Ana Sayfa Blog Sayfa 414

Canlı yayında alışveriş imkanı sunan yerli girişim ClickMeLive, 4.4 milyon dolar yatırım aldı

Geçen yılın haziran ayında kurulan ve Türkiye’de online alışverişi eğlenceli video içerikleriyle zenginleştirip, canlı yayın esnasında alışveriş imkânı sunan video alışveriş platformu ClickMeLive, henüz ilk yılını geride bırakmadan 2021 yılının en büyük tohum yatırımlarından birine imza attığını duyurdu.

SGN Family Office, Yıldız Ventures’ın yanı sıra Codeway Studios Kurucusu Anıl Şimşek, Platform XIT Kurucuları Deniz Güven ve Tarkan Ersubaşı, Dr. Nuri Demirdöven ve Çetin Amato’nun aralarında bulunduğu yatırımcılardan 4,4 milyon dolar tohum yatırımı alan ClickMeLive, aldığı bu yatırımla uygulamayı geliştirmeyi ve yeni nesil alışverişin DNA’sını çözerek Türkiye’de büyümeyi; orta vadede ise Avrupa ve ABD’ye eş zamanlı açılmayı hedefliyor.

Çin’de pazar büyüklüğü yarım trilyon dolara koşuyor

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ClickMeLive CEO’su Kurt Onur, kullanıcılara yeni bir alışveriş deneyimi sunan uygulamanın e-ticaret dünyasının yeni trendi olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Pandemiyle birlikte dijital dönüşüm hızlanırken, tüketici beklentileri de ciddi ölçüde değişti. Özellikle Z kuşağının video içerik destekli alışveriş tecrübesiyle bu yöndekitalepleri giderek artarken, dünya genelinde Asya başta olmak üzere pek çok ülkede online alışveriş deneyimini eğlenceli videolarla destekleyen ve böylelikle eğlenceyi anında satın alma ile harmanlayan uygulamalara yatırımlar artıyor. Yapılan araştırmalara göre canlı yayın üzerinden online alışveriş pazarının değeri Çin’de 2017-2020 yılları arasında ciddi bir artış gösterdi ve söz konusu dönemde yıllık bileşik büyüme oranı (CAGR) 4 kat arttı. Çin’de 2017 yılında 3 milyar dolar olan pazar büyüklüğünün 2020 yılında 171 milyar dolara ulaştığı tahmin edilirken, pazarın değerinin 2022 yılında 423 milyar dolara ulaşması bekleniyor.”

Ürünün satışa dönüşme oranı yüzde 1’den yüzde 20’lere çıkıyor

Araştırma şirketi McKinsey’nin yaptığı analize göre Çin’deki büyüme ve ABD pazarındaki hareketlilik referans alındığında kullanıcıların video izlerken alışveriş yapmasına olanak sağlamanın yanında canlı sohbet ve yenilikçi etkileşim özellikleriyle izleyicinin katılımını da destekleyen video alışveriş uygulamaları üzerinden satışların 2026 yılına kadar tüm e-ticaretin yüzde 10 ila 20’sini oluşturabileceğine dikkat çeken Kurt Onur, “Standart e-ticaret sitelerinde görüntülenen bir ürünün satışa dönüşme oranı yüzde 1 ila 1,5 arasındayken, video alışveriş uygulamalarında izlenen bir ürünün satışa dönüşme oranı yüzde 20 seviyelerine kadar çıkabiliyor. Tüm bu araştırmalar, oranlar ve sayılar kullanıcılarına değer yaratma noktasında markalara yeni bir kanal sunan video alışveriş trendinin potansiyelini gözler önüne seriyor.” dedi.

Türkiye’de ve yurt dışında büyümeyi hedefliyoruz

ClickMeLive olarak kendilerinin de bu yeni nesil alışveriş deneyiminin Türkiye’deki öncülerinden olduklarını vurgulayan Kurt Onur, sözlerine şöyle devam etti: “2021 yılının Haziran ayından bu yana canlı yayınlar, kısa videolar, hikayeler ve reklam filmleriyle iş ortaklarımızın ürünlerini doğrudan satmasına aracılık ediyoruz. Kullanıcı sayımız hızla artmaya devam ederken, Türkiye’nin değerli markalarından da yoğun ilgi görüyoruz. Henüz ilk yılımızı geride bırakmadan Türkiye girişimcilik ekosisteminin öncü kurumlarından ve deneyimli yatırımcılarından aldığımız yatırım için mutluyuz ve gururluyuz. Aldığımız bu yatırımla uygulamamızı daha da geliştirip, yeni nesil alışverişin DNA’sını çözmenin yanı sıra önce Türkiye’de büyümeyi ve orta vadede Avrupa ve ABD’ye açılmayı hedefliyoruz. Orta ve uzun vadede hedefimiz Türkiye’de pazar payımızı yüzde 20’ye taşımak.”

Intel’in yeni madencilik yongası BMZ1’e daha yakından bir bakış

Bu ayın başında tanıtılan Intel‘in birinci nesil Bonanza Madencilik (BM) yongası BMZ1, ISSCC 2022 konferansında daha detaylı şekilde tanıtıldı.

Tanıtımda Intel, her bir BMZ1 yongasının boyutunun 4,14 x 3,42 mm ölçüsünde olduğunu ve “ultra düşük” performans modunda 335mV voltajda çalışan 258 madencilik motorunu içinde bulundurduğunu açıkladı. Bu küçük yongaların her birinin 7.5W gücü emdiği ve 137GHash/s performansına ulaştığı belirtildi. Sistem ayrıca, enerji verimliliği sağlamak amacıyla farklı performans profilleri altında çalışacak şekilde de ayarlanabiliyor.

Bitcoin‘in yaratıcısı, başlangıçta madenciliğin standart masaüstü işlemcilerinde gerçekleşeceğini öngörmüş olsa da, madenciliğin daha etkili ve verimli yolları olduğu yıllar içinde ortaya çıktı. Günümüzde, tüm profesyonel madencilik işlemleri, Bitcoin’in temel aldığı SHA-256 karma algoritmasını hesaplamak için özel olarak oluşturulmuş yongalarla desteklenen ASIC cihazlarına güveniyor. Vikipedi’ye göre ASIC(uygulamaya özel tümleşik devre), genel amaçlı mikroişlemcilerin ve mikrodenetleyicilerin aksine, belirli özel işlemi veya görevi yerine getirmek üzere tasarlanmış tümleşik devrelerdir.

ASIC makineleri pazarı şu anda Bitmain ve MicroBT gibi markalar tarafından domine edilmiş durumda, ancak özel Intel işlemcisinin ortaya çıkışı, bu gidişatı değiştirebilir.

Şirketin BM’yi pazara sunmaya yönelik tutumu hakkında pek az şey biliniyor, ancak Intel’in yongalarını, kendi özel madencilik sistemlerini geliştiren müşterilere satması bekleniyor. Aynı şekilde, Intel’in de kendi BM destekli madencilik sistemlerini bağımsız ürünler olarak piyasaya sürmesi olası görünüyor.

Şirketin Kıdemli Başkan Yardımcısı Raja M. Koduri BMZ1 hakkında şu sözleri kullandı, “Bugün Intel olarak, enerji verimli hızlandırıcılardan oluşan bir yol haritasıyla, blok zincir teknolojilerinin geliştirilmesine katkıda bulunma niyetimizi ortaya koyuyoruz. Intel, açık ve güvenli bir blok zinciri ekosistemini devreye sokacak, teşvik edecek ve bu teknolojiyi sorumlu ve sürdürülebilir bir şekilde geliştirmeye yardımcı olacaktır.”

Argo ve Block gibi şirketler, Intel’in yeni ürününü sipariş eden ilk şirketler arasında yer alıyor.

OpenSea, çalınan Bored Ape NFT’leri nedeniyle 1 milyon dolarlık davayla karşı karşıya

Geçen gün OpenSea NFT pazarının phishing (oltalama) saldırısına uğradığını sizlerle paylaşmıştık. Aynı şirket bugün, çalınan NFT’ler yüzünden 1 milyon dolarlık bir davayla karşı karşıya kaldı. Decrypt’in haberine göre, NFT’sini bilmeden çok ucuz fiyata satan bir kişinin, OpenSea’nin, internet korsanlarının satış için listelenmemiş NFT’leri piyasa fiyatının çok altına satın alabilmesine izin veren bir açığı bildiğini ancak müdahale etmediğini iddia ederek şirkete dava açtı. Timothy McKimmy şikayetinde, Bored Ape #3475 isimli NFT’sini satılık olarak listelemediğini, ancak bir internet korsanının NFT’yi sadece 0.01 ETH (26 dolar) fiyatına satın aldığını ve 99ETH‘ye (yaklaşık 258.000 dolar) sattığını belirtti.

McKimmy’e göre satılan NFT, 10.000 adet sınırlı sayıda olan NFT’lerden biriydi ve değer açısından %14’lük dilimde yer alıyordu. Korsanlar tarafından satılan NFT’nin, geçenlerde Justin Bieber tarafından 1.3 milyon dolara satın alınan NFT’den daha nadir olduğu belirtildi. Bu sebeple McKimmy, NFT’sinin iadesini ya da 1 milyon dolarlık zararının karşılanmasını istiyor. Yine McKimmy’nin iddialarına göre, OpenSea, NFT’lerin çalınmasına izin veren açığı fark etti ancak NFT ticaretini durdurmayı reddetti.

McKimmy, OpenSea’nin uğradığı oltalama saldırısında NFT’sini kaybeden kullanıcılardan sadece biri. Kullanıcıların toplamda 1.7 milyon dolarlık NFT’si çalınmıştı. Decrypt haberinde, OpenSea’nin kullanıcılarıyla uzlaşmak için çalınan NFT’leri ederinden daha düşük bir fiyata satmayı önerdiğini bildirdi.

Bir hukuk firmasının NFT’leri çalınan kullanıcılarla iletişime geçmesinden dolayı, açılan bu davanın son olmayacağı öngörülüyor. Platform ayrıca NFT’lerin çalınmasıyla sonuçlanan bir başka kimlik hırsızlığıyla karşı karşıya. Ancak OpenSea yetkilileri, bunun sistemlerinde bulunan herhangi bir açık nedeniyle olmadığını söyledi.

Virgin Hyperloop, odağını yolcu taşımadan yük taşımaya çevirirken çalışanlarının neredeyse yarısını işten çıkardı

Virgin Hyperloop, yolcu taşıma amacıyla çıktığı yolda odağını yük taşımaya kaydırdı. Bu değişimin sonucu olarak da toplamda 111 çalışanını işten çıkarmak zorunda kaldı. Şirket, bu denli yüksek sayıda işten çıkarma olacağını kesinlikte beklemediğini belirtti.

ABD merkezli Virgin Hyperloop, trenlerin hava direncine maruz kalmasının minimumda olduğu ve dolayısıyla enerji kaybının en aza indiği yolculukları mümkün kılan vakumlu bir ulaştırma teknolojisi üzerinde çalışan önde gelen şirketlerden birisi. Bu konsept, 2013 yılında Elon Musk bu teknolojiyle ilgili bir inceleme yayınlamasıyla gündeme gelmişti.

Eskiden Hyperloop One olarak bilinen Virgin Hyperloop, insan yolcularla yapılan ilk test çalışmaları dahil önemli noktalara ulaşmıştı. Ancak şirket, son teslim tarihlerini tutturmakta ve yeterli yatırım bulmakta başarılı olamamıştı. Şirket yöneticileri Virgin Hyperloop’un trenlerinin 2020 yılında çalışır vaziyette olacağını iddia etmişti ancak bu daha sonra 2021 yılına ertelendi. Günümüzde ise aktif olarak faaliyet gösteren hiçbir Virgin Hyperloop treni bulunmuyor.

Virgin Hyperloop’un sözcüsü işten çıkarmaların şirketin artık daha sağlam ve daha uygun maliyetli bir şekilde çalışmasına yarayacağını belirtti. Şirket sözcüsü, şirket odağının yolcu taşımadan yük taşımaya dönmesiyle ilgili olarak küresel tedarik zincir sorunlarının ve Covid-19 pandemisinin getirdiği sorunları çözmenin daha önemli olduğunu dile getirdi.

Yolcu yerine yük taşımak elbette güvenlik önemlerinin daha basit olmasını sağlayacak. Virgin Hyperloop’un %76 hissesine sahip olan DP World‘e göre potansiyel müşteriler yolcu taşımaktan ziyade yük taşımakla ilgileniyorlar. Yine DP World’ün açıklamasına göre  Hyperloop’un yük taşıyan versiyonu için hali hazırda 15 potansiyel müşteriyle görüşmeleri sürüyor. Suudi Arabistan’ın liman kenti Cidde’yi başkent Riyad’a bağlayan bir rota üzerinde çalışmalar olduğu belirtildi.

BAE merkezli araç paylaşımı girişimi Udrive, 5 milyon dolar yatırım aldı

Birleşik Arap Emirlikleri merkezli araç paylaşımı girişimi Udrive, Cultiv8 ve Oman Holding International katılımıyla gerçekleştirilen bir finansman turunda 5 milyon dolar yatırım aldı.

Ocak 2017’de hayata geçirilen Udrive, Dubai, Sharjah ve Abu Dabi’deki sürücülere uygun maliyetli ve kısa vadeli bir sürüş çözümü sunan dakika başına ödemeli bir araç kiralama girişimidir. BAE sakinleri ve turistler için araç paylaşımı hizmeti sunan şirket, mobilite çözümlerine yönelik küresel talebi desteklemek için hizmet veriyor. Udrive, tüm müşterileri için ücretsiz yakıt, otopark ve kapsamlı sigorta gibi ek hizmetler sunarak kısa süreli isteğe bağlı kiralamalara hitap ediyor. Arabalar, müşterinin ihtiyacına bağlı olarak dakikalık veya günlük olarak kiralanabiliyor.

Sürücüler, yolculukları için Udrive uygulaması veya web sitesi aracılığıyla bir araba rezervasyonu yaparak sürüş deneyimine başlayabilir. Ardından, arabayı kendileri için uygun bir yerde teslim alarak yolculuklarının keyfini çıkarabilirler.

Udrive, 2021’de bugüne kadar iki milyon seyahat gerçekleştirerek güçlü bir büyüme kaydetti. Şirket, bu büyümenin onu bölgedeki araç başına işlem sayısı bakımından en büyük araç kiralama platformlarından biri haline getirdiğini söylüyor.

Udrive CEO’su ve kurucu ortağı Nicholas Watson, yaptığı açıklamada, “Bu hizmeti araba kullanabilen herkese sunmak istiyoruz” sözlerine yer verdi. Watson ayrıca, bu konsepti BAE’de başlattıklarını ve şimdi bölge genelinde genişlemeye devam edeceklerinin altını çizdi. Udrive, bölge genelindeki genişleme planlarını desteklemek ve teknolojisinde iyileştirmeler sağlamak amacıyla bu finansmandan yararlanmayı planlıyor. Şirket, otomobilin nereye park edildiğini belirleyen ve sayaç ücretlerinin otomatik olarak ödendiği otomatik bir park ödeme sistemi sunarak müşteri deneyimini modernleştirmek istiyor.

Çevrimiçi ödeme platformu PayMongo, B serisi finansman turunda 31 milyon dolar yatırım aldı

PayPal‘ın kurucu ortağı Peter Thiel, Stripe ve Y Combinator gibi isimler tarafından desteklenen Filipin merkezli fintech girişimi PayMongo, B serisi finansman turunda 31 milyon dolar yatırım aldığını açıkladı. Bu turla beraber şirketin aldığı toplam yatırım 46 milyon dolara ulaştı. Finansman turuna Tinder‘ın kurucu ortağı Justin Mateen‘in Jam Fonu, Kaya Founders, Global Founders Capital ve SOMA Capital katkı sağladı. Şirket, 2020 yılında gerçekleşen A serisi finansman turunda 12 milyon dolar yatırım almıştı.

Francis Plaza, Jaime Hing, Luis Sia ve Edwin Lacierda tarafından 2019’da Manila’da kurulan PayMongo, işletmelerin ödemelerini kredi kartları, banka mevduatları, elektronik cüzdanlar veya nakit olarak yönetmelerini sağlayan, verimli bir şekilde ölçeklendirmelerine ve büyümelerine yardımcı olan bir ödeme işleme platformu. Paymongo, tahsilatların gerçekleşmesini kolaylaştırmak için dijital teknolojiden faydalanıyor. Şirket her büyüklükteki işletmeyle çalışıyor ancak ana hedefi, küçük ve orta ölçekli işletmelere ulaşmak ve kredi kartları, çevrimiçi cüzdanlar gibi ödeme yöntemlerini bu ölçekteki şirketlere entegre etmek.

Şirket yatırımı, mevcut ödeme altyapısını daha da geliştirmek ve krediler, BNPL (şimdi al, sonra öde), abonelikler gibi daha fazla finansal hizmet eklemek için kullanacak. Dahası, şirket yatırımla beraber, Filipinler’den başlayarak tüm Güneydoğu Asya bölgesine yayılmayı hedefliyor.

Şirket CEO’su Francis Plaza bu yatırımın şirketlerinin ve müşterilerinin ne kadar başarılı şekilde büyüdüğünün bir kanıtı olduğunu belirtti.

Tinder’ın kurucu ortağı Mateen ise yatırımla ilgili şu sözleri kullandı, “PayMongo’nun ilk yatırımcılarından biri olarak, bir avuç işletmeye hizmet veren bu şirketin binlerce işletmenin güvendiği bir ödeme basitleştirme aracı olacağının potansiyelini fark ettim. İlerlemelerinden büyük heyecan duyuyorum ve dijital ekonomi aracılığıyla daha büyük fırsatlar yaratan bu ekibin destekçisiyim.”

Boxy’nin kasiyersiz market modeli ile kasa kuyrukları tarihe karışıyor

2019 yılında kurulan Fransa merkezli Boxy, alışveriş deneyimini dönüştürmeyi hedefleyen girişimlerden biridir. Sürekli olarak kullanılabilen ve her ortama sığabilen geri dönüştürülmüş konteynerler kullanılarak inşa edilen Boxy, otonom marketler ağı geliştiriyor.

Kasiyersiz market girişimlerine olan talep, özellikle pandemi döneminde olağanüstü bir şekilde artış gösterdi. Bu alanda faaliyet gösteren Zippin adlı girişimin, Eylül 2021’de B Serisi finansman turunda 30 milyon dolar yatırım aldığını sizlerle paylaşmıştık. Kasiyersiz marketler, kamera ve reyonlardaki sensörler aracılığıyla müşterilerin alışverişlerini takip edebiliyor ve marketlerdeki kasa kuyruklarının tarihe karışmasını sağlıyor.

Boxy Le Chesnay-Rocquencourt - 6240x4160-1189.JPG

David Gabai ve Tom Hayat tarafından hayata geçirilen Boxy, diğer alışveriş deneyimlerine meydan okuyor. Süpermarketler uygun fiyatlı olmasına rağmen, genellikle uzak bölgelerde yer alır ve bekleme süresi sebebiyle müşteriler için zaman kaybına sebep olur. Küçük marketler ve bakkallar ise kısmen daha pahalıdır ve çeşitlilik açısından yeterli değildir. 7/24 açık olan Boxy, birçok noktada bulunarak müşterilerine alışverişte kolaylık sağlar.

Boxy, günlük yaşam için market ürünlerinden paket servise kadar 250’den fazla ürün teklifi sunuyor. Boxy mağazalarına erişebilmek için ilk olarak Boxy uygulamasını indirmek gerekiyor. Ardından, kimliğinizi girip ve ödeme yönteminizi kaydettikten sonra, QR kod ile mağazaya erişebilirsiniz. Mağaza içindeki Boxy teknolojisi, yüzlerce sensöre ve derin öğrenme algoritmalarını birleştiren bir sisteme dayanır. Bu cihaz, müşterilerin seçtiği ürünleri otomatik olarak algılar ve müşteri kasaya girmeden mağazadan çıkar çıkmaz alışveriş fişini oluşturur. Bu alışveriş fişi, birkaç dakika sonra dijital formatta müşteriye gönderilir.

081K9307 (1).JPG

Boxy, geçtiğimiz günlerde bir finansman haberi duyurmuştu. Girişim, Serena tarafından yönetilen ve CapHorn, LocalGlobe ve birkaç melek yatırımcının katılımıyla gerçekleştirilen A Serisi finansman turunda 25 milyon euro yatırım aldığını açıklamıştı. Şirket, 2022 yılında her hafta yeni bir Boxy mağazası açarak 2025 yılına kadar toplamda 1.000 mağaza açmayı hedefliyor. Boxy, bu yatırımı Fransa’nın diğer bölgelerinde faaliyetlerine başlamak için kullanmayı planlıyor.

Optiyol, Innomotion Urban Mobility Scale-up Programı ile EIT Urban Mobility’den hibe aldı

Fark Labs’ın yatırım yaptığı rota optimizasyon girişimi Optiyol; EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye’nin Innomotion Kentsel Hareketlilik Hızlandırma Programı yardımıyla EIT Urban Mobility‘den hibe aldı.

Innomotion Kentsel Hareketlilik Hızlandırma Programı gibi Avrupa genelinde EIT Urban Mobility tarafından desteklenip, finanse edilen bu hızlandırma programları, girişimler için özel bir hibe programıdır.

Fark Labs’in, 2021 yılında Optiyol’a yaptığı yatırım ve EIT Urban Mobility tarafından aldığı ek finansman ile Optiyol’un Avrupa pazarına açılması desteklenmektedir. Optiyol Kurucu Ortakları Tuba Gözbaşı ve Ozan Gözbaşı, “EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye ile ilişkimizi sürdürmekten gurur duyuyoruz”. “Bu yatırımı almak bizim için bir onur çünkü Türkiye ile Avrupa’nın kentsel mobilite ekosistemi arasında köprü olmak gibi en önemli hedeflerimizden birine ulaştığımızı gösteriyor. Bunun, Türk girişim ekosistemine EIT Urban Mobility’nin faaliyetlerine katılma konusunda ilham vermesini umuyoruz.”dedi.

Fark Labs Fon ve Strateji Müdürü Ömer Hantal; “Türkiye’nin en büyük lojistik firmalarıyla çalışan Optiyol, artık Avrupa’daki taşıyıcılara ve perakendecilere filo seçimlerini, sipariş tahsislerini ve ziyaret planlamalarını iyileştirmelerinde yardımcı olabilecek ve müşterilerine zamanında ve bütçeye uygun bir şekilde ulaşmalarını sağlayabilecek. EIT Urban Mobility’nin yatırımı ve kapsamlı ağı sayesinde, Optiyol artık önemli stratejik ortaklıklar kurabilecek ve Avrupa genelindeki lojistik alanlara daha fazla yenilik getirebilecek.” dedi.

Fark Labs – Farplas Otomotiv öncülüğünde Sabancı Üniversitesi ve PwC Türkiye iş birliğiyle yürütülen bir konsorsiyum olan EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye; Innomotion Kentsel Hareketlilik Hızlandırma Programı vasıtasıyla Türkiye’de kentsel hareketlilik konusunda farkındalığı artırmayı ve yerel paydaşları uluslararası EIT Kentsel Hareketlilik topluluğu ile buluşturmayı hedeflemektedir. EIT UM RIS Hub Türkiye Koordinatörü Emre Elmas, Innomotion program kapsamında “2022’de EIT Urban Mobility RIS Hub Türkiye, Innomotion programını EIT Urban Mobility ekosisteminde Türk startup’ları için daha benzersiz fırsatlarla büyütmeye devam edecek. Avrupa ile Türkiye arasında köprü görevi görmeye ve Türk startup’larının EIT programlarından fon bulmasına yardımcı olmaya devam edeceğiz” dedi.

Kurumsal otomasyona odaklanan Skael, 38 milyon dolar yatırım aldı

Kurumsal otomasyona odaklanan isimlerden biri olan Skael, RTP Global tarafından yönetilen A Serisi finansman turunda 38 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Turdaki diğer yatırımcılar arasında, Ekim 2020’de Skael’in 4 milyon dolarlık finansmanına öncülük eden Bonfire Ventures ve Dell Technologies Capital yer alıyor.

2017 yılında kurulan Kaliforniya merkezli Skael, satış, insan kaynakları, finans, BT ve daha pek çok alanda tekrarlayan görevleri gerçekleştirmek için yapay zeka tabanlı işgücü platformunu kullanıyor. Şirketin “Digital Employees” adını verdiği özellik, 2018 yılında çalışanların zamandan tasarruf etmesi için piyasaya sürüldü. Skael, Digital Employees platformunun insanların yazılımla etkileşim şeklini değiştirdiğini söylüyor. Digital Employees aracılığıyla şirketler, yalnızca zamandan tasarruf etmekle kalmaz, aynı zamanda maddi açıdan da tasarruf edebilirler. Skael’in müşteri tabanında Google, Asurion, Signifi ve San Diego Housing komisyonu gibi isimlerin yanı sıra, Kuzey Amerika’da bulunan çok sayıda banka yer alıyor.

Skael, müşteri ilişkileri yönetimi yazılımı aracılığıyla anlaşmaları yenileme ve taşıma gibi belirli görevleri gerçekleştirmek için tasarlanmış otomasyon araçları sunar. Örneğin, Skael’in araçlarından biri, İnsan Kaynakları uygulamalarını güncelleyerek işe alım ve işten ayrılma süreçlerinin yanı sıra çalışan değerlendirmelerini otomatikleştirir. Bunun yanı sıra Skael, kullanıcıların ekipman sipariş etmelerine ve yeni yazılımlara erişmelerine yardımcı olmak için mevcut BT hizmetlerinden yararlanır.

Skael CEO’su ve Kurucu Ortağı Baba Nadimpalli, konuşma tabanlı yapay zeka motorunun insanların görevlere odaklanarak doğal bir şekilde etkileşime girebileceği anlamına geldiğini söylüyor. Skael, şu anda 75 kişiden oluşan bir ekip ile hizmet veriyor.

Dijital risk koruma çözümleri sunan yerli girişim Brandefense, 600 bin dolar yatırım aldı

Siber güvenlik ve istihbarat alanında global markalara dijital risk koruma hizmeti sağlayan Brandefense, ilk yatırım turunu tamamladı.

Siber güvenlik dikeyine odaklanarak dijital riskleri takip eden, devletler, şirketler ve yöneticiler özelinde bir siber risk oluşmadan veya oluştuktan kısa süre sonra önleme imkanı sunan Brandefense; TechOne VC liderliğinde Finberg’in de dahil olduğu yatırım turunda 600 Bin Dolar yatırım aldı.

Darkweb ve açık interneti analiz ederek marka ve reputasyon koruyor

Brandefense, interneti köşe bucak izleyerek topladığı verileri analiz ediyor, kullanıcılarına riskleri oluşmadan önce uyarılar veriyor. Brandefense kullanıcıları, geçmişte başlarına gelmiş veya potansiyel veri sızıntılarını gazete manşetlerinden değil Brandefense’ten öğreniyorlar. Güvenlik teknolojileri ile entegre çalışan Brandefense, anlık ve sürekli istihbarat imkanı sunuyor. Makine Öğrenmesi ve analist güçlerini optimum seviyede kullanarak false positive ayıklaması yapıyor ve müşterilerinin zaman/efor problemini çözmeyi hedefliyor. Brandefense, ek olarak saldırı yüzey analizi kapsamında şirketin internete açık saldırı yüzeyinin otomatik keşfi ve potansiyel risklerin değerlendirilmesi hizmetini sunarken, tehdit istihbaratı kapsamında yüzlerce veri kaynağını sürekli takip ederek şirkete özgü veri sızıntısı istihbaratı sağlıyor. Entegre güvenlik arabirimi kapsamında riskleri önceliklendirerek çözüm önerileriyle zenginleştiriyor.

“MENA bölgesinde ölçeklenmeyi hedefliyoruz.”

Brandefense, yeni yatırım turuyla birlikte öncelikli olarak MENA bölgesinde bulunan finans, savunma sanayi, üretim ve e-ticaret şirketlerine ulaşmayı hedefliyor. Kuruculardan Caner Köroğlu, ‘’2019’un son çeyreğinde hizmet vermeye başladık ve 2021 yılında toplamda 130’dan fazla markayı Brandefense ile Darkweb de izlemeye başladık. An itibariyle 4 farklı ülkede devletler, kritik kurumlar ve önemli şirketler ile çalışıyoruz. Geçtiğimiz yıl sağladığımız istihbarat beslemeleri ile yüzlerce siber vakanın aydınlatılmasını sağladık. Aynı zamanda Türkiye’de ses getiren siber güvenlik olaylarının büyük çoğunluğunda, müşterilere en doğru bilgiyi veren ve çözüm sağlayan ürün olduk.“

Kuruculardan Hakan Eryavuz, Brandefense’in dünyanın her tarafında siber saldırganları izleyerek, müşterilerinin bir adım önde olmasını sağladığını iletti. Sözlerine yenilikçi ürün hedeflerini anlatarak devam eden Eryavuz, “Günlük hayatta siber güvenlik ekiplerinin sorunlarını çözecek yeni ürünlerimizi yakında duyuracağız.” dedi. Takımı önemli ölçüde büyüttüklerini ve gelecek yılın ana hedefinin yenilikçi çözümler ile daha fazla global markayı korumak olduğunu aktardı.