Ana Sayfa Blog Sayfa 490

Kurucuları arasında Kağan Sümer’in de olduğu Gorillas, yaklaşık 1 milyar dolar yatırım aldı

Avrupa’nın market teslimat sektöründe lider isimlerden Berlin merkezli Gorillas, yaptığı açıklamada 860 milyon euro (yaklaşık 1 milyar dolar) artış sağladığını duyurdu.

Delivery Hero tarafından yönetilen turla birlikte, Avrupa’nın market teslimat sektöründe listelenmemiş bir işletmenin bugüne kadar görmüş olduğu en büyük finansman gerçekleşmiş oldu. Mevcut yatırımcılar Coatue Management, DST Global, Tencent, Atlantic Food Labs, Fifth Wall ve Greenoaks‘un yanı sıra, yeni yatırımcılar G Squared, Alanda Capital, Macquarie Capital ve MSA Capital gibi isimler de tura destek verdi.

Şirket, bu yılın mart ayında duyurduğu B Serisi fonlamada 248 milyon euro yatırım aldığını paylaşmıştı. Haziran 2020’de kurulan ve şu anda 2,1 milyar dolar değerlemeye sahip olan girişim, bugüne kadar uluslararası 9 pazarda 180’den fazla depoyu işletiyor. Amsterdam, Londra, Paris, Madrid, New York, Milano ve Münih dahil olmak üzere 55’ten fazla şehirde faaliyet gösteren Gorillas, hizmet sunduğu şehirlerde hızlı market teslimatlarını yerine getirmek için bir kentsel mağaza ağı işletiyor.

Şirket, yalnızca son 6 ay içinde 4,5 milyonun üzerinde sipariş teslim ettiğini belirtiyor. Sağlam bir iş altyapısı oluşturan girişim, gelecekteki büyümesini hızlandırmak ve operasyonlarına, çalışanlarına, teknolojisine, pazarlama ve finans altyapılarına daha derinden yatırım yapabilmek için yeni sermayeyi kullanmayı hedeflediğini söyledi.

Salı günü duyurulan fonlamanın büyüklüğü ve önemi hakkında konuşan Gorillas’ın CEO’su ve kurucusu Kağan Sümer, “Delivery Hero ile, küresel teslimat pazarında köklü bir geçmişe sahip ve bir Alman şirketini uluslararası ölçekte sürdürülebilir bir şekilde ölçeklendirme konusunda benzersiz deneyime sahip olmasıyla ünlü olan güçlü bir stratejik yatırımcıyla buluştuk” dedi. Sümer, Gorillas’ın Avrupa ve ötesinde pazar lideri konumunu güçlendirmek için sektörünün en iyisi ekibe, lider ortaklara ve finansal kaynaklara sahip olduğuna dikkat çekti.

XPeng’e bağlı kentsel hava ulaşımı şirketi HT Aero, 500 milyon dolar yatırım aldı

Çinli elektrikli araç üreticisi Xpeng‘e bağlı bir kentsel hava ulaşımı (UAM) şirketi olan HT Aero bugün yaptığı açıklamada A Serisi finansman turunda 500 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

IDG Capital, 5Y Capital ve XPeng Inc. tarafından yönetilen turda Sequoia China, Eastern Bell Capital, GGV Capital, GL Ventures ve Yunfeng Capital gibi isimler de karşımıza çıkıyor.

Şirketin kurucusu ve başkanı Deli Zhao yaptığı açıklamada, şirketin yeni edinilen sermayeyi üst düzey yetenekleri işe almak, Ar-Ge’yi ilerletmek ve “uçuşa elverişlilik tedariki ve sertifikası almaya devam etmek” için kullanacağını dile getirdi. “Yeni nesil modelimiz, hem alçak irtifa hava yolculuğu hem de karayolu sürüşü için tasarlanmış tam entegre bir uçan araç ve otomobil olacak” diyen Zhao, 2024’te resmi bir piyasaya çıkış yapmayı planladıklarını belirtti.

HT Aero yaptığı açıklamada, uzun vadeli misyonunun teknoloji yol haritasının ve gelecekteki mobilitenin en umut verici teknolojilerinden birinde önde gelen bir oyuncu olmak olduğunu söyledi.

XPeng Inc.’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Bay He Xiaopeng, “Misyonumuz her zaman akıllı elektrikli araçların ötesine geçen verimli, daha güvenli ve karbonsuz mobilite çözümlerini keşfetmek olmuştur. Gördüğümüz şey, akıllı mobilitenin üç itici gücü olan yıkıcı teknoloji, yeni enerji kaynakları ve seri üretimin entegrasyonu. Modern ulaşım tarihinde eşi benzeri olmayan bu fırsatı kucaklayacağız” sözlerini dile getirdi ve HT Aero’ya yapılan bu son yatırımın sürüş ve uçuşu entegre etmek için şirketin ekosistemini oluşturmasını daha da hızlandıracağını söyledi.

Türkiye bankacılık sektöründe sanal asistan kullanımı 3 yılda yüzde 250 arttı

Türkiye’deki dijitale rahatlıkla adapte olan müşteri yapısı, Türk Bankalarının yenilikçi yaklaşımları, sektördeki geniş hizmet yelpazesi ve gelişmiş müşteri deneyimi yeni nesil teknolojilerin müşteri etkileşiminde sıklıkla tercih edilmesini destekliyor.

Türkiye’deki mevduat bankalarını göz önüne aldığımızda, bu kurumların yüzde 41’inin halihazırda müşterilerine çeşitli platformlardan bir chatbot deneyimi sunduğunu, %19’unun chatbot geliştirilmesi konusunda devam eden bir projeye sahip veya bu konuyu stratejik planlarına dahil etmiş durumda olduğunu görüyoruz. Bu rakamlar hem bankaların hem de banka müşterilerinin sanal asistan konusunda istekli olduklarını gösteriyor.

Sanal asistanlar çoklu kanallara entegre olarak farklı uygulamalardan müşterilere hizmet verebiliyor. CBOT’un paylaştığı rakamlara göre; bankaların %73’ü sanal asistanını kurumsal web sayfasında, %73’ü de mobil uygulamasında konumlandırıyor. Hem web sayfası hem de mobil uygulama üzerinden sanal asistanlarını kullanıcılarla buluşturan bankaların oranı ise %45. Raporda sanal asistanların şu anda müşterilere hizmet verdiği en önemli kanalın web sayfası olduğunun altı çizilirken, kanalların çeşitlenmesi ve WhatsApp’a konumlanan sanal asistanların kullanımındaki artış dikkat çekiyor. CBOT raporunda chatbot sahibi bankaların halihazırda yaklaşık üçte birinin WhatsApp kanalında chatbot hizmeti sunduğuna değinilerek e-ticarette bir kanal olarak konumlanmış olan WhatsApp’ın bankacılıkta da önümüzdeki dönemde efektif bir kanal olarak kabul edileceğine vurgu yapılıyor. CBOT’a göre; son yıllarda bankaların Whatsapp üzerinde veya web sitelerinde canlı destek seçeneğini de kullanıma sunmaları Türkiye’deki bankaların her yerde ve her zaman ulaşılabilir olma stratejilerini besliyor.

Sanal asistanlara en çok kredi oranları ve başvuru süreci soruluyor

CBOT’un raporuna göre sıkça sorulan sorular alanında sanal asistanların müşteriler tarafından en fazla; kredi tipleri, faiz oranları ve kredi başvurusu (%16), kredi faizi hesaplama (%14), şifre işlemleri (%10), sosyal sohbetler (%8), kredi kartı başvurusu (%7), kur/hisse senedi bilgisi alma (%5) konularında kullanıldığı ortaya çıkıyor.

Hem müşteri hizmetlerinde hem de dijital kanal stratejilerinde ses teknolojilerinin yeri artıyor.

CBOT raporunda ilgi çekici analizlerden biri de sesli sanal asistanların kullanımına ilişkin. CBOT Kurucu ve CEO’su Mete Aktaş çağrı merkezi süreçlerinde yaşanan değişimlerin yazılı kanalların yanında sesli kanallarda da otomasyonu zorunlu hale getirdiğini ifade ederek şunları ekliyor: “Ses teknolojilerindeki hızlı gelişim, tüketicilerin sesli kanalları kullanma taleplerindeki artış ve kurumların ses teknolojilerini iş süreçlerine entegre etme iştahı ses yapay zekasına sahip sanal asistanların tercih edilmesini sağlıyor. Ses teknolojisiyle kurumlar artık uçtan uca ve bütünsel bir müşteri hizmetleri otomasyonuna kavuşuyor. Böylece kullanıcılarına tüm kanallardan hizmet sunabiliyorlar. Yapılan araştırmalara baktığımız sesli sanal asistanların son kullanıcılar tarafından da giderek daha fazla tercih edildiğini görüyoruz. Kullanıcı tarafında artan bu talep kurumların stratejilerine de yansıyor. Keza Türkiye’de yaptığımız analizlere göre halihazırda bir chatbotu bulunan bankaların %36’sının ses teknolojisi ile ilişkili şekilde hizmet verdiklerini, bazı bankaların da ses teknolojilerini planlamalarına aldıklarını görüyoruz. Bu da hem bizim gözlemlerimizi hem de sesli sanal asistanların geleceği konusundaki öngörüleri destekliyor.”

Regülasyonlar bankacılık sektöründe sanal asistan yatırımlarını artıracak

Bankacılık sektörü, hizmet sektörü içinde yeni teknolojilerin öncüsü olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye’deki mevcut tabloda, yaygın bir ağa ve geniş müşteri tabanına sahip bankalar ile yenilikçi orta ölçekli bankaların sanal asistanlar konusunda hızlı davrandığı ve müşterilerine bu yeni kanalın imkanlarını sunduğu görülüyor.

CBOT Kurucu ve CEO’su Mete Aktaş: “Sanal asistanlar artık hayatımızın önemli bir parçası. Bu teknolojiye en hızlı adapte olan bankacılık sektörü ancak çok farklı sektörlerde de sanal asistan kullanımın özellikle pandemi etkisiyle katlanarak arttığını söyleyebiliriz. Araştırmalara baktığımızda kullanıcıların bankalarla iletişimde yapay zeka destekli yazılı ve sesli alternatif iletişim kanal kullanımının %20’lerden %49 seviyesine ulaştığını görüyoruz. Öte yandan Türkiye bankacılık sektöründe geçtiğimiz dönemde dijital banka lisansı ve uzaktan müşteri edinimine yönelik mevzuatsal değişiklikler sektörde dijitalleşmenin önünü açıyor. Önümüzdeki dönemde bankaların; müşterilerin fiziki bir banka şubesine uğramadan banka müşteri olabilmesi gibi önemli değişiklikleri kapsayan bu regülasyonların rüzgarını da arkasına alarak; sanal asistanları bir dijital kanal olarak konumlayacağı, çağrı merkezlerinde yapay zeka ses teknolojilerini daha fazla kullanacağı, yeni sanal asistanlar hayata geçireceği ve mevcut asistanlarını teknoloji ve deneyim anlamında geliştireceği aşikar. Biz de CBOT olarak yapay zeka teknolojimize yatırım yapmaya, bu alanda dünyayı takip etmeye hatta yönlendirmeye devam ediyoruz.” diyor.

İşletmelerin ödeme akışları oluşturmasını sağlayan Primer, 50 milyon dolar yatırım alarak 425 milyon dolar değerlemeye ulaştı

İşletme sahiplerinin kolayca ödeme sistemi oluşturan Birleşik Krallık merkezli girişim Primer, 425 milyon dolarlık bir değerlemeyle 50 milyon dolarlık bir B Serisi finansmanı duyurdu.

ICONIQ Growth liderliğinde yürütülen fonlamada mevcut yatırımcılar Accel, Balderton Capital, Seedcamp ve Speedinvest gibi isimler de katılımcılar arasında yer aldı.

Şu anda 20’den fazla ülkede hizmet veren Primer, 2020 yılının başında Gabriel Le Roux ve Paul Anthony tarafından kuruldu. Şirket, başlangıcından bu yana 20 ayda hızlı bir büyüme sağladı ve hizmetlerinin hızla tercih edilenler listesine girdiğini gördü. Primer, işletme sahiplerinin Stripe, Apple Pay, Adyen ve Braintree gibi ödeme sağlayıcılarından Riskified dolandırıcılık taramasıyla ödeme alabilmelerini sağlayan bir entegrasyona sahip.

Bugün yapılan açıklamada Prime kurucu ortağı ve CEO’su Paul Anthony, “Ödeme ortamı hızla büyüyor ve tüccarların, nerede olurlarsa olsunlar, müşterilerinin ödeme yaparken bekledikleri ödeme deneyimlerini sunmak için web’deki en iyi ürün ve hizmetlerden yararlanmaları gerekiyor” sözlerine yer verdi. Bu nedenle ödemeler için dünyanın ilk açık otomasyon platformunu oluşturmak için yola çıktığını belirten şirket, işletme sahiplerinin çok sayıda ödeme yöntemi, ödeme sağlayıcısı ve diğer ilgili hizmetlere erişimini kolaylaştırıyor.

Şirket, 50 milyon dolar değerinde finansmanın ardından nelere yöneleceğine dair birtakım bilgiler verdi. Uygulamasına daha fazla entegrasyon eklemeyi planladığını söyleyen şirket, hem de Primer’ın daha geniş ödeme ekosistemiyle kurduğu ilişki türlerini genişletmek ve ayrıca tüccarlar için yeni hizmetler oluşturmayı hedefliyor.

Anthony, “Önümüzdeki yıl tüccarlara operasyonları ve ödeme yığınının gözlemlenebilirliği konusunda yardımcı olmak için tam bir paket oluşturacağız” dedi.

Hindistan merkezli fintech Cred, 4.1 milyar dolar değerleme üzerinden 251 milyon dolar yatırım aldı

Hindistan’ın önde gelen fintech girişimlerinden olan Cred, salı günü yaptığı açıklamada 4,1 milyar dolar değerleme üzerinden 251 milyon dolar yatırım aldığını duyurdu.

Geçtiğimiz günlerde çıkan haberlerde, üç yaşındaki Hintli fintech girişiminin 5,5 milyar dolar değerlemeyle yatırım alacağı konuşuluyordu. Ocak ayında 806 milyon dolar, nisan ayında ise 2,2 milyar dolar değerlemeye sahip olan şirket, bu iddialara itiraz etmişti, ancak bugünkü finansmanla bu söylentiler doğrulanmış oldu. Şirketin bu yıl aldığı üçüncü finansman olan Seri E fonlama, Tiger Global ve Falcon Edge Capital tarafından ortaklaşa yönetilirken, mevcut yatırımcılardan DST Global, Insight Partners, Coatue, Sofina, RTP ve Dragoneer gibi isimler de katılım gerçekleştirdi.

7,5 milyondan fazla müşterisi olan ve uygulamasında müşterilerine birçok premium markaya erişim sunan şirket, kullanıcıların kredi kartı borçlarını ödemeye teşvik ederek kredi puanlarının yükselmesine yardımcı oluyor. Cred, kişilere özel teklifler ve premium deneyimlere erişim sağlayarak, zamanında kredi kartı faturası ödemeleri için ödüllendiren, yalnızca üyelere açık bir platformdur. Buna ek olarak, kredi kartı kullanıcılarının kredi puanlarının analizi ile birlikte birden fazla kartı yönetmesine olanak sağlayan bir platform olarak hizmet veriyor.

Cred ayrıca, son ödeme tarihi hatırlatıcıları, harcama modelleri ve diğer kart kullanım istatistiklerine kadar kredi kartı ödeme yolculuğunun her aşamasını kontrol eden yapay zeka tabanlı bir sistem olduğunu belirtiyor. Ayrıca, bir üye uygulama üzerinden kredi kartıyla ödeme yaptığında, etkinliklere erişim, markalardan indirim ve hediye kartları gibi çeşitli ödüllere hak kazanabiliyorlar.

Apple, M1 Pro ve M1 Max işlemcileri ile özelleştirilebilen 14 inç ve 16 inç MacBook Pro modellerini duyurdu

Teknoloji devi Apple, yeni ürün ve hizmetlerini gerçekleştirdiği Apple Etkinliği’nde kullanıcıları ile paylaşmaya devam ediyor. Bugün 20.00 itibari ile Eylül ayında gerçekleştirdiği özel etkinliğinin ikincisini gerçekleştiren Apple, müzik alanına ek olarak Mac ürün serisinde de yeni geliştirmelerini duyurdu.

M1 Pro ve M1 Max çip

M1 çipini duyurması ile üst düzey bir dizüstü bilgisayar deneyimi sunan şirket, M1 çipini daha da geliştirerek M1 Pro ve M1 Max işlemcilerini duyurdu. M1 Pro’nun özelliklerini sıralamak gerekirse:

  1. 10 adede kadar çekirdekle yapılandırılabilen CPU
  2. 16 adede kadar çekirdekle yapılandırılabilen GPU
  3. 32 GB’a kadar birleşik bellek
  4. 200 GBps’ye kadar bellek bant genişliği

Eğer M1 Max’in özelliklerine yakından bakmak gerekirse:

  1. 10 çekirdekli CPU
  2. 32 adede kadar çekirdekle yapılandırılabilen GPU
  3. 64 GB’a kadar birleşik bellek
  4. 400 GBps’ye kadar bellek bant genişliği

M1 Pro ve M1 Max işlemci ile 3,7 kata kadar daha hızlı CPU performansı sunan yeni MacBook Pro’lar, 13 kata kadar daha hızlı grafik performansını da barındırıyor. Bu çip sayesinde 21 saate kadar pil ömrünün yer aldığı cihazlarda 11 kata kadar daha hızlı yapay öğrenme de bulunuyor.

Tasarım ve Ekran

Tamamen yenilenen bir tasarım ile kullanıcılarını karşılayan Apple, iPhone X ve üstü cihazlarımızdan hatırlayacağımız çentik tasarımını MacBook Pro’da karşımıza çıkarıyor. Kamerayı burada barındıran şirket, bu hareketi ile kullanıcılara ekran kullanımını daha da arttırmayı sağlıyor.

120 Hz ProMotion teknolojisini destekleyen Liquid Retina XDR bir ekranın yer aldığı cihaz, Apple’ın söylediğine göre Mac dizüstü bilgisayarlardaki en iyi kamera ve ses teknolojisini de barındırıyor. Bağlantı noktaları incelendiğinde ise eski Mac’lerde yer alan HDMI, SD kart okuyucu ve manyetik şarj için MagSafe de yer alıyor.

Uzamsal Ses

Uzamsal Ses desteğinin de artık yeni MacBook Pro’da yer aldığını belirten Apple, bu cihazın içerisinde altı adet hoparlör yerleştirmiş. Dolby Atmos formatındaki müzik veya videolarda uzamsal ses teknolojisinin çalışabildiğini belirten şirket, macOS Monterey işletim sistemiyle gücüne güç katıyor.

“Profesyonel uygulamalar. M1 Pro ve M1 Max ile mucizeler yaratmaya hazırlar.”

10 binden fazla uygulama ve eklentinin Apple Silikon çiplerine optimize edildiğini belirten Apple, yayınladığı yeni Rosetta 2 ile Intel işlemciler için tasarlanmış uygulamaları yeni MacBook Pro’nuzda sorunsuz bir şekilde kullanabilmenizi sağlıyor.

Yeni 14 inç MacBook Pro, 23.499,00 TL’lik başlangıç fiyatı sahip olurken 16 inç MacBook Pro ise 28.999,00 TL’lik başlangıç seçenekleri bulunuyor. M1 Pro işlemcisinin yer aldığı bu modellerde M1 Max işlemcisi tercih edildiğinde ise fiyat bu doğrultuda artış gösterebiliyor.

Yeni MacBook Pro’yu ön sipariş vermek veya fiyat karşılaştırması yapmak için buraya tıklayarak Apple web sitesine erişebilirsiniz.

Apple, Uzamsal Ses desteği sunan 3. nesil AirPods modelini duyurdu

Teknoloji devi Apple, yeni ürün ve hizmetlerini kullanıcıları ile paylaşmaya devam ediyor. Bugün 20.00 itibari ile Eylül ayında gerçekleştirdiği özel etkinliğinin ikincisini gerçekleştiren Apple, müzik alanında geliştirdiği bazı yenilikleri duyurdu. Bu duyurular arasında en dikkat çeken ise Uzamsal Ses desteği sunan uygun fiyatlı 3. nesil yeni AirPods modeli.

Tasarımsal olarak değişikliğe giden şirket, yeni AirPods modelinde AirPods Pro’ya oldukça benzeyen bir form tercih etmiş. AirPods Pro’yu temel alan bu kablosuz kulaklıklar kullanıcılara, uygun fiyatlı maksimum özellik isteyenler için karşımıza çıkıyor.

Yeni AirPods 3, AirPods Pro’da yer alan silikon uçlar yerine alışılmış AirPods modelindeki kulak içi kulaklık tasarımını koruyor. Böylece şirket, uygun fiyatlı bir form sağlayarak evrensel bir uyum sağlamayı amaçlıyor.

3. nesil yeni AirPods, Aktif Gürültü Engelleme ve Şeffaflık Modu gibi AirPods Pro ve AirPods Max’de yer alan bazı gelişmiş özelliklere sahip değil. Ancak şirket, Apple Music deneyiminizi oldukça arttıracak Uzamsal Ses’i bu kulaklıklara yerleştirmiş. Aynı zamanda Apple, kulaklıklara yerleştirdiği yeni sensörler sayesinde sürükleyici bir surround ses deneyimi yarattıklarını belirtiyor.

Tam şarj ile 6 saate kadar kullanabilme deneyimi sunan AirPods 3, Bul ağını ve MagSafe ile şarj olabilme imkanı da destekliyor. 5 dakikalık kısa bir şarj ile 1 saatlik kullanım imkanının yer aldığı cihazda hızlı şarj desteğinin de yer aldığını belirtelim.

Henüz Türkiye’de ne kadar fiyat etiketine sahip olacağı belli olmayan cihazın Amerika’da 179 dolarlık bir fiyatı bulunuyor. Aynı zamanda cihaz, bugün itibari ile ön siparişe açılacak.

Yeni AirPods modeli hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın.

Mikro-mobilite akımına liderlik eden teknoloji şirketlerinden Martı, AppGallery’de yerini aldı

Huawei, dünyanın 3. büyük uygulama mağazası olarak kabul edilen AppGallery ekosistemini kullanıcıların istekleri doğrultusunda genişletmeye devam ediyor.

En popüler uygulamalardan biri olan Martı, kısa sürede Türkiye’de de 8 milyonun üzerinde kayıtlı kullanıcı ve 5 milyonun üzerinde aylık aktif kullanıcı (MAU) rakamlarına erişen AppGallery’de yayınlandı.

Ulaşım sektörüne yepyeni bir bakış açısı getirme hedefiyle yola çıkan Martı, yerel olarak geliştirdiği yazılımları, alanında uzman çalışanları ve milyonlarca müşterisi ile sektörde öncü olmaya devam etmektedir. Martı, düşük karbon salınımı ile çevreyi korurken şehir trafiğine pratik bir çözüm sağlıyor. Karekod tarama, temassız işlem ve haritalar gibi HMS altyapısı hizmetleri ile donatılan Martı, milyonlarca AppGallery kullanıcısının hizmetine sunuldu.

AppGallery, kullanıcıların hassas verilerini ve gizliliğini korumak için en üst düzeyde doğrulama uyguluyor. Biyometrik veriler gibi kişisel olarak duyarlı bilgiler asla Huawei cihazının dışında işlenmiyor ve kullanıcıya kişisel verileri üzerinde tam kontrol sağlanıyor. EMUI, kullanıcıların uygulamaların izinleri üzerinde kontrol sahibi olmasını sağlıyor. Daha da önemlisi, tüm kullanıcı verileri anonimleştiriliyor ve her kullanıcının bölgesine karşılık gelen sunucularda yerel olarak depolanıyor.

Huawei, Türkiye’ye özel lokal uygulamaları hızla resmi uygulama mağazasına katarak tüm kullanıcılar için benzersiz bir kullanım deneyimi yaratmayı sürdürüyor. HUAWEI hem popüler küresel uygulamalar hem de kullanıcıların sevdiği kaliteli yerelleştirilmiş uygulamalar da dahil olmak üzere, kullanıcılarının dijital yaşam tarzının temelini oluşturan en iyi uygulamaların HMS’e dahil edilme sürecini hızlandırmak için sürekli çalışıyor. Huawei AppGallery, hepsi basit ve sorunsuz bir tarama deneyimi ile arama yapılabilen haber, sosyal medya, eğlence ve daha fazlasını içeren 18 kategoride uygulamaları bölümlere ayırıyor. Kullanıcıların bulamadığı bir uygulama varsa, tek yapmaları gereken uygulama adını ‘İstek Listesine’ göndermek. Bu uygulama AppGallery’de yerini aldığında, talep eden kullanıcı bilgilendiriliyor.

Avrupa’daki hızlı büyümesini sürdüren Getir, hizmet verdiği ülke sayısını Portekiz ile 8’e çıkardı

Son zamanlarda adından sıkça söz ettiren yerli girişim Getir, global marka olma vizyonu ile hizmet ağını genişletmeye ve yatırımlarına devam ediyor.

Bu sene başında İngiltere ile Avrupa pazarına adım attıktan sonra kısa bir süre içinde Hollanda, Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya’ya giriş yapan Getir’in son durağı Portekiz oldu.

İlk olarak Lizbon’da hizmet vermeye başlayacak olan Getir’in hizmet verdiği ülke sayısı da böylece 8’e ulaştı.

Londra’dan Amsterdam’a, Berlin’den Paris’e, Milano’dan Barselona’ya kadar Avrupa’nın en büyük şehirlerinde başarılı bir şekilde operasyonunu sürdüren Getir, şimdi de Lizbon sokaklarını mora boyuyor. Bu yıl sonuna kadar ABD pazarına girmeye hazırlanan Getir, böylece toplamda 9 ülkede faaliyete geçmiş olacak.

Araç alım satım platformu VavaCars, 50 milyon dolar Seri B yatırım aldı

VavaCars , Türkiye’de yerleşik online ikinci el araç alım-satım platformu, Türkiye ve Pakistan’daki faaliyetlerini daha fazla büyütmek için 50 milyon dolar yatırım topladı. B Serisi yatırım turuna, Duquesne Family Office LLC (kurucusu Stanley F. Druckenmiller), kurucu yatırımcı Vitol ve ayrıca yeni bir yatırımcı daha katıldı.

Türkiye’nin lider akaryakıt dağıtım şirketi Petrol Ofisi ile yakın iş birliği içinde çalışan VavaCars, Nisan 2019’da pazara girmesinden bu yana 10.000’den fazla aracın alım satımını yapmış olup çalışan sayısını 300 kişiye yükseltmiştir.

Şirket, hem toptan hem perakende satış tarafında bireysel müşterilerden satın aldığı en iyi araç portföyüyle Brüt Emtia Değerini (GMV) her ay bir önceki aya göre ortalama yüzde 30 oranında arttırmaktadır.

Aldıkları yatırımla ilgili konuşan VavaCars Kurucu Ortağı ve CEO’su Lawrence Merritt, “Misyonumuz, dünyanın en güvenilir ikinci el araç alım satım platformunu oluşturmak ve herkesin endişe duymadan araç alıp satmasını kolaylaştırmak. Aldığımız bu yatırımla müşterilerimiz için icat etmeye, basitleştirmeye ve ezber bozan yenilikler yapmaya devam edeceğiz. Pazara girdiğimiz günden bu yana geçen iki buçuk yılda Türkiye’deki tüm online satışların %90’ını gerçekleştirerek Türkiye’deki bireysel müşteri segmentiyle yapılan alım-satımların lideri olduk. Bu durum, modelimizin gücünü ve pazardaki büyük fırsatı göstermektedir.”