Ana Sayfa Blog Sayfa 594

Yerli girişim Skysens, Re-Pie Portföy Yönetimi’nden 5 milyon dolar değerleme ile yatırım aldı

Emrah Mercan ve Burak Polat tarafından 2016’da Ege Teknopark çatısı altında kurulan ve Nesnelerin İnterneti (IoT) alanında, kablosuz sensör iletişimi ve sistem geliştirmesi konusunda uzmanlaşmış bir teknoloji şirketi olan Skysens, yeni turda Re-Pie Portföy Yönetimi’nin kurduğu kurduğu ‘Birinci Karma Teknoloji Girişim Sermayesi Yatırım Fonu‘ndan 5 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Toplam portföy büyüklüğünü 2,4 milyar TL’ye çıkaran Re-Pie Portföy Yönetimi tarafından sağlanan fon ile Skysens, global pazarda daha güçlü olacak.

Fintech, IoT, eğitim, sağlık ve inşaat teknolojileri gibi büyüme potansiyeline sahip alanlarda yirmiye yakın girişime daha yatırım yapmayı planlayan Re-Pie Portföy Yönetimi, Türkiye girişim ekosisteminin gelişmesinde önemli rol oynamayı hedefliyor.

Nesnelerin İnterneti alanında yaygınlığı gün geçtikçe artan düşük enerjili geniş ağ teknolojisi LPWA (‘Low Power Wide Area’) temelli bir girişim olan Skysens, Endüstri 4.0 uygulamaları kapsamında kritik öneme sahip makinelerin internet ağına bağlanarak akıllı hale getirilmesini içeren ‘kablosuz iletişim için bir yazılım ve donanım girişimi’ olarak Emrah Mercan ve Burak Polat tarafından 2016’da kuruldu. Şirket, halihazırdaki çözümlerin GSM bazlı ya da düşük mesafeli olmalarından yola çıkarak hem maliyet hem de kullanım kolaylığı olarak bu alanda daha makul çözümler sunuyor.

“Büyüme potansiyeline sahip alanlarda yatırıma devam ediyoruz”

Toplamda 2,4 milyar TL’lik portföy değeri ile Türkiye’deki bankacılık dışı en büyük portföy yönetim firması olduklarını dile getiren Re-Pie Portföy Yönetimi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Dr. M. Emre Çamlıbel, “Turk.net, Getir, GTC Fotovoltaik Güneş Sistemleri ve Sina Biyoteknoloji gibi ülkemizin değerli, alanında lider şirketleri yatırımlarımız arasında yer alıyor. Kurup, yönettiğimiz fonlar bünyesinde gayrimenkul, teknoloji ve yenilik odaklı iş modellerine yatırım yapmaya devam ediyoruz. Fintech, nesnelerin interneti (IoT), eğitim ve inşaat teknolojileri gibi büyüme potansiyeline sahip alanlarda yirmiye yakın girişime daha yatırım hedefimiz bulunuyor. Bunun son örneklerinden birisi de IoT alanındaki güçlü isimlerden Skysens oldu. Türkiye girişim ekosisteminin gelişmesine katkı sunarak büyümemizi sürdüreceğiz” dedi.

32 ülkeye ihracat başarısı

Daha önce ACT Venture Partners tarafından yatırım desteği alan firma, üstün teknolojiye sahip bu sensörlerle kısa sürede 32 ülkeye ihracat yapmayı başarmıştır. İstanbul Havalimanı’na kurdukları sistemin şirket için önemli bir eşik noktası olmakla beraber genel olarak akıllı fabrikalar üzerine odaklanarak Endüstri 4.0 devriminde yer almayı hedeflemektedir. Aynı zamanda geliştirdiği Türkiye’nin global uyumlu ilk IoT modülü (SOM) ile sayaç sistemleri, aydınlatma ekipmanları, tarım makineleri, sensör ve ölçüm sistemleri gibi birçok sektöre IoT kabiliyetini uçtan-uca kazandırabilmektedir.

Yerli girişim App Samurai, Financial Times’a göre ABD’nin en hızlı büyüyen 500 şirketinden 24. oldu

Dünya çapında 180 ülkenin üzerinde 1500’den fazla müşterisi bulunan yerli girişim App Samurai, Financial Times tarafından 2021’de Amerika’nın en hızlı büyüyen 500 şirketi arasında 24. sırada yer aldı.

Financial Times’ın dünyanın önde gelen araştırma firmalarından Statista ile ortaklaşa düzenlediği FT500 listesi, şirketleri, 2016-2019 arası yıllık bileşik büyüme oranlarına (CAGR: Compound Annual Growth Rate) göre sıralıyor. Amerika kıtasındaki 20 ülkenin dahil edildiği listede bu yıl da teknoloji şirketlerinin öne çıktığı görülüyor.

Yıllık bileşik büyüme oranındaki %183.5’lik artışıyla dikkat çeken App Samurai, mobil uygulamaları başarıya taşımak ve ilgili kullanıcıları kazandırmak adına yenilikçi çözümler sunuyor. Şirket, mobil büyüme çatısı altında üç markayı barındırıyor; yapay zeka destekli mobil müşteri kazanım platformu App Samurai, mobil reklam sahteciliğini gerçek zamanlı olarak yakalayıp filtreleyen analiz aracı Interceptd ve uygulama içi hikayelerle sunduğu farklı fonksiyonlarla mobil etkileşim ve müşteri tutundurma sağlayan en yeni teknolojisi Storyly.

Geçtiğimiz dönemde mobil kullanıcılarla ilişki kurmanın çok daha önemli hale geldiğini belirten App Samurai CEO’su Emre Fadıllıoğlu, sürdürülebilir bir büyüme stratejisi için kullanıcı sadakatine dikkat çekiyor: “Önümüzdeki yeni dönem, alışılagelmiş ve kullanıcının kayıtsız kaldığı reklam modellerinden sıyrılmayı gerektiriyor. Sürdürülebilir bir büyüme stratejisi için kilit nokta geliştirilen her teknolojinin odağında son kullanıcının olması.”

Mobil teknoloji dünyasına kazandırdıkları markaları ile yeni bir boyut getiren App Samurai Inc., MMA tarafından düzenlenen Smarties 2020 Ödülleri’nde üç ayrı ödülün kazananı olmuştu. Covid19 Resilience Grant kampanyası ile sosyal sorumluluk kategorisinde hem EMEA hem MENA’da altın ödül sahibi olan App Samurai, en yeni teknolojisi Storyly ile ise Mobile Social kategorisinde gümüş ödülün sahibi olmuştu. 2021 yılında ise Martech Ödülleri’nde üç farklı kategoride; En İyi Martech Ekosistemi Kullanımı, En İyi Medya Teknolojisi ve En İyi İçerik Teknolojisi ödüllerine hak kazandı.

Hiwell, Boğaziçi Ventures’tan 16 milyon TL değerleme ile 4 milyon TL yatırım aldı

Kurulduğu günden bu yana kısa sürede yüksek kullanıcı sayısına ulaşan ve kullanıcılara daha uygun ve ulaşılabilir online psikolojik danışmanlık olanağı sunmayı hedefleyen Hiwell, Boğaziçi Ventures’tan 16 milyon TL değerleme ile 4 milyon TL yatırım aldı.

Dijital sağlık pazarı 2019 yılında 106 milyar USD büyüklüğündeyken, bu pazarın 2026 yılına kadar yüzde 30 büyüyerek 640 milyar USD’ye ulaşacağı ön görülüyor. 2019 yılında dijital sağlık dikeyine toplam 10.6 milyar USD yatırım yapıldı, pandemiyle birlikte 2020 yılında bu rakam 21.6 milyar USD’ye ulaştı. 2020’nin son çeyreğinde çıkan 5 unicorn İSE dijital sağlık alanındaydı. Telesağlık’a olan ilgi son 1 yıl içinde yüzde 11’den yüzde 76’ya yükselirken globalde bu alana yatırımcıların ilgisi de artıyor.

Oyun, fintech, dijital sağlık, yeni medya, perakende teknolojileri ve blockchain gibi gelişen teknolojilere yatırım yaparak ekosistemin büyümesine katkı sağlayan Boğaziçi Ventures, kullanıcılarına daha uygun ve daha ulaşılabilir online psikolojik danışmanlık olanağı sunmayı hedefleyen ve Ali Ozan Özçiçek’in kurucusu olduğu Hiwell’e yatırım yaptı.

Dünya çapında büyük rol oynayan dijital sağlık girişimlerinden birinin Türkiye’den çıkmaması hiçbir neden olmadığını belirten Boğaziçi Ventures ortaklarından Kenan Çolpan, “Biz bir girişime yatırım yaparken daima 3A kuralını uyguluyoruz. Girişimci akıllı mı, ahlaklı mı ve azimli mi? Bu üç kriter bizim için büyük önem taşıyor. Biz bu kriterlere uyan çok başarılı bir girişim bulduk. Daha da önemlisi ekip alanında uzman ve sağlık konusunda etik kurallara uymanın öneminin oldukça farkındalar. Bu bizim için ayrıca çok değerli.” dedi.

“Bu girişimi Türkiye’den globale taşırken, Boğaziçi Ventures’ın değerli bilgi birikiminin büyük fayda sağlayacağından eminim.”

Hiwell App kurucusu Ali Ozan Özçiçek, girişimin tamamen kendisinin psikoterapist arayışı sürecinde yaşadığı zorluklardan doğan bir fikirle oluştuğunu belirtti. Bu süreçte psikolojik danışmanlık almanın hem ekonomik olarak zor olduğunu hem de doğru psikoloğa ulaşmanın yorucu bir süreç olduğunu ve bu alanda değer yaratılabilecek çok büyük bir alan olduğunu farkettiğinde bunun peşinden gitmek için heyecanlandığını ve böylece Hiwell’i kurduklarını söyledi.

Hiwell’in amacının psikolojik danışmanlığı dünyadaki herkes için ulaşılabilir hale getirmek olduğunu belirten Ali Ozan Özçiçek, ““Bu girişimi Türkiye’den globale taşırken, Boğaziçi Ventures’ın değerli bilgi birikiminin bize büyük fayda sağlayacağından eminim.” dedi.

Uzman Klinik Psikolog Gizem Berikan Beydemir ise geçmişe oranla toplumda psikoterapiye karşı olan önyargının neredeyse tamamen kırılmış olduğunu ve son 3 yılda bu alanda çok anlamlı bir ivme olduğunu belirtti.

150 bin TL ödüllü Mercedes-Benz StartUP 2021 başvuruları 30 Nisan’da sona eriyor

İlki 2017 yılında hayata geçirilen StartUP programı kapsamında düzenlenen Mercedes-Benz StartUP yarışmasının, 2021 yılı için başvuruları toplamaya devam ediyor. 3 farklı kategoride belirlenecek 3 startup, 50’şer bin TL para ödülünün sahibi olacak.

2017 yılında para ödülü verilen 500 startup’a ek olarak 2018 yılından itibaren iş geliştirme eğitimleri, atölye çalışmaları, para ödülü, ulusal ve uluslararası network geliştirme imkânı gibi farklı yollarla 170’nin üzerinde startup’ı destekleyen Mercedes-Benz, bu yıl StartUP programının dördüncüsünü düzenliyor.

Mercedes-Benz StartUP’a, Birleşmiş Milletler “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nın bir veya birkaçına katkıda bulunan, topluma ve çevreye fayda sağlayan, teknolojiyle bağı olan startup’lar davet ediliyor. Yarışma jürisi tarafından fikir aşamasını geçmiş, iş planı netleşmiş, prototipi üretilmiş ya da prototip planı hazır olan startup’lar değerlendirmeye alınıyor.

3 farklı kategoride en iyi 3 startup’a toplamda 150.000 TL’lik ödül verilecek

“Sosyal Fayda” ve “Jüri Özel Ödülü” kategorilerinin yanı sıra yarışmanın bu yılki 3 ödülünden biri, yeni açılan “Ulaşım Çözümleri” kategorisinde verilecek. Kriterleri sağlayan ve yaptığı işin sonuçlarıyla ulaşım çözümleri geliştiren bir startup, ödülün sahibi olacak.

“Sosyal Fayda” kategorisinin değerlendirilmesinde; COVID-19 pandemisinin olumsuz etkilerini çevreye duyarlı bir şekilde onarmayı hedefleyen “Yeşil Kurtarma” (Green Recovery) alanında çalışan startup’lara öncelik verilecek.

Ağustos ayında ödül töreni gerçekleşecek

Mercedes-Benz StartUP yarışması için başvurular 30 Nisan 2021 gece yarısına kadar istanbul.impacthub.net/MBStartUP adresi üzerinden online olarak kabul edilecek. 31 Mayıs 2021 tarihinde sonuçlanacak ön elemeyi geçen startuplar, 7 Haziran’da eğitim kampında bir araya gelecekler. Mentorlar eşliğinde pazarlama, network ve iş planı oluşturma eğitimleri verilen bu programın ardından nihai iş planı sunumları hazırlanacak ve çalışmalar jüri tarafından değerlendirilecek. Bu değerlendirmenin ardından ilk 10’a kalan yarışmacılar, Temmuz ayında, 2 hafta sürecek StartUP Boost programına katılacak. Mercedes-Benz uzmanları, ilk 10 startup’a program süresince mentorluk desteği de sunacak.

Mercedes-Benz StartUP’ın kazananları Ağustos ayında düzenlenecek özel ödül töreniyle sahiplerini bulacak. Ödül töreninin ardından ilk 10’a kalan yarışmacılar Eylül ayında, Almanya startup ekosisteminin önemli aktörleri ile birebir görüşmeler yapacakları, girişimlerini geliştirebilmek adına, alanında ismini duyurmuş başarılı girişimcilerle fikir alışverişi yapabilecekleri ve startuplarının yurtdışı görünürlüklerini arttıracak ve hikayelerini paylaşabilecekleri postlardan oluşan, kendilerine özel düzenlenen dijital Almanya Ekosistem Modülü’ne katılacaklar.

Zoom, uygulama ekosistemini büyütmek için 100 milyon dolarlık Zoom Apps Fund’ı duyurdu

Zoom, yaptığı açıklamayla Zoom Apps ekosisteminin büyümesini teşvik etmek için oluşturulan 100 milyon dolarlık yeni bir girişim fonu olan Zoom Apps Fund‘ı duyurdu. Bu yeni fonun portföy şirketleri, Zoom müşterilerinin nasıl bir araya geldiği, iletişim kurduğu ve iş birliği yaptığı konusunda temel oluşturacak çözümler geliştirmek için 250.000 dolar ila 2,5 milyon dolar arasında başlangıç yatırımı alacak.

Zoomtopia 2020 etkinliğinde duyurulan Zoom Apps platformu, üretkenliği ve ilgi çekici deneyimleri doğrudan Zoom ekosistemine çekecek uygulamalara ev sahipliği yapıyor. Şu an geliştirilme aşamasında olan onlarca Zoom uygulaması, video iletişiminin geleceğine yön vermeye hazırlanıyor. Zoom Apps Fonu da bu bağlamda, Zoom kullanıcılarına değerli ve ilgi çekici deneyimler sağlayacak başarılı ürünleri hayata geçirecek geliştiricilere yatırım yapacak.

Zoom’un kurucusu ve CEO’su Eric S. Yuan, yaklaşık on yıl önce kurduğu şirketinin bugünkü haline gelmesinde erken yatırımcıların rolünün büyük olduğunun altını çiziyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Geçtiğimiz yıldan çıkardığım en önemli ders, toplantıları üretken ve eğlenceli tutmamız gerektiğiydi. Umarım Zoom Apps Fonu, müşterilerimizin daha mutlu toplantılar gerçekleştirmesine ve daha sorunsuz bir şekilde bizimle iş birliği yapmasına yardımcı olur. Platformumuzun gelişmesinin ayrıca girişimcilere yeni işler kurmalarında katkı sağlayacağını düşünüyorum.”

Bugbounter: Yüzlerce siber güvenlik uzmanının sistemlerinizdeki açıkları keşfettiği ve raporladığı platform

Yerli girişim Bugbounter siber güvenlik hizmetleri platformudur. Sundukları ödül avcılığı programları (bug bounty) ile kurumlar, şirketin bünyesindeki yüzlerce güvenilir siber güvenlik test uzmanı arasından isterlerse seçim yapıp ve birkaç gün içinde kapsam oluşturup sistemlerini hemen test etmeye başlayabiliyorlar.

Ocak 2019’da Arif Gürdenli, Murat Lostar ve Ozan Vakar tarafından Estonya merkezli kurulan girişimin bir ofisi de İstanbul’da bulunuyor. Şirketin kurucularla birlikte yaklaşık 5 kişilik bir ekibi var.

Beyaz yakalı hackerlar ile sistem testi

Şirketler, Bugbounter çözümü ile internete açık olan güvenlik zafiyetlerini hemen keşfediyor, yeni uygulamaların riskini azaltıyor ve hacker saldırılarının neden olduğu ihlalleri, hackerlardan önce tespit edip öncesinde önem alabiliyor. Yazılım geliştirme ve güvenlik ekipleri bizim sayesinde de çok daha kısa zamanda ve daha düşük bütçeyle, iyileştirme noktasında daha iyi sonuçlar alıyor. Kısacası girişim, olabilecek tüm güvenlik açıklarını test ediyor ve iyileştiriyor.

Kurucular: Ozan Vakar, Arif Gürdenli, Murat Lostar

Bugbounter tam olarak, şirketlerin henüz farkında olmadıkları siber güvenlik açıklarını çok hızlı, hesaplı ve hedefe yönelik olarak keşfedip, doğrulayıp raporluyor.

Bugbounter’ın değer önerisi

Kurucu ortak Murat Lostar, ürettikleri değer önerisiyle ilgili: “Sadece başarıyı ödüllendiren bir iş modelimiz var. Siber güvenlik testlerini platforma üye olan 500’ün üzerinde bağımsız güvenlik araştırmacısı ile gerçekleştiriyoruz. Araştırmacıları nitelikleri, kabiliyetleri, coğrafi konumları, tecrübe alanları gibi parametrelerle müşterinin doğru hizmeti alacağı eksende eşleştiriyoruz. Yazılım mimarimizi blok zincir üzerinde geliştirdik. Bu yolla taraflar arasında şeffaflık ve güveni sağlıyoruz.” dedi.

Platform nasıl kullanılıyor?

Platforma üye olan müşteriler istedikleri kapsamda bir test ihtiyacını belirliyor. Testin kurallar setini oluşturuyor. Araştırmacılara başarılı bulguları neticesinde verilecek olan ödüller belirleniyor, bütçe netleştiriliyor. Araştırmacı havuzu oluşturuluyor. Talep platformda yayınlandığı anda hizmet başlıyor. Çoğu zaman 24 saat içerisinde sw ilk raporları iletmiş oluyor.

Kuruculardan Arif Gürdenli, hedeflerle ilgili: “Platforma üye olan müşteriler istedikleri kapsamda bir test ihtiyacını belirliyor. Testin kurallar setini oluşturuyor. Araştırmacılara başarılı bulguları neticesinde verilecek olan ödüller belirleniyor, bütçe netleştiriliyor. Araştırmacı havuzu oluşturuluyor. Talep platformda yayınlandığı anda hizmet başlıyor. Çoğu zaman 24 saat içerisinde ilk raporları iletmiş oluyoruz.” dedi.

Yatırım süreci

Bugbounter bugüne kadar 6 melek yatırımcıdan 1.25 milyon dolar değerleme ile 150 bin dolarlık ilk tohum yatırımını aldı.

Mobil oyun yayıncısı Coda, hyper-casual oyun fikirlerine 10 bin dolar ödül veriyor

Mobil oyun yayıncısı Coda, son etkinliğiyle birlikte mobil oyun fikirlerine 10 bin dolara kadar ödül veriyor. Viral Concept Challenge ismiyle duyurulan bu etkinlikte, katılımcıların sosyal medyada viral olan bir fikirden hareketle mobil oyun fikri ortaya atmaları gerekiyor.

Viral Concept Challenge nasıl işliyor?

Viral Concept Challenge’da katılımcılardan sosyal medyada viral olan bir trend’i bulmaları ve ona referans göstererek ayrıntılı bir oyun tanımı yapmaları bekleniyor.

Oyun fikrinizi gönderdikten sonra Coda ekibi fikrinizi inceliyor ve oyununuzun seçilmesi durumunda hem oyununuzu yapmak hem de test etmek için bin dolarlık ödülü kazanıyorsunuz.

Oyununuz teste alınıyor ve bu testin sonuçları sizinle şeffaf bir şekilde paylaşılıyor. Testin ardından oyununuz Coda’nın kriterlerine uygun bulunursa hemen 10 bin dolarlık ödül ve yayıncılık sözleşmesi kazanıyorsunuz.

Coda’nın yarışmasına buradan başvuru yapabilirsiniz.

Sosyal medya trend’leri mobil oyunları da etkiliyor

Sosyal medya her geçen gün yeni trend’leri ve bu trend’lere uygun yeni öğeler ile hızlı değişen bir gündeme sahip. Hal böyle olunca başta hyper-casual olmak üzere birçok oyun kategorisi de sosyal medya trend’lerinden faydalanıyor. Coda’nın bu etkinliği, sosyal medya trend’lerinden bir oyun çıkaran ve bu oyunu kendi alanında viral yapabilecek geliştiricilere ulaşmayı hedefliyor.

Geliştiriciler bu etkinlikte henüz fikir aşamasında 1,000 dolar ile ödüllendirilirken, oyunun Coda kriterlerine uygun bulunması durumunda 10,000 dolarlık ödülün sahibi oluyorlar. Etkinlik bunun yanı sıra yayıncı sözleşmesi ödülüyle de geliştiricilerin Coda ile çalışmasına da ilk adımı atacak diyebiliriz.

Kanserin teşhis ve tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen yerli test çözümü: PET-BT

Cube Incubation’da faaliyetlerini sürdüren Kamlançu Nükleer, kanser teşhisinde kullanılan en ileri yöntem olan PET-BT cihazının küçük ölçeklisini yerli teknolojiyle geliştirdi.

Sadece teşhiste değil, tedavinin seyrinin takibinde de en iyi radyolojik test yöntemi PET-BT’nin küçük ölçekli ön prototipi hazır.

TÜBİTAK ve KOSGEB desteği ile yola çıkan Kamlançu cihazın alt sistemlerini de yerlileştiriyor ve kanser tedavisinde kullanılan hastaya özel radyoterapi tedavi yazılımını da ilk kez yerli olarak geliştiriyor. Söz konusu nükleer alt sistemler; savunma, havacılık, uzay gibi birçok stratejik sektör tarafından kullanılıyor.

2018 yılında nükleer teknolojiler geliştirmeye odaklananan Kamlançu’nun ilk hedefi PET-BT sistemi geliştirmek olarak öne çıkıyor. Şirket bu hedef doğrultusunda ürünün küçük ölçekli versiyonunu geliştiriyor. Bu versiyonda radyofarmasotikler; yani nükleer tıp tetkiklerinde teşhis veya tedavi amaçlı uygulanan radyoaktif ilaçlar ile incelemeler yapılabiliyor. Türkiye için ilk olan bu ürünün patent çalışması sürüyor. Ürünün üç yılda hastanelerde kullanılmak üzere test edilebilir hale gelmesi hedefleniyor.

“Çok pahalı ithal bir ürünü yerlileştirerek ülkemize hizmet etmek için yola çıktık” diyen Kamlançu Kurucu Ortağı ve Fizik Yüksek Mühendisi Tevfik Kaplanoğlu sözlerini şöyle sürdürüyor: “PET-BT tarafında kullanılan dedektör teknolojilerine, bu teknolojilerin nasıl geliştirileceğine dair ileri düzeyde know-how’a sahibiz. Yazılım, görüntü analizi, elektronik devreler gibi birden fazla disipline de hakimiz. Bilgisayar ortamında nükleer ve radyasyonla ilintili senaryoların benzetimini yapıyoruz. Sağlam dokuların zarar görmemesi için yerli radyoterapi planlama yazılımı yapıyoruz. Yazılımın teknoloji olgunluk seviyesini geliştirmek için TÜBİTAK başvurumuzu yaptık. Bu çalışmaların yerlileşmesi sadece cihaz için değil, yerli nükleer teknolojiler için de çok ciddi kazanımlar getirecek. Devlet üniversiteleri ile işbirliği içindeyiz. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Suat Özkorucuklu ve Türk-Alman Üniversitesi’nden Doç. Dr. Tuba Çonka Yıldız ile birlikte PET-BT alanında yeni Ar-Ge projelerine başlıyoruz. Nükleer bilim temelinde teknoloji üretmek, disiplinler arası çalışmayı gerektiriyor. Bu nedenle işbirliklerimizi kamu kurumları ile yerli ve milli özel sektör kuruluşlarıyla beraber büyütmek istiyoruz.” diyor.

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’da Nükleer teknolojiler özelinde çalışmalara yoğunlaşan Kamlançu uzay, savunma, medikal, havacılık gibi alanlarda alt sistem çözümleri geliştiriyor, gereken ekipmanları üretiyor. Yerli radyoterapi planlama yazılımı geliştiren şirket nükleer elektronik alt sistemlerin yerli imalatını yapıyor. Teknopark İstanbul’daki projesinde tek foton tespit modülü üzerine çalışıyor. Fotonu düşük adetlerde ölçebilmeye yarayan bu modüler yapı, farklı alanlarda kilometrelerce uzak mesafedeki cisimlerin hassas çözünürlükte görüntülenmesine imkân veriyor ve LiDAR uygulamalarında kullanılıyor.

24 Saatte İş, kadınların maruz kaldığı taciz olaylarını önlemek için Uyku Modu özelliğini yayınladı

Adaylarla işvereni bir araya getiren uygulama 24 Saatte İş, kadınların iş arama süreçlerinde maruz kaldığı taciz olaylarını önlemek için ‘uyku modu’ özelliğini devreye aldı.

Bu mod sayesinde uygulama üzerinden iş arayan kadınlar isterlerse ‘uyku modu’ özelliğini devreye sokarak akşam 21.00 ile sabah 08.00 saat aralığında işverenden mesaj almamayı tercih edebilecekler. Gönderilen mesajları bu saatler dışında görüntüleyebilecekler. Ayrıca işverenler kadınlara rahatsız edici mesajlar attığında yapay zekâ sistemi tarafından otomatik olarak tespit edilip, işveren anında sistem dışı bırakılacak.

Mavi ve gri yaka çalışan kadınların sorunları araştırıldı

Genelde beyaz yaka çalışan kadınlarla ilgili konuların ele alındığını ancak mavi ve gri yaka çalışan kadınlar özelinde fazla araştırma yapılmadığını vurgulayan 24 Saatte İş, iş arayan mavi ve gri yaka çalışan kadınların uğradıkları taciz vakalarına dikkat çekmek için bir anket de düzenledi. Ankete katılan kadınların yüzde 51’i iş görüşmelerinde uygunsuz bir davranışla karşılaşacaklarından kaygı duyduğunu belirtiyor. Kadınların yüzde 59’u ise yapacakları işle ilgili olarak eşleri, kardeşleri veya babaları tarafından baskı gördüğünü ifade ediyor.

‘Kadının yapacağı iş’ ayrımcılığı

Ankete katılan kadınların dörtte biri işe başvuru esnasında rahatsız edici davranışlarla karşılaştıklarını söylüyorlar. Katılımcıların yüzde 35’i mesai saatleri dışında erkek işverenlerden mesaj aldıklarını belirtiyorlar. Yüzde 40’ı ise iş görüşmesinde özel hayatıyla ilgili sorular alıyor. Bu oran erkeklerde sadece yüzde 23. Anket sonuçlarına göre kadınlar yalnızca iş ararken değil, çalışırken de birtakım ayrımcılıklara maruz kalıyor. Kadınların üçte biri aynı pozisyonda çalışacak bir erkeğe daha fazla maaş teklif edildiğini belirtiyor. Ayrıca yüzde 58’i iş yerlerinde ‘kadının yapacağı iş’ gibi ayrımcı tanımlamalarla karşılaştıklarını ifade ediyor.

Gizem Yasa ve Mert Yıldız

‘Uyku modu’ özelliği devrede

İş arayışında kadınların yaşadığı tacizleri önlemek için 24 Saatte İş olarak yeni geliştirdikleri uygulamalarla önlem aldıklarını belirten Gizem Yasa, bu uygulamaları şöyle anlatıyor:
“24 Saatte İş olarak profesyonellik dışı mesajlaşmanın önüne geçmek ve kadın kullanıcılarımızı korumak için kurulduğumuz günden beri çok fazla özellik devreye aldık. Bu konuda en yakın zamanda geliştirdiğimiz özellik ise ‘uyku modu’ özelliği. ‘Uyku modunu’ devreye alan kadınlar artık mesai saatleri dışında işverenlerden mesaj almayacaklar. Gönderilen mesajlar bir sonraki iş gününde gönderilecek. Buna ek olarak işveren kadınlara rahatsız edici mesajlar attığında yapay zekâ sistemimiz tarafından otomatik olarak tespit edilip sistem dışı bırakılacaklar. Geçmişte de potansiyel sorunları fark ettiğimiz andan itibaren moderasyon konusuna büyük önem vererek ilerledik. Tüm sistemimizi problemli olabilecek hesapları yakalayabilmesi ve sorunu oluşmadan tespit edebilmek üzere kurguladık. En ufak bir şikâyette dahi anında değerlendirmeye alıp inceleme sonuçlanıncaya kadar şirket hesaplarını kapadık ve ilanları dondurduk. Geldiğimiz noktada veriyi kullanarak bir problemi henüz oluşmadan tespit edebilme kasımızı geliştirdik. Bu anlamda kadın adayların güven duyabileceği bir ortam yaratmak için ilk günden beri yaptığımız çalışmalar karşılık buldu ve sistemimizde yüzde 45 oranında kadın aday mevcut. Türkiye’de iş gücüne katılabilecek yaşta olan kadınların sadece yüzde 30’u işgücüne iştirak ederken, erkeklerde bu oran yüzde 60’a çıkıyor. Fakat 24 Saatte İş’in sisteminin içerisindeki kadın-erkek dengesi neredeyse yarı yarıya. Bu bizim kuruluştan beri en önemli hedeflerimizden biriydi ve başarabildiğimiz için çok mutluyuz.”

“Mikro politikalara önem vermeliyiz”

24 Saatte İş kurucu ortaklarından Mert Yıldız, kadın adaylar özelindeki zorlukları fark edip, kadın adayların daha güvenli bir şekilde iş arayabilmesini sağlamak için daha şirketin kuruluşunun ilk günlerinden itibaren çalışmalara başladıklarını belirterek şunları söylüyor:

“Ülkemizde çalışacak yaşta olan 32 milyon kadının sadece 10 milyonu iş gücünde. Çalışabilecek nüfusunun üçte birini iş gücünün dışında bırakan bir ülkenin kalkınması çok zor. Daha fazla kadını iş gücüne dâhil etmek için önce kadınların iş hayatında yaşadıkları zorlukları anlamamız gerekiyor. Ankete katılanların yüzde 87’si kadın istihdamının arttırılması gerektiğini belirtiyor. Bu oranın artması için makro politikalardan önce mikro politikalara önem vermeliyiz. Değişimi beklemek yerine değişimi kendimiz yaratmalıyız. Burada en büyük iş erkeklere düşüyor. Kadınların da iş hayatında gördükleri adaletsizlikleri, uygunsuzlukları gerekli mercilere şikâyet etmekten çekinmemesi gerekli. Anketimize katılan kadınların sadece yüzde 15’i olumsuz bir durum yaşadığında kime şikâyet edeceklerini biliyorlar. Bu yüzden bu konuda bilinçlendirmenin artması şart.”

KimlikBasit: Insha Ventures ve Identify ortaklığında uzaktan uçtan uca kimlik doğrulama hizmeti sunan platform

Albaraka Türk Katılım Bankası tarafından hayata geçirilen ve 2020 yılında FinTech girişim kurucusu olarak faaliyetlerine başlayan Insha Ventures, ürün ve hizmetlerine yenilerini eklemeye devam ediyor.

Insha Ventures’ın Almanya’nın en büyük kimlik yönetim platformu (IMPaaS) sağlayıcılarından biri olan Identify’ın Türkiye birimi ile birlikte hayata geçirdiği KimlikBasit, uzaktan uçtan uca kimlik doğrulama hizmeti sayesinde sahtecilikle mücadele, kara para aklamayı önleme çözümleri, yasal yükümlülükleri sağlama hizmetleri sunarken, firmaların uzaktan müşteri edinim süreçlerini kolaylaştırıyor ve maliyet avantajı sağlıyor.

KimlikBasit, özellikle finansal hizmet veren ve kullanıcı doğrulama süreçlerinin önem arz ettiği endüstrilerde KYC 5’e kadar tüm kullanıcı doğrulama türlerini destekliyor. Yapay zekâ ve diğer teknolojilerle desteklenen KimlikBasit, kullanıcının kimliği ya da pasaportu üzerinden çiple verileri okuma ve video konferans ile doğrulama yapıyor. Mevcut müşteri bilgilerinde eksiklerin tamamlanması ve ek işlem güvenlik protokollerinde de yaygın bir şekilde kullanılan KimlikBasit ile mobil uygulama ve web üzerinden doğrulama yapılabildiği gibi ürün ya da hizmeti alan firma bir panel üzerinden kullanıcılarını yönetebiliyor. Bu yeni ürün ile ayrıca doğrulamayı yapacak çağrı merkezi çalışanı eğitimleri ve API entegrasyonu da sağlanıyor.

Yakup Sezer: “Dijital dönüşümü tamamlayıcı bir hizmet”

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Insha Ventures Genel Müdürü Yakup Sezer, şunları söyledi: “Insha Ventues’ın dijital bankacılık alanındaki müşteri deneyimi ile Identify’ın Almanya’daki satış tecrübesini Türkiye’nin yeni nesil uzaktan müşteri edinimi alanında hizmet veren FinTech girişimi KimlikBasit’te birleştirdik. KimlikBasit, başta finansal kurumlar olmak üzere işletmeler için tasarlanmış kara para aklamayı ve kimlik sahteciliğini (AML/KYC) önleyen çözümlerle, yapay zekâ destekli biyometrik veri karşılaştırma ve doğrulama sağlayan, çağrı merkezi destekli uzaktan müşteri edinimi alanında faaliyet gösteren bir FinTech girişimidir. Finansal kuruluşların ve şirketlerin dijital dönüşümünü tamamlayıcı bir hizmet sunan KimlikBasit, yapay zekâ destekli biyometrik karşılaştırma ve doğrulama ile fark yaratıyor ve bankacılık dışı alanlarda da kullanım ve maliyet avantajı sağlıyor.” KimlikBasit’in sahtecilikle mücadele de etkili bir çözüm olmasının yanında yasal yükümlülükleri de sağladığının altını çizen Sezer, “KimlikBasit ile sunduğumuz hizmetler arasında çağrı merkezi temsilci eğitimi ve müşteri deneyimi odaklı süreç yönetimi de yer alıyor. Böylece pazardaki rakiplerimizden farklılaşıyoruz” dedi.

Ali Haydar Ünsal: “10 dakikada uzaktan yeni müşteri edinimi mümkün”

Identify Türkiye Genel Müdürü Ali Haydar Ünsal ise şöyle konuştu: “Identify Türkiye olarak Almanya’da uzaktan kimlik tespitine ilişkin tecrübelerimizi Türkiye’de Insha Ventures ile birleştirerek KimlikBasit platformunu hayata geçiriyoruz. Türkiye’de sektörlerin regülasyonlara aracılığıyla dönüşümüne şahitlik ederken bu dijital dönüşümün kritik bir parçası olmak bizi heyecanlandırıyor. Müşteri deneyiminin önemli bir değişime uğradığı bu dönemde eticaret, bankacılık, otomotiv, sermaye piyasaları gibi kritik sektörlerde şirketlerin 10 dakika içinde yeni müşteriler edinmesini kolaylaştırıyoruz. Identify Türkiye Akademi ile de müşteri temsilcilerinin regülasyonlara uygun olarak yetiştirilmesini sağlıyoruz. Tüm bu hizmetlerimizi KimlikBasit platformunda şirketlere sunarak kurumların dijital dönüşümünü tamamlayacağız.”