Ana Sayfa Blog Sayfa 713

Yerli girişim Robomotion, ilk turda 5 milyon TL değerleme ile 500 bin TL yatırım aldı

Sizlere geçtiğimiz hafta paylaştığımız, bilgisayar kullanıcılarının sürekli tekrarladığı ve hataya açık işlemlerini onların yerine yapan yazılım robotları platformu Robomotion, ilk yatırım turunda Koray Bahar, Ahmet Bilgen ve Arman Eker‘den 5 milyon TL değerleme ile 500 bin TL yatırım aldığını egirişim üzerinden duyurdu.

Mart 2018’de Faik Uygur ve Osman Mollahamut tarafından İstanbul‘da kurulan Robomotion, aldığı bu yatırımı, toplamda 2 kurucu ve 2 geliştirici olmak üzere 4 kişi oldukları ekibini büyütmek ve teknolojisini geliştirmek için kullanacakmış.

Ayrıca girişimin CEO’su Faik Uygur: “Doküman, video ve sosyal medya tarafında eksik içeriklerimizin geliştirilmesi, RPA geliştirici topluluğu oluşturma ve satış ekibimizi kurmak için kullanacağız.” dedi.

Robomotion kurucuları: Osman Mollahamut ve Faik Uygur

Yatırımla ilgili egirişim’e açıklama yapan Figopara kurucu ortağı Koray Bahar, “Ekiple tanıştığımız ilk günden beri yakından takip ediyorıum. Çok yetenekli bir ekip. RPA pazarı Türkiye ve dünyada çok hızlı büyüyor. Robomotion’ın hedeflediği segment ve teknolojisi ile fark yarattığını düşünüyorum. Bu nedenle yatırım yapmaya karar verdim.” dedi.

Ahmet Bilgen ise “Yazılım sürecinin önemli aşamalarından biri farklı sistemlerin doğal iş akışı sürecinde bütünleşik çalışabilmesidir. diğer bir aşaması ise yazılım yaşam döngüsünde sürecin ciddi bir test sürecine tabi tutulmasıdır. İşte Robomotion bu ve benzeri süreçleri bulut tabanlı ve çok yalın gerçekleştirebilen dünyadaki nadir platformlardan biridir. Büyük başarılara imza atacağından çok eminim. Bu yatırım turunun şirketi hedeflerine yaklaştırması için turbo etkisi yapmasını diliyorum.” dedi.

Diğer yatırımcı Arman Eker ise; “Teknoloji geliştikçe manuel süreçler gittikçe farklı teknolojik çözümlerle yer değişiyor. Birçok farklı işi yavaş yavaş insan gücü gerektirmeden otomatikleştirebiliyoruz ve bu ivme hızlanmaya devam edecek. Korona ile beraber de dijitalleşmenin ne kadar önemli olduğunu görmekteyiz. Robomotion bu alanda gelişmiş çözümü ile ciddi bir değer yaratabileceğine inanıyorum. Ekip çok yetkin ve bu alanda ciddi Bilgi sahibi. Hem Türkiye’de hem de yurtdışına kendi çözümlerini yayabileceklerini inanıyorum.” dedi.

Bu haber egirişim tarafından üretilmiştir. Kaynak göstermeden kullanılamaz.

Yerli girişim Invidyo, yeni turda ScaleX ve Growth Circuit’tan 2.6 milyon TL yatırım aldı

Bebekleri video ile izleme çözümü sunan Invidyo, ScaleX’in liderliğinde ve Growth Circuit’in katıldığı turda 2.6 milyon TL yatırım aldığını egirişim üzerinden duyurdu.

Yüz tanıma teknolojisini yapay zeka (AI) ile destekleyerek dünya çapında önemli bir tüketici kitlesine ulaşan şirket, gelirlerinin çoğunu Kuzey Amerika’daki satışlarından elde ediyor.
Yatırım sonrası hedefler hakkında ilgili bilgi veren Scalex Kurucusu Dilek Dayınlarlı‘dan aldığımız bilgiye göre, “Bizleri oldukça heyecanlandıran, önemli pazarlarda şimdiden kendini kabul ettiren Invidyo ekibine ve markasına çok güveniyoruz. Bu yatırımla birlikte küresel alanda büyümenin hız kazanmasını bekliyoruz” dedi.

Akıllı algoritmalar fark yaratıyor

Yapay zeka temelli görüntü işleme teknolojileri kullanarak özellikle evde bakım hizmeti alan hasta, yaşlı veya çocuklara verilen bakım hizmetinin kalitesini otomatik olarak ölçen Invidyo, evde herhangi bir sorun olup olmadığını anne babaların görüntüleri izlemesine gerek kalmadan otomatik olarak tespit ediyor.

Kamera, bebeğin ağladığı anları otomatik olarak bulup kaydediyor. Yüz tanıma teknolojisi sayesinde anne baba evde yokken eve bakıcı hariç yabancı biri gelirse alarm veriyor. Bebeğin yüzünü tanıyor ve bebeğin güldüğü anları otomatik olarak tespit ederek yüksek çözünürlüklü fotoğraflarını çekiyor. Günün önemli anlarını içeren 2 dakikalık günün özetini oluşturuyor.

Tüm bu algoritmaları geliştiren şirket, ortalama yüzde 90’ın üzerinde başarı oranıyla dünya çapındaki rakiplerinin bir adım önüne çıkabiliyor.

Invidyo, Özgür Deniz Önür, Yağız Yaşaroğlu ve Ekin Dino ortaklığında Ankara ODTÜ Teknokent’te kuruldu. Innogate Uluslararası Hızlandırma Programı’nda da yer alan şirket, bu yatırım sayesinde özellikle dış pazarda payını hızla arttırmayı hedefliyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nden akıllı saatle stresi algılayan uygulama

Giyilebilir teknolojilerin önemi son yıllarda iyice artmaya başladı. Bu teknolojiler sayesinde uyku merkezinde kalma gereği olmadan uyku bozukluklarını tespit edebilmek ya da sağlık görevlileriyle temas etmeden tansiyon ölçtürebilmek artık hayal değil. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Cem Ersoy’un yürütücülüğünde ve Avrupa Birliği H2020 Araştırma Programı’nın AffecTech Projesi kapsamında geliştirilen akıllı kol saatleri teknolojisi de stres gibi duygusal tepkileri, durum değişikliklerini ve uyku kalitesini ölçerek kişilerin yararlanabileceği anlık raporlar oluşturabiliyor. Böylece sosyal mesafeyi bozmadan hastalık seyrinin takip edilmesi kolaylaşıyor.

Avrupa Birliği H2020 Araştırma Programı bünyesinde devam etmekte olan “Günlük Yaşamdaki Stres Benzeri Duygusal Tepkilerin, Durum Değişikliklerinin ve Uyku Kalitesinin Akıllı Telefon ve Giyilebilir Cihazlar Aracılığıyla Ölçülmesi” başlıklı araştırmanın yürütücüsü olan Prof. Dr. Cem Ersoy ve ekibi, stres gibi duygu değişikliklerinin ve uyku kalitesindeki bozulmaların anlık raporlanmasını sağlayan ve günlük hayat akışınızı bozmadan kullanılabilecek akıllı kol saatlerini kullanarak bir stres algılama sistemi geliştirdi. Prof. Dr. Cem Ersoy, akıllı saatin arkasında bulunan optik (PPG) sensör sayesinde stres anında vücutta meydana gelen değişikliklerin saptanabildiğini açıkladı.

“Normalde kalp sinyallerinizi kontrol etmek için EKG çektirmeniz ve vücudunuza çeşitli
elektrotlar yapıştırılması gerekiyor. Akıllı Saatler ve geliştirdiğimiz algoritmalar ile buna gerek kalmadan kalp atışının varyansına bakarak duygu durumundaki değişiklikleri takip edebiliyoruz. Kalp atış varyansının yanı sıra deri sıcaklığı ve derideki iletkenlik seviyesindeki değişimleri algılayarak elektro-dermal aktiviteyi de ölçebiliyoruz. Bu değerleri ölçmek özellikle önemli çünkü stres yaşadığımızda derimizin iletkenlik değeri de değişiyor’’.

Cem Ersoy, akıllı kol saatinin çalışma prensibini işe şöyle aktardı:

“Kullanıcı akıllı kol saati ile rahatça günlük hayatını devam ettirirken, bunun araştırmacılar için getirdiği bazı zorluklar da var. Bilek çok hareketli bir uzuv olduğu için aktivite esnasında alınan sinyalin kalitesi bozulabiliyor. Bu nedenle önce sinyalin içindeki bozuklukları temizlemeniz gerekiyor. Zaten saat ivme ölçer gibi sensörlere de sahip ve bu sensör kişinin o an aşırı hareketli olduğunu söyleyebiliyor. Bu sayede hangi noktalarda sinyalin temizlenmesi gerektiğini biliyoruz. Sinyal temizlendikten sonra makine öğrenmesi yöntemleriyle sınıflandırılıyor. Bu sınıflandırma “stresli-stressiz” şeklinde ikili, “stressiz-orta stresli-çok stresli” gibi üçlü ya da 0’dan 100’e uzanan bir skala şeklinde olabilir. Makine öğrenmesi sistemini eğitmek için ise veri toplamanız gerekli. Sistemin size söylediği bir şey var ama bunun ne kadar doğru olduğunu anlamak için gerçek durumla karşılaştırmak zorundayız”.

Uyku odalarına olan ihtiyaç ortadan kalkabilir

Ersoy, benzer şekilde geliştirdikleri akıllı kol saati algoritması ile uyku kalitesinden kaynaklanan sorunların saptanmasına yönelik de çözümler de üretebileceğini belirtti:

“Normalde uyku apnesini tespit etmek için uyku odaları kullanılıyor. Bu odalar kafanızda, kalbinizde, bacaklarınızda çok sayıda elektrot takılı halde, üzerinizde birkaç kamera varken sizden uyumanızın beklendiği odalar. Böyle bir odada pijamalarınızı giyip uyumanız bekleniyor ve bu odada bir gecede ancak bir kişi kalabiliyor. Bizim geliştirdiğimiz teknolojide ise sadece kol saatini takıp evinize gitmeniz gerekiyor.” dedi.

Bankaların web sitesi trafikleri yüzde 16 düşerken mobil uygulamaları yükselişe geçti

Zeo Agency’nin sektörün online mevcudiyetini, markaların pazar paylarındaki değişimi ve kullanıcı davranışlarındaki dinamik hareketleri dönemsel olarak derinlemesine incelemek üzere hazırladığı Bankacılık Sektörü Raporu, 2019 ve 2020 yıllarının ilk çeyrek dönemini kıyaslayarak pandeminin sektör üzerindeki etkisini ölçümlüyor.

Web sitesi ziyaretçi hacminde yüzde 16,97 düşüş

Bankacılık sektöründe bulunan 100 web sitesinin kategori haline getirildiği rapora göre; web sitelerinin 2020’nin ilk üç ayında, 2019’un aynı döneminde sergiledikleri performansın üzerine çıkamadığı görülüyor. Sektör web sitelerine gelen toplam ziyaretçi sayısı; 2019’da 297 milyon civarında iken 2020’de 246 milyona düşerek hacmini yüzde 16,97 oranında kaybetmiş bulunuyor. Ülkemizde pandemi sebebiyle bankacılık işlemlerine duyulan ihtiyacın azalması bu durumun ortaya çıkmasındaki önemli sebepler arasında yer alıyor.

Web sitelerini ziyaret eden kullanıcı sayısı neredeyse tüm bankalarda düşüş yaşarken Ziraat Bankası, KuveytTürk ve QNB Finansbank’ın online iştiraki Enpara.com artış gösterdi. Ziraat Bankası aynı zamanda her iki yılda da web sitesi ziyaretçilerinde toplam ziyaretçi hacminden en çok pay alan banka olarak öne çıkıyor.

Kullanıcılar mobil uygulamaları tercih ediyor

2019-2020 karşılaştırması, kullanıcıların ziyaret ve kullanım alışkanlıklarını büyük oranda mobile kaydırmış durumda olduğunu gösteriyor. Pandemi etkisiyle azalan ihtiyaçlara rağmen mecburiyet oluşturan bankacılık işlemleri için web sitesinden ziyade mobil uygulamaların kullanıldığı görülüyor. Bu süreçte ilk kez online bankacılıkla tanışan ve azımsanamayacak bir popülasyon oluşturan olan kişilerin de daha kolay kullanıma sahip olması sebebiyle mobil uygulamaları tercih ettiği ortaya çıkıyor.

Sektörde güncel olan en popüler mobil uygulamaların saptanmasıyla gerçekleştirilen 3 aylık analize göre, özel bankalar arasında 2020 yılında en yüksek indirilme sayısına Garanti BBVA sahipken, 2019’a göre en yüksek artışı ING Bankası’nın yaşadığı ortaya çıkıyor.

2020’de Pandemi Etkisi: ‘Kredi erteleme’ aramalarında dikkate değer artış

Sektörün en fazla trafik alan 10 web sitesinin ortak sıralandığı ve en fazla aranma hacmine sahip 10.000 kelimesinin incelendiği raporda, geçen yıla oranla 2020’de aranma hacimlerinde en çok artış olan kelimeler arasında ‘kredi erteleme’ zirveye yerleşiyor. Pandemi döneminde bankaların özel ihtiyaç kredisi alternatifi yaratmak üzere hazırladığı destek paketleri de yine web sitesi trafiklerinde etki yaratan gelişmeler arasında yer alıyor. Emekli maaşı promosyonu taahhüt döneminin Mart 2020’de gerçekleşmesi de bu konuya ait kelimelerdeki aranma hacimlerini ilk çeyrekte ciddi şekilde artırmış gözüküyor.

İş Bankası, blockchain teknolojisiyle dış ticarette ödeme garantisi veren ilk Türk bankası oldu

Türkiye İş Bankası, blockchain teknolojisiyle ilk pilot dış ticaret finansman işlemini gerçekleştiren ve bu teknolojiyi kullanarak ödeme garantisi veren ilk Türk bankası oldu.

27 Mayıs 2020 tarihindeki işlem; İş Bankası, Şişecam, Kuraray Europe GmbH ve Commerzbank arasında Marco Polo platformu üzerinden gerçekleştirildi.

Dış ticaret işlemlerine ve finansmanına odaklanan bir işbirliği ağı olan Marco Polo platformunun sunduğu Dağıtık Defter Teknolojisi (DLT) sayesinde; dış ticaret işlemlerinin finansmanı, daha kolay ve sorunsuz bir şekilde yapılabiliyor. Firmalar, ticarete dair verileri defalarca girmeden, işlemlerini güvenli, şeffaf ve korunaklı bir şekilde gerçekleştirebiliyor. Marco Polo’nun kullandığı Corda teknolojisi sayesinde ise tarafların bilgileri herkese dağıtılmıyor. Sadece Banka ve firmaların uygun gördüğü taraflara ve gerektiği kadar iletilerek, finans dünyasına özel gizlilik sağlanıyor.

“Blockchain teknolojisiyle müşterilerimizi dış ticarette daha kolay ve güvenli bir döneme taşıyoruz.”

İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Şahismail Şimşek: “İş Bankası olarak teknoloji alanında imza attığımız ilklerle müşterilerimizin finansman ihtiyaçlarına yenilikçi çözümler sunuyoruz. Şimdi de blockchain teknolojisi ile ilkini gerçekleştirdiğimiz bu pilot işlemle, dış ticaret finansmanında verinin eşleşmesine dayalı, güvenilir ve daha kolay bir dönemi başlatıyoruz. Dünyanın hızla gelişen yeni teknolojik oluşumlarında yer alarak ve blockchain teknolojisi üzerinden uluslararası ticaretin ve tedarik zincirlerinin finansmanına yönelik ürünler geliştirerek müşterilerimize yepyeni deneyimler sunmayı hedefliyoruz. Dünyanın en geniş blockchain ağına sahip R3’e üye olan ilk Türk Bankası olarak, bu defa blockchain teknolojisi ile Türkiye’de pilot çalışmasını gerçekleştirdiğimiz ödeme garantisi işleminde de ilk Banka olma gururunu taşıyoruz.” dedi.

Şişecam CFO’su Görkem Elverici: “Topluluğumuz, müşterileri ve tedarikçileri dahil tüm ekosistemine en iyi hizmetler ve deneyimler yaşatmak için her türlü dijital çözümleri geliştirmeye ve kullanmaya devam etmektedir.” dedi.

Commerzbank, Ticari Ürün Yönetimi Başkanı Enno-Burghard Weitzel ise “Marco Polo’nun ödeme garantisi platformunda geçen yıl diğer bankalarla bir çok pilot işlem gerçekleştirdikten sonra, bu defa çok daha geliştirilmiş versiyon üzerinde İş Bankası ile pilot işlem yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Üretim ortamına geçme yolunda teknik performansı test ettik ve müşterilerimiz ile iş akışlarını doğruladık” ifadelerini kullandı.

Erken uyarı veren yeni teknolojiler, pandemi ile mücadelede hayat kurtarıyor

Sosyal mesafeye dikkat edilmediğinde 1 kişi ayda yaklaşık 406 kişiye hastalık bulaştırabiliyor. Yeni normale geçiş sürecinde bir arada çalışma ya da bulunma zorunluluğu olan yerlerde sosyal mesafeden kaynaklı riskleri ortadan kaldırmaya odaklanan itelligence Türkiye, görüntü tanıma ve tarama teknolojisine dayanan yapay zeka bazlı temas tespit ve uyarı çözümü geliştirdi.

University of Massachusetts Amherst’ın yaptığı çalışmaya göre; koronavirüs taşıyan bir hasta, sosyal mesafeyi dikkate almadığı takdirde hastalığı ayda yaklaşık 406 kişiye bulaştırabiliyor. Alınması gereken tedbirlerin, özellikle de yeni normale geçiş sürecinde sosyal mesafeye duyarlı olmanın önemini bilen ve bu doğrultuda çalışmalarını hızlandıran SAP’nin Global | Platin İş Ortağı itelligence Türkiye, görüntü tanıma ve tarama teknolojisine dayanan yapay zeka bazlı temas tespit ve uyarı çözümünü hayata geçirdi. it.safe&social ile itelligence Türkiye; fabrikalardan hastanelere, okullardan otel, market ve havalimanlarına kadar bir arada çalışma ya da bulunma zorunluluğu olan yerlerde sosyal mesafeden kaynaklı riskleri ortadan kaldırıp hem çalışanların sağlığını korumayı hem de şirketlerin çeşitli yaptırımlardan kaynaklı mali kayıplar vermesinin önüne geçmeyi hedefliyor. Böylece faaliyetlerine yeniden başlayan birçok şirket, sürdürülebilir çalışma ortamına yeniden kavuşuyor.

Platform bağımsız pek çok hazır çözüme kolayca entegre olabilen ve kullandıkça öde modeliyle çalışıp, kullanılmadığında ek maliyet ya da fesih ücretinin olmadığı it.safe&social ile şirketler; üretim alanları gibi çalışanlarının yoğun bulunduğu yerlerde kameralar aracılığıya gerçek zamanlı sosyal mesafe ihlal tespiti yapıp ilgili kişilere anlık, günlük ve haftalık uyarılarda bulunabiliyor. Isı haritalarıyla belli alanlarda gerçekleşen toplu ihlalleri saptayıp, geçmişe dönük videoları analiz ederek karar mekanizmalarını anlık olarak tetikleyebiliyor. Ayrıca mevcut raporlara tam entegrasyon sağlarken, gelişmiş raporlama özelliğiyle değerli bilgilere ulaşarak olası risklere anında müdahale edebiliyor. Böylece çalışanların sağlığı gözetilerek iş yerinin güvenliği korunuyor, aynı zamanda şirket içi sosyal mesafe yönergelerinin geliştirilmesine katkı sağlanıyor.

Koronavirüs sebebiyle hem bireysel hem de şirketler nezdinde sosyal mesafeye dikkat edilmesinin altını çizen itelligence Türkiye CEO’su Dr. Abdülbahri Danış, “Virüsün etkisi azalsa da tedbir amaçlı alınması gereken önlemlerin başında kuşkusuz sosyal mesafeyi korumak geliyor. Özellikle yeni normale geçiş sürecisinde bu tedbirlerin iş yaşamında karşımıza çokça çıkacağı kaçınılmaz. Bu noktada yeni teknoloji ve trendleri yakından takip eden; bulut platformlarda yapay zeka, IoT, blockchain ve RPA alanlarından yeni teknolojiler üzerine çalışarak iş fikirlerini ürüne dönüştürmede öncü şirketlerden biri olan itelligence Türkiye olarak it.safe&social çözümünü hayata geçirdik. Yazılım ve teknolojik yapının hiç olmadığı kadar önemli olduğu bir dönemden geçtiğimizi düşünürsek, görüntü tanıma ve tarama teknolojisine dayanan yapay zeka bazlı temas tespit ve uyarı çözümümüz ile özellikle üretim hattına sahip, çalışanların yoğun olarak bir arada çalışma ya da bulunma zorunluluğu olan yerlerde belirlenen mesafe sınırının aşılmasını ve hastalığın yayılmasını engellemeyi hedefliyoruz. Çözümün ikinci fazında, maske kullanım ihlalini de tespit edebileceğiz” dedi.

Zoom, 2020 yılı ilk çeyrekte yıllık yüzde 169 artışla 328,2 milyon dolar gelir elde etti

Son dönemlerde hayatımıza hızla girerek toplantıların, webinar’ların ve eğitimlerin yapıldığı online canlı video uygulaması Zoom, finansal verilerini açıkladı.

  • Birinci çeyrek toplam geliri yıllık yüzde 169 artışla 328,2 milyon dolar oldu
  • Toplam 10’dan fazla çalışana sahip müşteri sayısı geçtiğimiz mali yılın ilk çeyreğine göre yüzde 354 artarak 265.400’e ulaştı
  • Son bir yıl içinde gelirlere 100 bin doların üzerinde katkıda bulunan 769 müşteriden elde edilen gelir geçen yılın aynı çeyreğine göre yaklaşık yüzde 90 artış gösterdi.
  • Geçen mali yılın aynı çeyreğini izleyen 12 aylık dönemde, 10’dan fazla çalışanı olan müşterilerde dolar bazında büyüme oranı, arka arkaya 8 çeyrek boyunca yüzde 130’u aştı.
  • Nisan 2020 kullanım oranları baz alındığında toplam toplantı süresi yıllık 2 trilyon dakikayı geçti.
  • Dünyanın dört bir yanında 100.000’den fazla K-12 seviyesinde okul, en iyi online eğitim deneyimi için Zoom’u seçti.
  • Nisan 2020’de günlük 300 milyon toplantı katılımcısına ulaşıldı.
  • Dünya genelinde Zoom çalışanlarının sayısı 2.800’ü aştı.

Zoom Kurucusu ve CEO’su Eric S. Yuan, “Zoom platformunun bu yılın birinci mali çeyreğinde dünyanın dört bir yanındaki artan kullanım oranları bizi çok mutlu etti. COVID-19 krizi Zoom kullanarak dağıtık, yüz yüze etkileşimler ve bir arada çalışmaya yönelik talebi artırdı. İnsanlar Zoom’u iş, eğitim ve kişisel hayatlarına entegre ettikçe, kullanım senaryolarının sayısı da hızla arttı. Kendilerini, müşterileri ve küresel topluluğu kriz esnasında desteklemeye adayan Zoom çalışanlarımızla gurur duyuyorum. Onların olağanüstü çabaları ile mevcut ve yeni müşterilerimize yüksek kalitede video hizmetleri sağlayabildik En iyi online eğitim deneyimini sağlayabilmek için dünyanın dört bir yanında Zoom’u seçen 100.000’den fazla K-12 seviyesinde okulun da aralarında bulunduğu, benzeri görülmemiş bir ücretsiz katılımcıyı da Zoom ile destekledik. Bu mali çeyrekte San Jose Dijital Katılım Fonu, Destination Home, CDC Vakfı, Dünya Sağlık Örgütü ve CDE Vakfı gibi kurumlara bağışlarla kurumsal yardımseverlik girişimimiz Zoom Cares’i duyurmaktan gurur duyuyoruz. Bu girişimin uzun dönem hedefleri eğitim, iklim değişikliği ve sosyal eşitlik olsa da birinci mali çeyrekteki ana bağışlarımız COVID-19 sürecinde değişiklik yaratan kurumlara oldu.” dedi.

Microsoft yapay zeka destekli pandemi araştırmalarına 20 milyon dolar ayırdı

Microsoft, pandemi araştırmalarına desteğini artırmak için “Sağlık için Yapay Zekâ” girişiminin tüm imkânlarını seferber etti. Bu alanda çalışan veri bilimcilerini güçlendirmek ve araştırmaları hızlandırmak için 20 milyon dolarlık destek paketi sunan Microsoft, pandemi ile mücadele eden sivil toplum kuruluşları, hükümetler ve akademik araştırmacılarla iş birlikleri geliştirecek. Microsoft bu adımla, kurumların yapay zekâ çalışmalarına, teknik uzmanlara ve veri bilimcilerine erişimini sağlayacak.

Sağlık çalışmalarının ilerlemesinde veri toplamak, analiz etmek ve en gelişmiş teknolojilerle veri bilimcilerine yetenek kazandırmak büyük önem taşıyor. Yapay zekâdan güç alan sağlık sistemleri veri kümeleme, anlamlandırma, tanı koyma ve tedavi adımlarının belirlenmesinde kurumlara büyük kolaylık sağlıyor.

Microsoft, “İyilik için Yapay Zekâ/AI for Good” programına bu yılın Ocak ayında eklediği “Sağlık için Yapay Zekâ adlı girişimini pandemi çalışmalarının hızlanması için seferber etti ve bu alandaki araştırmalar için 20 milyon dolarlık destek paketi duyurdu. Bu doğrultuda Microsoft, veri bilimcileriyle, STK’larla ve akademik girişimlerle güçlü iş birlikleri geliştirecek. Pandeminin önüne geçmek için en etkin yapay zekâ araçlarına ve bulut bilişim hizmetlerine erişim sunacak olan girişim, belirlenen projeleri nakit hibelerle de destekleyecek.

Microsoft’un pandemi ile ilgili araştırmaları desteklerken beş alana odaklanıyor:

  • İnsanlara güvenlik ve ekonomik etkiler hakkında bilgi vermek için veri ve öngörüler.
  • Aşı ve tedavilerin geliştirilmesi için tedavi ve tanı koyma.
  • Hastane alanı ve tıbbi malzeme gibi sınırlı varlıkların sağlanması için kaynak tahsisi.
  • Yanlış bilgi paylaşımını en aza indirmek için doğru bilgilerin yayılmasına yönelik çalışmalar.
  • COVID-19 üzerinde çalışmak ve anlamak için yürütülen bilimsel araştırmalar.

Yapay Zekâ ile güçlenen sağlık sistemi

Microsoft’un şu an sürdürdüğü iş birlikleriyle virüsü durdurma mücadelesinde bilimsel keşif hızı önemli ölçüde hızlandırabilir. Beyaz Saray Bilim ve Teknoloji Politikası Ofisi’ne bağlı çalışan COVID-19 Yüksek Performanslı Bilgi İşlem Konsorsiyumu için Microsoft, dünyanın en güçlü bilgi işlem kaynaklarına ve bilişim uzmanlarına erişim sunuyor. Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde küresel bir sağlık araştırma kuruluşu olan Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME), pandemi veri görselleştirmesi üretiyor ve tahminler yayınlıyor. Hastane yönetimi bu verilere göre karar almaya başladı. Sanal asistanlar da sağlık hizmetinde daha sık kullanılmaya başlandı. Kopenhag Acil Sağlık Hizmetleri şu anda potansiyel koronavirüs enfeksiyonu ve tedavisinde insanları taramak için Microsoft’un yapay zekâ destekli Sağlık Botu hizmetini kullanıyor. Danimarka nüfusunun 3’te 1’ine hizmet veren kuruluşa yapılan aramalar bu servisle 2 katına çıktı. Günde yaklaşık 2000 arama hızla değerlendiriliyor ve gerekli yönlendirmeler hızla yapılıyor[1]. Mart ayından bu yana dünya genelinde sağlık kuruluşları, Microsoft Healthcare bot hizmetlerini kullanarak 18 milyon kişiye ulaştı, 160 milyondan fazla mesaj iletti.

StartersHub’ın yeni genel müdürü Boğaç Göncü oldu

Erken aşama teknoloji girişimlerine yatırım yapan StartersHub‘ın yani HUB Girişim Sermayesi Yatırım Fonu‘nun yeni genel müdürü Boğaç Göncü oldu.

1991 senesinde Galatasaray Lisesi’nden ve 1995 senesinde İTÜ İşletme Fakültesi İşletme Mühendisliği Bölümünden mezun olan Boğaç Göncü, kariyerine Koç Finansal Kiralama A.Ş.’de (1996-1999) Pazarlama alanında başladı.

2000-2002 arasında Koç Tüketici Finansmanı A.Ş., 2004-2011 arasında Turkcell ve 2012-2013 arasında Türk Telekom’da yine Pazarlama alanında çeşitli yönetim kademelerinde görev alan Boğaç Göncü, 2013-2018 arasında Dünya’nın en büyük 4. Online Pazaryeri olan sahibinden.com’da, 2018-2019’da ETS Ersoy Turistik Servisleri A.Ş.’de ve 2019-2020’de Detur – Tatil Seyahat Turizm A.Ş.’de Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundu.

Temsil ettiği markalara ulusal ve uluslararası alanlarda 100’den fazla ödül kazandırmış pazarlama ekiplerine liderlik eden Boğaç Göncü, 2017 senesinde Capital Dergisi tarafından Türkiye’nin En İyi 30 Pazarlama Yöneticisi arasında ve 2018’de Fortune TR & Nielsen tarafından Türkiye’nin En Etkin 50 CMO’su arasında gösterilmiş, aynı yıl Londra’da Stevies Business International tarafından (Dünya’da) Yılın 2. En İyi Pazarlama Yöneticisi seçilmiştir.

2018’den beri Bircom Telekomünikasyon ve İletişim Hizmetleri A.Ş.’de Yönetim Kurulu Danışmanlığı da yapan Boğaç Göncü, evli ve bir çocuk babasıdır.

VAR’daki pozisyonları tartışabileceğiniz VAR Online, 1.5 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

Tartışmalı pozisyonları taraftarlara soran VAR Online, egirişim’e özel aldığımız bilgilere göre; Levent Kuşgöz, Alp Avni Yelkenbiçer, Frederic Pagy ve Mehmet Ozan Çılı‘dan 1.5 milyon TL değerleme ile yatırım aldı.

Okan Özaydın, Murat Albayrak ve Gözde Albayrak tarafından Haziran 2019 kurulan VAR Online, Türkiye Futbol Federasyonu yanı sıra 50’den fazla ülke tarafından kullanılan VAR sistemine konu olan tartışmalı pozisyonların taraftar ve izleyicilerin anlık oyları ile interaktif bir şekilde kamuoyu görüşünün belirlenebileceği ilk platform olma özelliğini taşıyan mobil uygulamadır.

Alınan bu yatırım; Ar-Ge faaliyetlerine ve daha fazla kullanıcıya hitap edebilmesi için uygulamanın geliştirilmesinde kullanılacak.

VAR kararları 1-2 dakikalık heyecan ve gerilim patlamasıdır. VAR pozisyonlarında TV başındaki izleyiciler ortalama 2 dakika oyundan kopup farklı bir çok platformda tartışmalara kapılıyor. Taraftarların pozisyonlar hakkındaki görüşlerini aktarabileceği ortak bir platform şu an için bulunmuyor ve akıllarındaki soru işaretlerini de gidermekte zorlanıyorlar.

VAR Online, Türkiye ve dünyanın bir çok ülkesinde futbol severlerin daha az reklam ile hiç bir yerde elde edemeyecekleri veriye ulaşmasını hedefliyor. Yeni gelişmeler oldukça sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz.