Ana Sayfa Blog Sayfa 299

Kullanıcıların kendi oyunlarını geliştirmelerini sağlayan Yahaha, 40 milyon dolar yatırım aldı

İçerik üreticilerin ve herhangi bir teknik detay bilmeyen kişilerin oyunlar geliştirmesini ve 3D animasyonlar oluşturması için gerekli desteği sunan Yahaha, 40 milyon dolar yatırım aldı. Temasek ve Alibaba yönetimindeki tura 37 Interactive Entertainment katıldı. Girişim daha önceden aha önce 5Y Capital, HillHouse, Coatue, ZhenFund, Bertelsmann Asia Investments, BiliBili ve Xiaomi‘den yatırım aldı.

Chris Zhu (CEO), Pengfei Zhang (COO) ve Hao Min (CTO) tarafından Ekim 2020’de kurulan girişim, 3D içerik oluşturmayı kolaylaştırmayı amaçlıyor. İster temel seviye ister ileri seviyede olan içerik üreticileri, platformla beraber kendi oyunlarını, dünyalarını ve sosyal alanlarını oluşturabiliyor.

Yahaha’nın oyun oluşturmayı oldukça kolay hale getiren kodsuz araçlara ve ayrıca kapsamlı, kullanımı kolay öğreticilere sahip olduğu açıklandı. Kullanıcılar Web2 tabanlı, mobil odaklı veya PC oyunları yapabiliyorlar.

Yahaha CEO’su Chris Zhu, “Herkesin oyun yapabilmesi için yaratıcılığını en iyi şekilde kullanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Geliştirilen oyunlar sadece basit veya gündelik oyunlar değil. Bunların 3B gerçek zamanlı etkileşimli çok oyunculu oyunlar olabileceğine ve anında oynanabilmeleri gerektiğine inanıyoruz.” dedi.

Yahaha, içerik üreticilerine yapay zeka ve bulut teknolojisi gibi daha fazla araç ve yeni işlevler sunarak onları desteklemeye devam edecek. İçerik üreticilerinden para kazanma modüllerinin için birtakım araştırmalar şu anda devam ediyor. Girişim ilerleyen süreçte durumu daha detaylı şekilde açıklayacak. 

Yatırımla beraber girişim, ekibin oyun endüstrisi yeteneklerini işe alarak ABD ve Asya Pasifik’teki çalışmalarını daha da genişletmeyi planlıyor. Ayrıca Yahaha’nın Helsinki ve Şangay’da iki genel merkezi bulunuyor. 

Bulut tabanlı veri analitiği girişimi MotherDuck, 47.5 milyon dolar yatırım aldı

Veri analitiği üzerinde çalışmalar yapan MotherDuck, 47.5 milyon dolar yatırım aldı. Yatırımın 12 milyon dolar‘ı Redpoint Ventures liderliğinde düzenlenen tohum turda geldi. Geriye kalan 35 milyon dolar‘ı ise Andreessen Horowitz liderliğinde düzenlenen Seri A turda geldi. Yatırım turuna, Amplify Partners, Madrona Venture Group, SV Angels ve Altimeter Capital da katıldı. MotherDuck’ın yatırım sonrası değerlemesi 175 milyon dolar oldu.

Jordan Tigani tarafından Seattle’da kurulan girişim, hafif ve sistemler için yoğun olmayan kullanım durumları için oluşturulmuş sunucusuz bir analiz hizmeti sunuyor. MotherDuck, açık kaynak platformu DuckDB’ye dayanıyor. İki girişim birlikte süreç içi çevrimiçi analitik işleme veritabanı veya OLAP üzerine inşa ediliyor.

DuckDB, 2019 yılında Hollanda’daki CWI’da araştırmacılar Hannes Mühleisen ve Mark Raasveldt tarafından kuruldu. Tanıtımından bugüne dek bir kullanıcının her yerde kolayca çalışabilmesini sağladığı için veri analistleri tarafından yaygın bir şekilde benimseniyor.

Platformun para kazandıran bir versiyonu olarak lanse edilen MotherDuck, kullanıcıların birden fazla kanala yayılmış analitik sorgular yürütmesine izin vererek ve DuckDB’nin yeteneklerinin ötesine geçecek.

Tigani, MotherDuck’ın geliştirilme sürecinde arkasındaki ilhamın “Big Data”nın artık geçerli sayılmadığının ortaya çıkması olduğunu söyledi. Ayrıca kurucu, MotherDuck’ın gelirinin muhtemelen abonelik ve kullanıma dayalı modelin karışımından ve düşük “başlangıç” maliyetinden geleceğini söyledi.

Girişimin kurucusu, “Ayda 10 dolar verdiğiniz paketinizde, gerçek analizler yapabilmenizi istiyoruz. Diğer bulut veri ambarlarındaki maliyetiyle karşılaştırabilirsiniz. O şirketler, 1-2 kat daha pahalı olabilirler.” dedi.

Yeni yatırımla beraber MotherDuck, küçük boyutlu ve 13 kişiden oluşan ekibini, yıl sonuna kadar 18 kişiye çıkarmayı planlıyor.

Güneş enerjisiyle şarj olabilen Toyota yeni Prius tanıtıldı

Japon otomotiv üreticisi Toyota, kendine has tasarım anlayışıyla dikkat çeken görünüme sahip ye Prius modelini duyurdu. Beşinci nesil Prius, önceki nesline göre daha güçlü özelliklerle geliyor.

Hibrit motorlu araç, ilk bakıldığında coupe tarzı bir tasarıma sahip gibi görünüyor. Aracın daha modern bir görünüme kavuşmasıyla beraber aks aralığı da genişletiliyor. Bu sayede aracın daha konforlu bir hal alması amaçlanıyor. Yenilenen far tasarımları, otomobilin günümüz tasarım anlayışına uymasını sağlıyor. Aracın ön ve arka tasarımı, alışılagelmiş Toyota tasarımlarının ötesine çıkarak sınıfına yeni bir soluk getiriyor.

Aracın iç kısmına değinecek olursak dikkatleri ilk çeken kısımlar yeni navigasyon ekranı, direksiyon ve iç ortam ambiyansı oluyor. 12.3 inç büyüklüğündeki eğlence ekranı, günümüz standartları için ideal boyutlara sahip. Direksiyondan itibaren ön konsolun neredeyse tamamında bulunan tuşlar da aracın teknik özelliklerinin çok fazla oluşunu en iyi şekilde yansıtıyor. Ayrıca boydan boya geçen LED iç aydınlatma da araca ağır ve şık bir görünüm katıyor.

Aracın motor bölümüne göz attığımızda 13.6 kWh‘lik bir batarya ile geliyor. 2.0 litrelik 4 silindirli içten yanmalı motor, 219 beygir gücüne sahip olduğu güçlü bir yapıya sahip olacak. Hibrit sistemli araç hem benzin hem de elektrikli motorla kullanıcıların ihtiyacını karşılayacak gibi görünüyor.

Batarya sistemi sayesinde Prius’un 100 km gidebileceği belirtiliyor. Ayrıca opsiyonel olarak gelen güneş panelleri de aracın elektrikli motorunun şarj olmasını ve yılda 1.250 kilometre fazladan menzile sahip olmasını sağlayacak.

Toyota, tanıtımını gerçekleştirdiği yeni Prius hakkında herhangi bir fiyat detayı vermedi. Tasarımıyla oldukça dikkat çeken sedanın 2023 yılı içerisinde yollarda olacağı açıklandı.

Netflix, uzaktan erişimle bağlantılı cihazlardan çıkış yapmaya izin veriyor

İçerik platformu Netflix, kullanıcıların hayatını kolaylaştıracak işlevsel özellikler sunmaya devam ediyor. Netflix’te aboneliği bulunan kişiler artık daha önce hesabına giriş yaptığı tüm cihazları tek bir yerden yöneterek uzaktan çıkış yapabilecek.

Kullanıcılar, birçok akıllı cihazdan Netflix’e erişim sağlayabiliyor. Bir otel odası, arkadaşının evi ya da eski telefon fark etmeksizin birçok cihazda hesaplar açık kalabiliyor. Hal böyle olunca kullanıcılar, hesaplarının hangi cihazlarda açık kaldığını maalesef tek bir yerden göremiyordu. Bunu fark eden Netflix de işlevsel bir çözüm geliştirdi. İster web sitesi üzerinden ister iOS işleti sistemli cihazınızdan isterseniz de Android işletim sistemli cihazınızdan Manage Access and Devices özelliğiyle beraber hesabınızın açık olduğu cihazları kolayca değiştirebilirsiniz.

Özelliği aktif edebilmek için ilk olarak uygulama içerisinden Ayarlar kısmına gelmeniz gerekiyor. Buradan Gizlilik ve Güvenlik kısmını seçin. Açılan sekmede Erişim izinlerini ve cihazları yönet kısmına tıklayın. Açılan sayfada hesabınızın açık olduğu cihazlar kolayca listelenmiş oluyor. Sadece bununla kalmayıp daha önce hangi cihazlarla bağlanıldığı ve hangi kullanıcı adıyla hangi cihazın giriş yaptığı da kolayca görünüyor. Bu kısımdan hesabınızın açık kalmasını istemediğiniz cihazı seçerek çıkış yapabilmeniz sağlanıyor.

Özellik, platformun ilerleyen süreçte ortak hesap kullanımını bitirdiğinde hesabı kullanan farklı kişilerin tespit edilerek ekstra ücret verilmesinin önüne geçiyor. Bu sayede sizden isinsiz hesabınızı kullanan kişilerden kurtulmak daha kolay bir hal alıyor.

Oturumu kapattığınızda kayıtlı şifrelerden hesaba giriş yapan kişiler hakkında şu an için geliştirilen bir çözüm maalesef bulunmuyor. Bunun için kullanıcılar şimdilik sadece şifrelerini sıfırlayarak araya sızan kişileri engelleyebiliyor.

Microsoft, kurumların tedarik zincirlerini güçlendiren Tedarik Zinciri Platformu’nu duyurdu

Teknoloji devi Microsoft, kuruluşların tedarik zinciri veri varlığı yatırımlarını açık bir yaklaşımla en üst düzeye çıkarmasına yardımcı olan ve en iyi Microsoft yapay zeka, iş birliği, düşük kod, güvenlik ve SaaS uygulamalarını birleştirilebilir bir platformda sunan Microsoft Tedarik Zinciri Platformu’nu kamuoyuna tanıttı.

Şirket ayrıca, tedarik zinciri görünürlüğü ve dönüşümü için hazır bir komuta merkezi ve Microsoft Supply Chain Platform’un bir parçası olan Microsoft Supply Chain Center‘ın önizlemesini de duyurdu. Tedarik Zinciri Merkezi, yerleşik iş birliği, arz ve talep öngörüleri ve sipariş yönetimi ile bir kuruluşun tedarik zinciri verileri ve uygulamalarıyla yerel olarak çalışmak üzere tasarlandı. Microsoft İş Uygulamaları ve Platformu Kurumsal Başkan Yardımcısı Charles Lamanna, “İşletmeler; eski sistemler, ERP, tedarik zinciri yönetimi ve nokta çözümleri arasında yayılan petabaytlarca veriyle uğraşıyor ve bu da tedarik zincirinin parçalı bir görünüme sahip olmasına yol açıyor” dedi.

Futurum Araştırma Kurucu Ortağı ve Baş Analisti Daniel Newman ise, “Tedarik zincirlerinin çevikliği ve direnci organizasyonların verisini tüm ilgili sistemler etrafında ne kadar iyi birleştirebildiği ve yönetebildiğiyle direkt olarak alakalı. Microsoft Tedarik Zinciri Platformu ve Tedarik Zinciri Merkezi, kuruluşların içgörü kazanmak ve hızlı hareket etmek için mevcut yatırımlarından en iyi şekilde yararlanmalarını sağlıyor. Tedarik zinciri çözümleri her zamankinden daha kritik. Microsoft Tedarik Zinciri Platformu ve Tedarik Zinciri Merkezi ile ilgili ilk değerlendirmemiz, şirketin teknolojisini, uygulamalarını ve kaynaklarını müşterilerine çeşitli BT operasyonları çerçevesinde esneklik ve dönüşüm için sürdürülebilir çeviklik sunabilecek şekilde bir araya getirdiği yönünde” dedi.

Microsoft Tedarik Zinciri Platformu: Veri ve tedarik zinciri yönetimi için açık, iş birliğine uygun ve birleştirilebilir bir zemin

Microsoft Tedarik Zinciri Platformu, müşterilerin tedarik zinciri ihtiyaçlarına yönelik yetenekleri geliştirmeleri veya bağımsız olarak benimsemeleri için Azure, Dynamics 365, Microsoft Teams ve Power Platform genelinde yapı taşları sağlıyor.

Dataverse ile müşteriler tedarik zinciri genelinde görünürlük elde etmek, Power Platform’da düşük kodlu çözümlerle özel iş akışları geliştirmek ve Teams’in gücü aracılığıyla dahili ve harici olarak güvenli bir şekilde iş birliği yapmak için binlerce bağlayıcı oluşturabilecek. Platform, olumlu etki yaratan araçlar ve süreçlerle organizasyonların daha derin içgörüler kazanmasına ve organizasyonların & tedarik zincirlerinin karbon etkisini en aza indirmesine katkı sağlayacak.

Microsoft iş ortağı ekosistemi, müşteri tedarik zincirinin esnekliğini ve çevikliğini sağlamada kritik bir rol oynayacak. Bunun yanı sıra, Microsoft Supply Chain Platform ile iş ortakları, Dynamics 365 Supply Chain Management, Microsoft Azure, Microsoft Teams ve Power Platform’dan yararlanan tümleşik çözümler oluşturmak için endüstriyel ve etki alanı uzmanlıklarını bir araya getirebilecek.

Microsoft; Accenture, Avanade, EY, KPMG, PwC ve TCS gibi danışman ve uygulayıcılardan oluşan zengin bir iş ortağı ekosistemi ile müşterilerine destek olmaya devam edecek. Öte yandan, müşterilerin tedarik zinciri ihtiyaçları için en iyi çözümü bulmalarına yardımcı olmak adına Blue Yonder, Cosmo Tech, Experlogix, Flintfox, inVia Robotics, K3, O9 Solutions, SAS, Sonata, To-Increase Software gibi çözüm sağlayıcılarla çalışmayı sürdürecek.

Microsoft Tedarik Zinciri Merkezi ile iş çevikliği artıyor

Tedarik Zinciri Platformu’nun merkezinde, uygulayıcılara SAP ve Oracle gibi bağımsız tedarik zinciri sistemlerine eş olarak, Dynamics 365’ten ve diğer ERP sağlayıcılarından alınan veriler gibi, mevcut altyapı tedarik zinciri sistemlerinden gelen verileri uyumlu hale getirmek için bir komuta merkezi deneyimi sağlayan, ön izleme aşamasında sunulan Microsoft Tedarik Zinciri Merkezi yer alıyor.

Supply Chain Center’daki Veri Yöneticisi, tedarik zinciri genelinde görünürlük sağlamak ve eylemi yürütme sistemlerine geri döndürmek için veri alımını ve orkestrasyonu sağlıyor. Önizleme sırasında, Microsoft’un lansman ortakları C.H. Robinson, FedEx, FourKites ve Overhaul, Tedarik Zinciri Merkezi içinde yerel deneyimler sunuyor. Dynamics 365 Tedarik Zinciri Yönetimi müşterileri, Tedarik Zinciri Merkezi’ne otomatik olarak erişim kazanıyor. Tedarik Zinciri Merkezi ayrıca, tedarik ve sipariş karşılama genelinde tedarik zinciri kesintilerini ele almak için önceden oluşturulmuş modüller içeriyor:

  • Arz ve talep öngörüleri modülü, tedarik zekası aracılığıyla yukarı akış tedarik kısıtlamalarını ve eksikliklerini tahmin etmek için gelişmiş Azure AI modellerinden yararlanıyor. Kuruluşlar, stokta kalma, fazla stoklama veya eksik sipariş hatlarını tahmin etmek için tedarik zinciri ağlarından gelen verileri kullanarak simülasyonlar gerçekleştirebiliyor. Tedarik Zinciri Merkezi’nde harici olaylar hakkında ilgili haber uyarıları sağlayan akıllı haber bilgileriyle birleştiğinde, tedarik zinciri uygulayıcıları, ürün talepleri için gerçek dünyadaki olay bilgileri ve geçmiş bilgilerle kararlar alabiliyor ve plan yapabiliyor.
  • Supply Chain Center’daki sipariş yönetimi modülü, yapay zekayı ve makine öğrenimini kullanarak kuruluşların gerçek zamanlı çok kanallı envanter verilerini, kurallara dayalı bir sistemle otomatize etmelerini ve akıllı bir şekilde işlemelerini sağlıyor. Organizasyonlar, sipariş alımı, teslimatı ve üçüncü parti lojistik hizmetleri için türünün en iyisi özel teknoloji ortaklarına önceden oluşturulmuş bağlayıcılarla yeteneklerini genişleterek gelecekteki sipariş hacimlerini karşılayabilmek ve oluşabilecek karışıklıkları engelleyebilmek adına hızla uyum sağlayabiliyor. Mevcut Dynamics 365 Intelligent Order Management müşterileri, lansman sırasında Tedarik Zinciri Merkezi’ne ve sipariş yönetimi modülüne otomatik olarak erişebiliyor.
  • Müşteriler güvenli ve yerleşik Teams entegrasyonu sayesinde, yeni tedarik kaynaklarını güvenceye almak, ulaşım sorunlarını gidermek ve değişikliklere dayalı olarak yukarı ve aşağı yöndeki etkileri iletmek için dış tedarikçilerle gerçek zamanlı olarak iş birliği yaparak tedarik kısıtlamalarını minimize edebiliyor.
  • Müşteriler bu deneyim sayesinde, Tedarik Zinciri Merkezi’ne yerleştirilen ortak modülleriyle yük görünürlüğü gibi belirli çözümlerin kilidini doğrudan açabiliyor. Her şey bir Dataverse ortamında çalıştığı için, hangi modül kullanılıyor olursa olsun veriler tutarlı oluyor. Bu, bilgileri önden arkaya yapıştırmayı ve hangi raporların en güncel bilgileri içerdiğini netleştirme sorununu ortadan kaldırıyor.

Apple, 2024 yılında ABD’de üretilen işlemcilere geçiş yapmayı planlıyor

Apple, önümüzdeki birkaç yıl içinde akıllı cihazlarındaki işlemcileri ABD’de üretmeye hazırlanıyor. Tim Cook, Almanya’daki yerel mühendislik ve perakende çalışanları ile yaptığı bir toplantıda çiplerin bir kısmını Arizona’daki bir fabrikadan tedarik etmeye hazırlandıklarını açıkladı.

Apple ile ilgili güvenilir kaynaklar arasında bulunan Mark Gurman, Apple’ın dünyadaki işlemcilerin %60’ının üretildiği Tayvan’daki fabrikalara olan bağımlılığını azaltmak istediğini belirtti. Apple CEO’su Tim Cook, ” Çiplerimizi Arizona’daki bir fabrikadan satın alma kararı aldık. Arizona’daki bu fabrika 2024’te faaliyetlerine başlıyor. Yani bu konuda önümüzde yaklaşık iki yıl var.” dedi.

Biden yönetimi, mali teşviklerle şirketleri ABD’de çip üretmeye teşvik etmeyi hedeflerken, Apple da Çin’e olan bağımlılığını azaltmanın yollarını arıyor. Cook, Apple’ın Arizona’dan tedarik edeceği çiplerle ilgili ayrıntı vermesede Apple’ın çip tedarikçisi TSMC şu anda Phoenix yakınlarında bir fabrika kuruyor. 2020 yılında projeye başlayan TSMC, 2024 yılında 4 nanometrelik çiplerde seri üretime başlayacak.

Apple’ın yanı sıra NVIDIA, MediaTek, AMD ve ARM tabanlı işlemciler de üreten şirket, Arizona’daki fabrikasında ayda 20.000 çip üretmeyi planlıyor. TSMC’nin ana fabrikaları Tayvan’da yer alıyor. Şirketin aynı zamanda Camas, Washington, Austin, Texas ve San Jose ve California’da tasarım merkezleri bulunuyor. 

Apple’ın şu anda 2023’de satışa sunulacak yeni iPhone serisi için geliştirmekte olduğu A17 mobil işlemcinin yeni teknoloji kullanılarak üretileceği konuşuluyor. TSMC’nin Arizona tesisini yalnızca daha eski ve daha az gelişmiş Apple işlemcileri için ya da yeni nesil işlemciler için kullanıp kullanmayacağı henüz bilinmiyor. TSMC yerli yarı iletken üretimini teşvik eden ülkelerdeki müşterilerin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla farklı ülkelerde çeşitli fabrikalar açıyor.

YouTube Shorts için alışveriş özelliği test edilmeye başlandı

Dünyanın en büyük video akış platformları arasında yer alan YouTube, kısa ve dikey video odaklı Shorts bölümü için alışveriş özelliğini test etmek üzere kullanıma sundu. Geçtiğimiz günlerde TikTok tarafında da alışveriş özelliğinin test edildiğini sizlerle paylaşmıştık. TikTok’un ardından YouTube’un yaptığı bu hamleye bakılırsa uygulama içi satın alma potansiyelinin yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Uygulamaya gelen alışveriş özelliği, kullanıcıların Shorts’ta gezinirken ürün satın almalarına yardımcı oluyor. Şirket, şu anda ABD’de kendi mağazalarındaki ürünleri etiketleme özelliğini kullanan uygun içerik üreticilerle iş birliği yaparak YouTube Shorts’ta alışveriş özellikleri sunmaya başlıyor. ABD, Hindistan, Brezilya, Kanada ve Avustralya’daki izleyiciler ürün etiketlerini görüp Shorts aracılığıyla alışveriş yapabiliyor. YouTube, etiketlemeyi gelecekte daha fazla içerik üreticisine ve ülkeye getirmeye devam etmeyi planlıyor.

YouTube, alışveriş özelliklerine ek olarak ABD’de içerik üreticilerinin Shorts ve normal videolarda önerilen ürünleri satılmasına yardımcı olarak komisyon kazanmalarını sağlayan bir ortaklık programını test ediyor. Şirket, testin henüz ilk günlerinde olduğunu ve denemeyi gelecek yıl kademeli olarak daha fazla kişiyi kapsayacak şekilde genişletmeyi düşündüklerini belirtiyor. 

2023’ün başlarında içerik üreticiler, Shorts’a özel 1.000 abone ve 90 gün boyunca 10 milyon Shorts görüntüleme sınırını karşılarlarsa şirketin İş Ortağı Programına başvurabilecekler ve ardından videolarından elde ettikleri reklam gelirinin %45‘ini elde edecekler.

YouTube, son yıllarda alışveriş yapılabilir reklamlar gibi ürün lansmanları ve doğrudan içerik üreticilerinin sunduğu canlı yayınlardan alışveriş yapma imkanıyla platformu alışveriş odaklı bir yer haline getirmeye çalışıyor. YouTube muhtemelen yeni alışveriş özelliklerini, düşen reklam pazarında gelir akışlarını artırmanın bir yolu olarak görüyor. bu açıdan baktığımıza Shorts’a alışveriş özelliklerinin gelmesi de mantıklı görülüyor. 

Cristiano Ronaldo, ilk NFT koleksiyonunu piyasaya sürmeye hazırlanıyor

Dünyanın en iyi futbolcularından Cristiano Ronaldo’nun ilk NFT koleksiyonu, 18 Kasım Cuma günü dünyanın lider blokzinciri ekosistemi ve kripto para altyapısı sağlayıcısı Binance ile uzun yıllar sürecek özel bir ortaklığın parçası olarak yayınlanacak. Ronaldo ile birlikte global bir pazarlama kampanyası tarafından desteklenen lansman, hayranlara NFT’lerin dünyası aracılığıyla Web3’ü tanıtmayı hedefliyor.

Binance Kurucu Ortağı ve Pazarlama Müdürü He Yi, “Metaverse ve blokzincirininternetin geleceği olduğuna inanıyoruz. Daha fazla insanın blokzinciri’i anlamasına yardımcı olmak ve spor ile eğlence endüstrileri için Web3 altyapısını nasıl oluşturduğumuzu insanlara gösterebilmek için Cristiano ile iş birliği yapmaktan onur duyuyoruz” dedi.

Ronaldo ise, “Başarımın büyük bir bölümünü borçlu olduğum hayranlarım için akıllarda kalacak ve özgün bir şey yapmak benim için önemli. Binance ile sadece oyunun tutkusunu yakalamakla kalmayan, aynı zamanda yıllardır bana verdikleri destek için hayranlarımı ödüllendiren bir şey üretebildim” şeklinde yorum yaptı.

Cristiano Ronaldo’nun ilk NFT koleksiyonu 18 Kasım’da (12.00 TSİ) piyasaya çıkacak ve dört farklı nadirlik seviyesinden yedi farklı animasyonlu heykel sunacak: bu nadirlik seviyeleri Çok Çok Nadir (SSR), Çok Nadir (SR), Nadir (R) ve Normal (N) şeklinde olacak. Her bir NFT heykel, kariyerini şekillendiren şutlarından Portekiz’deki çocukluğuna kadar Ronaldo’nun hayatındaki ikonik anları tasvir ediyor.

○ En yüksek değere sahip 45 CR7 NFT’si (5 SSR ve 40 SR), Binance NFT pazarında müzayedeye çıkarılacak. Müzayede, 24 saat sürecek ve NFT’ler en yüksek teklifi sunan kişiye verilecek. Teklif fiyatları SSR NFT’ler için 10.000, SR NFT’ler için ise 1.700 BUSD’den başlayacak.

○ Kalan 6.600 NFT (600 R VE 6.000 N), Normal nadirlik seviyesi için 77 BUSD’den başlayarak Binance Launchpad üzerinden sunulacak.

Madrid merkezli sağlık girişimi ifeel, 10 milyon euro yatırım aldı

Şirketlerin çalışanlarına daha iyi ruh sağlığı ve daha iyi hizmetler sunmalarını sağlamak için yapay zeka destekli bir sistem geliştiren ifeel, 10 milyon euro yatırım aldı. UNIQA Ventures liderliğinde düzenlenen tura Nauta Capital katıldı. 

2017 yılında Madrid’de kurulan girişim, dijitalde akıl sağlığı alanına öncülük ediyor. ifeel, yapay zeka tabanlı yaklaşımını yeni noktalara taşıyor ve iş yerindeki kişilerin zihinsel sağlığına önem veriyor. Şirketler, çalışanlarına dijital kanallar aracılığıyla gelişmiş ruh sağlığı bakımı sağlama yeteneği veriyor. Kişisel bakımdan terapi seanslarına kadar, çalışanlara duygusal sağlıklarını yönetmenin yeni bir yolunu sağlamak için veri analitiğini ve psikologların klinik araştırmalarını kendi platformunda birleştiriyor.

10 milyondan fazla veri noktasından yararlanan platform, çeşitli kullanıcıların profillerini verimli bir şekilde tarayarak öncelik sırasına koyabiliyor. Diğer yandan yüzlerce klinik araç ve yapay zeka ile geliştirilen kişiselleştirilmiş karışımla kullanıcı deneyimlerini özelleştirebiliyor.

Kullanıcılar, platformu kullanarak ihtiyaçlarına ve ilgi alanlarına göre farklı kaynaklara erişebiliyor. Sağlıkla ilgili konularda makaleler, duygu günlüğü, sesli rehberler ve rahatlamayı veya meditasyonu kolaylaştıracak araçlar bulunuyor. Ayrıca doğrudan profesyonel psikologlarla konuşulabiliyor veya hizmet aracılığıyla çevrimiçi bir terapi seansı başlatabiliyorlar. 

ifeel CEO’su Amir Kaplan, “Sağlık, işte ve iş dışında olan şeyler arasında bir denge gerektirir. Bizim için profesyonel ve özel yaşam arasında kesin bir ayrım yoktur; her şey kişiseldir. Çalışmanın, sağlığımızla ilgilenmeyi kesintiye uğratmak için bir neden olmaması gerektiğine kesinlikle inanıyoruz. İyi olduğumuz ve farklı seviyelerde gelişebileceğimiz bir alan olmalı. Şirketlerin bu zihniyeti kurum kültürlerine entegre etmelerine yardımcı olmayı hedefliyoruz.” dedi.

ifeel, faaliyet gösterdiği 23 ülkede 600’den fazla psikolog terapi hizmeti veriyor. 21 dilde sunulan hizmet şimdiden dünya çapında 800.000’den fazla çalışan tarafından kullanılıyor. Geçen yıl, ifeel %200 oranında bir büyüme oranı kaydettiğini açıkladı. 

Yatırım sonrasında girişim, geliştirdiği platformu yeni pazarlara genişletmek, yeni ürünler sunmak ve satış kapasitelerini artırmak için kullanmayı planlıyor. Ayrıca ifeel, İspanya milli takımı ve Barcelona’da oynayan yıldız futbolcu Andres Iniesta tarafından destekleniyor.

3D robotik tedarik zinciri girişimi Attabotics, 71.7 milyon dolar yatırım aldı

Dünyanın ilk 3D robotik tedarik zinciri sistemini oluşturan Attabotics, Seri C yatırım turunda 71.7 milyon dolar yatırım aldı. Tur, Export Development Canada liderliğinde ve Ontario Teachers Pension Plan Board’un katılımıyla gerçekleşti. Girişim bugüne dek toplamda 165.1 milyon dolar yatırım aldı.

2015 yılında kurulan Attabotics, modern ticaret için dünyanın ilk tedarik zinciri çözümünü sunuyor. Girişimin all-in-one otomatik sipariş karşılama sistemi, tek bir dikey depolama yapısı oluşturarak tipik bir depoyu yoğunlaştırıyor. Yapının içinde, Attabots olarak bilinen robotik cihazlar, dış çevredeki iş istasyonunda işçilere sunulan ürünleri almak için üç boyutlu olarak hareket ediyor.

Attabotics’in benzersiz mimarisi, bir perakendecinin gerekli depo ihtiyaçlarını %85’e kadar azaltıyor ve depo süreçlerinin esnekliğini ve hızını en üst düzeye çıkarıyor. Alanın bu şekilde küçültülmesi, Attabotics müşterilerinin daha hızlı teslimat süreleri için depoları şehirlerin yakınına yerleştirmesine olanak tanıyor. Tüketici beklentileri artmaya devam ettikçe Attabotics, müşterilerin bu artışa uyum sağlamasına yardımcı olurken aynı zamanda devam eden depo işçiliği sıkıntısına bir çözüm sunuyor.

Attabotics kurucusu ve CEO’su Scott Gravelle, “İlk günden itibaren perakendecilere müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için hızlı, sürdürülebilir ve ultra modern bir model sunarak mevcut tedarik zinciri sisteminde devrim yaratmayı hedefliyoruz. Küresel tedarik zinciri sorununu çözmek için gereken yazılım ve donanımı oluşturmak çok büyük bir girişim. Bu yeni yatırım, yatırımcılarımızın ve ekibimizin desteğiyle birlikte teknolojimizi ölçeklendirmemize ve en iyiyi uygulama taahhüdümüzü ikiye katlamamıza olanak tanıyacak.” dedi.

Yatırımla beraber girişim, çalışan sayısını artırarak çalışmalarını genişletmeyi planlıyor.