Ana Sayfa Blog Sayfa 750

Zoom, yenilediği Ödüllü Hata Avı programını ve yeni özelliklerini duyurdu

Zoom, güvenlik ve gizlilik özelliklerini geliştirmek üzere başlattığı 90 günlük güvenlik programındaki ilerlemeleri kullanıcıları ile paylaştı.

Program kapsamında her Çarşamba günü ‘Eric’e istediğini sor’ adlı bir webinar düzenleyen şirket, programa katılan Zoom CEO’su Eric S. Yuan, Zoom CPO’su Oded Gal, Zoom CTO’su Brendan Ittelson ve yeni güvenlik danışmanı Alex Stamos ile platformdaki gelişmeleri değerlendirdi.

Haftalık webinar’ın ana başlığı güvenlik ve gizlilik

Geçtiğimiz hafta yeni güvenlik simgesi ile tüm görüşme içi güvenlik özelliklerini bir yere toplayan Zoom, Ücretsiz Temel ve tekil Pro kullanıcılar için varsayılan ayarlar içerisinde görüşme parolalarını ve Bekleme Odası’nı etkinleştirirken, K-12 programındaki eğitim amaçlı görüşmelerde parolayı zorunlu hale getirmişti.

Yöneticilerin ve hesap sahiplerinin kullanıcı parolaları için asgari gereksinimler getirebilmelerini sağlama ile veri merkezi özelleştirme işlevlerini de sisteme dahil eden Zoom yöneticileri, güncelleme takviminde Zoom Phone, bulut üzerine görüşme kaydı ve ana sayfada değişiklikler olduğunu belirttiler.

Yapılacak değişiklikler ile Zoom Phone’da hesap yöneticileri sesli postalara erişim için gereken PIN kodu uzunluğunu değiştirebilecek. Ayrıca yöneticiler bulut kayıt parolası yönetmeliği belirleyerek, kayıtların daha güvenli saklanmasını sağlayabilecek.

Dünyaca ünlü güvenlik uzmanı, Ödüllü Hata Avı programına katıldı

Webinar’da Ödüllü Hata Avı programının yenilendiğine de yer verildi. Zoom, program için Katie Moussouris tarafından kurulan Luta Security ile iş birliği yapacak. Günümüzde kullanılan en önemli zafiyet yazılımlarının geliştiricisi olan Moussouris, Microsoft Zafiyet Araştırma ve Symantec Zafiyet Araştırma programları ile Microsoft ve Pentagon’un ödüllü hata avı programlarını başlatan kişi olarak tanınıyor.

Luta Security, Zoom’un 90 günlük “iyileşme” planını bütünsel olarak değerlendirecek ve tüm iç zafiyet yönetim süreçlerine dahil olacak.

Zoom, ayrıca güvenlik araştırmacılarını da popüler platformda bulacakları hataları bildirmeye davet etti. Zoom’da bulunan hatalar Güvenlik sayfasından şirkete bildirilebiliyor.

Corona döneminde evden çalışmaya ilişkin Wizsight ve Poltio bir araştırma raporu hazırladı

Ülkemizde ilk COVID-19 vakasının duyurulmasından bu yana bir aydan fazla süre geçerken, iş hayatı da evden çalışma düzenine taşındı. Wizsight Araştırma ve yerli girişim Poltio salgın döneminde bireylerin ve şirketlerin çalışma düzenini ortaya koymak için yaptıkları araştırmada, Türkiye’de salgın öncesinde birkaç iş alanı dışında evden çalışmak bir hayalken, her iki kişiden birinin işinin evden çalışmaya uygun olduğunu düşündüğünü ortaya koydu.

Araştırmaya göre; evden çalışma düzenine geçen her 10 katılımcıdan 7’si evden çalışmaktan memnun, ve yarısından fazlası kendini daha verimli hissediyor. Evden çalışma sayesinde, trafikte vakit geçirmemek ve serbest kıyafetle çalışmak avantaj olarak görülürken, en büyük sorun ise sosyalleşememek.

Yeni yılın ilk günlerinden itibaren dünya gündemini belirleyen COVID-19 Corona Virüs salgını, iş hayatında keskin bir değişime neden oldu. Türkiye’de ilk COVID-19 (Corona Virüs) vakasının duyurulmasından (11 Mart) bu yana bir aydan fazla süre geçerken, kimimiz bu salgın boyunca çalışmak zorunda, kimimiz ise çalışamayacak durumda. “Şanslı” olarak nitelendirebileceklerimiz ise bu dönemde evden çalışma olanağını elde etmiş durumdalar. Wizsight Araştırma ve Poltio.com’un, salgın sürecinde evden çalışanlar ve uzaktan çalışmaya yeni başlayanların ne düşündüğüne ve salgın sonrası iş hayatını ne tür değişikler beklediğine yönelik yaptığı araştırma ilginç sonuçlar ortaya koydu.

Araştırmanın Künyesi

Corona Virüs salgını döneminde bireylerin ve şirketlerin çalışma düzenini ortaya koymak için 26 Mart-9 Nisan tarihleri arasında Wizsight Araştırma, Poltio.com’un iş birliği ve Hadi’nin desteği ile Türkiye’de iş gücüne katılan nüfusu temsilen %67’si erkek ve %33’ü kadın 800 görüşmeci ile gerçekleştirilen çalışmada 15-55 yaş arası katılımcılarla görüşülmüştür. Tüm görüşmeler CAWI yöntemi kullanılarak online olarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların %57’si özel sektörde çalışanı, %18’i kamuda çalışıyor ve %13’ünün ise kendilerine ait şirketleri/ ajansları var.

Kaçımız evde, kaçımız değil? Hangimiz izinli, hangimiz izinli değiliz?

Katılımcıların yarısı yaptıkları işin evden çalışma düzenine uygun olduğunu düşünmektedir. 2000’li yılların başında belirli birkaç iş dışında evden çalışmak ileri bir hayalken şimdi her iki kişiden biri işinin evden çalışmaya uygun olduğunu düşünüyor.

Aynı zamanda, katılımcıların %40’ı Corona Virüs salgını sebebiyle evden çalışma düzenine geçerken, %29’u evden çalışma düzenine kısmen geçtiklerini belirtmiştir. Şirketlerin yerel ve global olması da evden çalışma sistemine geçiş konusunda etkileyici bir faktör olarak dikkat çekiyor. Global şirketlerde çalışan katılımcıların %63’ü tamamen evden çalışma düzenine geçtiklerini belirtirken, yerel şirketlere çalışanlarda bu oran %36. EK – 1’de ilgili grafiği görebilirsiniz.

Hala ofislerinden evden çalışma düzenine geçmeyen katılımcıların %26’sı zorunlu ücretli izin kullanırken, %23’ü ise ücretsiz izin kullanmak durumunda kalmıştır. Öte yandan tamamen evden çalışmaya geçemeyen katılımcılarımız ‘’vardiyalı ofise gitmek’’ veya ‘’hafta bir-iki gün ofise gitmek’’ gibi sistemlerle çalışmaya devam ettiklerini belirtmiştir.

Ne zamandır evdeyiz?

Katılımcılarımızın yarısından fazlası 1 ayı aşkın süredir evden çalışıyor. Evden çalışma düzenine geçen katılımcıların %36’sı ise bu düzene 16 Mart 2020 tarihinden önceki bir tarihte geçtiklerini belirtiyor. Buna paralel olarak, çalışmalarına en fazla evden devam eden kişiler olan işyeri/ ajans sahiplerinin %55’i evden çalışmaya 16 Mart 2020 tarihinden önceki bir tarihte geçtiğini belirtmiştir. Evden çalışma sistemine en geç geçenler ise kamu çalışanları olmuştur. Evden çalışan her 3 kamu çalışanından biri 23 Mart tarihinden sonra evden çalışmaya başladığını belirtmiştir.

Memnun muyuz?

Evden çalışma düzenine geçen her 10 katılımcıdan 7’si evden çalışmaktan memnundur. Benzer bir şekilde evden çalışan katılımcılarımızın yarısından biraz fazlası (%55) evden çalışmanın kendilerini daha verimli hale getirdiğini düşünmektedir.

Evden çalışmanın çalışan gözünden avantajları…

Katılımcılara evden çalışma düzeninin avantajları sorulduğunda, 3 temel avantaj göze çarpmaktadır: yolda vakit geçirmemek (%37), rahat kıyafetler ile çalışabilmek (%34) ve daha geç uyanabilmektedir (%31).

35 yaşından genç katılımcılar daha geç uyanabilmeyi ve çalışma ortamını istediği gibi şekillendirebilmeyi 35 yaşından daha büyük katılımcılara göre daha sıklıkla avantaj olarak değerlendirmektedir.

Evden çalışmanın dezavantajları neler?

Wizsight Araştırma’nın gerçekleştirdiği araştırmaya katılan Türkiye iş gücü temsili katılımcılara göre, sosyalleşememek (%41), ekip arasında koordinasyonsuzluk ve iş akışında kopukluk olması (%38) ve dikkat dağıtacak çok fazla unsur olması (%31) ise evden çalışmanın başlıca dezavantajlarıdır.

18-24 yaş aralığı katılımcılar evden çalışmanın en büyük eksilerini sosyalleşememek (%46) ve ekip arasında iletişimsizlik (%45) olarak belirtmiş durumda. Özellikle iş hayatına yeni başlayan bu kitlede aktif iletişim iş yürütmek için daha önemli bir kriter olarak gözlemleniyor. Sosyalleşmenin ve ekip arasındaki koordinasyonsuzluk ve iş akışında kopma olmasının dezavantaj olarak öne çıktığı bir diğer grup ise çocuksuz çalışanlar. Çocuksuz çalışanlar için evde çalışmanın en olumsuz yanı %43 söylenme ile sosyalleşememe olmuştur. EK – 2’de en çok söylenen ilk 5 avantaj ve dezavantajın listesini görebilirsiniz.

Peki toplantılarımızı nasıl yapıyoruz?

Corona Virüs salgını süresince katılımcıların yarısı online toplantılarda bulunduğunu belirtirken, %13’ü fiziksel bir toplantıya katıldığını belirtmiştir. Katılımcıların %39’u ise bu süreçte herhangi bir toplantıda bulunmadıklarını belirtmişlerdir. Öte yandan gobal şirket çalışanlarının %73’ü bu dönemde online bir toplantıda bulunmuşken, yerel şirketlerde çalışanlarda bu oran %41.

Toplantılarını online olarak sürdüren katılımcıların %50’si Zoom aracılığı ile bir toplantıya katıldığını belirtmiştir. Zoom’dan sonra en çok kullanılan diğer uygulamalar sırasıyla Skype (%40) ve Microsoft Teams (%31) olmuştur.

Son 12 ayda yapılmış Google aramalarında bu üç uygulamayı da kıyasladığımızda, 2020 Mart ayının ortasından itibaren üç uygulamanın da arama hacmini katlayarak arttırdığını görüyoruz. 20 Mart tarihine kadar Skype en çok aranan uygulama olurken, bu tarihten itibaren Zoom’un açık ara daha çok aranan bir uygulama olduğunu görüyoruz. EK – 3’de ilgili grafiği görebilirsiniz.

Peki iş yükümüz?

Her beş kişiden 4’ünün salgın dolayısı ile iş yoğunluğunda değişimler olmuştur. Katılımcıların yarısı salgın sürecinde iş yoğunluklarının azaldığını belirtmiştir. Öte yandan %27’lik bir kitle iş yoğunluklarının arttığını belirtirmiştir. Şirket/ ajans sahipleri ve serbest çalışanlar içinde iş yüklerinin azaldığını düşünenler kamu ve özel sektör çalışanlarına kıyasla daha fazla. Sektörlere göre iş yoğunluklarını EK – 4’de bulabilirsiniz.

Salgın durumu sona erdiğinde kaç gün evden çalışmak isteriz?

Katılımcılara kaç gün evden çalışmak istersiniz diye sorulduğunda, %28’i 5 veya daha fazla gün ve %26’sı ise 3 gün demiştir. Katılımcılar ortalama olarak haftada üç buçuk gün evden çalışmak istediklerini belirtmiştir.

Sonuçlar bize ne anlatıyor: Corona Virüs sonrası yeni çalışma düzeni mi?

Wizsight Araştırma’nın kurucusu ve Poltio’nun ortağı Özge Akçizmeci Üstün bize sonuçları yorumluyor. Araştırmamızın sonuçlarına göre, evden çalışma imkanı olan ve şanslı olarak nitelendirebileceğimiz kesimin oranı %40’dır. Özellikle özel sektörün evden çalışma sistemine kamuya göre daha hızlı ve daha yüksek oranda geçtiğini gözlemliyoruz. Bu atiklik özel sektörün iş ilişkilerinden dolayı yurtdışı gündemini daha yakından takip etmesi ile ilintili olarak açıklanabilir.

Evden çalışma düzeni katılımcıların genel anlamda memnun oldukları ve iş verimlerini artırdığını düşündükleri bir yöntemdir. Zaten birçok global şirket ve girişimlerde esnek çalışma büyük bir trendken Corona Virüs salgını ile daha da çok ivme kazanacağa benziyor.

Tüm gruplardan katılımcılar mümkün olsa haftada yaklaşık 3,5 gün -yani iş süresinin yarısından fazlasını-evde çalışarak geçirmek istediğini belirtiyor. Evden çalışmanın eksilerini ve artılarını değerlendirdiğimizde önümüze gelecekte iki senaryo çıkıyor. Ya evden çalışmak, uzaktan koordine olma becerimizin de artmasıyla iş yapma biçimimizin bir rutini haline gelecek ya da şirketler daha rahat kıyafet uygulaması, daha esnek saatlerle ev konforunda ofisler tasarlayacaklar. Slack, Trello, Todoist gibi iş planı oluşturmak ve şirket için iletişim amaçlı kullanılan araçların yaygınlaşması ile belki evden çalışma veya uzaktan çalışma çok daha yaygın bir hal alabilir. Zaten var olan, özellikle yazılım ve dijital pazarlama alanında uzaktan çalışan ve çalışırken sürekli seyahat eden dijital göçebelerin artışını görebiliriz.

Öte yandan evden çalışma sürecinde çalışanlar kendini daha verimli ve mutlu hissetseler bile, gerçekten iş veriminin ölçülmesi ve bu sistemin sürdürülebilirliğinin tartışılması için salgın sonrasında İK yetkililerine büyük görev düşüyor. Çünkü araştırma sonuçlarımız gösteriyor ki çalışanların yarısının iş yoğunluğu azalmış durumda. Belki de evden çalışma sistemi piyasaların daha yoğun olduğu zamanlarda çalışanlar tarafından daha kötü algılanacak ve bariz bir verim kaybına neden olacak.

Wunderlist’te oluşturduğunuz verilerinizi 6 Mayıs’a kadar To Do’ya taşımalısınız

Sizlere geçtiğimiz aylarda Microsoft tarafından satın alındıktan sonra kapatılma kararı alınan Wunderlist’in 6 Mayıs’ta kapanacağını paylaşmıştık.

Microsoft, kendi kurduğu yapılacaklar listesi odaklı platform Microsoft To Do‘ya halen geçiş yapmayan kullanıcıları bugün yeniden uyardı. Wunderlist uygulaması şu an sadece To Do’ya veril aktarılmasına izin veriyor. Eğer ki To Do kullanmayacaksanız, farklı bir platforma geçip bilgileri manuel tek tek girmeniz gerekecek.

Verileriniz üzerinde aktif olarak çalışıyorsanız; 6 Mayıs’tan sonra sadece verilerinizi To Do’ya aktarabileceksiniz, bunun dışında verilerde bir değişiklik yapılmasına sistem izin vermeyecek. Bu da üzerinde aktif çalışan kullanıcılar için önemli bir durum.

Konuyla ilgili Microsoft geçiş sürecinde kullanıcılarını aşağıdaki açıklama ile bilgilendirdi:

İş ve kişisel hayatın birleşmesiyle birlikte, bağlı kalmak ve en önemli şeylerden haberdar olmak hiç bu kadar önemli olmamıştı. Wunderlist’ten Microsoft To Do’ya geçişinizi mümkün olan en kolay hale getirmek için size yardım etmeye kararlıyız.

Wunderlist, 6 Mayıs 2020’de kapanacak!

Bu tarihten kısa bir süre sonra hala listelerinize erişip içe aktarabileceksiniz, ancak var olan liste ve yapılacak işlerinizde değişiklik yapamayacak veya Wunderlist’te yenilerini oluşturamayacaksınız. Size Wunderlist’i getiren ekip, Microsoft To Do adında, Wunderlist’ten tanıdığınız sık kullanılan özelliklerinize sahip olan yeni bir uygulama geliştirdi. Listelerinizi taşıyabilmeniz için size kolay bir yol oluşturduk!

Listeleri üç kolay adımda taşıyın:

  • Microsoft To Do uygulamasını indirin.
  • Microsoft hesabınızla oturum açın. Bir hesabınız yoksa, Gmail gibi var olan bir e-posta adresini kullanarak oluşturabilirsiniz.
  • Microsoft To Do’daki açılan pencereye tıklayın. Sizi Wunderlist içeri aktarıcısına yönlendirir.

Yıllar boyunca verdiğiniz destek için teşekkür ederiz. Umarız bu serüvene devam edersiniz ve Microsoft To Do’da bize katılırsınız.

Yandex Navigasyon, sokağa çıkma yasaklarının ardından Pazartesi hareketliliklerini karşılaştırdı

Yandex Navigasyon, COVID-19 salgını tedbirleri kapsamında geçtiğimiz iki hafta sonu 31 ilde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının ardından meydana gelen trafik verilerini analiz etti. Her iki hafta sonunda ilan edilen sokağa çıkma yasağı sonrasında Pazartesi günlerinin ilk saatlerinde trafikte önemli bir hareketlilik gözlemleyen Yandex Navigasyon, elde ettiği verileri karşılaştırdı.

Yandex Navigasyon’un analizine göre sokağa çıkma yasağının uygulandığı ilk hafta sonunun ardından 13 Nisan Pazartesi gününün başladığı gecenin ilk saati 00.00 – 01.00 arasında, navigasyonun kullanımı bir önceki Pazartesi günü aynı saat aralığına göre yüzde 56 oranında arttı. Bu oran, 20 Nisan Pazartesi gününün ilk saatinde ise yüzde 51 artış gösterdi.

13 Nisan Pazartesi gününe genel olarak bakıldığında ise Yandex Navigasyon uygulamasının kullanımında bir önceki Pazartesi gününe (6 Nisan) göre ortalama yüzde 12 artış kaydedildi. 20 Nisan Pazartesi günü ise bu oran daha da yükseldi. Kullanıcılar 20 Nisan Pazartesi günü, 6 Nisan Pazartesiye göre ortalama yüzde 21 oranında daha çok trafiğe çıktı.

Yandex Navigasyon geçtiğimiz üç haftalık süreçte Pazartesi günlerinin verilerini mercek altına alırken, kullanıcılar tarafından katedilen yolun kilometre bazında uzunluğunu da karşılaştırdı. Sokağa çıkma yasağının uygulandığı ilk hafta sonunun ardından 13 Nisan Pazartesi günü, 6 Nisan Pazartesi gününe göre katedilen kilometrede yüzde 25’lik bir artış gözlemlendi. 20 Nisan’da ise katedilen kilometre uzunluğundaki artış oranı 2 hafta öncesine göre yüzde 42 olarak gerçekleşti.

Starbucks, Türkiye’de online satışa başladı

COVID-19 pandemisinin ülkemizde de yayılmaya başlamasıyla birlikte tüm mağazaları geçici olarak kapanan Starbucks, dünyada salgından en çok etkilenen şirketlerin arasında gösteriliyordu. Starbucks‘tan yiyecek ve içecek dışında çekirdek kahve, bardak, termos ve kahve demleme araçları gibi ürünler satın alan kişiler de şirketin ülkemizde bir e-ticaret platformu olmadığı için paketli ürünleri sipariş veremiyordu.

Starbucks’ın Türkiye’deki distribütörü Shaya, resmi internet sitesi üzerinden e-satışlara başladığını duyurdu. Starbucks Türkiye mobil uygulamasından Türkiye’deki Starbucks müşterilerine duyurulan hizmetle çekirdek kahveler ve bazı ürünler Shaya Dijital Katalog üzerinden satın alınabiliyor.

Mağazadaki müşteri deneyimi dijitalde de devam ediyor

Tüm dünyada mağazacılığı bir deneyim haline getiren Starbucks ve Türkiye’deki distribütörü Shaya, Starbucks’ın dijital satışlarında da bir deneyim sunuyor.

Ürünler standart e-ticaret sitesi formatı yerine, ürünlerin detaylarının anlatıldığı ve hikayeleriyle sınıflandırıldığı bir dijital katalogla tüketicilerin beğenisine sunuluyor. Kullanıcılar, katalogda satın almak istediği ürünlerin yanındaki “+” sembolüne tıklayarak ürünlerin fiyatını görüntüleyebiliyor ve sepete ekliyor.

Starbucks Türkiye’nin çekirdek kahve, kahve demleme araçları, termos ve bardak gibi çeşitli ürünlerinin yer aldığı Shaya Dijital Katalog internet sitesine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Dizi oyuncusu Barış Arduç, GoDaddy reklamlarında küçük işletmeleri eticaret’e teşvik ediyor

Dünyanın dört bir yanındaki girişimcilerin online dünyada başarılı olması için gerekli araç ve yardımı sunan GoDaddy, dizi oyuncusu Barış Arduç’un rol aldığı ilk yerel dijital pazarlama kampanyasını yayınladı.

Türkiye ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesindeki girişimci ve küçük işletme sahiplerine dikkat çeken ve onlara ilham vermeye odaklanan kampanya, GoDaddy ürün ve hizmetlerinin yardımıyla online dünyada başarıyı yakalayan küçük işletmeleri ön plana çıkarıyor. Arduç, bölgedeki GoDaddy müşterilerinin hikâyelerini paylaşıyor.

GoDaddy Türkiye, MENA ve Güney Afrika Kıdemli Bölge Direktörü Selina Bieber konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Girişimci ekosistemi şu anda zorlu bir dönemden geçiyor. Türkiye ile MENA bölgesindeki pek çok girişimci ve küçük işletme kapılarının bu süreçte açık kalması için online dünyaya adım atıyor. Şimdi, öncekinden daha da güçlü bir şekilde, onların işletmeleri için online varlık oluşturmalarına yardımcı olmaya odaklanıyoruz. Bu kampanyanın online dünyanın sunduğu avantajları daha fazla kişiye göstermesini umuyoruz.”

Kampanyada işletmelerini GoDaddy ile online dünyaya taşıyan gerçek GoDaddy müşterileri ön plana çıkıyor.

Film, dijital teknolojiyi kullanmak söz konusu olduğunda farklı alanlarda faaliyet gösteren işletmelerin ortak noktasının ne olduğuna ışık tutuyor: Kapılarını online dünyaya açmak ve hedef kitleleriyle bağlantı kurmak. GoDaddy, farklı ihtiyaç ve teknik bilgi seviyelerine uygun araçlar sunuyor. Yeni başlayanlar GoDaddy Web Siteleri + Pazarlama Araçları ile hızlı, uygun maliyetli ve profesyonel bir başlangıç yapabilirken, daha fazla teknik bilgiye sahip kullanıcılar GoDaddy WordPress Hosting’i tercih edebiliyor.

GoDaddy, Türkiye’deki küçük işletmeler için online varlıklarını oluşturmalarını sağlayacak, kolay kullanılabilir ve uygun maliyetli dijital araçlar sunuyor. Ürün ve hizmetleri arasında alan adı kaydı ve Hazır Web Sitesi’nin (eski adıyla Web Sitesi Mimarı) yanı sıra hosting, Yönetilebilir WordPress, online güvenlik, online pazarlama ile e-posta ve Office üretkenlik araçları yer alıyor.

COVID-19 nedeniyle küçük işletmeler daha önce benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve GoDaddy de bu dönemin müşterileri üzerindeki ekonomik etkisinin en düşük seviyeye indirmeye yardımcı olmak amacıyla ürünlerini, hizmetlerini ve müşteri desteğini sunmaya devam etmesinin yanı sıra ücretsiz araçlar da sağlıyor. GoDaddy, telefon ve canlı sohbet üzerinden hizmet veren GoDaddy Destek Ekibi ile kişisel destek sunmaya devam ediyor. Bu zorlu zamanlara nasıl adapte olabileceğinize ve GoDaddy’nin size nasıl destek sağlayabileceğine dair bilgilere ulaşmak için bu bağlantıyı ve adreslerini ziyaret edebilirsiniz.

BTK Akademi eğitim portalı üzerinden 3 yılda 1 milyon yazılımcı yetiştirilmesi hedefleniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılan açıklamada, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın hazırladığı proje kapsamında BTK Akademi eğitim portalı üzerinden, Türkiye’de 3 yılda 1 milyon yazılımcı genç yetiştirilmesi için yeni bir program duyuruldu.

Bu program kapsamında çeşitli başlıklarda eğitimler bu portal üzerinden verilecek. Kullanıcılar portal üzerinden oluşturdukları CV’ler ile aldıkları bu eğitimlerin sonuçlarını özgeçmişlerine ekleyebilecek.

BTK Akademi içerisinde; Yazılım / Programlama, Siber Güvenik, Dijital Tasarım, Kişisel Gelişim, Güvenli İnternet, Telekomünikasyon Sistemleri, Regülasyon, Oryantasyon, Sertifika Programları ve T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı başlıklarında toplamda 95 eğitim videosu bulunuyor. Her geçen gün yeni eğitim ve videolar eklenerek sistem kendini güncellemeye devam ediyor.

BTK Akademi’nin platform alt yapısını Alişan Erdemli tarafından kurulan yerli girişim Gobito sağlıyor. Girişimin Yıldız Teknopark‘ta, Londra‘da ve San Francisco‘da olmak üzere üç yerde ofisi var.

Hem bu projeyle ilgili gelişmeleri hem de yeni duyuruları sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.

Yerli girişim Peoplise, Logo Yazılım tarafından satın alındı

Sizlere ilk kez Temmuz 2016’da Revo Capital yatırımı ve Ocak 2017’de 500 İstanbul’dan aldığı yatırımla karşınıza çıkardığımız işe alım süreçlerini dijitalleştiren yenilikçi insan kaynakları girişimi PeopliseLogo Yazılım tarafından satın alındı.

Öğrendiğimiz ilk bilgilere göre yüzde 86.70’i satın alınmış. Bildiğiniz gibi satın almalar genellikle %100 olarak gerceklesmez. İçeride yaklaşık yüzde 13.3’lük bir kurucuların hissesi kalmış oldu. Kuruculardan Güçlü Özenci ve Mehmet Ali Özenci, hisselerinin tamamını devredip çıkış yaptı. Yönetici Ortak Çağatay Güney ve ekibe 2018’de katılan ortak ve CTO Doruk Molo ise yeni büyüme döneminde yönetici ve ortak olarak görevlerine devam edeceklerdir.

Revo Capital ve 500 İstanbul’un da üçüncü çıkışı!

Bu satınalma ile hem Revo Capital 2013 yılında kurduğu 66 milyon dolarlık birinci fonundan hem de 500 İstanbul kendi fonundan üçüncü çıkışını yapmış oldu.

Yerli girişim Peoplise; Çağatay Güney, Güçlü Özenci ve Mehmet Ali Özenci’nin kurucu ortaklığında ODTÜ Teknokent bünyesinde Ocak 2013’te faaliyetlerine başladı. Şirket, kurumsal firmalara tüm işe alım ihtiyaçları için tasarlanmış entegre ve video özellikli dijital insan kaynakları yönetimi platformu sunuyor. Yetenek Yönetimi Sistemi olarak konumlanan çözümleri ile Peoplise başvuru takip sistemlerini (ATS), sosyal medya kaynaklı işe alımları, dijital değerlendirme ve markalaşma araçlarını içeren mobil uyumlu platformlara dönüştürmektedir.

2016 ve 2017 yıllarında sırasıyla Revo Capital ve 500 İstanbul’dan yatırım almış olan şirketin, bugün 13 dilde hizmet sunduğu 74 kurumsal müşterisi vardır. 2019 yılında 1 milyondan fazla aday değerlendirilmesinde kullanılmış olan platformun müşterileri arasında BBVA Garanti Bankası, Coca-Cola, Allianz, Burger King, Renault, Ford ve Avis gibi önemli isimler yer almaktadır.

Logo Yazılım bu satın alma ile birlikte insan kaynakları ürün portfoyünü çeşitlendirmeyi ve müşterilerine yeni dijital çözümler sunmayı hedeflemektedir.

Daha fazla detay aldıkça sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz.

TÜBİTAK’ın COVID-19 ile mücadele kapsamında destekleyeceği projeler belli oldu

COVID-19’a karşı mücadelede TÜBİTAK destekleri kapsamında yeni tip koronavirüsün teşhis ve tedavisinde kullanılabilecek ürünler ile hastalıkların önlenmesinde etkili koruyucu ürünlerin geliştirilmesi ve destek süreçlerine ilişkin uygulamalara yönelik Ar-Ge projelerinin desteklenmesi amaçlanmıştır.

Bu doğrultuda TÜBİTAK’ın mevcut desteklerine ek olarak özel, hızlı “COVID-19 ile Mücadeleye Yönelik Çağrı” açılarak 1 haftalık süreçte 446 başvuru alınmış.

Söz konusu çağrı kapsamında, yeni tip koronavirüsün teşhis ve tedavisinde kullanılan koruyucu ürünler, hızlı ve güvenilir ölçüm yapan tanı kitleri, tedavide kullanılabilecek ilaç, cihaz, yazılım, hasta takip uygulama konularını kapsayan proje başvurularının değerlendirme süreçleri tamamlanmıştır.

35 projeye 13,4 Milyon TL destek

Değerlendirme süreçlerindeki hakem ziyaretleri ile Danışma/Grup Yürütme Kurulları toplantıları çevrim içi ortamda gerçekleştirilerek başvuruların tamamının iki haftadan daha kısa sürede değerlendirilmesi sağlanmıştır.

Çıktı ve etki odaklı süreç yönetimi kapsamında önerilen proje çıktılarının kısa sürede Ar-Ge faaliyetlerini takiben ürünleştirilerek uygulamaya geçirilmesi ve salgınla mücadelede hızlı ve etkin sonuç alınması amacı değerlendirmelerde ön planda tutulmuş; bu nedenle projeler 552 hakem tarafından yapılan değerlendirmeler ve 18 Danışma/Grup Yürütme Kurulları değerlendirmelerinin yanında acil ihtiyaçları belirlemek üzere uzman kullanıcılarından alınan görüşlerle de daha kapsamlı biçimde değerlendirilmiş.

Bu değerlendirmeler sonucunda salgına karşı mücadele için yoğun bakım cihazları, tanı, maske, ilaç, dezenfeksiyon, diğer KKE (Kişisel Koruyucu Elbise), bilişim uygulamaları ve aşı konularında 35 projenin 13,4 Milyon TL bütçeyle desteklenmesi uygun bulunmuştur.

Desteklenen projelerin proje numaraları:

  • 7200367
  • 7200387
  • 7200390
  • 7200401
  • 7200424
  • 7200432
  • 7200457
  • 7200469
  • 7200481
  • 7200482
  • 7200483
  • 7200484
  • 7200487
  • 7200509
  • 7200519
  • 7200521
  • 7200539
  • 7200541
  • 7200542
  • 7200556
  • 7200559
  • 7200575
  • 7200599
  • 7200633
  • 7200639
  • 7200649
  • 7200668
  • 7200675
  • 7200691
  • 7200700
  • 7200715
  • 7200724
  • 7200736
  • 7200774
  • 7200785

Apple, (PRODUCT)RED ürünlerinin gelirlerini COVID-19 ile mücadele için bağışlayacak

Dünyadaki AIDS/HIV hastalığıyla mücadele etmeyi amaçlayan RED Vakfı, uzun süredir birçok markayla (PRODUCT)RED kampanyasını yürütüyor. Bu markalar, (PRODUCT)RED için tasarlanan kırmızı renkli ürünlerden elde ettiği gelirleri AIDS/HIV hastalığıyla mücadeleyi sürdürmesi için RED Vakfı‘na bağışlıyor.

Sosyal sorumluluk alanında önemli faaliyetler yürüten ve bugüne kadar (PRODUCT)RED kampanyasının en büyük destekçisi olan Apple, günümüzün felaketi olarak nitelendirebileceğimiz COVID-19 ile ilgili yeni bir desteğini daha açıkladı. Daha önce COVID-19 ile mücadelede önemli yardımlar yapan Apple, bu kez (PRODUCT)RED ürünlerinden elde edeceği geliri COVID-19 ile mücadele için bağışlayacağını duyurdu.

(PRODUCT)RED gelirleri COVID-19 ile mücadeleye harcanacak

Apple bu kez COVID-19 araştırmalarının hızlandırılması ve tüm dünyada önlemlerin arttırılması için 30 Eylül 2020’ye kadar satılan (PRODUCT)RED ürünlerinin gelirlerini COVID-19 ile mücadeleye ayıracak. Pandemi döneminin atlatılmasıyla birlikte AIDS/HIV savaşı için elindeki tüm desteği sağlamaya devam edecek.

Ayrıca Apple’ın daha önce açıkladığı Apple Store’ların kapatılması, tüm dünyada 15 milyon dolar destek verilmesi, WWDC’nin fiziksel olarak düzenlenemediği San Jose yerel halkına 1 milyon dolar ayırması gibi desteklerin yanı sıra hem sağlık çalışanlarına maske desteği için harekete geçmiş hem de Google ile önemli bir iş birliğine gitmişti.

Apple’ın aldığı geniş önlemlerle ilgili hazırladığımız içeriğe bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.