Ana Sayfa Blog Sayfa 614

Call Center Studio markasıyla yurt dışına açılan AloTech, 18 ülkede faaliyet gösteriyor

Nevzat Aydın‘ın yatırımlarından biri olan çağrı merkezi bulutu AloTech, Call Center Studio markasıyla yurt dışına açıldı. Call Center Studio son 6 ayda ABD, Kenya, İngiltere, Pakistan, Cezayir, Nijerya, Rusya ve Almanya’da da hizmet vermeye başlayarak destek verdiği ülke sayısını 18’e çıkardı.

Geçtiğimiz yıl 550’den fazla şirkete ulaşan ve cirosunu yüzde 100 artıran şirket, Red Herring North America Top 100 listesine girme başarısı da gösterdi. Dünyanın en prestijli teknoloji ödülleri arasında yer alan ve yenilikçi şirketlerin sıralandığı Red Herring’in Top 100 listesinde geçtiğimiz yıllarda Facebook, Google, Salesforce, Spotify ve YouTube gibi firmalarda yer almıştı.

“Yurt dışında şirketlere verdiğimiz danışmanlıkla öne çıkıyoruz”

Alotech ve Call Center Studio kurucu ortağı Cenk Soyak yurt dışındaki hızlı büyüme ivmesine dair açıklamalarda bulundu; “İlk olarak Türkiye’deki müşterilerimiz yurt dışına açılırken bizleri de yanlarında götürdüler ve farklı ülkelerdeki ekipleri için de bizi kullanmaya başladılar. 2020 ikinci yarısı itibariyle direkt yurt dışında hem iş ortaklıkları ile hem de pazarlama faaliyetleri ile farklı pazarlara giriş yapmaya başladık. Şu ana kadar onun üzerinde proje satışı gerçekleştirdik” dedi.

Global pazarda rakiplerinden bir adım öne çıkmalarını ürün özelliklerine ek sundukları danışmanlık desteği ile artan verim olduğunun altını çizen Soyak, “Birçok şirket iş süreçlerini doğru tasarlamadığı için yüz binlerce dolarını kaybediyor. Bizimle tanışan şirketlerde öncelikli olarak süreçleri nasıl tasarlamalıyız konusuna odaklanıyoruz. İşlerini dinliyoruz. Operasyon ekiplerinin daha verimli çalışacağı, maliyetleri minimize edecek yapılar olarak tasarlıyoruz. En önemlisi devamlı memnuniyet için 7×24 destek sunuyoruz.”

Uluslararası büyüme uluslararası ekip

Türkiye’ye ek olarak Kanada, Fas, Bulgaristan, Venezuela, Filipin, Hindistan ve Amerika vatandaşlarından oluşan 92 kişilik bir ekibe ulaşan AloTech, global bir marka olma hedefine doğru ilerliyor. 2020 yılında ekibini 40 kişi büyüten AloTech, #BenneredeysemAlotechorada mottosuyla yaklaşık bir yıldır lokasyon bağımsız olarak hizmet veriyor. Hatta çalışanların nerede olduklarını gösteren bir mikro site de mevcut. www.benneredeysemalotechorada.com

Yapay zeka kullanımıyla operasyonel maliyetlerde ortalama yüzde 40 tasarruf

Geçtiğimiz yıl çok kanallı iletişim ve bot özelliklerine odaklanan AloTech, Web Chat, Facebook Messenger, WhatsApp ve sesli bot ve yazılı bot kullanan şirket sayısını bir önceki yıla göre %433 artırmayı başardı. Bu kanallara ek olarak 2021 yılında video konferansın da eklenmesiyle 360 derece bir müşteri hizmetleri deneyimi sağlamayı hedefliyor.

Ayrıca Yapay Zeka üzerine 2020 yılında bir departman kuran AloTech mevcut yapısı dahilinde otomatize edebileceği ve maliyetleri azaltabileceği alanlarda müşterilerine destek vermeye de başladı. Ekip ilk yılında 10’a yakın müşteride geliştirdiği sesli ve yazılı bot servisleri ile operasyonlara gelen çağrıların ortalamada %40’ını çağrı merkezi ekiplerine ulaşmadan çözerek ciddi bir müşteri memnuniyeti artışı ve maliyet avantajı sağladı. Alotech’in 2021 hedefleri arasında hali hazırda hizmet verdiği 550’nin üzerinde müşterisi için benzer analizleri yaparak yapay zeka içeren çözümleri en hızlı şekilde operasyonlarına dahil etmek yer alıyor.

Fintech nedir? Fintech’ler dünyayı nasıl değiştiriyor?

Tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılan fintech kavramı, dijitalleşmenin artmasıyla birlikte hayatımızda önemli bir yer edindi. İngilizce’de “finance” ve “technology” kelimelerinin birleşmesiyle ortaya çıkan fintech, Türkçe’de finansal teknoloji anlamına geliyor. Aynı zamanda Türkiye’de kelimenin “fintek” olarak kullanımı da yaygın.

Adından da anlaşılacağı üzere fintech, finans ekosistemiyle teknolojinin bir araya gelmesinden oluşuyor. İlk başlarda finans sektöründeki teknolojik atılımlar üzerinden ortaya çıkan fintech kavramı artık belli bir sınırın içinde değil. Mobil bankacılık, şubeye gitmeden hesap açabilme gibi faaliyletler fintech kavramına dahil olsa da finans dünyasında teknolojiyi kullanarak devrim yaratan girişimler, kendilerini bir fintech olarak konumlandırıyor. Aynı zamanda kripto paralar da fintech dünyasının içinde yer alıyor. Böylelikle fintech, artık geleneksel finansal yapıların dışına çıkarak başlı başına bir sektör halini aldı.

Fintech dünyayı nasıl değiştiriyor?

Türkiye’de ve dünyada fintech alanında faaliyet gösteren girişimlerin büyük bir kısmı, finans dünyasını yeniden şekillendiriyor. Paranın dijitalleşmesi ve yatırım araçlarının dijital dünyaya taşınması radikal değişiklikler olarak görünse de fintech’lerin kullanıcı deneyimini iyileştirmesi ve günlük yaşamı kolaylaştırması büyük önem taşıyor.

Fintech’ler ile birlikte kullanıcıların finansal yaşantısını yönetmek için artık banka şubelerine gitmesi gerekmiyor. Banka müşterileri, işlemlerinin neredeyse tamamını dijital bankacılık hizmetleri üzerinden gerçekleştirebiliyor. Aynı zamanda geleneksel bir bankaya bağlı olmayan fintech’ler, kullanıcıların paralarını dijital hesaplarında tutmasını ve ödemelerini çok daha detaylı bir şekilde takip etmesini sağlıyor.

Fintech ile birlikte kullanıcılar, daha kişiselleştirilmiş bir bankacılık deneyimi yaşıyor. Fintech’ler, yapay zeka ve veri işleme teknolojilerinin yardımıyla müşterilerin bankacılık faaliyetlerini daha kapsamlı bir şekilde analiz ediyor ve kişiye özel çözümler sunuyor.

Aynı zamanda Fintech’ler hem büyük kurumsal yapıların hem de KOBİ’lerin de hayatını kolaylaştırıyor. Kurumsal yapılar, fintech ile birlikte finansal raporlarını daha kapsamlı bir şekilde takip ederken KOBİ’lerin müşterilerinden ödeme alması kolaylaşıyor.

Fintech dünyasının önemli oyuncusu: Param

Finansal teknoloji ve dijital bankacılık dünyası her geçen gün gelişirken, önemli oyuncular yenilikleriyle karşımıza çıkmaya devam ediyor. Fintek dünyasının en önemli oyuncularından Param da kısa süre içerisinde mobil uygulama ve tüm ürünleriyle yenilenmiş bir şekilde karşımıza çıkacak. Ödeme aldığınız veya yaptığınız her noktada bulunan ve hızla büyüyen marka için daha detaylı bilgi için tıklayın.

Bu içerik Param sponsorluğunda hazırlanmıştır.

Atık ekmeklerden biyopolimer üreten yerli girişim Plastic Move, ilk ürün denemelerini Evyap ve Sarten ile yaptı

Atık ekmeklerden biyopolimer üreten yerli girişim Plastic Move, ilk ürün denemesini Evyap ve Avrupa’nın en büyük plastik ambalaj üreticilerinden biri olan Sarten iş birliğinde gerçekleştirdi.

İlk kez Mayıs 2020’de TÜSİAD’ın yarışmasında beş finalistten biri olarak karşımıza çıkan girişimin hikayesine Ağustos 2020’de yer vermiştik. Ayrıca Workup Girişimcilik Programı’nın da yedinci dönemine seçildi.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile kullandıkları plastik oranlarını azaltmaya çalışan firmalar için yüksek değer önerili katkı hammaddeleri sunan Plastic Move, bu alandaki şirketlerin şimdilik plastik kullanım oranını yüzde 20 azaltıyor. Bunu da gıda ve tarım atıklarından elde ettikleri düşük maliyetli bir biyopolimer ile sağlıyorlar.

Plastic Move’un atık ekmeklerden ürettiği biyopolimer yeni piyasaya çıkaracağı 2.5 litre Işıl ve 4 litre Fax şişelerinin orta kapak üretiminde denendi.

Plastic Move’un hikayesi

Avrupa Birliği ile ticaret yapan ülkelerin üretimlerini standardize etmesi gerekiyor ve Türkiye bu bağlamda neredeyse aynı ligde üretim yaptığı tüm ülkelerden geri kalmış durumda. Bu standardizasyon için ciddi bir azaltım politikası uygulanması gerekiyor ve bundan dolayı da ülkemizin en kısa zamanda AB ile uyumlu bir karbon vergisi uygulamasına geçmesi ve daha doğa dostu çözümler araması gerektiği anlamına geliyor.

Plastic Move plastik sektörüne gelecek vaat ederken, dünyanın da geleceğini ilgilendiren girişimlerden biri olarak gözümüze çarpıyor.

Girişimle ilgili tüm gelişmeleri sizlere aktarmaya devam edeceğiz.

Akıllı telefonları POS’a çeviren Sipay, temassız ödemelerde taksit yapabilme özelliğini duyurdu

Yeni nesil ödeme çözümleri sunan yerli finansal teknoloji şirketi Sipay, halihazırda kurumsal ve bireysel kullanıcılara dijital cüzdan, sanal POS ve linkle ödeme gibi yeni nesil ödeme sistemleri alt yapısı sağlıyor.

Sipay, artık e-ticaret için sağladığı sanal POS altyapısını mobil üzerinden fiziki mağazalara da taşıyor ve akıllı telefonları mobil POS’a çevirerek temassız ve taksitli alışveriş imkanı sunuyor. İlk olarak Altınbaş mağazalarında başlatılan bu yenilikçi uygulamanın yakında farklı sektörlerde de yaygınlaşmaya başlayacak.

Ödeme sistemlerinin ödüllü şirketi Sipay’in Genel Müdürü Semih Muşabak temassız taksit uygulamasına dair şu sözleri ifade etti: “Altınbaş mağazalarında başlattığımız bu hizmetle, e-ticaret için sağladığımız sanal POS altyapısını mobil üzerinden fiziki mağazaya taşıdık. Kısacası telefonları mobil POS’a çevirip temassız ve üstelik taksitli alışveriş imkanı sunmaya başladık.

Sektörde şu anda temassız yapılan ödemelerde taksit imkanı sunan başka bir uygulama bulunmuyor. Sanal POS altyapısını kullandığımız bu uygulamada müşteri, akıllı telefonuna gelen OTP SMS’i (anlık ve tek kullanımlık şifre) kullanarak temassız ödeme onayını veriyor. Pilot olarak Altınbaş mağazalarında başlattığımız bu uygulamayı hızlı bir şekilde sahada yaygınlaştırıp farklı sektörlerde de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.”

Logo Yazılım, 2020 yılında şirket gelirlerini yüzde 29 arttırdı

Türkiye’nin en büyük yerli iş yazılımı şirketi Logo Yazılım 2020 finansal sonuçlarını açıkladı. Logo Yazılım, 2020’de satış gelirlerini geçen yıla oranla %29 arttırarak 545 milyon TL’ye yükseltti. Faiz, amortisman ve vergi öncesi kârını (FAVÖK) da %25 oranında arttıran Logo’nun net kârı ise %33 artış göstererek 115 milyon TL’ye ulaştı. Logo Yazılım hisse başına kazancı ise %33 oranında artarak 4,75TL oldu.

Pandemi döneminde de stratejik yatırımlarını sürdüren Logo, müşteri sayısındaki artışını güçlü bir şekilde gerçekleştirerek önümüzdeki dönem sürdürülebilir büyüme gücünü güvence altına aldı. Tüm iş birimlerinde çift haneli gelir büyümesi sağlayan Logo, özel entegratörlük alanında da en fazla müşteri sayısına sahip firma olarak liderliğini korudu.

Logo Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Grup CEO’su M. Buğra Koyuncu başarıyla geride bıraktıkları 2020 yılının ardından yaptığı değerlendirmede, dijital dönüşümün giderek ivmelendiğini belirterek şunları söyledi “Teknolojiye yatırım artık gerek küçük firmaların gerek orta ve büyük ölçekli işletmelerin yaşamının her alanında gittikçe artarak yer almaya başladı. Şirketler değişen dünya koşullarına ve kullanıcı davranışlarına uyum sağlayabilmek ve rekabet açısından öne geçebilmek amacıyla ürünlerini, hizmetlerini ve iş modellerini/süreçlerini dijitalleştirerek dönüştürmek durumunda kalıyorlar. Bu dönüşümün önümüzdeki yıl da hızlanacağını, etki alanını genişleteceğini bekliyoruz. Bu bağlamda Logo olarak üç stratejiye odaklanacağız. Bunların en önceliklisi yazılım ve teknoloji çözümlerini bir hizmet olarak sunabilmek. Yazılım sektörü sürekli, kesintisiz ve kaliteli hizmetler gerektiren bütünleyici bir değer anlayışına doğru hızla eviriliyor. Bunu hem yazılım ürünlerinin sunduğu teknolojik altyapı ve olanaklar açısından, hem de kullanıcılarımıza uçtan uca bir iş modeli ile yüksek katma değerli çözümler sunmak olarak yorumlayabiliriz. Kullandıkça öde, lisans kiralama, SaaS, bakım anlaşmaları, üyelik gelirleri ve kontör karşılığı sunulan e-servisler olarak örneklendirebileceğimiz tekrarlayan gelirlerimizin toplam gelirlerimizin içerisindeki payını istikrarlı şekilde artırmayı hedefliyoruz.

Diğer hedefimiz ise dikey çözüm alanlarına odaklanmak, yani belirli niş alanlarda, seçtiğimiz sektörlere ve/veya iş fonksiyonlarına yönelik uzmanlaşmış çözümler üretmek. Ana faaliyet alanımızı oluşturan iş yazılımlarımızın etrafını bu türden dikey çözümler ile kuşatarak, kullanıcılarımıza sunduğumuz toplam faydayı artırmak, birbirini tamamlayan çözümler ve hizmetler ile zenginleştirmek istiyoruz. Burada stratejik iş birliklerine de açık olan bir büyüme modelini benimsiyoruz.

Uluslararasılaşmak ise büyüme stratejimizin üçüncü boyutu. Bugün bölgesel ölçekte rekabet eden bir yazılım firması olarak Romanya ve Hindistan’daki şirketlerimizle yurt dışı pazarlara yönelik yeni ürün geliştirme, tutundurma ve pazarlama faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Ölçeğimizi daha da genişletip, bizim için fırsatlar sunabileceğini öngördüğümüz yeni pazarlara girmek ve gelir kanallarımızı çeşitlendirmeyi hedefliyoruz.”

Insha Ventures ve ininal iş birliği ile kullanıcılar 7 gün 24 saat döviz alım satımı yapabilecek

Albaraka Türk Katılım Bankası’nın iştiraki olan ve Türkiye’nin ilk fintech girişim kurucusu olarak 2020 yılında faaliyetlerine başlayan Insha Ventures ile bireysel ve kurumsal müşterilere temel finansal hizmetler sağlayan yeni nesil ödeme platformu ininal, finansal teknolojiler alanında önemli bir iş birliğine imza attı.

Bu iş birliği kapsamında Albaraka API Platformu çatısı altında geliştirilen kur bilgisi ve döviz alış-satış API’leri ininal Cüzdan’a entegre edildi. Böylece kullanıcılar ininal Cüzdan üzerinden artık döviz hesabı açabilecek ve banka hesabına gerek olmadan döviz alım-satımı yapabilecek.

İş birliği ile ininal kullanıcılarının başlangıçta döviz alım-satımı olmak üzere ilerleyen dönemde tüm bankacılık ürünlerine ulaşması hedefleniyor.

Gonca: “Kullanıcılarımız 7/24 döviz alım satımı yapabilecek”

Insha Ventures iş birliğini değerlendiren ininal CEO’su Hakan Goncaşunları söyledi:

“Pandeminin gölgesinde geçen bir yılı tamamladık. Bu dönemde değişen tüketim alışkanlıklarına uygun olarak kullanıcılarımızın beklentileri doğrultusunda yeni ürün ve hizmetlerimizi hayata geçirdik. Bu kapsamda ininal Plus Hesap ve 7/24 para transferi hizmetlerimizi kullanıcılarımızla buluşturduk. 2020 yılının son döneminde de bir parçası olduğumuz Multinet Up ile iş birliği yaparak kare koda yatırım yaptık. Kullanıcılarımıza 30 bin Multinet noktasında ininal Cüzdan üzerinden kare kod ile ödeme özelliği sunmaya başladık. Ödemelerini kare kod üzerinden yapan kullanıcılarımıza harcamalarının yüzde 5’ini anında geri kazandırıyoruz. 2021 yılına da hızlı bir giriş yaparak Albaraka Türk Katılım Bankası’nın iştiraki olan Insha Ventures ile güçlerimizi birleştirdik. Regülasyon tarafında açık bankacılık ve dijital yöntemlerle kullanıcıların tanınmasına olanak sağlayacak adımların atılmasıyla birlikte, finans sektöründe hareketli bir dönemin bizi beklediğini düşünüyoruz. Dijitalleşmeyle başlayan sektördeki demokratikleşme, açık bankacılık ile doruk noktasına ulaşacak. Açık bankacılıkla birlikte, bankalar ve fintech’lerin iş birliktelikleri önem kazanacak.

Türkiye fintech ekosistemi ve bankacılık ekosistemi içerisindeki iki önemli şirketin, bu proje ile son kullanıcının hayatını kolaylaştırarak fayda sağlayacak bir iş birlikteliği ortaya koyduğunu ve açık bankacılık ortaklığına önemli bir örnek oluşturduğunu düşünüyoruz. Yeni iş birliğimiz kapsamında ininal kullanıcıları banka hesabına gerek olmadan ininal Cüzdan üzerinden döviz hesabı açarak, 7 gün 24 saat dolar ve euro alıp satabilecekler. Kullanıcılarımızın aldıkları tutar karşılığı TL hesaplarından düşecek. Döviz alım-satım işlemleri ve kurların belirlenmesi insha Ventures tarafından yapılacak. Önümüzdeki dönemde kullanıcılarımızın tüm finansal hizmetlerini karşılama hedefimizle mikro kredi, hisse alım-satımı, altın ve yurt dışı para transferi gibi ürünlerimiz ile hayatlarını kolaylaştırmaya devam edeceğiz” dedi.

Sezer: “Fintech ve banka dayanışmasının önemli bir örneği”

Fintech ekosisteminin başarılı iki şirketini bir araya getiren söz konusu iş birliğinin fintech dayanışması için güzel bir örnek teşkil ettiğinin altını çizen Insha Ventures CEO’su Yakup Sezer, bu iş birliğinin aynı zamanda fintech ile bir bankanın ortak iş geliştirmesi açısından da önemli bir adım olduğunu söyledi. Sezer sözlerine şöyle devam etti: “2020 yılı zorlu ve sıkıntılı bir yıl olmasının yanı sıra birlik ve dayanışmanın gücünü de bizlere hatırlatan bir yıl oldu. Fintech ekosistemi özelinde ise hem dünyada hem de Türkiye’de pek çok önemli gelişmelere şahit olduk.

Bu süreçte insanların hayatlarını kolaylaştırmak için bir taraftan regülasyonlar kapsamında yenilikçi finansal teknolojiler geliştirmeye devam ederken, diğer taraftan ise ekosistemin ortaya koyduğu güce olan inancımızla yeni iş birlikleri için çalışmalarımızı hızlandırdık. Bu kapsamda ininal ile yaptığımız iş birliğini çok değerli görüyor, ininal kullanıcılarına fayda sağlayacak döviz API’leri entegrasyonunu tamamlamış olmaktan dolayı mutluluk duyuyorum. Bu iş birliğiyle ininal kullanıcılarının başlangıçta döviz alım-satımı olmak üzere ilerleyen dönemde tüm bankacılık ürünlerine ulaşmasını hedefliyoruz. Böylece bir taraftan finansal okuryazarlığa katkı sağlarken, aynı zamanda finansal kapsayıcılığı da destekliyoruz. Önümüzdeki dönemde de hayata geçireceğimiz yeni projelerle hem ekosistemi desteklemeye hem de bireylerin hayatını kolaylaştırmaya devam edeceğiz.”

Türk oyun şirketi Dream Games, 353 milyon TL yatırım aldı

İstanbul merkezli Türk oyun şirketi Dream Games, Ticaret Sicil’den netleştirdiğimiz bilgi doğrultusunda 353 milyon 495 bin TL‘lik “nakden ödendiği” teyit ettiğimiz bir yatırım aldı. Birçok yatırımcının katıldığı turla ilgili henüz net açıklama yapılmadı.

Kurucuları ile iletişime geçtiğimizde resmi bir basın bülteni henüz hazırlamadıklarını ve yakında paylaşılacağını dile getirdiler.

Soner Aydemir, Hakan Sağlam, Serdar YılmazEren Şengül ve İkbal Namlı tarafından kurulan girişim, mobil oyunlar geliştirmek için Ağustos 2019’da yola çıktı.

Kurucuları ile iletişim içerisindeyiz. Yakında detaylı içerikler geliyor olacak.

Earlybird Digital East Fund, 242 milyon dolarlık yeni fonunu duyurdu

Almanya merkezli Earlybird ile ilişkili olan ancak tamamen ayrı bir şekilde faaliyetlerini sürdüren Earlybird Digital East Fund (DEF), 200 milyon euroluk yeni fonunu duyurdu. Yaklaşık 242 milyon dolara ulaşan bu fon, DEF’in bir önceki yatırım stratejisiyle aynı odakta ilerleyecek.

Earlybird Digital East Fund, yeni fonuyla birlikte ‘yükselen Avrupa‘ olarak konumlandırılan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine ve Türkiye’ye odaklanacak. Türkiye’de önemli yatırımları bulunan fonun kurucu ortağı ve yatırımcısı Cem Sertoğlu, Türkiye’nin ilk melek yatırımcısı olarak da biliniyor. DEF, yeni fonla birlikte 8 yıldır şirkette görev alan Mehmet Atıcı‘yı da ortak olarak atadı.

DEF, yeni fonuyla da tohum ve Seri A yatırımlarına odaklanıyor

Kurulduğu günden beri girişimleri erken keşfeden ve erken yatırım sürecinde yer alan Digital East Fund, yeni fonunda da bu stratejisini değiştirmeyecek. DEF’in yatırım yapacağı girişimlerin genellikle tohum yatırım turuna ya da Seri A turuna katılacak.

DEF’in duyurulan yeni fonu hali hazırda dört girişime yatırım yaptı. Bu girişimler FintechOS, Payhawk, Picus ve Binalyze.

Türkiye’nin en büyük girişimlerine yatırım yaptı

Yeni fonuyla birlikte Türkiye’yi radarında tutacak olan Earlybird Digital East Fund’ın kurucuları Türkiye’nin en büyük çıkış yapan girişimleri olarak bilinen Peak Games, Trendyol, Yemek Sepeti ve GittiGidiyor‘da yatırımcıydı. Aynı zamanda Earlybird Digital East Fund’ın Türkiye’de tapu.com, obilet.com, Apsiyon ve Vivense gibi girişimlerde de yatırımı bulunuyor.

DEF’in kurucu ortağı Cem Sertoğlu, 2005 yılında SelectMinds girişimini Oracle’a satarak Silikon Vadisi’nden Türkiye’ye döndü. Türkiye’ye gelmesiyle birlikte yatırımlarına başladı ve 2013 yılında Peak Games ve Trendyol’un ilk melek yatırımcısı Evren Üçok ve Earlybird ile ortaklık kurdu. Intel Capital’de görev yapan Dan Lupu da bu ortaklığa dahil oldu ve 2014 yılında 150 milyon dolarlık Earlybird Digital East Fund I fonu kuruldu.

2014 ve 2019 yılları arasında UiPath, Hazelcast ve obilet.com yatırımlarıyla birlikte ilerleyen DEF, birçok girişiminde başarıyı yakaladı.

2020 yılını verilerini paylaşan Youthall’da yayınlanan ilanlara 750 binden fazla öğrenci başvurdu

Türkiye’nin alanında öncü dijital insan kaynakları çözümlerini üreterek şirketlerin işveren markasını dijitalleştiren ve yetenek kazanımını hızlandıran girişimlerden Youthall, 2020 verilerini açıkladı.

Evden çalışma kavramının pandeminin etkisiyle tüm profesyonellerin hayatında yer edinmesinin ardından işveren olarak marka algısının artırılmasında “dijital” kavramı büyük ölçüde popülerlik kazandı. Aslında ​insan kaynakları alanında tüm bu süreçlerin yakın gelecekte popülerlik kazanması beklenirken pandeminin etkisiyle d​ijitalleşme ve dijitalde yetenek kazanımı dönemimizin kaçınılmaz bir gerçeği haline geldi.

Tüm bu artan dijitalleşme ihtiyacına cevap verebilmek adına geliştirilen teknolojiler, Youthall’u kullanan kullanıcılar ve şirketler tarafından verimli şekilde uygulanarak işe alım ve doğru yeteneği çekme deneyimlerinde fark yarattı. Bu sayede tüm işe alım ve staj süreçlerinde şirketler, hedefledikleri genç yeteneklere; genç yetenekler ise hayalini kurdukları şirketlere bir adım daha yaklaşabilir hale geldi.

Dijitalleşmenin etkisiyle Youthall’da yayınlanan ilanlar, dijital etkinlikler ve hazırlanan kariyer tavsiyesi içerikleri; hem web site hem de iOS uygulaması üzerinden ​2.5 milyondan fazla tekil kullanıcı​ tarafından ​22 milyon kez ​görüntülendi. Yayınlanan ilanların tamamına toplamda ​750 binden fazla başvuru​ yapıldı.

Youthall’un geliştirdiği satış teknolojilerinde çokça kullanılan pipeline sisteminin bir benzeri olan Aday Takip Sistemi (ATS) ile şirketlerin işe alım süreçlerini ​3 kat ​kolaylaştırırken başvuran adayların daha fazla görünür olması ​2 kat ​artırıldı. İşe alım uzmanları video mülakat aşamalarında 3. parti uygulamalar kullanmak yerine Youthall’un ürünü HRMaxx (Video Mülakat Aracı) sayesinde tek bir platformdan tüm süreçlerini optimize etme imkanı buldu.

Yetenek kazanımı ve işveren markası alanında yapılan çalışmalar ve geliştirilen inovatif teknolojilerin yanı sıra dijital olarak Youthall tarafından gerçekleştirilen etkinliklere​ 42 şirket katılım gösterdi​. Her oturumda yer alan ​700’den fazla anlık katılımcı, 8 binden fazla soru sordu​ ve ​19 binden fazla mesaj​ gönderdi. İlham veren İK yöneticileri ile Humanspire isimli seride yapılan röportajlara ​25 CHRO ve İnsan Kaynakları Direktörü​ katıldı ve röportajlar toplamda ​300 bin+ ​kez okundu.

Youthall, Smart Match (sMatch) akıllı aday eşleştirme sistemi ile Fast Company tarafından yapılan Türkiye’nin en inovatif 50 şirketi araştırmasında yer aldı. Youthall’un sMatch özelliğini kullanarak şirketler, hedefledikleri doğru adaylara günlerce bekleyerek başvuru almak yerine 24 saat içerisinde erişerek 1.5 kat daha fazla verim elde etti.

Youthall’un 2021 itibariyle hayata geçireceği tüm hedefleri, tıpkı geçtiğimiz yılda olduğu gibi şirketlerin ve genç yeteneklerin kariyer yolculuklarında dönüm noktası olmaya aday olacak.

Youthall 2020 Infografik

Yerli girişim MindBehind, Almanya merkezli TENIOS’tan 4 milyon dolar değerleme ile yatırım aldı

Yapay zeka destekli dijital asistanlarla iletişim çözümleri sunan yerli girişim MindBehind, Almanya merkezli teknoloji şirketi TENIOS’tan 4 milyon dolar değerleme üzerinden yatırım aldı.

2016 yılında şirketlerin “WhatsApp”ı olma vizyonuyla kurulan SOR’UN, tüm operasyonlarına Mindbehind ismiyle devam etme kararı aldı. Rotasını yurt dışı pazarlarda büyümeye çeviren MindBehind, gerçek zamanlı ses ve video iletişim çözümleri üreten Almanya merkezli TENIOS şirketinin kurucusu Ümit Öztürk’ten stratejik bir yatırım aldığını duyurdu. İlk yatırımını 2016 yılında Serdar Sayar ve Tamer Yılmaz’dan alan platform, Ümit Öztürk’ten gelen yeni yatırım sayesinde chatbot ile dijital asistanlarına e-ticaret, ödeme ve ses çözümlerini entegre ederek Avrupa pazarındaki büyümesini hızlandırmayı hedefliyor.

“Yetkinliğimizi Avrupa’dan başlayarak tüm dünyaya duyuracağız”

Aldıkları yatırıma ve isim değişikliğine dair değerlendirmelerde bulunan Mindbehind (eski adıyla SOR’UN) Kurucu Ortağı Anıl Kiper, “Şirketlerin müşteri ilişkilerini “akıllandırma” vizyonuyla çıktığımız bu yolda, 2020 yılında Türkiye ve yakın coğrafyada %300 büyüme yakalayarak onlarca şirketimizin milyonlarca müşterisine dokunduk. Bu yatırımla, SOR’UN markamızı MindBehind markamızla birleştirip, farklı coğrafyalara yayılma hızımızı artıracağız. Ürünlerimiz şu an 35 dilde hizmet veriyor. MindBehind Studio ekibimiz ise hali hazırda markalar için 5 dilde dijital asistan çözümleri geliştiriyor. Bu yetkinliğimizi Avrupa’dan başlayarak tüm dünyaya duyurmak için sabırsızlanıyoruz.” dedi.

MindBehind 2021’de önceliğini C-Commerce’e verecek

Anıl Kiper, yaptığı açıklamada yeni yatırımı izleyecek projelere de değindi: “Pandemi ile beraber chatbot ve dijital asistanlara e-ticaret ve ödeme çözümleri özellikleri kazandırdık. Bu sayede 2020’nin son aylarında Facebook Commerce Accelarator programına kabul aldık. Program kapsamında WhatsApp ve Messenger gibi Facebook ürün ailesinde yer alan mesajlaşma uygulamalarında yetkinliklerimizi geliştirdik. Önümüzdeki günlerde Türkiye’de ve dünyada ilk olacak projeleri farklı sektörlerde hayata geçirmeye hazırlanıyoruz. WooCommerce, Magento, Stripe, Paypal gibi sıkça kullanılan global e-ticaret ve ödeme çözümlerini Mindbehind ürünlerine entegre etmek ise 2021 ajandamızın en üst sıralarında yer alıyor.”

SOR’UN, MindBehind olarak yoluna devam etme kararı aldı

Yeni yatırıma ek olarak bir diğer gelişmenin de 2016 yılında şirketlerin “WhatsApp”ı olma hayaliyle ortaya çıkan SOR’UN tarafında yaşandığı belirtildi. Markaların dijital iletişim kanallarını tek bir yerden yönetebildiği bir platforma dönüşerek büyümesini sürdürürken 2020 yılının başında global markası ve ürünü MindBehind’ı lanse eden SOR’UN’un Avrupa pazarındaki büyüme hedefi ile 2021 itibarıyla yalnızca MindBehind ismi ile devam etme kararı aldığını duyurdu. Bu kapsamda şirket, tüm ürün ve servislerini MindBehind markası altında topladı. Şirketlerin sanal asistanlarını ve chatbotlarını tasarlayıp, yayına aldıkları ve yönettikleri MindBehind, bu asistanları markalar için tasarlayan ve yöneten MindBehind Studio, müşteri temsilcilerinin gerçek zamanlı son kullanıcılarla konuştuğu MindBehind Live, sanal asistanlar için ödeme çözümü sağlayan MindBehind POS bu ürün ve servislerin birkaçı oldu.