2019 yılında gerçekleşen iyzico ve PayU birleşmesinin ardından, sektörün öncü fintech markası iyzico, küresel konumunu güçlendirecek önemli bir başarıya imza attı. PayU’nun aldığı yeni karara göre iyzico, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa bölgesinde gösterdiği güçlü performansı ve başarısı sayesinde, PayU çatısında 18 ülkenin bağlı olduğu Bölgesel Ödeme Organizasyonu’ndan ayrılarak, PayU Global’e direkt bağlandı.
“iyzico sahip olduğu vizyon, deneyim ve teknoloji çözümü ile küresel konumunu güçlendiriyor’’
iyzico’nun PayU yapılanması içinde PayU Global’e direkt bağlanmasının küresel konumunu güçlendireceğini belirten iyzico CEO’su Orkun Saitoğlu:
“Satın alma sürecinin ardından 1.5 yıl gibi kısa bir süre içinde PayU ile birleşme sürecimizi tamamlamıştık. Gelecek vizyonumuz, hedefleri gerçekleştirmede gösterdiğimiz performans ile kısa sürede PayU bölgeleri içerisinde güçlü bir konuma gelmeyi başardık. Şimdi ise Bölgesel Ödeme Organizasyonu’ndan ayrılıp PayU Global’e direkt bağlanarak yeni bir dönemi başlatmış olduk. Bu sayede, PayU ile beraber küresel ekosistemde sahip olduğumuz gücümüzü artırmaya, finansal hizmetleri demokratikleştirme ve dijitalleşme çalışmalarımıza değer katmaya devam edeceğiz.’’ dedi.
Türkiye’nin ilk sanal mutfak girişimlerinden biri olarak yeme içme sektörüne benzersiz bir yaklaşım getiren Bundle Kitchen, büyüme yolunda attığı adımlarla sektördeki konumunu güçlendirmeye devam ediyor.
Sanal mutfak iş modelinin Türkiye’deki başarılı temsilcisi Bundle Kitchen, Orta Doğu’nun en önde gelen sermaye fonlarından Nuwa Capital liderliğinde ve Kybele Investment‘ın katılımıyla gerçekleştirilen tohum yatırım turunda 1.25 milyon dolar yatırım aldı.
Bu yatırım, şirketin Türkiye pazarında lider konumunu güçlendirmesi ve küresel olarak büyümesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Sanal mutfak iş modelinin Türkiye’den çıkan başarılı temsilcisi olan Bundle Kitchen, bünyesinde bulundurduğu çeşitli markalar aracılığıyla en iyi ürünü en uygun fiyat ve sürdürülebilir bir hizmetle müşterilerine sunmayı amaçlıyor. Yiyecek ve içecek sektöründe çeşitli markaları tek bir çatı altında buluşturan girişim, geniş marka yelpazesiyle farklı damak zevklerine hitap etmeyi sürdürüyor. Rebel, Green Box, Sandosan, Suup Çorba & Meze, Wrap Me Some, Nane Sumak, 150 Gr, Keftedes, Hungry Vegan olmak üzere çatısı altında bulunan 10 farklı markayla Bundle Kitchen, 3 yıl içinde Türkiye genelinde 50 mutfak açmayı hedefliyor.
2021 yılında kurulduğu ilk günden bu yana sanal mutfak iş modelini sürekli geliştirerek kısa sürede büyük bir başarı yakalayan Bundle Kitchen, günlük ortalama 1.500 sipariş gerçekleştiriyor Ocak 2023’te Etiler Han Space’te ilk hibrit lokasyonunu hayata geçiren girişim, 10 marka, 4 şube ve 50’den fazla satış noktasıyla faaliyetlerini sürdürüyor.
Teknoloji odaklı yaklaşımı ve geliştirdiği çözümlerle müşterilerine aynı anda farklı markalardan sipariş verebilme imkanı sağlayan girişim, hem Türkiye ve hem de dünyada hızla büyüyen paket servis sektörüne yeni bir soluk getiriyor. Aldığı 1 milyon 250 bin dolarlık yatırımla küresel varlığını güçlendirmek isteyen girişim, yeni nesil sanal mutfak konsepti alanında Orta Doğu’nun en büyük foodtech şirketi olmayı hedefliyor.
Bundle Kitchen Kurucusu Alican Karaca, egirişim’e verdiği demeçte;
“Bundle Kitchen olarak öncelikli hedefimiz Türkiye’nin yiyecek ve içecek sektöründe önde gelen markalarından biri olmak. Ardından, küresel bir marka olma yolundaki çalışmalarımızı hızlandıracağız. Küresel ölçekteki ilk açılımımızı Orta Doğu bölgesinde gerçekleştirmeyi planlıyoruz. En büyük hedefimiz müşterilerimize hızlı ve kolay bir şekilde ulaşılabilen kaliteli gıda hizmeti sunmak” dedi.
2022 yılı Mayıs ayında tamamladığı çekirdek yatırım turunun ardından aktif olarak faaliyetlerine başlayan Fimple, kuruluşunun ardından kısa sürede tamamı sektör tecrübeli 50’den fazla çalışma arkadaşı, 80’den fazla iş ortağı ile sektör konumlandırması hakkında ilk izleminleri verdi.
Mikroservis mimarisiyle en güncel teknolojileri kullanarak geliştirdiği ve Fimple Core adını verdiği ana bankacılık teknoloji platformuyla dikkatleri üzerine çekerek yeni nesil yatırım bankaları olma vizyonuyla kuruluş çalışmalarını sürdüren yatırım bankaları Hedefbank ve Qbank ile anlaştı.
Geçtiğimiz günlerde ise Fimple, katılım bankacılığı prensipleriyle hizmet vermeye hazırlanan Kasa Katılım Dijital Bankası ile ana bankacılık platform sağlayıcı olarak anlaşarak kısa zaman içerisinde elde ettiği başarılarına bir yenisini daha ekledi.
Fimple CEO’su Dr. Mücahit Gündebahar, Fimple olarak geçirdikleri ilk yıllarına ilişkin değerlendirmede bulundu
Gündebahar:
“Fimple olarak kurulduğumuz günden beri geldiğimiz noktaya baktığımızda banktech-fintech dünyasında önemli sayılabilecek bir yol katettiğimizi söyleyebilirim. Tabi bu yolculukta elde ettiğimiz başarıların arkasında her biri alanında tecrübeli ve her şeyden önemlisi inanmış bir ekibin olduğunu vurgulamak isterim. Sektörün ihtiyaçlarını titizlikle analiz edip en yeni teknoloji ve sistemleri kullanarak ortaya çıkardığımız ana bankacılık platformumuzun özellikle yeni kurulan banka ve finans kuruluşları tarafından ilgiyle karşılanması oldukça gurur verici. Bu durum aslında Fimple olarak çok doğru bir yolda ilerlediğimizin de bir kanıtı” dedi.
Gündebahar;
“Yoğun emek ve çabalar sonucu regülasyonun gereklerine tam uyumlu ürettiğimiz Fimple Core ana bankacılık platformumuzla banka ve finans kuruluşlarının teknoloji ihtiyaçlarını uçtan uca karşılarken aynı zamanda yenilikçi lisanslama modelimizle de geleneksel sistemlerin gerektirdiği ilk yatırım maliyetlerine göre önemli bir maliyet avantajı sağlıyoruz. Fimple Core’un ayırt edici ürün özellikleri yanında, bu avantajın da yeni kurulan bankalar tarafından tercih edilmemizde önemli bir etken olduğunu düşünüyorum” diye ekledi. Gündebahar, “Fimple olarak kendimizi ve ürünümüzü geliştirmemizde önemli katkıları olduğunu net olarak söyleyebileceğim çok değerli müşterilerimiz Hedefbank ve Qbank’ın ardından, bankacılık ekosistemimize yeni bir soluk getirerek ülkemizi bankacılık alanında yurt dışında temsil etme vizyonuyla çalışmalarını sürdüren Kasa Dijital Bankası ile ilk yılımız bitmeden yaptığımız anlaşma bizim için çok önemli bir kilometre taşı oldu. Bu süreçte emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma ve Kasa ailesine teşekkürlerimi sunuyorum” diyerek Fimple- Kasa Katılım Dijital Bankası anlaşmasına ilişkin düşüncelerini paylaştı.
Dr. Mücahit Gündebahar: “SaaS yaklaşımıyla Türkiye’de On-premise, yurt dışında bulut modeli”
Fimple’ın tüm ürünlerini global bir vizyon ve lokal pazar ile uyum içerisinde geliştirdiğini, API tabanlı ana bankacılık platformu ile yeni nesil iş ihtiyaçlarının adresler iken regülasyon uyumu konusunda azami özen gösterdiklerini ifade eden Gündebahar açıklamalarına şöyle devam etti:
“Fimple olarak en önemli asset’imiz son derece deneyimli çalışma arkadaşlarımız-ortaklarımız. Hem Türkiye’de hem de görüşmelerde bulunduğumuz yabancı ülkelerdeki lokal-bölgesel regülasyona uyumlu hareket etmeye çok önem veriyor ve çok titiz davranıyoruz. Fimple platformun hem on-premise modelde hem de bulut sistemlerde çalışma yeteneğine sahip olmasının avantajıyla, ülkemizde kurduğumuz bankaları on-premise modelde ele almayı tercih ettik. Hedef Yatırım Bankası, Q Yatırım Bankası ve Kasa Dijital Katılım Bankalarını tamamen on-premises bir yaklaşım ile kurduk.”
Dr. Mücahit Gündebahar: “Fimple fintek ekosistemiyle birlikte büyüyecek.”
Gündebahar son olarak:
“Fimple olarak fintek ekosisteminin potansiyelini çok net bir şekilde görüyor ve gelişmesine büyük önem veriyoruz. Fimple olarak oluşturduğumuz pazaryeri modelimizle ilk yılımızda bir kısmı yurt dışı olmak üzere 80’den fazla iş ortaklığı yaptık. Fimple altyapısını iş ortaklarımıza açarak kendi ürünlerini geliştirmelerine olanak sağladık. Bu ürünlerin büyük kısmını Fimple ana bankacılık sistemine entegre ederek müşterilerimizin hizmetine sunduk. Bu sayede sadece Fimple olarak değil iş ortaklarımızın da finansal fayda sağlamalarına aracılık ettik. Ekosistem ile birlikte büyüme modeline, ürün kabiliyetlerimizin yanında kapsayıcı iş ortaklığı faaliyetlerimiz ile de ülkemizin bankacılık-finans dünyasına katkı sağlayacağımıza inanıyoruz “diyerek sözlerini tamamladı.
Bayer’in girişimcilik ekosistemini desteklemek amacıyla girişimleri dünyanın önde gelen yenilikçi şirketleriyle buluşturan Hackquarters ile birlikte yürüttüğü G4A Girişim Hızlandırma Programı’na seçilen 5 girişim belli oldu. Bu yıl altıncı kez düzenlenen programda; sağlık ve tarım alanlarında dijital çözümler sunan, fikir aşamasını geçmiş, sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir iş modeline, yalın bir ürüne veya prototipe sahip ya da satış aşamasında olan 300’den fazla girişim değerlendirildi.
Bayer yöneticilerinin ve mentorlarının dahil olduğu özel bir jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda programa; Agrio Finans, Hekimanne, Help Steps, Lua Biosciences ve Non Nocere seçildi.
Seçilen 5 girişimden 2’sinin 200’er bin TL hibe ile destekleneceği programda tüm girişimciler; 100 gün boyunca online eğitim, mentorluk, iletişim ağını genişletme, girişimlerini geliştirme aynı zamanda Bayer ile iş birliği yapabilme imkânlarından yararlanabilecek.
Bayer G4A Girişim Hızlandırma Programı’na seçilen girişimler:
Tarım ve gıda sektöründeki mikro ve küçük işletmelere, sürdürülebilirlik açısından olumlu etkileri olan uygulamalarını desteklemek ve ekonomik açıdan kalkınmalarına yardımcı olmak amacıyla danışmanlık ve finansman hizmetleri sunuyor.
Mobil uygulaması ve giyilebilir ateş ölçeri ile ayrıca sunduğu dijital sağlık arşivi aracılığıyla ebeveynlerin; bebeklerinin ve çocuklarının vücut sıcaklığını, sağlık verilerini takip etmelerine yardımcı oluyor.
Ücretsiz mobil uygulaması adımsayar özelliği ile kullanıcıların, adımlarını bağışlayarak sivil toplum kuruluşlarını desteklemesini sağlıyor ve markaların dijital reklam hedeflerini karşılamaya destek oluyor.
Sıvı biyopsi yöntemini kullanarak kan, tükürük gibi vücut sıvılarından protein, DNA ve RNA içeren molekülleri ayrıştırıp kanser türlerine özgü biyobelirteçler saptamayı, kanseri erken teşhis etmeyi kolaylaştıracak teknolojiler geliştirmeyi amaçlıyor.
Sanal gerçeklik teknolojisinin kullanıldığı cerrah eğitimi için nitelikli ve uygun maliyetli bir platform sağlayarak; sanal ameliyathanesi, sanal anatomi ve patoloji laboratuvarı ile cerrah eğitimini hem eğitmen hem de öğrenen açısından kolaylaştırmayı hedefliyor.
Mikromobilite alanında teknoloji üreten, çevreci ve pratik ulaşım çözümleri sunan teknoloji şirketi BinBin, hizmet ağını yeni ülke ve yeni şehirlerle büyütüyor. Kısa süre önce Hollanda merkezli GO Sharing’i bünyesine katarak hem global varlığını genişleten hem de Türkiye’nin en büyük mikromobilite şirketi haline gelen BinBin, Makedonya’nın başkenti Üsküp’te paylaşımlı elektrikli scooter hizmeti sunmaya başladı.
Böylece BinBin markasıyla Türkiye’nin de dahil olduğu 5 ülkede toplam 21 şehirde hizmet veren şirket, Makedonyalılar için de kısa mesafeli yolculukları çok daha pratik ve kolay hale getirecek.
“Satın alma ve organik büyümeyle başarı grafiğimizi artırıyoruz”
BinBin CEO’su Kadir Abdik, konuya ilişkin değerlendirmesinde, yüksek hizmet kalitesiyle hizmet ağlarını büyütmeye odaklandıklarını belirterek:
“BinBin olarak kuruluşumuz üzerinden daha dört yıl geçmişken şimdiden uluslararası mikromobilite dünyasında prestijli bir yer edindik. Gerek satın almalarla gerekse organik büyümemiz ile başarı grafiğimizi daha da artırarak yolumuza devam ediyoruz. Bulgaristan, Bosna Hersek, Hırvatistan’ın ardından Üsküp’teyiz. Yurt dışında faaliyet gösterdiğimiz tüm şehirlerde yeni model scooterlarımız ve uygun fiyatlandırma politikalarımız sayesinde kısa zamanda şehirlerin vazgeçilmez bir parçası haline geliyoruz. Üsküp’te de bu ilginin artarak devam edeceğini düşünüyoruz. İşimizin doğası gereği 7/24 özveri ile çalışan saha ve destek merkezi ekibimizle birlikte en iyi hizmeti sunacağız. Avrupa’da sahada olan ilk 3 mikromobilite şirketinden biri olma hedefimize doğru emin adımlarla ilerliyoruz” diye konuştu.
Big-Data ve yapay zeka teknolojileri kullanılarak geliştirilmiş Türkiye’nin en gelişmiş gayrimenkul odaklı karar destek sistemi Tapusor, fonbulucu platformunda paya dayalı kitle fonlaması turuna çıktı. Tapusor yazılımı, gayrimenkul sektöründe bir mülke ilişkin değer tahmini, fiyat geri dönüş oranı, arz talep hareketleri, teknik bilgi, sosyo ekonomik istatistik, yatırım puanı, imar bilgisi, kentsel dönüşüm, deprem risk puanı, kamulaştırma, sit alanı, orman alanı gibi yüzlerce başlıktaki bilgiyi kolay okunabilir raporlar halinde sunuyor.
Tapusor ulusal düzeyde yaygınlaşmayı hızlandıracak finansmana eriştikten sonra iş modelini farklı ülkelerde uygulamak ve küresel pazarlarda söz sahibi olmak hedefiyle çıktığı yatırım turunda şirket paylarını %9’unun arzıyla yatırımcılardan toplamda 22 milyon TL fon talep ediyor. fonbulucu Gelecek Girişim Sermayesi Yatırım Fonu, fonbulucu Kurucusu Hakan Yıldız, Susu Yatırım ve bazı melek yatırımcıların 3 milyon TL yatırım kararı aldığı tur, hedeflenen rakama erken aşamada ulaşılmadığı takdirde 21 Temmuz’a kadar devam edecek.
Yatırımcılar avantajlı dönemde bedelsiz pay sahibi olacak
Girişim şirketi, yatırım turunun başlama tarihi olan 22 Mayıs Pazartesi günü saat 10.00 itibari ile ilk 10 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verecek. Ayrıca 5 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara bir yıllık Tapusor PRO üyelik ve bin jeton, 10 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara 1 yıllık Tapusor VIP üyelik ve 2 bin jeton, 25 bin TL üzeri yatırım yapan yatırımcılara bir yıllık Tapusor BUSINESS üyelik ve 5 bin jeton hediye edecek. Tapusor, 1.000 TL üzerinde pay alan tüm yatırımcılara beş adet gayrimenkul için Tapu Takip ve uyarı üyeliğini bir yıl boyunca bedelsiz olarak sağlayacak.
Gayrimenkul sektörünün teknolojiye dayalı, nitelikli ve şeffaf veri paylaşım modeli
Sistem hakkında bilgi veren Tapusor Kurucu Ortağı İshak Kurtuluş Altun:
“Türkiye 85 milyon nüfusu ve yaklaşık 280 milyon tapu kaydı ile devasa bir gayrimenkul piyasasına sahip. Ülkemizde gayrimenkul hem yurt içi hem yurt dışı yatırımcılar açısından en önemli yatırım aracı olarak görülüyor. Servetinin büyük bölümünü gayrimenkulde tutan herkesin alırken, satarken, kiralarken, kiraya verirken nitelikli bilgiye ihtiyacı var. Bununla birlikte Türkiye’deki gayrimenkul sektöründe teknolojiye dayalı, nitelikli ve şeffaf bir veri paylaşım modelinin bulunmaması sektör temsilcilerini iş yapma süreçlerinde zorlamakta. Geliştirmeye devam ettiğimiz Tapu Takip ve Uyarı sistemi gayrimenkulleri 7/24 takip ederek herhangi bir gelişme yaşanması durumunda bildirimler oluşturarak sahibinin pozisyon almasını sağlıyor.
Mevcut durumda firmamızın öz kaynaklarıyla 1 milyona yakın mobil indirme ve yüzbinlerce kayıtlı üyeye ulaştık. En popüler iş uygulamaları listesinde ilk 10 uygulama arasında yer alıyoruz. Sadece bir aylık kullanıma bakıldığında sunucularımızın 40 milyondan fazla sorgu çağrısına cevap verdiği görülüyor. Hedefimiz, 5 yıl içinde 3.7 milyon adet gayrimenkulün sisteme kayıt olması, bireysel kullanıcının küçük bedellerle gayrimenkullerini düzenli bir şekilde takip edeceği bir sistem haline gelmek” dedi.
“İyi bir exit imkanı oluşturup yatırımcılarımıza ciddi gelirler sağlayacağız”
Yatırım turu kararıyla ilgil bilgi veren Tapusor Kurucu Ortağı Ufuk Balcı ise:
“440 milyon TL olarak belirlediğimiz şirket değerimiz üzerinden %50 iskonto ile kitle fonlaması kampanyası düzenlemeye karar verdik. Son kullanıcıya yönelik hizmet veren bir iş olduğumuz için kitle fonlaması kampanyamızı yalnızca yatırım almak için değil, aynı zamanda önemli bir pazarlama faaliyeti olarak da görüyoruz. B2B alanında emlak danışmanlarında yakaladığımız başarıyı, yatırım turu kampanyamızla birlikte bireysel alana taşımak istiyoruz. Yatırımcıların, yatırım anından itibaren faydalanacağı ve projenin fahri elçileri olacağına inanıyoruz. B2B alanındaki başarı, kitle fonlaması kampanyamız birlikte B2C alanına yaygınlaştırılacak ve büyüme katlanarak devam edecektir. İyi bir exit imkanı oluşturup, tüm yatırımcılarımıza ciddi gelirler sağlayacak potansiyelimiz bulunmakta. Ayrıca Türkiye modelinin birçok ülkede uygulanabilirliğiyle global bir oyuncu olma ihtimalimiz çok yüksek. Yatırımcılarımızı AR-GE süreçleri tamamlanmış, büyüme aşamasına geçen, giderek büyüyen bir sektörde oturmuş ürünlere sahip şirketimize yatırım yaparak riskleri azaltmaya ve kısa dönemde karlı bir yatırıma davet ediyoruz.”
Alman otomobil üreticisi Volkswagen, araçlarında Huawei tarafından geliştirilen yazılımları kullanmak için şirket ile görüşme yaptı. Bu sayede şirketin Çin pazarında daha etkili olması amaçlanıyor.
Global otomobil endüstrisinin önemli bir oyuncularından Volkswagen, hem içten yanmalı hem de elektrikli araçlar üretiyor. Şirket, elektrikli araçlar konusunda ve yeni otomotiv teknolojileri ile ilgili sorunlar yaşıyor. Bu sorunları çözmek için Huawei ile iş birliğine gidiliyor.
Ortaya çıkan son raporlara göre Volkswagen’in yazılım bölümü Cariad’ın gecikmeler ve maliyet aşımları yaşadığını gösteriyor. Bunun sonucunda, Audi Q6 e-tron ve Porsche Macan gibi birkaç yeni elektrikli araç modelinin lansmanı ertelendi. Bu durum Alman otomobil devi için zorluk teşkil ettiği gibi gelecekteki operasyonlarını da tehlikeye atıyor. Neyse ki Volkswagen, Huawei ile ortaklık yaparak bir çözüm buldu.
Bildiğiniz gibi Huawei bir süredir akıllı telefon pazarında zorlu bir dönemden geçiyor. ABD ambargosu nedeniyle Google hizmetlerine erişimini kaybeden şirket, şu sıralar HarmonyOS üzerinden eski gücünü geri kazanmanın mücadelesini veriyor. Bu arada Çinli teknoloji devi de boş durmuyor; HarmonyOS’u sadece akıllı telefonlarda değil, farklı sektörlerde de yaygınlaştırmak için aktif olarak çalışıyor. Bunlardan biri de otomotiv sektörü oluyor. Huawei, anavatanında otomotiv yazılımının geliştirilmesinde lider oldu. Şirket, kendi işletim sisteminin lisansını zaten birkaç Çinli otomobil üreticisiyle paylaştı.
Volkswagen ve Huawei arasındaki görüşmeler henüz başlangıç aşamasında ve iki şirketin bir anlaşmaya varıp varamayacağı bilinmiyor. Ancak sızıntıların ortaya çıkması bile otomotiv endüstrisinde yazılımın artan öneminin bir işareti olarak görülüyor.
Mayıs 2021’den beri faaliyet gösteren ve 50’den fazla HyperCasual türünde prototip geliştirmiş olan yerli oyun stüdyosu Lumier Games, yayıncılık ve ortak çalışma alanlarında faaliyet gösteren şirketlere sahip olan Hakkı Alkan’ın katılımı ile 7 milyon TL değerleme üzerinden 1 milyon TL’lik ilk yatırımını aldı.
Lumiar Games, rekabetçi midcore match 3 türündeki yenilikçi bir oyun projesi üzerine çalışmalarını sürdürüyor. Yapılan yatırım, yakında tamamlanması beklenen rekabetçi yeni oyunların geliştirilmesi ve şirketin PR çalışmaları için kullanılacak.
Kuntay Koca, Burhan Yıldırım ve Cansu Demir tarafından Mayıs 2021’de kurulan İstanbul merkezli oyun şirketi Lumier Games’in kurucu ekibi; yazılım, görsel dizayn, ürün geliştirme, Ar-Ge, test otomasyonu ve proje yönetimi gibi farklı alanlarda tecrübeye sahip.
Girişimin kurucu ortağı ve CEO’su Kuntay Koca, verdiği demeçte; “Oyun geliştirmede dört ana unsur olan; yazılım, görsel dizayn, ürün geliştirme ve pazarlamada kurucu ortaklar olarak ilk üç unsurda ayrı ayrı tecrübelerimiz var ve Hakkı Alkan ile birlikte güçlerimizi birleştirerek dördüncü unsuru da sağlamlaştırmış olduk. Bu gücümüzü, oyuncuların ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılayacak midcore türde hem rekabetçi hemde single play olarak oynanabilen oyunlar üretmek için kullanacağız. Hakkı Alkan, pazarlama ve medya alanındaki tecrübelerini bizlerle aktarmasının yanı sıra elini taşın altına koyarak bu alandaki iş gücümüzü de hafiflemesini sağlıyor.” dedi.
2001 yılından bu yana teknoloji medyasında yer alan Hakkı Alkan, geçtiğimiz aylarda hayata geçirdiği ortak çalışma alanı Co-Founder.Work ile girişim ekosistemine daha yakın olacağını paylaşmıştı. Bu yakınlığın diğer adımlarından birini daha, bugün yerli bir girişime ilk yatırımını yaparak attı.
İlk yatırımını Lumier Games’e yapan Hakkı Alkan, verdiği demeçte; “Ayda 50 milyon videonun izlendiği medya şirketlerimiz ve girişimcilere evsahipliği yaptığımız Co-Founder.Work ile beraber, bu alandaki çalışmalarımızı hızlandırdık. Enerjisine, deneyimlerine inandığımız Lumier Games ekibine yaptığımız yatırım, sadece başlangıç. Oyun, yapay zeka, sürdürülebilirlik, topluluk yönetimi alanlarında yatırımlarımız devam edecek.” dedi.
Lumier Games, tohum yatırım sonrasında oyun geliştirme süreçlerini hazırlandırırken, 2 milyon dolarlık yeni bir yatırım turuna da hazırlık yapıyor.
Paya dayalı kitle fonlama sisteminin ülkemizde regüle edilmesinin ardından 8 Nisan 2021’de Sermaye Piyasası Kurulu’ndan (SPK) lisans hakkı kazanan ve bu yeni nesil finansman modelini Türkiye ile tanıştırarak girişimcilik ve yatırımcılık ekosistemine yepyeni bir boyut kazandıran fonbulucu, girişimlerin hedeflediği yatırımlara ulaşmalarında en büyük yardımcıları oluyor.
Türkiye’nin en aktif kitle fonlama platformu fonbulucu’nun kurucusu Hakan Yıldız‘ı konuk ettik. Bize platformun hikayesini anlattı.
Sağlık odağında yapay zeka çözümleri geliştiren TidalSense, düzenlenen turda 8.6 milyon euro yatırım aldı. Tur, BGF ve Downing tarafından yönetiminde düzenlendi.
Cambridge merkezli yapay zeka odaklı girişim, akciğer işlevindeki değişiklikleri hassas bir şekilde algılayan ve ardından astımla birlikte kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) daha hızlı, daha doğru ve otomatik teşhisini sağlayan bir el tipi tıbbi cihaz (N-Tidal) geliştirdi.
KOAH ve astım için mevcut testler, test başına 30 dakika süren ve bilinen bazı eksiklikleri olan 1840’lardan kalma bir teknoloji olan spirometriyi içeriyor. Sürecin hastalar için rahatsız edici olduğu, uzmanlık eğitimi gerektirdiği, hem hastalar hem de klinisyenler için zaman alıcı olduğu ve genellikle yanlış teşhise yol açan tekniğe bağlı olduğu yaygın olarak biliniyor.
N-Tidal, 1000’den fazla hasta üzerinde kullanıldı ve klinik araştırmalar ve denemeler yoluyla hastalardan 2.3 milyondan fazla nefes depoladı. Bu verileri ve şirketin yapay zeka platformunu kullanan N-Tidal, hastanın akciğer sağlığının gerçek zamanlıya yakın analizini sunabiliyor ve dakikalar içinde tanı koyabiliyor.
TidalSense CEO’su Dr. Ameera Patel:
“KOAH dünyadaki üçüncü önde gelen ölüm nedeni oluyor ve solunum yolu hastalıklarının yaygınlığı artıyor. Ancak KOAH teşhisi için mevcut klinik yol 1800’lerde takılıp kaldı ve etkisiz, verimsiz ve pahalı oldu. Yalnızca İngiltere’de NHS, KOAH nedeniyle hastaneye yatırılan kişilerin üçte birine teşhis konulmadığını, bu noktada hastalıklarının ilerlediğini, yaşam kalitelerinin kötüleştiğini ve sağlık sisteminin maliyetinin arttığını tahmin ediyor.”
Yeni yatırım, girişimin teşhis işini daha da geliştirmesi ve Birleşik Krallık’taki teşhis pazarının öncü oyuncularından bir olması için kullanılacak.