Ana Sayfa Blog Sayfa 894

Bosch’un iki tekerlekli araç ve motor sporları inovasyonları, geleceğin işlevlerini barındırıyor

Bosch’un İki Tekerlekli Araç ve Motor Sporları iş birimi, global motosiklet ve motor sporları pazarında ivme kazanmaya devam ediyor. Bosch’un 2018 yılı motosiklet teknolojisi satışlarının, 2017 yılına oranla yüzde 20 artacağı tahmin ediliyor.

2020 yılında sürücü destek, güç aktarım mekanizması, elektrifikasyon ve bağlanabilirlik sistemlerinde 1 milyar Euro’luk hedefe doğru ilerlerken, Bosch iş biriminin satışlarının, pazarın iki katı oranında büyüyeceği tahmin ediliyor. Özellikle Bosch’un; ABS ve Bharat 6. Aşama emisyon yönetmeliğine ve yerel pazar trendlerine uyum sağlamak üzere, pazara özel motosiklet güç aktarım mekanizması ile emniyet çözümleri tedarik ettiği Hindistan’da önemli bir büyüme olacağı tahmin ediliyor. Bosch, sürekli olarak büyüyen bu pazara yatırım yapmaya devam ediyor. İki tekerlekli araçlara yönelik global talebin, 2017’den 2022’ye kadar yılda yüzde 4’ün üzerinde bir artış neticesinde, 2022’de 122 milyon motosiklete ulaşacağı tahmin ediliyor (kaynak: Freedonia).

Bosch ayrıca 2018 yılında, yerel pazar ihtiyaçlarını karşılamak üzere Çin ve Hindistan ile birlikte dünyadaki İlk 3 motosiklet pazarı içerisinde yer alan ASEAN bölgesinde özel İki Tekerlekli Araç ve Motor Sporları ekibi kurdu. Bosch Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Dirk Hoheisel, “Bosch, pazar lideri olma hedefiyle özel motosiklet ve motor sporları teknolojilerine yatırım yapmaya devam ediyor.” dedi.

Bosch’un vizyonu, geleceğin mobilitesini kazasız, stressiz ve neredeyse emisyonsuz hale getirmek.

Motosikletler için de aynı durum geçerli. Emniyet, motosiklet pazarında dikkate alınması gereken en önemli unsurlardan bir tanesi çünkü günümüzde motosiklet sürücüleri hala yollardaki en korumasız yolcular konumundalar. Bir motosiklet kazasında ölüm riski, otomobil sürücülerine oranla 20 kat daha fazladır. Bosch, kazasız mobiliteye yönelik kapsamlı üç aşamalı emniyet konseptiyle bu zorluğun üstesinden geliyor. İlk olarak fren ve hızlanma durumlarında motosikletin dengesi korunuyor, ikinci olarak yenilikçi çevre algılaması ile kestirimci emniyet ve konfor işlevleri sağlanıyor, üçüncü olarak ise motosiklet çevresine bağlanıyor.

Kapsamlı emniyet konsepti: kazasız mobiliteye doğru üç adım

Bosch, ABS ve MSC gibi sürücü destek sistemleriyle motosiklet sürüşünü daha emniyetli hale getirdi. Bosch kaza araştırmasına göre, yaralanmayla sonuçlanan iki tekerlekli araç kazalarının yaklaşık üçte biri MSC ile önlenebilir. Bosch, motosikletler için bir sanal emniyet kalkanı oluşturarak bir adım daha ileriye gidiyor. Adaptif hız sabitleyici, çarpışma uyarı sistemi ve kör nokta tespitinden oluşan motosikletlere yönelik yeni emniyet paketi, EICMA’da ilk kez büyük bir kitleyle paylaşıldı. Bu elektronik asistanlar her zaman tetikte ve acil durumlarda insanlardan çok daha hızlı bir şekilde tepki veriyor. Bosch kaza araştırması tahminlerine göre, bu radar tabanlı sürücü destek sistemleri yedi motosiklet kazasından birini önleyebilir. Bu sistemleri destekleyen teknoloji, bir radar sensörü, fren sistemi, motor yönetimi ve insan makine arayüzünden oluşuyor. Motosikletlere bir duyu organı olarak radar takılması, bu yeni sürücü destek ve emniyet işlevlerini sağlarken, sürücülere aracın çevresinin de tam bir resmini sunuyor. Sonuç olarak bu sistemler emniyeti arttırmanın yanı sıra sürücüler için hayatı daha da kolaylaştırarak eğlenceyi ve rahatlığı artırıyor. Bosch İki Tekerlekli Araç ve Motor Sporları iş birimi Başkanı Geoff Liersch, “Geleceğin motosikleti görebilmeli ve hissedebilmeli.” diyor.

Daha fazla emniyet, daha fazla eğlence

Yolları daha emniyetli hale getirmek için sadece sürücü destek sistemleri yeterli değil. Bosch’un gelecek vizyonu, kazaları daha meydana gelmeden önlemektir. Bosch kaza araştırmasının tahminlerine göre motosikletlerin ve otomobillerin birbirleriyle iletişim kurması, motosiklet kazalarının neredeyse üçte birini önleyebilir. Sistem sayesinde araç motosiklet ve otomobiller saniyenin onda biri kadar bir sürede, birkaç yüz metre çapındaki araçlar araç türleri, hız, pozisyon ve seyahat yönü hakkında bilgi alışverişi yapıyor. Sürücüler ya da araçlarının sensörleri, bir motosikleti görmeden çok önce bu teknoloji, daha defansif bir sürüş stratejisi benimsemelerini sağlayarak otomobil sürücülerini bir motosikletin yaklaştığı konusunda bilgilendiriyor. Bir çarpışmadan kaçınmak mümkün değilse, eCall sistemi mümkün olan en kısa sürede sürücüyü desteklemek üzere bir acil kurtarma ekibine haber veriyor. İki Tekerlekli Araç ve Motor Sporları iş birimi Başkanı Geoff Liersch, “Motosiklet sürüşünü eğlenceyi azaltmadan daha emniyetli hale getirmek için yeni teknolojiler geliştirmeye devam edeceğiz.” diyor.

Şehirde sürüş için elektromobilitenin evrimi

Motosiklet pazarı için bir başka önemli zorluk da şehirleşme. Bugün, dünya nüfusunun yüzde 55’i kentsel alanlarda yaşıyor ve bu oranın, 2050 yılında yüzde 70’e çıkması bekleniyor (kaynak: BM). Nüfusun artmasıyla birlikte trafik, gürültü seviyesi ve hava kirliliği de artıyor. Bosch, dünya genelinde bu zorluklarla mücadele etmek için eBike sistemlerinden ticari araçlara yönelik çözümlere kadar neredeyse tüm araç segmentleri için elektromobilite çözümleri sunuyor. Dört, üç veya iki tekerlekli hafif araçların elektrifikasyonu için 0,25 ve 20 kW arasındaki tüm performans sınıflarında Bosch, şehirler için en etkili mobilite çözümlerine ek olarak sürücüler için benzersiz bir sürüş deneyimi de sağlıyor.

Bosch’un entegre eScooter sisteminin parçası olan bir uygulama, araç bilgilerini, ağa bağlı işlevleri ve sosyal ağı birbirine bağlıyor. Uygulama sürücülerin spesifik durumlarına ilişkin ihtiyaçlarına odaklanırken, sürücüler de yolculuklarını kolaylıkla yönetebiliyor. Buna ek olarak Bosch sadece kişisel araçları değil, ticari uygulamalarda kullanılan araçları da elektriklendiriyor. Elektromobilite, şehir içinde ürünlerin hızlı ve esnek bir şekilde teslim edilmesinde giderek daha önemli bir role sahip oluyor. Bosch’un 48 V merkezi tahrik sistemi de teslimat servislerinin kentsel alanlarda mektupları ve gönderileri adreslerine taşımak için kullandığı Ligier üç tekerlekli kargo araçlarına güç sağlamak için kullanılıyor.

Samsung’un Yapay Zekâ, Nesnelerin İnterneti ve Mobil Kullanıcı alanındaki yenilikleri

Samsung; Samsung Developer Conference 2018’de Bixby ve SmartThings platformları için yeni ve güçlü geliştirici araçları ile birlikte etkileyici mobil deneyim için One UI ve Infinity Flex Display’i tanıttı. Bağlantılı yaşam kavramını gerçeğe dönüştürmeyi hedefleyen Samsung, geliştiriciler ve iş ortaklarının tüm dünyada milyonlarca cihaz için hızla yeni deneyimler geliştirip sunmalarını kolaylaştırıyor.

“Yapay Zekâ ve Nesnelerin İnterneti alanlarında önemli gelişmeler elde ettik. Tüm bunlar bağlantılı yaşam vizyonumuzu hayata geçirmede kritik önem taşıyacak” diyen Samsung Electronics BT ve Mobil İletişim Birimi Başkanı ve CEO’su DJ Koh, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bixby ve SmartThings’te geldiğimiz noktada üçüncü taraf ürünleri ve hizmetleri her ölçekte Yapay Zekâ ve Nesnelerin İnterneti platformlarına entegre olabiliyor. Katlanabilir ekran yeni bir tür mobil deneyimin temellerini oluşturuyor. Bu yeni platformda müşterilerimize yeni değerler sunmak için geliştiricilerle çalışmak bize heyecan veriyor. Teknoloji ve iş birliğinin bizi taşıyacağı noktayı görmek için sabırsızlanıyoruz.”

Ölçeklenebilir Zekâ Platformu Kurmak

Bixby, sesinizi kullanarak telefonunuzla etkileşime geçmeniz için pratik bir yol sunan zeki bir arayüz olarak geliştirildi. Samsung şimdi Bixby’yi, tüketicinin hayatındaki farklı ürünler ve hizmetleri destekleyen ölçeklenebilir bir zekâ platformu haline getiriyor. Samsung, SDC 2018’de geliştiricilerin daha konuşkan, kişisel ve faydalı bir akıllı asistan deneyimini daha fazla tüketiciye sunmaları için yeni yollar duyurdu.

Samsung, geliştiricilerin Bixby destekli hizmetleri daha kolay ölçeklendirebilmesi için Bixby Developer Studio’yu tanıttı. Bu araç koleksiyonu, geliştiricilerin ve iş ortaklarının daha fazla hizmet ve cihaza zekâ ekleyebilmesi için kullanışlı bir yol sunuyor. Geliştiriciler, Bixby Capsules adı verilen ve Bixby için geliştirilen özellik veya hizmetleri kolayca oluşturabilecek ve bunları Bixby Marketplace üzerinden rahatlıkla tüketicilere ulaştırabilecek. Geliştiriciler, Bixby platformu sayesinde kapsüllerini, mobil telefonlar ve televizyonlardan ev gereçlerine ve Samsung ekosistemindeki diğer ürünlere kolaylıkla adapte edebilecek.

Samsung,Bixby hizmetlerini ölçeklendirme çalışmalarının bir parçası olarak, önümüzdeki aylarda İngiliz İngilizcesi, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca dillerini de ekleyecek.

Bağlantılı Yaşam Tarzını Herkese Sunmak

Samsung’un bağlantılı yaşam vizyonu, sayısı giderek artan birbirine bağlı cihazları tek bir platformda bir araya getiren açık bir Nesnelerin İnterneti ekosistemi çevresine kurulu. Dünya çapında 200’den fazla pazarda yer alan SmartThings, bağlantılı yaşam deneyimini tek bir uygulamada sunarak Nesnelerin İnterneti’ni akıllı evlerin ötesine geçirerek otomobillere, ofislere ve arasındaki her yere taşıyor.

Samsung şimdi,yeniden tasarlanan SmartThings Developer Workspace’teki yeni araçlar sayesinde geliştiricilerin cihaz ve hizmetlerini SmartThings platformuna daha hızlı ve kolaylıkla bağlamasını sağlıyor. Bu gelişmiş araçlar arasında SmartThings Cloud Connector, SmartThings Device Kit ve SmartThings Hub Connector bulunuyor. Geliştiriciler platform üzerinde çalışabilmelerinin yanı sıra Zigbee ve Z-Wave cihazlarını da rahatlıkla entegre edebiliyorlar.

Ayrıca, güncellenen Works with SmartThings (WWST) sertifika programı geliştiricilerin SmartThings uzmanlarına ve kaynaklarına doğrudan erişmesini sağlıyor. WWST, cihazların ve hizmetlerin platform için tamamen optimize edilmesine yardımcı oluyor, böylece tüketiciler olabilecek en iyi deneyimi yaşıyor.

Kullanıcı Deneyimi ve Ekran İnovasyonunda Öncü

Samsung, One UI adını verdiği yeni ve kullanışlı arayüz tasarımını da tanıttı. Temiz ve minimal tasarımda en sık kullanılan içerikler ekranın alt yarısında yer alıyor. Böylece tek elle kullanım daha doğal ve rahat hale geliyor. Kullanıcı deneyimi, karmaşayı ve dikkat dağıtan unsurları azaltmak amacıyla yeniden tasarlandı. Kullanıcılar bu sayede daha iyi odaklanıp telefonlarında aradıklarını hızla bulabilecek.

Samsung, kategori belirleyen biçimler geliştirme ve ekran inovasyonu geleneğini sürdürerek, çığır açan katlanabilir akıllı telefonların önünü açtı. Infinity Flex Display, One UI ile birlikte kullanıcıların sıradan bir akıllı telefonla yapamayacaklarını yapmasını sağlayan yeni bir tür mobil deneyim sunuyor. Kullanıcılar şimdi her iki biçimin de avantajlarından yararlanabiliyor. Küçük boyutlardaki bir akıllı telefon, aynı anda birden fazla iş yapmak ve içerik izlemek için daha geniş ve etkileyici bir ekrana dönüşebiliyor. Katlanan cihaz açıldığında uygulama deneyimi küçük ekrandan daha büyük ekrana kusursuz bir şekilde geçiyor. Ayrıca, kullanıcılar geniş ekranda aynı anda üç uygulamayı kullanarak hiçbir şeyi kaçırmadan internette gezinebiliyor, video izleyebiliyor, bağlanabiliyor ve birden fazla işle uğraşabiliyor.

Infinty Flex Display bir sonraki nesil platform olduğundan Samsung, geliştiricileri bu yolculuğa en başından dâhil olmaya çağırıyor. Google ve Android geliştirici topluluğuyla birlikte çalışan Samsung, bu yeni biçimin potansiyelini en üst seviyeye çıkararak en uygun katlanabilir kullanıcı deneyimini oluşturacak.

Mucit Girişimci programının ikinci dönem başvuruları açıldı

İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından kurulan Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi’nin (BTM) yürütücülüğünü yaptığı “Mucit Girişimci” programının ikincisi başlıyor. Tüm Mucitler İcat-İnovasyon ve Araştırma Derneği (TÜMMİAD) ile Keiretsu Forum Türkiye’nin iş ortağı olduğu programda “Mucit Girişimciler” 8 haftalık bir programa dahil olduktan sonra yatırımcılar ile buluşacak.

Mucit Girişimci Programı’na son başvuru: 26 Kasım

Başvuruların internet üzerinden kabul edildiği program patent veya faydalı modele sahip olan mucitlerin, girişimcilik ekosisteminde yer almalarını sağlamayı amaçlıyor.
Başvuruların 26 Kasım’a kadar mucitgirisimci.com adresinden süreceği program; patenti/faydalı modeli alınmış veya başvurusu yapılması ürünleri ticarileştirmeyi ve Türkiye ekonomisine katma değer sağlamayı hedefliyor.

İcat çıkaralım!

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) Güdümlü Proje Desteği kapsamında faaliyetlerine devam eden BTM ile birlikte stratejik iş ortaklığı yapan TÜMMİAD ve Keiretsu Forum Türkiye, 8 hafta sürecek Yoğunlaştırılmış Hızlandırma Kampı’nda; birebir danışmanlıklar, demo günü, seminerler, eğitimler, söyleşiler, mentorluklar, bilirkişi hizmetleri, yatırımcı eşleştirme programları ile girişimcilerin ihtiyaçlarına yönelik çalışmalar sürdürecek.

Yerli girişim Toyi, dünyanın en büyük platformlarından Kickstarter’da fonlanmaya başladı

Çocukların etraflarındaki nesneleri oyuncağa dönüştürmelerini sağlayan oyun kiti Toyi, Kickstarter’da 20 bin dolar hedefli bir kampanya başlattı.

Toyi, çocukların etraflarındaki her şeyi eşsiz oyuncaklara dönüştürmelerini sağlayan, sınırsız, yönergesiz bir oyun kiti olarak karşımıza çıkıyor. Toyi sayesinde bir su şişesi, altı kollu bir robota; eski kutular, tren vagonlarına; veya bir kozalak, sevimli bir yaratığa dönüşebiliyor. Toyi bu kampanyada 20.000 dolar toplayarak toplu üretime geçmeyi ve oyuncak sektöründe serbest ve çocukların yönlendirdiği oyunu destekleyen bir alternatif yaratmayı hedefliyor.

Günümüz koşullarında yaratıcılıkları körelen çocuklara yepyeni bir oyun deneyimi sunan Toyi, 5 Kasım – 2 Aralık 2018 tarihleri arasında Kickstarter üzerinde satışa sunuluyor. Kickstarter üzerinden gerçekleştirilen kitlesel fon toplama kampanyası süresince alınan her bir Toyi kiti karşılığında dünyanın farklı bölgelerindeki sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan operasyonel işbirlikleri ile bir adet Toyi kiti de dezavantajlı çocuklara ulaştırılacak.

“Her şeyi bir oyuncağa, her yeri bir oyun alanına çevirelim!”

Toyi, İstanbul merkezli bir sosyal girişim. Elif Atmaca ve Ögeday Uçurum tarafından 2017 yılında kurulan Toyi, 2017 yılında sosyal inovasyon platformu olan imece destek programını tamamladı ve etkisini artırmak için 2018 yılında yine İstanbul merkezli disiplinlerötesi bir inovasyon platformu olan ATÖLYE ile ortaklık yaptı. Çocukların hayal güçlerini tetikleyecek bir araç ortaya çıkarmak isteyen Toyi’nin tasarımcısı Elif Atmaca bu ihtiyacı şöyle ifade ediyor: “Özellikle dezavantajlı çocukların olduğu bölgelerde çocuklara istedikleri oyuncağı ulaştıramıyoruz, o zaman çocukların etraflarındaki her şeyi oyuncağa çevirmelerini sağlayacak bir şey yapalım.” Bu fikirden yola çıkarak hayata geçirilen Toyi; şehir yaşamı, okul başarısı baskısı, ebeveyn yönlendirmeleri ve oyuncak sektörünün kısıtları yüzünden yaratıcılıklarını kullanamayan tüm çocukların bu yaklaşımdan ve üründen faydalanabileceğini fark ederek geliştirildi. Toyi bugün cinsiyet, dil, coğrafi konum ve sosyoekonomik düzey fark etmeksizin her çocuğun oyuncağı olmayı hedefliyor.

Açık uçlu oyun deneyimiyle çocuklara ve oyuna daha çok yer

Oyun ve oyuncak sektörünü, yaratıcılıkları çocuklara göre daha sınırlı olan yetişkinler şekillendiriyor. Oyunun kurallarını yetişkinler koyuyor, çocuklara nasıl oynamaları veya nasıl oyuncaklar yapmaları gerektiğini onlar söylüyor. Birleştirilecek yapı taşlarından oluşan oyuncaklarda bile son ürün çocuklara baştan gösteriliyor. Toyi ise önceliği çocuğun ihtiyaçlarına veriyor, serbest oyunu destekliyor. Toyi oyuncak kitinin içinde yönerge ve kurallar yok. Tüm süreç çocukların hayal gücüne bırakılıyor. Açık uçlu oyun deneyimi sağlayan Toyi ile çocuklar yaratıcılıklarını kullanarak sonsuz sayıda oyuncak yapabiliyor. Toyi, oyunun yönetimini çocuklara bırakarak, kendi uydurdukları oyunlardan da hayat boyu işlerine yarayacak beceriler kazanabileceklerini ebeveynlere, eğitimcilere ve tüm yetişkinlere hatırlatıyor.

21. yüzyıl becerileri oyunla gelişiyor

Çocukların büyürken yaratıcılıklarını kaybetmemelerini sağlamak için tasarlanan Toyi, onların bu yüzyılda ihtiyaç duyduğu birçok beceriyi de geliştirmelerine imkân veriyor. Çocuklar Toyi ile etraflarındaki nesneleri yeniden tasarlarken ileri dönüşüm yaparak ‘tüketmeden üretme’ içgüdüsünü erken yaşta kazanıyor. Toyi, sunduğu özel oyun deneyimiyle, çocukların problem çözme, eleştirel ve yenilikçi düşünme, iletişim, uyum sağlama, birlikte çalışma, inisiyatif alma gibi 21. yüzyıl becerilerini geliştirirken, daha üretken, yaratıcı, özgüvenli, doğaya saygılı ve hayat boyu öğrenen bireyler olmalarına yardımcı oluyor.

Gamer’s Jam’de 24 saatte 10 yeni oyun geliştirildi

Netmarble EMEA ve StartersHub işbirliğinin ürünü olan mobil oyun geliştiricileri hızlandırma programı Gamer’s Qube’un desteğiyle, İTÜ Oyun Tasarlama ve Geliştirme Kulübü tarafından düzenlenen Gamer’s Jam’de, amatör ve profesyonel oyun geliştiriciler, 24 saat içinde ekiplerini kurup kendi oyunlarını kodlayacağı bir maratona girdi. StartersHub’ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlik 3 Kasım Cumartesi günü saat 14.00’te başladı ve 4 Kasım Pazar günü 20.00’ye kadar sürdü.

Oyunun teması “Bedel”

Gamer’s Jam etkinliğine katılan yaklaşık 50 geliştirici, öncelikle kendilerini tanıtıp ihtiyaçlarına uygun olarak projelerini gerçekleştirecek ekibi kurdu. Etkinlik sırasında kurulan 10 ekip, “Bedel” olarak belirlenen Gamer’s Jam teması üzerine farklı oyunlar geliştirdi. Bazı ekipler temaya maddesel anlamda yaklaşırken, ‘Yaşamanın Bedeli’ gibi insanları sosyal çıkarımlar üzerine düşünmeye iten oyunlar da geliştirildi. 24 saat süren oyun geliştirme maratonun sonunda, 10 ekip de fire vermeden 10 farklı oyun projesini tamamlamayı başardı ve projelerini diğer katılımcılara sundu.

Gamer’s Jam yeni oyunlar ve oyun geliştiriciler keşfedecek

Netmarble EMEA Genel Müdürü Barış Özistek, “Mobil oyun geliştirmede Türkiye’yi oyun dünyasının sayılı merkezlerinden biri haline getirmeyi hedefleyen Gamer’s Qube çatısı altında düzenlenen Gamer’s Jam, Türkiye’nin oyun ekosistemine katkıda bulunacak yeni oyunlar ve oyun geliştiricilerin keşfedilmesi adına çok önemli bir etkinlik. Gamer’s Jam’de 24 saat sürede geliştirilen oyunlar, ekiplerin yeteneklerini keşfetmeleri, yeni ekipler ve işbirlikleri kurmaları için fırsatlar yaratıyor. Katılan tüm ekipler hiç fire vermeden, çok yaratıcı oyunlar geliştirdi ve etkinlikten büyük keyif aldılar. Bu durum bizi yeni etkinlikler düzenlemeye teşvik ediyor.”

“Gamer’s Jam’den yeni işbirlikleri ve büyüyen takımlar ile birlikte girişimlerin Gamer’s Qube’a başvurmasını bekliyoruz. Netmarble EMEA ve StartersHub olarak amacımız; oyun geliştiricilerinin yanında yer alarak, global bilgi birikimimizi ve tecrübelerimizi aktarmak, onların hem yerel hem de global pazarda başarı ihtimallerini yükseltmektir” dedi.

Big Bang Startup Challenge 2018’in 26 finalist girişimi belli oldu

Dünyanın girişimcilere en fazla kaynak dağıtılan etkinliklerinden biri olan ‘Big Bang Startup Challenge’da 2018’in finalistleri belli oldu. Açıklanan 26 finalistten sahneye çıkmaya hak kazanan 20 girişim 22 Kasım’da açıklanacak.

Girişimcilik ekosisteminin ‘odak’ noktası Big Bang Startup Challenge’da bu yıl yedinci kez birbirinden iddialı girişimciler yatırımcı ve kurumsal şirketlerin karşısına çıkacak. Geçen yıl Big Bang’de girişimcilere, 17 milyon TL’yi aşan bir kaynak ulaştırılmıştı. Bu yıl da İTÜ Çekirdek’in yeni paydaşları ve büyüyen girişimcilik ekosistemi ile yine büyük bir kaynağın girişimcilerle buluşturulması amaçlanıyor.

İşte Big Bang 2018’de finale çıkmaya hak kazanan o girişimler:

Akıllı Magnet: Tüketicilerin telefonlarına yeni bir uygulama indirmesine gerek kalmadan sadece telefonlarını buzdolabı magnetlerine dokundurarak sipariş verebilmelerini sağlayan IoT çözümü sunuyor.

AkıllıBES: Kullanıcıların, bireysel emeklilik sisteminde yılda 6 kez olan fon dağılım değişiklik haklarını kullandırarak daha fazla getiri elde edilmesine yardımcı oluyor. Evlenme, çocuk sahibi olma, ev satın alma ve iş değiştirme gibi katılımcıların hayatındaki değişikliklere göre kişiye özel tavsiye sunan AkıllıBES alanında Türkiye’nin ilk dijital platformu.

BenzinLitre: Tüm akaryakıt istasyonlarını güncel fiyatları, doğru lokasyonları ve tesis-içi imkanları ile listeleyerek kullanıcıların tasarruf etmesini ve karar verme sürecini akıllı hale getirmesini sağlayan BenzinLitre; dinlenme tesisleri, yol yardım, sigorta teklifi gibi araç sahiplerinin farklı ihtiyaçlarına da çözüm getiriyor.

Hextech Green: Sebze yetiştiriciliğine yeni bir devir başlatacak, üreticilerin afetlerden etkilenmeden doğal fideler yetiştirebileceği, tüketicilerin mutfaklarında kendi doğal sebzelerini yetiştirebileceği tarım makinesi üretimi yapıyor.

Drivee: Trafik kazalarını otomatik algılayarak, acil müdahale ekiplerinin olay yerine hızlıca ulaşmasını ve yaralıların hayata tutunmasını sağlıyor.

Kodeco: Kodeco ekibinin geliştirdiği modüler platforma sahip L6/L7e sınıfı elektrikli mini araç Ecomod; hedef pazarların ulaşım, lojistik ve F&B hizmeti gibi ihtiyaç çeşitliliği düşünülerek ortak şasi ve güç aktarımı platformu ile birlikte birçok opsiyonel yapı parçası tasarlanarak geliştirildi.

Mips: Erkeklerin sperm sağlığını evde ölçmesini sağlayan cihaz sayesinde erken teşhis ve tedavi takibi rahatlıkla yapılabiliyor.

FilameX: 3 boyutlu yazıcı kullanıcıları başta olmak üzere üretim ile ilgilenen herkesin zevkle kullanabileceği geri dönüşüm odaklı tasarlanmış mini filament üretim makinesidir.

Hippist: Türkiye’den sanat, dekorasyon, aksesuar ve moda konularında üretim yapan bağımsız tasarımcıların başta İngiltere olmak üzere Avrupa ve Kuzey Amerika pazarında hak ettikleri payı alabilmeleri için kurulmuş mikro e-ihracata dayalı bir e-ticaret sitesidir.

Hyggefood Company: Bitkisel mikrobesinler ile hayvansal ürünlerin alternatiflerini üretir. Hyggefood Company’nin ilk ürünü Hyggefisk; bitkisel mikrobesinler ile üretilen ve içeriğinde 13 vitamin, 9 mineral, L-carnitne ve KoenzimQ10 barındıran yeni nesil bir havyardır.

Innoyum: Atık yumurta kabuğunu değerlendirerek, içeriğindeki yumurta zarını tasarlanan makine ile ayırmayı ve eklem sağlığında kullanılan takviye edici gıdanın aktif bileşeni olan doğal/hidrolize yumurta kabuğu zarı tozu ürünü üretmeyi hedefliyor.

Intenseye: Akıllı şehirler, perakende müşteri analizi, ulaşım, trafik izleme ve eğitim sektörlerine yönelik yapay zeka tabanlı video analiz servisleri sunuyor.

Iltema: Isı yayan tekstillerin geliştirilmesi için çalışıyor.

Kobaküs: Tüm banka hesaplarının bir tek platform üzerinden, aynı anda ve yüksek güvenlikle yönetilmesini sağlıyor.

Köpüklü-Akıllı Türk Kahvesi Makinesi: Nesnelerin interneti tabanlı Akıllı Türk Kahvesi Makinesi, çekirdek kahveyi öğüterek taze ve lezzetli Türk kahvesi çözümü sunuyor.

Laska Energy: Kauçuk bazlı atıklardan termo-kimyasal yöntemle değerli ham maddeler ve elektrik enerjisi elde ediyor.

Micro-S Biyoteknoloji: Yararlı mikroorganizmalar ile ‘doğalı’ doğalına çevirme, doğa ürünlerinin verimlerini artırma ve hastalıkları önleme için çalışıyor.

Otomazone: Türkiye’nin en büyük pazar paylarından biri olan endüstriyel market yani elektrik, otomasyon ve hammadde malzeme tedariğinde yeni bir dönem başlatmayı hedefliyor.

PetSurfer: Pet sahipleri ile sevgi dolu, güvenilir pet bakıcılarını pazar yeri modeliyle buluşturan Türkiye’nin yeni nesil pet platformudur.

Phoneix: Baca gazından hidrojen elde edilmesi ve yakıt olarak kullanımı alanında çalışıyor.

Reminis App: Kullanıcıların, etkinliklerde çekilen fotoğraflarına yüz tanıma teknolojisi ile anında ulaşmasını sağlıyor.

Stokbankası: Gıda perakendeciliğinde şirketler arası süreçleri çift taraflı entegrasyon ile yürütülmesini sağlayan online B2B platformu olarak hizmet veriyor.

Vagustim: Migren tedavisinde kullanılan kişisel medikal cihaz Vagustim, parasempatik sinir sisteminin önemli bir siniri olan vagus sinirini uyararak baskılanan parasempatik aktiviteleri artırıyor. Kulaktaki vagus sinirini düşük şiddet elektrik akımıyla uyaran Vagustim, stres faktörlerini yarattığı olumsuz faktörleri ortadan kaldırarak, stresle ilişkili migrene son veriyor.

watchX-Kodlanabilir Akıllı Saat: Kullanıcıların, ürün kutusu içerisinden çıkan parçaları basit işlemlerle birleştirerek, kendi akıllı saatini kendisi yaptığı bir kodlama eğitim kitidir.

Wollox Education: Microsoft, Mac, Linux, Pardus işletim sistemlerinin bağlı olduğu her türlü bilgisayarın ekranını ve ekranın yansıtıldığı her alanı interaktif (dokunmatik) hale getiren ve bunu yapmak için yazılım yüklemesi gerektirmeyen dünyadaki tek üründür.

Wport: WordPress altyapısı kullanan web sitelerini, Android ve iOS uygulamalara dönüştürülmesini sağlıyor.

TSKB ve Girişimcilik Vakfı işbirliği ile Teknoloji ve Girişimcilik Platformu kuruldu

Değişen dünyaya ayak uydurmak, yeni iş yapış şekilleri ve yenilikçi bakış açıları geliştirmek için 2016 yılında “Geleceğe Bakış” programını başlatan Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), “TSKB Teknoloji ve Girişimcilik Platformu” ile bu programı bir adım öteye taşıyor. Türkiye Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) işbirliğiyle hayata geçirilen platform, TSKB çalışanlarının uzman bankacılık deneyimleri ve bilgi birikimleriyle GİRVAK temsilcilerinin (fellowlar) heyecanları ve girişimcilik ruhlarını bir araya getiriyor.

Platformun ilk etkinliği 3 Kasım’da, girişimcilik ve inovasyon ekosisteminin önemli isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Kolektif House’da gerçekleştirilen etkinliğin açılış konuşmalarını TSKB Genel Müdürü Suat İnce ve GİRVAK Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra yaparken, başarılı girişim örneklerinin temsilcileri deneyimlerini paylaştı.

“Kalkınma odaklı yenilikçi fikirler projelendirilecek”

TSKB’nin sürdürülebilirlik ve kalkınma alanındaki çalışmalarında, güçlü işbirliklerinin büyük rolü olduğunu belirten TSKB Genel Müdürü Suat İnce, “Bugün, bizim için çok önemli yeni bir işbirliğinin temelini atıyoruz. Teknoloji ve inovasyonun tüm sektörleri şekillendirdiği içinde bulunduğumuz dönemde, deneyim ve yeniliğin ortak akılda buluşmasını çok önemsiyoruz. Bugünün ve geleceğin ruhuna uygun kalkınma modelleri oluşturmak için kurum kültürümüze “girişimcilik” unsurunu ekliyor ve ülkemizde dijital dönüşümün itici gücü olan start-up ekosistemiyle işbirliği yapmak için yola çıkıyoruz.” dedi.

League of Legends’ın 2018 dünya şampiyonu Invictus Gaming oldu

Güney Kore’de düzenlenen League of Legends 2018 Dünya Şampiyonası (Worlds 2018), sürpriz sonuçlara ve çekişmeli mücadelelere sahne oldu. Geçtiğimiz beş şampiyonanın tamamında Koreli temsilcilerin elinde yükselen kupanın sahibi bu sene Çinli ekip Invictus Gaming oldu. Sadece 85 dakika süren seride Invictus Gaming, rakibi Fnatic’i 3-0 mağlup ederek dünya şampiyonu oldu.

Güney Kore’de bulunan 50 bin kişilik Munhak Stadyumu’nda dünyanın en iyi iki League of Legends takımını karşı karşıya getiren Dünya Şampiyonası final mücadelesinde yüzü gülen taraf Invictus Gaming oldu. EU LCS’ten Fnatic takımıyla mücadele eden Invictus Gaming, 3-0’lık skorla rakibi karşısında mutlak galibiyete imza atarak şampiyonluğunu ilan etti.

Çin, Kore’yi geride bırakıyor

Çekişmeli maçlara ve üst düzey performanslara sahne olan League of Legends Dünya Şampiyonası bu sene sürpriz sonuçlarla izleyenlerini şaşırttı. Bu yıl ilk defa bir Kore takımı Yarı Final’e ulaşamadı. Bununla birlikte ilk defa üç tane Batı takımı Yarı Final’e kadar geldi. Fnatic ise 7 yılın ardından final heyecanını tekrar yaşadı.

Daha önce MSI 2018 ve Rift Rivals etkinliklerinde de kupaya uzanan taraf olan Çin ligi LPL, Dünya Kupası’yla birlikte 2018 yılındaki tüm kupaları kazanarak Kore’yi geride bıraktığını kanıtladı.

Şimdi Gözler All-Star ve VFŞL’de

Dünyanın en iyi League of Legends oyuncularını bir araya getirecek All-Star etkinliği Aralık ayında gerçekleşecek. Uluslararası arenada en başarılı bölgelerin yer aldığı etkinlikte heyecan her an dorukta olacak. Türkiye’de ise 2019’da Vodafone FreeZone Şampiyonluk Ligi yeni bir yapıya bürünecek. All-Star ve VFŞL için merak ettiğiniz her şeye lolespor.com adresinden ulaşabilirsiniz.

BKM, ziyaretçilerin ofise giriş çıkışlarda kimlik teslim etme zorunluluğunu Passware ile kaldırdı

Bankalararası Kart Merkezi (BKM), ziyaretçi girişleri noktasında kişisel verilerin güvenliğini sağlamak amacıyla, sunduğu entegre güvenlik ve iş zekâsı teknolojileriyle alanının önde gelen şirketleri arasında yer alan Sensormatic ile iş birliği gerçekleştirdi.

BKM’den gelen talep doğrultusunda Sensormatic’in uzman yazılım ekibi tarafından hazırlanan Passware çözümü, BKM Express ile yapılan entegrasyon sayesinde bina giriş-çıkışlarında ziyaretçilerin kimliklerini teslim etmeleri zorunluluğunu ortadan kaldırdı ve kişisel verilerin güvenliği noktasında önemli bir yenilik sundu. Bu çözüm sayesinde ziyaretçi giriş-çıkış süreçleri çok daha verimli ve güvenli hale gelirken BKM’nin öncülüğünde bir sivil toplum kuruluşuna bağış yaparak giriş yapma özelliği de Passware çözümüne eklendi.

Ziyaretçiler 1 TL’lik bağışla giriş yapabiliyor

Nisan 2018’de tüm özellikleriyle devreye alınan bu yeni çözüm, sivil toplum kuruluşlarına (STK) destek sağlamasıyla da öne çıkıyor. BKM’nin dijital cüzdan çözümü BKM Express’e entegre edilen çözüm, ziyaretçilerin STK’lara doğrudan bağış yapabilmesine olanak tanıyor.

BKM ofisine gelen ziyaretçiler, resepsiyon bölümündeki tablette bulunan QR kodu BKM Express uygulaması üzerinden okutarak Darüşşafaka’dan Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na kadar çok sayıda STK’ya 1 TL’lik bağış yapabiliyor. Sistem, yapılan bağış sonrası gelen ziyaretçiyi otomatik olarak tanıyor ve herhangi bir kimlik tespitine gerek kalmıyor.

“Kişisel verilerin güvenliği tüm dünyada önem kazanıyor”

Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan BKM Genel Müdürü Soner Canko, şöyle konuştu: “Kişisel verilerin güvenliği ve korunması, tüm dünyada giderek daha fazla önem kazanmaya başladı. BKM olarak biz de Sensormatic Passware çözümüyle bina giriş-çıkışlarını kişisel verilerin korunması açısından çok daha güvenli hale getirdik.

Bu projede kullanılan inovasyon, kişisel verilerin güvenliğini sağlayan dijital bir akış olarak dikkat çekiyor. Bu çözümü hayata geçirirken, BKM Express’in doğrulanmış kimlik bilgilerine sahip olmasının sağladığı avantajdan yararlandık.

Doğrulanmış kimlik bilgileri sayesinde ziyaretçilerden kimliklerini almaya gerek kalmadan giriş yapılabiliyor. Hedefimiz, ‘İhtiyaç olduğu kadar bilgiyi dijital olarak almak’tı ve bunu başarmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Üstelik hedefimizi bir basamak daha yukarı taşıdık ve toplumsal fayda için STK’lara bağış yapma özelliğini de projeye dâhil ettik. BKM Express’i kullanan ziyaretçilerimiz, ofisimize geldiklerinde diledikleri STK’ya 1 TL bağışta bulunarak kimliklerini teslim etmeden giriş yapabiliyor.”

ASELSAN ve BioCube İstanbul, sağlık teknolojileri alanındaki girişimcileri bekliyor

ASELSAN ve İstanbul Aydın Üniversitesi Sağlık İnovasyonu ve Girişimcilik Merkezi BioCube İstanbul işbirliğiyle hazırlanan sağlık teknolojileri alanındaki yenilikçi fikirlere sahip girişimcilerin başvurabilecekleri hızlandırma programı başvuruları açıldı.

Başvuru 25 Kasım 2018’de sona eriyor. Başvurunuzu bu bağlantıdan yapabilirsiniz.

BioCube İstanbul için başvuru yapabileceğiniz alanlar:

Tıbbi Görüntüleme: Biyomedikal görüntüleme yöntem ve sistemlerin iyileştirilmesine ve yeni yöntem ve sistemlerin geliştirilmesine yönelik (Sabit görüntüleme sistemleri, Taşınabilir görüntüleme cihazları, Birden fazla tekniği birleştiren (multi-modal) görüntüleme cihaz ve sistemleri, Görüntü analiz yöntemleri vb) öneriler beklenmektedir.

In Vitro Tanı: Laboratuvar ve hastanelerde kullanılmakta olan in vitro tanı cihazlarının büyük bölümü yurtdışından tedarik edilmektedir. Söz konusu cihazların ve sarf malzemelerinin yerli olarak tasarlanması ve üretilmesine yönelik öneriler beklenmektedir.

Hasta Başı Bakım Noktası Cihazları: Hasta Başı Bakım Noktası cihazları (point of care) dünyada gittikçe önem kazanmakta, tespit, takip ve tanı alanlarında birçok süreci kolaylaştırmaktadır. Söz konusu cihazların yerli olarak tasarlanması ve üretilmesi veya mevcut sistemlerle birlikte kullanımına yönelik öneriler beklenmektedir.

Biyotanı: Bu alanda kaydedilen hızlı gelişmeler sonucunda biyotanı yöntemleri hem laboratuvar hem de saha kullanımına yönelik sistem ve cihazlarda gittikçe artan oranda kullanılmaktadır. Söz konusu yöntemler kullanılarak mevcut işleyişi değiştiren veya yeni olanaklar sunan cihaz ve yöntemlere yönelik öneriler beklenmektedir.

Çağrı kapsamında yapılacak başvurularda aranan hususlar:

  • Getirilen önerinin mevcut teknolojiye göre maliyet avantajı taşıması veya yenilikçi yönü olması,
  • Teknolojik hazırlık seviyesinin en az 5 veya üzerinde olması; prototip gösteriminin yapılabilmesi
  • Fikri mülkiyet haklarının öneri sahibine ait olduğunun başvuru sahibi tarafından taahhüt edilmesi veya belgelenmesi
  • Ürünün ticarileşmesi ve pazarı ile ilgili ön çalışma içermesi.