Ana Sayfa Blog Sayfa 488

Kolombiya ve Meksika’da bulut mutfak işleten Foodology, 15 milyon dolar yatırım aldı

2019’dan beri Kolombiya ve Meksika’da bulut mutfak zinciri işleten Foodology, bugün duyurduğu 15 milyon dolar değerindeki yeni sermaye ile Latin Amerika pazarında konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

Andreessen Horowitz ve Base Partners liderliğinde yürütülen A Serisi finansman turunda, mevcut yatırımcılar Kayyak Ventures ve Jaguar Ventures; Instacart başkanı Nilam Ganenthiran, Kavak CEO’su Carlos Garcia, Ualá CEO’su Pierpaolo Barbieri, eski Burger King Başkanı Dick Boyce ve Merama CEO’su Sujay Tyle dahil olmak üzere bir grup melek yatırımcı katılım gerçekleştirdi. Şirket, bugüne kadar toplamda 20 milyon doların üzerinde yatırım almış oldu.

Yemek pişirme hayranı olan ve bu tutkuyu işe dönüştürmek isteyen Daniela Izquierdo (CEO) ve Juan Guillermo Azuero tarafından kurulan Bogota merkezli girişim, bulut mutfaklarda çalışan sanal marka portföyüyle müşterileri için sınıfının en iyi teslimat deneyimini yaratmak için çalıştığını söylüyor. 2 yaşındaki şirket, Latin Amerika’daki ilk teslimat odaklı girişim olmayı hedefliyor.

Foodology, yemek teslimatının müşteriler açısından genellikle harika bir deneyim yerine ortalama bir deneyim olduğunu belirtiyor. Bu algıyı değiştirmek istediğini vurgulayan şirket, üçüncü taraf restoran markalarını Latin Amerika pazarlarında haftalar içinde hızla büyütecek ve müşterilerini memnun edecek şekilde yemek servis etmesini sağlayacak bir model oluşturduğunu iddia ediyor.

Foodology şu anda Kolombiya’da 6 şehir ve Meksika’da 10 şehir olmak üzere toplamda 20 bulut mutfak işletiyor. 60 kurumsal çalışanı olan şirket, mutfaklarında ise 300’den fazla çalışana sahip. Şirket, yalnızca Kolombiya’da ayda 100 bin sipariş alıyor ve toplamda 1 milyon siparişlik olan dönüm noktasını geçmiş bulunuyor.

Cilt hastalıklarını tedavi etmesi için cihaz geliştiren Zerigo Health, 43 milyon dolar yatırım aldı

Kronik cilt rahatsızlıklarını tedavi etmek için tek bağlantılı ışık tedavisi çözümü sunan Zerigo Health, 7wireVentures liderliğinde yürütülen B Serisi fonlamada 43 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu. General Catalyst, Dragoneer, Cigna Ventures, Leverage Health Solutions ve Leaps tura katılan yeni isimler arasında yer aldı.

Sedef hastalığı, vitiligo ve egzama gibi cilt rahatsızlıkları için ışık tedavisi çözümleri üreten ABD merkezli şirket, ülkede bu hastalıklarla yaşayan 40 milyondan fazla Amerikalı için yenilikçi bir tedavi çözümü sunuyor. İlk bağlantılı fototerapi çözümü olarak kayıtlara geçen Zerigo Health, hastaların kronik cilt rahatsızlıklarını ev rahatlığında veya seçtikleri herhangi bir yerde yönetmelerini sağlıyor. Böylece, eski veya pahalı tedavi yöntemleriyle ilişkili maliyetleri önemli ölçüde azaltmaya yardımcı oluyor.

Zerigo Health’in 2017 yılında FDA onayı aldığı ışık tedavisi, ultraviyole ışınlarından faydalanılarak birçok cilt hastalığının tedavisinde kullanılabiliyor. Kullanıcılar, şirketin ürettiği cihazı bir akıllı telefon uygulamasına kolayca bağlayabiliyorlar. Böylece cihaz, kronik cilt rahatsızlıkları olan hastaları ve doktorları kişiselleştirilmiş veri ve içgörülerle birbirlerine bağlı tutuyor. Cihazın doz ayarı, buluta bağlı bir teknoloji ile doktorların reçetelerine göre güvenli bir şekilde ayarlanıyor ve kontrol ediliyor. Uzaktan takip edilen hastalar, tedavileri boyunca kişisel koçluk ve destek hizmeti alabiliyorlar.

Zerigo Health Başkanı ve CEO’su John E. Schellhorn, “Zerigo Health, pazarda büyümeye devam ediyor ve hastaların kronik cilt rahatsızlıklarını nerede olurlarsa olsunlar tedavi edebilmeleri için artan talebi karşılamada iyi bir konuma sahip” dedi. Cihazın daha uygun maliyetli ve klinik olarak kanıtlanmış çözümler sunması sebebiyle serbest çalışanlar arasında tercih edildiğini söyleyen Schellhorn, yeni sermayenin şirketin bu pazardaki büyümesini sürdürmesini beklediklerini belirtti.

İş Bankası’ndan esnaf ve KOBİ’lerin dijitalleşmesine yönelik çözümlerin toplandığı platform: DijiKolay

Türkiye İş Bankası, esnaf ve KOBİ’lerin ticari hayatlarını kolaylaştırmak için yeni bir çözüm geliştirdi. DijiKolay, ticari müşterilerin dijitalleşme ihtiyaçlarını karşılayan ürün ve hizmetleri tek bir çatı altında kolay ve ayrıcalıklı bir şekilde sunuyor.

DijiKolay, e-dönüşüm hizmetlerinden e-ticaret ve e-ihracat çözümlerine, ödeme sistemlerinden ön muhasebe ve bulut uygulamalarına kadar her boyutta işletmenin ihtiyacını karşılayacak şekilde geliştirildi.

Banka; dijital dönüşüm kredisi, dijital tedarikçi finansmanı, dijital kasa, TekCep gibi ürün ve hizmetlerini de içinde bulunduran DijiKolay ile KOBİ’lerin rekabet gücünü artırarak, işlerini büyütmesine ve ileriye taşımasına destek olmaya devam ediyor.

“Müşterilerimizin dijital yeteneklerini arttıracak yeni bir süreci başlatıyoruz”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek, konuya ilişkin açıklamasında, Dijital Dönüşüm Merkezi, Dijital Anadolu Etkinlikleri ve İŞ’TE KOBİ internet sitesi ile verdikleri hizmetleri bu çözüm ile bir adım daha ileriye taşıdıklarını vurguladı.

Uygulamanın, ticaret ve iş yapma şekillerini güncel gelişmelerle desteklemek isteyen, dijitalleşme konusunda yenilenmek ya da firmasını, işini geleneksel yöntemlerden modern, inovatif ve dijital sistemlere taşımak, çağdaş metotlarla hedeflerine ulaşmak isteyen tüm ticari müşterilerine yönelik olduğunu belirten Şimşek, şöyle dedi: “Ticaretin zorluklarını biliyoruz ancak ‘her işin de bir DijiKolayı var’ diyoruz. E-belgeden ön muhasebeye, pazaryeri çözümlerinden tüm banka kartlarından ödeme alabilecek sanal POS uygulamalarına kadar farklı ihtiyaçları karşılayacak şekilde müşterilerimizin dijital yeteneklerini artıracak yeni bir süreci başlatıyoruz. Yaşayan bir platform olarak tasarlanan DijiKolay, sürekli eklenecek yeni çözümlerle firmaların hayatını kolaylaştıracak.”

OİB 10. Otomotivin Geleceğin Tasarım Yarışması’nın kazanan girişimi Steer-By-Wire oldu

Türkiye otomotiv sektörünün ihracattaki tek koordinatör birliği olan Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) tarafından sektörde katma değerli ürün ve teknolojileri geliştirmek amacıyla düzenlenen 10. Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışması sonuçlandı.

Ticaret Bakanlığı desteği ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) koordinatörlüğünde gerçekleşen ve bu yıl “Hareketlilik Ekosisteminde Çözümler” teması ile düzenlenen yarışmada, 383 proje arasından birinciliğe Steer-By-Wire projesiyle Technische Hochschule Ingolstadt’ta eğitim gören Can Acar layık görüldü.

Toplam 140 bin TL’lik büyük ödülün sahibi olan Steer-By-Wire projesi, Türkiye’de ilk kez otonom sürüşü gerçek kılarak sürücüyü yolcuya dönüştürecek olan sürüş sistemini geliştirdi.

Can Acar, geçen yılki yarışmada Otomotiv Sistemleri için Teşhis ve Güç Yöneticisi projesi ile beşinci olmuş ve 30 bin TL kazanmıştı. Yarışmada ikinciliği HydroBorPEM Fuel Cell Technologies projesi ile alan Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesinden Erhan Demircioğlu, 120 bin TL’lik ödülün de sahibi oldu. Üçüncü seçilen Advoard Robotics projesinin sahibi ODTÜ’den Pınar Oğuz Ekim de 100 bin TL’lik ödül aldı.

Dünyadaki 193 ülkenin tamamına ihracat yapmayı başaran otomotiv endüstrisinin en büyük Ar-Ge ve inovasyon etkinliği olan yarışmaya OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik ile OİB Yönetim Kurulu Üyesi ve OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu ev sahipliği yaptı. Yarışmanın açılışında T.C. Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay ve TİM Başkanı İsmail Gülle de konuşma yaptı. Teknoloji ve Trend Avcısı Serdar Kuzuloğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı, sektör profesyonellerinden akademisyenlere, girişimcilerden öğrencilere kadar çok sayıda kişinin izlediği yarışmada, dereceye giren başarılı proje sahiplerine toplam 500 bin TL ödül verildi. Yarışmada dereceye girenler ayrıca İTÜ Çekirdek Kuluçka Merkezi olanaklarından yararlanarak girişimlerini geliştirme, İTÜ Big Bang sahnesinde yarışma ve otomotiv sanayinin deneyiminden ve geniş ağından faydalanma gibi ayrıcalıklar elde etti.

Çelik: “İlk beş projeye Patent tescil hakkı vereceğiz”

OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, “OİB olarak, Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasının bu yıl 10. sunu gerçekleştirmekten dolayı çok mutluyuz. Dereceye giren projeleri ve tüm ekibi kutluyor ve başarılarının devamını diliyorum. Ayrıca dereceye giren girmeyen toplam 383 proje sahibinin her birine ayrı ayrı teşekkür ederim. Bizim için hepsi birbirinden değerli. TİM Başkanı İsmail Gülle’ye de şahsım ve yönetim kurulum adına teşekkürlerimi sunuyorum. Geçen yıl 250 bin TL olan toplam ödül tutarımızı, bu yıl 500 bin TL’ye çıkardık. Kazanan proje sahibi ve ekibi için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum. Big Bang yolculuklarında OİB olarak kazanan proje sahibine 600 bin TL ödül vereceğiz. Ayrıca, kazanan tüm projelere İTÜ ARI Teknokent ile işbirliğimiz kapsamında, kuluçka hakkı vereceğiz. Aynı zamanda dereceye giren ilk 5 projemiz için Fikri ve Mülkiyet Hakları partnerimiz Adres Patent”ten Patent tescili hakkı vereceğiz. Ve Automechanika partnerliğinde Almanya’da gerçekleştirilecek Automechanika Frankfurt 2022 fuarına ilk 3 yarışmacımızın seyahat ve konaklama masraflarıyla birlikte katılım imkanı sağlayacağız. Ayrıca 18-21 Kasım 2021 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek Automechanika Istanbul Plus fuarında ilk 5 finalistimizin, fuar sırasında fiziksel ödül töreni organizasyonuna katılımı ve fuarın e-mobility-startup bölümüne katılarak markalarını ve projelerini tanıtma fırsatı sağlanacak” dedi.

Burhanoğlu: “Desteklediğimiz projeler 104 milyon TL yatırım aldı”

OİB Yönetim Kurulu Üyesi ve OGTY Yürütme Kurulu Başkanı Ömer Burhanoğlu: “Bugüne kadar 12 binden fazla kişinin katılımıyla gerçekleşen yarışmalarda 4 binden fazla başvuru değerlendirildi ve 107 proje ödül almaya hak kazandı. 1 milyon 700 bin TL nakdi ödül hak eden projelere dağıtıldı. Bu yıl da mobilite ekosisteminin önemli kişilerinin bulunduğu bir jüri tarafından değerlendirilen projelerden uygun görülenlere, ilk turda 500 bin TLlik bir ödül ve hepsinin Patent Tescilini yaptıracağız. Ancak yarışmayı yalnızca nakdi ödül dağıtmak için yapmıyoruz. En önemlisi, biz bu projelerin sahiplerinin otomotiv sektörünün gelecekteki mühendisleri, yöneticileri, ihracatçıları olduğunu biliyoruz. Bu nedenle yarışma bittikten sonra da projelerinin hayata geçebilmesi için desteklerimizi sürdürmeye devam ediyoruz.” dedi.

Projemizi gerçekleştirme ve sonrasındaki takip işlemlerini 2015 yılından bugüne olmak üzere 7 yıldan beri İTÜ Çekirdek işbirliğiyle sürdürüyoruz. Kazanan arkadaşlar İTÜ Çekirdekte kuluçka programına alınıyor ve eğitime devam ediyor, mentorluk alıyorlar. Süreç boyunca Türkiye’nin en büyük girişimcilik etkinliklerinden biri olan Big Bang Startup Challange’a hazırlanıyorlar. Big Bang Startup Challange’da 2021 ‘de OİB olarak bu yarışma ödülü dışında 600 bin liralık bir ödülümüz daha var.” dedi.

Birinci olan Steer-By-Wire projesi, 5.seviye otonom sürüşü gerçek kılıyor

Otomotivin Geleceği Tasarım Yarışmasında birinci seçilen Steer-By-Wire projesi ile Proje ile direksiyon ile tekerlek arasındaki tüm gereksiz mekanik bağlantılar kaldırılıyor, sensörlerin yanı sıra direksiyona ve direksiyon dişlisine motorlar ekleniyor ve böylece arabalar, uçaklarda olduğu gibi yalnızca dijital bilgi ile sürülüyor. Mükemmelleşmiş yeni bir sürüş deneyiminin kapısını aralayan proje ile direksiyon, araç içerisinde herhangi bir yerde ve herhangi bir şekilde olabiliyor. Araç içerisinde yerden kazanç sağlandığı için, sürücü herhangi bir anda yolcuya dönüşebilir. Koltuğun 360 derece döndüğü Steer-by-Wire ile 5. seviye otonom sürüş gerçek kılınıyor. Can Acar “Üç farklı kontrol sistemi döngüsü ile gerçek sürüş deneyimini mükemmelleştiriyoruz. Bu kontrol sistemlerinden birincisi direksiyonda sürüş hassasiyeti yaratmak için, ikincisi tekerlekleri sürecek motor için, üçüncüsü ise direksiyon açısı ile tekerlek açısı arasındaki oranı kontrol eder. Sürüş anında mili saniyelik bile olsa hiçbir gecikme yaşanmaz, sürücüye yoldan kaynaklı hiçbir titreşim iletilmez. Bunun yanı sıra araç ağırlığı azalır, bu da daha iyi pil ve yakıt performansı ve daha düşük emisyon demek. Steer-By-Wire, çevre koşullarına göre sürüş deneyimini sürekli mükemmelleştiren bir kontrol sistemine de sahiptir. Ağ iletişiminden aldığı yol durumu, araç hızı, hava koşulları gibi bilgileri değerlendirir ve tekerleği süren çıkış değerini sürekli optimize eder ve geleneksel otomobillerde bulunmayan hassasiyette mükemmel bir sürüş deneyimi sağlar.Bir tehlike anında Steer-By-Wire sürücüden önce milisaniyeler içerisinde gerekli manevrayı yerine getirebilir, hangi yol koşulunda olursa olsun çok daha kısa sürede ve daha kısa fren mesafesinde durabilir. Rakiplerimizden farkımız, mekanik elemanların kalktığı ve her yerde sürüş iznine sahip ilk Steer-By-Wire’lardan olacak. Tasarlanan bu sistem, otomotiv sanayinin yanında; savunma sanayide ve tarımdaki araçlara da kolaylıkla entegre edilebilir” dedi.

İkinci proje; altı kat verimli kompozit yakıt hücresi membranı üretiyor

Yarışmada ikinci olan HydroBorPEM Fuel Cell Technologies projesi hidrojen yakıt hücreli araçlar için 6 kat verimli kompozit yakıt hücresi membranı üretiyor. Her geçen gün artan çevre kirliliği ve fosil yakıtların yakın zamanda tükenme ihtimalinin yüksek olmasıyla alternatif enerjili araçlara yönelim artıyor. Günümüzde, alternatif enerjili araçlardan biri olan hidrojen yakıt hücreli araçlar verimli ve çevreye uyumlu teknolojileriyle öne çıkıyor. HydroBorPEM projesi de hidrojen yakıt hücreli araçlar için 6 kat verimli Bor ve Perlit katkılı kompozit yakıt hücresi membranı ve yakıt hücre yığınları üretmektedir.

Üçüncü proje ile depolardaki işleyiş 2-3 kat verimli hale geliyor

Üçüncü olan Advoard Robotics projesi ise daha verimli depolar için işbirlikli otonom mobil toplama robotları üretiyor. Otonom mobil robot sayesinde hatasız ve verimli toplama yapılarak depolardaki işleyişlerde 2 – 3 kat verim artırımını amaçlanıyor. E-ticaret ve lojistik depolara özgü otonom mobil toplama yapabilen robot Türkiye’de üretilmiyor. Dünyada ise sadece altı firma bu konuda çalışıyor. Türkiye’de geliştirilen bu ürün sayesinde diğer firmalardan daha ucuz, daha fazla yük taşıyabilen, herhangi bir depo yönetim uygulaması ile birleştirilmede daha esnek yapıya sahip özgün bir değer elde ediliyor.
Yarışmada dördüncülüğü Hibrid Konum Kontrol Sistemleri ile Bursa Uludağ Üniversitesinden Çağatay Karademir alırken, 80 bin TL’lik ödülün de sahibi oldu. Beşinciliğe ise Hologram Görüntüsü ve Yapay Zeka Teknolojisine Sahip Akıllı Araç Asistanı projesi ile Yıldız Teknik Üniversitesinden Serdar Sultanoğlu seçildi ve 60 bin TL ödül kazandı.

Mükellef, ABD’de kurduğu şirketin başına geçmek üzere Apple Pay’den Ersin Koçal ile anlaştı

Evden çıkmadan, vergi dairesine, notere, ticaret odasına gitmeye ihtiyaç duymadan şirket kurulum hizmetini online olarak kullanıcılarına sunan Mükellef’in, ABD’de kurduğu şirketin Ülke Müdürlüğü görevini üstlenmek üzere Ersin Koçal ile anlaştı.

Koçal, bu yeni görevi öncesinde Apple Pay İş Geliştirme Departmanı’nda, Apple müşterilerinin e-ticaret sitelerinden alışverişleri sonrasındaki ödeme deneyimlerini en üst düzeye çıkarmak üzerine birçok başarılı projede görev aldı. Koçal, Mükellef ABD’deki yeni görevine Mükellef’in Türkiye’de ve Avrupa’da ulaştığı başarıyı ABD’ye de taşımak hedefiyle başladı.

ABD’de şirket kurmak isteyenlere, şirket kurulumundan ön-muhasebeye, muhasebeden vergi beyanı konularına kadar Mükellef platformu üzerinden verilecek hizmetlerin operasyonunda görev alacak Koçal, Mükellef’in ABD’de de hizmetlerinin kullanıcılara ulaştırılmasından ve yeni iş ortaklıkları yaratılmasından sorumlu olacak.

Ersin Koçal kimdir?

2005 yılında Doğu Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde lisans eğitimini tamamlayan Koçal, Türkiye’de ve yurtdışında telekomünikasyon, akıllı şehir ve havaalanı projelerinde Proje Yöneticiliği ve İş Geliştirme görevlerinde çalıştı. 2014 yılında Ege Üniversitesi’nde MBA eğitimini tamamlayan Koçal, ardından 2014 yılında Foriba ve ardından Trendbox’ta, İş Geliştirme ve Satış pozisyonlarında yöneticilik yaparak kariyerine devam etti.

ABD’de yaşayan Ersin Koçal, son görev yeri olan Apple Pay İş Geliştirme Departmanı’nda, Apple müşterilerinin e-ticaret sitelerinden alışverişleri sonrasındaki ödeme deneyimlerini en üst düzeye çıkarmak üzerine birçok başarılı projeye imza attı. Koçal, bundan böyle Mükellef ABD Ülke Müdürü olarak çalışama hayatına devam edecek.

Latin Amerika genelinde teslimat uygulamasını genişletmeyi hedefleyen Yummy, 18 milyon dolar yatırım aldı

2020 yılında Vicente Zavarce tarafından kurulan ve şimdiye kadar 200 bin kayıtlı kullanıcıyı bir araya getiren süper teslimat uygulaması Yummy, Latin Amerika’da öngörülen genişlemesini hızlandıracak 18 milyon dolarlık bir A Serisi finansman turunu kapattığını duyurdu. Anthos Capital tarafından yönetilen tura JAM Fund da katılım sağladı.

Geçtiğimiz temmuz ayında Latin Amerika’daki mağazalarını genişletmek için 4 milyon dolar başlangıç sermayesi sağladığını duyuran Venezüella merkezli şirket, hem teslimat hem de araç paylaşımı içeren ücretsiz indirilebilen uygulamasıyla hizmet veriyor. Son dört ayda %35’in üzerinde istikrarlı bir büyüme ile Venezuela’da halihazırda 340 binden fazla aylık işlem gerçekleştirdiğini söyleyen girişim, 12 şehirde teslimat ve araç paylaşım operasyonunda 5 binden fazla sürücüden oluşan bir ağa sahip.

Şirket, geçtiğimiz yıl içinde 600 binden fazla gıda, yiyecek, alkol ve alışveriş teslimatını tamamladı. Ayrıca, aylık brüt mal hacminde 1 milyon dolara ulaşan şirket, aydan aya gelirinde ise %38 büyüme gördüğünü doğruladı. Bu ay Peru ve Şili’de de faaliyetlerine başlayan ve henüz açıklanmayan üçüncü bir pazara girmeyi hedefleyen Yummy, 2022’nin sonuna kadar her ülkede 50 aktif sanal mağazaya sahip olmayı ve 15 dakikadan daha kısa sürede 2 binden fazla ürün teslim edebilmeyi hedeflediğini açıkladı.

Perşembe günü duyurulan 18 milyon dolarlık fonlamanın Venezüellalı bir girişim için tarihteki en büyük finansman olduğunu söyleyen Zavarce, bunun teknoloji şirketlerinin ülkede bir değişiklik yapabilecek güce sahip olduğunun bir kanıtı olduğuna dikkat çekti. Zavarce, şirketin iç pazarda az sayıda girişimle rekabet halinde olduğunu, ancak uygulama paketinin zenginliği sebebiyle, uygulamanın halihazırda ciddi bir kullanım sıklığına sahip olduğunu söyledi.

Yapay zeka ile araç hasar tespiti yapan yerli girişim Archmir, 2.4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Sigorta firmaları için yapay zeka ile araç hasar tespiti yapan ve araç eksperlerinin operasyonel yönetim yazılımı hizmeti sunan yerli girişim Archmir, 2.4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Archmir’in bu yatırım turuna; Techmine Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı katıldı.

Öncelikli olarak sigorta sektöründe yapay zeka tabanlı süreç optimizasyonu, verimlilik artışı ve robotik proses çözümleri üreten Archmir, ortaklıkla birlikte Türkiye ve dünyada bu konuda iddialı oyunculardan olma hedefinde önemli bir adım attı. İlk problemini oto-hasar süreçleri ve elektronik cihaz sigortaları için çözen Archmir, diğer sigorta alanlarına da girerek sorunlara AI teknolojisi ile hızlı çözümler üretmek hedefindedir.

Mustafa Çakır, Talha Saruhan ve İlker Kutsal tarafından kurulan Archmir, 2020 yılında şirketleşti. Girişim, pandemi sürecine rağmen içerisinde sigorta, otomotiv ve teknoloji şirketlerinin de bulunduğu birçok şirket ile çalışarak ürünlerini entegre etmeyi gerçekleştirdi.

İTÜ Çekirdek ve KWORKS bünyesinde de çalışmalarına devam etmekte olan Archmir, 2020 İTÜ Çekirdek Bing Bang sahnesinde en yüksek hibe alan girişim olmuştu.

10 milyon TL değerlemeye ulaşan Pazardan, tohum yatırım turu için 500 bin TL’lik NFT koleksiyonu hazırladı

Giderek yaygınlaşan NFT’ler (non-fungible token) şimdi de start-up yatırımcılarının tercihi oluyor. İnternetten kolayca indirilebilen ve milyonlarca dolara alıcı bulan kripto sanat eserlerinin dijital sertifikaları olarak tanımlanan NFT’ler, son olarak 10 milyon TL değerlenmeyle tohum yatırım turuna çıkan Pazardan tarafından gündeme taşındı. NFT aracılığıyla yatırım toplama fırsatı yaratarak girişim ekosisteminde öncülük ettiklerini belirten Pazardan CEO’su Burak Sıraç, “Pazar alışverişlerini dijitalleştiren Pazardan’ı bir teknoloji şirketi olarak konumlandırıyoruz. Türkiye’deki 75 bin pazarcıyı e-ticaretle buluşturarak, meyve-sebze alışverişlerine yeni bir soluk getirmek istiyoruz” dedi.

Ekibin yaratıcılığını avantaja çevirecek

Kısa sürede İstanbul, İzmir, Ankara, Bursa, Eskişehir ve Gaziantep gibi illerde 200’ün üzerinde tezgaha ulaştıklarını söyleyen Burak Sıraç, sözlerine şöyle devam etti: “Pazardan’la eriştiğimiz 150 TL’lik file ortalaması, Türkiye’de market alışverişlerinde görülen sepet ortalamasının %70 üstünde. Aldığımız yeni yatırımlarla, bir yandan ürünü geliştirirken, diğer yandan pazarlama faaliyetlerimizi hızlandırarak daha geniş kitlelere hitap edeceğiz. Marketlere, restoranlara ve şirketlere toplu alışveriş yapabilecekleri bir model sunmak üzere de çalışıyoruz ve ekibimizin yaratıcılığını avantaja çevirerek farklı girişimlerin de kullanabileceği metodolojilerle sektörde ilklere imza atmak istiyoruz.”

Pazardan, tohum yatırım için 500 bin TL’lik NFT koleksiyonunu satışa sundu

Ekonomik gelişme ve modellerin farklılaştığı bir ekosistemde, start-up yatırım metodolojilerinin de güncel gelişmelere ayak uydurabileceğini belirten Pazardan CEO’su Burak Sıraç, NFT sürecini ise şu sözlerle anlatıyor: “İş yapış modelimiz ve ortaya koyduğumuz değer önerisi, birçok yatırımcının dikkatini çekiyor. 10 milyon TL değerlemeyle çıktığımız tohum yatırım turuna, ilk yatırımımızı alarak devam ediyoruz. Bu süreçte tüm dünyanın yoğun ilgi gösterdiği NFT ekosisteminde bir ilki gerçekleştirdik. Pazardan Seeding Collection adıyla yerel pazarlarımızdaki objeleri simgeleyen 5 eserin yer aldığı, 500 bin TL’lik (14,13 ETH) NFT koleksiyonu oluşturduk ve opensea.io üzerinden yayınlandık. Bundan sonraki süreçte yatırımlarımızı NFT üzerinden alacağız ve NFT koleksiyonlarımız kapsamında farklı planlarımız devreye girecek. Ayrıca tohum yatırım turuna katılan yatırımcılarımıza 2. turda sağlayacağımız bazı avantajlar da olacak. Önümüzdeki günlerde daha farklı NFT ve blockchain projeleri de planlıyoruz.”

Online market alışverişinin %27’den fazlası sebze ve meyvelerden oluşuyor

Türkiye’deki pazar servisi hizmet hacminin pandemiyle birlikte her geçen gün arttığını belirten Burak Sıraç, “5,5 milyar TL’lik toplam online market alışverişinin %27,27’sini sebze ve meyve oluşturuyor. Bu pastada payımızın olması için kullanıcıların semt ve organik pazar tezgahlarından online alışveriş yapabildiği bir pazaryeri platformu olarak 2021’in başında hizmet vermeye başladık. Tüketiciler uygulama üzerinden adreslerine gönderim yapan pazarları ve buradaki tezgahları seçip alışveriş yapıyor. Pazarın kurulduğu gün teslimat için saat aralıklarını seçiyor ve online ödemeyle alışverişi tamamlıyor. Bu sayede zaman ve efor isteyen geleneksel pazar alışverişi, temassız ve çevrimiçi alışveriş deneyimine dönüşüyor. Kullanıcılar Google Play Store ve App Store’dan Pazardan uygulamasını indirilebiliyor. Düşük reklam harcamalarımıza rağmen, App Store tarafından birkaç kez ‘olmazsa olmaz’ uygulama olarak önerildik! Kasım ayında satışları internet sitesinden de başlatacağız.”

Yeni nesil müşteri etkileşim platformu Batch, 20 milyon euro yatırım aldı

Yeni nesil müşteri etkileşimi platformu Batch, bugün yaptığı açıklamada Expedition Capital liderliğinde ve Orange Ventures katılımında gerçekleştirilen bir finansman turunda 23 milyon dolar (20 milyon euro) yatırım aldığını duyurdu.

Fransız girişim Batch, müşterilerinin dijital dünyanın beraberinde getirdiği teknik sorunların üstesinden gelmelerine ve verimli iletişim deneyimleri yaratmalarına yardımcı olur. Braze, Salesforce, Adobe, Oracle, IBM ve Microsoft’un büyük kurumsal çözümleriyle rekabet eden bir müşteri katılım platformu olan Batch, müşteri ilişkileri yönetimi (CRM) ve analitik ürünler gibi mevcut veri kaynaklarıyla bütünleşir. Bu şekilde, segmentler oluşturabilir, bildirimleri düzenleyebilir ve müşteri hedeflemesi yapabilir.

70 ekip üyesine ve 300 kurumsal müşteriyle ortaklığa sahip olan Batch, yılda 400 milyar katılım mesajıyla yeni nesil bulut pazarlama platformunu şekillendirmeyi hedefliyor. Şirketin kurumsal müşterileri arasında Le Monde, Le Parisien, Eurosport, BNP Paribas, Société Générale ve Leboncoin gibi markalar yer alıyor.

Batch kurucu ortağı ve CEO’su Simon Dawlat bugün yaptığı açıklamada, bu pazarın dünyanın en büyük yazılım şirketleri tarafından domine edildiğine dikkat çekti. Bu şirketlerin pazar hakimiyetinin yakın zamanda yok olmayacağını kabul eden Dawlat, Batch platformunu, yeni nesil pazarlama ve müşteri etkileşim platformları ve yeni tüketici deneyimleri için inşa etmeye devam edeceklerini vurguladı. Dawlat, bu sürecin ne kadar zorlu olduğunu, teknolojik ve operasyonel uzmanlığın senkronizasyonu gerektirdiğini ilk elden bildiğini ekledi.

Bugünkü finansman turuyla şirket, daha fazla yeteneği çekmek ve mevcut yetenekleri elde tutmak için kendi iç kültürüne yatırım yapmak istediğini belirtti. Girişim ​​ayrıca, ürününü daha da geliştirmek ve yeni müşteriler edinmek için satış ve pazarlama alanında daha fazla insanı işe almayı hedefliyor.

Değişen iş hareketliliğinde uzaktan işe alımları kolaylaştıran Paris merkezli girişim: Next Station

Geçtiğimiz sene büyük ölçüde değişen iş hareketliliği ve işe alım süreçleri, adayların yurtdışında iş bulmalarına yardımcı olacak platformların sayısını da hızla artırdı.

Bu girişimlerden biri olan Paris merkezli insan kaynakları girişimi Next Station, 2018 yılında kuruldu ve 2019 yılında, küresel salgın başlangıcından kısa süre öncesinde faaliyetlerine başladı. Bu dönemde küresel şirketlerin yurtdışından alanının en iyi yeteneklerini işe almak için hangi hizmetleri kullanmaları gerektiğini yeniden düşünmeye başlamışken, Next Station, uluslararası işe alım çözümü sunarak bu süreci şirketler için kolaylaştırıyor.

Şu anda Fransa, İspanya ve Almanya‘da faaliyet gösterme olan Next Station, 100’den fazla ülkeden adayların iş bulma süreçlerini kolaylaştırdığını söylüyor. Bir açılış ilanının hemen ardından 48 saatten daha kısa bir süre içinde, şirketler pozisyonları için gerekli becerilere sahip bir dizi adaydan başvuru alabiliyorlar.

Geçtiğimiz bir senede %400 büyüme sağladığını belirten şirket, Avrupa’daki uluslararası genişlemesine devam etmek için yeni bir finansman turunu kapattığını duyurdu. 1,5 milyon euro ek finansman sağlayan Paris merkezli girişim bu finansman turunda İspanyol bir risk sermayesi şirketi olan Cabiedes & Partners ve Fransız melek yatırımcı Denis Fayolle gibi isimlerden destek gördü.

Zaman zaman adaylar bazen yurtdışındaki iş fırsatlarını tespit etmekte zorlanıyor ve hedeflerine uygun fırsatları değerlendirmek için çok zaman harcayabiliyorlar. Aynı şekilde İK ekipleri ve iş verenler de işveren markası eksikliğinden dolayı uluslararası adayların iş başvurusu listelerine girmekte zorlanabiliyorlar.

İş başvurusu, başvuru değerlendirme, mülakatlar ve işe alım süreci gibi birçok aşamada arka planda büyük bir rol oynayan Next Station, şirketler ve adaylar için uluslararası yetenek pazarını daha iyi bağlamayı ve bu zorlukları ortadan kaldırmayı hedefliyor.