Ana Sayfa Blog Sayfa 715

Yerli girişim Rimuut: “Freelancer’ların yüzde 44’ünün gelirlerinde düşüş meydana geldi”

İki girişimci kardeş Esen Bulut ve Mert Bulut tarafından kurulmuş, 2017 İTÜ Çekirdek girişimlerinden olan, freelance çalışma düzeninde bireysel profesyonellere ve şirketlere yönelik yenilikçi çözümler sunan bir fintech girişim Rimuut‘un 32 ülkede bağımsız profesyonellerle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, COVID-19 salgını freelancer’ların çalışma düzenini gelir beklentisini ve motivasyonunu etkiliyor. Ekonomik kaygılara rağmen esnek ve bağımsız çalışma modeli tercih edilmeye devam ediyor.

Rimuut’un araştırma bulgularına göre, freelancer’ların yüzde 44’ünün gelirlerinde düşüş meydana geldi. Her 3 bağımsız profesyonelden biri oluşacak yeni rekabet ortamında iş bulabilmek için hizmet bedellerini düşürmeleri gerekebileceğini düşünüyor. İş yüklerinde artış olmamasına karşın çalışma saatlerinin uzadığını ifade eden katılımcılar, salgının gündelik çalışma düzenlerini de etkilediğini ortaya koyuyor.

Gelirde düşüş en çok yaratıcı alanlarda görüldü

Rimuut’un verilerine göre salgın sürecinde gelir kaybı yaşayan %44’lük kesime ek olarak, her 2 bağımsız profesyonelden biri gelecek aylarda gelirlerinde düşüş öngördüklerini belirtiyor. Gelir kaybı yaşanan hizmet alanlarının başında ise %35 ile Tasarım ve Kreatif geliyor. Bu alanı yüzde 31 ile Danışmanlık, yüzde 26 ile Yazarlık ile Satış ve Pazarlama, yüzde 22 ile Çeviri hizmetleri izliyor.

Gelir kaybı yaşayan freelancer’ların coğrafi dağılımında ise yüzde 37 ile Türkiye ve yüzde 35 ile AB ülkeleri öne çıkıyor. Tüm bunların yanında, salgın sürecinde gelir ve müşteri kaybı yaşadığından söz etmeyen yüzde 28 oranında önemli bir kesim olduğu da görülüyor.

Talepteki düşüş ve rekabetteki artış ücretleri düşürebilir

Araştırma sonuçlarının ortaya koyduğu bir diğer çarpıcı bulgu ise yeni normal dönemde serbest çalışanların ücretle ilgili düşünceleri oldu. Freelancer’ların yüzde 32’si iş bulabilmek için daha uygun ücretler teklif etmeleri gerekeceğini düşünürken, bu düşünceye sahip olanların yüzde 55’i rekabetin artacağını öngörüyor.

Daha uygun ücret tekliflerinde bulunmaları gerekeceğini düşünenlerin iş alanlarına bakıldığında yüzde 45 ile Tasarım ve Kreatif alanı öne çıkarken, bunu %31 ile Web, Mobil ve Yazılım Geliştirme izliyor.

İş yükü azalırken çalışma günü uzuyor

Freelancer’ların finansal durumlarının yanı sıra iş düzenlerine ilişkin saptamaların da yer aldığı araştırmada pandeminin iş yükü ve motivasyon üzerindeki etkileri dikkat çekti. Gelirleri azalan profesyonellerin yüzde 29’u motivasyonlarında düşüş olduğunu belirtirken, iş yükünde azalma olduğunu kaydeden kesim yüzde 36 ile öne çıkıyor. Buna karşın pandemiyle iş yükünde artış olduğunu belirten yüzde 16’lık bir kesim de bulunuyor.

Araştırma sonuçlarında dikkat çeken bir diğer nokta ise iş yükünde artış olmamasına rağmen çalışma saatlerinin uzadığının ifade edilmesi oldu. Daha uzun saatler çalışanların yalnızca yüzde 13’ü iş yükünde düşüş olduğunu belirtiyor. Bu da iş saatlerinde iş yükünden ziyade konsantrasyon ve motivasyon kaynaklı uzama olduğuna işaret ediyor.

Katılımcıların %10’u çalışma saatlerinin gündüz-gece ekseninde değiştiğini, yüzde 18’i ise iş ve kişisel yaşam dengesini kuramadığını ifade ediyor. Bu oranlar düzen değişikliği yaşansa da yaygın bir adaptasyon sorunu olmadığını gösteriyor. Rimuut ekibi bu durumu freelancer’ların pandemi öncesinde de evden çalışmaya alışkın oldukları ve bu düzenle barışık oldukları gerçeğiyle ilişkilendiriyor.

Yeni normalde freelance çalışmaya yeni yaklaşımlar

Araştırmada freelancer’ların salgın sonrası yeni normal döneme ilişkin öngörülerine de ışık tutuluyor. Katılımcıların yüzde 41’i freelance çalışmanın yaygınlaşacağını öngörürken yüzde 50’si freelance çalışmaya yaklaşımların olumlu yönde değişeceğini ifade ediyor.

%48 oranındaki önemli bir kesim piyasanın freelancer’lar için daha rekabetçi hale geleceğini düşünürken, bu süreçte yeni adaptasyon becerilerinin geliştirilmesi gerektiğini belirtenler %48, yeni müşteriler bulmaya yöneleceğini söyleyenler ise yüzde 47 ile öne çıkıyor. Buna karşın daha köklü değişimlere yönelen ve yeni rekabet ortamında mevcut hizmet alanlarını değiştirmeleri gerekeceğini düşünenler de 17 olarak kaydediliyor.

Freelancer’lar çalışma düzenlerinden memnun

Rimuut’un paylaştığı verilere göre freelancer’ların pandemi öncesi döneme kıyasla çalışma düzenlerine bakış açıları yüzde 68 oranında olumlu yönde değişim gösteriyor. Sürecin olumsuz ekonomik etkilerine rağmen, bağımsız çalışma düzeni bu kesimin vazgeçilmezi olmayı sürdürüyor.

Gelecek, freelance çalışmaya kucak açacak

Bağımsız profesyonellerin bu tutkularını besleyen ve onları güçlendirecek çözümler üreten bir şirket olarak Rimuut, evden ve esnek çalışmayı zorunlu hale getiren pandemi sürecinin gelecekte işgücünde, çalışma modellerinde ve işverenlerin serbest çalışmaya yaklaşımında büyük değişimlere yol açacağını öngörüyor. Rimuut’a göre pandeminin mecbur ve mümkün kıldığı evrensel esnek çalışma deneyi, belirsizlik ile zorlukların ötesinde kısa vadede serbest çalışma kültürünün gelişim göstermesine, atılımlara zemin hazırlanmasına ve iş dünyasında freelance çalışanlara daha fazla katılım olanağı sunan çığır açıcı adımlar atılmasına önayak olacak.

Bayer’in hızlandırma programı G4A Turkey 2020’ye seçilen 9 girişim belli oldu

Bayer’in girişimcilik ekosistemini desteklemek amacıyla küresel çapta yürüttüğü Girişim Hızlandırma Programı’nın Türkiye ayağı G4A Turkey’e seçilen 9 girişim açıklandı.

Pandemi nedeniyle dijital ortamda gerçekleştirilen ve sağlık, tarım, radyoloji ve çevre sağlığı (haşere ve kemirgen mücadelesi) ile kurumsal fonksiyonlara yönelik dijital çözümler sunan ve fikir aşamasını geçen, yalın bir ürüne, prototipe ya da ileri seviye bir girişime sahip olan çok sayıda girişimcinin başvurduğu programa bu yıl 9 girişim jüri tarafından seçildi.

6 girişimin 60’ar bin TL hibe ile destekleneceği programda seçilen tüm girişimler, 100 günlük online eğitim programı ve mentorluk desteği alacak. Ayrıca Bayer sunduğu iş birliği imkanı ile programa katılmaya hak kazanan girişimlerin networklerini genişleterek ürünlerini geliştirmelerine katkıda bulunacak.

G4A Turkey 2020’ye seçilen girişimler:

Agcurate: Çiftçilerin ve bağlı endüstrilerin güvenle karar alabilmesi için dünya çapında bütün tarım alanlarını yıl boyunca uydu görüntüleri ile her 5 günde bir gözlemler. Kendi geliştirdiği yapay zeka algoritmaları ile ekili alan, hasat durumu, verimlilik, ürün ve müşteriye yönelik indeksler dahil olmak üzere ürün tedariği için gerekli olan tüm detayları sağlar.

Albert Health: Albert sesli sağlık asistanı, kronik hastaların tedavilerini yönetmelerine yardımcı olurken diledikleri zaman doktorlarla online görüntülü görüşme gerçekleştirmelerine imkan sağlar.

DestekBizden: Tridi Atölye’nin COVID-19 salgını ile mücadele kapsamında geliştirdiği inovatif sosyal yardım platformudur. Hastanelerde doğan ürün ihtiyaçlarını, dijital üretim teknolojileri ile anında üreterek tedarik zinciri yeniden sağlanana kadarki süreçte yaşanacak kayıpları önlemeyi amaçlar.

Enbiosis: Biyoteknoloji sahip olduğu yapay zeka teknolojisini kullanarak mikrobiyomu modüle etmeyi ve kişiselleştirilmiş sağlık çözümleri sunmayı amaçlar.

Elegan Tech: Elegan Tech dijital tanı ve özellikle hematoloji alanında yenilikçi teknolojiler üretir. Birçok kan hastalığının daha etkin, doğru tedavi ve tanısı için çözümler geliştiren Elegan Tech, periferik yayma testinin ve diğer vücut sıvılarıyla yapılan patoloji testlerinin yapay zeka kullanılarak otomasyonu üzerinde Ar-Ge ve üretim faaliyetlerini yürütür. İleri yapay zekâ teknolojisi ve elektromekanik sistemler kullanarak periferik yayma testini uçtan uca otomatize eden HEM-AI cihazı, karmaşık derin öğrenme teknikleri ve üstün teknoloji altyapısıyla birçok kan hastalığını kolayca tespit edebilir.

Hevi: Medikal görüntüleme alanında yapay zekâ tabanlı çözümler ortaya koyan Hevi, acil görüntüleme sağlar.

Radyoloji Eğitiminde Sanal Gerçeklik: Radyoloji ünitelerinde stajlarını yapan sağlık çalışanlarının, öğrencilerin radyolojik inceleme yapabilmesini, cihazı ve hastayı incelemeye hazırlamasını, inceleme için gerekli olan teknik parametreleri ve değerleri yerine getirebilmesini sağlar ve bu işlemleri yaparken X ışını üretmeden, kimseyi radyasyona maruz bırakmadan inceleme becerilerinin geliştirilmesini amaçlıyor.

SOYL-GEL: Çok amaçlı bir tarım hidrojeli olan SOYL-GEL, uzun süreli su salınımı yapar, gübre ve zirai ilaç salınımıyla toprak verimliliğini ve bitki sağlığını destekler. Kompozit yapısındaki doğal nanotüplerden, gerekli minerallerin ve pestisitlerin su ile birlikte salınımını sağlar.

To Do: Vektör kontrolünde teknoloji odaklı hizmet servisleri oluşturmayı amaçlayan “Mekâna Dayalı Süreç Yönetimi Platformu ile pest ve vektör kontrol hizmet servisleri” koruyucu ve önleyici faaliyetleri ile çözüme yönelik aksiyonların tamamının sayısallaştırılmasını, oluşan bilgiye hızlı ve kolay bir şekilde erişilmesini sağlar.

Yeni yatırım almaya hazırlanan Insider’ın henüz imzaları tamamlanmadı, süreç devam ediyor

Sizlere Türkiye’de imzaları atılmış yatırım haberlerini vermeye her zaman olduğu gibi devam ediyoruz.

Insider yönetimiyle bugün iletişime geçtik. Bize doğrudan iletilen bilgi doğrultusunda; henüz yatırım almadıklarının, yatırımın gerçekleşmediğinin, imzalarının devam ettiğinin bilgisi verildi. Açıkçası Insider henüz yatırım almadı. Haftaya bu haberle ilgili resmi bir açıklama yapacaklarmış.

Şirket ile doğrudan bağlantılıyız. Bu resmi açıklama yapıldığında sizlere doğru bilgi aktaracağız.

Insider’ın yatırım sürecinde olduğunu doğrulayabiliriz. Ancak imzaları tamamlanmış bir haberi duyurmak, güvenirliliğimiz açısından doğru olacaktır.

Estonya merkezli mülk yönetim yazılımı geliştiren Moderan, 270 bin Euro yatırım aldı

Ev sahiplerine mülk yönetimi yazılımı sunan Estonya merkezli PropTech girişim Moderan, sunduğu çözümleri Almanca dilini konuşan pazarlara, Çek Cumhuriyeti’ne ve Rusya’ya yaymak için 270 bin Euro yatırım aldı. Yatırım turuna emlak şirketi Zenith Family Office ve Lemonade Stand katıldı.

2015 yılında kurulan Moderan, ticari gayrimenkul sahiplerinin dijitalleşmesine yardımcı oluyor ve mülk sahibi ile kiracı ilişkilerini profesyonel olarak yönetilmesini sağlıyor. Bu girişime benzer olarak, hatırlarsanız geçtiğimiz haftalarda sizlere yerli girişim Missafir‘in yatırımını paylaşmıştık.

Kira yaşam döngüsü yönetimi ve varlık raporlama aracı, mülk sahiplerinin süreçlerini optimize etmelerine, zamandan ve paradan tasarruf etmelerine yardımcı oluyor ve varlıklarının değerini artırıyor. Rotermann City, Lumi Capital, New Hanza Capital, Workland, YIT gibi Baltık ve Alman şirketleri var ve bu pandemi krizini işlerini büyütme noktasında bir fırsat olarak görüyor.

Moderan’ın kurucusu ve CEO’su Kristi Hakkaja “Bugünkü krizin gözle görülebilir değeri, satış süreçlerinin dijital kanallara aktarılması oldu. Almanya kadar karmaşık pazarlarda bile müşterilerin tutumu bir gecede değişti. Berlin’de birebir yapmayı planladığımız tüm toplantılar bu süreçte görüntülü görüşmelere dönüştü. Alman pazarında açık bir atılım oldu ve birkaç yeni müşteri kısa sürede bize katıldı.” diyor.

Moderan’ın çözümü tüm emlak portföyüne kapsamlı bir genel bakış sunmasıdır. Varlıklar, alanlar, sözleşmeler, son teslim tarihleri ​​ve şartlar. Buna ek olarak, 2020’nin başında rutin maliyetlerin otomatik olarak hesaplanması için yeni bir özellik eklendi; bu özellik, gayrimenkul işindeki en çok zaman alan ve karmaşık süreçlerden birini çözüyor. Excel’i çok iyi kullanan mülk sahiplerinin bile, büyük hatalar yapabildiğini ve ciddi zararlara yol açabildiğini dile getiren kurucusu, Moderan’ı kullanmaya başlayanların bu hatalardan kaçınabileceğini söyledi.

Moderan, bir milyar Euro’dan fazla değeri olan 350’den fazla bina ve varlığı yönetiyor. Ticari kampüsler, alışveriş merkezleri ve teknoloji parkları gibi yüksek değerli varlıkları yöneten ticari gayrimenkul veya karma portföy sahipleri için de en uygun çözümler sunabiliyor.

Mustafa Varank “Oyun startup’larına son 10 yılda 426.7 milyon lira destekte bulunduk”

T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sn. Mustafa Varank, sosyal medya hesapları üzerinden yaptığı bir açıklama ile oyun startup‘larına son 10 yılda toplamda 426.7 milyon lira destekte bulunduklarını açıkladı.

Peak‘in Zynga tarafından satın alındığını duyurduktan sonra tüm dikkatler oyun sektörüne ve bu sektörde hali hazırda çalışmalarını sürdüren startup’lara çevrildi.

Sn. Varank’ın açıkladığı verilere göre oyun alanında faaliyet gösteren startup’lara;

  • AR-GE Teşvikleri kapsamında 92 oyun startup’a 292 milyon lira değerinde vergi ve SGK desteği,
  • TÜBİTAK kapsamında 77 oyun startup’a 76 milyon TL, 8 üniversiteye 3.5 milyon TL destek,
  • Rekabetçi Sektörler kapsamında 1 oyun projesine 37 milyon TL destek,
  • Kalkınma Ajansları üzerinden 5 oyun projesine 17 milyon TL destek,
  • KOSGEB üzerinden 76 KOBİ’ye 1.2 milyon TL destek verilmiş.

Sn. Varank “Oyun sektöründeki start-up’larımıza son 10 yılda 426.7 Milyon Lira destekte bulunduk. Kişi başı 1.7Milyon Lira gelir ile en yüksek katma değere sahip oyun sektörümüzde yer alan firmalarımızın yaş ortalaması 6.5. Gençler hayallerinizin peşinden koşun, biz size yetişeceğiz” dedi.

İsviçre merkezli AI Business School, online yapay zekâ kurslarını Türkçe olarak sunacağını duyurdu

Yapay zekanın pratik kullanım örneklerini eğlenceli ve basit bir şekilde bu alana ilgi duyanlara sunmayı hedefleyen İsviçre merkezli AI Business School, dil seçeneklerin arasına Haziran ayı itibariyle Türkçeyi de ekleyeceğini duyurdu.

Yapılan detaylı anketler ile kurum kültüründe önemli rol oynayan, aldığı kararlar ile geleceğe yön verme yetkisi olan yöneticilerin, yapay zeka konusunda sınırlı ya da eksik bilgiye sahip olduğu gözlemlenmiştir. AI Business School da tam bu noktada teknik bilgiye sahip kişilerin haricindeki çalışanların dünya standartlarında yapay zeka eğitimi almasına odaklanıyor. Özellikle müşteri deneyiminin artırılması, yapay zeka odaklı yeni iş alanlarının açılması ve günümüzde uygulanabilecek en iyi yapay zeka yöntemlerinin mevcut iş akışlarına entegre edilmesi şirketin öncelikleri arasında yer alıyor.

AI Business School’un Sunduğu Eğitimler

Şirket tarafından bu yazının yayımlandığı tarih itibariyle 3 farklı yapay zeka eğitim programı sunuluyor;

  • Yapay zeka konusunu merak eden fakat nereden başlayacağını bilemeyen şirketler ve bireysel kullanıcılara hitap eden “Get Ready for the Upcoming AI Age” isimli online kurs.
  • İkinci eğitim programı olan “Leadership in the AI Age” daha çok yöneticilere ve yönetici adaylarına yönelik bir kurstur.
  • Üçüncü ve en kapsamlı eğitim programı olan “AI for Shapers of Tomorrow”. ise “Get Ready for the Upcoming AI Age” ve “Leadership in the AI Age” programlarını içermesinin yanı sıra çeşitli interaktif proje çalışmalarını, online seminerleri ve soru cevap oturumlarını da kapsıyor.

Sektörlere Yönelik Yapay Zeka Eğitimleri

AI Business School, başlangıç seviyesindeki kursların ardından sektör odaklı yapay zeka eğitim programları hazırlamaya yönelik yoğun bir çalışma yürütüyor. Öncelikli olarak sağlık, bankacılık, sigorta ve satış pazarlama alanlarının özelinde oluşturulacak programlarda, bu alanlara yönelik pratik yapay zeka uygulama örneklerini kullanıcılarıyla buluşturmayı hedefliyor. Tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı pandemi süreci, sağlık başta olmak üzere birçok sektörde dijitalleşmenin ve dijitalleşmenin yaklaşık %70-80’lik kısmını kapsayan yapay zekâ teknolojilerinin önemini bir kez daha vurgulamış oldu.

Hızla dijitalleşen dünyaya ve sektör yeniliklerine daha kolay adaptasyon için yapay zekâ artık bir gereklilik haline gelmiş durumda. Bu bakımdan sektör ayırt etmeksizin tüm şirket ve kurumların yapay zeka teknolojilerini anlamaya ve kendi alanlarında uygulamaya geçmeleri için bu tür eğitimlere öncelik vermeleri bugün artık her zamankinden daha önemli ve değerli hale geldi.

Yapay zeka ile üretimi dijital hale getiren Wizata, 2.7 milyon Euro yatırım aldı

Endüstri 4.0 üzerinde çalışmalarını sürdüren ve üretimi yapay zeka kullanarak dijital hale getirmek isteyen Lüksemburg merkezli girişim Wizata, açıklanan bilgiye göre; Volta Ventures ve KBC Focus Fund liderliğinde Expon Capital‘in ve girişimin kurucularının da katılımıyla 2.7 milyon Euro yatırım aldı.

2014 yılında kurulan Wizata, mühendislere yapay zeka ile üretim sürecini gerçek zamanlı olarak optimize etme ve otomatikleştirme yetkisi veren bir açık mimari platform hizmeti sunuyor. Wizata platformu, malzeme sektörlerindeki lider şirketler tarafından veri, model ve IP’yi kendi kontrolleri altında tutarken yapay zekayı doğrudan üretim hatlarına bağımsız olarak oluşturmak ve dağıtmak için kullanılıyor. Wizata müşterileri, iş sürelerini ve enerji maliyetlerini azaltırken, daha iyi kalite sunuyor ve verim ile daha az kaynak kullanır.

Wizata CEO’su Jean-Philippe Hugo “KBC fonu, Volta Ventures ve Expon Capital’in fonu bizi he Endüstrisi 4.0 alanında lider şirketlerden biri yapacak.” dedi.

Volta Ventures’un ortaklarından Koen De Waele, “Wizata’nın yapay zeka teknolojisi kullanılarak, imalat sanayiinde faaliyet gösteren şirketlerinde operasyonel verimliliğini artıran bir girişimi desteklediğimiz için mutluyuz. Bu yatırım, hem ikinci fonumuzun ilk yatırımı hem de Lüksemburg’daki ilk yatırımımız.” dedi.

Erdem Şekeroğlu, SAP Türkiye’nin operasyonlardan sorumlu genel müdür yardımcısı oldu

Kurumsal uygulama ve yazılım alanında çözümler geliştiren SAP’nin Türkiye ofisinde önemli bir atama gerçekleşti. Erdem Şekeroğlu, SAP Türkiye’nin Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı (Chief Operating Officer) görevine getirildi.

Şekeroğlu yeni görevi kapsamında satış ve satış destek operasyonlarının yürütülmesinden, Deneyim Yönetimi Mühendisliği (Experience Management Engineering), S/4HANA transformasyonu ve İnovasyon Programlarının uygulanması alanlarından sorumlu olacak.

Erdem Şekeroğlu, 2000 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Marmara Üniversitesi’nde Mühendislik Yönetimi ve Middlesex Üniversitesi’nde Satış Yönetimi alanında yüksek lisansını tamamladı. Teknoloji sektöründe 20 yıla yakın deneyimi bulunan Şekeroğlu, SAP Türkiye’ye 2002 yılında katıldı. Şekeroğlu, SAP Türkiye’de sırasıyla danışmanlık, proje yönetimi, iş geliştirme yöneticisi, çözüm yöneticisi, satış destek direktörü, profesyonel hizmetler satış direktörü ve son olarak da kurumsal müşteriler satış direktörü pozisyonlarında görev aldı.

Peak kurucusu ve CEO’su Sidar Şahin’den satın almayla ilgili açıklama

Sizlere dün resmi olarak Zynga tarafından açıklanan, yerli oyun şirketi Peak’in satın alındığını duyurmuştuk.

Peak Kurucusu ve CEO’su Sidar Şahin anlaşmayla ilgili duygu ve düşüncelerini paylaştı.

“Bugün geldiğimiz nokta tüm Türkiye için gurur verici ve biz hepimiz biliyoruz ki, bu daha yolun başı. Zynga ile devam edeceğimiz bu yolculukta, birlikte daha güçlenerek büyüyecek olmak hepimizi geleceğe dair heyecanlandırıyor. Türkiye’den büyüyen, ilerleyen ve gelişmeye devam eden bir ekip olmayı sürdüreceğiz.

Bu anlaşmanın en önemli yanı, imkansızın başarılabileceğini somut olarak ortaya koyması. Türkiye’de anne babalar çocuklarına inansınlar istiyorum. Sevdikleri işi sürekli ilerleyerek yaptıkları sürece, başarabileceklerine inansınlar. Çocuklar da gençler de kendilerinin başarabileceklerine inansınlar. Çünkü her şey inanmakla başlar.” dedi.

Peak ekibi çok şey keşfetti, çok şey öğrendi…

10 yıl önce dünya çapında bir teknoloji şirketi kurmayı hayal eden Peak ekibi hayallerini gerçekleştirdi ve Türkiye tarihinin en değerli şirketlerinden birini ortaya çıkardı. ABD’li Zynga ile güç birliği yapan şirket artık yeni bir evreye girmiş bulunuyor. Anlaşma ile sadece ortaklık yapısı değişen Peak, faaliyetlerini ekibinde ve yönetiminde hiçbir değişiklik olmadan kendi markası altında sürdürerek bir Türk şirketi olarak kalmaya devam ederken, hisselerini 1,8 milyar dolara Zynga’ya devredecek.

Şimdi size bu büyük başarının gerçek kahramanlarından yani Peak ekibinden bahsetmek istiyoruz:

Peak, mühendislik, sanat, tasarım, işletme ve sosyal bilimler dallarında Türkiye’nin 35 farklı üniversitesinde eğitim görmüş 100 kişilik bir ekipten oluşuyor. Bu ekip, 29 yaş ortalamasıyla Türkiye’nin en genç ekiplerinden biri. 10 yıldır İstanbul’da çalışıyor ve dünyanın en büyük oyunlarını yine İstanbul’daki ofislerinden geliştirip büyütüyorlar.

İmzalanan anlaşmadan sonra da çalışmalarına İstanbul’da devam edecek olan Peak ekibi, dünyanın en büyük mobil oyun şirketi olma hedefine hızla ilerlemeyi sürdürecek. Var olan oyunları Amerika ve Japonya gibi pazarlarda hızla büyümeye devam edecek olan ekip, oyun prodüksiyonunun her alanında daha ileriye gitmek amacıyla dünyanın en iyi oyunlarını geliştirme ve ilerletme hedefinden de hiçbir zaman vazgeçmeyecek.

Peak ekibinin ulaştığı nokta, sayısız ülkede bir numara olmuş başarılı oyunlar geliştirmenin çok ötesine geçiyor. Geliştirdiği teknolojiler, oyun mekanikleri, tasarım dili, pazarlama yöntemleri ve farklı pazar yapılarını kavrayış biçimleri ile bir ürünü sıfırdan ele alıp tüm dünyaya yayma becerileri, global mobil oyun endüstrisine yön veriyor. Peak yalnızca elde ettiği başarı ve büyümeyle değil, global bir teknoloji lideri olarak da öne çıkıyor ve mobil oyun şirketlerinin küresel iş yapma kültürünü derinden etkiliyor. Bu durum gerek uluslararası alanda gerekse yurtiçinde faaliyet gösteren mobil teknoloji firmalarına ilham oluyor.

Bir takım olarak keşfetmek, ilerlemek ve büyümek anlayışı Peak’in en temel değerleri arasında yer alıyor. Öğrenmeye ve ilerlemeye inanan Peak ekibi, deneyim ve birikimini Türkiye’nin dört bir tarafındaki üniversite öğrencileriyle paylaşıyor, ulusal ve uluslararası konferanslarda, geliştirdiği teknolojileri anlatırken tutkuyla bağlı olduğu değerleri de yansıtıyor.

Yepyeni başlangıçların habercisi

Anlaşmanın ülkemiz için belki de en güzel yanı, yepyeni başlangıçların da habercisi olması. Çünkü Türkiye tarihinde, bu kadar küçük bir ekiple, bu kadar kısa sürede yaratılan bu boyutta bir değer yok. Tüm tarihimizin sayılı şirketleri arasına giren Peak, bunu sanatla, mühendislikle, ürün uzmanları ile, pazarlama ekibi ile, kullanıcı deneyimi ekipleri ile, büyük veri, bulut sistemleri, iş analizi ekipleri ile başardı. Tüm takım birlikte çalışmaya devam edeceği için, bunun yeni başlangıçların habercisi olduğunu söylemek mümkün. Peak ve Zynga arasındaki anlaşma, farklı ülkelerdeki rekabet kurumlarının onaylarına tabi bulunuyor.

Türkiye bilgi ve iletişim teknolojileri sektörünün büyüklüğü 150 milyar lirayı aştı

TÜBİSAD “Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü 2019 Yılı Pazar Verileri”ni açıkladı. Bu verilere göre sektör, TL bazında bir önceki yıla oranla yüzde 14’lük büyüme ile 152,7 milyar TL’lik hacme ulaştı. İstihdamını 143 bin kişiye çıkaran sektörün ihracatı da 6,5 milyar TL olarak gerçekleşti.

2019 Bilgi ve İletişim Sektörü Pazar Büyüklüğü

TÜBİSAD raporuna göre, Türkiye bilişim sektörünün 2019 yılı büyüklükleri şu şekilde sıralandı:

Bilgi ve İletişim Teknolojileri toplam sektör büyüklüğü Türk Lirası bazında yüzde 14’lük büyüme ile 2019 yılında 152,7 milyar TL’lik hacme ulaştı. ABD doları bazında değerlendirildiğinde ise sektör büyüklüğü bir önceki yıla kıyasla yüzde 3 oranında daralarak 26,8 milyar dolar olarak gerçekleşti.

Toplam sektör büyüklüğünü oluşturan iki ana unsurdan birisi olan bilgi teknolojileri Türk Lirası bazında yüzde 22’lik büyüme ile 2019 yılında 56,1 milyar TL’ye, İletişim Teknolojileri ise yüzde 11’lik büyüme ile 96,6 milyar TL’ye ulaştı.

Bilgi Teknolojileri:

2019 yılında 56,1 milyar TL’lik büyüklüğe ulaşan Bilgi Teknolojileri sektörünün alt kategorilerindeki büyüklükler şöyle oldu:

  • Bilgi Teknolojileri Donanım: 20,4 milyar TL
  • Bilgi Teknolojileri Yazılım: 23,4 milyar TL
  • Bilgi Teknolojileri Hizmet: 12,2 milyar TL

İletişim Teknolojileri:

İletişim Teknolojileri sektörü 2019 yılında 96,6 milyar TL büyüklüğe sahip oldu. Alt kategorilerin dağılımı ise şöyle oldu:

  • İletişim Teknolojileri Donanım: 29,9 milyar TL
  • İletişim Teknolojileri Elektronik Haberleşme: 66,6 milyar TL

Ürün ve Hizmetlerin Menşei:

Bilgi Teknolojileri sektöründe üretilen hizmetlerin yüzde 81’i ile üretilen yazılımların yüzde 69’u yerli menşeili olurken, bilgi teknolojileri donanımlarının yüzde 83’ü ile iletişim teknoloji donanımlarının yüzde 84’ü ithal menşeili oldu.

İstihdam

2019 yılında sektörün toplam istihdamı 143 bin kişiye çıktı. Toplam istihdamda yüzde 4’lük bir artış kaydedildi. Sektörün toplam istihdamının yüzde 77’si Bilgi Teknolojileri kategorisinde bulunuyor.

Teknokentler

Teknokentlerde büyüme sürdü, 2019 yılında teknokentlerde yaratılan ciro bir önceki yıla göre yüzde 43 oranında artarak 22,9 milyar TL’ye ulaştı. 2019 yılında toplam sektör hacminin yüzde 14’ü teknokentlerde yaratıldı.

İhracat

Sektörün ihracat performansı TL bazında yüzde 27’lik büyüme ile 6,5 milyar TL olarak gerçekleşirken, 2019 yılında ABD Doları bazında bir önceki yıla kıyasla yüzde 8’lik artışla toplam 1,1 milyar dolar seviyesinde ihracat gerçekleşti. Toplam ihracatın yüzde 75’i Avrupa Birliği ülkelerine yapıldı. İhracat performansını artırılması için teknoloji firmalarının kurumsal kapasitelerinin artırılmasına ek olarak pazar çeşitliliği faaliyetlerinin de desteklenmesi gerekiyor.

Önümüzdeki beş yılda en fazla etkiye sahip olacak sektörler

TÜBİSAD’ın “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü 2019 Yılı Pazar Verileri” Raporu’nda BİT şirketlerinin beklenti ve öngörülerine de yer verildi. Rapora göre, şirket temsilcileri önümüzdeki beş yılda sektörün üzerinde etkili olacak teknolojik alanları şöyle sıraladı:
Bulut Teknolojisi, Yapay Zeka, Dijital Dönüşüm, Analitik/Büyük Veri, Siber Güvenlik, Eski Sistemlerin Modernizasyonu, Blockchain, Gelişen Teknolojiler.