Ana Sayfa Blog Sayfa 154

Meta’nın yapay zeka vizyonunda, çalışanların üçte biri işinden ayrıldı

Teknoloji devi Meta, en iyi yeteneklerini elinde tutmak ve OpenAI gibi rakiplerine ayak uydurmak için mücadele ederken yapay zeka (AI) alanında önemli zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Meta CEO’su Mark Zuckerberg’in yapay zekaya yaptığı yoğun yatırıma rağmen, son zamanlarda işten çıkarmalar ve kilit araştırmacıların ayrılması Meta’nın bu alandaki ilerlemesini yavaşlattı.

Geçtiğimiz yıl içinde Meta, yapay zeka araştırma ekibinin önemli bir bölümünü kaybetti Bunun sonucunda sektör liderleriyle rekabet etme becerisi üzerinde doğrudan bir etkiye sahip oldu. Zuckerberg’ün 2013’te Meta’nın yapay zeka çabalarına liderlik etmesi için tuttuğu Yann LeCun bile Beyaz Saray’ın ev sahipliğinde düzenlenen “Companies at the Frontier of Artificial Intelligence Innovation” zirvesine davet edilmedi. Ancak Google ve OpenAI gibi diğer büyük şirketlerin yetkilileri de aynı etkinlikte hazır bulundu.

Rota düzeltmesi gerektiğini kabul eden Meta çalışanları, şirketi yapay zekada yeni bir yön benimsemeye çağırıyor. Meta’nın daha önce umut vaat ettiği bir alan olan üretken yapay zekadan uzaklaşmasına yol açan geçmiş hataları düzeltmesini istiyorlar.

LeCun’un liderliği altında, Meta’nın yapay zeka araştırmacıları, büyük dil modellerini etkili bir şekilde teşvik etmede ve ChatGPT gibi büyük ölçekli modellerde çığır açmada zorluklarla karşılaştı. Buna rağmen Zuckerberg, Haziran ayında çalışanlarla yaptığı bir toplantıda şirketin yapay zekadaki son ilerlemelerini övdü ve üretici yapay zekadaki birçok büyük atılımı öne sürdü.

Geçen yıl Meta, önemli bir araştırmacı kaybı yaşadı. İşten çıkanların çoğu tükenmişlikten veya şirketin yapay zekadaki gelecek planları hakkında şüphelerinden bahsetti. OpenAI’ın ChatGPT’sinin Kasım ayında piyasaya sürülmesi, çalışanlar başka yerlerde fırsatlar aradıkça Meta’dan yetenek akışını daha da hızlandırdı.

Dahili olarak, Meta’nın liderliğine olan güven büyük ölçüde azaldı. Nisan ve Mayıs ayları arasında gerçekleştirilen bir şirket içi anket, Meta çalışanlarının yalnızca yüzde 26’sının şirketin gidişatına güven duyduğunu ortaya koydu. Meta, bu bulgular hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

Zuckerberg, şubat ayı kazanç raporunda 2023’ü “verimlilik yılı” ilan etti. Şirketin Kasım ayında 11.000’den fazla işçiyi etkileyen işten çıkarmaları ve müteakip proje kapanışları, bu verimlilik hamlesinin bir parçasıydı. Bununla birlikte, bu önlemlerin Meta’nın yapay zeka zorluklarını ele almak ve hızla gelişen yapay zeka ortamında rekabet gücünü yeniden kazanmak için yeterli olup olmayacağı oldukça merak ediliyor.

İstanbul merkezli mobil oyun girişimi Fuse Games, 2 milyon dolar yatırım aldı

Akın Semih Şahan, Emre Ovacık, Umut Başaran, Yavuz Topçuoğlu ve Yerd Yerdan Bostan’dan oluşan beş kişilik bir ekip tarafından 2023 yılının Ocak ayında Fuse Games’in temelleri atıldı. Ekip, yaratıcılık ve uzmanlıklarını birleştirerek oyunlarını geniş bir kitleye ulaştırmayı hedefliyor.

İstanbul merkezli mobil oyun girişimi Fuse Games, tohum öncesi turda NFX ve Lakestar liderliğinde 2 milyon dolar yatırım aldı.

Fuse Games ekibi, aldıkları yatırım ile üzerinde çalıştıkları shooter oyunlarını geliştirmeye odaklanarak oyun kalitesini üst seviyelere taşımayı planlıyor. Yapay zeka (AI) teknolojisini oyuncu deneyimine entegre etmek üzerine çalışmalar yapan Fuse Games; yapay zekanın gücünden yararlanarak oyun mekaniğini geliştirmeyi, oyuncu etkileşimlerini optimize ederek bireysel tercihlere ve beceri seviyelerine uyum sağlayan kişiselleştirilmiş oyun deneyimleri sunmayı amaçlıyor.

Fuse Games CEO’su Akın Semih Şahan, Fuse Games’in geleceği için duyduğu heyecanı dile getirerek;

“Aldığımız yatırımın, oyun geliştirme sürecimizi hızlandıracağını ve yenilikçi yollar keşfetmemizi sağlayacağını düşünüyoruz. Oyuncular için benzersiz ve ilgi çekici deneyimler yaratmak üzerine nitelikli bir ekiple birlikte çalışıyoruz.”

Lakestar’ın direktörü Beatrice Aliprandi ilk günden itibaren ekibin iş disiplininden, hızlı ürün geliştirme kapasitesinden ve stratejik planlama yeteneğinden çok etkilendiklerini dile getirdi. Fuse Games ekibinin oyun geliştirme sürecini daha verimli hale getirecek ve oyuncu tecrübesinde devrim yaratacak yeni teknolojileri uygulama konusundaki başarısına da dikkat çekerek, Fuse Games’in geleceği konusundaki heyecanını belirtti.

Çevrimiçi mağazalar için iade sürecini kolaylaştıran Rever, 7.5 milyon euro yatırım aldı

Çevrimiçi iade yönetimi girişimi Rever, düzenlenen turda 7.5 milyon euro yatırım aldı. Tur, Mundi Ventures, Scouting Fund ve Y Combinator‘ın katılımıyla düzenlendi.

Çevrimiçi iade piyasası önemli bir pazar haline geldi. Yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde 2022 yılında çevrimiçi alışveriş yapanların iade ettiği ürünler, 194 milyar euro’ya ulaştı. Barselona merkezli River da bu konuya önemli çözümler geliştiriyor. 

Girişim, halka açık hiçbir finansal veri veya hesap olmamasına rağmen, 40’tan fazla ülkede 120’den fazla müşteriye sahip olduğunu iddia ediyor. Ancak Rever, 2023 mali yılı için kendinden emin bir şekilde beş kat gelir artışı öngörüyor. Bu gelirler, öncelikle iade platformları aracılığıyla işlenen siparişlerden gelecek ve beklenen toplam işlem hacminin “çift haneli milyonlara” ulaşması bekleniyor. Rever’in ana odak noktası Avrupa pazarı olacak. 

Rever’in platformunun temel amacı, çevrimiçi mağazalar için karmaşık iade sürecini kolaylaştırmak oluyor. İlgili önemli maliyetler göz önüne alındığında, Inditex de dahil olmak üzere bazı moda şirketleri iadeler için müşterilerden ücret almaya başladı. Rever gibi girişimler, başlangıçta tam ekonomik geri ödemelere alternatifler sunarak çevrimiçi mağazalarla entegre olmayı hedefliyor. Ayrıca müşterilere anında ödeme sunarak sektörde yaygın olan iki haftalık tipik bekleme süresini ortadan kaldırırlar. Bu hizmet karşılığında Rever bir komisyon alır.

Rever’in teknolojisi, alternatif iade seçeneklerini kolaylaştırmanın yanı sıra, lojistik sipariş oluşturma (farklı kargo şirketleriyle entegrasyon), gümrük idaresi, veri analizi ve satın alma eğilimi analizi gibi çeşitli özellikleri kapsıyor. Girişim, alıcılara daha alakalı ürünler önermeyi amaçlıyor.

Peugeot 408, Türkiye’de yılın tasarımı ödülünün sahibi oldu

Peugeot, tüm dünyada kazandığı ödül serisine bir yenisini de Türkiye’den ekledi. Otomotiv Gazetecileri Derneği (OGD) tarafından bu yıl 8’incisi gerçekleştirilen “Türkiye’de Yılın Otomobili” yarışmasında, son 3 yıldır verilen “Yılın Tasarımı” kategorisini bu sene Peugeot 408 kazandı. 64 gazeteciden oluşan Otomotiv Gazetecileri Derneği Jürisi, Peugeot 408’in, SUV kodlarıyla, göz alıcı tasarımı ve yenilikçi yaklaşımıyla dikkat çeken fastback formunu yılın en iyisi olarak belirledi.

Eylül 2022’de dünya lansmanı yapılan Peugeot 408, Uluslararası Red Dot Tasarım Ödülü’nün ardından bu alandaki bir diğer prestijli ödülü Türkiye’de kazanarak başarılarına bir yenisini ekledi. 

Gülin Reyhanoğlu: “Hem Türkiye hem de global olarak büyük bir memnuniyet duyuyoruz”

Otomotiv Gazetecileri Derneği’nin “Türkiye’de Yılın Otomobili” yarışmasında kazanılan “Yılın Tasarımı” ödülüyle ilgili olarak Peugeot Genel Müdürü Gülin Reyhanoğlu:

“Tanıtıldığı günden itibaren hem müşterilerimiz hem de değerli basın mensupları tarafından ilgiyle takip edilen yeni 408 modelimizin ‘Yılın Tasarımı’ olarak seçilmiş olmasından dolayı, hem Türkiye hem de global olarak büyük bir memnuniyet yaşıyoruz. OGD üyelerine, Peugeot 408’i hem ‘Yılın Tasarımı’ ödülüne layık görmelerinden hem de ‘Yılın Otomobili’ yarışmasında en yüksek ikinci puanı alacak biçimde büyük bir takdir ve beğeniyle değerlendirmelerinden ötürü de içtenlikle teşekkür ediyoruz. Mart 2023’te Türkiye satışa sunduğumuz Peugeot 408, bu kısa süre zarfında 3 bine yakın müşterimiz ile buluşurken kısa zamanda 27 bin adet seviyesinde talep toplayarak, gelecek planlarımızı revize etmemizi sağladı. Fastback tasarımlı C-SUV konumundaki yeni 408 için ilk aşamada belirlediğimiz 2023 yılı satış hedefimizi de yoğun talep ve ilgi sonrası yükselttik” dedi.

Peugeot 408, Tasarım Ödüllerini Topluyor!

Peugeot’nun C segmentinde SUV kodlarıyla, göz alıcı tasarımı ve yenilikçi yaklaşımıyla dikkat çeken fastback tasarımlı yeni modeli 408, marka tarihinde ilk defa Otomotiv Gazetecileri Derneği’nin “Türkiye’de Yılın Otomobili” yarışmasında “Yılın Tasarımı” kategorisini kazandı. Yarışma tarihinde ilki 2021’de verilen “Yılın Tasarımı” kategorisinde jüri üyeleri sadece otomobillerin tasarımlarını değerlendirerek oylarını kullanıyorlar. Ödül serisine eklenen bu yeni başarıya ek olarak Peugeot 408, 2023 Red Dot Ödülü’nü de kazanmıştı. Marka tarihindeki sekizinci Red Dot Ödülü’ne ulaşılmasını sağlayan yeni 408, ince ve zarif silueti ile jüriyi ikna etti.

Yeni Peugeot 408, özellikle arka kısmında, tavanın son noktasında, bagaj kapağında ve çamurluklarındaki keskin hatlarıyla dikkat çekiyor. Yeni Obsession Mavi ve Titanyum Gri dahil olmak üzere altı gövde rengi arasından seçim yapılabiliyor. Karakteristik kedi duruşuyla birleşen yeni Peugeot 408’in SUV kodlu dinamik silueti, kusursuz tasarımı dili, keskin ve vurgulu hatlarıyla sınıfının en dikkat çekici C segmenti fastback konseptiyle öne çıkıyor. GT donanım seviyesinde standart olarak sunulan gövde rengindeki ön ızgara, ön cephe ile bütünleşiyor. Yeni Peugeot 408 aynı zamanda markanın yeni logosunu da gururla taşıyor. Arka tamponun formu da, modele güçlü bir duruş kazandırıyor. Peugeot 408, öndeki karakteristik ışık imzası ve arkadaki üç pençeli LED farlarla markanın ürün gamındaki yerini alıyor.

Dış tasarım gibi iç mekân da çekici bir tasarımla dikkat çekiyor. Koltukların tasarımı, kullanılan malzemelerin kalitesini daha da ön plana çıkartıyor. Versiyona bağlı olarak Falgo Yarı Deri Kumaş Döşeme, Mint Yeşili Dikişli Koltuklar ve Alcantara Yarı Deri Kumaş Döşeme, Adamite Yeşili Dikişli Koltuklar sunulurken Siyah Nappa Deri Döşeme ve Mavi Nappa Deri Döşeme opsiyonel olarak sunuluyor. Bunun dışında, orta konsolun arkasındaki LED ambiyans aydınlatması yumuşak bir aydınlatma sağlıyor ve iç mekânın zarif atmosferine katkıda bulunuyor.

Yeni fastback model, sadece çarpıcı bir tasarımla dikkat çekmekle kalmıyor, aynı zamanda en güncel sürüş destek sistemleri ve en yeni motor teknolojisiyle de öne çıkıyor. “Seçim Özgürlüğü” sloganına sadık kalan Peugeot 408, Türkiye’ye ilk aşamada 1.2 PureTech 130 HP motor ve 8 ileri vitesli EAT8 otomatik şanzımanıyla ithal edilirken gelecekte hibrit ve tam elektrikli versiyonun da satışa sunulması planlanıyor.

Rekabet Kurumu, Google hakkında soruşturma açtı

Rekabet Kurumu, Alphabet ve Google‘a haksız rekabet nedeniyle soruşturma başlattığını duyurdu. Soruşturma kapsamında 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik kararlar alınacak.

Bugün yapılan açıklamada Alphabet Inc., Google LLC, Google International LLC, Google Ireland Limited ve Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti. hakkında soruşturma açıldı. Konuyla alakalı Rekabet Kurumu‘ndan şu açıklama yapıldı:

“Alphabet Inc., Google LLC, Google International LLC, Google Ireland Limited ve Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti.den oluşan ekonomik bütünlüğün çevrim içi görüntülü reklamcılık ve reklam teknolojileri hizmetleri faaliyetlerine ilişkin olarak bağlama ve kendini kayırma davranışlarıyla 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal ettiği iddiası üzerine yürütülen önaraştırma Rekabet Kurulunca karara bağlandı.

Önaraştırmada elde edilen bilgi, belge ve yapılan tespitleri 18.05.2023 tarihli toplantısında müzakere eden Rekabet Kurulu, bulguları ciddi ve yeterli bularak; 4054 sayılı Kanun’un 6. maddesini ihlal edip etmediğinin tespitine yönelik olarak; Alphabet Inc., Google LLC, Google International LLC, Google Ireland Limited ve Google Reklamcılık ve Pazarlama Ltd. Şti.den oluşan ekonomik bütünlük hakkında soruşturma açılmasına, 23-23/432-M sayı ile karar verdi.”

Açıklamaya baktığımızda Google’ın direkt ceza almayacağı ve soruşturma sürecinde gerekli araştırmaların yapılmasının hemen ardından kararın açıklanacağı belirtiliyor.

Dünyanın ilk yapay doku teknolojisini geliştiren Bloocell, 16 milyon TL hedefle kitle fonlama yatırım turuna çıktı

Tıbbi cihaz / ilaç endüstrilerinin gereksinimlerini karşılamak için yüksek standartlarda ekipman ve otomasyon sistemleri üreten Bloocell, paya dayalı kitle fonlaması turuna çıktı. Tamamlayıcı, tedavi edici ve kişiye özel anatomik formlarda üretilebilen dünyanın ilk yapay doku teknolojisini geliştiren şirketin ürünleri, ortopedi, dental, plastik cerrahi, beyin cerrahi ve kraniyofasiyal cerrahi alanlarında kullanılabiliyor.

Üçüncü nesil biyomateryal olarak tanımlanan teknoloji, dokuları veya uzuvları taklit etmenin yanı sıra tedavisi hedeflenen alanda yeni dokuların oluşmasını sağlayarak vücuttan tamamen uzaklaşıyor. Fonbulucu platformunda 18 Ağustos 2023 tarihine kadar sürecek yatırım turunda şirket paylarının %10’unun arzıyla 16 milyon TL fon talep eden Bloocell, kampanyanın başlama tarihi olan 19 Haziran Pazartesi günü saat 10.00 itibari ile 20 iş günü içerisinde EFT veya kredi kartı ile yapılan yatırımlarda yatırımcılara %20 fazladan pay verecek. Yatırım turuna, fonbulucu Invest platformu üzerinden uçta uca online işlemlerle katılım sağlanabilecek.

Bloocell kurucu ortaklarından Prof. Dr. Gazi Huri ve Danışma Kurulu Üyesi Prof. Dr. Pınar Yılgör Huri, Johns Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Translasyonel Doku Mühendisliği Merkezi ve Biyomedikal Mühendisliği Bölümünde yaptıkları bilimsel çalışmalar neticesinde Amerikan Ortopedi Derneği (AAOS), Ortopedi Araştırma Topluluğu (ORS) ve John Hopkins Üniversitesi’nden maddi destek ve ödül almaya hak kazanan isimler. Projenin ön kinik çalışmaları uluslararası düzeyde başarı ile sonuçlanırken biyoteknoloji sektöründe uzun yıllardır çalışan ve birçok ulusal/uluslararası projeyi başarı ile tamamlayan Kurucu Ortak Mustafa Cüneyt Çıkman yapılan çalışmaların endüstriyel iş planlaması, yasal izinlerinin alınması ve iş modelinin oluşturulması süreçlerinde yer aldı. Üretim hattının kurulması ve gerekli teknik alt yapı çalışmalarında ise ülkemizin önde gelen projelerinde yer alan sanayici Kurucu Ortak Oktay Topaloğlu’nun katkıları var.

Devlet Malzeme Ofisi’nin tekno katalog sisteminde yer alan ilk biyoteknoloji ürünü 

Boğaziçi Üniversitesi Derin Teknoloji üssünde seri üretim hattı kurarak Yaşam Bilimleri ve Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin sunduğu olanaklarla AR-GE ve ÜR-GE faaliyetleri çerçevesinde çalışma olanağı da bulan girişim, Haziran 2021’de projenin tüm yasal süreçlerini tamamlayarak  sağlık profesyonellerinin ve hastaların hizmetine sundu. Ülkemizde 1000’den fazla hastanın tedavisinde kullanılan ürünün dünya lansmanı Almanya, Fransa, Amerika ve Dubai’de yapıldı, bunun yanı sıra kısa sürede 20’den fazla ulusal kongreye katılım sağlandı. Bilim Sanayi Bakanlığının istemi üzerine TÜBİTAK tarafından yapılan değerlendirme sonucunda teknolojik ürün sınıfında yer almaya hak kazanan  Bloocell, Ticaret Bakanlığının incelemeleri neticesinde yerli malı belgesi aldı ve Devlet Malzeme Ofisi’nin tekno katalog sisteminde yer alan ilk biyoteknoloji ürünü oldu. Şu anda Türkiye’de tüm sağlık kuruluşlarına bu kanal ile rahatlıkla hizmet sağlayabiliyor.

 Kısa vadede 29 ülkeye açılacak

Yapay doku teknolojisi ürününün Türkiye genelinde ciddi bir müşteri kitlesine erişerek kendisini ispatladığını ifade eden Bloocell Genel Müdürü Mustafa Cüneyt Çıkman, ülkemizde ürüne karşı oluşan güven duygusunu koruyacaklarını ve daha fazla yerli hastane ile sağlık merkezinde yer alarak yaygınlaşacaklarını söyledi. Yurt dışı açılımı hakkında da konuşan Mustafa Cüneyt Çıkman:

“Bloocell, Amerika’da FDA sertifikasyonu tamamlayarak uluslararası arenada sahip olduğu inovatif yönler ile öne çıkacak bir biyoteknoloji şirketi. Bu bağlamda global düzlemde başarılı olacak potansiyele sahip. Önümüzdeki dönemde Almanya merkezli Avrupa ofisimizi açacağız. 29 ülkede Bloocell ürünlerinin Sağlık Bakanlığı kayıtları yapılacak. Avrupa’da şu anda üç olan distribütör sayımızı 10’a çıkartarak tüm Avrupa’a pazarına entegre olacacağız. Çin, Hindistan ve Asya Pasifik pazarı için ise izin süreçleri içerisindeyiz. Ayrıca başta Kenya olmak üzere Afrika kıtasında yaptığımız klinik çalışmalarla da öne çıkmayı planlıyoruz. Ulusal ya da uluslararası yatırım şirketleri ile ikinci tur ve Seri A yatırımları ile şirket değerlememizi artırmak da orta vadeli plnalarımız arasında” dedi.

WhatsApp, Meta Quest VR entegrasyonunu test ediyor

Popüler mesajlaşma platformu WhatsApp, sanal gerçekliğe doğru yeni bir adım atıyor. Yeni beta güncellemesiyle beraber şirket, Meta Quest VR sanal gerçeklik gözlüğüyle entegrasyonu test ediyor.

WhatsApp kısa bir süre önce Android kullanıcıları için Google Play Store’da en son beta sürümü olan 2.23.13.6’yı piyasaya sürdü. bununla beraber yakın gelecekte resmi olarak kullanıma sunulacak yeni bir özelliği tanıttı. Bu heyecan verici gelişme, WhatsApp’ın yakında mevcut hesapları Meta’nın sanal gerçeklik (VR) gözlüklerine bağlayabileceğini sunacağını gösteriyor.

WABetaInfo’dan gelen raporlara göre WhatsApp, kullanıcıların mevcut hesaplarını Meta Quest VR cihazlarına bağlamasını sağlayacak bir özellik üzerinde aktif olarak çalışıyor. WhatsApp işlevsel özelliklerini VR kulaklıklara getiriyor.

Mevcut WhatsApp hesapları ile VR cihazları arasındaki bağlantının nasıl kurulacağına, uyumluluk bilgilerine ve güvenli iletişim için uçtan uca şifrelemenin sürdürülmesine ilişkin ayrıntılar henüz bilinmiyor. WABetaInfo, bu özellik şu anda geliştirme aşamasında olduğu için WhatsApp’ı Meta Quest’e bağlamanın henüz mümkün olmadığını vurguluyor. 

WhatsApp ayrıca diğer bazı özellikler üzerinde de çalışıyor. Windows için en son WhatsApp Beta güncellemeleri, görüntülü aramalarda ekran paylaşımınıyüksek kaliteli fotoğraf paylaşımını, yeniden tasarlanmış bir emoji klavyesini ve yeni topluluk ayarlarını sunuyor. Bu geliştirmeler, kullanıcılar için iş birliği, görsel paylaşım ve kişiselleştirme seçeneklerini geliştirmeyi ve WhatsApp deneyimini daha da geliştirmeyi amaçlıyor.

Skywell’in üreticisi Skyworth ve Ulubaşlar Grubu, ülkemizde batarya fabrikası kuracak

Ulubaşlar Grubu şirketlerinden Ulu Motor distribütörlüğü ile Türkiye pazarına çok hızlı bir giriş yapan ve Türk tüketicisi tarafından büyük ilgi ile karşılanan Skywell’in üreticisi Skyworth yaptığı işler ve yatırımlarla adından söz ettirmeye devam ediyor.

Geçen sene Çin’in Jiangsu eyaletinde 1.2 GWh kapasiteye sahip batarya fabrikası açan marka, bu hamle ile küresel pazardaki rekabette elini güçlendirdi. 22 bin metrekarelik tesiste bir batarya modülü ve iki batarya paketi üretim hattı kuran markanın 2023 yılı hedefi ise 170 milyon dolarlık batarya üretmek.

Uzun menzil tercih edenler için kusursuz bir seçenek

Skywell’in özellikle son 10 yılda elde ettiği yeni nesil araçlar alanındaki tecrübesiyle tasarladığı ET5’in talebi karşılayabilecek sayıda üretildiğini söyleyen Skywell Türkiye CEO’su Mahmut Ulubaş:

“86 kwh yüksek kapasiteli bataryası sayesinde, şehir içinde 642 km’ye kadar menzil sunabilen ET5, 0’dan 100 km/s hıza ulaşması 7.9 saniye sürüyor. Son teknolojik donanımlarla tasarlanan 150 kW gücündeki elektrikli eSUV modelimiz, hızlı şarj olma özelliğiyle yüzde 20’den yüzde 70 seviyesine dolumu ise yaklaşık 30 dakika sürüyor. Tüm bu özellikleriyle piyasadaki modellerden sıyrılan yeni tasarımımız, özellikle uzun menzilli ve konforlu bir sürüş tercih edenler için kusursuz bir seçenek oluşturuyor” dedi.

“Benzine Oranla 6 Kat Oranında Daha Tasarruflu”

Elektrikli araçların çok daha tasarruflu olduğunu belirten Ulubaş:

“Ev tipi prizlerde 100 kilometrelik mesafe için gereken şarj kapasitesinin maliyeti, yaklaşık olarak 20 liralık bir maliyete denk geliyor. Bu rakam, özellikle son dönemde büyük artış gösteren benzine oranla 6 kat oranında tasarruf imkânı sağlıyor” değerlendirmesinde bulundu.

“Ülke Ekonomisine Önemli Katkılar Sağlamak İstiyoruz”

Ulubaş, Türkiye’de Batarya Geliştirme ve Üretim fabrikası açmak üzere anlaşmaya varılması ile ilgili olarak da:

Batarya özellikle otomotiv pazarının dönüşümünde anahtar unsur ve bu teknolojiyi burada üretmek Türkiye’ye önemli kabiliyetler kazandıracak. Ülkemiz ekonomisine önemli katkılar sağlayacak. İstihdam anlamında da Türkiye’ye önemli bir getirisi olacak. Özellikle ihracat tarafında bizim gurur duyacağımız işler yapmamızı sağlayacak. Ayrıca Skywell’in üç sene içerisinde piyasaya sürmeye planladığı yeni modellerinin de Türkiye’de üretilmesi konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Onunla ilgili de olumlu gelişmeler beklemekteyiz.” şeklinde konuştu.

“Yakıtlı Otomobillerle Arasındaki Dolum Süresi Farkını Kaldıracağız”

Skywell Kurucu Ortağı ve CEO’su Wu Longba ise Skywell’in performansını arttırmak için sürekli Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını belirterek:

“Yeni bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz. Skywell ET5 LR’da 800V+4C süper hızlı yeni şarj teknolojisine sahip olacak, şarj gücü 120kw’den 480kw’ye yükselecek, bu da 8 dakikada yüzde 0 ila 80 doluluğa ulaşmasını sağlayacak. Bu sayede yakıtlı otomobiller arasındaki dolum süresi farkını ortadan kaldırmayı hedefliyoruz. Çin’de en yükseği 860V yazılımla bataryalara sahip araçlar üretilmekte ve ülkede üretilen araçların yüzde 23’ü elektrikli araç kategorisinde. İlerleyen yıllarda bu rakamın yüzde 50 olması planlanıyor.” dedi.

“Türkiye’ye Yönelik Yatırım Planlarımız Var“

Türkiye’de yapmak istedikleri yatırımlar hakkında da konuşan Wu Longba:

“Hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın 15 ülkesinde distribütörümüz olan Ulu Motor ile yatırımlar konusunda çok yakın çalışıyoruz. Birlikte batarya fabrikası açmak konusunda anlaşmaya vardık. Bununla ilgili olarak fizibilite çalışmalarına en kısa zamanda başlayacağız. Türkiye, Çin ilişkileri açısından da önemli bir dönüm noktası olacak bu iş birliği için çok heyecanlıyız. Ayrıca Türkiye’de bir araç üretim hattı kurmayı, yedek parça tedarik sistemini Türkiye’ye getirmeyi ve bazı parçaların üretimini burada yapmayı da planlarımız arasına koyduk, tüm bu süreçler için zaman içinde Ulu Motor ile farklı iş ortaklıklarımız olacak. İsteğimiz Türkiye’nin yeni enerji araç endüstrisi teknolojisini ve kapasitesini geliştirmeyi planlamak.” şeklinde konuştu.

“Bir showroomdan daha fazlası: Skyhouse”

Skywell markasına özel olarak devreye alınan, bir otomobil showroomundan çok daha fazlasını sunan Skyhouse noktalarında özel bir deneyim yaşanıyor. Bu noktada, Skywell müşterileri için bir oturma odası konforunda bir ortamda üst düzey bir deneyimi sunan marka, ZES şarj noktalarıyla da bu noktaları bir üst seviyeye taşıyor. Skyhouse’lara gelen müşteriler, özel deneyim alanlarında vakit geçirip, kahve çay içebilecekleri ve toplantı dahi yapabilecekleri bir ortama sahip olurken, ZES DC şarj noktaları sayesinde indirimli şarj imkânı elde ediyorlar. Bu hizmet sadece Türkiye’de değil Ulu Motor distribütörlüğü olduğu tüm ülkelerde ve akabinde tüm Skywell distribütörlüğünde hedefleniyor. 

Sodexo, Pluxee ismiyle çalışmalarına devam edecek

Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri yeni hedefleri doğrultusunda artık Pluxee markası ile yoluna devam ederek, yan haklar ve çalışan bağlılığı alanındaki global lider marka konumunu bir adım daha ileri taşıyor. Tüm paydaşları için değer yaratarak büyüme stratejisini güçlendirmeyi hedefleyen Pluxee, çalışan dünyasındaki değişimler ve çalışanların bireysel esenlik beklentileri doğrultusunda, hayatı kolaylaştıran çözümler geliştiren iş ortağı olarak müşterilerini daha fazla desteklemeye hazırlanıyor.

Sodexo Grubu’ndan aldığı vizyon ve değerlerin gücünü de arkasına alarak yan haklar ve çalışan bağlılığı alanında fark yaratmaya hazırlanan Pluxee, yeni markanın kattığı güç ile, Sodexo Grubu tarafından 5 Nisan 2023’te duyurulan yeniden yapılanma projesiyle borsada ayrı olarak işlem görme sürecinde önemli bir adım atacak.

Pluxee Genel Müdürü Aurélien Sonet, konuya ilişkin yaptığı açıklamada;

Pluxee büyüyen bir pazarda vizyonumuzu ve güçlü hedeflerimizi somutlaştıran genç, dijital, pozitif ve yenilikçi bir marka. Bu marka ile kendimizi yeniden tanımlıyoruz. Güçlendirilmiş kimliğimiz, müşterilerimiz ve iş ortaklarımız için bizi farklılaştıracak en önemli unsur olacak ve özellikle dijital alanda yeni yetenekler için daha çekici olmamızı sağlayacak.” dedi.  

 Neden yeni bir marka?

Pluxee, şirketlerin gelişmiş ve dijital bir çalışan deneyimi için tercih ettiği güvenilir iş ortağı olarak; yeni kimliği sayesinde, son derece dinamik bir pazarda kendini daha güçlü bir şekilde farklılaştırmayı hedefliyor. Büyük değişimlerin yaşandığı iş dünyasında şirketlerin çalışanlarına yenilikçi ve kişiselleştirilmiş çözümler sunarak müşterilerinin işveren markalarını güçlendirmesini sağlayacak Pluxee, çalışanların ise hayatlarında değerli olan her şeyi dolu dolu yaşamalarına destek olmayı hedefliyor.

Pluxee, 31 ülkede faaliyet gösteren güçlü bir oyuncu olarak; yaklaşık 45 yıllık tecrübesi, sağlam performansı, ana hissedarı Bellon ailesinin vizyonu ile uzun vadeli kararlı duruşu ve çalışanlarının bağlılığının temelini oluşturan KSS taahhütleri sayesinde, büyüyen ve henüz tam keşfedilmemiş bir pazarın potansiyelini ortaya koymaya hazır durumda.

Pluxee güçlü bir stratejik plana hizmet edecek. Pluxee 2025 stratejik planı kapsamında; özellikle KOBİ’ler arasındaki penetrasyon oranını yükselterek en başından beri ana faaliyet alanı olan yemek ve gıda avantajları işini ivmelendirmeyi hedefliyor. Satın alma gücünü ve çalışan bağlılığını desteklemek için iyi yaşam, hediye ve ödül ile ulaşım ürünlerinin kapsamını genişletecek olan Pluxee, tek bir dijital platform aracılığıyla hizmetlerini müşterilerinin çalışanları için daha erişilebilir hale getirmeyi amaçlıyor. Pluxee, bu hedeflere ulaşmak için 2025’e kadar her yıl cirosunun %10’u ile teknoloji yatırımı yapacak.

Pluxee, otonom bir strateji benimseyerek; Sodexo Grubu’nun Nisan 2023’te duyurduğu, yeniden yapılanma yoluyla borsada ayrı olarak işlem görme projesine bağlı olarak modern ve dijital bir vizyonu, ideali ve konumlandırmayı yansıtacak. Pluxee, stratejik planını hayata geçirmek için kendi yönetim yapısı ve kurum kaynaklarına sahip olacak.

Hyundai, sürdürülebilir mobilite odağında girişimlere yatırım yapıyor

Hyundai Motor Grubu, Seul’de İnovasyon Teknoloji Günü etkinliği düzenledi. Bu özel etkinlikte gelecek planlarını ve çalışmalarını paylaşan Hyundai, aynı zamanda dünya çapındaki şirketlerle inovasyon ve startup alanındaki işbirliklerine devam edeceğini vurguladı.

Grup, inovasyon faaliyetlerini güçlendirmeye başladığı 2017’den 2023’ün ilk çeyreğine kadar 200’den fazla girişime 1 milyar dolardan fazla yatırım yaptığını açıkladı. Boston Dynamics, Motional ve Supernal hariç olmak üzere bu önemli yatırımı mobilite için yapan Hyundai, segmente göre mobilite hizmetleri de dahil olmak üzere çok sayıda iş kolunu destekledi. Bu doğrultuda, Singapur’daki Grab ve Hindistan’daki OLA gibi mobilite hizmeti veren şirketlere yaklaşık 550 milyon dolarlık bir yatırım yaparken ayrıca yapay zekaya da 50 milyon dolar, otonom sürüşe 42 milyon dolar ve hidrojen dahil enerjiye de 20 milyon dolar ayırdı.

Hyundai Motor Grubu Başkan Yardımcısı ve İnovasyon Grubu Başkanı Dr. Yunseong Hwang:

“Yenilikçi teknolojiler veya hizmetlerle insanların hayatlarında olumlu değişikliklere yol açabilecek girişimler üzerinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Geleceğin akıllı ve sürdürülebilir mobilite çözümlerinin yaratılmasına ve insanlık için refah ve yaşam kalitesinin iyileştirilmesine yönelik önemli adımlar atan girişimlere aktif olarak yatırım yaparak gerekli olan ekosistemi kuracağız” dedi.