Ana Sayfa Blog Sayfa 762

Evlerimizde çalıştığımız şu günlerde nasıl daha verimli olabiliriz?

Yıllardır hayalini kurduğumuz home ofis sistemine zorunlu da olsa geçmiş  bulunmaktayız. Yanımızda çalışan ekip arkadaşlarımız yok. Belirlenen işe gidiş saatlerimiz ve çıkış saatlerimiz, yemek  saatlerimiz yok. Uymak zorunda olduğumuz onlara göre hareket ettiğimiz şirket politikalarımız yok. Tabi ki hala rapor vermek zorunda olduğumuz yöneticilerimiz var veya kendi kurmuş olduğumuz bir işimiz varsa kendimize ve ekibimize raporlamak zorundayız. Peki bizi bağlayan ve güdülenmemizi sağlayan bu şeyler yoksa nasıl kendi motivasyonumuzu koruyarak daha üretken olabiliriz?

1. Erken kalkın

Kabul ediyorum günün her saati bizim ve sabahın köründe kalkıp gitmemiz gereken bir yer yok. Fakat günün önemli bir kısmını uyayarak geçirmek bize yapmak istediğimiz şeyler için kısıtlı bir zaman bırakır. Daha önce yapmak istediğimiz fakat zamanın yokluğunu ve işleri bahane ederek başlayamadığımız hobilerimiz, kazanamadığımız alışkanlıklarımızın olduğunu biliyorum. Günün erken saatlerinde yapmak istediğimiz şeyleri hayata geçirerek günün geri kalan zamanını daha motive olmuş bir şekilde çalışarak geçirebiliriz.

2. En verimli zamanlarınızı belirleyin

Başarılı insanların çoğu sabah saatlerinde daha verimlidirler sizde onlar gibi sabah saatlerinde daha verimli olabilirsiniz fakat bu herkes için farklıdır.Kimimiz öğlen saatlerinde kimimiz akşam saatlerinde kendimizi daha verimli hissedebiliriz. En verimli olduğumuz saatleri belirleyerek o saatlerde yoğun ve odak isteyen işlerimizi halledebiliriz. Daha dağınık ve dinç hissetmediğimiz zamanlarda maillerinizi temizlemek gibi işleri halledebilir veya yeni hobiler edinebiliriz.

3. Gününüzü planlayın

 Artık en verimli olduğumuz zamanları biliyoruz ve buna göre günümüzü planlayabiliriz. Yapacağımız çok fazla şey varken beynimiz hepsi için aynı anda stres olabilir. Günü bir gün öncesinden planlamak ve yapacağımız şeyleri sıraya koymak beynimizin o an geldiğinde meşgul olmasını engeller bizde böylelikle yapacağımız şeye odaklanırız. Ayrıca yapacağımız şeyleri yazıya dökmek ve hangi işin ne kadar süreceğini realistik olarak belirlemek onları daha gerçekleştirilebilir kılar. Eğer 1 saatte bitebilecek bir işe 3 saat gibi bir vakit ayırırsanız emin olun 3 saatte biter bu da günü verimli geçirmenizi ve diğer işleri gerçekleştirmenizi engeller.

4. Molaları önemseyin

Molalarımızı belirlemek kalan işlerimizi daha verimli yapmak için bize yardım eder.  Dışarı çıkamadığımız için yürüyüş yapamasak da balkona çıkarak bir kahve içmek gibi kısa bir mola verebiliriz veya yemek yemek, evde spor yapmak gibi daha uzun molalar verebiliriz. İhtiyaçlarınızı karşılamak stresinizi ve gerginliğinizi azaltarak daha odaklı çalışmanızı sağlar; kendinize vakit ayırmak ise kalan işleriniz için daha motive hissetmenizi.

5. Masa başında olmadığınız zamanları da verimli hale getirin

 Genel olarak 5-9 saat aralığında uyuduğumuzu kabul edersek geri kalan 15-19 saatin hepsini masa başında geçirmiyoruz öyle değil mi? Yemek yapıyoruz, temizlikle uğraşıyoruz, ortalığı toparlıyoruz ve evde olduğumuz şu zamanlarda çocuğu olanlar çocuklarına vakit ayırabiliyor. İşte böyle zamanlarda vaktimizin boş geçtiğini düşünüyoruz çoğumuz. Size böyle zamanlar için sunacağım öneri sesli kitap dinlemek. Storytel uygulaması ile binlerce sesli kitabı telefonunuzdan dinleyebilirsiniz veya zamanın oldukça değerli olduğu günümüzde kitUP uygulamasıyla kitapların 15 dakikalık özetini dinleyerek dinlediğiniz kitabı okuyup okumayacağınıza karar vererek zamandan tasarruf edebilirsiniz.

6. Bi’ ödül yaratın

Kendi irademizle erken kalktık, bir sürü iş hallettik, yemek yaptık, çocuklara vakit ayırdık, temizliğin daha da önemli olduğu şu zamanlarda ciddi bir şekilde temizliğe vakit ayırdık. Artık bir ödülü hakettik. Biliyoruz ki işte geçirdiğimiz zamanlar uzadıkça izlemek istediğimiz film, belgesel, dizi listelerimiz uzadı. Trafikte geçen saatlerimiz arttı ve okunacak kitaplarımız da  birikti. İşimiz için kendimizi geliştirdik ama ilgimizin olduğu başka alanları geri planda bıraktık. Artık bolca zamanımız olduğuna göre kendimizi hep ertelediğimiz vakit ayıramadığımız bu şeylerle ödüllendirmenin tam zamanı.

Sertifier Akademi, eğitim alanında hizmet veren tüm paydaşları tek bir çatı altında topluyor

Dünya çapında pandemi olarak ilan edilen Covid-19 salgını ile mücadelenin en önemli kuralı uzmanların da belirttiği gibi evde kalmak. Ancak bu sürecin ortaya çıkardığı bireysel karantina döneminde, her seviyede eğitimin aksamaması gerektiği de herkes tarafından kabul görmüş bir gerçek. Bu konuda herkesin elinden geleni yapması gerektiğine ve girişimciliğin temelinin ortaya çıkan sorunlara hızlı ve efektif çözümler sunabilmek olduğuna inanan Sertifier ekibi de elini taşın altına koyarak, #bizimelimizde diyor.

Sertifier Akademi, Türkiye genelinde eğitim alanında bireyler veya kurumlara hizmet veren her türlü paydaşı bir platformda toplayarak, eğitim içeriği arayanların buna kolayca ulaşabilmesini sağlamayı amaçlıyor.

Sertifier Akademi’de projeye katılmış ücretsiz içerik sağlayan tüm eğitimciler ve ücretsiz diğer tüm kaynaklar listelenmiş olacak. Bu sayede eğitim içeriği arayanlar için canlı ve sürekli yenilenen bir katalog oluşmuş olurken içerik üreticileri de daha çok kişiye ulaşma imkanı yakalayacak. İçerik üreticilerinin bu projede yer edinmesi için tek yapması gereken Sertifier Akademi sitesinde yer alan kısa formu doldurmak.

Sertifier, aynı zamanda e-öğrenme platformlarında verilen eğitimlerdeki motivasyonu ve katılımı arttırmaya, şirketlerin e-öğrenmeye hızlı ve sorunsuz geçmelerine ve bireysel kullanıcıların bu dönemde aldıkları eğitimlerin de belgelenmesi gerekliliğine yardımcı olabilmek adına, sertifika hizmetlerinde bir aylık bir indirime gidiyor. Sistem aracılığıyla 1000 sertifika gönderimi sadece sembolik 1 dolar olacak.

Ayrıca Sertifier’ın Zoom, Google Hangouts, Google Forms, Canvas LMS sistemlerine entegrasyonları sayesinde eğitimciler bu platformlar üzerinden vermiş oldukları eğitim sonunda tek bir tıkla katılımcılarına sertifikalarını iletebiliyorlar. Kullancılar ise almış oldukları sertifikaları Sertifier’ın Verified uygulaması üzerinden görüntüleyebiliyor ve paylaşabiliyor.

Ekosistemi içerisindeki diğer bu tarz projeleri ve faaliyetleri desteklemeye hazır olan Sertifier ekibi, yardımcı olabileceği her noktada bulunabilmek adına diğer paydaşlardan çağrılara da açık olduğunu belirtiyor.

Maxi Digital’in yeni ürünü ParaGönder ile yurt dışından Türkiye’ye para gönderin

Softtech’in 2019 yılında Softtech’in Almanya’da kurduğu iştiraki Maxi Digital, yurt dışından Türkiye’deki İş Bankası hesabına para transferi yapma imkânı sunan ParaGönder isimli bir mobil uygulama geliştirdi.

“İlk etapta Almanya’da geçerli olan” uygulama ile Almanya’da yaşayanlar, müşterisi oldukları Almanya’daki herhangi bir bankada bulunan birikimlerini, şubeye gitmeden Türkiye’deki hesaplara aktarabilecek. İşbank AG altyapısını kullanarak güvenli ve anında para göndermeyi sağlayan ParaGönder uygulaması, Corona Virüs salgını sebebiyle evlerden çıkmadan Almanya’dan Türkiye’ye para gönderilebilmesi için 30 Nisan’a kadar ücretsiz transfer hizmetiyle sunulacak.

  • Softtech Genel Müdürü M. Murat Ertem: “Almanya’da yaşayan vatandaşlarımız evlerinden çıkmadan kendi ülkelerine birikimlerini aktarabilecek.”
  • Maxi Digital Genel Müdürü Salih Zeki Çimen: “Almanya’dan başlattığımız uygulamayı dünyanın dört bir yanına ulaştıracağız.”

ParaGönder sistemi nasıl çalışıyor?

ParaGönder, Almanya’daki bankalardan veya İŞBANK hesabından, Türkiye’deki herhangi bir İş Bankası şubesine son derece hızlı ve pratik bir şekilde para transferi gerçekleştirme olanağı sunuyor.

İşte yalnızca üç adımda hızlı ve pratik “ParaGönder”menin yolu:

  1. ParaGönder uygulamasını telefonunuza indirin ve kaydolun.
  2. Para göndermek istediğiniz Alman bankası veya İŞBANK AG hesabını ekleyin.
  3. ParaGönder’de kayıtlı hesaplarınız arasından işlem yapmak istediğiniz hesabı seçin, para göndermek istediğiniz kişinin IBAN numarası ve göndermek istediğiniz tutarı yazın, tüm bilgileri kontrol edin ve onaylayın.

Yerli şirket Boni Global, COVID-19 şüphelilerini takip edebilecek bir mobil uygulama geliştirdi

Dünyanın birçok ülkesinde hızla yayılan COVID-19’un yayılım hızını yavaşlatmayı amaçlayan ve cep telefonu iletişimi üzerinden çalışan bir uygulama test edilmeye başlandı.

Türk şirketi Boni Global’in geliştirdiği Korona Takip uygulamasında, her kullanıcı için özel bir eşleşme kodu oluşturulup, kullanıcılar arasındaki etkileşimler yakınlık ve konum teknolojilerinin bir kombinasyonu kullanılarak izleniyor ve bu etkileşimlerin kaydı tutuluyor.

Bir kullanıcının virüse maruz kaldığı bildirildiğinde, onun özel eşleşme kodu “risk altında” olarak işaretleniyor ve uygulama, onunla iletişim kuran tüm eşleşme kodlarına bildirim gönderiyor. Ayrıca, başka bir kullanıcı “risk altında” olarak işaretlenen bir eşleşme kodu ile iletişim kurduğunda kendisine anında iletişim kurduğu kişinin risk altında işareti taşıdığı bilgisi yollanıyor. Bu bildirimler, kullanıcıların virüsü yayan bir vektör olmamalarına olanak tanıyarak bir sonraki adımda ne yapılacağıyla ilgili talimatları da içeriyor.

Korona Takip uygulaması ile, enfekte olan kişilerden hızla haberdar olunarak, yayılımın başa çıkılabilir bir seviyeye düşürülmesi ve hastanelerin dolup taşmaması bekleniyor. Böylece sağlık çalışanları da kendilerini güvende tutabilecek ve hastanelerin verimliliği de korunabilecek. Yayılmayı yavaşlatmak, enfekte olmuş kişilere iyileşmeleri için zaman vermek anlamına da geliyor.

Boni Global CEO’su Sarper Sılaoğu, geliştirdikleri aplikasyon ile ilgili olarak şunları söyledi;
“Çok hızla yayılan Covid-19 ile mücadelede bir çok ülkede sokağa çıkma yasakları ya da kısıtları uygulanıyor. Ancak iş veya sorumluluk nedeniyle evde kalmayı seçemeyenler var. Onları desteklemek için, bu küresel tehdide karşı mücadeleye yardımcı olacak bir uygulama geliştirdik.

Korona Takip uygulamamız COVID-19 virüsüne karşı insanları bilgilendirmeyi ve güvende tutmayı amaçlamaktadır. Bu uygulama sayesinde enfekte olan insanların daha hızlı bilgilendirildiğinden emin olarak, Korona virüsünün yayılmasını yavaşlatabiliriz, bu da onların başkalarını enfekte etmesini durduracaktır.

Sadece bu uygulamanın kullanımı ve risk altında olanların hızla uygun önlemleri almasıyla, bu virüsü bütün popülasyona bulaşmadan önce durdurabiliriz. Boni Global olarak, sevdiklerinizi korumayı ve bu salgın döneminden en iyi şekilde çıkmayı amaçlıyoruz.”

Türkiye’nin yerli otomobil üreticisi TOGG’un CMO’su Talin Yıldız oldu

Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu (TOGG), otomotiv sektörünün deneyimli ismi Talin Yıldız’ı CMO (Pazarlamadan Sorumlu Üst Düzey Yönetici) olarak ekibine kattı.

Yirmi yılı aşkın global deneyimi, Türkiye ve Avrupa’daki pazarlama faaliyetlerinde aldığı önemli sorumluluklarla bilinen Yıldız, 1 Nisan itibarıyla TOGG’daki satış ve pazarlama alanlarına liderlik edecek. Ürün yönetimi, ürün planlama, fiyatlama, pazarlama, satış, marka yönetimi ve iletişimi gibi alanlardan da sorumlu olacak olan Talin Yıldız, müşteri ilişkileri yönetimi, pazar araştırmaları ve analizi ile müşteri bilgi yönetiminin de başında olacak.

Lisans eğitimini Galatasaray Üniversitesi’nde tamamlayan Talin Yıldız, yüksek lisans eğitimini ise Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Sorbonne Üniversitesi’nde gerçekleştirmiştir. Son olarak Paris’te Renault Global Pazarlama Direktörü olarak görev yapan Yıldız; müşteri ihtiyaçlarını anlama ve analiz etmeye yönelik kullandığı yapay zeka ve iş zekası araçlarıyla gerçekleştirdiği başarılarla yurtiçi ve yurt dışında adından söz ettirmiştir.

Global deneyimi olan bir ekip ve çevik bir organizasyon ile çalışmalarına devam eden TOGG’a katılan Yıldız’ın tecrübelerinde, çevik liderlik anlayışı ile kurup yönettiği başarılı ekipler ve belirsizlik yönetimi karşısında gösterdiği başarılar öne çıkmaktadır.

Çırak: Paket servis hizmeti olmayan işletmeler ile teslimat yapmak isteyenleri buluşturan uygulama

Çırak, paket servis hizmeti vermek isteyen ancak, motokurye, servis personeli olmayan işletmelerin ürünlerini müşterilere teslim eden bir girişimdir.

Çırak uygulamasını kullanan işletmeler, anlaştıkları çıraklar üzerinden ürünlerini müşterilere gönderebiliyorlar. Uygulama ayrıca işletmenin, bulut tabanlı yazılım ile stok, satış, giderler, sipariş yani kısacası tüm ön muhasebe sorunlarını da bir çözüm olmayı hedefliyor. İşletmeler bu hizmetten yararlanabilmek için web sitesi üzerinden talep iletebiliyor.

Son kullanıcılar ise yani işletmenin müşterileri; App Store veya Google Play‘den uygulamayı telefonuna indirip semtindeki bakkal veya marketten sipariş verebiliyor.

Uygulamadan gelen siparişleri herhangi bir semtte dağıtmak isteyip Çırak olmak isteyenler ise; 18 yaşından büyük, akıllı telefon, motosiklet ve ehliyeti olmalı. Bunlara sahip olanlar Çırak olmak İstiyorum sayfasından Çırak Kurye uygulamasını indirerek kayıt işlemini yapabilirler. Açıkçası gelir elde etmek isteyenler için bir çözüm sunuyor.

Bu sistemin farklı bir örneğini yolculuk paylaşım uygulaması Scotty‘de gördük. Bildiğiniz gibi Scotty, motosikleti olan ve hizmet vermeye uygun olan kişiler ile yolcuları bir araya getiren bir mobil uygulama yani bir yazılımdır. Kendilerine ait bir tane bile motosikleti olmayan girişim, bu noktada para kazanmak isteyen motosiklet sahibi sürücülerin gelir elde etmesini sağlıyor. Yolcular, mobil uygulama üzerinden motosiklet hizmeti talep edip, aynı BiTaksi‘de olduğu gibi, kapılarına gelen araç ile yolculuk yapabiliyor.

Çırak’ın da bu konseptin benzerini uygulamak için yola çıktığını düşünüyoruz. Girişimi yakından takip ediyoruz. Yeni bilgiler aldıkça paylaşmaya devam edeceğiz.

Brisa Akademi, online eğitim programlarını üniversite öğrencileri için ücretsiz kullanıma açtı

Brisa’nın kurumsal üniversite platformu Brisa Akademi, yeni nesil eğitim teknikleriyle tasarladığı online eğitim programlarını, ücretsiz olarak, üniversite öğrencilerinin kullanımına açtı. Böylece evde kalmaya devam eden üniversite öğrencileri, kendilerini farklı alanlarda da geliştirme fırsatı yakalıyor.

Bu eğitim programlarında Brisa Akademi ‘micro-learning’, oyunlaştırma, simülasyon gibi yeni nesil eğitim tekniklerinden yararlanıyor. Kurumsal bir üniversite olarak hizmet vermek üzere yeni çağın ihtiyaçlarına uygun eğitim modelleri sunuyor. Bu hizmetleri ile COVID-19 sürecinde üniversite öğrencilerine destek oluyor. Evde bireysel gelişimlerine ara vermek istemeyen gençler, Brisa Akademi’nin Stres Yönetimi, Yaratıcı Düşünce ve İnovasyon, Etkili İletişim, Sunum Teknikleri gibi eğitimlerinden ücretsiz olarak faydalanabiliyor.

Brisa Akademi’nin online eğitim programları, gençlerin kişisel gelişimini destekleyecek ve kariyerlerine başlangıç yapmalarını kolaylaştıracak konulardan oluşuyor. Her biri ortalama 30 dakika süren 20 eğitimden oluşan programın belirlenen sürede tamamlanması öneriliyor. Program herhangi bir sınav içermiyor, bununla birlikte katılımcı anketleri ile eğitimin mükemmelleşmesi sağlanıyor. Programı tamamlayan öğrenciler, ileriki dönemlerde başlayacak olan Brisa Akademi’nin Sunum Teknikleri, Takım Çalışması, Müzakere Teknikleri gibi sınıf eğitimlerine ücretsiz katılma hakkı kazanıyorlar.

Brisa’nın sürekli gelişim ilkesiyle 2005 yılında faaliyete soktuğu Brisa Akademi, çocuklar ve gençlerin yanı sıra Brisa çalışanları, iş ortakları ile özel kurum ve kamu kuruluşları için teknik eğitimler, satış, kişisel gelişim, kurumsallaşma ve kalite eğitimleri sağlıyor. Aynı zamanda Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından Yetkilendirilmiş Personel Belgelendirme Kuruluşu olarak akredite olan Brisa Akademi, 4 Ulusal Yeterlilik kapsamında, 28 AB ülkesinde geçerli belgelendirme hizmeti veriyor.

Migros, sanal market operasyonlarını büyütmek için 1000 kişi daha işe alım yapacak

Migros’un başlattığı istihdam seferberliğinin ardından 10 gün içinde Sanal Market ve mağaza operasyonlarında 2.200 kişi iş başı yaptı. Önümüzdeki 10 günde 1.000 kişiyi daha işe alacağını duyuran Migros böylece 1 ayda 3.200 kişiye ek istihdam sağlamış olacak.

Migros Sanal Market ekibine katılmak için başvurular basvuru.migros.com.tr adresi üzerinden yapılabiliyor.

Migros, başlattığı istihdam seferberliği doğrultusunda 45.000 kişilik çalışan ordusunu daha da genişletiyor. Türkiye’nin ilk ve en büyük online taze gıda platformu Migros Sanal Market aracılığıyla 71 ile hizmet ulaştıran Migros,verilen yoğun siparişlere daha hızlı yanıt verebilmek adına istihdam sağlamaya devam ediyor.

Sanal market operasyonları için 1.200, mağazaları için 1.000 yeni işe alım yapan Migros toplamda 10 günde 2. 200 kişiye iş başı yaptırdı. Yaptığı ilk duyurunun ardından 60 bini aşkın iş başvurusu alan Migros’un önümüzdeki 10 gün içinde yapacağı 1.000 yeni işe alımla sağladığı ek istihdamı 1 ayda 3.200 kişiye ulaştıracak.

Migros Sanal Market böylece aile bütçesine katkı sağlayan ürünlerini Migros kalitesi ve temassız teslimatla daha fazla kişiye ulaştırmış olacak. Migros’un Sanal Market Ailesi’ne katılmak isteyenler basvuru.migros.com.tr adresinden başvurularını iletebilecek.

Türkiye’nin en yaygın online gıda platformu: Migros Sanal Market

Migros Sanal Market artan talebe hızla yanıt vererek müşterilerine kesintisiz hizmet sunmak adına hizmet ağını yeni iller ve kanallarla da genişletiyor. Türkiye’nin en yaygın online gıda platformu olan Migros Sanal Market, Türkiye’nin 71 ilinde sunduğu hizmeti 81 ile hızla yaygınlaştırıyor.

Geçtiğimiz hafta alışverişte yeni bir kulvar açan Migros, Mağazadan Teslim seçeneğini hayata geçirdi. Migros Sanal Market web sitesi ya da uygulaması üzerinden yaptıkları alışverişin ödemesini online olarak yapan müşteriler, istedikleri saat aralığında, seçtikleri mağazadan ürünlerini teslim alabiliyor. Sipariş teslim edilene kadar paketli ürünler özel hijyenik kasalarda, soğuk ürünler ise 0-4 derece arasında muhafaza ediliyor.

Corona Virüs salgınının dünya ekonomisine maliyeti 3 trilyon doları bulacak

İlk olarak Çin’de ortaya çıkan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel salgın olarak nitelendirilen Corona Virüs, tüm dünyada etkisini artırmaya devam ediyor.

Halihazırda 860 bin kişiye bulaşan ve 42 binden fazla cana mal olan virüs, milyonlarca insanın çalışma hayatını etkileyerek ekonomilerde büyük bir hasar oluşturdu. Yaz aylarında Corona Virüs salgınının sona ereceği düşünülse de kesinliği olmayan bu öngörüler piyasalarda tedirginlik oluşturuyor. Dünyadaki tüm ekonomilerin 2020 yılında küçülme yaşamasının kaçınılmaz olduğunu belirten Ekonomi Politikaları Uzmanı Dr. Aziz Hatipağaoğlu, bu durumun doğrudan doğruya üretim hacmini azlatacağını söylerken, istihdam üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için tedbir alınması gerektiğini ifade etti.

“Dev ekonomiler resesyonla karşı karşıya”

Yaz aylarıyla birlikte sona ermesi durumunda bile Corona Virüs salgınının dünya ekonomisine etkisinin 3 trilyon dolar civarında olacağını söyleyen Aziz Hatipağaoğlu, “Çin, ABD, Almanya, İngiltere, Hindistan, Güney Kore ve Japonya gibi gelişmiş ekonomiler başta olmak üzere küresel ekonomiye entegre olan birçok ülke dramatik bir resesyona doğru gidiyor. Özellikle Hindistan gibi ülkelerde salgının patlama yaşaması dünya ekonomisi için ağır sonuçlar doğuracak. Önümüzdeki bir kaç ayda, dış finansman ihtiyacı yüksek olan ülkelerin türbülansa girdiğini ve bu ülkelerin finansal açıdan zayıfladığını göreceğiz. Bu noktada şimdiden bu ülkelerin, yakın gelecekte finansman ihtiyacını nasıl karşılayacaklarına yönelik yol haritası belirlemeleri gerekli.” dedi.

“Küreselleşme teorisi Corona Virüs ile yıkılıyor”

Corona Virüs salgınıyla birlikte ülkeler arası gerilimin de tırmandığını söyleyen Aziz Hatipağaoğlu, “Ülkeler sağlık ekipmanlarının ticareti konusunda hukuka uymayan uygulamalar yapıyor. Çek Cumhuriyeti İtalya’ya, İtalya da Tunus’a giden mallara el koydu. Özellikle Avrupa Birliği’nin çatırdadığı gözardı edilemeyecek bir gerçek. Yaşanan bu salgın, küreselleşmeye dayanan kapitalist dünya sisteminin mutlak değişimine yol açacak. Küreselleşme bugüne kadar geldiği gibi devam edemez. Ülkelerin bir çoğu yeniden ekonomik yeterlilik ilkesine geri dönecek ve içlerine kapanacak. Kendi kendine yetebilme olgusu önem kazanacak.” dedi.

“Dünya ekonomisi en iyi ihtimalle son çeyrekte toparlanacak”

Yakın tarihte dünyanın tamamını bu çapta etkileyen başka bir olay olmadığının altını çizen Aziz Hatipağaoğlu, “Refah toplumunu oluşturacak ekonomik ve sosyal politikalara bu dönemde daha çok ihtiyacımız olacak. Uzmanların söylediği gibi bu salgının Haziran ve Temmuz aylarında etkisini azalması durumunda bu yılın son çeyreğinde iyileşme görülebilir. Bu iyileşmenin hızlı olup olmayacağı tamamen ekonomilerin alacağı kararlara bağlı. Başta ABD Merkez Bankası, Fed, ve Avrupa Birliği Merkez Bankası olmak üzere birçok ülke merkez bankalarının gerek olduğu ölçüde likidite ihtiyacını gidereceklerini söylemesi; hükümetlerin şirketleri, çalışanları, toplumu kuvvetli şekilde destekleyeceklerini ifade etmeleri; toplumun güven duygusunu güçlendirecektir.” şeklinde konuştu.

“Rekabetçi sektörler ve dezavantajlı kesim desteklenmeli”

Küresel resesyon dönemlerinde ülkelerin ekonomisi için oldukça önemli olan turizm, havacılık, otomotiv, tekstil ve perakende gibi rekabetçi sektörleri şimdiden tespit ederek desteklenmesi gerektiğini belirten Aziz Hatipağaoğlu, “Ek olarak orta gelir katmanında olanların, emeklilerin, dezavantajlı kesimin, engellilerin ve tabiri caizse emeğiyle geçinenlerin bu dönemde hiçbir mazereti öne sürmeden, desteklenmesi resesyondan çıkış için hayati. Üretim hacminin azalması da ancak efektif talebin artmasıyla önlenebilir. Bu nedenle toplumun tüm kesimlerinin öncelikle satın alma gücünün diri tutulması gerekirken resesyondan çıkış döneminde de reel gelirlerinin artırılması şart.” ifadelerini kullandı.

Corona Virüs etkisi araştırması: COVID-19 gündelik tercihlerimizi ne kadar değiştirdi?

AdColony’nin Türkiye dahil, Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’yı kapasayan EMEA bölgesinde 14-75 yaş arası katılımcılarla yaptığı “Corona Virüs Etkisi Araştırması” ise salgın sebebiyle değişen alışkanlıklarımızı çarpıcı verilerle gözler önüne seriyor.

Katılımcıların %20’si artık toplu taşıma kullanmadığını belirtiyor. Evden çıkmayarak kendimizi izole ettiğimiz bu günlerde ise katılımcıların %54’ü daha fazla ev temizliği yaptığını söylüyor. Zorunlu olmadıkça dışarı çıkmadığımız şu günlerde kullanıcıların %31’i market ziyaretlerini en aza indirdiğini ve %41’inin de artık online alışverişe geçiş yaptıklarını bildiriyor.

Evde yapılacak en keyifli aktivitelerden mobil oyunlar özeline cevaplara baktığımızda katılımcıların %47’si her gün mobil cihazlarından oyun oynadıklarını, %32’si ise mobil cihazlarına yeni oyunlar yüklediklerini söylüyor. Stresten, gündelik düşüncelerden uzaklaşmak ve rahatlamak için mobil oyun oynadıklarını söyleyenlerin oranı ise %85.

Reklam verenlerin potansiyel müşterilerine ulaşmak için bu dönemde en etkili yol olan mobil reklamlar alanına bakıldığında, katılımcıların %26’sı ihtiyacı olabilecek ürünü fark ettiren reklamları tercih ederken, %35’i user-initiated denilen kullanıcı tarafından kontrol edilebilen reklamlara daha sıcak yaklaşıyor.

AdColony EMEA ve LATAM Genel Müdür Volkan Biçer mobil dünyada olan değişimi şu sözlerle yorumluyor; “ Corona virüs aktif sosyal yaşamı sınırlandırıp ve fiziksel mesafeyi artırdıkça, insanların dijitale daha da yakınlaşması tabi ki kaçınılmaz oluyor. AdColony olarak biz de 30 ülkeyi yönettiğimiz İstanbul ofisimizdeki 180 çalışanımızla birlikte 10 Mart günü itibariyle evden çalışma sistemine geçtik ve online toplantılar ve iş takibi ile süreci yönetmeye devam ediyoruz. Evde geçirdiğimiz vakit arttıkça, günlük stresten kaçmak için de en kafa dağıtıcı yöntem olarak mobil oyunlar karşımıza çıkıyor. 24 Şubat haftası 9 Mart haftasını karşılaştırdığımızda; mobil oyun oynama sürelerinde %21 artış gösterdiğini görüyoruz. Oyun uygulamalarındaki trafiklerde de bu iki hafta arasında %14.6’lık bir artış bulunuyor. Aynı şekilde yapılan araştırmalara göre kullanıcılar %21 daha fazla oyun içi reklam izliyorlar. Bu da reklamverenler için oyunların yine bir mecra olarak gündemde kalmasını sağlıyor.”