Ana Sayfa Blog Sayfa 504

Sekiz ay önce kurulan fintech Sunday, 100 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu

Sekiz ay önce kurulan fintech girişimi Sunday, bugün A serisi finansman turunda 100 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Nisan ayında 24 milyon dolarlık tohum turunu duyuran şirket, bu yatırımın ardından toplamda 124 milyon dolar yatırım almış oldu.

Yatırım turu, Coatue, Partners of DST Global ve otel, restoran, konaklama ve teknoloji endüstrilerinden ismi açıklanmayan birkaç melek yatırımcı tarafından yönetiliyor.

Victor Lugger, Tigrane Seydoux ve Christine de Wendel tarafından kurulan Sunday, esasen fiziksel restoranlar için bir ödeme platformu geliştirmişti. Sunday’in sunduğu çözüm sayesinde müşteriler, restoran masalarında bulunan tablolardaki QR kodunu tarayarak menüye göz atabiliyor, fişi kontrol etmek, bahşiş bırakmak veya hesap bölümü yapmak için tekrar QR kodunu taratarak işlemleri gerçekleştirebiliyorlar. Müşteriler Apple Pay, Google Pay, American Express, Visa ve Mastercard kullanarak ödeme yapabiliyorlar. Sunday, pandemi sebebiyle restoran hizmetlerinde ve ödeme yapma işlemindeki değişikliklerden faydalanarak, müşterilere hesabı 10 saniyeden daha kısa sürede ödeme olanağı tanıyor.

Sunday’in basit QR kod tabanlı ödeme yaklaşımı, 1 milyondan fazla kullanıcı ve 1.500 restoran ortağı tarafından benimsendi. Ayrıca şirket, sekiz aydan kısa bir süre içerisinde ABD, İngiltere, İspanya, Fransa ve Kanada’da 170 personel ile çalışmayı başardı.

Bu turun ardından Sunday, platformunu fast food restoranlarından Michelin yıldızlı lokantalara kadar sunarak kitle pazarına hızla giriş yapmayı hedeflediğini açıkladı. Böylece şirket, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki kitlesel pazarlara yönelmeye başlayacak.

Dijital ödeme çözümlerinin, müşteri deneyimini her yönden geliştirdiğini söyleyen Coatue’nin kurucusu Philippe Laffont, Sunday’in pazara girmesinden bu kadar kısa sürede sağladığı güçlü küresel büyümesinin fintech sektöründeki bu değişimi yönlendirmek için iddialı bir konumda olmasının bir kanıtı olduğuna dikkat çekti.

Kadınlara odaklanan dijital sağlık platformu: Alpha Medical

Son yıllarda sayıları ve etkinliği hızla artan dijital sağlık platformlarından olan Alpha Medical, kadın kullanıcılarına görüntülü arama veya telefonla konuşma gerekmeksizin onlara çevrimiçi tedavi veya görüşler sunmayı amaçlıyor.

Alpha Medical 2017 yılında kurulduğunda, kadın hastaları telefon veya görüntülü arama olmadan çevrimiçi olarak tedavi eden ve 30 kişilik birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcısından (PCP) oluşan bir ağ oluşturmuştu. Yıllık 120 dolar (sigorta tarafından karşılanmaz) civarı bir ücret karşılığında, kullanıcılar platforma üye olarak bir hesap oluşturabilir, tıbbi geçmişlerini ve hasta giriş formlarını doldurarak bir PCP ile eşleşebiliyorlar. Böylece, herhangi bir hastanın kayıtları kağıt üzerinde değil, çevrimiçi bir platformda bir hekim tarafından görüntülenebilir halde saklanabiliyor.

Alpha Medical, asenkron olarak hizmet vermesine rağmen, çevrimiçi yönetilemeyecek herhangi bir durumda hastalar test için bir laboratuvara veya başka bir birincil bakım sağlayıcısına sevk edilebiliyorlar. Fakat şirketin açıklamasına bakıldığında, vakaların neredeyse %80’inde işlemler çevrimiçi yapılabiliyor; %20’si için ise şahsen görüşmeler gerekebiliyor.

Kadın sağlığına odaklanan teletıp girişimi Alpha Medical, bugün 24 milyon dolar değerinde B serisi finansman turunu kapattığını duyurdu. B serisi yatırım turunda SpringRock Ventures, Margo Georgiadis, Outcomes Collective Growth Capital, FMZ Ventures, Samsung Next, Chamaeleon, AV8 Ventures ve GSR Ventures gibi isimler karşımıza çıkıyor.

Şirket, 11 milyon dolarlık bir önceki finansmanın ardından faaliyet gösterdiği eyalet sayısını 10’dan 46’ya çıkararak ülke çapında kapsamını genişletmişti. Alpha Medical, yeni turun ardından şirketin daha da fazla durumu yönetebilecek sağlayıcıları eğitmesine ve bulmasına olanak tanımasını bekliyor. Birincil bakım eksikliğinin acil bir sorun olduğuna dair kanıtları olduğunu söyleyen Alpha Medical, birinci basamak hizmetlerindeki büyüyen bu boşluğu doldurmayı hedefliyor.

Yerli girişim CET Kompozit ve Epoksi Teknolojileri, 12 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Yüksek yapıştırma gücü ve başarılı kimyasal direncine sahip plastik malzemeler olarak adlandırılan epoksi malzemeleri üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten CET Kompozit ve Epoksi Teknolojileri A.Ş., liderliğini UP Capital‘in üstlendiği turda, Birleşik Arap Emirlikleri kökenli uluslararası bir yatırımcı grubu’ndan 12 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

CET, Türkiye’de yabancı üreticiler tarafından domine edilen performans epoksi pazarındaki global rakipleriyle Türk mühendisler tarafından geliştirilen yerli üretim teknolojileriyle rekabet ediyor. Üretimini ölçeklendirmek ve daha çok katma değer sağlamak için UP Capital ile çıktığı yatırım turunda aldığı yatırımla müşterileri, hissedarları ve Türkiye için artık daha fazla değer üretecek.

CET, Türkiye’de bugüne dek üretilmemiş epoksi temelli performans kimyasallarının sentezi, modifikasyonu, formülasyonu ve seri üretimi üzerine yerli teknolojilerle çalışmalar yapıyor.

Hedef, 160 milyon dolara yaklaşan epoksi ithalatını yerli teknolojiyle azaltmak

TÜİK verilerine göre Türkiye’nin yıllık epoksi ithalatı 160 milyon dolar seviyesinde. Her geçen gün artan bu ithalat özellikle yüksek performans epoksi sistemlerinin tüketildiği sektörlerde teknik problemleri ve tedarik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Devasa büyüklüklere sahip performans kimyasalları üreticilerinin, genelde derinlemesine teknik destek verme iştahının düşük olduğu, anlık problemlere hızlı çözüm üretme konusunda da yetersiz kaldıkları tüketiciler tarafından dile getirilen başlıca meseleler olarak karşımıza çıkıyor.

CET Kompozit ve Epoksi Teknolojileri özellikle performans epoksi sistemlerinin yoğun kullanıldığı havacılık ve uzay, elektrik, balistik ve enerji sektörlerindeki yabancı menşeili ürünleri, öncelikle yerlileştirmek daha sonra performanslarını artırmak ve özgün ürünler üretmek, Türk kompozit şirketlerinin maruz kaldığı tedarik ile teknik sorunlara yerli ve çevik çözümler sunabilmek amacıyla kuruldu.

CET, talep edilen ürünlerin yerlileştirilmesini kısa zamanda gerçekleştiriyor ve müşterilerine sunduğu teknik destekle son ürün performansının iyileştirilmesine katkı sağlıyor. Tüm bu yerlileştirme ve iyileştirme katkısı ile beraber polimer sistemlerdeki teknik bilgisi sayesinde müşteri isterlerine özgün ürünler üretebilmesi CET’in en önemli yetkinliği olarak ortaya çıkıyor. Bu sayede kompozit üreticileri tamamen benzersiz, kopyalanamaz ürünler üretiyor, rakip şirketlerin dayattığı “son kullanıcı” ve proje bilgilerinin hammadde üreticisine verilme zorunluluğunu da ortadan kaldırıyor.

“110 farklı epoksi sistemini yerlileştirdik”

Şirketin temellerinin 2016 yılında atıldığını söyleyen CET’in Kurucusu Ömer Güven, şunları söyledi: “CET’in temelleri, kimya endüstrisinde yerli üretimin stratejik öneminin anlaşılmasıyla fikren atılmaya başladı. 2016 yılından itibaren iki yıl boyunca adım adım ete kemiğe bürünen fikirler, 2018 yılında resmiyet kazandı. Sağladığı imkanlar ve destekler ile ivmemizi artıracak en önemli parametrelerden birisi de şirketimizi kuracağımız yerdi. Biz de Teknopark İstanbul’da şirketimizi kurduk. Sürekli olarak katma değer, ticarileşme potansiyeli, kurumsal sürdürülebilirlik, ulusal ve uluslararası rekabet konularına kafa yorduk. İlk olarak havacılık ve uzay sanayinde kullanılan bazı ürünleri yerlileştirdik. En nihayetinde 110 farklı epoksi sistemini yerlileştirdik ve özgün ürünler ürettik. CET olarak amacımız özellikle stratejik sektörlere yönelik hammadde ambargosu ihtimalinin mümkün olduğunca düşürülmesini sağlamak. Burada insan kaynağı ve Ar-Ge’ye daha çok yatırım yaparak, ülkemizde gelişme ihtiyacı olan kimya teknolojisinin ilerlemesini elimizden geldiğince sürdürülebilir kılmayı hedefliyoruz.” dedi.

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi müdürüd Gürol Üzenç: “Günümüzde girişimler için büyüme ve başarıya giden yolda yatırım almanın en iyi yöntemlerinden biri kuluçka merkezlerinde yer almak. CET’in girişim serüveninin en başından beri beraber yol alıyoruz, CET adına bu günlere ulaşacağımızdan en ufak bir endişemiz yoktu. Nitekim Cube Incubation’da CET gibi başarılı 110’dan fazla girişimci grubuna ev sahipliği yapıyoruz. Yeni lansmanını gerçekleştirdiğimiz merkezimizde bu başarı hikayelerini artırarak girişim ekosistemine değer katacağız. Ayrıca altyapısıyla bölgenin en ileri kuluçka merkezi olmanın yanında şu an girişimcilere sağlanan mentorluk, eğitim, kurumsal firmalarla iş birliği ve yatırımcılarla girişimleri buluşturma gibi sunulan destekler açısından da bölgedeki en aktif kuluçka merkeziyiz. Yakın zamanda girişimcilerimize finans desteği sağlamak amacıyla yeni bir yatırım fonu duyuracak olmanın heyecanı içerisindeyiz.” diyor.

Sankonline, oyun sektöründeki girişimlere yatırım yapmak için WePlay Ventures yatırımcıları arasına katıldı

Girişimlere ve Girişim Sermayesi Fonlarına yatırım yapan Sankonline, erken aşama oyun girişimlerine yatırım yapan WePlay Ventures’ın yatırımcıları arasına katıldı.

Sankonline, yatırım başarılarını bu stratejik ortaklık ile oyun sektöründe de sürdürmeyi amaçlıyor.

Bisu ve Evreka gibi girişimlerin yatırımcısı aynı zamanda 500 Startup İstanbul’un yatırımcı ortağı olan Sankonline, erken aşamada mobil, PC ve Konsol platformlarında oyun geliştiren ekiplere yatırım yapan WePlay Ventures’ın yatırımcıları arasına katıldı.

Sankonline, geçtiğimiz yıl faaliyetlerine başlayan ve kısa sürede 10 oyun girişimine yatırım yapan WePlay Ventures’ın yatırımcıları arasına katılarak, daha önce girişim dünyasında gerçekleştirdiği yatırım başarılarını oyun sektöründe de bu stratejik yatırım ile sürdürmeyi amaçlıyor.

Türkiye oyun sektörünün en önemli oyuncularından biri olan WePlay Ventures ise bu stratejik ortaklık ile yatırımlarını bölgesel olarak genişleterek bölgenin lider oyuncusu olmayı hedefliyor.

“Her iki taraf için de çok faydalı bir stratejik ortaklık olacağına eminim”

Oyun sektöründeki gelişmeleri uzun süredir takip ettiklerinin altını çizen Sankonline Genel Müdür’ü Emre Altay “Sankonline olarak girişim sektöründe her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Oyun sektörüne de uzun süredir ilgi duyuyor ve yatırım yapmak istiyorduk. WePlay Ventures gibi bu sektörün ilk ve en önemli oyuncusu ile oyun dünyasına dahil olmaktan dolayı çok mutluyuz. Her iki taraf için de çok faydalı bir stratejik ortaklık olacağına eminim.” şeklinde görüşlerini ifade etti.

Estonya merkezli yatırım fonu Startup Wise Guys, Türk girişimlerin başvurularını bekliyor

Konuk yazarımız Günce Önür, Startup Wise Guys’ın 2021 yılı yeni çağrı dönemiyle ilgili yazısını kaleme aldı.

Türk girişimlere yatırım yapmak isteyen yabancı yatırım fonları serimin üçüncü yazısında sizlere Estonya merkezli Startup Wise Guys’ı anlatmak isterim.

Startup Wise Guys, 2012 yılında Estonya’da kurulmuş olan bir erken aşama hızlandırıcı ve yatırım fonudur. Estonya 1.5 milyon gibi küçük bir nüfusa sahip olmasına rağmen teknoloji girişimlerine sağladığı destekler ve imkanlar ile global girişimcilik dünyasında adını sıkça duyuran ve iyi konuma sahip olan bir ülkedir. Şu ana kadar Estonya’dan Skype, Pipedrive, Bolt, Wise, Playtech, ID.me, Zego gibi sektörünün öncüsü olan 7 unicorn startup çıktı ve Estonya nüfusa kıyasla en çok unicorn çıkaran ülkelerin başında gelmektedir.

Unicorn: şirket değerlemesi 1 milyar doları geçen teknoloji girişimlerine verilen isimdir.

Startup Wise Guys, kurulduğu 2012 yılından itibaren 230’dan fazla erken aşama girişime yatırım gerçekleştirmiş olan Doğu Avrupa’nın erken aşama lider yatırım fonudur. Startup Wise Guys’ın yatırım yaptığı girişimlerin kurucuları 45 farklı milletten olup, Startup Wise Guys Baltık Ülkeleri, Doğu Avrupa, İtalya, Balkan Ülkeleri, Türkiye ve Afrika bölgelerinden girişimlere yatırımlar gerçekleştirmektedir. Aynı zamanda Startup Wise Guys’ın İtalya, Estonya, Letonya ve Litvanya’da ofisleri bulunmaktadır.

Genelde girişimlerin ilk yatırımcısı olan Startup Wise Guys’ın minimum yatırım miktarı 55 bin Euro ile 250 bin Euro arasında değişmektedir. İlk yatırımı sonrası girişimlere hızlandırma programı da sunan Startup Wise Guys, yatırım yaptığı girişimleri, ekip kurma, Avrupa pazarında büyüme ve yatırımcı ağı noktalarında yakından desteklemektedir. Şu ana kadar Startup Wise Guys’ın yatırım yaptığı girişimlere devam yatırımı gerçekleştiren 140’dan fazla Avrupa merkezli fon bulunmaktadır. B2B SaaS, Finansal Teknolojiler, Siber Güvenlik ve Sürdürülebilirlik Startup Wise Guys’ın yatırım yaptığı alanlardır.

Şu ana kadar 12 farklı Türk girişime yatırım gerçekleştirmiş olan Startup Wise Guys’ın şimdiye kadar başarılı 5 exit’i de bulunmaktadır. Yatırım yaptığı Türk girişimlerin arasında Agrovisio, Vsight, Bobu gibi yüksek büyüme gösteren girişimler bulunmaktadır.

Çalışan bir ürüne ve full time bir ekibe sahip olan teknoloji girişimleri Startup Wise Guys’a buradaki link üzerinden başvurabilir ve aynı zamanda [email protected] mail adresi üzerinden bana ulaşabilir.

Çevrimiçi belge oluşturulmasına odaklanan PandaDoc, 1 milyar dolar değerlemeye ulaştı

E-imza konusunda uzmanlaşan ve belgelerin çevrimiçi oluşturulmasına, paylaşılmasına ve imzalanmasına olanak tanıyan San Francisco merkezli PandaDoc, bugün duyurduğu yatırımın ardından 1 milyar dolar değerlemeye ulaştığını açıkladı.

PandaDoc Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Kanada merkezli OMERS Growth Equity ve San Francisco merkezli G Squared liderliğinde yönetilen ve Altos Ventures, Rembrandt Venture Partners, One Peak Partners ve Microsoft’un risk sermayesi fonu olan M12’nin katılımıyla gerçekleştirilen, ancak miktarı açıklanmayan C Serisi bir finansman turunu kapattığını duyurdu.

Dünya genelinde iş araçlarının pandemi döneminde neredeyse tamamen sanal hale gelmesiyle birlikte, bu değişimi destekleyen girişimlerin büyümesi de hızlanmış oldu. Bu girişimlerden biri olan PandaDoc, 2020’nin ortalarında 30 milyon dolarlık bir yatırım almıştı; şimdi ise 1 milyar doların üzerinde bir değerlemeye ulaşmış oldu. PandaDoc, halihazırda birçok farklı dikeyde kullanıcılara bir dizi hizmet sunuyor. Sözleşmeler, teklifler ve formlar için e-imza, ödeme ve faturalar oluşturan şirket, inşaat, eğitim, tıp ve profesyonel hizmet işletmeleri de dahil olmak üzere oldukça çeşitli olan toplamda yaklaşık 30.000 müşteriye hizmet veriyor.

Yapılan açıklamada şirketin geçtiğimiz seneki gelir ve müşteri tabanıyla ilgili açıklamalarına da yer verildi. Geçen yıl kullanıcı tabanı %80 büyüyen şirket, gelirinde ise %63 oranında bir artış gördüğünü belirtti.

Yeni sektörlere açılma planları

PandaDoc, son finansmanı eğitim de dahil olmak üzere yeni sektörlere açılmak için kullanmayı planladığını söyledi. Buna ek olarak, şirketin yöneticileri küresel olarak daha da genişlemeyi ve geliştiricilerin PandaDoc’u diğer yazılımlarla entegre etme erişimini artırmayı umduklarını belirttiler.

G Squared’in yönetici ortağı Larry Aschebrook, “KOBİ segmentinde bir lider olarak, şirketin e-imzalamanın çok ötesine geçen dinamik bir tam yığın ürünle mevcut görevlilere meydan okumak için benzersiz bir konuma sahip olduğuna inanıyoruz” açıklamasında bulundu.

Glokom hastalığı tedavisi için akıllı giyilebilir cihazlar geliştiren GlaucoT, 12.7 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı

Glokom hastalığı tedavisi için akıllı giyilebilir tıbbi cihaz geliştiren yerli girişim GlaucoT; ilk turda Alesta Yatırım, Geometri Melek Yatırım Ağı ve Katalist Danışmanlık kurucusu Erol Teberoğlu’ndan 12.7 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı.

Glaucot, kendi geliştirdiği teknolojiyle ileri aşamalarda körlüğe yol açan Glokom hastalığını ameliyatsız ve ilaçsız şekilde ortadan kaldırmayı amaçlıyor.

Görme sinirlerinde hasara ve devamında görme kaybına neden olan glokom hastalığının ilerlemesinin yavaşlatılması için günümüzde göz içi basıncı dengelemeye yönelik tedavi yöntemleri (ameliyatlar, lazer tedavileri, ilaçlar) bulunsa da, tedavi uygulanan hastaların %15’inde süreç geri dönüşü olmayan körlükle sonuçlanmaktadır. Bu noktada kuvvetli akademik dayanakları ile optik sinirleri ve beyni koruyan daha kapsamlı bir tedavi yaklaşımı geliştiren Glaucot, kişisel tedavi cihazı ile glokom hastalığının durdurulmasını hedefliyor.

Nöroinflamasyonu azaltmak içi tasarlanan, dünyada nöroprotektif glokom tedavi cihazı konusunda geliştirilen alanında ilk akıllı giyilebilir tıbbi cihazlardan biri olan GlaucoT, belirli frekans aralığında göze titrek ışık uygulayarak herhangi bir ilaç veya cerrahi operasyon gerektirmeden gama ritmi uyarımı sağlar ve ilgili rahatsızlıktan muzdarip kişilerin yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlar.

Teknolojik ve bilimsel araştırmaları hastaların ihtiyaçlarıyla ilişkilendirerek güvenli, etkili ve uygun fiyatlı göz bakımı çözümleri üzerinde çalışan GlaucoT, aldığı bu yatırım ile inovatif çalışmalarını sürdürerek daha geniş kitlere erişmeyi ve büyümeyi hedefliyor.

Depo yönetim robotları geliştiren Hai Robotics, 200 milyon dolar yatırım aldı

Otonom depolama sistemleri geliştiren Çin merkezli akıllı depo girişimi Hai Robotics, bugün iki ayrı hisse senedi üzerinden C ve D serisi finansman turlarında 200 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

C Serisi finansman, Sequoia Capital China, Source Code Capital, VMS, Walden International ve Scheme Capital’in katılımıyla 5Y Capital tarafından yönetilirken, D Serisi tur Capital Today liderliğinde ve şirketin mevcut yatırımcıları Sequoia Capital China, 5Y Capital, Source Code Capital, Legend Star ve 01VC katılımıyla gerçekleştirildi.

Hai Robotics, bugünlerde depo robotları inşa eden bir dizi yeni girişim ve büyük teknoloji şirketlerinden yalnızca biri. Girişim, lojistik depo endüstrisi için robotik teknolojisi ve yapay zeka algoritmaları aracılığıyla depo otomasyon çözümleri sağlayan otonom bir vaka işleme sistemi (ACR) geliştiriyor. Şirket, yaptığı açıklamada robot kontrolü ve depo yönetimi gibi alanlarda 400’den fazla küresel patente sahip olduğunu söyledi. Hai Robotics, konuşlandırılan 2.000 ACR robotuyla giyim, e-ticaret, elektronik, ilaç, enerji ve otomotiv gibi çeşitli endüstrilerde dünya çapında 200’den fazla proje yürütüyor.

Bu yıl mart ayında B+ finansman turunda 15 milyon dolar yatırım alan şirket, yeni finansmanı son teknoloji robot filosunu teknolojik yükseltmelerle desteklemek, küresel pazara daha fazla nüfuz etmek, yetenekli kişileri işe almak ve tedarik zinciri yönetimini desteklemek için kullanmayı planladığını açıkladı. 2016 yılında kurulan Hai Robotics, paketleme ve sevkiyat siparişlerini işlemek için Avustralya’nın en büyük çevrimiçi kitapçısı Booktopia’da HAI’nin depo robotlarını konuşlandırarak bu yıl Avustralya’ya girmişti. Şirketin ayrıca, Hong Kong, Japonya, Singapur, ABD ve Hollanda’da beş denizaşırı iştiraki ve 30’dan fazla ülkede uluslararası müşterileri bulunuyor.

Hai Robotics’in kurucu ortağı ve CEO’su Richie Chen yaptığı açıklamada, “Gelecekteki ana yönelimimiz, denizaşırı pazarı genişletmeye ve hizmetimizi yerelleştirmeye odaklanacak” sözlerine yer verdi.

Üç boyutlu yazıcı üreten yerli girişim Zaxe, son teknolojilerle donattığı yeni ürünlerini duyurdu

3D yazıcı firması Zaxe, teknoloji dünyasında çığır açacak üç yeni modele imza attı. Ar-Ge ekibiyle uzun süredir geliştirdikleri yazılım, donanım ve yenilenmiş tasarımları ile Zaxe ‘xLite+’, ‘Z2’ ve ‘Z3’ modellerini, dünya pazarları ile aynı anda Teknofest Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali’nde tüm kullanıcılarına tanıtacak.

Sayısı 600’e ulaşmış eğitim kurumu ve binlerce sanayi kuruluşunda ürünleri kullanılan 3D yazıcı firması Zaxe, 3 yeni ürününü tüketiciyle buluşturmaya hazırlanıyor. Zaxe Ar-Ge ekibinin iki yıldır büyük inanç, özveri ve bilgi ile becerisini koyduğu; Türkiye’yi teknoloji alanında gururlandıracak 3 yeni ürünü, hem yurt dışı pazarlara sunulmak üzere hem de Teknofest Havacılık, Uzay ve Teknoloji fuarında tüm 3 Boyutlu yazıcı kullanıcılarına tanıtmak üzere hazır edildi. Kurucu Baki Gezgen “Yeni yazıcılarımız ile hedefimiz, yazılımından donanımına, ana kartından tasarımına kadar uçtan uca yepyeni bir 3D ekosistemi yaratmak” dedi.

3D yazıcı sektörü, Zaxe’nin yeni 3D yazıcılarının teknik ve tasarımını konuşacak

Zaxe Kurucuları Baki Gezgen ve Aydonat Atasever “Yeniliklerin öncüsü olmak aynı zamanda da küresel bir oyuncuya dönüşme vizyonumuz gereğince; yatırımcılarımız, yöneticilerimiz, Ar-Ge ve mühendis ekiplerimizle iki yıllık çok yoğun bir çalışma dönemi sonucunda xLite+, Z2 ve Z3 adlı yeni modellerimizi oluşturduk. Zaxe, bu üç ürünü hayata geçirirken teknoloji ithal eden bir pozisyonda olmak yerine kendi teknolojisini üreten ve yurt dışına ihraç eden bir noktada olmayı hedefledi. xLite+, Z2 ve Z3 modellerimizin dış görünüşünden, ancak servis uzmanlarının bakım sırasında karşılaşacağı en küçük parçasına kadar Zaxe yeniden tasarladı ve hayata geçirildi” dediler.

Video ile kurulum ve kullanım hizmeti

Yeni ürünleri hayata geçirirken mottolarının ‘sadelik’, ‘uzun ömürlülük’ ve ‘kolay kullanım’ olduğunu ifade eden Zaxe Yönetici Ortağı Emre Akıncı “Yeni xlite+ modelimize eklediğimiz wi-fi özelliği sayesinde 3D yazıcı konusunda hiç bilgisi olmayan ve nasıl kullanacağına dair kaygı yaşayan kişiler ister uzaktan video yöntemiyle isterse de ofisimizden kurulum ve kullanıma ilişkin bizden destek alabilecekler.”

Zaxe 3D yazıcılar ile 3 basit adımda baskı alınabilecek

Xlite +, wi-fi özelliğinin ve şık görüntüsünün yanında, aynı zamanda çok kolay bir kullanıma sahip olması için yüzlerce fikirden yola çıkarak bir teknoloji ürettiklerini anlatan Zaxe Ar-Ge ekibi , xLite+ yazıcımızın benzerleriyle kıyaslandığında onların bir baskı alabilmesi için gereken onlarca adımı yerine, xLite+’ın sadece 3 adımda baskı alabilmesini sağlayan çok kolay bir kullanıma sahip olduğunu belirtti. Tüm öğrencilerimizin rahatlıkla kullanabilecekleri ve 3 Boyutlu dünyalarını yazıcımıza dökebilecekleri bir imkân sağladık.

KOBİ ve sanayi üreticileri için Z2 ve Z3 erişilebilir fiyatlarla

Z2 ve Z3 modelleri hakkında bilgi veren Kurucu Baki Gezgen, şunları söyledi: “Zaxe’nin halihazırda kullanılan ve çok sevilen Z1 ve Z1 Plus modelleri Z2 ve Z3 modellerine dönüştü. Burada önemli bir fark var; Z2 ve Z3 modellerimiz sanayi üretiminin ihtiyaç duyduğu ürünleri muadili yabancı menşeli rakiplerine göre geliştirdiği yeni yazılımı ve donanımı sayesinde çok daha hızlı şekilde üretiyorlar. Öte yandan ticaret dünyasının çok seveceği başka bir özelliği ise; bu ürünlerin Avrupa ve Amerika’daki eş değerlerine göre fiyat avantajı sunmasından geliyor. Zaxe olarak, sadece ürünlerimizin tasarımından donanımına kadar yüksek teknoloji ile üretmekle kalmadık, aynı zamanda bu teknolojinin erişilebilir olması için de çalıştık. Üreticilerimizin bu fiyat avantajını çok seveceğini, üstün kaliteli yerli teknolojiyle donatılmış 3D yazıcılarımıza olan ilgilerinin daha da artacağını düşünüyor ve bunun için adımlarımızı atıyoruz.”

Kurumsal müşterilere yazılım varlık yönetimi çözümleri sağlayan Belfast merkezli girişim: Cloudsmith

Kurumsal müşterilerine bulut üzerinden yazılım yönetme imkanı veren Cloudsmith, şirketlerin özel destek ekipleri kiralama ihtiyacını önemli ölçüde azaltır. 2016 yılında mühendislik geçmişli kurucuları tarafından kurulan girişim, mühendislerin işlerini verimli bir şekilde yapabilmelerini sağlayan adanmış bir platform sağlıyor.

New York Menkul Kıymetler Borsası geliştiricileri Alan Carson (CEO) ve Lee Skillen (CTO) tarafından kurulan Belfast merkezli girişim, dünya çapındaki müşterilerine “bulutta yerel paket yönetimini geliştirerek ve tüm yazılım yapıtları ve varlıkları için güvenli, tek bir gerçek kaynak sağlayarak günümüzün yazılım mühendisleri ve kuruluşları için sınıfının en iyisi teknolojiyi” oluşturduğunu iddia ediyor. Özellikle 2021 yılında olağanüstü bir büyüme sağlayan Cloudsmith, herhangi bir şirketin tedarik zincirlerini güvence altına alması için önemli bir zorluk olan yazılım yönetme karmaşıklığının üstesinden gelmeye yardımcı oluyor.

Cloudsmith platformuyla, dünyanın dört bir yanındaki müşterilerinin herhangi bir yazılım varlığının dağıtımını izlemesini ve kontrol etmesine olanak tanıyor ve açık kaynaklı yazılım kullanma risklerini en aza indirecek araçlar sağlayarak yazılım tedarik zincirlerinin geleceğini şekillendirmeye liderlik etmeyi hedefliyor.

Şirketin sunduğu çözüm, güvenlik açıklarını otomatik olarak tespit etme yeteneğini de içerdiğinden işletmelere yazılım tedarik zincirlerinde güvenlik açıklarının ortaya çıkmasını önlemede yardımcı oluyor. Küresel pandemi döneminde hacker saldırılarının arttığı düşünüldüğünde bu tür bir güvenlik bariyerinin oldukça önemli bir özellik diyebiliriz.

Beş yaşındaki girişim, dün yaptığı açıklamada Tiger Global Management liderliğinde 15 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. Bugüne kadar yaklaşık 18 milyon dolar finansman sağlayan şirket, son yatırımı yeni çalışma arkadaşlarını ekibine katmak için kullanmayı planladığını söyledi.