Ana Sayfa Blog Sayfa 1063

Snapbuy, Şirket Ortağım’dan 180 bin TL’lik tohum yatırım aldı

Teknopark İstanbul içerisindeki girişimlerden olan yapay zeka tabanlı görsel arama ve sınıflandırma motoru geliştiren SnapBuy, Şirket Ortağım’dan 180 bin TL’lik tohum (seed) yatırımını aldı. Bu yatırıma Şirket Ortağım Melek yatırımcılarından; Orhan Turan, Emre Sayın, Metin Arghan ve Sanem Okan katıldı. SnapBuy ayrıca bir İTÜ Çekirdek girişimidir.

snapbuy-logoSnapBuy‘ın kurucu ortağı Utkan Menteş alışveriş alışkanlıklarını tamamen değiştirebilecek bir ürün sunduklarını söyledi. Globalde de görüntü tanıma pazarının 30 milyar dolarlık bir hacimde olduğunu dile getirdi.

Girişim, Inoven AI çatısı altında bulunuyor. 2 farklı gelir modeline sahip. SnapBuy hem proje bazlı şekilde firmalarla çalışıyor hem de ürününü SaaS olarak da kullanıma sunuyor. SnapBuy alışveriş dikeyinde büyümek istiyor.

Bu tohum yatırım umuyoruz ki yakın gelecekte ilk yatırım turunu da beraberinde getirir. Girişimle ilgili gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

Haydar Çolakoğlu’ndan Uber’e rakip yerli uygulama: YOLO

TEB Holding ve Çolakoğlu Grup Yönetim Kurulu Üyesi, Endeavor mentoru da olan Haydar ÇOLAKOĞLU liderliğinde Ulaşımda En Pratik Yol O! sloganı ile yola çıkan ve Uber’in karşılaştığı en güçlü rakip olan girişim YOLO için geri sayım başladı. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de yoğun ilgi gören şehir içi, konfor ve kaliteyi birleştiren yolculuklar sağlayan platformlara bir yenisi daha ekleniyor. Kısa süre içinde hayatımızda farklı bir yer edinmeyi hedefleyen girişimin adı YOLO.

yolo-uygulamasi-androidYOLO, şehir içinde lüks segment araçlar ile şehir içi VIP taşımacılık hizmeti veren ve sektöre çok iddialı girerek diğer rakiplerine nazaran çok farklı iş modeli ve kazanç vaat eden bir mobil uygulama. Dünyada Uber modeli olarak bilinen mobil uygulamanın Türkiye versiyonu olarak planlanmış olan YOLO, uzun süren Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkmış.

YOLO’yu dünyadaki benzerlerinden farklı kılan en önemli özellik TR’de hukuksal altyapısının sağlamlığı ve farklı kazanç modelleri.

Yönetim kademesindeki 12 kişilik tecrübeli ekibin, 1 yıl süren çalışmaları sonucu ortaya çıkardıkları YOLO, şehir hayatına yeni bir soluk getirmeyi planlıyor. Ulaşımdaki zorlukları keyif ve konfor ile çok uygun koşullarda sunmayı hedefleyen ekip adına konuşan YOLO Yönetim Kurulu Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU şunları söyledi;

haydar_colakoglu
YOLO YK Başkanı Haydar ÇOLAKOĞLU

“Günümüzde temel ihtiyaçlarımızdan biri olan şehir içi konforlu seyahatin hızlı, güvenli ve ucuz olarak sağlanabilmesi başlangıç noktamızdı. Bununla birlikte, kayıt dışı kalan birçok seyahatin kayıt altına alınarak vergilendirilmesi, sektörde hukuksal altyapının sağlamlaştırılması yeni düzende yeni normallere alışan bizler için çok önemli. İşlerimize teknolojiyi en verimli şekilde entegre etmek hem kullanıcılarımıza hem de iş ortaklarımıza yüksek kazanç sağlayacaktır. YOLO yüzde yüz yerli yapım bir uygulamadır. Amaçlarımızdan biriside bu iş modelini hızlı bir şekilde ülke dışında da kullanılan bir marka yapmaktır. YOLO’nun temel felsefesi bundan ibarettir.

Kendi kurucularımızın sağladıkları desteklerin yanında, henüz başlangıç aşamasında iken Los Angeles merkezli bir yatırım şirketinden 16 milyon dolar değerleme ile bir kısım yatırım aldık. Kendileri ile yaptığımız çalışmalar sonucunda da “you only live once” baş harflerinden oluşan YOLO isminde karar kıldık. Bunun yanısıra Los Angeles, San Francisco, Londra ve Zürih merkezli yatırımcı grupları ile de görüşmelerimiz devam etmekte. Bu güç birliği platformu ile hem UBER gibi bir dünya devine rakip olacak, hem de Türkiye’den bir dünya markası çıkartabilmek için çalışacağız.

Başlangıç gününde 300’ün üzerinde araç ile hizmet verecek olan YOLO ile kullanıcılar, tek tuş ile araç çağırabilecek, ulaşım ücretlerini kredi kartları ile ödeyebilecekler. Araçta unuttukları herhangi bir eşyanın güvende olduğunu bilecekler. Yıl sonu hedefimizde 1000’i aşkın araçla hizmet vermek var.

Bu uygulamaların yanısıra yolcularımızı çok özel kampanyalardan da faydalandıracağız. Farklılıklarımız, ilk günden bu ayrıcalıklar ile görülecek. Kasim ayında acilacak beta surumu ile İstanbul`un bazi seckin mekanlarinda yapilacak test surusleri ile hizmete baslayacak olan uygulama üzerinden özellikle tanıtım günlerimizde kayıt yaptıran yolcularımıza 15 Aralık – 4 Ocak tarihleri arasında ücretsiz ulaşım hakları, çeşitli promosyonlar sağlayacağız. Açılışa özel bu kampanya gibi birçok büyük kurumdan da kampanya desteği alan YOLO ile yolculuklarınızın standartları değişecek. YOLO’yu hepinize tavsiye ediyorum. YOLO dünyasına hoş geldiniz.”

GooglePlay ve AppStore‘dan YOLO‘yu indirebilirsiniz.

SXSW Accelerator başvurularında bu Cuma son gün!

Bu sene 9.su düzenlenen SXSW Accelerator® Pitch Event yine Austin Startup Village’da 11-12 Mart 2017 tarihlerinde gerçekleşecek.

Tim Draper DFJ, John Sculley of Apple/Pepsi, Tim O’Reilly of O’Reilly Media, Paul Graham of Y Combinator, Naval Ravikant of AngelList, Guy Kawasaki of Alltop, Chris Sacca of Lowercase Capital, Chris Hughes of New Republic/Facebook, Mark Suster of Upfront Ventures, Albert Wenger of Union Square Venture, Scott Weiss of Andreessen Horowitz ve Bob Metcalfe of Ethernet/3Com gibi isimlerin Jüri üyeliği yaptığı yarışmaya katılabilir ve girişimini global seviyeye taşıyabilirsin. Katılan startupların 14%’ü Google, Apple, Huffington Post gibi şirketlerden yatırım aldılar.

Bu sene 10 farklı kategoride başvuru alan etkinlikte 25 startup sunum yapma şansı bulacak. Kategorilere buradan ulaşabilirsiniz

Son başvuru tarihi 11 Kasım Cuma. Hemen basvur!

Başvuracaklar SXSW Accelerator’un Uluslar Arası Jurisi’nde bulunan Ayse Inal’a ulaşabilirler! [email protected]

Founder Institute, İstanbul’da beşinci yılından sonra Ankara ve İzmir’de de açılıyor

fi_leaf2009’dan beri 6 kıtada 130’dan fazla şehirde 2000’den fazla teknoloji girişimi kuran ve hızlandıran Founder Institute (FICO), 4400’ün üzerinde mentoru ve küresel ağı ile tam zamanlı çalışanlara ve teknogirişimci olmak isteyenlere girişimciliğe sorunsuz bir geçiş yapmalarında destek oluyor.. Sürdürülebilir teknoloji girişimcileri yetiştirmek ve Silikon Vadisi bilgi ve deneyimini aktarmak amacıyla Istanbul’da 2012’den beri devam eden program, program direktörü A. Erhat Nalbant’ın öncülüğünde bu yıl İzmir ve Ankara’da da başlayacak.

İşini Bırakmadan Girişimci Ol – Neden Founder Instute?

Founder Institute mezunlarının dünya çapında hayatta kalma oranı %79 (4 yılda Istanbul’da %52) ve fonlanma oranı %45 (Istanbul %17), genel piyasa ortalamasında ise girişimlerin 2 yıl için %80’inin battığı kabul edilir. Bu farklılığı yaratan FICO programın en önemli özelliği, girişimcilerin fikirleri var veya yok başvurabilmesi, kabul edilmek için karakter özelliklerini ve öğrenme hızını ölçen testlerden geçip kabul edilirse 14 hafta boyunca girişiminin en riskli bölümlerini belirleyip onları bertaraf etmeye çalışmaları. Geçen sene başvurup kabul edilenlerin %15’i programı bitirebildi. Bir diğer farkı ise 130’dan fazla şehirde uygulanan ve üzerinde en çok veri toplanarak optimize edilen müfredat ve programa sahip olması olarak gösterebiliriz.

fico-sinif2015 Dönemi’nde Antep, Edirne, Ankara ve İzmir’den de başvurular alan program, bu yıl İzmir ve Ankara’da da başlayacak ve daha geniş bir topluluğa destek olmayı amaçlıyor. FICO Istanbul Direktörü A. Erhat Nalbant, 2014’te bir çok ilden talep aldıklarını ama program 14 hafta boyunca haftaiçi bir akşam yürüdüğü için bir çok girişimciye destek olamadıklarını belirtiyor. Bunun üzerine 2015 dönemini Cumartesi sabahlarına alarak şehir dışından gelenlerin de yoğun katıldığı bir dönem ortaya çıkmış. Bu yüzden 2016 için iki şehirde daha FICO programı başlatarak daha yaygın olarak girişimcilere destek olma kararı alınmış.

İstanbul dönemi başlıyor

İstanbul 2016 dönemi Aralık’ta başlıyor, son başvuru 20 Kasım. Başvuru ücreti ödemeden bu bağlantıdan başvurabilirsiniz. Döneme katılım ise ücretli.

İletişim için Founder Instute İstanbul program koordinatörü Ali Erhat Nalbant ile de iletişim kurabilirsiniz. Email adresi: [email protected]

İstanbul’da 2012’den beri toplamda 2000’den fazla başvurudan 125’ini programa kabul eden ve sadece 17 mezun veren FI Istanbul, mezunlarına Silikon Vadisi’nde yatırımcılara sunum yapmaları imkanı sağlıyor. Bu yıl beşinci dönemi açılacak program 4 ay sürüyor. Haftada 1 gün, girişimciler dünyadan ve Türkiye’den başarılı girişim CEO’larından konu odaklı mentorluk alarak tam zamanlı işlerine/projelerine devam ederken adım adım firmalarını kuruyor.

Japon yatırım grubu Mitsui, Inventram’ın yüzde 30’una ortak oldu

Dünya’nın en önemli yatırım grupları arasında gösterilen Japon grup Mitsui; Koç Holding ve Koç Üniversitesi’nin ortaklığında 2010 yılında kurulan erken aşama yüksek teknoloji girişimlere yatırım yapan Inventram‘ın %30’una ortak oldu. Bu ortaklıkla beraber Mitsui, Inventram’ın Türkiye’deki yaptığı yatırım turlarını takip edeecek.

Mitsui’nin 100 milyar dolarlık varlıkla dünyanın önemli bir yatırımcı kuruluşudur. Inventram & Mitsui ortaklığı özellikle mühendislik ve patent içeren yıkıcı (distruptive) girişimlere yapay zeka ve sensörler dikeyinde yatırımlar yapacak. Inventram bugüne kadar toplamda 4800’den fazla başvuru almış ve 6 girişime yatırım yapmış.

Ali Y. Koç “Ülkemiz yurt içi ve yurt dışı çalkantılara rağmen ekonomik direncini koruyor.”

“‘Mitsui ile kurduğumuz ortaklığın Japonya’dan ülkemize gelecek yeni yatırımlar için de kapı açmasını diliyorum. Teknoloji yatırımları ve inovasyonu artıracak teşvik, eğitim ve yasal çerçevenin geliştirilmesi önem arz ediyor. Ülkemiz yurt içi ve yurt dışı çalkantılara rağmen ekonomik direncini koruyor.” açıklamalarında bulundu. Bu görüşmelerin 24 ay önce başlandığına ve 29 temmuzda imzaların atıldığını da sözlerine ekledi.

Mitsui’nin Avrupa Kurumsal Planlama Başkanı Naotaka Hayashi, “Koç grubunun uzmanlığına güveniyoruz ve küresel iş ağımız ile bu ortaklığa katkıda bulunabileceğimizi düşünüyoruz” dedi. Türkiye’deki yatırımlarının 60. yılını kutluyor, ayrıca bu ülkenin daha fazla atılım yapması gerektiğini de önemle dile getirdi.

Bu büyük ortalık ile yurtdışından ülkemize yapılan yabancı yatırımların da önünü açmasını bekliyoruz. Gelişmeleri size zamanla aktarmaya devam edeceğiz.

Otizmli Çocuklar için Eğitim Uygulaması Otsimo, ArıKovanı’nda

Zafer Elçik tarafından hayata geçirilen ODTÜ Atom içerisinde yer alan Otsimo, Arıkovanı’nda fonlanmaya başladı. Otizm üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır.

The Autism Society‘nin verilerine göre dünya üzerinde otizmli sayısı toplam nüfusun %1,5 ine tekabül etmektedir. Otizmin neden kaynaklandığı bilinmemektedir. Bu nedenle net bir ilaç tedavisi veya tıbbi çözümü yoktur. Otizmin bugün için kabul edilen en önemli tedavi aracı, erken ve yoğun eğitimdir. Bu noktada Otsimo, geliştirdiği mobil uygulamalar ile otizmli çocuklara bir fırsat sunmaktadır.

Projeyi Arıkovanı’nda incele

Dünyada ve ülkemizde otizm tanısı olan çocuklar yeterli eğitim alamamaktadırlar. Bunun başlıca sebepleri; Otizm eğitiminin çok pahalı olması, devlet desteğinin ve otizm okullarının yetersiz kalması ve Özel yetiştirilmiş kişilerin (dil, davranış terapisti vb.) azlığıdır.

Otsimo, otizmli çocukların yoğun ve kaliteli bir eğitim almaları için çocuklara gereken ve eksik kalan eğitimin tablet bilgisayarlar aracılığıyla evde verilmesini amaçlar.

otsimo-uygulamaOtsimo, “Otsimo Çocuk” ve “Otsimo Aile” olmak üzere iki ayrı mobil uygulamadan oluşur. “Çocuk” ve “Aile” uygulamalarından oluşan eğitim paketimiz çocuklara eğitsel oyun ve materyalleri sunarken, ailelere işlediğimiz verilerden nasıl eğiteceklerine dair öneriler, oyun mağazası ve uzaktan erişim seçeneği sunar.

  • Çocuklar için ücretsiz eğitim. Otsimo sosyal etki yaratmayı amaçlayan bir girişimdir. Otsimodaki eğitsel oyunlar ve materyaller tamamen ücretsiz olarak indirilip kullanılabilir. Otizm eğitiminin pahalı olması sorununu çözmektedir.
  • Kendi kendine uygulanabilir. Çocuk uygulaması kendi kendine uygulanabilir olarak tasarlanmıştır. Çocuklar öğretmene ve başlarında biri durmasına gerek kalmadan eğitsel oyunları kendileri oynayıp öğrenebilir. Bu sayede otizm eğitim masrafları düşmektedir. Oluşturduğumuz oyunlar “Uygulamalı davranış analizi” (ABA: Applied Behavior Analysis) sisteminin tablete taşınmış halidir.
  • Mobil. Bu sayede herhangi bir yerde fiziki şartlara (okula veya özel bir odaya) ihtiyaç duymadan eğitim sürdürülebilir kılınmıştır. Bu sayede eğitim maliyeti düşmektedir.

Otsimo otizmli çocukların eğitimindeki en büyük problemlerinden biri olan konsantrasyon eksikliğini oyunlaştırma teknikleriyle çözer. Her çocuk gibi otizmli çocuklarda tabletlere ilgi duymaktadır. Otizmli çocuklar eğitime ortalama 5-15 dakika arasında odaklanabilirken, tablet kullanırken bu süre 45-50 dakikaya kadar çıkabilmektedir. 

MZV Gençlik Zirvesi Canlı Bloglama

(aşağıdan yukarıya doğru canlı bloglama)

Mehmet Zorlu Vakfı katkılarıyla gerçekleştirilen etkinlik sona erd.

İş hayatında en önemli nokta Empati.

Emre Uğurlu sahnede.

Bir Startup kurmak demek, bir ülke ekonimisine katkı yapmak demektir.

Fethiye’de dil okulu kurduk. Dünya’dan en çok yabancı öğrenciyi Türkiye’ye getiren dil okulu olduk. 6 milyon dolar yatırım aldık.

Tutku çok önemlidir. Şengatta çalışıyordum ve çok iyi maaş alıyordum. Ancak girişimcilik hayalimden ötürü bir arkadaşımla beraber buradaki işimizi bırakıp Türkiye’de döndük.

Fırsatınız varsa yeni İnsanlar tanımak için yurtdışına gitmeyi deneyin.

Ailem hayatım boyunca doktor olmamı istedi ancak ben hayallerim peşinde koşmayı tercih ettim.

  • Insider’ın kurucusu Hande Çilingir sahnede

Hep öğrenci kalın…

Teşekkür ediyor ve şükrediyor olmak çok önemli. Başarılarınız konusunda teşekkür ederin, şükredin.

Churchill’in sözünü ekledi “Başarı; başarısızlıktan başarısızlığa, hevesini kaybetmeden koşabilmektir.”

Çalışmak ile üretmek iki farklı bir olgu. İkisini aynı anda yapabilmek bir başarıdır.

Şans önemlidir ancak mistik bir güç değildir. Şansı da siz doğurursunuz. İnsan tanıma çabanız sizin şansınızı artırır.

Bugünün dünyasında adını duyduğunuz başarılı insanların çoğu, çok çalışıyorlar.

Üniversite sonrasında çalışmak için ortalama 45 yılınız var. Mezun olduktan sonra 3-5 yıl çalıştıktan sonra, yeni bir işe geçmek istiyorsanız bunu deneyin. Çünkü geriye kalan daha 40 yıllık bir hayatınız var.

Kötü yanlarınız anlamında da kendinizi tanımalısınız. Kendinizi geliştirmek için önemlidir.

Ve hayatta şu bir gerçek ki; acı çekmek, stres yaşamak hayatın olması gereken bir kuralıdır. Bunu kafaya takarsanız her zaman mutsuz olursunuz.

Dünyanın en zor işi, insanları mutlu etmektir.

Her sabah kalktığınızda nerede olmak istediğinizi hayal edin.

Kendimizi şartlamak önemlidir. Bundan 10,20 yıl sonra nerede olacağınızı bugünden hayal etmeye başlayın.

Hayal etmek, başarmak istediğiniz şey konusunda beyninizi canlandırmaktır.

  • 41&29 kurucusu Alemşah Öztürk sahnede.

Herkes birbirleriyle tanışmak için ortak nokta bulmaya çalışıyor.

İnsanlarla sadece işinizle değil, karakterinizle bağlantı kurun.

5 sene sonra olmak istediğiniz yerdeki İnsanlarla bugün tanışmaya başlayın.

İlgi anında network yapmak, İhtiyaç anında network yapmaktan daha kolay. Birisiyle işiniz düşmeden muhabbetiniz olsun.

(Uygulama: bütün salon yanındaki ile tanıştı)

Networking, bir şehir imecesidir.

Bizim kültürümüzde bir odaya girdiğinizde ortak noktayı bulduğunuzda, herkesle tanışabilirsiniz.

Networking sürekli kartvizit vermek değildir.

  • Networking Academi ve Speed Networking kurucusu Ertuğrul Belen sahnede.

Başarı be mutluluk için gereken beceriler hızla değişiyor.

Konu sadece iktidarla olan bir durum değil. 3 kuşaktır bu durum böyle. Bundan hepimiz sorumluyuz.

Üniversitelerimiz henüz çağı yakalayamadı. OECD’nin 2015 yılında yaptığı bir araştırmada okuduğunu anlamada Dünyada’daki seviyemiz %1

Y kuşağı kurumsalı pek sevmedi. Yeni meslekler türüyor, eskileri yok oluyor.

21. yüzyıl şirketleri ayakta kalmak istiyorsa; İnisiyatif alabilme, Yaratıcılık, Tutku Hırs olan çalışanları almalı. Türkiye’de şu an şirketler halen 20.yy’daki gibi davranıyor, farkında değiller.

20. yüzyılda İnsan Kaynakları yöneticileri çalışanlarda; itaatkar sadakat, titiz çalışma ve zeka arıyor. Ancak bunlar yetmez. Şirketi farketmeden batırır.

Eğitim sisteminin geliştirilmesi sadece devleti yapacağı bir şey değil. Kurumlara da burada ciddi görevler düşüyor. Onların da eksikleri var.

Eğitim sistemiyle ilgili ciddi sorunlarımız var. Dur, sus, otur ile bu çözülmesi. 2020 yılında en büyük aranan yetkinlik Proglem Çözme olacak. Ancak şu anki sistemle bunu çözemeyiz.

Biz öğrenmeyi, yaparak öğrenen biriyiz. Formal eğitimle sorununuzun olması sorun değil.

  • Prof. Dr. Erhan Erkut kendi konuşmasını gerçekleştiriyor.

Hangi okuldan mezun olursanız olun, hangi eğitimleri almış olursanız olun, iş yaşamındaki başarınız bu yetkinliklerinizi okuldan sonrada geliştirebilmenizle gerçekleşir.

Eğitim olarak geriye gidiyoruz. 1985 yılında Boğaziçi Üniversitesinden mezun olan bir mühendis ile bu yıl mezun olan mühendisi karşılaştırdığımızda, eğitimimizin geri gittiğini görüyorum.

Kişisel becelerinize önem verin. Yeteneklerinizi geliştirmek için çalışın.

Hayatta iki şey çok önemlidir. Birincisi iyi bir eş sahibi olmak, ikincisi doğru bir iş seçmek.

Ülkemiz her geçen gün daha iyi gidiyor. Bu ülkeden umudunuzu kesmeyin.

Mehmet Zorlu Vakfı’nın kurulduğundan bugüne 17 civarında bursiyeri oldu. Vakıf olarak 10 tane okul yaptırdık.

  • Zorlu Holding İnsan Kaynakları grubu başkanı Necmi Kavuşturan konuşmasını yapmak için sahnede

 

Umuyorum ki bu zirve gençlerin önünü açar, geleceğin Türkiye’sine başarılı bir nesil yetiştiririz.

Bu zirve gençlerimiz için önemli bir dönüm noktasıdır.

Gençleri en iyi şekilde yetiştirip 21. yüzyıla en iyi şekilde hazırlamalıyız.

Son 20 yılda bilginin en önemli güç olduğunun farkındayız.

Eğitim, vakfımızda her zaman en önemli konu olmuştur.

  • Zorlu Holding yönetim kurulu Olgun Zorlu, açılış konuşmasını gerçekleştiriyor.
  • MZV Zirvesi MEF Üniversitesi Rektör Yard. Prof. Dr. Erhan Erkut’un moderatörlüğünde başladı.

Burak Büyükdemir “Girişimciliğimizin en büyük düşmanı: Gayrımenkul projeleri”

“Eğer Türkiye’de bir inovasyon müzesi kurulacaksa, O’nun hologram heykeli mutlaka bu müzede olmalı.” Prof. Erhan Erkut’un Startup İstanbul etkinliğinde sahnede bu sözlerle tanıttığı kişi, Etohum’un kurucusu ve yöneticisi Burak Büyükdemir. Büyükdemir’le, 63 ülkeden girişimci ve yatırımcıları İstanbul’da topladığı Startup İstanbul’un hemen ardından konuştuk. Büyükdemir, Türkiye’de girişimciliğin önündeki en önemli engelin gayrimenkul sektörü olduğunu söylüyor. “Herkes inşaata yatırım yapıyor, internet girişimleri yatırımcı bulmakta zorlanıyor. Girişimlerin yüzde 50’si ilk yıl içinde kapanır. Riskli bir yatırımdır ama Türkiye’nin geleceğini kaybetmemek için yüksek teknolojiden vazgeçmemek gerek” diyor. Etohum, yüzde 70’i Burak Büyükdemir’in sahip olduğu, modanisa.com’un kurucusu Kerim Türe’nin ortaklığı bulunan ve Türkiye’de internetin 1 numaralı “meleği” Hasan Aslanoba’nın 1.2 milyon dolar yatırımla yüzde 10’unu satın aldığı bir girişim. Hem girişimcileri yatırımcılarla buluşturan Startup Türkiye ve Startup İstanbul’un organizatörü, hem de bizzat parlayacak girişimlerin peşinde olan bir yatırımcı.

Bir tek girişimci korkup katılımını iptal etmedi

Bu yıl tüm kara bulutlara rağmen çok başarılı bir Startup İstanbul etkinliğine imza atıldı. Büyükdemir’in “domino etkisi yaratacak” dediği TOBB desteği belirgin bir fark yarattı. ABD’den Moritanya’ya Pakistan’dan tüm Avrupa ülkelerine kadar geniş bölgeden yaygın bir katılım oldu Startup İstanbul’a. Hem de OHAL’de, zor günlerin hemen ardından. Büyükdemir, ABD’den davetli 30 konuşmacının 20’sinin son gelişmelerden sonra tedirgin olduğu için Türkiye’ye gelmediğini ancak girişimcilerin yoğun katılım gösterdiğini anlattı: “Girişimcilerin bir tanesi bile ziyaretini iptal etmedi. Çünkü risk alan insan girişimci. 15 Temmuz sonrası ABD’de medyanın Türkiye’ye bakışı inanılmaz yanlıydı ve olduğundan daha dramatik hale getirdiler olayı. Amerika’nın ve bazı Avrupa ülkelerinin ‘Türkiye’ye gitmeyin’ uyarıları var. Bu nedenle Amerika’dan gelmeyen mentör ve yatırımcılar oldu. Ama gelenler Türkiye aşığı insanlardı. 63 ülkeden 1000 kişi getirdik İstanbul’a.”

Bundan 4 yıl önce girişimcilere yatırımcıyla ve mentörlerle buluşması için bir ekosistem yaratma hedefiyle başlatılan Startup İstanbul’un bögesel bir toplantı haline gelmesi 2 Pakistanlı katılımcı ile başlayan bir süreç olmuş. Büyükdemir bu ilk temasın ardından Pakistan’a gidip oradaki yetkililerle girişimcilerin Türkiye’ye gelişini kolaylaştıracak bir anlaşma yapmış. “Etohum olarak oranın Biletix’i olarak adlandırılan Bookme.pk adlı bir siteye de yatırım yaptık. Başka bir yatırımcı olmadığı için Pakistan’da çok değerli olduk. Bu yıl Startup Türkiye’ye aldığımız 25 bin başvurunun yüzde 18’ini Pakistan’dan aldık. Hindistan’dan da çok yoğun girişimci geliyor Startup İstanbul’a.” İstanbul’un bölge ülke girişimcileri için yaşamak açısından bir cennet olduğunu vurguluyor Büyükdemir. THY’nin sağladığı ulaşılabilirliğin önemli bir kriter olduğunu anlatan Büyükdemir, üçüncü önemli faktörün ise vize olduğunu, Türkiye Dışişleri’nin toplantıya gelecek girişimcilere randevu kolaylığı sağlama yolunda önemli destek verdiğini anlattı.

“Hiçbir ülke 63 ülkeden girişimciyi bir araya toplayamaz bu dönemde. İstanbul’un bu geniş bölgenin girişimcilerinin toplanabileceği bir yer olduğuna inanıyorum” diyen Büyükdemir, İstanbul’un bölgenin Silikon Vadisi olabilmesi için yapılması gerekenleri anlattı: Sanayi devriminin kaynağı petrolse, dördüncü sanayi devriminin kaynağı insan… İnsan önemli bir değer ve onu belirli bir bölgeye çektiğinizde orada inovasyon çıkıyor. Silikon Vadisi böyle oluştu. Geçen yıl bölgedeki 1 milyar doların üzerindeki şirketlerin yarısı göçmenler tarafından kurulmuş. Sır belli. Dünyadaki yetenekleri çektiğinizde bu işi başarıyorsunuz. Sanayi devriminden sonra nasıl en iyi petrol kaynağını bulmanız gerekiyorduysa şimdi de en iyi insan kaynağını bulmak zorundasınız. İnsan kaynağımız çok güçlü ülke olarak, harika gençlerimiz var ama bu dönemde homojen olarak kalamayız. Bütün dünyadan yetenekli insanları cezbedip buraya getirmemiz ya da onlarla birlikte çalışmamız lazım. Bizim İstanbul’u girişimciliğin başkenti yapabilmemiz için düşünce yapısı setini değiştirmemiz gerekiyor.”

Tüm yasal altyapı değişmeli startup vizesi getirilmeli Büyükdemir’e göre eğer Türkiye olarak düşünce yapımızı değiştiremezsek 10 yıl sonra otomobilin motorunu ve kaportasını üreten ama yazılımını üretemeyen bir ülke olacağız. Peki nasıl bir değişimden bahsediyor? “Hükümeti sivil toplum örgütü girişimcisi bir masada oturmalı ve bugün olduğu gibi güç savaşına girmeden, iletişim kurarak yapıyı girişimcilik yönünde değiştirmeli. O zaman herkes kazanacak, şu anda herkes işe sahip olmak için savaşıyor. Rakip ülkeler teknolojide inanılmaz adımlar atarken biz tarım ve tekstil ülkesi olarak kalacağız bu şekilde. Yasal altyapının değişmesi şart,. Şu anda Türkiye’de yabancı çalıştırmak isteyenin burnundan getiren bir yapı var, nasıl olacak bu şekilde. Biz bir yabancı çalıştırmak istedik ve oturma izni randevusu almak için 3 ay uğraştık. Bizim startup vizesi gibi yeni bir uygulama başlatmamız lazım. Girişimcinin oturma izni şartlarını kolaylaştırmamız lazım. Teknopark yasasını değiştirmek gerek, illa bir yere teknoloji vadisi dediğimizde oradan 3 kilo inovasyon çıkacağına inanmamamız lazım. Silikon vadisinin görsel şartlarını kopyalayarak biz buraya düşünce yapısını getiremeyiz. Binalar değil insanlar yapıyor inovasyonu. Binlerce girişimciyle konuşuyorum, onlara burada iş açmalarını kolaylaştırdığımızı söyleyelim örneğin Pakistanlı girişimcilerin yüzde 80’i gelir.”

Kırık cam teorisi ve kravatsız girişimcilik…

Girişimcilik ve kamu, çok birbirine uyan yapılar değil. Büyükdemir bu uyumsuzluğun yarattığı tehlikeyi anlatıyor: “Devletin olduğu toplantılar öyle ağır bir yapıda oluyor ki bu, girişimciye uymuyor. Devleti de bu işe katarak devletin düşünce yapısını değiştirmemiz gerekiyor. Girişimci kravat takınca orası farklı bir dünya oluyor ve rahat hissedememeye başlıyor. İlk toplantıyı Çırağan’da yaptık, bir baktım tüm girişimciler kravat ceket gelmiş. Orası saray ve öyle olmak zorunda hissetmişler. Bunlar detay geliyor belki ama önemli. Kırık cam teorisi var, bilir misiniz? Bir boş binanın bir tek camı kırılırsa bütün camları kırılırmış, ama hiçbir camı kırılmazsa kimse kırmıyormuş. Yani birisinin o kravatı takması o düşünce yapısına gitmemizi sağlıyor. Etki altında kalmadan rahat düşünme… Hiyerarşi olduğunda senin bilgini eziyor biri, eleştirip fikrini söyleyemiyorsun. Orada inovasyon çıkmıyor.”

Başarılı çıkış hikayelerine ihtiyacımız var

“Melek yatırımcı sayısının artması için artık başarı hikayelerine ihtiyacımız var. Bir yatırımcının “Ben iki yıl önce 4 yatırıma ortak oldum, ikisi gelişti ve onlardan çıktım” demesine ihtiyaç var. Çıkış pazarının oluşması lazım. Biz Etohum olarak henüz hiçbir yatırmdan çıkmadık. Son 10 yılda Türkiye’de çıkış sayısı da 20’yi geçmemiştir. Ürünlerimiz var satacağımız pazarımız yok. Tüm dünyada ortalama çıkış süresi 7 ila 10 yıldır. İyi startupların çoğu satıldı, bizim iyi yeni startuplar çıkarmamız lazım.”

Türkiye’de başarısız oldu, ABD’de milyar dolar değere ulaştı

“Beni etkileyen girişimlerden biri Türkiye’de başarısız olmuş ama Amerika’ya gidip başarıyı yakalayan udemy’dir. Eren ile ODTÜ Teknopark’ta iken tanışmıştık. Eğitim konusunda online’da bir site hazırladı ama olmadı, o da kapatıp yazılımcı olarak ABD’ye çalışmaya gitti. 6 ay çalıştı sonra ayrıldı ve Türkiye’de yapmaya çalıştığı işi yeniden başlattı. Udemy şu anda milyar dolar değere ulaştı, onlineda dünyanın top 10 şirketinden biri… Ne kadar üzülüyorum şimdi ona yatırım yapmadığım için…”

30 M2’de başladılar şimdi 10 bin M2’lik depo ve kâr var

“Evidea bizim Etohum olarak ortak olduğumuz ve güzel giden bir proje. Ev dekorasyon online’ı. İki girişimcinin 30 metrekarede kurduğu bu iş bugün hızla büyüyor. Onları tanıdığımda 3 kişi günde 3 sipariş alıyorlardı. Biz ortak olduktan sonra melek yatırım aldılar. Sonra ABD’nin en büyük verture capital’lerinden biri olan Tiger Global girdi ve 4 sene icinde 8 milyon dolar yatırım yaptı. Şu anda açıkara en öndeler, 200 çalışan ve 10 bin metrekarelik depomuz var. Başabaş noktayı geçiyorlar, kâra geçmeye başladılar.”

Yatırımcıyı havaalanına bırakırken fikir anlattı, milyon dolar kapısını açtı

“Startup İstanbul’da geçen yıl ikinci olan idrove, Endonezya’dan gelen bir şirket, 100 bin dolarlık bir yatırım aldı. Sonra bu girişim merkezini San Francisco’ya taşıdı ve orada 3.5 milyon dolarlık yatırım aldı. Bilkent mezunu Ozan’ın kurduğu anonim chat uygulaması yapan connectedtome bir süredir Türkiye’de yatırımcı arıyor ama bulamıyordu. Bir önceki yıl Startup İstanbul’da 500Startup’ın kurucusu Dave Mcclure ile tanıştı Ozan ve onu arabası ile havaalanına bıraktı. Fikrini yolda anlatıp yatırımı aldı. Adam arabadan indikten hemen sonra cep telefonlarına sözleşme gelmiş, e-mizayla göndermişler. 2 hafta içinde yatırım hesaplarına geçtikten sonra bu girişim 3 ayda Türklerden 2 round yatırım aldı. Şu anda 8.5 milyon üyesi var ve karlı bir hale geldi. San Francisco’da merkezlerini kurdular, değerlemeleri 30 milyon dolarlara çıktı.”

En ilham verici hikaye

Ürdün’de bir girişimci çıkıp Jeff Bezoz’un ilgisini çekebiliyor

“Ödeal.com, 2014’te Startup İstanbul’da sunum yapmıştı, bu girişime Sanko Online 7 milyon TL yatırım yaptı. İnvidio sunum yaptı, o da 400 bin dolar yatırım aldı. Funnymade sunum yaptı, şu anda en çok indirilen uygulamalar listesinde Amerika’da lider durumda. Kurucusu Nokia Finlandiya’da çalışırken Türkiye’ye döndü, İTÜ Teknokent’te işini kurdu ve 10 yılda kara geçti, Şimdi Amerika’da büyüyorlar. Bu sene birinci olan Ürdün’lü cashbasha, Amazon’dan kredi kartı ile yapılanalışverişi kapıdan ödemeye dönüştürüyor. Altyapıyı yapmalarının hemen ardından Amazon onlarla temasa geçmiş. Jeff Bezoz Ürdün’de bu şirketle görüşecek. Ürdün küçücük bir ülke, bu Türk girişimcileri de motive etmeli. Türkiye’den de global başarılar çıkabilir.”

“İkinci ve üçüncü nesil sanayicilerimizin hepsi inanılmaz iyi eğitimliler. Birkaç yıl sonra parayı onlar yönetiyor olacaklar ve onlar girişimcilik yönündeki değişime hazır. Bürokraside de politikada da yeni bir nesil geliyor, çok iyi eğitimli bir nesil. Onlarla birçok şeyin kırılacağına inanıyorum.”

Girişimciliğin kalbi Aralık Ayında Ankara Startup Zirvesi’nde atıyor

Girişimcilik dünyasının yapıtaşlarından olan Ankara Startup Zirvesi bu sene Bilkent Üniversitesinde 24-25 Aralık tarihlerinde düzenlenecek.

Bilkent Üniversitesi Young Entrepreneurs Society bu sene onuncu Ankara Start-Up Summit organizasyonunu Bilkent Cyberpark ve ODTÜ Teknokent işbirliğinde 24-25 Aralık 2016 tarihinde Bilkent Otel’de gerçekleştirilecek. Temel amacı gelişme aşamasındaki, profesyonel anlamda yardım almaya hazır, fikirlerine güvenen, hırslı ve istekli üniversiteli girişimcileri yatırımcı karşısına çıkarabilmek olan etkinlik birinci gün yatırımcıların, başarılı girişimcilerin ve kurumsal şirketleri temsil eden üst düzey yöneticilerin katılacağı panellerden, konferanslardan oluşan oturumlar dizisi şeklinde ilerleyecek. İkinci gün ise Start-Up’lar sahneye çıkarak yatırım almak ve kendilerini tanıtmak için sahneye çıkacak.

Young Entrepreneurs Society Pazarlama Koordinatörü Tolga Sertaç Turgut, organizasyonun temel amacının ilk gün olduğu gibi bugün de girişimcilik ekosistemine destek vererek, sonu gelmeyecek olan yeniliklerin önünü açmak olduğunu belirtti.

Ankara Start-Up Genel Koordinatörü Emre Sarıgedik ise ülkemizin potansiyeline inandığını belirterek gerek yarışmacıların gerek ise katılımcıların bu etkinlikten kendilerine büyük kazanç sağlayacağını belirtti. Sözlerine Endeavor, Vestel Ventures, 500 Startups, Buran Venture Capital, Revo Capital gibi fonların yanısıra BIC Angels, Galata Business Angels, TR Angels gibi birçok melek yatırım grubu da yer alacağını ekleyen Sarıgedik, bu sene de geçen senelerde olduğu gibi yeni bir oBilet.com, connected2.me veya anlatsin.com’un bu etkinlikle doğacağını dileyerek konuşmasını sonlandırdı.

Enerji sektöründen, e-ticaret sektöründen, sağlık sektöründen, teknoloji sektöründen gelecek isimleri ve başarılı girişimcileri ağırlayacak 10.Ankara Start-Up Zirvesi bu yıl da adından çokça söz ettirecek gibi gözüküyor.

Yemeksepeti yöneticilerini “Suç ve Ceza” viral kampanyası ile cezalandırın

Yemeksepeti, “Suç ve Ceza” ile yöneticilerini cezalandırarak yeni bir kampanyaya imza attı. Günde 150.000’ne yakın sipariş alan dünyanın en büyük mutfağı Yemeksepeti’nde; siparişin yanlış gelmesinden dolayı kullanıcılar bazen bu durumdan memnuniyetsiz kalabiliyor.

Tam bu noktada Yemeksepeti bir kampanyayı hayata geçirerek aslında bu durumun onlarında farkında olduğunu gösteriyor. Yemeksepeti, restorana sadece siparişi iletmekle ve takibini yapmakla yükümlü olduğundan, o anki operasyona tam olarak müdahale edemiyor. Hem viral kampanya hem de işin bilincinde olduklarının göstergesi.

Tabi buradaki cezalandırma tamamen bir kurgu. Yemeksepeti’nin zaman zaman fakatiyiyedik gibi kampanyalarda kullanıcı deneyimini geliştiren sosyal bir şirket olduğunu biliyoruz. Aşağıdaki yöneticilerden birini seçiyorsunuz ve helyum, pasta, sos, su, tüfenk’ten oluşan 6 yöntem biriyle cezalandırabiliyorsunuz.

yemeksepeti-yonetici-ekibi

Bu viral kampanyada cezalandırabileceğiniz isimler; Pazarlama Direktörü Barış Sönmez, COO Nedim Nahmias, Kullanıcı Deneyimi Direktörü Onur Bilgi, Satış Direktörü Korhan Erçin, IT Direktörü Bülent Akar, İnsan Kaynakları Direktörü Ceran Dereobalı.