Ana Sayfa Blog Sayfa 297

Sosyal blog platformu kooplog, 2 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı

Yayın hayatına 2017’de başlayan ve İTÜ Çekirdek çatısı altında faaliyetlerini sürdüren sosyal blog platformu kooplog, adı açıklanmayan bireysel bir melek yatırımcıdan Big Bang sahnesinde 2 milyon TL değerleme üzerinden yatırım aldı.

Blog yazar ve okur ekosistemi için modern, kolay ve ücretsiz bir blog deneyimi sunmak amacıyla yola çıkan kooplog, yaklaşık 20.000 yazarı ve yüz binlerce ziyaretçisiyle yazar ve okurların blog yolculuğunda onlara eşlik ediyor.

2021’den beri üzerinde çalışılan ve bugüne kadarki en büyük güncellemesi olan “Gravy” ile kooplog, kullanıcılarına gelişmiş bir blog deneyimi yaşatmayı amaçlıyor. Bu büyük güncellemeyle birlikte okurlar daha akıllı blog ve yazar önerileriyle kooplog’da daha keyifli vakit geçirebiliyor; yazarlar ise kooplog’a üye oldukları andan itibaren aldıkları rehberlik ve yönlendirmeler sayesinde çok daha kolay blog yazabiliyor. Ayrıca yazarlar, kooplog’un düzenlediği blog yarışmaları ve profillerine ekleyebilecekleri “Bağış al” seçenekleri ile gelir elde edebiliyor.

“Blog hiçbir zaman eski moda olmadı ve hiçbir zaman da olmayacak.” felsefesiyle yola devam ettiklerini belirten kooplog kurucuları, aldıkları yatırım desteğiyle 2023’te kooplog mobil uygulamasını çıkarmayı ana hedef olarak belirlediklerini belirtiyor.

Yerli reklam arama platformu Alladsof, kullanıma sunuldu

Türk reklamcı ve yazılımcılardan oluşan 50 kişilik bir ekip, 4 yıllık çalışmanın sonucunda reklamın etkilerini öngörmek amacıyla Alladsof adlı arama motorunu kurdu. Tanıtımı yapılan platform, veri etiketleme teknolojisiyle 200 bin boyutlu bir uzayda reklamları atomik parçalarına ayıran, bu sayede farklı hedef kitlelerin hangi ortak özelliklere sahip reklamları beğendiğini tahmin eden dünyanın en derin yaratıcılık veri tabanı olma özelliği taşıyor. 

İngiltere’de kurulan ve bugüne kadar tasarlanmış en kapsamlı reklam arama motoru olarak tanımlanan da platform, veri teknolojileri sayesinde bugüne kadar imkansız olarak görünen “reklamın etkisini öngörebilme” konusunda çözümler üretiyor. Alladsof, dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşayan herhangi bir hedef kitle profilinin hangi ortak özelliklere sahip reklamları sevdiğini ya da sevmediğini söyleyebilirken, veri tabanındaki bilgiler ışığında bir reklam daha çekilmeden, yani senaryo aşamasındayken etkisini tahmin edebiliyor. 

Türk girişimcinin projesi, 1 trilyon dolarlık reklam sektörünü etkileyecek

 Alladsof kurucusu Nuri Gülver, ‘dünyanın en kapsamlı reklam arama motoru’ olarak tanımladığı proje hakkında şunları söyledi; 

“1 trilyon dolarlık bir sektör olan reklamcılığın bugün hala en büyük problemi bir alfabesinin olmamasıdır. Tüketicilere ne tarz reklamları sevdiklerini sorduğunuzda bir cevap almanız mümkün değil. Alladsof işte bu nedenle reklamcılık sektörünün alfabesini oluşturma hedefiyle yola çıktı.  İlk olarak Türkiyede son 5 yılda yayınlanan 15 binden fazla reklamı yapay zekâ ve makine öğrenmesi ile veri tabanımıza ekledik. Bu özelliğiyle, Türkiyede yaşayan reklam izleyicilerinin kadın, erkek, iş insanı, ev hanımı veya bir öğrencinin hangi türde reklamları sevdiğini tanımlayıp, bu tanımlamadan yola çıkarak hangi türde reklamları seveceğini ön görebilen bir sistem tasarladık.”

Bugüne kadar müşteri, rekabet ve marka üçgeni arasında pazarlama iletişimi ile alakalı kararlarını farklı kaynaklar ve raporlar üzerinden şekillendiren marka profesyonelleri Alladsof sayesinde ilk kez tek bir platformdan bu üç başlıkla alakalı veri okuyabilecek. Google, Meta veya Adobe’nin dijital reklam analitiği alanında marka profesyonelleri ve ajanslara sunduğu analitik arayüzlerinin bir benzerini televizyon reklamları için bünyesinde bulunduran Alladsof, dünyada ilk kez reklam filmi analizi konusunu gündeme taşıyor. 

Bu teknoloji ile “Reklam Analisti” ismiyle yeni bir meslek doğduğunu söyleyen Nuri Gülver, Şubat 2023 itibarıyla sadece Türkiye’nin en büyük reklamverenleri tarafından deneyimlenebilecek teknolojinin, bir platform olarak ticari hayatına başlayacağını duyurdu. Gülver, Alladsofa yatırım fonlarının ve melek yatırımcıların büyük ilgi gösterdiğini ifade ederek, 2024 yılında İngiltere, Amerika ve Avrupa reklam sektörünün başucu platformu haline gelmeyi hedeflediklerini kaydetti.

Sektörün önde gelen reklam verenlerinin katılımıyla gerçekleşen bir lansmanda açılış sunumunu Bekir Ağırdır’ın gerçekleştirdiği toplantıda veri teknolojilerinin reklamın geleceğini nasıl değiştireceği anlatıldı.

Yıldız Ventures, 2022 yılında 900’den fazla startup’ı değerlendirdi

Kurumsal girişim sermayesi (CVC) kapsamında Yıldız Holding’in ana iş kolları olan gıda ve  perakende başta olmak üzere pek çok sektörde yenilikçi iş fikirlerini geliştirip büyütmeyi  hedefleyen Yıldız Ventures, yeni girişimlere yatırım yapıyor. Gıda, tüketici ve perakende teknolojileri alanlarına odaklanan Yıldız Ventures, başta e-ticaret olmak üzere bu  ekosistemde yer alan, tedarik zinciri, finansal teknolojiler, data kullanımı, yapay zekâ, lojistik  gibi sektörlere de odaklanıyor.  

Yıldız Ventures Kurucusu ve CEO’su Yahya Ülker, global ve yerli erken aşama teknoloji VC  fonlarına ve sektör bağımsız erken aşama büyüme evresindeki girişimlere direkt yatırım  yapmak için 2022 yılının başında Gözde Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı’nın yeni nesil  teknoloji yatırım kolu olan Gözde Tech Ventures’ı kurduklarını söylüyor. Gözde Tech  Ventures yurt içi ve yurt dışında, teknolojisini kanıtlamış, hızlı büyüme potansiyeline sahip,  ölçeklenebilir ve sektör odaklı girişimlerin erken büyüme aşama turlarına direkt yatırım  yapıyor.  

Alanında öncü girişimleri desteklemeye önem verdiklerinin altını çizen Yahya Ülker, yıl  boyunca 24 yatırım komitesi düzenlediklerini, yaklaşık 100 girişim ve VC fonunu yatırım  komitesine taşıdıklarını belirterek; yıl içinde dört global VC fonuna ve iki girişim sermayesi  yatırım fonuna yatırım yaptıklarını söylüyor. Earlybird Venture Capital, 500 Emerging Europe, ScaleX, Revo Capital gibi girişim sermayesi yatırım fonları dahil olmak üzere birçok fonu da  destekleyen Yıldız Ventures, sadece 2022 yılında Gözde Tech Ventures ile yüzde 59’u  uluslararası, yüzde 41’i yerel olmak üzere 900’den fazla startup’ı ve 70’ten fazla VC fonunu değerlendirme fırsatı buldu. 

Kadın Girişimcilere Destek  

Arya Kadın Yatırım Platformu’nun Beyond The Billion iş birliğiyle başlattığı “Türkiye ve Komşu  Ülkelerde Kadın Girişimcilere 100 Milyon Dolar” kampanyasının ilk destekçilerinden biri olan  Yıldız Ventures, 2022 yılında direkt ve dolaylı olarak girişim sermayesi fon yatırımları ile kadın  kurucu veya kadın ortak kuruculu 29 girişime yaklaşık 1.2 milyon dolar sermaye sağladı.  

Ödüller Yıldız Ventures’a

Yıldız Ventures, 2022’de Fast Company Startup Dostu Şirketler yarışmasında dördüncülük  ödülü, İsteGelsin ile Fast Company En iyi Kurum İçi Girişimcilik’te ikincilik ödülü, IDC  Türkiye’nin düzenlediği Future Enterprise Ödülleri’nde Startup Connector “Best in Future  Ecosytem” kategorisinde birincilik ödülü ve Jobverse-Yapay Zeka ve Metaverse ile İşe Alım  “Best in Future of Work” kategorisinde üçüncülük ödüllerini aldı. 

Borusan EnBW Enerji, elektrikli araçlar için şarj ağı oluşturuyor

Borusan Holding ve Alman enerji devi EnBW AG’nin ortak girişim şirketi Borusan EnBW Enerji, Şarj Hizmeti Yönetmeliği kapsamında, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan elektrikli araç Şarj Ağı İşletmeci lisansını aldı. Borusan EnBW Enerji, hissedarlarından aldığı güç ve deneyim ile Türkiye’de Elektrikli Araç Şarj Hizmetleri sektöründe etkin hizmet sunmayı planlıyor.

%100 yenilenebilir enerji portföyünü oluştururken edindiği mühendislik tecrübesini elektrikli araç kullanıcıları ile buluşturmak isteyen Borusan EnBW Enerji, kuracağı hızlı şarj ağı ile müşterilerine tamamen temiz, hızlı ve son teknolojik standartlarda yapılandırılmış, kullanıcı dostu nitelikte kusursuz bir şarj deneyimi yaşatmayı amaçlıyor.

Almanya’da hızlı şarj ağı konusunda pazar lideri olan ana hissedarı EnBW AG’nin de bilgi birikimi ve deneyimlerinden faydalanacak olan Borusan EnBW Enerji, sunacağı hizmet kalitesiyle Türkiye pazarında da zirveyi hedefliyor.

Başlangıç olarak 500’ü aşkın noktada elektrikli araç hızlı şarj hizmeti verecek olan Borusan EnBW Enerji, bu alanda yapacağı yatırımlar ile bu sayıyı 7.000 noktaya çıkarmayı hedefliyor.

30 dakikadan az sürede %80 şarj oranı sağlayacak yaygın şarj ağı, önceden kolay rezervasyon imkanı sunan mobil uygulama ve müşterilerine özel farklı katma değerli çözümlerle desteklenecek.

Konuyla ilgili açıklama yapan Borusan EnBW Enerji Genel Müdürü Enis Amasyalı, “Enerji ve ulaşım sektörlerindeki dönüşüm süreçleri iklim krizi ile mücadelenin yarınını belirleyecek. Tamamen yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimimizle ülkemizde temiz enerji dönüşümüne güçlü bir katkı vermeye devam ediyoruz. Enerji sektöründen sonra, sera gazı emisyonlarının önemli bir kaynağı olan ulaşım sektöründe ise araç filolarının elektrifikasyonunun sağlanması ve bir kritik altyapı olarak elektrikli araç şarj istasyonlarının yaygınlaştırıması yeni bir temiz dönüşüm sürecini başlattı. Borusan EnBW Enerji olarak, hissedarlarımızın da tecrübe ve uzmanlıkları desteğinde, müşteri deneyimi odaklı bir hizmet anlayışını benimseyeceğimiz yeni bir kulvarda yatırım yapmanın büyük heyecanını yaşıyoruz. Elektrikli araç şarj istasyonu ağımıza 2030 yılına kadar yapacağımız 5 milyar TL’yi aşan yatırım ile bu sektörde yaygın hızlı şarj ağına sahip, etkin işletmecilerinden olmayı hedefliyoruz.” dedi.

Beyin tümörünü tedavi etmeyi amaçlayan QV Bioelectronics, 2.2 milyon euro yatırım aldı

QV Bioelectronics

Beyin tümörleri için yenilikçi tedaviler geliştiren QV Bioelectronics, Seri A öncesi turda 2.2 milyon euro yatırım aldı. Science Angel Syndicate ve Fink Family Office tarafından yönetilen tura Northern Gritstone, Elbow Beach Capital ve mevcut yatırımcılar SOSV ve Catapult Ventures‘ın katıldı. 

Chrisopther Bullock ve Richard Fu tarafından 2018 yılında kurulan QV Bioelectronics, ürünü GRACE ile kanser tedavisinde implante edilebilir biyoelektronik kullanımına öncülük ediyor. Cihaz, beyin tümörü hastalarına daha uzun ve kaliteli yaşam sunmayı amaçlıyor. 

Kanser araştırmaları ve biyotıp alanındaki birleşik uzmanlıklarına dayanan girişimin temelini oluşturan teknoloji, gelişmekte olan gelişmiş malzemelerin, hassas onkolojinin ve cerrahi yeniliğin kullanımını birleştiriyor. GRACE, hasta güvenliğini en üst düzeye çıkarmak için halihazırda ameliyat olmakta olan hastalara yerleştirilmek edilmek üzere ayarlanıyor.

Fink Family Office’den Stanley Fink, “QV bio’nun son turuna yatırım yapmaktan heyecan duyuyorum. On yılı aşkın süre önce bir beyin tümöründen mustarip biri olarak bu yatırımı yapmak, empati yapmamı sağlıyor. Diğer kanserlerdeki ilerlemelere kıyasla son on yılda beyin kanseri sağ kalım oranlarında sınırlı ilerleme oldu. QV bio’nun bu boşluğu kapatmaya yardımcı olacağını umuyorum.” dedi.

Northern Gritstone CEO’su Duncan Johnson, “QV Bioelectronics, Northern Gritstone’un kendisini desteklemeye adadığı İngiltere’nin kuzeyindeki öncü startup’ların bir örneği oluyor. Tıbbi cihazları, beyin tümörü olan milyonlarca insanın hayatını iyileştirme potansiyeline sahip inovasyonun öncüsüdür. Bu yatırım, girişimi klinik deneylere bir adım daha yaklaştırıyor ve araştırmasını gerçeğe dönüştürüyor.” dedi.

Yatırım, klinik geliştirme aşamasına girmeden önce cihaz tasarımının tamamlanmasının yanı sıra implantın güvenliğini ve etkinliğini değerlendirmek için klinik öncesi çalışmalar yapmak için kullanılacak. 

Kullanıcıların kolektif olarak yatırım yapmasını sağlayan fintech girişim Hedge, Startupfon’dan yatırım aldı

Kyle Al-Rawi ve Yash Khandelwal tarafından 2021 yılında kurulan fintech girişim Hedge, yerli fon şirketi Startupfon‘dan yatırım aldı. Yatırımla ilgili finansal detaylar paylaşılmadı.

Yatırım fonlarına bireysel ve kolektif yatırım yapma imkanı sunan Hedge, platformu yatırımcıların kendi oluşturdukları toplulukla birlikte yatırım yapmalarına, yeni yatırım yolları öğrenmelerine ve büyümelerine olanak sağlamaktadır.

Hedge, nitelikli yatırımcılar harici toplu ve grup yatırımlarının yapılamaması ve varlık eşitsizliği yüzünden 100 milyondan fazla kişinin yatırım dünyası dışında kalması problemleri üzerine odaklanmaktadır. Hedge kurmuş olduğu platformu aracılığıyla yatırımcılara üç başlıkta güncel ve demokratik çözümler sunmaktadır.

  • Topluluk bulma: Yatırımcı toplulukları, işbirliği için ve yeterince temsil edilmeyen kullanıcıların yatırım yapmaya başlaması için güvenli alanlar sağlar.
  • Arkadaşlarınla beraber yatırım yapma: Yatırım fonlarına yatırımcıların kendi oluşturdukları toplulukla birlikte kolektif yatırım yapma imkanı sunar.
  • Web2 & Web3 yatırımları: Borsa, opsiyon, kripto ve NFT yatırımları yapma imkanı sunar.

Hedge kurucuları, platformu şu anda kurmalarının arkasındaki sebebin borsaya yükselen ilgi olduğunu belirtmiştir. Amerika’da son 18 ayda 25 milyondan fazla kişi borsa yatırımcısı olurken eski yatırımcı profiline kıyasla yeni borsa yatırımcıları daha genç, küçük yatırımcı, iş birliğine yatkın ve sık işlem yapan profilden oluşmaktadır.

Misyonunu herkesin iş birliği yapabileceği, kapsayıcı ve demokratik olarak yatırımı yeniden icat etmek olarak tanımlayan Hedge, Startupfon, ODX Accelerator, Firstminute Capital, Starting Line VC, Bain Ventures Scout ve Republic gibi önde gelen yatırımcılardan tohum yatırım almıştır.

Hedge kurucusu Kyle Al-Rawi, yasal onay sürecinin normalde 2-3 yıl sürdüğünü ancak başvuru süreçlerini 11 ayda bitirdiklerini ve yatırım sonrası gelişmelerinden çok memnun olduklarını dile getirdi. Önümüzdeki çeyrekte lisanslama sürecini tamamlamaya ve beta lansmanına odaklanacaklarını açıklayan Kyle, aynı zamanda yeni dönemde yeni iş birliği anlaşmaları duyuracağını belirtti.

Hedge’in global yatırımcıları arasında yer alan Startupfon’un kurucusu Gülsüm Çıracı, verdiği demeçte; “Startupfon olarak fintech yatırımlarını önemsiyoruz. Hedge, yatırım dünyasında var olan küçük yatırımcıları sistemin dışında bırakılması gibi büyük bir soruna, kolektif yatırım platformuyla efektif bir çözüm yolu sunuyor. Hedge’in kapsayıcı ve yatırımı demokratikleştirme misyonunun ekibi liderliğe taşıyacağına inanıyoruz.” dedi.

Microsoft, OpenAI’a 10 milyar dolar yatırım yapmayı planlıyor

Teknoloji devi Microsoft, yapay zeka odaklı çalışmalar yapan OpenAI’a 10 milyar dolar yatırım yapmaya hazırlanıyor. Anlaşma, düzenlenecek olan yatırım turunun önemli bir parçası olacak. 

Semafor’un bir raporuna göre, popüler yapay zeka aracı ChatGPT’nin arkasındaki girişim olan OpenAI, teknoloji devinden önemli bir yatırım alacak. Anlaşmanın tamamlanıp tamamlanmadığı henüz net olmasa da potansiyel yatırımcılara gönderilen ön protokoller, anlaşmanın 2022 yılı sonuna kadar yapılacağını gösteriyor. Microsoft’un OpenAI’ın karının %75′ini alacağı ve ardından şirketin OpenAI’de %49 hisseye sahip olacağı da belirtiliyor. 

Birkaç haftadır, teknoloji dünyası yapay zeka destekli ChatGPT’nin işlevsel yapısıyla çalkalanıyor. Araç, birçok konuda sorulara cevap veriyor ve aynı zamanda metinler oluşturabiliyor. GPT-3 büyük dil modelleri ailesinin bir çeşidi olan yapay zeka modeli, kod geliştirmekten üniversite makaleleri yazmaya kadar her şey için kolayca kullanılabiliyor. 

ChatGPT, Microsoft’un yaptığı çalışmalarla beraber Word, PowePoint ve Outlook gibi işlevsel uygulamalara da entegre ediliyor. Bu sayede kullancılar, işlevsel özelliklere sahip olarak işlerini daha rahat bir şekilde halledebilecek. 

Aralık ayında Morgan Stanley,  ChatGPT’nin Google için bir tehdit olup olmadığını inceleyen bir rapor yayınladı. Alphabet baş analisti Brian Nowak, dil modellerinin “pazar payı alabileceğini ve Google’ın İnternet’teki insanlar için giriş noktası konumunu bozabileceğini” yazdı. 

Silikon Vadisi girişimcisi Sam Altman tarafından 2015 yılında kurulan OpenAI, ChatGPT’yi Kasım ayı sonlarında halka açtı. OpenAI’nin ChatGPT’yi yayınlamasından beş gün sonra Altman, yapay zeka destekli araştırma aracının oldukça dikkat çekmesiyle beraber 1 milyon kullanıcıyı hızlı şekilde geçtiğini söyledi. 

Yerli interaktif egzersiz platformu CatchPad, CES 2023’te global lansmanını gerçekleştirdi

Fikri ve sınai mülkiyeti yüzde 100 Türkiye’ye ait küresel bir marka olmak amacıyla yola çıkan CatchPad, dünyanın en büyük teknoloji firmalarının önemli buluşma noktası CES 2023’te (Consumer Electronic Show) marka lansmanını gerçekleştirdi. ABD’nin Las Vegas şehrinde 5-8 Ocak tarihleri arasında düzenlenen CES’te CatchPad, İnteraktif Egzersiz Platformu’nu dünyaya tanıttı. 

CatchPad oyunlaştırılmış 100’lerce egzersiziyle fiziksel ve zihinsel gelişimi kolaylaştıran, aynı zamanda performansa dair istatistikler sunan mobil uygulama destekli interaktif egzersiz platformu.

CatchPad, ziyaretçileriyle buluştu ve eşsiz bir deneyim yaşattı. Dünyanın dört bir yanından gelen teknoloji şirketlerinin, müşterilerin ve yatırımcıların ilgisini topladı.

CatchPad kurucusu Ahmet Sancaktutan, misyonlarının “İnsanları harekete geçmeye motive ederek, fiziksel ve zihinsel gelişimlerini desteklemek” olduğunu söyledi.

CatchPad interaktif aktiviteler ile kullanıcılarına eşsiz bir deneyim yaşatıyor. Beyin ve bedeni harekete geçirerek, fiziksel, zihinsel-bilişsel ve duygusal gelişimi sağlıyor.  Duyusal işleme, algılama, karar verme, konsantrasyon, refleks, hız,  denge, koordinasyon, kaba ve psiko-motor gelişimi gibi birçok fayda ile genel sağlığa katkı sağlıyor.

CatchPad her yaştan ve seviyeden kullanıcılara hitap ediyor. Catchpad spor, eğitim, sağlık ve eğlence sektörlerini hedefliyor. Farklı spor branşlarından, eğitim müfredatına; fizik tedaviden eğlenceye her alanda kullanılabilir. Çocukları ile vakit geçirmek isteyen ebeveynler için de yararlı alternatif olabiliyor.

Detaylarını incelediğimizde multi sensör, Bluetooth ve WiFi aracılığı ile sağlanan veri akışı, otomatik bağlantı ile 40 metreye kadar mobil uygulaması ile entegre menzili, aktivite ve takip analiz sistemi, yapay zeka ile kişiselleştirilmiş performans geri bildirim ve oyun önerisi, sıcak ve soğuk havalara dayanıklı dış yüzey, fonksiyonel adaptör kiti, kusursuz ses özelliği ve duyuları harekete geçiren renkli yapısı ile tasarım harikası bir ürün. CatchPad’in önemli bir eklentisi olan sticker’lar ile aktivitenizin temasını belirleyebilirsiniz. Aynı zamanda 12 saatlik pil kapasitesi ve üst üstte konularak manyetik şarj olma özelliği barındırıyor.

CatchPad kurucusu Ahmet Sancaktutan’ın da tanımlaması ile dijital oyun hamuru. Çünkü, teknolojik altyapısı ve yazılımı sayesinde bu oyun hamuruna istenilen şekil verilebiliyor. Bu sayede 7’den 70’ hitap eden yüzlerce egzersiz sunuyor. Teknoloji destekli özelleştirilebilir donanım ve yazılımdan oluşan platform, alanında uzmanlaşmış kişilerin tasarladığı oyunlar ile yararlı aktiviteler haline dönüşüyor. Bu sayede kullanıcılar kendi alanlarındaki faaliyetlerini bilim tabanlı yüzlerce oyunla daha kolay ve etkili bir şekilde gerçekleştirebiliyorlar.

Dünyada bir ilk olan CatchPad, hareket etmeye başka bir boyut ekleyerek egzersizlerde devrim yaratıyor.

Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi tarafından düzenlenen demo day’de sunum yapan girişimler

Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi, Yüksek Öğretimde İnovasyon Büyümesi ve Eğitimi Projesi (HEIght) kapsamında ürün gelişim sürecinde ileri aşamada olan ve şirketleşmiş girişimcilerin yatırım süreçlerine yönelik bilgi kapasitelerini geliştirmek amacıyla “Teknoloji Girişimcileri için Yatırıma Hazırlık Programı” düzenledi. 

Yürütülen program kapsamında girişimcilik ekosisteminin önde gelen temsilcilerinin yer aldığı online eğitim oturumlarına katılan girişimciler yatırım öncesi, sırası ve sonrası aşamaları başta hukuk olmak üzere farklı konu başlıkları açısından tahlil etme fırsatı yakaladılar. 

Yenilikçi projeler paylaşıldı

Kavlak Avukatlık Bürosu iş birliği ile gerçekleştirilen program sonunda girişimciler, düzenlenen Demo Day (Sunum Günü) ile yenilikçi projelerini hem yatırımcılar hem de ekosistemle paylaştılar.  Gerçekleşen program kapsamında; ‘3 boyutlu baskı’, ‘eğitim’, ‘seyahat’, ‘ulaşım’, ‘insan kaynakları’, ‘sürdürülebilirlik’ ve ‘biyoteknoloji’ alanlarında yenilikçi çözümler sunan girişimciler, sunumlarını gerçekleştirdiler. Tripnly Girişimi Kurucu Ortağı Alper Aydın, katılımcılarla seyahat öncesi, sırası ve sonrası deneyimlerine nasıl yeni bir boyut getireceğini paylaşırken, Alloy Additive Kurucusu Mehmet Emre Çetinkaya ise yazıcıdan çıktı alma kolaylığında titanyum işleyebilen 3 boyutlu yazıcılara yönelik teknolojileri aktardı. Devamapp Kurucu Ortağı Ahmet Özçelik de farklı mikro mobilite çözümlerini tek bir arayüzden sunarak kullanıcı deneyimini iyileştirme çalışmaları hakkında bilgiler verdi. 

Zorlu problemlere inovatif çözümler

StemXR Kurucu Ortağı Nuray Özmen, öğrencilerin okul deneyimlerini sanal ve artırılmış gerçeklik teknolojileri ile zenginleştiren eğitim içeriklerini anlatırken, OSEA Biyoteknoloji Kurucu Ortağı Enes Görkem Kekeç ise biyoteknolojik üretim yöntemleri ile polyester ve polimer endüstrilerine yönelik hammadde geliştirme süreçlerini paylaştı. GreaTR Kurucu Ortağı Araz Alemfamian, tersine beyin göçünü teşvik edecek çalışmaları aktarırken, Blueit Kurucusu Hülya Tomak da dinleyicilere sınırlı su kaynaklarının en verimli şekilde kullanılabilmesi için geliştirdikleri yazılım ve donanım ürünlerinden bahsetti. 

2023’te yatırımlar devam edecek

Etkinlik kapsamında; DOMiNO Ventures Yönetici Ortağı Mustafa Kopuk ve StartupFon Kurucu Ortağı Gülsüm Çıracı’nın katıldığı “Yatırım Ekosisteminin 2022 Yılı Değerlendirmesi ve 2023 Yılı Öngörüleri” başlıklı oturum da gerçekleşti. 

Mustafa Kopuk, sadece yerli girişimcilerden değil son dönemde uluslararası girişimcilerden de yatırım talepleri aldıklarını ve bu durumun yeni kurulan fonlar için avantaj oluşturduğunu paylaştı. Gülsüm Çıracı ise 2023 yılında da yatırımlarına aktif bir şekilde devam edeceklerini ve 40’ın üzerinde girişime yatırım yaparak büyüme yolculuklarına katkı vermeyi hedeflediklerini aktardı. 

“Hayır demekten çekinmeyin”

Etkinlik kapsamında ilk girişimlerini başarılı bir şekilde satan Girişim Fabrikası Hızlandırma Programı mezunları İlke Karaboğalı ile Ali Selim Aytuna, “Yatırım Tek Yol mu? Bootstrap bir SaaS Girişiminin Globalde Exit Süreci” başlıklı oturumda tecrübelerini paylaştı. Kurucu ortağı olduğu dijital girişimi başarılı bir şekilde satarak çıkış gerçekleştiren İlke Karaboğalı konuşmasında; girişimcilerin çözüme değil probleme âşık olmaları gerektiğini ve müşterilerinin problemlerini anlamaya öncelik vererek, çözümlerini o doğrultuda geliştirmeleri gerektiğini vurguladı. Alim Selim Aytuna da yeni ürün geliştiren girişimciler için en önemli yetkinliklerden birinin ‘hayır’ diyebilmek olduğunu ve girişimcilerin ‘hayır’ demekten çekinmemeleri gerektiğinin altını çizdi. 

Ekosistemdeki çeşitliliğe katkı sunuluyor

Özyeğin Üniversitesi Girişimcilik Merkezi ve Girişim Fabrikası tarafından yürütülen HEIght Projesi, Avrupa İnovasyon ve Teknoloji Enstitüsü (EIT) tarafından 2021 yılında ilk kez açılan Yükseköğretim Kurumları için İnovasyon Kapasitesi Geliştirme Programı (EIT HEI Initiative) kapsamında destekleniyor. Ekosistemdeki çeşitliliğe katkı sunması ve ekosisteme yeni yeteneklerin katılımını teşvik etmesi hedeflenen proje kapsamında, Özyeğin Üniversitesi yenilikçi eğitimlerle gelişimi destekleyen ve güçlü bir network oluşturan çalışmalara devam ediyor. 

Microsoft, yapay zeka VALL-E ile sesleri kopyalamaya hazırlanıyor

Microsoft, kısa süre önce DALL-E‘ye benzeyen ancak seslere odaklanan VALL-E adlı yeni bir yapay zeka aracını duyurdu. Yalnızca üç saniyelik sesi dinledikten sonra, VALL-E herhangi bir sesi kolayca kopyalayabiliyor.

Bilim kurgu filmlerinden çıkmış gibi hissettiğimiz son günlerde yapay zeka hayatımıza içten içe uyum sağlıyor. İlk önce DALL-E’nin sözcükleri görsele dönüştürmesi daha sonra adeta bilgi deposu ve aynı zamanda yardımcı ChatGPT gibi yapay zeka araçlarından hemen sonra sıra ses üzerine yapılan çalışmalara geliyor. 

Microsoft‘un yeni aracı duygu ve tonu kolayca eşleştiriyor. Bu da birçok sesli yapay zeka aracının uğraştığı bir şeyin çözümü olarak görülüyor. Ekip, VALL-E’yi yaklaşık 60.000 saatlik İngilizce konuşma verisi üzerinde eğitti. Bu eğitim süreciyle birlikte VALL-E, ileri derecede öğrenme becerileri geliştirdi. O kadar ilerledi ki hiç duymadığı sözcükleri bile kopyalayabildi. Her ne kadar korkunç görünse de seslendirme alanında önemli bir etkisi olabileceği tahmin ediliyor. 

Rapor, VALL-E’nin istem tabanlı TTS yapabildiğini, bağlamı takip ettiğini ve yüksek kaliteli bir ses örneği sunmak için önceden tasarlanmış akustiğe veya herhangi bir yapısal mühendisliğe ihtiyaç duymadığını söylüyor. VALL-E’nin ihtiyacı olan tek şey, herhangi bir sesin yaklaşık üç saniyesini duyma oluyor. Duyulan sesin ardından yaptığı analizlerle sesi hızlı ve kolay bir şekilde taklit edebiliyor. 

Microsoft, muhtemelen yapay zekanın doğasında bulunan ve sözcükleri birinin ağzından çıktığı gibi görünmesine karşı oluşabilecek riskler nedeniyle kodu açık kaynaklı olarak herkese sunmamayı tercih etti. Daha fazla geliştirme konusunda “Microsoft AI İlkelerini” takip edeceğini de sözlerine ekledi. Halkın kullanımına açıldığında güvenlik açısından nasıl bir önlem alınacağı da oldukça merak ediliyor.