Ana Sayfa Blog Sayfa 265

Microsoft, OpenAI’a 10 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor

Teknoloji devi Microsoft, yapay zeka odaklı çalışmalar yapan OpenAI’a 10 milyar dolar yatırım yapmaya hazırlanıyor. Anlaşma, düzenlenecek olan yatırım turunun önemli bir parçası olacak. 

Semafor’un bir raporuna göre, popüler yapay zeka aracı ChatGPT’nin arkasındaki girişim olan OpenAI, teknoloji devinden önemli bir yatırım alacak. Anlaşmanın tamamlanıp tamamlanmadığı henüz net olmasa da potansiyel yatırımcılara gönderilen ön protokoller, anlaşmanın 2022 yılı sonuna kadar yapılacağını gösteriyor. Microsoft’un OpenAI’ın karının %75′ini alacağı ve ardından şirketin OpenAI’de %49 hisseye sahip olacağı da belirtiliyor. 

Birkaç haftadır, teknoloji dünyası yapay zeka destekli ChatGPT’nin işlevsel yapısıyla çalkalanıyor. Araç, birçok konuda sorulara cevap veriyor ve aynı zamanda metinler oluşturabiliyor. GPT-3 büyük dil modelleri ailesinin bir çeşidi olan yapay zeka modeli, kod geliştirmekten üniversite makaleleri yazmaya kadar her şey için kolayca kullanılabiliyor. 

ChatGPT, Microsoft’un yaptığı çalışmalarla beraber Word, PowePoint ve Outlook gibi işlevsel uygulamalara da entegre ediliyor. Bu sayede kullancılar, işlevsel özelliklere sahip olarak işlerini daha rahat bir şekilde halledebilecek. 

Aralık ayında Morgan Stanley,  ChatGPT’nin Google için bir tehdit olup olmadığını inceleyen bir rapor yayınladı. Alphabet baş analisti Brian Nowak, dil modellerinin “pazar payı alabileceğini ve Google’ın İnternet’teki insanlar için giriş noktası konumunu bozabileceğini” yazdı. 

Silikon Vadisi girişimcisi Sam Altman tarafından 2015 yılında kurulan OpenAI, ChatGPT’yi Kasım ayı sonlarında halka açtı. OpenAI’nin ChatGPT’yi yayınlamasından beş gün sonra Altman, yapay zeka destekli araştırma aracının oldukça dikkat çekmesiyle beraber 1 milyon kullanıcıyı hızlı şekilde geçtiğini söyledi. 

Yerli interaktif egzersiz platformu CatchPad, CES 2023’te global lansmanını gerçekleştirdi

Fikri ve sınai mülkiyeti yüzde 100 Türkiye’ye ait küresel bir marka olmak amacıyla yola çıkan CatchPad, dünyanın en büyük teknoloji firmalarının önemli buluşma noktası CES 2023’te (Consumer Electronic Show) marka lansmanını gerçekleştirdi. ABD’nin Las Vegas şehrinde 5-8 Ocak tarihleri arasında düzenlenen CES’te CatchPad, İnteraktif Egzersiz Platformu’nu dünyaya tanıttı. 

CatchPad oyunlaştırılmış 100’lerce egzersiziyle fiziksel ve zihinsel gelişimi kolaylaştıran, aynı zamanda performansa dair istatistikler sunan mobil uygulama destekli interaktif egzersiz platformu.

CatchPad, ziyaretçileriyle buluştu ve eşsiz bir deneyim yaşattı. Dünyanın dört bir yanından gelen teknoloji şirketlerinin, müşterilerin ve yatırımcıların ilgisini topladı.

CatchPad kurucusu Ahmet Sancaktutan, misyonlarının “İnsanları harekete geçmeye motive ederek, fiziksel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek” olduğunu söyledi.

CatchPad interaktif aktiviteler ile kullanıcılarına eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Beyin ve bedeni harekete geçirerek, fiziksel, zihinsel-bilişsel ve duygusal gelişimi sağlıyor.  Duyusal işleme, algılama, karar verme, konsantrasyon, refleks, hız,  denge, koordinasyon, kaba ve psiko-motor gelişimi gibi birçok fayda ile genel sağlığa katkı sağlıyor.

CatchPad her yaştan ve seviyeden kullanıcılara hitap ediyor. Catchpad spor, eğitim, sağlık ve eğlence sektörlerini hedefliyor. Farklı spor branşlarından, eğitim müfredatına; fizik tedaviden eğlenceye her alanda kullanılabilir. Çocukları ile vakit geçirmek isteyen ebeveynler için de yararlı alternatif olabiliyor.

Detaylarını incelediğimizde multi sensör, Bluetooth ve WiFi aracılığı ile sağlanan veri akışı, otomatik bağlantı ile 40 metreye kadar mobil uygulaması ile entegre menzili, aktivite ve takip analiz sistemi, yapay zeka ile kişiselleştirilmiş performans geri bildirim ve oyun önerisi, sıcak ve soğuk havalara dayanıklı dış yüzey, fonksiyonel adaptör kiti, kusursuz ses özelliği ve duyuları harekete geçiren renkli yapısı ile tasarım harikası bir ürün. CatchPad’in önemli bir eklentisi olan sticker’lar ile aktivitenizin temasını belirleyebilirsiniz. Aynı zamanda 12 saatlik pil kapasitesi ve üst üstte konularak manyetik şarj olma özelliği barındırıyor.

CatchPad kurucusu Ahmet Sancaktutan’ın da tanımlaması ile dijital oyun hamuru. Çünkü, teknolojik altyapısı ve yazılımı sayesinde bu oyun hamuruna istenilen şekil verilebiliyor. Bu sayede 7’den 70’ hitap eden yüzlerce egzersiz sunuyor. Teknoloji destekli özelleştirilebilir donanım ve yazılımdan oluşan platform, alanında uzmanlaşmış kişilerin tasarladığı oyunlar ile yararlı aktiviteler haline dönüşüyor. Bu sayede kullanıcılar kendi alanlarındaki faaliyetlerini bilim tabanlı yüzlerce oyunla daha kolay ve etkili bir şekilde gerçekleştirebiliyorlar.

Dünyada bir ilk olan CatchPad, hareket etmeye başka bir boyut ekleyerek egzersizlerde devrim yaratıyor.

Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi tarafından düzenlenen demo day’de sunum yapan girişimler

Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi, Yüksek Öğretimde İnovasyon Büyümesi ve Eğitimi Projesi (HEIght) kapsamında ürün gelişim sürecinde ileri aşamada olan ve şirketleşmiş girişimcilerin yatırım süreçlerine yönelik bilgi kapasitelerini geliştirmek amacıyla “Teknoloji Girişimcileri için Yatırıma Hazırlık Programı” düzenledi. 

Yürütülen program kapsamında girişimcilik ekosisteminin önde gelen temsilcilerinin yer aldığı online eğitim oturumlarına katılan girişimciler yatırım öncesi, sırası ve sonrası aşamaları başta hukuk olmak üzere farklı konu başlıkları açısından tahlil etme fırsatı yakaladılar. 

Yenilikçi projeler paylaşıldı

Kavlak Avukatlık Bürosu iş birliği ile gerçekleştirilen program sonunda girişimciler, düzenlenen Demo Day (Sunum Günü) ile yenilikçi projelerini hem yatırımcılar hem de ekosistemle paylaştılar.  Gerçekleşen program kapsamında; ‘3 boyutlu baskı’, ‘eğitim’, ‘seyahat’, ‘ulaşım’, ‘insan kaynakları’, ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘biyoteknoloji’ alanlarında yenilikçi çözümler sunan girişimciler, sunumlarını gerçekleştirdiler. Tripnly Girişimi Kurucu Ortağı Alper Aydın, katılımcılarla seyahat öncesi, sırası ve sonrası deneyimlerine nasıl yeni bir boyut getireceğini paylaşırken, Alloy Additive Kurucusu Mehmet Emre Çetinkaya ise yazıcıdan çıktı alma kolaylığında titanyum işleyebilen 3 boyutlu yazıcılara yönelik teknolojileri aktardı. Devamapp Kurucu Ortağı Ahmet Özçelik de farklı mikro mobilite çözümlerini tek bir arayüzden sunarak kullanıcı deneyimini iyileştirme çalışmaları hakkında bilgiler verdi. 

Zorlu problemlere inovatif çözümler

StemXR Kurucu Ortağı Nuray Özmen, öğrencilerin okul deneyimlerini sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri ile zenginleştiren eğitim içeriklerini anlatırken, OSEA Biyoteknoloji Kurucu Ortağı Enes Görkem Kekeç ise biyoteknolojik üretim yöntemleri ile polyester ve polimer endüstrilerine yönelik hammadde geliştirme süreçlerini paylaştı. GreaTR Kurucu Ortağı Araz Alemfamian, tersine beyin göçünü teşvik edecek çalışmaları aktarırken, Blueit Kurucusu Hülya Tomak da dinleyicilere sınırlı su kaynaklarının en verimli şekilde kullanılabilmesi için geliştirdikleri yazılım ve donanım ürünlerinden bahsetti. 

2023’te yatırımlar devam edecek

Etkinlik kapsamında; DOMiNO Ventures Yönetici Ortağı Mustafa Kopuk ve StartupFon Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı’nın katıldığı “Yatırım Ekosisteminin 2022 Yılı Değerlendirmesi ve 2023 Yılı Öngörüleri” başlıklı oturum da gerçekleşti. 

Mustafa Kopuk, sadece yerli girişimcilerden değil son dönemde uluslararası girişimcilerden de yatırım talepleri aldıklarını ve bu durumun yeni kurulan fonlar için avantaj oluşturduğunu paylaştı. Gülsüm Çıracı ise 2023 yılında da yatırımlarına aktif bir şekilde devam edeceklerini ve 40’ın üzerinde girişime yatırım yaparak büyüme yolculuklarına katkı vermeyi hedeflediklerini aktardı. 

“Hayır demekten çekinmeyin”

Etkinlik kapsamında ilk girişimlerini başarılı bir şekilde satan Girişim Fabrikası Hızlandırma Programı mezunları İlke Karaboğalı ile Ali Selim Aytuna, “Yatırım Tek Yol mu? Bootstrap bir SaaS Girişiminin Globalde Exit Süreci” başlıklı oturumda tecrübelerini paylaştı. Kurucu ortağı olduğu dijital girişimi başarılı bir şekilde satarak çıkış gerçekleştiren İlke Karaboğalı konuşmasında; girişimcilerin çözüme değil probleme âşık olmaları gerektiğini ve müşterilerinin problemlerini anlamaya öncelik vererek, çözümlerini o doğrultuda geliştirmeleri gerektiğini vurguladı. Alim Selim Aytuna da yeni ürün geliştiren girişimciler için en önemli yetkinliklerden birinin ‘hayır’ diyebilmek olduğunu ve girişimcilerin ‘hayır’ demekten çekinmemeleri gerektiğinin altını çizdi. 

Ekosistemdeki çeşitliliğe katkı sunuluyor

Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi ve Girişim Fabrikası tarafından yürütülen HEIght Projesi, Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü (EIT) tarafından 2021 yılında ilk kez açılan Yükseköğretim Kurumları için İnovasyon Kapasitesi Geliştirme Programı (EIT HEI Initiative) kapsamında destekleniyor. Ekosistemdeki çeşitliliğe katkı sunması ve ekosisteme yeni yeteneklerin katılımını teşvik etmesi hedeflenen proje kapsamında, Özyeğin Üniversitesi yenilikçi eğitimlerle gelişimi destekleyen ve güçlü bir network oluşturan çalışmalara devam ediyor. 

Microsoft, yapay zeka VALL-E ile sesleri kopyalamaya hazırlanıyor

Microsoft, kısa süre önce DALL-E‘ye benzeyen ancak seslere odaklanan VALL-E adlı yeni bir yapay zeka aracını duyurdu. Yalnızca üç saniyelik sesi dinledikten sonra, VALL-E herhangi bir sesi kolayca kopyalayabiliyor.

Bilim kurgu filmlerinden çıkmış gibi hissettiğimiz son günlerde yapay zeka hayatımıza içten içe uyum sağlıyor. İlk önce DALL-E’nin sözcükleri görsele dönüştürmesi daha sonra adeta bilgi deposu ve aynı zamanda yardımcı ChatGPT gibi yapay zeka araçlarından hemen sonra sıra ses üzerine yapılan çalışmalara geliyor. 

Microsoft‘un yeni aracı duygu ve tonu kolayca eşleştiriyor. Bu da birçok sesli yapay zeka aracının uğraştığı bir şeyin çözümü olarak görülüyor. Ekip, VALL-E’yi yaklaşık 60.000 saatlik İngilizce konuşma verisi üzerinde eğitti. Bu eğitim süreciyle birlikte VALL-E, ileri derecede öğrenme becerileri geliştirdi. O kadar ilerledi ki hiç duymadığı sözcükleri bile kopyalayabildi. Her ne kadar korkunç görünse de seslendirme alanında önemli bir etkisi olabileceği tahmin ediliyor. 

Rapor, VALL-E’nin istem tabanlı TTS yapabildiğini, bağlamı takip ettiğini ve yüksek kaliteli bir ses örneği sunmak için önceden tasarlanmış akustiğe veya herhangi bir yapısal mühendisliğe ihtiyaç duymadığını söylüyor. VALL-E’nin ihtiyacı olan tek şey, herhangi bir sesin yaklaşık üç saniyesini duyma oluyor. Duyulan sesin ardından yaptığı analizlerle sesi hızlı ve kolay bir şekilde taklit edebiliyor. 

Microsoft, muhtemelen yapay zekanın doğasında bulunan ve sözcükleri birinin ağzından çıktığı gibi görünmesine karşı oluşabilecek riskler nedeniyle kodu açık kaynaklı olarak herkese sunmamayı tercih etti. Daha fazla geliştirme konusunda “Microsoft AI İlkelerini” takip edeceğini de sözlerine ekledi. Halkın kullanımına açıldığında güvenlik açısından nasıl bir önlem alınacağı da oldukça merak ediliyor. 

Türk girişimi Monday Hero, AWS Impact Accelerator’a seçilerek 225 bin dolar yatırım aldı

Dünya genelinde Amazon Web Services’in Impact Accelerator programına kabul alan ve programı başarıyla tamamlayan 25 girişimden biri olan Türk yazılım uygulaması Monday Hero, 225 bin dolar hibe desteği aldı.

Bir Low-Code SaaS girişimi Monday Hero, mobil yazılım ekiplerinin yüzde 60 oranında daha hızlı uygulama geliştirmelerini sağlıyor.

Amazon Web Services’in (AWS) ABD’deki girişimleri desteklemek için başlattığı, 8 haftalık yoğun bir hızlandırma programı olan AWS Impact Accelerator, girişimleri Seattle’da bulunan Amazon Headquarter Ofisi’nde, AWS’teki önemli pozisyonlardaki kişilerle bir araya getirdi. Programda AWS bünyesinde yer alan Business ve Tech mentörlerle birebir çalışan girişimlerin 25’i, 225 bin dolar değerinde nakit ve AWS kredi desteğinin sahibi oldu. 25 girişimden biri olan Amerika merkezli ve YTÜ Yıldız Teknopark firmalarından Monday Hero Low-code SaaS girişimi olarak; Figma, Adobe XD ve Sketch tasarım dökümanlarını, native ve cross-platform mobil uygulama kodlarına çevirerek, mobil yazılım ekiplerinin yüzde 60 oranında daha hızlı uygulama geliştirmelerini sağlıyor.

Monday Hero Kurucu Ortağı ve CTO’su Burcu Geneci, “Özellikle teknoloji üreten ve teknoloji dikeyinde hizmet veren bir girişim olarak bu alandaki en güçlü firmalar arasında yer alan AWS partnerliğini elde etmek ve AWS bünyesindeki çözüm mimarları ve değerli mentörlerle çalışmak, sistemlerimizin gücünü test etmek aynı zamanda kanıtlamak bizler için oldukça önemliydi” dedi.

“2 Bini Aşkın Girişim Arasından İlk 25’e Seçilmek Büyük Bir Gurur”

Monday Hero CEO’su Nazlı Temurtaş ise, “AWS tarafından, 2 bini aşkın girişim arasından ilk 25’e seçilmek büyük bir gurur Monday Hero, ürünün/ekibin potansiyelini nasıl etkili bir şekilde ortaya koyulabildiğini ve sağladığımız faydanın ne kadar önemli bir ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Yazılım uygulama pazarı her yıl yüzde 27 oranında büyüyor ve pazarda yazılım/ürün geliştirme ekiplerini hızlandıracak, otomasyon araçlarının gittikçe önem kazanacağını söyleyebiliriz. Yeni oluşan bu pazarda önemli oyunculardan biri olmak istiyoruz. Bu destekle birlikte, girişimcilerin fikirlerini mobil uygulama olarak hayata geçirmelerini bir aşama daha kolaylaştıracak özellikleri platformumuza katacağız” şeklinde konuştu.

Öte yandan, Monday Hero 225 bin dolar desteğin yanı sıra program süresince AWS’in Las Vegas’ta düzenlediği 55 bini aşkın katılımcıya ev sahipliği yapan AWS Invent etkinliğine katılmaya hak kazanan girişimlerinden bir tanesi oldu. Girişim, Şubat ayı itibariyle de yeni bir yatırım turuna hazırlanıyor.

Apple, App Store için uygulama geliştirenlerin toplamda 320 milyar dolar kazandığını açıkladı

Akıllı cihaz üreticisi Apple, kendi uygulama mağazası App Store için uygulama geliştiren yazılımcıların bugüne dek toplamda 320 milyar dolar kazandığını açıkladı. 2018 yılından bu yana faaliyet gösteren uygulama mağazası, geliştiriciler için oldukça cazip görünüyor. 

Teknoloji devi şu anda Apple hizmetlerinde 900 milyondan fazla ücretli aboneliğe sahip olduğunu ve App Store aboneliklerinin bu rakamın oldukça büyük bir bölümünü oluşturduğunu söyledi. Şirketin 2022’deki App Store’u, pazar gücünü sınırlamayı amaçlayan davalar ve antitröst davalarıyla kuruluşundan bu yana en zorlu yıllarından biriyle karşı karşıya kaldı. ABD Adalet Bakanlığı’nın şu anda Apple’a karşı bir antitröst davası (rekabeti engelleme) açmanın ilk aşamalarında olduğu söyleniyor.

Apple ayrıca bu yıl App Store platformunun çeşitli bölümlerinde herhangi bir geliştirme yapamayarak sabit bir yol izledi. Bu gibi zorluklara rağmen Apple’ın App Store platformu hızla büyümeye devam ediyor.

Şirket, dünya çapında 175 bölgeden 650 milyondan fazla ziyaretçinin her hafta App Store’u ziyaret ettiğini açıkladı. App Store’un yeni deneyimler sunmaya devam ettiğini de kullanıcılara açıkladı. Bu konuda öne çıkanlar arasında Apex Legends’ın mobil cihazlarda piyasaya sürülmesi ve Apple’ın “yılın uygulaması” olan BeReal ile yeni bir sosyal ağ biçiminin artan popülaritesi yer alıyor. 

Ayrıca şirket, Apple Music’in 100 milyondan fazla şarkının üzerine çıktığını ve lansmanından bu yana aylık dinleyici sayısının üçe katlanarak artan Spatial Audio benimsenmesine dikkat çekip diğer hizmetlerdeki istatistiklerini de Apple hayranlarıyla paylaştı. Apple’ın oyun abonelik hizmeti Apple Arcade de 2022’de 50’den fazla oyunun eklenmesiyle büyüdü. Hizmet şu anda toplamda 200’den fazla oyuna ev sahipliği yapıyor.

Yerli girişim Leadport, 25 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı

Dijital kanallardan gelen potansiyel müşterilerin en verimli şekilde yönetilerek, şirketlerin satışlarını arttırmalarına ve büyümelerine yardımcı olmayı hedefleyen yerli girişim Leadport, ŞirketOrtağım liderliğinde iş dünyasının önde gelen melek yatırımcılarından 25 milyon TL değerleme üzerinden ilk tur yatırımını aldı.

“Altın Arama” özelliği sayesinde, müşteri adayı, ihtiyacını online olarak ilettiği anda, şirket yetkilisinin anında müşteriyle telefonda görüşmesini sağlayan girişim, Bilişim Vadisi teknoloji geliştirme merkezinde hayat buldu.

Bu yatırım ile 2023 yılında Türkiye’de büyümeyi amaçladıklarını ifade eden Leadport Kurucusu Alper Barut, “MVP test süreçlerinde, Leadport kullanan şirketlerin, potansiyel müşterilerden (Lead’lerden) gelen satışlarını 6 kat arttırdığını, Leadport’a yapılan yatırımın şirketlere 80 kat olarak geriye döndüğünü ve şirketin gelecek hedefinde hem yurt içinde hem de yurt dışında ölçeklenmek olduğunu açıkladı.

ŞirketOrtağım Melek Yatırımcı Ağı Başkanı Mehmet Buldurgan; “Dünya’da müşteri adayı üretmek için yaklaşık 150 milyar dolar dijital reklam harcaması yapıldığını ama bu lead’lere ilk temas süresinin ortalama 48 saat olduğuna değinerek, Leadport’ un, saniyeler içinde yetkili kişi ile potansiyel müşteriyi buluşturmasının çok önemli bir soruna çözüm sunduğunu paylaştı.

Ayrıca, Türkiye’nin eMobilite alanındaki güzide girişimi Eşarj firmasının da kurucu ortağı olan Alper Barut’un tecrübeli bir girişimci olmasının ve ilk girişimin çoğunluk hisselerinin Enerjisa Enerji tarafından satın alınmış olmasının yatırım kararlarında etkili olduğunu ifade etti. Ayrıca, yatırım kararlarından hemen sonra; Leadport’un Sabancı Topluluğu’nun girişimcilik programı Sabancı ARF’ın 544 girişim başvurusu arasından seçtiği 14 girişimden birisi olmasının, yatırım kararlarının ne kadar doğru olduğunun bir göstergesi olduğunu belirtti.

Leadport mobil uygulaması, telefon görüşmeleri dahil olmak üzere tüm müşteri takip süreçlerini dijitalleştirerek, hem uzaktan çalışma ekiplerine kolaylık sağlıyor, hem de telefon görüşme kayıtlarının analizi sayesinde, başarılı sonuçlara nasıl ulaşıldığını net bir şekilde ortaya koyarak, satış analitiği ve veriye dayalı satışa ön ayak olarak şirketlerin gelirlerini arttırmalarına, büyümelerine yardımcı oluyor.

Harvard Business Review’de yayınlanan çalışmanın sonuçları gösteriyor ki; Lead oluştuktan sonra, satış yetkilisiyle 5 dakika içinde anlamlı bir konuşma yapan potansiyel müşterilerin, ürün veya hizmetleri satın alma oranı ortalama 4 kat artıyor. Yine aynı çalışmada, müşteri adaylarına (Lead’lere) yapılan satışların yüzde %80’inin 5 ila 12 takip araması sonuncunda gerçekleştiği ölçülüyor.

Samsung, Galaxy Unpacked etkinliğinin tarihini açıkladı

Güney Koreli teknoloji devi Samsung, bu yılki ilk Galaxy Unpacked etkinliğinin 1 Şubat Çarşamba günü düzenleneceğini açıkladı. Etkinlikte Samsung Galaxy S23 serisinin tanıtılacağı iddia ediliyor. 

Şirket, 3 yıl aradan sonra ABD’nin San Francisco kentinde Türkiye saati ile 21.00’de etkinliği başlatacak. Lansman, Samsung.com, Samsung Newsroom ve resmi YouTube kanalında canlı olarak yayınlanacak. Her ne kadar etkinlikte hangi ürünlerin tanıtılacağı açıklanmasa da tanıtım posterinde dikey olarak konumlandırılan 3 farklı deliğin kameraya vurgu yapmak için gösterildiği ve Galaxy S23 ailesine gönderme yapıldığı tahmin ediliyor. 

Galaxy S23 serisiyle ilgili sızıntılar, S23 ve S23+’ın S22 ve S22+’da mevcut olan ile aynı 50 megapiksel (ana, OIS’li), 12 megapiksel (ultra geniş) ve 10 megapiksel (telefoto) üçlü kamera ünitesine sahip olabileceğini bizlere gösterdi. Galaxy S23 Ultra ise Samsung’un 200 megapiksel kameraya sahip ilk telefonu olacak. Buna 12 megapiksel ultra geniş lens, 10 megapiksel telefoto kamera ve 10 megapiksel periskop yakınlaştırma kamerası eşlik edecek.

Sızan tanıtım videoları, serinin düşük ışıkta fotoğrafçılığın en önemli özelliklerini bünyesinde barındıracağını öne sürdü. Diğer bazı raporlar, Samsung’un önde gelen sosyal medya markalarıyla ortaklığıyla S23 serisinin Facebook, Instagram ve TikTok gibi uygulamalarda daha iyi fotoğraflar çekmesini sağlayacağını iddia etti. Galaxy S23 serisinin gücünü Snapdragon 8 Gen 2 mobil platformundan alacak. 

Samsung Türkiye’de Unpacked etkinliğinin web sitesinde, “Hikayede kalmasın diyeceğin geceler çok yakında. Hayatta “hikayede kalmasın” dediğimiz zamanlar olur ve onları paylaşmak istersiniz. Şimdiye kadarki en gelişmiş Samsung Galaxy ile “hikayede kalmasın” diyeceğiniz anları yakalayabilir ve paylaşabilirsiniz. Bir akıllı telefonun neler yapabileceğini yeniden hayal edin. Artık hiçbir gün hikayede kalmayacak. Yerinizi bugünden ayırtın.” şeklinde bir açıklama yer alıyor. S23 ailesinin geri kalan özellikleri, S22 serisiyle aynı olacağı tahmin ediliyor. Etkinlikle alakalı detaylar için takipte kalın!

BioNTech, yapay zeka odaklı InstaDeep’i 680 milyon dolara satın aldı

Almanya merkezli ve kurucuları arasında Özlem Türeci ile Uğur Şahin’in bulunduğu biyoteknoloji şirketi BioNTech, yapay zeka üzerine çalışmalar yapan InstaDeepi 680 milyon dolara satın aldığını açıkladı. Bu satın alımın sonucunda şirket, InstaDeep’in teknolojisini hastalıkları analiz etmek için kullanacak. 

2014 yılında Karim Beguir ve Zohra Slim tarafından kurulan InstaDeep, geçen senin ocak ayında Alpha Intelligence Capital ve CDIB liderliğindeki Seri B yatırım turunda 100 milyon dolar yatırım aldı. BioNTech, Chimera Abu Dhabi, Deutsche Bahn’s DB Digital Ventures ve Google’ın da dahil olduğu katılımcı yatırımcılar arasında bulunuyordu. 

Yapay zekayı kurumsal ortamdaki uygulamalara entegre etmek için gelişmiş makine öğrenimi tekniklerini kullanan Tunus ve Londra merkezli kurumsal yapay zeka girişiminin Paris, Tunus, Lagos, Dubai ve Cape Town’da ofisleri bulunuyor. 

2019’da InstaDeep, yeni immünoterapiler geliştirmek için yapay zeka ve makine öğrenimindeki en son gelişmeleri uygulayacakları ortak bir yapay zeka inovasyon laboratuvarı başlatmak için BioNTech ile çok yıllık stratejik bir iş birliği kurdu. Bu satın alma, InstaDeep’in BioNTech’te yapay zeka ve ML etrafında büyüyen bir girişim portföyünün merkezi haline geldiğini gören uzun vadeli ortaklığın bir sonucu oluyor. 

BioNTech, kanser hastaları için kişiselleştirilmiş ilaçlar oluşturmak için hesaplamalı çözümler kullanmayı planlıyor. Şirketin kurucu ortağı ve CEO’su Uğur Şahin, “InstaDeep’in satın alınması, dijital dünyanın hızla gelişen yapay zeka yeteneklerini teknolojilerimize, araştırmalarımıza, ilaç keşfimize, üretimimize ve dağıtım süreçlerine entegre etmemizi sağlayacak. Amacımız, BioNTech’i yapay zekanın işimizin tüm yönlerine sorunsuz bir şekilde entegre edildiği bir teknoloji şirketi yapmak.” dedi. 

BioNTech, satın alımla beraber InstaDeep’in makine öğrenimini hastanın kanserine göre uyarlanmış kişiselleştirilmiş tedaviler geliştirmekle beraber ilaç keşif sürecini iyileştirmek için kullanmayı planlıyor.

Carbon Health, CVS Health Ventures’tan 100 milyon dolar yatırım aldı

Eren Bali‘nin kurucuları arasında olduğu San Francisco merkezli hibrit sağlık şirketi Carbon Health, bugün CVS Health’in kurumsal risk sermayesi platformu CVS Health Ventures‘tan D serisi turda 100 milyon dolar yatırım aldı.

Ancak bu turun 100 milyon dolardan fazla olduğunu ve henüz tamamlanmadığını düşünüyoruz. Çünkü 2020 yılındaki Seri C yatırım turunu 100 milyon dolar ile tamamlamıştı ve Eren attığı tweet’te, CVS’nin 100 milyon dolar ile liderlik ettiğini söyledi. Ancak başka bilgi paylaşmadı. Böylesine büyük bir sağlık şirketinin Seri D turunun 100 milyon dolar olmasının biraz imkansız olduğunu düşünüyoruz. Tur tamamlandığında çok daha büyük rakamları göreceğimizden eminiz.

Bu yatırım, ilk aşamada Carbon Health’in sağlık hizmeti sağlayıcısı Connective Care modelini yeni coğrafyalara açmak için kullanılacak. Şirket özellikle pandemi gibi ulusal ölçekte bir sağlık krizi yaşandığında, bu aşamada bir öncü ve lider olmayı hedefliyor. Bu yatırımla birlikte de teknolojisini daha iyi hale getirerek bu tür krizlere cevap verebilir hale gelecek. Connective Care modeli kullanımı kolay uygulamasıyla hasta ile uzmanı birleştiriyor. Her hastanın da entegre olan sağlık ekibiyle ilişki kurabilmesini, hareket halindeyken sağlıklarını izleyip yönetebilmesini ve ihtiyaç duydukları yerde ve zamanda yüz yüze bakıma erişebilmesini sağlıyor.

Carbon Health, günlük sağlık hizmetlerini daha kolay yönetmek için, hibrit bakım modeli sunan modern bir sağlık girişimidir. 13 eyalette 125’ten fazla fiziksel konum, yaygın sanal bakım kapsamı ve ortalama 85 NPS ile Carbon Health, ABD genelinde bir milyondan fazla hasta için bakım standardını yükseltiyor. Teknolojiyi uzman bakımıyla birleştiren Carbon Health, hastaların entegre bir ekiple doğrudan ilişki kurmasına, hareket halindeyken sağlıklarını izlemesine ve yönetmesine ve ihtiyaç duydukları yerde ve zamanda yüz yüze bakıma erişmesine olanak tanıyor.

Bu yatırımla birlikte CVS Health, kendi hasta müşterilerinin deneyimini güçlendirmek için Carbon Health modelinden ve yazılımından yararlanarak, yine kendi belirlediği mevcut CVS Health lokasyonlarında Carbon Health işletim modelini de pilot olarak kullanacak. Dolayısıyla bu yatırımın sadece maddi olmanın ötesinde, büyük bir stratejik önemi de bulunuyor.

Carbon Health’in CEO’su ve kurucu ortağı Eren Bali, “Hastaların daha iyi sağlık sonuçları elde etmesine yardımcı olmak için entegre bir bakım ekibiyle günlük temas noktalarına odaklanıyoruz. Çünkü sağlık hizmeti sadece bir ziyaret sırasında değil, ziyaret sonrasında devam eden bir süreçtir. Şimdi, CVS Health’in desteğiyle, sağlık hizmetlerini olması gerektiği gibi; basit, esnek ve kişisel tasarlama hedefimizi daha da hızlandıracağız.” dedi.

CVS Health Ventures‘ın kurucu ortağı ve Yönetici Ortağı Vijay Patel, “Carbon Health’e yaptığımız yatırım, tüketiciler için önde gelen sağlık çözümleri şirketi olma vizyonumuza yönelik önemli bir adımdır” dedi. JP Morgan, Carbon Health’in finansal süreçlerini yönetti.

Ülke çapındaki acil bakım ağının başarısını temel alan Carbon Health, akut sorunlardan kronik durumlara ve devam eden fiziksel ve zihinsel sağlık gereksinimlerine kadar ilk temas ihtiyaçlarının tümünü tedavi ediyor. Şirket ayrıca işverenler, sağlık planları, sağlık sistemleri ve diğer ekosistem ortaklarıyla çalışarak değere dayalı bakıma doğru gelişmeye devam ediyor.