Ana Sayfa Blog Sayfa 615

QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın üçüncü dönem girişimleri belli oldu

QNB Finansbank bünyesindeki QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın üçüncü dönemine kabul edilen sekiz girişim açıklandı. Altı ay süreyle güçlü bir mentor ağı, onlarca iş ortağı, QNB Finansbank’ın c-level bir yöneticisiyle beraber çalışma ve hibe desteği gibi çok sayıda olanaktan yararlanacak girişimler, Eylül ayındaki Demo Day ile programdan mezun olacaklar.

QNBEYOND Hızlandırma Programı’nın üçüncü dönem girişimleri arasında hem fintech hem de fintech dışında perakende, lojistik ve yapay zeka gibi alanlara odaklanan girişimler yer alıyor.

QNBEYOND üçüncü dönem girişimlerinde; global odaklı SaaS iş modelleri, yapay zeka teknolojisini kullanan veya kullanımını kolaylaştıran ürünler, şirket içi eğitim platformları, perakende çözümleri, fintech’ler ve online reklamcılığa verimlilik getiren araçlar göze çarpıyor.

2020’de tamamlanan ikinci dönemde 11 girişim QNBEYOND mezunu olurken; bu girişimlerden biri olan ikas, QNBEYOND Ventures’dan yatırım aldı. Ayrıca sekiz girişim QNB Finansbank’la büyük çaplı iş birliğine gitti.

QNBEYOND’un sahip olduğu güçlü mentor ağı, iş ortakları ve c-level yönetici desteği

Sektör profesyonelleri ve QNB Finansbank çalışanlarından oluşan 100 kişiyi aşkın ve güçlü bir mentor ağına sahip olan QNBEYOND, girişimcilerin ihtiyaç duyabileceği neredeyse tüm konular için alanında uzman bir mentora sahip.

Ayrıca hızlandırma programına katılan girişimlere; Amazon Web Services, Google Cloud, Microsoft Azure ve Oracle gibi servis sağlayıcılar, Hubspot, Notion, Segment ve Zendesk gibi yabancı servisler ve Kolay İK, Pisano ve TeamGram gibi şirketlerden on binlerce dolar değerinde indirim fırsatı da sunuluyor.

Diğer yandan QNB Finansbank c-level yöneticilerinden biriyle eşleşen QNBEYOND girişimleri, düzenli olarak görüşme ve beraber iş geliştirme şansına erişiyor.

QNBEYOND hızlandırma programı 3. dönem girişimleri:

  • Ango AI: Ango AI, yapay zeka destekli yazılım platformu ve nitelikli işgücü ile global yapay zeka takımlarına ekspres veri etiketleme servisi sunuyor.
  • AssistBox: AssistBox, finans, sigorta, perakende ve sağlık sektörlerinde, müşterilere uzaktan hizmet verilebilmesi için geliştirilmiş bir online iletişim platformu.
  • Hedgeblue: Hedgeblue, gelişmiş algoritmalar ile hazineleri risk yönetimi konusunda destekler, riskten korunma muhasebesi yazılımı ile raporlama ihtiyaçlarını karşılar.
  • Infoset: Infoset, şirketlerin tüm destek ve satış kanallarını tek bir yerden yönetmelerini, operasyonlarını kolaylaştırmalarını sağlar.
  • Magnetic: Magnetic, hazır reklam şablonları ile tüm dijital reklamların yönetimini tek bir arayüzden gerçekleştiriyor.
  • ParkPalet: ParkPalet, şirketlerin depolama hizmeti ve e-ticaret lojistiği ihtiyaçlarını hızlı, esnek ve verimli bir şekilde tek platformdan çözmelerini sağlar.
  • Playbook: Playbook mavi yakalı ve gig-ekonomisi çalışanları için mobil bir eğitim ve iletişim aracı.
  • Spiky.ai: Spiky.ai, eğitim için ilk modüler yapay-zeka tabanlı ileri analitik platformudur, eğitimi yeniden şekillendirmeyi amaçlar.

Zynga ve Lucasfilm Games, Nintendo Switch için geliştirilen Star Wars: Hunters’ı duyurdu

İnteraktif eğlencenin küresel liderlerinden Zynga ve Lucasfilm Games bugün yaptıkları açıklamayla Nintendo Switch ve mobil cihazlar için geliştirilen rekabete dayalı arena savaş oyunu Star Wars: Hunters’ın 2021’de çıkacağını duyurdu.

Dikkat çekici pek çok yeni Star Wars karakterinin yer alacağı Star Wars: Hunters, oyuncuları takımlar halinde karşı karşıya getirecek ve kıran kırana maçlara ev sahipliği yapacak. Oyunun ilk resmî tanıtım videosu ise Nintendo Direct kapsamında dün yayınlandı.

Star Wars: Hunters

Galaktik İmparatorluk’un çöküşünden sonra geçen Star Wars: Hunters, Star Wars’un ikonik bölgelerinden esinlenen haritalarda oyuncuları gerçek zamanlı kıyasıya bir mücadele için bir araya getirecek. Aralarında cesur ödül avcılarının, Asi İttifakı kahramanlarının ve Stormtrooper’ların yer aldığı kendine has karakterlerden birini seçen oyuncular etkileyici görsel efektler eşliğinde yüksek tempolu maçlarda birbirlerine karşı çarpışacaklar.

Zynga’nın Oyun Yayınlarından Sorumlu Başkanı Bernard Kim yeni oyunla ilgili düşüncelerini şu sözlerle dile getirdi: “Star Wars: Hunters’ı Nintendo Switch’e ve onun tutkulu oyuncu topluluğuna sunmak Zynga açısından önemli bir kilometre taşı olacak. Star Wars: Hunters’ı bugüne dek çok aksiyonlu bir Star Wars oyunu hayal etmiş tüm hayranları için geliştirdik ve konsol oyunları dünyasına attığımız bu adımın Switch oyuncuları tarafından nasıl karşılanacağını merakla bekliyoruz.”

Nintendo Amerika Yayıncı ve Geliştirici İlişkileri Kıdemli Başkan Yardımcısı Steve Singer ise bu gelişmeyi şöyle değerlendirdi: “Zynga’nın ilk konsol oyunu Star Wars: Hunters’ı Nintendo Switch için çıkaracak olmasına çok sevindik. Dünyanın dört bir yanındaki Nintendo Switch oyuncularının bu meşhur evreni yepyeni bir yolla deneyimlemesini sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Lucasfilm Games Başkan Yardımcısı Douglas Reilly ise konu hakkında şunları söyledi: “Star Wars: Hunters klasik Star Wars hikâyelerinden ve mekânlarından esinlense de daha önce yaptığımız hiçbir şeye benzemeyen bir görünüşe ve hissiyata sahip. Ayrıca, oyundaki son derece yaratıcı karakterleri Nintendo Switch oyuncularıyla buluşturmak bizim için büyük heyecan kaynağı. Artık ister evde ister dışarıda heyecan verici savaşlarda arkadaşlarına katılabilirler.”

Star Wars: Hunters Nintendo Switch, Apple App Store ve Google Play Store platformlarından ücretsiz olarak indirilebilecek. Oyunu indirip oynamak için Nintendo Switch Online üyeliği de gerekmiyor.

Zararlı yazılım analiz çözümleri geliştiren Malwation, 7 milyon TL değerleme ile yatırım aldı

Zararlı yazılım analizi ve geliştirilmesi alanında yeni nesil teknolojiler geliştirme hedefiyle 2018 yılında Gais Security çatısı altında kurulan ve Temmuz 2020’de yeni adı Malwation, ilk turda Sertaç Özinal ve Alesta Yatırım‘dan 7 milyon TL değerleme ile tohum yatırım aldı.

Osman DoğanveKağan Işıldak tarafından kurulan Malwation‘ın ana odağı, şirketlerin zararlı yazılımlardan ötürü uğrayabileceği mağduriyetlere karşın AR-GE süreçlerini yürütmek. Bu kapsamda girişim, Malwation AIMA ve Malwation MSP olmak üzere 2 adet ürün geliştirdi.

Malwation AIMA, kullanıcılarına yeni nesil analiz teknolojileri ile otomatize ve interaktif şekilde, gelişmiş zararlı yazılımlara karşı detaylı raporlar sunarak onların bu süreçte en doğru aksiyonları almalarına ve tehditleri detaylı olarak anlamalarına yardımcı olmak.

Malwation MSP’yle ise, kurumların siber güvenlik mimarilerinde büyük yatırım yaptıkları uç nokta güvenlik ürünlerinin (Antivirus, EDR) en sıkı koşullarda test edilebilmesi için dinamik olarak zararlı yazılım üretebilecekleri bir platform sunuyor. Bu sayede en doğru ürünü seçebilmelerini ve olası saldırı durumlarına karşı donanımlı olabilmelerini sağlıyor.

Kurucular: “Almış olduğumuz bu yatırım ile beraber pazar faaliyetlerimizi arttırmayı ve başından beri hedefimiz olan, global bir ürün olmak için gerekli çalışmaları yapmayı hedefliyoruz.” dedi.

Tmob, e-ticaret çözümleri üreten Mowico’yu 1.6 milyon dolara satın aldı

Dünya çapında şirketlerin teknoloji ihtiyaçlarına uçtan uca çözümler sunan Tmob, e-ticaret çözümleri şirketi Mowico’yu 1.6 milyon dolara satın aldı satın aldı. Mowico, e-ticaret için tam kişiselleştirme sunan bir mobilizasyon uzmanı olarak hizmet veriyor.

Yeni yatırımlarıyla ilgili değerlendirmede bulunan Tmob Kurucusu ve CEO’su Rudi Dökmecioğlu; “Türkiye’nin ilk 20 e-ticaretçisinden 13’ünün mobil ticaret platformunu kurduk. Özellikle perakende sektöründe Yemeksepeti, GittiGidiyor, Trendyol, Markafoni, Hepsiburada, CarrefourSA, Teknosa gibi Türkiye’nin önde gelen markalarının iş ortağı olduk. Pandemi, hem Türkiye hem de dünyada olağanüstü bir dönüşüme neden oldu ve ticaretin formatını kökünden değiştirdi. Özellikle e-ticaret arenasının hızla geliştiğini rakamlar da ortaya koyuyor.

Tüketiciler pandemi sürecinde birer dijital tüketicilere dönüştüler. Araştırmalara göre pandemiyle birlikte online kullanıcıların yüzde 68’i hızlı teslimat talep etti. E-ticaret firmalarının yüzde 45’i 2021’de teslimat modellerine hızlı teslimatı da eklemeyi planlıyor. Dünya genelinde yaşanan bu gelişmelere ve e-ticaretteki dönüşüme sessiz kalmamak ve doğru zamanda doğru ürünle var olmak adına Mowico’nun hisselerinin tamamını satın aldık. Tmob olarak 13 yıllık e-ticaret bilgi ve birikimimizi tüm dünyaya yayma stratejimizle e-ticaret sektörüne yeni bir soluk getirecek, yeni yatırımlarımızla büyümeye devam edeceğiz” dedi.

Yolculuğuna 2020 yılında başlayan Mowico, müşterilerinin geri bildirimleri ve dijital dünyadaki hiç bitmeyen gelişmelerin üzerine hizmetlerini bir üst seviyeye taşımaya karar vererek, üst düzey bir m-commerce platformu geliştiren bir şirket. Bugün bir mobil ticaret platformu olarak hizmet veren Mowico, e-ticaret sitelerini çok hızlı bir mobil uygulamaya çeviriyor. Sınırsız kişiselleştirme özelliğine sahip Mowico, e ticaret alt yapısı ile firmalara bağımsız olarak gelirlerini arttırmak için benzersiz bir mobil deneyim sunuyor. Mowico’nun e-ticaret partnerleri arasında Shopify, Magento, 3Dcart, Bigcommerce ve opencart gibi dünyanın önde gelen e-ticaret şirketleri yer alıyor.

Yerli yapay zeka girişimi Tazi’nin yer aldığı TRUST AI projesi, Avrupa Birliği’nden onay aldı

İTÜ ARI Teknokent’te faaliyet gösteren yerli yapay zeka girişimi Tazi’nin de yer aldığı TRUST AI projesi, Avrupa Birliği Araştırma ve İnovasyon Programı Horizon 2020 çerçevesinde desteklenmeye hak kazandı.

4 milyon Euro bütçeye sahip olan ve 48 ay sürmesi planlanan proje, yapay zeka (AI) sistemlerini daha anlaşılır hale getirmek için yeni bir teknolojik yaklaşım geliştirerek, örnek senaryolarla uygulanır bir paradigma ortaya koyma amacı taşıyor.

TRUST inovasyon ekosistemi oluşturacak

Konuyla ilgili konuşan Tazi’nin Kurucu Ortağı ve CEO’su Zehra Çataltepe; “Avrupa Birliği Araştırma ve İnosvasyon Programı Horizon 2020 çerçevesinde, 48 ay sürecek olan yedi ortak’tan biri olduğumuz TRUST AI projesinin başladığını duyurmaktan onur duyuyoruz. Temelde keşif sürecine insan zekasını dahil eden proje kapsamında daha iyi çözümler bulmak adına yapay zeka ve insanların birlikte çalışması sağlanacak. Çalışma sonucunda şeffaf, güvenilir ve tarafsız akıllı araç (TRUST) ortaya çıkacak” dedi.

Tahmine dayalı ve kuralcı problemlerin üstesinden gelme yeterliliğini garanti edecek olan TRUST projesi, akademi ve iş dünyasının da yararlanabileceği bir inovasyon ekosistemi oluşturacak. Proje çerçevesinde, sağlık hizmetleri, e-perakende ve enerji alanlarında üç ayrı kullanım senaryosu özelinde geliştirilen yöntemlerin uygulamasının yanı sıra bankacılık, sigortacılık ve kamu yönetimi gibi birçok çeşitli sektörde de uygulanabilir olması yönünde çalışılacak.

Amerikalıların finansal zorluklardan kurtulmasını hedefleyen SeedFi, 65 milyon dolar fon topladı

Tüm dünyada olduğu gibi Amerika Birleşik Devletleri’nde de birçok kişi geçim sıkıntısı yaşıyor ve geçimlerini sağlamak için finans kuruşlarının sağladığı kredi gibi yöntemlere başvuruyor. Özellikle uluslararası pandeminin tüm dünyayı ekonomik olarak etkilemesi, geçim sıkıntısı yaşayan birçok kişinin işini daha da zorlaştırdı.

Özellikle geçim sıkıntısı yaşayan kişiler, maaşlarıyla borçların içinden çıkmaya çalışıyor ve tüm bunları yaparken geleceğini planlamayı ihmal ediyor. Hem finansal olarak hem de kişisel kariyeri için yeterli planlama yapamadığı için de gelirini arttırma noktasına odaklanmıyor.

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki vatandaşlarının bu sorununa çözüm üreten girişim SeedFi, Andreessen Horowitz liderliğindeki sermaye turundan toplam 65 milyon dolarla ayrıldı. 15 milyon dolar yatırım alan şirket, 50 milyon dolar borç aldı. Yatırım fonu Andreessen Horowitz, şirketin 4 milyon dolarlık başlangıç fonuna da liderlik etmişti. Son finansman turuna katılan fonlar arasında Flourish, Core Innovation Capital ve Quiet Capital de yer alıyor.

Kurucular gözlemlediği sorunlardan yola çıktı

Şirketin kurucu ekibi daha önce JPMorgan Chase ve Capital One gibi büyük yapılarda çalıştı. SeedFi kurucu ortağı ve CEO’su Jim McGinley, “Sistemin kişiler arasında ayrımcılık yarattığını gördük ve birçok finans kuruluşunun, vatandaşlara yardım etmek için tasarlanmadığını fark ettik” dedi.

McGinley, geçmişte çeşitli topluluklar için maaş günü kredilerinden sorumluydu.

Kurucu ortak Eric Burton ise şu anda yardım etmeyi amaçladıkları Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlarına benzer sorunlar yaşadığını söyledi. Orta Teksas bölgesinde oldukça fakir bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini belirten Burton, bu durumda olan kişilerin daha parlak geleceğe sahip olması için girişimleri SendFi’ı çözüm olarak görüyor.

Cube Incubation öncülüğünde Türkiye’de ve Dünyada Derin Teknoloji Girişimciliği raporu yayımlandı

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation öncülüğünde Türkiye’de ve Dünyada derin teknoloji girişimciliği ekosistemine ışık tutan bir çalışma gerçekleştirildi.

Türkiye’de ve Dünyada Derin Teknoloji Girişimciliği” başlıklı raporda özellikle pandemi salgınıyla derin teknolojilere yönelik talebin arttığının altı çizilirken derin teknoloji girişimcilerinin dünyadaki ve Türkiye’deki dağılımına da yer verilerek ülkeler arasında gelişim kıyaslaması da yapılıyor.

Global girişimcilik ekonomisi yaklaşık 3 trilyon dolar değerle, bir G7 ülkesi GSYİH’si kadar değer üretiyor. Dünyanın en büyük 10 şirketinden 7’si ve hatta büyük küresel şirketlerin önemli bir kısmı teknoloji sektöründe faaliyet gösteriyor.

2019 yılında girişimcilik ekosistemine dünya çapında yapılan risk sermayesi yatırımları 300 milyar USD’ye yaklaşmış durumda. Küreselleşme, kentleşme ve dijitalleşme, son yıllarda dünya ekonomisini yönlendirirken, aynı zamanda yaşadığımız çevreye baskı uygulayarak yeni güvensizlik biçimlerinin oluşmasına da neden oluyor. Bu bağlamda derin teknolojilerin, günümüz global sorunlarının çözümünde önemli bir yere sahip olacağı düşünülüyor. Cube Incubation’ın İSTKA desteğiyle hazırladığı Rapor derin teknoloji girişimlerinin dünyadaki ve Türkiye’deki gelişimine ışık tutuyor.

Pandemiye yönelik ürün ve çözümler derin teknolojinin dünyaya armağanları

Derin teknoloji terimi, büyük bilimsel atılımlara veya mühendislik yeniliklerine dayalı ürünler geliştiren girişimleri ifade ediyor. Yapay zekâ, veri ve görüntü işleme, otonom araçlar, robotlar ve mekatronik artırılmış ve sanal gerçeklik (AR/VR), endüstri 4.0, nesnelerin interneti, biyoteknoloji, yeni malzemeler ve nanoteknoloji gibi kategorilerde çalışma yapan derin teknoloji girişimleri tarım, otomotiv ve ulaşım, tüketici ürünleri ve hizmetleri, savunma ve havacılık, enerji, çevre ve su, finans, gıda, sağlık, üretim ve yapı, telekomünikasyon ve perakende gibi alanlarda benzersiz ürün ve çözümler gerçekleştiriyor.

Raporda derin teknoloji girişimlerinin öneminin pandemiyle arttığının da altı çiziliyor. Pandeminin ilk günlerinde çok hızlı bir şekilde imdadımıza yetişen COVID-19 test kitleri, salgının ilerleyen dönemlerinde hastane kapasitelerinin dolmasıyla önemini anladığımız ventilatörler ve geldiğimiz noktada çok hızlı bir şekilde üretilip kullanıma sunulan ve pandemiden dünyayı kurtarmak için umut bağladığımız aşıların derin teknoloji şirketleri tarafından kullanıma sunulan armağanlar olduğu düşünülüyor.

Derin teknoloji Ar-Ge çalışmalarıyla desteklenerek büyüyor

Derin teknoloji alanı bilimle başlayıp Ar-Ge çalışmalarıyla desteklenerek büyüyor. Bilimsel bir keşfi veya buluşu kullanan bu girişimler geleneksel girişimlerin aksine bir dizüstü bilgisayar ve kablosuz ağdan çok daha fazlasını gerektiriyor. Laboratuvarlara, test tesislerine, benzersiz kaynaklara, özel araçlara ve makinelere, güçlü bilgi işleme altyapısına, verilere, sermayeye ve kapsamlı düşünmeye ihtiyacı olan girişimlerin bu noktalarda desteklenmesi ise kritik bir önem taşıyor.

Dünya Genelinde Derin Teknoloji Yatırımları Ne Durumda?

Rapora göre; tüm teknoloji girişimleri arasında derin teknoloji girişimlerinin payı 2010’da yüzde 22’lerdeyken 2018’de yüzde 45’i aştı. Derin teknoloji alanında dünya çapında yapılan yatırımların en fazla fotonik ve elektronik kategorisinde, en az da kuantum bilgisayarlarda yapıldığı görülüyor. 2020’de dünyada 51 farklı ülkede 1.305 farklı şehirde derin teknoloji yatırımı gerçekleşmiş durumda. Raporda derin teknoloji yatırımlarının ülkeler bazında incelemesi de yapılıyor, ABD ve Çin’in, 2015’ten 2018’e kadar derin teknoloji şirketlerine yapılan küresel yatırımların yaklaşık %81’ini gerçekleştirdiği görülüyor.

ABD’de bu zaman zarfında 32,8 milyar USD, Çin’de ise 14,6 milyar USD derin teknoloji yatırımı yapılmış durumda. Ancak dünya derin teknoloji ekosistemi yalnızca bu iki büyük ülkeden ibaret değil, sektörde pek çok Avrupa ülkesi de öne çıkıyor. Avrupa’da son yıllarda önemli bir artış görülüyor. Atomico’nun “The State of European Tech” (2020) raporuna göre, 2016’da 3,9 milyar USD tutarında olan Avrupalı şirketlere yapılan derin teknoloji yatırımları, 2019’da 10,2 milyar USD seviyesine çıkarak zirve yapmış, 2020’nin ilk 9 ayı itibarıyla 8,9 milyar USD olarak gerçekleşmiş durumda. 2016’dan bu yana, Avrupa’daki derin teknoloji şirketlerine yapılan kümülatif yatırım ise 36 milyar USD’yi aşmış.

“Türkiye’de ilkleri gerçekleştiren benzersiz bir derin teknoloji girişim ekosistemi oluşturacağız”

Türkiye ve Dünyada derin teknoloji girişimlerine yönelik sayılı raporlar arasında yer alan bu çalışmayı ekosisteme sunmaktan guru duyduklarını dile getiren Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Teknopark İstanbul olarak girişimcilik ve yeni fikirlere verdiğimiz önemle girişimcilerin iş fikirlerini hayata geçirme yolunda karşılaştıkları birçok zorluğu aşmalarına çözüm üretiyoruz.

Hem derin teknoloji girişimlerimizin dünyaya açılması anlamında hem de derin teknoloji alanında çalışan girişimcilere mali destek olma noktasında yoğun çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Yeni kuluçka binasıyla birlikte sağladığımız pek çok desteğin yanında sürdürülebilir, öngörülebilir ve Türkiye’de ilkleri gerçekleştiren benzersiz bir derin teknoloji girişim ekosistemi oluşturmak hedefi ile ilerlemekteyiz. Kısa zaman içerisinde uluslararası camiada önemli bir merkez olarak konumlanmayı hedefliyoruz.

Türkiye’deki derin teknoloji girişimlerinin hizmet sağladığı ana sektörler içerisinde sırasıyla “Sağlık” ile “Üretim ve Yapı” yoğunluk bakımından ön plana çıkıyor. Bu iki sektöre ek olarak temel odak alanlarımızdan “Savunma ve Havacılık” sektörü de yoğun çalışılan bir diğer sektör olarak dikkat çekiyor. Kurumlar olarak bu çalışmayı iyi inceleyerek doğru adımlar atmamız girişimcilere daha iyi bir ortam sunmamızı sağlayacaktır. Yaptığımız bu çalışmanın kendi potansiyelimizi görme ve dünyaya tanıtma anlamında önemli fayda sağlayacağına inanıyorum. Türkiye’de ve Dünyada Derin Teknoloji Girişimciliği Raporu, Derin teknolojili girişimlere odaklanmamızdaki gerekliliğin defalarca altını çizen, çok kıymetli bir çalışma.” dedi.

Ülkesi dışındaki vatandaşların finans işlerini kolaylaştıran dijital banka Zolve, 15 milyon dolar yatırım aldı

Teknolojinin gelişimiyle birlikte dünya her geçen gün daha büyük bir bütün oluşturmaya devam ediyor. Uluslararası şirketlerin gücü ve ortak dünya kültürüyle birlikte birçok kişi, artık kendi ülkesi dışında çalışmayı tercih edebiliyor.

Örneğin dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri olan Hindistan, yazılım ve bilişim teknolojileri alanında çalışan birçok göç veriyor ve Hindistan kökenli kişiler Amerika Birleşik Devletleri gibi küresel merkezlerde çalışıyor. Tüm dünyanın ortak kültüre sahip olduğu bu düzen, henüz kişilerin finansal yaşantısı için geçerli değil.

Kendi ülkesinde çok iyi bir kredi puanına sahip olan ve bankalarla iyi ilişkisi olan kişiler, Amerika Birleşik Devletleri gibi bir ülkeye geldiği zaman yerel finans hizmetlerinden yararlanamıyor. Kendi ülkelerindeki finans karnelerini bir kenara bırakıp sıfırdan bir banka düzenine geçiş yapmış oluyor. Küresel vatandaşların bu konuda zorlandığını gözlemleyen Zolve ise, farklı ülkelerde yaşayan vatandaşların kendi ülkelerindeki banka hizmetlerinden faydalanmasını sağlayan bir neo bankacılık platformu. Zolve, kişilerin kendi ülkesindeki bankalarıyla Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bankaları birbirine bağlıyor ve böylelikle geçmiş bankalarındaki finansal işlemlerden yararlanmasını sağlıyor.

Henüz ikinci ayında 15 milyon dolar tohum yatırımı aldı

Daha önce TaxiForSure isimli paket servis girişimini kuran ve Ola’ya satarak çıkışını gerçekleştiren Raghunandan G., bu kez Hindistan ve Amerika Birleşik Devletleri arasında çalışan neobankacılık platformu Zolve’yi kurdu. Henüz iki ay önce kurulan Zolve, Accel ve Lightspeed liderliğinde 15 milyon dolar tohum yatırımı alarak bu yıl en yüksek tohum yatırımı alan girişimlerden biri olmayı başardı.

Zolve, bu yatırımla birlikte hizmetlerini genişleterek Hindistan’dan ABD’ye gelen kişilerin kendi ülkesindeki yerel banka hizmetlerini Zolve aracılığıyla kullanmaya devam etmesini sağlayacak. Ayrıca yakın gelecekte Zolve’nin farklı ülkeler için de benzer çözümler sunması bekleniyor.

Canlı görüşmeyle ürün satmayı sağlayan girişim Talkshoplive, 3 milyon dolar yatırım aldı

Tüm dünyayı etkise alan pandemiyle birlikte kullanıcıların alışveriş alışkanlıkları da önemli oranda değişti. E-ticaret platformları ciddi büyüme rakamlarına ulaşırken alışveriş alışkanlıklarının değişmesi de yeni alışveriş platformlarının doğmasını ve büyümesini sağladı.

2018 yılında Bryan Moore ve kardeşi Tina tarafından kurulan ve pandemi döneminde önemli ölçüde büyüme gösteren canlı görüşmeyle ürün satışı yapılmasını sağlayan platform Talkshoplive, Spero Ventures‘tan 3 milyon dolar tohum yatırımı aldığını duyurdu. Daha önce Fox ve CBS gibi önemli medya platformlarında çalışan Bryan Moore, kendi girişimini kurarken canlı yayınlanan alışveriş deneyimlerinden ilham aldığını belirtiyor.

Talkshoplive ile birlikte isteyen herkes, canlı video ile potansiyel müşterilere ulaşarak elindeki ürünleri tanıtabiliyor. Aynı zamanda canlı yayın sayesinde ürünle ilgili deneyimlerini anlatması ve ürünlerle ilgili soruların yanıtlanması da kolaylaşıyor. Özellikle küçük işletmelerinin satışlarını arttırması için müşterilerine yönelik bir ikna kanalı olan Talkshoplive, ünlü isimler tarafından da kullanılıyor. Paul McCartney ve Garth Brooks gibi ünlü isimler de platformda ürünlerle ilgili deneyimlerini anlatıyor.

Bu platform küçük işletmelerin daha fazla müşteriye ulaşmasının yanı sıra ünlü isimlerin de imzalı gitarı, özel eşyaları gibi nesneleri satması için uygun bir ortama sahip. Aynı zamanda platformun sosyal sorumluluk projeleri için de kullanılabilmesi olası.

BKM verilerine göre Ocak ayında Türkiye’de toplam kart sayısı yüzde 10 artış göstererek 260.8 milyon adede ulaştı

Bankalararası Kart Merkezi (BKM), 2021 yılının ocak ayına ilişkin verilerini açıkladı. BKM’nin verilerine göre, ocak ayı sonunda Türkiye’de 76,5 milyon adet kredi kartı, 140,3 milyon adet banka kartı ve 44 milyon adet ön ödemeli kart kullanılıyor.

2020 yılının ocak ayı ile kıyaslandığında kredi kartı adedinde yüzde 9’luk, banka kartı adedinde yüzde 5’lik, ön ödemeli kart adedinde ise yüzde 31’lik artış yaşandı. Toplam kart sayısı ise 260,8 milyon adede ulaşarak geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10 oranında artış gösterdi.

Ocak ayında 103 milyar TL tutarında kartlı ödeme yapıldı

BKM verilerine göre, kredi kartları, banka kartları ve ön ödemeli kartlar ile ocak ayında yapılan toplam ödeme tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16 artarak 103 milyar TL oldu. Bu ödemelerin 86,2 milyar TL’si kredi kartları ile yapılırken, 15,6 milyar TL’sinde banka kartları, 1,2 milyar TL’sinde ise ön ödemeli kartlar kullanıldı. Büyüme oranları özelinde incelendiğinde kredi kartı ile ödemelerde önceki yılın aynı dönemine göre büyüme oranı yüzde 13, banka kartı ile ödemelerde yüzde 28, ön ödemeli kartlar ile yapılan ödemelerde ise bu oran yüzde 145 olarak gerçekleşti.

Kartlarla yapılan ödemelerde en fazla artış elektronik eşya sektöründe görüldü

Ocak ayında kartlarla yapılan ödemelerin sektör dağılımı incelendiğinde geçen yılın aynı dönemine göre en fazla büyümenin yüzde 65 artış ve 7,8 milyar TL’lik ödeme ile elektronik eşya sektöründe olduğu görülüyor. Elektronik eşya sektörünü sırasıyla, yüzde 50 artış ve 4,5 milyar TL’lik ödeme ile yapı malzemeleri, yüzde 42 artış ve 31,7 milyar TL’lik ödeme ile market-gıda, yüzde 25 artış ve 1 milyar TL’lik ödeme ile bireysel emeklilik, yüzde 22 artış ve 5,5 milyar TL’lik ödeme ile de kamu-vergi ödemeleri sektörleri takip ediyor.

Kartlarla yapılan kamu-vergi ödemeleri geçen yıla göre yüzde 22 artarak 5,5 milyar TL oldu

Motorlu Taşıtlar Vergisi’nin (MTV) ilk taksidinin de ödendiği ocak ayında, bu ödemeleri kapsayan “kamu-vergi ödemeleri” sektöründe kartlı ödeme tutarı 5,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu değer 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 22’lik bir büyümeye denk gelirken vergi ödemelerinin toplam kredi kartı ödemeleri içindeki payı yüzde 4,9’dan yüzde 5,2’ye yükseldi. Kamu tahsilatlarında kartlı ödemeler yaygınlaşmaya devam ederken, finansal okuryazarlığın artmasıyla beraber bilinçlenen kullanıcılar artık kartlarını vergi gibi zorunlu ödemelerde daha çok kullanıyor.

Kartlarla yapılan her 5 TL vergi ödemesinin 3 TL’si internetten gerçekleşti

Bu dönemde, kamu-vergi ödemelerinde internetten yapılan kartlı ödeme işlem tutarı ise, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29 artışla 3,2 milyar TL’ye yükseldi. İnternetten yapılan ödemeler kamu-vergi ödemelerinde gerçekleşen kartlı ödeme tutarının yüzde 59’unu oluşturdu, yani kartlarla yapılan her 5 TL vergi ödemesinin 3 TL’si internetten gerçekleşti.