Ana Sayfa Blog Sayfa 268

WhatsApp, resmi proxy desteğini global çapta kullanıma sundu

Popüler mesajlaşma uygulaması WhatsApp, proxy desteğini global çapta aktif hale getirildiğini açıkladı. Bu haberle beraber bağlantılarının engellenmesi veya kesilmesi durumunda kullanıcıların WhatsApp’a erişimini sürdürmesine izin verecek.

Bir proxy seçmek, kullanıcıların dünyanın dört bir yanındaki gönüllüler ve kuruluşlar tarafından insanların özgürce iletişim kurmasına yardımcı olmaya adanmış sunucular aracılığıyla WhatsApp’a bağlanmasına olanak tanıyor. WhatsApp, proxy aracılığıyla bağlanmanın, uygulamanın sağladığı gizlilik ve güvenlik düzeyini koruduğunu ve kişisel mesajların uçtan uca şifreleme ile korunmaya devam edeceğini söylüyor. Şirket, mesajların proxy sunucuları, WhatsApp veya Meta dahil olmak üzere aradaki hiç kimse tarafından görülmeyeceğini söylüyor.

Platform, “2023 için dileğimiz, bu internet kesintilerinin asla yaşanmamasıdır. İran’da aylardır gördüğümüz benzeri kesintiler, insanların insan haklarını ihlal ediyor ve insanları acil yardım almaktan alıkoyuyor. Bu kesintilerin devam etmesi durumunda, bu çözümün güvenli ve güvenilir iletişime ihtiyaç duyulan her yerde insanlara yardımcı olacağını umuyoruz.” şeklinde açıklama yaptı.

Yeni seçenek, uygulamanın en son sürümünü çalıştıran tüm kullanıcılar için ayarlar menüsünde bulunuyor. WhatsApp, internet erişiminiz varsa, proxy oluşturmuş güvenilir kaynaklar için sosyal medya veya arama motorlarında arama yapabileceğinizi söylüyor. Bir proxy’ye bağlanmak için WhatsApp ayarlarınıza gitmeniz ve “Depolama ve Veri”ye dokunmanız ve “Proxy”yi seçmeniz gerekiyor. Ardından, “Proxy Kullan”a dokunmanız ve proxy adresini girmeniz ve bağlanmak için “Kaydet”e dokunmanız yeterli oluyor.

Bağlantı başarılı olursa, bir onay işareti göreceksiniz. Hala bir proxy kullanarak WhatsApp mesajı gönderemiyor veya alamıyorsanız, bu proxy engellenmiş olabilir. Bu durumda, farklı bir proxy adresi kullanarak tekrar deneyebilirsiniz. WhatsApp, üçüncü taraf bir proxy kullanımının IP adresinizi proxy sağlayıcı ile paylaşacağını da belirtiyor. 

Stellantis, otonom sürüş sistemlerini hızlandırmak için aiMotive’i satın aldı

Stellantis, gelişmiş yapay zeka ve otonom sürüş yazılımlarının lider geliştiricisi aiMotive‘in satın alma sürecinin tamamladığını duyurdu. Bu satın alımla beraber otonom araç teknolojilerinde yeni bir boyuta geçiş yapılacak.

“aiMotive’in satın alınması, sürdürülebilir bir mobilite teknolojisi şirketi olma yolculuğumuzu hızlandıracak ve Dare Forward 2030 hedeflerimizi gerçekleştirmemize katkı sağlayacak.” şeklinde konuşmasına başlayan Stellantis Baş Yazılım Sorumlusu Yves Bonnefont, “aiMotive’in ileri seviyede uzmanlığı sayesinde, yapay zekamızı ve otonom sürüş çekirdeği teknolojimizi geliştirecek, küresel becerilerimizi genişletecek ve tamamen yeni STLA AutoDrive platformumuzun orta vadeli gelişimini destekleyeceğiz.” diyerek sözlerini tamamladı.

aiMotive Kurucu ve CEO’su László Kishonti ise, “2015 yılında herkes için mobilitenin geleceğini şekillendirecek teknolojiler geliştirmek üzere bir şirket kurdum. Yedi yıl sonra Stellantis’in çabalarına katkıda bulunabildiğimiz ve milyonlarca müşterinin otomobilini daha iyi, daha güvenli ve daha akıllı hale getirmek için birlikte çalışabildiğimiz için çok mutluyum.” dedi.

aiMotive, operasyonel bağımsızlığını koruyarak Stellantis’in bir yan kuruluşu olarak faaliyet gösterecek. Kurucu László Kishonti, CEO olarak şirketi yönetmeye devam edecek. Ayrıca aiMotive; aiSim, aiData ve aiWare ile pazarda faaliyet göstermeye de devam edecek. Bunun dışında bu kilit alanlardaki teknoloji çözümlerini üçüncü parti müşterilere sunmaya da devam edecek. Stellantis, aiMotive’i denetlemek için bir yönetim kurulu kuracak, ancak şirket özerkliğini ve hızlı yenilikçi çözümlere yönelik bir startup yaklaşımını korumaya devam edecek. 

Workup Girişimcilik Programı’nın 10. döneminden mezun olan 8 girişim

Türkiye İş Bankası’nın ana desteği ile 5 yıldır kesintisiz sürdürülen girişim programı Workup’ın 10. dönem girişimleri düzenlenen Demo Day etinliğiyle beraber mezun oldu. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran’ın katılımıyla gerçekleştirilen etkinlik, mezun girişimlerin gelişim yolculuklarını paylaştı.

2017’de başlayan Workup Girişimcilik Programı’na, toplamda 15 binin üzerinde başvuru yapıldı ve yüzlerce girişimle bir araya gelindi. 140 girişimin kabul edildiği programdan 10. dönem ile birlikte toplamda 100 girişim mezun oldu. Program kapsamında girişimler, şimdiye kadar toplam 15 milyon dolar yatırım aldı.

Workup’ın 10. dönem mezunları

Abonesepeti: Kullanıcıların aboneliklerini başlatma, yönetme, sonlandırma ve daha fazlasını yapmasına yardımcı olan bir abonelik yönetim platformu.

Finso: Tüketici kredilerini dijitalleştirerek, son kullanıcıların fiziki mağazalarda ve e-ticarette alışverişlerini tamamlamasını sağlayan yazılım.

F-Ray: Halka açık veya halka kapalı tüm şirketlerin anında algoritmik finansal analiz ve değerlendirmelerini yaparak, finansal tablo yorumlayıcılarına zaman ve verimlilik kazandıran makine öğrenmesi yazılımları geliştiren girişim.

Hipokid: Çocuk aktivitesi arayan ailelerle bu aktiviteleri sunan kurum ve kişileri buluşturan dijital pazaryeri.

İnteraktif Kredi: Borç alacak ilişkisi içerisindeki tarafların geri ödeme gücünün tespit edilmesi, vadelerin ve limitlerin belirlenmesi konusunda yeniden bir güven skoru oluşturarak kullanıcılara yapay zekâ tabanlı karar desteği için finansal raporlar sunan yazılım.

Kaira Network: Web 3.0 toplulukları için çoklu zincir, merkezi olmayan, kullanıcıların sosyalleşirken sansürden korkmadan etkileşim kurmalarına, içerik oluşturmalarına ve token ödülleri kazanmalarına olanak tanıyan sosyal ağ girişimi.

Magnus: Yapay zekâ tabanlı portföy optimizasyon ve robo danışmanlık platformu sunarak yatırımcıların risk profili, beklentileri ve kısıtları doğrultusunda optimal varlık dağılımı sağlayan platform.

Memotive: Çalışanlarının deneyimlerini iyileştirerek motivasyon ve bağlılıklarını artırmak isteyen kurumsal şirketler için temas noktalarını dijitalleştiren ve tek platforma toplayan uygulama.

Mercedes-Benz, 2030’a kadar 10.000 elektrikli araç şarj istasyonu kurmaya hazırlanıyor [CES 2023]

Alman otomotiv markası Mercedes-Benz, elektrikli araçların şarj gibi temel sorunlarına cevap vermek için CES 2023‘te 2030 yılına kadar 10.000 elektrikli şarj istasyonu kurmayı planladığını açıkladı. Tesla ve GM’nin ardından Alman otomobil üreticisi, 2030 yılına kadar ABD ve Kanada’dan başlayıp daha sonra Çin, Avrupa ve diğer önemli pazarlara genişleyerek şarj planını paylaştı.

Mercedes-Benz, kendi markasını taşıyan şarj ağının Kuzey Amerika kısmında toplam 2.500 yüksek güçlü şarj cihazı ile büyüteceğini söyledi. Şirketin basın açıklamasında, bu istasyonlardaki şarj hızlarının 350 kW’a ulaşacağı ve her istasyonda 30 adede kadar şarj cihazı bulunacağı belirtildi. Şarj cihazları herkese açık olsa da Mercedes-Benz sahipleri özel istasyonları önceden rezerve edebilecekler.

Mercedes-Benz, kuracağı yeni ağı ana arterlere yakın, uygun perakende ve servis noktalarına yakın, önemli şehirler ve kentsel nüfus merkezleri etrafında yerleştirecek.

Mercedes-Benz, EV şarj cihazı şirketi ChargePoint‘i de by girişime ortak olarak seçti. Otomobil üreticisi daha önce ChargePoint ile başka bir şarj hizmeti olan Mercedes me Charge üzerinde çalıştı.Bu hizmet, birkaç mevcut şarj ağını Mercedes-Benz müşterileri için tek bir ağda aşağı yukarı bir araya getiriyor.

Mercedes-Benz Group AG Yönetim Kurulu Başkanı Ola Källenius, “Mercedes-Benz, pazardaki en iyi elektrikli araçlar için inanılmaz olarak görülen her şeyi zaten sunuyor. Elektrik dönüşümünü hızlandırmak için şarj deneyiminin de buna ayak uydurmasını sağlamamız gerekiyor. Müşterilerimiz, elektrikli araç sahipliğini ve uzun mesafeli seyahatleri zahmetsiz hale getiren çekici bir şarj deneyimini hak ediyor. Bunun inşa edilmesi için bekle ve gör yaklaşımı benimsemeyeceğiz. Bu yüzden global bir şarj ağı başlatıyoruz. Müşterilerimiz için Mercedes-Benz sahipliğinin bir başka ayırt edici özelliği ve şirketimiz için değer yaratma potansiyeline sahip bir varlık olması için tasarlanmıştır. MN8 Energy ve ChargePoint gibi güçlü ve deneyimli ortaklarla faaliyetlerimize Kuzey Amerika’da başlamaktan heyecan duyuyoruz.” dedi.

Şarj ağının ülkemizi kapsayıp kapsamayacağı henüz bilinmiyor.

Yapay zeka temelli atık yönetim platformu Swatchloop, 1.33 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

Tekstil atıklarının daha verimli dönüşümünü gerçekleştiren ve geri dönüşüm süreçlerinin  izlenebilirliğini gerçekleştirerek tekstilde sürdürülebilirliği sağlayan yapay zeka temelli atık  yönetimi platformu Swatchloop, 1.33 milyon dolar değerlemeyle Organik Kimya’dan yatırım aldı. Girişimin Lonca Girişimcilik Merkezi’nin yedinci döneminden mezun olduğunu sizlere daha önce aktarmıştık

Atık sorununa tekstil sektöründen başlayarak çözüm getirmeyi amaçlayan Swatchloop, sektörün çevreye yarattığı atık problemini azaltmak, verimli geri dönüşümü gerçekleştirerek  ekonomik etki yaratmak ve atık problemine çözüm olmak amacıyla geri dönüşümde  dijitalleşmeyi sağlamakta. 

Tekstil atıklarını çok kısa sürede dijital dünyaya taşıyan, yapay zeka sayesinde geri dönüşüm  süreçlerini optimize eden, bu sayede firmalara zaman ve para kazandırmayı hedefleyen Swatchloop, atık satış kazancını en az 4 kat arttırmayı, geri dönüşümde işçilik maliyetini yüzde 60 azaltmayı ve verimliliğin yüzde 40 artmasını sağlıyor.  

Swatchloop sadece kumaş atıklarına değil; karton, plastik, aksesuar, kağıt gibi tekstil  üretimden kaynaklanan farklı atık tiplerine de odaklandığı için farklı sektörlerde de  kullanılabilen bir girişim olarak karşımıza çıkıyor.  

Swatchloop’ TÜBİTAK 1512 Yeşil Büyüme Çağrısı’na kabul edilerek desteklenmiş, Kadem  İnovasyonda Kadın 2022 ön kuluçka kategorisi ve Techxtile Startup Challenge 2022 Level-up ikincisi, Gelecek Vadeden Girişimler Kadın Girişimci kategorisi birincisi olmaya hak kazanmıştır.  

“Tekstilin Sıfır Atık Platformu” olma vizyonu ile sürdürülebilirlikte bir marka olmayı  hedeflediklerini belirten Swatchloop ekibi, Organik Kimya şirketinden aldıkları yatırımın bu  hedefe hızlıca ulaşmalarında katkısının çok önemli olduğunu ve alınan yatırımın teknolojilerini  ilerleterek, global çapta büyük bir etki yaratmada yardımcı olacağını söyledi. 

Organik Kimya’nın geçmişi, Luigi Kaslowski’nin tekstil endüstrisi için elyaf, iplik, özel tekstil  kimyasalları ve makine ticareti yapmak üzere Elkasan’ı kurduğu 1924 yılına dayanmaktadır.  Bugün, çeşitli sektörlerde dünyanın her yerindeki binlerce müşteriye hizmet veren, inovasyona  ve sürdürülebilirliğine önem veren, küresel bir şirket olarak, teknoloji girişimi Swatchloop’a ilk  tohum öncesi yatırım yaparak desteklemeye kararı vermiştir. Bu iş birliğinin tekstil sektörü  için sürdürülebilir değer yaratmaya katkı sağlaması ön görülmektedir. 

LiDAR sensörleri geliştiren PreAct Technologies, 14 milyon dolar yatırım aldı

Yazılım tanımlı ağlarla beraber LiDAR teknolojisi geliştiren PreAct Technologies, düzenlenen Seri B turda 14 milyon dolar yatırım aldı. Squared Capital liderliğinde düzenlenen yatırım turuna mevcut yatırımcıların yanı sıra State Farm Ventures, Luminate ve Traylor Capital katıldı.

Endüstrinin baştan yazılım tanımlı olacak şekilde tasarlanan ve mevcut yazılımları ve diğer sistemlerle hazır entegrasyon sağlayan kapsamlı bir kit ile eşleştirilen ilk sensörü olan PreAct’in sensör ailesi, diğer LiDAR’lardan çok daha düşük maliyetle yüksek kaliteli hizmet anlayışı sağlıyor. PreAct’ın patent bekleyen sensörleri ve yazılımı, yılda 30 milyar dolarlık bir pazar olduğu tahmin edilen radar, ultrason ve kameralar gibi kısa menzilli sensörlerin çoğunu tamamlıyor. Hatta onların yerini de kolayca alarak yeni bir alan açmayı  planlıyor.

Otomotiv, sağlık, akıllı binalar, tüketici elektroniği, robotik ve kamyon taşımacılığı gibi pazarlar, çevrelerini hızlı ve doğru bir şekilde haritalayabilen her zamankinden daha güçlü sensörlere ihtiyaç duyuyor. PreAct, bu kullanıcıları mevcut yazılımlara entegre olacak şekilde hızlıca para kazanmayı sağlamak için sürekli olarak yükseltilebilen güvenilir ve uygun fiyatlı sistemlerle destekliyor. 

PreAct Technologies CEO’su Paul Drysch, “PreAct, geçen yıl önemli bir büyüme kaydetti. Daha fazla sektör, yazılım aracılığıyla kullanıcıların ihtiyaçlarına göre uyarlanabilen ve bir yapay zeka geliştirme platformunu içeren güçlü bir kit ile desteklenen yüksek kaliteli 3D verilerin gücünü keşfetti. Yatırım turu, tarım, sağlık, robotik ve daha fazlası dahil olmak üzere birçok sektörden aldığımız yoğun ilgiden yararlanmamızı sağlayacak. Ekibimiz ile gurur duyuyorum ve pazarda acil sensör kullanım durumu sorunlarına gerçek çözümler sunacağım için daha da heyecanlıyım.” dedi. 

Yatırımla beraber girişim, Ar-Ge faaliyetlerini artırmayı ve otomotiv dışı alanlarda çalışmalar yapmayı planlıyor.

Razer, CES 2023 etkinliğinde yeni ürünlerini tanıttı

Oyuncular için önde gelen küresel yaşam tarzı markası Razer, CES 2023‘teki vitrinini katılımcıların özel ilk bakışlar elde etmesi için yepyeni, yenilikçi teknolojilerle açıyor. Çığır açan konseptler ve ürün duyurularının yapılacağı CES 2023, bunların yanında oyuncular ve teknoloji meraklıları için yakında çıkacak olan en iyi Android el konsolu Razer Edge ile tanışma fırsatı da sunuyor.

Razer Edge ve Razer Edge 5G

6.8″ AMOLED ekran ve 144Hz yenileme hızına sahip 2400×1080 FHD+ çözünürlükle geliştirilen Razer Edge, sğrekli online bir mobil oyun deneyimi için idealdir. Elde taşınabilen konsol, en yeni Snapdragon G3x Gen 1 Oyun Platformu için özel olarak güçlendirilmiş ve geliştirilmiş ilk cihazdır. Yolda oyun oynarken performanstan ödün vermek zorunda kalmadan en iyi AAA ve yerel oyunları uzun oturumlarda oynamak için aktif soğutma özelliği ile amaca yönelik olarak üretilmiştir.

Razer Edge, 26 Ocak’ta ABD’de iki versiyon halinde piyasaya sürülecek: Razer Edge (Wi-Fi) yalnızca ABD genelindeki Razer.com ve RazerStore gibi fiziksel ve online mağazarlda yer alıyor. Razer Edge 5G yalnızca Verizon.com ve Verizon mağaza konumlarında satılacak. Razer Edge 5G fiyatlandırması için daha fazla ayrıntıya Verizon aracılığıyla buradan ulaşabilirsiniz.

Project Carol Konsept Tasarımı 

Razer, oyuncuları yeni bir ses ve dokunma deneyimi dünyasına götüren, etrafı saran yakın alan surround ses ve dokunsal özelliklere sahip dünyanın ilk yastığı Project Carol’ı sunar. Project Carol; Razer’ın yeni ürün tasarımlarını keşfetmeye, Razer’ın gelecekteki ürün portföyünü etkilemeye ve yol boyunca birden fazla CES Innovation ve Best of Show Ödülü kazanmaya adanmış bir ekip olan yenilikçi Ar-Ge bölümünün en son konsept tasarımıdır.

Project Carol, büyüleyici bir oyun deneyimi için 7.1 surround ses ile net, saf ses için yakın alan surround sesin akıllıca kullanımıyla sürükleyiciliği ve gerçekçiliği yeni zirvelere taşıyor. Geleneksel hoparlörlerin aksine, Project Carol’ın yakın alan surround sesi, daha yakın, daha doğrudan arka ses sağlayarak daha kuşatıcı bir ses ortamı sunar. Project Carol, ödüllü Razer HyperSense teknolojisi tarafından desteklenmektedir. Yastık, oyun seslerini gerçek zamanlı olarak haptik geri bildirime dönüştürerek oyuncuların arkalarında olan biten her şeyi hissetmelerini sağlayarak onları aksiyonun tam ortasına yerleştiriyor.

Project Carol; PC’de yerel olarak desteklenir ve elastik, ayarlanabilir kayışlar aracılığıyla Razer’ın popüler Iskur ve Enki serileri dahil tüm oyun koltuklarına uyacak şekilde tasarlanmıştır. 2.4 GHz kablosuz bağlanan Project Carol, şarj edilmeden 8 saate kadar oyun oynama imkânı sunar.

Razer’ın Project Carol’ı hakkında daha fazla bilgi için buradaki linke tıklayın.

Yeni nesil Razer Blade’ler

Razer Blade’in 2023’teki bu evrimi; daha büyük, son teknoloji 16:10 en-boy oranlı ekranı ile en yeni ve en güçlü grafik ve işlemci teknolojilerini yine Razer’ın imzası olan ince ve hafif kasasında birleştirerek dizüstü oyun bilgisayarları için bir paradigma değişikliğine geçiş yapıyor.

CES’te tanıtılan yeni Razer Blade 16 ve Razer Blade 18; en son 13. nesil Intel Core i9 HX yonga seti, NVIDIA’nın 175W TGP’ye kadar çalışan yeni nesil RTX 40 serisi grafik işlemcisi ve yükseltilebilir DDR5 5600MHz bellek ile donatılmıştır. Tüm bu güç, termal alanda daha fazla ilerlemeyi kolaylaştıran Razer’ın, patentli buhar odası soğutma teknolojisini genişletilmesiyle ortaya çıkan tasarım felsefesindeki evrim sayesinde mümkün kılındı.

Razer Blade 16

İkonik işlenmiş alüminyum kasa içinde Blade 16, performansı ve taşınabilirliği her zamankinden daha ileriye taşıyor. 1.50 Grafik Gücü Yoğunluğunda (GPD), Blade 16 şu anda mevcut olan diğer tüm 16 inç dizüstü oyun bilgisayarlarından inç küp başına %35 daha fazla grafik gücü sağlama yeteneğine sahip oluyor.

Blade 16; grafik gücünün her döngüsünün tam potansiyelde kullanılması için 1000 nit tepe parlaklığı ve 3 ms’den daha az tepki süresi sağlayan dünyanın ilk 16 inç HDR özellikli çift modlu mini LED ekranıyla, görüntü teknolojisinde en iyiyi kullanma geleneğini sürdürüyor.  Bu ekranın ana özelliği, istenen uygulamaya uyması için “İçerik Oluşturucu” ve “Oyuncu” modları arasında kesintisiz geçişe izin veren ikili yerel mod tercihidir. İçerik Oluşturucu modu; 120 Hz yenileme hızıyla keskin UHD+ yerel çözünürlük sağlarken, Oyuncu modu; yerel FHD+’da ultra akıcı 240 Hz yenileme hızı sağlar.

Yeni Razer Blade 16 hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın. Blade 16, Q1 2023’te Razer.com, RazerStores ve seçkin perakendecilerde 2.699,99 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Razer Blade 18

Blade 18 ile Razer, 18 inç dizüstü bilgisayar kategorisine agresif bir ilk adım atarak geniş format dizüstü bilgisayarı yeniden tanımlıyor. Blade 18, Razer’ın şimdiye kadarki en güçlü dizüstü bilgisayarıdır. Sıkı oyuncular ve profesyonel içerik oluşturucular için üretilmiş bir cihaz olarak karşımıza çıkıyor.

Kusursuz renk doğruluğu, keskin çözünürlük ve hızlı yanıt sağlayan 18 inçlik QHD+ 240Hz yüksek yenileme hızına sahip geniş ekranıyla, bir Blade’de bugüne kadarki en büyük ekran alanını sunuyor. Üstelik tüm bunlar, Blade’lerin bilindik birinci sınıf, şık estetik form faktöründen ödün vermeden gerçekleşti. Gerçek bir masaüstü yerine geçen Blade 18, masaüstü düzeyinde performansın yanı sıra tam bir masaüstü ve çevre birimi kurulumundan beklenen bir dizi özelliği de beraberinde geitrir: 5 MP kamera, THX uzamsal ses 6 hoparlörlü dizi, yükseltilebilir bileşenler, kapsamlı bağlantı noktası seçimi ve hiper verimli buhar odası soğutması.

Yeni Razer Blade 18 hakkında daha fazla bilgi için buraya bakabilirsinz. Blade 18, Q1 2023’te Razer.com, RazerStores ve seçkin perakendecilerde 2.899,99 dolardan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Razer Leviathan V2 Pro 

Razer Leviathan V2 Pro, baş izleme yapay zekasına sahip masaüstü için dünyanın ilk hüzmeleme özellikli soundbar’ı olarak 3D sesteki en son yeniliği temsil ediyor. Sürükleyici ses öncüsü THX ve önde gelen 3D ses hüzmesi oluşturma uzmanı Audioscenic ile ortaklaşa geliştirilen Razer’ın yeni PC soundbar’ı, her iki dünyanın da en iyisini sunarak kullanıcıların en iyi dinleme deneyimi için her zaman doğru noktada olmalarını sağlayan bir surround ses alanı yaratır. Tüm bunlar, basit bir kurulumla kompakt, birinci sınıf bir form faktöründe toplanmıştır. Bu da kullanıcılara dağınıklıktan arınmış bir masaüstü sağlıyor.

Hüzmeleme (Beamforming) yapan surround ses ile kafa takip eden AI teknolojisini birleştiren Leviathan V2 Pro, kullanıcının konumunu algılayan entegre IR kamera sayesinde sürükleyici 3D ses sunar. Bu, soundbar’ın ses ışınlarını dinleyicinin konumuna gerçek zamanlı olarak uyarlamasını sağlayarak dinleyicilerin en iyi ses deneyimi için her zaman doğru noktada olmasını sağlar.

Sürükleyici bir deneyim için THX Spatial Audio tarafından desteklenen Audioscenic kullanıcı uyarlamalı hüzmeleme ile birleşen soundbar, tüm eğlence ihtiyaçlarınız için gerçeğe yakın 3D ses sağlar. 3D ses iki modda deneyimlenebilir: THX Spatial Audio Virtual Headset; herhangi bir stereo içerik içindir ve size daha önce yalnızca kulaklıklarda bulunan kesin konumsal sesi sağlarken, THX Spatial Audio Virtual Speakers; kullanıcıların normalde eksiksiz bir ev sinema sistemi ile deneyimleyecekleri geniş, odayı dolduran ses alanı sağlayan herhangi birden fazla kanallı içerikler içindir.

Yanında verilen subwoofer ile Leviathan V2 Pro çok sürücülü PC ses çubuğu, Razer Chroma RGB desteğiyle canlı (crisp), net tiz ve derin (clear treble and deep), vurucu (punchy) bas sunar. 30 aydınlatma bölgesi, 16.8 milyon renk ve 200’den fazla oyun desteği ile daha derin bir atmosfer sağlamak amacıyla oyun cihazları için dünyanın en büyük aydınlatma ekosistemine entegre edilmiştir.

Razer Leviathan V2 Pro hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın. Ocak 2023’ten itibaren Razer.com ve RazerStores’ta 399,99 dolar / 489,99 eurodan başlayan fiyatlarla satışa sunulacak.

Razer Kiyo Pro Ultra

Sensör ne kadar büyük olursa görüntü kalitesi o kadar iyi olur: Razer Kiyo Pro Ultra, içerik oluşturma ve yayınların görsel standartlarını yeniden tanımlar.  İçerik oluşturucuları, şimdiye kadar bir web kamerasında kullanılan en büyük sensöre sahip Razer’ın en güçlü web kamerasında, tak ve çalıştır basitliğiyle DSLR düzeyinde ayrıntı ve netliği deneyimleyebiliyor.

Razer’ın yeni profesyonel web kamerasının kalbinde olağanüstü ayrıntı ve renk için her pikselde daha fazla ışık ve görüntü verisi yakalamak adına 2,9 μm piksel boyutuna sahip sektör lideri ultra büyük Sony 1/1.2″ STARVIS 2 sensörü bulunmaktadır. Sensörün tam potansiyelini en üst düzeye çıkarmak için Kiyo Pro Ultra, diğer web kameralarına kıyasla neredeyse dört kat daha fazla ışık yakalayabilen ve düşük ışıkta bile canlı, net görüntüler sağlayan özel, ultra geniş F/1.7 diyaframlı bir lens ile donatılmıştır.

Bu olağanüstü görüntü doğruluğu, ham 4K 30 FPS (veya 1080P 60 FPS) çekimi, sıkıştırılmamış 4K 24 FPS, 1440p 30 FPS veya 1080p 60 FPS’ye dönüştürüp stream yayınınıza aktarabilir. Yayıncıların her zaman ilgi odağı olmasını sağlamak için Kiyo Pro Ultra’nın yapay zeka destekli Yüz İzlemeli Otomatik Odaklama özelliği, gerçek bokeh efekti sayesinde arka planı ustaca bulanıklaştırırken keskin, sabit odak sağlamak için kullanıcının yüzünü takip eder. Bütün bunlar, herhangi bir ek donanım veya yazılıma ihtiyaç duymadan gerçekleşir.

30FPS’de Yüksek Dinamik Aralık (HDR) desteği ile birleştiğinde Kiyo Pro Ultra yayıncıların gerçekçi renkler elde edebilmesini sağlamak için daha koyu veya daha açık tonlarda bile renkleri öne çıkaran görsel detaylar ve dokular sunmak adına, aydınlatmayı ve kontrastı otomatik olarak iyileştirirken fazla veya az pozlanmış alanları düzeltir.   İçerik oluşturucular, ISO, deklanşör hızı, kaydırma, eğme ve daha fazla özelliği kapsamlı şekilde özelleştirip, içerik kalitelerinde ince ayar yapma işini Razer Synapse ile daha da ileri götürebilir.

Ayrıca Kiyo Pro Ultra, doğrudan, sorunsuz USB 3.0 bağlantısı aracılığıyla birkaç dakika içinde takılabilir ve çevrimiçi olabilir, bu da kullanıcıların gerçekten profesyonel video kalitesine hızlı ve kolay erişim sağlamasına olanak tanır.

Razer Kiyo Pro Ultra hakkında daha fazla bilgi için buraya tıklayın. 5 Ocak 2023’te 299,99 dolar / 349,99 eurodan başlayan fiyatlarla yalnızca Razer.com ve RazerStore’larda satışa sunulacak.

Meta Quest 2 için tasarlanmış VR çevre birimleri

Razer ayrıca Meta Quest 2 için iki VR aksesuarı da tanıttı: Razer Ayarlanabilir Kafa Kayışı Sistemi ve Razer Yüz Arayüzü. VR oyununu genişletmek ve konforu artırmak için Ayarlanabilir Kafa Kayışı Sistemi ve Yüz Arayüzü, insan faktörlerinde lider bir uzman olan ResMed ile işbirliği içinde Razer tarafından Meta Quest 2 için geliştirildi.

Uzun süreli konfor ve ağırlık dengeli destek için tasarlanan Razer Ayarlanabilir Kafa Kayışı Sistemi, tüm kafa şekilleri düşünülerek oluşturulmuştur. Yüksek performanslı naylon malzeme güvenilirlik, rahatlık ve dayanıklılık sağlarken, optimize edilmiş ağırlık dağılımı aktif oyun sırasında daha fazla denge sağlar. Yumuşak ayarlanabilir askılar, oyuncuların mükemmel uyumlarını bulmalarına yardımcı olur ve hızlı giyilen tasarım, oyuna devam etmede çok az kesinti sağlar.

Razer Yüz Arayüzü, genişletilmiş konfor ve optimize edilmiş destek için geliştirilmiştir. Ultra ince dokulu ve profilli zarlarla oluşturulan Razer Yüz Arayüzü, yüz basıncını ortadan kaldırır ve tıbbi sınıf, hipoalerjenik malzemelerin kullanımı cilt tahrişini azaltmaya yardımcı olur. Arayüz aynı zamanda havalandırma sağlarken ışığı da engeller, böylece oyuncular tavizsiz bir sarmal deneyimi yaşarlar. Çatlaksız yüzey, daha iyi hijyen ve daha kolay temizlik bakımı sağlarken konturlu 3D profil, konfor ve desteğin mükemmel dengesini sağlar.

Razer’ın Meta Quest 2 için VR çevre birimleri, ileride diğer bölgelerde de satışa çıkma planları ile 2023’ün ilk çeyreğinde ABD’de satışa başlayacak. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.

Togg, mobilitesine ilişkin vizyonunu CES 2023’te sergiledi

ABD’nin Las Vegas şehrinde 5-8 Ocak tarihleri arasında düzenlenen dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarı CES 2023’e duyuları harekete geçiren benzersiz bir deneyim alanıyla katılan Togg, dünyada ilk kez uygulanacak bir yöntemle yapılacak ön sipariş sürecine dair ipuçlarını da duyurdu.

CES’te Togg standı ziyaretçilerini bir açılış konuşmasıyla selamlayan Togg CEO’su M. Gürcan Karakaş, ‘dünyada kullanıcıya en fazla dokunan teknoloji buluşması’ olan CES’e bu yıl ‘Kullanıcı Deneyimiyle Mobiliteyi Yeniden Tanımlamak” başlığı altında katıldıklarını belirterek, şunları söyledi: “Geçen yıl buraya teknolojinin kullanıcıya dokunduğu en büyük platform CES olduğu için geldik. Bu yıl, 2022’de yapacağımıza söz verdiklerimizi gerçekleştirmiş olarak buradayız. Avrupa’nın en temiz kampüsünde ilk akıllı cihazımızın seri üretimine başladık, mart ayının sonunda Türkiye’den başlayarak kullanıcılarımızla buluşturacağız. CES 2023’te küresel olarak tescil ettirdiğimiz USECASE Mobility®️ kavramı etrafında 4 boyutta anlattığımız ‘Akıllı Cihaz’, ‘Dijital Platform’, ‘Temiz Enerji Çözümleri’ve   ‘Gelişimin Yapıtaşları’nı vurgulayan bir içerikle bulunuyoruz. Bu yıl yine dijital sanat aracılığıyla ‘doğuştan elektrikli’, ‘doğuştan sürdürülebilir’, ‘doğuştan dijital’ ve doğuştan yeşil’ kavramlarının altını çiziyoruz. Yeni dünya tamamen dijital boyutta şekillenip hayallerimizin ötesine gidecek. Kullanıcı da bu dünyanın nereye gideceğini bugünden göremiyor, bilemiyor. Biz, kısa bir süre sonra tüm kullanıcılara açacağımız dijital platformumuz Trumore’da, ekosisteme kattığımız oyuncularla bir araya gelip proaktif olarak o dünyayı şekillendiriyoruz. Oyun alanlarını yeniden tanımlıyoruz. Kullanıcıların henüz farkında olmadığı ihitiyaçlarını öngörüyor, bunun için çalışıyoruz.” 

“Akıllı cihazımızı üçüncü yaşam alanı olarak tanımlıyoruz”

“Dört yıl önce bir otomobilden fazlası için yola çıktığımızda iki stratejik hedefimiz vardı.” diyen Karakaş, şöyle devam etti: “İlki, küresel boyutta rekabet edebilir ve fikri mülkiyeti Togg’a ait bir mobilite teknoloji markası geliştirmek. İkinci hedefimiz de kullanıcıyı merkeze alarak akıllı cihazımız ve dijital ürünlerimizin etrafında, herkes için açık ve erişilebilir bir ekosistem oluşturmak. Geride bıraktığımız dört yılda planlarımız doğrultusunda adım adım ilerledik. Mobilite ekosistemimizi de dijital platformumuzla genişletiyor ve yaygınlaştırıyoruz. Mobilite deneyimini A noktasından B noktasına gitmekten öteye taşıyarak, kullanıcıya günlük yaşamını kolaylaştırıp keyifli hale getirecek akıllı yaşam çözümleri sunuyoruz. Çünkü biz akıllı cihazımızı üçüncü yaşam alanı olarak tanımlıyoruz.”

“Bireysel kullanıcılara yakın markalar daha güçlü oluyor”

Satış stratejilerinde kullanıcıyla doğrudan temas yöntemini seçtiklerini hatırlatan M. Gürcan Karakaş, şöyle konuştu: “Küresel rekabette kullanıcıya yakın olanlar daha başarılı oluyor. Akıllı cihazlarımızı kullanıcılarımızla doğrudan buluşturacak, satışları doğrudan kendimiz organize edeceğiz. Kullanıcıyı merkeze alan, dijital ve fiziksel deneyimi harmanlayan yapıda hizmet vereceğiz. Şubat ayında da siparişleri açıp, ilk çeyrek sonunda ilk akıllı cihazlarımızı kullanıcılarımızla buluşturmaya başlayacağız. Siparişleri bireysel kullanıcılar öncelikli olmak üzere 2023 boyunca teslim edeceğiz. Kullanıcılarımız Trumore platformu üzerinden katılacakları bir yarışma ya da dilerlerse kura yöntemiyle Togg akıllı cihazlarına ön sipariş verme hakkını elde edebilecekler. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılına özel olarak üreteceğimiz ve açık artırma ile satışa sunacağımız NFT (Nitelikli Fikri Tapu) koleksiyonu ise 2023 adet akıllı cihazın ön siparişine katılma hakkı ve sıralama önceliği sunacak.” 

Duyuları harekete geçiren “Dijital Mobilite Bahçesi”

Togg, Las Vegas Convention Center West Hall 6041 numaralı stantta, “Dijital Mobilite Bahçesi” adını verdiği 910 metrekarelik alanda sürdürülebilir ve bağlantılı bir mobilite geleceğini keşfetme deneyimini yansıtıyor. CES 2023’te Togg standına gelenleri iki katlı yapının önünde yerleştirilmiş 21 metreye 7 metre ebadında dev LED ekrandan akan, siber fiziksel mimar ve dijital sanatçı Güvenç Özel’in tasarladığı dijital şelale karşılıyor. Standın zeminindeki kanallarda buluşan dijital ve gerçek su Togg’un dualite kavramını çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.

Togg’un hem dijital hem doğayla iç içe olan deneyim alanında, dualite yaklaşımındaki insan ve teknoloji, sanat ve bilim, akıl ve kalp, birlik ve çokluk gibi kavramlar buluşuyor. Beyond X, Akıllı Yaşam, Temiz Enerji ve Self AI alanlarından oluşan “Dijital Mobilite Bahçesi”, ziyaretçilere duyuları harekete geçiren bir deneyim yaşatıyor. Ziyaretçiler Togg’un dualite kavramını vurgulayan logosuna atıfta bulunan girişten geçtikten sonra, 15 metre uzunluğunda ve LED ekrandan oluşan bir tünele giriyor. Tünel içinde başlayan deneyim, tünelin sonunda mobilitenin yarından sonrasını dijital sanatla ifade eden Beyond X kapsülünde devam ediyor.

Beyond X

Mobilitenin yarından sonrasının ipuçlarını veren ve Togg Dizayn Stüdyosu’nun tasarladığı ve Pininfarina ile birlikte geliştirilen Beyond X alanı katılımcılara kişiselleştirilmiş bir mobilite deneyimi sunuyor. Yolculuklarına tünelde başlayan ziyaretçiler, heykelsi ve dairesel bir kapsülün içinde hayal gücünü zorlayan bir görsel sanat eşliğinde mobilite deneyimi yaşıyor. Katılımcılar, kendileri için en uygun müzik ve ortamın içinde, Satürn, Orman, Fütüristik Şehir ve Sanatsal Türkiye gibi dört olası senaryodan birini yaşayabiliyor. Beyond X, sıra dışı dijital bir deneyim ile akıl, ruh, kalp ve dört duyuyu harekete geçiriyor.

Bosch, CES 2023’te En İyi İnovasyon ödülünün sahibi oldu

Alman elektronik üreticisi Bosch, ağa bağlı mobilite için geliştirdiği RideCare destek çözümü, CES 2023‘te ‘En İyi İnovasyon’ ödülünün sahibi oldu. Bugün sensörler her yerde; otomobillerin, eBike’ların, akıllı telefonların, fitness takip cihazlarının ve kulaklıkların çevrelerini algılamasını sağlıyorlar. Bosch, hayatı daha güvenli ve rahat hale getiren akıllı sensörler geliştiriyor ve üretiyor.

Bosch’un geliştirdiği bu sensörler, giderek daha verimli hale geliyor ve bu da gezegenimizin korunmasına yardımcı oluyor. Bosch, günümüzde en önemli ve yaygın olarak kullanılan sensör türlerinden biri olan mikro elektro-mekanik (MEMS) sensörlerde öncü ve pazar lideri konumunda bulunuyor. Bosch Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Tanja Rückert, Las Vegas’ta gerçekleştirilen CES 2023’te “MEMS sensörlerinin üretimine 1995 yılında başladık. Son beş yılda, adet olarak önceki yıllardaki sayılarda üretim yaptık” dedi. 27 yıl önce bunları üretmeye başladığından beri, teknoloji şirketi toplamda 18 milyardan fazla MEMS sensörü üretti. Bugün, her otomobilde ortalama 22 adet sensör bulunuyor.

Bir pazar araştırması ve strateji danışmanlığı şirketi olan Yole Group’a göre Bosch, şu anda en büyük MEMS sensörü üreticisi. Şu anda bu sensörlere yönelik 33,5 milyar olan küresel yıllık talebin, 2027 yılına kadar yaklaşık 49 milyar adede çıkması bekleniyor. Bosch da bu büyümeden pay almak istiyor ve önümüzdeki yıllarda üretim rakamlarında daha da önemli bir artış bekliyor. Rückert, şirketin pazar lideri olarak kalmak ve lider konumunu daha da genişletmek istediğini vurguladı. Artan talebi karşılamak için Bosch, Dresden ve Reutlingen’deki yonga fabrikalarına büyük yatırım yapıyor. Genel olarak şirket, yatırım planının bir parçası olarak yarı iletken işine ve dolayısıyla sensör geliştirme ve üretimine 2026 yılına kadar 3 milyar Euro yatırım yapmayı planlıyor. Şirket, mikroelektronik ve iletişim teknolojisi işinde, Avrupa IPCEI ME (Önemli Ortak Avrupa Çıkarları Projesi Mikroelektronik Programı) finansman programından yararlanacak.

Sensörler hayat kurtarıyor ve bağlanabilirliğin önünü açıyor

Sensörler, modern teknolojinin kalbi ve ağa bağlı dünyanın omurgası. Otomobilleri daha güvenli hale getiriyor, her gün hayat kurtarırken, hem çevrenin hem de insan sağlığının korunmasına yardımcı oluyorlar. Bu, onları, tüm Bosch iş alanları için çok önemli bir teknolojik temel ve aynı zamanda ‘Sensör teknolojisi #LikeABosch’ sloganı altındaki dijital imaj kampanyasının da odak noktası haline getiriyor. Rückert, “Sensörlerin yardımıyla, ‘Yaşam için teknoloji’yi yeni bir seviyeye taşıyabiliriz. Sadece insanların yaşam kalitesini iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda akıllı günlük yardımcı uygulamalarımızın çevresel ayak izini de azaltıyorlar. Yeni #LikeABosch kampanyamız, bunun ne anlama geldiğine dair bazı çarpıcı örnekler veriyor” dedi.

MEMS sensörleri, ilk kez yaygın olarak otomotiv endüstrisinde kullanılmaya başlarken, Bosch, bu endüstrinin önde gelen sensör üreticilerinden biri oldu. Bosch sensörleri, araç navigasyonuna, hava yastıklarının ve ESP sistemlerinin kontrolüne yardımcı oluyor ve sürüş güvenliğini, konforunu, kullanışlılığını ve verimliliğini artıran geniş bir yelpazede yardımcı işlev sağlıyor. Özellikle otonom sürüş için sensörler, vazgeçilmez konumda. Bunları, otomobillerin çevrelerini görebildiği ve anlayabildiği ‘gözler’ olarak tanımlamak mümkün. Bosch sensörleri, sürücüsüz otomobillerin yolunu açıyor. Şirket halihazırda, otonom sürüş için bir dizi radar, lidar, video ve ultrasonik sensör sunuyor.

MEMS sensörleri, tüketici elektroniğinde de kilit bir rol oynuyor. Örneğin, akıllı telefonlardaki basınç sensörleri, bir cihazın yüksekliğini birkaç santimetreye kadar belirleyebiliyor. Bu, bir acil bir durumda, ilk müdahale ekiplerinin tehlikede olan bir kişinin hangi katta olduğunu çok hızlı bir şekilde öğrenebilmesine imkan tanıyor. ABD Federal İletişim Komisyonu (FCC), bu tür basınç sensörlerinin, yalnızca ABD’de yılda 10.000 hayat kurtardığını tahmin ediyor.

Yeni Bosch invasyonları, yollarda güvenliği artırıyor

Bosch, CES 2023’te, sektör derneği CTA’dan ‘En İyi İnovasyon Ödülü’nü alan RideCare destek çözümü de dahil olmak üzere, mobilite alanında birkaç yeni sensör tabanlı inovasyon tanıtacak. Şirket, RideCare destek çözümünün, ağa bağlı ve otonom mobilitede, otomobildeki tüm yolcuların güvenliğinde kritik bir rol oynayacağını belirtiyor. Akıllı kamera, kablosuz S.O.S düğmesi ve bulut tabanlı veri hizmetlerinden oluşan ağa bağlı donanım ve yazılım çözümü, otomobilin içini ve dışını izlemeyi sağlıyor. Otomobilde bulunanlar, bir kaza veya başka bir tehlikeli durum meydana geldiğinde, günün her saati Bosch çalışanlarıyla iletişim kurmak için bu çözümü kullanabiliyor. Bir olay olması durumunda Bosch çalışanı, video aracılığıyla araca bakabilir, durumu değerlendirebilir ve gerekirse hızlı bir şekilde yardım talep edebilir. RideCare destek çözümü, özellikle taksi veya paylaşımlı araç sürücüleri için değerli bir güvenlik ağı görevi görüyor.

Bölge dışı çarpışma tespiti ayrıca yolda daha fazla güvenlik vaat ediyor. Sistem, genellikle şerit değiştirirken veya kavşakları geçerken meydana gelen yandan çarpışmalarda otomobildekileri koruyor. Yeni bir yazılım algoritmasıyla birleştirilmiş akıllı sensörler, yandan çarpışma durumunda, tam çarpma açısını hızlı ve güvenilir bir şekilde algılıyor ve bir kazanın sonuçlarını hafifletmek için hayat kurtaran hava yastığını zamanında tetikliyor. Las Vegas’ta düzenlenen CES’te Bosch Kuzey Amerika Başkanı Mike Mansuetti, “Bölge dışı çarpışma tespitimiz, mevcut donanımdan daha fazlasını elde etmek için yazılımı nasıl kullandığımızın harika bir örneğidir. Bu, karayolu ulaşımında kayda değer bir ek fayda sağlıyor” dedi.

Kuantum sensörleri büyük potansiyel sunuyor

Bosch, kuantum sensörleri gibi yeni sensör alanlarının geliştirilmesinde de öncü rolünü devam ettiriyor. Önümüzdeki yıllarda önemli inovasyon alanlarından biri olacak kuantum sensörlerinin, günümüzün MEMS sensörlerinden 1.000 kat daha hassas ölçüm sağlayabileceği belirtiliyor. Örneğin, bu sayede, nörolojik hastalıklar daha kolay ve daha doğru teşhis edilebilecek. Bosch, kuantum sensörlerinin ticarileşmesini sağlamak ve bu pazarı geliştirmek için geçen yıl kendi girişimini kurdu. Geniş çeşitlilikte bir teknoloji şirketi olarak Bosch, birçok alanda gelecek vadeden teknolojilerin gelişimini ilerletiyor ve kendisini gelecek için konumlandırıyor. Rückert, “Önümüzdeki üç yıl içinde, dijital dönüşüme 10 milyar Euro daha yatırım yapacağız. 40.000 yazılım mühendisinden oluşan mevcut iş gücümüz de büyüyecek” dedi.

Sürdürülebilirlik, teknolojik ilerleme sağlıyor

Bosch Grubu, iklim eylemi ve sürdürülebilirlik konusuna da öncelik veriyor. Rückert, “Gezegenimizin geleceği için, hepimizin giderek daha fazla enerji verimli yaşamlar sürmeye kendimizi adamamız çok önemli. Aynı zamanda iklim değişikliği, sensörler de dahil olmak üzere şirketimizde teknolojik ilerlemeyi yönlendiriyor” dedi. Bosch, CES’te, önceki modellere göre daha doğru, daha sağlam ve güç açısından daha verimli olan yeni nesil MEMS sensörlerini sergiliyor. Örneğin, fitness takip cihazlarına takılan ve kullanıcının bireysel hareketlerine uyum sağlayan programlanabilir ve yapay zeka özellikli BHI360/BHI380 atalet sensörü, önceki modelin yarısı büyüklüğünde ve yarı yarıya daha az güç tüketiyor. Aynı durum, havadaki partikül madde konsantrasyonunu ve kirliliği ölçen ve yerden tasarruf sağlayan tasarımıyla şu anda piyasada bulunan ürünlerden 450 kat daha küçük olan yeni BMV080 partikül sensörü için de geçerli. Bir başka örnek ise birkaç santimetrelik bir yükseklik değişikliğini ölçen ve böylece bireysel barfiks veya şınavları algılayabilen BMP585 barometrik basınç sensörü. Bu sensör de önceki nesle oranla yüzde 85 daha az enerji gerektirirken sağlamlığını da üç kat artırdı.

Türk Lirası Stabil Kripto Parası TRYB, Curve Finance ve Hashflow’da listelendi

BiLira, Merkeziyetsiz Finans (DeFi) uygulamaları olan Curve Finance ve Hashflow üzerinde TRYB’nin listelendiğini duyurdu. Türk lirasına endeksli TRYB her iki platformda dolar stabil kripto para türevleri karşılığı takas edilebilecek.

BiLira bu listelenmeler ile kullanıcılara blokzincir üzerindeki merkeziyetsiz finans uygulamalarında Türk lirasıyla (TL) işlem yapabilme, TL ile giriş/çıkış yapabilme çözümü sunduğunu belirtti. Takas işlemlerinin dışında BiLira önderliğinde oluşturulan likidite havuzlarına kullanıcılar da kripto para varlıklarıyla katılım gösterebiliyor.  

Türk lirasını TRYB aracılığıyla merkeziyetsiz finans uygulamaları üzerinde temsil eden BiLira ekibi, DeFi uygulamalarının 2023 senesiyle birlikte Türk kullanıcılar tarafından daha da ilgi göreceğini savunuyor. BiLira Curve Finance ve Hashflow’un ardından bu sene bir kaç merkeziyetsiz finans uygulamasında yer almayı planladığını belirtti. 

Curve Finance, Michael Egorov tarafından Ocak 2020’de otomatikleştirilmiş piyasa yapıcı (automated market maker-AMM) mimarisiyle inşa edilmiş merkezi olmayan bir borsa sağlamak ve kripto ekosistemindeki finansal varlıkların alım satım işlemlerini optimize etmek amacıyla piyasaya sürüldü. 2023 Ocak ayı itibariyle ise, merkeziyetsiz finans platformlarındaki toplam likidite sıralamasında Curve, halihazırda yaklaşık 3.6 milyar dolar varlığıyla 4. sırada yer almaktadır.

BiLira CEO’su ve kurucu Ortağı Sinan Koç, “2023 senesi ile birlikte özellikle Merkeziyetsiz Finans uygulamalarının yenilenen güvenle önünün tekrardan açılacağına inanıyoruz. Merkeziyetsiz finans gibi yenilikçi teknoloji alanlarında Türk lirasını temsil etmeye devam etmek istiyoruz.” dedi.