleşik Krallık’ın dinamik finansal ekosistemi, Moka United’ın uluslararası genişlemesi için ideal bir temel sunuyor. Ülkenin küresel bir finans merkezi olarak konumu, Avrupa ve uluslararası pazarlara daha kolay erişim sağlarken, fintek inovasyonu ve büyümesi için düzenlenmiş bir ortam sunuyor.”

Bitkisel bazlı yerli gıda markası Itz Nutz, 535 bin dolar yatırım aldı

Türkiye’nin önde gelen bitkisel bazlı gıda markalarından Itz Nutz, ŞirketOrtağım liderliğinde gerçekleşen turda 535 bin dolar yatırım aldı. Turun liderliğini iş dünyasının deneyimli ismi Mehmet Betil üstlendi.

Yatırımın Kullanım Alanları

Itz Nutz, aldığı bu yatırımı Ar-Ge çalışmalarını hızlandırmak, yeni ürünler geliştirmek, ihracat kanallarını açmak ve B2B iş birliklerini güçlendirmek için değerlendirecek. Şirket ayrıca, otel, restoran ve zincir marketlerde daha güçlü bir varlık göstermeyi ve çocuklara yönelik geliştirdiği Itz Nutz Kidz serisiyle sağlıklı bitkisel beslenmeyi küçük yaşlara taşımayı hedefliyor.

Itz Nutz’ın hikayesi

2018 yılında çocuk doktoru ve beslenme uzmanı Ayşenur Yıldırım ile eşi Aytaç Yıldırım tarafından kurulan Itz Nutz, hayvansal ürünlere sağlıklı, katkısız ve lezzetli bitkisel alternatifler sunma vizyonuyla yola çıktı.

İlk olarak kaju bazlı yoğurtlarla tanınan marka, bugün artizan peynirlerden kaju tereyağına, mezelerden kaju ezmesine uzanan geniş bir ürün yelpazesiyle öne çıkıyor. Migros, Macrocenter, Boldy ve Eataly gibi seçkin zincir marketlerde yer alan ürünlerin yanı sıra Metro için whitelabel üretim yapıyor; Do\&Co gibi kurumsal iş ortaklarına toptan tedarik sağlayarak B2B alanda da güçlü bir konumda bulunuyor.

Itz Nutz Kurucu Ortağı Ayşenur Yıldırım, yatırımla ilgili verdiği demeçte;

“Itz Nutz’ı kurarken amacımız, hem sağlıklı hem de doğaya saygılı beslenmeyi herkes için erişilebilir kılmaktı. Bugün binlerce tüketicinin mutfağında yer aldığımızı görmek bize güç veriyor. Bu yatırım, sadece üretim kapasitemizi artırmakla kalmayacak; aynı zamanda yeni ürün geliştirme, yurtdışına açılma ve B2B iş birlikleriyle bitkisel beslenmeyi yaygınlaştırma yolunda bize ivme kazandıracak.”

ŞirketOrtağım Melek Yatırımcı Ağı üyesi ve turun lider yatırımcısı Mehmet Betil, şu değerlendirmeyi yaptı:

“Dünya gıda sektörü hızla dönüşüyor. Sağlık, sürdürülebilirlik ve etik değerler odaklı markalar geleceğe yön verecek. Itz Nutz, bu dönüşümün Türkiye’den çıkan en güçlü temsilcilerinden biri. Markanın inovasyon kabiliyeti, hızlı adaptasyonu ve kurucularının vizyoner liderliği yatırım kararımızda belirleyici oldu. Itz Nutz’ın hem Türkiye’de hem de globalde güçlü bir marka olacağına inanıyoruz.”

Türkiye’de hızla büyüyen bitkisel gıda ekosisteminde önemli bir boşluğu dolduran Itz Nutz, aldığı bu yatırımla birlikte hem yerelde hem de uluslararası pazarda bitkisel beslenmenin yaygınlaşması için güçlü bir adım atacak.

Dijital varlık geliştiricisi Goldtag, RePie Portföy liderliğinde 10 milyon dolar yatırım aldı

Blok zinciri teknolojisini kullanarak altın, gümüş ve platin gibi değerli madenlerin alım satımını sağlayan ve sistemini farklı platformlara entegre eden dijital varlık geliştiricisi Goldtag, Seri A yatırım turunda 10 milyon dolar yatırım aldı.

RePie Portföy liderliğinde gerçekleşen ve Turkcell, Colendi, Finberg ile Inveo Portföy’ün katıldığı yatırım turunda şirketin değerlemesi 50 milyon dolara ulaştı. Böylece Goldtag, 2023 yılı kasım ayında aldığı 1,1 milyon dolarlık tohum yatırımdan bu yana 10 kat büyüdü.

Türkiye’nin en büyük dijital değerli maden platformu konumunda olan Goldtag’te bugün itibarıyla 2,2 milyon aktif kullanıcı ayda 1 milyonun üzerinde işlem gerçekleştiriyor. Türkiye’nin en büyük ödeme platformlarından Paycell, MoneyPay, Hepsipay, Papara, AhlPay ve PeP’de entegre olarak hizmet veren şirket, mobil uygulaması üzerinden de kullanıcıların altın, gümüş ve platin alım-satımı yapabilmesini sağlıyor.

Tarım emtiası, enerji ve metal ürünleri yolda

Goldtag Kurucu Ortağı ve CEO’su Dolunay Sabuncuoğlu verdiği demeçte;

“Finansal erişimi sade, güvenli ve sosyal bir deneyime dönüştürüyoruz. Kısa sürede gelen yüksek ilgi, ürün-pazar uyumumuzu ve entegrasyon modelimizin sağlığını doğruluyor” açıklamasını yaptı. “Aldığımız bu yatırımla tokenizasyon altyapımızı devreye alacak, alternatif varlıklara erişimi ölçekli ve regülasyon uyumlu biçimde yaygınlaştıracağız. Değerli madenlerin ötesine geçerek kullanıcılarımıza tarım emtiası (buğday, arpa, mısır), enerji ürünleri (petrol, doğalgaz, elektrik), metaller (bakır, alüminyum, demir) ve güneş enerjisi santralleri gibi alternatif yatırım ürünlerine de erişim imkânı sunmayı hedefliyoruz.”

Yatırıma liderlik eden Türkiye’nin ilk ve en büyük alternatif portföy yönetim şirketi RePie Portföy’ün Genel Müdürü Altuğ Dayıoğlu ise demecinde;

“Girişim ekosistemindeki lokomotif rolümüzü selektif yatırımlarla sürdürüyoruz. RePie Portföy için teknolojiyle derinleşen finansal erişim ve regülasyon uyumu iki temel sütun. Goldtag tam da bu iki eksende fark yaratıyor. Entegrasyon gücüyle ölçekleniyor, uyum standartlarıyla sürdürülebilir bir pazar inşa ediyor. Yeni yatırımla hem Türkiye hem de Orta Doğu’daki büyümesini destekleyeceğiz.”

Orta Doğu’da 2 unicorn ile anlaştı

Şirketin 2026’da MENA bölgesinde açılım hedeflediği bilgisini veren Sabuncuoğlu, Orta Doğu pazarında 2 unicorn şirket ile anlaştıklarını duyurdu. “Bunun yanında bankacılık, e-ticaret ve menkul kıymet sektörlerinden 8 şirketle de entegrasyon çalışmalarımız devam ediyor. Bunlar tamamlandığında 40 milyon kişilik bir potansiyel kullanıcı havuzuna erişim sağlayacağız. Hedefimiz aktif kullanıcı sayımızı 2026’da 5 milyon kişinin üzerine çıkarmak” ifadelerini kullandı.

1 liralık altın yatırımı yapmak mümkün

Goldtag’in mobil uygulaması, değerli maden alım-satımının yanında, kullanıcıların düğün, doğum günü ya da “altın günü” gibi dijital etkinlikler oluşturulabilinmesine ve arkadaşlardan altın gibi kıymetli katkılar toplayabilmesine imkân tanıyor. Goldtag kullanıcılarına sadece 1 lira gibi küçük bir miktarla bile altın yatırımı yapma imkânının yanında mesai saatleri dışında da en iyi kur avantajlarından yararlanma imkânı sunuyor.

Kullanıcılar altını güncel kurdan bozdurup, TL karşılığını kendi banka hesabına 7/24 aktarabiliyor. İstediği takdirde çeyrek, yarım, tam ve gram olmak üzere farklı birimler üzerinden biriktirmeye devam edebiliyor.

Altın ve değerli maden otomatları yolda

Kullanıcıların dijital olarak sahip oldukları kıymetli madenleri fiziki olarak çekebilecekleri bir deneyim üzerinde çalışan Goldtag, bu proje kapsamında geliştirilen özel makineleri, Türkiye’nin önde gelen mühendislik firmalarıyla birlikte tasarlıyor.

Barbaros Özbugutu ve Volkan Özkan tarafından kurulan Donnerstag, tam olarak neyi çözüyor?

iyzico’nun ardından yatırım odaklı bir döneme giren ve DeBa Group S.A. SPF ile DeBa Ventures çatısı altında başarılı girişimlere destek veren Barbaros Özbugutu, yeni girişimiyle yeniden sahaya dönüyor.

Özbugutu, uzun soluklu yatırımcılık tecrübesinin ardından tekrar “inşa etme” isteğiyle yola çıkarak, tedarikçilerin yaşadığı kritik bir soruna çözüm getirmek için Donnerstag.ai‘ı hayata geçirdi.

Yapay zekâ destekli bu yeni platform, özellikle Almanya’nın ekonomik bel kemiği olan Mittelstand tedarikçilerine odaklanıyor. Artan maliyetler, karmaşık iş süreçleri ve dijitalleşme baskısıyla karşı karşıya kalan tedarikçiler, alıcı tarafın otomasyon çözümleri geliştirmesine rağmen hâlâ manuel süreçlere bağımlı kalıyor. En büyük sorunlardan biri ise self-billed invoices (Gutschriften) olarak bilinen, alıcının fatura oluşturduğu sistem. Bu model, alıcı için avantaj sağlarken tedarikçi tarafında şeffaflık kaybına yol açıyor:

  • Hangi faturanın kesildiği,
  • Ne kadar ödendiği,
  • Ödemelerin ne zaman yapılacağı,

gibi durumlar ancak paranın hesabına yatmadığında fark edilebiliyor.

Donnerstag.ai bu sorunu kökten çözmeyi hedefliyor

  • Teslimatları faturalarla otomatik eşleştiriyor,
  • Hataları, uyuşmazlıkları ve eksik ödemeleri işaretliyor,
  • Gerçek zamanlı ödeme görünürlüğü sağlıyor.

Almanya’da 580 binden fazla tedarikçi yaklaşık 825 milyar euroluk self-billed invoice ekosistemi içinde faaliyet gösteriyor ve süreçlerin büyük çoğunluğu hâlâ manuel yürütülüyor.

  • Donnerstag.ai, bu dev pazarda dijitalleşme ve verimlilik için kritik bir rol üstleniyor.

Barbaros Özbugutu, iyzico’dan eski yol arkadaşı Volkan Özkan ile birlikte yeniden ürün geliştirmekten büyük heyecan duyduklarını vurguluyor:

“Donnerstag.ai, Avrupa’yı ayakta tutan tedarikçiler için geliştiriliyor. Yapay zekâyla tedarikçilerin finansal şeffaflığını artıracak, ödeme süreçlerini hızlandıracak ve güveni yeniden inşa edecek.”

Donnerstag.ai resmen faaliyete geçti ve bu sadece başlangıç olduğunu da ayrıca dile getiriyorlar.

Donnerstag.ai’nin ortaya çıkışında hem kişisel hem de sektörel bir ihtiyaç var. iyzico’dan sonra yatırımcı olarak ekosisteme katkı sağlayan Barbaros Özbugutu, zamanla yalnızca destek vermenin yeterli olmadığını, yeniden üretime dahil olma isteğini hissetti. Bu istek, Almanya’da yüzbinlerce tedarikçinin self-billed invoice sistemi nedeniyle yaşadığı görünmezlik sorunu ile birleşti. Alıcıların süreçlerini otomatikleştirdiği bir dönemde tedarikçilerin hâlâ manuel ve karmaşık işleyiş içinde kalması, büyük bir verimsizlik ve risk doğuruyordu. Yapay zekânın sunduğu dönüşüm imkânını bu noktada devreye sokan Özbugutu ve Volkan Özkan, Donnerstag.ai ile tedarikçilere şeffaflık, hız ve güven kazandırmayı amaçlayarak hem ekonomik hem teknolojik bir boşluğu doldurmayı hedefledi.