Ana Sayfa Blog Sayfa 271

Müşteri analiz platformu Dialpad, 50 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka desteğine sahip müşteri analiz platformu Dialpad, 50 milyon dolar yatırım aldı. Yatırımla beraber girişim, çalışan, temsilci ve müşteri deneyimlerine ağırlık verecek.

Dialpad, kurumsal konuşmalar için ilk eş zamanlı konuşma tanıma motorunu geliştirip piyasaya sürerek dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Girişim, o zamandan beri eş zamanlı yardım (sorulara önerilen yanıtlar), sanal aracılar (Yapay zeka destekli self servis internet ve sohbet botları) gibi sektörde ilk özellikleri sunarak yapay zeka yeteneklerinin üzerine sürekli yeni şeyler katmayı başardı.

dialpad

Dialpad CEO’su ve kurucusu Craig Walker, “Önümüzdeki beş yıl boyunca Dialpad, yapay zekanın faydalarını bir sonraki seviyeye taşımak için gereken bilimsel araştırmaya kendini adıyor. Dialpad’in sezgisel yapay zeka içgörüleri, son kullanıcıların daha bilinçli karar vericiler olmalarını ve müşterilerin benzersiz ihtiyaçlarını daha iyi anlamalarını sağlayarak işin nasıl yapıldığını basit hale getirmeye yardımcı oluyor.” dedi.

Ülkeler ekonomik bir gerilemeyle karşı karşıya kalırken, kuruluşların ve ilgili iletişim merkezlerinin, müşteri ihtiyaçlarının bir adım önünde olmalarını sağlayan yapay zeka ile donatılması oldukça önem taşıyor. Tüketicilerin %63’ü kuruluşların kendi ihtiyaçlarını eş zamanlı olarak bilmesini bekliyor. Pazarlama yöneticilerinin yalnızca %14’ü ise bunu yapabilecek kapasiteye sahip olduklarına inanıyor. Bu yüzden belirli bir adıma kadar yapay zeka desteğiyle iletişime geçiyorlar.

Ar-Ge’ye yapılan yatırım ve Dialpad AI Labs’in oluşturulması, Dialpad’in Ai-Powered Customer Intelligence Platform’u duyurmasının ve AI Contact Center, AI Sales, AI Voice, AI Meetings ve AI Messaging dahil tüm kanallara entegre etmesinin hemen ardından geliyor.

Sanofi ve TT Ventures, sağlık teknolojileri alanındaki girişimlere yatırım yapmaya hazırlanıyor

PharmUp Hub çatısı altında Sanofi Türkiye, Türk Telekom’un kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures ile sağlık alanındaki girişim ekosistemini güçlendirecek önemli bir iş birliğine imza attı. Sanofi Türkiye’nin TT Ventures iş birliği kapsamında potansiyel girişimler; TT Ventures’ın sunduğu ofis çalışma alanlarından, mentorluk desteğinden, girişimlerin fikirlerinin ürün ve hizmete dönüşmesi için bilgi birikiminden yararlanabilecek. İki kurum arasında başlayan iş birliği sürecinin ardından platformun; teknoparklar, ortak kuluçka merkezleri ve özel sektörün katılımlarıyla genişlemesi amaçlanıyor.

Sanofi Türkiye’nin 2019 yılında hayata geçirdiği PharmUp Girişimcilik Programı, sağlık sektörüne yönelik çözümler geliştirebilecek her alandan ve sektörden girişimciyi 3 yıldır başarıyla bir araya getiriyor. Şirket, 2022 itibarıyla projeyi daha ileriye taşıyarak, ülkemizde sağlık alanında küresel rekabetçiliği artırmak ve inovasyon ekosistemini güçlendirmek için PharmUp’ı Türkiye merkezli çok paydaşlı bir girişimcilik platformuna dönüştürme çalışmalarına başladı. Bu kapsamda, dijital sağlık alanında Türkiye’nin en büyük inovasyon ara yüzlerinden biri olan PharmUp Hub Platformu hayata geçirildi. İş birliği kapsamında, girişimciler için proje geliştirme süreçlerinin desteklenmesi ve bilimsel bir platform oluşturularak, katma değerli inovasyon ve teknoloji tabanlı projelerin ürüne dönüştürülmesi hedefleniyor.

Sanofi Türkiye Ülke Başkanı ve Sanofi Türkiye, Afrika ve Orta Doğu Temel Ürünler Başkanı Cem Öztürk“Sağlık sektörüne yönelik çözümler geliştirebilecek her alandan ve sektörden girişimciyi 2019 yılından bu yana PharmUp girişimcilik programı ile bir araya getiriyoruz. Bu yıl itibarıyla, programı kurumsal ortaklıkların yanı sıra üniversiteler ve kuluçka merkezleri ile iş birliği içinde, start-up’lara laboratuvarlar, tematik inovasyon programları, atölyeler, uzman desteği ve bilgi kaynakları sağlayan PharmUp Hub inovasyon platformuna dönüştürdük. TT Ventures ile yaptığımız iş birliği, hedefimizi gerçekleştirmede attığımız önemli bir adım. Bu iş birliğinin sunacağı desteklerle hem sağlık alanındaki girişimcilere hem de ülke ekonomisine değer yaratacağımız için mutluyuz.” dedi.

TT Ventures Genel Müdürü Muhammed Özhan konuyla ilgili şunları söyledi: “Türk Telekom’un kurumsal girişim sermayesi şirketi TT Ventures olarak, girişimcilik ekosisteminin büyümesine katkı sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yenilikçi ürünlere sahip girişimleri destekleyerek ülke ekonomisine fayda sağlamayı amaçlıyoruz. TT Ventures çatısı altındaki sektörün ilk girişim hızlandırma programı PİLOT’tan bugüne kadar 104 girişim mezun oldu ve bu girişimlerden 45’i dışarıdan yatırım aldı. Diğer yandan TT Ventures olarak 13 farklı girişime yatırım yaptık. Özellikle sağlık, eğitim, yapay zekâ, dijital çözümler, finansal teknolojiler, blockchain, IOT ve ICT gibi Türk Telekom ile sinerji yaratacak alanlara odaklanıyoruz. Bu anlamda önemli bir küresel sağlık şirketi olan Sanofi ile dijital sağlık alanında gerçekleştirdiğimiz bu iş birliğini çok önemsiyoruz. TT Ventures Girişim Sermayesi Fonu ve PİLOT aracılığı ile PharmUp programı kapsamında sağlık sektörüne değer katacak fikirleri destekleyerek, yeni fırsatlar yaratacak olmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu bağlamda, Sanofi ile başlayacak olan bu iş birliğimizin yakın dönemde Türkiye dışına da çıkarak kendisine global arenada yer bulacağına inanıyoruz. TT Ventures olarak girişimleri dünyaya açan bir köprü olmak hedefiyle, sahip olduğumuz teknolojik bilgi birikimini farklı projelere uyarlayarak girişimcilik ekosisteminin geliştirmeye devam edeceğiz.” dedi.

Sanofi Türkiye PharmUp Hub girişimcilik programı kapsamında, yakın zamanda Başakşehir Living Lab, Teknopark İstanbul ve Lokman Hekim Üniversitesi Sağlık ve İlaç Teknoloji Merkezi (LHUSTEK) ile, şimdi de TT Ventures ile gerçekleştirdiği iş birlikleri ile girişimcilik ekosistemine katkısını sürdürüyor.

Netflix, Nike Training Club antrenman videolarını yayınlamaya hazırlanıyor

Netflix Nike Training

Dijital içerik platformu Netflix, Nike Training Club antrenman videolarının yayın hizmetine taşınacağını duyurdu. İlk videolar, 30 Aralık tarihinde abonelerle buluşacak.

Nike Training Club videoları daha önce, kullanıcılara antrenman programları ve sağlıklı yaşam stratejileri konusunda rehberlik ediyor. Daha öncesinde iOS ve Android uygulamasıyla beraber olarak karşımıza çıkan antrenmanlar, artık daha fazla kişiye erişilebilir olacak. Nike, Netflix’e iki bölüm halinde yayınlanan ve 10 dilde sunulan 30 saatin üzerinde video yükleyeceğini belirtiyor.

Nike Training Club uygulaması, Nike’ın sertifikalı eğitmenleri tarafından yönetilen kuvvet antrenmanı, yoga ve yüksek yoğunluklu antrenmanlar dahil olmak üzere tüm fitness seviyelerindeki kişiler için çeşitli seçenekler sunuyor.

Telefon yerine daha büyük bir ekranda antrenmanları izlemek isteyen kişiler için ara kablolar ya da ekstra uygulamar çözüm sunsa da zahmetli bir yol oluyordu. Netflix ile yapılan anlaşmayla beraber artık isteyen herkes istediği ekranda antrenmanlara kavuşabilecek.

İlk koleksiyon, 46 videoya yayılmış beş program içeriyor. “Kickstart Fitness with the Basics” (13 bölüm), “Two Weeks to a Stronger Core” (7 bölüm), “Fall in Love with Vinyasa Yoga” (6 bölüm), “HIT & Strength with Tara” (14 bölüm) ve “Feel-Good Fitness” (6 bölüm) Aralık sonunda geliyor. Nike tarafından geliştirilen ikinci parti videolar ise 2023 yılında gelecek. 

Nike Training Club, 2009’da piyasaya sürüldüğünde ilk yüksek profilli mobil uygulamalar arasında kendine yer buluyordu. Platform, fitness odaklı oluşturulan hedefleri girmeyi isteyip hemen ardından, hedeflere uygun doğru yolda kalmaya yardımcı olmak için egzersiz videoları, özelleştirilmiş ısınmalar, ipuçları ve motivasyonlar kullanıyor.

Netflix’in Apple Fitness+ ve Peloton gibi şirketlerle rekabet edebilmek için platformuna daha da fazla fitness içeriği ekleyeceği tahmin ediliyor.

Sağlık teknolojileri geliştiren CheckMe, DoctorOnline’ı satın aldı

Mısır merkezli sağlık teknolojisi platformu CheckMe, doktor randevu uygulaması DoctorOnline‘ı satın aldı. Bu satın alımla beraber CheckMe’nin yeni değeri 20 milyon dolar oldu.

T3G yatırım grubu tarafından desteklenen ve 2020’de kurulan CheckMe, birden fazla laboratuvar ortağı aracılığıyla isteğe bağlı tıbbi laboratuvar hizmetlerini güvenli, doğru ve hızlı bir şekilde sağlayan, müşteri merkezli bir pazar yeri mobil uygulamasıyla karşımıza çıkıyor.

Dr. Mahmoud Abdel Hakim tarafından kurulan DoctorOnline ise hastalarına sanal olarak çeşitli tıbbi hizmetler sunan sanal bir klinik mobil uygulaması olarak lanse ediliyor. Uygulama aracılığıyla görüntülü görüşme ve tüm uzman doktorlara erişim imkanı sunuluyor.

CheckMe CEO’su Dr. Nesma El Talawy, “Bu satın alma, bölgedeki genişleme stratejimizle ve hizmet teklifimizin genişletilmesiyle aynı doğrultuda. McKinsey Global Institute’a göre, sağlık teknolojisinin sağlık sektörüne yaptığı tasarruf, 2030’a kadar yılda 1.5 – 3 trilyon dolar arasında olaca. Bu da bu tür satın almaların bölgedeki ekonomik etkileri açısından çok önemli hale geliyor.” dedi. 

Doctor Online kurucusu Dr. Mahmoud Abdel Hakim, Sağlık teknolojisi sektörü hala büyük ölçüde doymamış durumda ve bir ürün ne kadar kapsamlı olursa hastalar için o kadar uygun olacak. Ürün kapsamımız, hızlı, uygun maliyetli ve doğru sağlık hizmeti alırken verilerinin güvenli bir şekilde korunmasını isteyenleri bir araya getiriyor.” dedi.

CheckMe, hastaların tıbbi ihtiyaçlar için daha uygun, verimli ve daha ucuz kanallar bulmasına yardımcı olarak Mısır’da ve sağlık teknolojisi süper uygulamasında önde gelen bölgelerde yer almak için çalışmalarını daha da artırmayı planlıyor.

Blok zincir tabanlı metaverse platformu Longstage, 4 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı

Kullanıcıların sanal deneyimini başka bir boyuta taşıyan blok zincir tabanlı metaverse platformu Longstage, IFASTurk CEO’su Mesut Şenel’den 4 milyon TL değerleme üzerinden ilk yatırımını aldı.

Yatırım imza töreni inf4startups’ın düzenlediği Startup Invesment Summit etkinliği sırasında JustWork’te düzenlendi.

Yenilikçi ve yıkıcı bir metaverse platformu geliyor

Longstage, kullanıcıların metaverse deneyiminde en üst noktalara ulaşabilmeleri için yüksek grafikli alanlar sunan blok zincir tabanlı bir metaverse platformu olmayı hedefliyor. Kullanıcılar Longstage Metaverse evreninde kendi yaşam alanlarını yaratabilecek ve bu alanları zevklerine göre dizayn edebilecekler. Kullanıcılar diğer bir yandan aset kütüphanesini kendi tasarladıkları üç boyutlu objelerle zenginleştirebilecek ve her satıştan gelir elde edebilecekler.

Tüm bu sanal asetler kullanıcıların kripto cüzdanlarına NFT olarak kaydedilecek ve diğer blockchain tabanlı platformlarda da kullanabilecek. Kullanıcılar dilerse bu sanal varlıkları soğuk cüzdanlarına çekerek güvenli bir biçimde koruma altına alabilecek.

Şirketin yeni yıl hedefleri ve gelecek vizyonu

Longstage’in kurucusu Onur Yördem: “Hayatım boyunca sosyoloji ve sanata ilgi duymuşumdur. Bu iki konuyu harmanlayarak bir girişim üzerinde filizlendirmek isterdim hep. Metaverse söyleminden ve vaat ettiklerinden yola çıkarak bu iki konuyu bir metaverse teknolojisi üzerinde birleştirebileceğimi düşündüm ve yola koyuldum. Şimdi de bunun gerçekte karşılık görüyor olması beni gelecek için çok umutlandırıyor. Evet, metaverse yıkıcı bir teknoloji. Longstage’in de metaverse söylemi kadar yıkıcı bir platform olmasını istiyoruz ve bu minvalde çalışıyoruz. Hedefimiz, şirketimizin birinci yıl dönümü olan 11 Nisan 2023 tarihinde ilk versiyonumuzu yayınlamak ve kullanıcıyla buluşmak. Şuan arkada hummalı bir çalışma var. Mevcutta 9 kişilik bir ekiple çalışmaları sürdürüyoruz. Aldığımız yatırımlarla birlikte ekibimizi büyütmek ve ürünümüzü geliştirmeyi planlıyoruz. İlerleyen süreçlerde yeni yatırım turları da düzenleyeceğiz. 2023 yılı Longstage’in yılı olacak. Bu süreçte desteğini esirgemeyen herkese teşekkür ederim.”

Longstage’e bireysel olarak yatırım yapan Mesut Şenel: “Onur’un şirketini biz Nisan 2022’de beraber kurduk. Kendisiyle ilk kez online bir etkinlikte tanışmıştık. O zamanlarda ilginç fikirleri vardı ve kendine güvenen birisiydi. Metaverse yeni bir kavram ve zorlu bir alan. Buna rağmen günümüze geldiğimizde birçok başarıya imza attı ve ekibiyle birlikte şirketi çok güzel bir noktaya getirdi. Longstage için artık sıçrama zamanı dedim ve yılı kapatmadan hayırlısıyla ilk yatırımımızı yaptık. Çok iyi işler başaracakları konusunda Onur’a ve ekibine güveniyorum.”

Tesla, gelecek yıl çalışanlarının bir kısmını işten çıkaracak

Elon Musk, Tesla için 2023 yılının ilk çeyreğinde hem işe alımları durdurup hem de çalışanlarının bir kısmını işten çıkarmaya hazırlanıyor. Şirketin hisse senetlerinde yaşanan düşüşün ardından acil durum planı yapıldı.

Ortaya çıkan bilgilere göre elektrikli araç üreticisi, kötüye gitme ihtimali bulunan ekonomik duruma karşı önlemler almaya hazırlanıyor. Elon Musk’ın Twitter‘ı satın almasıyla beraber neredeyse tüm odağının sosyal medya platformuna kayması da bu durumun nedenleri arasında olduğu iddia ediliyor. Twitter’da CEO’luk görevini uygun birisini bulduğunda bırakacağını açıklayan Elon Musk, diğer şirketlerinde olup biten konulara da daha fazla odaklanabilecek.

Tesla, 2023 yılının ilk çeyreğinde toplu işten çıkarma yapmayı planlıyor. Şirket için makroekonomik koşullar yakın zamanda iyileşecek gibi görünmüyor. Bu nedenle Tesla’nın personel harcamalarını yavaşlatmak veya azaltmak için önlemler alması önemli bir şekilde değerlendiriliyor. Elektrikli araç üreticisi, Eylül sonu / Ekim başında ortaya çıkan hisse senetlerindeki düşüşle beraber ek baskılarla karşı karşıya kalıyor.

Elon Musk, yaşanan bu sorunun kısa bir süre Tesla’nın karşı karşıya kaldığı belirli bir zorluktan ziyade artan banka hesabı faiz oranlarından ve genel piyasa oynaklığından kaynaklanan genel bir borsa sorunu olduğunu söyledi. Ancak eleştirmenler, Musk’ın genel olarak dikkat dağıtmasının, şirketin son zamanlarda yatırımcılarla olan zayıf performansına katkıda bulunduğuna işaret ediyor.

İşçi alımlarını durdurmayı planlayan iş insanınının nasıl bir yol izleyeceği oldukça merak ediliyor. Her ne kadar kriz var gibi görünse de Tesla, son zamanlarda yüksek satış rakamlarına ulaşıyor. Yeni departmanlar için artan iş gücü gerekirken üstüne bir de işçi sayısında azaltılmaya gidilmesi, şirketin ilerleyen günlerde alacağı kararları daha da önemli kılıyor.

TOY Gamification Decards tarafından hazırlanan oyunlaştırma tasarımı kartları yayınlandı

TOY Gamification Decards, Latincede 10 anlamına gelen “DECA” kelimesinden esinlenilmiş ve 183 adet karttan oluşan Türkiye’nin ilk ve tek oyunlaştırma tasarımı olarak karşımıza çıkıyor. GamFed Türkiye Kurucusu ve Akademisyen Ercan Altuğ Yılmaz tarafından  oluşturulan teknik sayesinde 10 adımda oyunlaştırma tasarımı yapılabiliyor ve oyunlaştırma süreci yönetebilmeyi sağlıyor.

Alışkanlığın ve bağlılığın oluşması için oyun tasarımını oluşturan ögelerin oyun dışı bir ortamda kullanılmasına oyunlaştırma deniyor. Oyunlaştırma ortamları günümüzde çok çeşitli amaçlarla kullanılıyor. Çevresel davranışı etkilemek, fiziksel egzersiz için motive etmek, teşvik etmek, güvenli sürüş davranışı veya okullarda ve eğitimde öğrenmeyi geliştirmek gibi alanlarda uygulanıyor. Oyunlaştırma, istenen davranışın ortaya çıkması için kişiyi motive etmesine dayanıyor.

Oyunlaştırma tasarımı kartları için öncelikle referans alacağınız bir model gerekiyor. Örnek olarak, 10 adımlık kısaca adına TOY denilen Türkiye ve Oyunlaştırma baş harflerinden oluşan bir model geliştiriliyor. Bu 10 adım altında tek tek kartlar tasarlanıyor. Bu 10 adım geliştirirken Kevin Werbach’ın 6 adımdan oluşan D6 modelini referans alarak genişletilip güncelleniyor.

Türkiye’nin ilk ve tek oyunlaştırma kartlarını geliştiren TOY Gamification Decards, fongogo üzerinden kitle fonlama yatırım turuna çıktı. 50 bin TL hedefleyen girişime, 28 Ocak 2023 tarihine kadar yatırım yapılabilecek.

Soth Park’ın yaratıcıları tarafından kurulan video girişimi Deep Voodoo, 20 milyon dolar yatırım aldı

Deep Voodoo

Deepfake teknolojisini kullanarak insanların yüzlerini başka ortamlara ve kişilere aktaran Deep Voodoo, düzenlenen turda 20 milyon dolar yatırım aldı. Yatırım turu, Connect Ventures liderliğinde düzenlendi.

2020 yılında South Park‘ın yaratıcıları Trey Parker ve Matt Stone tarafından kurulan girişim, videolarda yüz değiştirme ve deepfake sahneler oluşturmak için kuruldu. Covid-19 salgınının sonucunda askıya alınan bir film için bu teknoloji kullanılmaya başlanmıştı. İkili, bunun yerine sentetik medya teknolojisini daha da geliştirmeye karar verdi. O zamandan beri, Mark Zuckerberg ve Donald Trump gibi tanınmış iş insanlarının dijital olarak yeniden yaratmak ve parodisini yapmak için iki ortak, kendi çektikleri “Sassy Justice” internet dizileri için Deep Voodoo’nun teknolojisini kullandılar.

Deep Voodoo

Deep Voodoo, Kendrick Lamar‘ın Mayıs 2022’de yayınlanan ve Lamar’ın yüzünün OJ Simpson, Jussie Smollett, Nipsey Hussle, Kobe Bryant ve Kanye West’in yüzlerine dönüştüğü “The Heart Part 5” müzik videosu için de görsel efekt sağladı.

Girişimin kurucu ortağı Matt Stone, “Bu harika teknolojiye rastladık ve dünyanın en iyi deepfake sanatçılarını işe aldık.” dedi.

Connect Ventures’tan Michael Blank, “Deep Voodoo, geleneksel eğlenceyi zaten etkilemiş olan lider medya teknoloji platformu olarak kendini kanıtlıyor. Deep Voodoo, prodüksiyonları geleneksel VFX teknolojisinden daha hızlı ve daha uygun maliyetli yenilikçi yollarla desteklemek için yapay zekayı kullanıyor. Connect Ventures, CAA ve NEA’nın kaynaklarıyla beraber ilişkilerine benzersiz erişim sağlayan Deep Voodoo’daki yatırıma liderlik etmekten heyecan duyuyor.” dedi. 

Yatırımla beraber video girişimi, rakipsiz yüz değiştiren görsel efektlerini sektördeki sanatçılar, yapımcılar ve içerik üreticileriyle buluşturdu.

Yerli girişim YEO Teknoloji, Reap Battery ile batarya pazarına giriş yapıyor

YEO Teknoloji, enerji depolama çözümleri alanında ortağı olarak Reap Battery ile büyümeyi hedefliyor. İstanbul Tuzla’da yılda 5 GWh’lık enerji depolama sistemi üretecek tesisle birlikte Reap Battery, Türkiye’yi enerji teknolojileri alanında üst lige taşıyacak.

YEO Teknoloji’nin enerji depolama sistemlerine yönelik hedefleri ve Reap Battery’nin yatırım planları, YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız ve Reap Battery CEO’su Alper Baykut’un katıldığı bir toplantıyla tanıtıldı.

YEO Teknoloji CEO’su Tolunay Yıldız, temiz ve dijital enerji dönüşümünü desteklemek ve Net Sıfır İklim hedeflerine ulaşılmasını sağlamak için çalıştıklarını vurguladı. Türkiye’de temiz enerjiye yönelik projelere öncülük ettiklerini belirten Yıldız, “YEO’nun 3 kıtada 30’un üzerinde ülkedeki enerji üretimi, iletimi ve dağıtımı tecrübesini batarya teknolojisinde de kullanacağız. Reap Battery, gelişmiş enerji depolama çözümleri ile elektrik şebekeleri, yenilenebilir enerji santralleri, endüstriyel, ticari tesisler ve hanelerin enerji dönüşümünü garanti altına alacak.” dedi.

Üretim 2023’te başlıyor

Toplantıda konuşan Alper Baykut ise dünyada enerjinin depolanması ile ilgili talebin her geçen gün arttığını belirterek şöyle konuştu:

“2020 yılı sonunda 10GWh’e ulaşan enerji depolama sistemlerinin dünyadaki kurulu kapasitesinin 2030’da 194GWh’ye çıkması bekleniyor. Her yıl %35 oranında büyümesi beklenen enerji depolama sistemi pazar büyüklüğünün 2030 yılında yaklaşık 45 milyar dolara çıkması bekleniyor. YEO olarak Reap Battery markasıyla ve üretim tesisiyle bu alandan pay almayı hedefliyoruz. 2023 yılının ikinci yarısında Reap Battery olarak ilk ürünlerin üretilmesi ve sertifikasyon süreçlerinin başlatılmasını planlıyoruz.” 

3 yıl içinde yıllık 5GWh üretim kapasitesine ulaşılacak

İstanbul, Tuzla’da inşa edilecek üretim üssünde, 2023 yılının sonunda ilk ürünlerin üretimine başlanması hedefleniyor. Aşamalı olarak 3 yıl içinde yıllık 5GWh enerji depolama sistemi üretim kapasitesine ulaşılacak. 2026 yılında enerji depolama sistemlerinde (ESS) kullanılması en uygun hücre tipine yönelik 5-10GWh kapasiteli pil hücresi üretimi tesisi de planlanıyor. Yatırımın son aşaması olarak 2028 yılında lityum yeniden kullanım ve geri dönüşüm tesisinin devreye alınması hedefleniyor.

Elektrikli araç istasyonları için de kullanılacak

YEO Ar-Ge Merkezi’nde üzerinde çalışılan enerji depolamalı şarj istasyonları konusunun elektrikli araçların kullanımının artmasıyla pazarda yer bulması bekleniyor. YEO, mobil şarj istasyonlarının ihtiyaç duyacağı enerji depolama sistemlerine uygun ürün geliştirme çalışmalarını da başlattı.

Yenilenebilir enerji sistemlerinin kullanımı ticarethane ve konutlarda da hızla yaygınlaşacak. Yenilenebilir enerjinin depolanması ve aboneler arası enerji ticaretinde kullanılırken bu sistemler şebeke ölçeğindeki enerji depolama sistemlerinden çok daha küçük ve akıllı olacak.

Reap Battery, enerji depolama sistemlerinde araştırma ve geliştirme, tasarım ve mühendislik, tedarik ve üretim, işletme ve bakım hizmetlerini tek noktadan sağlayacak. Gelişmiş elektronik ve mekanik tasarım teknikleri, tecrübeli batarya tasarım ekibi ile güvenilir enerji depolama sistemlerini müşteri ihtiyaca yönelik sunacak.

Avrupa ve Ortadoğu’ya açılacak

YEO Teknoloji, Reap Battery’nin çözümlerini 18 yıldan uzun uygulama tecrübesiyle yurtdışına da taşımayı hedefliyor. Enerji depolama çözümleri Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Afrika’ya da ulaştırılacak. 3 kıtada 30’un üzerinde ülkede gerçekleştirdiği 225’ten fazla projeyle dünyanın her noktasına enerji ve endüstriyel çözümler ulaştıran YEO, enerji depolama sistemlerinde de global bir marka olacak.

Yerli lojistik girişimi Yolda, Endeavor girişimleri arasına seçildi

Yolda Endeavor

Sadece Türkiye’nin değil Avrupa’nın da lider lojistik girişimi olma hedefiyle yola çıkan Yolda, başarısını farklı alanlarda kanıtlamaya devam ediyor. Yolda, üç gün boyunca yapılan paneller, toplantılar ve özel görüşmeler sonunda oy birliğiyle ilk turda yeni uluslararası Endeavor Girişimi seçilirken, Volkan Özkan ve C. Murad Özsert de Endeavor Girişimcisi unvanını kazandılar.

Bu yıl Almanya operasyonlarına başladığını paylaştığımız girişim, işletmelere parsiyel taşıma hizmeti sunan ve lojistik operasyon süreçlerini dijitalleştirerek, taşıma sürecinde otomasyon ile kaliteli bir deneyim yaşatıyor. Gerek ülkemizde gerekse dünyanın belli bölgelerinde çalışamalarına devam eden Yolda, yeni nesil teknolojiler geliştirerek otomasyon ve operasyonel verimliliği arttırmayı hedefliyor.

Kurucuları tarafından Dijital Lojistik Operatörü lanse edilen girişim, geliştirdiği teknolojilerle ve çözümlerle sektörde dijitalleşmeye öncülük etmeyi amaçlıyor. Yolda’nın geliştirdiği akıllı kapasite yönetimi sayesinde parsiyel taşımalar minimum aktarma ile yönetiliyor. Dolayısıyla hem hasar oranları ve maliyet düşüyor hem de teslimat süreleri optimize ediliyor. yolda’nın birçok yerel nakliyeci ve lojistik şirketi ile anlaşması olduğundan, KOBİ ve kurumsal işletmeler tek platform üzerinden birden fazla farklı taşıma talebine anlık cevap alabiliyor. Şirketler ayrıca kontrol paneli üzerinden taşımalarını takip edebiliyor ve yolda’nın sunduğu detaylı raporlama hizmetiyle lojistik operasyon performanslarını ölçebiliyorlar.

Türkiye’de en hızlı büyüyen, girişimcilik ekosistemine en fazla etkiyi yaratabilecek ve en fazla kişiye istihdam sağlayabilecek şirketler arasından yapılan seçimle aday olan Yolda, artık Endeavor’un dünya genelindeki geniş ağından faydalanacak ve kaynaklarını kullanmaya hak kazanacak.