Ana Sayfa Blog Sayfa 684

Mars Logistics, İstanbul’da Avrupa Yakası’nın en büyük Güneş Enerji Santrali Sistemi projesini hayata geçiriyor

Mars Logistics, yaklaşık 1 milyon dolarlık yatırım yaparak Avrupa Yakası’nın en büyük GES (Güneş Enerji Santrali Sistemi) projesini hayata geçiriyor. Hadımköy Lojistik Merkezi’nin 12.098 metrekarelik çatı alanının güneş panelleri ile kaplanacağı projede 4914 adet fotovoltaik güneş paneli kullanılacak. Çatı Üstü Güneş Enerji Santralinin kurulu gücü ise 2 MW olacak ve yıl boyunca 2,5 MWh/yıl elektrik üretebilecek. Avrupa Yakası’nın en büyük GES projesi ile üretilecek elektrik enerjisinin tesis genelinde kullanılması planlanıyor. Doğaya saygılı iş yapma anlayışı ile sürdürülebilir projeler üretmek hedefleri ile yapılan araştırmalar neticesinde başlanan projenin 1 Ekim 2020 tarihinde bitmesi ve kullanıma hazır hale gelmesi bekleniyor.

Mars Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Garip Sahillioğlu, projenin birden çok amaca hizmet edeceğini belirterek, “Hadımköy Lojistik Merkezi Çatı Üstü Güneş Enerji Santrali, Hadımköy Lojistik Merkezi’nin inşaatından itibaren gündemde olan ve 2019 yılı itibariyle stratejik eylemlerimize dahil ederek hayata geçirdiğimiz, aynı zamanda küresel sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden de birden çok amaca hizmete edecek tesis, küresel kalkınma hedefleri, sürdürülebilirlik projelerimiz ve yaşam döngüsü bakış açımızla şekillendi.” dedi.

Yılda 94.469 adet ağaç kurtarılacak

Projenin, doğadaki olumlu etkilerini kısa vadede göstereceğine dikkat çeken Garip Sahillioğlu, “Projeyi, yenilenebilir enerjinin genel avantajlarının yanı sıra, çevreyi fosil enerji teknolojilerine göre çok daha az etkileyen temiz enerji kaynağı olması, sonsuz enerji kaynağı üretmesi, sera etkisi ve küresel ısınmaya pozitif etkileri nedeniyle tercih ettik. Proje kapsamında üretilecek elektriğin karşılığı olarak yıllık 1.133,63 ton karbondioksit kurtarılacak ve yıllık 94.469 adet, 25 yıl sonunda ise 2.361.725 adet ağaca karşılık emisyon azaltımı olacak.” ifadelerini kullandı.

Proje Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına Hizmet Edecek

Hayata geçirecekleri proje ile Birleşmiş Milletler’in belirlemiş olduğu 17 hedeften oluşan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan toplam 7 amaca hizmet etmiş olacaklarını belirten Sahillioğlu, “Bu proje ile Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarından direkt olarak “Erişilebilir ve Temiz Enerji” ile “İklim Eylemleri” amaçları ve dolaylı olarak ise “İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme”, “Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı”, “Sürdürülebilir Şehir ve Yaşam Alanları”, “Sorumlu Üretim ve Tüketim” ve “İşbirliklerini Geliştirme” amaçları ile birlikte toplam 7 amaca hizmet etmiş olacağız.” dedi.

Sürdürülebilirlik Yatırımları Devam Edecek

“Kaynakları sürdürülebilir kullanarak ekolojik dengeyi korumak ve karbon emisyonlarının azaltılması için faaliyetlerinde en uygun teknoloji ve süreçleri kullanmak Mars Logistics’in uyguladığı çevre politikalarındandır” diyen Sahillioğlu, bu anlayışı Mars Logistics’in tüm faaliyetlerine dahil ettiklerini belirterek, “2019 yılında gerçekleştirilen tüm taşımalarda çevre dostu taşımacılık yöntemi olan Intermodal kullanımı neticesinde, 18.7 milyar kilogram karbondioksit salınımı önledik ve 1 milyon 560 bin adet ağacın kurtarılmasını sağladık. Kağıt atıklarımızın geri kazanımıyla sadece 2016-2020 yılları arasında 9.168 adet ağacın kesilmesini önledik. 2006 yılından beri ÇEKÜL, TEMA ve Ege Orman Vakfı iş birliği ile Çatalca, Manisa ve Çanakkale’de 5.200 fidan dikerek Mars Ormanları oluşturduk. Yaptığımız sosyal sorumluluk projemizle atık yağların geri kazanılmasıyla milyonlarca litre temiz suyun kirlenmesini önledik. Hadımköy Lojistik Merkezi’nde yağmur suyu toplama projemiz sayesinde yağmur sularının ayrı toplanmasını sağlayarak çevresel peyzaj başta olmak üzere kampüsün çeşitli su ihtiyacı (yangın suyu vb.) buradan karşılamaktayız. Lojistik depolarımızda ise klasik tahta palet yerine geri kazanılmış kağıttan üretilmiş kağıt paletler kullanmaktayız.” dedi ve sürdürülebilirlik anlayışı ile faaliyetler ve yatırımlara devam edeceklerini ifade ederek yeni projeler için çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Zoom, çevrimiçi eğitim deneyimini daha iyi yönetmek için yeni 4 özelliği kullanıma sundu

Lider video iletişim platformu Zoom, çevrimiçi eğitim deneyimini daha iyi yönetmek için yepyeni 4 özelliği kullanıma sundu. Bu özelliklerin öğretmenlerin işine fazlasıyla yarayacağı söyleniyor.

Sanal oturma şeması

Zoom’un aynı anda 49 katılımcıyı ekrana yansıtma özelliği olan Gallery View’da öğretmenler, galeri görüntüsü sırasında hangi öğrencinin nerede bulunmasını istiyorsa ona göre basitçe görüntüyü sürükleyip, istediği noktaya sabitleyebiliyor. Sanal sınıfa giren yeni katılımcılar ayarlanan görüntünün değişmesine sebep olmuyor. Özellikle sıralı etkinliklerde ya da öğrencileri gruplara ayırmada bu özellik önemli bir görev üstleniyor.

İşitme güçlüğü çeken ya da işitme engelli öğrenciler için destek

Zoom’un “Pin Video” özelliği, aktif konuşmacı görünümünü devre dışı bırakarak yalnızca arzu edilen videonun kişisel görünümünüz için sabitlenmesine olanak tanıyor. Toplantı sahipleri, çoklu sabitlemeyle, kendi özel ekranlarında 9 öğrenciyi sabitleyebiliyor. Öğrenciler de aynı biçimde öğretmenin izniyle 9 videoya kadar ekranlarını sabitleyebiliyorlar.

Bu sayede işaret diliyle iletişim kuran öğretmen ve öğrenciler, aktif konuşmacıların söz sahibi olmasıyla yaşanabilecek video görüntü değişiminden etkilenmiyorlar. Böylece işitme engelli ya da işitme problemi yaşayan öğrenciler ekranın sabit noktasında her an iletişime uygun halde konumlandırılıyorlar.

Grup çalışmaları güçleniyor

Zoom ile gelen çoklu spot özelliğiyle öğretmenler sanal sınıflarında 9 öğrenciye kadar video görüntüyü tüm sınıfın görebileceği biçimde sabitleyebiliyorlar. Bu özellik, örneğin sunum yapacak olan bir grup öğrencinin öne çıkmasını sağlayarak, tüm sınıfın dikkatini bu gruba çekebiliyor.

Sesi açmak artık çok daha basit

Öğretmenlerin, Zoom’da sesi açmak için öğrencilerden izin almaları gerekiyordu ancak yeni özellikle sesi açmak ve yönetmek çok daha kolay hale geldi. Öğrenciler ya da velileri, mikrofon simgesinin “yukarı” okuna tıklayarak açılan menüden kimlerin sesini açma iznine sahip olduklarını görebiliyor ve yönetebiliyorlar. Sesi açma yetkisine sahip kişileri görmek için, “Sesini Açabilecek Kişileri Görüntüle” listesine tıklanması gerekiyor. Bu listeden dilenildiğinde sesi açma yetkisi geri çekilebiliyor.

Öğretmenlerin Zoom sınıflarını yönetebilmeleri için bazı önlemler de özellikler arasına eklendi. Güvenlik simgesi aracılığıyla öğretmenler, öğrencilerinin şunları yapmalarını engelleyebiliyorlar:

  • Ekranlarını paylaşıma açmaları
  • Kendilerini yeniden isimlendirmeleri
  • Tüm sınıfa yazılı mesaj göndermeleri
  • Mikrofonlarını açmamaları
  • Zoom’un bu yeni özelliklerinden faydalanmak için son Zoom güncellemesini
  • gerçekleştirdiğinizden emin olununuz.

Endeavor Türkiye’nin hızlandırma programı StartUpCampus, 30 Eylül’e kadar girişimcilerin başvurularını bekliyor

Endeavor Türkiye‘nin Akbank iş ortaklığında üçüncü defa hayata geçirdiği StartUpCampus; genç girişimcileri, işlerini büyütmelerine destek verecek 10 haftalık ücretsiz bir programa davet ediyor.

Tamamı online yürütülecek StartUpCampus’e kabul edilen 12 Start-up kurucusu, özel olarak tasarlanmış eğitim ve atölyelere katılacak, Endeavor’ın deneyimli mentorlarından destek alıp, yatırımcılarla tanışma fırsatı bulacak. Programı tamamlayan girişimciler ayrıca Endeavor’ın ulusal ve uluslararası mentor ve girişimci ağına erişim şansı da yakalayacak.

Son başvuru: 30 Eylül 2020

Yukarıdaki bağlantıdan yapılacak başvurularda; girişimcilerin 35 yaşın altında olması, şirketin kurulmuş veya erken aşama ürünün pazara sunulmuş olması, ilk satışın yapılmış olması ve şirketin kurucu ortaklar dışında en az bir çalışana sahip olması kriterleri aranıyor.

Programa başvuran genç girişimciler; girişimci ve ekip potansiyeli, ürün ve hizmetlerin yenilikçiliği veya farklılaşması, pazardaki fırsatlar, gelecek stratejisi ve büyüme potansiyeli kriterlerine göre değerlendirilecek.

Seçilen 12 genç girişimci öncelikle hem güncel hem de döneme göre değişen ihtiyaç alanlarına göre fonksiyonel online eğitimlere ve atölyelere katılacak. Bu eğitim ve atölyelerde; girişimci metrikleri, strateji, hukuk, satış ve pazarlama, insan kaynakları, liderlik gibi önemli konular ele alınacak.

Ocak 2021’de tamamlanacak olan programın son gününde ise genç girişimcileri yatırımcılarla buluşturacak Demo Day Etkinliği gerçekleştirilecek. Türkiye girişim ekosisteminin önemli temsilcilerinin davet edileceği Demo Day’de girişimciler, kendilerini tanıtma ve yatırım bulma yolunda önemli birer fırsat yakalayacaklar. Program sonunda başarılı olan girişimciler ayrıca Endeavor’ın ulusal ve uluslararası mentor ve girişimci ağına erişim imkanına sahip olacak.

iyzico kurucu ortağı Tahsin Işın “Evet iş hayatına ara veriyorum ama sağlığımı kazanarak geri döneceğim.”

Geçtiğimiz yıl içerisinde PayU tarafından satın alınan yerli girişim iyzico‘nun kurucu ortağı Tahsin Işın, şirket ile yollarını sağlığı nedeniyle bir süreliğine ayırdı.

egirişim olarak sevgili Tahsin Işın‘ın bu süreci başarı ile atlatacağına ve yepyeni bambaşka hikayeler yazacağına inanıyoruz.

Tahsin Işın’ın Medium hesabındaki açıklaması:

“Güçlü biçimde geri dönmek için ayrılık kararı almak”

“Değerli dostlarım ve bağlantılarım;

Bir süredir sessizliğimi fark ederek bana soru soranları ve pandemi kapsamında bunun normal bir süreç olduğunu hissedenleri de düşünerek artık bir açıklama yapmam gerektiğine karar verdim. Hayat tüm güzellikleri ve hüzünleriyle beraber insanlar için hızla yaşanmaya devam ediyor. Evet, bazen kapımızı çalan güzellikler olurken bazen de zorluklarla karşılaşabiliyoruz. Bu hem iş dünyası hem de özel hayat için geçerli.

Hayatımın son 8 yılı; değerli dostum, yol arkadaşım Barbaros ve çok sevdiğim iyzico ekibiyle oldukça yoğun ve büyük başarılarla geçti. İki Türk girişimci olarak bir hayale inandık ve o hayali gerçekleştirdik. Bunu da tüm dünyaya duyurmanın mutluluğunu yaşadık. Tüm bu süreçlerde iyzico ekibi olarak zaman zaman zorluklarla karşılaşsak da bu zorlukları aşmayı başardık. Bugün gelmiş olduğumuz noktada bir hayali başarmanın gururunu ve mutluluğunu yürekten hissediyorum.

İnsanlar bazı şeyleri ifade etmekte zorlanabiliyor ama bu hayatta şahsen en sevdiğim, zoru aşmak… Günümüz şartlarında çevremizde çok sayıda sevdiğimiz, tanıdığımız insanın kapısını çalan, adını bile duymaktan hoşlanmadığımız kanser, bu sefer benim kapımı çaldı. Herkes gibi ben de hiç tanımadığım, bilmediğim bu hastalıkla hiç beklemediğim bir anda yüz yüze gelince şok olmadım değil. Ancak o kısa süreli şaşkınlığın ardından tüm ailem, yakın dostlarım ve kendimi güvenle emanet ettiğim doktorlarımın müthiş desteğiyle girişimci-savaşçı ruhumla kazanacağıma emin olduğum bir süreci yaşıyorum. Şu an tedavimde iyi bir noktadayım ve her şeyin daha iyi olabilmesi adına tedavim bir süre daha devam edecek…

Hayallerimden asla vazgeçmiyorum ama sağlığıma daha hızlı kavuşmak üzere enerjimi doğru kullanabilmek için biraz plan program değişikliği yapmam gerekiyor. Bu noktada ilk olarak çok sevdiğim ve bir o kadar benim için önemli olan iyzico-PayU’daki aktif yöneticilik görevimden ayrıldığımı ve hissedar olarak devam edeceğimin bilgisini vermek istiyorum.

Bedenen iyzico Park’ta olamasam da ruhen hep ekibin yanında olacağım ve artan başarılarımızı gururla takip etmeyi sürdüreceğim.

Öte yandan; tedavim sürerken büyük bir enerji harcamayacak şekilde girişim dünyasından pek kopmayı da istemiyorum, zira bu bana içimdeki umudu ve mutluluğu besleme fırsatı sunacak. Girişimcilikten gelen bir profesyonel olarak hem tecrübelerimi paylaşabileceğim hem de yatırım desteği sunabileceğim gelecek vadeden genç girişimcilerle iletişimde olmak düşüncelerim arasında. Yüz yüze olamasa da hem siz değerli dostlarımla hem de genç arkadaşlarımla sosyal medya ve dijital platformlar aracılığı ile dönem dönem iletişimde olmaya çalışacağım.

Dünyanın ve kişisel dünyalarımızın daha sağlıklı, mutlu ve huzurlu olduğu günlerde yüz yüze de görüşebilmek, yeni başarılar hakkında sohbet edebilmek üzere!”

Tahsin

Eğitim odaklı girişim GmPly, katıldığı Brandon Hall Group ve The Stevie Awards yarışmalarında 1 altın ve 3 bronz ödül kazandı

Geçtiğimiz haftalarda aldığı yatırım ile sizlere aktardığımız interaktif videoLMS SaaS platformu GmPly’den güzel bir haber daha paylaşıyoruz.

Yerli girişim GmPly, katıldığı Brandon Hall ve Stevie‘den ödüller aldı. Bu konuda kendisinden bilgi istediğimiz GmPly kurucu ortağı ve CEO’su Gökçen Karan‘dan aktarıyoruz.

GmPly olarak hangi ödülleri aldınız?

Gökçen Karan: Brandon Hall’den “Best advance in Custom Content” kategorisinde Altın, Stevie Awards’dan ise “Best use of video learning”, “Achievement in New Employee Onboarding” ve “Best use of blended learning” kategorilerinde bronz ödüle layık görüldük. Tabi bu ödülleri tek başımıza almadık. Anadolu Efes Satış Eğitim ve Yetkinlik Geliştirme Müdürlüğü ile işbirliği içinde çalışarak, GmPly kullanılarak geliştirilmiş interaktif video video e-öğrenme süreçleri ile başvurduğumuz ilgili yarışmalarda kazandık.”

Eğitim sektöründe bu ödüller ne manaya geliyor?

Gökçen Karan: “Elbette oldukça önemli. Çünkü her başvurana ödül vermiyorlar sonuçta. Orada ciddi bir juri sürecinden geçiyorsunuz ve bu ödüller sektördeki en prestijli ödüllerden. Bu ödüller bizim ilk ödüllerimiz ve uluslararası arenada yabancı juriler tarafından GmPly’in hep anlattığımız özelliklerinin ve faydalarının, gerçekten çalışmış ve fayda üretmiş bir proje üzerinden böyle bir juri tarafından da onaylanması manasına geliyor. 2021’de farklı projeler ile yeni ödüller almanın peşinden koşuyor olacağız.” dedi.

KWORKS Covid-19 Ekspres Demo Günü

KWORKS Covid-19 Ekspres Hızlandırma Programı’nda yer alan 10 girişimin işbirliği çıktılarını paylaşacağı sunumların ve platformda yer alan kurumların da işbirliği sürecindeki öğrenim ve kazanımlarını paylaşacağı panellerin yer alacağı KWORKS Covid-19 Ekspres Platformu Demo Günü canlı yayını.

Üç boyutlu yazıcılar için birden fazla renkte baskı almanızı sağlayan Co Print, Arıkovanı’nda desteklerinizi bekliyor

Girişimcileri desteklemek için hayata geçirilen Turkcell’in kitlesel fonlama platformu Arıkovanı‘nda fonlamaya açılan projeleri sizlerle paylaşmaya devam ediyoruz. Çok renkli ve malzemeli Üç Boyutlu (3D) baskının Türkiye’deki ilk örneklerini sunan Co Print, Arıkovanı’nda fonlamaya açıldı.

21 yaşındaki iki genç girişimci Fatih Kazım Duymaz ve Hüseyin Özen tarafından kurulan, çok renkli ve çok malzemeli 3D Baskının Türkiye’deki ilk örneklerini oluşturan girişimin gelecek hedefi ise Türkiyedeki 3D Yazıcı ekosistemini geliştirmeye katkı sağlamak ve global pazara teknolojilerinin ihracatını yapmak. Fonlamaya açılan proje Co Print, herhangi bir masaüstü 3D yazıcıların yeteneklerini artıran bir 3D Yazıcı ekipmanıdır.

3D Yazıcılar her geçen gün gelişiyor. 3D Baskı gerek endüstriyel düzeyde gerekse günlük hayatta pek çok sorunumuzu çözüyor. Ancak bu 3D Yazıcıların çoğu tek baskı ucuna sahip bu yüzden sadece tek renk malzeme ile üretim yapabiliyorlar. Yerli girişim Co Print ise bunu değiştirmeyi hedefliyor, 3D Yazıcıların tek baskıda 4 farklı filamenti bir arada kullanabilmesini sağlıyor. Bu sayede sıradan bir 3D Yazıcıyı çok renkli ve malzemeli 3D Baskı ile tanıştırıyor.

Co Print, bütün 3D Yazıcılar ile çalışabiliyor

Piyasadaki benzer ürün ve yöntemlerden en az 2 kat daha uygun fiyatlı Co Print, herhangi bir 3D Yazıcının işlevselliğini artıran bir 3D Yazıcı ekipmanıdır. 3D Yazıcılara giren filamenti, bilgisayarda tasarlanan renkli modelin ihtiyacına göre otomatik olarak değiştirir ve bu sayede 3D yazıcıların çok renkli ve çok malzemeli nesneleri tek baskıda üretmesine olanak tanır. Kolay kurulumlu ve ek bir donanım gerektirmeyen Co Print’in en iyi yanlarından birisi de neredeyse bütün Masaüstü 3D Yazıcılarla birlikte çalışabilmesidir.

Patentlenmiş ve seri üretime uygun final prototipi hazır Co Print, Arıkovanı’nda destekleri bekliyor. Ödülleri arasında Okullar için Co Print ve İlk 20 ürün için özel indirimler sunan ekip, siparişlerini Kasım 2020‘de kullanıcılarla buluşturmaya hazırlanıyor.

Girişimlere yatırım yapmak için kurulan Boğaziçi Ventures, Azerbaycan’da faaliyete başlıyor

Türkiye’nin önde gelen girişim sermayesi yatırım fonlarından biri olan Boğaziçi Ventures’ın değerlendirmesine göre, Azerbaycan’da bilgi teknolojileri ve yeniliklerin gelişme hızı, bölgede girişim faaliyetlerinin başlatılması için elverişli koşullar yaratıyor.

Boğaziçi Ventures’ın temel amacı, Azerbaycan merkezli girişimlerin hızlı bir şekilde gelişmesini ve finansal kaynaklara ulaşarak dış pazarlara erişimini sağlamaktır. Boğaziçi Ventures’ın Azerbaycan’da faaliyete geçirilmesinin bölgenin genel ekonomisini güçlendirmesinin yanı sıra, son yıllarda yerel girişimlerin aktif büyümesi sonucunda bölgeye dikkat çekmesi ve Azerbaycan’ın bölgesel bir teknoloji merkezi haline gelmesinde önemli bir rol oynaması bekleniyor.

Açılış törenine, Türkiye’nin Olağanüstü Büyükelçisi ve Tam Yetkili Azerbaycan Büyükelçisi Erkan Ozoral ve BV Azerbaycan ofisi temsilcisi Turan Almammedov katıldı. Etkinlikte İnovasyon Ajansı Yönetim Kurulu Başkanı Tural Karimli, Azerbaycan’da inovasyon ve yüksek teknolojinin gelişmesi için yapılacak çalışmalar ve gelecek planları hakkında bilgi verdi. Aynı zamanda, potansiyel yerel girişimlerin Boğaziçi Ventures ile geniş işbirliği tartışıldı.

Boğaziçi Ventures’ın temel amacı, Azerbaycan’da gelecek vaat eden girişimlere hem finansal destek hem de küresel ölçeklendirme konusunda bilgi sağlayarak hızlı gelişim ve dış pazarlara erişim sağlamaktır. Son yıllarda yerel girişimlerin aktif büyümesi sonucunda, bölgeye dikkat çekilmesi ve Azerbaycan’da bir girişim fonu açılması, bölgenin genel ekonomisinin güçlenmesinde ve ülkenin teknolojik bir yapıya dönüşmesinde önemli rol oynaması bekleniyor.

Boğaziçi Ventures bünyesinde yer alan BV Growth fonu, sadece Türkiye’de kurulmuş ve uluslararası açılım vizyonuna sahip büyüme aşamasındaki teknoloji şirketlerine yatırım yapmayı amaçlamaktadır.

PayCore, Visa’dan aldığı onay ile finansal kuruluşlara pin destekli Soft POS teknolojisini sunacak

Temassız ödemeye ihtiyaç giderek artarken Türkiye’nin global ödeme çözümleri şirketi PayCore, kendi teknolojisi Soft POS ile önemli bir atılım yapıyor.

PayCore’un akıllı Android telefonların ve tabletlerin herhangi bir ek cihaza gerek kalmadan POS terminali olarak kullanılabilmesini sağlayan PIN destekli SoftPOS teknolojisi, Visa Ready Program kapsamında gerekli aşamaları geçerek onay aldı. Paycore, 200 ülkede 61 milyonun üzerinde iş yerine hizmet veren Visa’dan aldığı onay kapsamında, dünyanın dört bir yanında iş yerlerinin düşük maliyet ve yüksek teknolojiyle kart kabul etmelerine olanak sağlayacak. Türkiye’de ilk defa hayata geçen PIN destekli SoftPOS teknolojisi ile tüketiciler temassız ödeme limiti üzerindeki işlemleri de POS olarak kullanılan telefonların ekranlarından PIN girerek gerçekleştirebilecek.

Bugün dünya genelinde 500 milyon işletmeden yalnızca yüzde 15’i ödemelerde kart kabul ederken, 180 milyon mikro işletme ise ödeme terminallerinin yüksek maliyeti nedeniyle yalnızca nakit üzerinden ticaretini yürütüyor. Özellikle küçük ve mikro ölçekteki işletmelerin finansal ihtiyacını karşılayacak “uygun maliyetli” ödeme çözümlerine duyulan ihtiyaç son yıllarda temassız teknolojilere yönelişi artırdı. Tüm dünyayı derinden etkileyen COVID-19 pandemisiyle hijyenin ön plana çıkması da nakit ödemelerden kaçınılmasını ve temassız kartlı ödemelerin yükselişe geçmesini sağladı. Global Knowledge Management’ın hazırladığı dünya çapındaki çalışmada hali hazırda temassız kartı olmayanların 3’te 1’inden fazlasının pandemiyle birlikte en kısa sürede temassız kart sahibi olmak istedikleri verisi yer alıyor. Küresel teknoloji pazarı danışmanlık şirketi ABI Research’ün son çalışmasına göre global olarak temassız ödemeler COVID-19 öncesi beklentilere kıyasla yüzde 6-8 arasında daha fazla artacak. Çalışma 2020’de verilen tüm kartların yüzde 65’inden fazlasının da temassız olduğuna vurgu yapıyor.

Türkiye’nin global ödeme çözümleri şirketi PayCore da geliştirdiği SoftPOS teknolojisiyle tam da bu noktada yenilikçi bir çözümle sektörü dönüştürüyor. SoftPOS, NFC destekli Android akıllı telefonların ve tabletlerin herhangi bir ek cihaza gerek kalmadan POS terminali olarak kullanılabilmesini sağlıyor. Bu çözümle birlikte üye işyerleri temassız kartlar, mobil cüzdanlar ve giyilebilir cihazlardan miktar ne olursa olsun kendi kişisel mobil cihazları ile ödeme kabul edebiliyor. PIN’li ve PIN’siz tüm işlem tiplerini destekleyen Pin on Glass teknolojisiyle, temassız limit dışında ödemeler de POS olarak kullanılan telefonların ekranlarından PIN girilerek kolaylıkla kabul edilecek. SoftPOS, yüksek tutarlı işlemlerle de üye işyerlerine kolaylık ve maliyet avantajı sağlıyor. Türkiye’de birçok kurum tarafından kullanılan çözüm, yurt dışında da gerçekleştirilen iş birlikleriyle hızla yaygınlaşıyor.

Tüm bu atılımların ardından PayCore, Visa Ready Programı’na dahil oldu ve sonrasında hem SDK, hem white-label app onayı almayı başardı. PayCore CEO’su Turgut Güney, çalışmanın başarıyla tamamlanmasının global yolculuklarında önemli bir kilometre taşı olacağını belirtiyor. SoftPOS’u Visa onaylı bir çözüm olarak hizmete sunmanın kendileri için çok değerli olduğunu ifade eden Güney, “SoftPOS çözümümüzün hem SDK hem white-label uygulama olarak onay alması sayesinde bankalar mobil uygulamalarına SoftPOS özelliğini entegre edebilecekleri gibi alternatif olarak White-label uygulama sayesinde de sadece logo ve tema değişimiyle SoftPOS’u özelleştirmeleri mümkün olacak. Bu iki çözümü de bir paket olarak Visa’nın onayıyla sağlayan dünyadaki sayılı şirketlerden biriyiz” diyor.

Visa Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel ise “Visa olarak her zaman önceliğimiz, tüketicilerin ve iş yerlerinin ihtiyaçlarına göre şekillenen yeni nesil ödeme teknolojilerinin hayata geçmesine destek olmak. Tüm dünyayı etkileyen pandemi döneminde gördük ki nakitle temastan kaçınan tüketiciler, kartlı ve özellikle temassız ödeme teknolojilerini tercih ediyor. SoftPOS çözümleri, işletmelere tam da tüketicilerin dijital ödeme yapabilmeyi talep ettiği bu dönemde Android telefonlarını temassız POS cihazlarına dönüştürme imkanı sunuyor. Türkiye’de ilk kez Paycore’un Visa’dan finansal kuruluşlara sunmak üzere onay aldığı PIN destekli SoftPOS ise temassız limitinin üzerindeki ödemelerin de Visa kartlarıyla kolaylıkla yapılmasına olanak sağlıyor. KOBİ’lerin temassız ödeme kabul altyapısını yaygınlaştıracak ve Türkiye’nin kart kabul inovasyonunda öncü olacak bu çözüme destek vermekten ötürü mutluyuz” dedi.

Tarım çözümleri odaklı yerli girişim Tarfin, Quona Capital liderliğinde 5 milyon dolar Seri A yatırım aldı

Çiftçilerin tarım girdilerine uygun fiyat ve vade imkanıyla erişimini sağlayan yerli girişim Tarfin, 5 milyon dolar Seri A yatırım turunu tamamladı.

Global fintech fonu Quona Capital’ın liderliğini üstlendiği yatırım turuna Raiffeisen Bankası’nın girişim sermayesi fonu Elevator Ventures, dünyanın lider tarım girdileri üreticilerinden Syngenta Group’un girişim sermayesi fonu Syngenta Ventures ve Tarfin’in mevcut yatırımcıları Collective Spark Fund ve Wamda katıldı. Aldığı sermaye yatırımı ile bilançosunu kuvvetlendiren Tarfin, yeni tarım sezonunda veri bilimine, mobil teknolojilerine ve ekibine yaptığı yatırımları katlayarak Türkiye ve Doğu Avrupa’da daha fazla çiftçiye ulaşmayı hedeflemektedir.

Tarfin, geliştirdiği makine öğrenmesine dayalı tarımsal risk skorlama modeli ile bugün çiftçilerimizin ihtiyaç duyduğu tüm tarım girdilerine uygun fiyat ve vade imkânı ile ulaşmasını sağlamaktadır. Türkiye genelinde 240’tan fazla satış noktasında, binlerce çiftçi Tarfin’den alışveriş yaparak girdi maliyetlerini düşürmekte, tasarruf etmektedir. Ürün fiyat karşılaştırmasından alışverişin tamamlanmasına kadar olan tüm süreci yeni çıkardığı mobil uygulamasında birleştiren Tarfin, teknolojik alt yapısını ve geniş satış ağını geliştirerek daha fazla çiftçiye hizmet sağlamayı amaçlamaktadır.

Tarfin’in kurucusu ve genel müdürü Mehmet Memecan “Yaşadığımız dönemin dengelerini değiştiren pandemi, tarımın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Tarfin olarak her daim çiftçilerimiz için yeni çözümler üretmeyi görev edindik. Tarımın sürdürebilirliğine destek olan yeni ortaklarımıza teşekkür ederiz.” dedi.

Quona Capital ortağı Johan Bosini “Mehmet Memecan ve ekibi, Türkiye’de çiftçilerin üretimleri için ihtiyaç duydukları desteği sağlayan ve sadece Türkiye ile sınırlı kalmadan farklı tarım ülkelerinde de uygulanabilecek inanılmaz bir iş kurdu. Türkiye, dünyanın en büyük yedinci tarım üreticisi, bu nedenle çiftçileri desteklemenin önemi yüksek. Quona olarak bu güçlü ekibin ve onların yolculuğunun bir parçası olmaktan gerçekten heyecan duyuyoruz.” dedi.