Ana Sayfa Blog Sayfa 506

Tek kullanımlık plastiğe sürdürülebilir alternatif bulan Sulapac, kozmetik sektöründe önemli yeniliklere imza atıyor

Biyomalzemelerde uzmanlaşan biyokimyacılar olarak Suvi Haimi ve Laura Tirkkonen-Rajasalo, plastiğe sürdürülebilir bir alternatif bularak Sulapac‘ın temelini attılar. Sürekli artan tek kullanımlık plastiğin çevremizi ve denizleri doldurduğunun farkında olan ikili, bu soruna bir çözüm bulmak amacıyla yola çıktıklarını söylüyorlar.

Sulapac, geride mikroplastik bırakmadan tamamen biyolojik olarak parçalanabiliyor ve bunun için yeni bir ürün yerine mevcut plastik parçalama makineleri kullanılabiliyor. Sürdürülebilir kaynaklı ahşap ve bitki bazlı bağlayıcılardan yapılmış bir malzeme yeniliği olan Sulapac, endüstriyel kompostlama yoluyla geri dönüştürülebiliyor. 2016 yılında Helsinki’de kurulan girişim, ilk olarak ambalajlama alanına odaklanmış olsa da, zamanla malzemenin çeşitli uygulamalarda kullanılabileceğini fark ederek faaliyetlerini genişletmişler.

Şirket, sorumlu zihniyete ve birinci sınıf tasarıma değer veren çevreye duyarlı müşterilere sahip şirketlerin güçlenmesine yardımcı olduğunu söylüyor. Haimi, 2019 yılında verdiği bir demeçte, “Sulapac’ı plastiğin yerini alan bir numaralı sürdürülebilir malzeme yapmak istiyoruz” sözlerine yer vermiş ve şu anda piyasada kullanımı devam eden sürdürülebilir ve seri üretilebilir Sulapac pipetlerinden bahsetmişti.

Bunun yanı sıra, şirket geçtiğimiz mayıs ayında kozmetik sektöründe çığır açan bir yeniliğe imza attığını duyurdu. Artık su bazlı ürünler, kalıcı mikroplastikler bırakmadan biyolojik olarak parçalanan yeni bir biyo-bazlı Sulapac bariyeri ile paketlenebilir. Güzellik ve kişisel bakım endüstrisinin yılda 500 milyar doların üzerinde bir değere sahip olduğu ve her geçen gün katlanarak büyüyen bir sektör olduğu düşünüldüğünde, geride kalıcı mikroplastikler bırakmadan biyolojik olarak parçalanan su bazlı ürünler için bir alternatif bulmak oldukça zor. Sulapac bariyeri tamamen sürdürülebilir olmasının yanı sıra endüstri standardı gereksinimlerine de uygun olan malzemesi için patent bekliyor.

Elektrikli ticari kamyon üreticisi Volta Trucks, 37 milyon euro yatırım aldı

Volta Trucks, 37 milyon euro değerindeki B serisi finansman turunu duyurdu. Luxor Capital Group LP liderliğinde yürütülen tura Proterra ve Agility gibi şirketin stratejik ortakları da katılım sağladı.

Tam elektrikli ticari araç üreticisi ve hizmet sağlayıcısı Volta Trucks, sıfır emisyonlu bir gelecek vizyonunu ve bunu er ya da geç gerçekleştirme kararlılığını gösteriyor. Volta, ağır yük araçları olarak adlandırılan büyük kargo araçlarını elektriklendirmek ve yeniden tasarlamayı amaçlıyor. Sürdürülebilirliğin zararlı egzoz emisyonlarından fazlası olduğuna inandığını söyleyen şirket, “tedarik zincirimize ve üretim ayak izimize kadar araçlarımızın ve bunların üretildiği bileşenlerin genel çevresel etkisini sürekli olarak azaltmaya çalışıyoruz” sözlerine yer veriyor.

Volta’nın kurucu ortağı ve İsveçli girişimci Carl-Magnus Norden yaptığı açıklamada, Volta’nın yılın başında Londra ve Paris’te altı Ar-Ge aracından oluşan bir filoyu piyasaya sürmeye hazırlandığını söyledi. Bu kamyonları dahili doğrulama için kullanan şirket, önümüzdeki yılın ortasına kadar bu iki büyük Avrupa kentindeki müşterileriyle 33 araçlık bir pilot program başlatmayı planlıyor. Volta, geçtiğimiz hafta tüm araçlarını Avustralya’da üretmek için Steyr Automotive ile üretim ortaklığı imzaladığını duyurmuştu. Bu planın 2022’nin sonuna kadar Volta’nın tam ölçekli üretime başlamasına zemin hazırlaması bekleniyor.

Volta, 2023’e kadar 5 bin, 2024’e kadar 15 bin ve 2025’e kadar 27 bine kadar tam elektrikli ticari kamyon üretmeyi hedefliyor. Şirket ayrıca, sigorta, şarj altyapısı, servis onarım ve bakımını içeren bir kiralama sözleşmesi olan “hizmet olarak kamyon” modelini de ilerleyen zamanlarda piyasaya sunmayı planladığını söylüyor. Doğrudan kamyon satmaya odaklanmış olsa da, Volta’nın kiralama modelinin işin yarısından fazlasını oluşturabileceği ilerleyen aylarda beklenen bir durum olarak değerlendiriliyor.

Online yerli eğitim platformu Kunduz, ABD pazarına açılıyor

Eğitimi demokratikleştirmeyi ve yüksek kaliteli eğitimi erişilebilir fiyatlarla herkese sunmayı hedefleyen mobil eğitim platformu Kunduz, Hindistan pazarının ardından ABD pazarına açılıyor.

Silikon Vadisi’ndeki ofisini New York’a taşıyan Kunduz, bir yıllık hazırlık sürecinin ardından uygulamayı kullanıma açtı.

Başta YKS ve LGS sınavlarına hazırlananlar olmak üzere tüm öğrencilerin soru çözmelerine yardımcı olmak için geliştirilen mobil eğitim platformu Kunduz’un global büyüme hamlesi devam ediyor. Geçtiğimiz haftalarda Eczacıbaşı Momentum’un liderliğindeki yatırım turunu tamamlayan Kunduz, Hindistan pazarının ardından ABD’de de uygulamayı kullanıma sundu.

Kısa sürede ABD’nin tüm eyaletlerinden öğrenciye sahip olan Kunduz, Türkiye’de lise ve üniversite sınavlarına hazırlanmanın maliyetini 15 bin TL’den 500 TL seviyesine düşürdü. Soru cevap ürününün yanı sıra, yapay zeka temelli kişiselleştirilmiş testler, ülke çapında deneme testleri, videolu konu anlatımı, özel ders ve rehberlik desteği de sunan Kunduz, öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik geliştirdiği yenilikçi yaklaşımıyla, 5. sınıftan lise sona kadar farklı sosyo-ekonomik seviye ve öğrenim düzeyindeki öğrencilere ulaşıyor.

Kunduz Kurucu Ortağı Melih Şener: “Kunduz’u globale taşımak için doğru zaman”

Global pazarlara açılma konusunda yatırımcıları tarafından teşvik edildiklerini söyleyen Kunduz Kurucu Ortağı Melih Şener, “Biz hem Türkiye’de, hem de faaliyet gösterdiğimiz global pazarlarda öğrencilerin sahip olduğu eğitim olanakları arasındaki makasın daralmasına yardımcı olmak istiyoruz. Türkiye’nin ardından ilk olarak Hindistan’da faaliyete başladık. Amerika pazarında da, 1 yıldır araştırmalarımızı sürdürüyorduk. Son 6 ayda yoğun geçen deneme sürecimizi başarıyla tamamladık. Bu süreçte, ABD’deki rakiplerimize göre daha hızlı, daha kaliteli ve daha ekonomik bir hizmet sunduğumuzu gördük” dedi.

“Kişişelleştirilmiş eğitimi herkese ulaştıracağız”

ABD operasyonunu yürütmek için özel bir ekip kurduklarını belirten Melih Şener, “Ekibimiz, Kunduz’un kişiselleştirilmiş eğitimi herkesin erişebileceği fiyattan sunma hedefimize sadık bir şekilde çalışmalarını yürütüyor. Amerika’ya olan yatırımımız yükselen bir ivmeyle devam edecek” dedi.

Personel yönetim hizmetiyle zaman tasarrufu sağlamayı amaçlayan girişim: Skello

Şirketlerin çalışma programlarını yönetmelerine yardımcı olan Fransız girişim Skello, hem yöneticiler hem de çalışanlar için çevrimiçi bir hizmet platformu olarak hizmet sunuyor.

2016 yılında Quitterie Mathelin-Moreaux, Emmanuelle Fauchier-Magnan ve Samy Amar tarafından kurulan Skello, restoran işletmecilerinin ve otelcilerin zamanlama sorunlarını çözmek için oluşturulmuştu. Amacının tüm profesyonelleri İK yönetiminde desteklemek olduğunu söyleyen Skello, personel organizasyonunun zaman alıcı ve tekrarlayan görevlerinden kurtarıyor. Ayrıca, şirket içi iletişimi ve çalışma yöntemlerini iyileştirmeye odaklanan bir paket sunuyor. Bugün Fransa, Belçika ve İsviçre’de günlük olarak 7.000’den fazla satış noktasını desteklediğini söyleyen şirket, 120 binden fazla kullanıcıya erişim sağlıyor.

Sadece birkaç yıl içinde kullanım kolaylığı ve üstün otomasyon yetenekleriyle müşteriler tarafından takdir edilen bir iş gücü planlama ve yönetim çözümü olarak karşımıza çıkıyor. Şirketin son yeniliklerinden biri olan “Smart Planner” özelliği, sözleşmeye dayalı kurallar, çalışma süresinin tahsisi ve iş istasyonlarıyla ilgili kısıtlamalar dikkate alınarak kişiye özel programların oluşturulmasına olanak tanıyor. Böylece, çalışanlara ayda ayda tahmini 20 saat zaman tasarrufu yaptırıyor.

Skello perakende, konaklama, spor salonları, eczaneler ve daha fazlası gibi birçok sektördeki şirketlerle çalışmalarını sürdürüyor. Personel yönetim hizmeti için daha öncesinde yalnızca Microsoft Excel kullanan birçok işletme, şimdi Skello’nun başarılı otomasyon hizmetinden yararlanıyor.

2018 yılında 6,9 milyon dolarlık A serisi yatırım haberine yer verdiğimiz Skello, geçtiğimiz gün 47,3 milyon dolarlık bir finansman turunu kapattığının haberini duyurdu. Partech tarafından yönetilen tura XAnge ve Aglaé Ventures da katıldı. Şu anda 7.000 satış noktasında kullanılmakta olan Skello, daha fazla Avrupa ülkesine açılmak ve 2022 yılına kadar ekibin büyüklüğünü 150 çalışandan 300 çalışana çıkarmak istiyor.

Antalya’da faaliyetlerine başlayan yeni paylaşımlı çalışma alanı: Work C

Bir zamanlar paylaşımlarına yer verdiğim mobil uygulamalar geliştiren girişimci dostum Alptekin Can, bu sefer kendi yaşadığı bölge olan Antalya’da yeni bir ortak çalışma alanını hayata geçirdi, ismi Work C.

Antalyada konumlanan Work C özellikle dekorasyonu, kendine has sanat eserleri ve sosyal alanları ile oldukça dikkat çekiyor. Açık ve Kapalı ofis, toplantı odası, etkinlik alanı, telefon odası ve sosyal alanları mevcut.

İster özel ofisinizde ister gezgin üyelikle Work C ailesinin bir parçası olabilirsiniz. Ayrıca sanal ofis hizmeti de mevcut. Etkinlik programları ise epey ilgi çekici ve katılım oranı yüksek. Workshop’lardan sabah yogasına kadar geniş bir yelpaze çıkıyor karşımıza. Size kalan ise ofisinizde özenle seçilmiş kahve çekirdeklerinden yapılan ücretsiz taze kahveniz ile arkanıza yaslanıp motivasyonun tadını çıkartmak kalıyor.

Edindiğimiz bilgiye göre Work C’nin ilk şubesine özellikle yazılım ve internet girişimcileri oldukça talep gösteriyormuş. Ayrıca Work C’nin girişimciler için yarattığı fırsatlar büyük; yatırımcı bağlantılar, muhasebe, avukatlık, ajanslar ve daha bir çok çeşitli alanda network ağını genişletmek isteyen girişimcilere büyük destek veriyor.

Aynı sektörlerdeki işinde başarılı insanları aynı çatı altında toplayarak işbirliklerinin artması ve kendi içinde hızla büyüyen bir network ağı yaratmayı arzulayan Work C’nin büyümesini önümüzdeki günlerde izleyeceğiz.

Work C kurucusu Alptekin Can: “Antalyada co-working space bulamadığımız için ofise çıkmak zorunda kaldık. Ve bir çok probleme göğüs germek zorunda kaldık. Operasyona vakit ayırmaktan işlerimiz hep aksıyordu bundan dolayı teknoloji alanında çalışan insanların bir arada olduğu bir co-working space yani ortak çalışma alanı açtık.”

Zoom, gelecek yıl 12 farklı dile daha gerçek zamanlı çeviri özelliği getirecek

Pandemi nedeniyle artan kullanımı ve çok da hızlı kendini bu sürece adapte edebilen Zoom, kullanıcılarına yeni hizmetler sunmaya devam ediyor. Görüntülü konuşma deneyiminin yanında AR ve AI gibi teknolojiler ile farklı özellikler deneyen Zoom, 18 dile anlık çeviri yapabilme sınırını 30’a çıkarmaya hazırlanıyor.

12 Eylül Pazartesi günü gerçekleştirilen Zoomtopia etkinliği sırasında bu yeni eklemesini duyuran Zoom, görüntülü video görüşmelerinin dil engellerini ortadan kaldırmaya yardımcı olacağını savunuyor. Şirket çalışanları etkinlik sırasında bir demo gerçekleştirerek İngilizce’den Japonca’ya, Çince’den İngilizce’ye çeviri özelliğini göstermiş oldu.

Hangi 12 dili destekleyeceğini belirtmeyen Zoom, Portekizce ve Korece’nin de demo esnasında görüntüledi. AI destekli algoritmalar yardımıyla bu çeviriyi başarılı bir şekilde gerçekleştiren Zoom, makine öğrenmesi de kullanarak o dili doğru kavrayabilmeyi sağlıyor.

Zoom’un gerçek zamanlı çeviri özelliği, Haziran ayında şirketin satın aldığı Kites adlı alman girişimi sayesinde gerçekleştiriliyor. Uygulamada hali hazırda yer alan 18 dil, uygulama içerisinden aktif hale getirilip kullanılabiliyor. Alt yazı şekilde belirtilen bu çeviriler için Zoom’un farklı bir fikri daha bulunuyor.

İşitme engelli kişilerin de konuşabilmesini sağlamak amacıyla Zoom, alt yazının seslendirilme durumunu da değerlendirdiği söyleniyor. Bugüne kadar anlık çeviri konusunda herhangi bir ücret talep etmeyen Zoom’un buradan maddi gelir elde etmesi beklentiler arasında.

Önümüzdeki yılın başlarından itibaren şirletin, bu 12 dil için otomatik transkripsiyon ve çanlı çeviriyi test edeceği söyleniyor. Şirket ayrıca el hareketlerini algılamak ve bir Zoom oturumu sırasında bu tepkileri emojilere dönüştürecek bir teknoloji üzerinde de çalışıyor.

Bu teknolojinin iPad’in Ana Sahne özelliğini desteklemesi ve hatta Zoom’un tüm cihazlar için Ana Sahne özelliğine benzeyen bir özelliği de hayata geçirmesi bekleniyor. Bu özelliklerin kullanıcılara sunulup sunulmayacağı için ise sadece beklemek gerekiyor.

Tokyo merkezli SmartNews, 230 milyon dolar yatırım alarak 2 milyar dolar değerlemeye ulaştı

Tokyo merkezli bir haber toplama web sitesi ve uygulaması olan SmartNews, 230 milyon dolarlık F Serisi finansman turunu tamamlayarak 2 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

Çok sayıda yatırımcının ilgi gösterdiği finansman turuna SmartNews’ın vizyon ve büyüme stratejisiyle uyumlu yeni yatırımcılar da katılım gerçekleştirdi. ABD’li yatırımcılar Princeville Capital, Woodline Partners, JIC Venture Growth Investments ve Green Co-Invest Investment gibi isimler karşımıza çıkıyor. 2012 yılında Japonya’da kurulan ve geçtiğimiz sene yerel habercilikte konumunu güçlendiren şirket, bugüne kadar toplamda 400 milyon dolar yatırım almış oldu.

SmartNews, içeriklerinde tarafsızlık yansıtmak adına her taraftan haberlere yer verdiğini iddia ediyor ve makine öğrenimi kullanarak okuyuculara kişiselleştirilmiş deneyimler sunuyor. Haberlerin güvenilir ve sürdürülebilir olmasına inandığını belirten şirket, kalifiye ve güvenilir içerik üreticilerle çalışarak kaliteli haberciliği desteklediğini söylüyor. SmartNews uygulaması dünya çapında 150’den fazla ülkede iOS ve Android’de kullanılabilir.

SmartNews CEO’su ve kurucu ortağı Ken Suzuki yaptığı açıklamada, “Hem ABD’deki hem de dünyadaki yatırımcılarımız, SmartNews’in bilgiye erişimi demokratikleştirme ve tüketicilere, yayıncılara ve reklamcılara fayda sağlayan bir ekosistem yaratma çabalarının muazzam büyüme potansiyelini ve değerini kabul ediyor” sözlerine yer verdi.

Şirket, içeriği web sitesi ve mobil cihazlarda paylaşılabilen 3 binden fazla küresel yayın ortağıyla birlikte çalışıyor. Gelir elde etmek için şirket, gelirin yayıncılarla paylaşıldığı satır içi ve video reklamlar sunuyor. 2019 yılında ABD ve Japonya’daki aylık aktif kullanıcı sayısının 20 milyonun üzerinde olduğunu söyleyen SmartNews, bugün ABD’deki aylık aktif kullanıcı sayısının geçen yıla göre ikiye katlandığını vurguluyor.

“SmartView” özelliği ile şirket, uygulamaya hızlı okuma modu getirerek okuyuculara çevrimdışı olsalar bile makaleyi yükleyerek okuma imkanı veriyor. SmartNews, yayıncı ortaklarının neredeyse %75’inin bu özellikten yararlandığını söylüyor.

Altay Spor Kulübü ve ICRYPEX ortaklığında üretilen 23 milyon TL’lik Altay Fan Token tükendi

Spor kulüplerinin yeni gelir kaynaklarından biri olan Fan Token projeleri Türkiye’de de etkisini artırıyor.

Süper Lig’e bu sezon katılan Altay Spor Kulübü ve blok zincir teknolojisi şirketi ICRYPEX iş birliğinde piyasaya çıkartılan Altay Fan Token, ön satış takvimi tamamlanmadan tükendi. Geçtiğimiz hafta Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen basın lansmanıyla duyurulan Altay Fan Token’ın ön satış için ayrılan bölümünün tamamı 60 saat içerisinde satıldı.

Global pazarda 500 milyon doların üzerinde bir hacme ulaşan fan token projelerine Altay Spor Kulübü de Altay Fan Token ile adım attı. Ön satış sürecindeki fiyatı 0,80 TL olarak sunulan Altay Fan Token, 60 saat içerisinde iş ortaklarına 23 milyon TL gelir sağladı. Türkiye’nin en büyük kripto para borsalarından ICRYPEX imzası taşıyan Altay Fan Token’ın toplam arza ulaşması ise 25 yıl sürecek.

Altay Fan Token planlanandan çok daha kısa sürede tükendi

Ön satış sürecini değerlendiren ICRYPEX CEO’su Gökalp İçer, “Geçtiğimiz hafta duyurduğumuz Altay Token’ı 13 Eylül günü ön satışa sunduk. Çok kısa bir sürede hem ICRYPEX kullanıcılarının hem tüm kripto para ekosisteminin hem de Altay taraftarının yoğun ilgi gösterdiği bir süreç oldu. Ön satış fiyatını 0,80 TL olarak belirlediğimiz Altay Fan Token planladığımız takvimden 2 gün önce tükendi. Binlerce kripto para yatırımcısı tarafından kısa bir sürede 23 milyon TL hacim oluşturan Altay Fan Token, 17 Eylül Cuma, 00.00 itibarıyla 1,00 TL üzerinden halka arz edilecek. Kripto para yatırımcılarının ve Altay taraftarının ön satış sonrasında da aynı ilgiyi göstereceğine inanıyoruz. Çok başarılı ve hızlı bir süreci Altay Spor Kulübü ile yönetme fırsatına sahip olduk. Başta Altay Spor Kulübü Başkanı Sayın Özgür Ekmekçioğlu, Altay Spor Kulübü Yönetim Kurulu, Büyük Altay taraftarı ve ICRYPEX ailesine süreçteki tüm emekleri için teşekkür ediyorum.” dedi.

Ön satış başarısının ardından konuşan Altay Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Ekmekçioğlu, “Fan token projelerine tüm dünyada hem spor kulüplerinden hem de kripto para yatırımcılarından çok büyük bir ilgi var. Türk futbolunun en köklü takımlarından biri olarak bu fan token projesini hayata geçirmek bizim için çok önemliydi. Partnerimiz ICRYPEX ile bu proje sayesinde gerçek bir aile olduk. Ön satış sürecinin bu ilgiyle karşılanmasını bekliyor ve inanıyorduk. 60 saat gibi kısa bir sürede satılan her bir Altay Fan Token’ın başarımızda büyük bir etkisi olacak. Ön satış sürecinin ardından da aynı ilginin süreceğine ve Altay Fan Token’ın sportif başarılarımızla birlikte yükseleceğine inanıyoruz.” dedi.

13 Eylül’de başlayan ön satış sürecinde 0,80 TL üzerinden satışa sunulan Altay Token, 17 Eylül itibariyle 1,00 TL üzerinden halka arz edilecek.

Tüm Gözler Halka Arza Kilitlendi!

17 Eylül 2021 tarihinde, 00.00’da başlayacak olan halka arz süreci, ön satışın oldukça kısa bir süre içerisinde tamamlanmasının ardından tüm dikkatleri üzerine çekmiş durumda. Tüm Türk kripto para ekosistemi tarafından merakla beklenen halka arz, 1,00 TL’den başlayacak ve 1,00 TL olan fiyat arz talep dengesine göre belirlenecek. Ön satış sürecinde, 0,80 TL’den kullanıcılar tarafından satın alınmış olan Altay Fan Token’lar 90 gün boyunca kilitli kalacak. Sosyal medya platformları üzerinde yatırımcılar tarafından özel tartışma grupları dahi oluşturulmuş olan Altay Fan Token’ın halka arzı ile birlikte başlayacak olan fiyatlaması, tüm ekosistem tarafından merak ediliyor.

Facebook ve Unite.ad iş birliği ile içerik üreticileri ve Influencer’lar için yeni eğitim serisi

Dünyanın en büyük sosyal ağı Facebook ve yerli influencer marketing çözüm ortağı Unite.ad, yeni bir iş birliği kapsamında içerik üreticileri ve Influencer’lar için eğitim serisi başlattı.

Unite.ad Creator Academy

Geçtiğimiz ay duyurulan Facebook Creator Marketing Accelerator programının da partneri olan Unite.ad ile Facebook’un beraber hayata geçirdiği Unite.ad Creator Academy, içerik üreticilerinin ve pazarlamacıların ekosisteme daha çok hakim olmalarını ve daha başarılı iş birlikleri yapılmasına olanak sağlayacak.

Unite.ad Creator Academy’nin içerik üreticilerine sağlayacağı başlıca faydalar şu şekilde:

  • Hedef kitleler ile daha anlamlı etkileşimler yaratılmasına
  • Instagram’da amaca yönelik ve sonuç odaklı stratejiler kurgulanmasına
  • Yaratıcı içeriğin iletişimdeki önemini anlayarak mobil dünyanın dinamiklerine çok daha uygun içerikler üretilmesine yardımcı olacak.

Facebook Blueprint online eğitim platformu üzerinden herkese açılan Unite.ad Creator Academy için Facebook Türkiye Ticari Direktörü İlke Toptaş şunları söyledi: “Günümüzde creatorlar, dijital içerik üreticileri, influencerlar hem tüketici yolculuklarını şekillendirmekte hem de kültüre yön vermekte çok önemli rol oynuyorlar. Bu bağlamda, platformlarımız ile ilgili güncel kalmaları bizim için çok değerli ve gerekli. Sevgili Unite.ad ile birlikte, bunun için bu platformu hayata geçirdik.”

Unite.ad’in Genel Müdürü Arman Acar ise “Unite.ad olarak ilk kurulduğumuz günden itibaren eğitime ve sektörün gelişmesine katkı sağlamayı bir kültür olarak belirledik. Facebook ile beraber gerçekleştirdiğimiz iş birliği neticesinde, influencerlar ve pazarlamacılara bulundukları sektörü daha iyi anlatabilecek ve yaratıcı içeriklerin geliştirilmesine ön ayak olabileceğiz.”

Unite.ad Creator Academy’e giriş yapmak için Facebook hesabınız olması yeterli.
Dijital içerik üreticiler için hazırlanan eğitim setine fb.me/UniteAdCreator adresinden ulaşılabiliyor. Pazarlamacılar ise kendilerine özel hazırlanan eğitim setine fb.me/UniteAdMarketeers adresi üzerinden ulaşabilirler.

Avrupa’da büyümesini sürdüren Getir, İspanya’da da hizmet vermeye başladı

Dünyada bir ilki 2015 yılında Türkiye’de başlatarak ortalama 10 dakikada market ürünlerini kullanıcılarla buluşturan Getir, global büyüme yolculuğuna hızla devam ediyor.

Geçtiğimiz temmuz ayında ilk kez bir şirket satın alımı gerçekleştirerek İspanya merkezli market teslimat uygulaması BLOK’u bünyesine katan Getir, İspanya’daki hizmetine Barcelona ve Madrid ile başladı.

İki ay gibi kısa bir sürede ürün portföyü ve tedarik zincirini genişletip, 19 depo açarak İspanya’da geniş bir bölgede hizmet vermeye başlayan Getir, kısa zamanda yeni şehirlere de yayılmayı planlıyor.

Getir, 2021 yılının ilk altı ayında toplamda 1 milyar dolara yakın yatırım alarak 7,5 milyar doların üzerinde bir değerlemeye ulaştı. Şu anda İngiltere’de Londra, Liverpool, Birmingham, Manchester, Cardiff, Brighton, Bristol ve Southampton’da, Hollanda’da Amsterdam’da, Almanya’da Berlin’de ve Fransa’da Paris’te hizmet veren Getir, öncüsü olduğu iş modelinin standartlarını yeni giriş yaptığı ülke ve şehirlerde de belirlemeye devam ediyor.

Global marka olma yolunda emin adımlarla ilerlemeye devam eden Getir’in bir sonraki hedefi İtalya ve Portekiz. Yılın son çeyreğinde Amerika pazarına girmeyi planlayan Getir, böylece 1 yıl içinde yurt dışında 9 ülkede hizmete başlamış olacak.