Ana Sayfa Blog Sayfa 1062

İş yerinde daha başarılı olmak isteyenler için 9 maddelik günlük yapılması gerekenler

Küçük gibi görünen günlük alışkanlıkları hayatınızda uygulamak, bir girişimci olarak başarınızın uzun sürmesine doğrudan katkıda bulunabilir.

Başarı kavramı büyük ve zorba görünebilir.Başarı her bir birey için farklı bir şey demektir. Günün sonunda ortaya çıkan şey, başarınızın yolunu nasıl görselleştirdiğinize bağlı. Genç Girişimciler Kurulu’ndan (YEC) dokuz girişimci, başarılarına ve bu uygulamaların bugünkü yerlerine nasıl kazandırdıklarını belirttikleri alışkanlıklarını açıklıyor.

1. Başarıyı kendiniz için sürekli tanımlayın.

Bu sorunun temelini, başarının ne anlama geldiğini tanımlamak ve kendi ölçümlerine karşı ne yaptığınızı düzenli olarak değerlendirmekte yatıyor. Benim için bu, zamanımın nasıl harcandığına bağlı. Ne zaman çalıştığım, nerede çalıştığım ve benim zamanımla ne yaptığımı anlatmak için çekimler yapmaya başlayınca anladım ki birşeyleri başarmış bulunuyordum. Darrah Brustein

2. Her zaman öğrenmeye devam edin.

Sürekli öğrenmek ve kişisel büyümeye olan bağlılık şirket kültürünün büyük bir katkısı. Ne kadar başarılı olursanız olun yeni şeyler öğrenmeye kayıtsız kalmayın. Her zaman yeni şeyler öğrenebileceğinizi aklınızdan çıkarmayın ve o zihniyetinizi rutine dönüştüren alışkanlıklar (endüstri yayınları okumak gibi) edinin. – Chuck Cohn

3. Gözlerinizi açık tutun.

Halkla ilişkiler, hızlı hareket eden bir endüstridir . Taktik, uygulamalar ve platformlar neredeyse bir gecede değişir. Dolayısıyla gözlerimi ve kulaklarımı yalnızca bir ön ve merkez olan şeylere değil sahne arkasında popülerlik kazanan modeller ve fikirler için de tutmayı öğrendim. Trendler gerçekleşmeden önce görüyorum ve bu da benim endüstrideki başkalarına ön adım attığım ve müşterilerime rekabet avantajı kazandırdığım anlamına geliyor. – Rakia Reynolds

4. Kalıcı olun.

Çok basit!Ve bazıları bu özelliği ile doğuyor, bazıları da bunu öğrenmek istiyor. Riskli bir şey başlatmak genellikle sayısız “hayır” demektir. Doğal içgüdü denemekten vazgeçmeye ve daha kolay bir şeye gitmeye yöneliyor. Girişimciler, diğer yandan aldıkları her “hayır” dan öğrendiklerini, taktiklerini ve sebatlarını geliştiriyorlar. Bu özellik işime çok uzun ömürlülük sağlamıştır. – Robby Hill

5. Cömert olun.

Daha fazla verirsen, daha fazla alırsın. İnsanlar, ürünler ve hizmetler yönlendirme yoluyla keşfederler. İlişkiler benim için, İş’te olan tüm meselelerdir ve ilişkiler kurmanın anahtarı, hizmet etmek ve cömertlik içinde öncülük etmektir. Bir girişimci olarak başarabildiğim tek şey beklentileri olmadan değer katmaktır. – Rahul Varshneya

6. Otomatikleştirmek için yeni bir teknoloji kullanın.

Bazı iş zorluklarımıza teknolojik cevaplar bulma konusunda inanan biriyim.Daha fazla müşteriye otomatik olarak hizmet edebilirsiniz. Bu, yalnızca mükemmel bir büyümeye neden olmakla kalmaz, hizmetlerimi daha büyük bir potansiyel müşterilere ve müşterilere ölçeklendirmemi sağlar. Yeni teknoloji aramak, tekliflerinizi yenilemenize ve daha iyi bir müşteri deneyimi sunmanıza yardımcı olabilir. – Nicole Munoz

7. Kendinizi ciddiye almayın.

Başarımın anahtarı her zaman çalışmalarımın ciddiye alınmasını denkleştirirken, bunun hiçbir zaman kendimi ciddiye almadığından emin olmayı deniyordu. Bunu yapmak, çevrenizin dikkatini çekmeden, olası en iyi işi yapacağınızdan ve kazıkların tutkuyla ve taahhütle eşleştirildiğinden emin olmanız anlamına gelir. – Tomer Bar-Zeev

8. Müşterinizin ihtiyaçlarını kendi başınıza ön planda tutun.

Satmak istediklerinizi itmek yerine, insanların ne almak istediklerini öğrenin ve emin olun satarsınız. Sahip olduğunuz şey iyi olabilir, ancak farklı bir pazarlama taktiğine ihtiyaç duyabilir veya iş modelinizi değiştirmeniz gerekebilir. Bir ürün veya pazar hakkında belirli bir fikri bulunan kurucular için bu zor olabilir, ancak başarı, satın almayı düşündüğünüz gibi değil, insanların satın aldığı ürünleri sattığınızda gelir. – Dan Golden

9. Günlük bir “en iyi beş” oluşturun.

Her sabah, o gün gerçekleştirmek istediğim en iyi beş görevi planlıyorum ve bunları yüksekten alçağa kadar kategorilere ayırıyorum. Bir işletme sahibi olarak,günlük yapılacaklar listeleri asla bitmeyecek gibi hissedilebilir, bu nedenle en önemli şey listemi parçalayarak bu beş göreve odaklanabilmem ve yapılması gereken her şeyin sıkıntıya düşmemesine dikkat etmem olduğunu düşünüyorum. – Bryanne Lawless

Türkiye İş Bankası “Fikrine inanan Startup’ların yanındayız”

Türkiye İş Bankası, StartersHub XO girişim hızlandırma programının ana sponsorlarından biri oldu. Türkiye İş Bankası’nın genel müdür yardımcıları Yalçın Sezen ve Hakan Aran ile bu program üzerine özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Türkiye İş Bankası, girişimciliği desteklemek adına egirisim.com‘u desteklemektedir.

KOSGEB, girişimcilik desteği ile hangi bölgeye ne kadar oranda destek vermektedir

KOSGEB‘in gerçekleştirdiği uygulamalı girişimcilik eğitimleri, ülkede girişimcilik kültürünün yaygınlaştırılması ve başarılı işletmelerin kurulması genel hedefine uygun olarak; girişimcilerin iş kurma ve yürütme konularında bilgi ve beceri sahibi olmaları, bu süreçte kendi rol ve sorumluluklarının farkına varmaları ve kendi iş fikirlerine yönelik iş planı hazırlayabilecek bilgi ve deneyim kazanmaları amacıyla düzenlenir.

Düzenlenen bu eğitimler sonucunda da girişimcilere cinsiyetine ve bölgesine göre farklı oranlarda destek verilir.

KOSGEB Girişimci Destek Oranları Tablosu (2017)

Bu tabloya göre;

KOSGEB’in 1. ve 2. bölgesinde bulunan İllerdeki erkekler %60 oranında, kadınlar ve engelliler ise %80 oranında destek alır.

KOSGEB’in 3. 4. 5. ve 6. bölgesinde bulunan İllerdeki erkekler %70 oranında, kadınlar ve engelliler ise %90 oranında destek alır.

Aşağıdaki listede ise sizin bulunduğunuz İl’in hangi destek oranı kapsamına girdiğini görebilirsiniz.

KOSGEB 1. teşvik bölgesindeki İller: İstanbul, Kocaeli, İzmir, Eskişehir, Bursa, Antalya, Ankara, Muğla.

KOSGEB 2. teşvik bölgesindeki İller: Yalova, Tekirdağ, Sakarya, Konya, Kırklareli, Kayseri, Isparta, Edirne, Denizli, Çanakkale, Bolu, Aydın, Adana.

KOSGEB 3. teşvik bölgesindeki İller: Bilecik, Burdur, Balıkesir, Karabük, Gaziantep, Karaman, Mersin, Manisa, Samsun, Zonguldak, Uşak, Trabzon.

KOSGEB 4. teşvik bölgesindeki İller: Bartın, Artvin, Amasya, Afyonkarahisar, Çorum, Elazığ, Düzce, Hatay, Erzincan, Kastomonu, Kırıkkale, Kütahya, Malatya, Kırşehir, Sivas, Rize, Nevşehir.

KOSGEB 5. teşvik bölgesindeki İller: Bayburt, Aksaray, Adıyaman, Giresun, Erzurum, Çankırı, Kahramanmaraş, Gümüşhane, Ordu, Niğde, Kilis, Sinop, Tokat, Osmaniye, Yozgat, Tunceli.

KOSGEB 6. teşvik bölgesindeki İller: Batman, Ardahan, Ağrı, Bitlis, Bingöl, Diyarbakır, Iğdır, Kars, Hakkari, Muş, Siirt, Mardin, Şanlıurfa, Van, Şırnak, Bozca ada ve Gökçe Ada.

Allianz Türkiye, yeni ekonominin girişimlerini desteklemek için başvuruları bekliyor

Sigorta sektörünün lideri Allianz Türkiye, yeni ekonominin girişimleriyle tanışmak istiyor. Allianz Türkiye, sigortacılık ve müşteri deneyimi alanındaki inovatif çözümler için girişimcileri çağırıyor. Son başvuru: 10 Nisan 2017.

Sen de Allianz Türkiye’nin inovasyon çağrısına katılabilir, girişiminle başvurunu yapabilirsin. Seçilen girişimler Allianz Demo Day gününde, Allianz Türkiye’nin deneyimli ekibi ve üst yönetimine sunum yapma fırsatını yakalayacaklar.

Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan-Coqui, “Sürdürülebilirlik bizim için bir kurumsal sosyal sorumluluk projesi değil. Biz iyi bir çevre için, bireylerin, kurumların ve toplumun iyiliği, esenliği için işimizin kendisini sürdürülebilirlik prensiplerine uygun bir şekilde dönüştüreceğiz. Bu yolculukta girişimcilik ve inovasyona destek vererek önleyici çözümler sunacağız” dedi.

Girişimlerin yapacakları her sunum, soru-cevap bölümü ile detaylandırılacak. Allianz Türkiye, özellikle Sağlık Sigortaları, Hayat / Yaşam Sigortaları ve Allianz Yaşam Boyu Seninle segmentideki girişimlerle tanışmak için sabırsızlanıyor.

Başvurunuzu bu bağlantıdan gerçekleştirebilirsiniz.

Peki aranan takımlar kimler?

Sıkı Takımlar: Geleceğin bugünden çok farklı olacağına inanan, vizyoner kurucu ortaklarla yola çıkmış takımlar.

Yeni Nesil Teknolojilerin Etkin Kullanımı: Tespit ettiği problemi çözmek için bioteknoloji, bioinformatik, nörobilim, network, yapay zeka, nanoteknoloji, genom bilimi, makine öğrenmesi, büyük veri analitiği, sensor ve iletişim teknolojileri gibi yeni nesil teknoloji ve yaklaşımlarındaki yetkinliklerini çözümlerinde etkin bir şekilde kullanan takımlar.

Sorumlu Dünya Vatandaşı Bilinci: Bize teslim edilenden daha iyi bir dünyayı sonraki nesillere aktarmanın yolunun toplum ve kurumların yapı taşı olan bireylerden geçtiğinin bilincinde, iyi bir toplum ve iyi bir çevreye ruhsal, ekonomik ve fiziksel sağlığı yerinde olan kurum ve bireylerle ulaşılacağına inanan takımlar.

Süreç: 10 Nisan 2017 tarihine kadar sürecek başvuruların sonrasında, sunum yapacak girişimler belirlenecek. Seçilen girişimlerin katılacağı Allianz Demo Day, Mayıs 2017‘de gerçekleştirilecek.

15 Nisan 2017’de İTÜ SDKM’de #LetsCrowdup diyoruz

Yeni Nesil Startup Konferansı #LetsCrowdup etkinliği hakkında Garaj ekibinden Murat Karademir ve Utku Yavuz ile kısa bir röportaj gerçekleştirdik. Herkesi 15 Nisan’da İTÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezi’nde #letscrowdup demeye bekliyoruz.

Etkinlik web sitesi ve kayıt için: http://www.crowdup.co adresini ziyaret ediniz.

Türkiye’den gelecek vaad eden genç kadın girişimciler

Türkiye’de kadın girişimcilerin henüz yeteri kadar sayıda olmadığını biliyoruz. Bunun nedeni olarak birçok madde sıralanabilir. Girişim hızlandırma programları ve kuluçka merkezleri daha fazla kadın girişimci çıkması adına başvuran kişiler arasından projesi iyi olan girişimcileri özellikle seçmeye çalışmaktadır ancak şu da bir gerçek ki henüz buralara başvuran kadın girişimci sayısı da yeterli değildir. Biz de bu programlarda bulunan ve geleceği parlak kadın girişimcileri listeledik. Aşağıda özel bir sıra yoktur.

Duygu Kutluoğlu, FineDine

Kadıköy Anadolu Lisesi’nden mezun olduktan sonra, İTU Elektronik Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisans yaptı. Yazılım Mühendisi olarak girdiği Huawei’de Sistem Mimarı olarak yaklaşık iki sene çalıştı. Huawei’de tanıştığı ortağı Adil Burak Kılıç ile FineDine Menü’yü kurdu. Burak’ın uygulamayı geliştirdiği dönemde sektörü tanımak için Pozitron’a Proje Yöneticisi olarak girdi, Pozitron Monitise tarafından satın alındıktan sonra PMO departmanının başına geçti ve yaklaşık 2 sene boyunca bu pozisyonda devam etti. FineDine Menü’nün hızla büyümesiyle Monitise’daki işinden ayrılıp CEO olarak FineDine Menü’ye geçti.

Merve Saltalı, Notedu

1989 yılında Ankara’da doğdu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 2013 yılında mezun oldu. 2 senedir özel bir şirket bünyesinde avukatlık yapmaktadır. Hukuk fakültesinde okurken gördüğü bir eksiklikten dolayı hayata geçirdiği Notedu’nun da kurucusudur.

Gizem Sercan Ünsal, Bumerangla

Koç Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu olan Gizem Sercan Ünsal, stajdan başlayarak Coca Cola Company, Diageo gibi uluslararası firmalarda marka yöneticisi olarak ve Promoqube’te dijital pazarlama alanında çalıştı. Yeni ve farklı deneyimler yaşayarak hayatı keşfetmeyi çok seven Gizem, kendisi gibi meraklılar için bu deneyimleri kolaylaştırmanın peşine düştü ve bir İTÜ Çekirdek girişimi olan Bumerangla’yı kurdu. Bumerangla yeni deneyimler yaşamak isteyenler için, bu deneyimlere eşlik edecek ürünlerin listelenip kiralanabileceği bir P2P (Peer-to-peer) ve B2B pazaryeri platformu.

Gizem Kaya, Others App

1995 doğumlu Gizem Kaya, Türkiye’de girişim kurmuş bir kadın girişimci. Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümü 3.sınıf öğrencisi olan Gizem’in girişimcilik serüveni, üniversitede okuduğu bölümünü sevmediğini fark etmesiyle başladı. Kurumsal firmalarda çalışıp orayı da sevemediğini fark ettikten sonra tesadüfen başvurduğu Girişimcilik Vakfı’na fellow seçilmesiyle dünyaya tüm bakış açısı değişti. Tiyatro yapmayı, film izlemenin yanı sıra yorumlamayı ve growthacking hikayelerini seviyor. Gelecekteki en büyük hedefleri arasında; kendisinden sonra gelecek genç girişimcilere, hayatında yaşadığı tecrübeleri aktarmayı, onlara yol göstermeyi ve bunları sağlamak için de başarı hikayeleri yazmayı çok istiyor.

Ebru Yıldırım, Ollang

1991 doğumlu olan Ebru Yıldırım, Marmara Üniversitesi, İngilizce mütercim tercümanlık bölümünü bitirdikten sonra, Fransa Sorbonne Universite’sinde yüksek lisansını tamamlamıştır. Ardından yaklaşık 2 yıl Accenture deneyiminin ardından Parlonist Çeviri Atölyesi’ni kurmuştur. Doğuş Grubu, Anadolu Grubu, Sephora, Microsoft gibi firmaların yanı sıra çeşitli Bakanlık ve Belediyeler için de sözlü ve yazılı çeviri hizmetleri sağlamıştır. Bu aralar ise, çeviri sektöründe inovasyon getirmeyi hedefleyen girişimi “ollang” üzerinde çalışmalarına yoğunluk vermektedir.

Didem Bakır, Unibble

Unibble’ın kurucu olan Didem Bakır, Galatasaray Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Coca-Cola, British American Tobacco gibi uluslarası FMCG şirketlerinde pazarlama alanında kariyer yaptı. Aklında hep kendi girişimini kurmak, hayata daha fazla değer katabilmek vardı. Sağlıklı atıştırmalıklar onun özel tutkusu, çünkü atıştırmayı çok seviyor. Çalışırken ara öğünlerde neden hem sağlıklı hem lezzetli atıştırmalıklar yemeyelim diyerek Unibble’ı kurdu, çünkü insan ne yerse o’dur.

Miray Tayfun, Vivosens

Vivosens Biotechnology’nin kurucu ortağı olan Miray, bir İTÜ Çekirdek girişimcisidir. Yıldız kuluçka merkezinde çalışmalarını sürdürmektedir.

Dilara Keçeci, Teleporter VR

Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Dilara, Teleporter VR’ın kurucu ortağıdır. Bu yıl Amerika’da gerçekleştirilecek olan SXSW yarışmasına Türkiye’den seçilen ekip oldu.

Beste Tonga, Brandiyo

1997 yılında İzmir’de doğdu. Lise yıllarından itibaren girişimciliğe ilgi duymaya başladı ve uzun zamandır hayallerini bu doğrultuda şekillendiriyor. 2016 senesinde Türkiye Girişimcilik Vakfı’na Fellow olarak seçildi. Ürünler ve markalar hakkında bigi edinmek isteyen kullanıcıları, o ürünleri daha önce kullanmış kullanıcıların deneyimleriyle buluşturan bir sosyal medya platformu olan Brandiyo’nun kurucularından biri.

Gözde Büyükacaroğlu, Vivosens

Vivosens Biotechnology’nin kurucu ortaklarından Gözde, İTÜ Çevre Mühendisliği mezunu. Girişimde İş Geliştirme ve Finans alanından sorumlu. Liseden bu yana, hayatlarımıza değer katacak projelerde ve işlerde bulundu. İş geliştirme ve satış alanında farklı şirketlerde deneyimleri var. Biraz geek, okumaya düşkün, öğrenmeyi çok seven birisi olduğunu da söyleyebiliriz.

Ayça Özaslan, Psikolog Ofisi

Psikologofisi.com’un kurucularından Ayça Özaslan, yurtdışındaki eğitimini tamamladıktan sonra profesyonel eğitim yöneticisi olarak devam ettiği kurumsal hayata 2015 yılında nokta koyarak girişimciliğe adım attı. Doğrulama çalışmalarına 2016 Şubat ayında başladığıkları psikologofisi.com ile psikolojik desteğe ihtiyaç duyan kişilerin lokasyon bağımsız ve isterlerse anonim olarak ulaşılabilir fiyatlarla, video görüşme ve telefon yoluyla uzman psikologlardan psikolojik destek almalarını sağlıyorlar. SaaS ve Marketplace iş modellerini birleştiren psikologofisi.com’un Saas modülü Psybee.com açılışını yaptığı Haziran 2016 tarihinden günümüze kadar 01200 kullanıcıya, online psikolojik destek hizmetlerini sağladıkları psikologofisi.com ise 200’ün üzerinde terapi seansına ulaşarak, ülkemizdeki mental sağlık hizmetlerinin daha fazla kişiye ulaşmasına imkan sağlıyor.

Safiye Nur Şimşek, Modaasist

1990 doğumlu olan Safiye Nur Şimşek, Kartal Anadolu İmam-Hatip Lisesi’nden mezun olduktan sonra Burslu olarak İstanbul Bilgi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olmuştur. Üniversite son sınıfta yazdığı Modaasist projesiyle girişimcilik yarışmalarından iki ödül almıştır. İş hayatına Kuveyt Türk Ar-Ge merkezinde başlayıp şuan bilgisayar mühendisliği görevini Borsa İstanbul’da sürdürmekte ve aynı zamanda startup seviyesinde olan Modaasist projesini hayata geçirmiş, her geçen gün gelişerek başarıyla devam etmektedir.

Duygu Yılmaz, Biolive

Gıda mühendisi olan Duygu, girişimci olmadan önce ülkenin önde gelen bazı gıda firmalarında mühendislik yaptı. Sonrasında işten ayrılarak aklında olan fikri hayat dönüştürmek istediği için, yaklaşık 15 aylık bir araştırma ve çalışma sonrasında tamamen atık olan zeytin özütünden ve bitki özlerinden doğada kaybolabilen biyoplastik üretimi gerçekleştirmek için ekibiyle birlikte kolları sıvadı. Bu ürünün içerisinde hiç bir katkı maddesi bulunmuyor ve tamamen çevreci bir üründür. Ayrıca bu malzeme ile yapılan gıda kaplarının içerisinde peynirin, et, ekmek ve çeşitli gıda ürünlerinin oda koşullarında uzun ömürlü olarak saklanmaktadır.

Büşra Baydan, Park Kolay

1994 yılında Balıkesir’de doğan Büşra, İTÜ İşletme Mühendisliği 4.sınıf öğrencisi. İş hayatı adına çok fazla bir tecrübesi olmadı ancak 2013 yılında İTÜ Güneş Arabası Ekibi’nde 2 yıl süren yoğun bir çalışma dönemi geçirdi. Büşra, Parkkolay adlı girişimin kurucu ortağı ve İTÜ Çekirdek girişimcisidir.

Elis Yılmaz, Stajim.net

1994 doğumlu Elis Yılmaz’ın girişimcilik serüveni Bilkent Üniversitesi’nde öğrenciyken yaşadığı bir problem üzerine başlıyor. Tam burslu olarak okuyan, yüksek bir not ortalamasına sahip, iyi derecede yabancı dil bilen, iş ve kulüp tecrübesi olan bir öğrenciyken; insan kaynakları uzmanlarının aradığı niteliklere sahip olmasına rağmen çeşitli platformlardan başvurduğu hiçbir stajyer ilanına geri bildirim alamayınca öğrencilerle insan kaynakları uzmanlarını verimli bir şekilde bir araya getiren bir platformun eksikliğini hissediyor. Böylece Aralık 2014’te okul arkadaşı Emre Aykan ile kişisel bir problemden yola çıkarak Türkiye’de torpilsiz staj bulamayan tüm öğrencilerin problemine çözüm olan Stajim.net’i kuruyor. Sadece öğrencilerin problemlerini çözmekle kalmıyor aynı zamanda şirketler içinde genç yetenekleri keşfedebilecekleri bir platform sunuyor.

Bilge Başaran, Falcanlı

Maltepe Üniversitesi Endüstri Mühendisi mezunu olan Bilge, mesleğini hiç icra etmeden ve hiç bir kurumsal tecrübesi olmadan girişimci olmaya karar verdi. Memur bir Ailenin çocuğu olmasına rağmen hep ticaretle uğraşmak istedi, 23 yaşında üniversitede okurken oto yıkama dükkanı açtı. 2 yıl sonrasında üniversitenin bitmesiyle dükkanı kapattı. Sonrasında 1 yıl emlakçılık işleriyle uğraştı. Bilmediği sektörleri öğrenmek Bilge’ye her zaman mutluluk verdi. Bir gün mobil uygulamaları araştırırken ülkede fal uygulamasının çok fazla talep gördüğünün farkına vardı. Ancak onun gözünde bu uygulamalardan olmayan eksik olan birşey vardı. Görüntülü canlı fal uygulaması. 1 yıldır uygulamanın cıkması için birçok yazılımcı ile uğraştı ama asla pes etmedi. Üsküdar Fikir Sanat Merkezi girişimcisi olan Bilge, Falcanlı adlı uygulama için çalışmalarını sürdürüyor.

Intel Challenge Katowice 2017 şampiyonu belli oldu

Intel’in Kadın eSporcular için düzenlediği etkinlikte Team Secret takımı, Intel Challenge Katowice 2017 Kadınlar CS:GO şampiyonu oldu. Dünyanın en önemli CS:GO oyuncularından biri olan Team Secret takımının lideri Julia ‘Juliano’ Kiran’ın sponsorluğunu ise HP üstleniyor.

Final’de Team Dignitas ile karşılaşan Team Secret, rakibini 2-0’lık skorla mağlup etmeyi başardı. Team Secret, Train haritasını 16-4, Nuke haritasını da 16-12 kazanarak 2-0’a ulaştı ve şampiyonluğunu ilan etti.

Team Secret takımı, 2016 yılında da Paris’te düzenlenen Electronic Sports Dünya Şampiyonası’nda birinci olmuştu.

Anonim olarak sohbet edebilmeyi sağlayan BlindID, BIC Angels’tan yatırım aldı

2016 yılında gerçekleştirdiği 10 yatırımın ardından 2017’ye de hızlı başlayan BIC Angels yeni bir sohbet deneyimi sunan yerli uygulama BlindID’ye 1 milyon 250 bin TL değerleme üzerinden yatırım yaptı. Sıradan çoğunluğun sosyal medyası olarak kendini konumlandıran BlindID şimdiden 35 bin kullanıcıya ulaşmış durumda.

Adil Zehir ve Çağatay Kurdoğlu tarafından Şubat 2016’dan bu yana çalışmaları sürdürülen BlindID, her seferinde rastgele başka bir kullanıcı ile 45 saniyelik sesli görüşme imkânı sağlayan bir sosyal medya, sohbet uygulaması. 26 Aralık 2016’da ilk versiyonunu Google Play’de yayınlayan BlindID uygulaması, 05 Ocak 2017’de de Apple Store’da yayınlandı.

Yeni bir sohbet deneyimi sunan yerli uygulama

Kullanıcıların BlindID’ye giriş yaptıktan sonra bir sohbet başlatmak için yapmaları gereken tek şey ekranın ortasındaki “arama” butonuna 1 kez dokunmak. Kısa bir süre sonra başka bir kullanıcı ile sohbet başlıyor ve ekrandaki sayaç 45 saniyeden geriye doğru saymaya başlıyor. 45 saniyelik her görüşmeden sonra uygulama kullanıcılardan görüşmeyi değerlendirmesini istiyor. Kullanıcılar “Like” (beğendim) ya da “Dislike” (beğenmedim) seçeneklerinden birisini seçiyor. Eğer iki taraf da birbirini beğenirse sistem onları eşleşenler havuzuna dâhil ediyor ve ileride tekrar eşleştiriyor.

BlindID kurucusu Adil Zehir, uygulamayı sıradan çoğunluğun sosyal medyası olarak tanımlıyor ve şöyle söylüyor: “Eğer çok güzel, çok yakışıklı, çok zengin, çok ünlü değilseniz, yani normal, sıradan bir insansanız aileniz ve arkadaşlarınız dışında kimse fotoğraflarınızı, postlarınızı beğenmiyor, tweetlerinizi retweet yapmıyor, sizi takip etmiyor. BlindID’de isim, profil fotoğrafı, cinsiyet, ırk, sosyal statü gibi bilgiler bulunmuyor. Tüm kullanıcılar anonim ve eşit, fenomenler yok.”

Hayallerinin peşinden koşan profesyoneller

BlindID’nin kurucularından Adil Zehir 5 ay önce hayalinin peşinden koşmak için 6 yılı aşkın bir süredir uluslararası bir şirkette yürüttüğü yöneticilik pozisyonundan istifa etti. Diğer ortak Çağatay Kurdoğlu ise Hollanda’da bir bankada yönetici. İki ortak ortaokuldan bu yana arkadaşlar. BlindID, aldığı destek ile bir yandan uygulamayı geliştirmeyi ve yeni özellikler eklemeyi, bir yandan da uygulamayı daha geniş kitlelere yaymak ve kullanıcı sayısını artırmak için tanıtım ve pazarlama çalışmaları yapmayı planlıyor.

Hedefte önce Avrupa, sonra Ortadoğu ülkeleri var

BlindID’nin tamamen ücretsiz bir uygulama olduğunu paylaşan Adil Zehir, gelecek versiyonlarda kullanıcıların uygulama içi satın alma yöntemiyle daha uzun konuşma süresi, konuşma bitmeden süreyi uzatma opsiyonu, daha önce eşleştirilmiş üyeleri tekrar arayabilme gibi özellikleri kullanabileceklerini belirtti. Ayrıca reklam verenler için de uygulama ara yüz tasarımının en büyük parçası olan arama butonunun reklam veren logosuna bürünmesi, bir kullanıcıya bağlanana kadar geçen sürede kısa sesli reklamlar dinletilebilmesi planlanıyor.

Uygulamanın, ses üzerinden çalıştığı için istenilen her ülkeye uygulanmasının çok kolay olduğunu vurgulayan Adil Zehir, gelecek hedefleri hakkında şunları söyledi; “BIC Angels’ın desteği ile uygulamayı yurt içinde belirli bir büyüklüğe ulaştırdıktan sonra belirlediğimiz pilot ülkelere açılmak. Ortaklardan birinin Hollanda’da yaşaması nedeniyle Hollanda ilk pilot ülkelerden birisi olacak. BIC Angels da Almanya için destek verecek. Anonimliğin büyük ihtiyaç olduğu Suudi Arabistan, BAE ve İran gibi bazı körfez ülkeleri de listede var.”

BIC Angels kurucusu Joachim Behrendt, BlindID yatırımı ile ilgili olarak şunları söyledi; “Geçtiğimiz Haziran ayından bu yana BIC101 kapsamında erken aşama startupları desteklemeye devam ediyoruz. BlindID ile çok yakın zamanda tanıştık ancak pazar dinamiklerine baktığımız zaman sektörün böyle bir proje ve yatırım için hazır olduğunu düşünüyorum. Ayrıca BlindID’nin güven veren profesyonel ekibi, bu projenin potansiyelini kısa zamanda gerçekleştireceğini gösteriyor. Şimdiden 35 bin kullanıcıya ulaşmaları da bunun bir işareti.”

BlindID girişimine yatırım yapan BIC Angels melek yatırımcıları arasında Çağlar Karataş, Meltem Özçelebi, Çiçek Uçakan Yetiş ve Serdar Öner yer alıyor.

1907 Fenerbahçe Derneği eSpor Takımı’na Maximum destek

Bu yıl League of Legends Şampiyonluk Ligi’ne katılan 1907 Fenerbahçe Derneği eSpor takımı, ligin başından beri kendisine destek veren ana sponsoru Türkiye İş Bankası’nın Maximum Kart markası altında mücadele ediyor.

1907 Fenerbahçe Derneği tarafından geçtiğimiz yıl kurulan takım, eSpor’da ilk kez Türkiye League of Legends liginde yer alıyor. 1907 Fenerbahçe Derneği eSpor takımının yönetiminde Markafoni ve Evtiko’nun kurucusu Sina Afra ve takım menajerliğinde Emre Aksoy bulunuyor.
Dijitalleşme ile birlikte değişen dünyada eSpor platformlarını gençlere ve genç profesyonellere ulaşmak için destek verecekleri bir alan olarak gören İş Bankası, genç, dinamik ve yenilikçi markası Maximum Kart ile hızla büyüyen eSpor sektörüne yatırım yapan ilk markalardan biri oldu.

Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yalçın Sezen, konuya ilişkin şunları kaydetti: “Dijitalleşme ve yenilikçi hizmetlere olan odağımız paralelinde, genç kitlelere daha yakın temas edebilmek ve yaşamlarının her evresinde değer katmak amacı ile dijital dünyanın sporla buluştuğu eSpor alanında bu önemli işbirliğini gerçekleştirdik. Maximum Kart ile heyecanlı ve keyifli bir lige dahil olduk. Bu yıl League of Legends’a yeni katılan takımlarla birlikte oyun severleri heyecanı yüksek mücadeleler bekliyor. eSpor’severlere yönelik düzenleyeceğimiz kampanyalar ile oyuncuları Maximum Kart’ın günlük yaşamımıza değer katan ayrıcalıkları ile buluşturmayı hedefliyoruz. Ülkemizin en büyük spor kulüplerinden Fenerbahçe’nin temsilcisi 1907 Fenerbahçe Derneği ve Maximum Kart’ın başlatmış olduğu bu işbirliğinin başta League of Legends olmak üzere eSpor sektörüne sağlayacağı katkılar ile öncü olmasını temenni ediyoruz.”

eSpor’un dünyada son dönemde giderek daha popüler hale gelen, dünyanın önde gelen kulüplerinin yatırım yaptığı bir alan olduğunun altını çizen 1907 Fenerbahçe Derneği eSpor Takımı Temsilcisi Sina Afra da “1907 Fenerbahçe Derneği olarak kurduğumuz bu takımla, bu alana iddialı bir giriş yapmaya karar verdik. İş Bankası da bu yolda bizim önemli bir destekçimiz olacak. Bu işbirliğini gerçekleştirmiş olmaktan dolayı çok mutluyuz. Maximum Kart’ın da desteğiyle, eSpor kategorisinde örnek gösterilecek ve öncü olacak bir yapılanma ile başarılı sonuçlara ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.

Girişim hayali için kurumsal şirketten çıkmak hayatımı nasıl mahvetti?

Sonunda SMS geldi:

“Yarın sabah saat 5’te, uçuş numarası AZ610, Roma’dan New York’a .”

Her pazar akşamı BlackBerry telefonuma gelen bir mesaj, gelecek haftaki istikameti ve müşteriyi belirliyordu.

En büyük üç küresel strateji danışmanlık şirketinden birisi için çalışıyordum.

Bavula sıkıştırılmış bir hayat. Excel tabloları dışında, hayattaki her şeyden ve herkesten bir şeyler kaçırdığınız bir danışmanlık hayatı. Mezunu olmaktan gurur duyduğumuz en iyi işletme fakültelerinde, ideal birer kölesi olmanın öğretildiği büyülü iş hayatı.

Birkaç saatlik uykudan sonra özel bir şoför, NYC’e giden lüks First Class uçuşumu yapabileyim diye beni Roma Fiumicino Havalimanı’na götürüyordu. Vardıktan sonra, lüks beş yıldızlı bir otele girişimi yaptırıyor ve sonra da müşterinin ofisine doğru yol almaya başlıyordum….

Maaş mı? O da yüksekti. Şirket sektörün en büyük oyuncuları olmaktan gurur duyuyordu.

“Anne Baba”

Ancak bu danışmanlık hayatıyla ilgili bir sorun vardı. Bu saçmalığa daha fazla dayanamıyordum ve bir gün bizimkileri aradım:

“Baba, anne, az önce işi bıraktım. Kendi girişimimi kurmak istiyorum.”

Annem neredeyse kalp krizi geçirdi. Bu, mükemmeliyetçi annemin dünyanın en iyi işletme fakültelerinden en yüksek notlarla mezun olmam için beni destekledikten sonra duymak istediği ilk şey değildi.

Duyduğu rahatsızlığı azaltmaya çalıştım. Mümkün değildi.

“Bu işten nefret ediyorum, anne. Bütün o danışmanlar mutluymuş gibi yapıyorlar ama hepsi mutluluk hapları alıyor. Günde 3–4 saat uyuyabiliyorum. Şirketin vaat ettiği bütün o imkanlar yok. Beş yıldızlı lüks oteli hatırlıyor musun? Günde 20 saat çalışıyorum ve keyfini çıkaracak vaktim bile yok. Lüks kahvaltı mı? Onun için hiç zamanımız yok. Lüks öğle yemeği, akşam yemeği mi? Excel tablolarının önünde yediğimiz sandviçten ibaret.”

Ah, bu arada; şampanya keyfi yapmak yerine bütün business class uçuşlarım boyunca da Excel tablolarına bakıyorum. Yüksek maaş mı? Bir kuruşunu bile harcayacak zamanım yok.

Hayatımdan nefret ediyorum anne, öyIe zavallı bir hayat ki. Kız arkadaşımı bile görmüyorum. Artık daha fazla numara yapamam. Kendi işimi kurmak istiyorum.”

Annem ve babam devletteki 9–5 rutininde çalıştıkları, güvenli ve sıkıcı işlerinde yıllarca çalıştıktan sonra emekli olmuşlardı.

Girişimcilik geçmişi olmayan bir aileden geldiğim için durumumu onlara anlatmanın zor olacağını biliyordum ama ertesi sabahki telefonu beklemiyordum.

Telefondaki annemdi:

“Eeeeee, işlerin nasıl?! Büyüyor mu?!”

Ne söylersem söyleyeyim, bir işin büyüyebilmesi için bir günden fazla zamanın gerektiğini ona anlatamadım.

Kız Arkadaş, Arkadaşlar ve Sosyal Çevre

Gelmiş geçmiş en destekleyici kız arkadaşa sahip olduğum için artık haberleri havalı kurumsal dünyada havalı kariyer basamaklarını tırmanmakla meşgul olan arkadaşlarımla paylaşma zamanı gelmişti.

Herkese girişimcilik hayalimi gerçekleştirmek için işimi bıraktığımı söyledim. Bu iş, kısa bir zaman zarfında çıktığım ikinci fiyakalı iş olduğundan, muhtemelen bende bir sorun olduğunu düşündükleri için yavaş yavaş benimle görüşmeyi bıraktılar.

Arkadaşlarımın geri kalanının destekleyici olmasına rağmen yine de onlarla ilişkimde sorunlu bir şeyler vardı:

Çok geçmeden, sosyal ortamlardan kendimi çekmeye başladığımı fark ettim.

Ne zaman o arkadaşlarla karşılaşsam “Söyle bakalım, girişimin nasıl gidiyor? Bir sonraki Zuckerberg olacaksın, değil mi?” “Seninle öyle gurur duyuyoruz ki, yakında büyük bir yatırım turu alacağından çok eminiz.” gibi tekrar tekrar sordukları sorulara karşılık vereceğim fazla yeni haberim yoktu.

Girişimcilik çok uzun yolculuktu ve ben diğer insanların ne düşündüklerini takarak kendimi çok büyük baskı altına koyuyordum.

Gün geçtikçe, sosyal ortamlardan kaçındığım için daha yalnız ve depresif oluyordum. Girişimimin büyümesi sosyal çevremdekilerin düşündüğü kadar hızlı değildi ve ben artık insanlara Facebook ve Twitter gibi girişimlerin oldukları yere gelmelerinin yıllar aldığını söylemekten bıkmıştım.

Rahat edebildiğim tek yer, az sayıdaki girişimci arkadaşlarımın yanıydı. Bir girişimciyi ancak başka bir girişimcinin anlayabileceği doğruymuş.

Nakit, nakit, nakit.

Toplumsal baskılar ve yalnızlık yetmezmiş gibi, tüm streslerin anasıyla tanışıyordum: Düşündüğümden çok daha hızlı bir şekilde nakdimi tüketmek ile.

Bu üretkenliğimi ve doğru düzgün karar verme becerimi öldürüyordu. Panikliyor ve başarılı olmak, para kazanmak için acele ediyordum.

Bir gün kendimi şişe su alacak param olmadığı için kız arkadaşımdan bozuk para isterken buldum. Bunun iniş çıkışlarla dolu zorlu bir hayatın sadece başlangıcı olduğunu bilmiyordum…

Bugün.

Bu kadar dram yeter: O günlerden beri iki yıldan fazla zaman geçti. Şu anda bu blog yazısını mojitomun keyfini çıkarırken Phuket, Tayland’daki güzel bir resorttan yazıyorum.

egirişim

Durun, bir hayal satmıyorum. Hayır, milyoner bir girişim kurucusu olmadım.

Ama, işimin dünyayı gezebilmemi ve WiFi olan herhangi bir yerden çalışabilmemi sağlayan sürekli bir nakit akışı var.

Ancak, bu sancılı sürece başlamadan önce keşke kendimi sorsaydım dediğim beş şey var. Her girişimci adayının, girişimciliğe ilk adımlarını atmadan önce kendilerine sormaları gerektiğine inandığım beş soru:

1. Toplumsal baskıya hazır mısınız?

Girişimci olmayan arkadaşlarınız ve aile üyeleriniz varsa, yapmaya çalıştığınız şeyin ne olduğunu tam anlamıyla anlamayacaklardır ve toplumsal baskı daha da fazla olacaktır.

Diğer insanların hakkımda ne düşündüklerine çok önem verdim – o kadar ki bu hayatımı mahvetti.

Kendime o kadar haksızlık ettim ki kendimi daha da fazla işle cezalandırdım. Böylece mümkün olan en kısa sürede başarımı ilan edecektim. Bu, kimsenin umurunda olmadığımı anladığım güne kadardı, öyleyse ben neden umursayayım ki?

İnsanların bir Facebook güncellemesine verdiği birkaç saniyelik dikkatten fazlası değilsiniz. 2014’de, böylesine kalabalık ve gürültülü bir dünyada kimsenin başkalarını umursayacak zamanı yok.

Eğer başkalarının ne düşündüğüne o kadar önem verirseniz, girişiminiz üzerine odaklanmak yerine başarılı olduğunuzu kanıtlamaya çalışarak zamanınızı boşa harcayacaksınız.

Bir hayatınız olsun. Benimkini ben oldukça geç elde ettim.

2. Bekar mısınız ya da son derece destekleyici bir partneriniz mi var?

Büyüdükçe, hayatımızın daha büyük bir kısmını arkadaşlarımız veya ailemiz yerine partnerlerimizle paylaşıyoruz. Ben böyle bir kız arkadaşa sahip olmakla şanslı olsam da diğer girişimci arkadaşlarımın birçoğunun bu yolculuk boyunca kız arkadaşlarından ayrılmalarını görmek çok üzücüydü.

Kendi işini yapmak zor – önceleri hayal edebildiğimden çok daha zor. Zihniniz, içinde olup biten bir milyon şeyle berbat durumda ve kız arkadaşınız dahil hiç kimsenin orada olan bitenler hakkında hiçbir fikri yok.

Eğer yalnız değilseniz, partnerinizin; bazen basit bir Fransız öpücüğü için bile zihinsel açıdan uygun durumda olmamanın normal olduğunu anladığından emin olun.

Evet, basit, doğru düzgün bir Fransız öpücüğü için.

3. En azından bir yıl yetecek kadar nakdiniz var mı?

İyi, şimdi onu en az üç ile çarpın. Çünkü birikiminizi sandığınızdan çok daha hızlı tüketmeye başlayacaksınız. Yol boyunca; çok fazla gizli masraf, muhasebeci ücretleri, avukat ihtiyacı, bozulan iPhone’lar ve bilgisayarlar vb. olacak.

Daha küçük bir daireye, — önceki hayatınızda hiç önemsemediğiniz — daha küçük porsiyonlara, veya kuruşlarınızı saymaya hazır olun.

Nakdinizi tamamen bitirmeden önceki birkaç ay özellikle zor olacak ve baskı katlanarak o kadar büyüyecek ki artık doğru düzgün uyuyamayacaksınız.

Başarı yavaş yavaş gelecek ve nakit çabuk tükenecek. Akıllı olun — ilk günden itibaren plan yapın.

4. Günde sadece birkaç saat uyumaya hazır mısınız?

Kurumsal danışmanlık dünyasından kurtulduktan sonra ne zaman istersem o zaman çalışarak nihayet bir hayali yaşayacağımı sanıyordum — Lori Greiner’ın şu sözünü okuyuncaya kadar.

“Girişimciler haftada 40 saat çalışmaktan kurtulmak için 80 saat çalışmaya razıdır.”

Fotoğraf için harika fotoğrafçı Ian’a teşekkürler. http://ianmurchison.com

Her şey, gece yarısı küçük uyanışlarla başladı. Başta, fikirlerim hakkında çok fazla heyecanlandığım için oluyordu ve çok fazla fikrim vardı. basitçe söylemek gerekirse, tekrar çalışmaya başlamak için sabah olmasını bekleyemiyordum.

Abartı aşamasına geçtim sonra. Çok fazla çalışıyordum çünkü fikrim için yaptığım çalışma yeterli gelmiyordu ve daha fazlasını yapmak istiyordum. Ancak, ne kadar çok çalıştıysam ve yatağa ne kadar geç gittiysem, uykuya dalmak da o kadar zor oldu ve uyku kalitem de o kadar düştü.

Sonuç olarak, haftanın en az iki üç günü neredeyse sıfır üretkenliğimin olduğu günler geçiriyordum.

Yukarıdaki havalı Instagram fotoğrafına kanmayın. Girişim kurucularının milyoner olduğu, aşırı abartılan yatırım haberlerine de kanmayın.

Kamera arkası hikayeleri çok sayıda sancılı günler, uykusuz geceler ve ardı arkası kesilmek bilmeyen reddedilmeler ve başarısızlıklar içeriyor.

Başarı yolculuğu uzun. Çok uzun. Çoğu zaman aşırı uzun.

5. Başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz?

Hayatta her birimizin farklı bir öncelik listesi var. Çoğu insan için para öncelik listesinde birinci sıradadır, diğer bazıları için ise hayat-iş dengesi. Dolayısıyla, insanlar başarıyı farklı şekillerde tanımlıyor.

Başarı tanımınıza bağlı olarak, girişimcilik maceranızın zorluk derecesi de farklı olacaktır. Eğer para ve insanların gözlerindeki başarınız sizin için en önemli olan şeylerse, yolculuğunuz boyunca zor günler geçirmeniz olası görünüyor.

Hemingway’in bilge sözünü hatırlayın:

“Bir sona doğru yolculuk etmek iyidir; ama sonunda önemli olan yolcuğun kendisidir.”
Başarılı girişimciler ille de milyon dolarlarca yatırım turları yapanlar değil. Unutmayın bunlar milyonda bir olur.

Ancak, piyasada kendi girişimlerine yardımcı olmayı veya kendi kendilerine iyi yaşamayı becerebilen binlerce hayalperest var. Ama onlar bile teknoloji haberlerinde üst sıralara çıkamıyorlar.

Yolculuğunuz hayatınızı ne kadar berbat ederse etsin ya da ne kadar zor olursa olsun, yolculuğun keyfini çıkarın ve tutkunuzu takip etmeye devam edin. Tony Gaskin’in mükemmel bir şekilde ifade ettiği gibi:

“Eğer kendi hayalinizi inşa etmezseniz, başkası sizi kendi hayalini inşa etmeniz için işe alacaktır.”

Bu yazıda yaşananlar gerçektir.  Bu sürecin kahramanı ise @meseali  dir.