Ana Sayfa Blog Sayfa 1007

İsveç merkezli ödeme sistemi girişimi Klarna, 250 milyon dolar yatırım aldı

Eticaret işletmeleri için ödeme sistemi sunan İsveç merkezli fintech girişim Klarna, özel sermaye grubu Permira‘dan 250 milyon dolar yatırım aldı. Girişime yapılan yatırım TechCrunch’a göre 250 milyon dolar, Financial Times gazetesine göre de 225 milyon dolar civarında. Buradaki belirsizliğin nedeni de henüz net bir açıklama yapılmaması.

Girişimin yatırımdan önceki değerlemesi 2,25 milyar dolar seviyelerinde olduğu tahmin ediliyordu. Bu yatırımla beraber 2,5 milyar dolara ulaşmış durumda. Klarna’nın 70.000’in üzerinde ticari müşterisi bulunuyor, bu müşteriler de Avrupa ve ABD’de 60 milyon tüketiciye hitap ediyor.

Bu yatırımla beraber Permira, Klarna’nın yüzde 10 hissesine sahip oldu. Son 7 haftada 500 milyon doların üzerinde yatırım aldığını da ayrıca dile getirdiler.

SkySafe’in anti-drone teknolojisi, tehdit içeren drone’ların stratejik bölgelere girmesini engelliyor

Drone‘ların bir terörist tarafından mı yoksa güvenilir bir kişi tarafından mı uçurulduğu, hem askeri hem de kamu güvenliği açısından günümüzde bir tehdit olarak algılanmaktadır. SkySafe‘in geliştirdiği radyo dalgası teknolojisi ile bu duruma çözüm sunuyor. Bu teknoloji ile askeri üstler, stadyumlar, cezaevlerin veya hava alanı gibi stratejik öneme sahip bölgeler, tehdit içeren drone’lardan korunuyor.

Kurulduktan sadece iki yıl sonra ortağı Lars Dalgaard’ın yönetim kuruluna katılması ile SkySafe, Andreessen Horowitz aracılığı ile 11.5 milyon Seri A yatırım aldı.

Ayrıca girişim, anti-drone teknolojisi ile Deniz Özel Harp ile 1.5 milyon dolarlık savunma sözleşmesi imzaladı. Bu savunma araçları, silahlı kuvvetlerle birlikte hareket edecek olup bölgeyi olası drone saldırılarından koruyacak.

SkySafe CEO’su Grant Jordan, MIT’ten mezun olduktan sonra bu girişim için çalışmalarına başladı ve AirForce Research Lab’da dört yıl anti-drone teknolojisi üzerine çalışmalarda bulundu. SkySafe’in radyo dalgası çözümü alternatif drone savunmalarından daha kolay kurulabilir bir sisteme sahip. Diğer savunma sistemlerindeki lazer tabanlı silahlar hem tehlikeli hem de kullanımı oldukça zor. SkySafe, Radyo Frekansı (RF) dalgalarını bir pilotun algılayabileceği maksimum aralıkta algılamayı ve etkili bir biçimde caydırabilmeyi iddia ediyor.

SkySafe gibi savunma araçları, teknolojinin gelişmesiyle ortaya çıkan ve kamuyu tehlikeye sokan yeni tehditlere karşı önemli bir yere sahip.

Güvensiz ticareti güvenli ve kolay hale getiren chatbot uygulaması Paym.es, Seedstars’a seçildi

StartersHub XO hızlandırma programı girişimi Paym.es, Seedstars İstanbul’u kazanarak Zürih’te gerçekleştirilecek olan Seedstars World‘e seçildi. Paym.es bir chatbot sayesinde messenger üzerinden bir arkadaşınız ile sohbet eder gibi, ürünlerinizi satmanıza veya satın almanıza olanak sağlayan güvenli bir alışveriş platformudur.

Bugün elektronik ticaretin ciddi bir bölümü kolay kullanım ve müşteriyle etkileşim imkanı bulunması nedeni ile sosyal medya üzerinden yürütülüyor. Ancak buralarda güvenli ödeme sistemi ve e-ticaret fonksiyonları gibi özellikler sağlanmıyor. Bir diğer elektronik ticaret kanalı olarak pazaryerleri de karmaşık yapıları, kötü kullanıcı deneyimleri ve yüksek komisyon oranları nedeniyle pek çok kullanıcı tarafından tercih edilmiyor. Kayıt sayfasını gördükten sonra pazar yerlerini terk eden kullanıcı oranı Avrupa’da %75 seviyesinde, Türkiye ve hitap ettiğimiz pazarlarda ise bu oran %95’lere çıkıyor. Bu açıklardan ilham alarak sosyal medya ağlarında gerçekleşen güvensiz ticareti güvenli ve kolay hale getirmek amacıyla Paym.es’i hayata geçirildi.

Uygulamanın ekran görüntüsü

Paym.es Mayıs 2017’de Şehlem Akbulut, Hasan Jabbarov ve Sabrican Zaim tarafından kuruldu. StartersHub’ın yürüttüğü StartersHub XO hızlandırma programına seçildi ve 20 bin dolarlık çekirdek yatırım aldı. Ayrıca Startup Chile hızlandırma programı’nın S Factory programından 15 bin dolar hibe aldı. Ayrıca İhracatçılar Meclisi ve Türkiye Ekonomi Bankası Girişim Bankacılığı tarafından 2017 yılında desteklenecek girişimler arasında da yerini aldı.

Uygulama Ağustos ayının 2. haftasında Beta olarak kullanıma açılacak. Beta kullanıcısı olmak için Paym.es adresi üzerinden davetiye talebinde bulunabilirsiniz. Şimdiden 1200’den fazla kullanıcı bu listeye kayıt olmuş durumda.

Türkiye, Rusya, İspanya, İran,  Şili, Avustralya başta olmak üzere, sosyal medyada ticaretin geliştiği ve eticarete giriş aşamasında alternatif oluşturabileceğini düşündükleri pazarları hedefliyorlar.

Türkiye’den girişimlerin globalde kazandığı başarıları aktarmaya devam edeceğiz.

Yerli sosyal anket uygulaması Poltio, globalde marka olmak istiyor

Poltio, yaklaşık iki buçuk sene önce eğlenceli ya da ciddi her konuda kullanıcılara “toplumun nabzını” tutma yeteneği veren yeni nesil bir sosyal platform kurma hayali ile ortaya çıktı. 2016 yılında StartersHub’ın yürüttüğü Startupbootcamp Istanbul’a katıldı ve bu doğrultuda hızlıca ilerledi.

Ahmet Tosun tarafından 2015 yılında kurulan Poltio, gücü son kullanıcıya vererek, herkesin kendi anket, kişilik testi ya da bilgi testini oluşturup geniş bir kitle ile paylaşabileceği, farklı kullanıcıların paylaşımlarına katılabileceği, etkileşim oranı yüksek bir mecradır. Gün geçtikçe dijitalleşen dünyamızda medya ve markaların da okur, izleyici, takipçi ya da müşterileri ile çift yönlü iletişim kurmalarının önemine inanan Poltio, bu doğrultuda kendini sürekli geliştiriyor.

Poltio kısaca; güncel haberler, siyaset, sağlık, moda, spor, müzik, yaşam gibi çok farklı konularda kullanıcılara soru sorma yeteneği veren, aynı zamanda (SaaS) özellikleri de taşıyan bir sosyal anket sitesidir. Poltio aracılığı ile oluşturulan tüm içerikler, istenilen mecraya embed kodu ile gömülebiliyor.

Poltio’da bugüne kadar 100 binin üzerinde anket açıldı ve 12 milyon tekil kişi toplam 140 milyonun üzerinde oy kullandı. Bugün ise bugün aylık olarak ortalama 2.5 milyonun üzerinde tekil kullanıcı tarafından 12 milyonu aşkın oy kullanılıyor.

Girişim, Teliasonera Eurasia eski CFO’su Tolga Köktürk ve Karakaya Group yönetiminden de melek yatırım aldı. Aldığı yatırımla ilgili Ahmet Tosun, “Yatırım aldığımız yıl olan 2016’da en büyük odak noktamız trafiğimiz ve oy sayımızı artırmak oldu. Diğer bir yandan yeni siteye ve mobil aplikasyonumuzu çıkarmak için odaklandık. Yani Poltio olarak önceliğimiz iletişim ve teknoloji. Bu iki konu bizim için her zaman öncelikli olmaya devam edecek.” açıklamasını yaptı.

Büyüme stratejisiyle ilgili de şu açıklamayı yaptı “Poltio.com bir sosyal ağ, aynı zamanda markalar ve ajanslar ile reklam işbirlikleri ve projeler yapıyoruz. Çözüm odağından bakarsak Poltio’nun iki hedef kitlesi var: Kullanıcılar ve müşteriler. Kullanıcılarımız için özgür ve eşit bir ortam sağlayarak akıllarındaki her şeyi sorma veya fikir belirtme imkanı veriyoruz. Markalar /yayıncılar ve blogger’lar için ise kendi sayfalarına kolayca gömebilecekleri, responsive yapısıyla her boyuta uyum sağlayabilen test/quiz/anket/galeri anket gibi sayfada geçirilen zamanı, trafiği ve etkileşimi artıran ürünleri hiçbir geliştirmeye gerek kalmadan kullanabilmelerini sağlıyoruz. Ayrıca mobil bizim için önemli bir alan, yeni aplikasyonlarımız ile birlikte mobile özel iletişim çalışmalarımız olacak. Ayrıca PR çalışmalarına ağırlık vereceğiz, yaygın bir kullanıma erişirken aynı zamanda marka bilinirliğimize ve itibarımıza da yatırım yapacağız.” dedi.

Poltio, şu an bir yatırım turunu tamamlama aşamasında. En büyük hedefleri arasında Türkiye’den çıkan bir marka olarak, yakın gelecekte girişimi yurtdışına taşımak var. Şu an İngilizce site kısmını neredeyse tamamlanmış. New York’ta bir ekip kurulmuş.

Girişimi bu yıl sonuna kadar önemli bir süreç bekliyor. Biz de gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.

İki liseli girişimci Alzheimer hastalarının kaybolmasını engellemek için Looky adlı cihaz geliştirdi

Minorpreneurs Fellowları’ndan sosyal sorunları çözmeye yönelik girişimler yapan Lookater ekibinin, Alzheimer hastalarının kaybolmamaları için geliştirdikleri GPS tabanlı ve sim kart ile çalışan takip cihazı Looky, geleceği şekillendirecek girişimler arasında! Üstelik Lookater ekibi liseli gençlerden oluşuyor!

Looky, Lookater koordinatörü Bora Çıbıkçı’nın dedesinin Alzheimer hastalığına çözüm arayışıyla, Alp Onur ile birlikte ortaya çıkmış bir proje. GPS teknolojisinin çalışmadığı yerde inDoor teknolojisi kullanarak ve hastaların yakınlarına olası bir acil durumda S.O.S çağrıları göndererek çalışan Looky, iletişimi maksimum düzeyde tutuyor.

Looky Takip Cihazı

Lookater ekibinin ilk başta kendi çabaları ile Arduino kullanarak prototipledikleri ürün şu an kendisine özgü bir yazılımla çalışıp, birçok yarışmada birincilikler elde etmiş ve ödüller kazanmış durumda.

Alp ve Bora, en baştan beri ürün için yılmadan çalışarak birçok hızlandırma programına katıldı ve hatta bu programlardan biriyle Prag’a giderek yatırımcı sunumu yapmaya hak kazandı. Ardından Türkiye’de Web Summit Zirvesi için gerçekleştirilen Startup Pitch yarışmasında birinci oldu. Tüm bunlar sonrasında birçok şirket ile görüşen ekip, ebebek kurucusu Halil Erdoğmuş’un desteği ile bir çok başarıya imza attı.

Şu an web sitesi yenileme çalışmalarını tamamlayan Lookater, projeleri Looky için geliştirdikleri ek çözümler ile çocukların ve evcil hayvanların da kaybolmasını engellemeyi hedefliyor.

Alp ve Bora, Alzheimer hastalarına indirimli olarak satılan Looky’den elde edilen gelirin %20’sini sosyal bir fona aktarmayı hedefliyor.

Tebrik ederiz gençler!

 

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi 2. çağrı dönemi girişimci başvuruları açıldı

Startup’ları İstanbul’un kalbi Eminönü’nde ağırlayacak olan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi, 2. çağrısını açtı. Girişimciler 5 Ağustos 2017‘ye kadar bu bağlantıdan başvurabilir.

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi; yeni mezun potansiyel müteşebbislere, girişimcilere, mucitlere, yenilikçi fikir sahiplerine ve 0-4 yaş arası işletmelere seslenerek ‘Yanınızda, Yanıbaşınızdayız’ diyerek başvurularınızı bekliyor.

BTM; Yeni iş fikirlerinin ticarileşmesi ve ticarileştikten sonra büyümesi süreçlerinde girişimcilere, girişimcilik ve inovasyon üzerine her türlü desteği profesyonel hizmet anlayışı ile sunan ve girişimciliğin yaygınlaştırılması için mücadele eden bir sosyal yapı olarak kurulmuştur.

Bir önceki çağrı döneminde 200’e yakın başvuru alan BTM, 8 hafta sürecek hızlandırma kampı’ nda girişimcilerine ofis, altyapı, seminer ve toplantı salonları, çalışma alanları, ortak sosyal alanlar, yüksek hızlı internet ve etkinlik alanı gibi fiziksel imkanlar sunmaktadır. İlk hızlandırma kampında BTM, girişimcileri için 7 adet söyleşi, 5 adet yatırımcı buluşması gerçekleştirdi. Bunların yanı sıra BTM girişimcilere; iş modeli geliştirme, danışmanlık destekleri, fikri ve sınai mülkiyet danışmanlık destekleri, patent başvurusu hazırlama ve lisanslama desteği, eğitimler, seminerler, birebir danışmanlık faaliyetleri ile de destek olmaktadır. 2. Çağrı dönemi ile birlikte haftalık söyleşi ve yatırımcı buluşmaları, seminerler, eğitimler ve birebir danışmanlık destekleri devam edecektir.

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi faaliyetlerini, “Girişimcilik ve Ticarileştirme Ofisi”, “İş Geliştirme ve Yenilikçilik Ofisi” ve “Marka ve Patent Ofisi” birimleriyle birlikte yürütmektedir. Ön Kuluçka Merkezi ve Kuluçka Merkezi niteliklerini taşıyan “Bilgiyi Ticarileştirme Atölyesi” ve “Yeni Doğan Şirket Ünitesi” startup’lara ihtiyaçları olabilecek her türlü imkânı sunmaktadır. Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi faaliyetleri İstanbul Kalkınma Ajansı Güdümlü Proje desteği ile yürütülmektedir.

 

81 Meslek komitesi ve 400.000’e yakın üyeden oluşan İstanbul Ticaret Odası’nın iştiraki olan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi, eşsiz İstanbul ve deniz manzarasıyla yaklaşık 7.000 m² alan üzerine kurulmuş olup Eminönü’nde bulunmaktadır.

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin sunduğu imkânlardan faydalanmak için bu bağlantıdan adresinden “Bilgiyi Ticarileştirme Atölyesi” ya da “Yeni Doğan Şirket Ünitesi” başvuru formunu doldurmak yeterli.

TÜBİTAK BİGG’de nasıl altın yumurtlayan tavuk olunur?

Bu haftaki konuk yazarlarımızdan Gökhan Çelebi, bize TÜBİTAK BİGG‘de nasıl altın yumurtlayan tavuk olunur?’u anlatacak.

Girişimcilik ekosisteminin içinde olanların yakından bildiği ve takip ettiği TÜBİTAK tarafından yürütülen Bireysel Genç Girişimci (BİGG) programının 2017 yılı 2. çağrısı açıldı ve Ağustos ortasına doğru TÜBİTAK’a gönderilecek iş fikirleri uygulayıcı kuruluşlar (UK) tarafından belirlenmiş (1.aşama) olacak.

Mentorluk, eğitim, müşteri görüşmeleri süreci devam ederken ODTÜ Teknokent’te uzunca bir süredir bu programın içerisinde olan ve yaklaşık 1500 civarında iş fikri gören biri olarak gerek Uygulayıcı Kuruluş sürecinde gerekse de TÜBİTAK sürecinde girişimcilere faydalı olacak önerilerimi egirişim okurları ile paylaşmak istedim.

1. En büyük yanılgılardan birisi programın TÜBİTAK destekli ilerliyor ve son aşamada TÜBİTAK’ın karar verici olması dolayısı ile Teknik olarak güçlü projelerin destekleneceği ve başarılı olacağı. Hemen söyleyeyim: ticari başarı potansiyeli zayıf olan bir projenin muhteşem yenilikler getirmesi ya da ekibin harika bir eğitimden geçmiş olması durumunda bile başarılı olma şansı neredeyse yok gibi.

2. TÜBİTAK sunumunuzda pazar analiziniz, müşteri segmentiniz, değer öneriniz, gelir modeliniz, ne kadar önemli bir sorunu çözdüğünüz, finansallarınız olmazsa olmazlarınız. Bu detayları mutlaka belirtin ve bu detaylar mutlaka gerçekçi olsun. 5 dakikalık sunumun 4 dakikasında Teknik içerik anlatırsan ve 1 dakikada işin “işletme” tarafına değinirsen öhö öhö…

3. Sadece “Yurtdışındaki bir teknolojiyi Türkiye’de ve çok ucuza yapacağım ve böylece ülkenin dışa bağımlılığı azalacak” diyorsan tekrar bir düşünün derim. Çünkü bu iddia tek başına destek almak için yeterli olmayabilir. TÜBİTAK değerlendirme kriterlerinde İş planının teknoloji düzeyi ve yenilikçi yönü kısmında iş fikrinin “Günümüz teknoloji düzeyini ileri götüren bir iş fikri” olması gerektiği ve “çalışmanın uluslararası bazda yenilik içerdiği” özellikle vurgulanmış. Var olan teknolojiyi salt yerlileştirmek yerine yurtdışında yapılanı da ileri götürmek size daha rekabetçi yapar ve projenin 150K TL hibe alma şansını arttırır.

4. Lokasyon temelli etkinlik uygulaması, mobil uygulama üzerinden kısa ve eğlenceli videolar paylaşabileceğiniz bir platform, mesajlaşma uygulaması, orta ölçekli firmalar için ön muhasebe yazılımı, inşaat malzemesi satanlar ile arayanları bir araya getiren bir pazar yeri ve başka pazar yeri türevleri…. Yapmayın arkadaşlar… IoT, Büyük Veri, Lidar, endüstri 4.0, endüstri 5.0 konuşuyoruz. Katma değeri yüksek ürün/hizmet üretmeyi hedefliyoruz. Teknolojik dışa bağımlılığı azaltmaya çalışıyoruz.

5. Mobil uygulama ve web üzerinden dil öğrenme uygulaması yapan ve bunu da Yapay Zekâ ve Gamification (oyunlaştırma) temelli yapacağını iddia eden bir proje tek kişilik (Makine Mühendisi) bir ekipten oluşuyordu. Yapay Zekâ (ya da biraz daha rahat olabilir diye makine öğrenmesi) konusunda geçmişte ne yaptığını sordum. Desteği alır ise ilk 6 ay literatür taraması yapıp konuyu öğreneceğini söyledi? En fazla 18 ayınız var unutmayın. 6 ayını öğrenmeye ayıracaksan pek de bir şansın olmadığı aşikardır. Ayrıca böyle bir projede Bilgisayar Mühendisi ve Eğitimi uzmanı olması projenin destek alma şansını arttırır. Disiplinler arası uyum yani…

6. Gelir-gider tablosunda proje bittikten sonraki 3.yılın sonunda o yılki yıllık gelirini 300K TL yazarsan projen ile ilgili yatırımın geri dönüşü sorgulanır. Ayrıca 3-4 kişilik bir ekibin için 3.yılın sonunda bu kadar para kazanacaksan sen de ben bu işi gerçekten yapmalı mıyım diye bir sorgula. Niş pazara odaklanmak çok tehlikeli olabilir.

7. Rakip analizinde Google, Apple, Tesla yazanlar…Etin ne budun ne. 2-3 kişilik ekipsin. Nasıl rekabet edeceksin? Bunun yerine bu firmaların yerel tedarikçileri ile rekabet halinde olacağım dersen daha akla yatkın olur.

8. Sağlık ve Yaşam Bilimleri alanındaki iş fikri sahiplerinin “Etik Kurulu” sürecine hâkim olmaları çok işe yarar.

9. Prototipin hazırsa ve sahada olman gerekiyorsa neden Bigg sürecinde zaman harcayasın ki. 150K TL’den çok daha fazlasını kazanabilirsin belki. Başka birinin de hakkını almamış olursun böylece.

10. Değer önerim ucuza mal etmek dersen ve tüm odağın bu ise, yarın bir gün yurtdışındaki rakiplerin elbette bunu daha ucuza elde etmenin yerini bulur ve seni iç piyasada ezer. Fiyatta ucuzluk tek başına çok güçlü bir rekabet avantajı değil.

17 Ağustos’ta tüm kredi ve banka kartları İnternet alışverişlerine kapatılıyor

BDDK’dan yapılan açıklamada, Bankaların müşterilerden kartların İnternet üzerinden alışverişlerde kullanılmasına dair bir talimat almaması halinde tüm kredi ve banka kartları İnternet alışverişlerine kapatılacak.

Özellikle domain, hosting gibi otomatik ödeme talimatı veren kullanıcıların buna özellikle dikkat etmesi gerekir. Bankanızı aramakta fayda var.

Konuyla ilgili BDDK’dan yapılan açıklama;

“Kartların İnternet Alışverişlerinde Kullanımı Hakkında Bilgilendirme

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) 27 Ekim 2016 tarihinde iletilen talimatı gereği, kart hamillerinin açıkça talebinin bulunmadığı halleder, bireysel banka kartı ve kredi kartlarının elektronik ticaret işlemlerine kapalı olarak üretilmesi ve konuyla ilgili BDDK tebliği öncesinde kart üretmiş tüm kart hamillerinden de bu talebin toplanması gerekmektedir.

Söz konusu uygulama kapsamında 17 Ağustos 2017 tarihine kadar, bu talebi alınmamış olan tüm bireysel kart müşterilerinin kredi kartları ve banka kartları 17 Ağustos 2017 tarihinde internet alışveriş işlemlerine kapatılacaktır.

17 Ağustos 2017 tarihi sonrasında bireysel banka ve kredi kartlarınızın hem yurtiçi hem de yurtdışı İnternet işlemlerine açık kalmasını talep ediyorsanız, bankalarınızın müşteri temsilcileriyle, şubeleriyle ve İnternet&mobil kanalları üzerinden iletişime geçebilirsiniz.”

Hareketle kontrol sağlayan VR girişimi Leap Motion 50 milyon dolar yatırım aldı

Son zamanlarda Sanal Gerçeklik (VR) girişimlerinin arttığını ve yatırım aldıklarını görüyoruz. JP Morgan adlı varlık yönetimi şirketi, sensörler yardımıyla hareket takibi sunan teknoloji girişimi Leap Motion‘a 50 milyon dolarlık seri C yatırım gerçekleştirdi. Henüz Türkiye’de bu kadar büyük yatırımlar görmedik ama emekleme döneminden yürüme dönemine geçişte olduğumuzu söylemek gerekiyor. Orta vadede büyük yatırımlar bekliyoruz.

JP Morgan Varlık Yönetiminin Özel Sermaye Grubu Genel Başkanı Larry Unrein “Sanal gerçeklik teknolojileri, yatırımcılardan büyük ilgi görerek hızlı bir şekilde gelişiyor” diyerek bu alanın önemine vurgu yaptı. Leap Motion, İnsan ile teknoloji arasındaki engelleri kaldırmak için bu teknolojiyi geliştirdiğini de özellikle belirtiyor.

2010 yılında San Francisco’da kurulan Leap Motion, gelen bu 50 milyon dolarlık yatırımı Asya’dan başlayarak büyümek için kullanacak. JP Morgan Varlık Yönetiminin Özel Sermaye Grubu Genel Başkanı Larry Unrein,

Ellerin sanal gerçeklik ortamında kullanımını sadece oyun alanında olmadığının farkında olan Leap Motion, bu ürününü kurumsala da sunuyor. Bu teknolojiler, bir tasarımcının ürün üretmesinden, bir mimarın iç mekan yerleştirme yapmasına kadar bir çok alanda kullanım sunabiliyor.

Bu yatırım haberi Leap Motion’un resmi blogunda yayınlandı. Biz de dünyadaki yatırımları araştırıp sizlere sunmaya devam edeceğiz. Ayrıca Türkiye’den çıkan bir örnek olarak dün yayınladığımız mimarlar için sanal gerçeklik simülasyonu girişimine de göz atabilirsiniz.

Overstruct: Mimari tasarım projelerini sanal gerçeklik simülasyonlarına dönüştüren girişim

Overstruct, Türkiye İş Bankası tarafından hayata geçirilen Workup Girişimcilik Programı kapsamında desteklenen bir simülasyon girişimidir.

Girişim 2016 yılında yola Overdose Caffeine ismiyle çıkmıştı. Yaklaşık 1 aydır yeni isimleri olan Overstruct ile devam ediyorlar. Emir Arkman, Tolga Özuygur ve Cem Uzunoğlu tarafından kurulan girişim, bir endüstiriyi hedefleyen bir üretim aracı olduğu için yazılımı başlangıçtan itibaren mimari ve inşaat endüstrilerini hedefleyerek global olarak piyasaya sürmek istiyor. Girişim şu an Alpha aşamasında, yaklaşık 1 Ay içerisinde seçilen bazı şirketler, kapalı beta olarak kullanmaya başlayacak.

Kuruculardan: Emir Arkman ve Tolga Özuygur

Overstruct, mimari tasarım projelerini sanal gerçeklik ve web tabanlı simülasyonlara çeviren yeni nesil teknoloji geliştiren bir girişimdir. Bu sayede mimarlık ve inşaat şirketleri daha tasarım aşamasındayken projelerin içinde sanal gerçeklik gözlükleriyle yürüyerek inceleyebiliyor. Firmalar müşterilerine maliyeti daha yüksek olan örnek daire gösterimi yerine, bu teknolojiyi kullanarak daireleri gezdirebiliyorlar. 3ds Max, SketchUp gibi popüler mimari tasarım programları ile entegre çalışarak, bu platformlarda hazırlanan projeleri otomatik bir şekilde içinde yürünebilen simülasyonlara çeviriyor.

Simülasyonlar Google Cardboard, Samsung Gear VR gibi mobil sanal gerçeklik platformlarından Oculus Rift ve HTC Vive gibi kablolu sistemlere kadar her tür popüler platformda görüntülenebiliyor. Bunun yanında mobil ve pclerde web üzerinden görüntülenebilen simülasyonlar da üretebiliyor.

Kurucuların kullandıkları teknolojiyle alakalı yaptığı ortak açıklamadaBizim teknolojimiz hali hazırda mimari amaçlarla üretilmiş projeler üzerinde herhangi bir değişiklik yapmadan tamamen otomatik çalışıyor, içinde yürünebilen simülasyonları otomatik olarak proje boyutuna göre saatler ile bir kaç gün içinde değişen bir sürede üretebiliyor, görsel kalite olarak da orjinaline oldukça yakın sonuçlar alıyoruz. Ayrıca diğer çözümler simülasyonları çalıştırmak için pahalı bilgisayar sistemleri ve kablolu gözlükler gerektirirken bizim teknolojimiz simülasyonları mobil gözlükler, hatta ortalama telefonlarda bir web tarayıcısı üzerinde bile görüntüleyebiliyor.

Girişimle ilgili gelişmeleri anlatmaya devam edeceğiz.