Ana Sayfa Blog Sayfa 464

Roche, HealthCare Lab hızlandırma programı kapsamında dijital sağlık girişimlerinin başvurularını bekliyor

Roche, sağlık teknolojileri odaklı dijital çözümler sunan startup’lara yönelik HealthCare Lab hızlandırma programını hayata geçirdi.

Türkiye’de Girişimcilik Vakfı iş birliğiyle sunulan hızlandırma programı ile sağlık hizmetleri sisteminde karşılaşılan en büyük zorluklara odaklanılacak. Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 16 ülkeyi kapsayan programa katılan sağlık startup’ları, uluslararası uzmanların mentorluk desteğine ve uluslararası yatırım ekosistemine erişim fırsatı yakalayacak.

Roche tarafından oluşturulan ve Avrupa’nın en büyük sağlık inovasyon partnerlerinden Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü (EIT Health) iş birliği ile hazırlanan HealthCare Lab hızlandırma programı bu yıl Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülkeyi kapsıyor. Türkiye’de girişimcilik ekosistemini geliştirmek ve gençlere ilham vermek üzere 2014 yılında kurulan Türkiye Girişimcilik Vakfı ise programın Türkiye’deki partneri oldu.

Program kapsamında 30’dan fazla uluslararası danışman ve mentor, startup’lara fikirlerini geliştirme ve aktarma konusunda destek sağlayacak. Ayrıca startup’lar program aracılığıyla Avrupa çapında potansiyel müşteri ve yatırımcılara erişim sağlayabilecek. Programın ardından, en iyi performansı sergileyen girişimler, işlerini sektör liderleriyle iş birliği halinde geliştirmeye davet edecek.

HealthCare Lab hızlandırma programı hakkında

  • HealthCare Lab’e katılmak isteyen startuplar healthcarelab.eu adresinden programa başvuruda bulunabiliyor.
  • En az iki kişilik bir ekibi, fonksiyonel bir çözüm prototipi ve 5M Avro’ya kadar fonu olan, Avrupa ve Türkiye’de menşeli tüm girişimler programa katılabiliyor.
  • HealthCare Lab uzmanları, aralık ayının başlarında gerçekleştirilecek olan seçim ve eğitim programı kapsamında, Ocak 2022 tarihinde başlayacak olan hızlandırma programına katılacak 9 startup’ı belirleyecek.
  • Üç aylık program süresince, seçilen startup’lar, Roche, EIT Health ve mentorlardan oluşan uluslararası ağın desteği ile projelerini geliştirme fırsatı yakalayacak.
  • Program kapsamında atölyeler, birebir mentorluk çalışmaları ve özel koçluk oturumlarının yanında ağ oluşturma ve eşleştirme etkinlikleri de düzenlenecek. Healthcare Lab, Nisan 2022 tarihinde düzenlenecek bir Demo Günü ve belirlenen 3 kategoriden birer kazananın seçilmesiyle sonlanacak ve kazanan 3 startup’a 10.000’er Avro hibe desteği verilecek.

Program katılımcısı startup’lar, HealthCare Lab’in bir parçası olmak için üç kategoriden birini seçip başvuru yapabilecek.

  • Ele alınacak ilk alan sağlıkta veri yönetimi. Bu alan kapsamında halihazırda parçalı bir yapıda bulunan sağlık hizmeti verileriyle ilgili sorunların üstesinden gelmek ve çoklu kaynaklardan sağlık hizmeti verilerini toplamak için dijital çözümler üretip kanıta dayalı, sağlıklı karar verme süreçlerine yönelik içgörüler elde edilmesi hedefleniyor.
  • Sağlık alanında ele alınan bir diğer zorluk “Daha iyi sağlık sonuçları sunmak üzere kronik hastalıklara yönelik ortak, daha hızlı ve zamanında bir tanı konulmasını nasıl sağlayabiliriz?” sorusuna odaklanıyor. Bu doğrultuda tarama ve erken tanı olanağı sağlayan dijital çözümler aranacak.
  • Yeni fikirlerin beklendiği üçüncü alan ise dijital tanı ve hastalık yönetimi. HealthCare Lab hızlandırma programı, kronik hastalıkların ve durumların şeffaf ve kişiselleştirilmiş bir şekilde daha iyi yönetilmesini sağlamak için hastalara ve sağlık profesyonellerine yönelik çözümler üretilmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Starbucks, New York konsept mağazasında Amazon’un Just Walk Out teknolojisini kullanıyor

Starbucks, New York City’de kasiyersiz bir mağaza açmak için Amazon ile işbirliği yaptı. Park&Lexington Caddeleri arasındaki 59. Cadde’deki yeni mağaza, Starbucks uygulamasının sipariş verme özelliğini Amazon’un Just Walk Out teknolojisiyle birleştirecek.

Starbucks’ın açıklamasına göre yeni mağaza, dijital ve fiziksel perakende deneyimini birleştirerek bir Starbucks kafesinin konforunu ve Amazon Go’nun Just Walk Out Shopping deneyiminin rahatlığını bir araya getiriyor. 18 Kasım günü 59. Cadde’de açılan mağaza, Starbucks’taki sipariş öncesi özelliğini kullanan bir Starbucks Pickup ve Amazon Go kombinasyonudur. Müşteriler kolay bir ödeme deneyimi yaşamalarının yanı sıra, çalışma alanları, elektrik prizleri ve USB bağlantı noktalarına sahip genişletilmiş masalar içeren modern bir salonun keyfini çıkarabilirler.

Starbucks Pickup mağazaları, öncelikle müşteri mağazaya gelmeden önce Starbucks uygulaması aracılığıyla verilen siparişleri kabul eder. Müşteriler, uygulamada istedikleri konumu seçerek siparişlerini verebilir ve ödemelerini yapabilirler. Müşteri mekana vardığında, mağazadaki dijital ekrandan siparişinin durumunu öğrenebilir ve ardından siparişini doğrudan Starbucks baristasından teslim alabilir.

Starbucks’ın küresel büyüme ve geliştirmeden sorumlu kıdemli başkan yardımcısı Katie Young, “Bu yeni mağaza konseptiyle hedefimiz, müşterilerimize ister yolda yiyecek ve içecek satın almak için Starbucks ve Amazon uygulamalarını kullanmak, ister karar verirken, gün içinde hangi deneyimin kendileri için doğru olduğunu seçme imkanı vermektir” açıklamasında bulundu. Müşteri Amazon Go’dan ayrıldıktan sonra kartından ödeme alınacak ve birkaç saat içinde, bazen daha hızlı bir şekilde makbuzuna erişebilecek.

Tüketici robotu şirketi iRobot, hava temizleyicileri üreticisi Aeris’i satın aldı

Dünyanın önde gelen tüketici robotu şirketi iRobot, birinci sınıf hava temizleyicileri sağlayıcısı olan İsviçre merkezli özel şirket Aeris Cleantec AG‘yi 72 milyon dolar nakit karşılığında satın aldığını duyurdu.

2015 yılında kurulan Aeris Cleantec, dünya çapındaki tüketicilerin evlerindeki genel hava kalitesini iyileştirmek için güvendiği bir dizi yüksek kaliteli, yüksek performanslı hava temizleyici tasarlar ve satar. HEPA filtreleme sistemi kullanan Aeris, hava temizleyicileri ile alerjenler, duman, kokular ve evcil hayvan tüyü gibi çok çeşitli kirleri sessizce ortadan kaldırarak genel hava kalitesini artıyor.

Kullanıcılar, Aeris mobil uygulamasıyla hava temizleyicilerini etkinleştirebilir, fan hızını kontrol edebilir, iç ve dış hava kalitesini karşılaştırabilir ve cihazı kendi ihtiyaçlarına göre çalışacak şekilde diğer akıllı teknolojilerden daha fazla yararlanabilirler.

iRobot, şirketin pazara giriş ve inovasyon stratejisine tam olarak entegre olduktan sonra, Aeris ürün tekliflerine yeni özellikler ve işlevler ekleyerek bunları mevcut bağlantılı ev robotları ekosistemiyle entegre etmeyi planlıyor.

iRobot Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Colin Angle yaptığı açıklamada, Özellikle pandemi, daha temiz ve daha sağlıklı bir ev sürdürmenin değeri konusunda daha fazla tüketici bilinci oluşturduğundan, Aeris ürünlerinin büyüme potansiyeli konusunda oldukça hevesliyiz” sözlerine yer verdi.

iRobot yaptığı açıklamada, Grand View Research tarafından yapılmış olan bir araştırmanın verilerine yer verdi. Araştırmaya göre, küresel konut tipi hava temizleyici pazarının 2020’de 3,4 milyar dolardan 2027’de 6,7 milyar doların üzerine çıkarak sağlam bir büyümenin keyfini sürmesi bekleniyor. Satın alma işlemi, iRobot’un dünyanın en verimli robotlarını oluşturma ve hayatı daha kolay hale getiren akıllı ev yenilikleri geliştirme vizyonunu destekliyor. 2002 yılında ev robotu temizleme kategorisini yaratan iRobot, bugün dünya çapında 30 milyondan fazla robot satan küresel bir kuruluştur.

Akıllı otomotiv yazılım platformu geliştiren yerli girişim Eatron, 11 milyon dolar Seri A yatırım aldı

Hem araçlarda hem de bulutta koşan özgün akıllı otomotiv yazılım platformu ile hızlı bir büyüme yakalayan Eatron, liderliğini MMC Ventures’ın yaptığı ve Aster Capital ile Vinfast’ın da katıldığı 11 milyon dolarlık Seri-A yatırım turunu duyurdu.

Eatron araç üreticilerine (OEM) ve birinci seviye (Tier-1) tedarikçilere sağladığı platform teknolojisi ile karmaşık otomotiv gömülü yazılımlarının, donanımdan bağımsız olarak, hızlıca seri üretime hazır olmalarını sağlıyor. Halihazırda İstanbul’da 60 kişilik bir Ar-Ge merkezi ve Warwick, Ingiltere’de genel merkezi ile operasyonlarını yöneten Eatron, ilk yazılımlarını küresel OEM’lerin 2022 yılı 1. çeyreğinde üretime geçirecekleri modellerine lisanslama başarısını gösterdi.

Eatron’un yazılım platformu seri üretime uygun batarya yönetim sistemi, akıllı hareket kontrolü ve ileri sürüş destek sistemleri uygulamalarını içeriyor. Eatron’un modüler platform yaklaşımı OEM’lerin tedarikçi alternatiflerini genişleterek, maliyetlerini, risklerini ve pazara sunma sürelerini belirgin bir şekilde düşürüyor. Araçlarda çalışan tüm Eatron yazılımları yapay zeka (AI) temelli çalışıyor ve buluttaki eşlenikleri ile de analitik, uzaktan güncelleme ve sürekli iyileştirme sağlayarak, araçların ömürleri boyunca üstün bir performans ve güvenilirliğe ulaşmalarını sağlıyor.

İlk yatırımını ACT Venture Partners’dan alan Eatron, 2018 yılında teknoloji geliştirmeye odaklandı. Hızlı bir geliştirme süreci ile uç birimlerden buluta kadar tüm alanı kapsayan özel ve modüler bir otomotiv yazılım platformunu geliştirdi. İlk müşterilerini 1 yıl gibi kısa bir süre içerisinde kazanan Eatron, takip eden yıllarda portföyünü özellikle Avrupa ve Asya’da yeni müşterilerle genişletti.

Güneydoğu Asya’dan Vinfast ile farklı projelerde uzun süreli bir işbirliği bulunan Eatron, yazılım platformunu Vinfast’ın hızla büyüyen elektrikli araçlarında uygulamak için çalışmalarına devam etmektedir. Benzer bir anlaşmayı 2020 yılında Almanya merkezli ve küresel bir Tier-1 tedarikçi olan Hirschvogel Grubu ile imzalayan Eatron, 2020 yılında Hirschvogel Ventures’dan da 1.5 Milyon Euro’luk bir yatırım almıştı.

Özel platform yaklaşımı ve farklılaştırılmış teknolojisiyle özellikle Asya ve Avrupa’da yüksek talep gören Eatron, son 12 ayda gelirlerini 5 katına çıkarttı. Küresel ölçekteki birçok lider yarı iletken üreticisi ve Tier-1 tedarikçi ile ileri geliştirme programları yürütmekte olan Eatron, sürekli olarak desteklediği otomotiv elektroniği, donanım ve sistem tedarikçisi ağını da genişletiyor.

Eatron, Seri A yatırımının bir kısmını üçüncü parti yazılım modülleri, yarı iletken üreticileri ve donanım bileşeni tedarikçileri ile ortaklıklar kurarak değerlendirmeyi ve platformunu bu sayede genişletmeyi hedefliyor. Hızla gelişen ve küresel ölçekteki önemli otomotiv oyuncularından oluşan bir ortaklık ağına sahip olan Eatron, yakın bir gelecekte yeni ortaklıkları da hayata geçirmeyi ve duyurmayı planlıyor.

Yeni yatırımla birlikte gömülü ve bulut tabanlı akıllı yazılım özelliklerini geliştirecek ve müşterilerine sunacak olan Eatron, İngiltere, Türkiye ve Çin’deki ekipleri ile iddialı bir küresel büyüme hedefine ulaşmayı hedefliyor. Son 12 ayda 50 kişilik yeni istihdam sağlayan Eatron, Almanya, Hindistan ve ABD’de yeni satış ekipleri ile yakın zamanda 50 kişilik yeni istihdam sağlamayı hedefliyor.

Eatron Kurucu Ortağı ve CEO’su Dr. Umut Genc, bu yatırım turuyla ilgili: “Özellikle ulaşım ve otomotivin dramatik bir dönüşüm geçirdiği bir dönemdeyiz ve bu değişim ile artık bu sektörlerin yazılım temelli endüstriler haline gelmesi gerekiyor. Akıllı otomotiv yazılım platformu bu dönüşümde uç birimlerden buluta kadar kritik bir rol üstelenecek. Eatron için hem platformun hem de araçlardan gelen verinin önemi büyük. Fonksiyonel güvenlik, makine öğrenmesi, ileri kontrol sistemleri, bağlantılı ve bulut tabanlı veri analitiğini özgün bir şekilde sentezleyerek üretime hazır ve uyarlanabilir otomotiv yazılımına dönüştürüyoruz. Bu sayede OEM’ler ve Tier-1 tedarikçiler, internete bağlı ve akıllı yazılım temelli elektrikli araçlarını daha iyi ve hızlı olarak geliştirebilecekler ve rakiplerine karşı kayda değer bir fark yaratacaklar.” dedi.

MMC Ventures’tan Mina Samaan: “Dünyadaki tüm devletler ve baktığınız her yerde önümüzdeki beş yıl içerisinde elektrikli ve otonom araçların kullanımının artırmaya yönelik teşvikleri ve kararlılığı net bir şekilde görebilirsiniz. Ancak bazı OEM’lerin bunun için yeterli yetkinlikleri geliştirip kullanabilir hale geldiğini görebiliyorken, birçoğunun henüz belirgin bir şekilde geriden geldiğini de gözlemliyoruz. Bugüne kadar birçok yazılım girişiminin bu OEM’leri desteklemek için oldukça ilginç algoritmalar, fikirler ve uygulamalar geliştirdiklerini gördük ancak hiçbirisi gerekli güvenlik ve emniyet konusundaki düzenlemeleri ve kanunları sağlayabilecek uzmanlığa sahip değiller. Eatron bu açıdan özel bir girişim. Yazılımları baştan sona kadar otomotiv standartlarında önümüzdeki birkaç yıl içinde yüzbinlerce araçta batarya ve otonom fonksiyonlarını görmeye başlayabiliriz.”

ACT Venture Partners’tan Gürcan Ozan ise “Eatron’a yatırım yapma kararı aldığımızda girişim oldukça erken bir aşamadaydı. Otomotiv gibi regülasyonların çok katı olduğu bir sektörde, satılan araçlarda çalışabilecek bir yazılım ürününü piyasaya sunabilmek için kaynak veya zamanın ötesinde, uzun yıllar içinde oluşabilecek özel yeteneklere ve sektörel deneyime ihtiyaç bulunuyor. Bu açıdan bizim de ilk günden itibaren inandığımız kurucu, yönetici ve kilit teknoloji ekibi uzun yıllar sektörde kazandıkları yetenek ve deneyimleriyle Eatron’un en güçlü yanını oluşturdular. Bu sayede zor ve riskli olan doğrulama aşamasından ölçekleme aşamasına başarılı bir şekilde geçtiler. Bu süreci birlikte yaşadığımız için oldukça mutluyuz ve küresel ölçekte lider bir girişim olma yolunda Eatron’u desteklemeye devam edeceğiz.”

Avustralya merkezli müşteri katılımı ve ticaret platformu Practice Ignition, 50 milyon dolar yatırım aldı

Profesyonel hizmet işletmeleri için Avustralya merkezli bir müşteri katılımı ve ticaret platformu olan Practice Ignition, C Serisi turda 50 milyon dolar yatırım aldı. Girişim, bugüne kadar toplamda 75 milyon dolar yatırım almış oldu.

JMI Equity tarafından yönetilen finansman, Tiger Global ve EVP dahil olmak üzere, şirketin yeni ve mevcut stratejik yatırımcıları tarafından katılım gördü.

Practice Ignition, profesyonel hizmet işletmelerinin müşterilerle etkileşim kurma ve ödeme alma şeklini dönüştürmek için Guy Pearson ve Dane Thomas tarafından 2013 yılında kuruldu. Manuel süreçler ve müşterilerden gelen geç ödemeler sonucu ikili, muhasebecilerin gelişmelerine ve daha verimli müşteri deneyimleri sunmalarına yardımcı olan bir platform geliştirdi. Platform, hizmet tabanlı ticareti kolaylaştırmak için Gusto, Xero, Quickbooks ve Zapier gibi önde gelen iş uygulamaları aracılığıyla dijital teklifleri, ödemeleri ve otomatikleştirilmiş iş akışlarını bütünleştiriyor.

Practice Ignition CEO’su ve Kurucu Ortağı Guy Pearson, COVID-19 pandemisinin, küresel profesyonel hizmetler endüstrisinin müşteri etkileşimlerini dijitalleştirmek için artan bir baskıyla karşı karşıya kaldığını belirtti. Pearson, “Müşteri katılımı ve ticaret platformumuzla yeni bir kategori oluşturuyoruz” sözlerine yer verdi.

2021’de platform aracılığıyla iki katına çıkan müşteri gelirlerini neredeyse ikiye katlayan girişim, 6 pazarda binlerce müşteri ve yönetim altındaki 2 milyar ABD dolarının üzerinde müşteri geliri ile işletme ve pazarda önemli bir büyüme sağlama yolunda ilerliyor.

Yeni sermaye ile Asya-Pasifik, Kuzey Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerindeki temel pazarlarının büyümesini iki katına çıkarmayı hedefliyor. Aynı zamanda, Gusto, Intuit ve Thomson Reuters ile olan stratejik ortaklıkları aracılığıyla ABD’ye odaklanarak şirketin uluslararası genişleme planlarını hızlandırmayı planlıyor.

Oyunseverleri tek dijital VR evreninde birleştiren yerli girişim Teleporter, 12 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Dilara Keçeci ve Aslan Yerdelen‘in kurucuları olduğu Silikon Vadisi merkezli Teleporter, dünyanın her yerinden oyunseverlerin, üç boyutlu dijital bir VR evreninde bir araya gelip birlikte birçok farklı tipte oyun oynayabildiği, espor etkinliklerinden casual etkinliklere kadar çeşitli dijital etkinliklere sanal olarak katılabildiği, birlikte filmler ve videolar izleyebildiği, sosyal alanlarda ve fantastik üç boyutlu oyun dünyalarında keyifle zaman geçirdiği bir sosyal VR evreni, başka bir deyişle bir “gamer metaverse” inşa ediyor.

“One digital place for all the ways gamers get together” mottosuyla yoluna devam eden şirket, tüm dünyadaki oyunseverlerin dijital olarak bir araya geldiği her ihtiyaç için tek platform ve VR’da oyunlarla ilgili farklı içeriklere erişilebilen yegane “gamer metaverse” olma hedefiyle hızla yoluna devam ediyor.

Tim Draper, Teleporter’ı deneyimliyor

Mevcut platformunu yeni oyunlarla ve üç boyutlu oyuncu dünyalarıyla büyütmek isteyen ve yıl sonunda yeni bir VR strateji board oyunu çıkartmaya hazırlanan Teleporter, liderliğini Collective Spark‘ın üstlendiği bir köprü yatırım turu gerçekleştirdi. Bu tura ayrıca ARYA Yatırım Platformu meleklerinden Melis Kızıldağ, Yeşim İlbak, Murat Soğancıoğlu ve Nilüfer Günhan‘ın yanı sıra TR Angels’tan Osman Kale ve Engin Kale katılım sağladı. Ayrıca eski Riot Games’li Bora Koçyiğit, Walt Disney Compnay’nin üst düzey yöneticilerinden Mehmet İçağasıoğlu, Unilever Avrupa’nın yöneticilerinden Selim Tansuğ, melek yatırımcı Kıvılcım Çaylı, Mediterra Capital’ın yöneticilerinden Cenk Coşkuntürk gibi Teleporter’ın gelecek süreçlerinde kritik destekleri olacak isimler de bu turda yer aldılar.

Daha önce Tesla, Skype, Hotmail gibi değerli şirketlere yatırımları bulunan Draper ailesinden Adam Draper’dan, Ali Karabey, Melih Ödemiş, Ömer Erkmen, Ebru Dorman, Tunç Berkman gibi Türkiye’den ve dünyadan değerli isimlerden yatırım almış olan Teleporter, böylece tohum öncesi aşamada 1 milyon doların üzerinde finansman sağlamış oldu.

Teleporter Dijital Evren

Geçtiğimiz günlerde, önde gelen PC oyun geliştiricilerinden TaleWorlds’den ve dünyanın çok sevilen dijital strateji kart oyunlarından Magic: The Gathering ekiplerinden Teleporter’a katılan değerli takım arkadaşları olduğunu belirten Teleporter CEO’su Dilara Keçeci, bu yatırımı ekiplerini dünya kalitesindeki PC oyun geliştiricilerinin katılımıyla büyütmeye devam etmek ve birbiri ardına çıkartacakları yeni oyunlarla birlikte World of Gamers’ın pazarlama bütçesini finanse etmek amaçlı kullanacaklarını belirtti.

Pandemi sürecinde VR ve oyun pazarlarında yaşanan önemli gelişmeler sonrası, şimdi de tüm dünyayı etkisi altına alan “metaverse” akımıyla birlikte VR ve oyun alanlarındaki girişimlere yapılan yatırımların çok hızlandığını belirten Dilara, dünyanın ilk gamer metaverse’lerinden birini inşa eden Teleporter ekibinin uzun yıllardır bu alanlarda edindiği deneyimin de etkisiyle, World of Gamers’a globalde yatırımcı ilgisinin sürdüğünü ve 2022 başında yeni oyunlarının çıkışından kısa bir süre sonra bir sonraki yatırım turuna çıkmayı hedeflediklerini belirtti.

Adgager kurucusu Umut Vural, tüm yatırımcı ve ortaklarının hisselerini satın alarak yeni ortaklığını duyurdu

2016 yılında, pazarlama araştırmalarının geleceği olmak için İTÜ desteğiyle yolculuğuna başlayan ve pazar araştırmaları sektöründe müşterilerine hizmet vermeye başlayan yerli girişim Adgager, yine aynı yıl iki farklı yatırım almıştı.

Kısa süre içinde Türkiye’nin en önemli markalarının tedarikçisi olmayı başaran ve yeni nesil araştırma çözümleri üreten ve çalışmalarını Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nde sürdüren Adgager, 2018 yılında en iyi 100 girişim arasında yer almayı başarmış, 2019 yılında yakaladığı yüzde 430 büyüme sonrası, 2020 yılına geldiğinde, bir önceki yıla göre %220 oranında büyüme oranını yakalamıştı.

20 kat büyüme!

6 başarılı yılın ardından hedeflerinin daha da büyük olduğunu ifade eden Adgager kurucusu Umut Vural, bu yıl Türkiye’deki tüm yatırımcı ve ortakların hisselerini satın alarak, kurduğu yeni stratejik ve global ortaklıkla beraber kurulduğu günden bu yana şirket değerini 20 kat büyüttüklerini açıkladı.

Yeni ortaklık ve yatırım

Bu süreçte teknolojik altyapı ve ürün portföyü olarak da sektördeki lider rolünü güçlendirmek için yeni yatırımlar yapma kararı alan girişim, yeni bir stratejik ortaklığa da imza attı. Halihazırda 350 bin kullanıcı arasından seçilmiş 80 bini aşkın Gager, 50 sürdürülebilir müşteri ve 1600’den fazla araştırma gibi başarılı rakamlarla yoluna devam eden Adgager, tüm bu teknolojik yatırım kararları ile dünyaya açılma yönündeki vizyonunda ilk adımını atmış oluyor.

Adgager, Sevda Taner ve Çiğdem Kasman’ın yeni yatırımları ve stratejik ortaklıklarıyla birlikte teknolojisini ve ekibini büyüteceğini belirtiyor.

Sorumluluk ve aksiyon alan müthiş bir topluluk

Daha önce farklı bir çok sektörde büyük başarılara imza atmış olan stratejik yatırım ortaklarından Sevda Taner, global adımlarla yola devam ettikleri bu sürecin umut ve heyecan dolu olduğunu ifade ederken, Adgager’da yer alan Gager topluluğunun gücünü vurgulamayı ihmal etmiyor.

Sevda Taner konuyla ilgili: “Adgager Ailesi’nin bir parçası olmaktan büyük heyecan duyuyorum. Bilişim dünyası beni her zaman heyecanlandırmıştır ve Adgager’ın gelişmiş teknik altyapısı beni bu dünyaya taşıdı. Ayrıca 80.000 Gager’ın yarattığı topluluk çok etkileyici! Sadece araştırmalara yön vermekle kalmayıp; aidiyet hisseden, fikirleriyle dünyayı değiştirebileceğinin bilincinde, doğru öngörüler vermek için sorumluluk ve aksiyon alan müthiş bir topluluk!” dedi.

Daha önce E&Y, Procter & Gamble, GE gibi uluslararası şirketlerde üst düzey yönetici olarak çalışmış olan Çiğdem Kasman, ayrıca uluslararası şirketler kapsamında Türkiye’den dünya çapında bir göreve atanan ilk Türk olma özelliğine de sahip. Kariyerine Londra’da hightech start-up dünyasında devam eden Çiğdem Kasman özellikle yerel bir markadan dünya çapında bir oyuncu olma surecinde Adgager ile birlikte çalışacak olmaktan çok büyük heyecan duyduğunu söylüyor.

Umut Vural, Adgager

Adgager’ın kurucusu Umut ise gururlu sevincini şu sözlerle dile getirdi: “2016 yılında hayal ederek başladığımız ve pazar araştırmasının geleceği mottosuyla harekete geçirdiğimiz Adgager, Gager’ın nitelikli verisi ve hızıyla araştırma dünyasına renk ve yenilik getirmişti. Getirmeye de devam ediyor. Bunu hissetmek, bilmek ve kendi müşterilerinden dinlemek inanılmaz keyifli ve motive edici. Bunun yanında artık yeni ortakları ve yaptığı teknolojik yatırımlarla da global adımlarını atmaya başlamış olması beni ve Adgager ekibini çok mutlu ediyor. Fikir değişiyor, dünya değişiyor!” dedi.

2016 yılından bu yana Adgager’ın tüm gelişmelerine egirişim olarak yer verdik ve Umut’un bundan sonraki aynı girişimde olan yolculuğunda da yer vermeye devam edeceğiz.

Haksız rekabetten ötürü Uber’e açılan dava mahkeme tarafından reddedildi

Kullanıcılarının dakikalar içinde diledikleri yere kolayca ulaşmalarını sağlayan ulaşım teknolojisi platformu Uber’in 2019 yılının Mayıs ayında kendi insiyatifi ile hizmete kapattığı UberXL ürünü nedeniyle Amerika’da bulunan Uber Technologies Inc’e açılan haksız rekabet konulu dava Uber’in lehine sonuçlanarak mahkeme tarafından reddedildi.

Temasa geçilen Uber global sözcüsü: ”Alınan mahkeme kararını memnuniyetle karşılıyoruz ve Uber olarak Türkiye’ye olan bağlılığımızı sürdürüyoruz. İstanbul, Ankara ve İzmir’deki tüm yerli ve yabancı kullanıcılarımıza ve taksi sürücülerine UberTaksi hizmetimizi başarıyla sunmaya devam edeceğiz.” dedi.

Uber Dava Süreci

Uber 2014 yılında İstanbul’da kullanılmaya başlanmasından bu yana şehirde güvenli ulaşım hizmeti alabilmek için kullanılan popüler bir seçenek haline gelmiştir. Uygulama Türkiye’de 5 milyon kullanıcı tarafından indirilmiş ve kullanılmıştır. Asliye Ticaret Mahkemesi bu karar ile Amerika’da mukim bir şirket olan Uber Technologies Inc. aleyhine 2017 yılında açılmış olan haksız rekabet konulu davayı reddetti.

Mahkeme bu kararı, Türkiye’de Uber uygulamasının Uber Technologies Inc. tarafından sunulup sunulmadığını değerlendirmek üzere bilirkişi heyeti atadıktan sonra aldı. Mahkeme tarafından atanan bilirkişi heyeti, hazırladığı iki raporda da Uber uygulamasının Türkiye’de Uber Technologies Inc. tarafından değil, Uber B.V. şirketi tarafından sağlandığı yönünde görüş bildirdi. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında İstinaf Mahkemesi Uber aleyhine açılan bir diğer haksız rekabet davasında alınan ve Uber’e Türkiye’de erişim engeli getirilmesine neden olan ilk derece mahkemesi kararını hatalı bulmuş, şirketin Türkiye’de sarı taksiler ile hizmet vermesini onaylamıştı.

2021 yılında yüzde 50’den fazla büyüyen Apsiyon, 2022 yılında Batı Asya ülkelerine açılmayı hedefliyor

İnsan odağındaki inovatif çalışmaları ile birçok ulusal ve uluslararası listede yer alan Apsiyon, online aidat, kira ve fatura ödemeleri gibi değişen ihtiyaçlar özelindeki çözümleri ile 1 milyondan fazla konutu dijitalleştirerek büyümesini sürdürüyor. 2021 yılını yüzde 50’nin üzerinde bir büyüme ile kapatmayı hedefleyen Apsiyon, büyüme stratejisi doğrultusunda, 2022 yılında en az iki Batı Asya ülkesinde faaliyet göstermeyi hedefliyor.

“Aksiyonlarımız bize başarıyı getiriyor”

Pandemide değişen ihtiyaçlar doğrultusunda geliştirdikleri Site Panosu, Komşum Var, Sayaç Okuma ve Faturalandırma, Sayaç Muayene, Tesis Panosu ve Online Rezervasyon Sistemi gibi çözümleriyle 2021 yılında istikrarlı büyümelerini sürdürdüklerini söyleyen Apsiyon CEO’su ve Kurucu Ortağı Kudret TÜRK; “Büyümemizi ve başarımızı, sektörün ihtiyaçlarını çok iyi okumaya ve doğru zamanda doğru alana yatırım yapmaya bağlıyoruz. Güçlü teknolojik altyapımız ve Ar-Ge Ekibimizle çok hızlı aksiyon alabiliyor ve anlık olarak proje geliştirebiliyoruz. Bu aksiyonlarımız ise bize başarıyı getiriyor” dedi.

Büyüyen ekiple yeni hedef yurt dışı

Apsiyon olarak kuruluşlarında belirledikleri ilk ve en önemli hedeflerden olan 1 milyon konuta ulaşmayı bu yılın ikinci çeyreğinde başardıklarını aktaran Kudret TÜRK, “3 kişiyle çıktığımız yolculuğumuza bugün 163 kişilik uzman ve dinamik ekibimizle devam ediyoruz. Ekibimizi her geçen gün büyütüyor, büyüyen ekibimizle yeni hedefler belirliyoruz. Belirlediğimiz en önemli yeni hedeflerden biri de yurt dışına açılmak. Büyüme stratejilerimiz doğrultusunda 2021 yılını da yüzde 50’nin üzerinde bir büyüme ile kapatacağız” dedi.

“Yurt dışındaki yerel partnerler aracılığıyla büyümeyi hedefliyoruz”

Batı Asya ülkelerinde, toplu yaşam alanlarında kalite standartlarını oturtmak, denetimi güçlendirmek ve ödeme altyapısını en pratik şekilde dijitale çekmek amacıyla Apsiyon’un talep edildiğini aktaran Kudret TÜRK; “2022 yılında portföyümüze katılacak bu Asya ülkelerinde ivme kazanan inşaat ve modernleşen gayrimenkul sektörlerinin ihtiyaçlarını karşılamak için Apsiyon’un kritik bir çözüm olacağını düşünüyoruz. Yeni katılacak ülkelerde lisans vermeyi planladığımız yerel partnerler aracılığı ile büyümeyi hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.

Potansiyel hedef Türkiye’deki portföyün yarısı

Türkiye’nin vizyonunda ilerleyen en az iki Batı Asya ülkesinde hem kamu hem de özel sektörden temsilcilerle Apsiyon ile ilgili görüşmelere hız verdiklerini belirten TÜRK, “Yeni ülkelerde operasyon tarafında Yazılım ve Müşteri Destek Departmanlarımızı koşullara göre ya bizzat ya da partnerlerimiz üzerinden kurgulayacağız. Planlarımız kapsamındaki ülkelerde Türkiye’deki portföyümüzün yarısı olan 600 bin konut potansiyel olarak bulunuyor. Büyüme hedeflerimiz dahilinde yaptığımız bu atılımımız, bizim için büyük bir sıçrama olacak. Yeni yıl için heyecanımız dorukta” dedi.

200 milyon dolar yatırım alan Grammarly’nin değerlemesi 13 milyar dolara ulaştı

Yazma konusunda yapay zeka destekli bir otomatik düzenleme aracı sunan San Francisco merkezli Grammarly, Baillie Gifford tarafından yönetilen finansman turunda 200 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Bu finansman ile birlikte şirketin değerlemesi 13 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Fonun büyük bir kısmının yapay zeka teknolojisini ve ürününü geliştirmek için kullanacağını belirten şirket, dijital öncelikli dünyada insanların iletişim kurmasına yardımcı olma misyonunu benimsemeye devam ediyor. Grammarly ayrıca, kullanıcılarına kişiselleştirilmiş iletişim geri bildirimi sağlamak için doğal dil işleme ve makine öğrenimi teknolojisini geliştirmeye devam edecek.

Ücretli ve ücretsiz hizmet sunan Grammarly, her gün yaklaşık 30 milyon kişi tarafından kullanılıyor. Ücretsiz hizmeti yazım yanlışları, dil bilgisi hataları ve gereksiz kelimeleri tespit ederken ücretli abonelik hizmeti ise intihalleri tespit ediyor ve kullanıcılara ek öneriler sunuyor.

Bu hafta başında Mac ve Windows’da kullanılmak üzere masaüstü uygulamasını piyasaya süren Grammarly, artık her yerde erişilebilir olma yolunda ilerliyor. Masaüstü uygulaması, Microsoft Office, Slack, Discord, Jira ve daha fazla uygulamaya entegre olabiliyor ve tarayıcı uzantılarıyla ilişkili teknik engelleri aşabiliyor. Bugün Grammarly, e-posta istemcileri, kurumsal yazılımlar ve kelime işlemciler dahil olmak üzere 500.000’den fazla uygulama ve web sitesinde çalışıyor.

En son 2019 yılında 1 milyar dolar değerleme ile 90 milyon dolar yatırım alan şirket, bugünkü finansman turuyla pandemi döneminde zorunlu olan uzaktan eğitim nedeniyle kadar büyüdüğünü kanıtlamış oldu. San Francisco, Kiev, New York ve Vancouver’da ofisleri bulunan Grammarly, 600’den fazla kişiden oluşan bir ekibe ev sahipliği yapıyor.