Ana Sayfa Blog Sayfa 339

Türkiye’de büyümüş iki Koreli girişimci, ilk yerli webtoon platformu Lokma Studio’yu duyurdu

Güney Kore, son birkaç yılda başta müzik grupları ve televizyon dizileri olmak üzere, ortaya çıkardığı popüler kültür öğeleriyle küresel eğlence endüstrisine yön vermeye devam etti. Son dönemde hızla yükselen mobil uyumlu dijital çizgi romanlar, bu trendin en güncel somut çıktısı olarak konumlandı.

Webtoon olarak adlandırılan dikey çizgi romanlar, özellikle genç ve dijital yerli kuşağın ilgisini çekti. Kısa sürede dünya çapında fenomene dönüşen, Business Proposal, Itaewon Class, Sweet Home, Dr. Brain, Hellbound, Kingdom, gibi dizilerin senaryolarının da webtoon serilerine dayandığı düşünüldüğünde, dünyanın önde gelen dizi film platformları da bu yeni içerik formatının potansiyelini değerlendirdi.

Türkiye’deki genç kuşağın Güney Kore kültürüne ve webtoon’lara olan ilgisi, Türkiye’de büyümüş iki Koreli girişimcinin dikkatinden kaçmadı. Bu içgörülerden ve yükselen küresel trendlerden hareket eden Hun Jang Cho ve MinSoo Kim, Türkiye’nin ilk webtoon platformunu Lokma Studio adıyla kurdu.

Platforma ilişkin bilgi veren Lokma Studio CEO’su Hun Jang Cho, “Türkiye’nin ilk webtoon uygulamasını 23 Eylül’de erişime açarak okurlarımıza ilk Türkçe webtoon içeriklerini sunduğumuz için heyecan ve mutluluk duyuyoruz. Türk okurlar, LOKMA’nın App Store ve Play Store’da yer alan mobil uygulamalarını indirerek veya www.lokmastudio.com adresimizi ziyaret ederek, birçok yerli içeriğe ücretsiz erişebiliyor. Eserler haftalık olarak güncelleniyor ve kütüphanemizi yeni eserlerle genişletmek için çalışmalarımız sürüyor” dedi.

Onlarca özgün webtoon serisine ücretsiz erişilebilecek

Küresel çizgi roman pazar büyüklüğünün 11 milyar dolarlık bir ekonomi oluşturduğu görüldü. Mobil cihazlar için oluşturulan webtoon serileri, erişilebilirliği ve kolay tüketilebilirliği sebebiyle 2025’e kadar her yıl %9 büyümesi beklenen çizgi roman pazarının lokomotifi olarak öne çıktı. Son yıllarda Güney Kore merkezli teknoloji devleri Kakao ve Naver bu formatın dünyaya yayılmasında öncü bir rol üstlendi. Geçtiğimiz günlerde Naver, 6 webtoon serisinin daha ekrana uyarlayacağını duyururken, webtoon doğrudan sinemaya uyarlanabilir formatıyla bugün Netflix, Disney+, Apple TV+, Amazon Prime gibi dizi ve film platformlarının orijinal yapımlarına da ilham oldu. Türkiye’nin gerek genç nüfusu, gerek de internet ve mobil cihazların eğlence amaçlı kullanım oranı açısından webtoon formatının büyümesi için büyük bir potansiyel taşıdığını belirten Hun Jang Cho, “Ayrıca Türkiye’de yoğun bir Kore yapımı dizi/film ve K-pop hayran kitlesi bulunuyor. Tüm bunlar, Türk okurların webtoon formatını benimsediğini ve yakından takip ettiğini kanıtlıyor” diye konuştu.

Yazar ve çizerler için gelir modeli oluşturmayı hedefliyor

Platformda ücretsiz olarak erişilebilen ve mobil cihazlardan kolaylıkla okunabilen yerli webtoon serileri sunduklarını hatırlatan Hun Jang Cho: “Türkiye’de Kore kültürüyle ilgili dikkate değer bir topluluk, halihazırda webtoon’lara yabancı dilde erişerek bu içerik formatını yakından takip ediyor. LOKMA’nın çizgi roman üreticilerini ve okurlarını bir araya getirerek topluluk odaklı bir uygulama olması için çalışıyoruz. LOKMA, Türkiye’de yerli çizgi roman sanatçılarının eserlerini yayımlayabilecekleri ve bu yolla gelir elde edebilecekleri bir platform olmayı hedefliyor. Yabancı webtoon serilerinin Türkçe olarak okunabileceği, orijinal içeriklerin üretilebileceği ve uzak olmayan bir gelecekte yerli yapımların yabancı dillerde de servis edilebildiği bir platform oluşturmak istiyoruz. Türkiye’de bu kültürün bir parçası olan herkesi ücretsiz mobil uygulamalarımızı indirerek LOKMA’yı deneyimlemeye çağırıyoruz.”

TÜV AUSTRIA Group, siber güvenlik girişimi SyberCode’un çoğunluk hissesini 15 milyon Euro’ya satın aldı

150 yıllık geçmişiyle 32 ülkede 63 şirketle denetleme ve belgelendirme hizmetleri sunan, otorite niteliğinde bir kurum olan TÜV AUSTRIA Group, Türkiye’den doğan siber güvenlik girişimi SyberCode’ un ağırlıklı hissesini satın aldı.

15 milyon Euro’luk yatırım özellikle SOC, MDR ve IR gibi hizmetlerin kalitesinin daha da artmasına ve müşterilerin sorunlarına nokta atışı çözümler üretilmesine yardımcı olacak. TÜV AUSTRIA Group’ un SyberCode ile birleşmesi neticesinde bölgede oluşan büyüme stratejisi de birkaç yıl içerisinde yapılacak 25 milyon Euro’luk siber güvenlik yatırımının da habercisi oldu.

TÜV AUSTRIA Group Holding CEO’su Stefan Haas, satın almaya dair şunları söyledi:
“TÜV AUSTRIA Group olarak 150 yıldır birçok ülkede ofis açarak ve değerli şirketleri satın alıp bünyemize katarak büyümeye devam eden bir hizmet şirketiyiz. SyberCode ile birlikteliğimizin de karşılıklı ortak amacımız doğrultusunda tüm dünyada bilişim sektöründe daha güvenli olmanın yolunu açacağına inanıyorum.”

TÜV AUSTRIA SyberCode Kurucusu ve CEO’su Serhat Yediel: “TÜV AUSTRIA Group siber güvenlik konusunda ciddi eğilimleri olan, Almanya ve Avusturya’da SOC üzerinde önemli çalışmalar yapan bir şirket. Global bir şirketin gücünü yanınızda hissetmek, doğru, kalıcı ve tam çözüm sağlayan siber güvenlik hizmetlerini çok daha kısa zamanda devreye almamıza yardımcı oluyor. Aldığımız 15 milyon Euro’luk yatırımla mevcut hizmetlerimizi çok daha hızlı bir şekilde hizmet sahamızdaki bölgelerle buluşturacağız. Özellikle MENA ve Kafkasya Bölgesi’ne, Türkiye bölge ofisinden hizmet verilmesi ülkemizdeki insan kaynağı gücünün ve yetkinliklerinin kullanımı adına da ciddi önem taşıyor. SyberCode satın alımıyla Türkiye bir ana üs ve bölge ofisi olarak konumlandırılmış oldu.”

Tüm dillerde ve saat dilimlerinde hizmet veren bir şirkete dönüşecek

Tüm dünyada siber güvenliğin önemi artarken nitelikli insan gücü açığından kaynaklanacak hizmet kesintilerini azaltmak ve birlikte geliştirilen katma değerli hizmetleri global ölçekte müşterilerle buluşturmak, TÜV AUSTRIA Group ve SyberCode birlikteliğinin ana odaklarını oluşturuyor. TÜV AUSTRIA Group ve SyberCode, 2 yıl içinde dünya genelinde insan kaynağı istihdam etmiş, tüm dillerde ve saat dilimlerinde hizmet verebilen, kurumların az sayıda personelle siber güvenliği hizmet olarak almasını sağlayan bir servis şirketi olmayı hedefliyor.

SyberCode tarafından sunulan siber güvenlik çözümleri Sınır Güvenliği, Ağ Güvenliği, Veri Güvenliği, Uygulama Güvenliği, siber olaylara müdahale gibi geniş ve uçtan uca bir hizmet, ürün ve danışmanlık kapsamından oluşuyor. SyberCode SIEM, SOAR, Enterprise Forensic, Veri Keşfi ve Veri Güvenliği konularında uzmanlaşmış ileri seviye uzman kadrosuyla EDR/XDR, IR, SOC ve MDR gibi kritik hizmetleri sunabiliyor. Tüm bunların yanında ileri seviye Tehdit Simülasyonu, Compromise Assessment, Threat Hunting, Red Team gibi terzi usulü hizmetler de şirketin siber güvenlik portföyünde yer alıyor.

SyberCode müşterilerinin siber güvenlik ürün, hizmet, danışmanlık ve test faaliyetlerini de içeren, yönetişim endişelerini ve maliyetlerini ortadan kaldıran SaaS modelini Türkiye’de hayata geçiren ilk firma olarak öne çıkıyor. Kritik altyapılara sahip olan, veriyi toplayan, işleyen ve yaptığı işle ilgili bu verileri saklamak zorunda olan finans, sigorta, enerji, üretim, e-ticaret, elektronik para piyasaları kuruluşları ve fintechler (fintekler), şirketin hedef kitleleri arasında yer alıyor.

2025 hedefi: 1.000 kişilik global istihdam

TÜV AUSTRIA Group – SyberCode birlikteliğinin önümüzdeki yıllara dair somut hedefleri şöyle:

  • MENA ve Kafkasya Bölgesi’nde 2 yıl içinde 1 milyon uç noktayı koruyacak.
  • Bölgede 2023 birinci çeyrek hedefi 2 kat büyümek.
  • 2025 yılında şirkette MDR, SOC, IR, Zafiyet Taraması, saldırı öncesi, sırası ve sonrasında Olay Müdahale hizmetleri ve danışmanlık hizmetlerinde uzman 1.000 kişilik bir ekip çalışacak.

Temiz teknoloji odaklı Blue-Zone Technologies, 8 milyon dolar yatırım aldı

Dünyanın ilk temiz teknoloji odaklı ilaç girişimi Blue-Zone Technologies, 8 milyon dolar yatırım aldığını açıkladı. Yatırım turu, Canadian Venture Capital ve Round Pound Ventures liderliğinde düzenlendi.

Kanada merkezli girişim, atık niteliğinde olan anestezik gazların sürdürülebilir şekilde tutulması ve yeniden kullanılabilecek hale gelmesi için çeşitli çalışmalar yaparak kendi ürünlerini piyasaya sürüyor. 1999 yılında Dusanka Filipovic tarafından kurulan Blue-Zone, kullanılmayan ve doğal ortama aktarılacak olan kullanılmamış anestezikleri toplar ve toplanan materyali saf formuna işleyerek sürdürülebilir ve düşük maliyetli bir inhalasyon anestezik ilaç kaynağı oluşturur. Bu sayede değersiz görülen gazlar işlenerek tekrardan işlevsel hale geliyor.

Blue-Zone’un CEO’su Kipton Lade, “Crédit Mutuel Equity’nin kalibresinde bir yatırımcıyı ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Yatırıma ek olarak, onların geniş ağlarından ve küresel sağlık sektörü hakkındaki derinlemesine bilgilerinden yararlanacağız. Çalışmalarımızı büyüttüğümüz ve ticari çabalarımızı hızlandırdığımız için önümüzdeki 12 ay Blue Zone için heyecan verici bir zaman olacak. Round Pound Ventures’ın yatırımı bize, halojenli anestezik ürünlerin üretimi, düzenleyici kontrolleri, dağıtımı ve satışı konusunda deneyime sahip stratejik bir ortak olan Halocarbon Life Sciences, LLC’ye erişim sağlıyor. Blue-Zone için vizyonumuz, dünya çapında ünlü, temiz teknolojili bir ilaç işletmesi kurarken, dünya çapında Blue-Zone Sertifikalı Sağlık tesislerini çevreleyen toplulukların sağlığına ve esenliğine önemli bir katkıda bulunmak.” dedi.

Blue-Zone Yönetim Kurulu Üyesi David Bacon, “Blue-Zone teknolojisinin hastaneler için çevresel fayda yaratma, işyeri güvenliğini artırma ve ameliyathaneler ve yoğun bakım üniteleri için çevre dostu farmasötik sınıf anestezik ürünlere erişim sağlama potansiyeline sahip olduğuna inanıyoruz.” dedi.

Yatırımla beraber temiz teknoloji odaklı Blue-Zone Technologies, işlerini ve operasyonlarını genişletmeyi planlıyor.

Efe Kethüda’nın kurucusu olduğu Flank Esports, FUT Ventures tarafından satın alındı

Tüm espor turnuvalarının, takımların ve detaylı istatistiklerinin bulunabileceği yerli içerik platformu Flank Esports, Efe Kethüda’dan doğrudan edindiğimiz bilgiye göre FUT Ventures tarafından satın alındı.

2017 yılında ilk espor medyası olarak kurulan Flank Esports, TÜBİTAK’tan Ar-Ge desteği alan ilk espor projesi olmuş, başarılarıyla adından yurt dışında da söz ettirmeye devam etmiştir.

İki yol boyunca Startup Dergisi tarafından açıklanan En Başarılı 100 Startup listesinde yer almış ve 2018 yılında Forbes 50 Startup listesinde de yer alan Flank Esports, ayrıca Cannes Lions ve DLD Tel-Aviv’e kabul almıştır.

2018 yılında; ACT Ventures, Sina Afra, Fethi Kamışlı ve Hakan Sabancı‘dan yatırım alan Flank Esports, espor ekosistemini bir araya getirmeye ve geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmış, ana akım medya iş birlikleri ile daha geniş kitlelere ulaştırmaya çalışmıştır. 2019 yılında geliştirdikleri Fantezi Espor Ligi ile ilk espor fantezi oyununu geliştirip yaptığı partnerlikler ile espor ve oyun severleri bir araya getirmiştir. 2022 Yılı itibari ile Fut Ventures bünyesine dahil olan Flank, yoluna çok daha güçlü ve emin adımlarla devam etmektedir.

2014 yılında günlük sporlar uygulaması olarak ortaya çıkan, aradan geçen yıllarda rotasını espora çevirerek bu alanda Valorant partnerliği, VRL Şampiyonluğu, Fifa Türkiye Şampiyonluğu ve Dünya üçüncülüğü, PUBG Mobile Avrupa Şampiyonluğu ve PUBG Mobile West Dünya Şampiyonluğu başta olmak üzere önemli başarılara ulaşan FUT en yeni oluşumu FUT Ventures projesi ile yatırım ve stratejik ortaklıklar konusunda da önemli çalışmalara imza atıyor.

Yapılan anlaşma ile birlikte FUT Ventures bünyesine dahil olan son isim ise espor dünyasından haber ve içeriklerin yer aldığı Flank oldu.

“Yeni nesil espor medyası” sloganı ile yayın hayatını sürdüren ve espor alanındaki en yeni gelişmelere yer veren Flank bu satın alım ile birlikte FUT Ventures bünyesinde yayın hayatını sürdürecek ve takipçilerine en güncel haberleri aktaracak.

Oyun, medya ve prodüksiyon alanlarında yatırımlar ve stratejik ortaklıklar hedefleyen FUT Ventures ile birlikte FUT, daha önce FUT Esports, FUT Talent, FUT Academyve FUT Wear ile ulaştığı başarıları bu alanda da göstermeyi hedefliyor.

Game Factory, oyun içi reklam platformu Portuma’ya yatırım yaptı

2019 yılında hayata geçirilen oyun ekosistemi Game Factory, kuruluşundan bu yana uzman mentor ekibi ve yenilikçi fikirleri ile oyun stüdyolarının gelişimine katkıda bulundu.

Game Factory, Google ile küresel ortaklık kurarak oyun endüstrisinde Türkiye’de Google for Startups’ın ilk ve tek iş ortağı oldu. 4000’in üzerinde üyesi, 80 oyun stüdyosu, 200 oyunu ve yatırım yaptığı 14 ekibi ile giderek büyümeye, büyütmeye ve değer sunmaya devam eden Game Factory; Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın ise sayılı oyun içi reklam platformlarından olan başarılı şirket Portuma’ya yatırım yaptı. Yatırımın finansal bilgileri paylaşılmadı.

Yola “yardım almak için yardım et” mottosuyla çıkan Game Factory, kendi bünyesinde düzenlediği etkinlikler ve eğitimler ile Türkiye’de oyun endüstrisinin gelişimine katkıda bulunurken Turkcell ile kurduğu iş birliğinde “Gameventure Accelerator” programı altında 5000’in üzerinde katılımcıya oyun sektöründe başarıyla ilerlemek için yol gösterici bir harita sundu.

Kuruluşundan yalnızca 1 sene sonra Google ile yaptığı iş birliği çerçevesinde Game Booster Accelerator’ı düzenleyen ve 10 deneyimli stüdyoya 6 ay boyunca mentorluk eden Game Factory; 2021 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü ile yaptığı anlaşma sonucu Kulübün mobil oyunlarını geliştirmek için çalışmalara başladı.

Kısa sürede yatırımların buluşma noktası haline gelen Game Factory, ekosistemine dahil olan stüdyoların başarıları ile dolu bir 2021 yılı geçirdi. 2022 yılına İstanbul Belediyesi ile yaptığı iş birliği sonucu ilk çevrimdışı, devlet destekli ve oyun odaklı kuluçka merkezi OGEM’i kuran Game Factory, başarılarına bir yenisini daha ekleyerek adından bir kez daha övgüyle söz ettirdi.

Oyun içi reklam, oyun içi heyecan

Türkiye’nin ilk ve tek dünyanın ise sayılı oyun içi reklamcılık platformlarının arasında yer alan Portuma, Türkiye’de bir ilki gerçekleştiriyor. Oyun stüdyolarının, oyun geliştiricilerinin, reklamverenlerin ve oyun severlerin tek bir çatı altında bir araya gelmesini sağlayan Portuma, sistemine entegre olan herkesi kazanmaya davet ediyor.

Sistemine entegre olan oyun geliştiricilerinin ve oyun stüdyolarının güvenli, sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir gelir elde etmelerini sağlayan Portuma; yenilikçi, benzersiz ve dinamik reklam yapısı ile oyun içi heyecanı bozmuyor, oyunları kesintiye uğratmadan oyuncuların oyun deneyimlerinin eksiksiz sürdürülmesini sağlıyor.

Portuma, reklama çağdaş bir bakış açısı kazandırarak geleneksel reklamcılığın temelini kökünden sarsıyor. Gelişen ve süregelen değişimlere tanık olan reklam teknolojisini, sistemine entegre olan herkesin faydalanması için ortak bir platform haline getiren Portuma, oyun içi reklam alanlarını gerçek zamanlı reklam tekliflerine açtı. Portuma ekosistemine entegre olan oyun stüdyoları ve geliştiricileri oyunda kalma, indirme ve görüntülenme oranlarını artırırken reklamverenler, bu yenilikçi ekosistemde görünürlük kazanma fırsatı yakalayacak.

15 farklı kategoride, 177 ülkede 5 milyon aktif kullanıcıya sahip olan Portuma, sistemine entegre olan stüdyolara 65 milyonun üzerinde indirme kazandırdı. İş ortaklarına oyun içi reklamcılıkta 12 milyonun üzerinde izlenim kazandıran başarılı platform, Portuma Projesi’nin token’ı olan PORToken ile kazandırmaya devam ediyor. Oyuncular; izle, oyna ve kazan entegrasyonu sayesinde oyun oynarken POR kazanabiliyor.

Portuma’nın kurucu ortağı ve CEO’su Ozan Emrah Ünal, kurucuğu ortağı Murat Kahraman olan Game Factory ile yapılan yatırım değerlendirmesinin oyun içi reklamcılık platformu Portuma’ya birçok fayda sağlayacağını, sektörel anlamda değer kazandıracağını ifade ediyor.

Türkiye’ye oyun içi reklamcılığı tanıtan Ünal, Portuma’yı 1 sene önce kurdu. Kuruluşundan itibaren büyük başarılara imza atan Portuma; Adjust, Adsyield ve Oyunder gibi önemli partnerliklere sahip olup Haliç Üniversitesi, Türk Hava Yolları, Monster gibi büyük reklamverenler ile çalışmalarını sürdürüyor.

Yeni yatırım turuna hazırlanan yerli girişim hop, 2022 sonuna kadar iki ülkeye daha açılacak

Küresel çapta ulaşım araçlarında elektrikli seçeneklere yönelme trendi yaygınlaşsa da fosil yakıtlı araçların sayısı hala artmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri Türkiye’de motorlu taşıt sayılarının beş yılda yüzde 17 arttığını gösteriyor. Ulaşım araçları kaynaklı karbon emisyonları da bu artışla bağlantılı olarak yükseliyor.

Numbeo’nun tahminleri Türkiye’de her yolcunun yılda yalnızca ulaşım aktivitelerinde 1,82 ton karbon karbon salımına yol açtığına işaret ederken, bu rakamı sıfırlamak için kişi başına yaklaşık 84 ağaç dikilmesi gerekiyor. Ayrıca trafikteki araçların %70’inden fazlası, 5 kilometre ve daha az mesafelere ulaşmak için, yalnızca kısa yolculuklarda kullanılıyor. Diğer cephede şehir içi kısa mesafe ulaşıma alternatif oluşturan mikromobilite pazarı da büyümesini sürdürüyor.

Ülkemizdeki mikromobilite pazarının öncülerinden biri olan, iş modelinin temeline çevreye katkıda bulunmayı ve sürdürülebilirliği koyan yerli girişim hop, bu yıl üçüncü yaşını kutluyor. Yeni yatırım turuna hazırlanan girişim, 2022 sonuna kadar 2 ülkeye daha açılacak.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan hop Kurucu Ortağı ve CEO’su Yiğit Kipman, “2019’da ortaklarım Ahmet Batı, Emrecan Batı ve Gökalp Üstün’le birlikte sürdürülebilir bir dünya için ulaşım kaynaklı çevre kirliliğini ve karbon salımını paylaşımlı araçlar ile azaltma hedefiyle Ankara’da kurduğumuz hop, üçüncü yılını mevcut yatırımcılarından güven tazeleyerek aldığı 10 milyon dolarlık yatırım ve köprü finansman desteğiyle tamamlıyor. 3 yıllık yolculuğumuzda Türkiye’de 18, dünyada ise 20’den fazla şehirde hizmet vermeye başladık. Sürdürülebilirlik hedeflerinden uzaklaşmadan sağlıklı şekilde büyümeye devam etmek ve hop adını farklı ülkelere duyurmak için Seri A yatırım turuna hazırlanıyoruz” dedi.

1 milyon kullanıcıya ulaştı, yurt dışına açıldı

egirişim’e konuyla ilgili demeç veren Yiğit Kipman, “Küresel salgından bu yana yaşanabilir, yaya odaklı kentler inşa etmenin önemini daha iyi fark ediyoruz. İklim değişikliğinin gözle görülür etkileri, bireyleri de bu konuda adım atmaya teşvik ediyor. Elektrikli scooter’lar gibi mikromobilite çözümleri pazarda giderek daha çok talep görüyor. Kullanıcılar trafikte zaman kaybetmemek, konforlu bir yolculuk yapmak, bu sırada da karbon ayak izlerini azaltmak ve ulaşım maliyetlerini dengelemek için paylaşımlı ve elektrikli mikromobilite araçlarına yöneliyor. Hop olarak 3. yılımızı kutlarken sürüş deneyimi, erişilebilirlik, performans ve teknolojisiyle öne çıkan araçlarımızı ülkemizin 18 farklı şehrinde 1 milyonu aşkın aktif kullanıcıya ulaştırmayı başararak, Türkiye’nin hizmet alanı en geniş mikromobilite firması olduk. Haziran 2022 itibarıyla sürdürülebilir büyüme hedefimiz doğrultusunda Karadağ’ın Podgoritsa ve Budva şehirlerinde yurt dışı operasyonlarımıza da başladık. Yurt dışındaki ilk durağımız olan Karadağ’da ilk kez tüm günlük operasyonumuzu elektrikli kargo araç ve bisikletleriyle yaparak şirket içi karbon nötr olma taahhütlerimize bir adım daha yaklaştık. Yıl bitmeden 4 ülke, 25 şehir hedefimize hızla ilerliyoruz” dedi.

İşbirlikleri ve yatırımlarla büyüyor

Kipman, “Üçüncü yılımızda Inveo Yatırım Holding iştiraki Inveo Ventures liderliğinde mevcut yatırımcılarımızdan sağladığımız 10 milyon dolarlık yatırım ve finansman desteğiyle güven tazeledik. Bir yılda filomuzu 3 katına çıkardık. Ford Otosan işbirliğimizle şirketin elektrikli mobilite çözümü Rakun Mobilite’yi günlük operasyonlarımızda kullanmaya başladık. GAMA Enerji işbirliğimizle hizmete sunduğumuz araçların tüm elektrik ihtiyacını rüzgar enerjisinden karşılıyoruz. Bu işbirlikleri ve yatırımlarla, 2019’dan bu yana 2.500 ton karbon tasarrufu yapılmasına aracı olarak karbon nötr vizyonumuza kararlı adımlarla yaklaşıyoruz. Odağına sürdürülebilirliği alan ve toplumsal faydayı gözeten bir şirket olarak, adil ve kullanıcı odaklı gelir modelimizle paylaşım ekonomisini de destekliyoruz” diye konuştu.

Yeni yatırım turuna hazırlanıyor

Son olarak Kipman: “AR-GE ve mühendislik faaliyetlerinden operasyonel süreçlere, müşteri hizmetlerinden bakım onarım faaliyetlerine tüm ihtiyaçlarımızı şirket içindeki ekipler tarafından karşılıyoruz. Bölgede ve dünyada en sağlıklı büyüyen, başarılı ve sürdürülebilir paylaşımlı mikromobilite firması olma arzumuzla yıl bitmeden 2 ülkede daha hizmet vermeye başlayacağız. Operasyonel mükemmelliğe ulaşarak şirket kârlılığının en üst seviyeye çıkarılması, filomuzda son teknolojiyle üretilmiş araçlara yer verilmesi ve mühendislik ekibimizle söz konusu araçların teknolojilerinin yerelleştirilmesi konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Kısa zaman içinde ürün portföyümüze elektrikli bisiklet ve hafif elektrikli otomobil eklemeyi ve mevcut filomuzu iki katına çıkarmayı planlıyoruz. Hop olarak, insanlara deneyim kazandırmayı ilkelerimiz arasında sayıyoruz.”

Yerli fintech Eçözüm, yeni dönemde Finrota adıyla yoluna devam edecek

Ödeme sistemleri ve Açık Bankacılık hizmetlerinin erişilebilirliği, dijitalleşmesi ve kolaylaşması sürecinde önemli rol oynayan Eçözüm, yeni dönemde Finrota adıyla faaliyetlerini sürdürecek.

Finrota, 2021 yılında Param bünyesine dahil olarak ürün ve hizmetlerinin gücünü artırdı. Param’ın köklü geçmişinin ve deneyiminin katkısıyla ilerleyen Finrota, ulusal ve uluslararası şirketlere AR-GE ve yüksek teknoloji kullanarak geliştirdiği ürünleriyle fark yaratan çözümler sunuyor. Finrota ayrıca, portföyündeki ürünlerin sayısını artırmaya ve iyileştirmeye devam ediyor.

Küresel bir oyuncu olmayı hedefliyor

Online tahsilat sistem Netahsilat ve Açık Bankacılık çözümleri sunan NetEkstre, Posrapor, E-DBS ve TÖS (Toplu Ödeme Sistemi) ürünleri ile sektöre yön veren Finrota, hizmet verdiği alanlarda küresel bir oyuncu olmayı hedefliyor. Finrota, gelişmiş teknolojik altyapısıyla, firmaların ihtiyaçlarına yönelik çözümler ile finansal işlemlerini tek ekrandan, zaman tasarrufu sağlayarak otomatize hale getiriyor.

Bunların yanı sıra; 2015 yılından bu yana VISA Avrupa Çözüm Ortakları listesinde yer alan, PCI DSS standartlarında hizmetler geliştiren Finrota, 200’den fazla çalışanıyla iş ortaklarına üstün teknoloji ve güvenli altyapıya sahip dinamik çözümler sunuyor.

Farklı ölçekteki şirketlere hizmet vererek, tabana yayılma stratejisiyle iş ortaklarının ve kullanıcılarının sayısını artırmaya odaklanan Finrota, kullanıcılarının finansal teknolojide rotası olmayı amaçlıyor.

Giyilebilir teknolojiler geliştiren Thread In Motion, 500 milyon TL’yi aşan değerleme üzerinden yatırım aldı

Geliştirdiği giyilebilir teknoloji platformuyla otomotiv, perakende, lojistik, e-ticaret gibi sektörlere özel operasyonel verimliliği artıran çözümler sunan, -dünyanın önde gelen akıllı giyilebilir yerli teknoloji markası Thread In Motion, 500 milyon TL’yi aşan değerlemesi üzerinden Esor Investments ve Teknoloji Yatırım A.Ş.’nin TTGV1 Fonu’ndan yatırım aldı.

2017 yılında Kadir Demircioğlu ve Rahim Öner tarafından kurulan Thread In Motion, geliştirdiği giyilebilir teknoloji ürünleriyle otomotiv, perakende, lojistik, e-ticaret gibi sektörlere özel operasyonel verimliliği artıran çözümler sunuyor.

Demircioğlu: “Yeni yatırımla global arenada marka bilinirliğimizi artırmayı sürdüreceğiz”

Kurucu ortak ve CEO Kadir Demircioğlu, egirişim’e verdiği demeçte; “Altı farklı sektörde 25 küresel ortağımızla global alanda 220’den fazla şirket için tasarlanmış giyilebilir teknolojiler geliştiriyoruz. Bu alanda Türkiye’nin dünyadaki tek temsilcisi olmamız, bulunduğumuz konumun ve yaptığımız işin önemini gösteriyor. Yürüttüğümüz çalışmalarla başarımızı katlamaya devam ediyoruz. Fransa ve Almanya başta olmak üzere toplam sekiz ülkeye ihracat yapıyoruz. Son aldığımız yatırımla yeni teknolojiler geliştirerek, giyilebilir teknolojiler konusunda yerel pazardaki varlığımızı kuvvetlendirip global pazardaki marka bilinirliğimizi artırmaya devam edeceğiz. Ayrıca geliştirdiğimiz yazılım platformumuz sayesinde veri analizi sağlayarak lojistik alanında da tüm süreçleri optimize edeceğiz” dedi.

Gedikli: “Thread In Motion’ın globalde hızlı büyüyeceklerine inancımız tam”

Thread In Motion yatırımlarını değerlendiren Teknoloji Yatırım A.Ş. Yatırım Direktörü Elif İnalkoç Gedikli şunları söyledi; “Thread In Motion’ı 2020 yılı başında TTGV1 Fonu henüz kurulmadan önce takip etmeye başladık. Endüstriyel giyilebilir ürünleri sayesinde; operasyonel izlenebilirlik, üretimde verimlilik, süreç optimizasyonu çözümleriyle dijital dönüşüm süreçlerinde farklı noktalara konumlandıklarını ve şirketlerin önemli problemlerini çözebildiklerini gözlemledik. Ekibin teknik yeterlilikleri, geliştirecekleri yeni ürünlerde fark yaratmalarına ve rakipleri karşısında farklılaşmalarına yardımcı olacak. Türkiye’de ve öncelikli hedef ülkelerde başarı ile devam eden partnerlik yapısını, bu yatırımla birlikte globalde hızlı büyüteceklerine inancımız tam. Geleceğin global markalarından birine TTGV1 Fonu’nun 5. yatırımını yapmış olmaktan dolayı heyecan duyuyoruz.”

Kuyulu: “Thread In Motion’ın yurt dışında çok başarılı olacağını düşünüyoruz”

Thread In Motion’a yaptıkları yatırım hakkında bilgi veren Esor Investments Kurucu Ortağı Şevki Kuyulu “Thread In Motion, operasyonel verimliliği artırmak için endüstriyel giyilebilir teknolojiler ve bunlarla entegre yazılımlar geliştiriyor. Altı farklı sektörde hem Türkiye’de hem de dünyada önemli şirketlerin tedarikçisi olarak operasyonel verimliliği artırmak için tasarlanmış giyilebilir akıllı teknolojiler geliştiriyorlar. Dünya genelinde 25 küresel iş ortağı ve 220’den fazla müşterisi olan Thread In Motion, bu nedenle bizim ilgimizi çekti. Thread In Motion’ın özellikle yurt dışında çok başarılı olacağını düşünerek yatırım yapma kararı aldık. Bir ay gibi kısa bir zamanda ikinci yatırımımızı yaptık. Hem Thread In Motion’a hem de makine öğrenmesi, giyilebilir teknolojiler ve e-ticaret alanında girişimlerimizi sürdüreceğiz” dedi.

RTÜK lisansı onaylanan HBO Max’ten Türkiye faaliyetleriyle ilgili açıklama geldi

Hatırlayacağınız üzere geçtiğimiz günlerde sizlerle HBO Max platformunun Türkiye’de faaliyet gösterebilmek için RTÜK’e yaptığı lisans başvurusunun onaylandığını ve platformun 10 yıl süre ile RTÜK lisansı aldığını paylaşmıştık.

Yaptığımız haberin yayınlandığı günün akşamında RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Twitter hesabı üzerinden yaptığı duyuruda HBO Max’in Türkiye lisansının onaylandığını da resmi olarak açıklamıştı. Ancak lisansın onaylanmasının yanı sıra HBO Max’in ne zaman Türkiye’de faaliyetlerine başlayacağı ile ilgili bir bilgi bulunmuyordu.

Bugün, HBO Max’in yayın haklarının sahibi olan Warner Bros tarafından gönderilen basın bildirisinde Warner Bros, HBO Max’in Türkiye’de yayına başlamayacağını ve HBO Max ile Discovery Plus servislerinin birleşmesi sonucunda başta Avrupa bölgesi olmak üzere 2023 yılı sonrasında yeni yayın faaliyetlerine başlayacağını belirtti.

Warner Bros tarafından paylaşılan açıklamanın tamamı bu şekilde:

Basında çıkan son haberlerin aksine, Warner Bros. Discovery olarak HBO Max’i Türkiye’de yayına almak gibi bir planımız yoktur. Daha önce de belirtildiği gibi, Warner Bros. Discovery, 2023 yılında HBO Max ve Discovery Plus servislerini birleştirme kararı aldı. Warner Bros. Discovery’nin sunacağı bu yeni hizmet, 2024’ten itibaren Avrupa’da kullanıma sunulacak ve ilk olarak HBO Max’in hali hazırda mevcut olduğu pazarlarda yayına başlayacaktır.

Warner Bros paylaştığı bilgilendirme metninde RTÜK lisansı alınmadığı gibi bir bilgiye ise yer vermedi. Bu da platformun Türkiye’de faaliyetlerine başlamak için gerekli RTÜK lisansını aldığını doğruluyor.

egirişim olarak her zaman size haberleri hızlı ve güvenilir kaynaklardan aktararak önemli gelişmelerden ilk kez sizin haberdar olmanızı sağlıyoruz. HBO Max haberinde de her ne kadar platform, Türkiye’de yayına başlamayacağını duyursa da biz haberimizde HBO Max’in RTÜK lisansı aldığını sizlere aktarmıştık ve bu bilgiye ilişkin bir düzeltme bulunmuyor. Platformun RTÜK lisansını alması haberi üzerine HBO Max’in Türkiye’de yayına başlayacağı ön görüsü yaygın olsa da platform lisans olmasına rağmen henüz Türkiye’de yer almayı tercih etmiyor.

Yerli teknoloji girişimi Bren, köprü yatırım turunu 12 milyon dolar değerleme üzerinden tamamladı

2020 yılında Alesta Teknoloji Yatırım A.Ş ve 2021 yılında Keiretsu Forum Türkiye’den yatırım alan ve bir yıldan kısa sürede değerlemesini 13 kat artıran yerli teknoloji girişimi Bren, global yatırımcıların odağında olmaya devam ediyor.

Enerji verimliliği ve akışkanlar dinamiği alanında 10 yıldan fazla tecrübe ve Ar-Ge proje birikimine sahip olan, 2018’den beri de kendi bünyesinde ürettiği özgün ürün teknolojileriyle müşterilerine enerji, bakım ve zaman tasarrufu sağlayan yerli teknolojiler sunan Bren, Alesta Teknoloji Yatırım A.Ş ’nin liderliğinde 12 milyon dolar değerleme ile köprü yatırım turunu tamamladı.

Avrupa ve Amerika pazarında büyüme hedefi olan ve Seri A yatırım turuna hazırlanan Bren, Almanya ve Dubai’den melek yatırımcıların da katıldığı köprü yatırım turuyla global büyüme adımlarını hızlandırdı.

Seri A Yatırım sürecinde hazırlanan Bren, Global yatırımcılarında odağında

Avrupa ve Amerika pazarında büyüme hedefi olan ve Seri A yatırım turuna hazırlanan Bren, Almanya ve Dubai’den melek yatırımcılarında katıldığı köprü yatırım turuyla global büyüme adımlarını hızlandırdı. Bren İleri Teknoloji Enerji A.Ş. CEO’su Çınar Laloğlu, “Bursa’dan başlayan, globalde büyük müşterileri kısa zamanda kazanan ve önemli başarılara imza atan Bren, köprü yatırımı pazardaki talebe ihtiyaç verecek ekip ve üretim kapasitesini arttırmada kullanacak. Enerji krizlerinin artması, iklim değişikliğine yol açan karbon emisyonlarının ciddi seviyelere ulaşması pazarda bize olan ihtiyacı daha da arttırıyor. Bu ihtiyaca karşılık vermek için yatırımlarımızı sürdürüyoruz. Seri A yatırım turunda globaldeki ekibi büyütmeyi ve global partnerler ile hedef pazarlara yayılma sürecini hızlandıracağız.” dedi.

Dünyanın ilk entegre buhar izleme sistemini geliştirdi

Enerjinin daha verimli şekilde kullanılmasına odaklandıklarını belirten Çınar Laloğlu, egirişim’e verdiği demeçte, geleneksel tüm sanayi alt yapısını yenilikçi teknolojilerle dijitalleştirerek firmalara ve çevreye katkı sunmayı hedeflediklerini söyledi. Bren’in yenilikçi sensör teknolojisi ve yapay zeka tabanlı yazılımıyla sanayide buhar kaçaklarını zamanında fark edilmesini ve yüksek enerji kayıplarının önüne geçmeyi hedeflediğini anlatan Laloğlu, güçlü inovasyon ekipleriyle pazarda dengeleri değiştirecek bir adım daha atarak dünyanın ilk entegre buhar izleme sistemini geliştirdiklerini vurguladı.

Aynı donanım ile üç farklı çözüm

Çınar Laloğlu, Bren’in bataryasız sensör teknolojisini kullanarak, enerji kablosu ihtiyacı olmadan kablosuz veri gönderebilen donanım teknolojisine sahip olduğunu ifade etti. Laloğlu, “Bren, Buhar sayacı ile üretimi takip ederken, aynı zamanda buhar hatlarındaki vanaları ve buhar kapanları da kontrol ederek gerekli tüm bilgilere müşterilerin tek bir platformdan ulaşmasını sağlıyor” dedi.