Ana Sayfa Blog Sayfa 748

Estonya Hükümeti, e-Oturum’un da dahil olduğu 2 milyar Euro’luk destek paketini açıkladı

Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgının ekonomik boyutları her geçen gün ağırlaşırken, Estonya hükümeti, e-Oturum (e-Residency) kullanıcılarını da kapsayan 2 milyar Euro’luk yeni bir ekonomik acil yardım paketini devreye aldığını duyurdu.

Açıklanan bu paketten Estonya’nın dünyada ilk kez uygulamaya geçirdiği, dünyanın herhangi bir ülkesinin vatandaşlarına resmi dijital kimlik elde etme hakkı sunan e-Residency (e-Oturum) programındaki şirketler de yararlanabiliyor. Acil yardım paketi, tüm Eston şirketlerine çalışanlarının maaşlarının bir kısmı için destek sunarken; kredi garantileri ve finansmanı destekleyecek yeni krediler ile bazı kısa vadeli vergi indirimlerini içeriyor. Açıklanan ilk paketle, Estonya hükümeti mevcut iş sözleşmelerini korumayı, iş sürekliliğine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Bu doğrultuda paketin, istihdam sağlayan, vergi borcu olmayan, finansman ve kredilerini yeniden yapılandırmak için devlet desteğine ihtiyaç duyan orta ve büyük şirketler için önemli bir katkı sunması öngörülüyor. Açıklanan pakete göre; uygunluk şartlarına sahip yaklaşık 12 bin civarında e-Oturum sahibi, paketten yararlanabiliyor ve Estonya İşsizlik Sigortası Fonu’ndan yardım alabiliyor.

Estonya İşsizlik Sigortası Fonu’nun açıkladığı uygunluk şartlarına göre ‘nitelikli bir işverenin aşağıdaki üç kriterden ikisini karşılaması gerekiyor;

  • Şirket cirosunun 2019’un aynı ayına göre %30 veya üzerinde düşmüş olması,
  • Şirket çalışanlarının en az %30’u için iş sağlanamayacak durumda olunması,
  • Çalışanların maaşlarının en az %30 oranında dürülmüş olması,

Estonya hükümetinin oluşturduğu işsizlik fonuyla ilgili tüm bilgiler bu bağlantıda yer alıyor.

E-Oturum sahiplerini de kapsayan Estonya hükümetinin açıkladığı acil ekonomik yardım paketinin detaylarına bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

İlgili kriterleri karşılayan e-Oturum sahiplerinin acil ekonomik yardım paketinden ve Estonya İşsizlik Fonu’ndan yararlanabiliyor. Zira Estonya e-Oturum kartı ile kurulan bir şirket, tüm diğer Estonya şirketleri ile aynı yasal haklara sahip oluyor. Estonya Ticaret kaydında onlarla aynı şekilde kayıt ediliyor.

e-Oturum sahiplerini kapsayan 35 milyon avroluk 2 paket daha devrede

Estonya hükümeti bu 2 milyar avroluk acil yardım paketine ek olarak, KOBİ’ler ve serbest meslek sahiplerine (FIE) yönelik olarak 10 milyon avroluk, turizm sektörüne yönelik olarak da 25 milyon avroluk ek yardım paketlerini de devreye aldı. Covid-19 pandemisinden doğan ekonomik zararları azaltmak için devreye alınan ek paketten e-Oturum sahipleri de Estonya’da kurulmuş şirketlerle aynı haklara sahip olarak yararlanabilecek. Mikro ölçekteki küçük işletmeleri ve girişimleri de kapsayan ek paket, bu açıdan e-Oturum sahiplerine ve girişimleri önemli bir yardım olacak.

Toplam 35 milyon avro tutarındaki kriz önlem paketi, Estonya Ekonomik ve İletişim Bakanlığı (EAS) tarafından sunulmakta olup, destekler başvuru sırasına göre karşılanıyor. Paket kriterlerini karşılayan işletmeler, pandemiden kaynaklanan zararlarını 3 bin ve 5 bin avroluk tutarlar halinde geri ödemesiz şekilde alabilecek. Ek paketle ilgili başvuru yapmak ve diğer tüm detaylar ile ilgili bilgilere ulaşmak için bu bağlantıyı ziyaret edilebilirsiniz.

Bugüne kadar 2500’ü aşkın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ‘e-Oturum’ aldı

AB ortak pazarında iş yapmak isteyen ve diğer şirketlerle rekabet ederken geride kalmamak isteyen Türk girişimciler Estonya’nın e-Residency (e-Oturum) programı yoğun ilgi gösteriyor. e-Residency (e-Oturum) programı ile girişimciler, Türkiye’den çalışırken global bir AB şirketi kurabilmelerini sağlayan resmi dijital kimlik elde etme hakkını kazanıyor.

2500’ü aşkın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ‘e-Oturum’ aldığı program, dünya çapında 70 binin üzerinde kişiye ulaşırken, şimdiye kadar Türkiye’den e-Oturum (e-Residency) yoluyla kurulan şirketlerin sayısı ise 650’yi aştı. Program, e-Residency ile kurulan bir AB şirketinin, sadece Avrupa’da faaliyet göstermesini kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda dünya çapında iş yaparken AB’nin hukuki çerçevesinden de yararlanmasına olanak sağlıyor.

Amazon Seller App: Amazon Türkiye’den KOBİ’lerin hesaplarını takip edebileceği uygulama

Amazon Türkiye, bünyesindeki satış ortaklarının hayatlarını kolaylaştıracak Amazon Seller App isimli mobil uygulamayı duyurdu.

Amazon Seller App, satıcılara bilgisayar başında olamadıkları zamanlarda da satış, büyüme ve hesap analizi, fiyatlandırma ve stok gibi kritik noktalarda hızlıca müdahale olanağı, envanter ve sipariş yönetimi, barkod tarayıcı ile envantere hızlı ve kolay ürün ekleme, müşterilerle kesintisiz, pratik iletişim, profesyonel kalitede ürün fotoğraflama/düzenleme ve anlık sipariş durumu bildirimi gibi pratik çözümler sunuyor.

Amazon.com.tr çatısı altındaki KOBİ’lerin hayatlarını kolaylaştırıp satışlarını artırmalarına yardımcı olacak Amazon Seller App’e iOS veya Android işletim sistemine sahip tüm mobil cihazlar ve tabletlerden ulaşılabiliyor.

Figopara’ya Dünya Bankası ve Revo Capital’in de katıldığı turda 1 milyon dolar yatırım yapıldı

Nisan ayı içerisinde paylaştığım, işletme sermayesini genişletmek ve tedarik finansmanına aracılık etmek amacıyla kurulan yerli fintech girişimi Figopara1 milyon dolar yatırım aldığını egirişim aracılığıyla duyurdu.

Yatırım turuna; Figopara kurucu ortakları olan Ahmet BilgenKoray Gültekin Bahar, Dünya Bankası’nın kardeş kuruluşu IFCRevo CapitalHasan Davcı ve Figopara CTO’su Arman Eker katıldı.

Sunduğu platform ile alıcı ve satıcı arasındaki ticaretin finansmanını kolay, ulaşılabilir hale getirirken, tedarik zinciri döngüsünü de hızlandırıyor. 7 Mayıs tarihi itibarıyla 1 milyon dolar yeni yatırım alan Figopara, bu kaynağı KOBİ’lere sağlanacak finansmana aracılık etmek üzere yeni teknolojiler geliştirmek için kullanacak.

650 milyon TL KOBİ finansmanına aracılık etti

Portföyünde 1.000’in üzerinde kayıtlı müşterisi bulunan Figopara, bugüne kadar 650 milyon TL’lik 60 bin üzerinde işleme aracılık etti. Dünyanın ekonomik ve sosyal olarak içinden geçtiği bu zorlu süreçte aldıkları bu yatırımın, Figopara’ya ve Türkiye’nin geleceğine olan güveninin bir göstergesi olduğunu söyleyen Figopara Kurucu Ortağı ve CEO’su Koray Gültekin Bahar, söz konusu yatırımın şirkete güç katacağını belirtti. Bahar, “Halihazırda tedarikçi üye sayımız 1.000’i geçti. Tedarik zinciri çok büyük olan 5 firma ve 6 banka ile çalışıyoruz. KOBİ‘lerin ticaretlerini devam ettirme noktasında yardımcı olabilecek dijital çözümü Figopara ile sunuyoruz. Figopara olarak şu ana kadar 650 milyon TL finansmana, KOBİ’lerin beklemeden, hızlı, kolay ve banka güvencesiyle ulaşmasına aracılık ettik. 1 milyon dolar yatırımla birlikte KOBİ’lere sağlanacak finansmana aracılık etmek için yeni teknolojiler geliştirmek üzere kullanacağız. KOBİ’lerin ticaretin finansmanına daha rahat ulaşmaları için gerekli AR-GE çalışmalarını yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Akbank, Fibabanka, ING Türkiye ve Yapı Kredi Bankası ile çalışan Figopara, ilk tur yatırımını ise Türkiye’nin önde gelen girişim sermayesi firmalarından Revo Capital, etkin girişimcileri destekleme derneği Endeavor Catalyst ve Dünya Bankası’nın kardeş kuruluşu IFC’den almıştı.

Corona Virüs sürecinde en çok Facebook, Youtube ve WhatsApp kullanıldı

COVID-19 salgınının beraberinde getirdiği yeni yaşam düzenine uyum süreci insanların günlük rutinlerini ve alışkanlıklarını değiştirdi. Salgın nedeniyle eve kapanmak zorunda kalan insanlar, bilgi almak, işlerini sürdürmek ve sosyalleşmek için sosyal medyayı daha yoğun kullanmaya başladı.

We Are Social’ın Ocak-Nisan aylarını kapsayan raporuna göre, sosyal medyayı aktif kullananların sayısı 3,81 milyarı bulurken, dünya nüfusunun yüzde 49’unun sosyal medya kullanıcısı olduğu belirlendi. Bu oran, 2019 Ocak We Are Social raporunda yüzde 42 seviyesindeydi.

2,5 milyar kullanıcısı ile Facebook, konumunu korudu

Son haftalarda evden çalışmanın ve sokağa çıkma yasaklarının artması ile sosyal medya kullanımında ciddi oranda artış oldu. We Are Social’ın raporuna göre, 2,5 milyar aktif kullanıcıya sahip Facebook, en fazla kullanıcıya sahip sosyal medya mecrası olurken, YouTube ve WhatsApp kullanan 2 milyar kullanıcı mevcut. WeChat’in 1 milyar kullanıcıya, son zamanlarda popülerleşen platform TikTok’un ise 800 milyon kullanıcıya ulaştığı görülüyor.

Twitter’da Türkiye yedinci sırada

Türkiye, rapora göre Instagram ve Twitter’daki kullanıcı sayısı yoğunluğu açısından dünyadaki ilk 10 ülke arasında yer alıyor. Son bir yılda Türkiye’de Instagram kullananların sayısı yüzde 3 artarak 39 milyona ulaştı. Nisan 2020 itibariyle dünyada en çok Instagram kullanıcısının olduğu 6. ülkeyiz. Twitter kullanıcı sayısı ise yüzde 16 artarak 13,6 milyon oldu. En çok Twitter kullanıcısının olduğu ülkelere bakıldığında Türkiye’nin 7. sırada olduğu görülüyor.

​Facebook, zararlı içeriklerle mücadele için yeni Gözetim Kurulu’nun ilk üyelerini açıkladı

Platformlarında zararlı, aldatıcı ve nefret içeren söylemlerin yayılmasını engellemek için çalışan Facebook, bu doğrultuda ilk olarak Kasım 2018’de hayata geçirdiği bağımsız İçerik Gözetim Kurulu‘nun ilk üyelerini açıkladı. Geçtiğimiz 18 ay boyunca 88 ülkeden 650’den fazla uzmanın ve paydaşın danışmanlığı ve katkıları ile geliştirilen İçerik Gözetim Kurulu, Facebook ve Instagram’da belirli içeriklere izin verilmesi veya bu içeriklerin kaldırılması ile ilgili nihai ve bağlayıcı kararlar alacak.

Facebook’un, hiçbir şirketin ifade özgürlüğü ve emniyete ilişkin önemli kararları tek başına vermemesi gerektiği düşüncesiyle hayata geçirdiği İçerik Gözetim Kurulu’nun farklı deneyimlere ve uzmanlık alanlarına sahip ilk 16 üyesi ve dört eş başkanı, Facebook’un görüşlerinden bağımsız olarak karar verecek. Üye seçim süreci, kurul en fazla 40 üye seçinceye kadar bu şekilde devam edecek. Doğrudan İçerik Gözetim Kurulu ile sözleşme yapacak üyeler, Facebook çalışanı sayılmayacak, Facebook tarafından görevden alınmayacak ve kararları şirketin ekonomik, siyasi veya itibarıyla ilgili çıkarlarını hesaba katmadan verecek. Başlangıç aşamasında, kullanıcıların Facebook’ta kaldırılan içerikleriyle ilgili itirazlarını kabul edecek kurul, önümüzdeki aylarda kullanıcıların platformdaki içeriklerin kaldırılması ile ilgili taleplerini de değerlendirecek.

İçerik Gözetim Kurulu ile ilgili konuşan Facebook Küresel İlişkiler ve İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nick Clegg, şöyle dedi:

“Facebook olarak, platformlarımızda paylaşılan içeriklerle ilgili karar verme süreçlerimizde topluluğumuza karşı şeffaf olmanın en önemli sorumluluklarımızdan biri olduğunun bilincindeyiz. Bu sorumluluk bilinci, ilk üyelerini açıkladığımız İçerik Gözetim Kurulu’nun oluşumundaki en önemli itici güçlerden biri oldu. Bu kurulun, önümüzdeki süreçte alacağı kararlar ve yapacağı çalışmalar ile içinde bulunduğumuz dijital çağda insan haklarının ve ifade özgürlüğünün savunmasını kolaylaştıracağına inanıyorum.”

İçerik Gözetim Kurulu’nun bağımsız karar verme özelliği, Facebook’tan bağımsız olarak kurulmuş olan 130 milyon dolarlık bir güven fonu ile garanti altına alınıyor. Kurulun çalışmalarını finanse edecek olan bu fon, hiçbir şekilde geri alınamayacak. Aynı zamanda kurulun iç yönetmelikleri gereği, Facebook ve şirketin kurucusu Mark Zuckerberg, aynı fikirde olmasalar dahi yasaları ihlal etmediği sürece İçerik Gözetim Kurulu’nun alacağı tüm kararları uygulayacak. Sürecin şeffaf olması ve Facebook’un sorumlu tutulması amacıyla, alınan tüm kararlar ve tavsiyeler herkese açık olacak ve şirketin bunlara herkese açık olarak yanıt vermesi gerekecek.

Scotty kurucusu Tarkan Anlar’dan Corona sonrası hizmetlerin devamıyla ilgili açıklama ve yatırım turu

Paylaşımlı yolculuk hizmeti veren yerli girişim Scotty, COVID-19 nedeniyle hizmetlerine bir süredir ara vermişti. Girişimin kurucusu Tarkan Anlar ile canlı bir görüşme gerçekleştirdim ve bize son durumla ilgili bilgi verdi.

Tarkan’dan aldığım bilgi ile; “Hilmi, biliyorsun Corona Virüs salgını önlemleri kapsamında yolculuk paylaşımı ve kurye servisimizi, salgın riski geçene kadar durdurmak zorunda kaldık. Faaliyetlerimizi askıya almak bizim için her ne kadar zor bi durum oluşturtsa da, Scotty sürücülerinin ve kullanıcılarının sağlığı bizim için herşeyin önünde. Türkiye’de alınan önlemlerin olumlu etkisini yavaş yavaş görüyoruz. Önümüzdeki aylarda da hijyen ve mesafe önlemlerini bırakmadan ve sosyal hayatın da yeniden canlanmasıyla birlikte, bu zorlu dönem atlatıldıktan sonra çalışmalarımıza tüm gücümüzle devam edeceğiz. Kullanıcılarımıza yeni süreçte daha sağlıklı ve daha hijyenli yolculuklar sunmaya odaklanacağız. Eskiden her ne kadar öncelik sıralamamızda yolcuları trafik yoğunluğundan kurtarıp zaman kazandırmak varken, şimdiki önceliğimiz sağlık odaklı olacak. Önceden de dikkat ediyorduk ancak COVID-19 süreciyle birlikte bu dikkatimiz artık herşeyin önüne geçerek yüzde 100 dikkat mekanizmasıyla hareket edeceğiz.

İlk günden bugüne değin herkesin aidiyet hissedebileceği bir kuruma dönüşmek ve bu kurum aracılığı ile ülkemiz için sürekli fayda üretmek temel amacımızdı. Biz de bu amacımıza yönelik olarak yılmadan çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.

Ocak ayında BCAP’ten ara tur yatırım aldı

Crunchbase üzerinden edindiğim ve Tarkan Anlar’ın da doğruladığı bilgi ile Scotty, Ocak ayında İngiltere merkezli yatırım şirketi BCAP‘ten ara tur bir yatırım aldı. Değerlemesi veya miktarı açıklanmadı. Bugüne kadar da açıklanan verilere göre de toplam 5.5 milyon dolar yatırım aldığı görünüyor. Bu yatırımlarla ilgili resmi açıklama yapıldığında sizi daha fazla aydınlatacağız.

Scotty’den sürücülerine gönderilen mesaj

“Merhaba arkadaşlar, COVID19 salgını önlemleri kapsamında yolculuk paylaşımı ve kurye servisimizi salgın riski hafifleyene kadar durdurmak zorunda kaldık.

Faaliyetlerimizi askıya almamız her ne kadar birçok açıdan zor bir durum olsa da, Scotty sürücüleri ve kullanıcılarının sağlığı ve güvenliği bizim için her şeyin önündedir.

Alınan önlemlerin olumlu etkisinin yavaş yavaş ortaya çıktığını, önümüzdeki aylarda hijyen/mesafe önlemlerini bırakmadan yavaş yavaş sosyal hayatın canlanacağını öngörüyoruz.

Bu zorlu dönemi atlattıktan sonra yolculuk paylaşımı ve kurye servislerinde tüm gücümüzle fayda üretmeye devam edeceğiz.

Yakında görüşmek üzere”

Tarkan ile yakın görüşmemiz devam ediyor. Scotty süreciyle ilgili yeni bilgiler edindikçe sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Visa İnovasyon Programı’nın ikinci dönemine seçilen 4 girişim açıklandı

Türkiye’nin dijital ödeme ekosisteminde inovasyonu desteklemek ve hızlandırmak amacıyla Visa ve Hackquarters ortaklığında hayata geçen Visa İnovasyon Programı ilk dönemini tamamladı.

İlk döneme dahil olan fintech girişimler; Glocalzone, Masraff, Kobaküs, Global Miles ve Manim ortaya çıkardıkları çözümleri girişimci ekosistemi temsilcilerinin katılımı ile düzenlenen dijital etkinlikte sundu.

Etkinlikte açıklanan programın 2. dönemine seçilen fintech girişimler; Adisyo, ARF, Cameralyze ve Price&Me, yeni dönemde dijital ekonomi, altyapı ve kart kabulü ve sınır ötesi harcamalar alanında yeni nesil çözümler üzerinde çalışacak.

Visa İnovasyon Programı ikinci dönem girişimleri:

  • Adisyo: Kafe ve restoran operasyonlarınızı, herhangi bir cihaz üzerinden yönetebileceğiniz, basit ve kullanımı kolay, bulut tabanlı POS sistemidir.
  • ARF: Uluslararası ödemeler, toplu ödemeler veya sınır ötesi havaleler ile ilgili her türlü ticari işlemi sunamktadır.
  • Cameralyze: Kamera görüntülerini analiz ederek, elde ettiği sonuçlarla önerilerde bulunan yapay zekâ destekli sanal asistanları geliştiren girişim.
  • Price&Me: Online alışverişte kişiye özel en uygun fiyatı bulan asistan. Fikir aşamasında girdiği programda, ürününü tamamen geliştirip tüm kullanıcılara açtı.

Visa API’lerine erişim

6 ay sürecek programın ikinci döneminde fintech girişimler uzmanlardan girişimlerini hızlandıracak eğitimler alacak, Visa Developer Platform üzerinden Visa API’lerine erişim sağlayacak, tasarım odaklı düşünme programlarıyla ürün ve hizmetlerine değer katacak ve Visa’nın yerel ve global iş ağındaki banka, e-para kuruluşları ve üye işyerleri ile bir araya gelecek.

Visa İnovasyon Programı 2. Dönem Açılış etkinliğinde konuşan Visa Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel; “Visa İnovasyon Programı ile geçen yıl bu zamanlar ülkemizdeki fintech ekosistemini geliştirmek üzere yola çıktık. Bugün programın ilk dönemine katılan fintech’leri mezun ettik. Fintech’lerimiz program sonunda yeni ürünler ortaya çıkarttı ve Visa’nın yerel ve uluslararasındaki iş ortakları ile yeni iş birlikleri kurdu. İki fintechimiz özelinde yurt dışına açıldı. Bu açıdan son derece gururluyuz. Visa İnovasyon Programı’nın ikinci dönemini ise daha da zengin bir içerikle başlatıyoruz. Programın ilk yılında yalnızca kurumsallaşma yolunda ilerleyen fintech’lere odaklanmıştık. Bu yıl, kurumsallaşmış ancak hedefindeki ticari ölçeği henüz yakalayamamış fintech’leri de programa katarak büyümelerine destek olurken yurt dışına açılmalarına da köprü olmayı sürdürmeyi hedefliyoruz.” dedi.

Program ortağı Hackquarters Kurucusu Kaan Akın ise; “Visa İnovasyon Programı ile ülkemizdeki finansal teknoloji ekosistemine değer katmaktan mutluluk duyuyoruz. Programın ikinci dönemine kabul edilen fintech’ler Hackquarters ekibiyle program boyunca aynı ofisi paylaşıp, mentor ekibimizden çeşitli başlıklarda eğitim alma fırsatı bulacak. Visa uzmanları ve finans sektöründeki oyuncular ile bir araya gelecek, program kapsamında girişimcilik ekosisteminde ticarileşme ve müşteri geliştirme desteği alacaklar. Yakın gelecekte daha da çok kullanıcının hayatını kolaylaştıracak ödeme çözümlerine destek olmak ve bu alandaki inovasyonları desteklemek adına Visa İnovasyon Programı’nın yeni dönemini açmanın heyecanı içerisindeyiz.” dedi.

egirişim olarak Visa İnovasyon Programı’nı ilk günden beri takip ediyoruz. Yeni gelişmeler oldukça paylaşmaya devam edeceğiz.

Verilerin buluta taşınmasını sağlayan Cockroach Labs, 86.6 milyon dolarlık Seri D yatırım aldı

Cockroach Labs, D Serisi yatırım turunda 86,6 milyon dolar yatırım alarak toplam yatırım miktarını 195 milyon dolara çıkardı.

2015 yılında kurulan Cockroach Labs, şirketlerin verilerini buluta taşımasına ve yönetmesine yardımcı oluyor. Bu yatırım turuna; Tiger Capital, Sequoia Capital, Redpoint, Index Ventures, GV, FirstMark, Bond, Benchmark ve Altimeter Capital katıldı.

Girişimin zor bir işe sahip olduğunu dile getiriyorlar. Hem Oracle gibi geleneksel şirketlerle hem de Amazon gibi modern yapılarla mücadele ediyor, ancak yatırımcılar çok sayıda potansiyel müşterinin olduğu bir pazar olarak gördüğünden, bu noktada girişime yatırım yapmaktan kaçınmıyorlar.

Cockroach Labs’in kurucu ortağı ve CEO’su Spenser Kimball, şirketin pandemiden önceki döneme göre şu an hızla büyüdüğünü söyleyerek, “Sanırım şimdi ve geçen yıl arasındaki en büyük değişiklik, oldukça yüksek bir büyüme gösteren pazara gitmemiz oldu. Müşteri sayımız neredeyse yüzde 300 arttı.” dedi. Kimball ayrıca, kesinlikle bu tür bir yatırım toplamak için kolay bir zaman olmadığını ve yatırımcıların şirketini büyütmeye devam edebileceklerine güven duydukları için, bu yatırımı gerçekleştirdiğini de söylüyor.

Yeni nesil pet platformu PetSurfer, sahiplendirme hizmetini duyurdu

Türkiye’nin yeni nesil pet platformu PetSurfer, kuruculardan aldığımız bilgi doğrultusunda; bugün petler için sahiplendirme hizmetini yayına aldı. Yeni başlayan bir hizmet olduğundan, zamanla içerisinde yeterince ilan girişi olacaktır.

PetSurfer kurucuları sahiplendirmeyle ilgili egirişim’e şu demeçi verdi: “Özellikle COVID-19 ile yalnızlığın ve bireyselliğin arttığı, alışkanlıkların değişme eğiliminde olduğu bugünlerde bir evcil hayvanın dostluğu oldukça kıymetli. Bir evcil hayvan ebeveyni olmanın faydaları saymakla bitmiyor. Evcil hayvanların stresi azalttığı, sorumluluk yetisi kazandırdığı, sosyalleşme sağladığı, depresyonda tedavi rolü oynadığı, toplumu git gide içine çeken yalnızlaşmayı azalttığı ve hatta alerji bağışıklığı sağladığı bilinen gerçekler. Hâl böyle olunca da her geçen gün yeni bir pati hayatımıza dahil oluyor.” dedi.

Bu noktadan yola çıkan yerli girişim PetSurfer, müstakbel evcil hayvan sahiplerine ve sahiplendirme yapacaklara yardımcı olmak üzere ‘sahiplendirme‘ bölümünü yayına aldı. Sahiplendirme bölümünün yanı sıra, süt anne, süt yavru, kayıp ve buldum ilanlarının da kullanılmasıyla evcil hayvanlara fayda sağlanması hedeflendi.

Yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.

Yerli girişim Missafir, 12.4 milyon TL değerleme ile yatırım aldı [Yatırım Özel Röportajı]

Sizlere dün paylaştığımız kısa ve orta dönem kiralama yapan ev sahiplerine profesyonel hizmetler sunan yerli girişim Missafir, girişimcisinden ve lider melek yatırımcısı Mehmet Onarcan’dan aldığımız bilgi doğrultusunda 12.4 milyon TL değerleme ile yatırım aldı.

Missafir’in aldığı yatırımın bu turuna; KWORKSUnvest, daha önce birçok startup’a yatırım yapan ve Missafir’de de lider yatırımcı rolünü üstlenen Mehmet Onarcan, Careem’in Uber’e 3.2 milyar dolara exit etmesinde rol alan büyümeden sorumlu eski başkan yardımcısı Emre Tok, Garaj Sepeti’nin kurucusu Mehmet Çelikol, StartupMarket.co kurucusu Serkan Bağçe, Sercan Alıcı, Bahar Gücüyener Pardorokes, Keiretsu Forum Türkiye ağının melek yatırımcılarından Alper Şener ve Proptech alanında önde gelen isimlerden biri olan seri girişimci Mete Varas da Missafir’in danışmanları arasında yer alıyor.

Dünyada tatil evleri kiralama olarak da bilinen bu pazar, 160 milyar dolar büyüklüğünde. Missafir’in Kurucu ve CEO’su Mehmet Yüksel, bu alanda uzun yıllara dayanan tecrübesiyle, ev sahiplerinin ve misafirlerin yaşadıkları problemleri dijital bir platform aracılığıyla çözmek amacıyla Kasım 2018’de yola çıkmış.

Missafir, evini kısa/orta vadeli kiraya vermek isteyen veya misafirlerle paylaşmak isteyenlerin uygun adaylar bulabilmesi için hem dijital hem de operasyonel çözümler sunuyor. Ev sahipleri için, evin misafirlere hazırlanma sürecindeki dekoratif dokunuşlardan profesyonel fotoğraf çekimine, dünyada en çok talebi olan 15+ platformda profil oluşturulmasından ilanların üst sıralarda çıkmasını sağlayan arama optimizasyonuna ve kira gelirini maksimize eden dinamik fiyatlandırmaya kadar birçok hizmeti bir arada sunuyor. Ayrıca, misafirler için evin yüksek standartlarda temizliği, hoş geldin karşılaması ve gerektiğinde bakım-onarım işlerine kadar 7/24 müşteri hizmeti desteği de sağlıyor. Yüksel; “Sunduğumuz profesyonel hizmetler sayesinde, ev sahipleri kiralama sürecindeki hiçbir problemle uğraşmak zorunda kalmıyor, kendilerine özel oluşturduğumuz dijital panellerle tüm süreci şeffaf olarak takip edebiliyor ve dinamik kazanç yönetimimiz sayesinde kira gelirlerinde ciddi artış yaşıyorlar. Evlerde konaklama yapan misafirlerimiz ise profesyonel, kaliteli ve güvenilir bir hizmet aldıkları için Missafir evlerini tercih ediyorlar. Böylece hem mutlu ev sahipleri hem de mutlu misafirler yaratıyoruz” şeklinde konuştu.

Yatırım süreci ile ilgili KWORKS Direktörü Mahmut Özdemir; “Missafir, 2019 yılı Hızlandırma Programı girişimleri arasında en öne çıkan girişimlerden biriydi. Başarılı bulduğumuz bu girişime, programımızı tamamlamasının hemen ardından yatırım da yaparak desteğimizi devam ettirmek istedik” şeklinde açıklama yaptı.

Startup ekosisteminin aktif yatırımcılarından Mehmet Onarcan ise; “Covid -19 sürecinden en fazla etkilenen sektörlerden birinde faaliyet göstermesine rağmen yatırım sürecine devam ettik ve gerçekten “Akıllı Para” sağlayacak çok donanımlı bir yatırımcı grubu oluşturduk. Yatırımcılarımızın birçoğu, yatırım turunun kapanmasını beklemeden takıma aktif olarak destek olmaya başladılar. Missafir, bu dönemde çok iyi pozisyon aldı. Girişimlerin hayatında her zaman krizler olabilir. Önemli olan bu krizleri fırsata çevirebilmektir. Bunu başaracak olan da takımdır. Missafir bunu başarabilecek bir takıma sahip ve yatırımcılarımızın da destekleri ile güzel bir başarı hikayesi yaratacaklarına güvenimiz tam” sözleriyle yatırım sürecini özetledi.

Yüksel, aldıkları bu yatırım ile İstanbul’da büyümeye devam edeceklerini, Bodrum, Çeşme, Antalya gibi yeni pazarlara açılacaklarını ve bu krizle ortaya çıkan pazardaki fırsatları da değerlendireceklerine vurgu yaptı. Ayrıca Missafir, İTÜ Çekirdek girişimleri arasına da seçilmişti.

COVID-19 sürecinde Startup yatırımlarının devam ediyor olması egirişim olarak bizleri çok sevindiriyor. Bu yatırımların örnek teşkil etmesini ve tüm Startup’ların yatırım süreçlerinin duraklamadan devam etmesini diliyoruz. Girişimi aktif olarak destekleyen güçlü bir yatırımcı kadrosu ile yola çıktığını gördüğümüz Missafir’in bundan sonraki başarılarını yine egirişim’den takip edebilirsiniz.