Ana Sayfa Blog Sayfa 648

Z kuşağının sosyal medya uygulaması olarak konumlandırılan Yubo, 47.5 milyon dolar Seri C yatırım aldı

Gelecek yılların en büyük sosyal medya şirketlerinden biri olmaya aday olan Fransız girişim Yubo, 47.5 milyon dolarlık C Serisi yatırım turunu kapattı.

Yatırım turuna mevcut yatırımcıları olan Idinvest Partners, Iris Capital Alven ve Sweet Capital ‘ın yanı sıra yeni yatırımcısı Gaia Capital Partners’ta katılıyor.

Hedef kitle olarak 25 yaş altı kişileri belirleyen girişim, yaklaşık 40 milyon aktif kullanıcıya ulaştı. Gençlerin sanal odalarda konuşmalarına, birbirleriyle tanışmasına ve belirli konular hakkında sohbet etmeklerine olanak sağlayan Yubo, bu yıl ise 20 milyon dolar gelir elde etmeyi kendine hedef olarak belirlemiş durumda.

Günümüz sosyal medya kullanımında kullanıcıları takip etme, içerik beğenme gibi özellikler yer alırken Yubo’da bu yer almıyor. Her beğeni ve etkileşim algoritmanın sizin hakkınızda stratejiler oluşturmasına ve ilgilendiklerinizle alakalı postların ve influencerların sayfanızda çıkmasına sebep olur.

Platform ise, bu sosyal medya algoritma trendinini kullanan Instagram, Facebook, Twitter gibi mecralarla aynı stratejilere sahip durmuyor. Buradaki asıl amacın, kullanıcıların gerçekten birbirleriyle tanışmasına, odalarda ilgilerini çeken konular hakkında konuşmasını ortam sağlamak olduğuna dikkat çekiyor.

Yubo’yu diğer sosyal medya girişimlerinden ayıran en önemli fark ise, platformunun büyüme ve para kazanma amaçlı reklam gösterimi stratejisini kullanmıyor olması. Şirket, Z jenerasyonunun bu durumdan hoşlanmadığına kanaat getirdikten sonra para kazanma ve büyüme stratejisini daha çok kullanıcılarının özellik satın almasını teşvik ederek sağlıyor. Uygulama içi satın alımlar sayesinde Kaydırma sayfasında profil tanıtılabilir, platformda ön plana çıkabilirsiniz. Canlı yayınları hızlandırma gibi daha birçok özelliğe olanak sunan ve satın alımı arttırmaya çalışan şirket, Twitch gibi bir kişinin yayın yapıp binlerce kişinin izlediği bir canlı yayın sunmuyor. Bunun yerine, 5-10 kişilik odalarda konuşma özelliğine bünyesinde yer veriyor.

Söz konusu genç bir kitle olduğundan, kişilerin güvenliğini sağlamak ve denetimi sıkı tutmak adına kişilerden kimlik kontrolü yapılıyor. Şirket kullanıcıları kendi yaş aralığına uygun yerleştirmeye çalışıyor ve güvenlik konusuna hassasiyetle yaklaşan şirket, yatırımlarından üçte birini bu konuya ayırmış durumda.

TOGED ve Atom iş birliğiyle düzenlenen Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri töreni 22 Kasım’da gerçekleştirilecek

2012 yılından beri ülkemizde geliştirilen orijinal fikri mülkiyete sahip oyunları belirleme ve ödüllendirme amacıyla Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED) ve ODTÜ Teknokent ATOM (Animasyon Teknolojileri ve Oyun Geliştirme Merkezi) iş birliğiyle düzenlenen Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri‘nin 2020 yılı etkinliği pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek.

Kristal Piksel’e yapılan başvurular oyun dünyasının, medyanın ve akademik camianın isimlerinden oluşan bir jüri tarafından değerlendiriliyor ve başvuran oyunlar En İyi Mobil, PC, Konsol, Hypercasual, Görsel Tasarım vb. toplamda 13 kategoride yarışacak.

1 Kasım’da son başvurularını alan Kristal Piksel Video Oyun Ödülleri 22 Kasım 2020, Pazar günü saat 16:00’da sahiplerini buluyor. Bu heyecana ortak olmak ve yılın en iyilerine tanıklık etmek için TOGED YouTube ve TOGED Facebook hesaplarından canlı yayında ödül törenini izleyebilirsiniz.

Türkiye’deki oyun geliştirici firmaların teknik, sosyal ve ekonomik gelişimini iyileştirerek, uluslararası ölçekteki standartlarını, başarısını ve tanınırlığını artırmak için çalışan Türkiye Oyun Geliştiricileri Derneği (TOGED), tamamı yerli oyun geliştiricilerden oluşan yönetim kadrosuyla sektörü bir arada tutarak, nitelikli insan gücü yetiştirmeyi ve video oyunları konusunda kamu bilincini geliştirmeyi hedeflemektedir.

Kaspersky, güvenlik eğitimleri sunduğu Otomatik Güvenlik Farkındalığı Platformu’nu Türkçe olarak da yayımladı

Siber olayların yüzde 80’inden fazlası insan hatasından kaynaklanıyor ve şirketler, çalışanların sebep olduğu sorunlardan kurtulmak için milyon liralar harcıyor.

Kaspersky, şirketlerin bu sorunu ele almasına yardımcı olmak için şirketlerin personelin en yeni beceriler ve bilgilerle donatılmasını daha da kolaylaştırmak için bir Otomatik Güvenlik Farkındalığı Platformu’nu (ASAP) geliştirdi. Artık Türkçe olarak kullanıma sunulan çevrimiçi hizmet, şirketlere çalışanlarının siber farkındalığını artırarak mikro öğrenme, farklı ders formatları ve sürekli güçlendirme ile eğitim verimliliğini artırmaya yardımcı olmayı amaçlıyor.

Kaspersky’nin araştırmasına göre şirketlerin yüzde 52’si çalışanları kurumsal siber güvenliğe yönelik en büyük tehdit olarak görüyor. Uzaktan çalışma sistemiyle bu tehdit daha da ciddi hale geliyor. Kaspersky, bu sorunu çözmek ve eğitim sürecini Türkiye’deki çalışanlar için daha avantajlı hale getirmek için artık Türkçe dilinde de mevcut olan siber farkındalık eğitim platformunu sunuyor.

Platform, 10 dakikadan kısa süren derslerle birlikte işletmelerin çalışanların siber güvenlik becerileri ve bilgilerindeki boşlukları gidermelerine yardımcı oluyor. ASAP, kendi hızlarında ilerlemelerine olanak tanıyan otomatik bir öğrenme yolu aracılığıyla temelden ileri düzeye kadar farklı risk seviyelerine sahip çalışanların siber hijyenini desteklemek için kullanılabiliyor.

Platform, çalışanları yalnızca en son tehditlerden haberdar etmekle kalmıyor, aynı zamanda onlara bu tehditlere nasıl karşı koyacaklarını da öğretiyor. Kurs özellikle spam ve kimlik avını nasıl ayırt edileceği, güçlü parolaların nasıl oluşturulacağı ve gizli verilerin nasıl korunacağı gibi konuları kapsıyor. Eğitim ve psikoloji alanında uzman kişiler tarafından ilginç ve akılda kalıcı olması için oluşturulan eğitim programında yöneticiler, eğitimi uzaktan kontrol edebiliyor ve planlayabiliyor.

Kaspersky Türkiye Pazarlama Müdürü Ünsal Yurdakonar “Kaspersky olarak kullanıcıların farkındalığını artırma konusuna büyük önem veriyoruz ve Türkiye’deki insanların çalışanlara yönelik eğitim platformumuzdan kendi ana dillerinde yararlanabilmelerinden mutluluk duyuyoruz. Mikro öğrenme yaklaşımı ve otomatik öğrenme yolları aracılığıyla personelin katılımını sağlamanın yanı sıra becerilerin kolay edinilmesini sağlamayı ve kayıpları önlemeyi umuyoruz. Bu yaklaşım özellikle verimli bir güvenlik bilinci programını yönetmek için deneyimli personeli veya kaynakları olmayan küçük işletmeler için geçerli” dedi.

Cepte POS ve Yazarkasa POS uygulamalarıyla ön plana çıkan Ödeal, ilk üç çeyrek verilerini paylaştı

Ödeal’ın cep telefonlarını POS cihazına dönüştüren uygulaması “Cepte POS” kullanımı, pandeminin etkisiyle geçen ilk 9 ayda, geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 255 ile en çok “ev tekstil ve mefruşat” alanında arttı.

Cepte POS’da yeni üye işyeri en çok artan sektör, yüzde 146 ile “pet shop” oldu. Yazarkasa POS’da ise, geçen senenin ilk 9 ayına göre işlem hacmi en çok artan sektör, yüzde 550 artış ile “tüp ve su bayileri” oldu. Yazarkasa POS yeni işyeri artışında ise, yine “pet shop”, 2 işyerinden 30 işyerine çıkarak dikkat çekti. Veriler, ev merkezli sektörlerdeki artışla, pandeminin etkisini net bir şekilde ortaya koydu.

Cepte POS ve Yazarkasa POS uygulamalarıyla ön plana çıkan fintech şirketlerden Ödeal, kendi çözüm ve uygulamaları üzerinden, ilk 9 ayda farklı sektörlerin performans bilgilerini paylaştı.

Geçen senenin 9 ayı ile karşılaştırmalı veriler, pandemi nedeniyle geçtiğimiz bu zorlu günlerde, ödeme sistemleri sektörüne ve genel ticarete de ayna tutuyor. 81 ilde 35 bini aşkın mikro işletme ve KOBİ statüsünde üyesi olan Ödeal’ın verileri, sektörel çeşitliliğin yanı sıra; bir anlamda Türkiye genelini yansıtması açısından da değerli.

Cepte POS’ta işlem hacminde en çok artış, “ev tekstil-mefruşat” alanında yaşandı

Firma tarafından yapılan açıklamada, Cepte POS’a üye firmalar üzerinden yapılan incelemede, yüzde 255 ile “ev tekstil-mefruşat” ve işlem hacmi en çok düşen sektör ise, yüzde 83 ile “otel-pansiyon-tatil köyü-kaplıca” oldu. İşlem hacmi en çok artan işletmelerde, ev tekstilini, yüzde 122 ile “yetkili ve teknik servisler” ve yüzde 105 ile “optik ve saatçiler” takip etti.

Cepte POS’ta yeni üye işyerinde en çok artış, “pet shop” alanında yaşandı

Cepte POS’ta, geçen senenin ilk 9 ayına göre yeni üye işyeri en çok artan sektör, yüzde 146 ile “pet shop” ve en çok düşen alanlar ise, yüzde 75 ile “dernek-vakıf-sendikalar” ve “anahtar-çilingir” oldu. Yeni üye işyeri en çok artan işletmelerde, “pet shop” alanını, yüzde 95 ile “nakliye-lojistik-kargo”” ve yüzde 88 ile, “restoran-cafe-pastane” takip etti.

Yazarkasa POS’ta işlem hacmi en çok artan sektör, “tüp ve su bayileri” oldu.

Yazarkasa POS alanında ise, geçen senenin ilk 9 ayına göre işlem hacmi en çok artan sektör, yüzde 550 artış ile “tüp ve su bayileri” ve işlem hacmi en çok düşen sektör ise, yüzde 81 ile, Cepte POS’da olduğu gibi, “otel-pansiyon-tatil köyü-kaplıca” oldu. İşlem hacmi en çok artan sektörlerde, “tüp ve su bayileri”ni, yüzde 344 ile “kırtasiye ve ofis malzemeleri” ve yüzde 339 ile, “manav-sebze, meyve” izledi. Yazarkasa POS’da ayrıca, yüzde 238 işlem hacmi artışıyla, “sağlık merkezleri-sağlık ürünleri-medikal” sektörü dikkat çekti.

Yazarkasa POS yeni üye işyerinde en çok artış, yine “pet shop” alanında yaşandı

Yeni üye işyeri en çok artan işletmelerde, “pet shop”, 2 işyerinden 30 işyerine çıkarak, Cepte POS işyeri artışında olduğu gibi en yüksek artışı yaşayan alan oldu. En çok düşen sektör ise, yüzde 67 ile “emlak-gayrimenkul” oldu. Artışta “pet shop”u, 2 işyerinden 21 işyerine çıkan “tüp ve su bayileri” ve 8 işyerinden 48 işyerine yükselen “temizlik firmaları ve ürünleri” izledi.

Pandemi ve evde kalma/yaşama gerçekleri nedeniyle, “eve odaklı” ürün ve hizmetler öne çıktı

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ödeal Kurucu Genel Müdürü Fevzi Güngör, pandemi ve evde kalma/yaşama gerçekleri nedeniyle, “eve odaklı” ürün ve hizmetlerin öne çıktığının altını çizerek; “Uzaktan güvenli ödemeye olanak sağlayan Cepte POS gibi dijital ürün ve hizmetler, özellikle son dönemdeki olağanüstü gündem nedeniyle keskinleşen tüketici hassasiyetlerine yanıt vermesi nedeniyle ayrıca öne çıkıyor.” dedi.

Ericsson’dan Türkiye’de hayata geçirdiği yapay zeka ve otomasyon merkezi dijital dönüşüm odaklı girişimleri destekleyecek

Ericsson, Türkiye’de Yapay Zeka (AI) ve Makine Öğrenimi (Machine Learning) dahil olmak üzere yeni nesil teknolojilere dayalı yüksek değerli mühendislik ve tasarım çözümlerinin teşvik edilmesini amaçlayan yeni merkezini duyurdu. Bu merkez ayrıca dijital dönüşüm odaklı girişimleri de destekleyecek.

130 yıldan bu yana Türkiye’deki varlığını sürdüren Ericsson, Araştırma ve Geliştirme faaliyetleriyle ülke ekonomisine katkıda bulunuyor ve yerel üretim olanakları sağlıyor. Ericsson, Türkiye’nin uzun vadeli vizyonuna bağlılığının bir parçası olarak, yerel Ar-Ge ekosisteminin desteklenmesi ve Uygulama, Geliştirme ve Bakım (ADM) portföyünü geliştirmek için büyümeye devam ediyor. Yapay zeka yeteneklerinden faydalanacak olan merkezin, servis sağlayıcıların dijital planlarını ayrıntılı bir şekilde tasarlayabilmelerine yardımcı olması amaçlanıyor.

Ericsson genel müdürü Işıl Yalçın yeni açılacak merkezle ilgili olarak şunları söyledi: “Dijital dönüşümden geçen servis sağlayıcılar, yeni hizmetleri pazara ilk sunan ve ihtiyaç duyulan çevikliğe ulaşmak için giderek daha fazla yapay zeka ve otomasyona yöneliyor. Ericsson olarak yeni merkezimizin kurulmasıyla birlikte ekosistemimizi daha da geliştirecek, sadece Türkiye’de günümüzün teknolojik ortamında ihtiyaç duydukları araçlara Türk mühendislerimizle destek olacağız.”

En son Ericsson Mobilite Raporuna göre, 5G’nin 2025 yılına kadar Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde 80 milyon aboneye ulaşması ve toplam mobil aboneliklerin yüzde 10’unu temsil etmesi bekleniyor. Sonuç olarak servis sağlayıcılar, verilerde yaşanan büyük artışı desteklemede çok önemli zorluklarla karşı karşıya kalıyor ve genellikle Bilişim Teknolojileri dönüşümü stratejilerinin bir parçası olarak ağ ve uygulama performansını iyileştirme yoluna gidiyor.

Ericsson, Yönetilen Hizmetler Merkezi’ne servis sağlayıcıların müşterileriyle olan etkileşimlerini artırmak için çeşitli yapay zeka tabanlı yönetim hizmetleri ekleyerek 5G’ye giden yolda onların yanında olmaya ve desteklemeye devam edecek.

Udemy, 3.25 milyar dolar değerleme ile 50 milyon dolar yatırım aldığını resmi olarak duyurdu

Geçtiğimiz günlerde Udemy’nin duyumlara göre bir yatırım alacağından bahsetmiştik ve bu haber net olmadığı için de duyum demiştik. Haber ilk olarak Techcrunch’ta yayınlanmıştı. Kesin olmayan bilgileri, net başlıklarla paylaşmadığımızı da bir kez daha dile getirmek isteriz.

Çevrimiçi öğrenme ve öğretme için en büyük küresel pazar olan Udemy, F serisi turda 3.25 milyar dolarlık değerlemeyle 50 milyon dolar yatırım aldığını resmi olarak kendi blog yazısı üzerinden duyurdu.

Learn Capital de dahil olmak üzere önde gelen küresel eğitim teknolojileri ve büyüme fonlarından toplanan bu yatırım, şirketin dünyadaki tüm öğrencilerin ve henüz dahil olamadığı kuruluşların eğitmenlerinde öncü olmak için çalışmalarını büyütecek ve bu konuda da öncü olmak istiyor.

Udemy CEO’su Gregg Coccari, “Günümüzün hızla değişen dünyasında başarılı olmak için yeni beceriler ve sürekli öğrenmeye odaklanmak gerekiyor. 2020 yılında yaşananlar her şeyi altüst etti ve tüm dünyadaki insanlar bu zorlukların üstesinden gelmek için çevrimiçi öğrenmeye yöneldi. Bu talepleri karşılamak ve bireyler, işletmeler ve hükümetler için başarıya ulaşmaya yardımcı olmak için mükemmel bir konuma sahibiz.” dedi.

Geleneksel eğitim, artık var olmayan bir dünya için inşa edildi. Udemy ile her birey veya kuruluş, bir adım önde olmak için ihtiyaç duydukları becerileri edinmelerine yardımcı olacak doğru uzman eğitmenleri bulabiliyor.

Udemy eğitmenleri, en son teknolojiler ve iş stratejileri konusunda nabız atan gerçek dünyadaki uygulayıcılardır ve öğrenciler tercihlerine göre en geniş kurs seçenekleri arasından seçim yapabiliyor. Bugün dünya çapında 35 milyon öğrenci Udemy kullanıyor.

Learn Capital’in Yönetici Ortağı Rob Hutter, “Gerçek dünya için tasarlanmış ve dünyanın en motive edilmiş uzmanlarını bilgilerini paylaşmaları için bir araya getiren Udemy, bireyleri ve işletmeleri başarılı olmaya iten bir motor yarattı. Son yatırımımız, şirkete olan sürekli güvenimizin altını çiziyor. Bireyler ve şirketler, kişisel ve kurumsal performansı artırmak için yaşam boyu öğrenmenin gücünü fark ettikçe, Udemy’nin büyümesini önemli ölçüde artacak.” dedi.

IDEA Teknoloji Yatırımları A.Ş., ilk yatırımını e-ticaret operasyonlarının tek ekrandan yönetimini sağlayan Sopyo’ya yaptı

Türkiye’nin e-ticaret altyapı lideri IdeaSoft’un kurduğu Idea Teknoloji Yatırımları AŞ ilk yatırımını, e-ticaret operasyonlarının gerçek zamanlı olarak tek bir ekrandan yönetilmesini sağlayan yerli girişim Sopyo‘ya gerçekleştirdi.

Türkiye’nin e-ticaret altyapı lideri IdeaSoft’un yüzde 100 sahibi olduğu yatırım firması Idea Teknoloji Yatırımları A.Ş, teknoloji alanındaki start-up’ları büyütmek amacıyla kuruldu.

Idea Teknoloji Yatırımları A.Ş. CEO’su Seyhun Özkara; “Kurduğumuz yeni yatırım şirketimizle SAAS çözümlere, fintech girişimlerine, e-ticaret ve e-ihracat odaklı yeni girişimlere yatırım yapmayı hedefliyoruz. İlk yıl dört şirkete yatırım yapma hedefiyle yola çıktık. Yatırım yaptığımız ilk şirket ise pazaryerlerinde satış yapmak isteyen herkes için bu süreci kolaylaştıran, pazaryeri ve muhasebe entegrasyonları çözümleri sunan Sopyo oldu” dedi.

Sopyo, e-ticaret’in en kolay hali!

Sopyo kurucuları Ender Gazel ve Ahmet Alan ise, pandemi ile birlikte kullanıcı sayılarının ortalama %425 büyüdüğünün altını çizerek 6000’e yakın kullanıcıları olduğunu belirtti. Idea Teknoloji Yatırımları AŞ’den aldığımız yatırım ile ekibimizi hızla büyüterek KOBİ’ler için yurtiçi ve yurtdışı e-ticaret platformlarında katma değerli servisler geliştirmeyi hedefliyoruz. Akakçe, Gittigidiyor, Hepsiburada, n11, Amazon ve Trendyol gibi pazaryerleri için en kolay entegrasyon çözümlerini sunuyoruz. Ürün, sipariş, kargo fişi ve fatura süreçlerinizi tek bir ekrandan yönetmenizi sağlıyoruz. KOBİ’lerin dijitalleşmesinde ve e-ticaret operasyonlarında yol arkadaşlığı yapmayı, e-ticaret entegrasyonları denince akla ilk gelen firma olmayı hedefliyoruz.” şeklinde görüşlerini dile getirdiler.

Sopyo, çok kanallı satış yapan satıcıların e-ticaret operasyonlarını gerçek zamanlı olarak tek bir ekrandan yönetmelerini sağlayan entegrasyon çözümü. Sopyo, pazaryerleri ile sipariş, stok ve ürün entegrasyonu sağlarken, tüm platformları tek bir panel üzerinden çok kolay ve işlevsel bir şekilde yönetilmesine olanak sağlıyor.

Amazon Avrupa ve Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Eirini Zafeiratou: “Gelecek çok kanallı alışverişte”

Geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen FutureCommerce360 perakende konferansı boyunca perakende ve e-ticaretin geleceği, yeni teknolojiler, iş modelleri ve başarılı uygulamalar perakende sektörünün önde gelen isimleri tarafından tartışıldı.

Konferansta ana konuşmacılardan biri olan Amazon Avrupa ve Türkiye Kamu Politikaları Direktörü Eirini Zafeiratou, çok kanallı alışverişin, perakende sektörünün geleceği olduğunun altını çizdi.

“Perakendenin Yükselişi: COVID-19 sürecinde çoklu kanallar sektörü nasıl dönüştürdü?” başlıklı bir konuşma gerçekleştiren Zafeiratou, “Para harcadığımız mecralarda değişimler oldu ve dijital ortamda yapılan perakende satın alımlarda artışlar gözlemledik. Bu durum, yarının alışveriş alışkanlıkları ile ilgili bazı tahminlere sebep oldu. Bu tahminlerin bir bölümü, evlerde kalınan dönemdeki gerçek trendlere dayanırken, diğerleri perakendenin geleceğinin nasıl olacağına dair spekülasyonlardan oluşuyor. Pandemiden uzun bir süre önce dahi, online alışverişin fiziksel mağaza ve perakende sektörünü olumsuz etkilediğine dair söylemler vardı. Bu tahminlerin es geçtiği nokta, online alışverişin fiziksel dükkanlarla çok yakın bir ilişkide olduğu, hatta çoğu zaman onlara ihtiyaç duyduğu gerçeği.”

“Gelecek çok kanallı alışverişte”

Zafeiratou, “Araştırmalar, pandemi döneminde dahi online satışlara atfedilmiş birçok satın alımın, aslında hem fiziksel mağazalara hem online sistemlere dayalı olan, çoklu kanal satışları olduklarını gösteriyor. Asıl ilginç olan ise perakendecilerin online kanallarındaki büyümenin çok büyük bir bölümünün, bir şekilde fiziksel mağazalarla bağlantılı olarak gerçekleşiyor olması.” ifadelerini kullandı.

“Perakende sektörü oldukça rekabetçi, bu nedenle de oldukça yenilikçi ve değişime uyumlu”

Perakende sektöründeki rekabete dikkat çeken Zafeiratou, “Perakendecilerin çoklu kanal hizmetleri geliştirmede oldukça yenilikçi olmalarının sebeplerinden biri, perakende sektörünün oldukça rekabetçi olması ve firmaların pazar payı için büyük bir rekabet içinde olmaları. Kazananın tamamını aldığı diğer sektörlerin aksine, perakende sektörü oldukça parçalı bir yapıda ve birçok kazanan için bolca alan var. Bu rekabet, perakendecileri daha yenilikçi olmaya ve yeni dinamiklere atik bir şekilde adapte olmaya teşvik ediyor. Perakende sektörü tam da bu nedenlerle gelişmeye devam ediyor ve tüketicilere şimdiye kadar olmadığı kadar farklı opsiyonu sunabiliyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Duracell ve istegelsin, yaptığı iş birliği ile atık pil toplama ve dönüştürme projesini hayata geçirdi

Sürdürülebilirlik projelerine her yıl milyonlarca Euro yatırım yapan dünyanın lider pil üreticisi Duracell ve Türkiyenin yeni nesil online süpermarketi istegelsin, çok önemli bir iş birliğine imza attı.istegelsin’in dağıtım ekipleri, sipariş getirdiklerinde atık pilleri kullanıcılardan alacak. Özel olarak depolanacak bu pillerin geri dönüşümü ise daha sonra Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği (TAP Derneği) tarafından gerçekleştirilecek.

Özel çantalara konulup depolanacak

Duracell’in önderliğinde hayata geçecek proje kapsamında, İstanbul, Kocaeli, Ankara ve Bodrum’da hizmet veren ve teknolojiden süt ürünlerine, taze meyve-sebzeden tekstile kadar 7 bin çeşitten fazla ürünü kullanıcılarına sunan istegelsin’in dağıtım ekipleri, siparişi getirdiklerinde kullanıcıların hijyen kuralları gereği kapıya astığı kullanım ömrü bitmiş pilleri alacak. Özel olarak üretilen atık pil muhafaza çantasına konulan bu piller depolanacak. Son aşamada ise TAP Derneği tarafından pillerin geri dönüşümü gerçekleştirilecek.

Daha uzun ömürlü piller, daha az atık…

Duracell’in sürdürülebilirlik vizyonu çok uzun bir geçmişe dayanıyor. Markanın sürdürülebilirlik vizyonu, 3 ayak üzerine kurulu: İnsanlar, Ortaklar ve Gezegen. Duracell alkali piller, çinko-karbon pillere oranla 10 kata kadar daha uzun ömürlü. Bu da daha az pil tüketimi dolayısıyla da daha az atık anlamına geliyor. Dahası bu piller neredeyse %100 geri dönüştürülebilir özellikte. Aynı durum Duracell ambalajı için de geçerli. Tüm birincil ve ikincil karton ambalajının %98’i geri dönüştürülmüş malzemeden üretiliyor. 2017 yılında AB ülkelerinde 104 bin ton atık pil toplayan Duracell, her yıl bu ülkelerde atık pillerin toplanması ve geri dönüşümü için de 10 milyon Euro’yu bulan yatırım yapıyor.

“Sürdürülebilirlikte de sektör lideriyiz”

Duracell Türkiye Genel Müdürü Mehmet Kerem Sinanoğlu, sürdürülebilirliği çevresel ayak izini azaltmak ve çalışanlarla paydaşlar için kalıcı değer yaratmak olarak gördüklerini belirterek şunları söyledi: “Pil sektörünün dünya devi Duracell olarak sürdürülebilirliğe olan bağlılığımız yeni bir taahhüt değildir. Pillerimizin rakip pillerden (özellikle çinko karbon pillerden) daha uzun ömürlü olması, ürünlerimizin çevresel verimlilik açısından sektör lideri olduğu anlamına geliyor. Ayrıca, plastik kullanımını ambalajlarımızda minimuma indirerek sektöre öncülük ettik. Bunlara ek olarak atık pillerden elde edilen malzemelerin yeniden kullanılmasını sağlamak için endüstrinin, tüm dünyada geri dönüşüm programları oluşturmasına liderlik ettik. Bu bağlamda, istegelsin ile birlikte böyle duyarlı bir projeyi gerçekleştiriyor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Benzersiz bir örnek olacak bu kampanyanın, sektöre geri dönüşüm konusunda da ışık tutacağına inanıyoruz. istegelsin aracılığı ile toplanacak pillerin geri dönüşümü ile çocuklarımız için daha sağlıklı bir gelecek yaratacağımıza olan inancımız sonsuz.’’

“Geri dönüşüme büyük önem veriyoruz”

istegelsin CEO’su Sedat Yıldırım ise projeyle ilgili olarak; “istegelsin olarak geri dönüşüme önem veriyor ve böyle değerli bir projenin operasyonel ayağını yürütmekten mutluluk duyuyoruz. Kâğıt, cam gibi ürünlerin geri dönüşümü konusunda insanlar son yıllarda daha da bilinçlendi. Ancak söz konusu pil olunca insanlar nereye vereceklerini, nasıl geri dönüştüreceklerini bilmiyor. Biz de kullanıcılarımızdan atık pilleri alarak geri dönüşüm sürecine destek vereceğiz. Bunu yaparken de yine hijyen kurallarına uyacak ve sosyal mesafeyi gözeteceğiz. Topladığımız pillerle gençlerimize çok daha temiz bir çevre ve gelecek sağlamayı umuyoruz. Temiz çevre ve geri dönüşüm konusunda bilinçli olmak da çok önemli. Bu nedenle dağıtım ekiplerimize TAP Derneği tarafından eğitim de verildi. Böylece hem bu proje özelinde bilgi sahibi oldular hem de atık pillerin güvenli bir şekilde ayrıştırılması konusunda bilinçlendiler. Biz de istegelsin olarak çevreye duyarlı davranıyor ve doğa dostu her hareketi destekliyoruz. Daha yaşanabilir bir dünya için attığımız bu adımın örnek olmasını diliyoruz” diye konuştu.

Yerli teknoloji şirketi Architecht, 40 yeni çalışma arkadaşı arıyor

Türkiyen’nin en iyi işverenleri arasında yer alan ve yenilikçi ürün ve hizmetleriyle büyümeye devam eden teknoloji şirketi Architecht, pandemi sürecinde de yatırımlarına ara vermiyor.

Ana bankacılık sistemleri, güvenlik çözümleri, API platformları ve kredi tahminleme gibi farklı alanlarda birçok finansal teknoloji çözümleri üreten şirket, bünyesinde istihdam etmek üzere 40 yeni çalışma arkadaşı arıyor.

Architecht; Yazılım Mühendisi, Analist, Mobil Yazılım Mühendisi, Test Mühendisi, Kullanıcı Deneyimi Tasarımcısı, Veri Bilimcisi ve Ürün Yöneticisi pozisyonlarında işe alımlar gerçekleştirerek mevcut kadrosunu yüzde 20 oranında arttırmayı hedefliyor.

Finans sektörü için global ve inovatif ürünler üretmek isteyenler ilana buradan başvuru yapabilirler.