Ana Sayfa Blog Sayfa 750

Türkiye’de 2019 yılında dijital medya ve reklam harcamaları yüzde 19 artış gösterdi

Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2019 Yılı Sonu Raporu’na göre, toplam medya yatırımları 8 milyar 839 milyon TL olarak gerçekleşti. Yine bu dönemde toplam reklam ve medya yatırımlarının tutarı, 11 milyar 49 milyon TL oldu.

İlgili rapor, Reklamcılar Derneği, Reklamverenler Derneği (RVD), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB TR), Açıkhava Reklamcıları Vakfı (ARVAK), Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD) ve Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA) adına bağımsız danışmanlık şirketi Deloitte tarafından hazırlandı.

“Yeni bir döneme giriyoruz”

Rapor ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Reklamcılar Derneği Başkanı Volkan İkiler, Türkiye Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları Raporu’nun, Reklamcılar Derneği tarafından on yıldır hazırlanarak yayınlandığına işaret etti.

Bu yıl Türkiye pazarlama iletişimi dünyası için çok önemli bir adım atarak, tüm sektör derneklerinin el ele verdiği ve sektörün gelişimi adına birbirleriyle daha da yakından çalışıldığı bir döneme girdiklerine de işaret eden İkiler, bu konuda, “2019 yılı itibariyle, medya yatırımlarını tüm sektör derneklerinin ortak çalışmasıyla açıklamaya karar verdik.

Reklamcılar Derneği öncülüğünde, Açıkhava Reklamcıları Vakfı (ARVAK), İnteraktif Reklamcılık Derneği (IAB TR), Mobil Mecralar Araştırma Pazarlama ve Reklamcılık Derneği (MMA), Reklamverenler Derneği (RVD) ve Ulusal Radyo Yayıncıları Derneği (URYAD) güçlerini birleştirdi. Doğru ve verimli ölçümleme ve raporlama için çalıştık ve çalışmaya devam edeceğiz. Tüm sektör dernek üyelerine ve başkanlarına destekleri için teşekkür ederim” şeklinde açıklamada bulundu.

TV kuruluşlarının pazar payı yüzde 46

Medya yatırımlarında en büyük payı, 2019 sonu itibariyle sektörde yüzde 46 oranında pazar payına erişen televizyon kuruluşları aldı. Televizyonu yüzde 33,3 ile dijital mecralar takip etti. Üçüncü sırada yüzde 9,4 ile açıkhava yer aldı.

2019 yılında en büyük düşüş basın yatırımlarında yaşandı. Basın yatırımları toplamda yüzde 25,9 düşerek, yüzde 6,5 pazar payı ile dördüncü sıradaki yerini korudu. 2019 yılında televizyonlara yapılan medya yatırımı 4 milyar 68 milyon TL olarak gerçekleşirken, dijital mecralara 2 milyar 940 milyon TL’lik yatırım yapıldı.

2019 yılı genelinde medya yatırımları arasında dijital mecralara yapılan yatırımlar önemli ölçüde arttı. Dijital mecralara yapılan yatırım 2018 yılı ile karşılaştırıldığında yüzde 19 arttı. Medya yatırımları arasında en fazla paya sahip olan TV yatırımları ise yüzde 5 oranında artış gösterdi. Açıkhava yatırımları yüzde 2,5 artışla 831 milyon TL, basın yatırımları yüzde 25,9 düşüşle 578 milyon TL, radyo yatırımları yüzde 9,7 artarak 327 milyon TL olarak gerçekleşti. Sinema yatırımları söz konusu dönemde yüzde 7,1 arttı ve 95 milyon TL oldu. Radyonun toplam medya yatırımlarındaki payı yüzde 3,7 olurken, sinemanın payı yüzde 1,1’de kaldı.

Dijital mecralar yükselişte

2018 yılı ile karşılaştırıldığında 2019 yılında dijital mecralarda yüzde 19 büyüme ile
birlikte, toplam 2 milyar 940 milyon TL’lik(*) yatırım gerçekleştirildi.

2019’da dijital yatırım içinde en fazla payı 1 milyar 680 milyon TL ile display aldı. Display’deki artış yüzde 18,9 olarak gerçekleşirken, bu alanda gösterim/tıklama bazlı mecraların 2019 yılındaki payı yüzde 64, videoların yüzde 29, native’in payı yüzde 8 olarak gerçekleşti.

2019’da gösterim/tıklama bazlı reklam yatırımları, bir önceki yıla göre yüzde 11,4 oranında artarak, 1 milyar 69 milyon TL oldu. Yine 2019 yılında video bazlı yatırımları bir önceki yıla göre 36.9’luk artışla 483 milyon TL, native reklam yatırımları da bir önceki yıla göre yüzde 26,7 artarak, 128 milyon TL olarak gerçekleşti.

Dijital mecra yatırımlarının %64’ü mobil ekranlar, %36’sı ise PC ve laptop üzerinden gerçekleşmiştir. Geçen yıla göre mobil ekran harcamalarının toplam dijitaldeki kırılımı artmış ve %35,6 oranında büyümüştür.

Arama motorlarına yapılan yatırım yüzde 20,2 arttı

2019 yılında dijital mecra yatırımları içerisinde 2018 yılı ile karşılaştırıldığında en fazla yatırım artışı yüzde 20,2’lik artışla arama motorlarında oldu. Bu dönemde arama motorlarına, 1 milyar 110 milyon TL’lik yatırım yapıldığı görüldü. Arama motorlarını yüzde 10,5’lik artış ile ilanlar izledi. İlanlar için 2019’da 125 milyon TL yatırım yapıldı.
2019 yılında dijital medya yatırımlarının yüzde 20,5’ini sosyal medya, yüzde 64,2’sini mobil platform, 70,7’sini programatik satın alma yatırımlar oluşturdu.

Geçtiğimiz yıl, sosyal medyaya 603 milyon TL, mobil platformlara 1 milyar 887 milyon TL ve programatik satın almaya ise 2 milyar 79 milyon TL tutarında yatırım yapıldı.

Öte yandan, Açıkhava olumsuz koşullara karşın büyümesini sürdürdü. 2019 yılında 831 milyon TL olarak gerçekleşen ve % 2.5 büyüyen Açıkhava medya yatırımlarının 111 milyon TL’sini 2018 yılı ile karşılaştırıldığında yüzde 31,2 artışla dijital açıkhava, yine 111 milyon TL’sini yüzde 18.9’luk artışla büyük alan ve 609 milyon TL’sini de yüzde 3.8 düşüşle reklam üniteleri yatırımları oluşturdu.

Gıda ilk sırada

Sektörel bazda bakıldığında ise, 2019 yılında reklam yatırımları en büyük sektörlerin başında; gıda ilk sırada yer aldı. Gıdayı, ikinci sırada perakende ve üçüncü sırada ise kozmetik ve kişisel bakım sektörü takip etti.

Yine 2019 yılında reklam yatırımları en çok büyüyen sektörlerin başında ise; ev temizlik ürünleri geldi. Bunu sırasıyla perakende, kozmetik ve kişisel bakım izledi.

Dünya pazarı 2019’da da büyümeye devam etti

Öte yandan, Türkiye’de Tahmini Medya ve Reklam Yatırımları 2019 Yılı Sonu Raporu’na göre dünyada medya yatırımları tahminen 640 milyar Dolar’a ulaştı. Sektörün 2020 yılı tahmini ise 668 milyar Dolar olacağı yönünde. 2019 yılında, Dünya genelinde %4,4 büyüdüğü tahmin edilen toplam medya yatırımlarının %47’si dijital mecralara yapılırken, dijital mecrayı %29 ile televizyon mecrası takip etmektedir. Yıllık medya yatırım büyüklüğü 1 milyar ABD dolarının üzerinde olan 41 ülkedeki toplam yatırım hacmi $610 milyar olup, bu rakam dünya genelindeki toplam yatırımların yaklaşık %95’ini temsil etmektedir. Bu 41 ülkedeki medya yatırımları, bir önceki yılın aynı dönemine göre (yerel para birimleri ile) ortalama yüzde 9,1 seviyesinde büyüme gösterdi.

İlgili rapora göre Türkiye, medya yatırımları büyüklüğü açısından dolar bazında dünyanın 35. büyük pazarı konumunda yer alırken, toplam hacim içinde payı yüzde 0,2 seviyesinde. Rapora göre, Türkiye’de medya yatırımlarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) içindeki oranı, en büyük 41 pazar içindeki en düşük oran olup, ülkemizin medya yatırımlarının GSYH’ye oranının sahip olduğu değerin yaklaşık 3,5 katlık bir büyüme potansiyeli olduğuna işaret edildi.

Sektörün 2020 yılı medya yatırımları tahmini ise 668 milyar Dolar olacağı yönünde idi ancak Covid-19 salgını nedeniyle, dünyanın iki büyük pazarı olan Amerika ve Çin’deki son gelişmeler, diğer yandan reklam sektörünün lokomotifi olan, 2020 Tokyo Olimpiyatları’nın da dahil olduğu birçok uluslararası organizasyonun iptali nedeniyle, 2020 büyüme hedeflerinin tekrar gözden geçirilmesi bekleniyor.

Mevsimi: Meyve ve sebzeleri tarladan tüketiciye ulaştıran girişim [Özel Haber]

Türkiye’deki girişimcilerin yeni ürün ve hizmetlerini özel haber olarak paylaşmaya devam ediyoruz. Şimdi sizleri Can Kağıtcıbaşı‘nın kurucusu olduğu yeni girişim Mevsimi ile tanıştıralım. Bu içerik hazırlanırken, bilgilerin tamamı Can‘dan alınmıştır.

Türkiye’nin ve hatta dünyanın pek çok ülkesinde var olan bir sorundan yola çıkarak Mevsimi girişimini kuran Can, tarladan çıkan ürünlerin tüketicilerin sofrasına gelene kadar çetrefilli bir yolculuktan geçtiğini söyleyerek girişimin hikayesine başlıyor.

Günümüzde sebze ve meyveler tarladan tüketiciye gelene kadar birçok aracıdan geçiyor. Değişken depolama şartları, yolculuk süreçleri, maruz kaldığı ortamlar, ürünlerin kasalarda nasıl korunduğu vb. soru ve sorunlar, ürünün tüketimi aşamasında “tüketici tarafında” sonuçlarını olumsuz bir şekilde gösteriyor. Yolculuk süresi uzadığı için birçok sebze ve meyve tazeliğini kaybediyor. Ya da alacağımız vitaminin fazlasıyla düşmesine neden oluyor. Ayrıca aracılardan ötürü de tüketici ürünleri pahalıya alıyor.

Teslimatların yapıldığı kutu görünümü

Can:Hatta bir çok çiftçinin bu kazanç zorluğu yüzünden son yıllarda üretimini bıraktığını okuyor, şahit oluyoruz.

Dolayısıyla, bu süreçten rahatsızlık duyan bir birey olan Can, tüm bu sorunların bir girişim mantığı ile çözülüp çözülemeyeceği konusunda ciddi bir şekilde kafa yormaya başlıyor.

Bu araştırmalar sonucunda Can, vardığı sonucu şöyle açıklıyor:

“Tüketici mevsimindeki ürünleri tüketmeli. Mevsim dışı ürünler tüketiciye ciddi bir pahalılığa geliyor. Ayrıca lezzet ve sağlık açısından da sıkıntılı bir durum. Bir sebze meyvenin en çok vitamin barındırdığı hali onun doğal döngüsüne denk geldiği zaman. Bütün bu konuları bir araya koyup düşündüğümde Mevsimi’yi hayata geçirmeye karar verdim. Mevsimi sayesinde tüketiciler daha taze ürünler tüketiyor olacak. Çünkü sağladığımız hizmet ile, tarladan çıkan bir ürünün tüketicinin sofrasına gelme yolculuğunu kısaltmış oluyoruz.”

Yukarıda detaylı olarak açıklansa da Can’a bu fikrin tam olarak nereden çıktığını sorduk. Uzmanlığı var mıydı?

“Benim babam da aile işi olarak 30 yıldan uzun bir süre çiftçilikle uğraştı. Herhalde bu konulara kafa yormak genlerimizde var ☺ Kendimi bildim bileli gıda ile alakalı konulara kafa yormaktan keyif almışımdır.” diyerek aslında yabancı olmadığı bir alanda girişim kurduğuna şahit olduk.

Teslimat aracının içerisindeki kutuların görünümü

Cümlelerine ise şöyle devam etti: “Mevsimi esasında bir felsefe değişikliği. Tüketicinin ne yiyeceğine, üreticinin karar verdiği bir sistem. Ama bunun çok artısı var. Bir kere çok daha ekonomik. Çünkü toptan alarak daha ucuza alabiliyor. Aslında eskilerde de hayatımız bu şekildeymiş. Yani tarladan ürünler çıkarmış ve bunlar kasa kasa şehirlere getirilirmiş. Büyüklerimiz de bunları alırmış, yemeğini yaparmış, tatlısını yaparmış, reçelini turşunu hazırlarmış… Ve çok daha sağlıklı bir modelmiş bu.” dedi.

Mevsimi.com’u ziyaret eden kullanıcılar kısa bir sürede 10 günlük sebze meyve ihtiyacını gidermek adına sipariş verebiliyor. Ürünler kapısına kadar geliyor. Bunlar bir tüketici için büyük kolaylık sağlıyor. Çalışmalarına ise ilk İstanbul Anadolu yakasında Ümraniye ve Ataşehir’den başladıklarını söyledi. Çok yakında Üsküdar ve Kadıköy de sisteme dahil olacakmış. Ve ardından hedef, kademeli olarak tüm İstanbul’a yayılmak.

Mevsimi, ülke olarak ciddi sorunlar yaşadığımız bir alan olan gıda sektöründe faaliyet veriyor. İş modelinin özü; sabit kutu seçimi ile, toptan olarak alınan temel gıda malzemelerinin tüketiciye ulaştırılmasını sağlamak. Böylece fiyat konusunda da fırsat sunuyor.

şimdi şunun tam mevsimi”

şimdi şunun tam mevsimi” mottosuyla yola çıkan girişimi, adından da anlaşılacağı gibi mevsimi olan ürünlerin üzerine odaklanıyor. Tarlada ne çıkıyorsa onları mevsiminde insanlara ulaştırıyor.

Can: “Şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim ki, tüketicinin bizden alacağı sebze ve meyveyi başka bir yerden bu kadar ucuz bir fiyata alması mümkün değil. Rakiplerimiz isteseler de bu fiyatlara kalıcı olarak düşemezler. Ancak fırsat ürünü çıkabilirler. Çünkü biz sistemimizin mühendisliğini bütün gereksiz maliyetlerin çıkartılması yönünde yaptık. Olabilecek en yalın tedarik zincirini inşaa ettik. Yani kişilerin temel gıda ihtiyaçlarını bizden almalarını çok net tavsiye edebilirim. Sonra başka ihtiyaçları için diğer servisleri yine kullanabilirler. Tazelik konusu da aynı şekilde iddialı olduğumuz başka bir alan. Gıdanın yolculuğunu bu kadar kısaltan başka bir yapı yok. Soğuk hava zincirine dikkat ediyoruz. Malzemelerimizin %90’ını günlük tedarik ediyoruz.

İlk aşamada Ataşehir ve Ümraniye, hemen ardından Kadıköy ve Üsküdar’ı kapsayacağız. Bir kaç hafta içerisinde de tüm İstanbul’a ulaşmayı hedefliyoruz. Üretim depomuz Bursa Karacabey, dolayısıya 4 büyük şehrin de tam ortasındayız. Yani sonraki aşamamız bu lojistik avantajı kullanmak ve Türkiye pazarının %25’ine hitap etmek olacak.”

Benzer modellerin benzer piyasa koşullarında çalışması muhtemeldir. Dolayısıyla ilerleyen yıllarda tabii ki başka ülkelere de açılmak arzusundayız. Ancak bunun şimdilik daha uzun soluklu bir plan olduğunu söyleyebilirim. İlerleyen zamanlarda bu işin mobil üzerinden gitmesi gibi bir planımız da var.

Yeni gelişmeler oldukça paylaşmaya devam edeceğiz.

GOcardi kullanıcıları artık MenaPay ile ödeme yapabilecek

Dubai merkezli GOcardi’nin 2 milyondan fazla müşterisi Netflix, Spotify, Apple Music, PlayStation ve Fornite gibi servislerin ödemelerini MenaPay ile saniyeler içinde yapabilecek.

Kullanımı son derece basit bir arayüz ile herkesin hızlı ve güvenli bir ödeme deneyimi yaşamasına imkan sunan MenaPay, MENA Bölgesi ülkelerinde ağını genişletmeye devam ediyor.

Merkezi Dubai’de bulunan ve 2011 yılında dijital ürünler için bir çevrimiçi mağaza olarak başlayan GOcardi, MENA bölgesindeki ilk ve en büyük çevrimiçi mağazalardan biri GOcardi, MENA bölgesinin artan talebini karşılayan dijital hizmetlerle 2 milyondan fazla tüketiciye hizmet veriyor.

GOcardi, hızlı servislere özlem duyan bir dünyada tüketicilere dijital ürünlerin rahatlığını ve anında teslimatını temin ediyor. İster dünyanın en hızlı büyüyen bölgelerinden birinde faaliyet gösteren bir dijital mağaza arayan bir tedarikçi, ister uygun fiyatlarla dijital ürünler sunan uygun bir mağaza arayan genç bir girişimci, hatta bir telekom şirketi kullanıcılarına yerel ve uluslararası hizmetlerine erişimi GOcardi ile sunabiliyor.

Hızlı ödeme imkanı

GOcardi ile MenaPay arasında yapılan işbirliği ile web sitesi üzerinden Netflix, Spotify, Apple Music, PlayStation ve Fornite gibi servislerin abonelik ücretlerini ödemek ya da ön ödeme kartlarını satın almak isteyenler, artık ödemelerini saniyeler içinde yapabilecekler. GOcardi de yapılan alışveriş sırasında ödeme yöntemi olarak MenaPay’i seçtikten sonra sitedeki QR kodu MenaPay uygulamasıyla okutarak ödemeyi saniyeler içerisinde ve herhangi bir kişisel bilgi veya kart bilgisi girmeden yapmak mümkün. Kullanıcılar blockchain teknolojisini kullanarak MenaPay ayrıcalığıyla hem güvenli hem de hızla finansal hizmetlerden yararlanabiliyor.

Herkesin dijital ekonomiye katılımını kolaylaştırmak için dünyanın her yerinden iş birliklerini son hız arttırmaya devam eden MenaPay, GOcardi ile anlaşmalarıyla MENA olarak anılan Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinde özellikle banka kullanmayı tercih etmeyen müşteriler için MenaPay’in sunduğu hızlı ve güvenli ödeme imkanı sunuyor.

Yogaila: Canlı dersler ile yoga, fitness ve meditasyon eğitimleri alabileceğiniz platform [Özel Haber]

Yogaila, herkese evlerinden katılabilecekleri, eğitmenlerle etkileşime girebilecekleri, soru sorabilecekleri Yoga, Fitness ve Meditasyon başlıkları altında onlarca canlı ve gerçek zamanlı grup dersi sunan bir platformdur.

Sizlere daha öncesinde yatırımını ilk paylaştığımız yerli girişim Sport & Merits‘in kurucuları; Bülent Ozan, Murat Yavuz ve Türker Baloğlu tarafından hayata geçirilen Yogaila, 30 Mart Pazartesi’den itibaren yayınlarına başladı. Şu an için sadece web sitesi üzerinden hizmet veren girişimin, mobil uygulaması üzerinde çalışılıyor.

Girişimcilerden doğrudan aldığımız bilgi ile Yogaila fikri; kurucuların Sports & Merits girişimlerini yürütürken, bir ihtiyaç duyularak geliştirilmiş. Biraz daha uzun bir süreçte hayata geçirilmesi planlanırken, yeni COVID-19 virüsünün oluşturduğu ortam nedeniyle daha hızlı bir şekilde yayınlanması kararını almışlar.

Spor odaklı girişim Yogaila;

  • Kendi ortamlarında eğitmenlerin katkısını alarak spor yapmak isteyenlere,
  • Özellikle metropollerde stüdyo ya da spor merkezlerinde sunulan grup derslerine ya da özel derslere katılacak zamanı ayıramayanlara,
  • Sosyal konumları, fiziksel engel ya da sıkıntıları ya da maddi yetersizlikleri nedeniyle fiziksel stüdyo ya da spor merkezlerinde verilen grup derslerine katılamayanlara
    olağanüstü bir çözüm sağlıyor.

Yogaila: sağlık, iyi yaşam, spor ve eğlence sektörlerinde faaliyet gösteriyor. Üyelik bazlı bir iş modeli var. Hizmetlerini hali hazırda üyelere ücretsiz olarak sunuyor ancak ticari yapıya geçildiğinde abonelik temelli bir yapı üzerinden ilerliyor olacaklarının bilgisini aldık. Eğitmenler de sistemin bir iş ortağı olarak para kazanma fırsatını yakalayacaklar.

Girişimi rakiplerinden ayıran özellik ve değer önerisi

Yogaila’nın kurucu ortağı ve CEO’su Bülent Ozan‘a rakiplerinden ayıran özelliği ve değer önerisini sorduğumuzda;

Yaşadığımız olağanüstü süreç, herkesi evlerine kapanmak zorunda bıraktı ve çok büyük bir belirsizlik var. O sebeple ücretsiz olarak sunduğumuz Yogaila.com ‘un ciddi bir sosyal sorumluluk projesi olduğuna da inanıyoruz. Eğitmenlerimiz de gönüllülük esasıyla devam ediyorlar. Dünya normalleşene kadar da, elimizden geldiğince bu şekilde devam etmeye çalışacağız. Uzaktan, canlı yoga ve spor dersleri anlamında bir anda birçok seçenek çıkmaya başladı gibi görünüyor. İnsanlar sosyal medya hesaplarında, Youtube’da bu şekilde birçok alternatifle karşılaşıyorlar. Ancak bizi bu söz konusu alternatiflerden ayıran çok ama çok önemli bir farkımız, avantajımız var; stüdyo ortamında gerçekleştirilen bir grup dersine en yakın deneyimi sunuyoruz. Derse katılanlar ve eğitmenler arasında 2 yönlü iletişim var. Katılımcılar eğitmenlerine ders esnasında sorularını yöneltebiliyorlar. Eğitmenler de katılımcıların önemli olabilecek bir eksikliklerini ya da düzeltme ihtiyaçlarını ekranlarından görüp hemen bir müdahale de bulunabiliyorlar.

İkinci önemli farkımız ise oldukça geniş bir yelpazede grup dersleri sunuyor olmamız. Yogaila.com da sadece yoga değil, Fitness ve Meditasyon derslerini de bulabiliyorsunuz. Üyelerimiz HİTT, Body Combat, Crossfit gibi birçok fitness dersi ve mindfulness, nefes egzersizleri gibi birçok Meditasyon dersinden yararlanabiliyorlar.” dedi.

Yogaila’nın hedefi; Türkiye’deki eğitmen ve üye sayısını çok hızlı bir şekilde büyütmek. Yeni COVID-19 virüsünün oluşturduğu ve insanları evlerine kapanmaya iten bu olağanüstü durumun ortadan kalkmasıyla birlikte ticari modellerini sunmak ve büyümeye devam etmek istiyor.

Sizlere Yogaila girişimini diğer girişimlerde olduğu gibi ilk kez ve detaylı bir şekilde sunmaya çalıştık. Bu zorlu dönemde girişimcilerimizi desteklemek oldukça önemli. Siz de şimdi bu girişimi kullanarak hem destek verebilirsiniz hem de geri bildirimleriniz ile geliştirilmesine en büyük katkıyı bir kullanıcı olarak sağlayabilirsiniz.

Yemeksepeti’nin içerik girişimi Yemek.com, EvdeKal günlerinin popüler tariflerini açıkladı

Yemeksepeti’nin içerik girişimi Yemek.com, Türkiye’nin bu zorlu günlerinde evinde kalma bilinciyle hareket ederek kendi ve toplumun sağlığını koruyan kullanıcıların en çok tercih ettiği tarifleri açıkladı.

Kullanıcılar, önceki dönemlerde en çok Cumartesi ve Pazar günleri tarifleri okurken; evde kaldığımız bu dönemde en çok Salı ve Çarşamba günleri tariflere ilgi gösterdiler.

Evde ekmek yapmak trend oldu

Korona virüs nedeniyle evde kalan kullanıcıların birçoğu ekmek ve hamur yapımına yöneldi ve tariflere olan ilgi oldukça arttı. Evde somun ekmek yapımı tarifinde %2.400, mayasız ekmek yapımı tarifinde %1.100 artış ve tavada mayalı ekmek yapımı tarifinde ise %530 artış yaşandı.

Bunun yanı sıra mutfakta yeni şeyler keşfetme motivasyonunun arttığı kullanıcılar pizza yapımına yöneldi. Pizza hamuru yapımı eskiye nazaran %875 daha fazla tıklandı.

Doğal dezenfektan yapımını merak ettik

Kullanıcıların yoğun ilgi gösterdiği içeriklerin başında dezenfektan yapımı geldi. Evde bulunabilecek doğal malzemelerle yapılabilecek dezenfektan tarifleri en çok okunan içeriklerden biri oldu.

Ayrıca, kullanıcılar ‘yiyeceklerin küflenmesi önleme yolları’ ve ‘ekşimiş yoğurttan peynir yapımı’ gibi yiyecekleri koruyacak ve dönüştürecek konulara ilgi gösterdiler.
Ayrıca yemek.com’un Korona virüsünün yemeklerle ve mutfakla olan ilgisini insanlara daha fazla öğretebilmek adına hazırladığı ‘corona virusü hakkında bilinmesi gerekenler’ içeriği en çok tıklanan içerikler arasında yer aldı.

En çok tatlı tarifleri merak edildi

Kullanıcılar, en çok tatlı tariflerine ilgi gösterdi ve en çok aranılan tarifler arasında tatlı çeşitleri ilk sırada yer aldı. Tatlı yapmak ve yemek, geçirdiğimiz bu süreçte herkesin mutfaktaki en büyük motivasyonu oldu. #EvdeKal günlerinde %190 artış ile en çok aratılan kategori tatlı oldu. Kullanıcılar, en çok Pancake tarifine ilgi gösterirken; irmik helvası tarifi ikinci en çok okunan tarif oldu. En çok aratılan diğer tarifler ise krep, kakaolu ıslak kek ve kısır oldu.

Ayrıca, anneler uzaktan eğitim sırasında hem evlerinde kalan çocuklarını mutlu etmek hem de onlarla birlikte kaliteli zaman geçirmek için pasta ve kek tariflerine yöneldi. Pasta tariflerinde %140 artış yaşanırken kek tariflerinde ise %106 artış yaşandı.

Kahvaltılık kategorisi de bir diğer gözde tercihlerden oldu. Sabahları sofralarında farklı lezzetler denemek isteyen kullanıcılar kahvaltılık kategorisi içeriklerine yöneldi. Kahvaltılık kategorisinde %94 artış yaşandı.

Mutfağı En Çok Seven Şehir Tekirdağ

Yemek.com’un tıklanma rakamlarına göre; bu süreçte, evde daha fazla vakit geçirirken eskiye nazaran mutfağa en çok giren şehir Tekirdağ oldu. Tekirdağlılar tam 6 kat artış ile eskisine göre mutfakta çok daha fazla vakit geçirdi. Bartın ise 5 kat artışla ikinci sırada yer aldı. Gölcük, Alanya, Çorum, Karaman, Kırşehir, Konya, Muğla, Osmaniye mutfağı en çok seven şehirlerden oldu.

Lukwise, COVID-19’un kurumsal eğitimlere olan etkisini ölçümleyen bir anket sonucunu yayınladı

11 Mart 2020’de ilk vakanın görüldüğü ülkemizde, bir çok kişinin hayatı, iş modeli, kanalları ve beklentileri değişti. Bu anket ile Lukwise, sektör paydaşlarına kurumsal eğitim sektöründeki pandemi etkilerini ve beklentilerini göstermeyi hedeflemektedir. Ankete, özel ve kamu sektör çalışanları, girişimler, kurumsal eğitmenler, danışmanlar ve koçlar katıldı.

Verilen cevaplara göre yapılan analizlerde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.

“Önümüzdeki üç ay içinde eğitim almayı planlayan kişilerin en çok tercih ettikleri eğitim konuları başında kişisel gelişim, bilişim ve koçluk yer alıyor”

Kendi adına eğitim arayanlarda kişisel gelişim, koçluk ve bilişim başlıkları tercih edilmiştir. Bu durum kendi adına ve kurumlarda eğitim arayanların beklentilerinin genel anlamda örtüştüğünü göstermekte.

Öte yandan, kurumların yaklaşık %15 oranında kısa vadede planlamalarını revize etmedikleri ve/veya oluşturmadıkları görülmüştür.

Kendi adına eğitim arayanlar / Kurumu adına eğitim arayanlar

Pandemi’nin eğitim almaya yönelik bakış açısına etkisi

Anket katılımcıları, “COVID-19 pandemisi nedeniyle önümüzdeki 3 ay içinde bir eğitim etkinliğine kaydolma olasılığını azalttığını söyleyebilir misiniz?” sorusuna %34 pay ile eğitime daha istekli olduklarını iletti. Pandeminin Türkiye’de başlangıç döneminde yapılan ankete göre, kurumsal eğitim sektöründe stratejilerin henüz netleştirilmediği %26’lık paya sahip olan “emin olmayanlar” ile görülmektedir. Bu emin olmayanların payının nasıl dağılacağı ise daha ileriki değerlendirmelerde daha net ortaya çıkacaktır. Bu sürecin aynı zamanda, eğitim alma isteğini belirgin şekilde azalttığını %40’lık pay ile görmekteyiz.

Normal şartlarda hangi eğitim tipini tercih ederdiniz?

Kurumsal eğitim sektöründe her zaman sınıf eğitimleri en çok tercih edilen eğitim tipi oldu. Katılımcılar, normal şartlarda hangi eğitim tipini seçersiniz sorusuna %46 pay ile sınıf eğitimini seçti. Burada dikkat çeken önemli bir nokta, online eğitim tercihinin normal şartlar düşünülerek de %30’a yaklaşması olmuştur. Bu gelişim ile birlikte, sektörde hizmet sağlayıcıların da iş yapış şekillerinde yeni kanallar ve değişimler görülmektedir.

Kurumsal eğitimlerde pandemi ortamının eğitim alma konusunda belirgin bir şekilde isteksizlik ve belirsizlik yarattığı görülmekte. Online olarak gruplandırdığımız eğitimlere taleplerin bundan sonra artıracağı, ancak sınıf eğitimlerinden de kolay kolay vazgeçilmeyeceği anlaşılmakta. Her şeye rağmen mevcut evde oturma dönemi sonucu ortaya çıkan fazla zamanını kendini geliştirmek için kullanmak isteyen önemli bir %50’lik kesim olduğunu da göz ardı etmemek gerekli.

Kurumsal eğitim sektöründe eğitim arayan kurumları, bu hizmeti sunan firma ve profesyoneller ile buluşturan Lukwise, araştırma ve sonuçlarını ilerleyen süreçte de gerçekleştirmeye, paylaşmaya devam edecek. Bilgi için [email protected] eposta adresine başvurabilirsiniz.

Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu görevine 3 ay ara veriyor

Bilişim teknolojileri sektöründe 30 yıllık çalışma hayatına sahip olan Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu, LinkedIn hesabı üzerinden yayınladığı bir yazıda mevcut görevine üç ay ara verme kararı verdiğini açıkladı.

17 yıldır Microsoft ailesinin bir parçası olan ve son 5 yıldır Microsoft Türkiye’de Genel Müdür olarak görev yapan Murat Kansu, üç ay boyunca şirketten uzaklaşacak. Bu zamanını ailesiyle geçirmek istediğini ve geleceğine dair planlar yapacağını belirten Kansu, görevini geçici olarak Microsoft Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Murat Yılmaz‘a devrediyor.

Kansu, “Türkiye geleceği bulutla yakalayacak” vizyonuna dikkat çekti

Yayınladığı yazıda görevine üç ay süreyle ara vermesinin yanı sıra bugüne kadar ekibiyle yaptığı önemli çalışmalara da dikkat çeken Murat Kansu, 5 yıldır “Türkiye geleceği bulutla yakalayacak” vizyonuyla hareket ettiklerini ve çalışmalarıyla Türkiye’deki potansiyeli ortaya çıkarmak için teknolojilerini seferber ettiklerini belirtti.

Microsoft Teknoloji Merkezi’nin de Türkiye’ye kazandırıldığına vurgu yapan Kansu, yapay zeka ve arttırılmış gerçeklik gibi yeni teknolojilerin Türkiye’de yaygınlaşması için de Microsoft Türkiye olarak tüm güçlerini ortaya koyduklarını açıkladı.

Microsoft’un Türkiye’de yürüttüğü farklı programlarla 350 bin kişiye ücretsiz eğitim verdiğini söyleyen Murat Kansu, Teknolojinin Kadın Liderleri yarışmasıyla teknolojide toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için yaptıkları çalışmayı da hatırlattı.

Evlerimizde çalıştığımız şu günlerde nasıl daha verimli olabiliriz?

Yıllardır hayalini kurduğumuz home ofis sistemine zorunlu da olsa geçmiş  bulunmaktayız. Yanımızda çalışan ekip arkadaşlarımız yok. Belirlenen işe gidiş saatlerimiz ve çıkış saatlerimiz, yemek  saatlerimiz yok. Uymak zorunda olduğumuz onlara göre hareket ettiğimiz şirket politikalarımız yok. Tabi ki hala rapor vermek zorunda olduğumuz yöneticilerimiz var veya kendi kurmuş olduğumuz bir işimiz varsa kendimize ve ekibimize raporlamak zorundayız. Peki bizi bağlayan ve güdülenmemizi sağlayan bu şeyler yoksa nasıl kendi motivasyonumuzu koruyarak daha üretken olabiliriz?

1. Erken kalkın

Kabul ediyorum günün her saati bizim ve sabahın köründe kalkıp gitmemiz gereken bir yer yok. Fakat günün önemli bir kısmını uyayarak geçirmek bize yapmak istediğimiz şeyler için kısıtlı bir zaman bırakır. Daha önce yapmak istediğimiz fakat zamanın yokluğunu ve işleri bahane ederek başlayamadığımız hobilerimiz, kazanamadığımız alışkanlıklarımızın olduğunu biliyorum. Günün erken saatlerinde yapmak istediğimiz şeyleri hayata geçirerek günün geri kalan zamanını daha motive olmuş bir şekilde çalışarak geçirebiliriz.

2. En verimli zamanlarınızı belirleyin

Başarılı insanların çoğu sabah saatlerinde daha verimlidirler sizde onlar gibi sabah saatlerinde daha verimli olabilirsiniz fakat bu herkes için farklıdır.Kimimiz öğlen saatlerinde kimimiz akşam saatlerinde kendimizi daha verimli hissedebiliriz. En verimli olduğumuz saatleri belirleyerek o saatlerde yoğun ve odak isteyen işlerimizi halledebiliriz. Daha dağınık ve dinç hissetmediğimiz zamanlarda maillerinizi temizlemek gibi işleri halledebilir veya yeni hobiler edinebiliriz.

3. Gününüzü planlayın

 Artık en verimli olduğumuz zamanları biliyoruz ve buna göre günümüzü planlayabiliriz. Yapacağımız çok fazla şey varken beynimiz hepsi için aynı anda stres olabilir. Günü bir gün öncesinden planlamak ve yapacağımız şeyleri sıraya koymak beynimizin o an geldiğinde meşgul olmasını engeller bizde böylelikle yapacağımız şeye odaklanırız. Ayrıca yapacağımız şeyleri yazıya dökmek ve hangi işin ne kadar süreceğini realistik olarak belirlemek onları daha gerçekleştirilebilir kılar. Eğer 1 saatte bitebilecek bir işe 3 saat gibi bir vakit ayırırsanız emin olun 3 saatte biter bu da günü verimli geçirmenizi ve diğer işleri gerçekleştirmenizi engeller.

4. Molaları önemseyin

Molalarımızı belirlemek kalan işlerimizi daha verimli yapmak için bize yardım eder.  Dışarı çıkamadığımız için yürüyüş yapamasak da balkona çıkarak bir kahve içmek gibi kısa bir mola verebiliriz veya yemek yemek, evde spor yapmak gibi daha uzun molalar verebiliriz. İhtiyaçlarınızı karşılamak stresinizi ve gerginliğinizi azaltarak daha odaklı çalışmanızı sağlar; kendinize vakit ayırmak ise kalan işleriniz için daha motive hissetmenizi.

5. Masa başında olmadığınız zamanları da verimli hale getirin

 Genel olarak 5-9 saat aralığında uyuduğumuzu kabul edersek geri kalan 15-19 saatin hepsini masa başında geçirmiyoruz öyle değil mi? Yemek yapıyoruz, temizlikle uğraşıyoruz, ortalığı toparlıyoruz ve evde olduğumuz şu zamanlarda çocuğu olanlar çocuklarına vakit ayırabiliyor. İşte böyle zamanlarda vaktimizin boş geçtiğini düşünüyoruz çoğumuz. Size böyle zamanlar için sunacağım öneri sesli kitap dinlemek. Storytel uygulaması ile binlerce sesli kitabı telefonunuzdan dinleyebilirsiniz veya zamanın oldukça değerli olduğu günümüzde kitUP uygulamasıyla kitapların 15 dakikalık özetini dinleyerek dinlediğiniz kitabı okuyup okumayacağınıza karar vererek zamandan tasarruf edebilirsiniz.

6. Bi’ ödül yaratın

Kendi irademizle erken kalktık, bir sürü iş hallettik, yemek yaptık, çocuklara vakit ayırdık, temizliğin daha da önemli olduğu şu zamanlarda ciddi bir şekilde temizliğe vakit ayırdık. Artık bir ödülü hakettik. Biliyoruz ki işte geçirdiğimiz zamanlar uzadıkça izlemek istediğimiz film, belgesel, dizi listelerimiz uzadı. Trafikte geçen saatlerimiz arttı ve okunacak kitaplarımız da  birikti. İşimiz için kendimizi geliştirdik ama ilgimizin olduğu başka alanları geri planda bıraktık. Artık bolca zamanımız olduğuna göre kendimizi hep ertelediğimiz vakit ayıramadığımız bu şeylerle ödüllendirmenin tam zamanı.

Sertifier Akademi, eğitim alanında hizmet veren tüm paydaşları tek bir çatı altında topluyor

Dünya çapında pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgını ile mücadelenin en önemli kuralı uzmanların da belirttiği gibi evde kalmak. Ancak bu sürecin ortaya çıkardığı bireysel karantina döneminde, her seviyede eğitimin aksamaması gerektiği de herkes tarafından kabul görmüş bir gerçek. Bu konuda herkesin elinden geleni yapması gerektiğine ve girişimciliğin temelinin ortaya çıkan sorunlara hızlı ve efektif çözümler sunabilmek olduğuna inanan Sertifier ekibi de elini taşın altına koyarak, #bizimelimizde diyor.

Sertifier Akademi, Türkiye genelinde eğitim alanında bireyler veya kurumlara hizmet veren her türlü paydaşı bir platformda toplayarak, eğitim içeriği arayanların buna kolayca ulaşabilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Sertifier Akademi’de projeye katılmış ücretsiz içerik sağlayan tüm eğitimciler ve ücretsiz diğer tüm kaynaklar listelenmiş olacak. Bu sayede eğitim içeriği arayanlar için canlı ve sürekli yenilenen bir katalog oluşmuş olurken içerik üreticileri de daha çok kişiye ulaşma imkanı yakalayacak. İçerik üreticilerinin bu projede yer edinmesi için tek yapması gereken Sertifier Akademi sitesinde yer alan kısa formu doldurmak.

Sertifier, aynı zamanda e-öğrenme platformlarında verilen eğitimlerdeki motivasyonu ve katılımı arttırmaya, şirketlerin e-öğrenmeye hızlı ve sorunsuz geçmelerine ve bireysel kullanıcıların bu dönemde aldıkları eğitimlerin de belgelenmesi gerekliliğine yardımcı olabilmek adına, sertifika hizmetlerinde bir aylık bir indirime gidiyor. Sistem aracılığıyla 1000 sertifika gönderimi sadece sembolik 1 dolar olacak.

Ayrıca Sertifier’ın Zoom, Google Hangouts, Google Forms, Canvas LMS sistemlerine entegrasyonları sayesinde eğitimciler bu platformlar üzerinden vermiş oldukları eğitim sonunda tek bir tıkla katılımcılarına sertifikalarını iletebiliyorlar. Kullancılar ise almış oldukları sertifikaları Sertifier’ın Verified uygulaması üzerinden görüntüleyebiliyor ve paylaşabiliyor.

Ekosistemi içerisindeki diğer bu tarz projeleri ve faaliyetleri desteklemeye hazır olan Sertifier ekibi, yardımcı olabileceği her noktada bulunabilmek adına diğer paydaşlardan çağrılara da açık olduğunu belirtiyor.

Maxi Digital’in yeni ürünü ParaGönder ile yurt dışından Türkiye’ye para gönderin

Softtech’in 2019 yılında Softtech’in Almanya’da kurduğu iştiraki Maxi Digital, yurt dışından Türkiye’deki İş Bankası hesabına para transferi yapma imkânı sunan ParaGönder isimli bir mobil uygulama geliştirdi.

“İlk etapta Almanya’da geçerli olan” uygulama ile Almanya’da yaşayanlar, müşterisi oldukları Almanya’daki herhangi bir bankada bulunan birikimlerini, şubeye gitmeden Türkiye’deki hesaplara aktarabilecek. İşbank AG altyapısını kullanarak güvenli ve anında para göndermeyi sağlayan ParaGönder uygulaması, Corona Virüs salgını sebebiyle evlerden çıkmadan Almanya’dan Türkiye’ye para gönderilebilmesi için 30 Nisan’a kadar ücretsiz transfer hizmetiyle sunulacak.

  • Softtech Genel Müdürü M. Murat Ertem: “Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız evlerinden çıkmadan kendi ülkelerine birikimlerini aktarabilecek.”
  • Maxi Digital Genel Müdürü Salih Zeki Çimen: “Almanya’dan başlattığımız uygulamayı dünyanın dört bir yanına ulaştıracağız.”

ParaGönder sistemi nasıl çalışıyor?

ParaGönder, Almanya’daki bankalardan veya İŞBANK hesabından, Türkiye’deki herhangi bir İş Bankası şubesine son derece hızlı ve pratik bir şekilde para transferi gerçekleştirme olanağı sunuyor.

İşte yalnızca üç adımda hızlı ve pratik “ParaGönder”menin yolu:

  1. ParaGönder uygulamasını telefonunuza indirin ve kaydolun.
  2. Para göndermek istediğiniz Alman bankası veya İŞBANK AG hesabını ekleyin.
  3. ParaGönder’de kayıtlı hesaplarınız arasından işlem yapmak istediğiniz hesabı seçin, para göndermek istediğiniz kişinin IBAN numarası ve göndermek istediğiniz tutarı yazın, tüm bilgileri kontrol edin ve onaylayın.