Ana Sayfa Blog Sayfa 153

Dr. Soner Canko, Moka Ödeme ve E-Para Kuruluşu’nun Yönetim Kurulu’na atandı

Moka Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşu (MOKA) sürdürdüğü güçlü büyüme stratejisi kapsamında, yönetim kurulu üyeleri arasına yeni bir ismi daha ekledi. Finansal teknoloji sektöründe otuz yıllık deneyime sahip olan Dr. Soner Canko, şirketin yeni yönetim kurulu üyesi olarak atandı.

Konum veya para biriminden bağımsız olarak tüm finansal işlemlerin basit ve şeffaf biçimde herkes tarafından gerçekleştirildiği bir dünya oluşturma ve değer alışverişinde devrim yaratma hedefiyle çalışmalarını sürdüren yerli fintech MOKA, 2021 yılından beri İş Bankası iştiraki olarak ödeme sistemleri ve elektronik para alanlarında faaliyet göstermektedir.

MOKA, hızlı, güvenli, yenilikçi ve kişiselleştirilmiş ödeme çözümleri ile bireylere ve işletmelere kusursuz ve ayrıcalıklı bir müşteri deneyimi yaşatmayı hedeflemektedir.

MOKA Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Sezen, konuya ilişkin açıklamada şöyle dedi:

“MOKA, özellikle son iki yılda hem teknoloji hem de insan kaynağına büyük yatırımlar yaparak önemli bir dönüşüm gerçekleştirdi. Böylece kısa zamanda sektörün lider oyuncularından biri oldu. Dr. Soner Canko’nun, şirketimize Yönetim Kurulu Üyesi olarak katılmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Dr. Soner Canko, ödeme sistemleri ve finansal teknoloji alanlarındaki deneyimi ve vizyonu ile, MOKA’nın zirveye ulaşmasına katkı sağlayacak. Kendisine ‘MOKA ailesine hoş geldin’ diyoruz.”

Dr. Soner Canko kimdir?

İstanbul Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu olan Dr. Soner Canko, aynı üniversitenin İktisat Fakültesi’nden yüksek lisansını ve doktora derecelerini aldı. Kariyerine 1990 yılında başlayan Canko, birçok yerli ve çok uluslu şirkette yöneticilik görevlerinde bulunmasının ardından 2011-2020 yılları arasında Bankalararası Kart Merkezi’nin genel müdürlüğü yaptı. Bu göreviyle birlikte Türkiye kartlı ödemeler pazarına yeni teknoloji ve hizmetler sunmaya odaklanan Canko, Türkiye’de banka kartları, Chip&PIN ve temassız ödemelerin gelişimi çalışmalarına liderlik yaptı. Türkiye’nin mobil dijital cüzdanı BKM Express ve Türkiye’nin Ödeme Yöntemi TROY markalarının hayata geçmesini sağlayarak, ekonominin kayıt altına alınması ve nakitsiz topluma geçmesi amaçlı çalışmalarda bulundu.

Nisan 2020’de BKM’deki görevinden ayrılan Dr. Soner Canko, kurucu olduğu SC Yönetim & Danışmanlık çatısı altında finans ve teknoloji şirketlerine danışmanlık hizmetleri vermektedir. Türkiye’de finansal teknoloji alanında yaptığı çalışmalarla da tanınan Dr. Canko, FinTech İstanbul, Blockchain Türkiye, Siber Güvenlik Türkiye, Girişimci Kurumlar Türkiye platformlarında kurucu olarak görev almıştır.

Canko’nun, Harvard Business Review, Bloomberg Businessweek gibi iş dünyasına yönelik önemli yayınlarda yayınlanan birçok makalesi bulunmakta, finansal teknolojiler, liderlik ve dijital dönüşüm üzerine içerik üretmektedir.

Hyundai yeni i10 Türkiye’de: İşte dikkat çeken özellikleri

Hyundai Assan, A segmentinde önemli satış rakamlarına ulaştığı i10 modelinin makyajlı versiyonunu Türkiye’de satışa sundu. Daha canlı renkler ve daha şık bir tasarımla dikkat çeken i10, gelişmiş bağlantı özellikleri, konfor unsurları ve genellikle sadece üst segmentlerde görülen teknolojileri de sunuyor. Hyundai i10, bu yeni eklentileriyle beraber sınıfında şimdi daha da rekabetçi.

Estetik bir tasarım

Yeni i10, makyaj operasyonundan sonra hem kabinde hem de dışarıda bir dizi tasarım güncellemesine tabi tutulmuş. Şimdi daha sportif bir duruş sergileyen Hyundai i10, alçak tavanı ve uzun dingil mesafesi sayesinde daha dinamik bir izlenim uyandırıyor. İkisi yeni toplam yedi gövde rengiyle satışa sunulan i10, inci kaplamalı parlak ve açık gri “Bulut Gri Sedefli” ve mavi-mor karışımı “Meta Mavi Sedefli” gibi özel renklerle dikkat çekecek.

Otomobilin ön kısmındaki farlar ve gündüz sürüş lambaları yenilendi. Ayrıca, daha farklı bir ızgaraya kavuşan i10, arkada da yeni bir logoyla geliyor. Makyajlanan model ayrıca; yeni tasarlanmış 15 inç alaşım jantlara da sahip. Aracın 2D logoları da mat gri olarak hazırlanmış.

 Akıllı teknolojiler

Yeni i10 sorunsuz bağlantı özellikleriyle de son derece kullanışlı. Bu özellikler i10’u yalnızca teknolojik olarak daha gelişmiş kılmakla kalmıyor, aynı zamanda araç içi deneyimi de daha kolay hale getiriyor. Avrupa’nın en popüler şehir otomobillerinden biri olarak beğeniyle karşılanan i10, standart 4.2 inç LCD gösterge, dijital klima, akıllı anahtar, önde ve arkada USB tip-C bağlantılarıyla dikkat çekiyor.

Hyundai i10, 8 inç multimedya ekranı, Apple CarPlay ve Android Auto ile üst segmentteki otomobilleri aratmıyor. Daha fazla güvenlik için Hyundai Smart Sense donanımlarını da standart olarak sunuyor. Önden Çarpışma Önleme Asistanı (FCA) da bisikletçileri içerecek şekilde genişletilmiş. FCA, ön trafikteki olası kazaları tespit etmeye ve bunlardan kaçınmaya yardımcı oluyor. Şerit Takip Asistanı (LFA) ise, aracın mevcut şeritte kalmasına yardımcı olmak için direksiyon kontrolünü kullanıyor.

Hız kontrolü ise özellikle şehirlerarası yolculuklarda maksimum konfor ve güvenli sürüş vaat ediyor. LKA (Şerit Kalma Asistanı) ve ISLA (Akıllı Hız Limitleme Asistanı) gibi güvenlik donanımlarına ek olarak DAW ise sürücünün dikkat seviyesini ölçerek gerekirse uyarı veriyor.

Daha fazla konfor ve rahatlık

Yeni i10, konfora önem veren sürücüler için pratik bir seçim olmaya devam ediyor. A segmentinde belirleyici özelliklere sahip olan bu şık model, elektrikli katlanır aynalarla donatılmış. Selefiyle aynı şekilde koltuklar açıkken 252 litre, koltuklar katlıyken de 1.050 litre bagaj kapasitesine sahip olan i10, iki kademeli bagaj paneli, tek elle arka koltuk katlama ve geri görüş kamerası da sunuyor.

3 farklı donanım seviyesi ve 2 tip benzinli motor

Yeni i10, Türkiye’de Jump, Style ve Elite olmak üzere 3 farklı donanım seçeneğiyle satılıyor. Aynı zamanda, 1.0 lt ve 1.2 lt’den oluşan 2 farklı benzinli motor tipiyle de verimli bir yakıt ekonomisi sunuyor. 5 ileri manuel şanzıman sadece 1.0 litrelik motorda sunulurken, 5 ileri AMT otomatik şanzıman ise hem 1.0 lt hem de 1.2 lt’lik motorlarla kombine ediliyor. Hyundai i10, 1.0 lt MPI Jump manuel seçenek 615.000 TL, en dolu seçenek olan Elite 1.2 AMT ise 720.000 TL’lik bir fiyat etiketine sahip.

Spotify, HiFi ses teknolojisini piyasaya sürmeye hazırlanıyor

Popüler müzik platformu Spotify, senelerdir sızıntılara konu olan HiFi ses teknolojisini bu sefer gerçekten kullanıcılara sunmayı planlıyor. En pahalı üyelik modeliyle kullanıma sunulacak olan planın yüksek kaliteli ses içeriği sunması planlanıyor.

Bloomberg‘e göre şirket, en pahalı katmanı olacak yüksek kaliteli bir planı (“Supremium” olarak adlandırılıyor) başlatmaya nihayet hazır gibi duruyor. Spotify HiFi katmanıyla ilgili söylentiler, 2017’den beri ortalıkta dolaşıyordu. 

Yeni sesle beraber amaç, daha fazla gelir elde etmek ve yatırımcının fiyatlarını yükseltmesi yönündeki taleplerini karşılamak oluyor. Spotify’ın, birincil rakiplerinden Apple Music ve Amazon Music’in bu özelliği standart planlarına ücretsiz olarak dahil etmeye başlaması nedeniyle planı 2021’de geri getirmeyi ertelediği bildirildi.

Buna ek olarak Spotify, aylık belirli sayıda ücretsiz saat veya belirli sayıda kitap (daha fazla satın alma seçeneğiyle birlikte) aracılığıyla genişletilmiş sesli kitap erişimiyle normal Premium teklifini geliştirebilme ihtimali de bulunuyor. Sesli kitaplar şu anda yalnızca bireysel satın alımlar yoluyla Spotify’da bulunuyor. 

Apple Music ve Amazon Music’te olduğu gibi, sesin 24 bit ve 192 kHz’e kadar kayıpsız olup olmayacağına dair bir bilgi bulunmuyor. Kayıpsız ses, yüksek bant genişliği nedeniyle genellikle Bluetooth hoparlörlerde veya kulaklıklarda çalışmıyor. Bu nedenle kullanıcıların kablolu kulaklık veya WiFi kurulumuna ihtiyacı bulunuyor.

Yeni üyelik modelinin fiyatı hakkında herhangi bir açıklama henüz yapılmadı. Premium abonelik modelinin çok üstünde bir fiyatla geleceği de vazgeçilmez oluyor.

Suzuki ve SkyDrive, uçan araba üretimi için anlaşma yaptı

Otomotiv markası Suzuki, uçan araba veya elektrikli dikey kalkış ve iniş (eVTOL) uçağı üretiminde iş birliği yapmak için Japon startup SkyDrive ile anlaştı. Hızla genişleyen endüstride öncü olma gibi iddialı bir hedefle Suzuki, 2024 baharına kadar SkyDrive ile ortak üretim faaliyetlerine başlamayı hedefliyor.

Suzuki’nin resmi açıklamasına göre ortaklık kapsamında, gelişmiş araçların üretim yeri olarak Japonya’nın merkezinde bulunan bir Suzuki Group fabrikasını belirlendi. Bununla beraber araçların üretiminin gelecek yılın baharında başlaması planlanıyor.

Suzuki, SkyDrive ile güçlerini birleştirerek, ulaşımın geleceği için muazzam bir potansiyele sahip olan ve gelişmekte olan uçan araba pazarından yararlanmayı hedefliyor. Ortaklık, Suzuki’nin bu yenilikçi alanda lider bir konuma gelme kararlılığını gösteriyor.

Bu işbirliğinin bir parçası olarak SkyDrive, yalnızca bu eVTOL uçaklarının üretimine adanmış bir yan kuruluş kuracak. Öte yandan Suzuki, yetenek kazanımı gibi üretim hazırlığının çeşitli yönlerinde yardımcı olarak desteğini genişletecek. Otomotiv devi ile startup arasındaki bu ortaklığın, her iki şirketin de son teknoloji hava araçları geliştirmek için güçlü yönlerinden ve kaynaklarından yararlanması bekleniyor.

Suzuki Group fabrikasının kullanımını kapsayan iş birliği, organizasyon içindeki mevcut altyapı ve uzmanlıktan yararlanmayı amaçlıyor. SkyDrive tarafından tamamına sahip olunan bir yan kuruluşun kurulması, startup’ın eVTOL uçak üretimine odaklı yaklaşımını ifade ediyor. Yeteneğin kazanılmasında Suzuki’nin desteği ile yan kuruluş, bu hava araçlarının başarılı bir şekilde üretilmesi ve geliştirilmesi için gerekli olan vasıflı profesyonelleri çekmek için iyi bir donanıma sahip olacak.

Bu duyuru, SkyDrive’ın Paris Airshow’da geliştirme aşamasındaki araçları için artık iki yerine üç kişiyi taşıyabilen güncellenmiş bir tasarımın yakın zamanda açıklanmasını yakından takip ediyor. Yeniden tasarlanan araç, yaklaşık 13 metre uzunluğa ve 3 metre yüksekliğe sahiptir, bu da önceki 10 km’ye kıyasla yaklaşık 15 kilometrelik genişletilmiş maksimum uçuş menzili ile sonuçlanır. 

SkyDrive ve Suzuki arasında uçan araçlar alanındaki iş birliği ilk olarak Mart 2022′de duyurulmuştu. Ortaklık detayları görüşülürken, bu son gelişme, ortak hava taşımacılığı teknolojisini ilerletme hedeflerine yönelik ilerleme anlamına geliyor.

WhatsApp, bilinmeyen numaralardan gelen aramaları otomatik olarak sessize alıyor

Günümüzün en çok kullanılan mesajlaşma uygulaması WhatsApp, yeni güncellemeyle istenmeyen aramaları daha az can sıkıcı hale getirmek ve kullanıcıların en uygun gizlilik ayarlarını seçmesine izin vermek istiyor. Bilinmeyen Kullanıcıları Sessize Alma adlı ilk özellik de tam olarak bunu yapıyor.

Bilinmeyen Kullanıcıları Sessize Alma, gelen aramalarınız üzerinde size daha fazla gizlilik ve kontrol sunmak için tasarlanıyor. Daha fazla koruma için spam, dolandırıcılık girişimleri ve bilinmeyen kişilerden gelen aramaları otomatik olarak filtrelemeye yardımcı oluyor. Bu aramalar telefonunuzda çalmayacak ancak arayanın önemli biri olduğu ortaya çıkarsa Arama listenizde görünecek.

Herkesin WhatsApp’taki koruma seçeneklerini bildiğinden emin olmak amacıyla Gizlilik Ayarı Kontrolü‘nü kullanıma sunuluyor.

Adım adım rehberlik sunan bu özellik, doğru koruma düzeyini seçmenize yardımcı olmak için önemli gizlilik ayarlarını tek bir yerde karşınıza getiriyor. Gizlilik ayarlarınızda Kontrolü başlat’ı seçerek mesajlarınızın, aramalarınızın ve kişisel bilgilerinizin güvenliğini artıran birden çok gizlilik katmanına göz atmanız gerekiyor.

İnsanların iletişim kurmak için güvenli bir yere ihtiyaç duyduğundan gizli iletişimlerin güvenliğinin sağlanması da büyük önem taşıyor. Bunun neden bu kadar önemli olduğunu anlatmaya yardımcı olması için WhatsApp, bu mesajı dünya çapında yeni yollarla insanlara ulaştırıyor. Bu haftadan itibaren WhatsApp kullanıcılarının, arkadaşları ve sevdikleriyle rahatça konuşabilecekleri güvenli bir alanları olduğunu bilmeleri için insanları özel mesaj yoluyla birbirleriyle güvenli şekilde iletişim kurmaya teşvik ediyor.

Yapay zeka destekli ses yazılımı geliştiren ElevenLabs, 17.3 milyon euro yatırım aldı

Ses teknolojileri üzerine araştırma yapan ve yapay zeka destekli ses yazılımı geliştiren ElevenLabs, düzenlenen Seri A turda 17.3 milyon euro yatırım aldı. Nat Friedman, Daniel Gross ve Andreessen Horowitz tarafından yönetilen tura Credo VenturesConcept Ventures ve Instagram kurucu ortağı Mike Krieger, Oculus VR kurucu ortağı Brendan Iribe, Deepmind & Inflection kurucu ortağı Mustafa Suleyman, Perplexity AI kurucu ortağı Aravind Srinivas, Vercel kurucusu Guillermo Rauch, O’Reilly Media kurucusu Tim O’Reilly, Creator Ventures, SV Angel, Storytel ve TheSoul Publishing katıldı.

2022’de kurulan ElevenLabs, 2022’yi en çok yönlü ve içeriğe duyarlı yapay zeka sesleri yaratabilecek sesli yapay zeka modelleri geliştirerek geçirdikten sonra Ocak 2023’te Beta platformunu tanıttı. Girişim, lansmanından bu yana 10 yıldan fazla ses içeriği oluşturan 1 milyondan fazla kayıtlı kullanıcıyı bir araya getirdi.

Platformun araçları, sentetik sesler, klonlanmış sesler kullanarak veya cinsiyet, yaş ve aksan tercihlerine göre uyarlanabilen tamamen yeni yapay sesler oluşturarak herhangi bir metni konuşmaya dönüştürebiliyor. Girişimin araştırması sayesinde, 1 saniyenin altında gecikmeyle gerçek bir insandan neredeyse ayırt edilemeyecek yeni bir konuşma elde ediliyor.

Platform, sesli kitaplar oluşturan bağımsız yazarlardan, video oyunlarındaki karakterleri seslendiren geliştiricilere, görme engellilerin çevrimiçi yazılı içeriğe erişmesini destekleyen ve dünyanın ilk yapay zeka radyo kanalını güçlendiren birçok yaratıcı sektörde ve sektörde şimdiden benimsendi. ElevenLabs ayrıca dünyanın en büyük sesli kitap yayıncılarından biri olan Storytel, önde gelen küresel içerik oluşturma platformu TheSoul Publishing ve medya platformu MNTN dahil olmak üzere bir dizi B2B ortaklığı başlattı.

ElevenLabs CEO’su ve kurucu ortağı Mati Staniszewski:

“Geçtiğimiz beş ayda, teknolojimizin milyonlarca yaratıcı, şirket ve meraklı beyin tarafından benimsendiğini gördük. Bu yolculuğun hemen başındayız ve şimdi Nat, Daniel ve Andreessen Horowitz’in desteğiyle, yolda ilerlerken en iyi ortaklara sahibiz.” dedi.

Bu yatırım, ElevenLabs’ın Voice AI için son teknoloji araştırma merkezini oluşturmaya devam etmek ve yayıncılık, oyun, eğlence ve konuşma uygulamaları gibi belirli pazar dikeylerini desteklemek için bir dizi ek ürün başlatmak için kullanılacak. 

Samsung Electronics, kendi kendine onarım programını Avrupa’ya genişletiyor

Güney Koreli teknoloji devi Samsung, Self-Repair Program‘ı (kendi kendine onarım programı) geniş kitlelere sunuyor. Şirket, bu hizmetinin artık Avrupa’da kullanılabileceğini duyurdu.

Artık kendi cihaz onarımlarını yapmak isteyen Galaxy kullanıcıları, uygun şekilde onarıldıkları takdirde cihazlarının kullanım ömrünün uzamasına yardımcı olabilecek onarım takımları ve orijinal Samsung parçaları da dahil olmak üzere ihtiyaç duydukları araçlara erişebiliyor. Program, Galaxy S20, S21 ve S22 serisi ürünlerin yanı sıra Galaxy Book Pro ve Galaxy Book Pro 360 onarımlarını destekliyor.

Samsung Electronics Mobil Deneyim İş Birimi Başkanı ve Başkanı TM Roh:

“Samsung, kullanıcıları Galaxy cihazlarının optimize edilmiş performansını mümkün olduğu kadar uzun süre deneyimlemeye teşvik etmek için cihazların yaşam döngüsünü uzatmak için çalışıyor. Kendi kendine onarım programımıza erişimi dünya genelinde ölçeklendirirken ürünlerimizin onarılabilirliğini artırmaya kararlıyız.” dedi.

Avrupa’daki Galaxy S20, S21 ve S22 serisi kullanıcıları bugünden itibaren telefon ekranını, arka camı ve şarj bağlantı noktalarını değiştirebiliyor. Galaxy Book Pro serisi sahipleri, onarımı kendi ellerine almak için yedi orijinal parçaya erişebilecek. Buna kasa önü, kasa arkası, ekran, pil, dokunmatik yüzey, parmak izi okuyuculu güç tuşu ve lastik ayaklar dahildir. Müşteriler ayrıca, ihtiyaç duyduklarında kullanabilmeleri için tüm onarım araçlarını saklayabilecekler ve Galaxy cihazlarını herhangi bir zamanda tamir etmek için uygun, sorunsuz bir deneyim sunabilecekler.

Samsung, kendi kendine onarım programını yakın gelecekte daha fazla cihaz, onarım aracı, kılavuz ve pazar içerecek şekilde genişletmeye kararlıdır. Bu çabalar, Galaxy müşterilerini teknolojilerini onarmak için daha fazla seçenekle güçlendirerek, onarım yeteneklerine erişimi genişletmeyi amaçlıyor.

kendi kendine onarım programının artık Avrupa’da, özellikle Belçika, Fransa, Almanya, İtalya, Hollanda, Polonya, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık’ta kullanılabileceği açıklandı. Programın ülkemizde ne zaman kullanıma sunulacağı henüz bilinmiyor.

Visa Avrupa İnovasyon Programı’nın 2023 dönemine seçilen 5 yerli fintech

Visa Avrupa İnovasyon Programı, Türkiye’deki 2023 dönemi için seçilen beş fintech’i açıkladı.

Avrupa’daki yenilikçi fintech’lerin iş birliği ve hızlandırma platformu olan program, finans ve ödeme sektörlerinde inovasyonu teşvik etmek amacıyla, girişimci ekosistemini Visa ve küresel iş ortakları ile bir kez daha bir araya getirecek. İspanya, İtalya, Kıbrıs, Malta, Portekiz, Türkiye ve Yunanistan’da yürütülen programa, 2018’deki lansmanından bu yana 50’den fazla ülkeden 1.000’den fazla fintech başvurdu. Sadece bu dönemde ise başvuru sayısı 300’e yaklaştı.

Programın Hackquarters ile birlikte yürütülecek olan Türkiye ayağında, bu yıl Türkiye programı için alınan toplam 55 başvuru arasından seçilen fintech’ler, Abonesepeti, Agrio Finans, Craftgate, Enqura ve Recepta oldu. Seçilen fintech’lerin hepsi, uluslararası düzeyde ölçeklendirilebilir olma potansiyeline sahip iş modellerini, bilgi birikimlerini ve büyüme tutkularını gösterdi. Program süresince fintech’ler ezber bozan çözümlerini geliştirecek, üye işyerleri ve KOBİ’leri güçlendirecek, yeni ödeme akışlarını ortaya çıkaracak ve entegre finans ile akıllı ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek üzere çalışacaklar.

  • Visa Güney Avrupa İş Geliştirme Başkanı Jak Telyaz proje ile ilgili olarak,

“Visa Avrupa İnovasyon Programı’nın Türkiye’deki başarısından ve bu girişim programının uluslararası düzeydeki başarılı uygulanmasını sürdürmekten dolayı gurur duyuyoruz. Bu proje ile Visa, fintech ekosistemini birbirine bağlamaya ve fintech’lerin işlerini ölçeklendirmelerine destek olmak için onlara gerekli görünürlüğü, ağı ve yetenekleri sağlamaya devam ediyor. Bu program ile geleceğin ödeme sistemlerinin ve Türkiye’deki fintech ekosisteminin gelişimine katkımızı sürdürmek istiyoruz” dedi.

  • Hackquarters CEO’su ve Kurucusu Kaan Akın ise verdiği demeçte;

“Startup ekosistemini her zaman destekleyen Hackquarters olarak, fintech’lerin en yenilikçi kurumsal ortaklarla bağlantı kurması için tutkuyla çalışıyoruz. Hackquarters, 2019 yılından bu yana Visa Avrupa İnovasyon Programı’nın uygulayıcısı ve küresel bir finans lideriyle karşılıklı fayda yaratmaya dayalı bu iş birliğini genişletmeye devam ediyor. Fintech’lerin işlerini büyütmelerine yardımcı olan Visa Avrupa İnovasyon Programı, küresel bir inovasyon ağına, finansmana ve iş uzmanlarına erişim sağlarken aynı zamanda bu alanda somut örnekler oluşturuyor ve müşterilerin deneyimlerini yeniden şekillendiriyor”

İş birlikleri, birlikte yaratım ve ölçeklenebilir çözümlerle fintech ekosistemine değer katıyor

Visa, fintech’lerle iş birlikleri, küresel iş ortaklığı ağına erişim sağlama ve girişimlerin büyümelerini hızlandırma konusunda güçlü bir geçmişe sahip. Visa Avrupa İnovasyon Programı, fintech ekosistemine birebir mentor buluşmaları, tavsiyeler, teknolojik imkanlar ve müşterilere erişim dahil olmak üzere Visa’nın altyapısına erişim sağlıyor.

Visa Güney Avrupa Bölge Genel Müdürü Bea Larregle, Program hakkında şunları ekliyor: “İş birlikçi inovasyon, daha kapsayıcı ekonomiler inşa etmek ve ekonomik büyüme için çok önemli. Programın Güney Avrupa bölgesinin farklı pazarlarındaki başarılı deneyimlerinden sonra, İspanya, İtalya, Kıbrıs, Malta, Portekiz, Türkiye ve Yunanistan’da yeni dönemde programa kabul edilen fintech’leri kutluyoruz. Fintech’leri Avrupa’da ödemelerin ve ticaretin geleceği için önemli değerler olarak görüyoruz ve daha fazla fintech yeteneğini keşfetmeye ve teşvik etmeye devam edeceğiz” dedi.

Visa Avrupa İnovasyon Programı 2023’e Türkiye’den seçilen fintech’ler:

Abonesepeti: Abonesepeti tüm abonelikleri, tek bir uygulamada başlatma, yönetme, sonlandırma ve daha fazlasını yapmaya yardımcı olan bir abonelik yönetim platformudur. Böylelikle, ilk hizmet başlangıcından abonelik iptal sürecine kadar tüm abonelik sorunlarına çözüm üreterek tüketicinin zamandan ve paradan tasarruf etmelerini sağlar.

Agrio Finans: Agrio, tarım ve gıda ekonomisini Yeşil Mutabakata hazırlayan etki odaklı bir finansal teknoloji çözümüdür. Çözüm, denetimli finansal otorizasyon yapısı ile tarım ve gıda tedarik zinciri için Yeşil Mutabakat uyumlu dijital varlık ihracını mümkün kılar.

Craftgate: “One-Stop” Shop Ödeme Orkestrasyonu. Craftgate, tek noktadan tüm banka sanal POS’larını, yurt içi ve yurt dışı ödeme kuruluşlarını ve alternatif ödeme yöntemlerini sisteminize entegre edebilmenizi ve hepsini tek panelden yönetebilmenizi sağlayan ödeme orkestrasyonu aracıdır.

Enqura: Yeni nesil uzaktan kimlik tespiti platformu. 2023 yılında uluslararası Stevie ödüllerinde finans endüstrisinde inovasyonda mükemmellik altın ödülü kazanmış, süper hızlı bir uzaktan müşteri, kimlik ve yüz doğrulama çözümüdür.

Recepta: Recepta işletmelerin kasada e-posta veya telefon numarası gibi herhangi bir kişisel bilgi gerektirmeden müşterilerine özelleştirilmiş kağıt ve dijital makbuzlar sunmalarına yardımcı olan bir platformdur. Recepta ödeme kartı numarasını müşteriyi tanımlamak için kullanır ve müşterilerin spam e-postalardan, çağrılardan ve pazarlama mesajlarından korunmasını sağlar.

Microsoft, sanal gerçeklik odaklı oyun pazarına girmeyi henüz planlamıyor

Oyun sektörünün önde gelen oyuncularından biri olan Microsoft Game Studios, sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) pazarına girmek için acil bir planları olmadığını açıkça ortaya koydu. Microsoft Game Studios’un başkanı Matt Booty, yaptığı açıklamada VR ve AR’ın mevcut durumunun Microsoft’un özellikle yakın gelecekte oyun alanındaki başarı kriterleriyle uyuşmadığını vurguladı.

Booty, Microsoft oyunlarının başarılı sayılabilmesi için yaklaşık 10 milyon kullanıcıdan oluşan önemli bir oyuncu tabanını çekmeleri gerektiğini açıkladı. Ne yazık ki VR ve AR teknolojileri, henüz bu kadar yaygın bir şekilde benimsenmedi. Booty, bu gelişmekte olan teknolojilerin potansiyelini kabul ederken, Microsoft’un devam eden franchise’lar ve hareketli topluluklar oluşturmak için mevcut fikri mülkiyetlerinden yararlanmaya odaklanmayı tercih ettiğini belirtti.

Bu stratejik duruş, Microsoft’u Sony ve Meta gibi rakiplerinden ayırıyor. Sony’nin kısa süre önce piyasaya sürdüğü PlayStation VR2, altı hafta içinde 600.000 adet satılarak etkileyici bir ilk satış gördü. Sony Başkanı Hiroki Totoki, PS VR2’nin, 2019’un sonunda 5 milyon adede ulaşan selefinin toplam satışını geçebileceğine dair iyimserliğini bile dile getirdi. Benzer şekilde Meta, bu yılın başlarında Quest VR’dan yaklaşık 20 milyon adet sattı.

Microsoft’un VR konusundaki konumu geçmişte incelemeyle karşı karşıya kaldı. Kasım 2019’da Microsoft’un oyun bölümü başkanı Phil Spencer, VR hakkındaki bazılarının teknolojiyi küçümsediği şeklinde yorumladığı sözleriyle tartışmalara yol açtı. Ancak Spencer daha sonra yorumlarına açıklık getirdi ve oyun endüstrisinin farklı alanları keşfetmesini takdir ederken, VR’nin acil odak noktaları olmadığını vurguladı.

Microsoft’un mevcut duruşu, VR meraklılarını hayal kırıklığına uğratsa da şirketin mevcut oyun ekosistemine olan bağlılığını vurgulanıyor. Başarılı IP’lerini genişletmeye ve beslemeye odaklanan Microsoft, geniş bir oyuncu tabanı için ilgi çekici deneyimler yaratmayı hedefliyor. Bununla birlikte, VR ve AR pazarları gelişmeye devam ettikçe Microsoft gelecekte bu teknolojileri keşfetme olasılığına daha da yaklaşacak. AR ve VR teknolojileri, yavaş ama istikrarlı bir şekilde oyun alanında bir niş oluşturuyor.

Ev konaklaması ve gayrimenkul yönetimi odaklı yerli girişim Missafir, Karadağ pazarına açıldı

Türkiye’nin ev konaklaması ve gayrimenkul yönetim girişimlerinden Missafir, hizmet ağını Karadağ‘a genişletti.

Girişim, Avrupa’da ikinci durağı olan Karadağ’da aynı anda 6 şehirde birden hizmet vermeye başlıyor. Budva, Kotor, Tivat, Kolaşin, Bar ve Ulcinj gibi popüler tatil destinasyonlarını portföyüne ekleyen Missafir, global ev konaklaması ve gayrimenkul yönetimi markası olma vizyonu doğrultusunda önemli bir adım daha atıyor.

Missafir, Karadağ pazarına girişini yüksek katılımlı bir lansman toplantısı ile gerçekleştirdi. Türkiye Cumhuriyeti Karadağ Büyükelçiliği’nin destekleriyle gerçekleşen lansmanda, kamu ve özel sektörden birçok önemli isim bir araya geldi.

Missafir CEO’su Mehmet Yüksel, konuyla ilgili olarak verdiği demeçte:

Hırvatistan’dan sonra Adriyatik bölgesinin hızlı büyüyen ve büyük potansiyel barındıran ülkesi Karadağ’a güçlü bir şekilde giriyoruz. Karadağ’ın büyük turizm potansiyelinden faydalanarak bölgede hızlı bir büyüme planlıyoruz. Aynı zamanda bu ülkede bakir olan ev konaklaması sektörünün dijital dönüşümünü de sağlayacağız. Karadağ, hem bölgedeki yeni pazarlar hem de Avrupa liderliği hedefimiz için önemli bir adım. Bu adımı atarken bizlere büyük destek sağlayan Büyükelçimiz Sayın Barış Kalkavan’a çok teşekkür borçluyuz.

Missafir, Karadağ’daki ev sahiplerine teknolojik altyapılı uçtan uca gayrimenkul yönetimi desteği sunarken, kısa ve orta dönem ev kiralamada beş yıldızlı otel konforu sağlayacak. Yakın zamanda üst segment portföyü ile Hırvatistan’dan Golden Leaf Properties’i bünyesine katan Missafir, Türkiye, Kuzey Kıbrıs, Hırvatistan ve Karadağ’da 100’den fazla gözde lokasyonda, 2300’den fazla evle farklı ihtiyaçlar ve deneyimler için geniş bir spektrumda hizmet veriyor.

Missafir yatırımcısı ve Chief Strategy Officer Mehmet Onarcan, Avrupa pazarındaki büyüme stratejileri ve Karadağ’a giriş kararları üzerine şu demeci verdi

“Doğu Avrupa’nın öne çıkan pazarlarının potansiyellerini, pazar ve rekabet koşullarını değerlendiriyor, giriş ve büyüme stratejimizi de pazar dinamiklerine göre özelleştiriyoruz. Hızlı giriş ve lokal deneyim açısından yerel iş birliklerine çok önem veriyoruz. Uygun, sinerjiler yakaladığımız bölgelerde satın almalara devam edeceğiz. Ancak Karadağ gibi kendi operasyonlarımızı kurup organik büyümeyi hedeflediğimiz pazarlar da olacak. Missafir’in başarılı yönetimi ile Karadağ, gayrimenkul yatırımcıları için daha da cazip bir pazar haline gelecek. Bir yandan toplam portföy ve gelirlerimizdeki yurt dışı payını artırırken bir yandan da en önemli gelir kalemi turizm olan bu ülkenin gelirlerine katkıda bulunacağız. TurkCham-Montenegro’nun kurucu üyelerinden biri olarak Karadağ-Türkiye iş ilişkilerini geliştirmek için de çalışacağız.”

Türkiye’nin PropTech dikeyindeki önemli girişimlerden biri olan Missafir’in sunduğu teknolojik çözümler arasında, dinamik fiyatlama, çoklu platformlarla tek arayüz üzerinden entegrasyon, kanal yönetimi, akıllı ev teknolojileri ve AI veri analizleri bulunuyor. Sektörün dijital dönüşümünde liderlik bayrağını taşıyan girişim, bu alandaki yatırımlarını büyüterek global başarıyı yakalamayı amaçlıyor.

Yeni yatırım turu geliyor

Missafir’in Avrupa’daki büyümesini ve marka bilinirliğini artırmak, teknoloji yatırımlarına hız kesmeden devam etmek için yurt dışından yatırımcılar ile görüştüğü bilgisi de aldığımız duyumlar arasında. Türkiye’den doğup global bir marka olma yolunda ilerleyen Missafir’in adımlarını heyecanla takip etmeye devam edeceğiz.