Ana Sayfa Blog Sayfa 743

Vodafone, 65 yaş üstü ve 20 yaş altı aboneleri için SIM kart teslimatı hizmetine başladı

Vodafone, herhangi bir sebeple SIM kartını kaybeden ya da SIM kartı arızalanan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı kullanıcılar, yaş sınırına bakılmaksızın herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar, dışarı çıkamayan sağlık personeli, askeri personel ve engelli bireyler için ücretsiz SIM kart teslimatı yapıyor.

Belirtilen kriterlere uyan faturalı ve faturasız bireysel Vodafone müşterilerinin SIM kart değişiklik taleplerini Vodafone Türkiye Müşteri Hizmetlerine iletmeleri yeterli oluyor. Yeni SIM kart, müşterinin belirttiği adrese kargoyla ücretsiz teslim ediliyor. Vodafone, bugüne kadar 100’ü aşkın müşterisine ücretsiz SIM kart teslimatı gerçekleştirdi.

Engin Aksoy: “Bu zor günlerde de müşterilerimizin yanındayız”

Corona Virüs salgını nedeniyle olağanüstü bir dönemden geçildiğine dikkat çeken Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Engin Aksoy, şunları söyledi:

“Virüsle mücadelede hepimize önemli görevler düşüyor. Toplum olarak birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bunun için gece gündüz çalışıyoruz. Vodafone olarak, bu zor günlerde de müşterilerimizin yanındayız. Herhangi bir sebeple SIM kartını kaybeden ya da SIM kartı arızalanan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı kullanıcılar, yaş sınırına bakılmaksızın herhangi bir kronik rahatsızlığı olanlar, dışarı çıkamayan sağlık personeli, askeri personel ve engelli bireyler için ücretsiz SIM kart teslimatı yapıyoruz. Koronavirüsle mücadeleyi hep birlikte ve en az hasarla atlatacağımıza inanıyoruz.”

Cenk Çiğdemli: “Online esnaflığa talep yüzde 50 arttı”

Son bir ayda eticarete başlamak isteyen Kobi sayısı, 6 ayın ortalamasına kıyasla yüzde 50 artış gösterdi. Yeni istihdam alanlarında işe alımlarda hareketlilik yaşanıyor. Market, gıda, hızlı tüketim, temizlik, dezenfektan, kitap, oyuncak, küçük ev aletleri ve çocuk tekstili kategorilerinde e-ticaret sitelerinin satışları yüzde 200 arttı.

Corona Virüs nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kalan küçük ve orta ölçekli birçok işletmede, işini dijitale taşıma ve e-ticaret sitesi açma yönünde hareketliliğin arttığını ifade eden TOBB E-ticaret Meclisi Üyesi, Ticimax E-ticaret Sistemleri Kurucusu Cenk Çiğdemli, “Son bir ayda başta market, gıda, hızlı tüketim, temizlik, dezenfektan, kitap, oyuncak, küçük ev aletleri ve çocuk tekstili olmak üzere bazı kategorilerde e-ticaret sitelerinin satışları yüzde 200 arttı. E-ticarete başlamak isteyen Kobi sayısı ise, 6 ayın ortalamasına kıyasla yüzde 50 artış gösterdi. En çok gıda ve hızlı tüketim malzemesi satışı yapan işletmelerden talep geliyor. Tekstil işiyle uğraşan esnaf ve işletmelerde de bir hareketlilik var. Mesela butiğini kapatmak zorunda kalan da e-ticarete geçiş yapma yönünde adım atıyor. İçinden geçtiğimiz süreçte, dijitalleşen şirketler daha rahat edecekler” dedi.

Cenk Çiğdemli, Ticimax CEO’su

Corona Virüs nedeniyle vatandaşın online alışverişe yönelmesinin, sektörde yeni istihdam alanları oluşturduğuna değinen Çiğdemli, kargo, kurye, depo ve site yönetimi alanında işe alımlarda hareketlilik yaşandığını belirtti. Dijitalleşmenin hızla artması doğrultusunda, sektöre yeni katılan veya katılmak isteyen girişimcilerden e-ticaret eğitimi konusunda yoğun talep aldıklarını aktaran Çiğdemli, “Ticimax Akademi bünyesinde gerçekleştirdiğimiz ücretsiz eğitimlerimizi biz de online ortama taşıdık. Eğitimlerimize ara vermeden web sitemiz üzerinden devam ediyoruz. Eğitimlerimize talep ve katılım oranı normalin üç katı diyebiliriz” dedi.

KPMG Türkiye: COVID-19’un ekonomiye etkisi en az bir yıl sürecek

KPMG Türkiye, Covid-19’un iş dünyasını nasıl etkilediğini araştırdı. Ankete katılan iş dünyası temsilcileri küresel salgının ekonomiye olumsuz etkisinin ortadan kalkması için en az bir yıla ihtiyaç olduğunu söylüyor.

KPMG Türkiye Strateji ve Operasyonlar Danışmanlık ekibi, 1 – 6 Nisan tarihleri arasında tüm sektörlerden yaklaşık 250 kişinin katılımıyla Covid-19 Etki Araştırması yaptı. Aralık 2019’da Çin’den başlayarak tüm dünyaya yayılan ve pandemiye dönüşen koronavirüs salgınının iş dünyasına ve sektörlere etkileri araştırıldı. KPMG Türkiye’nin iş dünyası temsilcileriyle gerçekleştirdiği anket, salgın sonrası dönemle ilgili öngörülere de ışık tutuyor. Covid-19 sonrası toparlanma süresi ve şekli ile ilgili farklı görüşler bulunmakla beraber öngörülen zaman 3 ay ile 12+ ay arasına yayılıyor. Bununla beraber ekonomide önemli daralma öngörülüyor.

Araştırmadan çıkan başlıklar şöyle:

Yüzde 88 ‘yüksek etki’ diyor

  • Ankete katılanların yüzde 88’i Covid-19’un Türkiye ekonomisini yüksek derecede etkileyeceği görüşünde. Yüzde 12’si ise orta düzeyde etki edeceğini düşünüyor.
  • Ankete katılan şirket temsilcilerinin yüzde 80’inden fazlası 2020 yılında Türkiye ekonomisinde yüzde 3’ten fazla daralma beklediğini ifade ediyor. Yüzde 30’u yüzde 6’dan fazla daralma öngörüyor, yüzde 19’u ise büyüme bekliyor.

En az bir yıl sürecek

  • Covid-19’un Türkiye ekonomisi üzerinde etkisinin ortadan kalkması için en az 12 ay gerektiğini söyleyenlerin oranı yüzde 35. Yüzde 19’luk kesim en az 3-6 ay gerektiğini, yüzde 21,9’luk kesim ise 6-9 ay süreceğini düşünüyor.

Sektörlere etkisi

  • Sektör temsilcilerinin hemen hemen tamamı Covid-19’un faaliyet gösterdikleri sektörü önemli ölçüde etkilediğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 42’si pandeminin faaliyet gösterdikleri sektörü orta derecede etkilediği, yüzde 50’si ise yüksek derecede etkilediğini görüşünde. Yüzde 7’si etki yaratmadığını ya da düşük derecede etkilediğini ifade ediyor.
  • Tüm sektörler Covid-19’un ekonomik etkilerini hissederken enerji, ilaç, endüstriyel üretim ve kimya sektörlerinde etkinin görece daha az hissedildiği görülüyor.
  • Sektör bazında toparlanma beklentileri ülke ekonomisindeki beklentilere paralellik göstermekle beraber endüstriyel üretim, tekstil, turizm / ev dışı tüketim, enerji, inşaat ve yiyecek – içecek sektörlerinde toparlanmanın 2020 sonrasına sarkacağı öngörülüyor.

KOBİ’ler yüzde 95

  • Covid-19’dan en fazla etkilenen kesim olan KOBİ dünyasındaki oran yüzde 95 olarak telaffuz ediliyor.

Evden çalışma yarı yarıya

  • Ankete katılanların yüzde 58’i tüm çalışanları salgınından korumak için evden çalışma sistemine geçtiğini belirtiyor. Yüzde 20’si yalnızca beyaz yakaya evden çalışma uygulaması başlattığını söylüyor. Evden çalışan sektörler eğitim, hukuk, finansal hizmetler, bankacılık, sigortacılık, emeklilik ve hayat, enerji olarak öne çıkıyor.

Kimse krize hazır değil

  • Krize hazırlık ve kriz yönetimi kabiliyetleri açısından, şirketlerin cirosal büyüklükleriyle kriz yönetimi kabiliyetlerinin paralellik gösterdiği görülüyor. Kriz yönetimine dair prosedür ve süreçlere sahip KOBİ’lerin oranı yüzde 25 iken, bu oranın cirosal oranla paralel artarak, cirosu 10 milyon TL’den yüksek şirketlerde yüzde 75’lere çıktığı gözleniyor.
  • Covid-19 krizi medya, eğitim, tekstil, enerji, kimya, finansal hizmetler ve inşaat sektörleri başta olmak üzere kriz yönetimi kabiliyetinin geliştirilmesi konusunda her sektörün yol alması gerektiğini ortaya koyuyor.

Şirketlerin sıkıntıları

  • Sektörlerin tümü incelendiğinde Covid-19 nedeniyle şirketler en fazla finansmana erişimde sıkıntı (yüzde 25’i), yurt içi kaynaklı satışlarda düşüş (yüzde 24’ü), üretim maliyetlerinde artış (yüzde 22’si) ve likidite sıkıntısı (yüzde 18’i) beyan ediyor.

Cirolar düşecek

  • Katılımcılar, Covid-19’un şirketlerinin 2020 cirolarında yüzde 40’lara varan düşüşlere sebep olacağını tahmin ediyor, 2020 bütçelerinde önemli ölçüde hedef revizyonuna gideceklerini belirtiyorlar. Şirket temsilcilerinin yüzde 53’ü 2020 cirolarında yüzde 2-20 arasında düşüş beklerken, yüzde 36’sı yüzde 20’den fazla düşüş bekliyor. Yüzde 10’u cirosunda düşüş beklemiyor. Ciro artışı bekleyenlerin oranı ise yüzde 1.
  • Covid-19’un ciroyu en çok etkileyeceği sektörler 2020’de yüzde 40’lara varan düşüş bekleyen turizm / ev dışı tüketim, perakende / mağazacılık ve özel girişim sermayesi sektörleri olarak öne çıkıyor.

Paketler için ne dediler

  • Araştırmaya katılanların yüzde 43’ü hükümetin açıkladığı paketlerde yer alan vergi ve SGK primi erteleme desteğini yüksek seviyede kullanılabilir ve faydalı buluyor. Yüzde 41’i ise asgari ücret desteği ve kısa çalışma ödeneğini yüksek seviyede kullanılabilir ve faydalı görüyor. Kredi anapara ve faiz ödemelerini erteleme desteğini kullanabilir ve faydalı bulanların oranı yüzde 27. Finansmana erişim ve kredi yapılandırma için ise oran yüzde 21’dir.
  • Ekonomik İstikrar Kalkanı paketi kapsamında sunulan vergi ve SGK prim erteleme ve asgari ücret desteği ve kısa çalışma ödeneği desteklerin daha çok görece küçük ve orta ölçekli şirketler tarafından faydalı görüldüğü anlaşılıyor.
  • Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde sunulan desteklere ek olarak kapsamın genişletilmesi ve şartların iyileştirilmesi geliyor.Sağlanan kredi imkânlarının iyileştirilmesi, vergi alanında uzun dönemli erteleme ve borçların silinmesi, kapsama giren sektörlerin genişletilmesi, sektör özeli kalkınma paketleri, şirketlerin çalışan maliyetlerini azaltıcı ve kapsamı genişletilen istihdam destekleri talepleri öne çıkıyor.

Kaspersky Innovation Hub oyun girişimlerinin başvurularını bekliyor

Kaspersky, oyun geliştiricilerine ve oyunculara güvenlik sağlayacak hizmetler geliştirmeyi hedefliyor. Kaspersky Innovation Hub (Kaspersky iHub), belirli konularda uzmanlaşmış girişimleri Open Innovation Program girişimi bünyesine katmak için seçmelere başladı. Bilgi güvenliği ile bilgisayar oyunlarını bir araya getiren çözümler geliştiren tüm ekipler ve bireysel geliştiriciler seçmelere katılabiliyor.

Kaspersky Innovation Hub bu çalışmayla şu alanlarda geliştirilmiş projeler arıyor:

  • Oyuncuları, kazandıkları ödülleri, katettikleri aşamaları ve oyunlara ait tüm kayıtlarını koruyan araçlar.
  • Siber sporlarda ve çevrim içi oyunlarda hile yapılmasına karşı hile önleme çözümleri.
  • Oyun arkadaşı bulmayı kolaylaştıracak hizmetler.
  • Farklı platformlar için tasarlanan sesli görüşme ve topluluk yönetimi araçları.
  • Nöral ağları kullanarak oyun sonrası videoları aramaya ve analiz etmeye yarayan araçlar.
  • Cihazları ve oyun bileşenlerini yönetmek için yeni özellikler sunan sesli asistanlar ve VR/AR yönetim araçları.
  • Donanım ve yazılım ortamı için oyun modu ve ayarları, Rahatsız Etme modu.
  • Mobil yayınlar için güvenli araçlar, veri aktarımı ve içerik üretimi için güvenli hizmetler.
  • İçerikleri ve oyun ödüllerini korumak için dijital hak yönetimi.

En iyi projeler Kaspersky ile pilot uygulama için yarışacak ve uluslararası pazara açılma fırsatı elde edebilecek. Bu girişimler ayrıca teknik ve kurumsal konularda danışmanlık alacak. Pilot sürüme geçmeyi başaran projeler Kaspersky iş ortağı kanalına (dağıtımcıların ve bayilerin yer aldığı) ve onların müşterilerine erişebilecek.

Son Başvuru: 31 Mayıs 2020

Bu yılki seçmeler, dünyanın en önde gelen kurumsal inovasyon platformlarından biri olan F6S’in desteğiyle gerçekleştiriliyor. Teknik ve kurumsal inceleme Kaspersky analistleri tarafından yapılacak. Projelerin yatırım potansiyeli ise F6S Corporate Innovation Analyst Insights hizmeti aracılığıyla değerlendirilecek.

Başvuru: kaspersky.com/blog/gaming-campaign-may-2020/

Seçilen girişimler Selection Day etkinliğindeki finalde projelerini jüriye sunacak. Etkinlik 30 Haziran tarihinde internet üzerinden gerçekleşecek.

Sayaçları online okuyacak Apsiyon, fiziksel okumalardaki yanlış fatura kesilmesini engelleyecek

‘Site Yöneticisinin Dijital Asistanı sloganıyla Türkiye genelinde 750 binden fazla konuta hizmet veren Apsiyon, şirketin kendisinden aldığımız bilgi doğrultusunda hayatı kolaylaştıran bir yeniliği duyurdu.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan ‘Yetkili Sayaç Okuma Belgesi’ alan Apsiyon sayaçları uzaktan ve online okuyarak, fiziksel okumalardan kaynaklanan yanlış fatura kesilmesinin önüne geçiyor.

Toplu yaşam alanı yöneticilerine CRM’den finans yönetimine, bakım takibinden dijital güvenlik sistemlerine kadar entegre çözümler sunan Apsiyon, merkezi ısıtma ve sıhhi sıcak su sistemlerinde, “Isının ve Sıcak Su Giderlerinin Paylaşılmasına İlişkin Yönetmelik” kapsamında ‘Yetkili Sayaç Okuma ve Dağıtım Şirketi’ oldu.

Online okuma ile sosyal izolasyonun korunmasına da katkı sağlayan Apsiyon, anlık ve günlük okumalarla, fiziksel sayaç okumalarında, faturalarda yaşanan hatalara engel oluyor.

Corona döneminde, Cepte POS kullanımı en çok eczaneler ve ecza depolarında arttı

Ödeal’ın cep telefonlarını POS cihazına dönüştüren uygulaması “Cepte POS” kullanımı, bu zorlu süreçte en çok ve büyük farkla eczaneler ve ecza depoları tarafında arttı.
10-29 Şubat ile 10-29 Mart 2020’ye kadar olan dönemin incelemesinde, geçmiş dönemlere kıyasla en yüksek düşüş turizmde oldu.

Türkiye’yi ‘Cepte POS’ ve “Yazarkasa POS” uygulamalarıyla tanıştırarak Türkiye’de bir ilki gerçekleştiren Ödeal, kendi çözüm ve uygulamalarında yaşanan değişimi paylaştı. Söz konusu sonuçlar, koronavirüs nedeniyle geçtiğimiz bu zorlu günlerde, ödeme sistemleri sektörüne ve genel ticarete de ayna tutuyor. 81 ilde 35 bini aşkın mikro işletme ve KOBİ statüsünde üyesi olan Ödeal’ın verileri, sektörel çeşitliliğin yanı sıra; bir anlamda Türkiye genelini yansıtması açısından da değerli.

Cepte POS’ta en yüksek işlem hacmi artışı, eczaneler ve ecza depolarında yaşandı

Firma tarafından yapılan açıklamada, 10-29 Şubat ile 10-29 Mart 2020 dönemlerinde, Cepte POS’a üye firmalar üzerinden yapılan araştırmada, kullanım artışına göre, “eczane ve eczane depolarının” büyük bir farkla ve yüzde 100’ün üzerinde işlem hacmi artışıyla ilk sırada yer aldığı belirtildi. Bu sektörü “lokanta-restoran-cafe-pastane” ve “tarım-hayvancılık-ilaçlama” sektörlerinin takip ettiği vurgulandı. Cepte POS işlem hacminde en yüksek düşüş ise “turizm” ve “finans”’ta yaşandı.

Ödeal’ın yazarkasa müşterileri bağlamında, iş hacmini en çok artıran sektörler ise sırasıyla “bisiklet-motosiklet-tamir/bakım”, “kırtasiye-ofis-makine”, “mühendislik-doğalgaz-enerji-ısıtma”, “temizlik firmaları-temizlik ürünleri-halı yıkama-oto yıkama” ve “manav/meyve-sebze” sektörleri oldu. Söz konusu sektörlerde iki dönem arasında yüzde 80 ve üzerinde işlem hacmi artışı görüldü.

Yazarkasada en yüksek düşüş fotoğraf stüdyoları-kamera sektöründe

Yazarkasa kullanan üye işyerlerinde “fotoğraf stüdyoları-kamera”, ”eğitim-kurs”, “spor tesisleri” ve “çiçekçilik”, iş hacmi en çok düşen sektörler oldu.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Ödeal kurucu ortağı Fevzi Güngör, öncelikle Koronavirüs (covid-19) nedeniyle hayatını kaybeden tüm insanlara baş sağlığı, yakınlarına sabır ve hastalananlara acil şifalar dileyerek; “Uzaktan güvenli ödemeye olanak sağlayan Cepte POS gibi dijital ürün ve hizmetler özellikle son dönemdeki olağanüstü gündem nedeniyle keskinleşen tüketici hassasiyetlerine yanıt vermesi nedeniyle öne çıkıyor.” dedi.

265 bin üzerinde öğrenci ve akademisyen Teams uygulaması ile uzaktan eğitime başladı

Microsoft’un uzaktan çalışma platformu Teams, eğitim kurumlarına özel çevrimiçi eğitim çözümleri sunmaya devam ediyor. Masaüstü bilgisayarlarda ve tarayıcılarda, iOS ve Android cihazlarda her yerden ücretsiz kullanım imkânı sunan Microsoft Teams ile çevrimiçi sınıflar kuruluyor, ders programları ev ödevleri uzaktan, verimli ve güvenli bir şekilde sürdürülüyor. Uzaktan eğitimin gündeme alınmasıyla Türkiye’deki lise üniversitelerde yaklaşık 265 bin öğrenci ve akademisyen de Teams üzerinden derslere başladı.

Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden uzaktan eğitimde teknoloji, bağlantılı cihazlar, güvenlik ve kurumsal uygulamalar büyük rol oynuyor. Daha çok evden çalışma ve toplantı çözümlerinde öne çıkan Microsoft Teams platformu, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de eğitim kurumlarının uzaktan eğitime geçme sürecine destek oluyor. Office 365 içinde sunulan Microsoft Teams ile iş birliğine dayalı sınıflar oluşturmak ve profesyonel öğrenme topluluklarıyla bağlantı kurmak mümkün oluyor. Teams’te her eğitim seviyesine göre çevrimiçi derslikler oluşturulabiliyor. Uzaktan eğitimin etkili ve güvenle sürmesi için, Teams’te ders planlama, ödev takibi, öğrencilerle içerik ve kaynak paylaşma, ders kaydı, düzenli öğretmen toplantıları oluşturma ve web seminerleri düzenleme gibi eğitim çözümleri sunuluyor. Ayrıca kurumlara Microsoft Eğitimci Merkezi Üzerinden çevrimiçi eğitimci desteği, sertifika eğitimleri ve kaynak yardımı da sunuluyor.

Bu hafta itibarıyla Türkiye’de lise dengi 16 eğitim kurumunda ve 7 üniversitede yaklaşık 265 bin öğrenci Teams ile uzaktan eğitime hızlı bir geçiş yaptı. Üniversitelerde rektörlük tarafından Teams ile ders işlemeye yönelik tanıtım videoları oluşturdu ve öğrencilerle paylaşıldı. Okulların IT yöneticilerine ve eğitmenlerine Microsoft uzmanlarından kurslar verildi.

Her yerde güvenli kullanım

Bugün her ölçekten binlerce şirket ve eğitim kurumu, Teams’in ekip çalışması için önemini ve faydasını daha hızlı keşfediyor. Fortune listesindeki en büyük 100 şirketin 93’ü ve dünyanın dört bir yanındaki 44 milyon kişi günlük iş operasyonlarında Teams’ten faydalanıyor. Teams, her alanda herkese kolaylık sağlamaya devam ediyor. Dünyanın en eski yüksek eğitim kurumu olan İtalya’daki Bologna Üniversitesi, 80.000 öğrencisini yalnızca 4 günde çevrimiçi eğitime taşıdı. Amerika’da bulunan St. Luke Hastanesi hastalarıyla Teams üzerinden görüşüyor. Japonya’daki Osaka Şehrine Nisan ayında çalışmaya başlayacak olan yüzlerce çalışan, oryantasyon ve iş eğitimlerini Teams üzerinden alacak.Teams, Microsoft Kimlik ve Erişim Yönetimi, Azure Güvenlik Merkezi, Azure Gelişmiş Tehdit Koruması ve Windows Defender gibi etkin uygulamalarla güvenli bir kullanım sunuyor.

Microsoft Sertifika Programları da Teams’e taşındı

Microsoft, sertifika programları dahilinde testlerin yürütüldüğü merkezleri kapandığını bunların yerine çevrimiçi gözetim merkezleri oluşturulduğunu duyurdu. İş yaşamında çalışanlara büyük avantajlar sunan, yeni yetenekler kazandıran ve tüm dünyada geçerliliği olan Microsoft Sertifikalarını almak için eğitim programlarına kayıtlı üyeler, sınav tarihlerini de erteleyebilecek. Sertifika programı uygulayan eğitim kurumları için yeni bir danışma hattı kurulurken programlar dâhilinde yer alan tüm birebir dersler sanal eğitimcilerle verilmeye başlanacak.

Avon satış temsilcileri artık ödemelerini yerli fintech Paym.es üzerinden yapabilecek

Avon satış temsilcileri artık ödemelerini yerli fintech girişim Paym.es aracılığıyla akıllı telefon üzerinden online olarak istedikleri platformdan alabilecekler.

Türkiye’nin 81 ilinde ikamet eden on binlerce Avon temsilcisinin hayatını kolaylaştıracak bu iş birliği ile temsilciler, 20 saniye gibi kısa bir süre içerisinde satmayı planladıkları ürünlere ilişkin satış linklerini kendilerine özel Paym.es Paneli’nde hazırlayıp ilgili ödeme linklerini alıcılarıyla paylaşabilecekler.

Satışını gerçekleştirecekleri Avon ürünün bilgilerini eklendikten sonra karşı tarafa iletecekleri bir link elde eden temsilciler, bu linki alıcıya SMS, Instagram, Facebook, WhatsApp, Twitter gibi online platformdan iletebilecekler. Ödemeler ise ertesi iş günü temsilcilerin hesabına aktarılacak.

Yaşadığımız Korona Virüs sürecini de dikkate alan Paymes ve Avon bu iş birliğini; hem Avon müşterilerinin hem de temsilcilerinin sağlığını korumak için önemli bir adım olarak yorumluyor. Ek olarak bu dönemde birey ve kurumların tahsilat kabiliyetlerinin zorlaşması, müşterilerin nakit ödemeden kaçınması gibi süreçler de bu iş birliğinde kritik bir rol oynuyor.

Paymes Kurucu Ortağı Şehlem Akbulut: “Öncelikli olarak tüm dünyada bu kadar fazla kadına dokunan bir firma ile iş ortaklığı yapmak firmamız için çok değerli. İnsanlar artık hijyen kuralı gereği ödemelerini online kanallardan yapmaya özen gösteriyor, satıcılar da aynı şekilde korona salgının olduğu bugünlerde satışlarının etkilenmemesi için tamamen online mecralara yöneldi. Avon’la gerçekleştirdiğimiz işbirliği ile Avon temsilcilerinin ticarete ara vermeden, bu süreçten gelirlerini devam ettirerek etkilenmemelerini sağlamayı amaçlıyoruz.Dolayısıyla Avon’la gerçekleştirdiğimiz bu iş birliğini çok önemli bir örnek proje olarak görüyoruz. Bu süreç iş yapış şekillerini değiştireceği gibi ödeme yöntemleri anlamında da köklü değişikliklere neden olacak. Biz var olanı yapmak yerine yeni geliştirmeler yapmaya odaklı bir şirketiz ve bu nedenle yeni çalışmalara ve iş birliklerine imza atmaya devam edeceğiz.” diyor.

Dysapp: Dislektik çocuklar için eğitim odaklı mobil uygulama

Dislektik çocukların okuma, yazma ve aritmetik gibi akademik alanlardaki hata oranlarını azaltıp başarı oranlarını arttıran mobil uygulama Dysapp kurucuları Esra Ablak ve Deniz Öztürk ile girişimin hikayesi üzerine video içerik ürettik.

İzmir Ekonomi Üniversitesi‘nde okuyan iki öğrenci olan kurucular, yine aynı üniversitenin girişimler için ön kuluçka programı DesignX‘te çalışmalarına başladı. Bir ödev ile başlayan bu süreç, daha sonrasında sosyal girişime dönüştü.

Sizleri şimdi Esra ve Deniz’in hikayesi ile baş başa bırakalım.

Girişimcilerle ürettiğimiz video içeriklere hız kesmeden devam edeceğiz.

COVID-19 ile her tür dijital içeriğin tüketimi iki kat artış gösterdi

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgını sonrasında dijital teknolojilerin kullanım oranları, dijital içeriklerin ise tüketim oranları hızlı bir artış gösteriyor. İnternet kullanımının üzerine binen yük karşısında kritik uygulamaların ve bilgiye erişimin kesintiye uğramaması için video izleme siteleri, mobil uygulamalar ve oyunlar kalite düşüşü gibi önlemler alıyorlar. Evden çalışma modelleri için birçok şirket hızlı bir adaptasyon süreci yaşıyor.

TV izleme ve internet kullanım oranları arttı

Bireyler ve kurumlar olarak elimizdeki teknolojilerden en iyi biçimde faydalanmaya çalıştığımız bu dönemi değerlendiren Adform Türkiye Genel Müdürü ve MEA, APAC Bölgeleri Satış Direktörü Cem Eroğlu, “COVID-19 dijitaldeki kullanım oranlarını iki kat artırdı. İnsanlar dışarı çıkmadıkları için TV ve internet kullanım payları büyüdü. Haber sitelerinde iki kata kadar artış var, e-ticarette ziyaretçi trafiği ciddi oranda arttı. Tüketici davranışları da değişiyor. Pazar şu anda bunlara ihtiyaç duyuyor ama bu sadece dijitalleşmeden değil, daha çok ihtiyaçtan” dedi.

Eroğlu, kurumların iç iletişim tarafında online kanalları yeterince kullanamadığını belirtirken, çalışanların motivasyonunun da dijitalleşmeyle ilgili olmaya başladığının altını çizdi. Eroğlu, sözlerine “Bugün anlıyoruz ki yeteri kadar yatırım yapamayanlar bilgi akışından da mahrum oluyorlar. Otomasyon sistemlerinin önemi iyice belirginleşti. Bu anlamda, bir yol ayrımından da söz edebiliriz. Dijitale hemen yatırım yapanlar artık hemen meyvesini toplayabilecekler. Yapmayanlar ise adaptasyon sorunuyla karşılaşacaklar” şeklinde devam etti.

Davranışları değerlendirme biçimi değişmeli

İçinde olduğumuz evde kalma sürecinin dijitali yaşam biçimi olarak dayattığını vurgulayan Eroğlu, bu sürecin yeni ve bambaşka bir tüketici davranışı ortaya çıkaracağı görüşünde. Markaların buna ne kadar hazır olup olmadığını göreceğimizi belirten Eroğlu, “Şu anda tüketiciler sadakat kararlarını gözden geçirecek bir noktadalar. Fiyat karşılaştırma sitelerindeki trafiğin artmasından, tüketicinin düşünmek için daha fazla zamanı olduğunu görüyoruz. Reklam ekosisteminin tüm tarafları olarak bu gelişmeleri cihazdan bağımsız da yorumlamamız lazım. Cihazlar arası etkileşim ve kullanıcının cihazlar arası değişimini tespit edebilmemiz lazım. Adform olarak yaptıklarımızdan biri bu. Büyük ekranda insanlar daha fazla etkileşime geçiyor, mobilde ise etkileşim sonrası kararları alıyorlar. Şu anda büyük bir fırsat var bazı endüstriler için. Mobil bankacılık mesela. Mobilin önemi sadece içerik mecralarında veya tüketiciler özelinde değil, telefon üzerinden yapılacak işlemlerin farkındalığıyla da sonuçlanmalı. Telefona adapte olmamış tüketicilerin pişmanlık yaşayacağını düşünüyorum” dedi.

Ekranı olan her cihazda reklam görebileceğiz

Dijitalin kullanımındaki yoğunluk, yeni nesil cihazlarda da görülüyor. Akıllı TV’ler, akıllı saatler gibi giyilebilir cihazların kullanımındaki artışın yeni nesil diğer ekranlı cihazları da büyütmekte faydalı olacak. Eroğlu, durumu şöyle değerlendirdi: “Artık ekranı olan her cihaz reklam gösterebilir. Bu da reklam kalitesini artıran, içerik tipini değiştiren bir gelişme. Ekranı olan her cihazda reklam görmeye ve bugüne kadarkinden daha hedefli reklam görebilmeye başlayacağız. Tüketiciler de aslında ilgilendikleri reklamları görmek istiyorlar, IAB verilerine göre tüketicilerin yüzde 71’i kendi ilgi alanlarını ve alışveriş alışkanlıklarını hedefleyen reklamları tercih ediyor. Ayrıca, her 4 kişiden 3’ü daha az sayıda ama daha kişisel reklamlar görmek istiyor.” (Akıllı TV envanterindeki artış ve hedefli reklamcılık iyi değerlendirilmeli.)

Entegre platformla sahteciliği önlüyor ve reklam kalitesini artırıyor

Bugün kurumlar açısından önemli bir problem de reklam sahteciliği. Dünya Reklamcılar Federasyonu’nun (WFA) verilerine göre reklamların %30’u tüketiciler tarafından görülmüyor. Yeterli korumaya sahip olmayan reklam çözümleri reklam sahteciliğinin yapılmasına sebep oluyor ve bu da online reklamcılığa her yıl 21 trilyon zarar veriyor. Halbuki doğru teknoloji ortakları ile çalışmak, reklam satın almalardaki kaliteli envanterin önceliklendirilmesini sağlıyor. Kendi anti fraud (dolandırıcılık) çözümleri olan iş ortaklarıyla çalışmak gerekiyor. Avrupa’nın en büyük reklam teknolojileri şirketi olan Adform, entegre platformuyla tüm uygulamalarda tek noktadan ve doğru bir raporlama sağlayabiliyor.