Ana Sayfa Blog Sayfa 267

Türkiye’deki 45 binden fazla YouTube içerik üreticisi, tam zamanlı işe eşdeğer gelir elde ediyor

Türkiye’de YouTube’u düzenli olarak kullanan 45 milyon kişi, YouTube verilerine göre platformda günde ortalama 45 dakika zaman geçiriyor.

Kullanıcılar YouTube sayesinde dünyanın dört bir yanından dilediği içeriğe ulaşarak pek çok yeni şey öğrenebiliyor. Her yaştan bireyin sesini duyurmasına, öğrenmesine, araştırmasına ve eğlenmesine katkı sağlayan YouTube, aynı zamanda içerik üreticileri ve diğer işletmeler için de önemli bir gelir imkanı yaratıyor. İçerik üreticilerinin çalışanlarının yanı sıra tedarik zincirlerinde yer alan işletmeler ve serbest çalışanlar da dahil edildiğinde YouTube sayesinde çok büyük bir ekosistem oluşuyor. Desteklenen bu ekosisteme verilen katkıyı anlamak, platformun Türkiye ekonomisine, toplumuna ve kültürüne halihazırda yaptığı önemli katkıyı ölçmek için bir etki analizi araştırması gerçekleştirildi. Bağımsız araştırma kuruluşu Oxford Economics tarafından yürütülen araştırma, platformun etkisini ölçmeyi, istihdam ile GSYH üzerindeki etkilerini belirleyip ilişkili sektörler ile bireylerin yaşam kalitesi üzerinde nasıl bir etkide bulunduğunu analiz etmeyi amaçlayan titiz bir çalışma yürüttü. Raporun önemli bölümleri, düzenlenen bir basın toplantısı ile paylaşıldı.

“Türkiye’deki içerik üreticileri dünyanın dört bir yanından izleyicilerin yaşamını zenginleştiriyor”

YouTube Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Pedro Pina raporla ilgili şunları söyledi: “YouTube, yaratıcı girişimcilerin seslerini dünyaya duyurarak, onların içeriklerinden elde edilen geliri doğrudan onlarla paylaşan tek açık platform. Bugün yayınladığımız rapor, Türkiye’nin her yerinden YouTube içerik üreticilerinin tam da bunu başardığını gösteriyor. Ülkenin her yerinde kendi kurdukları işletmeler üzerinden, Türk kültürünü dünya çapındaki 2 milyar izleyiciyle paylaşıyorlar. Biz Türkiye’nin başarılı içerik üretici topluluğunu bekleyen yeni gelişmeler için de büyük heyecan duyuyoruz. Şubat ayından itibaren YouTube, Türkiye’deki içerik üreticilerinin YouTube Shorts’taki yaratıcılıklarından gelir elde etmeleri için daha da fazla yol sunacak.. İçerik üreticileri ve Türkiye’nin her yerinden binlerce kullanıcı, şimdiden dünyanın dört bir yanından izleyicilerin yaşamını zenginleştiriyor. Ancak ben bunun onlar için henüz bir başlangıç olduğunu düşünüyorum.”

‘’Türkiye’de kullanıcıların %93’ü YouTube’u bilgi ve birikim edinmek için kullanıyor’’

Google Türkiye Kamu İlişkileri Direktörü Pelin Kuzey basın toplantısında etki analizi raporuyla ilgili şu açıklamalarda bulundu: “Her gün milyonlarca kullanıcının ziyaret ettiği YouTube, Türkiye ekonomisine ve sosyo kültürel hayatına birçok katkı sağlıyor. Burada YouTube’un sağladığı katkı sadece içerik üreticileriyle de sınırlı kalmıyor. İçerik üreticilerinin çalışanlarının yanı sıra tedarik zincirlerinde yer alan, gelirlerinin önemli bir kısmını içerik üreticilerden elde eden işletmeler ve serbest çalışanlar da bu ekosisteme dahil edildiğinde oldukça geniş bir etki alanından bahsediyoruz. Raporda gerçekleştirilen sınıflandırmalar, YouTube’un doğrudan ve dolaylı olarak küresel bir ekosistem yarattığını ve 2021 yılında bu ekosistemin Türkiye ekonomisine toplamda 2 milyar TL’den fazla katkıda bulunduğunu ve 45.000’den fazla tam zamanlı işe eşdeğer istihdamı desteklediğini gösteriyor. Raporun çıktıları arasında beni en çok heyecanlandıran verilerden biri de kadın içerik üreticilerle ilgili. Kadın içerik üreticilerin %82’si, YouTube’un tutkularını ve fikirlerini paylaşmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. 10 Kadından 8’i bu bilgiyi vermiş. Kadınların sesinin duyulması, kendilerini özgürce ifade edebilmeleri anlamında YouTube’un hayatlarımızdaki önemini çok güzel vurgulayan bir çıktı. Bir diğer önemli çıktı da kullanıcıların bilgi ve birikim edinme noktasında Google’ın kapısını ne kadar sık çaldığıyla ilgili. Türkiye’de kullanıcıların %93’ü YouTube’u bilgi ve birikim edinmek için kullandığını bildiriyor. Eminim bu hepimizin hayatında deneyimlediği önemli bir etki.”

“YouTube ve Ben” paneli ilham verici hikayelere ev sahipliği yaptı

Türkiye’de ilk kez kamuoyuna sunulan YouTube Türkiye Etki Raporu’nda farklı sektör ve alanlardan YouTube’da ortaya çıkan başarı hikayeleri de incelendi. Etkinlikte düzenlenen ”YouTube ve Ben” paneliyle bu başarı hikayelerinin mimarları ile Simge Fıstıkoğlu moderatörlüğünde bir söyleşi gerçekleştirildi. Gazeteci ve YouTube İçerik Üreticisi Cüneyt Özdemir, YouTube İçerik Üreticisi Orkun Işıtmak, Ebebek Pazarlama Direktörü Sevda Tarcan Demir, NetD Genel Müdürü Feride Başbuğ, Ay Yapım CEO’su Kerem Çatay, TRT Dış Video Platformlar Müdürü Yasin Yavuz, Tonguç Akademi Dijital İçerik Yöneticisi Engin Aygan ve Nefis Yemek Tarifleri YouTube Kanalı Kurucuları Elif Atalar ve Yasemin Atalar’ın panelist olarak yer aldığı etkinlik, ilham verici hikayelere ev sahipliği yaptı.

İçerik üreticileri sesini YouTube ile duyuruyor

Geçmiş deneyimleri ne olursa olsun Türkiye’deki içerik üreticiler, ilgilendikleri konuları, becerilerini ve tutkularını ulusal ve uluslararası izleyici kitleleriyle paylaşarak çeşitli fırsatlara erişebiliyor, gelir elde edebiliyor.

YouTube Türkiye Etki Raporu’na göre;

  • İçerik üreticilerinin %72’si, YouTube’un yeterince temsil edilmeyen sesler için bir platform oluşturduğunu söylüyor.
  • Kadın içerik üreticilerin %82’si, YouTube’un tutkularını ve fikirlerini paylaşmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor.
  • Yaratıcı girişimcilerin %73’ü, YouTube’da kendilerini ait hissettikleri ve kendilerini tanımladıkları bir yer bulduklarını söylüyor.
  • İçerik üreticilerin %65’i, YouTube’da keşfettikleri yön verme güçlerini kullanarak olumlu bir toplumsal etki yaratmak istediklerini söylüyor.
  • İşletmeler YouTube ile birlikte büyüyor

YouTube, işletmelerin yurt içinde ve yurt dışında daha fazla müşteriyle bağlantı kurmalarına, erişimlerini artırmalarına ve gelir elde etmelerine yardımcı oluyor.

Raporun işletmelerle ilgili sonuçlarına göre;

  • YouTube’da bir kanalı olan işletmelerin %65’i, müşteri tabanlarını büyütmede YouTube’un önemli bir rol oynadığını söylüyor. YouTube kullanan KOBİ’lerin %71’i, YouTube’un işletmelerini büyütmek için hayati öneme sahip olduğunu belirtiyor.
  • YouTube kullanan KOBİ’lerin %81’i, Covid-19 pandemisi döneminde YouTube’u kullanmalarının, kuruluşlarının sürece uyum sağlamasına yardımcı olduğunu söylüyor ve YouTube’un bu döneminde işletmelerini ayakta tutmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor.
  • YouTube’da reklam yayınlayan KOBİ’lerin %83’ü, YouTube reklamlarının satışlarını artırmalarına yardımcı olduğunu söylüyor.
  • YouTube kullanan KOBİ’lerin %79’u, YouTube’un çalışanlarına eğitim vermek için uygun maliyetli bir seçenek olduğunu düşünüyor.

YouTube kültür ihracatını teşvik ediyor

YouTube, Türkiye kültürünün çeşitliliğini ve zenginliğini 2 milyardan fazla küresel izleyiciye anında aktararak içerik üreticilerini dünyayla buluşturuyor. Türkiye’deki yaratıcı girişimcilere işlerini ulusal ve uluslararası alanda yeni kitlelere ulaştırmaları için bir yol sunan YouTube, pek çok farklı sektöre yeni hedef kitle ve yeni gelir kapısı oluşturmayı başarıyor.

YouTube Türkiye Etki Raporu’na göre;

  • Yaratıcı girişimcilerin %68’i, YouTube’un içeriklerini başka türlü erişemeyecekleri uluslararası kitlelere aktarmalarına yardımcı olduğu konusunda hemfikir.
  • Yaratıcı girişimcilerin %84’ü, YouTube’un küresel ölçekte tanınmak için önemli bir platform olduğunu düşünüyor.
  • Bir YouTube kanalına sahip medya ve müzik şirketlerinin %82’si, YouTube’un dünya çapında yeni kitlelere ulaşmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor.
  • YouTube kanalına sahip medya ve müzik şirketlerinin %78’i, YouTube’un yeni sanatçılar ve/veya müzikte çığır açma konusunda kritik öneme sahip olduğu konusunda hemfikir.
  • Bir YouTube kanalına sahip medya ve müzik şirketlerinin %60’ı, YouTube’un sektöre yeni yaratıcı yeteneklerin girişini artırdığını düşünüyor.

Tüm dünyada 2 milyardan fazla insan aradığı bilgiye YouTube sayesinde ulaşıyor

Dünyanın en büyük çevrimiçi sınıfı olan YouTube, bilgiye ulaşma noktasında kullanıcılarının hayatını kolaylaştırıyor. YouTube Türkiye Etki Raporu’na göre;

  • YouTube’u kullanan ebeveynlerin %83’ü, YouTube’un (veya 13 yaşından küçük çocuklar için YouTube Kids’in) çocuklarının öğrenmesine yardımcı olduğunu kabul ediyor.
  • YouTube’u kullanan öğretmenlerin %80’i, YouTube’un öğrencilerin eğitimine yardımcı olduğu konusunda hemfikir.
  • Türkiye’de kullanıcıların %93’ü YouTube’u bilgi ve birikim edinmek için kullandığını bildiriyor.
  • Kullanıcıların %85’i, YouTube’un Covid-19 pandemisi döneminde ihtiyaç anında güvenilir bilgilere erişim sağlayarak yardımcı olduğunu belirtiyor.
  • Kullanıcıların %71’i, YouTube’un öğrenmek ve kendini geliştirmek için herkese eşit fırsatlar sağladığını söylüyor.

Gençlere odaklanan sosyal medya platformu SLAY, 2.5 milyon euro yatırım aldı

Eğlenceli sosyal oyun deneyimleri yoluyla gençler için olumlu çevrimiçi etkileşimleri teşvik etmeyi amaçlayan platform SLAY, tohum öncesi turda 2.5 milyon euro yatırım aldı. Accel liderliğinde düzenlenen tura, Harry Stebbings‘in kurucusu olduğu 20VC, Supercell kurucu ortağı ve CEO’su Ilkka Paananen, Behance kurucusu Scott Belsky, futbol yıldızı Mario Götze, Kevin Weil (Scribble Ventures) ve müzisyen Alex Pall (The Chainsmokers) katıldı.

Son yıllarda, sosyal medyada eleştiri ve olumsuzluk hızla yayıldı. Instagram ve Facebook gibi önde gelen platformlar, kullanıcılarının ruh sağlığı üzerindeki etkilerinin yanı sıra içerik kontrolü ve güvenlik sorunları açısından başarısızlıkları nedeniyle artan medya ve kamuoyu eleştirisine maruz kalıyor. SLAY’in fark yaratmaya çalıştığı yer burası oluyor.

2022’de Fabian Kamberi, Jannis Ringwald ve Stefan Quernhorst tarafından kurulan platform, kullanıcıların başkaları hakkında olumlu anketlere yanıt verdiği “yalnızca olumlu” bir uygulama olarak karşımıza çıkıyor. Kullanıcıların arkadaşlarına iltifat etmelerine ve anonimlik yoluyla “dürüst olmalarına” olanak tanıyor.

Sosyal ağ uygulaması, bu çevrimiçi deneyimleri normalleştirerek gençlerin ruh sağlığı krizinin üstesinden gelmeye yardımcı olmayı hedefliyor ve şimdiden 250.000’den fazla kullanıcıyı bünyesinde barındırıyor. Kullanıcılar, SLAY uygulamasını başlattığında, anonim olarak iltifat etmek için farklı bir kullanıcı (okullarından, sınıflarından veya akran gruplarından) seçerek yanıtlamaları gereken 12 soru sunuluyor.

Hem iOS hem de Android cihazlardan erişilebilen SLAY, daha sonra birkaç dile çevrildi ve yeni piyasaya sürüldüğü İngiltere de dahil olmak üzere diğer ülkelerde popülerlik kazanıyor.

Platformun kurucularından Fabian Kamberi, “Bugün sosyal medyanın durumu her zamankinden daha kötü görünüyor. Milyarlarca insan, arkadaşlarıyla iletişimde kalmak ve çevrimiçi kimliklerini ifade etmek için Instagram ve TikTok gibi siteleri kullanırken, yüzeysel etkileşimler, bölücü tartışmalar ve etkileyicilerin yönlendirdiği beklentilerin bir kombinasyonu, gençlerin ruh sağlığı üzerinde çok büyük olumsuz bir etkiye sahip. Gençler için harika uygulamalar oluşturmak her zaman benim görevim olmuştur. Bu nedenle SLAY’i uygulamadaki iltifatların gücü ve olumlu oyun modları aracılığıyla olumlu, güvenli, anlamlı sosyal etkileşimleri teşvik etmek için oluşturduk.” dedi.

Platform, yatırımla beraber yeni pazarlarda faaliyet göstermeyi, ürün ve tüketici ekiplerini oluşturmayı ve uygulamanın özelliklerini ve işlevlerini daha da geliştirmeyi planlıyor.

İkinci el araç alım satım platformu VavaCars, 2022 yılında 30 bin adet araç satışı gerçekleştirdi

Türkiye’de 2019’dan bu yana hizmet veren online ikinci el araç alım-satım platformu VavaCars, yaptığı yatırımlarla büyümeye devam ediyor.

2022’de toplamda 200 milyon dolarla İstanbul Pendik ve Ankara Ergazi’de Türkiye’nin en büyük araç ekspertiz ve yenileme merkezlerini hayata geçiren şirket, yıl boyunca 30 bin adet araç satışı gerçekleştirdi. 2022’yi beklentilerin üzerinde satış ile kapatan VavaCars, 2023’te de aynı başarıyı elde etmeyi hedefliyor.

Lawrence Merritt: “Sektörde büyük bir fark yarattık”

VavaCars Kurucu Ortağı ve CEO’su Lawrence Merritt, 2022 yılını beklentilerinin üzerinde bir başarı ile kapattıklarına değinerek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de ikinci el araç deneyimini yeniden tasarlayarak, 2022’de 30 bin araç satışı gerçekleştirdik. Elde ettiğimiz başarılı sonuç, sektörde yarattığımız farkın ve ne kadar doğru bir strateji yürüttüğümüzün göstergesi.”

“Türkiye’de oyunun kurallarını değiştirdik”

2022’de 200 milyon doları bulan yatırımları sonucu Türkiye’nin en büyük araç yenileme ve ekspertiz merkezlerini hayata geçirdiklerini hatırlatan Lawrence Merritt, “İyi fiyata üstün kalitede hizmet veren VavaCars olarak, araç alım-satımından yıllık bakıma kadar uçtan uca tüm işlemlerin online yaşanabileceği entegre bir deneyim sunuyoruz. İstanbul Pendik ve Ankara Ergazi’deki araç ekspertiz ve yenileme merkezi yatırımımızla daha önce böyle tesisleri bulunmayan Türkiye’de, oyunun kurallarını değiştirdik. Yatırım odaklı büyümeyi misyon edinen bir şirket olarak, 2022’nin sonunda yakaladığımız karlılık oranını 2023’te de sürdürerek, yılı başa baş noktasında kapatmayı hedefliyoruz” diye konuştu.

“Önceliğimiz Türkiye ekonomisine katkı sağlamak”

Türkiye’de ikinci el araç deneyimini yeniden tasarlayarak, müşterilerine gönül rahatlığıyla araç alıp satma imkanı yarattıklarını söyleyen Lawrence Merritt, “Türkiye; 50 milyar doları aşan ikinci el araç pazarıyla Avrupa’da İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ardından dördüncü konumda yer alıyor. VavaCars olarak kuruluşumuzdan bu yana geçen 3 yıllık sürede bu pazarın daha da büyümesi adına Türkiye’ye dışarıdan 100 milyon dolarlık yatırım getirdik. Sürdürülebilir ekonomik kalkınmaya destek veren, pazara katma değer sağlayan, güvenilir ve ilham verici bir marka olarak, 2023’te de ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam etmek öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı.

Sürdürülebilir gıda üretimine öncülük etmek isteyen Arkeon, 2.75 milyon euro yatırım aldı

Karbon yakalama yoluyla sürdürülebilir proteinler oluşturan Arkeon, ICL Planet Startup Hub’dan 2.75 milyon euro yatırım aldı. Avusturyalı girişim, sürdürülebilir gıda üretimine öncü bir yaklaşım benimsiyor.

2021 yılında Dr. Simon Rittmann, Dr. Guenther Bochmann ve Dr. Gregor Tegl tarafından kurulan girişim, CO2’yi doğrudan protein bileşenlerine dönüştürmek için antik mikropların (archaea) gücünden yararlanıyor. Arkeon, karbon negatif olan ve temiz etiketli işlevsel bileşenler içeren besleyici proteinler oluşturmanın bir yolunu geliştirdi.

Girişimin tek adımlı fermantasyon biyoprosesi, karbondioksiti yakalayarak ve onu insan beslenmesi için gerekli 20 proteinojenik amino aside dönüştürerek tamamen özelleştirilebilir protein içerikleri yaratıyor. Ortaya çıkan alternatif proteinler, genetik mühendisliği ve temiz etiketli işlevsel bileşenler olmaksızın karbon negatiftir.

Protein çözeltisinin arkasındaki mikrop olan Archaea, tüm organizmaların mikrobiyotasının bir parçası oluyor. Girişim, geliştirfiği sistem sayesinde gıda endüstrisi için oyunun kurallarını değiştiren bir alternatif yarattı.

Arkeon kurucu ortağı ve CEO’su Gregor Tegl, “Geçtiğimiz on yılın çoğunu, alternatif protein üretiminin yeni ve sürdürülebilir biyoteknolojik yöntemlerini keşfetmeye adadım. Ekibimiz, tamamen yeni bir rejeneratif gıda üretim sistemi oluşturmak için mikrobiyoloji ve gaz fermantasyonundaki uzmanlıklardan yararlandı. ICL’nin desteği ve ortaklığı, arkeadan türetilen protein üretim yeteneklerimizi ölçeklendirmemize yardımcı olacak.” dedi.

ICL’den Rado Sporka, “Genç bir şirket olmasına rağmen Arkeon, yeni nesil alternatif protein ürünlerinin yaratılmasında kullanılmak üzere yenilikçi ve sürdürülebilir teknolojiyi masaya getiriyor. Ayrıca, ICL Food Specialties’in benzersiz ve işlevsel alternatif proteinlerde yeni sınırlar peşinde koşma büyüme stratejisiyle de tamamen uyumlular.” dedi.

Girişim, aldığı yatırımı ICL’nin desteğini kullanarak üretimi ölçeklendirebilecek ve arkeleri artan global nüfusun beslenme yöntemine entegre etmek için kullanacak.

Yerli oyun şirketi YAMY Studio, UP Venture Capital’dan 4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı

120’den fazla mobil oyun geliştiren yerli oyun şirketi YAMY Studio, Londra merkezli UP Venture Capital firmasından 4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

Faaliyetlerini İstanbul’da sürdüren oyun stüdyosu, 2021 yılında Hoop 4 isimli oyunuyla 1 milyon indirmeye ulaşırken, 2022’de Parents Run adını verdiği oyunuyla 2 milyon barajını aştı. YAMY Studio 2020 yılında Yunus Alkan, Mikdat Doğru ve Ahmet Ferhat Akben tarafında kuruldu.

Parents Run’ın en çok indirilen oyunlar listesinde ilk sıralara ulaştığını vurgulayan YAMY Studio Kurucu Ortağı Ahmet Ferhat Akben, “YAMY Studio olarak bugüne dek 120’nin üzerinde oyun geliştirdik. Kullanıcılar mobil oyunlarda daha fazla vakit geçirmeye başladıkça, hybrid-casual olarak bilinen mobil oyun türü de yeni özellikler kazandı. Hyper casuala göre daha uzun süre oynanan, sürekli güncellenen ve oyunculara yeniden oynamak için sebepler sunan hybrid-casual türü, 2023’ün yükselen trendlerinden biri olacak. Biz de bu trendin öncüsü olarak konumlanıyor, geliştirdiğimiz oyunları dünyanın her yerinden oyunculara ulaştırıyoruz. Aldığımız yatırımla ekibimizi nitelikli yeteneklerle büyütmek, geliştirdiğimiz oyunları kendi markamızla yayımlamak için çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Ahmet Ferhat Akben, değerlendirmelerini şu ifadelerle sonlandırdı: Mobil oyunların gelişimi, video oyun endüstrisi için bir kırılım noktasına işaret ediyor. YAMY Studio olarak 4 milyon dolar değerleme üzerinden aldığımız yatırımla oyuncu, yayıncı ve stüdyolar için kârlı bir iş modeli oluşturmayı başarabilen mobil oyun sektörünün öncü şirketlerinden biri olma vizyonuyla çalışmaya devam edeceğiz. UP Venture Capital’dan aldığımız yatırımla, ülkemizin oyun sektöründeki başarı hikayelerine bir yenisini daha ekleyerek potansiyelimizi kanıtladık.” dedi.

UP Venture Capital Kurucu Ortağı Ömer Uyan ise, “UP Venture Capital olarak yüksek büyüme potansiyeli olan sektörlere yatırım yapma stratejimiz doğrultusunda, YAMY Studio’ya yatırım yaptık. Bu yatırımla birlikte oyun, kimya, sermaye piyasaları ve sürdürülebilir enerji sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerden oluşan portföyümüzü, mevcut sektörler ve yeni sektörlerde yatırımlar yaparak büyütmeyi hedeflemekteyiz” dedi.

Hyundai, 2022 yılında 3.94 milyon adet araç sattı

Hyundai, başarılı satış sonuçlarıyla da sektör genelindeki ortalamasını yükseltti. Şirket, belirsizliğin damgasını vurduğu 2022 yılında Avrupa’daki konumunu güçlendirmeye devam etti.

Hyundai, 2022 yılında Avrupa’da 518.566 adet araç satarak yüzde 4.6‘lık bir pazar payına ulaşmayı başardı. Bu rakamın 126 bin adedini ise EV modeller oluşturdu. Satışlarının yüzde 21’i EV modeller olan Hyundai, grup olarak Avrupa’da 200 binden fazla tamamen elektrikli (BEV) araç satmış oldu. Bu arada, IONIQ 5 ve IONIQ 6’nın global satışları ise 100 bin adet seviyesine ulaştı.

Hyundai’nin 2022 global satışları da yıllık yüzde 1.4 artışla 3.94 milyon adede ulaştı. Buna ek olarak, Almanya, İspanya, İtalya, Fransa ve Birleşik Krallık’taki rekor performanslarla da pazar payları büyümeye devam etti. Hyundai, asıl önemli yükselişini ise İspanya’da gösterdi ve yüzde 7.3 gibi rekor bir pazar payına ulaştı. Bu sayı 59.503 adet yeni trafiğe çıkan Hyundai modelleriyle gelmiş oldu. İngiltere pazarı da Hyundai için önemli bir başarı anlamına geliyor. Hyundai, yüzde 5’lik bir pazar payı alarak toplam 80.419 adet sattı. Bu satış adeti, Birleşik Krallık’taki bugüne kadarki en yüksek pazar payı olarak tarihe geçiyor.

Hyundai, Türkiye’de de satışlarını ve pazar payını artırdı

Hyundai, tüm dünyada satış adetlerini ve marka değerini artırken, ülkemizde de yükselişi sürdürüyor. Hyundai Assan, 2022 yılında 208 binden fazla araç üreterek bir önceki yıla göre yüzde 28 artış gösterdi. İhracat rakamları ise 2022 yılında 176.664 adet olarak gerçekleşti.

İzmit’te üretilen araçların yüzde 85’ini yine 40’tan fazla ülkeye ihraç eden Hyundai, geçtiğimiz yıla göre ihracat gelirini de yüzde 25 artırarak 2 milyar euro seviyesine çıkardı.

Türkiye’nin en çok sevilen markalarından biri olarak, 1997 yılından bu yana kesintisiz olarak üretime devam eden Hyundai Assan, geçtiğimiz 25 yılda 2.6 milyon adet üretip bunun 2 milyondan fazlasını da ihraç etti.

2023 global satış hedefi 7.5 milyon adet

Hyundai Motor Company, 2023’te grup satışlarını yüzde 10 üzerinde artırarak toplamda 7.5 milyon adetlik satış adetine ulaşmayı hedefliyor. Hyundai’nin en önemli büyüme stratejisi ise 2030 yılına kadar 17 adet elektrikli modeli tanıtıp, yıllık 1.8 milyon adet elektrikli araç satışına ulaşmak.

Araç içi ödeme sistemleri geliştiren Sheeva.AI, 9.25 milyon dolar yatırım aldı

Para kazanmak için araç konumuna dayalı hizmetler sunan bir araç içi ödemeler ve ticaret çözümü geliştiren Sheeva.AI, düzenlenen Seri A turda 9.25 milyon dolar yatırım aldı. Reynolds and Reynolds Company tarafından yönetilen tura Poppe + Potthoff Capital GmbH ve Pegasus Tech Ventures katıldı.

Sheeva.AI, sürücü deneyiminden para kazanmaya yardımcı olan araç konumuna dayalı hizmetler sunan bir araç içi ödemeler ve ticaret çözümü sunuyor. Patentli hassas konum belirleme teknolojisi, sürücülerin araçlarından dışarı çıkmadan yakıt doldurma, elektrikli araç şarjı, park etme, kaldırım kenarından teslim alma ve arabaya servis gibi hizmetler için sorunsuz bir şekilde ödeme yapmasına ve bunları almasına olanak tanıyor.

Sheeva.AI’nin teknolojisi, aracı belirli bir benzin pompasında, park yerinde, elektrikli araç şarj alanında veya geçiş şeridinde otomatik olarak algılar ve doğrudan araç içi bilgi-eğlence ekranında veya OEM’in herhangi bir mobil uygulamasında ödeme yapılmasını sağlıyor.

Sheeva.AI

Sheeva.AI kurucusu ve CEO’su Evgeny Klochikhin, “Bu yatırım, tüm Sheeva.AI ekibinin araç içi ticaret ve ödemelerin geleceğine olan inancını ve inancını gösteriyor. OEM’ler, enerji pazarlamacıları ve her türden perakendeci, araç içi işlemler yoluyla yeni gelir akışları ve daha iyi müşteri deneyimleri için olasılıklar ararken, bizim ve tüm ortaklarımızın şimdiye kadar başardıklarıyla gurur duyuyorum. Önümüzdeki yıllarda ABD, Avrupa, Hindistan, Japonya ve daha fazla Asya ülkesinde, milyonlarca arabada olacağımızı umuyoruz” dedi.

Reynolds and Reynolds Kıdemli Başkan Yardımcısı Sidney Haider, “Sheeva.AI ekibi gibi biz de araç içi ticaret alanına inanıyoruz. Bayi ve otomotiv OEM ağımız, otomobili e-ticarette akıllı telefon kadar devrim niteliğinde olacak yeni bir dijital platform olarak görüyor.” dedi.

Girişim, aldığı yatırımı otomotiv iş ortağı ağını büyütmenin yanı sıra yakıt ikmali, elektrikli araç şarjı, park etme, geçiş ücreti ve arabaya servis alanlarında yeni hizmet ortakları eklemeyi amaçlayan üretim ekibini oluşturmak için kullanacak.

Netflix’in kurucusu ve eş CEO’su Reed Hastings görevinden ayrıldı

Netflix’in kurucusu ve eş CEO’su Reed Hastings geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, şirkette yirmi yılı aşkın bir süre sonra istifa edeceğini duyurdu. Ayrılma haberi oldukça ses getirse de yapılan açıklamada Netflix’in bir sonraki liderlik dönemini “uzun yıllardır” planladığı belirtildi.

2020’de Netflix, şirkette uzun süredir içerik çalışmalarına liderlik eden Ted Sarandos‘u Hastings’in yanında eş CEO olarak atadı. O zamanlar platform, değişikliği şirketin zaten faaliyet gösterdiği şekli resmileştirmek olarak nitelendirdi. Netflix, Hastings’in yokluğunda eş CEO yapısını koruyacak ve COO Greg Peters‘ı Sarandos’la ikili role terfi ettirecek.

Hastings, Sarandos ve Peters’ın eline almasıyla ilgili olarak şunları söyledi: “İkisi de inanılmaz derecede iyi idare ederek Netflix’in gelişmeye devam etmesini sağladı. Gelirleri ve kazanç büyümemizi yeniden hızlandırmak için açık bir yol geliştirdi. Yönetim kurulu ve ben, halefliğimi tamamlamak için doğru zamanın geldiğine inanıyoruz.” dedi.

Hastings, Amazon’dan Jeff Bezos ve Microsoft’tan Bill Gates de dahil olmak üzere diğer önde gelen büyük teknoloji şirketi kurucuları tarafından paylaşılan bir emsalin ardından, yönetim kurulu başkanı olarak şirkete dahil olmaya devam edecek.

Haber, Netflix’in dördüncü çeyrek kazançlarını açıklamasından kısa bir süre önce geldi. Şirket, 4. çeyrekte beklentileri aşarak 7.7 milyon abone ekledi. Tahminlerde platformun 4.5 milyon aboneye sahip olacağı iddia ediliyordu. Şirket, 2022’nin son çeyreğinde 7.85 milyar dolar gelir elde ederek son dönemdeki yavaşlayan gelir artışı trendini genişletti.

Netflix, düşük maliyetli reklam destekli katmanının lansmanını 4. çeyrek için bir başarı olarak nitelendirdi, ancak yeni ürünle ilgili “daha yapılacak çok şey” olduğunu belirtti.

Boston Dynamics, Atlas robotunun yeni sürümü hakkında bilgiler verdi

Boston Dynamics, insansı robotu Atlas’ın en son demosunu paylaştı. Robot, özel olarak geliştirilen ayakları sayesinde zaten zorlu koşullarda arazilerde koşup zıplayabiliyor. Yeni özelliklerle beraber, robotun geliştirilen elleri insan gücü gerektiren işlemleri de kolayca yapmasını sağlıyor.

Yapılan güncellemeler robota yeni bir hayat veriyor. Yük taşıyan sıradan bir cihaz yerine Boston Dynamics‘in geliştirdiği Atlas, bağımsız olarak yakalayabileceği her şeyi alıp bırakabilen bir insana daha yakın bir makine haline geliyor. Yayınlanan videoda robotun bir kalası alıp iki platform arasında yürümek için bir köprü oluşturduğu görülüyor. Bunu bir araç setini tutarken yapıyor. Atlas daha sonra zahmetsizce ince tahta üzerinde yürüyerek alet çantasını iskelenin tepesindeki kişiye fırlatıyor. Şirket, bu hareketi ters 540 derecelik, çok eksenli bir çevirme olarak adlandırıyor. Robotun hareketleri tam olarak burada bitmiyor. Akıllı cihaz, tekrar mükemmel bir şekilde ayağa kalkmadan önce platformdan ters takla atıyor.

Pençe benzeri kıskaç, bir sabit parmak ve bir hareketli parmaktan oluşur. Boston Dynamics, kıskaçların ağır kaldırma görevleri için tasarlandığını ve ilk olarak Atlas’ın başının üzerinde bir fıçı tuttuğu bir Super Bowl reklamında gösterildiğini söylüyor.

Atlas gibi insansı robotların, aşırı yükseklerde çalışmak veya bir insan için çok zehirli veya dar bir alanda malzeme taşımak gibi insanlar için çok tehlikeli görevleri nasıl yerine getirebildiğini gösteriyor. Arama – kurtarma operasyonları, robotların uygulanmasıyla daha yüksek derecede basitleştirilebiliyor. Boru hatları ve köprüler gibi altyapıyı korumak ve denetlemek için bile insan gücü yerine robotların kullanılabileceği düşünülüyor. Bu sayede insan kayıplarının en aza indirgenmesi amaçlanıyor.

Veri güvenliği sunan Veeam, Veri Koruma Trendleri Raporu 2023’ün sonuçlarını açıkladı

Modern Veri Koruma şirketi Veeam Software tarafından dijital dünyada veri korumanın nasıl geliştiğini daha iyi anlamak için hazırlanan yıllık Veri Koruma Trendleri Raporu’nun dördüncüsünün sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre şirketler daha karmaşık hibrit BT ortamlarıyla karşı karşıya kalıyor, siber saldırıları savuşturmak için bütçelerini artırıyor ve üretim ortamları çeşitli bulutlar arasında çeşitlenmeye devam ediyorlar.

Sonuç olarak BT liderleri yeterince korunmadıklarını düşünüyor. Bu yıl kuruluşların en önemli önceliği yedeklemelerin güvenilirliğini ve başarısını artırmak ve Hizmet Olarak Altyapı (IaaS) ve Hizmet Olarak Yazılım (SaaS) korumasının iş yükleri için güvendikleri veri merkezi odaklı korumaya eşit olmasını sağlamak.

Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu 2023’te öne çıkanlar

  • İşletmelerin çalışmaya devam edebilmesi için modern Veri Korumaya ihtiyaç var: Her beş kuruluştan dördü, iş birimlerinin beklentileri ile BT hizmetlerinin sağlayabilecekleri arasında bir açık, bir memnuniyetsizlik olduğuna inanıyor ya da bununla ilgili endişeli. %82’si sistemlerin ne kadar çabuk kurtarılabilir olması gerektiği ile BT’nin bunları ne kadar çabuk geri getirebileceği arasında bir ‘Kullanılabilirlik Açığı’ olduğunu belirtiyor. %79’u ne kadar veri kaybedebilecekleri ile BT’nin verilerini ne sıklıkla koruduğu arasında bir “Koruma Açığı” olduğunu belirtiyor. Bu açıklar, kuruluşların %57’sinin 2023 yılında birincil veri korumalarını değiştirmeyi beklemelerinin bir nedeni ve aynı zamanda artan veri koruma bütçelerinin gerekçesi.
  • Veri Koruma bütçeleri artıyor: Küresel olarak, kuruluşlar 2023 yılında veri koruma bütçelerini %6,5 oranında artırmayı bekliyor; bu oran BT’nin diğer alanlarındaki genel harcama planlarından oldukça yüksek. Veri koruma bütçelerini artırmayı planlayan kuruluşların %85’inin planladığı ortalama artış %8,3 ve genellikle siber güvenlik araçlarına yapılan yatırımların artmasıyla birlikte gerçekleşiyor.
  • Farkındalık ve hazırlık düzeyindeki artışa rağmen fidye yazılımları kazanıyor: Rapora göre, siber saldırılar 2020, 2021 ve 2022 yıllarında kuruluşlar için en etkili kesinti nedeni oldu. Kuruluşların %85’i son 12 ay içinde en az bir kez saldırıya uğradı; bu oran geçen yılki raporda %76’ydı. Özellikle, kuruluşların şifrelenmiş/yok edilmiş verilerinin yalnızca %55’inin saldırılardan kurtarılabildiğini ifade etmesi nedeniyle kurtarmanın ana endişe kaynağı olduğu söylenebilir. Ankete göre, kuruluşların modern bir veri koruma çözümünde aradıkları en önemli özellik “veri korumanın bir siber hazırlık stratejisine entegre edilmesi” odu.
  • Fidye yazılımları Dijital Dönüşümün önündeki en büyük engel: Fidye yazılımları ve mevcut değişken siber güvenlik ortamı, bütçeler ve insan gücü üzerinde önemli bir yük oluşturmaları nedeniyle BT ekipleri için öncelikli hale geliyor. Bu durum, başlangıçta Dijital Dönüşüm girişimlerine ayrılan BT kaynaklarının ve bütçelerinin siber önlemeye yönelmesine neden oluyor. Siber saldırılar, operasyonel bütçeleri fidyelerden kurtarma çabalarına aktarmakla kalmıyor, aynı zamanda kurumların gelecekteki başarıları için modernleşme becerilerini de azaltıyor; bunun yerine, statükonun önlenmesi ve hafifletilmesi için ödeme yapıyorlar.
  • Konteyner merkezli iş yüklerinin popülaritesi giderek artıyor: Konteynerler ve daha spesifik olarak Kubernetes, beş yıl önce SaaS’ı veya 15 yıl önce sanallaştırmayı ilk benimseyenlerde görülen aynı tür veri koruma stratejisi eşitsizlikleri ile ana akım bir üretim platformunun tüm özelliklerini gösteriyor. Katılımcıların %52’si şu anda konteyner kullanıyor, kurumların %40’ı ise konteyner kullanmayı planlıyor; ancak çoğu kurum iş yüklerini bütünsel olarak korumak yerine yalnızca temel depolama alanını koruyor. Bu durum, yeni üretim platformlarının ana akım haline gelmesinin ardından eski yöntemlerin yetersiz kaldığının fark edilmesi ve böylece üçüncü taraf yedekleme araçlarının kapsamlı koruma sağlaması için bir fırsat yaratması nedeniyle tipik bir durum olarak görülebilir.

“BT liderleri ikili bir zorlukla karşı karşıya. Bir yandan siber saldırıların hacmi ve karmaşıklığı artıyor, bir yandan da giderek daha karmaşık hibrit ortamların kurulup bunların desteklenmesi gerekiyor.” diyen Veeam CTO’su ve Ürün Stratejisi Kıdemli Başkan Yardımcısı Danny Allan, “Liderler iş operasyonlarını her türlü kesintiden nasıl koruyacaklarını ve kurtaracaklarını düşünüyor ve bu büyük bir endişe kaynağı. Eski yedekleme yaklaşımları, IaaS ve SaaS’tan konteynerlere kadar modern iş yüklerine hitap etmiyor ve en çok ihtiyaç duyulan zamanda iş için güvenilmez ve yavaş bir kurtarma sunuyor. Siber esneklik planlarını değerlendiren BT liderlerinin zihinlerini meşgul eden şey de bu. Bu nedenle Modern veri korumasına ihtiyaçları var.”

Raporda yer alan dikkate değer sonuçlar şöyle: 

  • Güvenilirlik ve tutarlılık (veri merkezi sunucularının yanı sıra IaaS ve SaaS’ın korunmasında) 2023’te veri korumanın iyileştirilmesi için temel itici güçler. Bulutta barındırılan verileri eski yedekleme çözümleriyle korumakta zorlanan kuruluşların, veri merkezi yedekleme çözümlerini IaaS/PaaS ve/veya SaaS özellikleriyle desteklemesi muhtemeldir.
  • Fidye yazılımları, doğal afetler (yangın, sel vb.) ve kullanıcı hataları (üzerine yazma, silme vb.) ile birlikte kesintilerin hem en yaygın hem de en etkili nedeni. Kuruluşlar, kapsamlı bir siber esneklik sağlamak için veri korumaya yönelik bütünsel bir yaklaşımı destekleyen ve diğer siber tespit ve iyileştirme teknolojileriyle entegre olabilen yedekleme ve kurtarma çözümleri uygulamalı.
  • Bulut tabanlı hizmetler her büyüklükteki kuruluş için neredeyse kaçınılmaz görünüyor. Ancak tek bir tür üretim bulutu olmadığı gibi, tek bir koruma bulutu senaryosu da yok. Kuruluşlar saklama, Hizmet Olarak Yedekleme (BaaS) ve nihayetinde Hizmet Olarak Felaket Kurtarma (DRaaS) için bulut katmanlarını göz önünde bulundurmalı.