Ana Sayfa Blog Sayfa 489

Invicti Security, Summit Partners liderliğinde 625 milyon dolar yatırım aldı

Uygulama güvenliği testlerinde lider isimlerden biri olan Invicti, çarşamba günü yaptığı açıklamada Summit Partners liderliğindeki 625 milyon dolarlık bir yatırım için kesin bir anlaşma imzaladığını duyurdu.

2017 yılında ilk kez Invicti’ye yatırım yapan Turn/River Capital da finansman turuna katılım gerçekleştirdi ve gelecekte de önemli bir hissedar olmaya devam edecek. Yatırım turunun finansal gizliliğinin korunacağı belirtildi.

15 yılı aşkın bir süredir, her sektördeki şirketlerin genel güvenlik operasyonlarını büyütmelerine, güvenlik kaynaklarını en iyi şekilde kullanmalarına ve genel güvenliklerini iyileştirmeleri için geliştiricilerle bağlantı kurmalarına yardımcı olmak için dinamik ve etkileşimli uygulama güvenliği ürünleri sağlıyor. Binlerce web uygulamasını güvence altına alan Invicti, işletmeler ve kamu sektörü kuruluşları arasındaki kritik bir ihtiyacı karşılıyor. Acunetix ve Netsparker ürünleri kullanan şirketin yazılımı, kuruluşların tüm web ayak izlerini güvenlik açıkları için taraması ve bu açıkları bulmayı kolaylaştırmak için tasarlanmış.

Bu yatırım haberi, Invicti için önemli bir büyüme döneminde geldi. Son bir yılda 700’den fazla yeni müşteriyi kullanıcı tabanına ekleyen Invicti’nin yıllık tekrarlayan geliri ise geçen yıla kıyasla %60 büyüme kaydetti. Invicti, şu anda dünya çapında 3.100’den fazla müşteriye hizmet veriyor ve bugüne kadar 800.000’den fazla web sitesini taradığını bildirdi.

Şirketin büyümesindeki yeni dönem için Summit Partners’ı aralarında görmekten heyecan duyduklarını belirten Invicti kurucusu ve CEO’su Ferruh Mavituna, “Summit’in kapsamlı güvenlik deneyiminin ürün inovasyonumuzu hızlandırmaya, erişimimizi genişletmeye ve dünyanın dört bir yanındaki kuruluşların karşılaştığı acil web uygulaması güvenliği sorununu çözmeye yardımcı olacağından eminiz” sözlerine yer verdi.

Türkiye’nin 30 şehrinde ve 5 ülkede çalışanları olan AloTech, kalıcı olarak uzaktan çalışmaya geçti

Yurt içinde yakaladığı başarıyı 27 ülkede sürdüren Türkiye’nin en büyük bulut tabanlı çağrı merkezi platformu AloTech, Türkiye’de ilk Covid-19 vakasının görülmesiyle birlikte geçtiği uzaktan çalışma modelini kalıcı hale getirdi. Böylece AloTech’in 120 çalışanı diledikleri şehirden ve ülkeden çalışma fırsatına sahip oldu.

Cenk Soyak: “Uzaktan çalışma kararını çalışanlarımızla birlikte aldık”

Kalıcı olarak uzaktan çalışma kararını çalışanlar ile değerlendirdikten sonra aldıklarını söyleyen AloTech Kurucu Ortağı Cenk Soyak, “Pandemi ile birlikte başladığımız uzaktan çalışma dönemini son derece verimli geçirdik. Bunun üzerine bunu kalıcı hale getirebileceğimizi düşündük. Çalışanlarımızın çok büyük bir oranının bizimle aynı fikirde olması ve hizmet alanımızın son derece elverişli olması nedeniyle bu modele kalıcı olarak geçmeye karar verdik. Geri dönmemek üzere yapılandırdığımız modeli #benneredeysemAloTechorada mottomuzla sürdürmeyi hedefliyoruz” dedi.

“Turnover düştü, istihdam arttı”

Uzaktan çalışmayla birlikte çalışanların şehir değiştirmeye başladıklarını belirten Soyak, “Pandemi öncesinde tüm çalışanlarımızın İstanbul’da olması gerekiyordu. Uzaktan çalışmaya geçmemizle birlikte özellikle Ege ve Akdeniz’deki şehirlere taşınmaya başladılar. Bir buçuk senedir İstanbul’a hiç uğramayan çalışanlarımız var. Turnover’ımızda (Çalışan değişim oranı) olumlu yönde değişim oldu. Bunun yanı sıra şehir dışından ve yurt dışından aldığımız başvuru sayısı da ciddi ölçüde arttı. Türkiye’nin 7 bölgesindeki 30 ilde çalışanımız bulunuyor. Şu anda çalışanlarımızın dörtte biri İstanbul dışında. Yurt dışında ise ABD, Fas, İngiltere, Nijerya ve Venezuela’da olmak üzere toplam beş çalışanımız var. Pandemi sürecinde istihdamımızı da yüzde 62 artırmayı başardık” diye konuştu.

“Çalışanlarımızın keyif almasını önemsiyoruz”

İşveren markası hedeflerine de değinen Soyak şöyle devam etti; “AloTech olarak hizmet verdiğimiz alanda en çok memnuniyet duyulan ve tercih edilen şirket olmayı hedefliyoruz. Bunun yolu da yaptığımız işe güvenirken, iç ilişkilerimizi iyi yönetmekten geçiyor ve biz bu iki konuda da iddialıyız. Bu alandaki ikinci hedefimiz ise ilk hedefimize giderken geçtiğimiz yoldan keyif almak.”

İsteyen paylaşımlı ofiste isteyen karavanda çalışıyor

AloTech uzaktan çalışamaya geçmesine rağmen İstanbul’daki ofisini kapatmadığı gibi çalışanlarının evleri dışında çalışabileceği alanların sayısını da artırdı. Şu anda çalışanlar İstanbul’daki ofisten, farklı ilçelerde konumlanan üç AloTech karavanından ve İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Mersin olmak üzere toplam beş şehirde bulunan paylaşımlı ofislerden diledikleri zaman yararlanabiliyor.

Wellbeing faaliyetleri aralıksız sürüyor

Çalışanlarının iyi olma haline önem veren AloTech, uzaktan çalışma döneminde de wellbeing çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Eğitim, gelişim ve sağlık destek seminerleri, yoga, zindelik ve spora yönelik aktiviteler, canlı konserler, workshop’lar ve yarışmalar düzenleyen AloTech, İstanbul ofisinin bir bölümünü de müzik sistemi, sahne ve oyun konsolları ile bir sosyal platforma dönüştürdü.

AloTech çalışanlarının yaşadığı şehirler benneredeysemalotechorada.com adresi üzerinden de görülebiliyor.

Avrupa’nın en büyük Apple mağazası olacak Apple Bağdat Caddesi, 22 Ekim Cuma günü açılıyor

Teknoloji devi Apple, mağaza ve ürün yelpazesini arttırmaya yönelik duyurularını gerçekleştirmeye devam ediyor. Türkiye’de açacağı üçüncü mağaza olacak Apple Bağdat Caddesi mağazası için herhangi bir tarih belirtmeyen Apple, açılış tarihini web sitesi ve mail bülteni yardımıyla paylaştı.

Doğu Avrupa’nın en büyüğü olacak bu Apple mağazası resmi olarak 22 Ekim günü açılacak. Saat 10.00 itibari ile içeriye alımların yapılacağı mağaza için pandemi nedeniyle rezervasyonu giriş sağlanacak. 22 Ekim günü Genius desteği sağlamayacak şirket, o gün mağazayı görmeye gelen kişilere tüm mağazayı ve özelliklerini anlatacak.

Teknoloji devi Apple, orada yer alacak bazı şanslı kişilere de hediyeler dağıtacak. Bilindiği üzere Apple, her mağaza açılışında sınırlı sayıda o mağaza için ürettiği tekstil ürünlerini ziyaretçilere hediye eder. Şirketin, geleceği devam ettirerek aynı davranışı bu mağazada da gerçekleştirmesi bekleniyor.

Mağaza açılışına katılması beklenen Apple’ın Retail ve Çalışanlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı Deirdre O’Brien, maalesef mağaza açılışına katılım gösteremeyeceğini belirtti. Aynı zamanda Deirdre;

“Türkiye bizim için çok önemli bir ülke, şu anda da toplam 800 çalışanımız bulunuyor. Bağdat Caddesi’nde açılacak olan yeni mağazada 130 kişiyi istihdam edeceğiz.”

Mağaza için tam bir yaratıcılık yuvası olacağını da belirten Deirdre;

“Yeni mağazadaki altı haftalık programlar ile sanatçılarla gençleri buluşturacağız. Kodlama, fotoğraf, resim gibi konularda tamamen ücretsiz olarak gençlerle bir araya gelmeyi planladık. Yaratıcılığa açık herkesi Apple’ın yeni mağazasına davet ediyoruz.”

Mağazada gerçekleştirilecek ilk Today at Apple etkinliği de belli oldu. Perspektif İstanbul olarak adlandırılan bu etkinliğin içeriğinde ne olduğu henüz bilinmiyor. Bu etkinlik türünün sadece Apple Bağdat Caddesi mağazasına özel olduğunu da hatırlatalım. Today at Apple etkinliklerini keşfetmek için buraya tıklayın.

Mağaza hakkında daha detaylı bilgi almak için buradaki bağlantıya tıklayarak Apple web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Tospaa, bilgisayar olmadan çocuklara kodlama öğretmeyi hedefliyor

Bilgisayar teknolojilerine ihtiyaç olmadan kodlama öğrenmeyi mümkün kılmak için yola çıkan sosyal girişim Tospaa, kodlama eğitiminin yaygınlaşmasına odaklanarak başta bilgisayar sınıfı olmayan okullar olmak üzere öğrenciler, öğretmenler ve ailelerin kullanımı için kutu oyunu ve farklı eğitsel kodlama araçları tasarlıyor.

Okullar, öğretmenler ve aileler için oyun tabanlı kodlama araçları üreten ve teknolojiye erişimi olmayan öğrencilere yönelik ürün geliştiren bir bilgisayarsız kodlama girişimi olan Tospaa ile çocuklar erken yaşta kodlama öğreniyor ve sosyal yetilerini güçlendiriyor.

Türkiye’de bilgisayara erişimi olmayan yüzde 40’ı aşkın okul, Bilişim Teknolojileri Eğitimcileri Derneği işbirliğiyle Tospaa tarafından sağlanan programlardan faydalanıyor. Tospaa aynı zamanda, nitelikli eğitimi ve eğitimde fırsat eşitliğini odağına alarak, fiziksel ve dijital kodlama araçları arasındaki uçurumu kapatmak ve eğitimdeki eşitsizlikleri azaltma hedefinde.

Tospaa, okullarda bilgisayar olmasa da kodlama eğitimini daha erişilebilir hale getirerek çocuklardaki algoritmik düşünme becerilerini geliştirmek için, ilk ve orta seviyedeki okullarda öğretmenler ile birlikte çalışarak; öğrencilerin kodlama eğitim içeriğine erişmesini sağlıyor.

Tospaa, eğlendirerek çocuklara kodlama öğretiyor

Girişimin kurucusu Burak Sevim Şenyurt, Tospaa’nın ürünleri ve hizmetleri sayesinde yarattıkları etkiyi “öğrenciler erişilebilir ve eğlenceli bir şekilde kodlama becerileri geliştirmekle beraber, bilgi işlemsel ve algoritmik düşünme becerilerinin altyapısını oluşturacak yetenekleri geliştiriyor” ifadesiyle tanımlıyor.

Tospaa, kodlama eğitimindeki eşitsizlikleri minimuma indirme hedefinde

Tospaa, çocukların kodlama eğitimi için gerekli olan malzeme, kaynak ve eğitimli öğretmen eksikliğini gidermek üzere çalışıyor. Türkiye’de erken kodlama dönemine erişmiş 10 milyonun üzerinde ilkokul ve ortaokul öğrencisi var. Fakat aynı zamanda, Türkiye genelinde öğrencilerin %33’ü okul ödevleri için kullanabilecekleri bir bilgisayarının olmadığını bildiriyor. Donanım konusundaki eşitsizlik, nitelikli bir kodlama eğitimine erişimi imkansız kılıyor. Girişimin buna yönelik attığı önemli adımlardan biri öğrencilerin eğitimini desteklemek amacıyla uygun fiyatlı ve erişilebilir malzemeler üretmek.

Gelir modeli ürün satışlarıyla beraber ücretli eğitim materyallerinin satışına dayanırken, bir-al bir-bağışla yaklaşımları ve ücretsiz eğitim materyalleri ile kapsayıcı bir eğitim ürünü ve hizmeti de sunuyor. Tospaa uzun vadeli etki yaratmak adına Türkiye’deki tüm ilköğretim öğrencilerinin uygun fiyatlı kodlama araçlarına erişimini sağlayarak kodlama eğitimindeki eşitsizlikleri azaltmayı hedefliyor.

Tospaa, kodlama eğitiminin yaygınlaşmasına odaklanarak başta bilgisayar sınıfı olmayan okullar olmak üzere öğrenciler, öğretmenler ve ailelerin kullanımı için kutu oyunu ve farklı eğitsel kodlama araçları tasarlarken Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen sürdürülebilir kalkınma amaçları kapsamındaki “Nitelikli Eğitim” ve “Eşitsizliklerin Azaltılması” maddelerine doğrudan katkı sağlıyor.

Uzaktan işe alımları kolaylaştıran Deel, 425 milyon dolar yatırım alarak 5.5 milyar dolar değerlemeye ulaştı

İşletmelerin uzaktan işe alım yapmasına yardımcı olmak için İK çözümlerine odaklanan San Francisco merkezli bir girişim olan Deel, D Serisi fonlamada 425 milyon dolar yatırım alarak 5,5 milyar dolar değerlemeye ulaştığını duyurdu.

Coatue tarafından yönetilen Seri D finansman turunda Altimeter Capital, Andreessen Horowitz (a16z), Neo, Spark Capital ve YC Continuity Fund dahil olmak üzere birçok yeni ve mevcut yatırımcılardan destek gördü. 6 ay gibi kısa bir süre önce 1,25 milyar dolar değerleme ile 156 milyon dolarlık bir artış gören şirket, kısa süredeki bu büyümesinin ardından gelecek hedeflerine dair açıklamalar yaptı.

Deel kurucu ortağı ve CEO’su Alex Bouaziz, nisan ayından bu yana şirketin küresel müşteri tabanı 1.800’den 4.500’ün üzerine yükseldi ve bu müşteriler arasında Shopify, Intercom, Coinbase ve Dropbox gibi şirketler yer alıyor. 6 ay içinde çalışan sayısını 115’ten 400’e yükselten Deel, 13 ayda müşteri sayısını etkin bir şekilde 9 katına çıkardığını iddia ediyor.

Deel, dünyanın her yerindeki ekipler ve işletmeler için uzaktan çalışmayı daha erişilebilir hale getirme ve piyasadaki en iyi çalışan işe alım deneyimini oluşturma misyonunu üstlendiğini belirtiyor. Uzaktan işe alma engellerini ortadan kaldırarak ekiplerin ne zaman ve nerede çalışmak isterlerse başarılı olmaları için oluşturulmuş bir platform, araç ve esneklikle herkes için bir fırsat yaratan Deel, şirketlere “tek bir tıklama” ile 120’den fazla para biriminde ekiplere ödeme yapma olanağı vererek küresel çalışanlar ve işletmeler için maaş ödemelerini kolaylaştırıyor.

İnsanların çalışma şeklinin temelden değiştiğini ve asla geriye dönmeyeceğini söyleyen Deel CEO’su Alex Bouaziz, “Şirketlerin nasıl çalıştığına dair normlara meydan okumaya ve işin geleceğini şekillendiren araçlar oluşturmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Instacart, akıllı alışveriş sepeti ve anında ödeme girişimi olan Caper’ı 350 milyon dolar karşılığında satın alıyor

Müşteriler için çevrimiçi ve mağaza içi alışveriş akışlarını birleştirme hedefi olduğunu söyleyen Instacart, salı günü yaptığı açıklamada kasiyersiz market girişimi olan Caper AI‘yi 350 milyon dolar karşılığında satın aldığını duyurdu.

Satın alma Instacart’ın gelişen “B2B2C” stratejisinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. Bu yılın mart ayında 39 milyar dolar değerlemeye ulaşan şirket, online sipariş ve market teslimatı hizmetlerinin yanı sıra müşterilere yeni hizmetler sunmak için kullanabilecekleri mağazalar için bir dizi ürün ve hizmet geliştiriyor.

New York merkezli Caper, Instacart’a katılarak Instacart’ın mevcut ürün geliştirme ekibine donanım mühendisliği yeteneği katacak ve zamanla Caper teknolojisi Instacart uygulamasına ve perakende ortaklarının e-ticaret web sitelerine ve uygulamalarına entegre edilecek. Böylece müşteriler, çevrimiçi alışveriş listeleri oluşturabilecek, önceden tariflere göz atabilecek ve gittikleri sırada listelerini kontrol edebilecekler.

Yaptığı açıklamada, Kuzey Amerika’daki marketlerin işlerini çevrimiçi ortama taşımasına ve müşteri ihtiyaçlarını karşılamasını yardımcı olduklarını söyleyen Instacart CEO’su Fidji Simo, “perakendecilerin hem çevrimiçi hem de mağaza içi alışverişte tüketici ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı olan birleşik ticaret teklifleri geliştirmeleri için daha fazla yol oluşturmaya odaklanıyoruz” sözlerine yer verdi.

2016 yılında Lindon Gao ve York Yang tarafından kurulan Caper, her büyüklükteki perakendeci için dağıtımı kolay ve daha önce hiç var olmayan bir fiziksel perakende ekosistemi yarattığını iddia ediyor. Şirket, Caper Cart adını verdiği dijital bir alışveriş listesine öğeleri algılamak ve eklemek için bilgisayar görüşü ve kameralar kullanan bir alışveriş sepeti ile kasiyersiz markette alışveriş yapmayı kolaylaştırıyor.

Gao bir basın açıklamasında, “perakendeciler için çevrimiçi ve çevrimdışı alışverişi bir araya getirmeye yardımcı olan daha da fazla çözüm geliştirmek üzere Instacart ile güçlerimizi birleştirmekten gurur duyuyoruz” dedi.

Türk oyun şirketi Hungri Games, global büyüme için İrlanda’da ofis açtı

Dünya çapında imza attığı oyunlarla yıldızı parlayan ve kısa bir süre önce İngiltere merkezli oyun yatırım ve finans şirketi Triple Dragon’dan 10 milyon dolar değerleme üzerinden 1.1 milyon dolar yatırım alan Hungri Games, global büyümesine ivme katmak ve yeni yetenekleri de bünyesine dahil etmek üzere İrlanda Belfast’ta ofis açtığını duyurdu.

Avrupa pazarına yönelik özel oyunlara imza atacak

Birleşik Krallık’ta açılan yeni oyun stüdyosu odağında kurulan ekip ile Avrupa pazarındaki oyun severlerin nabzını daha iyi tutacaklarını belirten Hungri Games Kurucu Ortağı Kağan Berk Koçak, “Şu anda hali hazırda 1. Dünya Savaşı’nı konu edinen yeni ve heyecan verici bir oyun üzerine çalışmaya başladık. Türkiye’deki yetenekli ekip arkadaşlarımız dışında yeni ofisimiz için farklı kültürlerden yeni yetenekleri de bünyemize katmaya başladık. Global arenada sektörümüzde tecrübeli kişilerin de yer alacağı Belfast stüdyomuzda 2022 yılı ortasına kadar 25 kişilik bir ekibe sahip olmayı hedefliyoruz” dedi.

Belfast stüdyosunun kapısı Türk yeteneklere de açık!

İki yıl gibi kısa bir sürede 2 mid-core oyunu global pazarda yayınlayarak önemli bir başarı gösteren ve merkez ofisinde güçlü bir ekibe sahip olan Hungri Games, yeni stüdyosu için game developer, level designer, proje yöneticisi gibi görev tanımlarına sahip çok sayıda uzmana istihdam sunacak. Hem dünya çapında bir yetenek yönetimi stratejisi sürdürürken hem de Türkiye’den gelecek başvuruları da aynı bakış açısıyla değerlendirmeye alacak.

Series A yatırım sürecine hızlıca geçmek istiyor

Dünya oyun sektöründe tecrübeli ve başarılara sahip bir ekip tarafından kurulan ve en net hedeflerinin küresel çapta alanında tanınan ve saygı duyulan bir mobil oyun şirketi olmak olduğunun her fırsatta altını çizdiklerini belirten Kaan Berk Koçak sözlerini şöyle sürdürdü: “İlk etapta Series A yatırım safhasına hızlıca geçip, bu süreçte EMEA ve Amerika pazarlarında core ve mid-core oyun segmentinde potansiyeli olan ülkelerde top grossing 20 oyun listesi içerisinde yer almayı hedefliyoruz. Bu hedefe ulaşmak için tüm ekip kenetlenmiş durumdayız. İstanbul ve Belfast stüdyolarımız ile bu yolda ilerlemeyi sürdüreceğiz.” dedi.

Ankara merkezli teknoloji şirketi Picus Security, 24 milyon dolar yatırım aldı

Şirketlerin dijitalleşme süreçlerinde siber güvenlik risklerini proaktif olarak yönetebilmelerini sağlamak amacıyla 2013 yılında Ankara’da kurulan ve şu anda dünyanın birçok bölgesinde faaliyet gösteren Picus Security, 24 milyon dolarlık B Serisi finansman turunu tamamladığını açıkladı.

Turkven öncülüğünde, mevcut yatırımcı Earlybird Venture Capital ve siber güvenlik uzmanı Nathan Dornbrook’un da katılımıyla Picus’un toplam finansmanını 33 milyon dolar düzeyine getiren yatırım turundan elde edilen kaynak, şirketin küresel büyümesini hızlandırmak için kullanılacak.

Picus’un Siber Güvenlik Doğrulama Platformu (Security Control Validation Platform), işletmelerin güvenlik denetimlerinin etkinliğini sürekli olarak değerlendirmelerini ve iyileştirmelerini sağlamak için fidye yazılımı ve APT grupları dahil olmak üzere gerçek dünyadaki siber tehditleri simüle ediyor. Platform, 11.000’den fazla siber saldırı tekniği ve 70.000’in üzerinde iyileştirme önerisi içeriyor ve en son saldırı teknikleri ve davranışlarını yansıtacak şekilde her gün güncelleniyor.

Picus Security Kurucu Ortağı ve CEO’su H. Alper Memiş, “Şirketler, çok uzun bir süre mevcut güvenlik durumları hakkında yalnızca varsayımlarda bulunmak zorunda kaldılar. Platformumuz, güvenlik denetimlerinin etkinliğinin ölçülmesine ve iyileştirilmesine yardımcı olarak güvenlik ekiplerinin varsayımlarına yönelik belirsizliklere son veriyor. Aldığımız bu son yatırım, müşterilerimize hem güvenlik araçlarını test etmelerine hem de bu araçları daha az çabayla optimize etmelerine yardımcı olan Siber Güvenlik Doğrulama Platformunu sunmaya devam etmemizi sağlayacak. Türkiye’de doğup tüm dünyaya yayılan bir Türk girişimi olarak büyümemize büyük katkıda bulunacak.” dedi.

Kurulduğu günden bu yana birçok başarıya imza atan ve BAS (Siber Saldırı Simülasyonu) pazarının önde gelen isimlerinden olan Picus’un dünya genelinde yüzlerce müşterisi bulunuyor. Kanal ve yönetilen servis sağlayıcı ortaklarının desteğiyle 2019 yılından bu yana uluslararası alanda yüzde 400’ün üzerinde bir büyüme elde etti.

Picus’un Siber Saldırı Simülasyonu alanının öncüsü olduğunun altını çizen Turkven CEO’su Seymur Tari, “Sürekli güvenlik denetimi doğrulamasını bir sonraki düzeye taşıyan Picus’u desteklemekten büyük heyecan duyuyoruz. Kurumlar açısından siber güvenlik ihlalleri ile ilgili iş ve itibar risklerinin yönetimi büyük önem taşıyor. Şirketler, Picus’un güvenlik denetimi platformuyla durumlarını daha net bir şekilde değerlendirmek, yatırımların değerini daha iyi anlamak ve daha bilinçli harcama kararları almak için gerçek zamanlı bilgiler elde edebiliyor.” dedi.

Güvenlik ekiplerinin günlük operasyonlarla başa çıkmak ve daha geniş bir saldırı yüzeyini korumak için büyük mücadele verdiği bu dönemde dünyanın önde gelen araştırma şirketlerinden Gartner, bu yılın başında BAS’ı en önemli güvenlik ve risk trendlerinden* biri olarak tanımladı.

Picus Security, ayrıca siber güvenlik konusunda reaktif bir yaklaşımdan daha proaktif bir yaklaşıma geçen ekipler ve yöneticiler için Purple Academy’yi hayata geçirdi. Şu ana kadar 160 ülkede 4.500’den fazla kişinin faydalandığı Purple Academy, en son siber saldırı yöntemleri ve savunma stratejileri konularında kendini geliştirmek veya bilgilerini tazeleyip sertifikalandırılmak isteyenlere ücretsiz çevrimiçi eğitim olanağı sağlıyor.

Yerli girişim TEA Networks, Diffusion Capital Partners’tan 9 milyon Euro değerleme üzerinden 1 milyon Euro yatırım aldı

Derin teknoloji alanında Türkiye’nin öncü yatırım fonu olan Diffusion Capital Partners (DCP); 9 milyon Euro değerleme ile kablosuz ağlardaki kullanıcı deneyiminin en üst seviyeye çıkarılabilmesi için yapay zekaya dayalı yönetim yazılımları geliştiren TEA Networks’e, 1 milyon Euro yatırım yaptı.

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation’da çalışmalarını yürüten TEA networks’ün geliştirdiği yazılım çözümleri dünya çapındaki internet servis sağlayıcıları ve kablosuz cihaz üreticileri tarafından kullanılıyor. Şirket, geliştirdiği “High-Definition Predictive Maintenance Technology” sayesinde kablosuz ağların sorunsuz ve verimli şekilde çalışmasını sağlayan çözümler sunuyor.

Avrupa’da 15 internet servis sağlayıcısı tarafından kullanılıyor

Dijitalleşen dünyada kablosuz ağlar ve internet hayatın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. İnternet servis sağlayıcılarının çağrı merkezlerine gelen müşteri şikayetlerinin büyük bir bölümü evdeki Wi-Fi sorunları ile ilgili. Wi-Fi ile ilgili ortaya çıkan sorunlar son kullanıcıda memnuniyetsizlik yaratıyor, internet servis sağlayıcılarına yüksek bakım ve onarım maliyetleri getiriyor ve pek çok durumda müşteri kaybı ile sonuçlanıyor. TEA networks, geliştirdiği TEA Cloud ve TEA Mesh ile internet servis sağlayıcılarına Wi-Fi sorunlarını gerçekleşmeden önleme kabiliyeti kazandırıyor. Şirketin geliştirdiği bu çözümler, internet servis sağlayıcıları için operasyon maliyetlerini önemli oranda düşürüyor ve aynı zamanda katma değerli yeni servis fırsatları oluşturuyor. TEA Cloud ve TEA Mesh, Avrupa’da 15 internet servis sağlayıcısı tarafından kullanılıyor.

“Wi-Fi sorunlarını gerçekleşmeden önlüyoruz.”

TEA networks CEO’su Kerim Aytek Tok, şunları söyledi: “Çift yönlü, gerçek zamanlı haberleşen gömülü ve bulut modüllerinden oluşan çözümümüz ile kullanıcıların Wi-Fi tecrübesini öngörüsel olarak iyileştiriyoruz. Wi-Fi sorunlarını gerçekleşmeden önlüyoruz. DCP’den aldığımız destek ile teknolojimizi yeni pazarlara taşımayı hedefliyoruz.”

DCP Yönetici Ortağı Haluk Zontul, TEA networks yatırımı ile ilgili şunları söyledi: “DCP olarak stratejimiz derin teknoloji yatırım fırsatlarını yakından izlemek, bu girişimlere çekirdek ve seri-A turlarında yatırım gerçekleştirerek küresel pazarlara açılmalarına imkan sağlamak. Wi-Fi bağlantı kalitesi günümüz yaşamının önemli ihtiyaçlarından biri olmuş durumda. Bu ihtiyaç, internete bağlanan cihazların sayısındaki artış ve 5G’nin yaygınlaşması ile daha da belirginleşecek. TEA networks ekibinin bu alandaki çalışmalarını 2 yıldan uzun bir süredir takip ediyorduk, ürünlerinin uluslararası pazarlara ölçeklenmesi aşamasında yatırım yaptığımız için çok heyecanlıyız.”

Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi Müdürü Gürol Üzenç: “Günümüzde girişimler için büyüme ve başarıya giden yolda yatırım almanın en iyi yöntemlerinden biri kuluçka merkezlerinde yer almak. TEA networks’ün girişim serüveninin başından beri beraber yol alıyoruz. Bu serüvenleri çoğaltmak için yeni kuluçka merkezimizle beraber girişimlerimize hem hızlandırma hem kuluçka hizmetini vererek, yatırımcıların karşısına daha donanımlı çıkmalarını sağlıyoruz. Ayrıca, yakın zamanda girişimcilerimize finans desteği sağlamak amacıyla yeni bir yatırım fonu duyuracak olmanın heyecanı içerisindeyiz.” dedi.

İstanbul merkezli e-dönüşüm vergi uyumluluğu şirketi Digital Planet, Sovos tarafından satın alındı

Dünya çapında vergi uyumluluğu ve vergi yazılımları konusunda lider konumdaki Sovos, bugün sürekli işlem denetimi alanında e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv Fatura, e-irsaliye çözümleri için bulut tabanlı teknolojiler sunan Digital Planet‘i satın almak için bir anlaşma yaptığını duyurdu.

Bu satın almanın tamamlanmasının ardından Sovos, Türkiye’de ve bölgedeki büyüyen kanal iş ortakları, küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) ve büyük kurumsal müşterilerine daha iyi hizmet verebilmek için İstanbul temelli ürün geliştirme mükemmellik merkezini genişletecek.

Türkiye, Latin Amerika’dan sonra dünyada en gelişmiş e-dönüşüm, dijital vergi ve regülasyonlara sahip nadir ülkelerden biri. Sovos, Türkiye’de 2019 yılında Foriba’yı satın aldıktan sonra Avrupa’daki mükemmeliyet merkezini İstanbul’a taşıdı. Bu satın almadan sonra Sovos İstanbul ofisi Yunanistan, Hindistan ve Suudi Arabistan’daki sürekli işlem denetimlerine yönelik çözümler geliştirmeye başladı. Türkiye’deki yazılım geliştirme ekibi, Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Latin Amerika ve Asya’da faaliyet gösteren kurumlar için dolaylı vergi uyum süreçlerini merkezileştiren ve kolaylaştıran ‘Sovos Gelişmiş Periyodik Raporlama’nın modernizasyonuna da öncülük etti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Global Katma Değer Vergisi Genel Müdürü Steve Sprague: “Digital Planet satın alması bizim kanal iş ortaklığımızı geliştirirken, işletme ve KOBİ’lerden oluşan müşteri ağımızı da önemli ölçüde artıracak. Sovos’un Türkiye’de yaptığı bu ikinci satın alma hem yerel hem de bölgesel pazara olan inancını gösteriyor. Sovos bu satın almalar sayesinde İstanbul’daki yazılım geliştirme operasyonunu büyütüyor” diye konuştu.

Digital Planet’in sunduğu bulut çözümler bir yandan e-dönüşüm regülasyonlarına yanıt verirken bir yandan da bankalar, telekomünikasyon ve sigorta şirketleri için çağrı merkezleri müşteri kayıtları, telefon faturaları, banka dekontları, kredi kartı ekstreleri, sigorta poliçeleri ve diğer kişiselleştirilmiş belgelerin güvenle arşivlenmesini sağlıyor. Digital Planet’in de aralarına katılmasından sonra Sovos, bu iki birleşen kurumun gücüyle müşterilerin tüm ihtiyaçlarını eksiksiz karşılamak için güvenli, ölçeklenebilir, istikrarlı teknoloji ürünleri ve hizmetleriyle gereken desteği sağlayacak.

Sovos CEO’su Andy Hovancik ise konuya ilişkin görüşlerini şöyle dile getirdi: “Digital Planet’i satın alma kararımız, verginin dijital dönüşümünün her büyüklükteki kurumu etkilediğini göz önüne alarak her boyuttaki müşteriler için ölçeklendirdiğimiz çözümlerimiz neticesinde Avrupa ve Amerika’da da hayata geçirdiğimiz bir dizi satın alma kararımız ile doğru orantılı. Biz bu karmaşık küresel zorlukları çözmek için yola çıktık, satın alma stratejimiz de bu alandaki ciddiyetimizi yansıtıyor”.

Kurumsal Çözümler Başkan Yardımcısı John Gledhill ise “Digital Planet satın almasını takvim yılının sonuna kadar tamamlamayı umuyoruz. Bu 2021’de Sovos’un sekizinci satın alma işlemi olacak. Digital Partner’ın Sovos’a katılmasıyla Türkiye ekibi yüzde 65 oranında büyüyecek. Bu işlemin ardından Avrupa çalışan sayımız 700’ü, 13 şehirde faaliyet gösteren global ekibimizin sayısı da 2 bini aşacak” dedi.

Anlaşmanın şartları henüz açıklanmadı. Sovos, yazılım ve hizmet işletmelerine odaklanan Londra merkezli uzman özel sermaye yatırımcısı Hg ve TA Associates bünyesinde faaliyet gösteriyor. Bu süreçte Ernst & Young finansal danışmanlık hizmeti sunarken, Akol hukuk danışmanlığını yürütüyor. Özbek Hukuk ise Digital Planet’in hukuk danışmanı olarak sürece destek veriyor.