Ana Sayfa Blog Sayfa 252

Yerli oyun şirketi YAMY Studio, UP Venture Capital’dan 4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

120’den fazla mobil oyun geliştiren yerli oyun şirketi YAMY Studio, Londra merkezli UP Venture Capital firmasından 4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Faaliyetlerini İstanbul’da sürdüren oyun stüdyosu, 2021 yılında Hoop 4 isimli oyunuyla 1 milyon indirmeye ulaşırken, 2022’de Parents Run adını verdiği oyunuyla 2 milyon barajını aştı. YAMY Studio 2020 yılında Yunus Alkan, Mikdat Doğru ve Ahmet Ferhat Akben tarafında kuruldu.

Parents Run’ın en çok indirilen oyunlar listesinde ilk sıralara ulaştığını vurgulayan YAMY Studio Kurucu Ortağı Ahmet Ferhat Akben, “YAMY Studio olarak bugüne dek 120’nin üzerinde oyun geliştirdik. Kullanıcılar mobil oyunlarda daha fazla vakit geçirmeye başladıkça, hybrid-casual olarak bilinen mobil oyun türü de yeni özellikler kazandı. Hyper casuala göre daha uzun süre oynanan, sürekli güncellenen ve oyunculara yeniden oynamak için sebepler sunan hybrid-casual türü, 2023’ün yükselen trendlerinden biri olacak. Biz de bu trendin öncüsü olarak konumlanıyor, geliştirdiğimiz oyunları dünyanın her yerinden oyunculara ulaştırıyoruz. Aldığımız yatırımla ekibimizi nitelikli yeteneklerle büyütmek, geliştirdiğimiz oyunları kendi markamızla yayımlamak için çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Ahmet Ferhat Akben, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: Mobil oyunların gelişimi, video oyun endüstrisi için bir kırılım noktasına işaret ediyor. YAMY Studio olarak 4 milyon dolar değerleme üzerinden aldığımız yatırımla oyuncu, yayıncı ve stüdyolar için kârlı bir iş modeli oluşturmayı başarabilen mobil oyun sektörünün öncü şirketlerinden biri olma vizyonuyla çalışmaya devam edeceğiz. UP Venture Capital’dan aldığımız yatırımla, ülkemizin oyun sektöründeki başarı hikayelerine bir yenisini daha ekleyerek potansiyelimizi kanıtladık.” dedi.

UP Venture Capital Kurucu Ortağı Ömer Uyan ise, “UP Venture Capital olarak yüksek büyüme potansiyeli olan sektörlere yatırım yapma stratejimiz doğrultusunda, YAMY Studio’ya yatırım yaptık. Bu yatırımla birlikte oyun, kimya, sermaye piyasaları ve sürdürülebilir enerji sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerden oluşan portföyümüzü, mevcut sektörler ve yeni sektörlerde yatırımlar yaparak büyütmeyi hedeflemekteyiz” dedi.

Hyundai, 2022 yılında 3.94 milyon adet araç sattı

Hyundai, başarılı satış sonuçlarıyla da sektör genelindeki ortalamasını yükseltti. Şirket, belirsizliğin damgasını vurduğu 2022 yılında Avrupa’daki konumunu güçlendirmeye devam etti.

Hyundai, 2022 yılında Avrupa’da 518.566 adet araç satarak yüzde 4.6‘lık bir pazar payına ulaşmayı başardı. Bu rakamın 126 bin adedini ise EV modeller oluşturdu. Satışlarının yüzde 21’i EV modeller olan Hyundai, grup olarak Avrupa’da 200 binden fazla tamamen elektrikli (BEV) araç satmış oldu. Bu arada, IONIQ 5 ve IONIQ 6’nın global satışları ise 100 bin adet seviyesine ulaştı.

Hyundai’nin 2022 global satışları da yıllık yüzde 1.4 artışla 3.94 milyon adede ulaştı. Buna ek olarak, Almanya, İspanya, İtalya, Fransa ve Birleşik Krallık’taki rekor performanslarla da pazar payları büyümeye devam etti. Hyundai, asıl önemli yükselişini ise İspanya’da gösterdi ve yüzde 7.3 gibi rekor bir pazar payına ulaştı. Bu sayı 59.503 adet yeni trafiğe çıkan Hyundai modelleriyle gelmiş oldu. İngiltere pazarı da Hyundai için önemli bir başarı anlamına geliyor. Hyundai, yüzde 5’lik bir pazar payı alarak toplam 80.419 adet sattı. Bu satış adeti, Birleşik Krallık’taki bugüne kadarki en yüksek pazar payı olarak tarihe geçiyor.

Hyundai, Türkiye’de de satışlarını ve pazar payını artırdı

Hyundai, tüm dünyada satış adetlerini ve marka değerini artırken, ülkemizde de yükselişi sürdürüyor. Hyundai Assan, 2022 yılında 208 binden fazla araç üreterek bir önceki yıla göre yüzde 28 artış gösterdi. İhracat rakamları ise 2022 yılında 176.664 adet olarak gerçekleşti.

İzmit’te üretilen araçların yüzde 85’ini yine 40’tan fazla ülkeye ihraç eden Hyundai, geçtiğimiz yıla göre ihracat gelirini de yüzde 25 artırarak 2 milyar euro seviyesine çıkardı.

Türkiye’nin en çok sevilen markalarından biri olarak, 1997 yılından bu yana kesintisiz olarak üretime devam eden Hyundai Assan, geçtiğimiz 25 yılda 2.6 milyon adet üretip bunun 2 milyondan fazlasını da ihraç etti.

2023 global satış hedefi 7.5 milyon adet

Hyundai Motor Company, 2023’te grup satışlarını yüzde 10 üzerinde artırarak toplamda 7.5 milyon adetlik satış adetine ulaşmayı hedefliyor. Hyundai’nin en önemli büyüme stratejisi ise 2030 yılına kadar 17 adet elektrikli modeli tanıtıp, yıllık 1.8 milyon adet elektrikli araç satışına ulaşmak.

Araç içi ödeme sistemleri geliştiren Sheeva.AI, 9.25 milyon dolar yatırım aldı

Para kazanmak için araç konumuna dayalı hizmetler sunan bir araç içi ödemeler ve ticaret çözümü geliştiren Sheeva.AI, düzenlenen Seri A turda 9.25 milyon dolar yatırım aldı. Reynolds and Reynolds Company tarafından yönetilen tura Poppe + Potthoff Capital GmbH ve Pegasus Tech Ventures katıldı.

Sheeva.AI, sürücü deneyiminden para kazanmaya yardımcı olan araç konumuna dayalı hizmetler sunan bir araç içi ödemeler ve ticaret çözümü sunuyor. Patentli hassas konum belirleme teknolojisi, sürücülerin araçlarından dışarı çıkmadan yakıt doldurma, elektrikli araç şarjı, park etme, kaldırım kenarından teslim alma ve arabaya servis gibi hizmetler için sorunsuz bir şekilde ödeme yapmasına ve bunları almasına olanak tanıyor.

Sheeva.AI’nin teknolojisi, aracı belirli bir benzin pompasında, park yerinde, elektrikli araç şarj alanında veya geçiş şeridinde otomatik olarak algılar ve doğrudan araç içi bilgi-eğlence ekranında veya OEM’in herhangi bir mobil uygulamasında ödeme yapılmasını sağlıyor.

Sheeva.AI

Sheeva.AI kurucusu ve CEO’su Evgeny Klochikhin, “Bu yatırım, tüm Sheeva.AI ekibinin araç içi ticaret ve ödemelerin geleceğine olan inancını ve inancını gösteriyor. OEM’ler, enerji pazarlamacıları ve her türden perakendeci, araç içi işlemler yoluyla yeni gelir akışları ve daha iyi müşteri deneyimleri için olasılıklar ararken, bizim ve tüm ortaklarımızın şimdiye kadar başardıklarıyla gurur duyuyorum. Önümüzdeki yıllarda ABD, Avrupa, Hindistan, Japonya ve daha fazla Asya ülkesinde, milyonlarca arabada olacağımızı umuyoruz” dedi.

Reynolds and Reynolds Kıdemli Başkan Yardımcısı Sidney Haider, “Sheeva.AI ekibi gibi biz de araç içi ticaret alanına inanıyoruz. Bayi ve otomotiv OEM ağımız, otomobili e-ticarette akıllı telefon kadar devrim niteliğinde olacak yeni bir dijital platform olarak görüyor.” dedi.

Girişim, aldığı yatırımı otomotiv iş ortağı ağını büyütmenin yanı sıra yakıt ikmali, elektrikli araç şarjı, park etme, geçiş ücreti ve arabaya servis alanlarında yeni hizmet ortakları eklemeyi amaçlayan üretim ekibini oluşturmak için kullanacak.

Netflix’in kurucusu ve eş CEO’su Reed Hastings görevinden ayrıldı

Netflix’in kurucusu ve eş CEO’su Reed Hastings geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, şirkette yirmi yılı aşkın bir süre sonra istifa edeceğini duyurdu. Ayrılma haberi oldukça ses getirse de yapılan açıklamada Netflix’in bir sonraki liderlik dönemini “uzun yıllardır” planladığı belirtildi.

2020’de Netflix, şirkette uzun süredir içerik çalışmalarına liderlik eden Ted Sarandos‘u Hastings’in yanında eş CEO olarak atadı. O zamanlar platform, değişikliği şirketin zaten faaliyet gösterdiği şekli resmileştirmek olarak nitelendirdi. Netflix, Hastings’in yokluğunda eş CEO yapısını koruyacak ve COO Greg Peters‘ı Sarandos’la ikili role terfi ettirecek.

Hastings, Sarandos ve Peters’ın eline almasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “İkisi de inanılmaz derecede iyi idare ederek Netflix’in gelişmeye devam etmesini sağladı. Gelirleri ve kazanç büyümemizi yeniden hızlandırmak için açık bir yol geliştirdi. Yönetim kurulu ve ben, halefliğimi tamamlamak için doğru zamanın geldiğine inanıyoruz.” dedi.

Hastings, Amazon’dan Jeff Bezos ve Microsoft’tan Bill Gates de dahil olmak üzere diğer önde gelen büyük teknoloji şirketi kurucuları tarafından paylaşılan bir emsalin ardından, yönetim kurulu başkanı olarak şirkete dahil olmaya devam edecek.

Haber, Netflix’in dördüncü çeyrek kazançlarını açıklamasından kısa bir süre önce geldi. Şirket, 4. çeyrekte beklentileri aşarak 7.7 milyon abone ekledi. Tahminlerde platformun 4.5 milyon aboneye sahip olacağı iddia ediliyordu. Şirket, 2022’nin son çeyreğinde 7.85 milyar dolar gelir elde ederek son dönemdeki yavaşlayan gelir artışı trendini genişletti.

Netflix, düşük maliyetli reklam destekli katmanının lansmanını 4. çeyrek için bir başarı olarak nitelendirdi, ancak yeni ürünle ilgili “daha yapılacak çok şey” olduğunu belirtti.

Boston Dynamics, Atlas robotunun yeni sürümü hakkında bilgiler verdi

Boston Dynamics, insansı robotu Atlas’ın en son demosunu paylaştı. Robot, özel olarak geliştirilen ayakları sayesinde zaten zorlu koşullarda arazilerde koşup zıplayabiliyor. Yeni özelliklerle beraber, robotun geliştirilen elleri insan gücü gerektiren işlemleri de kolayca yapmasını sağlıyor.

Yapılan güncellemeler robota yeni bir hayat veriyor. Yük taşıyan sıradan bir cihaz yerine Boston Dynamics‘in geliştirdiği Atlas, bağımsız olarak yakalayabileceği her şeyi alıp bırakabilen bir insana daha yakın bir makine haline geliyor. Yayınlanan videoda robotun bir kalası alıp iki platform arasında yürümek için bir köprü oluşturduğu görülüyor. Bunu bir araç setini tutarken yapıyor. Atlas daha sonra zahmetsizce ince tahta üzerinde yürüyerek alet çantasını iskelenin tepesindeki kişiye fırlatıyor. Şirket, bu hareketi ters 540 derecelik, çok eksenli bir çevirme olarak adlandırıyor. Robotun hareketleri tam olarak burada bitmiyor. Akıllı cihaz, tekrar mükemmel bir şekilde ayağa kalkmadan önce platformdan ters takla atıyor.

Pençe benzeri kıskaç, bir sabit parmak ve bir hareketli parmaktan oluşur. Boston Dynamics, kıskaçların ağır kaldırma görevleri için tasarlandığını ve ilk olarak Atlas’ın başının üzerinde bir fıçı tuttuğu bir Super Bowl reklamında gösterildiğini söylüyor.

Atlas gibi insansı robotların, aşırı yükseklerde çalışmak veya bir insan için çok zehirli veya dar bir alanda malzeme taşımak gibi insanlar için çok tehlikeli görevleri nasıl yerine getirebildiğini gösteriyor. Arama – kurtarma operasyonları, robotların uygulanmasıyla daha yüksek derecede basitleştirilebiliyor. Boru hatları ve köprüler gibi altyapıyı korumak ve denetlemek için bile insan gücü yerine robotların kullanılabileceği düşünülüyor. Bu sayede insan kayıplarının en aza indirgenmesi amaçlanıyor.

Veri güvenliği sunan Veeam, Veri Koruma Trendleri Raporu 2023’ün sonuçlarını açıkladı

Modern Veri Koruma şirketi Veeam Software tarafından dijital dünyada veri korumanın nasıl geliştiğini daha iyi anlamak için hazırlanan yıllık Veri Koruma Trendleri Raporu’nun dördüncüsünün sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre şirketler daha karmaşık hibrit BT ortamlarıyla karşı karşıya kalıyor, siber saldırıları savuşturmak için bütçelerini artırıyor ve üretim ortamları çeşitli bulutlar arasında çeşitlenmeye devam ediyorlar.

Sonuç olarak BT liderleri yeterince korunmadıklarını düşünüyor. Bu yıl kuruluşların en önemli önceliği yedeklemelerin güvenilirliğini ve başarısını artırmak ve Hizmet Olarak Altyapı (IaaS) ve Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) korumasının iş yükleri için güvendikleri veri merkezi odaklı korumaya eşit olmasını sağlamak.

Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2023’te öne çıkanlar

  • İşletmelerin çalışmaya devam edebilmesi için modern Veri Korumaya ihtiyaç var: Her beş kuruluştan dördü, iş birimlerinin beklentileri ile BT hizmetlerinin sağlayabilecekleri arasında bir açık, bir memnuniyetsizlik olduğuna inanıyor ya da bununla ilgili endişeli. %82’si sistemlerin ne kadar çabuk kurtarılabilir olması gerektiği ile BT’nin bunları ne kadar çabuk geri getirebileceği arasında bir ‘Kullanılabilirlik Açığı’ olduğunu belirtiyor. %79’u ne kadar veri kaybedebilecekleri ile BT’nin verilerini ne sıklıkla koruduğu arasında bir “Koruma Açığı” olduğunu belirtiyor. Bu açıklar, kuruluşların %57’sinin 2023 yılında birincil veri korumalarını değiştirmeyi beklemelerinin bir nedeni ve aynı zamanda artan veri koruma bütçelerinin gerekçesi.
  • Veri Koruma bütçeleri artıyor: Küresel olarak, kuruluşlar 2023 yılında veri koruma bütçelerini %6,5 oranında artırmayı bekliyor; bu oran BT’nin diğer alanlarındaki genel harcama planlarından oldukça yüksek. Veri koruma bütçelerini artırmayı planlayan kuruluşların %85’inin planladığı ortalama artış %8,3 ve genellikle siber güvenlik araçlarına yapılan yatırımların artmasıyla birlikte gerçekleşiyor.
  • Farkındalık ve hazırlık düzeyindeki artışa rağmen fidye yazılımları kazanıyor: Rapora göre, siber saldırılar 2020, 2021 ve 2022 yıllarında kuruluşlar için en etkili kesinti nedeni oldu. Kuruluşların %85’i son 12 ay içinde en az bir kez saldırıya uğradı; bu oran geçen yılki raporda %76’ydı. Özellikle, kuruluşların şifrelenmiş/yok edilmiş verilerinin yalnızca %55’inin saldırılardan kurtarılabildiğini ifade etmesi nedeniyle kurtarmanın ana endişe kaynağı olduğu söylenebilir. Ankete göre, kuruluşların modern bir veri koruma çözümünde aradıkları en önemli özellik “veri korumanın bir siber hazırlık stratejisine entegre edilmesi” odu.
  • Fidye yazılımları Dijital Dönüşümün önündeki en büyük engel: Fidye yazılımları ve mevcut değişken siber güvenlik ortamı, bütçeler ve insan gücü üzerinde önemli bir yük oluşturmaları nedeniyle BT ekipleri için öncelikli hale geliyor. Bu durum, başlangıçta Dijital Dönüşüm girişimlerine ayrılan BT kaynaklarının ve bütçelerinin siber önlemeye yönelmesine neden oluyor. Siber saldırılar, operasyonel bütçeleri fidyelerden kurtarma çabalarına aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda kurumların gelecekteki başarıları için modernleşme becerilerini de azaltıyor; bunun yerine, statükonun önlenmesi ve hafifletilmesi için ödeme yapıyorlar.
  • Konteyner merkezli iş yüklerinin popülaritesi giderek artıyor: Konteynerler ve daha spesifik olarak Kubernetes, beş yıl önce SaaS’ı veya 15 yıl önce sanallaştırmayı ilk benimseyenlerde görülen aynı tür veri koruma stratejisi eşitsizlikleri ile ana akım bir üretim platformunun tüm özelliklerini gösteriyor. Katılımcıların %52’si şu anda konteyner kullanıyor, kurumların %40’ı ise konteyner kullanmayı planlıyor; ancak çoğu kurum iş yüklerini bütünsel olarak korumak yerine yalnızca temel depolama alanını koruyor. Bu durum, yeni üretim platformlarının ana akım haline gelmesinin ardından eski yöntemlerin yetersiz kaldığının fark edilmesi ve böylece üçüncü taraf yedekleme araçlarının kapsamlı koruma sağlaması için bir fırsat yaratması nedeniyle tipik bir durum olarak görülebilir.

“BT liderleri ikili bir zorlukla karşı karşıya. Bir yandan siber saldırıların hacmi ve karmaşıklığı artıyor, bir yandan da giderek daha karmaşık hibrit ortamların kurulup bunların desteklenmesi gerekiyor.” diyen Veeam CTO’su ve Ürün Stratejisi Kıdemli Başkan Yardımcısı Danny Allan, “Liderler iş operasyonlarını her türlü kesintiden nasıl koruyacaklarını ve kurtaracaklarını düşünüyor ve bu büyük bir endişe kaynağı. Eski yedekleme yaklaşımları, IaaS ve SaaS’tan konteynerlere kadar modern iş yüklerine hitap etmiyor ve en çok ihtiyaç duyulan zamanda iş için güvenilmez ve yavaş bir kurtarma sunuyor. Siber esneklik planlarını değerlendiren BT liderlerinin zihinlerini meşgul eden şey de bu. Bu nedenle Modern veri korumasına ihtiyaçları var.”

Raporda yer alan dikkate değer sonuçlar şöyle: 

  • Güvenilirlik ve tutarlılık (veri merkezi sunucularının yanı sıra IaaS ve SaaS’ın korunmasında) 2023’te veri korumanın iyileştirilmesi için temel itici güçler. Bulutta barındırılan verileri eski yedekleme çözümleriyle korumakta zorlanan kuruluşların, veri merkezi yedekleme çözümlerini IaaS/PaaS ve/veya SaaS özellikleriyle desteklemesi muhtemeldir.
  • Fidye yazılımları, doğal afetler (yangın, sel vb.) ve kullanıcı hataları (üzerine yazma, silme vb.) ile birlikte kesintilerin hem en yaygın hem de en etkili nedeni. Kuruluşlar, kapsamlı bir siber esneklik sağlamak için veri korumaya yönelik bütünsel bir yaklaşımı destekleyen ve diğer siber tespit ve iyileştirme teknolojileriyle entegre olabilen yedekleme ve kurtarma çözümleri uygulamalı.
  • Bulut tabanlı hizmetler her büyüklükteki kuruluş için neredeyse kaçınılmaz görünüyor. Ancak tek bir tür üretim bulutu olmadığı gibi, tek bir koruma bulutu senaryosu da yok. Kuruluşlar saklama, Hizmet Olarak Yedekleme (BaaS) ve nihayetinde Hizmet Olarak Felaket Kurtarma (DRaaS) için bulut katmanlarını göz önünde bulundurmalı.

Shell, elektrikli şarj istasyonu kuran Volta’yı 169 milyon dolara satın aldı

Shell, elektrikli araçlar için şarj şebekesi oluşturan Volta‘yı 169 milyon dolar ödeyerek satın aldığını duyurdu. Anlaşmayla beraber Shell USA, Volta’nın hisselerini hisse başına 0.86 doları nakit olarak satın alacak. Kasım ayından bu yana 1 doların altında işlem gören Volta hisseleri, duyurunun ardından %0.73 yükselişe geçti.

2021 yılında özel amaçlı bir satın alma şirketi ile birleşerek halka açılan Volta, reklama dayalı bir iş modeliyle karşımıza çıkıyor. Şirket, şarj cihazlarını elektrikli araç sürücülerinin pillerini ücretsiz olarak şarj edebilecekleri alışveriş merkezlerine ve marketlere yerleştiriyor. Şarj cihazları, perakendecilerin ve tüketim malları şirketlerinin elektrikli araç kitlesine ulaşmak için reklam yapabileceği bir alan olan büyük medya ekranlarıyla dikkatleri üzerine çekiyor.

Volta CEO’su Vince Cubbage, “Volta’nın bunu bağımsız olarak, zorlu piyasa koşullarında ve devam eden sermaye kısıtlamalarıyla yakalama yeteneği sınırlıydı. Bu işlem hissedarlarımız için değer yaratıyor ve istisnai çalışanlarımıza ve diğer paydaşlarımıza açık bir yol sağlıyor.” dedi.

Volta yönetim kurulu tarafından oybirliğiyle onaylanan anlaşma, elektrikli araçlara olan talep arttıkça elektrikli araç şarj altyapısına yatırım yapan enerji şirketlerinin son örneği oluyor. BP, Total ve Fransa’dan EDF, elektrikli araç şarj istasyonlarını satın alan petrol şirketlerinin büyüyen bir listesi arasında yer alıyor.

Satın almalar, Shell’in Shell markalı lokasyonlarda ve diğer yerlerde yaklaşık 90.000 elektrikli araç şarj portunu işletmesine ve roaming ortaklıkları aracılığıyla ilave 300.000 istasyona sahip olmasını sağlıyor. Şirket, 2025 yılına kadar dünya çapında 500.000 elektrikli araç şarj noktası çalıştırmayı ve kazanmayı hedefliyor.

Türkiye’nin elektronik para şirketlerinden Birleşik Ödeme, İngiltere pazarına açıldı

İnovatif FinTek çözümleriyle fark yaratan Türkiye’nin ilk elektronik para şirketlerinden Birleşik Ödeme, 2023 yılına yeni bir ülke açılımıyla başladı. Bölgenin lider FinTek şirketi olma hedefiyle Türkiye’nin yansıra Azerbaycan, Romanya ve Gürcistan’da faaliyetlerini sürdüren Birleşik Ödeme, FinTek dünyasının nabzının attığı İngiltere’de de ofisini açtı.

Londra’da birçok başarı hikayesine ev sahipliği yapmış, startup ve teknoloji merkezi Level39’da yer alan yeni ofisi ile şirket, teknoloji ihracatı için önemli bir dönüm noktasına ulaştı. 

‘Londra ofisimiz ile inovatif çözümlerimizi daha ileri bir noktaya taşıyacağız’

İngiltere operasyonu ile ilgili bilgi veren Birleşik Ödeme CEO’su İlker Sözdinler, “Birleşik Ödeme’nin 12 yıllık geçmişi ve tecrübelerimizle dünya arenasında yerimizi kuvvetlendirdiğimiz bir yılı tamamlıyoruz. Finansal teknolojilere yönelik yeteneklerimizi yurtdışında da kullanıcılarla buluşturduk. 2023’e yeni girdiğimiz bugünlerde İngiltere ofisimizle birlikte 5 ülkeye ulaşarak hizmetlerimizi genişletiyoruz. Londra, FinTek dünyasının kalbi ve pek çok ilklerin üretildiği bir teknoloji merkezi olarak konumlanıyor. İngiltere sadece FinTek alanında 40 binden fazla şirketin olduğu, Avrupa’nın en yetenekli yazılımcılarının yer aldığı ve Avrupa’daki yatırımların çok önemli bir kısmının yapıldığı yer olarak karşımıza çıkıyor. FinTek adaptasyonu olarak baktığımızda da her 100 tüketiciden 90’ının temassız ödeme yaptığı, 250’den fazla bankanın hizmet verdiği ve çok kültürlü, tam anlamıyla global bir coğrafya. Biz de FinTek alanındaki hedeflerimizi daha da ileriye taşımak, trendleri yakından takip etmek ve ilham alarak bölgemize yansıtmak için burada yerimizi aldık. Şirket olarak halihazırda 15 milyon kullanıcıya dokunarak, 50 milyar TL işlem hacmi ile sektörün önde gelen şirketlerinden biri olmayı sürdürüyoruz. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023’te daha da hareketlenecek olan FinTek pazarında inovatif çözümlerimiz ve hizmet kalitemizle gerek ülkemizde gerekse yurt dışında fark yaratmaya devam edeceğiz.” dedi.

‘Ülkemizin finansal teknolojiler alanında bölgesel bir güç olması için çalışıyoruz’ 

Birleşik Ödeme olarak sektöre yönelik sorumluluklarını da en iyi şekilde yerine getirmek amacıyla çalıştıklarını belirten İlker Sözdinler, “FinTek ekosistemimizi büyütmek ve kendi teknolojimizi beslemek adına sektörde dikkat çeken startup’lara yönelik yatırım yapmaya devam ediyoruz. Son olarak iWallet, Turan Teknoloji ve Poca’nın eklenmesiyle birlikte bünyemizdeki iştiraklerin sayısı 13’e ulaşmış oldu. Bunun yanı sıra DEİK Dijital İş Konseyi FinTek Başkanı olarak da son derece önemli temaslarda bulunmaya devam ediyoruz. Hem DEİK’teki hedefler hem de Birleşik Ödeme’de yürüttüğümüz projeler ile ülkemizin finansal teknolojiler alanında bölgesel bir güç olması için büyük görev bilinci ile hareket ediyor ve büyük heyecan duyuyoruz. Hem şirketlerin yurt dışına açılmaları noktasında onlara destek verecek hem de bu sayede global arenada Türk şirketlerinin gücünü göstererek, yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmesine imkân sunacağız.” diye konuştu.

Ankara merkezli TrabTech, 6.6 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

2013 yılında ODTÜ TEKNOKENT’te kurulan ve eklemeli imalat alanında ürün ve hizmetler geliştiren BTech’in (şimdiki unvanı ile Addpark) spin-off şirketi olan TrabTech, 6 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı. Tura, Fark Holding, Teknokent Girişim Destek ve Yatırım, Coşkunöz Holding, Ahu Serter, Şule Mene, Emin Ataç, Ömer Burhanoğlu, Deniz Büyükkuşoğlu, Mehmet Murat Ayabakan ve Ertuğrul Birol Şen katıldı.

Bu yatırıma ek olarak TrabTech, ileri malzeme araştırmaları ve pediyatrik uygulamaların da dahil olduğu, ortopedi ve pediatrik alanında geliştireceği yeni implant malzemeler için Avrupa Birliği fonlarından 1.3 milyon euro destek aldı.

Bu desteklerle TrabTech, ilk seri imalat ürünü olan kalça protezi TrabCup’ın ticarileşmesini sağlamayı, yeni geliştirilen ürünlerin regülasyon süreçlerinin tamamlanmasını, şirket merkezinin Almanya’ya taşınarak Avrupa Pazarına açılmayı ve FDA başvuru hazırlıklarını devam ettirmeyi hedefliyor. TrabTech’in kurucuları arasında Kuntay Aktaş, Katalist Yatırım şirketi kurucusu Dr. Erol Teberoğlu ve BTech’in ortakları yer alıyor.

TrabTech yeni bir imalat yöntemi olan ve 3 Boyutlu yazıcılar olarak da bilinen eklemeli imalat yöntemiyle, kemik ile çok daha hızlı entegre olabilen, hızlı iyileşme sağlayan, genç ve yaşlı hastalarda kullanılabilen “Trabeküler İmplant” serisini geliştiriyor. İmplant yüzeyinde kemiğin trabeküler yapısına benzeyen yüzey teknolojisi, kemik ve dokuların büyümesini sağlarken, boşluklu yapısı sayesinde doku ve kanlanmayı maksimum seviyede tutmakta, nano seviyedeki pürüzlülük hücrelerin de tutunması için özel bir ortam oluşturuyor. Üstelik titanyum malzeme ve eklemeli imalat ile üretilen implantlar, yüksek biyouyumluluk, mukavemet ve sürtünme katsayısının yanında esneklik ve kolay stabilizasyon sağlıyor. Bu sayede implantların insan vücudundaki ömrünün artırılması ve ileri yaşlardaki veya daha önce implant ameliyatı geçirmiş hastaların hayat kalitesinin önemli seviyede arttırılması hedefleniyor.

İmplant endüstrisinde getirdiği yenilikler ile büyük bir dönüşümü tetikleyen bu teknolojide uzun yıllardır çalışan TrabTech ekibi, kişiye özel implantlar ile birlikte Türkiye’nin Class III medikal cihaz olarak alanındaki ilk seri imalat ürünü, Dünya’da da sayılı örneği olan kalça implantı projesini sertifikalandırarak önemli bir aşama kaydetti. Ürünün ise 2023 yılında pazarda olması planlanıyor.

Eklemeli İmalat’ta kafes yapı adı verilen gözenekli yapılar “Eklemeli İmalat ile Tasarım” yöntemlerinin ileri seviye kullanımını gerektiren komplike bir tasarım yöntemi olarak biliniyor. Bu alanda uzun yıllardır araştırma yapan ve ürün geliştirme konusunda tecrübeli bir ekibe sahip olan TrabTech; kazandığı bilgi birikimini hem pazardaki medikal ürünlerinde hem de ileri teknoloji yeni implant sistemlerini geliştirmek üzere yürüttüğü yeni Ar-Ge projelerinde kullanmaktadır.

TrabTech’in yaptığı iş birliklerine değinen firmanın CEO’su Kuntay Aktaş, “Bu alanda çalışmaya başladığımız günlerde “Eklemeli İmalat” teknolojisi ve medikal kullanımlar çok yaygın ve bilinir değildi. Bugün geldiğimiz noktada ise implant endüstrisini dönüştürecek bir teknolojinin kabulünden bahsedebiliyoruz. Bu tür dönüşümler ise ancak iyi iş birlikleri ile olabilir. Geliştirdiğimiz ürünleri Dünya’nın en prestijli üniversite ve kurumları ile yürüttüğümüz iş birlikleriyle hayata geçiriyoruz. TrabTech bir implant veya ortopedi firması değil.  Geliştirdiği ürünlerin ötesinde kullandığı yöntemler, araçlar, iş yapma biçimi ve çok uluslu şirket kültürü ile yeni nesil bir teknoloji firması. İsviçre, Almanya, İsveç, İngiltere ve Amerika’nın önemli kuruluşları ile yaptığımız ortak çalışmalar vizyonumuzu ve yetkinliğimizin karşılık bulması sebebiyle bizi daha da heyecanlandırıyor. Amacımız bu alanda yüksek nitelikli ürünler geliştiren dünyanın en önemli teknoloji şirketlerinden birisi olmak. Bize inanan yatırımcılarımıza, bu rüyanın gerçek olmasını sağlayan, çalışkan, donanımlı ve tutkulu mühendislik ekibimize, beraber çalıştığımız bilim insanlarına, “Eklemeli İmalat” ve “Medikal 3D Printing” uygulamalarının gelişmesine fayda sağlayan endüstriyel dostlarımıza çok teşekkür ederim.” dedi. 

Türkiye’de kurulan ve bu günlerde Avrupa ofisinin kurulum süreçleri devam eden TrabTech’in diğer bir önemli gelişmesi ise 2023 yılında başlayacak yeni araştırma projeleri. Medikal alanda 3 Boyutlu yazıcılar olarak bilinen “Eklemeli İmalat” teknolojisi konusunda uzmanlığı ile Avrupa’nın en saygın ve önemli üniversitelerinin ve kurumlarının bulunduğu bir çok araştırma grubunda yer alan TrabTech’in,  yürütücüsü olduğu yeni bir projesi geçtiğimiz aylarda Avrupa Komisyonu’ndan onay aldı. 

Yapay zeka destekli çeşitli tasarım yöntemlerinin, özel boşluklu yapıların kullanılacağı implant ürünlerinin yeni bir prosesle geliştirilmesi de hedefleniyor. Macaristan’dan bilim insanlarının destek vereceği proje 1.3 milyon Euro bütçesi ile önemli bir araştırma kaynağı yaratıyor.

Online PR Servisi B2Press, 2022 yılında iş hacmini yüzde 104, gelirlerini ise yüzde 164 artırdı

2016’dan bu yana markalara ‘kullandığın kadar öde’ modeliyle PR hizmeti sunan Online PR Servisi B2Press, 2022’de 450’den fazla markayla çalışarak iş hacmini %104, cirosunu ise %163 artırdı. İş hacmindeki artışın lokomotifi %280’lik bir yükselişle yurt dışı basın bülteni dağıtımları olurken, yurt dışı gelirlerinin toplam cirodaki payı da yarıya yaklaştı. 

2022’nin beklentilerinin birkaç adım ötesinde bir yıl olduğunu belirten B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş, “Artan iş hacmini verimli yönetmek adına yeni stratejiler geliştirdik. Medya satın alımına dair önemsenecek miktarda yatırım yapmadığımız halde, 2022 pazarda tutunduğumuz, marka bilinirliğimizi önemli düzeyde artırdığımız ve bunu ticarileştirebildiğimiz bir dönemdi.” dedi. 

Her basın bülteniyle ortalama 103 yansıma elde edildi

Online PR Servisi B2Press, dünya genelindeki basın bülteni dağıtımlarını bir önceki yıla kıyasla %62 artırarak 1.911’e çıkardı. Her basın bülteni ortalama 103 basın yansımasına dönüşürken, toplamda 146.368 yansıma elde etti. Farklı mecralarda yayımlanmasını sağladığı özel haber ve röportaj çalışmalarını da %375 artırarak 874’e ulaştırdı.

En çok basın bülteni dağıtımı Dubai/BAE, Avrupa ve ABD’de

B2Press, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 1.421 basın bülteni ve 823 özel haber/röportaj çalışmasına imza attı. Yurt dışında ise 55 farklı haber ajansı ve medya veritabanı işbirliğiyle 490 basın bülteni gönderimi ve 51 özel haber/röportaj çalışması gerçekleştirdi. Globalde 25 dilde basın bülteni dağıtan şirket, en çok Dubai/BAE, Avrupa ve ABD’de basın bülteni servis etti. Bunun yanı sıra en çok basın bülteni dağıttığı aylar ise ekim, kasım ve aralık oldu. 

Dijital içerik servisi B2Press Plus’ı hayata geçirdi

İspanya, Hollanda, Polonya, Irak, Malezya, Endonezya gibi yeni pazarlardan da talep alan  B2Press, 2022 boyunca yeni ürün ve hizmetleriyle yurt dışında büyümeye devam etti. Mevcut müşterilerinden gelen taleplere istinaden B2Press Plus ismi verilen dijital içerik servisini hayata geçirdi. Henüz lansmanı yapılmayan hizmet kapsamında markaların söylem dünyasını zenginleştirmeyi hedefleyen şirket, önde gelen siber güvenlik, kurumsal yazılım sağlayıcıları ve holdingleri için teknik doküman (white paper), blog yazıları, web sitesi içeriği, rakip, gündem ve trend analizleri başta olmak üzere özel içerikler üretmeye başladı. 

SAP Türkiye, Zer, Philips, VitrA, RE/MAX, Roksit, CoinWExpress VPN, SPARK, The Stevie Awards, True Global Ventures gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren 450’den fazla şirketle çalışan B2Press; 2022’de markalar için hazırladığı TV programı, lansman etkinlikleri, dijital medya projeleriyle de iş ve gelirlerini çeşitlendirdi.

2023’ten beklentisi daha da büyük

B2Press Yönetici Ortağı Ediz Tokabaş, şirketin 2023 için hedeflerini de şöyle açıkladı: “2023 hedeflerimiz, geride bıraktığımız yıla kıyasla çok daha büyük. Öncelikle içerik yönetim sistemi gibi hedeflediğimiz projeleri canlıya almayı planlıyoruz. Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’nın da önemli yayın gruplarıyla anlaşmalar yapmak için görüşmelerimiz devam ediyor. Dijital içerik servisimiz B2Press Plus ile gelirlerimizi çeşitlendirerek hedef pazarlarımızdaki olası oynaklıklardan en az düzeyde etkilenmeyi hedefliyoruz.”